Etiket: spor

  • Göbek eritme önerileri

    Göbek eritme önerileri

    “Ne kadar kilo verirsem vereyim şu göbekten kurtulamıyorum” mu diyorsunuz? Evet, ideal görüntüye ulaşma yolundaki en büyük sıkıntılardan biri göbeği eritebilmek!

    Hiç bir sabah uyanıp koşuya gittiniz mi? Her zaman enerji dolu olup, her şeyi yapabileceğinizi hissettiniz mi? Bunları hissettiğiniz günler iyi günlerdir. Ama eğer yatağınızın, sabah uykusunun vazgeçilmez konforu sizi sardıysa eyvah! “Azıcık iştahım mı açıldı ne” deyip kahkaha atarak gerekli gereksiz yemeye, abur cubura mı yöneldiniz? Çok değil muhtemelen birkaç hafta sonra aynanın karşısında ya da kıyafetlerinizden birini denerken veya yemek sonrası zor nefes alışlarınızda acı gerçekleri fark edeceksiniz: Kilo aldınız! Ama kendinizi koşmak ya da yürümek için bilinçsizce sokaklara atmak da marifet değil… Aman dikkat! Neden mi?

    Başlamak zor

    Eğer kiloluyken koşu yapmayı denediyseniz, o zaman çok kısa süre içinde tıkanır ve nefes nefese kalırsınız. Egzersizin başlangıç ivmesi sakin ve vücudunuzu alıştırmaya yönelik olmalıdır. Başlangıçta amacınız egzersiz alışkanlığını hayatınıza sokmak olmalıdır. Hemen 1.5 saat hızlı tempoyla yürümek ya da koşmak değil. Yoksa her zaman kullandığınız o enerji gider ve en basit şeyleri yapmak bile enerjinizi tüketip bitirir. Bununla da yetinmeyip iskelet sisteminizde arızalara yol açar. Bu yüzden o iç sesimize olumlu cevabı vereceğimiz an geldiğinde hedefi belirlemeliyiz.

    Kilo birikimimizin vücudumuzun hangi bölgesinde olduğu oldukça önemlidir. Şayet karın bölgesinde fazla yağ varsa bilinmelidir ki karbonhidratı çok seviyoruz ve yemeklerimizi hızlı yiyoruz o halde ilk yapılacak adım hedef belirlemekle birlikte bu yanlışları düzeltmektir. Karbonhidrat yemekten vazgeçemiyorsak öğlen yemeğinde karbonhidratlı besinleri tüketmeyi ve yemek bitirme vaktimizi 20 dakikayla sınırlamayı öğrenmeliyiz yani pizza, makarna, pilav, börek mümkünse rafine edilmemiş olmalı ve bol salatayla yavaş yavaş yenmelidir. Aman salatanın yağına ve içinde patates, havuç, bezelye mısır gibi glisemik indeksi ve kaloriyi yükseltecek besinler olmamasına dikkat edin. Özellikle kilo vermek için cesaretinizi kaybetmeyin ki böylece, yeniden fiziksel aktivite yapma motivasyonunuz olsun. Abdominal bölgede çok fazla yağ bulunduğu zaman, ayakkabı bağlamak gibi basit bir olay, zor bir görev halini alır. Hatta yatağınızı toplarken yatağın üzerine doğru eğilmek bile, sizi yorgun düşürecek ve bir süreliğine oturmak isteyeceksiniz. Bu sizin için moralinizin bozulacağı değil tam tersine başladığınız yenilenme hareketinin ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteren işaret olarak algılanmalıdır. Eğer kararlı olur ve midedeki yağlarınızın da içinde olduğu kilolarınızı verebilirseniz bütün bu işleri tekrar kolaylıkla ve hızlılıkla yapabilirsiniz. Tam motivasyonunuz bozulduğunda kendinize kilolu olup da yapamadıklarınızı hatırlatın ya da kilonuz yüzünden yapmak zorunda olduklarınızı.

    Göbek eritme diyeti için tıklayın !

    İltifat iyidir

    Kan basıncınızın olması gereken seviyede olduğu günleri hatırlıyor musunuz? Diyabetik olmadığınız için huzurla yemek aralarını geçirdiğiniz günleri… Ya aldığınız elbisenizin beden ölçüsünü? Sevdiklerinizin size iltifatlarını? Şayet vazgeçerseniz, abdominal bölgedeki yağlar değişmeyecek ve bu sonlarla her gün uğraşmak zorunda olacağız. Oysa karındaki kiloları verirseniz, bazı sağlık sorunlarını tamamıyla lehinize çevirebilirsiniz. Fiziksel aktivitenizi artırma yöntemlerinizden bir başkası da, çocuklarınızla sizden istenilen hareketi yapmanızdır. Çocuklarınız büyümüş olsa bile, çocuklarınızla yaptıklarınızı torunlarınıza da uygulayabilirsiniz.

    Çocuklar sizden onları kovalamanızı isterler, bisiklete binmek isterler, top oynamak isterler ve hatta onlarla yerlerde sürünmenizi bile isterler. Eğer çok fazla abdominal yağa sahipseniz, çocuklar bu aktiviteleri yaparken siz sadece onları uzaktan izlersiniz. Ya da kararlıysanız bu aktivitelere yeni beslenme düzeniniz ve fiziksel aktivite başlangıcınızla yavaş yavaş katılırsınız. Egzersize, hazır olmadan başlamak size yarardan çok zarar verebilir. Bunu sakın unutmayın. Bir de egzersizin yanı sıra dengeli beslenmeyi yaşam biçimi haline getirirseniz işte artık yenilmezsiniz!

    Yaşam tarzınızı değiştirin

    Yaşam tarzınızda küçük birkaç değişiklik, karın yağlarınızı kaybetmenize yardımcı olarak, hayattan yeniden zevk almanızı sağlar.

    – Karbonhidratlı yiyecekleri öğlen tüketmek.

    – Yemeklerinizi yavaş yemek, 20 dakikada sofradan kalkmak.

    – Uygun porsiyonları gerektiği kadar tüketmek.

    – Yağ yakmak için, çok fazla kalori tüketmeyeceğiniz uygun bir diyete başlamak.

    – 2 dilim taze ananası ve bir bardak diet süt veya kefirle akşam mönüsünün 2 saat sonrasında tüketmek.

    – Karın bölgemize yönelik mekik gibi hareketlere yönelmek.

    – Ayrıca haftalık rutininize bir egzersiz programı da eklemeniz gerekir. Sakın bir anda günde 3 saat egzersiz yapmanız gerektiğini düşünmeyin. Eğer vücut şekliniz düzgün değilse, egzersize yavaş olarak başlamak önemlidir ve yolunuzu bu şekilde belirlerseniz kilolarınız gitmeye başlar. Haftanın 3 günü, günlük 45 dakika çalışmak fazlasıyla yeterlidir. Abdominal yağları kaybetmenizi sağlayacak gerçekçi hedefler belirleyeceğinize eminim! Haydi, gecikmeden başlayın. Karnınızı içinize çekmek yerine o karından kurtulmak daha iyi değil mi?

    Karın kaslarını germek için

    Yere sırtüstü uzanın. Bacaklarınızı bükün, ayaklarınızı kalça genişliğinde açın. Karın kaslarınızı gerin, baş ve vücudunuzun üst kısmını yükseltin. Bu pozisyonda, sırtınızın alt kısmını zemine doğru bastırın. Omuz genişliğinde kavradığınız iple birlikte kollarınızı öne doğru uzatın. Bu pozisyonda, elinizdeki iple yarım daire çizmeye çalışın. Böylece karnınız sıkılaşacak…

    Karın kasları(abdominal) için egzersizler video için tıklayın !

    Taylan Kümeli
  • Kilo vermek için ne yapmalıyım ?

    Kilo vermek için ne yapmalıyım ?

    Kilo vermek için her şeyi yapıyor ancak kilo veremiyor musunuz? Bir yerlerde yanlış yaptığınızı mı düşünüyorsunuz? Kilo veremiyorum ne yapmalıyım? Yemediğim halde kilo veremiyorum, diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum gibi soruları kendinize soruyor musunuz? Neden kilo veremiyorum diyorsanız aşağıda yer alan maddeleri dikkatlice okuyun…

    Kilo veremiyorum ne yapmalıyım?

    Sonu gelmeyen diyetler, haftalar aylar boyunca yenilen kötü yemekler, salata ve meyve ile zayıflamaya çalışmak sizi de yormadı mı? Diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum mu diyorsunuz? Yalnız değilsiniz. Günümüzde birçok kişinin ortak şikayetleri arasında yemediğim halde kilo veremiyorum, diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum gibi sorunlar ön sıralarda yer alır. Eğer, sizde bu gibi şikayetler yaşıyorsanız aşağıda yer alan önerileri uygulayabilir ya da eksik yanlarınızı tamamlayabilirsiniz.

    Diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum

    Kilo vermede başarılı olmak için yaşam şeklinizi baştan sona değiştirmeniz, uzun vadeli düşünmeniz gerekebilir. Kısa bir süre için aç kalarak zayıflamayı, diyet yapmak olarak algılayanlar büyük bir yanılgı içerisindeler. Sağlıklı ve dengeli beslenme programı ile uzun vadede zayıflamak ve fazlalıklarınızdan kurtulmak mümkün.

    Uzmanlar ortalama günlük 1300-1500 kalorinin alınmasını gerektiğini söylerken, bunun altında alınan kalorinin sürekli açlık hissi yaratacağına dikkat çekiyor. Bu nedenle aldığınız ve verdiğiniz kalorinin dengeli olması, hem aç kalmamanız hem de zayıflamanız açısından önemlidir.

    Yemediğim halde kilo veremiyorum

    Diyetinizi eksiksiz olarak uyguladığınıza inanıyorsunuz. Ancak kilo veremiyor musunuz? O halde tükettikleriniz konusunda kendinizi aldattığınız bazı noktalar var. Örneğin çayın yanında tükettiğiniz iki küçük bisküvi ya da atıştırmalık birkaç fıstık tanesi aklınızdan çıkmış olabilir. Evet, birkaç taneden ne olacak dediğinizi duyar gibiyiz. Birkaç taneden aldığınız kalori ya da bunların birikmesi kilo vermenizi zorlaştırabilir.

    Kilo verememekten şikayetçiyseniz bir beslenme günlüğü oluşturmayı deneyin.

    Neden kilo veremiyorum?

    Neden kilo veremiyorum sorusunu öncelikle kendinize sormanız ve daha sonra aşağıda yer alan maddeleri dikkatlice uygulamanız gerekmektedir.

    * Gerçekten zayıflamak istiyor musunuz?

    * Diyetisyenlerden yardım alıyor musunuz?

    * Diyetinizi harfiyen uyguluyor musunuz?

    * Spor faaliyetlerine katılıyor musunuz?

    * Öğün atlıyor musunuz?

    * Zayıflamak için yeterince sağlıklı mısınız?

    Yukarıda yer alan sorulara vereceğiniz cevaplar sizin diyet konusunda hangi noktada olduğunuzu belirlemeye yetecektir. Olumsuz olanları yeniden gözden geçirip baştan başlamaya ne dersiniz?

  • 21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    Pek çoğumuzun vucudunda şikayet ettiği bölge belli ; göbek. Biraz kilo verdiniz ama göbeğiniz gitmiyorsa bu programı uygulayarak üç haftada özellikle göbek bel çevresinden incelebilirsiniz. Mekik: dizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı sık sık hareketlerle karnınız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapın.

    Sopalı Haraket: Bir sopayı ense kökümüze alıp iki elinizi üzerinden geçirin ayaklarımızı yere sağlam basıp bir kaç dakika süratli bir şekilde sağa ve sola doğru kalçadan yukarsınız hızlı bir şeklde döndürün.
    Bel Kasları için mekik: Bİr taraftaki kolunuzu bükülmüş olan diğer taraftaki dizinize doğru hafifçe seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışın bu hareketi bir kaç dakika yapın daha sonra diğer dize ve kola geçin.

    Göbek eritmek için haftanın tek günleri yapılacak diyet: Kalkar kalkmaz bir bardak ılık ballı limonlu su yarım tatlı kaşığı bal 10 damla limonla için…

    Ender saraç 21 günde göbek eritme diyeti

    Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma 1 adet sert kivi 1 tablet deve dikeni hapı

    Ara öğün: 3 parmak taze dil peyniri

    Öğlen: 1 porsiyon ızgara ( tavuk derisiz) Veya az yağlı bir kase yoğurt bol rokalı limonlu yeşil salata taze soğanlı

    Ara Öğün: 3-4 adet yulaflı büsküvinin üzerine atarçıns serpin.

    Ara öğün : 1 adet yeşil elma Akşam: 4-5 kaşık zeytin yağlı fasulye veya ıspanak pazı ( az yağlı) 1 dilim tam buğday ekmeği yeşillik ağırlıklı limonlu mevsim salatası

    Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı light süt 3-4 fincan rezene yeşil çay . Mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışımından yapılan çayı için…

    Göbek eritmek için haftanın çift günleri yapılacak diyet: Sade müsli veya sade mısır gevreği veya tam buğday gevreği bir büyük bardak yağsız süt 1.5 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu taze meyve üzerine bol tarçın ve biraz zencefil Göbek eritme diyeti için Çay tarifi bir su bardağı çay için 2 adet avakado yaprağı 1 çay kaşığı yeşil çay küçük bir tutam kiraz sapı ve mısır püskülü 1 çay kaşığı rezene tohumu 1-2 dakika kaynatılacak ve 4-5 dakika demlenmesi beklenecek 7 şifalı madde içere preperatı sabah akşam yemeklerden 3-4 dakika önce yutup üstüne bol sıcak su için.

    İşte 7 Şifalı madde

    •Tere tohumu : Metabolizmayı canlandırır. Troidi tembel kişilerde verimli çalışmasına yardımcı olabilir.
    •Zencefil: Besinlerin iyi sindirilmesine yardımcı olur. Zayıflarken enfeksiyona yakalanma riskini azaltır. •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Krom gtf: insülin faaliyetinin etkisini artırır. Pankreasın kan şekeri seviyesi dengelemesine yardımcı olur. Açlığın ve tatlı krizinin bastırılmasına faydalıdır.
    •CO-Enzyme Q10: Kalp damar sağlığı ve kanssere karşı korunmaya yardımcıdır.Kilo kaybında yaşanan halsizliğe karşı yardımcı olur.
    •L-Carnitine : Vucutta depolanmış yağların yakımını hızlandırır ve kasların performansını artırır.
    •Garcinia Cambogia : Küçük bir tropikal meyvedir. En büyük yararı midenin beyne gönderdiği doyma sinyalllerini daha kuvvetli gönderir. özellikle gerginlik ve stres altında fazla yiyen kişilerde iyi sonuçlar alınmıştır. Kalıcı kilo kaybınada yardımcı olur. Vucutta yağ yakımını artırarak kolestrol seviyelerinde düşürücü etki yapıyor. İştah baskılama özelliği vardır. Kromla birlikte kullanılırsa kan şekerini de dengeliyor.

    Dikkat : Şeker hastaları, hamileler, emzirenler ve demas sorunu olanlar kullanmamalı…
    Not :Doktorunuza başvurmadan bu diyeti yapmayınız !

    Ender Saraç Göbek Eritme Diyeti için tıklayın…
    8 Dakikalık Göbek Eritme Hareketleri için tıklayın…

  • Doğum Kilolarından Kurtulma

    Doğum Kilolarından Kurtulma

    Doğum sonrası kilolarınız için endişe etmeyin. Doğru adımları izleyerek kısa sürede eski formunuza kavuşabilirsiniz.

    Doğumdan sonra kalan kiloları vermek, tüm annelerin hedefidir. Ama süt vermek ve sütün bol olması da annelerin hayalidir. Peki, hem bol ve çok süte sahip olup hem de kilolardan kurtulmak mümkün olabilir mi?

    Hamilelikte aldığınız kilolar can sıkıcıdır ve anne adayı, doğum sonrası bu kilolardan hemen kurtulacağını sanar. Bir yandan bol süt olması için tatlılar, helvalar, şekerli sular tüketmeye teşvik edilen anne, ikilemde kalır. Uzmanlar, bunun çözümünün yeterli ve dengeli beslenmeden geçtiğini, ekstradan tatlılara yüklenmenin doğru olmadığını belirtiyor.

    İlk 6 ay, bebeğin anne sütü ile beslenmesi zihinsel ve fiziksel gereksinimi için oldukça önemli. Bu zaman aralığında zayıflamak için yapılan girişimler ise, sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Sakin olun, çünkü bu kilolardan kurtulacaksınız.

    Kilo vermenin şartları var

    -İlk 6 ay bebeğin beslenmesi esas alınmalı.

    -Annenin günlük kalori ihtiyacı emzirme döneminde 500-600 kalori artıyor. Bunu tek başınıza hesaplayamayabilirsiniz. Bunun için bir diyetisyene başvurmalısınız.

    -Kilo vermek için kalorisi düşük olan ama süt yaptığına inanılan yiyeceklere yönelmemek gerekir. Aç kalmamak esas alınmalıdır. Sütünüzün kalitesi düşer.

    -Yaygın olarak dillerde dolaşan diyetlere itibar etmemek gerekir. Sütün azalması ve kalitesinin azalması demek, bebeğinizin sağlığı demektir, unutmayın.

    -Kilo vermek için yapılması gerekenler

    -Bebeğinizi bol bol emzirin. Süt vererek ekstradan 700 kalori harcarsınız. çok emzirmek ve çok süt üretimi kilo kaybına destektir unutmayın.

    -Haftada yarım kiloyu aşmayacak şekilde kilo kaybını hedefleyin. Daha fazla verilen kilolar süt salınımını olumsuz etkileyecektir.

    -Dengeli beslenme hedeflenmelidir. 3 ana ve 3 ara öğün şeklinde protein, karbonhidrat ve yağ yönünden dengeli olarak mönü oluşturulmalıdır.

    -Günlük sıvı miktarı çok önemlidir. çorba, ayran, meyve suyu alımı ile sıvı kaybı dengelenmelidir.

    -Posalı yiyecekler bolca tüketilmelidir. Sebze, meyveler, kuru baklagillere ağırlık verilmelidir.

    -Fiziksel aktivite için hafif tempolu yürüyüşler idealdir.

    -Tek başına tüketilerek kilo verdiren, yağları eriten besin yoktur. Bu tip beslenmekten annelerin kaçınması gerekir.

    Womenist

  • Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Terleme nedir?

    Terleme, vücut sıcaklığını düzenleyen, vücudu toksinlerden arındıran ve tuz dengesini koruyan bir vücut olayıdır. Sağlıklı bir vücut terleyerek günde yaklaşık yarım veya bir litre suyu dışarı atar.

    Terleme tümüyle istemimiz dışında gelişen, metabolizmamızın doğal bir fonksiyonudur. Üstelik vücudumuz için iki önemli işlevi vardır; cildi nemlendirip, vücut ısısını sabitler ve vücudun boşaltım sistemine katkıda bulunur.

    Ter aslında salgılandığında renksiz ve kokusuzdur. Fakat, bakteriler koltukaltı gibi sıcak ve nemli ortamlarda hızla çoğalarak bu salgının kötü kokmasına neden olur.

    NEDEN TERLİYORUZ?

    – Kişilerin terlemesine neden olan faktörler şunlardır:
    – Egzersiz, özellikle zorlu olursa
    – Sıcak hava
    – Sinirlilik, endişe hali veya stres
    – Bazı hastalıklar
    – Duygusal nedenlerin tetiklediği terleme çoğunlukla yüzde, koltuk altlarında, el ayalarında ve ayak tabanlarında olur.

    Genellikle ortam sıcaklığının yükseldiği, dans, spor gibi fiziksel aktiviteler sırasında terleriz. Bu şekilde vücut ısımızı sabit tutmuş oluruz. Zatenin bunun için vücuda yayılmış en az 2 milyon ter bezi görev yapmaktadır. Fiziksel aktiviteler dışında da heyecan, korku, utanma ve sıkılma gibi pek çok olay, fizyolojik bir neden olmadığı halde bizi terletir.

    Vücut ısısı dış sıcaklıklar veya gerilim yüzünden artış gösterdiğinde kan dolaşımı hızlanır. Böylece, ter bezlerinin aktif hale geldiği vücudun üst kısmına doğru bir sıcaklık akımı başlar. Deri üzerinde oluşan ter bu durumda hemen buharlaşıp, deriyi soğutur. Bu sayede insan bir gün içinde kendini fazla yormadan iki litreye kadar su kaybeder. Terlemenin ikinci önemli fonksiyonu ise vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasıdır. Bu nedenle saunalara sık sık gidilmesi önerilir.

    Aynı koşullarda terleme oranı kişiden kişiye göre de değişebilir. Ortalama olarak bir insan günde 0.5 ile 1 litre arası terler.

    Aşağıda yazılı yöntemleri kullanarak deodorant ve antiperspirant (terleme önleyici) kullanmadan doğal yollardan ter kokusunu nasıl azaltacağınız hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

    Rahat ve hava alan kıyafetler giyin. Özellikle pamuklu kıyafetleri tercih edin.

    Vücut temizliğine özen gösterin. Özellikle koltuk altında oluşan istenmeyen tüyleri alarak kötü kokuyu büyük ölçüde önleyebilirsiniz.

    Kahve, alkol ve yakıcı gıdalardan uzak durun.

    Bol su için. Bu vücudunuzun içerisini serin tutar ve metabolizma hızınızı yavaşlatır, dolayısıyla terleme oranınız da düşer.

    Çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri tüketmemeye çalışın. Bunlargüçlü kokular üreten ter bezlerinin aktivitesini artırarak vücut kokusunun artmasına neden olur.

    Maydonoz, ıspanak, pazı ve lahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha fazla tüketin. Bu sebzeler klorofil yönünden zengindir ve vücudun koku giderici etkisini artırır.

    Acı baharatlar, soğan, sarmısak ve turşu türü yiyecekler ter kokusunu artırır.

    Limon, portakal ve karpuz gibi meyveler vücudunuzu serin tutmanızı sağlar.

    Geniş ve rahat, pamuklu ve doğal elyaf giysiler giyin. Dar ve sıkı kıyafetlerden kaçının.

    Ayağınızda oluşan ter, çorap ve ayakkabının içinde kapalı kalarak kokuya neden olur. Ayaklarınızı kuru tutmak için pamuklu çorap ve ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar giyin. Talk pudrası, mısır nişastası veya sandalağacı tozu ile ayaklarınızı pudralayın. Ilık suyun içine beyaz sirke veya magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) ekleyin ve günlük olarak ayağınızı bu suyla yıkayın.

    Banyo veya duş sonrası talk pudrası terlemeyi azaltır. Karbonat ve suyu karıştırarak bir macun yapın. Vücut kokusu olan yere bu karışımı uygulayın. 10 dakika orada bıraktıktan sonra yıkayın. Koltuk altınızı alkol veya beyaz sirke ile ovalayarak yıkayın.

    Duş alırken antiseptik sabun kullanırsanız zararlı bakterilerden kurtulmuş olursunuz. Duşu bitirirken bir kaç damla sandalağacı veya lavanta yağını durulamada kullanın. Bu temiz kokmanızı sağlar.

    Magnezyum ve çinko eksikliği ter kokusuna meydan verebilir. Magnezyum ve çinko tabletleri almayı deneyebilirsiniz.

    TER KOKUSUNU AZALTMAK İÇİN NE KULLANMALIYIZ?
    Ter kokusunu azaltmanın iki yolu var; Deodorant ve antiperspirantlarla gün boyu hoş kokmak çok zor değil. Ancak deodorant ve antiperspirant birbirinden ayrı şeylerdir. Bu iki ürün en çok terlemeye karşı verdikleri savaş konusunda birbirlerinden ayrılırlar;

    DEODORANTLAR
    Deodorantlar antibakteriyel bazı maddeler ve alkol içerirler. Bu sayede de bakteri üremesini denetim altına alarak, ter kokusunun oluşmasını önlerler. Terin ayrışması için bakteriler belirli enzimlere gerek duyar. Bu nedenle bazı deodorantlar bahsedilen bu tür enzimlerden içerir. Diğer yandan ise daha çok parfüm yağları içerdiklerinden dolayı da güzel koku yayarlar. Örneğin Fa dedodorantları hijyenik tazelik sunarlar ve bu sayede de bakteri artışını durdururlar. Bu sayede deri hem korunmuş hem de bakım görmüş olur.

    Deodorant kullanırken dikkkat etmeniz gereken en önemli nokta deodorantı temiz ve kuru koltuk altına uygulamanızdır. Terli bir koltuk altına deodorantı sıkmak, oluşmuş ter kokusu ile deodorantın karışımından oluşan daha ağır ve kötü bir kokuya neden olur. Ayrıca giysinin üzerine sıkmak da kokuyu engellemez. Bu arada sprey deodorantları, koltuk altına 15 cm’lik mesafeden kutuyu dik tutarak püskürtmeniz gerektiğini de sakın unutmayın.

    ANTİ-PERSPİRANTLAR
    Antiperspirantlar, terlemeyi deodorantlara oranla daha fazla önlerler. Ter oranını ayarlayıp, çok fazla ter üretilmesine engel olurlar. Ter üretimini aliminyum tuzları sayesinde engelleyip, ter bezlerini sıkıştırırlar. İçerdikleri alüminyum kloride ve benzeri aktif maddeler ile vücuttaki terlemeyi engeller, nemi azaltır ve kokuları sayesinde de tazelik verirler. İçindeki maddelere göre etki süresi ve gücü değişim gösterir.

    Ancak antiperspirant ürünler daha çok pudralı formül içerdikleri için, genellikle koltuk altına uygulanmalıdır. Kıyafet üzerine sıkılan antiperspirant ürünlerin hiçbir etkisi yoktur. Koltuk altına sürülen antiperspirant ürün, ter bakterilerinin pudra tabakası dışına çıkmasını engeller ve böylece bakteriler kuruyup gider. Alkol içermediklerinden dolayı vücut için son derece hafiftirler. Ayrıca ferahlatıcı bir etki sağlarlar

    DİĞER ÇÖZÜMLER
    Terlemeyi ve ter kokusunu engellemek için birçok yöntem mevcut. Fakat işin aslı sizin temiz olmanıza dayanıyor. Temiz olduktan sonra bahsedeceğimiz yöntemler sayesinde rahatsızlık veren bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. İlk olarak pamuklu ve hava alabilen kumaşlardan üretilmiş olan giysileri tercih etmekle işe başlayın. Koltuk altında oluşan tüyler de koku sorunu yaratan etkenler arasında yer alıyor. Özellikle yaz aylarında tüylerinizi sık sık almaya özen gösterin. Kahve ve alkolden ise uzak durmaya çalışın. Ter kokusunu engellemek için bir çorba kaşığı dolusu zeytin yaprağını bir çay bardağı suda demleyip içmeyi de deneyebilirsiniz. Tüm bunların dışında koltuk altlarını banyo sonrasında gülsuyu ya da mersin suyuyla silmeyi de ihmal etmeyin.

    Ter kokusunu önlemenin yolları
    Ter kokusunu önlemenin en iyi yolu önlem almaktır. Aynı şekilde ayak kokusu da bazı önlemlerle azaltılabilir. Aşağıdaki önlemler terlemeyi önlemeye, ter ve ayak kokusunu gidermeye yardımcı olacaktır:

    1) Her gün duş alın. Düzenli banyo cildinizdeki bakterilerin sayısını kontrol altında tutacaktır.

    2) Banyo aldıktan sonra ayaklarınızı iyice kurulayın. Mikroorganizmalar ayak parmaklarının arası gibi nemli yerleri severler. Ayak pudraları veya ayak bakımı için kullanılan kremler nemin emilmesine yardımcı olur.

    3) Koltuk altı ve genital bölge kıllarının düzenli olarak tıraş edilmesi terlemeyi ve kokuyu azaltacaktır.

    4) Doğal deriden yapılanlar gibi ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar seçin. Yaz aylarında sandalet tipi ayakkabılar giyebilirsiniz.

    5) Ayakkabılarınızı dönüşümlü olarak kullanın. Ayakkabılar bir gece içinde yeterince kurumayabilir. Onun için aynı ayakkabıyı iki gün arayla giyecek şekilde dönüşümlü olarak kullanın. Giymediğiniz zamanlarda ayakkabıları havadar ve kuru bir yerde tutun.

    6) Çoraplarınızı her gün değiştirin. Merserize çorap giyin çünkü bunlar nemi emerek ayağınızı kuru tutar.

    7) Ayaklarınızı havalandırın. Zemin elverişli ise çıplak ayakla dolaşın veya ara sıra ayakkabılarınızı çıkarın.

    8) Doğal kumaşlardan üretilen giysileri tercih edin. Keten, yün, ipek cildinizin hava almasına izin veren malzemelerdir.

    9) Egzersiz yaparken derinizdeki nemi hemen uzaklaştıran yüksek teknoloji ürünü giysileri tercih edin.

    10) Her gün iç çamaşırı değiştirin.

    11) Gevşeme tekniklerini öğrenin. Yoga, meditasyon veya biofeedback terlemeyi tetikleyen stresi denetlemenize yardımcı olacaktır.

    12) Diyetinizde değişiklik yapın. Yiyecekler de ter kokusuna yol açabilir Soğan, sarımsak, pastırma, balık, bazı yeşil bitkiler gibi gıdalar koku yapabilir. Bunlar faydalı da olsa, uygun zamanlarda tüketin.

    13) Deodoran ve ayak kokusu önleyen pudra veya spreyler kullanın. Cildiniz hassas ise bunların özel hassas cilt için üretilmişlerini deneyin.

    14) İnsan çoğunlukla kendi ter kokusunu fark etmez, bu nedenle kendisini sık sık kontrol etmelidir.

  • Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dr. Pierre Dukan tarafından yaratılmış ve kendi adıyla anılan Dukan diyeti tüm dünyada ‘aç kalmadan zayıflama yöntemi’ olarak biliniyor…

    Dukan diyeti, aslında Atkins diyetinin temeli olan düşük karbonhidrat tüketimine dayanıyor; ancak bu yeni akım haftada altı gün istediğinizi yiyebileceğinizi söylüyor. Peki, nasıl işliyor? Dukan diyetinin dört aşamasına bir göz atalım.

    1- Hazırlık Aşaması: Bu ilk aşama, ne kadar kilo kaybetmek istediğinize bağlı olarak 1-10 gün arası sürüyor. Örneğin, 10-12 kg vermek isteyen birisi için bu süre bir hafta. Hazırlık döneminde herhangi bir kalori kısıtlaması yok; ancak beslenmeniz sadece yağsız proteinlerden oluşuyor ve hemen hemen hiç karbonhidrat alınmıyor. Yemeklerinizde ayrıca yağsız süt ürünleri ve zayıflamanın gizli silahı olarak adlandırılan yulaf kepeği var. Bu diyetin savunucuları günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeğinin içerdiği lifin sisteminizi temizlerken aynı zamanda sizi tok tuttuğu konusunda hemfikir.

    2- Hedef Aşaması: Bu aşamada, 1. aşamadaki gıdaları tüketmeye devam ediyorsunuz. Sadece, diyetinize iki günde bir nişastasız sebze ekleniyor. Bu aşama hedeflediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar devam ediyor.

    3- Takviye Aşaması: Bu diyetin yaratıcısı Dr. Dukan bu aşama ile diyetinin benzerlerinden kendisini ayırdığını söylüyor. Takviye aşamasında diyetinize karbonhidrat eklenmeye başlanıyor. Haftada iki kere ‘kutlama öğünü’ diye adlandırılan istediğiniz her şeyi yiyebileceğiniz bir döneme giriliyor. Haftada bir gün, sadece yağsız protein tüketiliyor.

    4- Koruma ve Sabitleme Aşaması: Bu son aşama aşağıdaki üç kuralı yaşam biçiminiz haline getirmek üzerine kurulu.

    – Haftada bir gün sadece protein yeniyor. (Bu, her hafta aynı gün olmalı.)
    – Hayatınızın sonuna kadar günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiliyor.
    – Asla asansör ve yürüyen merdiven kullanılmıyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapılıyor.

    Dukan diyetinin artılarına baktığımızda, uzun vadede size beslenmenizi nasıl yöneteceğiniz hakkında beceri geliştirme, meyve ve bazı karbonhidratları rahatça tüketme imkanı veriyor. Benim bu noktada size önerebileceğim temel değişiklik beyaz karbonhidratları tüketmemenizdir.

    Bizce, kilo vermenin en iyi yolu gıdaların dengeli tüketildiği sağlıklı bir beslenmedir. Sağlıklı bir kiloyu korumanın aylık besin miktarlarını hesaplamaktan daha önemli olduğuna inanıyoruz. Eğer dünyaca ünlü Dukan diyetini deneyecekseniz, aşamalar arasında kilo alıp verirken oluşabilecek yo-yo etkisine dikkat edin !

    Dr. Pierre Dukan diyeti ile zayıflama Fransa’nın en ünlü beslenme uzmanlarından biri olan Dr. Pierre Dukan’ın kaleme aldığı kitapta egzersiz yapmadan yüksek miktarda protein tüketerek kilo verilebileceği söyleniyor. Dr. Dukan’ın Protal (proteins alternatives) diyeti meşhur Atkins, South Beach ve 70’li yıllarda popüler olan protein diyetlerine benziyor. Sınırsız protein tüketip aç kalmadığınız ve az miktarda yağ kullandığınız için vücut mevcut yağ depolarını harcamaya başlıyor.

    Dukan Diyetinde sınırsız et yiyebilirsiniz…

    Diyetin ilk aşaması saldırı… Beş gün yapılması önerilen diyetin bu aşamasında sadece protein var. Dana ve sığır eti biftek, fileto, kıyma olarak tüketilebiliyor. En fazla yüzde 10 yağ içeren et yapışmayan bir tavada, fırında ya da ızgarada pişirilebiliyor. Tavuk ya da hindi eti de diyete uygun. Dr. Dukan kitabında hindi fümenin, tavuğun göğüs etinin rahatlıkla yenilebileceğini söylüyor. Tüm deniz ürünleri ve balıklar da diyete uygun gıdalar arasında yer alıyor. Buharda pişirilmiş, ızgara ya da tütsülenmiş her türlü deniz ürününü yiyebilirsiniz ancak yağlı ve konserve olanlardan uzak durmanız gerekiyor. Yumurta 3-4 adeti geçmemek şartıyla, yağsız süt, yoğurt veya peyniri ise istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

    Saldırı aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bol bol su içmek. Günde en az iki litre su vücudu protein atıklarından temizlemek açısından önem taşıyor. “Et, tavuk, balık tatsız tuzsuz olur, yenmez” diyorsanız bu diyette her türlü baharat, sirke, maydanoz, soğan, sarımsak serbest. Acıktığınız zaman bu saydığımız gıdaları sınırsız olarak tüketebiliyorsunuz. Dr. Dukan protein içeren gıdaların iştahı azalttığını ve 3-4 gün protein tüketildiğinde açlık hissinin neredeyse yok olduğunu belirtiyor.

    Bir de yapmamanız gerekenler var tabii: Yoğun egzersiz (ilk üç gün yorgun olabilirsiniz), öğün atlamak, ketçap ya da mayonez gibi yağ ve şeker içeren soslar tüketmek… Bu aşama hiçbir özür, sapma, duraklama kabul etmiyor. Yani “Biraz ara vereyim, şu tatlıdan bir kaşık alayım” deme şansınız yok.

    KİLO KAYBI ZAYIFLAMA DİYET

    Beş günlük saldırı aşamasını geçtikten sonra şimdi asıl kilo vereceğiniz bölüme geliyorsunuz. Bu aşamada haftada 2-3 kilo verebilmenin mümkün olduğu iddia ediliyor. Mönünüzde ise birinci aşamadakı proteinlere ek olarak çiğ ya da pişmiş olarak sebze tüketebiliyorsunuz. Örneğin domates, salatalık, brokoli, ıspanak, pırasa, lahana, kereviz, mantar, patlıcan, biber, havuç, her türlü yeşillik… Ancak nişasta içeren patates, pirinç, mısır, bezelye, fasulye, mercimek gibi gıdalar tamamen yasak. Sebzelerin de tıpkı etlerde olduğu gibi mutlaka yağsız pişirmeniz gerekiyor.

    HAFTADA 1 GÜN PROTEİN

    Aradan haftalar geçti, sonunda bütün fazlalıklarınızdan kurtuldunuz. Bu durumda diyetiniz sona erdi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü şimdi koruma aşaması başlıyor. Bu aşamanın ne kadar süreceğini ise kaybettiğiniz kilo x 4,5 formülüyle buluyorsunuz. Örneğin 15 kilo verdiyseniz 67 gün koruma diyeti yapmanız gerekiyor. Neler yiyebileceğinize gelirsek… Her gün sınırsız et, tavuk, deniz ürünleri, yağsız süt, yoğurt, peynir ve yumurta… Haftada altı gün; bir porsiyon meyve (muz, üzüm, kiraz hariç her türlü meyve), iki dilim kepekli ekmek, 40 gram normal peynir, kilo verme aşamasındaki sebzeler… Haftada iki kez birer porsiyon nişastalı gıdalar (patates, makarna vs), kuzu eti, tatlı… Bu aşamayı da geçtikten sonra artık yapmanız gereken tek şey var: Normal hayatınıza devam ederken haftada bir gün saf protein diyeti yapmak…

    Dukan Diet is a fast weight loss, low hunger diet

    I wonder how many people started their new diet today? And how many of those people started The Dukan Diet? Well, a lot more than last year that’s for sure! Of course, January 1st 2011 was a Saturday, but with hangovers to nurse, the shops closing early, and loads of food still left in the house, I wonder how many people thought “Saturday’s a weird day to begin a diet – I’ll go on the Dukan diet first thing Monday!”

    Starting any diet can be a time of mixed feelings. On the one hand we are hopeful that the diet will work and that at some point (in the not too far off future) we will be the size we’d like to be. But on the other hand, we’re worried that the diet won’t work, or that we won’t be able to stick it out. The Dukan diet is a diet of motivation. it has been designed to help you stick to it and to lose weight fast.

    First of all, The Dukan diet is actually four diets rather that one. For each stage of the weight loss process, there is a stage of the Dukan diet that is suited for your specific weight loss needs.

    The Attack Phase

    This stage lasts 2-7 days depending on your weight loss needs and you will see two things happen. Firstly, you will lose noticable amounts of weight and secondly you will notice your appetite for fatty and sugary foods disappearing. The most vulnerable time for giving up a diet is right at the beginning when you have relatively little to lose. Because you have actually lost weight in the first week you really do feel like you will throw away what you’ve already achieved if you give up now and start again next week.

    The Cruise phase

    This is the main weight loss stage of the Dukan diet. You will be on this stage until you reach your ideal weight. During the cruise phase you have a wider menu option, will still be losing noticable weight and hunger pangs and food cravings will be minimal.

    The Consolidation phase

    The worst thing about a diet is not usually losing the weight but actually trying to keep it off once you’ve reached your weight loss goal. This phase is designed to make sure you don’t quickly put back on all the weight you’ve lost. You can eat 2 meals a week of whatever you like to celebrate your weight loss achievement.

    The Stabilization phase

    This final stage is all about returning back to a regular eating habit but without putting weight back on. You can eat want to you like as long as you follow 3 simple rules.

    If you fancy giving the Dukan diet a try you can find all the information you need from The Dukan Diet book, written by Dr. Pierre Dukan, as well as on this site. You can see the foods I ate, the weight I lost, and how I got on with my time on The Dukan diet

    Dukan diyeti, hayatımıza “Fransız kadınlarının zayıf kalmalarını sağlayan diyet” olarak girdi. Çünkü aklımızda hep şu soru vardı.

    Kruvasan, peynir ve şarap memleketi Fransa’da nasıl oluyor da bütün kadınlar düzgün bir fiziğe sahip olarak kalabiliyorlar.

    Son zamanlarda kitabıyla ortalığı kasıp kavuran beslenme uzmanı pierre dukanın kendi adıyla lanse edilen dukan diyetine müteşekkir olduklarını biliyoruz artık Fransız kadınların. Dukan diyeti bundan tam 10 yıl önce Fransız damak tadıyla tanıştırıldı. Ve 1,5 milyon Fransız kadın bu diyete bağlı kaldı.

    Peki nedir bu Dukan diyeti?
    Karbonhidrat sevenler, üzgünüz ama bu bir protein diyeti! Yağsız proteinleri, süt ürünlerini, balık ve kümes hayvan etini içeriyor.

    Diyetin ilk aşaması

    Diyetin ilk aşaması oldukça keskin. Sadece et, balık, yumurta ve yağsız süt ürünlerini tüketiyorsunuz. Bu aşama, ilk 10 günü içeriyor. İlk beş gün içinde 3 kilo vermeniz bekleniyor.

    Bu saf protein aşamasında ağız kuruluğu ve ağız kokusu sorunu yaşayabilirsiniz. Ancak her iki durum da kilo veriyor olduğunuzun işareti. Bu durumun üstesinden gelmek için daha çok su içmenizi öneriyor Dukan. İlk dört günden sonra kabızlık sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Bu sorunun üstesinden gelmek için de yulaf kepeğinize bir çorba kaşığı buğday eklemeniz gerekiyor.

    Bu aşamada listedeki her şeyden özgürce yeme hakkınız var. Diyetin sloganı: “İstediğin kadar ve istediğin zaman ye!” Kulağa hoş geliyor, değil mi?

    Dukan diyetinin aşamaları

    1. aşama: İlk 10 gün sadece protein yiyorsunuz. (Et, balık ve yağsız süt ürünleri)

    2. aşama: Sırasıyla “sebze ve protein günleri” ve sadece “protein günleri”. Sebzeli günlerde sınırsız sebze yiyebiliyorsunuz.

    3. aşama: Her gün protein ve sebze günü. Fakat bir miktar meyve, iki dilim ekmek ve peynir yiyebiliyorsunuz her gün. Ayrıca haftanın 1-2 günü karbonhidratlı yiyecek tüketebiliyorsunuz (makarna ve pilav). Haftada iki kez ‘kutlama öğünü’ kapsamında istediğiniz her şeyi yiyebiliyorsunuz.

    4. aşama: Bu aşamada ne seviyorsanız herhangi bir sınırlama olmadan ve kendinizi suçlu hissetmeden yiyebiliyorsunuz. Ancak kural şu: Her perşembe sadece protein günü. Daima!

    Protein aşamasının kurallar listesi

    1. Sığır ve dana eti, hatta tavşan eti yiyebilirsiniz ama kuz eti yasak. Tabii etin yağlı kısımlarını yememeye özen göstermelisiniz. Eti ızgarada, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış olarak yiyebilirsiniz. Tabii sıvı yağ, tereyağı ve herhangi bir krema ya da sos eklemeden. Yağsız kızartma yolunu da seçebilirsiniz. Bunun için tavanın yüzeyini çok az sıvı yağ ile ovalayın ve eti kızartın. Kıymayı yumurta, gebre otu ve baharatlar ile karıştırıp köfte halinde de tüketebilirsiniz.

    2. Tavuk ve hindi eti yiyebilirsiniz. Tabii yemeden önce derisini soymak şartıyla. Ve kanatları dışında kalan kısımlarını tüketmelisiniz.

    3. Az yağlı ya da yağsız jambon tüketebilirsiniz. Şarküteri ürünleri, pişmiş ya da tütsülenmiş jambon yemeyin, çünkü bu şekilde çok yağlıdırlar.

    4. Sığır eti, dana eti ve tavuk ciğeri yiyebilirsiniz.

    5. Bütün balıkları; taze, dondurulmuş, tütsülenmiş, konserve, kurutulmuş halde yiyebilirsiniz. Ancak yağda ya da herhangi bir yağlı krema ile pişirilmemiş olarak.

    6. Tüm kabuklu deniz hayvanlarını tüketebilirsiniz.

    7. Günde iki yumurtadan daha fazlasını yiyebilirsiniz. Eğer yüksek kolesterol sorununuz varsa, hafta üç ya da dört yumurta sarısını tüketebilirsiniz. Yumurtanın beyazı yasak!

    8. Yağsız süt ürünleri; yoğurt, süzme peynir, yağsız süt tüketebilisiniz. Sade yoğurt ya da hindistan cevizi, vanilya, limon ile tatlandırılmış yoğurt sınırsız! Fakat yağsız yoğurt ya da meyveli yoğurdu günde iki kere ile sınırlandırmalısınız.

    9. Tatlandırıcılar, sirke, baharatlar, şifalı otlar, sarımsak, soğan, salatalık, limon suyu (sadece yiyeceklerin üzerinde, içecek olarak değil), hardal, tuz (ölçülü miktarda), ölçülü miktarda şekersiz doğal ketçap, şekersiz sakız yasak değil.

    Ek kurallar
    – Günde 1,5 litre su içmelisiniz. Bu, midenizde doluluk hissetmenize yardımcı olur. Çay, kahve ve diyet içecekleri de tüketebilirsiniz.

    – Günde 1,5 çorba kaşığı yulaf kepeği (örneğin, yoğurdun üstünde ya da pankekin içinde) tüketmelisiniz.

    – Her gün 20 dakika hızlı bir şekilde yürümelisiniz.

    – Tüm sıvı yağlardan ve tereyağından sakınmanız gerekiyor.

    Sebze diyeti
    Haftanın iki günü (pazartesi ve perşembeleri)salt protein günleri, diğer günleri de sebze ile kombinlenmiş protein günleri olarak belirleyebilirsiniz!

    Et ya da balıkla birlikte yiyebileceğiniz; çiğ, buharda pişmiş, haşlanmış ya da folyo ile fırında pişirilmiş sebzeler şunlar: enginar, kuşkonmaz, patlıcan, brokoli, lahana, kereviz, kabak, radika, rezene, salatalık, mantar, balkabağı, marul, turp, kuzukulağı, soya fasulyesi, ıspanak, domates.

    Tüm bu sebzeleri istediğiniz kadar ve istediğiniz zaman yiyebilirsiniz. Ancak eğer hızla kilo vermek istiyorsanız bu yiyecekleri tamamen boş mideye değil, acıkmanıza az bir zaman kala tüketin ki daha az yeme ihtiyacı duyun.

    Dikkat!
    Havuç ve pancar da bu listeye dahil. Ancak bunlar karbonhidrat içerdiklerinden, her öğün tüketmekten kaçının. Diyetinizde patates, pirinç, mısır, fasulye ve mercimek gibi diğer karbonhidrat içeren gıdalardan da uzak durun.

    Tipik sebze ve protein günü diyeti:
    Kahvaltı: Kahve (yağsız süt ve tatlandırıcı ile) ya da çay (tatlandırıcı ile),225 gram kadar yağsız peynir ya da yoğurt, bir dilim hindi eti, tavuk ya da jambon, bir adet haşlanmış yumurta.

    Ara öğün: Bir küçük yoğurt ya da 115 gram kadar yağsız peynir.

    Öğle: Mantar, ton balığı, kremalı kahve.
    Ara öğün: Bir dilim jambon ya da somon balığı, yulaf kepeği ile yapılmış pankek (2 çorba kaşığı yulaf kepeği eklemek yeterli).
    Akşam: Kabak çorbası, sığır eti kebabı, süt ve yumurtadan yapılmış muhallebi gibi bir tatlı.

    Dukan Diyeti Deneyimlerimiz diyet hakkında yorumları görebilirsiniz…

  • Selülit Yakma Yöntemleri

    Selülit Yakma Yöntemleri

    Uzman Dr. Nihat Dik, kadınların özellikle yaz aylarında korkulu rüyası olan selülitten kurtulmanın, yaz ayına girmeden alınacak küçük önlemlerle mümkün olduğunu belirterek, selülitleri önlemek için 37 altın öneriyi şöyle sıraladı:

    1. Sabah kalkar kalkmaz ve akşam yatmadan önce ılık su içine limon sıkıp için.

    2. Televizyon karşısında ya da kitap okurken atıştırmayın.

    3. Azar azar ve sık sık yemeyi tercih edin, asla aç kalmayın. Dengeli ve düzenli beslenmeyin, tek tip gıda tüketiminden vazgeçin.

    4. Asla çok düşük kalorili ve şok diyetler uygulamayın.

    5. Kahvaltınızı kuvvetli akşam yemeğinizi çok hafif yemeyi tercih edin.

    6. Soya lesitini (PPC) içeren kremler kullanın.

    7. Bol su için. Öğünlerden 30 dakika önce 1-2 bardak su için. Yemek sırasında ise su içmeyin.

    8. Tuz tüketimini azaltın.

    9. Kese yapın, sıcak ve soğuk duş alın.

    10. Çay, kahve, kola, soda, meşrubat ve alkol tüketimini azaltın.

    11. Taze sıkılmış meyve suları ve bitki çaylarını tercih edin.

    12. Haftada 4- 5 gün 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş yapın.

    13. Yüksek topuklu ayakkabılar ve dar giysileri tercih etmeyin.

    14. Meyvenizi yemek aralarında yemeyi tercih edin.

    15. Porsiyonlarınızı azaltın.

    16. Yemekten hemen sonra dişlerinizi fırçalayın.

    17. Sakız çiğnemeyin, çok çabuk acıktırır.

    18. Kullanmak istediğiniz cihazların hangi tip selülit için olduğunu ve selüliti giderme yöntemini mutlaka öğrenin.

    19. Elma, armut ve bunun gibi meyveleri lifli oldukları için kabukları ile yiyin.

    20. Beyaz ekmek yerine, kepek ekmeği tercih edin.

    21. Süt, peynir, yoğurt gibi ürünlerin light olanını tercih edin.

    22. Doğal şeker yerine, tatlandırıcılar kullanın.

    23. Sofranızdan yeşil sebze ve meyveyi eksik etmeyin.

    24. Kırmızı et yerine beyaz eti tercih edin.

    25. Katı yağlar yerine, zeytinyağı kullanın.

    26. Kızartma yerine ızgara buğulama, haşlama ya da fırında pişirme gibi yöntemler uygulayın.

    27. Yağlı şekerli ve unlu pastane ve bakkaliye ürünlerinden kaçının.

    28. Kuruyemiş sakatat şarküteri ürünleri sos ve kremalardan uzak durun.

    29. Dolaşımı engellediği ve oksijen oranını azalttığı için sigara
    içmeyin.

    30. Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.

    31. İdeal kiloda olduğunuz günlerinizdeki bir resminizi buzdolabına
    yapıştırın.

    32. Akşam yemeğini çok geç saatlerde yemeyin.

    33. Selülitli bölgeye mutlaka masaj yapın.

    34. Çok hızlı yemeyin.

    35. Yediklerinizi mutlaka not edin.

    36. Haftada bir gün tartılın.

    37. Kendinizi çok sevin ve asla umutsuzluğa kapılmayın…

  • Başınızmı Ağrıyor ?

    Başınızmı Ağrıyor ?

    Baş Ağrılarının Türleri :

    Gerilim Tipi Başağrısı :

    – Başın arkasında yan ,ön tarafında veya çember tarzında bir gerginlik olarak ifade edilir.Ağrı kademeli olarak yavaş yerleşir.Örnek olarak sabahleyin başlayan ağrı akşama doğru giderek artar.Ağrı 1 saatten birkaç güne kadar sürebilir.Yaşanan stresler ile tekrarlama eğilimi gösterebilir.Tedavisinde basit analjezikler ve psikolojik destek uygulanır.

    Klasik Migren Auralı :

    – Önce görsel bazı bulgular vardır.( renkli halkalar ).Sonra başın tek tarafında ( sağ veya sol ) zonklayıcı ağrı,bulantı ve kusma bulunur.Ağrı süresi 30 dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir.Stressli dönemlerde daha sık olmak üzere tekrarlar.Tedavisinde ergotamin preparatları kullanılır.

    Basit Migren Aurasız :

    – Ağrı öncesinde klasik migrende görülen bulgular yoktur.Başlangıçta tek taraflı baş ağrısı daha sonra yaygın zonklayıcı ağrı ve bulantı bulunabilir.Süresi saatlerden bir kaç güne kadar uzayabilir.Tekrarlaması klasik migrene benzer.Tedavisi klasik migren tedavisiyle aynıdır.

    Cluster Baş Ağrısı :

    – Şiddetli, göz etrafında lokalize,rahatsız edici,can sıkıcı durum veya zonklayıcı ağrı olarak ifade edilir.Süresi 15-90 dakika kadardır.Bir veya iki ayda bir demetler halinde tekrarlar.Ataklar arasındaki süreler değişkendir.Genelde alkol ve sigara kullanan erkeklerde görülür.Tedavisinde ağrılı zamanlarda prednison ve ergotamine kullanılır.

    Subaraknoidal Ağrı :

    – Ani yerleşimli şiddetli yaygın bir baş ağrısıdır.Hastalar daha önce yaşamadıkları bir şiddetde ağrı olarak tarif ederler.Günlerce sürebilir.Hastanın yaşamını tehlikeye soktuğu için cerrahi tedavi uygulanır.

    Tümör:

    – Öksürmek,aksırmak veya fiziksel eforla artan,ağırlık hissi tarzında bir sabah ağrısıdır.Akşama yaklaştıkça ağrı hafifler.Haftadan aylara kadar sürebilir.Bu ağrı tipi beyin içi basıncının arttığı durumlarda görülür.Uzun bir süredir bu tipte bir ağrınız varsa bir nöroloğa başvurmanız önerilir.

    Psödotümör:

    – Ağırlık hissi,sürekli ağrı öncelikle fazla kilolu genç kadınlarda görülür.Günlerden haftalara kadar süren uzun bir ağrı dönemi vardır.Öksürmek,aksırmak veya fiziksel eforla ağrı artar.Tekrarlayan lomber ponksiyonlarla tedavi edilir.

    Sinüs Baş Ağrısı :

    – Sinuslar üzerinde lokalize,sürekli ağrı.Günlerden haftalara kadar sürebilir.Tekrarlayabilir.Tedavisinde antibiyotik ve antihistaminikler kullanılır.

    Temporal Arterit :

    – 60 yaş üzerindeki hastalarda görülür.Tek taraflı bir baş ağrısıdır.Saniyelerden saatlere kadar sürebilir.Yaşam boyu tekrarlar.Tedavisinde steroidler kullanılır.

    Trigeminal Nevralji :

    – Bıçak gibi saplanan yüz ağrısı olarak tanımlanır.Tedavisinde karbamazepin veya cerrahi tedavi uygulanır.

    Atipik Yüz Ağrısı :

    – Ağırlık hissi veren sürekli diffüz yüz ağrısı.Tedavisinde amitriptilin veya klordiazepoksid kullanılır.

    Baş Ağrılarının Tedavisi :

    Baş ağrılarının tedavisi için bir nöroloji doktoruna başvurmak şarttır. Yukarıda sayılan baş ağrıları nedenlerini ancak bir nöroloji doktoru değerlendirebilmektedir. Hastalar tarafından sık yapılan bir hata özellikle tekrarlayan baş ağrısı durumunda ağrı kesici ilaçlarla durumlarını idare etmeye çalışmaktır. Oysa örneğin migren durumlarında kullanılan ilaçlar tamamiyle farklıdır. Çünkü migren ağrısı beyin damarlarından kaynaklanmaktadır.

  • Sporcu Diyeti

    Sporcu Diyeti

    Sporcu diyeti, sporcunun boyuna cinsiyetine, yaşına ve vücut bileşimine göre gereken kilo standartları içerisinde olmasına yardımcı olur. Yani sporcu diyetini uygulayacak olan sporcu şişman ya da zayıf olmamalıdır.

    Sporcu diyeti; bir sporcu şişman veya zayıf grubundaysa olması gereken standartların içine girmesine yardımcı olur.Yeterli ve dengeli beslenme için yapmamız gereken vücudumuzun ihtiyaç duyduğu enerji,protein, karbonhidrat,vitamin ve minarelleri sağlayacak miktarda besin almaktır.

    Sporcu diyetinde alınması gereken besinler:

    et ,yumurta ve kuru baklagiller
    süt ,yoğurt,peynir
    sebze ve meyveler
    ekmek ve tahıllar.
    Vücudumuzun %60-70’I su olduğu için, bir sporcunun alması gereken en önemli besin öğesi sudur.
    Vücut ağırlığının %2 kaybı (su kaybı) performansı %4 oranında azalttığı saptanmıştır.
    Bir sporcu ne kadar sıvı kaybettiğini egzersiz öncesi ve sonrası tartılarak saptamalıdır. Pratik olarak her ½ kg ağırlık kaybı için 2 bardak su içmelidir.

    Sporcu Diyeti Programı :

    Sabah
    1 su bardağı süt +1 tatlı kaşığı pekmez
    2 kibrit kutusu beyaz peynir
    5 tane zeytin
    3 dilim ekmek
    1 porsiyon meyve

    Öğle
    1 porsiyon ızgara (haşlanmış et de olabilir)
    1 porsiyon pilav
    Salata
    1-2 dilim ekmek

    Akşamüstü
    1 bardak ayran
    1-2 adet galeta

    Akşam
    1 porsiyon etli sebze yemeği
    1 porsiyon makarna
    1 kase yoğurt
    1-2 dilim ekmek

    Sporcu diyeti sırasında, aralarda 1 porsiyon meyve yenebilir.

    İlgili konular ;
    L-Carnitine Nedir?

  • Diyet kişiye özeldir

    Diyet kişiye özeldir

    Çoklukla bir toplulukta diyetisyen olduğunuzu öğrenenler, bir kağıt üzerine yazılmış, ayaküstü verebileceğiniz, salt yüzlerine bakarak oluşturacağınız, sihirli listelerin, mucize formüllerinizin olduğunu sanırlar…

    Oysa, diyet kişiye özeldir.

    Yaşam tarzınız çok yoğun bir koşuşturma içinde olabilir, öğrenci veya ev hanımı olabilirsiniz. Her birinizin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları farklılık gösteriyordur veya metabolizma hızınız çeşitli nedenlerle yavaşlamış olabilir. Diyelim ki, menopoz dönemindesiniz ya da kullandığınız ilaçlar, hormon faaliyetlerinizdeki değişimler kilo almanızın sorumlusu olabilir. Kalp-damar hastalıkları, tansiyon ve şeker gibi sağlık problemleriniz olabilir. Hedefleriniz farklı olabilir, vereceğiniz kilo 20 kilogramın üstündedir veya 3-5 kilo fazlanız olabilir. Diyet programları bu bilgiler ışığında hazırlanmalıdır. Kilo yönetimi kişiye, cinsiyete, yaşa, sağlık verilerine, hatta mevsimlere bağlı olarak değişir. Kişiler için hazırlanan diyet listeleri öğün bazında, gün ve hafta bazında planlanmalı, farklılıklar içermelidir. Sürekli aynı diyet listesi ile insanları zayıflatmak mümkün olmaz, çeşitliliği, farklılığı olması gerekir. Vücudun kilo vermemeye direndiği, platoların oluştuğu dönemde, zaman zaman kalori artırmak dahi gerekir.

    Diyete başlamadan önce vücut bileşim analizi cihazı ile kişinin; yağ, kas, su oranı, metabolizma hızı ölçülür ve ideal ağırlığı saptanır. Kişilerin kullanmak zorunda oldukları ilaçlarını bilinmeli, insülin-şeker değerleri (açlık, tokluk), kolesterol değerleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyonları, kan sayımı gibi parametreleri tespit edilmeli, tiroid hormonları gibi ölçümler ile sağlık durumları belirlenmelidir. Kişinin geçirdiği hastalıklar, özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlarda, kalp krizi riski yüksek olanlarda bu durum daha da önem kazanır.

    Diyet planlarken, kilo yönetiminde duygusal yönlere dikkat etmek gerekir. Çünkü sıklıkla mutsuzluk, tatminsizlik hisleri kişileri aşırı yemeğe yöneltir. Sorunun biyolojik mi, ruhsal kaynaklı mı olduğunu çözebilmek için altta yatan temel biyolojik veya ruhsal sorunu doğru anlayıp, kilo vermek isteyen kişiye yardımcı olmak için gerekirse farklı branştaki uzmanların yardımını istemek gerekir.

    Kilo vermek isteyenler için vurgulamak istediğim nokta; 3 aylık bir zaman diliminde 12-15 kilo verebilirsiniz, bu değer, şu anki kilonuz ile bağlantılı olarak değişim gösterir. Kişinin mevcut kilosuna bağlı olarak haftada 0,5-1 kilo vermesine sağlıklı kilo kaybı denebilir. Beden Kitle İndeks’i çok yüksek kişilerde (30′un üzerinde) başlangıçta kilo vermek kolay olur ancak bir süre sonra vücut bir platoya ulaşır. Planlanan bir beslenme programı ile kişilerin kilo verme hızı dengelenir. Ayrıca bu süreçte fiziksel aktivitenin önemi büyüktür.

    Şok diyetler ve sağlığınız!

    Genellikle, kişiler hızlı bir şekilde kilo vermek ister, şok diyetler yapıldığındaysa verilen kiloların çoğu su ve kaslardan gider. Oysa asıl hedef vücutta fazla yağ yüzdesini azaltmak vücuttaki kas oranını koruyarak, verilen kiloların yağdan olmasını sağlamak olmalıdır. Yeterli ve düzenli bir beslenme programıyla vücuttaki yağdan vermek kalıcı kilo kaybını sağlar. Kilo verirken onca zorluğu yaşarken hızla verilen kiloları geri almak da bir o kadar kolay olur. Sık sık başa dönmek ise metabolizmanızı yavaşlatarak verdiğinizden fazla kiloları almanıza neden olacaktır.

    Hangi yaşta olursanız olun, ayda 4-5 kg üstündeki kilo kaybını vücut tolere edemeyebilir!

    Vücuttaki yağlarının kaybedilmesi, sağlığınızı kazanmanın en etkili yollarından biridir. Böylece yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kalp-damar hastalıkları, TİP 2 diyabet, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi hastalıklara yakalanma riskiniz azalır.

    Sağlıklı olmak adına sağlığınızdan olmayın!

    LÜTFEN DİKKAT: 3 Günde 5 kilo, haftada 7 kilo gibi mucize diyetlerle sağlığınızdan olabilirsiniz. Bu tür yazıları bir yerlerden okuyup, arkadaşınızdan aldığınız fotokopi listelere, kilo vermek için zayıflama ilaçlarına, bitkisel ve hiçbir zararı olmadığı iddia edilen otlara, çaylara, bitkisel karışımlara itibar ederek sağlığınızı riske atmayın.

    Hangi risklerle karşı karşıyasınız?

    Zayıflama ve kilo kontrolü dengeli bir beslenme programı ile sürdürülebilir. Kısa sürede size kilo kaybettireceği söylenen karışımlar, diüretik (idrar söktürücü), laksatif (bağırsak boşaltıcı) özellik taşırlar. Tartınız, size düşük kiloları göstermesine rağmen kaybettiğiniz, “yağ” değil, “su” dur. Vücudunuzdan su ile birlikte mineralleri de kaybedersiniz.

    (Örneğin; kaybettiğiniz sodyum/potasyum dengesinin bozulmasına kalp kasının olumsuz etkilenmesine neden olur.) Düşük kalori alımı sonucunda vücudun direnci düşer, kas kaybına uğrar, yüksek protein diyetleri ile (Ketoz gibi) böbrek fonksiyonlarına zarar verebilir. Ani şeker ve tansiyon düşmesi gibi sorunlar yaşanması ise, telaffuz bile etmek istemediğim, ölümlere varan sağlık sorunlarına yol açabilir. Yine, gençlerin kilo kaybını ciddi olarak takıntı haline getirmeleri ise yeme bozukluğu olarak tanımlanan (Anoreksiya Nevroza veya Bulumia’ya) ciddi psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, aşırı kilolu insanların yeterli karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden yoksun düşük kalori beslenme eşliğinde, ağır egzersizler yapmaları ise sağlık adına çok ciddi riskler içermektedir. Özellikle ailesinde kalp şikâyetleri olanların bu tür risklere girmelerini ise hiç doğru bulmuyorum.

    Şok Diyetler adı verilen ve kısa sürede çok kilo verdiren diyetler çok düşük kalori ve sınırlı besinlerle yapılırlar. Oysaki bu uygulama metabolizmanın yavaşlaması, kas kaybı ve iştah kontrolünün bozulmasına neden olur. Bu tarz diyetlerin kalıcı olma şansı yoktur. Bir miktar kilo verilmiş olsa da, bunlar ilk fırsatta geri alınır. Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.

    Sağlıksız zayıflama diyetleri

    Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk ve kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi gibi pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

    Obezite sorununa çözüm

    Günümüzde gittikçe yaygınlaşan obezite sorununun tedavisinde sadece diyet yapmak yeterli olmaz; az kalori almak ise çözüm olmaz. Vücut buna adapte olur ve böyle durumlarda vücut metabolizma hızını düşür ve daha az enerji harcamaya meyilli olur. Kısıtlayıcı bir diyet bırakıldığında daha hızlı bir kilo alımı başlar. Onun için yaşam tarzında, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmak ve fiziksel aktivite programını yaşam boyu uygulamak gerekir.

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi