Etiket: Soğuk Algınlığı

  • Gripten korunmanın etkili bir yöntemi

    Gripten korunmanın etkili bir yöntemi

    İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, her hafta en az iki buçuk saatlik sıkı egsersiz yapmak gribe yakalanma ihtimalini yarı yarıya azaltıyor.

    Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’nun internet üzerinden 4,800 kişiyle yaptığı anketten alınan verilere göre hafif egzersiz yapmak aynı etkiyi göstermiyor.

    Bu yıl beşincisi gerçekleştirilen grip anketi, kimlerin gribe yakalanıp yakalanmadığını tespit etmek için yapılıyor.

    Ankette, yaş, çocuk sahibi olunup olunmadığı, grip aşısı yapılıp yapılmadığı ve koşu, hızlı bisiklet sürme ya da müsabakalarda yer alınan herhangi bir spor yapılıp yapılmadığı gibi sorular yöneltiliyor.

    Kayıt olan kullanıcılar her hafta nasıl hissetiklerini ve gribe benzer belirtiler gösterip göstermediklerini söylüyor.

    Anket sonuçlarını değerlendiren uzmanlar, her bin grip vakasından yüzünün sıkı egzersiz yapılarak önlenebileceğini vurguladı.

    Araştırmacı Dr. Alma Adler, “Bunlar ilk sonuçlar. Dolayısıyla ihtiyatlı yaklaşmalıyız. Ancak veriler diğer hastalıklarla uyumlu ve gerçekten egzersiz yapmanın faydalarını gösteriyor. Bu kış pekçok kişi grip geçirmemiş olsa da, insanlar düzelen havalardan faydalanmalı ve dışarı çıkıp daha çok egzersiz yapmalı” dedi.

  • Grip için en iyi tedavi nedir? Antibiyotik almam gerekir mi?

    Grip için en iyi tedavi nedir? Antibiyotik almam gerekir mi?

    Griple sürekli karıştırılan soğuk algınlığı arasındaki farkları ve griple ilgili merak edilenler…

    1. Soğuk algınlığı ve grip arasındaki fark nedir?

    Her ikisi de solunum yolu hastalığıdır; ancak bunlara farklı virüsler neden olur. Grip burun, boğaz, bronş ve muhtemelen akciğerler dahil solunum sistemini bozar. Soğuk algınlığı ise sadece üst solunum yolunu etkiler. Bu nedenle gribin ateş, vücut ağrıları, yorgunluk gibi belirtileri soğuk algınlığına göre daha şiddetlidir. Gribin başlıca belirtileri ateş, yorgunluk, vücut ağrıları, titreme, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve öksürüktür. Öksürük bronşları tahriş edecek kadar yoğun değildir. Hastalığın en kötü günleri ilk 3-4 gündür. İstirahat ile 7-10 gün arasında geçer. Ancak hastalığın ardından birkaç hafta boyunca yorgunluk hissedebilirsiniz. Grip ilk 24-72 saat arasında bulaşıcı hale gelir. Bu nedenle hasta olsanız bile fark edemeyerek virüsü diğer sağlıklı kişilere de bulaştırabilirsiniz. Grip olduğunuzda lütfen hekiminize başvurmadan ateş düşürücü ilaçlar ya da antibiyotikler kullanmayın. Ateşlendiğinizde mutlaka istirahat edin; böylece daha hızlı toparlanabilirsiniz.

    2. Grip için en iyi tedavi nedir? Antibiyotik almam gerekir mi?

    Grip için tek bir “en iyi” tedavi yoktur, ancak semptomları azaltabilir birçok yolu vardır. Reçeteli ilaçlar grip belirtileri ilk ortaya çıktığı zaman alındığında hastalık süresini kısaltabilir. İlaçlar özellikle ilk 48 saat içerisinde alındığında hastalığın ilerlemesini engeller. Soğuk algınlığı ve grip ilaçları ateş, ağrı, burun tıkanıklığı, öksürüğü azaltma gibi konularda size yardım edebilir; ancak onlar gribi tamamen tedavi etmez; sadece bu süreci daha rahat atlatmanıza yardımcı olabilir. Dekonjestanlar burnun şişmiş mukozalarını küçülterek nefes almanıza yardımcı olur. Ayrıca tuzlu burun spreyleri de açık solunum yollarına yardımcı olabilir. Öksürük preparatları, su ve meyve suları ile birlikte, öksürük yatıştırmaya yardımcı olabilir. 4 yaş altındaki çocuklarda mecbur kalmadıkça öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları kullanılmamalıdır. Çocuğunuz 4 ve 6 yaş arasında ise, herhangi bir ilaç vermeden önce doktorunuza danışın. 6 yaş üzeri çocuklarda semptomları hafifletmek için hekiminizin önerdiği ilaçları kullanabilirsiniz. Vücudunuzdan su kaybını önlemek için bol bol sıvı tüketin. Bu aynı zamanda burun mukozanızı da rahatlatır. Kahve, çay, kola gibi kafein içeren içecekleri sınırlayın. İştahınızın durumuna göre hareket edin. Eğer gerçekten aç değilseniz, beyaz pirinç ya da et suyu gibi basit yiyecekleri yemeyi deneyin. Antibiyotikler grip ya da soğuk algınlığı tedavisine yardımcı olmayacaktır. Antibiyotikler bakterileri öldürür, ancak grip veya soğuk algınlığına neden olan virüsler üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Grip bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir ve bakteriyel enfeksiyonlar için kapıyı açabilir. Bu nedenle gribiniz giderek kötüleşiyorsa bir hekime başvurun. Bakteriyel bir enfeksiyon geçiriyor olabilirsiniz. Bu durumda antibiyotik tedavisi gerekli olabilir.

    3. Ne zaman doktora gitmeliyim?

    Belirtiler şiddetliyse, toparlanacağınıza daha da kötüye gidiyorsanız, ateşiniz düşmüyorsa mutlaka hekime başvurun. Grip gibi başlayan ve başka bir hastalığa dönüşen bir duruma girmiş olabilirsiniz. Eğer bu belirtilerden herhangi biri varsa, hemen bir doktora görünün:

    * Nefes alma zorluğu
    * Kalıcı ateş
    * KusmaAğrılı yutma
    * Kalıcı öksürük
    * Kalıcı tıkanıklık ve baş ağrısı

    4. Grip aşısı gribe neden olabilir mi?

    Grip aşısı ölü virüslerden yapılır ve sizi grip yapmaz. Ancak, aşı vücudun bağışıklık yanıtı tetikleyebilir, böylece kas ağrısı ya da düşük dereceli ateş gibi birkaç hafif belirtileri olabilir.

    5. Neden insanlar grip hakkında bu kadar endişeli? Gribi önlemek için ne yapabiliriz?

    Grip virüsü akciğerler bulaşabilir ve zatürre gibi ciddi bir enfeksiyona neden olabilir. Grip zatürreye dönüşmeye başlarsa, bu hastanede tedavi gerekebilir. Alerjisi olanların gribe yatkınlığı yoktur. Ancak alerjiler, gribin astım, zatürre gibi hastalıklara dönüşmesini tetikleyebilir. Bu nedenle özellikle yaşlılar, hamileler, bebekler ve kronik sağlık problemleri olanların daha dikkatli hareket etmeleri gerekir. Grip ve soğuk algınlığına neden olan virüsler virüslü kişinin öksürmesi ya da hapşırmasıyla ortaya çıkan damlacıklar yoluyla yayılır. Grip ve soğuk algınlığından korunmak istiyorsanız;

    Öksürürken ya da hapşırırken yüzünüzü kolunuzun içiyle kapatın.Hapşırırken ya da öksürürken ağzınızı elinizle değil; kağıt bir mendille kapatın ve mendili hemen çöpe atın.Ellerinizi gözlerinize, burnunuza ve ağzına götürmeyin. Bu vücuda giren mikropları önler.Ellerinizi sık sık yıkayın. Eğer suya erişiminiz yoksa alkol bazlı bir dezenfektan kullanın.Çevrenizdekilere doğru öksürmeyin, kafanızı başka bir yöne çevirin.Telefon, klavye gibi ortak kullandığınız yüzeyleri dezenfekte edin. Virüsler bu yüzeylerde 8 saat yaşayabilirler.Soğuk algınlığı ve grip sezonunda kalabalıktan uzak durun.Her yıl grip aşısı olsun. Aşılar size % 100 koruma vermez; ancak hastalığı önlemenin en iyi yoludur.Bağışıklık sistemini besleyen koyu yeşil, kırmızı, sarı sebze ve meyveler tüketin.Düzenli egzersiz yapın. Egzersiz yaptığınız halde hasta olabilirsiniz; ancak hastalık daha az şiddetli belirtiler gösterir ve daha çabuk iyileşir. Aerobik, yürüyüş gibi düzenli egzersizler bağışıklık sistemini güçlendirir.

  • Sağlık için birebir: Zencefil

    Sağlık için birebir: Zencefil

    Soğuk algınlığı ve öksürüğe karşı etkili kabul edilen zencefilin faydaları saymakla bitmiyor

    Zencefil üzerinde her yıl çok sayıda araştırmaların yayınlandığını belirten Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik “Yıllarca soğuk algınlığı ve öksürüğe karşı etkili kabul edilen zencefil bitkisi, sindirim sistemi rahatsızlıkları için de oldukça yararlıdır.” diyor.

    Avrupa İlaç Kurumu tarafından kusma ve bulantıyı önleyici olarak kullanımının kabul edildiğinin altını çizen Sezik, zencefilin faydalarını şu şekilde sıralıyor:

    “Ayrıca bu mucizevi bitki hafif gaz, şişkinlik ve spazm şeklinde görülen sindirim sistemi rahatsızlıklarına karşı da oldukça etkilidir. Zencefilin romatizma ve osteoartrit ağrılarını giderici etkileri üzerindeki çalışmalarda da epey yol alınmıştır. İltihap giderici ve spazm çözücü etkilerinin tespit edilmesi bu alandaki kullanımları destekleyen bulgulardır. Antioksidan etkisinin bulunmasıyla soğuk algınlığında veya vücut direncini artırmada, hatta bazı kanserlerde etkili olduğu ortaya konulmuştur fakat kanseri önler veya kanser ilacı demek için henüz çok erkendir.”

    ZENCEFİL NASIL KULLANILIR?

    Prof. Dr. Ekrem Sezik, zencefilin günümüzde en kolay tüketim yolunun poşet çay olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Kokulandırılmış, hoş lezzetli poşet çaylar piyasada kolayca bulunabilir. Zaman zaman zencefil çayı içmekte yarar var fakat kullanılacak miktar ve süreyi abartmamak gerekir. Bilhassa hamileler ve safra taşı bulunanlar aşırı kullanmamalıdır.”

  • Zencefilli, narlı formüllerle gribe meydan okuyun

    Zencefilli, narlı formüllerle gribe meydan okuyun

    Uzman Dr. Elif Güveloğlu, hem bağışıklığı artıran hem de hastalıkları kolay geçirmeye yarayan formülleri Ceyda Erenoğlu’na anlattı. İşte o formüller:

    Taze zencefil ve meyve

    Malzemeler:
    Yarım kibrit kutusu kadar çiğ zencefil
    Yarım nar (dış kabuğu soyulmuş, iç zarları ile birlikte)
    1 elma
    1 kivi
    1 mandalina veya portakal (kabuklu)

    Hazırlanışı
    Tüm malzemeyi kabuklarıyla birlikte katı meyve sıkacağından geçirin. Çocuklara verilecekse yarısını ballı su ile karıştırın.

    Zencefil çayı

    Malzemeler:
    1 kibrit kutusu taze zencefil (ince ince dilimlenmiş)
    1 avuç kurutulmuş ıhlamur çiçeği
    1-2 kabuk tarçın
    8 – 10 karanfil tanesi

    Hazırlanışı
    Porselen bir demliğe tüm malzemeyi koyun ve üzerine kaynar su boşaltarak alttaki çaydanlığın buharı ile en az 20-25 dakika siyah çay demler gibi demleyin.

    Zencefilli-ballı limonata

    Malzemeler:
    5 adet kalın kabuklu ve kabuğu işlem görmemiş doğal limon
    Yarım demet taze nane
    1 kibrit kutusu taze zencefil
    İyi kalite doğal bir süzme bal (arzu edilen miktarda)

    Hazırlanışı
    İlk olarak bir cam kabın içine limonata için gerekli olacak kadar içme suyu koyun ve bu suyun içine, rendenin en ince tarafı ile hem limon kabuklarını hem de taze zencefili rendeleyin. Sonra mikserde iyice incelttiğiniz nane yapraklarını da suya atın ve yarım saat bekletin. Ardından suyu süzüp arzu edilen miktarda bal ile tatlandırın. Eğer bala alerjiniz var veya balın kalitesinden emin değilseniz şeker ekleyin.

    Nar kabuğu çayı

    Malzemeler:
    İnce doğranmış bir adet taze nar kabuğu

    Hazırlanışı
    Doğranmış nar kabuklarını porselen demliğe koyun ve üzerine yarım litre kaynar su boca ettikten sonra 10-15 dakika demleyin. Günde 2 su bardağına kadar içebilirsiniz. Tadı acı olsa da etkili bir mikrop öldürücüdür. 5 yaşından itibaren çocuklara da verebilir, acı gelirse kaynar su ekleyebilirsiniz.

    Kuşburnu çayı

    Malzemeler:
    1 avuç kuşburnu
    Yarım litre içme suyu

    Hazırlanışı
    Kuşburnu demleme süresi uzun bir çay olarak biliniyor. Kuşburnu meyvelerini kestane dilimleri gibi bıçakla tek tek ikiye ayırın. Ardından porselen bir kaba koyup üzerine soğuk içme suyu ilave edin ve kaynayan bir çaydanlığın üzerine oturtun. Yarım saat kadar bu şekilde demlenmeye bırakın. Kaynar su kuşburnu meyveleri ile doğrudan temas etmediği için bu yöntemle kuşburnundaki C vitamininden ve diğer antioksidanlardan daha fazla yararlanırsınız.

  • Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Türkiye genelinde bir süredir etkili olan grip salgınından korunmak için özellikle risk grubunda yer alanların aşılanması gerektiği bildirildi.

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yılla kıyaslandığında ciddi grip salgını yaşandığını, özellikle son 15-20 gündür vaka sayısında büyük artış gözlendiğini söyledi.

    Grip virüsünün yol açtığı salgının giderek artacağını, çünkü her gün polikliniklere gelen vaka sayısının arttığını ifade eden Köksal, “H3N2 virüsü, geçen yıllar çok korkulan H1N1, yani domuz gribinden biraz farklı. Bu, domuz gribinin majör, yani küçük bir değişime uğramış variant hali ama inanın geçen seneki griplere göre, hatta domuz gribinden bile daha ağır ve uzamış klinik seyir izliyor” dedi.

    Köksal, grip virüslerinin insanları hastalandırma kapasitesinin çok yüksek olduğunu ve solunum yolu hücrelerine tutunduklarını, sonra da hastalık yapıcı maddelerini aktararak solunum yollarında ciddi hastalıklara yol açtığını anlatarak, şunları söyledi: “H3N2 virüsü oldukça ağır klinik tablo ortaya çıkarmaktadır. Özellikle çocuklar ve yaşlıları etkileyen hastalık, başlangıç olarak diğer grip türlerinden pek farklı değil.

    Halsizlik, yüksek ateş ve boğazda yanma ilk belirtiler

    Hastalık etkeni virüsün kolayca alt solunum yollarına inerek akciğerleri etkilediğini vurgulayan Köksal, şöyle devam etti:

    “Özellikle de risk grubunda olan yaşlılar, şeker, kalp, akciğer ve kanser hastaları ile çocuklar, gebeler, sigara içenler ve aşırı alkol tüketenlerde hastalık biraz daha ağır seyrediyor. En korktuğumuz nokta akciğerlerin etkilenmesi çünkü grip çok ağır seyirli zatürredir ve ölüme kadar gidebilir. Bunun için uzamış belirtileri olan hastaların kendi kendilerine ilaç almaksızın mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir.”

    Hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandı

    Köksal, gribin tedavisi olan ve korunulabilen hastalık olduğuna dikkati çekerek, “Tedavide kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerekiyor. Antibiyotiklerin bir etkisi olmadığı gibi ileride gelişebilecek komplikasyonlarda direnç gelişmiş olacağı için tercih edebileceğimiz antibiyotik kalmayacak. İlk 48 saat içinde antiviral ilaçların alınması, hastalığın klinik seyrini ciddi oranda etkilemekte ve iyileştirmektedir” diye konuştu. Gribin bu kadar yaygın görülmemesi gerektiğine işaret eden Köksal, şunları kaydetti:

    “Geçen seneki aşılama oranları ile bu sene ki oranlara baktığımda yüzde yüze yakın düşüş olduğunu görüyorum. Bu çok önemli bir nokta. Geçen yıl domuz gribinden korkulduğu için büyük bir kesimi rahatlıkla aşıladık ama bu sene sanki domuz gribi bitti başka da grip olmayacak gibi, bırakın normal insanları risk grubunu oluşturan, beraberinde de altta yatan başka hastalığı olan kişilerin dahi öykülerini aldığımızda aşılanmadıklarını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hala geç değil, aşılanmamış, özellikle risk grubunu oluşturan grupların mutlaka aşılarını yaptırması gerekiyor.”

    Grip mevsimi boyunca aşı yapılabilir

    Köksal, hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Grip solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Sosyal öpüşme, tokalaşma gibi davranışlar bulaşmaya yol açabilir. Onun için ellerin sık sık yıkanması, hasta olanların mümkünse maske takarak iş yerine ya da okula gitmeleri basit korunma yollarıdır. Ellere değil de bükülen kolun iç kısmına hapşırılması, ellerin temiz kalması açısından bir parça önem arz etmektedir. Ellerini sık yıkama şansı olmayanlar, dezenfektan ürünleri kullanabilirler. Yarıyıl tatilinin geliyor olması, hastalığın yayılma hızını biraz düşürecektir ama şu anda hastalık pik noktasına gelmedi, artarak devam ediyor.”

    Kimler grip aşısı yaptırmalı?
    6 ay-18 yaş arası çocuklar ve gençler
    Kronik akciğer hastalığı olanlar ( Kronik bronşit, Astım vb.)
    Bütün kalp damar hastaları (Yalnızca Hipertansiyonu olan hastalaarda mutlak zorunlu değildir)
    Kronik böbrek, karaciğer hastalığı ve şeker gibi metabolik hastalığı olanlar
    Vücudu savunma sistemini zayıflatan kortizon veya immunsupresif denilen ilaçları kullananlar
    AIDS, kanser gibi vücudu direncini düşüren hastalığı olanlar
    Solunum sistemi çalışmasını bozan akciğer dışı hastalığı olanlar (Omurilik felçlileri, kas ve sinir sistemi hastalığı olanlar)
    Huzurevi ve bakımevinde kalanlar
    Hamileliğinde 3 ayı tamamlayan tüm hamileler
    Grip sezonu (sonbahar ve kış) hamile kalma olasılığı olanlar
    50 yaş üstü erişkinler
    Sağlık personeli ve itfaiye polis gibi önemli, yaygın kamu hizmeti yapanlar

    Gri aşısını kimler yaptıramaz?

    Piyasada ölü virüslerle yapılan ‘Split inaktif’ denilen aşı yaygındır ve güvenle yapılabilir. Zayıflatılmış virüslerle yapılan ve burundan sprey şeklinde verilen canlı aşılar ise doktora danışılmadan yapılmamalıdır. Bu aşılar bazı gruplara yapılmamaktadır. Bu gruplar şu şekilde sıralanabilir:
    Yumurtaya ciddi alerjisi olanlar
    Daha önce grip aşısına alerjik reaksiyon gösterenler
    Grip aşısından 6 ay sonraya kadar olan dönemde Guillan Barre denilen kas hastalığı geçirmiş olanlar
    6 aydan küçük çocuklar
    Ateşli hastalık geçirenler (Ateşli hastalık tamamen düzelene kadar aşı yapılmaz)

  • H3N2 virüsünü bitki çayları ile yenin…

    H3N2 virüsünü bitki çayları ile yenin…

    “H3N2 virüsü olarak belirlenen grip hastalığını yenmek için bitki çaylarından faydalanın”

    Çok sayıda insanı yataklara düşürüp ateş ve halsizliğe neden olan H3N2 virüsü mevsimsel grip hastalığı olarak biliniyor. Virüs, girdiği vücudu mikroplara karşı savunmasız halde bırakıyor. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, antibiyotik kullanmadan H3N2 virüsünü yenmek için adaçayı, ıhlamur, zencefil, karabiber ve karanfil çaylarının tüketilmesinin yararlı olacağını belirtiyor.

    Hastanelerin dolup taşmasına neden olan H3N2 virüsüne karşı bitkilerin gücünden faydalanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Doğal 5 savaşçı yardımıyla H3N2 virüsünü yenebilirsiniz. ” diyor.

    Ihlamur
    Grip denilince ilk olarak aklımıza gelen bitkilerden biri de “ıhlamur” dur. Yapılan çalışmalarda ıhlamur içerisindeki bileşenlerden bazılarının (flavonoit) iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterirken, bazı bileşenlerin (müsilaj) de boğazı yumuşatması neticesi boğazda tahrişi önlediği ve bu suretle soğuk algınlığı şikayetlerinin hafifletilmesinde tedaviye yardımcı olduğu görülmüştür.
    Adaçayı
    Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir başka bitki ise “adaçayı”dır. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla çay şeklinde (kesinlikle kaynatılmadan) adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu amaçla kullanılması önerilmektedir.
    Zencefil
    Soğuk algınlığı ve gribin önlenmesi ve tedavisinde yararlı olacak bu iki bitkinin yanı sıra zencefil rizomlarının yararları, beklenen etkinin desteklenmesi bakımından önemlidir. Bilimsel çalışmalar zencefil içerisindeki bazı bileşenlerin (gingerol, şogaol) kuvvetli iltihap giderici etkisi bulunduğunu ortaya koymaktadır.
    Karanfil
    İçerisinde bulunan uçucu özellikteki öjenol, ağız ve boğaz mukozası yangılarında yangı giderici; bakteri, mikromantar veya virüslerin yol açtığı ağız ve boğaz enfeksiyonlarında antiseptik olarak ve ağrı hissini hafifletici etkisi söz konusudur. Bu nedenle, özellikle öjenol taşıyan Seylan tarçını kabuğu ile birlikte mikroorganizmalar üzerinde etkisi nedeniyle soğuk algınlığında çay olarak içilmesi ya da yoğun derişimli çayının (%5-10) gargara olarak uygulanması yararlıdır. Yapılan bilimsel çalışmalarda uçucu yağının antibiyotiklerin etkinliğini artırdığı gösterilmiştir.
    Karabiber
    Top ve toz formlarındaki karabiber meyveleri ile hazırlanan çayın gargara şeklinde boğaz enfeksiyonlarında yararlı olduğu bilinmektedir. Bilhassa boğazda soğuk algınlığı belirtilerinin ilk hissedildiği süreçte uygulanması durumunda daha etkili olabilmektedir. Ayrıca yürütülen çalışmalarda bağışıklık sistemini düzenleyici, yangıyı ve spazmları giderici, kanserleşmeyi önleyici etkileri bildirilmektedir. Karabiber meyvesinin bileşenlerinden biri olan piperinin biyolojik etkileri son yıllarda dikkat çekmektedir.

    Turşu kurun, boza ve kelle-paça çorbası için’

    H3N2 virüsü Türkiye’de son 1 ayda nüfusun %2’sini enfekte etti. Hastalık ağır seyrediyor, uzun sürüyor ve yakaladığını adeta ‘paçavraya’ çeviriyor. Peki gripten korunmak, yakalandığında bir an önce iyileşmek için neler yapılmalı? Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş, “Kilit nokta vücut direncini güçlendirmek” diyor.

    Son günlerde, halk arasında ‘paçavra’ hastalığı olarak da bilinen grip nedeniyle hastanelerin yolunu tutanların sayısında ciddi artış var. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bir ayda toplumun %2’sini etkileyen H3N2 virüsünün yeni bir virüs olmadığını, bu nedenle de bir salgın beklenmediğini açıkladı ancak herkes hastalıktan korunmanın yollarını arıyor.

    Aşırı derecede halsizlik, yorgunluk ve kırgınlık yapan hastalık; ateş, öksürük, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle seyrediyor ve uzun sürüyor. Sadece gripte değil, tüm hastalıklarda tedavilerin daha pahalı ve zahmetli olduğu göz önünde bulundurulduğunda koruyucu yöntemlerin önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor. Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş da bu noktaya parmak basıyor. Buradaki en önemli kuralın güçlü bağışıklık sistemi olduğunu vurgulayan Dr. Aktaş’ın söyledikleri: “Bağışıklık sistemi vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan ve savunan ordumuz gibidir. Üstelik sanıldığı gibi sadece mikroplara karşı korumuyor, iç ve dış tüm sağlık bozucu ajanlara karşı koruyor. Her gün karşılaştığımız ve vücudumuzda meydana gelen onca hastalık etkenine rağmen hastalanmadan sağlıklı yaşamamızı bağışıklık sistemimize borçluyuz, bağışıklık sistemimiz olmasaydı, yaşamamız mümkün olmazdı.”

    Fakat bağışıklık sistemi her zaman başarılı olamıyor ve insanlar hastalanıyor. Bu hastalıklardan biri de özellikle kış aylarında artış gösteren ve salgın korkusu yaratan grip. Sadece grip salgını dönemlerinde korunmaya çalışmanın yanlış olduğunu söyleyen ve “Hayatın her döneminde bağışıklık sistemini güçlü ve dengeli tutmak gerek. Bunun için öncelikle genel tedbirleri almak önemli” diyen Dr. Aktaş, güçlü bir savunma sistemine sahip olmak için önerilerini şöyle sıralıyor:

    GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIĞIN ALTIN KURALLARI
    1. Sigara içmeyin.
    2. Alkol kullanmayın.
    3. Günde 40 dakika egzersiz yapın. Ağır egzersiz değil, yürüyün.
    4. İşlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarın, doğal gıdalarla beslenin.
    5. Şekeri hayatınızdan çıkarın, bağışıklık sisteminizi zehirliyor.
    6. Hazır mayalardan uzak durun, vücudunuz hazır mayaları sindiremiyor, ekşi mayaya dönüş yapın.
    7. Probiyotiklerinizi takviye edin. Bunun için fermente gıdalarla beslenin, ev yoğurdu yapın, turşu kurun, boza için.
    8. Bunlarla birlikte bağışıklık sisteminizi güçlendiren bitki çayları içebilirsiniz.

    BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DESTEKLEYEN BİTKİ ÇAYI
    • 1 tatlı kaşığı yeşil çay,
    • 1 tatlı kaşığı ekinezya,
    • 1 tatlı kaşığı ıhlamur,
    • 250 cc. kaynar su.
    Bunları kapaklı bir porselen fincanda yaklaşık 30 dakika demleyip için.

    Grip olduktan sonra kısa sürede iyileşmek için yapılması gerekenler neler? Dr. Ümit Aktaş’ın doktorun önereceği tıbbi tedaviye ek olarak iyileşmeyi hızlandıracak ve bir an önce normal hayata dönmeyi kolaylaştıracak önerileri ise şunlar:

    “GRİPSENİZ BOL BOL KELLE-PAÇA VE İŞKEMBE ÇORBASI İÇİN”

    • Mutlaka istirahat edin.
    • Bol miktarda sıvı tüketin.
    • Bulunduğunuz mekânı sık sık havalandırın.
    • İçeceğiniz çorbalar iyileşmenizde son derece etkili olacaktır: Bol bol kelle paça, işkembe ve tarhana çorbası için. Bunlar, bağışıklığınızı destekleyen fermente gıda içeren çorbalardır.
    • Kapari turşusunu bolca tüketin. Kapari antiviraldir, virüsleri öldürür.
    Aşağıdaki çayı taze olarak hazırlayıp her gün en az 5 fincan için. Sizi rahatlattığını göreceksiniz.

    ŞİKAYETLERİ AZALTAN GRİP ÇAYI
    • Limon kabuğu,
    • 1 tatlı kaşığı adaçayı,
    • 1 tatlı kaşığı zencefil,
    • 250 cc. kaynar su,
    Dr. Ümit Aktaş, grip çayının da bitkilerin etken maddelerinden daha fazla yararlanmak için kapaklı ve porselen fincanda demlenerek içilmesini tavsiye ediyor.

  • Ihlamur çayının faydaları

    Ihlamur çayının faydaları

    Soğuk algınlığına ve öksürüğe karşı en etkili ve en yaygın olarak kullanılan doğal ilaçlardan biri olan ıhlamur, uykusuzluk, spazm ve kan dolaşımı bozukluklarında da kullanılır. Özellikle akşam saatlerinde fazla içmemeye dikkat etmek gerekir, çünkü fazla miktarda alındığında uykusuzluğa neden olabilir. Yapraklarında çok miktarda klorofil taşımasından dolayı kansızlık durumunda kullanılmasında fayda vardır. Diğer çaylarda olduğu gibi ıhlamuru da hazırladığınız zaman için ve bir daha kaynatmayın. Çünkü uzun süre kaynatılıp içilen ıhlamur size yarardan çok zarar verebilir.

    HAZIRLANIŞI:

    Ihlamur demlenerek hazırlanmalı. Tatlandırıcı olarak şeker yerine bal tercih edilmeli. İki tutam ıhlamur, 3-4 adet karanfil, bir çubuk tarçından ıhlamur hazırlanabilir.

    STRESE KARŞI IHLAMUR ÇAYI :

    İçine çok az karanfil atarsanız hem güzel bir tat elde etmiş olursunuz, hem de sizi sakinleştiren etkisini arttırırsınız.

    GRİP VE NEZLEYE IHLAMUR:

    Bu tür hastalıklarda ıhlamur sadece terlemeyi sağlayarak değil, aynı zamanda vücudun direncini de artırarak tedaviye yardımcı olur.

    GÜZELLİK İÇİN IHLAMUR:

    Göz çapaklanmalarında ıhlamuru kaynatın ve süzün. Pamuk yardımı ile gözlerinize kompres yapın. Hem çapaklanmaları önleyecektir, hem de gözünüzü dinlendirecektir. Gözlerinize kompres yaparken gözünüzü kapatmayı unutmayın.

    Ihlamuru kaynatıp elde ettiğiniz su ile ara sıra saçlarınızı yıkayarak saçlarınızın beslenip kuvvetlenmesini sağlayabilirsiniz. Bu işlemden sonra saçınızı durulamayı ihmal etmeyin.

    CİLT LEKELERİNE IHLAMUR:

    Hemen ıhlamuru suda kaynatıp sıvı sümüksü bir hal alıncaya kadar bekletin. Sonra bu sıvıyı lekelere sürün faydasını göreceksiniz. Yine aynı şekilde elde edeceğiniz ıhlamurla kırışıklıklara masaj yaparsanız iyi sonuç alacaksınız.

  • Havalar limoni kendimi nasıl korumalıyım ?

    Havalar limoni kendimi nasıl korumalıyım ?

    Baştan söyleyelim, çocuklar da bayılıyor, büyükler de!

    İşte size mandalina rüyası

    Malzemeler (3 kişilik)

    • 8 orta boy mandalina
    • 1 cm kadar soyulmuş taze zencefil,
    • 1 olgun muz
    • Dilerseniz dilediğiniz kadar buz

    Yapılışı:

    1. Tüm malzeme soyulup dilimlenerek hızlı bir blenderda iyice karıştırıldıktan sonra süzülmeden servis yapılır.
    2. Mandalina rüyanızı içerken her yudumunuzun doğanın sunduğu besinleri %100 canlı olarak içerdiğini ve bunların vücudunuzun canına can katacak tam şifa olduğunu hatırlayın.

    kundo

  • Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, “Soğuk algınlığı, üst solunum yollarında virüs türü mikropların neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur.” dedi.

    Soğuk algınlığından burun, boğaz, kulaklar, östaki tüpü, nefes borusu, ses telleri ve akciğerlerin etkilendiğine değinen Haliloğlu, “Soğuk algınlığı en çok okul çağı çocuklarında görülür ve sıklığı yaşla azalır” dedi.

    Soğuk algınlığının ilk belirtileri genellikle boğazda takılma hissi, burun akıntısı ve hapşırık.

    Çocuklarda ise boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, ateş, halsizlik, kas ağrıları ve iştahsızlık da görülebilir.

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, henüz soğuk algınlığına kesin etkili bir aşı bulunamadığını anlattı:

    Soğuk algınlığına yakalanmamak için, hastalık belirtileri olan kişilerle hastalığın ilk ikinci ve dördüncü günleri arasında temas edilmemesi gerekir. Ancak, çoğu zaman bu mümkün değildir. Soğuk algınlığına yakalanan kişiler, henüz hasta olduklarını anlamadan bulaştırıcı döneme girmiş olurlar.

    Soğuk algınlığına yakalanan çocuklar, özellikle burun temizliğinden sonra olmak üzere sık sık ellerini yıkamalı, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burunlarını kapamalıdırlar.

    Soğuk algınlığı genellikle 7 ile 14 gün arasında iyileşir. Bazen sinüzit, orta kulak iltihabı, larenjit veya bronşit gibi komplikasyonlar nedeniyle hastalığın seyri uzayabilir.

    Haliloğlu, soğuk algınlığının düzelmesinin zamana bağlı olduğunu açıkladı:

    Bu süre içinde, hastanın istirahat etmesi ve bol sıvı gıda alması (su, meyve suları gibi) gerekir. Genellikle ağrı kesici, dekonjestan ve allerji karşıtı maddeler içeren soğuk algınlığı ilaçları, hastalığı iyileştirmezler; sadece kas ağrısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilirler.

    Boğaz ağrısının şiddetlenmesi ve uzun sürmesi, öksürükle koyu balgam gelmesi veya öksürüğün 10 günden uzun sürmesi, 38 derece üzerinde ve birkaç günden uzun süren ateş olması, göğüs ağrısı, sık nefes alma, yutma güçlüğü, sıvı gıda alamama, kulak ağrısı, boyunda ağrılı şişlikler, dudak, deri veya tırnaklarında morarma belirtilerinden herhangi birinin görülmesi halinde doktora başvurulması gerekmektedir.

    Soğuk algınlığından korunmak için bunları yapın:

    Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.

    Dengeli beslenin. Meyve sebze ağırlıklı beslenin, fazla et tüketmeyin.

    Hastalık riski yüksekse bol bol C vitamini alın. (Örneğin her gün 2 kivi, 1 greyfurt, 1 yeşil biber veya 2 kaşık lahana turşusu yemek gibi)

    Hareket edin ve soğuğa karşı vücudunuzun dayanıklı olmasını sağlayın. (Yüzmek,saunaya gitmek, soğuk duş almak, temiz havada yürüyüş yapmak, değişik spor faaliyetleri)

    Oda havasını iyileştirin. Hava nemlendiricileri kullanın veya saksı çiçeklerini temin edin. Odayı aşırı ısıtmayın, düzenli olarak havalandırın.

    Hava cereyanının oluşmamasına dikkat edin.

    Virüslerden korunun.

    Soğuk algınlığı dönemlerinden kalabalık ortamlarda, kapalı mekanlarda bulunmayın. Hasta insanlarla öpüşmeyin, 1.5 metreden fazla yaklaşmayın.

    Ellerinizi düzenli yıkayın.

    Çok kalın veya ince giysiler giymeyin. Havaya göre giyinin.

    Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Her gün düzenli olarak dinlenin. Gevşeme egzersizleri yapın.

  • Soğuk algınlığını geçirmenin 4 süper etkili yolu

    Soğuk algınlığını geçirmenin 4 süper etkili yolu

    Sonbahar yılın muhteşem bir mevsimi, hafif üşümek güzel bir his. Hele onca sıcaktan sonra.Sıcak çorbaların, bitki çaylarının ve güzel yürüyüşlerin zamanı.

    Eğer sonbaharı soğuk algınlığı ile karşıladıysanız, iyileşmeniz için işte size tavsiyelerimiz:

    1. BOL BOL SU İÇİN Hastayken yemek içmek hiç cazip gelmeyebilir ama susuz kalmadığınızdan emin olun-hele ateşiniz varsa.2. BİR SAAT FAZLA UYUYUN. HATTA BELKİ İKİ. Hastayken dinlenmeye vaktiniz olmamış olabilir. Gece erken yattığınıza, sabah uyanıp gerindiğinizde, çok memnun olacaksınız.

    3.BİR İÇECEK TARİFİ: “MUHAFIZ” İÇİN, İÇİRİN.

    1 su bardağı böğürtlen (dondurulmuş da olabilir)
    • Yarım su bardağı brokoli
    • 4-6 yaprak taze nane
    • Yarım taze sıkılmış limon suyu
    • 1 orta boy bardak içme suyu (250 ml)

    Yapılışı: 

    1. Tüm malzemeler hızlı bir blendera atılarak iyice karıştırılır.
    2. Üzerine bir kaç tane böğürtlen eklenerek servis yapılır.
    3. “MUHAFIZ”‘ınızı içerken her yudumunuzun doğanın sunduğu besinleri %100 canlı olarak içerdiğini ve bunların vücudunuzun canına can katacak tam şifa olduğunu hatırlayın.

    4.KOMBU ÇAYI İÇİN Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.

    Soğukalgınlığınız varsa, çabucak iyileşmenizi, yoksa yukarıdakileri uygulayarak bu sezon mümkünse kendisi ile hiç tanışmamanızı dileriz:)

    Kundo

    Soğuk alğınlığını geçirmenin 4 süper etkili yolu
    Soğuk alğınlığını geçirmenin 4 süper etkili yolu