Etiket: sivrice

  • Yeni Keşifler: Sivrice Assos

    Yeni Keşifler: Sivrice Assos

    Bahar geldi, artık gezme zamanı. Doğa, yürüyüş, yeni yerler, yeni keşifler için yepyeni bir rota. Sivrice Assos !

    Yeni Keşifler: Sivrice Assos

    Kuzey Ege’deki pek çok tatil yöresinin tersine Sivrice pek fazla bilinmez tatilciler arasında. Oysa Asos’un hemen yakınındaki bu ufak köy, doğayla baş başa, kalabalıklardan uzak sessiz ve sakin tatil isteyenler için bulunmaz bir kaçış noktasıdır. Zeytin ağaçlarıyla kaplı yamaçları, tertemiz billur denizi, kuş sesleri, çayırlarda otlayan koyun sürüleri size tam da doğanın kalbinde olduğunuzu hissettirir hemen.

    Yeni Keşifler: Sivrice Assos | 1

    Adını Ege Denizi’ne doğru sipsivri bir burun gibi uzanan görünümünden alır. Burnun en ucunda eski Sivrice Feneri vardır, her iki tarafında ise doğal plajlar. Karşıdaki Midilli Adası ise elle tutulacak kadar yakın!  Kıyısında ufak bir balıkçı barınağı, şirin kır lokantaları ve pansiyonlar yer alır. Gündüz önünden denize girilebilen bu lokantalarda, akşam üzerileri taze balık ve rakıyla eşsiz gün batımları yaşanır. Sayıca az olan butik oteller ise genellikle kıyının yoğunluğundan biraz uzakta yamaçlarda konumlanmıştır. Bunların en bilineni, büyük yemyeşil bir arazinin içinde yer alan Terra Zoe Otel konuklarına gözlerden ırak konaklama imkanı sunuyor.

    Çevrede gezilecek yer çok, yürüyüş meraklıları için ise manzaralı rotalar var. Assos antik kentini de barındıran, eski taş evleriyle Behramkale köyü, Assos antik limanı, Gülpınar’daki Apollon Smintheus, Türkiye’nin en batı ucundaki, tarihi Osmanlı kalesi ve taze balığıyla ünlü Babakale köyü, Kaz Dağları’ndaki özgün taş yapılarıyla anılan Adatepe ve Yeşilyurt ve rengarenk yaşamlarıyla yörük köyleri bunların başlıcaları. Biraz daha uzağa giderim diyenler için ise Bozcaada, Çanakkale ve Troya (Truva) 1-2 saatlik mesafede.

    Yeni Keşifler: Sivrice Assos | 2

    Nasıl Gidilir ?

    Sivrice, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olup Assos‘a 10 km mesafededir. İstanbul yönünden özel araçla Çanakkale üzerinden veya Balıkesir üzerinden Assos’a ulaşılır önce, ordan da Gülpınar yönüne devam edilip Bektaş köyünden 3 km aşağıya kıyıya inilir. Yenikapı-Bandırma feribotu ile gelenler Çan üzerinden 3,5 saatlik bir yolculukla Sivrice’ye ulaşabilir. İzmir yönünden gelenler ise Ayvalık-Edremit-Assos güzergahını izlerler.

    Otobüs yolculuğu yapanlar için son durak Ayvacık ilçesidir. Ordan minibüslerle veya taksi ile ulaşım sağlanır. 

    Hava yoluyla gelmek isteyenler için ise en yakın nokta Edremit Koca Seyit Havaalanı’dır. Edremit’ten sonra araba kiralanarak Küçükkuyu-Asos yoluyla veya otobüsle Ayvacık’a gelinebilir. Bazı havayolları ise Küçükkuyu veya Ayvacık’a kadar servis hizmeti veriyor.

  • Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020

    Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020

    Ayvacık Panayırı ! Bizim köydekilerin söylediğine göre hiç değişmezmiş, panayır zamanı yağmur yağarmış mutlaka! Yaşlılardan biri “panayırın bereketi bu” dedi …

    Ayvacık Panayırı

    Bu yıl da öyle oldu! gene yağdı yağmur ama panayırın neşesini kaçıramadı! Ayvacık panayırı ne zaman 2020 Her yıl Mayıs’ın 26’sında kasabanın hemen dışındaki büyük alanda kurulan Ayvacık (Çanakkale) Panayırı’ndan söz ediyorum. Çok eskilere dayanan panayır geleneği hala sürüyor buralarda. Yılda bir kez kurulan, hem alışveriş hem de eğlence imkanı sunan bu çok renkli panayırı eskiden beri  Ayvacık ve Assos civar köylüleri hele de çocuklar iple çekerlermiş.  Büyükler bir yıllık ihtiyaçlarını karşılamak üzere alışveriş yaparken çocuklar salıncak kuyruğuna girermiş. Çoban kepeneği, hayvanlar için çanlar-renkli boncuklar, urganlar, sepetler, kuş kafesleri, halı ve giysi başta olmak üzere hepsi de el yapımı ürünler satılırmış. Oğlan çocukları düdük almak için sabırsızlanırken pazara götürülmeyen çocuklar sabırsızca simit ve şeker yolu gözlermiş evde, birde günlerce anlatılacak panayır hikayelerini ama en çok da macuncunun eve getirilemeyen leziz rengarenk macunlarını.

    Sivrice’de pek çok kişiyi panayır heyecanı sarmıştı gene. Biz de oteldeki ( www.terrazoe.com) bazı konuklarla birlikte şemsiyeler elimizde gittik panayıra. Geçmişten bugüne çok şey değişmişse de Ayvacık Panayırı hala çok renkli hala çocuksu bir uçarılığa davetkar. El yapması ürünlerin çoğu artık bulunmuyor, her şey fabrikasyon ama ihtiyaç karşılıyor… adeta açık hava AVM’si, iğneden ipliğe ne ararsan var: mutfak eşyaları, plastik leğenler, giysiler, iç çamaşırları, makine halıları, kumaşlar, oyuncakçılar ve bir de yörede süre gelen hayvancılık nedeniyle hala aslı bozulmamış olan çanlar, cam boncuklar, yün urganlar. Günün sürprizi ise yöre köylerdeki sandıklardan toplanmış çok eski el işlemeli yastıklar, örtüler ve giysilerin satıldığı tezgah. Beraberimizdeki Alman konukları da görünce coşuyor satıcı kadın ve torbalardaki sergilenmeyen ürünleri de açıyor; hem gözümüz hem gönlümüz bayram ediyor bu eskiye, yaşanmışlığa, en çok da emeğe dair parçaları görünce.

    Alışveriş bölümünden eğlence bölümüne doğru seğirtiyoruz. Lunapark kurulmuş,  çocuklar neşeyle koşturuyor; niyetçi, küçüklere tavşan yavrularını sevdirip büyüklere niyet çektiriyor; öte tarafta kaleye geçmiş şortlu roman kızlarına şut çekiyor yöre delikanlıları sigara kazanmak için. Macuncu hala var pirinç kenarlı cam tablasıyla ama macunların renkleri hiç çocukluğumuzdaki gibi değil günümüzdeki yapay boyalar böyle boyuyor şekeri belki de!! İlerideki tezgahta taze saray helvası satılıyor; önündeki masada dört genç adam ellerindeki şeker, tereyağı  ve undan oluşan helva hamurunu yün ipliği sarar gibi çekiştirip döndürüyorlar ta ki helva son halini alana kadar. Yaklaşıp bir parça “şeker yününü”  arsızca ağzıma atıyorum,  helva ustaları gülüşürken tereyağının eşsiz lezzeti başımı döndürüyor.  Ustalar helva çekmeyi sürdürürken bu “leziz gösteriyi” hayranlıkla seyrediyoruz hepimiz.

    Akşam olmaya başladı, panayır alanı ışık, ses ve insan seli şimdi. Sırada panayırın geçmişten bugüne değişmeden kalmış en” lezzetli”  geleneği oğlak çevirme var. Eskiden en çok da oğlak çevirme için giderlermiş panayıra erkekler. Nar gibi kızarmış oğlak eti yiyip içki içerek kutlarlarmış baharı, gün ışıyana kadar sürermiş eğlence. Büyük çadırlardan birindeki masalara oturduk bizde; odun kömüründe pişen oğlağın kokusu dolduruyor çadırın içini. Ramazana’a denk geldiği için içki yok ama oğlak eti hala çok lezzetli.

    Artık köyümüze dönme vakti; ellerimizde alışveriş torbaları damağımızda oğlağın kömür ateşiyle buluşmuş efsane tadı, içimizde çocuksu bir neşe. Yağmur yeniden başladı! kimin umurunda….

    Ayvacık Panayırı
    Ayvacık Panayırı
    Ayvacık Panayırı
    Ayvacık Panayırı
    Ayvacık Panayırı
    Ayvacık Panayırı Assos

    Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020 | 3 Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020 | 4 Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020 | 5 Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020 | 6 Ayvacık Panayırı Ne Zaman Başlıyor 2020 | 7

  • Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar!

    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar!

    Terra Zoe Otel’in ( Assos) türlü bitki ve ağacın yetiştiği büyük arazisinde papatya ve gelincik öbeklerine basmamaya çalışarak yürüyorum. Her yer yeşile kesmiş; sadece otelin bahçesi değil tüm çevre, yamaçlardan denize kadar uzanan tarlalar, hatta kumsal türlü renkte yabani çiçeklerle şenlenmiş. Koyun ve keçi sürüleri baharın leziz taze otlarıyla bayram ediyor. Doğada rengarenk bir yaşama sevinci…

    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar! | 8
    Papatya

    Kaz Dağları ve çevresi, Anadolu’nun diğer pek çok yöresi gibi bitki çeşitliliği bakımından çok zengin. Küçücük bir toprak parçasında bile biraz dikkatle baktığınızda ne çok değişik bitkinin yetiştiğini görebilirsiniz. Toprak yüzeyini bir halı gibi kaplayan otsu bitkilerin içinde albenili çiçekleri olanlar en çok dikkat çekenler. Nisan – Mayıs aylarının güneşli, ılık ve nemli günlerinde neşeyle serpilen gelincikler (Papaver rhoeas) hem gönlümüze hem damağımıza dokunuyor. Kan kırmızısı taçyapraklarından şerbet yapıyoruz konuklara sunmak için. Çeşit çeşit papatyalar rüzgarda nazlı nazlı sallanıyor. Diğerlerine göre daha küçük çiçekleri olan Mayıs papatyaları (Matricaria chamomilla)her yerde, ama özellikle de yol kenarlarında boy gösteriyor bu yörede. Şifalı özelliği nedeniyle “tıbbi papatya” da denen bu papatya çeşidi mide gazlarına ve spazma iyi geldiği gibi, yatıştırıcı ve rahatlatıcı etkisi nedeniyle kullanılıyor. Bu nedenle kırlara papatya toplamaya çıkıyoruz. Zahmetli ama bir o kadar da zevkli bir iş bu; önce tek tek çiçekleri topluyoruz, sonra havadar ama gölgeli bir yerde kurutuyoruz minik hazinemizi bitki çayı yapmak üzere.

    Doğanın koynunda uyuyan güzel Terra Zoe için Tıklayın !

    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar! | 9
    Yabani şebboy

    Aşağılara deniz kıyısına doğru inildiğinde kumluk ve taşlık yerlere yayılmış pembe-mor çiçekli kumul bitkileri göz alıyor. Pembe çiçekli yabani şebboy ( Mathiola tricuspidata) çok güzel kokuyor. Kumsalın üstüne mor bir halı gibi yayılan deniz lavantası ( Limonium sinuatum) kuruduğunda bile ayni kalan mor çiçekleri nedeniyle bu yöredeki evlerin çoğunda süs olarak kullanılıyor. Kumulların nadide çiçeklerinden soğanlı bir bitki olan kum zambağı (Pancratium maritimum) ise zambak benzeri iri beyaz çiçekleriyle çok alımlı; ancak soğanları kontrolsüzce söküldüğü için tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu bitkinin korunması gerekiyor.

    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar! | 10
    Gelincik

    Buralarda baharın en göz alıcı bitkilerinden biri de zeytin tarlalarının içinde veya boş yamaçlarda sarı öbekler halinde yetişen çalımsı katırtırnağı (Spartium junceum) bitkisidir. Koyu yeşil renkli ince odunsu dallara mücevher gibi dizilen hoş kokulu parlak sarı çiçekleri vardır. Otelin girişindeki vazoya koyduğumuz koca bir demet katırtırnağı yaydığı kokuyla başımızı döndürüyor. Bir diğer sarı çiçekli bitki ise 2 m’ye varan uzunlukta, dereotuna benzeyen ince yaprakları olan çakşır otudur ( Ferula communis); aslında zehirli bir bitki olmasına rağmen çeşitli etkileri nedeniyle halk tıbbında kullanılır.  Başka bir zehirli bitki olan yılanyastığı (Arum ) ise diğer çiçeklere benzemeyen koyu bordo renkli ilginç çiçekler açar.

    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar! | 11
    Yılanyastığı

    Bu yazıya sığdıramayacağımız daha pek çok bitki mini minnacık sarı, mavi, pembe, kırmızı, eflatun renkli çiçekleriyle kırları şenlendiriyor. Hoşgeldin bahar…

    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar! | 12
    Çeven otu
    Sağım Solum, Önüm Arkam Bahar! | 13
    Katır tırnagı
  • Doğanın koynunda uyuyan güzel Terra Zoe

    Doğanın koynunda uyuyan güzel Terra Zoe

    Assos yakınlarındaki Sivrice Koyu’na tepeden bakan zeytin ve pırnal ağaçlarıyla kaplı büyük bir bahçenin kalbinde yer alır Terra Zoe Otel. Yamaçlarından esen rüzgar önce Ege’nin “deli mavisine”, ardından karşıdaki Lesvos’a ( Midilli Adası) ulaşıp selam götürür bu yakadan her gün usanmadan.

    Toplam 7 odalı bu küçük otel, çevresinde hiç bir yapılaşmanın olmadığı 8 dönümlük bir arazinin içinde nilüfer göletleri, lavantaları ve manzaralı çayır teraslarıyla daha ilk adımda büyülüyor konuklarını. Gündüzleri ardına kadar açık kocaman bir tahta kapıdan içeri girip etrafı çiçeklerle bezeli merdivenlerinden yukarıya ana binaya doğru yöneldiğinizde gürültücü ağustos böcekleri ve kuş cıvıltılarıyla karşılanırsınız önce. Ardından kendi yaptıkları buz gibi bir “hoş geldin” içkisiyle ( bahçenin eriğinden erik suyu veya tarifi saklı portakallı limonata) karşılar otel çalışanları sizi yüzlerindeki kocaman gülümsemeyi hiç eksik etmeden.

    terrazoe_manzara

    İlk sahibinin mimar olması nedeniyle çok güzel düşünülüp düzenlenmiş bu büyük yamaç arazideki otel, önceleri “Kaldera” adıyla hizmet vermiş sonrasında uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan bir Amerikalı’ya satılıp Terra Zoe adını almış ayni kişinin Sultanahmet’deki kardeş Empre Zoe Otel’ine çağrışım yapması için. İlk sahiplerince dikilen ağaçlar yıllar içinde büyüyüp orman olmuş. Kahvaltı terasının üstünü kaplayan mor salkımların gövdeleri kıvrım kıvrım sarılmış demir pergolaya sanki bir daha hiç sökülmemecesine zamana direnerek.

    Odaların çoğu ana binada, iki bağımsız taş oda ise bahçede yer alıyor. Çoğu deniz manzaralı balkonlu ve teraslı odalar çift kişilik ve aile süiti olarak iki ayrı tipte düşünülmüş. Yalın bir zevkle döşenmiş ferah ve aydınlık odalarda istenirse klima da mevcut. Bahçedeki büyük taş oda diğerlerinden farklı olarak zen dokunuşlu dekoruyla ve yer yataklarıyla hoş bir deneyime davet ediyor sizi.

    Zengin türk kahvaltısında her gün kendi mamülleri olan farklı bir çeşit ( poğaça, pişi, içli börek, zeytinyağlı sarma, mücver vb) ikram ediyorlar. Hem sahibesinin hem de işletmecilerinin hassasiyeti nedeniyle kahvaltıda sunulan sebzeler ve otlar otelin bahçesinden, orda yetişmeyenler ise büyük market zincirlerinden değil çevredeki küçük üreticilerden. Reçeller her daim taze, yeni yapılmış mis gibi. Plastik şişede su satmıyorlar, kendi bahçelerinden çıkan suyu filtre edip sunuyorlar konuklarına, bittikçe dolduruyorlar odalardaki sürahileri.

    terrazoe_assos_otelleri

    Deniz için 900 m kadar aşağıda ıssız bir koyda sizi bekleyen özel bir plaja yönlendiriliyorsunuz. Zeytin ağaçları, çakıllı kumsalı ve billurdan sularıyla bu özel plaj-bahçe sadece Terra Zoe konuklarına açık. Dilerseniz gün boyu ağaçların gölgelediği şezlongunuzda uzanıp sadece yüzme molaları verirsiniz bu tarifsiz tembelliğe. Plaj keyfi yerine çevreyi gezip tanımak isteyenler için Assos (Behramkale), Apollon Smintheus Tapınağı, balıkçı limanı Babakale, taş evleriyle güzelim yöre köyleri ve hatta günübirlik gezilere niyetlenenler için Troya, Bozcaada ve Kaz Dağları var.

    Akşam olduğunda ise bu saklı bahçede elinizde bir kadeh, gecenin koyu karanlığında mücevherler gibi pırıldayan yıldızlara dalıp gökyüzünde kaybolur gidersiniz.

    Terra Zoe Otel, işletmecilerinin deyimiyle büyük kentlerin “yorgun ruhları” için yeşilden bir sığınak…