Etiket: sperm

  • Mikro Tese Nedir? Mikro Tese Ameliyatı

    Mikro Tese Nedir? Mikro Tese Ameliyatı

    Mikro Tese Nedir? Non-obstrüktif azospermi, meni içerisinde yeterli canlılıkta sperm bulunmaması durumudur. Erkek infertilitesinin en yaygın sebeplerinden biridir. Eğer obstrüktif olmayan azospermi varsa, doktorlar genellikle bu durumlarda Mikro Tese (mikrocerrahi testiküler sperm ekstraksiyonu) denen bir prosedür önerir. Aşağıdaki durumlarda mikro tese yapılır:

    • Bir erkeğin sperm testi sonucunda yeterli düzeyde testosteronu varsa
    • Bir erkek tedavi olmasına rağmen azospermi durumu devam ederse ve testosteron seviyeleri en az dört ay boyunca normal olursa

    Doktor, prosedür sırasında yaklaşık % 70 oranında sperm bulabilir.

    BİYOPSİ MİKROTEZ ENSTİTÜSÜ

    Non-obstrüktif azospermili erkeklerde, prosedür öncesi ince iğne aspirasyonu veya biyopsisi önerilmemektedir. Birçok çalışma, mikro tese uygulamasının en yüksek sperm elde etme oranını verdiğini ve testiste en az hasara neden olan yöntem olduğunu göstermiştir. Eğer tüm spermlerinizi tüp bebek için kullanmayı planlıyorsanız, birden fazla mikro tese uygulaması gerekebilir.

    Bazen doktor, prosedür sırasında sperm bulamayabilir. Bu olursa ve tekrar uygulama gerekirse, doktorunuzun başarılı bir şekilde sperm bulma oranı sadece % 7 ila % 10 arasındadır.

    Mikro Tese Nedir? Mikro Tese Ameliyatı | 1

    Başarı Oranı Nedir?

    Uygulamanın başarılı olması için, usta bir cerrah gerekir. Prosedür sırasında, seminer tübülleri sperm için analiz etmek amacıyla ameliyathanede bir androloji teknisyeni bulunacaktır. Teknisyen prosedür sırasında sperm bulursa, sperminiz alınır ve dondurulur, böylece tüp bebek (IVF) gibi tedavilerde kullanılabilir. Mevcut veriler, dondurulmuş spermin tüp bebek (IVF) sırasında taze alınan spermden bile daha iyi performans gösterebileceğini kanıtlamaktadır.

    Çoğu erkek için, en kötü kısmı ameliyat olma fikridir. Prosedürü yapmak için doktorunuz, skrotumun orta hattında çok küçük (3-4 cm) bir kesi açar. Ameliyat başlamadan önce genel anestezi yapılır. Doktor, bu kesi yoluyla testisleri açar ve şişmiş ve sperm içerebilen seminifer tübülleri yüksek güçte çalışan bir mikroskop altında görüntüler. Vücudunuzda, biri sağda, diğeri solda olmak üzere iki takım seminifer tübül vardır.

    Ardından, bir taraftaki tübüllerden bir doku örneği alınır. Ardından, herhangi bir kanama oluştuysa durdurulur ve testisler kapatılır. Bu prosedür, diğer tübülde de tekrarlanır.

    Doku örneklerini topladıktan sonra, skrotuma girmek için açılan tüm doku katmanları kapatılır. Sonunda hiç iz kalmaz. Daha sonra doku numunesi, sperm olup olmadığını görmek için standart bir mikroskop altında incelenir.

    Skrotum, vücudun en hızlı iyileşen kısımlarından biridir. Kullanılan çok katmanlı kapatma tekniği, erkeklerin ameliyattan sonra enfeksiyon veya kanama yaşamadığından emin olunmasına yardımcı olur.

    Çoğu erkek, ameliyattan sonraki ilk 24 saat boyunca bir buz torbası kullanır ve daha sonra evlerine gönderilir ve ağrı kesici alabilirler. Erkeklere ameliyattan sonraki 10 gün boyunca seks, mastürbasyon veya ağır egzersizden kaçınılması önerilir.

    Herhangi bir spermin bulunup bulunmadığını belirlemek için genellikle mikroskop altında sperm arama işlemi 10 ila 14 saat sürer. Eğer dokularda sperm bulunduysa, sperm çıkarılır ve sıvı azot içinde dondurulur. Daha sonra tüp bebek (IVF) için kullanılabilir.

    Mikro TESE nedir? Kimlere Uygulanır? Nasıl Yapılır? 

    Erkek Kısırlığında Mucizevi Yöntem: Mikro TESE Tıklayın !

    Erkek kısırlığında mikroçip avantajı Tıklayın !

    Mikro Çip ile Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Mikro Çip Yönteminin Faydası Nedir? Tıklayın !

  • Erkeklerde Sperm Kalitesini Artırmak

    Erkeklerde Sperm Kalitesini Artırmak

    Son yıllarda önem kazanan doğal ve sağlıklı beslenme, bütünsel vücut sağlığı için önem kazanmaktadır. Vücudun sindirim sisteminden boşaltım sistemine, hatta üreme sistemine kadar her bir aşama beslenme ile alınan gıdalardan etkilenmektedir. Kısaca çocuk sahibi olmak isteyen ancak sperm değerlerinde sorun bulunan erkeklerin şansını arttırmak amacıyla beslenme konusunda da özen göstermeleri gerekmektedir.

    Erkeklerde Sperm Kalitesi Hassasiyeti

    Erkek kısırlık bulgularında sperm sayısı kadar, sperm hareketliliği ve yapısal bozukluklar da önemlidir. Sperm üzerindeki toksik etki özellikle büyük önem taşır. Beslenme konusunda pek çok besin içinde bu toksik maddelerin etkisini ortadan kaldıran anti-oksidan maddeler, sperm hareketini düzenleyen ve enerji kaynağı olarak destek sağlayan ajanlar ve sperm gelişiminde rol alan element ve vitaminler bulunmaktadır.

    Eğer sağlıklı beslenmek yerine genellikle hızlı ve yağlı seçimler tüketiyor, işlenmiş paketli gıdaları tercih ediyorsanız, zaman içinde sperm kaliteniz ve sayınız da ciddi sorunlar yaşayabilirsiniz. Sonuç olarak spermler sizin vücudunuza giren ve vücutta sindirilip kana karışan besinlerle yakından alakalıdır. Siz ne kadar doğru beslenirseniz, vücudunuz tarafından üretilen herşey de o kadar sağlıklı olacaktır.

    İşte siz de sperm sayınızı arttırmak ve hareketlendirmek istiyorsanız, listelediğimiz 10 gıdayı beslenme düzeninize  hemen eklemeye başlayın.

    1- İstiridye

    İstiridye, çinko ile yüklü bir afrodizyaktır. Çinko ile yüklü olması, sperm üretimini, sperm hareketliliğini ve testosteron düzeyini artırmaya yardımcı olur. Çinko eksikliği iktidarsızlığa ve sertleşme bozukluğuna yol açar. İstiridyeler hem erkeklerde hem de kadınlarda libido düzenlenmesine yardımcı olduğu için eşinizle birlikte tüketebilirsiniz.

    2- Yumurta

    Yumurta protein açısından zengindir, aynı zamanda testiküler dokunun dejenerasyona uğramasına yardımcı olan E vitamini içerir. Beslenmenize yumurta eklemek, sperm sayısını ve doğurganlığı artırmaya yardımcı olacaktır. Yumurtalarınızı kaynatın. Onları bu şekilde yemek, amino asitler gibi besin maddelerin daha kolay emilmesine yardımcı olur.

    3– Domates

    Domatesin kırmızı rengi, doğurganlığı artıran likopene aittir. Aslında çalışmalar, likopenin sperm sayısını yüzde 70’e kadar yükselteceğini gösteriyor. Sperm anormalliklerini de azaltabilir. Ama doğal olanlarını tüketmeye çalışın.

    4- Bitter Çikolata

    Bitter çikolatanın ejakülat hacminizi, sperm sayınızı ve sperm hareketliliğini artırmaya yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Bitter çikolata kalp sağlığını korur ve kalp rahatsızlığı riskini en aza indirir. Kısaca aslında konu kakaodur. Kakaonun bakır dolu olduğunu ve çok miktarda çinko selenyum, elyaf ve potasyum içerdiğini bilmeniz yeterli olacak.

    5- Somon

    Somon tam bir Omega-3 yağ asidi hazinesidir. Bir Omega-3 yağ asidi olan dokosaheksaenoik asit (DHA), sperm için son derece gerekli bir yapı taşıdır.

    Somon ayrıca mükemmel bir protein kaynağıdır. Potasyum ve B vitamini açısından da mükemmel bir seçimdir.

    6- Yaban Mersini ve türevleri

    Yaban mersini, ahududu, çilek ve böğürtlen gibi meyveler motilite ve sperm sağlığı için kritik olan C vitamini açısından zengindir. C vitamini aynı zamanda, sperm üretmek için gerekli olan anahtar amino asitleri oluşturur. Sperm sayınızın baş koruyucularından biri olan meyveleri kesinlikle atlamayın.

    7- Keçiboynuzu 

    Erkek kısırlığında en çok kullanılan bitkisel desteklerden biridir. Sperm ile yumurta etkileşimini sağlayan enzimlerin aktivitesini artıran vitaminleri ve önemli miktarda çinko içermektedir. Çinko, sperm üretimi için önemli anti-oksidan maddelerden biridir.

    8- Sarımsak

    Sarımsak selenyum ve B6 vitamini ile doludur. Bunların her biri sağlıklı sperm üretimine yardımcıdır ve testislerinize kan akışını geliştirir. Sarımsak ayrıca nitrik oksit sentaz da içerir; bu da sağlıklı ereksiyonunuz için önemlidir.

    9- Kabak Çekirdeği ve Fındık

    Kabak çekirdeği, kısırlık riskine sahip erkekler için en önemli besin kaynaklarından biridir. Bu tip gıdalarda sperm üretimine yardımcı olan L-Arginin bulunur. Sadece protein, omega-3 yağ asitleri, çinko ve E vitamini içerir; bunlar sperm sayınızı ve sperm yapınızı düzelten ajanlardır. Fındıkta bulunan protein aynı zamanda büyük bir enerji kaynağıdır ve çocuk sahibi olmaya çalışıyorsanız kesinikle ihtiyacınız olacak.

    10- Dana Eti ve Sakatat

    Kırmızı ette bulunan bir besin maddesi olan L-karnitin, sperm üretimi ve kalitesi açısından büyük önem taşıyor. Avrupa Androloji Akademisi araştırmasında, diyetleri besleyici madde ile desteklenen insanlar, sperm konsantrasyonlarını ve hareketliliklerini önemli ölçüde artırmışlar. Dahası en büyük artış, zayıf temel sperm düzeylerine sahip olan erkeklerde görülmüştür. O zaman kırmızı et ve hatta sakakt zamanı ama sakın küle dönecek kadar pişirmeyin!

    Ve Tabii Su!

    Önce sizin hayatınız için ve sonra yeni bir yaşam oluşturmak için su içmek çok önemlidir. İster kilo vermek, bağışıklık sisteminizi geliştirmek ister kurumuş ağzınızı nemlendirmek isteyin fark etmez, su en doğru içecektir. Su içmeniz, ürettiğiniz sperm miktarını da artırır.

    Kaynak: https://www.bulenttiras.com/erkeklerde-sperm-kalitesini-arrtiracak-10-gida

  • Tüp Bebek Öncesi Erkeklerde Beslenme Nasıl Olmalı?

    Tüp Bebek Öncesi Erkeklerde Beslenme Nasıl Olmalı?

    Bebek sahibi olmak isteyen ve bunun için tüp bebek tedavisi düşünen erkeklerin daha kaliteli spermlere sahip olmaları için beslenme alışkanlıklarında bazı hususlara dikkat etmelerinde fayda var.

    Doğal yolla bebek sahibi olamayanlar için günümüzde en başarılı sonuç alınabilen tedavi yöntemi, tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisinde; kadın ve erkeğin üreme hücreleri vücut dışına çıkarılır, laboratuar ortamında döllenme gerçekleştirilir ve gebeliğe en uygun olan embriyolar anne adayının rahmine yerleştirilir. İşte tüm bu işlemler gerçekleştirilirken, kısırlığa sebep olan pek çok faktör devre dışı bırakılır ve gebelik daha mümkün hale getirilir. Bu bağlamda aslında tüp bebek tedavisindeki en önemli faktörler kadının yumurtaları ve erkeğin spermlerinin gebeliğe elverişli olmasıdır. Bunun dışındaki faktörlerin neredeyse tamamı tıbbın sunduğu imkanlar kullanılarak iyileştiriliyor ya da saf dışı bırakılıyor. Bu bakımdan kadınının yumurtalarının ve erkeğin spermlerinin canlı, hareketli, sağlıklı olmaları büyük önem taşıyor. Bu üreme hücrelerinin kalitesinde de bir miktar genetik faktörlerin etkisi olsa da, genellikle yaşam ve beslenme koşulları daha etkili oluyor. Bundan dolayı bebek sahibi olmak isteyen ve bunun için tüp bebek tedavisi düşünen erkeklerin daha kaliteli spermlere sahip olmaları için beslenme alışkanlıklarında bazı hususlara dikkat etmelerinde fayda var.

    Tüp bebek tedavisi öncesi erkeklerin tüketmesi gereken besinler

    Amaç ne olursa olsun, sağlıklı beslenme denildiğinde her zaman akla ilk olarak sebze ve meyve ağırlıklı doğal beslenme gelmelidir. Bu bağlamda her sebze ve meyve kendi mevsiminde semt pazarlarından taze olarak alınıp tüketilmelidir. Mevsimi dışında tüketilen besinlerin besleyicilik değeri düşük olduğu gibi, zararlı kimyasallar da içerme olasılığı yüksek.

    • Günde 2-2,5 litre su içerek tüm vücut sağlığı desteklenmeli.
    • C vitamini, sperm üretimi ve kalitesinde önemli role sahiptir. Portakal, mandalina, limon ve greyfurt beslenme sepetinden eksik edilmemeli.
    • Doğal zeytinyağlı yemekler ve salatalar tüketilmeli.
    • Soğan, sarımsak gibi doğal antioksidanlar sofrada her daim bulunmalı.
    • Meyveler; protein, vitamin, mineral ve lif deposu olduğu için günde 3 porsiyon meyve tüketilmeli. Özellikle de elma, havuç ve muzun sperm üretimini desteklediği biliniyor.
    • Kuruyemişler, sağlıklı yağlar bakımından çok değerlidir. Günde 5-6 tane olmak kaydıyla her gün fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler yemek bir alışkanlık olmalı.
    • Meyve ve sebzeler, kabuğu soyulmuş ya da pişmiş değil, mümkün olduğunca çiğ ya da az haşlanmış şekilde tüketilmeli.
    • Probiyotikler çok önemli olduğundan, evde yapılmış kefir ve yoğurt mutlaka günlük beslenmenin bir parçası olmalı.
    • Evde yapılmış ya da güvenilir bir markanın ürünü olan nar ekşisi salatalara bolca katılmalı.

    Sperm üretimini destekleyen bu besinlerin tüketiminin yanı sıra, kaliteli spermler için kesinlikle D vitamini bakımından zengin beslenmek önemlidir. Bu bağlamda D vitamini deposu olan peynir, tereyağı, somon, uskumru, ton balığı gibi yağlı balıklar, patates, yumurta gibi besinlerin sıklıkla tüketilmesi önemlidir.

    D vitamini ihtiyacını karşılamak için bol bol güneş ışığından da faydalanmak önem taşıyor.

    Tüp bebek tedavisi öncesi erkeklerin uzak durması gereken besinler

    • Sperm sayısını ve kalitesini düşüren en önemli etkenler kesinlikle sigara ve alkol kullanımıdır. Bu bakımdan tüp bebek tedavisi düşünen erkelerin tedaviden en az 3 ay öncesinde bu zararlı maddelerden kaçınmaları gerekiyor.
    • Sağlıksız beslenme sperm üretimini de olumsuz etkilediği için; aşırı yağlı, tuzlu, şekerli hazır gıdaları beslenme sepetinden mümkün olduğunca uzak tutmak çok önemlidir.
    • Çay, kahve direkt olarak sperm üretimini olumsuz etkileyen, sperm kalitesini düşüren içeceklerdir. Bu sebeple tüp bebek tedavisi düşünen erkeklerin günde 1-2 bardaktan daha fazla çay, kahve tüketmemeleri öneriliyor.
    • Sebze ve meyveler bizim mutfağımıza gelinceye kadar pek çok işlemden, kimyasaldan geçiyor. Bu sebeple de meyve ve sebzeleri yıkamadan, daha doğrusu iyice temizlemeden yememek en doğrusudur.

    Kaynak:

    https://www.bulenttiras.com/tup-bebek-oncesi-erkeklerde-beslenme-nasil-olmalidir

     

  • Erkek Kısırlığında Tüp Bebek İle Başarı Elde Edilebilir mi?

    Erkek Kısırlığında Tüp Bebek İle Başarı Elde Edilebilir mi?

    Erkek Kısırlığında Tüp Bebek İle Başarı Elde Edilebilir mi?

    Menisinde sperm olmayan ya da yetersiz olan baba adayları için tüp bebek yöntemleri oldukça geliştirilmiştir. Bunun için Genellikle Mikro Tese yöntemi ile erkek adayların testislerinde sperm hücreleri elde edilir. Tek bir sperm hücresi ile dahi çocuk sahibi olmak mümkündür.

    Erkeklerde kısırlık sorunları daha kısıtlı gruplarda incelenmektedir. Kadınların kısırlık sebeplerine göre erkeklerin kısırlık sebepleri daha kolay tespit edilebilmektedir. Çoğunlukla erkeklerde iktidarsızlık ya da boşalma ile ilgili sorunlar kısırlığa yol açmaktadır. Buun dışında sperm sayısının yetersiz olması ya da hiç olmaması genellikle yaşanan kısırlık sorunları arasındadır.

    Erkek kaynaklı kısırlıklarda sorun tespit edildikten sonra probleme uygun bir tedavi protokülü uygulanarak tedavide başarı elde etmek mümkündür. Ancak bunun için erkeğin testislerinden sperm elde etmek gerekmektedir. Testislerinde dahi sperm hücresi bulunamayan erkeklerin tedaviden başarı sağlama olanağı pek fazla değildir.

    Tüp bebek tedavisi ile erkek kısırlığı tedavi edilebilir mi?

    Tüp bebek tedavisi ile günümüzde %80 oranında kısırlık sorunları tedavi edilebilmektedir. Çift kısırlık sebebiyle doktora başvurduğu zaman eşler eş zamanlı olarak değerlendirilir ve sorunun kaynağı tespit edilir.  Şayet sorun erkekte ise, soruna yönelik bir tedavi planı hazırlanır ve tedaviye başlanır.

    Erkek ile alakalı gelişim gösteren kısırlık sebepleri nelerdir?

    Sperm:

    Erkek kaynaklı kısırlık sorunlarında en yaygın sebep spermdeki bozukluklardır. Erkek kaynaklı kısırlıklarda, yaklaşık % 75 civarında sperm sorunu teşhis edilmektedir.

    Sperm sayısının az olması:

    Sperm sayısının doğal yöntemlerle gebelik sağlamaya yeterli olmaması da yaygın kısırlık sorunları arasındadır.

    Spermde hareketsizlik:

    Spermlerde hareketlik olmaması durumunda, sperm ve yumurtanın birleşmesi mümkün olmamaktadır. Bu durumda da tüp bebek tedavisine başvurulabilir.

    Yapı açısıdan bozuk sperm:

    Çeşitli durumlarda spermlerin yapısı gerekli yapıda olmayabilir. Bu durumda da tüp bebek tedavisine başvurmak gerekebilir.

    Bu gibi durumlarda spermlerin gebeliğe elverişli olmadığı görülmektedir. Sperm üretimi doğru bir şekilde gerçekleşse dahi menide sperm hücresine rastlanmayabilir. Bu durum enfeksiyon veya alınan darbeler sonucunda, tüplerin tıkanması ile alakalı olarak ortaya çıkmaktadır.

    Testisler:

    Sperm üretimi testislerde oluşur. Testislerin herhangi bir sebepten dolayı zarar görmesi sonucunda, meni kalite bakımından olumsuz bir şekilde etkilenir.

    Testisler hangi durumlarda zarar görebilir?

    • Testislerde meydana gelen kitleler,
    • Testis ile alakalı kanser,
    • Doğumsal sorunlar,
    • Testislerde gerçekleştirilen cerrahi müdahaleler,
    • Testislerde meydana gelen enfeksiyonlar,
    • İnmemiş testis

     Kullanılan ilaç ve alkol: 

    Bazı ilaçların uzun vadede kullanılması ya da alkol tüketimin alkolizm oranında olması da sperm sayı ve kalitesini etkilemektedir. Kemoterapi tedavisi gören erkeklerde de, sperm üretimi azalabilir veya bazı durumlarda tamamen ortadan kalkabilir. Kullanılması gereken ilaçlar, muhakkak bir doktora danışarak kullanılmalıdır.

    Vasektomi:

    Vasektomi meni yollarında uygulanan cerrahi bir girişimdir. Bu girişim, spermin meniye geçmesini engeller. Bu sebeple de kısırlık meydana gelebilir.

    Boşalma ile alakalı problemler:

    Boşalamama gibi sorunlarda da kısırlık durumu görülmektedir.

    Hipegonadizm:

    Sperm üretimi hormonlar aracılığı ile gerçekleşmektedir. Ancak hormonal durumlar sebebiyle sperm üretimi meydana gelmeyebilir.

  • Mikro TESE nedir?

    Mikro TESE nedir?

    Mikro TESE özellikle menide hiç sperm bulunmayan hastalara uygulanan oldukça başarılı bir yöntemdir. Bu yöntemde hastanın testislerinden sperm elde edilmekte ve tüp bebek tedavisine başlanmaktadır.

    Mikro TESE kimlere uygulanır?

    • Sperm kanallarında tıkanıklık olan hastalara,
    • Sperm kanalları doğumsal olarak mevcut olmayan hastalara,
    • Hormonal sebeplerle sperm üretimi olmayan hastalara,
    • Genetik sebepler dolayısı ile sperm üretiminde sorun yaşayan hastalara,
    • Kanser tedavisi sebebiyle radyasyona maruz kalınması sebebiyle sperm üretimi olmayan hastalara,
    • Kabakulak gibi enfeksiyonlar sonrası menide sperm bulunmayan hastalara uygulanabilmektedir.

    Mikro TESE nasıl uygulanır?

    Bu yöntemde hastaya anestezi verilir ve testislerinden alınan doku örneklerinde sperm aranır. Bulunan tek bir sperm hücresiyle dahi bebek sahibi olma şansı mevcuttur. Testis içi dokular, sperm hücrelerinin oluşmasını sağlayan ana sperm hücreleri ihtiva eder. Bu hücreler kuyruk oluşması halinde, özel sıvılarda bekletilip hareket yetisine sahip olabilirler ve bu sayede gebeliği gerçekleştirebilirler. Bknz: http://www.tupbebeknedir.com/mikro-tese

    Elde edilen sperm hücreleri mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtanın içine enjekte edilir.  Mikro TESE yönteminde testislere verilen hasar minimumdur. Bunun sebebi ise cerrahi müdahale sırasında mikroskoplar ile çalışılmasıdır. Sperm üreten kanallar mikroskop aracılığı ile büyütülür ve daha yakından görülebilir.

    Mikro TESE ne kadar sürede tamamlanır?

    Mikro TESE yöntemi, kanalların bir bir incelendiği bir işlemdir. Bu sebeple de 2 saatte tamamlanabilmektedir. Operasyon uzun olduğu için genel anestezi yöntemine başvurulur. Operasyon sonrası hasta evine gidebilir.  Yöntem cerrahi bir donanım gerektirir. BU sebeple de uygulayacak olan doktorun uzmanlık alanı ve deneyimleri oldukça önemlidir.

    Mikro TESE İşlemi nasıl yapılır?

    Mikro TESE yöntemi, genel anestezi altında uygulanmaktadır. Bu sayede hasta herhangi bir şekilde ağrı ya da acı duymaz.  Mikroskop altında her iki testisin genellikle  4 farklı noktasından doku örneği temin edilir. Temin edilen doku örnekleri çeşitli işlemlerden geçirilir ve canlı sperm hücreleri ayrılır. Bu hücreler, mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtanın içine transfer edilir.

    Mikro TESE işlemi neticesinde elde edilen sperm hücreleri dondurulur ve muhafaza edilir. Bu aşamadan sonra anne adayı da tüp bebek tedavi programına başlatılır. Bu durumun sebebi ise sperm bulunamama riskidir. Kadının gereksiz yere ilaç kullanımını engellemek için elde edilen spermler dondurulur.

    Dondurulma aşamasında spermler kalitesini kaybetmez.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    Mikro TESE yönteminden önce dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

    • Baba adayı operasyondan 6 saat önce herhangi bir şey yemeyi ve içmeyi bırakmalıdı Buna su da dahildir.
    • İşlem yapılacak alan jiletle temizlenmeli ve hasta banyo yapmalıdı
    • İşlemden sonra giymek için bol ve rahat eşofmanlar getirilmelidir.
    • Mikro TESE işleminden 2 saat sonra hasta evine gidebilir.

    Mikro TESE yönteminden sonra dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

    • İşlemden 3 saat sonra hasta su içmeye baş
    • İşlemden 5 gün sora hasta duş
    • İşlemden sonraki 1 hafta cinsel ilişkiden kaçınmak gerekmektedir.
    • Doktorun haberi olması şartıyla ağrı kesici kullanı
    • Operasyon yapılan alanda kızarıklık, şişlik, kanama söz konusu olduğunda zaman kaybetmeden doktorunuza bildirmelisiniz.
    • Mikro TESE işleminde kendiliğinden eriyen dikişler kullanılı Bu sebeple bir hafta sonra dikiş alma işlemi yoktur. Atılan dikişler bir hafta içerisinde eriyecektir.

    Mikro TESE işleminin riskleri nelerdir?

    Mikro TESE işlemi neticesinde sperm elde edememe riski vardır. Bu durumun sebebi ise yapılan işlem değil, altta yatan sebeptir. Örnek olarak; sperm kanalları tıkanık olan bir hastadan sperm elde etme şansı daha yüksek iken, genetik sebeplerle sperm üretemeyen hastalardan sperm elde etme şansı daha düşüktür.

    Operasyon ardından kanama, enfeksiyon riskleri görülebilir.

  • Embriyolar artık fotoğraflardan seçiliyor…

    Embriyolar artık fotoğraflardan seçiliyor…

    Artan süreme sorunları sebebiyle tüp bebek tedavisi günlük hayatımıza girdi. Bununla beraber çoğul gebelikler ve bunlara bağlı gelişen komplikasyonlar da artınca 2010 yılında sağlık bakanlığı hastalara transfer edilen embriyo sayısını sınırlayıcı bir kanun çıkardı.

    Buna göre 35 yaş altındaki hastaların ilk iki seferde tek embriyo transfer etmek zorunlu. Tek embriyo transferi ile düşen gebelik şansını kompanse etmek için mühendisler işe koyuldular ve yaşama şansı en yüksek embriyoyu seçecek; döllenmenin ilk anından transfere kadar gelişimini dakika dakika izleyecek aletler yaptılar. (Bu aletlerden birini görmek üzere Eurofertil’e davet edildiğimde bilimkurgusal bir ortamda kavanozlara koyulmuş bebekler göreceğimi zannettim.) Beni karşılayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hakan Özörnek ile tüp bebek tedavisinin detaylarını ve kısırlığın artış sebeplerini konuştuk…

    Embriyo transferine neden kota geldi?
    2010’dan önce Türkiye’de yapılan her iki tüp bebekten biri çoğul gebelikti. İşin doğrusu ne kadar çok transfer yaparsanız gebelik ve çoğul gebelik ihtimali o oranda artar. Çoğul gebeliklerin sonucunda erken doğma, kuvöz ihtiyacı hatta ölümler sıklıkla gözlemlendi. Sağlık Bakanlığı da bu yüzden yönetmeliği değiştirerek transfer edilen embriyo sayısına bir kota koydu. Belçika’da ve Amerika’da şu yaş gurubuna şu kadar embriyo transfer edilmeli diye tavsiyeler var ama son karar yine doktorda. Kuzey Avrupa ülkelerinde çok uzun zamandır tek embriyo transfer ediliyor. Lakin bu ülkelerde istediğin kadar deneme hakkın var. Devlet hepsini karşılıyor. İstersen on defa dene.

    Bizde durum ne?
    Devlet iki denemeyi karşılıyor; olmadıysa gerisini karşılamıyor. Embriyo kalitesi kötü olan hastalarda, belirli bir noktaya gelebilmeleri için birden fazla transfer gerekiyor. Embriyo kalitesi için belirli bir kanun yok. Bize gelen hastaların çoğu bir daha bu tedavi masraflarını denkleştiremeyeceğini söylüyor. Eğer laboratuar şartlarınız kötüyse bunu dengelemek için embriyo sayısını arttırıyorsunuz. Ve sayılabilen bir şey olduğu için başarıyı kanıtlamak durumundasınız. Tabii bu yönetmelik çıktıktan sonra iş şu noktaya geldi; tamam tek embriyo transfer edelim ama hangisini edelim? Tabii ki en iyisini.

    En iyi yumurtayı nasıl seçiyorsunuz?
    Eski tip seçimde yumurtalar bir dolabın içinde 37 derecede bekler; biz de her gün bir defa dışarı çıkartıp hangisinin daha iyi durumda olduğuna bakarak seçeriz. Şimdi yeni bir cihaz var: Embryoscope. Yapay rahim gibi düşünülebilecek bu cihaz ısı, nem, ışık vs. şartlar bakımından anne rahimini birebir taklit ediyor. Yumurta ve spermin birleştirilmesi ile elde edilen embriyolar anne adayına transfer edilinceye kadar 5 gün boyunca bu cihazın içinde korunuyor. İçerideki mikro kameralar da dakika dakika embriyoların gelişimlerini fotoğraflayarak dışarıya görüntü aktarıyor. Gelişimini takip etmemizi ve başarı şansı en yüksek olanı seçmemizi bu sağlıyor. Eski yönteme göre daha uzun süreli ve sağlıklı bir sonuca ulaşıyoruz bununla.

    Seçtiğiniz yumurtada daha sonra kromozom bozuklukları vs. çıkmayacağını biliyor musunuz?
    Ben bunu hastaya şöyle anlatıyorum: Biz en yakışıklısını seçiyoruz zeki olduğuna dair bir bilgimiz yok. “24 sure” denilen bir test var şu anda. Daha önce de bu tip testler vardı ama bu kadar iyi değildi. Önceki testlerde biz bunların 5 ila 9’una bakabiliyorduk. Ve diyorduk ki 9’u iyiyse diğerleri de iyidir çünkü teknik o kadardı. Bu test ile artık 46 kromozomun 46’sına da bakabiliyoruz.

    Üreme sorunları yaşayan herkes tüp bebekle çocuk sahibi olabiliyor mu? Yani garantili bir yöntem mi?
    Günümüzde en başarılısı bu. Dolayısıyla daha az başarılı yöntemleri hastalara önermiyoruz. Şöyle örnek vereyim; tüp bebekten bir önceki tedavi aşılamadır. Aşılamanın başarısı ’tir. Tüp bebeğin başarısı aynı grup hastalarda %60. Kendi aramızda bunu ciddi anlamda tartışıyoruz.

    Aşılama nedir?
    Kadının yumurtlaması sağlanır. Erkekten alınan spermin iyisi kötüsünden ayrılır ve iyileri rahim içine verilir. Tüp bebekte ise yumurtayı alırsınız, dışarıda döllersiniz görür ve takip edersiniz. Ondan sonra beğendiğinizi transfer edersiniz. Bu tabii ki daha meşakkatli. Kitaplar şöyle yazar önce sen üç kere aşılama yap gebe kalmıyorsa, tüp bebek yap. Bizim kendi aramızdaki tartışma da şu: tıpta hiç bir tedavi yok ki % 85 başarısızlığa rağmen hastalara önerilsin.

    Kanser Tedavisinden Önce Yumurta Dondurtun

    Erken yaş kanserlerinde de artış var. Bu sebeple yumurta dondurmak için size gelenler de var mı?
    Genç yaş kanserlerde artık %90 üzerindedir sağ kalım. Kanser vakaları da artıyor. Radyoterapi veya kemoterapi ile tedavi ediliyor; fakat o insanların anne olma şansı ortadan kalkıyor.

    Ya da baba…
    Erkeklerde spermin yeniden üretilme şansı var. Yani her kemoterapi alanın spermleri bitmez. Ama kadınlar belli bir depoyla doğarlar. Bir kadın hiçbir zaman yeni bir yumurta üretmez. Tedavilerde depo ortadan kalkıyor. Özellikle onkolojide çalışan arkadaşlara diyoruz ki tedaviye başlamadan önce mutlaka hastanın yumurtasını donduralım; çünkü bu teknoloji son iki senedir elimizde var. Fakat orada şöyle bir handikap var “Tanıyı bugün koydum yarın tedaviyi başlıyor.” Biz yumurta hangi seviyede olursa olsun toplayıp laboratuarda olgunlaştırdığımız bir program uyguladık. Sonra tüp bebek yapıyorduk. Aynı şey bu hastalara da uygulanabilir. Diyelim ki kanser bugün bulundu cumartesi tedaviye başlanacak. Cuma günü hasta bize gelir. Yumurtalar hangi seviyedeyse toplarız; sonra tüp bebek yaparız. Bunlar çok vaka olmadığı için deneysel kabul ediliyor.

    Peki dondurulmuş yumurtayı ne kadar süre muhafaza edebiliyorsunuz?
    Yüz sene saklayabiliriz. Hiçbir şey olmaz. Yani kanuni bir sınırlaması yok. Embriyo dondurulduğunda ise ancak beş sene saklayabiliriz.

    Nasıl muhafaza ediliyor?
    196 derecede sıvı azotun içinde saklıyoruz.

    İran’da Spermle Nikah Kıyılıyor

    Bizde başkasının yumurtasıyla hamile kalmak gibi bir şans var mı?
    Kanunen yasak. Yunanistan’da yaptıranlar var. Esas Kıbrıs’ta yapılıyor.

    Nedir buradaki problem?
    İki problem var. Biri etik düşünülebilir. Yani başkasının yumurtası, farklı bir gen vs. İkincisi de hukuki olarak ciddi düzenlemelere ihtiyaç var.

    Kimin çocuğu olduğuna dair karışıklık mı yaşanıyor?
    Amerika’da yaşanmış olaylar var. Bu, göz korkutuyor. Nakil yumurtayla doğan çocuk geliyor 22-23 yaşına. Mahkeme kararıyla annesinin veya babasının kim olduğunu bulabilir. Bakıyor ki kadın milyoner. Mirastan pay istiyor. İkinci de: Diyelim ki yumurtanız yok ve bir kız kardeşiniz var. Kardeşiniz yumurta bağışına gönüllü oluyor ama çocuk doğunca “İçim rahat değil. O çocuk benim çocuğum, ben onu alacağım”diyor. DNA testi ile mahkemeye gidiyor ve çocuğu alıyor. Bu örnekler yüzünden Türkiye buna bulaşmak istemiyor.

    Dini etki de yok mu sizce?
    Mesela sperm donasyonu İran’da serbest. Peki nasıl? Kadınla sperm arasında bir nikah kıyıyor. Sperm veriliyor, boşanıyorlar. Böylece her şey kitabına uygun oluyor.

    Paris’te erkek kalmayacak
    Kısırlık özellikle erkeklerde ciddi artışta. Sperm çevresel faktörlere çok duyarlı bir hücre. Elli sene öncesiyle bugünkü sperm ortalamaları arasında ciddi bir düşüş var. 2010 yılında Dünya Sağlık Örgütü sperm sayısı normalde yirmi milyonken on beş milyona düşürdü. Biz on sekiz milyonu kısır kabul ediyorduk. Sağlık Örgütü dedi ki bu sayıyı kısır kabul edersek herkes kısır sayılacak. Dolayısıyla erkek kısırlığında böyle bir artış var. Sebep yaşam tarzımız. Yaşama stresi, egzoz gazı, ozon deliği ve yediğimiz neredeyse her şeyin içinde katkı maddesi var. Mesela domates yiyorsunuz içinde fitoöstrojen var. Hepimizin cebinde cep telefonu önünde laptop. Bir elektromanyetik alanda yaşıyoruz. Bütün bunlar sprem kalitesini olumsuz etkiliyor. Paris’te bir çalışmada 2023’te Paris’te normal spermli erkek kalmayacağını açıklamışlar.

    20 ile 35 arası çocuk doğurma zamanı
    Kadınlarda yaşam süresi 80 yıl. 1950’lerde 50’de ölüyorlarmış. Dolayısıyla insan ömrünü öyle planlıyor. Yani ben 80 yıl yaşarsam daha geniş bir zamanım var ona göre planlayayım. Sonra da gazetelerde 50’sinde doğurdu, 60’ında tüp bebek yaptı haberleri çıkıyor. Bir ara yaparız çocuk, düşüncesi var ama bu çok yanlış. Çünkü çocuk doğurma süresini 20 ile 35 yaş arasına yerleştirmek gerekiyor. İnsan bünyesi buna göre ayarlanmış. Bizim topluma “Kırkına da gelsen çocuk sahibi yaparız” düşüncesi empoze etmemiz yanlış.

    Dr. Hakan Özörnek

  • Tüp bebek diğer bebeklerden farklı mı?

    Tüp bebek diğer bebeklerden farklı mı?

    Uzun yıllardır ülkemizde tüp bebek yöntemi uygulansa bile yine de akıllar karışıyor. Güvenli olup olmadığı, yüzde 100 başarı sağlayıp sağlamadığı, tüp bebekle olan çocuğun diğer çocuklardan farkı olup olmadığı, SGK’nın yardım edip etmediği merak konusu. İşte akıllara takılan soruların yanıtları…

    Tüp Bebek- Kadın ve Doğum Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar yanıtladı:

    Kısırlıkta tek tedavi tüp bebek mi, güvenli bir yöntem mi ?

    Tabii ki değil. Çift karşımıza ilk geldiğinde tahlillerini yapıyoruz. İlk önce daha önce yaşananlar ve yapılan tedaviler sorgulanıyor. Sonra vaginal yapılan ultrasonografi ile yumurtalıkların yumurta rezervi, rahimde herhangi bir doğuştan gelen veya sonradan oluşan bir sorun olup olmadığı araştırılıyor. Gebelik şansını azaltan bir durum varsa ortaya konuyor. Önce bu durum düzeltiliyor. Bazen çok küçük yapılan bir cerrahigirişim bile çocuk sahibi olmalarını sağlayabiliyor. Bu aşamadan sonra erkeğin sperm tahlili, rahim filmi ve çiftin genel sağlığı ile ilgili tahliller yapılıyor. Bu tahliller neticesinde ne tedavi yapılacağına karar veriliyor. Her iki tüpün kapalı olduğu durumda ve hareketli sperm sayısı 5 milyonun altında ise genellikle tüpbebek yöntemini uyguluyoruz. Ayrıca daha önce iki ya da daha fazla aşılama denemiş ama başarısız olmuş çiftlerde, genetik hastalık taşıyanlarda hastalığın çocuğa geçmesini önlemek için tüpbebek kullanılması gereken yöntem. Yaşı 40 ın üstünde veya genç yaşta yumurtalık rezervi azalamış olanlarda vakit kaybedilmeden tüpbebek yapılmalı. Ancak eğer çiftin daha önce başka bir tedavisi yoksa, en az bir tüp açıksa, hareketli sperm sayısı 5 milyonun üzerinde ise aşılama denenebilir.

    Tüpbebek tabii ki çok güvenli bir yöntem. Yapılan her iş tecrübeli bir ekibin ve uzmanların denetiminde yapılıyor. İlk tüpbebek ile doğan çocuk 30 yaşını geçti, sağlıklı. Bugüne kadar tüpbebek yaptıran hiçbir anne adayının başına tüpbebek yöntemi ile ilgili bir sorun gelmedi. Doğan çocuklarda acaba sakatlık ihtimali artıyor mu diye defalarca araştırıldı, birşey bulunamadı. Bu yüzden tüpbebeğin normal yoldan oluşan çocuktan hiçbir farkı yok. Tek fark sperm ve yumurtanın buluşmasını vücut dışında yapıyoruz. Gebelik sürecinin takibi bile farklı değil.

    Tüp bebek tedavisinde yüzde yüz başarı yanıltıcı mı ?

    Tüpbebek yaptıran herkes doğal olarak para da harcadığı ve çoğu zaman bu parayızorlukla kazandığı için bir denemede gebe kalmak istiyor.

    Gerçekte tüpbebeğin başarı şansı kadının yaşına, rahmin durumuna, embriyo kalitesine, verilen embriyo sayısına göre değişiyor. Rahim ve embriyonun iyi durumda olduğunu düşünsek bile, kadın genç yaşta ise 1 embriyo verildiğinde gebelik şansı yüzde 35, iki embriyo verildiğinde yuzde 60 civarında. Kadın 40 yaşındaysa 2 embriyo verildiği halde bu şans yüzde 30, 43 yaşında ise yüzde 10’larda.

    YAŞ SINIRI

    Kadın ve erkekte yaş olarak üst sınır var mı ?

    Erkekte böyle bir sınır yok. Erkekte her yaşta sperm olabiliyor ve erkeğin yaşlanması bugünkü bilgilere göre tüp bebeğin gebelik getirme şansını etkilemiyor. Kadında ise durum farklı. kadında Menopoz yani yumurtanın bitmesi ve adetten kesilme süreci var.

    35’li yaşlardan sonra yumurta sayısı azalmaya ve yumurta kalitesi ve buna bağlı olarak bunların gebelik getirme şansı azalıyor. Kırklı yaşlarda gebelik şansı yumurta sayısına göre değişmekle beraber yüzde 25 – 30’larda, kadın 43 yaşını tamamladıktan sonra gebelik yok denecek kadar az ( yüzde 10 un altında)

    Bu yuzden çocuk isteyen kadınların yaşları çok buyumeden çocuk sahibi olmaları gerekir. Bir sure bunu ertelemek isteyenlerin de mutlaka bu işten anlayan bir uzmana gitmeleri, yumurtalık rezervlerini kontrol ettirmeleri gerekir.

    Tüp bebek tek tüple yapılır mı ?

    Tüpbebekte tüplerin açık olup olmaması önemli değil. Çünki tüpbebekte yumurtayı vücut dışına alıp spermle birleşmesini laboratuar ortamında sağlıyoruz. Yani tüpteolan işlemi vücut dışında yapıyoruz. Oluşan bebekleri de rahim içine koyuyoruz. Yani tüpün görevini biz yapıyoruz. Onun için adı tüpbebek zaten. Bunun tek istisnası tüplerin yumurtalığa bakan ağzının tıkanıp tüpün içinde sıvı birikmesi hali. Buna hidrosalpenks diyoruz. Bu durumda tüpün içinde biriken sıvı rahim içine akıp bebeklerin rahime yerleşme şansını azaltıyor. Bu tüplerin tüpbebek denemesi öncesi alınması gerekiyor.

    Embriyoların karıştırılma riski var mı? Kaç yıl saklanır ?

    Bu tabii herkesin ürktüğü ve korktuğu birşey. Yumurtalar, spermler, embriyolar binbir kontrolden sonra üzerine isimler yazılarak saklanıyor laboratuarda. Aynı bir kütüphane gibi. Her bir kitabın üstünde etiket var. Kime ait olduğu belli. Yani karışmaz. Dikkat ederseniz bugüne kadar hiçbir tüpbebek merkezinde karışma olduğuna dair bir bilgi medyaya yansımadı.

    Embriyolar donduruldu ise kanunen 5 yıl saklanabiliyor.

    Tüp bebek yöntemiyle doğan çocuklar farklı mı ?

    Bugüne kadar tüpbebek yöntemiyle birçok çocuk doğdu. Her ay bizim kliniğimizde 100 den fazla kadın hamile kalıyor. Bugüne kadar hiçbir çocukta tüpbebek yöntemine ait bir zarar bulunamadı. Genelde birçok kontrolden geçtikleri için sağlıklı çocuklar oluyorlar belki de biraz aile üstüne çok düştüğü için yaramaz.

    SGK YARDIM EDİYOR MU?

    SGK her çift için yardım yapıyor mu? Kriterler neler ?

    Kadın 23 – 39 yaşında ve sigortaları 5 yıl ve 900 iş günü prim ödemişlikleri varsa yardım ediyor. Evlilik süresi 3 yılı geçmiş olmalı. Bu durumda olanlarda eğer her iki tüp tıkalı veya hareketli sperm sayısı 5 milyonun altında ise başka hiçbir tedavileri olmasa da rapor çıkartıp tüpbebek yaptırabiliyorlar. Bunun dışında olanlarda en az iki defa iğne tedavisi sonrası aşılama olmuş olma şartı aranıyor. Eğer heriki tüp tıkalı veya erkekte azoospermi denilen hiç sperminin olmaması durumu varsa o zaman evliliğin 3 yıl olma şartı aranmıyor.

    Rapor eğitim araştırma hastanelerinden veya üniversite hastanelerinden alınabiliyor. Rapor alan çiftler ister devlette ister SGK anlaşmalı özel tüpbebek merkezlerinde deneme yapabiliyorlar. Bu şartlara sahip çiftler 2 kere SGK yardımı ile deneme yapabiliyorlar.

    Tüpbebek tedavisinde kadınlar ne tür ilaçlar kullanıyorlar? Kilo aldırırmı?

    Yumurta sayısını arttırmak ve bize yumurtalar ve bunlardan oluşan embriyolar arasından seçme şansına sahip olmak amaç. Yumurtalık normalde 1 yumurta üretecek şekilde çalışıyor. Biz bu ilaçlarla yumurtalığı daha fazla yumurta vermesi için zorluyoruz. Ancak verdiği yumurta ne olursa olsun rezervi kadar. Bu rezervi biz kadın adet olduğunda ultrasonla yumurtalığına bakarak anlıyoruz. Ona göre ilaç ve ilaç dozu seçiyoruz. Yumurtası az olan, rezervi düşük hastalarda çoğu zaman iğne bile kullanmıyoruz. Kendi yumurtalarıyla naturel dediğimiz doğal tedavileri seçiyoruz.

    Bu ilaçların kilo aldırma şansı yok. Zaten sadece 8-10 gün kullanıyoruz. Ancak yumurta büyümesi ve büyüyen yumurtaların ürettiği östrojen ve prgesteron hormonuna bağlı olarak bücut su tutabilir. Ancak bu yağlanma değil. İlaçlar bırakıldıktan sonra vücut suyu atar. Kiloda artış görülse bile bu kalıcı birşey değil.

    Başarısız bir deneme sonrası kaç deneme yapılabilir, ne kadar beklenmeli ?

    Bazı durumlarda çocuğun olmayacağı aşikar. Yumurtalar kötü olabiliyor. Döllenme olmayabiliyor, embriyolar gelişmiyor, rahim içinde doğuştan veya sonradan olan bebek tutunmasını engelleyecek düzeltilemez bir durum oluyor. Bu durumlarda tekrar denemenin bir anlamı yok. Bunlar dışında tüpbebeğin belli bir tutma şansı olduğundan deneyebilecekleri kadar denemeli çiftler. Klinikler de bu konuda çiftlere ellerinden gelen tüm kolaylıkları gösteriyorlar. Başarısız deneme sonrası doğal tedavilerde hemen ertesi ay, İğne tedavisi sonrası yumurta toplandıysa en az 3 ay beklenmelidir.

    Tek bir sperm ve yumurta yeterli mi? Kök hücre çalışmaları ne durumda?

    Tabii ki elimizde ne kadar çok yumurta ve sperm varsa gebelik şansı o kadar fazla. Ancak yumurta ve spermin az olması gebelik olmayacağını da göstermez. Sadece deneme başına şansın az olacağını gösterir. Bugün yaşı genç olduğu halde yumurtası az olan FSH’sı yüksek olduğu için çocuklarının olmayacağı söylenen, panik halinde oraya buraya koşan bir sürü umutsuz bayan var. Bu hanımların tek yapmaları gereken sabırlı olup uğraşmak. Çünki FSH’nın yüksek olması sadece yumurtanın azaldığını veya zaten az olduğunu gösterir. Yumurta kalitesini ve gebe kalamayacaklarını göstermez. Bunlara doğal tedavi yapılıyor. Evet belki daha çok uğraşıyorlar ama bir çoğu çocuk sahibi olabiliyor. Yeter ki umutsuzluğa kapılmasınlar. Tek yumurta ve tek sperm embriyo oluşturuyorsa çocuk sahibi olmaya yeter. Azim ve istek olduktan sonra. Biraz da sabır tabii.

    Kök hücre çalışmaları devam ediyor. Herkesin umudu tabii. Spermi ve yumurtası olmayan ve bu yüzden çocuk sahibi olamayan çiftler sabırla beklemeliler. Ancak şu anda klinikte uygulanabilir bir yöntem halen mevcur değil. Tedavi yapabilmemiz için günümüz şartlarında sperm ya da yumurta bulmamız gerek.

  • Tüp bebekte R-Spodin

    Tüp bebekte R-Spodin

    Amerikalı ve Japonya bilim adamları kadınlarda yumurta kesesinin gelişimini ve büyümesini destekleyen R-Spodin adını verilen yeni bir hormon keşfetti.

    Amerika’da Stanford ve Japonya’da Akira Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda kadınlarda folikül gelişimini destekleyen ve yumurtalıklarda yumurtaların büyümesini uyaran yeni bir hormon keşfedildi. Yeni hormona “R-spondin2” adı verildi.
    Yumurtaların büyümesini sağlayan yeni hormon: R-Spodin

    Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi uzmanlarından Op. Dr. Halit Fırat Erden konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:
    ”R-Spodin kadınlarda doğurganlık şansını ve tüp bebek tedavilerinde başarıyı artırabilecek bir hormon. Bu hormon sayesinde geçerli doğurganlık tedavilerinin etkinliği artırılabilir veya farklı tedavi seçenekleri oluşturulabilir. Bilim adamları keşfettikleri R-Spodin hormonunu çoğaltıp farelere enjekte ederek olgun yumurta üretimi elde etti. Elde edilen yumurtalarda farelerde yumurtalık hücrelerinin büyümesini desteklemede kullanıldı. Bu yumurtalar döllendiğinde başarılı gebelik ve sağlıklı yavrular dünyaya geldi. Amerikalı ve Japon bilim adamlarının yeni keşfettiği yöntem bize neyi müjdeliyor sorunun yanıtı şudur: Bilimin keşfettiği R-Spodin hormonu, kadının doğurganlığını dolayısıyla da çocuk sahibi olma şansını artıracaktır. Over hormonu Folikül Uyarma Hormonu (FSH) ile birlikte kullanıldığında, FSH nedeniyle tek başına tedaviye iyi yanıt vermeyen kadınlar için yeni bir tedavi seçeneği olabilir.

    Kısırlık Bir Hastalıktır, Eksiklik Değil…
    Op. Dr. Halit Fırat Erden sözlerine şöyle devam etti:
    ”Günümüzde Türk toplumunda kısırlık bir eksiklik olarak görüldüğü için evli çiftler bu sorunu utanılacak bir durum olarak saklamaya çalışıyor.

    Kısırlık sorunu bir eksiklik değil hastalıktır. Kişi nasıl bir alerji hastası olduğunda tedavi oluyorsa çocuk sahibi olamadığında da tedavi olmalıdır.

    Çocuk sahibi olmaya çalışan çiftler tedavi sürecinde maddi-manevi zor süreçlerden geçtikleri için psikolojileri bozulabilir. Bilim uzun süredir infertil ailelere güzel haberler verebilmek için soluksuz çalışıyor. Tüp bebekte başarıyı artıran yeni hormon R-Spodin’de bu çalışmalardan birinin sonucu. Yeni hormonun keşfi ile tüp bebek tedavi seçeneklerinde her şeyi değişecek gözüyle bakılıyor. Ancak insanlarda etkin bir şekilde kullanması ve güvenli olduğuna karar vermek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • Çip bebek

    Çip bebek

    Türk doktorların geliştirdiği ‘hücre ayrıştırıcı çip’ bebek sahibi olamayan çaresiz çiftler için umut ışığı oldu.

    Bu yöntem Türkiye ve ABD’de eşzamanlı olarak sunularak , Harvard Tıp Fakültesi- MIT Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Utkan Demirci, tüp bebek merkezlerinde seçilen spermlerin kalitesini arttırarak daha başarılı tüp bebek çalışmalarının ortaya çıkmasını sağlayacak ‘hücre ayrıştırıcı çip’ teknolojisini tanıttı. KOSGEB’in desteğiyle İzmir’de üretilen çipin, tüp bebek tedavisinin başarısını artıracağını anlatan Utkan Demirci: “Bu teknolojiyi ilk kez ürün olarak sunuyoruz. Ayrıca ABD’de eş zamanlı olarak geliştirilerek sunulacak. Özellikle erkeklerdeki sperm azlığından kaynaklanan çocuk sahibi olamama problemlerine çözüm üreteceğiz” dedi.

    Üretken ve verimli anlamına gelen ‘Fertil’ adının verildiği çip ile çiftlere umut ışığı olmayı hedeflediklerini anlatan Utkan Demirci:

    “Bir girişi ve çıkışı olan çipe 50 milyon hücre koyabilirsiniz. En verimli, yumurtayı en iyi dölleyebilecek olan spermler, çip sayesinde kolayca ayrıştırılacak. Dünyada sperm hücrelerini bir kanalda ayrıştırabilen bir teknoloji yok.
    Çok yoğun ve fazla sayıda proses yapmak yerine ayrıştırma yapıldığını belirten ve spermlerin ortamın mikro olmasından etkilenerek yarışmaya ve yüzmeye başladıkları ve en kalitelisini belirlendiğini aktardı.
    Böylece hiçbir şey yapmadan spermleri yarıştırarak sonunda toplayıp tüp bebek adımında kullanabiliyoruz. Özellikle erkeklerden kaynaklanan çocuk edinme problemlerinde başarı elde edebileceğimiz bir teknoloji oldu” diye konuştu.
    Kök Hücre Tedavisinde Kullanılabilecek
    Bu yeni çiplerden kök hücre ayrıştırılması konusunda da faydalanılacağını dile getiren Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kanda kök hücre ayrıştırılmasında kullanılacak bu sistem sayesinde organ nakillerinde de bazı ilerlemeler gerçekleşecek.”

  • Tüp bebek tedavisinde en yeni yöntemler

    Tüp bebek tedavisinde en yeni yöntemler

    Tedavideki yenilikler nedir?

    Tüp Bebek Tedavisinde en yeni tekniklerden biri embriyoların dinamik takibidir. Embriyoscope adlı tekniği Türkiye’ye ilk defa bizim ekibimiz getirdi ve en çok bizim laboratuvarlarımızda uygulanıyor. Artık embriyolar, takipleri süresince çok kısıtlı bir zaman dilimindeki görüntüleriyle değil, her 15-20 dakikada bir videolarla detaylı inceleniyor, kaliteleri buna göre saptanıyor. Bu demektir ki artık embriyoların gelişimleri hakkında çok daha fazla elimizde bilgi birikiyor. Bizim kullandığımız sistem şu anda dünyada bulunan en sofistike dinamik takip sistemidir. Biz ve bizim kullandığımız sistemi kullanan diğer merkezler (şu sıralar dünyada 100 dolayında var) başarı oranlarının arttığım gösterdiler. Öte yandan morfoloji dediğimiz spermin şekil özellikleri iyi olduğunda sağlıklı bir sperm bulduğumuzu düşünürüz. Klasik olarak mikroenjeksiyon için kullanılan I mikroskoplar spermi 400 kat kadar büyüterek sperm seçimine yardıma olur. Intra rtoplasmic Magnified Sperm Injection (IMSI) denilen yöntemde ise özel bir mercek ve bilgisayar programı kullanılarak sperm 6600 kat kadar büyütülür. Bu sayede spermin morfolojisi daha iyi değerlendirilir. ÖVISI sadece mikroskobun özelliğine bağlı bir durum olmadığı gibi bu yöntemi kullanan embriyologun bu konuda eğitimli ve deneyimli olması da önemlidir. Daha sağlıklı spermlerin seçilmesiyle hem döllenme hem de gebelik oranlarında iyileştirmeler gerçekleşmiştir. Özellikle erkek faktörü veya açıklanamamış infertilite olgularında tercih edilir.

    Dondurma tekniği değişti…

    Dondurma tekniği nasıldır?

    Günümüzde iki farklı dondurma tekniği var; yavaş ve hızlı. Beş yıl öncesine kadar yavaş dondurma daha çok uygulanırken günümüzde hızlı dondurma tekniği tercih ediliyor. Çünkü bu teknikle embriyoların tamamının, yani tüm hücrelerinin hiç hasarsız canlıklarını devam ettirmeleri ihtimali daha yüksek. Bu da doğal olarak başarı oranlarına yansıyor. Kısaca özetlemek gerekirse, dondurma-çözdürme teknikleri merkezlerin toplam başarılarında önemli bir yer tutar. Hastalar bu parametreyi de çok iyi incelemelidir.

    Bahçeci tüp bebek merkezi…

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !