Etiket: spor

  • Sıcak yoga (Bikram) yapmak zayıflatır mı ?

    Sıcak yoga (Bikram) yapmak zayıflatır mı ?

    Zihinsel ve bedensel rahatlamayı sağlayan, mutlu olmayı ve mutluluk vermenin yollarını arayanların uğraş verdiği yoga, son yılların moda sporu haline geldi. Meditasyon olarak da bilinen egzersizlerden oluşan yoganın farklı türleri bulunuyor. Bunlardan biri de“bikram” yani “sıcak yoga”. Bu yoga türünün insanları terleterek zayıflattığı söyleniyor; öyle ki ünlü oyuncu-manken Serenay Sarıkaya, yeni başlayacak olan dizisi için sıcak yoga sayesinde tam 6 kilo vermiş. Bu yoga türü akıllara “Yoga zayıflatır mı? Vücut toksinlerden arınır mı?” sorusunu getirdi. Alanın uzmanlarına ve uygulayanlara sorduk.

    ‘Yoga’nın vücut ölçüsüyle ilgisi yok’
    Yoga Eğitmenleri Derneği Başkanı Bora ERCAN:

    “Ünlüler yoga yaptıklarında ünlü olduklarını unutsunlar. Çünkü yogayı böyle şeylere bulaştırmamak gerekiyor. Çok zayıf bir insanda yoga yapıyor olabilir, o zaman onun da kilo alması lazım. Yoga sayesinde beden ulaşacağı en sağlıklı forma kavuşur. Herkesin kendi ideal bedeni vardır. Bizim insanımız kiloya takmış vaziyette, zayıflayacağım diye yemek yemiyor. Yoganın vücut ölçülerimizle çok ilgisi yok, mental bir şey. Bir tür çıkarmışlar, sıcak yoga kilo verdirir diye. Zaten sıcaklıkla kilo verirsiniz. Yogada niyetiniz neyse odur, kalbiniz neyse o. Benim gözümün önünde yoga ile 25 kilo veren insanlar var ama yoga kilo vermek için yapılan bir aktivite gibi algılanıyor. Yoga bu değil.”

    ‘Yoga zayıflamaya yardımcı olur’
    Yoga Eğitmeni Monika TUGUTLU:

    “Yoga yapmak kilo vermeye yardımcı olabilir, bunun için farklı yoga çeşitleri vardır. Her gün düzenli olarak 1.5 saat terleyerek yoga yaparsanız, kilo verebilirsiniz. Hemen hemen her spor kilo vermeye yardımcı olur ama yoga yalnızca spor değildir. Aynı zamanda metidasyondur. Yoga yaparken yalnızca vücudunuz değil, kalbiniz ve beyniniz de değişiyor. Bunu başka hiçbirşeyde bulamazsınız. Yogayı disiplinle planlı bir şekilde yaparsanız ve kararlı olursanız bütün hayatınız değişir ve daha başarılı olursunuz. Benim de yoga sayesinde her şeyim değişti. İlişkim, arkadaşlarımla iletişimim ve hayata bakışım farklılaştı.”

    ‘Yaşam biçimi haline getirirsek kalıcı olur’
    Sunucu Ece VAHAPOĞLU:

    “Yoga veya herhangi bir spor disiplini, tek başına zayıflatmaz. İdeal vücut için spor ve sağlıklı beslenme bir arada olmalı. Doğru hedef zayıflamak değil, fit olmaktır. Bunu bir yaşam biçimi haline getirirsek kalıcı olur. İstediğin kadar spor yap; doğru beslenmezsen, su içmezsen faydasını göremezsin. Zayıflamak için yogayı kullanmak, felsefesine hakaret olur.”

    ‘Kişi sıkılaşabilir, hatta bir beden incelebilir’
    Beslenme Uzmanı-Diyetisyen Hülya ÇAĞATAY:

    “Yoga, pilates gibi vücutta harekete neden olan, kasların uzunlamasına çalışmasını sağlayan bu egzersizler vücutta sıkılaşmaya neden olur. Yoga sadece meditasyon olarak algılanıyor ancak vücut terbiye ediliyor ve kaslar da çalışıyor. Kiloda değişiklik olmadan kişi sıkılaşabilir hatta bir beden incelebilir ama kilo veremez. Çünkü yoga, pilateste uygulanan egzersizlerde çok ciddi bir enerji kaybı olmaz. Bu nedenle tek başına kilo verdiremez ancak kilo verme yöntemlerini destekleyen bir egzersiz uygulaması olarak düşünülebilir. Yoga tek başına kilo verdirir düşüncesi oldukça yanlış, böyle düşünülmemeli.”

    ‘Zayıflama biçimi olarak görülmemeli’
    Sağlıklı Beslenme Uzmanı Dr. Ender SARAÇ:

    “Yoga, dünyada ve Türkiye’de çok sömürülen bir konu oldu. Cinselliğe, aydınlanma yoluna iyi gelir gibi suiistimal edildi. İnsanın mükemmelleşmesi, beslenme alışkanlıkları için birçok şey var. Yoga yalnızca bunlardan biri. Türkiye’de sadece fiziksel egzersiz olarak algılanıyor. Yoga bilinçli olarak yapılırsa toksinlerden arınmayı sağlar, kas iskelet sistemini iyileştirir ve stresi azaltır. Ben Miami’de sıcak yoga yapmıştım, orada ter atmak amaçlı ve metabolizmayı hızlandırdığını söylediler. Sıcakbir ortamda olduğu için dikkat etmek gerekir. Kalbe de zararı var. Uzmanla çalışmak gerek. Bünyeyi zorluyor ve kesinlikle zayıflama biçimi olarak düşünülmemeli.”

    ‘Planlı beslenmeyle iyi sonuç alınabilir’
    Diyetisyen Gizem KESERVURAN:

    “Yoga yani meditasyonve pilates gibi sporlarda bulunan egzersizler, kişinin kilo verme sürecinde çok yardımcı olur. Hatta hem beslenme planlı bir şekilde olursa ve eş zamanlı olarak yoga yapılırsa iyi sonuçlaralınabilir. Böylece kilo verimini hızlandırır. Çünkü yoga çakralar üzerine bir sistem ve kas gruplarını da çalıştırıyor. Yoga doğru nefes alma tekniklerini öğretir. Doğru nefes alımı da vücuda sağlıklı oksijen girmesidir. Bu da hücrelere doğru oksijenin gitmesini sağlar. Doğru oksijen demek de yağ yakımıdır.”

  • Zayıflamanızı kolaylaştıracak ek besinler…

    Zayıflamanızı kolaylaştıracak ek besinler…

    Ek besinler ne durumlarda alınmalı?

    Kişi kilosuna göre protein almalı. Örneğin 55 kiloysanız vücudunuzun günde 55gr. proteine ihtiyacı var. Gel gelelim, spor yaptığınızda vücudunuzun protein ihtiyacı artıyor. Bu ihtiyacınızı normal besinlerle gidermekse oldukça güç bir hal alıyor. Aynı zamanda normal besinlerle karşılamaya çalışmanın; yağlanma ve kolesterol riski var.
    Bu sebeple kalorisi daha aza indirilmiş, sıkıştırılmış besin dediğimiz bu tip ürünleri tercih etmeniz daha yararlı.

    Bu ürünlerin herhangi bir zararı var mı?
    Bazı doping ürünleri iç organları zedeleyip, aşırı kıllanma yapabiliyor. Ama bu tip ek besinlerde sıkıntı gözlemlenmiyor. Gel gelelim, insanların vücut ve bünyeleri farklı olduğu için farklı tepki gösterebilir. Yine de doktora danışmakta fayda var. Örneğin herhangi bir rahatsızlığı olup, özel hassasiyeti olanlar tarafından kullanılmamalı.
    Genelde karşılaştığımız sağlık problemleri, eczanelerde satılan yağ yakıcılar tarafından oluşuyor. Reçete ile satılan ürünler kulaktan kulağa kullanılmamalı. Sırf komşunuz kullanıp zayıfladı diye size de aynı etkiyi göstermesini beklemeniz saçma olacağı gibi sağlığınızı da olumsuz etkileyebilir.

    L-Carnitine nedir?
    L-Carnitine bir yağ asididir. Vücudun kendi üretemediği şeyleri bir şekilde dışardan almamız lazım, bu ihtiyacımızı bu tarz ürünlerle karşılayabiliyoruz. Aynı zamanda vücutta yağların parçalanmasına neden oluyor. Spordan önce kullanılan L-Carnitine, spor yapmadan kullanmak pek doğru olmayacağı gibi spor yapmadan kullanıldığı takdirde bir etki sağlamıyor.
    CLA500 nedir?
    Bu ürün günde 3 sefer yemeklerden önce kullanılıyor ve özellikle karın bölgesindeki yağlanmayı azaltıyor. CLA, kullanırken 3 öğün yemek yemek zorunda olduğunuz için, öğünlerinizi de düzenlemiş oluyor aynı zamanda. “Aç kalarak kilo verme” yanlışına düşmenizi önlüyor. Zayıflamak için öğünü 1’e düşürdüğümüzde metabolizma da yavaşlıyor haliyle, bu sayede CLA metabolizmanızın hızlanması için de ideal. Ayrıca performansı da arttırıyor.

    Peki, sürekli tek tip besin tüketmek doğru mu?
    Her sporun kendine has bir beslenme tarzı olmalı. Kilo vermek isteyenler protein almalı ama daha kalorisi düşük proteinleri tercih etmeli. Kişisinin sportif amacıyla ilgili bir durum bu. Kilo vermek isteyenler özellikle süt ürünleri, beyaz et, sebze ve meyve tarzı besinleri tercih etmeli.
    Beyaz et, kırmızı ete nazaran kalorisi daha az ve daha çabuk sindirildiği için daha çok tercih ediliyor. Ama yine de tek tip beslenmek insan yapısına uygun değildir. İnsan vücudunun her çeşit yiyeceğe ve vitamine ihtiyacı var.

    Kaynak : womenist

  • Zayıflamak için merdiven çık

    Zayıflamak için merdiven çık

    Zayıflamak için hangi yöntemleri denemedik ki?Yürüyüş,koşu,pilates,yüzme…Bunlar elbetteki zayıflamak için tek başına yeterli değil.Yanında sağlıklı beslenerek ve günlük spor aktivitelerini de yaparak ideal kilonuza kavuşmak hayal değil..

    Bunların dışında öyle bir aktivite var ki bu bile spor yapmaya vakit bulamayanlar için yeterli olabiliyor..Bunlar günlük hayatta yaptığımız standart hareketlerden sadece birkaç tanesi..Mesela asansöre binmek yerine merdivenlerden inebilir,otübüs durağından 1-2 durak önce inip gideceğiniz yere yürüyebilirsiniz..

    Uzun süren egzersizler yerine birer dakikalık kısa ve sık efor patlamaları kilo vermek için saatler süren yorucu egzersizler yapılması gerektiği sanılır ama bilim adamları kilo vermenin o kadar da zor olmadığını açıkladı.

    American Journal of Health Promotion dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, günde fazladan sadece bir dakikalık enerjik aktivite, istenmeyen kiloların atılması için yeterli.

    Zayıflama kürleri için tıklayın !

  • Selülitler için lahana kürü

    Selülitler için lahana kürü

    En iyi selülit doğal çözümü Lahana kürü işte mucizevi yöntemle güzel bir vücuda sahip olabilirsiniz.

    Selülit damar aralarında biriken yağ demektir. Bu yağların yakılımını hızlandırırsak ve bu içeriği sporla desteklersek selülitlerden kurtulmak çok kolay.

    Kadınlar, güzellik ajandanıza bu kürü mutlaka ekleyin! İşte yapmanız gerekenler!

    *Kış boyunca biriken fazla kilolarınızdan kurtulmanızı sağlıyor.
    *Vücutta biriken toksinleri atıyor, kolon kanserini önlüyor.
    *Kan dolaşımını düzenleyip, vücudumuzun canlanmasını sağlıyor.

    Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ‘ndan Lahana kürü

    *3-4 adet beyaz lahana yaprağı, kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak 15 dakika pişirilir.

    *Aç veya tok karnına Sabah bir su bardağı ve akşam bir su bardağı olmak üzere için. Bu işleme toplam 3 gün devam edin.

    *Bu kürü 3 gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verin ve tekrar 3 gün uygulayın. Bu şekilde toplam 21 gün içerek kürü tamamlayın.

    *Bu uygulamadan sonra 21 gün ara verin.21 gün aradan sonra sadece haftada bir defa sabah ve akşam,aç yada tok karnına 1 su bardağı içilerek selülitler yok olana kadar bu küre devam edilir.

    *Damak tadına uygun olsun ya da içimi kolay olsun düşüncesiyle haşlama suyuna hiç bir şey ilave etmeyin.

    *21 günlük kür için kesinlikle ihtiyacınız olan miktarı bir defada değil, her gün taze olarak hazırlayın.

    Kan dolaşımını düzenlemek amaçlı kullanımda:

    *3-4 adet beyaz lahana yaprağı, kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı
    kapalı olarak 15 dakika pişirilir.

    *Birinci hafta Sabah ve akşam aç veya tok karına bir su bardağı içilir.

    *İkinci ve üçüncü haftalarda gün aşırı (bir gün atlayarak) Sabah ve akşam aç veya tok karına
    bir su bardağı içmeye devam edin.

    *Dördüncü haftadan itibaren iki günde bir olmak üzere iki hafta daha uygulayıp kürü sonlandırın.

    Üç ay ara verdikten sonra aynı kürü tekrar edin.

    Selülit için kahveli vücut peelingi tarifi :

    Malzemeler:

    * 2 fincan çekilmiş kahve
    * 1/2 fincan tozşeker veya deniz tuzu
    * 2-3 yemek kaşığı masaj yağı

    Uygulama: Öncelikle cildinizin gözeneklerinin açılması için sıcak bir banyo yapımalısınız. Daha sonra malzemelerin tamamını karıştırıp güçlü dairesel hareketler ile elde ettiğiniz kahveli karışımı cildinize uygulayın.

    Uygulamadan sonra duş alarak cildinizi temizleyin. Cildinizi kuruladıktan sonra vücut losyonunuzu sürün. Kahve cildinizi canlandırır aynı zamanda selülitlerinize de iyi gelir.

  • Yaza formda girme önerileri

    Yaza formda girme önerileri

    Dr.Mehmet Öz’den Yaza Formda Girme Önerileri…Koskoca bir kışı geride bıraktık ve yaz mevsimine formda girmenin planlarını şimdiden yapmaya başladık bile..

    Kahvaltı önerileri
    – Meyve suyu yerine yağsız süt için. Kahvaltıda yağsız süt tüketen fazla kilolu insanlar daha az yerler.
    – Kahvaltı yapan kişiler kilo vermede ve vermeye devam etmede daha başarılı olurlar.
    – Araştırmacılara göre sabahları yumurta tüketen kişiler, karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilere göre daha uzun süre tok kalıyor.
    – Yulaf sizin arkadaşınız! Kahvaltıda bir kase yulaf ezmesi yemek öğlen yemeğe saldırmanızı önler.
    06.30’da tartılın
    Araştırmalar, her gün tartılan kişilerin tartılmayanlara göre daha fazla kilo kaybettiğini gösterir. Her gün aynı satte tartıldığınızda sıvı dengesi nispeten standart olur ve dalgalanmalar en aza iner. Gıda ve sıvı alımındaki değişiklikler yüzünden gün boyunca farklı miktarlarda kilo alabiliriz. Bağırsak ve mesanenin boşalmış olduğu sabah saatlerinde tartıldığınız zaman üzerinizde yemek/dışkı/idrar gibi ekstra ağırlıkların olmadığından emin olursunuz ve hayal kırıklığı yaşamazsınız. Yeni bir araştırmaya göre, bir bağırsak hareketinin ortalama ağırlığı yaklaşık 350 gramdır. Ortalama bir kişi 50 cc/saat idrar üretir. Eğer yaklaşık 8 saat uyuyorsanız bu da yaklaşık 400 ml’ye eşittir.
    06.35’te mutlaka egzersiz yapın
    Sabahları egzersiz yapan kişiler, spor yapmaya daha bağımlı olur. Bu kişiler aynı zamanda daha fazla yağ yakar. Karbonhidrat alımını sınırlandırarak, egzersiz sırasında kas hücrelerinin çalışmasına bağlı olarak enerji dolaşımını canlandırabildiğiniz gibi yağ asiti taşınmasını da kolaylaştırabilirsiniz. Egzersiz öncesi karbonhidrat alımı, aç karnına egzersiz yapmak ile karşılaştırıldığında, yağ yakımını büyük ölçüde engellediği görülür. Bu çerçevede bakıldığında düzenli aç karnına yapılan egzersiz kas içinde yağ dönüşümünü düzenlemek için efektif bir stratejidir. Bu sayede yağ asitlerinin birikimini engellersiniz. Aşırı yağlı beslenen toplumlarda, aç karnına sabah egzersiz yapmak, gün içinde tok karnına yapmaktan daha etkili olacaktır.
    Yemek saatleri- 07.30, 12.00, 18.30
    Herhangi bir sosyal ortamda olmaksızın, bir laboratuara yerleştirilmiş olan insanların, gıda erişimine ücretsiz olarak izin verildiğinde, her gün 3 öğün yemek yeme eğiliminde oldukları görülmüştür; ilk öğün saat 7-8 arasında, ikinci öğün yaklaşık öğlen ve üçüncü öğün ise 19.00’da. Bunu bize fizyolojik ritmimizin dikte ettiğini hipotez olarak öne sürebiliriz. Araştırmalar, insanlar aç olduğu zaman karar verme ve dürtü kontrolünün, tok olanlara göre bozulduğunu göstermektedir. Fizyolojik ritmimize göre yemek yediğimizde, bu tür zayıf davranışlardan kaçınırız.
    08.00’de bir bardak su
    Soğuğa maruz kalma durumunun, vücudun metabolik hızını yükselterek yağ yakımını arttırdığı belgelenmiştir. Buzlu bir bardak soğuk su metabolizma hızını yaklaşık 10 kalori arttırır, bu da yıl boyunca yaklaşık 2 kilo vermenize eşittir. Araştırmalar, metabolizmanın hızının sabahları en yavaş olduğunu göstermiştir. Hatta bir araştırma akşamüstü bu oranın yüzde 5 daha fazla olduğunu göstemiştir
    Lifli besin takviyesi yapın
    Lifin faydaları, kardiyovasküler ve kolorektal (kolon ve rektumla ilgili) sağlığı konusunda belgelenmiştir. Ayrıca araştırmalar, lif alımının yemek sırasında alınacak kalori miktarını 70 kalori azalttığını göstermiştir. Bu etki, yemekten 15 dakika önce bir elma tüketildiğinde de gözlenmiştir. Elma yenildiği durumda yemek esnasında 187 kalori daha az alındığı görülmüştür.
    Market alışverişi 10.00’da
    Saat 10:00 kahvaltı ve bir bardak soğuk suyunuzla hala toksunuz. Araştırmalar düşük kan şekerinin kendini kontrol etmeyi engellediğini göstermiştir. Bu da sizin almamanız gereken şeyleri satın almanıza sebep olabilir. Marketlerden yapılan alışverişlerin yüzde 85’i markette dolaşırken verilen kararlar ile gerçekleşmektedir. Açlığınıza göre değil elinizdeki listeye göre alışveriş yapın.
    Saat 22.00’de yatın
    Melatonin salımı saat 22:00 de zirveye varır. Ancak melatonin salgılanması herhangi bir ışığa maruz kalırsa bozulur. Karbonhidrat alımı, melatonine dönüşen triptofan seviyesinin yükselmesine yardımcı olur. Düşük melatonin seviyesi karbonhidrat açlığı ile direkt bağlantılıdır. Gece saat 22:00’den sonra ayakta olmak, içsel melatonin salgılanmasını engeller ve bu da uyku düzenimizin bozulmasına sebep olur. Vücudun karbonhidrata karşı istek duymasının artması, daha kaliteli bir uyku için melatonin seviyesinin artmasına sebep olacak doğal bir reaksiyondur. Yatmadan 3 saat önce ağızdan alınan melatonin takviyesi, uyku-uyanıklık döngüsünü gözlemleyerek karbonhidrat açlığını kontrol altında tutar. Ve bu da doğal fizyolojik ritmimizi düzenler.

  • Doğru yürüyün 4 haftada 4.5 kilo verin!

    Doğru yürüyün 4 haftada 4.5 kilo verin!

    İngiliz fitness uzmanı Joanna Hall, doğru tekniği kullanıp yürüyerek hem yürüyüş sonrası meydana gelebilecek ağrılara son verileceğini hem de fazla kilolardan da kurtulunacağını belirtti.

    Boyun ve omuzlar
    Yürürken kendimizi oldukça rahat bırakmalıyız. Böylece tüm ağırlığımızı belirli bir bölgeye verip, o bölgeye yüklenmemiş oluruz. Bunun için boynunuzu ve omuzlarınızı oldukça rahat bir şekilde bırakın. Zamanla daha doğru nefes alıp vererek bunu başardığınızı göreceksiniz.

    Ayak ve ayak bileği
    Çoğumuz yürürken ayaklarımızı bükerek değil dümdüz adım atarak yürürüz. Ancak bu yürüyüş şekli hem dizlerimizi yorar hem de yürüyüşün kalçalarımıza hiçbir etkisi olmaz. Bunun için parmak uçlarını kullanarak yürümeliyiz. Yani yürürken ayak parmaklarımız da hareket etmeli. Aynı zamanda çok kısa adımlar yerine uzun adımlar atmaya çalışmalıyız.

    Yürüyüş Yaparak Zayıflama Grubumuz için tıklayın !

    Kollar ve eller
    Kollarımızı da mekanik bir duruştan öte rahat bırakmalıyız. Kol dirseklerimiz 90 derecelik bir açıyla durmalı. Her iki kolunuzla sergileyin. Ellerinizi yumruk pozisyonuna getirmeden yine rahat bırakarak yürüyüşe devam edin.

    Kalçalar ve leğen kemiği
    Üst vücut ağırlımızı hatalı olarak kalçalarımıza veririz. Ancak yürürken her iki kalçamızda da birer bardak su varmış gibi iki yana sallamamaya çalışmalıyız. Aynı zamanda onları yürürken sıkmak yerine rahat bit şekilde yürümeliyiz. Böylelikle kalçalarımızdaki kiloları yok etmeye başlayabiliriz.

  • Kocaeli’de Fitness, Spa, Plates ve Spor Merkezleri : Water Front Sport Center

    Kocaeli’de Fitness, Spa, Plates ve Spor Merkezleri : Water Front Sport Center

    Pilates Hakkında Merak Ettikleriniz
    1.Pilates nasıl yapılır ?
    2.Pilates boy uzatır mı ?
    3.Pilates ne kadar süre yapılmalı ?
    4.Pilates zayıflamaya yardımcı olur mu ?
    5.Pilates yapmayı nerede öğrenebiliriz ?
    6.Hamilelikte pilates yapılabilir mi ?
    7.Pilates fiziksel ağrılara iyi gelebilir mi ?
    8.Pilates nasıl bir egzersizdir ?
    9.Pilates yaparak stresten kurtulmak mümkün mü ?
    10.Pilatesin hamileler için faydaları nelerdir ?

    Plates, Vücuda denge, güç ve esneklik katar.
    Plates, Duruş bozukluğuna neden olacak kas iskelet sistemi problemlerinden korur.
    Plates, Vücut farkındalığı yaratır.
    Plates, Boyun fıtığında kolda oluşan uyuşma ve ağrıları azaltır.
    Plates, Kilo vermeseniz bile vücudunuzu inceltir ve toparlar.
    Plates, Kasları uzunlamasına çalıştırır, vücudun dayanıklılığını arttırır ve sakatlığı büyük ölçüde önler.
    Plates, Vücudun duruşunu düzeltir.
    Plates, Kireçlenme sonucu eklemlerde oluşan problemlerde ağrıları kontrol altında tutar.
    Plates, Bel ve sırt ağrılarının oluşmasını engeller.
    Plates, Klasik egzersizlerde dengesiz kas oluşumuna neden olabilecek hareketler yapmak mümkündür. Ancak pilateste aynı durum geçerli değildir.
    Plates, Eklem içi sıvıları dengeler.
    Plates, Bel fıtığında bacakta oluşan ağrıları azaltır.

    Altın kurallar :

    Plateste Konsatrasyon : Plates yaparken beynin bedenle ilişkisi çok önemli. Vücudunuzun hangi kaslarını kullandığınıza ve hangilerini kullanmadığınıza dikkat etmeniz gerekir.

    Plateste Kontrol : Bedenin kontrol halinde olması için yorgun olmaması gerekir. Aksi takdirde kontrol dışı hareketler sakatlanmalara ya da ters kas hareketi sonucunda ağrılara sebep olabilir.

    Plateste Merkezleme : Göbek, bel ve kalça bölgeleri merkez bölgeler olarak değerlendirilir. Merkez bölge de iç organların ve omurganın yerinde durmasını ve dengesini sağlamasına yardımcı olan kas sistemlerini çalıştırır.

    Plateste Akıcı Hareket : Hareketlerin hepsi tek tek fakat duraksamadan yapılmalı.

    Plateste Kesinlik : Hareketler bilinçli ve kararlı bir şekilde yapılmalı. İsteksizce yapılan hareket, yanlış kas sisteminin çalışmasına sebep olabilir.

    Plateste Nefes : Nefes, platesin püf noktasıdır. Kanın dolaşımı ve temizliği açısından doğru şekilde nefes alıp vermek pilates tekniğinin daha kolay ve düzgün yapılmasını sağlar

    Plates (Pilates) Nedir?

    Pilates tekniğine ismini veren Joseph Pilates, 1880’de Düsseldorf’ta dünyaya geldi. Astım ve romatizmayla boğuşan ve çelimsiz bir çocuk olan Pilates, genç yaşta kayak ve jimnastikle ilgilenerek vücudunu geliştirdi. 1912’de İngiltere’de sirk cambazı, boksör ve dedektiflere kendini koruma dersleri veren Pilates, Birinci Dünya Savaşı döneminde düşman ilan edilerek Lancaster bölgesinde kampa alındı.

    Kampta hastabakıcılık yapan ve burada kendi tekniğini geliştiren Pilates, burada askerlere tekniğini öğretti. İngiltere’de 1918’de pekçok kişinin ölümüne neden olan grip salgınından Pilates’in kampındakiler etkilenmeyince uyguladığı teknik ön plana çıktı. Savaştan sonra Almanya’da metodunu geliştirmeye devam eden ve şehir polislerine öğreten Plates, 1926’da ABD’ye göç etti ve stüdyosunu açtı. Graham, Balanchine gibi ünlü dansçıların da öğrencileri arasında yer aldığı Pilates’in yöntemi giderek yaygınlaştı.
    21. yüzyılda hala gözde olan pilates, Madonna, Hugh Grant, Britney Spears, Julia Roberts gibi ünlüler tarafından benimsendi. Güçlü bir vücut yaratmayı hedefleyen Pilates, 30-40 temel hareketle tüm vücut için kondisyon sağlıyor.

    Joseph Pilates’in “kontroloji” adını verdiği metodu, zihin ve beden bütünlüğü öngören denge nefes ve hareket sistemlerinin bir sentezidir. Eklem ve kemikleri hayat boyu korumak için kas güçlendiren, esneten ve özellikle içsel karın kaslarının kuvvetlendirilmesi esasına dayanan bir sistemdir.

    Joseph Pilates, egzersizlerini şöyle tanımlamıştır:

    “Sadece üç derste farkı hissedecek, on derste farkı görecek ve 20 derste tamamen farklı bir vücuda sahip olacaksınız. 30 seans sonunda tamamen yenilenmiş bir vücuda, özellikle de sağlıklı, sıkı karın ve sırt kaslarına sahip olacaksınız.”

    Pilates egzersizlerinin amacı; karın ve sırt bölgelerini eşit oranda güçlendirip, vücudumuzun üst kısmında sağlam bir iskelet oluşturmaktır. Pilatese göre vücut merkezi, derindeki kaslarla bel kemiğine en yakın kaslardan oluşur. Klasik egzersizlerde zayıf kaslar zayıflama, güçlü kaslar güçlenme eğilimindedir. Bu da dengesiz adale yapısına, kronik bel ağrısı ve sakatlıklara yol açabilir.

    Pilateste kas yapısı bir bütün haline getirilir. Kilo vermeseniz de ince görünürsünüz. Sakatlanmaları zorlaşır. Dayanıklılık artar, metabolizma hızlanır.

    Her 10 kişiden 8′i, yaşamının bir döneminde, iskelet ve kas sistemi sorununun etkisi altında kalıyor. Omurganın düzgün kullanılmadığı, vücut dengesinin bozuk olduğu oturuş şekilleri, duruş bozuklukları, yanlış oturuş pozisyonlarında uzun süre kalınması ve tekrarlanan hareketler; kaslarda gerilme, yorgunluk ve stres giderek ağrılı kas spazmlarına yol açıyor. Sonucunda kişilerde sırt ve boyun ağrıları şikayetleri ortaya çıkıyor.

    Altı Pilates Prensibi

    Konsantrasyon: Pilates yaparken hareketlere yogunlaşmak bedenin uyum içinde nasıl çalıştığına ve hangi kasları kullanıp ve hangilerinin kullanılmadığına dikkat etmek gerekmektedir.
    Kontrol: Pilates metodunda konrol için bedenin iyi dinlenmesi ve hareketlerin gösterildiği şekilde uygulanması olası sakatlıkların önlenmesi gerekir.
    Merkezleme: Pilates metodun’da doğru hareket göbek, bel, ve kalça çevresidir. iç organları ve omurgayı yerinde tutan kas sistemlerini içerir. Merkezleme esnemeyi ve uzamayı sağlar.
    Akıcı Hareket: Hareket acele edilmeden her noktadan tek, tek geçerek ama aynı zamanda hiç duraksamayarak yapılmalıdır.
    Kesinlik: Hareket belirsizce değil tam yapılmalıdır. Hareketler birbiri ile koordineli olmalıdır.
    Nefes: Nefes alıp verme panik olmadan sırtın arkasına ve altına derin nefes alıp bütün nefesi tamayıyla dışarı üflemek yoluyla olmalıdır. Böylece yapılan nefes verme hareketinde kanımızı tamamen temizlemiş oluruz.

    Pilates, Doğu ve Batı felsefelerini barındıran yoga, dans, dayanıklılık-kuvvet antrenmanlarından ve jimnastikten parçalar taşıyan bir metottur. Joseph Pilates tarafından 1920 yılında zihni ve vücudu ilişkilendirmek, çalıştırmak amacıyla geliştirilmiştir.

    500’e yakın kontrollü hareketler içeren egzersiz yöntemi dayanıklılık, esneklik ve kas gelişimi ile vücudun hareket kabiliyeti ve vücut duruşu (posture) geliştirilmektedir.

    Pilates’in diğer egzersizlerden farkı yöntemi ve uygulama biçimidir. Pilates, zihni vücut hareketlerine, karın-sırt bölgesini geliştirmeye, vücut koordinasyonu kazanmaya odaklamaktadır.
    Pilates’te tüm vücut çalıştırılmaktadır. Karın-sırt (core) bölgesini çalıştıran, omurganın dayanıklılığını arttırmaya ve eklemlerin hareket kabiliyetini geliştirmeye yönelik hareket zincirlerinden oluşur.

    Özetlemek gerekirse Pilates core bölgesini geliştiren, kasların dayanıklılığını arttıran, vücut duruşunu düzelten mükemmel egzersizleri içerir.

    Kimler Yapabilir ?

    Pilates egzersizleri her yaştan insanın rahatlıkla uygulayabileceği bir egzersiz sistemdir. Ayrıca Pilates egzersizleri engelli bireyler adapte edilebilir böylece fiziksel ve zihinsel rahatlama,
    uyum ve vücut farkındalığı sağlanabilir. Dansçılar ve sanatçılar tarafından özellikle tercih edilmektedir çünkü kas gelişimini sağlarken kasları kalınlaştırmadan sıkı bir görüntü sağlamaktadır.
    Ayrıca Pilates duruş bozukluklarının tedavisinde, esneklik kazanmada ve denge gelişiminde, sakatlık rehabilitasyonunda etkili olarak kullanılabilmektedir.
    Hamile kadınlarda konsantrasyon ve nefes çalışmalarından programlı olarak yararlanabilirler.

    Özetle Faydaları
    Sıkı ve kuvvetli karın kasları sağlar.
    Kuvvetli ve esnek kaslar oluşturur.
    Vücut duruşunu destekler.
    Kas kontrolünü sağlar.
    Dolaşım sistemini etkileyerek rahatlamayı sağlar.
    Fiziksel uygunluk düzeyini arttırır.
    Sakatlanma riskini azaltır.
    Konsantrasyon gücünü arttırır.
    Atletik performansı arttırır.
    Kendine güveni geliştirir.

    Devamlılık şart
    Pilatesin en önemli özelliği, tüm vücudu esneterek omurların arasını açması. Böylelikle vücutta zamanla meydana gelen yığılmaları yok ediyor ve boyu uzatıyor.
    Haftada en az iki kez Pilates yapan bir kişinin boyu, 3 haftada 2 santimetre uzuyor. Omurganız ne kadar açılabiliyorsa o kadar uzayabiliyorsunuz. Formunuzu korumak ve tekrar yığılmayı engellemek için bu spora devam etmek gerekiyor.

    Ünlülerin sporu
    Ataman, hiçbir tehlikesi olmayan Pilates’i, vücut gelişimini tamamlamış 16 yaşından büyük herkesin yapabileceğini söylüyor. Amerika’da yaşadığı dönemlerde Hillary Clinton ve Andre Agassi’ye de ders verdiğini belirtiyor. Bu sporu yapanlar arasında Madonna, Jeniffer Lopez gibi ünlüler de bulunuyor.

    Nereden nereye ?
    Bu spora adını veren ve 1900’lerin başında doğan Alman Josep Pilates’in, çocukluğunda geçirmediği hastalık kalmamış. Bu nedenle vücudunu güçlendirecek, direncini arttıracak her sporu yapmış. Pilates, savaş sırasında hapse girmiş. Aynı dönemde bir çok insanın hayatına malolan ‘influenza’ salgını çıkınca, zayıf kalan arkadaşlarına yardım için kendince bir spor yöntemi geliştirmiş. Savaştan sonra ABD’ye yerleşen Pilates, bu yöntemi yeni dünyaya tanıtmış. İlk etapta bu sporla ilgilenenler, daha çok balerin ve mankenler olmuş.

    Platesin Faydaları

    Kocaeli’de Fitness, Spa, Plates ve Spor Merkezleri

  • Zayıflayamıyorum

    Zayıflayamıyorum

    “Bugüne kadar iki gün dikkat etsem zayıflayabilirdim ve kilomu bu şekilde kontrol ederdim’ diyenler, “En son diyet yaptığımda çok rahat zayıflamıştım şimdi neden gitmiyor” diyenler, “Metabolizmam artık durdu galiba çalışmıyor, diyenler. “Asla zayıflayamayacağım” diye üzülenler…

    Neden kilo alıyor ve neden veremiyoruz. Neden bazılarımız çok başarılı, bazılarımız da sürekli kilo alıp veriyor. İşte cevapları burada. Karşınızdaki engeli bilirseniz daha kolay atlatırsınız. Takılanlar ve kilo veremeyenler hangi hatalaları yapıyor? Bu sorunları çözün, kaldığınız yerden devam edin.

    HAFTADA BİR İKİ KAÇAMAK YAPIYORUM
    NEREDEYSE adım zorla kaçamak yaptıran diyetisyene çıktı! Haftada 1 kaçamak yapın diye yazıyorum ve anlatıyorum sürekli. Bunu neden yapıyorum? Çünkü diyet yapmak 2-3 günlük bir iş değil, bir süre hatta bazen uzun bir süre en sevdiğin yiyecekleri yeme, onu alma, buna dokunma diye yaşamak zor iş. Bunun farkındayım ve bu sebeple psikolojik olarak da ayıntıları hesap edersek, bu dönemi mutlu bir şekilde geçirebilmek için arada bir kendimizi rahatlatmamız gerekiyor. Bu sebeple tatlı seven birinin haftada 1 defa tatlı yemesinde sorun yok aslında. Ama ben her şeyde olduğu gibi dozuna dikkat edin diyorum. Yani bu kaçamak hakkını, diyetini düzgün yapan, eksik bırakmayan, sporunu yapan çalışkan öğrencilere öneriyorum. Tabii ki sürekli kaçamak yapan, dediklerimin daha yüzde 50’sini bile yapamamış kişilere bir de üzerine kaçamak yap, demiyorum.

    DİYET LİSTEMDEN DAHA AZ YİYORUM
    YENİ diyete başlayan kişilere beslenme programını hazırlarken en sık karşılaştığım sorun şu, ben bu kadar yemek yiyemem ki, diyerek eksik kalan listeler. Diyetisyenin size verdiği listede ne varsa yiyin. Amacımız sizi aç bırakarak zayıflatmak değil, doğru beslenme ile kilo kaybı sağlamak. O zaman sizin ihtiyaçlarınıza göre hazırlanan listedeki besinleri eksiksiz yemelisiniz. Eksik bırakanlar daha zor zayıflıyor ve bir süre sonra da takılıyor.

    UYKU DÜZENİM ÇOK DEĞİŞİYOR
    ARAŞTIRMALARA göre düzenli uyku uyuyanlar daha kolay zayıflıyor. Takip ettiğim kişilerden oyuncular, reklamcılar, doktorlar veya hemşireler gibi gece gündüz çalışanlar, nöbet tutanlar bazen zorlanabiliyor. Böyle yaşayanlar uyku saatlerini düzene koyduklarında zayıflama hızlanıyor. Daha düzenli yaşayanlar daha rahat zayıflıyor. Eğer hayatınız böyle geçiyorsa, bu moralinizi bozmasın. Kalan kısımlarda bir sorun yok ise en fazla haftada 1 kg. yerine 800 gr. verirsiniz. Kendinize mutlaka vakit ayırın ve hatta takıldığınızda hayatınıza spor katın.

    YETERİ KADAR SU İÇMİYORUM
    SU içmeyenler daha sık acıkabiliyor, daha çok yiyebiliyor, daha sık ödem şikâyeti yaşayabiliyor ve bunların hepsi de tartıya yansıyor. Kişiye göre su tüketme miktarı değişir ama kadınlarda genelde 1-1.5-2 lt., erkeklerde de 2-3 lt. civarında su gerekiyor. İlave bitki çayı, çay, kahve bile içiyor olsanız, tükettiğiniz suyu azaltmayın.

    DİYETTE YAZANLAR YETMİYOR
    PORSİYON kontrolü yapamıyorsanız kilo vermeniz zorlaşır. Bu sonuç normal ama çözümü asla diyeti bozmak değil. Neden bozduğunuzu araştırın. Miktar size çok az geliyor ve porsiyon kontrolünde zorlanıyorsanız diyetin kalorisini artırmanız gerekiyor demektir. Bununla birlikte kaç kalori yakabiliyorsunuz ölçtürün ve öğrenin. Ama şunu da unutmayın ki, sonuçta diyet yapmak yediklerinizin miktarını azaltmak, biraz da acıkmak demek. Ama çok değil! Sizi zorlamayacak kadar aç kalabilirsiniz.

    ANTİDEPRESAN KULLANIYORUM

    BU ilaçların etkileri kişiye göre değişebilir. Bazı kişilerin iştahı azalırken, büyük bir grubun da iştahı artıyor, halsizlik uyuşukluk yapabildiği için hareketsizlik de artıyor ve kilo artışı görülebiliyor. Kullandığınız antidepresan size kilo aldırıyor ise psikiyatrınıza haber verin. Size uygun olan değişikliği yapacaktır.

    ÇOK HAREKETSİZİM
    HER geçen gün daha kolay kilo almamızı sağlayan ana neden bu aslında! Hareketsizlik! Keşke bu sorunu çözebilsek ve gün içinde daha çok hareket etsek. Ev koşulları, çalışma saatleri, çoluk çocuk derken hareketin ne kadar azaldığını hepimiz biliyoruz. Eğer keyifli bir diyet yapmak istiyorsanız, arada bir kaçamak yapsanız da zayıflamaya devam etmek istiyorsanız mutlaka ama mutlaka hareketi arttırmak zorundasınız. Buna bir çözüm bulun ve 10 dakika bile olsa yürüyün!

    SPORA BAŞLAYIP ARA VERİYORUM
    DİYET yapıp bırakmak ve spora başlayıp bırakmak, zaten sürekli baştan başlamak demek. Sürekli yapabileceğiniz ne var? Sokakta yürümek mi? Havuzda yüzmek mi? Evde jimnastik yapmak mı? Hangisi her zaman olabilecek ise onu yapın. Arada bir hem yürüdüğünüz hem de pilatese gittiğiniz olur. Hatta yazın belki de yüzersiniz ama bu durumlara göre yemeğinizi de artırıyor ve azaltıyor olmalısınız.

    İLAÇLARIMI DÜZENLİ ALMIYORUM
    EĞER kilo almanızın nedeni metabolik sorunlar ise, tiroit, ensülin gibi hormonal sorunlar yaşıyorsanız, hekiminiz size yazdığı ilacı düzenli almanız gerekiyor. Biz düzenli hekime kontrole gitmiyor ve verdiği ilaçları bir süre kullanıp sonra bırakıyoruz. Unutmayın, bu ilaçlar ağrı kesici değil! Tedavinizi yarıda kesmeyin ve düzenli kontrole gitmeyi de unutmayın.

    BESİN DESTEKLERİNE DİKKAT

    DİYET yaparken bazı durumlarda besin desteklerinden faydalanabilirsiniz. Size önerilen destekleri kısa süre kullanıp bırakmak işe yaramıyor. Besin desteklerini ne kadar kullanmanız gerekiyor ve ne zaman bırakmanız gerekiyor öğrenin. Hiçbir besin desteğini hayat boyu kullanmayın.

    ÇOK SAYIDA DİYET YAPTIM

    Tecrübeli bir vücut ilk kez diyet yapan birine göre daha zor zayıflar. Çünkü ne kadar aç kalacağını, kalabileceğini veya ne kadar çok yemekyediğinizi, özetle, kapasitenizi biliyordur. Denediğiniz her yöntem hafızaya kazınır. Sonuç ne olursa olsun tekrar baştan başlamanız gerektiğinde aynı cevabı vermemeye başlar. Hatta bu konuda araştırmalar, sürekli diyet yaparak kilo alıp verenlere göre, aynı kiloda sabit kalanların daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Yani, her çıkan yöntemi deneyip metabolizmanız ile oynamayın. Vücudunuz sizin ortalama kaç kalori alacağınızı, hangi saatlerde ne yiyeceğini ve ne kadar hareket edeceğinizi bilirse daha kolay zayıflar. Sık diyet yapanlar, vücudunuzun size tekrar güvenmesini sağlayın. Bu biraz uzun sürebilir ama başarırsanız bir daha başa dönmezsiniz.

    AÇ KALARAK ZAYIFLADIM

    AÇ kalarak zayıflamak en sık kullanılan zayıflama tekniklerinden biri. İlk denediğinizde yani aç kaldığınızda cevap verdi vücudunuz, sonra yine kilo problemi yaşadınız, verdiğiniz kilolar geri geldi. Çünkü zaten bu şekilde giden yağ kitlesi değildi. Tekrar aç kalarak zayıflamayı denediniz ve belki yine başardım sandınız. Ama o kadar kolay değil! O kadar akıllı bir vücudumuz var ki sizin bu tehlikeli denemelerinize karşı kendini korumak zorunda olduğu için bir sonrakine hazırlanıyor. Aç kaldığınızda ne yapacağını, nasıl yağlarını koruyacağını biliyor ve metabolizmayı yavaşlatarak az enerji geliyorsa ben de az enerji harcarım diyor, korumaya geçiyor. Bu hatayı yapmayın! Sadece bugünü değil, yarını da düşünün!

    HEP MUTSUZUM ZAYIFLAYACAĞIMA İNANMIYORUM

    BU konu ile ilgili sorunu 19 Nisan’daki köşe yazımda uzun uzun anlatmıştım. Mutlu olanların daha kolay zayıfladığını söylemiştim. Hatta başarılı olan insanlar ne yapıyor da başarıyor diye yazmıştım. İsterseniz arşivden tekrar o yazıya bir göz atın. Bu yazıdan sonra iyi de nasıl mutlu olayım ben diye mail’ler geldi. Haklısınız ama kendinizi rahatlatacak birşeyler bulmanız gerekiyor. Bir arkadaşınız ile dertleşmek bile sizi iyi gelebilir. Mutluluk hedeflerinizi biraz kendinize yakın tutun ve gerçekçi olun. Dünyanın en mutlu insanı olmaya değil, “Son dönemlerin en mutlu seni’ni bulmaya çalışın.

    AZ DA OLSA ALKOL ALMAYA DEVAM EDİYORUM

    ALKOL alışkanlığı olanlar veya sosyal olarak hafta sonu akşam yemekte birkaç kadeh alkol alanların işi daha zor gibi görünüyor. Alkol, kalorisinin yüksek olması ve akşam saatlerinde tüketilmesi nedeni ile kilo almayı kolaylaştırıyor. Ama bu da işin keyif kısmı, bazen de onsuz olmuyor. Porsiyon kontrolü, miktar ve alkol alacağınız gün yanında tüketilecekleri iyice öğrenirseniz bu size engel olmaz.

    DİYET İTİRAFI

    Eşim çok kilolu olduğum için benimle dalga geçiyordu. Şimdi gizli gizli diyet yapıyorum. Ben zayıflarken ona da yemeğin yağlı kısımlarını veriyorum.

    TURUNCU GERÇEK

    Krem peynirinin yağ oranı çok yüksektir. Yağ oranı en düşük olan lor peyniridir.

    Habertürk

  • Rahat bir menopoz için altın öneriler!

    Rahat bir menopoz için altın öneriler!

    Menopozun, kadınlarda ateş basması, terleme, uykusuzluk ve sinirlilik gibi sorunların yaşanmasına neden olduğu belirtildi.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Alp Çeliker, rahat bir menopoz dönemi için sağlıklı beslenmenin şart olduğunu söyledi. Op.Dr. Alp Çeliker, sağlıklı bir yaşam için beslenmenin öneminin büyük olduğunu belirterek, “Menopoz dönemini rahat yaşamak ve hastalıklardan korunarak geçirebilmek için sağlıklı beslenmeyi ön plana çıkarmak gerekir” dedi.

    SEBZE VE MEYVE AĞIRLIKLI BESLENME

    Menopoz döneminde sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek gerektiğini ifade eden Dr.Çeliker, şöyle konuştu: “Aynı zamanda bu dönemde görülebilecek kolesterol yükselmesi gibi sorunlardan korunabilmek için de kırmızı et yerine beyaz eti tercih etmek gerekir. Menopoz ile birlikte en sık görülen sorunlardan biri de kemik erimesidir. Kemik erimesine karşı süt ve sütün ürünlerinin tüketimine ağırlık verilmelidir. Kan şekeri düzeyi de sağlıklı bir menopoz için önemli. Kan şekerini yükseltmeyen kompleks karbonhidratlar seçilmelidir. Beslenmede fazla sodyum almak hem bu dönemde oluşabilecek kalp damar hastalıkları riskini artırır hem de idrarla kalsiyum kayıplarını artırarak osteoropoza zemin hazırlar. Bu nedenle yiyeceklerdeki tuz miktarı azaltılmalı ve fazla tuzlu hazır gıdalardan uzak durulmalıdır.”

    ÇAY, KAHVE VE GAZLI İÇECEKLERDEN UZAK DURULMALI

    Çay, kahve, kola, çikolata, kakao gibi kafein içeren yiyecek ve içecekler yerine bitkisel çayların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Alp Çeliker, şunları kaydetti: “Menopoz döneminde görülen uykusuzluk, sıcak basması ve osteoporoz için de kafein tüketimini azaltmak gerekir. Sigarayı bırakarak kalp damar hastalığı, kanser, inme ve birçok hastalık riskinin büyük ölçüde azalacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle sigarayı bırakarak daha sağlıklı bir yaşam için adım atılmalıdır.”
    Menopoz dönemiyle birlikte kilo alımının gündeme gelebileceğini anlatan

    Çeliker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, sağlıklı beslenerek ve spor yaparak bu problemden kurtulabilirsiniz. Menopoz döneminde kilo alabilirsiniz. Kilo vermek için aç kalmak yerine, günde üç öğün yiyip ara öğünlerde de meyve ve tok tutucu hafif gıda tüketilmelidir. Her kadın 20’li yaşlarından itibaren düzenli bazı kontroller yaptırmalıdır. Menopoz ile birlikte bu kontrollerin sıklığı artırılmalı, yıllık mamografi, jinekolojik muayene ve tetkiklerin doktora danışılarak planlanması gerekir.”

    İHA

  • Evlilik Kalbe İyi Geliyor!

    Evlilik Kalbe İyi Geliyor!

    Bir taraf evliliğin hayata olumsuz etkilerinden bahsetse de araştırmalar aslında evliliğin hayat kurtardığını ortaya koyuyor. Evliliğin hem kalp sağlığı yönünden, hem de kalp krizine bağlı ölümleri azaltması açısından kalbe iyi geldiği söyleyen Liv Hospital Kalp Sağlığı Kliniği’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu, 14 Şubat Sevgililer Günü öncesi evliliğin yararlarından bahsetti.

    Evlilik hem kadında hem de erkeklerde kalp krizi riskini azaltıyor. Daha önce yayınlanmış bazı çalışmalarda, evliliğin kalp hastalıkları yönünden riski azaltıcı etkisi gösterilmişti ama bunlar daha çok erkek hastalar üzerine yoğunlaşmıştı. ‘Europan Journal of Preventive Cardiology’ de yayınlanan yeni araştırmaya göre hem kadın hem de erkeğin akut koroner olaya bağlı bir kalp krizi ve ölüm olasılığının belirli oranda azaldığı ortaya çıktı.

    Bekarlık sultanlık değilmiş

    Finlandiya’da yapılan bu araştırmaya göre her iki cinsiyette ve tüm yaş gruplarında, evli olanlarda akut koroner olaya bağlı bir kalp krizi ve ölüm olasılığının belirgin olarak azaldığı vurgulanıyor. Özellikle orta yaşlı evli ve birlikte yaşayan çiftlerde akut olaydan sonraki süreç çok daha olumlu seyrediyor. Araştırmada 1993 ile 2002 arasında kalp krizi geçirmiş 15.300 hasta incelendi. Bu hastalardan 7.700’ü ilk 28 gün içinde hayatını kaybetti. Bekar olan erkeklerde kalp krizi gelişme ihtimali evli olanlara göre yüzde 58-66 daha yüksek bulundu. Kadınlarda da bu oran yüzde 60-65 daha yüksek saptandı. Kalp krizine bağlı ölüm oranlarının ise bekar olanlarda çok daha yüksek olduğu gözlendi. Bekar erkeklerde kalbe bağlı ölüm oranı evli erkeklere göre yüzde 60-68 daha yüksek saptanırken bekar kadınlarda bu oran yüzde 71 daha fazlaydı. Bekarlığın sultanlık olmadığını bu çalışmayı referans göstererek vurgulamak yanlış olmaz. Sağlıklı bir kalp için önce kalbi sevgi ve aşkla dolduracak bir eş bulmak önemli.

    İşte nedenler

    Yalnız yaşayan insanın yemek alışkanlıkları ve hayat düzeni sağlıklı olmaz. Ayrıca günün getirdiği zorlukları da paylaşacağı bir eşi olmaması nedeniyle hayatın yükünü tek başına omuzlar.

    Birlikte yaşayan çiftler birbirlerine özen gösteriyorlarsa, hem yemek alışkanlıkları daha sağlıklı olur, hem de bir hastalık ile karşı karşıya kaldıklarında daha titiz bir bakım sağlanır.

    Çiftler el ele yürüyüşlere de çıkıyor, günlük egzersizlerini yapabiliyorlarsa sonuçlar kalp sağlığı yönünden daha da başarılı olur. Sağlıklı bir kalp için mutlu ve sevgi dolu bir evlilik artık reçetelerimize yazılabilir.

    Bekar insanların sosyo-ekonomik düzeyi daha düşük olabilir.

    Evli insanların ekonomik düzeyi daha iyi, daha sağlıklı yaşıyorlar, sosyal çevreleri var ve destek alma ihtimalleri daha yüksek.

    Evli çiftlerin ambulans çağırmaları daha kolay oluyor. Evli insanların hem hastane hem de eve çıktıktan sonraki süreçlerinde bakım ve tedavileri daha başarılı oluyor. Bekar veya yalnız yaşayanların sağlıkları ile takipleri yetersiz kalabiliyor. Günlük ilaç takibi, kolesterol düşürücü veya tansiyon ilaçların düzenli alımı aksayabiliyor.