Etiket: tartışma

  • Evlilikte nasıl kavga ediyorsunuz?

    Evlilikte nasıl kavga ediyorsunuz?

    Sizin Çatışma Stiliniz Hangisi?

    Çift problemlerinin büyük bir çoğunluğunu çiftler arasındaki farklılıklar sonucu ortaya çıkan çatışmalar oluşturur. Bu farklılıkların kaynağı eşlerin hedeflerinde, inançlarında, fikirlerinde ve davranışlarındaki farklılıklardır. Tabi ki iki insanın farklı düşünmesi her zaman çatışmaya yol açmaz. Çatışmaya yol açan kritik faktör eşlerden birinin arzusunun veya davranışının diğerine engel olması ya da onu değiştirmeye çalışmasıdır.

    Bir çiftin algısı, düşünceleri, değerleri ve duyguları çatışmanın konusundan bağımsız olarak çiftin nasıl tartıştığını ve tartışmanın sonucunu şekillendirir. Kısacası çiftin çatışma stili ya da yaklaşımı çatışmanın yapıcı ya da yıkıcı olup olmayacağını belirler.

    Çiftlerin Çatışmasında 4 Farklı Stil

    John Gottman’ın (1994) çiftlerle yaptığı kapsamlı araştırmaya göre mutlu ve sağlıklı ilişkilerde çiftlerin çatışma esnasında gösterdiği 3 farklı problem çözme yaklaşımı var. Bu yaklaşıma göre çiftler Tutkulular, Onaylayanlar ve Çatışmadan Kaçınanlar olarak değişiyor. Bu stillerin hepsi uzun ve sağlıklı ilişkilerde görülüyor. Dördüncü stil “Düşmanca yaklaşanlar” ise genellikle sağlıklı ilişkilerde görünmeyen ve çifti boşanmaya götüren bir yaklaşım. Şimdi bunların özelliklerini görelim. Bakalım sizin eşinizle çatışma stiliniz bunlardan hangisi?

    Tutkulular

    Tutkulu stilde olan çiftler için çatışma bir anda patlar ve o an kendilerini saflarına ayrılmış bir kavganın ortasında bulurlar. Ancak bu çatışmayı onarma ve telafi etme konusunda da kavgada oldukları kadar iyidirler. Bu çiftler sık ve gerçekten tutku ile kavga ederler.

    Kavgaları volkanik bir patlamaya benzemesine rağmen, çatışma sırasında bile zekice espriler yapar ve birbirlerine olan ilgi ve beğenilerini gösterirler. Hatalarını telafi etmek yani gönül almak için epeyce uğraşırlar. Bu tartışmalar onların sıcak ve sevgi dolu ilişkisinin küçük bir parçasıdır. Bu tartışmaların asla fiziksel şiddet içermediğini de belirtmeden geçmeyelim.

    Burada tutku ve çatışma iyi bir ilişkiye yol açmaktadır. Sık ve tutkulu tartışmalarına rağmen bu çiftler aralarındaki farklılıklarla baş ederler.
    Bu çiftler birbirlerini eşit görürler. Biri diğerinden daha üstün değildir. Kişisel farklılıklarını ve kendilerini ifade etmeye ihtiyaç duyarlar. Birbirlerinin pozitif ve negatif duygularına açık oldukları gibi ilişkileri de mutlu ve heyecan vericidir.

    Onaylayanlar

    Bu çiftler oldukça nazik kavga ederler. Çatışma sırasında oldukça sakindirler ve sanki bir problem üzerinde beraber çalışan iki iş arkadaşı gibidirler. Birbirlerine gösterdikleri karşılıklı saygı, tartışmanın miktarını ve düzeyini sınırlar.

    Çok ateşli konularda bile önem verdikleri şey iletişim ve uzlaşmadır. Bunu birbirlerinin bakış açısını anlamaya çalışarak yani empati kurarak yaparlar. En ateşli konularda bile ilgi, sakinlik ve kendilerini kontrol etme becerisi gösterirler.

    Onaylayan çiftler de birbirlerini etkilemeye ve ikna etmeye çalışır ve en sonunda mutlaka ortak bir nokta bulurlar. Çatışma sırasında karşı tarafın fikrine katılmayabilirler ancak değer verdiklerini mutlaka gösterirler. Çatışmada, eşlerinin duygularını önemsediklerini ve dikkate aldıklarını belirtirler.

    Çatışmadan Kaçınanlar

    Çatışmadan kaçınan çiftler nadiren tartışırlar. Çatışmanın ortaya çıkaracağı zıtlık ve farklılıkla yüzleşmek istemezler. Tartışırken çok dikkatlidirler birbirlerine açık olarak öfkelerini göstermelerinin onlara bir şey kazandırmayacağını düşünürler.

    Bu çiftler anlaşmazlıkları konusunda hemfikirdir. Farklılıklarını nadiren gündeme getirir bu konuların bir çıkmaza girmesine izin vermezler. Ortak özelliklerinin ve ortak değerlerinin farklılıklarından daha fazla olduğuna inanırlar. Dolayısıyla bu farklılıkları önemsemez ya da kolayca kabul ederler.

    Çatışmadan kaçınan çiftlerin anlaşmazlık yaşadıkları bir konu söz konusu olduğunda genellikle eşlerden biri bunu kendi başına çözmeye çalışır ya da yaşadıkları bu problemi kendi akışına bırakarak problemin hallolmasını dilerler.

    Çatışma Stiliniz Her Ne Olursa Olsun!

    İlişkide çatışma stiliniz her ne olursa olsun araştırmalar, çatışma sırasında yaşanan olumlu şeylerin olumsuz şeylerden daha fazla olduğunda sağlıklı ve mutlu evliliğe ulaşabileceğinizi gösteriyor. Örneğin eşinizle bir çatışma yaşıyorsunuz olumlu ne olur diye düşünelim: Eşinizin sizinle aynı fikirde olmadığını nazik bir şekilde belirtmesi, konu ile ilgili bir espri yaparak ortamı yumuşatması, sizin fikrinizi ilgi ile dinlemesi olumlu davranışlardır. Bağırarak ve sizi eleştirerek cümleye başlaması, asla sizi dinlememesi ve sizi aşağılaması olumsuz davranışlardır. İşte çatışma stiliniz ne olursa olsun mutlu ve uzun süreli ilişkilerde çatışma sırasındaki olumlu etkileşimlerin olumsuzlara oranı 5/1 ise; yani çatışma sırasında 5 olumlu 1 olumsuz etkileşim yaşanıyorsa ne kadar sık çatışırsanız çatışın ya da çatışmadan kaçınan bir stile sahip olun evliliğiniz bozulmayacak demektir.

    Son olarak bu oranların darmadağın olduğu ve çoğunlukla kötü giden ilişkilerde gördüğümüz çatışmada “Düşmanca yaklaşım’ stilini de bir görelim.

    Düşmanca Yaklaşanlar

    Düşmanca yaklaşım stiline sahip çiftler de çok sık ve ateşli tartışmalara girerler. Çatışmaları kaotik ve zarar vericidir. Onlar tartışırken hakaret, küçümseme, alaycı ve aşağılayıcı espriler havada uçuşur. 5/1 oranını asla tutturamazlar. Tıpkı çatışmaları gibi ilişkilerinde de olumsuzluklar olumlu durumlardan daha fazladır.

    Düşmanca yaklaşım stiline sahip çiftlerin tartışmaları fazlasıyla bizim mahşerin 4 atlısı dediğimiz eleştiri, aşağılama, savunma ve duvar örme davranışları ile karakterize olmuştur. İletişimleri sağlıksızdır. Birbirlerinin söylediklerini dinlemezler ve bu çatışmalar ilişkilerini olumsuz etkiler.

    Çatışma sırasında tutkulu, onaylayan ya da çatışmadan kaçınan çiftler. Hepsi birbirinden son derece farklıdır. Fakat çatışma sırasındaki olumlu ve olumsuz davranışları arasındaki oran 5/1 olduğu sürece ilişkileri mutlu mesut devam eder.

    Tutkulu çiftler bu dengeyi eşlerine karşı gösterdikleri ilgi ve espri anlayışı ile kurarlar. Çatışmadan kaçınanlar ise bunun tam tersine duygularını ifşa etmezler. Ancak çatışma ile baş etmek için olumsuz duygulara sahip değildirler. Onaylayanlar ise kendilerini kontrol etme becerisine sahiptirler ve birbirlerinin duygularını önemserler.

    Bu çiftler için 5/1 oranı önemli iken düşmanca yaklaşan çiftler için bu geçerli değildir. Çatışmadaki aşağılayıcı yaklaşımları ile pozitif negatif dengesini kurma konusunda başarısız olurlar.

    Uzm. Psk. Emel DENİZCİ tarafından yazılmıştır.

  • Evliliklerde en çok tartışma nedeni!

    Evliliklerde en çok tartışma nedeni!

    TIME Money’nin yaptığı araştırmada her 5 çiftten 4’ü eşleriyle para konusunda hemfikir olduklarını söyledi.

    Çiftlerin, yüzde 29’u ev işleri, yüzde 32’si ise para için her ay eşleriyle tartıştıklarını belirtti. TIME Dergisi 1000’i aşkın evli ve 25 yaş üzeri çifte ilişkileri ve para arasındaki ilişkiyi sordu. Araştırmada oldukça ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada, eşlerin yüzde 4’ünün yatırım stratejisi, yüzde 14’ünün cimrilik, yüzde 18’inin kredi kartı harcamaları ve yüzde 32’sinin ise gereksiz harcamalar yüzünden tartıştıkları ortaya çıktı.

    Ankete katılan kadınların yüzde 19’u kocalarının çok cimri olduğundan ve fazla para kazanmamasından rahatsız olduğunu, erkeklerin yüzde 21’i ise eşlerinin gereksiz harcamalarından ve bütçe planlamasına uymamalarından şikayetçi olduklarını söyledi. Kişisel harcamaların yönetimi konusunda ise, kadınların yüzde 68’i kendini bu konuda yetkin görürken, erkeklerde bu oran yüzde 78 düzeyine kadar çıkıyor.

    PARA KONUSUNDA KİM DAHA FAZLA KAYGILI?
    Anket sonuçlarına göre, çiftlerin banka hesaplarını kontrol etme sıklığı, cinsel birliktelik sıklığından daha fazla olduğunu gösterdi. Erkeklerin yüzde 45’i “bu konuda en çok ben endişeleniyorum” derken, eşim daha endişeli diyenlerin oranı ise yüzde 23’te kalıyor.
    Kadınlarda ise bu konuda kendilerini erkeklerden daha fazla ilgili görüyor. Kadınların yüzde 47’si ben endişeliyim derken, kocam bu konuyla ilgili diyenlerin oranı ise sadece yüzde 18’de kalıyor. Araştırmadaki kadınların yüzde 37’si eşlerinden daha az veya hiç bir şey kazanmazken, erkeklerde çalışmayanların oranı sadece yüzde 3.
    EN FAZLA TARTIŞMA PARADAN ÇIKIYOR
    Sonuç olarak çiftlerin yüzde 70’i para yüzünden sürekli tartışıyor. 18 yaşın altında çocuğu olan çiftlerde ise bu oran yüzde 80’i buluyor. Diğer ilginç bir bulgu ise çiftlerin yüzde 22’si yaptıkları harcamaları eşlerinden saklıyor. Erkekler kazanç konusunda kendisi eşiyle eşit bir biçimde görmüyor. Kadınlarda ise daha çok ‘biz’ düşüncesi hakim.

    Araştırmaya göre, kadınların hane halkı gelirine yaptıkları katkı veya çalışmama durumları, birlikte yaşayan her çiftin ilişkisine doğrudan etki ediyor. Bu şu anlama geliyor, para sadece nasıl tasarruf edecekleri, ne kadar harcayacakları değil aynı zamanda ne hakkında kavga ettikleri, nasıl mutlu oldukları ve neler hakkında endişelendiklerini de belirliyor.

    Kadınlar ne kadar fazla kazanırlarsa bütçe planlamasındaki rolleri de o kadar aktif hale geliyor. Kadınlar bu konuda daha işbirlikçi olarak düşünüyor ve erkeklerin büyük çoğunluğu da bu durumdan memnun. Erkeklerin çoğunluk eşlerinin fazla para kazanıyor olmasından memnun.

    Fakat ister çok kazansın ister az kazansın her kadın ve erkek arasındaki tartışmanın en baştaki sebebinin para olduğu araştırmadan çıkan en önemli sonuç.

  • İlişkiniz ne kadar sürecek?

    İlişkiniz ne kadar sürecek?

    İlişkinizin ne kadar süreceği, sonunun ne olacağı konusunda endişeli misiniz?

    Aslında hiç kimse bir gün sonra nelerle karşılaşacağını bilemez ama ilişkiler konusunda bazı işaretler kişilere fikir verebilir. Falcıya medyuma ihtiyacınız yok. Her şey, aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplara bağlı:

    Tartışmalarınızda birbirinize nasıl davranırsınız?

    – Genellikle yanıldığımı kabul ederim.

    – Gerginliği azaltmak için esprili sözlerden yararlanırız.

    – Tartışma kızışırsa birimiz ara vermeyi öneririz.

    – İkimiz de tartışmayı bitirmek için sabırsızlanırız.

    Eğer dört örnekten üçüne ‘doğru’ diyorsanız, ilişkinizin geleceği için fazla endişelenmenize gerek yok. Her ilişkide zaman zaman anlaşmazlıkların yaşanacağını unutmayın. Önemli olan bu tür anlaşmazlıkları uzatmamaktır.

    Onun ailesiyle tanışmak ister misiniz?

    – Evet isterim.

    – Aileleri bu işe karıştırmak hiç doğru değil.

    – Onun ailesi beni hiç ilgilendirmiyor.

    – Eninde sonunda aileyle tanışmayı umut ediyorum.

    Eğer bu açıklamalardan hiç değilse ikisi onun düşünceleriyle örtüşüyorsa, ilişkiyi önemsediği ve devam ettirmek için elinden geleni yapmaya hazır olduğu anlaşılıyor.

    Ama aileleri işe karıştırmaktan kaçınan birinin niyetinin ciddi olduğunu söyleyemeyiz.

    Buluşma gün ve saatini sık sık değiştiriyor musunuz?

    Flört eden çiftlerin buluşma gününü ve saatini sık sık değiştirmeleri iyi bir işaret sayılmaz. Randevuyu iptal eden ya da erteleyen tarafın duygularından kuşku duymak yanlış olmaz.

    Eğer bu kişi sizinle görüşmek için bahane yaratmak yerine, görüşmeyi erteleme yolunu seçiyorsa, size yeterince ilgi duymadığı anlaşılır.

    Para konusundaki düşünceleriniz birbirine uyuyor mu?

    Aşk ilişkilerine para meselelerini karıştırmak doğru olmaz. Ancak para ile ilgili meselelerde, karşınızdaki kişiyle aynı düşünceleri paylaşmanız çok önemlidir.

    Siz elinize geçeni harcamaya meraklı iseniz, buna karşılık flört ettiğiniz kişi tutumlu olmayı yeğliyorsa, eninde sonunda para bir huzursuzluk kaynağı olacaktır. Düşünce, görüş ve anlayış birliği olmayınca, ilişkinin ömrü kısalır.

  • İlişkide dengeli olmanın kuralları

    İlişkide dengeli olmanın kuralları

    İlişki içerisindeyken denge kurabilmek çok önemlidir. Bazı şeyleri aşırı ya da hiç olarak adlandırmanız yerine her şeyi dozunda ayarladığınızda, ilişkinizin ne kadar da sağlıklı olduğunu göreceksiniz…

    Eleştirmeyin

    Yapmamanız gereken şeylerin başında; eleştirmek, alay etmek, küçümsemek. Masum gibi gözüken bu tarz sözler, karşınızdaki insanı tahmin etmeyeceğiniz kadar kırabilir. Özellikle üçüncü şahısların yanında bu tarz hareketlerden kaçınmalısınız. İlişkinizde de mutlaka insan içinde konuşulacaklar, aile içinde konuşulacaklar ve ikiniz baş başayken konuşulacaklar dengesini kurmak gerekir. Arkadaşlarınızın yanında, aslında ikinizin arasında kalması gereken konuları asla paylaşmayın. Eleştireceğiniz bir konu varsa bunu evde baş başayken yapın. Evde konuştuğunuz konular her zaman evde kalsın!

    Konuşun

    Tüm kızgınlıkların içe atıldığı, hiçbir tartışmanın yaşanmadığı bir ilişki; sürekli kavga edilen ilişkiler kadar sağlıksızdır. Çünkü içe atılan tüm sıkıntılar ilişkinin ileri safhalarında çok daha büyük zedelenmelere yol açabilir. Sürekli kavganın da sağlıksız bir ilişkinin en büyük göstergesi olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Dolayısıyla burada dengeyi kurarak; gerektiğinde tartışabilmeyi, tartışmanın dozunu ayarlayabilmeyi ve uzlaşarak sona erdirebilmeyi iki tarafın da uygulaması yararlı olacaktır.

    Sevdiğinizi Söyleyin

    Kimi insan karşısındakine sevgisini aşırı şekilde göstermekten hoşlanır. Sürekli onu sevdiğini söyler, sürekli onu öpmek ister ve kendisini tamamen ikinci plana atarak tüm planlarını ona adayarak yaşamaya başlamak onları çok mutlu eder. Bazıları da çok sevmesine rağmen karşısındakine sevgisini bir türlü gösteremez; dile getiremez, sarılıp öpemez, ilgisini gösteremez. Bu her iki durum da ilişki için oldukça sağlıksızdır.

  • Kavgadan Sonra Yapmamanız Gerekenler

    Kavgadan Sonra Yapmamanız Gerekenler

    Çiftlerin tartışması, hatta kavga etmesi son derece normal ve sağlıklı. İki farklı kişisiniz ve zaman zaman farklı istekleriniz, farklı seçimleriniz olabilir. Bunlar da çatışma yaratabilir. Önemli olan tartışma sonrası alacağınız tutum.

    Soğuk davranmak

    Bir kavganın ardından biraz kendinizle baş başa kalmaya ihtiyacınızın olması anlaşılabilir. Ancak genelde çiftlerin yaptığı en büyük hata, tartışmanın araya duvar örmeye dönüşmesi. Eşinizi görmezden gelmek, dikkate almamak gibi bir davranış içinde bulunmak, eşinizde onu cezalandırıyormuşsunuz duygusu oluşturabilir ve bu da aranızda aşılması güç mesafeler oluşturabilir.

    Basit bir özürle geçiştirmek

    Haksızlık yapan sizseniz özür dilemeniz beklenen bir hareket. Ama eşiniz hala durumdan dolayı incinmiş, kırılmış vaziyetteyseniz sadece bir “özür dilerim” ile durumu geçiştirmeye çalışmayın. “Şundan dolayı, şunu yaptığım için…” ile başlayan bir özür, onu kırdığınızın farkında olduğunuzu, içten bir şekilde özrü dilediğinizi anlatır karşı tarafa. Bir sonraki adım da “Bundan sonra … şeklinde davranacağım” demek olmalı. Bu sayede, hatanızı tekrar etmeyeceğinizi de belirtmiş olursunuz.

    Kavgaya sebep olduğu için onu suçlamak

    Tartışmanın binlerce sebebi olabilir. Kötü bir gün geçirmişsinizdir, başınız çok ağrıyordur, yorgunsunuzdur, yeterince uyuyamamışsınızdır… Tüm bunlara rağmen suçu eşinize atmak, hiç de adil bir davranış değil. İyisi mi kendi durumunuzla ilgili ön bilgilendirme yapın eşinize karşı. Kızgın, üzgün vb. durumunuz varsa ya da iş yerinde sizi sinir eden bir şeyler yaşadıysanız ve bunun etkilerini hala üzerinizde taşıyorsanız, eşinizin de bunları bilmeye hakkı var. Onu önceden uyarırsanız sizin her zamankinden daha hassas olduğunuzu anlayacak ve daha dikkatli davranacaktır.

    “Ben öyle demek istemedim” demeyin

    Bu sözü söylemek, sanki silgi kullanmaya benzer. Ama size olumlu bir dönüşü olmaz. Çünkü siz bu sözü sarf ettikten sonra eşiniz, “Evet, öyle dedin” diye çıkışabilir ve tam tartışma bitti derken yeniden alevlendirebilirsiniz. Oysa geriye gitmek yerine geleceğe dair yapıcı hareket etmelisiniz. Aynı şekilde eşiniz de size “Ben öyle demek istemedim” diyebilir. Bu durumda size düşen, “Evet, öyle söyledin!” diye tartışma tonuna dönmek değil, “Öyle demek istemedin ama sonuçta ben böyle hissettim. O halde bundan sonra lütfen ‘şöyle şöyle’ davran” şeklinde karşılık vermek olmalı.

    Suçunuzu telafi etmek için hissetmeden seks yapmak

    Her ikiniz de tartışma sonrası birbirinizden özür dilemiş olabilirsiniz. Ama bu her zaman öfkenizin tamamen yatıştığını, birbirinize yaklaşabilecek kıvamda olduğunuzu göstermez. Eşiniz daha yakınlaşacağınız düşüncesiyle sevişmek isteyebilir. Ama siz, içinizden ona aynı şekilde karşılık vermek gelmiyorsa, kibarca reddetme hakkına sahipsiniz. İçinizden geliyorsa sarılın sadece. Çünkü istemeden seks yapmak size kendinizi kötü hissettirecek ve eşinize karşı öfkenizin daha da büyümesine yol açabilecektir. Ancak kavga sonrası ikinizin de istediği bir sevişme çok ateşli olabilir, bizden söylemesi!

  • Eşinizle dalga geçmeyin!

    Eşinizle dalga geçmeyin!

    Evlilik hazırlığı yapan 53 bin 183 kişiye, evlilik öncesi eğitimde mutlu evliliğin sırlarına ilişkin tüyolar verildi.

    Aileve Sosyal Politikalar Bakanlığı, son 1 yılda Türkiye genelinde evlenmeye hazırlanan 53 bin 183 kişiye evlilik öncesi eğitim verdi. Konferanslarla halka da ulaşan projeye 40 bin vatandaş katıldı. Böylece mutlu evliliğin sırları konusunda bakanlık 93 bin 183 kişiyi bilgilendirmiş oldu.

    Ev ekonomisi de var cinsel yaşam da
    Programa katılanlara mutlu evliliğin sırrı olarak ev ekonomisi, sağlıklı cinsel yaşamve hukuki haklar konusunda bilgiler verildi. Eğitimlerde eşlere, “Günlük sorunlar nedeniyle birbirinizi yıpratmayın” uyarısı yapılıyor. Üreme sağlığı ve sağlıklı cinsel yaşam konusunda bilgilendirilen çiftlere, kürtaj ve doğum kontrol yöntemleri de anlatılıyor. Bakanlığın Türkiye genelinde başlattığı “Aile Olmak” isimli konferanslar ile de şimdiye kadar 25 ilde 17 bin kişiye ulaşıldı.

    ‘Eşinizle dalga geçmeyin’

    Evlilik eğitimlerinde dikkat çeken unsurlar şöyle:

    Eşinizle dalga geçmeyin, ona lakap takmayın.

    Eşinizi özellikle başkalarının yanında rencide etmeyin.

    Eşinize sarılın. Evin farklı yerlerine sürpriz notlar yazın.

    Eşinize zaman ayırın. Birlikte güneşin doğuşunu ya da batışını izleyin.

    Eşinize başkalarını örnek göstermeyin. “Fatma’nın son model buzdolabı var, bizim niye yok?” gibi karşılaştırmalarda bulunmayın.

    “Ben erkeğim, bunlar kadın işi” demeyin

  • Yatak odası tartışmalarına çözümler

    Yatak odası tartışmalarına çözümler

    Bu taktiklerle, artık sorunsuzca uykuya dalabileceksiniz…

    SORUN:

    Uyurken horluyor.

    ÇÖZÜM:

    Horlaması uzun süredir devam ediyorsa, doktor kontrolünden geçmesinde fayda var. Sorun sinüslerinden veya solunum bozukluklarından kaynaklanıyor olabilir. Bunun yanı sıra burun tıkanıklığı giderici ilaçlar kullanması ve uyurken yan yatması da horlamasını azaltacak pratik çözümlerdendir. Uykuya daldıktan sonra, sevgilinizin sırtına bir yastık koyun. Böylelikle onu yeni sessiz uyku pozisyonuna kolaylıkla alıştırabilirsiniz.

    SORUN:

    Televizyon önünde uykuya dalmaktan hoşlanıyor. Oysa sizin ihtiyacınız biraz sessizlik.

    ÇÖZÜM:

    Televizyonun saatini belli bir süre sonra kapanmak üzere ayarlayın. Böylelikle yatağa girdikten kısa bir süre sonra televizyon kapanacak ve siz de ihtiyacınız olan sessizliğe kavuşmuş olacaksınız

    SORUN:

    Siz donarken o terlemekten şikayetçi

    ÇÖZÜM:

    Uzmanlar yatak odasındaki ideal sıcaklığın 20-22 derece arasında değiştiğini söylüyorlar. Bir derece edinip odanızın sıcaklığını ölçün ve bu değerlere yakın bir sıcaklığı sabitlemeye çalışın. İşe yaramıyor mu? O zaman sevgilinize, başucuna koyması için bir masa vantilatörü hediye edin, ne kadar işe yaradığına o bile şaşıracak.

    SORUN:

    Yatakta kitap okumaya bayılıyorsunuz ancak ışık onu çılgına çeviriyor.

    ÇÖZÜM:

    Uyumadan önce kitap okumayı tercih etmeniz, onun uykuya geçişini güçleştirir. Fakat eğer uykuya dalmadan önce okumak sizin için bir ritüel halini aldıysa gece lambanıza 45 watt’lık bir ampül takın. Uzmanlar düşük voltajdaki ışığın, uykuya geçişte etken olan melanin salgısının üretimine engel olmadığını belirtiyorlar.

  • En Sık Rastlanan Evlilik Sorunları

    En Sık Rastlanan Evlilik Sorunları

    Para sorunları, kayınvalide-gelin çatışmaları hatta kimi zaman çocuklarınız bile aranızda kavgaya neden olabilirler.

    Evli bir çift arasındaki gerginliğin asıl nedeni çok daha farklı olabilir. Klasik nedenleri ortaya atmadan önce, siz farkında olmadan evliliğinizi tehdit eden şeyleri öğrenin. İşte en sık yaşanan evlilik sorunlarının gizli nedenleri:

    Az uyku

    İhtiyacınız olan uykuyu almazsanız sinirli ve gergin olursunuz. Bu da ilişkinize sinir ve kavga olarak yansır.

    Boşanan arkadaşlar

    Araştırmalar, boşanmanın bulaşıcı olduğunu göstermekte. Mesela, arkadaşınızın kocası onu aldattığında siz de ister istemez kendi kocanızın sadakatini sorgulamaya başlarsınız ve bu durum, ortada bir şey yoksa dahi, evliliğinizi kötü yönde etkiler.

    Çok fazla özür dilemek

    Bir kavganın ardından eşinizin duymak istediği şey ”özür dilerim” olmayabilir. Özür dilemenin yerine, uzlaşmaya varmayı deneyin. Böylelikle iki taraf ta kendisi için sorun oluşturan şeyleri göz ardı etmek zorunda kalmaz ve problem gerçekten çözümlenir.

    Televizyon aşkları

    Televizyon ve filmlerde gördüğünüz hayali çiftlerden vazgeçemiyor musunuz? Araştırmalar, televizyon romansına ciddi ölçüde kapılan ve inanan insanların eşleriyle olan ilişkilerine kendilerini daha az adadıklarını göstermekte. Dizi ve filmlere kendini kaptıran kişiler, gerçek, inişli çıkışlı ilişkiler yerine çiçekler almayı ve heyecanlar yaşamayı bekliyorlar ve ne yazık ki gerçek hayatta ilişkiler o şekilde yürümüyor. Bu da çiftlerin mutsuz olmalarına sebep oluyor.

    Dijital iletişim

    Birbirinize SMS, e-posta ya da Facebook’tan mesajlar göndermek yüz yüze iletişim içinde olmaktan çok daha kolay ve hızlı gelebilir ama Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, dijital yollardan birbirleriyle iletişime geçmeyi tercih eden çiftlerin ilişkilerinde daha doyumsuz olduklarını gösteriyor.

    Rüyalarınız

    Rüyanızda kocanızın size kötü davrandığını ya da sizi aldattığını görmeniz gerçek hayatta da kavga etmenize neden olabilir. Bu, araştırmalarca da kanıtlanmış bir gerçektir. Rüyanızda sinirlendiğiniz bir konu için eşinizle kavga etmek yerine, neden canınız sıkıldığı hakkında onunla konuşun.

    Başbaşa randevuya çıkmak

    Normalde romantik ve rahatlatıcı olması gereken bu aktivite iki tarafın farklı istekleri nedeniyle bir kabusa dönebilir. Kadınlar, planlı aktiviteleri tercih ederken, erkekler, daha spontan aktivitelerden hoşlanırlar. Bu nedenle, iki taraftan birinin mutsuz olmaması için, randevunuzda ne yapmak istediğinizi karşılıklı konuşmak ve ortak bir karara bağlamak evliliğiniz için daha doğru olacaktır.

    Hiç kavga etmemek

    Kavga etmiyor olmanız birbirinize sinirlenmediğiniz anlamına gelmez. Kavga etmek, tartışmak sağlığınız için iyidir ve birbirinize karşı dürüst olmanızı sağlar. Kavgadan kaçınmak ise stres hormonlarınızı arttırır. Kavgadan kaçınmak yerine sakin bir şekilde sizi sıkan durumları konuşmayı deneyin.

    Evlilikte her zaman iniş çıkışlar olabilir. Önemli olan karşılıklı olarak birbirinizi anlamaya çalışmak, orta yol bulmak ve bu güzel günlerin keyfini çıkarmaktır.

  • Bir ilişkide hangi arkadaşlar sorun haline gelebiliyor?

    Bir ilişkide hangi arkadaşlar sorun haline gelebiliyor?

    İlişkiye başlarken aldığımız sevgili paketinin içinde karşımızdaki kişinin geçmişte kurduğu ve bugüne dek getirdiği arkadaşlıkları da yer alıyor. Bunun bir sorun olduğunu düşünüyorsanız bu yazıyı okuduktan sonra bir kez daha değerlendirin.

    Çoğu insan uzun bir süre “iyi ilişki”nin hayalini kuruyor. O kişiyi bulabilmek için yeni insanlarla tanışıyor. Yeni tanışılan bu insanlardan bazılarıyla tekrar görüşmek isteniyor. Bunların içinden yalnızca birkaçı bir ilişki yaşamayı denemeye değer görülüyor ve ilişki başlıyor. Çiftler ilk randevulara heyecanla hazırlanıp, ilişkilerinin temellerini sağlamlaştırmak için özenli adımlar atıyor. Zamanla partnerin dünyasına daha çok girdikçe onun arkadaşları ve ailesi ile de ilişkiler kuruluyor. Bu kişilerle iyi ilişkiler kurup yürütmek çift ilişkisi için bir tür kaynak oluşturup ilişkiyi kuvvetlendirebilirken; buralarda yaşanan sorunlar ilişkide aşılması güçmüş gibi gözüken problemlere neden olabiliyor.

    Kadın ya da erkek, pek çok kişi sevgilisini arkadaşları ve ailesi ile tanıştırmak için ilişkinin iyi gittiğini hissettiği bir zamanı beklemeyi tercih edebiliyor. İlişki böyle anlamlı adımlar atılacak kadar ilerlemişken ne oluyor da onun arkadaşları ile sorunlar yaşanabiliyor ve bunlar ilişkimizi tehdit eden hatta sona götüren krizler haline gelebiliyor? Soruların yanıtlarını ve daha fazlasını Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Zat anlattı.

    Bir ilişkide hangi arkadaşlar sorun haline gelebiliyor?

    Bekarlık günlerinden kalma bir alışkanlık olarak sıklıkla sevgilinizi dışarıda içki içmeye ve bar bar gezmeye davet eden yakın hemcins arkadaşlar, ilişkide sorun haline gelebiliyor. Bazı kalabalık ve kemikleşmiş arkadaş grubu “yeni gelen”i aralarına almak istemeyebiliyor. Yıllardır hayatında olan arkadaşlar bu yeni gelene sıcak bakmayarak, dolaylı ve direkt olarak farklı yollarla bu yeni ilişkiye müdahale edebiliyor; arkadaş yorumları çift ilişkisini mutsuz ya da tedirgin edebiliyor. Öte yandan, bazen durum daha karmaşık hale gelebiliyor ve yeni sevgili karşısındaki kişinin yakın arkadaşına bilerek ve isteyerek zarar verebiliyor. Ancak araştırmalar ve deneyim gösteriyor ki, ülkemizde ve yurt dışında genellikle, erkek arkadaşın yakın kız arkadaşı veya kız arkadaşın yakın erkek arkadaşı ilişkinin bir döneminde üzerinde konuşulması gereken bir sorun olarak çift terapisi seanslarına yansıyabiliyor. Bir diğer açıdan, siz ortaya çıkana kadar sevgilinizle sıkça vakit geçiren kişiler ile problem yaşama ihtimali diğerlerine göre daha yüksek gözüküyor.

    Peki, tüm bunları nasıl yöneteceğiz?

    Arkadaşlarının sevdiğiniz kişinin yıllar içinde edindiği ve hayatında tutmaya devam etmek için belirli sebepler gördüğü kişiler olduğunu kendinize hatırlatmanız gerekiyor. Sizin de onlarla ortak pek çok yönünüz olabileceğini, sizin de onlardan hoşlanabileceğinizi, ortak şeyler yakalayabileceğinizi ve arkadaşlık kurabilme şansınız olduğunu unutmayın.

    Çiftler sevgililerinin arkadaşları ile iyi ilişkiler kurmasını temenni ederler. Küçük gibi gözükebilen ancak onun için kıymetli olan her adım bu ilişkiye değer katar. Başlangıçta onun arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmak için yapacağınız girişimler de sizin sadece onun için yaptıklarınızın göstergelerinden biridir. Dolayısıyla, sevgilinizin arkadaşlarını tanımak için mutlaka onlara şans verin. Bunun da yolu onlarla vakit geçirmekten geçiyor. Sevgilinize arkadaşları ile buluşmak için uygun bir plan yapmayı teklif edebileceğiniz gibi onlar sizi davet ettiklerinde buluşmaya katılmaya özen göstererek de bunu yapabilirsiniz.

    Bu bir araya gelişlerde neler yaşandığı, kimde nasıl hisler bıraktığı önemli. Bu buluşmada diğerlerine mesafeli durmak yerine kendiniz gibi olun. Değerlendirilme kaygısını, anlaşacak mıyız sorusunu, varsa geçmişten gelen olumsuz bakış açınızı kenara bırakarak; onları gözlemleyebilirsiniz, tanımaya çalışabilirsiniz; nelere gülüyorlar, birbirlerine nasıl davranıyorlar… Her zamanki doğal halinizde onlarla sohbet edebilirsiniz. Böylece sevgilinizin onlarla ilişkisinin seviyesini yakından görmüş, onlar hakkında birebir fikir edinmiş ve kendinizi tanıtmış olabilirsiniz.

    Yine de olmaz, olamazsa?

    İşler böyle iyi gidebilecekken küçücük ama anlamlı hareketler ile ilişkiler bir anda tatsız hale gelebiliyor. Bazı çiftler sevgilisinin bir ya da birkaç arkadaşından hoşlanmadığını ifade edebiliyor. Arkadaş buluşmaları içinde geçen ve karşı tarafın olumsuz algılayabileceği söz, bakış, espri ya da beden dilinin ilişkilerde tamiri güç sorunlara yol açabildiğini biliyoruz. Terapi odasına, işleri bir adım daha ileri götürüp, kasıtlı olarak yeni sevgiliye zarar veren arkadaşlardan doğan sorunların ortadan kalkması için gelen çiftler de görebiliyoruz. Böyle durumlarda yukarıdaki adımlar ne kadar uygulansa da karşıdan gelen art niyetli tavırlar, kurulmak üzere olan iyi ilişkinin temeline yıkıcı darbeler getirebiliyor. Sevgiliniz ile ilişkinizi daha iyi bir yere götürmeye çalışırken attığınız adımlar sırasında bu ve benzeri deneyimler ayağınıza dolanan engeller haline gelebiliyor. Kötü haber, bu durum ilerleyen zamanlarda ilişkinin zayıf taraflarından biri haline gelip, ayrılığı kolaylaştıran bir faktör olarak rol oynayabiliyor. Araştırmalar, bu süreçleri iyi yönetemeyen çiftlerin ilişkilerine dair olumsuz algılar geliştirebildiğini gösteriyor.

    Çift olarak yapılabilecek olumlu şeylerden biri; bu deneyim ile ilgili ihtiyaçlarınızı karşınızdaki kişiye net olarak anlatmak, bu sorunun çözülmesi ve buradaki ihtiyaçların karşılanması için birlikte adımlar atmak.

    Ona nasıl söyleyeceğiz?

    Gergin olduğunuz bir tartışmanın orta yerinde değil, sakin olduğunuz, birbirinizi duyabildiğiniz rahat bir zamanda bu konuyu paylaşmayı tercih edebilirsiniz. Öfkenizin veya kırgınlığınızın tesiri altında kalmadan, mantıklı ve net olarak kendinizi ifade edebileceğiniz zamanı tercih edebilirsiniz.

    Sağlıklı çözüm yollarından biri, sevgilinizin kırgınlığınıza duyarlı davranması ve bunun giderilmesi için adım atması. Sizleri bir şekilde iletişime geçirerek sorunun ortadan kaldırılmasını sağlaması, herkese rahat bir nefes aldırabilir. Eğer rahatsızlığın bir yanlış anlamadan kaynaklandığı anlaşılırsa, ilişkilerdeki sıkıntılar ve huzursuzluklar uzamadan toparlanıp hayata devam edilebilir. Eğer bu bir sebeple olamıyorsa, çift bu krizi nasıl yöneteceği konusunda danışmanlık alabilir. Bundan sonraki süreçte çiftler, bu arkadaş(lar) ile çift olarak mı tek başına mı görüşecek; ne sıklıkla bir araya gelecekler soruları, üzerinde konuşularak, düzenleme yapılması gereken konular. Çiftlerin bu konuda ortaklaşa getirdikleri kurala uymaları gerekiyor; aksi takdirde çiftlerin birbirine duyduğu güven sarsılabilir.

    Bu noktada, karşınızdaki insanın sosyal yaşamını kısıtlayan kişi konumunda olmamanız önemli. Unutmayın ki, amaç onun arkadaşını bir daha görmemesi değil, sizin rahatsız olduğunuz şeyin ortadan kalkması. Yani çözüm bulabilmek… Bu yüzden konuşmanın odağının kaymasını engelleyin.

    Neden onlarla görüşmesini istemiyoruz?

    Çift ilişkisinin tanımında, iki kişi arasında duygusal ve fiziksel paylaşımdan bahsederiz. Çiftler birbirleriyle fiziksel ve duygusal paylaşımlarda bulunmayı ister ve beklerler. Kendi hayatlarında olanları sevdikleri kişiye anlatırken, onun anlatacaklarını da dinlemek ve ona destek olmak isterler. Ancak çiftlerden biri bu paylaşımı sevgilisi yerine başka bir arkadaşı ile yapmaya devam etmeyi tercih ettiğinde, karşıdaki kişide yetersizlik hissi uyandırabilir. Konu, “Sevgilim arkadaşı ile buluştu”dan çıkıp, “Birbirimizin bu ilişkideki ihtiyaçlarını yeterince iyi karşılayabiliyor muyuz, aramızdaki samimiyetin boyutu nedir?”i sorgulamaya dönüşebiliyor. Dolayısıyla çiftin ilişkisine zarar getiren bir alan doğabiliyor ve sorundan uzak durmak istenebiliyor. Kıskançlık da bir diğer neden olabiliyor.

    Sevgilimizin arkadaşları ile vakit geçirmeyi istemesini kabullenmek neden zor?

    Sevgilinin sizin istemediğiniz arkadaşı ile görüşmesine tepkinizi sizin nasıl yaşadığınız belirliyor. Bu konuda çözümsüz kaldığında arkadaşları ile her görüşmenin öncesi veya sonrası krize dönüşebiliyor. Çünkü çoğu zaman eşler, “Ben tercih edilmeyen, önemsiz, değersiz kişiyim” duygusu yaşayabiliyor. İlişkideki kendilik algıları zedelenebiliyor ve değersiz hissetmeye başlayabiliyorlar. Böyle hissettirildiği anlar da, anı ağlarımız içindeki yerini bir travma olarak alabiliyor. Dolayısıyla kişi için bu durumu kontrol etmek güçleşiyor. Travmalar için terapi desteği alınabilir ve bu sorunların çözümüne katkı sağlanabilir. “Kıskançlık krizine giriyorum” gibi bir hissiyatınız varsa ve bunu sevgilinize yansıtıyorsanız, hemen bunu yapmayı kesin ve özgüven ile ilgili bir uzmandan destek alın.

    Peki kim haklı?

    Çift ilişkisindeki pek çok konu gibi buna da haklı/ haksız çerçevesinden bakmak çok sağlıklı değil. “Arkadaşlarınla görüşmeni istememekte haklıyım!” demek, “Sen onlarla görüşmekte haksızsın” veya “Onlarla görüşmeye hakkın yok” anlamına da gelebilir. Bu da çok anlaşılır değil. Dolayısıyla, bu konuya hak hukuk meselesi olarak bakmamalısınız.

    Onun arkadaşları ile koşulsuz olarak iyi ilişki yürütmek zorunda mıyız?

    Eşinizin veya sevgilinizin tüm arkadaşları ile çok yakın ilişki kurmak ya da onları çok sevmek gibi bir zorunluluğunuz yok. Unutmayın, sevmenin ve iyi ilişki kurmanın spontan bir yanı bunuyor. Ancak onun arkadaşları ile iyi ilişkiler kurmak ona, size ve ilişkinize iyi gelmesi açısından kıymetli.

    Onun arkadaşları ile ilişkilerimizi nasıl dengede tutabiliriz?

    Arkadaşlarının doğum günü, yıl dönümü gibi özel günlerinde telefon etmek ya da bir araya gelmek onların yanında olduğunuzu gösteriyor. Sevgiliniz ile baş başa yapmak zorunda olmadığınız etkinliklerde, arkadaşlarını da size katılmaları için davet edebilirsiniz. Bowling oynamak, sinemaya gitmek gibi… Ayrıca, arkadaşlarla ortak zevkler varsa birlikte plan yapılabilir; müzik festivaline ya da konsere gitmek, mangal yapmak, kutu oyunları oynamak, gece dışarı çıkmak gibi…

    Partnerinize sizi rahatsız eden şeyleri net ve açık şekilde nedenleri ile birlikte anlatın, spesifik olun. “Ondan hoşlanmadım işte, bilmiyorum, ben hissederim” gibi cümleler pek de kabul edilebilir gözükmeyebiliyor. Sorunu çözmek istediğinizi göstermeniz, ilişkinizin yararına olacaktır.

    Bunları yapmayın!

    * Sevgilinize bu konudaki sıkıntınızı anlatırken onu suçlayan bir dil kullanmayın.

    * Tehdit edici olmayın.

    * Sevgiliniz ile bu konuyu gece, fiziksel yakınlaşmalarınız sırasında ya da gergin bir konuşma sırasında konuşmayın.

    * Kıskançlık yapmayın.

    * Kendinizi onun arkadaşları ile kıyaslamayın ve ona da böyle hissettirmeyin.

    * Aynı şeyi ona yaşatma planları yapmayın.

    * Bu konuyu ondan önce onun arkadaşları ile paylaşmayın.

    * Konuyu tekrar tekrar gündeme getirmeyin.

    * Net olun, koyduğunuz kuralları bozmayın.

    * Belirli kişiler üzerinde takılıp kalmayın.

    Kendinizi test edin

    Siz ve sevgiliniz şunları kendi içinizde değerlendirebilirsiniz:

    * İyi ilişki’yi bulmak ve yürütmek mi, sevgilinizin arkadaşlarınız ile ilişkisi mi daha önemli bir yerde?

    * Eğer istemeden böyle bir şeye sebep olduğunuzu öğrenseydiniz, o böyle bir sorun yaşadığında siz onun mutluluğu ve durumu kolaylaştırmak için neler yapardınız?

    * Arkadaşlarınızın, sevgilileri ile sizinle ilgili bir sorun yaşamalarını ister miydiniz? Buna sebep olacak herhangi bir harekette bulunur muydunuz? Bilerek ya da bilmeyerek onun sevgilisi ile işleri güçleştiren olur muydunuz?

    Vereceğiniz cevapları, sevgiliniz ve siz, arkadaşları ile yaşadığınız bu sorunun çözümü için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Arkadaşlarınızın sevgilileriyle ilişkilerini koruyan adımlar atardım, diyorsanız, arkadaşlardan da bu ilişki için aynı adımlar istenebilir. Gelen ya da gelmeyen cevap zaten size ve sevgilinize bir şey söyleyecektir. Sorunun çözülmesinin önündeki engelin sevgiliniz mi arkadaşları mı olduğunu ayrıt etmek önemli! Sorun çabalara rağmen yine de çözülemiyorsa, ilişkinizi gözden geçirmenin vakti gelmiş olabilir!

    Unutmayın ki, sevgilinizin sizinle olana kadar pek çok şey paylaştığı arkadaşı hakkında olumsuz bir şey söyleyeceksiniz. Bu karşınızdaki kişinin otomatik olarak savunmaya geçmesine sebep olabilir. Dolayısıyla konuşmanızı sorun yaşadığınız kişinin kişiliği ile ilgili değil, size olan davranışları ile sınırlı tutun. Olumsuz ve suçlayıcı ifadeler kullanmamaya özen gösterin. Siz bunlara dikkat ederek, sizi rahatsız eden noktaları paylaştıktan sonrası büyük ölçüde sevgilinize kalıyor.

    Son söz

    “İyi bir ilişki bulmak, kurmak ve yürütmek zor zanaat!” diyen Uzman Klinik Psikolog Zeynep Zat, konuyu şu sözlerle tamamlıyor: “Çift ilişkisi büyük bir şeyden değil, sayısız küçük şeyin birleşiminden oluşuyor. İlişkide iyi giden diğer alanları göz ardı etmeyin! Diğer arkadaşlar ile kurulan iyi ilişkileri takdir edin! Bu sorun karşısında en az beş tane iyi giden şey bulup birbirinize teşekkür edebilirsiniz. ‘Beni dinlediğin için, sorunu düşündüğün için, çözmeye çalıştığın için, sabırlı olduğun ve konuşmayı kesmediğin için teşekkür ederim, sevgilim’ gibi…

    Bu gibi olaylar çiftlerin beraber sorun çözebilme becerisini artırmaya da yardımcı olabiliyor. Dolayısı ile iyi bir yere getirdiğiniz ilişkiye dair inancınızı üçüncü kişilerin sebep olduğu bir şey yüzünden kaybetmek işten bile değil. Bu çukura düşmemek için dikkatli olun ve sağduyunuzu kaybetmeyin. Soruna değil, çözümüne odaklanın. Yeni bir ‘iyi ilişki’ aramaya çıkmadan kendinizi, sevgilinizi ve yaşananları şimdi bir kez daha değerlendirin. Yapmadığınız bir şeyler olduğunu fark ederseniz (terapiye gitmek, yukarıdaki maddeleri değerlendirmek, yapılmaması gerekenleri yapmak gibi) hala bu ilişki için bir şeyler yapabilme şansınız var, tüm inancınızı kaybetmek için henüz erken demektir! “

    Kaynak : Formsante Dergisi

  • İlişkilerde en sık tartışma sebepleri

    İlişkilerde en sık tartışma sebepleri

    Günümüz ilişkilerinde tartışmaların birçoğu bu sebepler yüzünden çıkıyor!

    Her ilişkide tartışmalar, sorunlar olabilir. Önemli olan bu sorunların çözüm yollarını bulabilmek ve sonunda tatlıya bağlayabilmektir. İlişkilerde yapılan gözlemlerde en çok hangi konularda tartışmalar yaşandığı saptanmıştır.

    İlişkilerde en çok tartışmaya sebep olan konular :

    Kadınların alışveriş tutkusu: Her kadının en büyük arzusu limitsiz alışveriş yapmaktır elbette… Ancak bu durumu kontrol edemeyince tartışmalar da eksik olmuyor nitekim.

    -Özel günlerde karşı taraftan beklentiyi yüksek tutmak: Erkekler özel günleri kadınlar kadar ince düşünemeyebiliyorlar. Özellikle ilişkinin birkaç yılını geride kalmışsa karşı taraftan beklentinizi biraz düşürseniz iyi edersiniz…

    -Geçmişte yaşanan ilişkiler: Geçmiş geçmişte kalmıştır… Geçmişi sorgulamak ve sürekli gündeme getirmek sinirlerin gerilmesine ve tartışmalara yol açabilir.

    -Sosyal hesaplar: Özellikle evli olmayan çiftlerin en büyük sorun kaynağı sosyal hesaplardır. Gelen mesajlar, paylaşımlar, yorumlar, kıskançlık sebebi oluyor ve çiftler arasında tartışmalara yol açabiliyor.

    -Maddi sıkıntılar: Evli ya da birlikte yaşayan çiftler geçim sıkıntısı yaşıyorsa tartışma kaçınılmaz hale gelebiliyor.

    womenist