Etiket: sivilce

  • Hangi meyve hangi cilde iyi gelir?

    Hangi meyve hangi cilde iyi gelir?

    Her meyve her cilde uygun değildir, o yüzden cilt tipinizi bilmeden her meyveden peeling ya da maske gibi uygulamalar yapmayın diyen Uzman Estetisyen Filiz Çekin, cilt tipine göre meyve maskelerini açıklıyor.

    Akşam’da yer alan habere göre akneli ciltler için kesinlikle olmazsa olmazımız Kil’dir. Kil insanlığın başına gelen en mucizevi güzellik ürünlerinden biri ve yalnızca araç gereç-malzeme olarak değil, güzellik ürünü olarak da kullanılmış tarih boyunca. Kil bildiğiniz gibi mineral açısından inanılmaz zengin bir doğal kaynak.

    KURU CİLTLER İÇİN OLMAZSA OLMAZIMIZ AVAKADO

    Eğer kuru bir cildiniz varsa ihtiyacı olan tek şey nemdir. Nem açısından çok fakir olan ciltler ancak kuruyabilir..%75’i doymamış yağlardan oluşuşan avokado meyvesinin. B,E,K vitaminlerinin depo edildiği bir meyve ve muza göre %35 daha fazla potasyum içeriyor. Yemesi maskesini yapmaktan daha sağlıklı yani. Bal ve tarçınla tatlandırarak damak tadınıza uygun bir hale getirebilirsiniz. yarım avokadoyu püre haline getirip bir çay kaşığı zeytin yağı ve bir tatlı kaşığı balla karıştırın ve 15 dakika bekletin cildinizde. Haftada bir veya on günde bir yaparsanız gerçekten farkı göreceksiniz. Aynı maskeyi saçlara da kullanabilirsiniz..

    PEKİ YAĞLI CİLTLER İÇİN HANGİ MEYVE?

    Yapmamız gereken şey öncelikle cilde ihtiyacı olan nemi kesinlikle vermek. Kadınların en büyük yanlışlarından bir tanesi de ‘benim cildim zaten yağlı ve nemlendirmeme gerek yok’ diye düşünmeleridir diyen Uzman Estetisyen Filiz Çekin, bu düşüncenin çok yanlış olduğunu vurguluyor.

    Dermatoloğunuza danışarak veya güvendiğiniz herhangi bir cilt bakım markasının satış danışmanına danışarak, cilt tipinize uygun hafif formüllü bir nemlendirici edinin kesinlikle. Vereceğimiz ikinci tüyo ise bol bol su içmek olacaktır. Gerçi cildinizin türü, yağ dengesi kuruluğu nasıl olursa olsun, bol su içmek sağlıklı cildin olmazsa olmaz ilacıdır. Peki yağlı cildin meyvesi nedir? Elbette limondur. Limon fazlaca asidik bir meyve. Çok fazla kullanılırsa ciltte problemlere yol açabilir ama yağlı cilde haftada bir tonik yapılırsa inanılmaz faydalı oluyor. Ayrıca gözenekleri de sıkılaştırıyor.

  • Fraksiyonel lazer kullanım alanları nedir?

    Fraksiyonel lazer kullanım alanları nedir?

    Fraksiyonel lazer yüksek enerjiyi cilde sütunlar şeklinde ileten gelişmiş bir lazer sistemidir. Bu yöntemde küçük hasar bölgelerinin çevresinde sağlam doku kalır, bu bölgeler hızla iyileşmeyi gerçekleştirir. Fraksiyonel lazer sistemi, uygulanan bölgede oluşturduğu ısı ve pıhtılaşma nedeniyle doğal yara iyileşmesini ve kolajen sentezini tetikler, yeni ve sağlıklı doku oluşumunu sağlar. Yani kolajen şeritlerin sıkılaşması sağlanırken bunu izleyen kolajen üretimi de artar. Sonuç olarak, daha taze bir cilt görünümü ve sıkılaşma elde edilir. En önemlisi de iz, leke, çatlak ve kırışıklarda belirgin azalma sağlamasıdır.

    Daha önceleri lazerle iz giderme ve cilt gençleştirme işlemleri için gereken dozdaki enerji, istenmeyen etkiler nedeniyle hastaya uygulanamıyordu. Fraksiyonel lazer sisteminin gelişmesiyle yüksek doz enerjinin kişiye rahatsızlık vermeden uygulanabilmesi mümkün oldu. Bu uygulama yüz, sırt ve göğüste oluşan akne (sivilce) izleri veya çukurları; yara, yanık izleri, deri çatlamalarında en güçlü ve en etkili tedavi yöntemidir.

    Kliniğimizde bu sisteme dahil olan karbondioksit fraksiyonel lazer tipi ile uygulama yapılmaktadır.

    Kullanılma yerleri

    Cilt yenileme ve yüz gençleştirme

    Karbondioksit fraksiyonel lazer cildin en üst tabakasında uygulama yapılan alanın toparlamasını ve sıkılaşmasını sağlar. Yüz, göz kapakları, boyun ve dekolte bölgelerindeki kırışıklık ve çizgilerin giderilmesinde en etkili yöntemdir.

    Bu uygulama, derinin üst tabakasının kontrollü bir şekilde soyulmasını; yaşlanmış, hasarlanmış deri yüzeyinin yerini yeni ve pürüzsüz bir cilde bırakmasını sağlar. Cildin geniş gözenekli ve kaba görünümü giderilir, yüzde daha genç bir görünüm elde edilir. Yüz kırışıklıkları cilt yenileme işlemi ile de yok edilebilmekle beraber, özellikle güneşin dudak ve göz etrafında oluşturduğu kırışıklıklarda en iyi tedavi şekillerinden biridir.

    Çatlak tedavisi

    Çatlaklar, cilt ve cilt altı dokunun yırtığı, yani bir çeşit izidir. İzler gibi çatlağın da tam tedavisi yoktur, ancak fraksiyonel lazer ile çatlakların belirginliği 5-6 seans süresinde önemli oranda azaltılabilir. Bu uygulama gebelik sonrası çatlak tedavisinde de kullanılır.

    Akne izlerinin tedavisi

    Yüzeyel akne izleri: Cildin üst tabakasını etkileyen izlerdir. Bu izler özellikle sivilce tedavisi sonrası oluşur ve kızarıklık zemininde hafif çukurlar veya çökmeler şeklinde görülür. Yüzeyel ve iyileşmeyen sivilce izlerinin tedavisi karbondioksit fraksiyonel lazer ile mümkündür.

    Derin akne izleri: Deri üzerinde delinmiş gibi, yuvarlak veya oval şekilli ya da çukur şeklinde akne izleri olabilir. Genellikle derin olan bu çeşit sivilce izleri, cildin üst tabakasının alt tabakalar tarafından içeriye doğru çekilmesinden kaynaklanır. Tedavisi en zor olan bu tip akne izlerinde karbondioksit fraksiyonel lazer ile büyük oranda iyileşme gözlemlenir.

    Leke tedavisi

    Leke tedavisi zaman alır ve tedavi başarısında lekenin türü de önemlidir. Güneşe maruziyet, lekeleri tetikleyen önemli bir etkendir. Karbondioksit lazer ile güneş, gebelik ve yaşlılık lekeleri büyük ölçüde tedavi edilebilir.

    İz tedavisi

    Her türlü yaralanma ciltte çeşitli derecelerde ize neden olur. Bu lazer sistemi iz bölgesindeki dokuyu her seansta yavaş yavaş eriterek yaranın hemen yanındaki yeni ve sorunsuz cilt dokusunun burayı tamir etmesini sağlar. İz her seansta küçülerek en azından kozmetik olarak kabul edilebilir bir hale gelir. Küçük izler tamamen kaybolabilir. İz tedavilerinde bu lazerler en az yan etki ve en hızlı iyileşme süresi nedeniyle dünyada çok tercih edilen sistemdir.

    Cildin hazırlanması

    Hasta uygulama öncesi güneş ve solaryumdan bir ay uzak kalmalıdır. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen aspirin, heparin gibi ilaçlar, tetrasiklin, naproksen, östrojen, progesteron, doğum kontrol hapları, klorokin gibi ışığa duyarlılığa neden olan ilaçlar alınmamalıdır. Uygulama öncesinde cildi aşındırıcı dermabrazyon ve peeling gibi tedaviler veya cilt germe operasyonu uygulanmışsa mutlaka belirtilmelidir. Hastada geçmişte uçuk öyküsü var ise mutlaka uygulama öncesinde ilaç almalıdır.

    Fraksiyonel lazer dokunun doğal yara iyileşmesini ve kolajen sentezini tetikleyerek işlev görür. Kolajen sentezi için ise aynı zamanda bazı bakım maddeleri gereklidir. Lazer uygulaması öncesinde yaklaşık 1 hafta kadar cildin medikal ürünler ve güneş koruyucuyla birlikte bakımı, iyileşme sürecinin hızlandırılması ve daha iyi sonuç alınması açısından önerilir.

    Uygulama ve sonrası

    İşlem öncesine anestezik kremlerle cilt uygulamaya hazırlanır. İşlem sırasında hafif bir yanma hissi olur, sonrasında uygulama yapılan bölgede kızarıklık ve hassasiyet oluşur. İşlemin yapıldığı gün ve ertesinde ciltte kızarıklık olur, 3. ve 4. günlerde hafif bir kabuklanma görülür. Bu süreden sonra kişi normal hayatına geri dönebilir.

    Bu dört günlük dönemde hastaların yara iyileşmesini hızlandıran kremler ve güneş koruyucu kullanması önerilir. Probleme göre tedavi 3-6 defa, 4 veya 5 hafta aralıklarla tekrarlanabilir.

    Uzm. Dr. Mukaddes ÖZCAN

  • Sivilceler ne anlama geliyor?

    Sivilceler ne anlama geliyor?

    Sivilceler ne anlama geliyor? Yüzünüzün belli yerlerinde çıkan sivilceler, ne tür bir rahatsızlığınız olduğunu anlamada önemli sağlık sinyalleri veriyor olabilirler.

    Sivilceler ne anlama geliyor?

    Her zaman yüzünüzün belli alanlarında çıkan sivilcelerin neye işaret ettiğini ve neden çıktığını hiç düşündünüz mü? Yüzünüzü sağlığınızı yansıtan bir ayna olarak düşünerek vücudunuzun verdiği sağlık sinyallerini bu şekilde anlayabilirsiniz.
    İşte yüzünüzün belli bölgelerinde çıkan sivilcelerin sağlığınız hakkında verdiği işaretler…
    İki kaşın ortasında çıkan sivilce(karaciğer problemi):
    Bu alanda çıkan sivilceler, karaciğerdeki yağlanmaya işaret ediyor olabilir. Aynı zamanda bu alanda çıkan sivilce, vücudunuzda alerjik problemler olduğunun sinyallerini veriyor olabilir. Bu nedenle, beslenmenize dikkat etmeniz gerekir. Alkollü içecekler ve yağlı yiyeceklerden kaçınmanız gerekir.
    Göz kenarında çıkan sivilceler(dehidrasyon sinyalleri):
    Aşırı sıvı kaybına işaret eder. Bol su içmeli ve sıvı gıdalar tüketmelisiniz.
    Burnun üzerinde çıkan sivilceler(kalp rahatsızlıkları):
    Burnun üzerinde sürekli çıkan sivilceler, kalp rahatsızlığına işaret ediyor olabilir. Kan basıncınızı kontrol ettirmeli baharatlı yiyeceklerden kaçınmalısınız.
    Kaşın üzerinde çıkan sivilceler(solunum sistemi hastalıkları):
    Alerji problemi olan kişilerde genellikle bu alanlarda sivilce çıkar. Bu durumda ağırlıklı olarak taze meyve sebze tüketmeli, şeker ve kafeinden uzak durmanız gerekmektedir.
    Boyun kısmında çıkan sivilce( virüs ve bakteriyel hastalıklar):
    Bu bölgede çıkan sivilceler, vücudunuzun virüslerle mücadele ettiğini gösteriyor olabilir.yeterli uyku almak ve rahatlatıcı bir takım aktiviteler yapmak faydalı olacaktır.
    Çenede  sivilceler( hormonal hastalıklar):
    Bu bölgede çıkan sivilceler stres ve hormonal değişikliklere işaret edebilir. Stres faktörünü hayatınızdan uzaklaştırmaya çalışın ve her zaman cildinizi temiz tutmaya özen gösterin.
  • Akne izlerinin tedavisi nasıl yapılır?

    Akne izlerinin tedavisi nasıl yapılır?

    Aslında her akne (sivilce) iz bırakmaz. Akneler; kistik akne dediğimiz, derin yerleşimli olduğunda, koparılıp çok oynandığında iz bırakabilir. Roaccutane ve muadili ilaçlar kullanmak özellikle ciddi akne şikayeti olan kişilerde en iyi tedavi seçeneği olmasına karşın, cildin iyileşme kapasitesini azaltırlar bu nedenle bu tür ilaç kullanıldığı sürede çıkan sivilcelerinde iz bırakma ihtimalleri daha fazladır.

    Aknelere bağlı izler leke veya çukurlar şeklinde olabilir. Lekelerin tedavi daha kolaydır ve tam olarak geçebilirler. Fakat, çukurlar şeklinde izleri tedavisi daha zordur ve ne yazık ki her zaman tam olarak tedavi edilemezler.

    Akneden sonra oluşmuş leke şeklindeki izleri tedavi etmek için, peeling, lazer ve ilaç tedavileri yapılabilir. Derin çukur şeklindeki izleri, normal cilt haline getirmek şu an ki teknoloji ile dünyanın hiçbir yerinde mümkün değildir. Fakat tedaviler ile, izlerin normal cilde yaklaştırarak daha az görünür hale getirebiliriz. Bunun için yapılabilecek tedavilerin bazıları şunlardır;

    KİMYASAL PEELİNG;

    Uygulanması en kolay tedavi olduğu için sık kullanılır. Kimyasal solüsyonlar ile cildin üst tabakasının soyulması işlemidir. Glikonik asit, TCA (triklor asetik Asit), salisilik asit ve jesner solusyonu kullanılabilir. Kimyasal peeling yüzeysel bir işlemdir, lekeler de iyi sonuçlar verir fakat çukurları tam olarak düzeltmeye gücü yetmez. Aynı zamanda cildin daha parlak daha sağlıklı görünmesini sağlar. Güneşle birlikte kimyasal peeling kendisi leke oluşturabilir. Bu nedenle, yazın yapılmaz yalnızca kışın yapılır işlemden sonra güneş koruyucu kullanmak gerekmektedir.

    PRP ;

    Kişinin kendinden alınan kanın, santifüj işleminden geçirilip iyileştirici hücrelerin ayrılıp, tekrar aynı kişiye iğne ile verilme işlemidir. PRP, kolajen miktarını artırır, cilt kalitesinin daha iyi olmasını sağlar.Bu şekilde hem lekelerde hem de çukurlarda bir miktar düzelme sağlar.

    FRAKSİYONEL LAZERLER;

    Cildin içine lazer ile yanık sütunları oluşturur. Lazer cildin, derin katmalarına inebilecek kadar güçlü enerji sağlayabilir. Lazerin oluşturduğu bu hasar iyileşirken, hem cildin üst tabakası atılır, hem de kollajeni artırıp, cildin yenilenmesini sağlar. Böylece leke azalmış olur. Bunun yanında akneye bağlı çukur şeklindeki izler normal cilde yaklaşır, daha az görünür hale gelir. Lazer tedavisi tecrübe gerektiren bir işlemdir, eğer düzgün yapılmazsa ve güneşe dikkat edilmezse, kendisi iz yapar.

    DERMAROLLER;

    Cilde dermaroller veya dermapen denilen cihazlar ile minik delikler açma işlemidir. Bu deliklerden uygun serumların cildin alt tabakalarına inmesi sağlanır. Aynı zamanda delikler iyileşirken, kollejeni artırır. Akneye bağlı çukurları azaltır. Sonrasında cildi nemlendirmek ve güneş koruyucu kullanmak gereklidir.

    DOLGU;

    Dolguda kullanılan madde; Hyalüronik asit’tir. Hyalüronik asit jel kıvamında, bir maddedir ve akne çukurlarını doldurmakta kullanılır. Çukurlar doldurulduğunda normal cilde yaklaşır, daha az görünür hale gelirler. Hyalüronik asit, vücutla uyumlu bir maddedir. Allerjen değildir. Zamanla vücut tarafından emilir ve yok edilir. Bu yüzden kalıcı değildir yaklaşık 8-12 ay içinde geçince yeniden uygulamak gerekir.

    En iyi sonuç kombine tedaviler ile alınır yani bir çok tedaviyi birlikte kullanmak gerekir. Seanslar artıkça sonuç daha iyi olur. Sivilce izlerine bağlı lekeleri geçirerek, çukurlar azaltarak daha iyi bir görünüm elde etmek mümkündür. Yüzdeki bu sivilce izlerini azaltarak, cildin daha iyi görünmesini sağlamak, kişinin özgüvenini artırır. Bu nedenle, akne izlerinden şikayetçi kişilerin tedavi olmaları önerilir.

     

    Uzm. Dr. Fatma YILDIZ

  • Sivilcelerden kurtulmak için öneriler ve maskeler

    Sivilcelerden kurtulmak için öneriler ve maskeler

    Cildinizdeki sivilceler için nelerden korunmalısınız biliyor musunuz? İşte sivilcelerden kurtulmak için öneriler ve maskeler…

    Sivilceler sanılanın aksine daha çok erkeklerde görülür. Cilt gözeneklerinde ve çoğunlukla ergenlik döneminde oluşurlar. Testesteron gibi hormonların foliküler kanaldaki hücreleri keratin üretmeleri için uyarması sonucu, keratin fazla üretildiğinde, cilt gözeneklerini kapayabilir.

    Sivilcelerden kurtulmak için öneriler ve maskeler

    Kızlarda da ergenlik döneminde yine testeron hormonu düzeylerinin artması onları bu duruma yatkın hale getirir. Tamamen doğal bir tedavi yöntemi olan biorezonans ile sivilce tedavisinde başarılı sonuçlar alınabiliyor…

    Sivilcelerden kurtulmak için öneriler ve maskeler | 1

    Sivilcenin başlangıcı testesteron düzeyindeki artışı gösterirken, şiddeti ve ilerleyişi hormonal etkenler, keratin üreten hücreler sebun ve bakteriler arasındaki karmaşık etkileşimler tarafından belirleniyor. Bu sebun kanalı (folikül kanalının) kapanmasıyla bu kanalın arkasında enfeksiyon oluşuyor. Bunu ‘Coryno Bacterium Acnes’ denen bir bakteri yapar. Sivilcelerin kırmızılığı bu bakteri yüzündendir.

    Antibiyotik kullanımı fazla olursa, bu bakteri yok edilse bile bu sefer ‘Candida Albinans’ oluşumu artıyor.  Sivilce tedavisinde beslenmede anahtar olarak şeker, trans yağ asitleri, süt, kızartmalar ve iyottan korunmayı öneriyorum. Beslenmeye eklenecek anahtar besinler ise; krom, A vitamini, E vitamini, selenyum ve çinko.

    Çay ağacı yağı ya da azelaik asit ile lokal tedavi, benzoil peroksit ile benzerlik gösterir ve yan etkisi yoktur. Akneye doğal yöntemlerle yaklaşım, öncelikli olarak hormonal ve lokal işlemlerdir.  Ayrıca şunlar da dikkate alınabilir:

    1.Akneye sebep olacak anabolik steroidler,  kortiko steroidler, doğum kontrol hapları, progesteron, iyodid ve bravid içeren ilaçlar gibi tıbbi tedavilerden korunun.
    2.Mekanik yağlara maruz kalmayın.
    3.Yağlı kremler ya da kozmetik ürünleri kullanmayın.
    4.Yastık kılıflarını renk ve koku içermeyen deterjanlarda yıkayın.
    5.Yüzünüzü günde en az iki defa yıkayarak fazla yağı temizleyin.
    6.Besin destekleri olarak günde 200-400 mg krom, günlük 2500 iu kadar A vitamini (hamilelerde 5000 iu),  günlük 400 iu E vitamini, günlük 200 mg selenyum, günlük 45-60 mg çinko, günde 3 defa 25 mg B6 vitamini alınabilir.

    Mevcut sivilceleri ortadan kaldırmak için yapılabilecekler:
    *1 yemek kaşığı bal,  1 yemek kaşığı çavdar (yulaf veya buğday) unu, 1 çay kaşığı papatya tozu iyice karıştırılır. İçine yumurta sarısı ilave edilir. Karışım yüz papatya çayı yıkandıktan sonra yüze sürülür. Yaklaşık 1 saat kaldıktan sonra yüz yine sıcak papatya çayı ile temizlenir. Günde iki defa yapılır. İyileştikten sonra 10 gün daha küre devam edilmelidir.

    *25 gram kuru meyve kabuğu elma, 25 gr Gül suyu, 5-6 gram kıyılmış kuru elma kabuğuna 150 ml kaynar su eklenir. 10-12 dakika demlenir ve süzülür. Çay ılıdıktan sonra içine 15 ml gül suyu konur. Günde 1-3 fincan içilir.

    *50 gram çiçek papatya, 25 gram kuru çiçek yaprağı gül, 50 ml gül suyu, 10 ml çekirdek özü Altıntop, 15 gram papatya çiçeği ile 10 gram kuru gül karıştırılıp 500 ml kaynar su ilave edilir.
    10 dakika demlenip, süzülür, 2-3 kez yapılır.
    Yumuşayan deri döküntüleri temizlendikten sonra gül suyu ile silinir.
    Sonrasında altıntop özü sürülerek tedavi tamamlanır. (Bu tedavi 2 no.lu tedavi ile yapılırsa daha iyi olur)

    *50 gram toz yoğurt otu çıban temizlendikten sonra günde 2 defa çıbana sürülür veya bağlanır.

    *50 ml su yoğurt otu, su egzama veya sivilcenin üzerine sürülür ve kurumaya bırakılır. Günde bir kaç kez tekrarlanır.

  • Cildinize zarar veren 6 besin

    Cildinize zarar veren 6 besin

    Biz kadınların yaşadığı en büyük problemlerden biri de cilt bozuklukları. Bir sabah uyandığımızda a sivilce sahibi ya da kırışıklık sahibi oluyoruz. Peki, gerçekten buna neden olan ne? İşte cildinize zarar veren ve hemen hemen her gün kullandığınız O 6 besin:

    Cildinize zarar veren 6 besin

    Yanlış karbonhidrat tüketiyorsunuz!

    Beyaz un, şeker gibi rafine edilmiş karbonhidratlar kan şekerinizin yükselmesine sebep olur. Bu da insülin seviyesini artırıyor ve cildinizde iltihaplanmaya yol açıyor. Kaliforniya Üniversitesi Sağlık Merkezinden dermatolog Eleni Linos, Karbonhidratlar yağ üretimini artırır, gözeneklerinizi tıkar ve düzgün şekilde pul pul dökülmesini zorlaştırır, bu da daha fazla sivilce demektir.

    Ne yapmanız gerekiyor?

    Rafine edilmiş karbonhidratları tahıllarla takas etmek ve kesinlikle vücuda şeker alınımını azaltmak gerekiyor.

    Süt ürünlerinin de bir sınırı var!

    Evet, süt ürünleri kemik gelişimi ve protein alımı için çok önemli bir besin kaynağı. Ama ne yazık ki bazı süt ürünleri ciltte akneye sebep oluyor.  Mesela dondurma! Ama konu az yağlı sütlere gelince biraz daha karmaşık hale geliyor.
    Bir teoriye göre “Süt, sivilceye yol açan bazı proteinler içeriyor ve yağsız sütte bunun miktarı tam yağlı sütlere göre daha fazla. Bunun sebebi ise üreticilerin bu tip proteinleri, sütün kıvamını tutturmak için kullanmaları.

    Spor içeceklerinizden ne kadar eminsiniz?

    Akne ile bağlantılı proteinlerden söz ederken, peynir altı suyu hakkında ne biliyorsunuz? Peynir altı suyunun içindeki protein izolasyonu, popüler bir toz protein takviyesidir ve bazı çalışmalarda; insanların bunu diyetlerine ekledikten sonra genellikle akne problemi yaşadığı gözlemlenmiştir.

    Eğer beslenmeniz sizi yaşlı gösteriyorsa…

    90’lardaki beslenme modası şimdilerde demode…
    Az yağlı yiyeceklerden oluşan diyetiniz 20 yıl önce fazlasıyla popülerdi ama ne yazık ki bugün o kadar da moda değil.

    Artık poli ve mono doymamış yağların, sağlığınız için yararlı olduğunu (kalp rahatsızlığı riskinizi düşürmenize ve kan şekeri düzeyinizi düzenlemenize yardımcı olabilir) biliyoruz ve unutmadan da söyleyelim cildinizin nemli ve parlak görünmesini de sağlıyorlar.

    Hücre zarlarımız yağlardan oluşuyor. Yeterli miktarda da yağ olmadığı zaman düzgün çalışmıyor ve cildimiz nemsiz kalıyor. Bu yüzden günlük öğünlerinize sağlıklı yağa sahip besinleri ekleyin; ceviz, avokado gibi…

    Bir de alışkanlığınızı devam ettiriyorsunuz…

    Eğer bu kadar yazılan şey sizi şekeri bırakma konusunda ikna edemiyorsa bir de bunu okuyun: Asitli içecekler, şeker oranı yüksek diğer tüm abur cuburlar göz çevrenizde oluşan ince çizgilere ve kırışıklıklara neden olabilir.

    Ne kadar protein alıyorsunuz?

    Biliyoruz size biraz önce kolay protein tozlarının ne kadar zararlı olduğundan bahsettik. Ama gelin görün ki proteinin içindeki amino asitler, cilde elastikiyet ve mukavemet kazandıran yapı taşlarından oluşuyor.  Dolayısıyla, yeterince aldığınızdan emin olsanız iyi olur. Tavuk, ara sıra kırmızı et ve balık akıllı seçimlerdir.

  • Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur?

    Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur?

    Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur? Akne vulgaris , kıl folikülü ve buna bağlı yağ bezlerinin iltihabı bir hastalığıdır.Hastalık kendini komedonlar,(siyah nokta şeklinde açık veya beyaz nokta şeklinde kapalı )papül,püstül ve nodül denen iltihabi süreçler şeklinde gösterir.Hastalık en çok yüz,boyun,omuzlar,sırt,göğüs gibi seboreik alanlarda yani yağ salınımının yüksek olduğu alanlarda yerleşir.

    Aknenin oluşumunda pek çok faktör rol oynamaktadır.Hormonal aktivasyon ,yağ bezi salgısı artışı,kıl diplerindeki mikroorganizmalar (Propionibacterium acnes )ve kıl diplerindeki kalınlaşma bu faktörlerin en önemlileridir.Bunun yanında genetik yatkınlık,çevresel etkenler ( kötü hijyen gibi )bazen de besinler akne oluşumunu tetikler.

    Akne vulgaris nedir ve nasıl oluşur?
    Akne vulgaris

    Akne,başlıca ergenlik çağında görülmekle birlikte her yaşta olabilir.Lezyonlar genellikle 12-14 yaş arasında başlar ve en yoğun olarak 16-19 yaş arasında görülür.Bazen 10 yaş civarında da başlayabilir.İnsanların hemen hepsinde yaşamı boyunca az veya çok sayıda akne vulgaris lezyonları çıkar .Hastalık bazen kadınlarda hormonal etkilere bağlı olarak 20-30 yaşları arasında ve sonrasında da devam edebilir.

    Akne çoğu kişi tarafından fizyolojik bir süreç olarak algılansa da tedavi edilmez ve kontrolü yapılmazsa ciddi kalıcı izler bırakabilir. Oluşturduğu klinik görüntüler ,gençlerde dismorfobik reaksiyonlara (görsel kusurlarını abartma hastalığı) ve kalıcı psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.

    Akne, yukarıdaki faktörler yanında başka nedenlerle de oluşabilir.Bazı ilaçlar akneye yol açabilir.Lokal veya sistemik kortizon tedavileri,tüberküloz tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar,epilepside kullanılan kimi ilaçlar ,hormonal ilaçlar,iyod ve bromür gibi halojen ilaçlar akneye yol açabilir.

    Günümüzde sık görülmeye başlayan diğer akne de kozmetik aknedir.Yağ salınımı artıran ,kıl foliküllerini tıkayan ve bilinçsizce kullanılan kozmetik ajanlar akneye yol açabilmektedir. Akne ekskoriye denen form ise genellikle psikolojik sorunlu gençlerde görülür.Akne lezyonları kişi tarafından oluşturulur.Akne ekskoriye tedavisinde dermatolojik ajanların yanında psikolojik yaklaşım gerektirir.

    Mesleki akne ise ,kimi ajanlara maruz kalan meslek gruplarında görülür.İşi sırasında klorinize hidro karbonlar.endüstriyel çözücüler ,kömür katran türevleri ,vazelin ve yağlar gibi maddelerle temas edenlerde akne leyzonları sık görülür. Cushing hastalığı,polikistik over sendromu gibi endokrin bozukluğu olan kişilerde de endokrin aknesi dediğimiz akne varyantı oluşur.

    Akne Vulgaris bir hastalıktan çok yaşamın bir evresinde geçirilen klinik bir süreçtir.Bu süreç hafif,orta,ağır şekilde geçirilebilir.Yapılacak şey bu süreci en hasarsız iz bırakmadan geçirebilmektir.Bu süreç bazen uzun sürebilir ve sabır gerektirebilir. Her bireyin akne lezyonları farklı olduğu gibi,her bireyin tedavi si de farklıdır.Mutlaka bir dermatolog ile bağlantı kurulmalıdır.

    Uzm. Dr. Birsen ERGUS

  • Akne Tedavisinde Doğal Çözüm

    Akne Tedavisinde Doğal Çözüm

    Kadınlarının güzelliklerine gölge düşüren nedenlerden biri de aknelerdir. Aknelerden kurtulmak basit değildir ancak bu yöntemi deneyerek kurtulabilirsiniz.

    Akneler sivilce gibi değildir bir tür deri hastalığıdır. Bu nedenle kısa sürede geçen türden hiç değildir. Akneler için belirli bir yaş grubu yoktur.

    Her yaş grubunda sık görülen sinir bozucu bir durumdur. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre Hindistan cevizi yağının akne tedavisinde olumlu sonuçlar verdiği bilgisi.

    Hindistan cevizi yağı ölü hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşan akne bakterilerini öldürerek gözenekleri açıyor.

    Hindistan cevizi yağında bulunan yağ asitleri akne mikroorganizmalarını temizlemeye yetiyor.

    aknelere-dogal-cozum-1

     

    Hindistan cevizi yağı sadece akneleri temizlemekle kalmıyor aynı zamanda;

    -Kuru ciltleri nemlendiriyor

    -Yaraları iyileştiriyor

    -Akneye bağlı iltihaplarla savaşıyor

    -Aknenin kızarıklığını ve şişkinliğini gideriyor

    Birçok cilt sorunlarına etkili olan Hindistan cevizi yağını yoğun yağlı ciltlerde kullanılması tavsiye edilmiyor. Çünkü yağlı ciltlerde tedavinin aksine akne oluşumuna zemin hazırlıyor.

    aknelere-dogal-cozum-2

  • Yüzdeki lekelere kimyasal peeling tedavisi

    Yüzdeki lekelere kimyasal peeling tedavisi

    Kimyasal soyma işlemi; hasarlı yüz veya vücut derisinin belli bir tabakasının kimyasal asitler kullanılarak kontrollü bir şekilde yenilenmesidir. Kimyasal soyma işleminin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Eski Mısır döneminden elde edilen kayıtlarda bile bu tedavi şeklinin uygulandığına ait verilere rastlanmıştır. Günümüzde modern anlamda uygulanması ise 1880’li yıllarda başlamış ve 1960 ’lardan sonra giderek hız kazanmıştır.

    Kimyasal soyma işlemi 4 gruba ayrılır;

    Çok yüzeysel kimyasal soyma

    Yüzeysel kimyasal soyma

    Orta derinlikte kimyasal soyma

    Derin kimyasal soyma

    Kullanılan asitlerin miktar ve derişimi ( yüzdesi ) artıkça deride oluşturdukları hasar miktarı da kademeli olarak artmaktadır. Kimyasal soyma işleminde amaç deride kontrollü bir şekilde hasar oluşturarak alttan sağlam hastalıksız derinin gelmesini sağlamaktır. Kimyasal soyma işleminde kullanılan başlıca asitler;

    sivilce_izi_kimyasal_peeling

    Glikolik asit

    Salisilik asit

    Laktik asit

    Rezorcinol

    Prüvik asit

    Trikloroasetik asit

    Fenol

    Kimyasal soyma işlemi birçok hastalıkta ve durumda tedavi ajanı olarak başarılı bir şekilde kullanılabilir. Bunların başlıcaları;

    Akne vulgaris ( sivilce ) tedavisinde,

    Akne izlerinin giderilmesi tedavisinde,

    Melasma ( doğum sonrası gelişen güneş lekeleri ) tedavisinde,

    Çiller tedavisinde,

    Lentigo ( güneşe bağlı deride oluşan kahverengi döküntüler ) tedavisinde,

    Siğil tedavisinde,

    Yüzdeki siyah ve beyaz noktaların tedavisinde,

    Antiaging ( deri yaşlanması tedavisinde )

    Yüzdeki kırışıklıkların tedavisinde

    Skatris ( Nedbe dokusu ) tedavisinde,

    Yüzdeki lekelere kimyasal peeling tedavisi
    Yüzdeki lekelere kimyasal peeling tedavisi

    Kimyasal soyma işleminin etkili olması hastalıktan hastalığa değişmesine rağmen genellikle 15 günlük aralar ile 4-5 seans tedavi ile olur. İşlem sonrası hastaların 1 haftalık iyileşme süresinde iz kalmaması için güneşten korunmaları önerilir. Bu işlem muhakkak bu konuda deneyimli ve bilgi sahibi olan uzman hekim tarafından yapılmalıdır. Aksi halde deri de istenmeyen bir takım yan etkiler ( yanma, kızarıklık, kahverengi lekelerde artış, nedbe dokusu gelişimi…) oluşabilir.

     

    Uzm. Dr. Murat KÜÇÜKTAŞ

  • Akne izlerinin tedavisi

    Akne izlerinin tedavisi

    Aslında her akne (sivilce) iz bırakmaz. Akneler; kistik akne dediğimiz, derin yerleşimli olduğunda, koparılıp çok oynandığında iz bırakabilir. Roaccutane ve muadili ilaçlar kullanmak özellikle ciddi akne şikayeti olan kişilerde en iyi tedavi seçeneği olmasına karşın, cildin iyileşme kapasitesini azaltırlar bu nedenle bu tür ilaç kullanıldığı sürede çıkan sivilcelerinde iz bırakma ihtimalleri daha fazladır.

    Aknelere bağlı izler leke veya çukurlar şeklinde olabilir. Lekelerin tedavi daha kolaydır ve tam olarak geçebilirler. Fakat, çukurlar şeklinde izleri tedavisi daha zordur ve ne yazık ki her zaman tam olarak tedavi edilemezler.

    Akneden sonra oluşmuş leke şeklindeki izleri tedavi etmek için, peeling, lazer ve ilaç tedavileri yapılabilir. Derin çukur şeklindeki izleri, normal cilt haline getirmek şu an ki teknoloji ile dünyanın hiçbir yerinde mümkün değildir. Fakat tedaviler ile, izlerin normal cilde yaklaştırarak daha az görünür hale getirebiliriz. Bunun için yapılabilecek tedavilerin bazıları şunlardır;

    KİMYASAL PEELİNG;

    Uygulanması en kolay tedavi olduğu için sık kullanılır. Kimyasal solüsyonlar ile cildin üst tabakasının soyulması işlemidir. Glikonik asit, TCA (triklor asetik Asit), salisilik asit ve jesner solusyonu kullanılabilir. Kimyasal peeling yüzeysel bir işlemdir, lekeler de iyi sonuçlar verir fakat çukurları tam olarak düzeltmeye gücü yetmez. Aynı zamanda cildin daha parlak daha sağlıklı görünmesini sağlar. Güneşle birlikte kimyasal peeling kendisi leke oluşturabilir. Bu nedenle, yazın yapılmaz yalnızca kışın yapılır işlemden sonra güneş koruyucu kullanmak gerekmektedir.

    PRP ;

    Kişinin kendinden alınan kanın, santifüj işleminden geçirilip iyileştirici hücrelerin ayrılıp, tekrar aynı kişiye iğne ile verilme işlemidir. PRP, kolajen miktarını artırır, cilt kalitesinin daha iyi olmasını sağlar.Bu şekilde hem lekelerde hem de çukurlarda bir miktar düzelme sağlar.

    FRAKSİYONEL LAZERLER;

    Cildin içine lazer ile yanık sütunları oluşturur. Lazer cildin, derin katmalarına inebilecek kadar güçlü enerji sağlayabilir. Lazerin oluşturduğu bu hasar iyileşirken, hem cildin üst tabakası atılır, hem de kollajeni artırıp, cildin yenilenmesini sağlar. Böylece leke azalmış olur. Bunun yanında akneye bağlı çukur şeklindeki izler normal cilde yaklaşır, daha az görünür hale gelir. Lazer tedavisi tecrübe gerektiren bir işlemdir, eğer düzgün yapılmazsa ve güneşe dikkat edilmezse, kendisi iz yapar.

    DERMAROLLER;

    Cilde dermaroller veya dermapen denilen cihazlar ile minik delikler açma işlemidir. Bu deliklerden uygun serumların cildin alt tabakalarına inmesi sağlanır. Aynı zamanda delikler iyileşirken, kollejeni artırır. Akneye bağlı çukurları azaltır. Sonrasında cildi nemlendirmek ve güneş koruyucu kullanmak gereklidir.

    DOLGU;

    Dolguda kullanılan madde; Hyalüronik asit’tir. Hyalüronik asit jel kıvamında, bir maddedir ve akne çukurlarını doldurmakta kullanılır. Çukurlar doldurulduğunda normal cilde yaklaşır, daha az görünür hale gelirler. Hyalüronik asit, vücutla uyumlu bir maddedir. Allerjen değildir. Zamanla vücut tarafından emilir ve yok edilir. Bu yüzden kalıcı değildir yaklaşık 8-12 ay içinde geçince yeniden uygulamak gerekir.

    En iyi sonuç kombine tedaviler ile alınır yani bir çok tedaviyi birlikte kullanmak gerekir. Seanslar artıkça sonuç daha iyi olur. Sivilce izlerine bağlı lekeleri geçirerek, çukurlar azaltarak daha iyi bir görünüm elde etmek mümkündür. Yüzdeki bu sivilce izlerini azaltarak, cildin daha iyi görünmesini sağlamak, kişinin özgüvenini artırır. Bu nedenle, akne izlerinden şikayetçi kişilerin tedavi olmaları önerilir.

     

    Uzm. Dr. Fatma YILDIZ