Etiket: şişmanlık

  • PCOS Diyeti Nasıl Yapılır?

    PCOS Diyeti Nasıl Yapılır?

    Polikistik Over Sendromu (PCOS) varlığında kilo vermek zordur. Ancak birçok PCOS hastasında kilo verme hormonal tabloyu düzeltebildiği için yumurtlama ve gebelik şansını artabilir. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi IVF ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Dr. Hasan Ali Nogay “Akupunktur ile ‘doyma merkezi’nin yeterli ve dengeli uyarılması sayesinde anne adayı, diyet programına uyum sağlayarak kolayca tatmin olmakta ve doymaktadır” dedi.

    Halk arasında yumurtalıklarda birçok kist varlığı olarak tanımlanan Polikistik Over Sendromu (PCOS) genç kadınlarda %10 oranında, çocuk sahibi olmak isteyen kadınların da %25-45’de görülen bir hastalıktır. PCOS varlığında kilo vermek zordur. Bahçeci Sağlık Grubu IVF ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Dr. Hasan Ali Nogay PCOS Diyeti’nin nasıl yapılacağını açıkladı.

    Akupunktur ile Kilo Verme Hızlandırılabilir
    İyi bir “şişmanlık tedavi programı” gerekir. Ayrıca, kritik nokta bu programa uyum sağlayabilmek ve istikrarlı olarak sürdürmektir. Bunun için de biz, öncelikle “akupunktur ve nöral terapi”den faydalanıyoruz. Böylece, modern hayatın getirdiği günlük stresi azaltırken, akupunktur ile ‘doyma merkezi’nin yeterli ve dengeli uyarılması sayesinde anne adayımız, diyet programına uyum sağlayarak kolayca ‘tatmin olmakta ve doymaktadır’.
    Çünkü yapılan araştırma sonuçları yüzde 5-10’luk kilo kaybı bile dramatik bir şekilde yumurtlama ve gebelik şansını artığını ortaya koymaktadır.

    PCOS Diyeti Nasıl Yapılır?

    1- Yağlar Beslenmede Çok Önemlidir
    Günümüzde, neredeyse tüm diyet uzmanları artık yağları, eti yasaklıyor; hatta balık yenilmemesini öneriyorlar. Halbuki yağlar, beslenmede çok önemlidir. Özellikle “A,D,E,K” vitaminleri, besinlerde yağ olmadığında bağırsaklardan emilemez. Ancak, zeytinyağı dışındaki “sıvı yağlar” ve “margarin” kullanmamalıdır. Kızartma yerine “ızgara” ve doymuş yağlar (tereyağı) tercih edilmelidir.

    2- Haftada Bir Kez Kırmızı Et Tüketilmelidir
    Amerika’da, kırmızı etlerdeki “Dioxin” isimli toksinin yüksek olması sebebiyle, “kırmızı et yenilmesini yasaklayan” diyet yaklaşımları mevcuttur. Haftada en az 1 kez “özgür dolaşan hayvanların” kırmızı eti ile birlikte “mevsiminde taze sebze-meyve” yenilmelidir.

    3- Organik Gıdalar Tercih Edilmelidir
    Ayrıca, ülkemizde son yıllarda B12 vitamini yetersizliği yaygın görülmekte ve “hiçbir bitkisel besin B12 içermemektedir”. Bitkisel kaynaklı-vejeteryan- beslenmede en önemli diğer bir eksiklik de Esansiyel Amino Asitlerin fakirliğidir.

    4- *Yumurta ve süt ürünlerini de yiyen “Laktoovovejeteryanlar” ise yedikleri süt ürünleri ve gıdaların “organik” olmalarına dikkat etmelidirler.

    5- Ayrıca “unlu ve şekerli” gıdaları da tüketmemelidirler. Toplam diyetin en az yarısını “Çiğ” yiyeceklerden oluşmalıdır.

    6- Özellikle ‘Pestisit’ denilen toksik tarım ilaçlarını az tutan karnıbahar, brokoli, Brüksel Lahanası, muz, ananas, avokado, taze soğan, soğan, üzüm, erik, karpuz mevsimine göre daha çok tercih edilmelidir.

    7 – Kefir, yoğurt, turşu, nar eşlisi ve boza gibi “Probiyotiklerden” (Faydalı Mikroplar) zengin gıdalar alınmalıdır.

    8 – Ayrıca paketlenmiş-fabrikasyon- gıdalardan (market ürünleri) sakınmak da son derece önemlidir.

    9 – Ekmek yerine ceviz, kavrulmamış fındık,badem yemelisiniz.
    Katkı maddelerinden dolayı “salam-sosis” gibi sanayi tipi et yenilmemelidir.

    10 – Omega-3/ Omega-6 oranınızı artırmak için Omega-3 açısından zengin olan ve sonbahar ve kış aylarında İstanbul’da kolaylıkla bulunabilen yüzey “Olta Balıkları” tercih edilmelidir. Çiftlik balıkları tercih edilmemelidir. Midye, istridye gibi “sindirim organları ile birlikte pişirilen-hazırlanan ” deniz gıdalarını kesinlikle tüketilmemelidir. Çünkü bunlar, “Ağır Metal Zehirlenmesi” açısından çok risklidir.

    11 – Yeteri kadar güneşlenmeli ya da kan düzeylerini 40-120 ng/ml tutacak kadar D vitamini alınmalıdır.

    12 – Kiloya göre günde ortalama en az 2-2,5 litre su içilmelidir.

  • Metabolizmayı uyandırmanın tam vakti!

    Metabolizmayı uyandırmanın tam vakti!

    Havalar ısınıyor ve kış mevsiminin bir avantajı olan kalın giysiler kiloların saklanması konusunda yetersiz kalıyor. Şu günlerde metabolizmanızı kış uykusundan uyandırmanın zamanı geldi

    Sağlıklı ve dengeli beslenerek metabolizma hızınızı artırabilir ve kış aylarında aldığınız kiloları vererek vücudunuzu zinde tutabilirsiniz.
    Central Hospital’dan Diyetisyen Deniz Şafak, hem fazla kiloların verilmesi hem de metabolizmanın kış uykusundan uyandırılması için dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.

    Güncel diyet haberleri için tıklayın !

    İşte metabolizmanızı kış uykusundan uyandırmanın püf noktaları:

    AZ AMA SIK SIK BESLENİN

    Az ve sık beslenmek, kan şekerini dengede tutar. Sık sık yendiği için metabolizma sürekli çalışır. Üç ana, üç ara öğün olmak üzere günde altı öğün yemek yenmeli. Ara öğün atıştırmalarının içeriği çok önemlidir. Bu seçimler çoğu zaman bisküvi, kek, pasta gibi hamur işleri olur. Fakat bunun yerine vitamin değeri yüksek, kalori değeri düşük yiyecekler tercih edilmelidir. Ara öğünlerde meyve, süt-yoğurt, kuru meyve-fındık, badem, ceviz gibi besinler tüketilmelidir. Bu besinler lifli oldukları için, tok tutarlar ve sindirim sistemini çalıştırırlar.

    DÜZENLİ SU İÇİN

    Uyuyan metabolizmayı uyandırmanın en iyi yolu düzenli su içmektir. Herkesin günlük alması geren su miktarı kilosuna göre değişir. Kışın ter yoluyla su kaybedilmediği için, yaza göre daha az su tüketilebilir. Günlük ortalama 1,5-2 litre su yeterlidir. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerini asla tutmaz. Kış aylarında ısınmak için bu içecekler daha çok tüketilir ancak aşırı tüketilirse kafein yüklenmesine sebep olabileceği unutulmamalıdır.

    LİFLİ GIDALAR SAĞLIKLIDIR

    Lifli beslenmek hem mideyi hem de bağırsakları çalıştırır. En zengin lif kaynağı olan meyve ve sebzelerin liflerini alabilmek için mümkün olduğu kadar çiğ tüketmek gerekir. Kabuklu yenebilen meyvelerin kabukları soyulmamalıdır. Ayrıca meyvelerin sularını sıkmak yerine kendilerini tüketmek daha sağlıklıdır. Kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek) haftada en az 3 kez tüketilmelidir. Bu besinler bitkisel protein içerdikleri için çok sağlıklıdır.

    PROTEİN TÜKETİMİNİ SINIRLAMAYIN

    Yetişkin bireylerin kilogramları başına ortalama 0.8 gr. protein almaları gerekir. En zengin protein kaynağı yumurtadır. Yumurtanın proteini vücutta yüzde 100 emilir. İkinci protein kaynağı etlerdir; kırmızı et, tavuk, hindi ve balık. Kış mevsimi balık bol olduğundan haftada 3 kez taze balık tüketilmelidir. Balık sadece protein olarak değil, omega 3-6 yağ asitleri bakımından da iyi bir kaynaktır. Hangi et türü olursa olsun doğru pişirmek önemlidir. Fırın, ızgara veya tencere ile pişirme yöntemlerini tercih etmek gerekir.

    EGZERSİZ YAPIN

    Hareketsizlik metabolizma hızını yavaşlatan etkenlerin başında gelir. Egzersiz özellikle kış aylarında en çok ihmal edilen konuların başında gelir. Soğuk havanın da etkisiyle birçok bahane ile sürekli ertelenir. Oysa egzersiz metabolizmayı hızlandırmak için en etkili yollardandır. Egzersiz için mutlaka bir spor salonuna gitmek gerekmez. Hava koşullarının uygun olduğu zamanlarda yürüyüşler yapılabilir. Artık birçok evde yürüyüş bantları bulunuyor. Şimdi bu bantların dekor olmaktan çıkıp aktif olarak kullanılmasının tam zamanı. Yüksek tempoda dans ederek veya evde basit hareketler yapmak da faydalıdır.

    Metabolizmayı hızlandırmak için öneriler
    – Düzenli egzersiz ve dengeli beslenmeyi zaman zaman yapmayın. Bunları bir yaşam biçimine dönüştürmeye gayret edin.
    -Güne mutlaka kahvaltı yaparak başlayın. Kahvaltıyı atlarsanız metabolizmanız yavaş çalışır.
    -Protein ağırlıklı beslenmeye özen gösterin. Özellikle süt ürünlerini diyetinizde bulundurun. Bu, metabolizma hızınızı yüzde 10 artıracaktır.
    -Harekeli olun. Gün içerisinde en ufak şeyleri dahi hareket etmek için bahane haline getirin. Merdiven çıkmak, ineceğiniz duraktan bir önceki durakta inip yürümek iyidir.
    -Yemeklerden sonra kısa yürüyüşlere çıkmayı adet edinin.
    -Kafeinli içecekler tüketin. Kafein, adrenalin seviyesini ve kalp basıncını artırdığı için metabolizmayı hızlandırır.
    -Bol bol yeşil çay için. Yeşil çay kalp basıncını artırmadan metabolizmanın hızlanmasını sağlar.
    -Eğer 30’lu yaşlardaysanız günde en az 4-5 dakika yoğun tempoda egzersiz yapmaya çalışın.

    Posta internet

  • Akıllı Besinlerle Kalıcı Kilo Vermek

    Akıllı Besinlerle Kalıcı Kilo Vermek

    Uzmanlar, kalıcı olarak kilo vermek ve yakalanan formu korumak için diyet yapmak, dengeli ve düzenli beslenmek kadar vücutta şişmanlığa neden olabilecek gizli metabolik hastalıkların da olup olmadığının bilinmesi gerektiğini belirtiyor…

    Yanımızdaki baklava yerken kilo almıyor da biz ıspanak yerken niye kilo alıyoruz?

    Kilo problemi olan birçoğumuz, zaman zaman fazla kilolarımızdan kurtulmak için mucize formüllerin peşine düşmüşüzdür. Maydanozu, lahanayı veya çeşitli ot kombinasyonlarını kaynatarak sularını içtiğimizde, birden bütün yağlarımızın eriyeceğini düşünmüşüzdür.

    Belki de çoğu zaman, zayıf arkadaşlarımız baklava börek yerken ve hiç kilo almazken, kendimizin haşlanmış ıspanak yememize rağmen nasıl olur da bu kadar kilo sorunu yaşadığımıza bir anlam verememişizdir. Bu konuda belki de metabolizmamızın hiç çalışmadığını düşünerek kaderimize küsmüşüzdür.

    Gerçekten bu şişmanlık denilen hastalığın kalıcı bir çözümü yok mudur? Obezite ve metabolizma hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya, kalıcı kilo vermede doğru zamanda doğru yolu izlemenin önemine dikkat çekiyor.

    Dr. Ayça Kaya “Her şeyden önce vücutta şişmanlığa neden olabilecek bazı gizli metabolik hastalıkların açığa çıkarılması çok önemlidir. Böyle bir durum varsa ve tedavisiz kalırsa istediğiniz kadar az beslenin bir müddet sonra tekrar kilo alımı kaçınılmaz olur.

    Daha sonra da kalıcı kilo kaybı için hayat boyu gidecek beslenme sistemi kişiye benimsetilmelidir.” diyor. Bu beslenme sistemi içinde bazı akıllı besinleri bilerek seçmenin şişmanlık denen hastalıkla baş etmede altın standartlardan biri olduğunu vurgulayan Dr. Ayça Kaya kalıcı kilo vermede rol oynayan akıllı besinler ile ilgili bilgi veriyor.

    Şeker yükü fazla yiyeceklere dikkat!

    İnsan vücudu ana yakıt kaynağı olarak glikozu kullanır. Glikozun kaynağı ise yiyeceklerle aldığımız karbonhidratlardır. Karbonhidratları kabaca basit karbonhidratlar ve kompleks karbonhidratlar olarak ikiye ayırırız. Basit karbonhidratlar, şeker yükü fazla olan yiyeceklerdir. Kan şekerimizi hızlı yükseltir ve bizi daha çok acıktırır, daha çok yememize neden olur.

    Şeker yükü düşük yiyecekler uzun süre tok tutar…

    Kompleks karbonhidratların içindeki şeker ise kana daha yavaş geçer ve bizi daha uzun süre tok tutar. Kompleks karbonhidratlar ve düşük glisemik indeksli yiyecekler: Bu yiyecekler kalıcı kilo vermede en sık başvuracağımız akıllı besinlerdir. Elma, armut, kivi, greyfurt, kiraz, çilek, kurubaklagiller, bulgur, esmer pirinç ve kepekli makarnadır.

    Glisemik indeksi yüksek yiyecekleri tek başına tüketmeyin!

    Başlıca basit karbonhidrat ihtiva eden ve glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler: Şeker, bal, reçel, tatlılar, muz, incir, üzüm, tatlı kavun, tatlı karpuz, patates, havuç, beyaz pirinç, beyaz un ve beyaz makarnadır. Peki, bu yiyecekleri hiç tüketmeyecek miyiz? Tabii ki yiyeceğiz ama şeker oranını düşürerek yiyeceğiz yani nasıl yiyeceğimizi bileceğiz. Örneğin muzu yoğurtla, patatesi etle ve yoğurtla karıştırarak yemek vücut için biyoyararlanımı daha iyi kılar ve bizi daha geç acıktırır. Ayrıca yemeğe limon katmak da glisemik indeksi düşürür.

    Kalıcı kilo kaybında en büyük yardımcı yüksek lifli besinler.

    Yüksek lif içerikli besinleri bilmek ve bu tür besinleri öğünlerimizde sık kullanmak da kalıcı kilo kaybında en büyük yardımcımız olur. Bu yiyecekler sindirim sistemimizde daha uzun süre kalır. Çiğneme hızımız bile bu tür besinlerde daha yavaştır. Bizi daha tok tutar. Lif oranı yüksek besinlerin aynı zamanda şeker oranı da düşüktür. Örneğin kabak, lahana, brokoli, ıspanak, kurubaklagiller, kepekli unlar da çok iyi seçimlerdir. Kabızlık sorunu olanlara da birebir çok iyi çözümdür.

    Yağı azaltıp kızartmayla mayonezi hayatınızdan çıkarın

    Kalıcı kilo kontrolünde çok önemli bir diğer kavram da daha düşük yağlı yemeyi becerebilmektir. Yağlar dünyadaki en yüksek kalorili yiyeceklerdir. Yiyeceklerin üzerine yağ eklendiğinde yiyeceğin mevcut kalorisi iki-üç kat artabilir. Özellikle metropol hayatında hazır gıda tüketimi son derece yaygındır ve bu yiyeceklerin yağ oranı lezzeti artırabilmek için çok fazladır.

    O nedenle siz siz olun yiyecekleri seçerken daha az yağlı olmasına özen gösterin. Yani çıtır, kıtır, pane, kızartılmış, kremalı, mayonezli, hazır pastane ürünleri, dışarıda kıymadan yapılmış etler tüketilmezse kilo kontrolü daha kolay olur. İşe yaptığınız yemeklere koyduğunuz yağı yarı-yarıya azaltarak başlatabilirsiniz.

    Yağ oranı yüksek besinler ise kilo ile savaşta en uzak kalınması gerekli gruptur. Yağ oranı yüksek kızartmalar, milföy gibi hamurlar, baklavalar, soslar belki de uzun vadede en uzak kalınması gruptur.

  • Göbek eritme önerileri

    Göbek eritme önerileri

    “Ne kadar kilo verirsem vereyim şu göbekten kurtulamıyorum” mu diyorsunuz? Evet, ideal görüntüye ulaşma yolundaki en büyük sıkıntılardan biri göbeği eritebilmek!

    Hiç bir sabah uyanıp koşuya gittiniz mi? Her zaman enerji dolu olup, her şeyi yapabileceğinizi hissettiniz mi? Bunları hissettiğiniz günler iyi günlerdir. Ama eğer yatağınızın, sabah uykusunun vazgeçilmez konforu sizi sardıysa eyvah! “Azıcık iştahım mı açıldı ne” deyip kahkaha atarak gerekli gereksiz yemeye, abur cubura mı yöneldiniz? Çok değil muhtemelen birkaç hafta sonra aynanın karşısında ya da kıyafetlerinizden birini denerken veya yemek sonrası zor nefes alışlarınızda acı gerçekleri fark edeceksiniz: Kilo aldınız! Ama kendinizi koşmak ya da yürümek için bilinçsizce sokaklara atmak da marifet değil… Aman dikkat! Neden mi?

    Başlamak zor

    Eğer kiloluyken koşu yapmayı denediyseniz, o zaman çok kısa süre içinde tıkanır ve nefes nefese kalırsınız. Egzersizin başlangıç ivmesi sakin ve vücudunuzu alıştırmaya yönelik olmalıdır. Başlangıçta amacınız egzersiz alışkanlığını hayatınıza sokmak olmalıdır. Hemen 1.5 saat hızlı tempoyla yürümek ya da koşmak değil. Yoksa her zaman kullandığınız o enerji gider ve en basit şeyleri yapmak bile enerjinizi tüketip bitirir. Bununla da yetinmeyip iskelet sisteminizde arızalara yol açar. Bu yüzden o iç sesimize olumlu cevabı vereceğimiz an geldiğinde hedefi belirlemeliyiz.

    Kilo birikimimizin vücudumuzun hangi bölgesinde olduğu oldukça önemlidir. Şayet karın bölgesinde fazla yağ varsa bilinmelidir ki karbonhidratı çok seviyoruz ve yemeklerimizi hızlı yiyoruz o halde ilk yapılacak adım hedef belirlemekle birlikte bu yanlışları düzeltmektir. Karbonhidrat yemekten vazgeçemiyorsak öğlen yemeğinde karbonhidratlı besinleri tüketmeyi ve yemek bitirme vaktimizi 20 dakikayla sınırlamayı öğrenmeliyiz yani pizza, makarna, pilav, börek mümkünse rafine edilmemiş olmalı ve bol salatayla yavaş yavaş yenmelidir. Aman salatanın yağına ve içinde patates, havuç, bezelye mısır gibi glisemik indeksi ve kaloriyi yükseltecek besinler olmamasına dikkat edin. Özellikle kilo vermek için cesaretinizi kaybetmeyin ki böylece, yeniden fiziksel aktivite yapma motivasyonunuz olsun. Abdominal bölgede çok fazla yağ bulunduğu zaman, ayakkabı bağlamak gibi basit bir olay, zor bir görev halini alır. Hatta yatağınızı toplarken yatağın üzerine doğru eğilmek bile, sizi yorgun düşürecek ve bir süreliğine oturmak isteyeceksiniz. Bu sizin için moralinizin bozulacağı değil tam tersine başladığınız yenilenme hareketinin ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteren işaret olarak algılanmalıdır. Eğer kararlı olur ve midedeki yağlarınızın da içinde olduğu kilolarınızı verebilirseniz bütün bu işleri tekrar kolaylıkla ve hızlılıkla yapabilirsiniz. Tam motivasyonunuz bozulduğunda kendinize kilolu olup da yapamadıklarınızı hatırlatın ya da kilonuz yüzünden yapmak zorunda olduklarınızı.

    Göbek eritme diyeti için tıklayın !

    İltifat iyidir

    Kan basıncınızın olması gereken seviyede olduğu günleri hatırlıyor musunuz? Diyabetik olmadığınız için huzurla yemek aralarını geçirdiğiniz günleri… Ya aldığınız elbisenizin beden ölçüsünü? Sevdiklerinizin size iltifatlarını? Şayet vazgeçerseniz, abdominal bölgedeki yağlar değişmeyecek ve bu sonlarla her gün uğraşmak zorunda olacağız. Oysa karındaki kiloları verirseniz, bazı sağlık sorunlarını tamamıyla lehinize çevirebilirsiniz. Fiziksel aktivitenizi artırma yöntemlerinizden bir başkası da, çocuklarınızla sizden istenilen hareketi yapmanızdır. Çocuklarınız büyümüş olsa bile, çocuklarınızla yaptıklarınızı torunlarınıza da uygulayabilirsiniz.

    Çocuklar sizden onları kovalamanızı isterler, bisiklete binmek isterler, top oynamak isterler ve hatta onlarla yerlerde sürünmenizi bile isterler. Eğer çok fazla abdominal yağa sahipseniz, çocuklar bu aktiviteleri yaparken siz sadece onları uzaktan izlersiniz. Ya da kararlıysanız bu aktivitelere yeni beslenme düzeniniz ve fiziksel aktivite başlangıcınızla yavaş yavaş katılırsınız. Egzersize, hazır olmadan başlamak size yarardan çok zarar verebilir. Bunu sakın unutmayın. Bir de egzersizin yanı sıra dengeli beslenmeyi yaşam biçimi haline getirirseniz işte artık yenilmezsiniz!

    Yaşam tarzınızı değiştirin

    Yaşam tarzınızda küçük birkaç değişiklik, karın yağlarınızı kaybetmenize yardımcı olarak, hayattan yeniden zevk almanızı sağlar.

    – Karbonhidratlı yiyecekleri öğlen tüketmek.

    – Yemeklerinizi yavaş yemek, 20 dakikada sofradan kalkmak.

    – Uygun porsiyonları gerektiği kadar tüketmek.

    – Yağ yakmak için, çok fazla kalori tüketmeyeceğiniz uygun bir diyete başlamak.

    – 2 dilim taze ananası ve bir bardak diet süt veya kefirle akşam mönüsünün 2 saat sonrasında tüketmek.

    – Karın bölgemize yönelik mekik gibi hareketlere yönelmek.

    – Ayrıca haftalık rutininize bir egzersiz programı da eklemeniz gerekir. Sakın bir anda günde 3 saat egzersiz yapmanız gerektiğini düşünmeyin. Eğer vücut şekliniz düzgün değilse, egzersize yavaş olarak başlamak önemlidir ve yolunuzu bu şekilde belirlerseniz kilolarınız gitmeye başlar. Haftanın 3 günü, günlük 45 dakika çalışmak fazlasıyla yeterlidir. Abdominal yağları kaybetmenizi sağlayacak gerçekçi hedefler belirleyeceğinize eminim! Haydi, gecikmeden başlayın. Karnınızı içinize çekmek yerine o karından kurtulmak daha iyi değil mi?

    Karın kaslarını germek için

    Yere sırtüstü uzanın. Bacaklarınızı bükün, ayaklarınızı kalça genişliğinde açın. Karın kaslarınızı gerin, baş ve vücudunuzun üst kısmını yükseltin. Bu pozisyonda, sırtınızın alt kısmını zemine doğru bastırın. Omuz genişliğinde kavradığınız iple birlikte kollarınızı öne doğru uzatın. Bu pozisyonda, elinizdeki iple yarım daire çizmeye çalışın. Böylece karnınız sıkılaşacak…

    Karın kasları(abdominal) için egzersizler video için tıklayın !

    Taylan Kümeli
  • Burcunuza Göre Zayıflama Tüyoları

    Burcunuza Göre Zayıflama Tüyoları

    Burcunuza uygun sporları ve diyeti yaparak zayıflamanız mümkün… Burcunuza göre diyet zayıflama tüyoları…

    Akrepler olarak, sınırlarınızı zorlamayı seversiniz. Ne kadar uç noktaya çıkabileceğinizi görmek istersiniz. Maraton gibi uzun soluklu koşular, zor sporlar zayıflama tutkunuza yardımcı olur. Detoks diyetinin de büyük hayranısınız. Kendinize işkence etmeden, açlıktan ölmeden diyet yapmaya çalışın.

    Yaylar olarak, atletizm, kickboks gibi sporlara eğlence getirmeyi seversiniz. Bunları bir gün arkadaşlarınızla parka çıkarak yapın. Hafta ortası da kardiyo ve sıkılaşma sınıfına devam edin. Eğer imkanınız varsa hafta ortası ata binme, okçuluk gibi farklı bir spor deneyebilirsiniz. Diyete gelince çok fazla kafein ve şekerden uzak durun. Doğal besinlerle enerji ihtiyacınızı giderebilirsiniz.

    Oğlaklar olarak, seçtiğiniz her sporda uzman ve güçlü olacağınızı düşünüyorsunuz. Akranlarınızın takdirini kazanmak sizin için önemli. Ağırlık kaldırma ve koşu sizin için mükemmel aktiviteler. Bu iki methodu karma şekilde uyguladığınızda zayıflar, sıkılaşır ve güçlenirsiniz. Diyette ise, porsiyon kontrolü ve yönetim önemli. Açık ve hedefi olan diyet daha çok işinize yarar.

    Kovalar olarak, fitness araç gereçlerine ve teknolojisine kısa sürede adapte oluyorsunuz. kalori ve kalp atışı sayacı olan bir koşu bandı, son model spor ayakkabıları sizin için en güzel şeyler. Diyetinizde içgüdünüzü takip etmeyi tercih ediyorsunuz. Nerede fazla yediğinizi ve yemediğinizi biliyorsunuz. Normal birinden çok daha kontrollü beslenebiliyorsunuz.

    Balıklar olarak, daha çok olgunlaşmış yoga, tai-chi ve yüzme gibi egzersizleri seviyorsunuz. Yoganın tüm formları sizin için iedal. Diyet yaparken de kendinize iyi davranın ve yiyecek hazırlama sürecinsen uzak durun. Dışarıdan hazır diyet yemekleri sizin için iyi olabilir.

    Koçlar doğal atletlerdir. Dışarıda yapacağınız rekabetçi sporlar içinizdeki düşmanı alt etmenizi sağlar. Boks ve dövüş sporları terlemenizi sağlar. Egzersizinize uygun bir beslenme programı seçerseniz hedefinize uygun sürede zayıflayabilirsiniz.

    Boğaların egzersiz ve diyete bağlı kaldığı için kendini ödüllendirmeleri hayatidir. Her 3 kilo zayıflamada kendinize yeni bir eşofman alın. Boğalar eğlenmeden ve keyif almadan kilo veremez ancak egzersiz sırasında kesinlikle eğleneceksiniz. İki beden incelmek size çok iyi gelecek. Kapalı salonları tercih etmiyorsanız açık alanlarda spor yapın. Atlamak, zıplamak, dağ bisikleti sporu çok hoşunuza gidecek.

    İkizler olarak, tek bir spor size yetmez. Birkaç farklı sporu birleştirmeniz yararlı olur. Pazar günü tenis oyna, Pazartesi Pilatesi dene ve Salı günü aşık havada koş. Fit kalmakla ilgili materyaller okumak da ekstra motivasyon olabilir. Diyet yaparak zayıf kalanların başarı hikayerini okumak da sizi motive edecektir. Diyet programınız da size uygun ve rahat bir program olmalı.

    Yengeç olarak, en ideali evde DVD ile egzersiz yapmak. Sevdiğiniz, evde yapılabilecek bir egzersiz programını seçin. Diyet yapacaksanız da aile üyelerini dahil etmeniz en iyisi. Eğer sağlıklı beslenme alışkanlığınızı geliştirmezseniz zayıflamanız zor olabilir.

    Aslan olarak, kendilerini ortaya koymak ve egzersiz rutinlerinin eğlenceli olmasını istersiniz. Salsa, hip-hop, hatta havuz dansı gibi dans sınıfları kalori yakmanıza yardımcı olur. Diyet kurallarınıza sıkı sıkıya uyan birisiniz ancak isterseniz hafta sonu ufak tefek kaçamaklar yapabilirsiniz.

    Başak olarak, oldukça disiplinli ve rejiminize sıkıca bağlısınız. Hedefinizi yazın, egzersiz planınızı yapın ve her şeyi yiyin. Her şeyi profesyonelce yapmak için kişisel bir eğitmen tutun. Mükemmeliyetçi Başaklar diyetinin sınırlarını aşmaz. Bu nedenle ekstra dikkat etmeniz gerekmez.

    Terazi olarak, zayıflama hedeflerinize ulaşmak için yakın bir arkadaşınızın desteğine ihtiyacınız var. Dışarıda arkadaşınızla yapacağınız bir egzersiz de çok eğleneceksiniz. Birbirinizi diyet yaparken de destekleyin. Çok katı olmayan ikinize de uygun orta bir diyet seçin. Teraziler seçimleri konusunda kötü şöhrete sahiptir. Yani çok fazla seçenek içermeyen ve eve servis yapan bir diyet merkezi işinize yarayabilir.

  • Erken menopoz

    Erken menopoz

    Erken menopoz nedenleri , Erken Menopozun Zararları Nelerdir? , Erken menopozun tedavisi , Erken Menopoz Tedavisi, Erken menopoza girmenin zararları ,

    Ülkemizde ve diğer ülkelerde kadınların normal şartlarda 51 yaşına kadar adet olması normal olduğundan, bu yaştan önce adetten kesilen kadınlar erken menopoza girmektedir. Tıpta “prematür menopoz” olarak tanımlanan erken menopoz, 40 yaşın altında ki kadınların adetten kesilmesi olayına denmektedir. Günümüzde 100 kadından 3′ü henüz 40′ına bile basmadan erken menopoza girmektedir. Peki erken menopoznedenleri nelerdir? Kadınlar neden erken menopoza girer? İşte cevapları hanımlar:

    Erken menopoz nedenleri

    Yumurta ve östrojen hormonu üretmekle görevli olan yumurtalıklardan östrojen hormonunun artık üretilmemesi ile menopozbaşlar. Östrojen hormonunun artık üretilmemesi kadınlarda bir takım şikayetlere sebep olur. aniden ateş basmalar, üşümeler, sıkıntı ve strese girme, al ayak terlemesi gibi belirtileri bulunan menopoz, genetik etkenlerden dolayı da erken yaşta ortaya çıkabilir. Bir kadının annesi, teyzesi ve halası gibi yakın derece akrabaları erken menopoza girmiş ise, bu kadının da erken menopoza girme riski bulunur.

    Erken menopoz nedenlerinden biri de, kadınlarda normalde iki tane bulunan X kromozomunun birinin eksik olması ya da ikinci kromozomun yarısının bulunmamasıdır. Genellikle 30 yaşından önce menopoza girmiş olan kadınların sorunu kromozom eksikliğinden kaynaklanır. Kesin tanı için kromozom analizi gerekir.

    Erken Menopozun Zararları Nelerdir?

    Ateş basması, aniden üşüme, el ve ayaklarda terleme, ruhsal sıkıntı, sinirlilik ve stres gibi semptomları bulunan menopoz, erken dönemde husule geldiği zaman bu şikayetlerin yanı sıra kadınların sağlığında birçok olumsuzluklara zemin hazırlamaktadır. Normalde menopoz yaşı 50 yaş civarında olmasına rağmen günümüzde kadınlar 50′li yaşlarına varamadan bazen 40 bazen de 30′lu yaşlarda adetten kesilerek erken menopoza giriyorlar. Erken menopoza girmede genetik faktörler, kromozom eksikliği ya da yaşamsal şartlar rol oynamaktadır…

    Erken menopoza girmenin zararları

    Menopoz, zamanında da görülse, erken dönemde de görülse kadınlarda bir takım sorunlara yol açabiliyor. Ancak erken menopoza girmek çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayarak kadınların genel sağlığını bozuyor.Erken menopozun zararları ise vücuda oldukça fazladır.

    Erken menopozun zararları arasında ise; kalp damar hastalıklar, cildin erkenden yaşlanması, kemik erimesi, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik ve cinsellik anında ağrı gibi şikayetler ve sağlık problemleri ortaya çıkar. Ayrıca östrojen hormonunun eksikliğinden dolayı üro genital sistemde yaşlanma da husule gelir.

    Erken Menopoz Tedavisi

    Kadınlarda bulunan yumurtalıklar, yumurta üretimi ve östrojen hormonu salgılama ile görevli olmakta ve genellikle 50′li yaşlarda östrojen hormonu ve yumurta üretimi durarak kadınlar menopoz denilen döneme girmektedir. Ancak bir takım sebeplerden dolayı menopoz 30′lu ve 40′lı yaşlarda erken husule geldiği için erken menopoz başlamış olur. Erken menopoz tedavi edilmez ise kadınların genel sağlığında çok ciddi bozulmalar yaşanır. Ancak erken menopoz tedavisi için erken evrelerde tedaviye başlamak çok önemlidir.

    Erken menopozun tedavisi

    Öncelikle erken menopozun tedavisinde amaç nedir, bundan bahsedelim sizlere hanımlar. Erken menopoz tedavisinde uzmanların amacı menopozun normal sayıldığı yaşa kadar gerçekleşmemesini sağlamak için kadının ihtiyaç duyduğu hormonları kazandırmaktır. Bunun için erken menopoz yaşayan kadınlara bir takım ilaçlar verilir. Erken menopoza giren kadına 50 yaşına kadar düzenli hormon tedavisi uygulanır. Kadın normal menopoz yaşına geldikten sonra tedavi durdurulur. Ancak istenirse tedavi 5 yıla kadar da uzatılabilir.

  • 21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    Pek çoğumuzun vucudunda şikayet ettiği bölge belli ; göbek. Biraz kilo verdiniz ama göbeğiniz gitmiyorsa bu programı uygulayarak üç haftada özellikle göbek bel çevresinden incelebilirsiniz. Mekik: dizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı sık sık hareketlerle karnınız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapın.

    Sopalı Haraket: Bir sopayı ense kökümüze alıp iki elinizi üzerinden geçirin ayaklarımızı yere sağlam basıp bir kaç dakika süratli bir şekilde sağa ve sola doğru kalçadan yukarsınız hızlı bir şeklde döndürün.
    Bel Kasları için mekik: Bİr taraftaki kolunuzu bükülmüş olan diğer taraftaki dizinize doğru hafifçe seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışın bu hareketi bir kaç dakika yapın daha sonra diğer dize ve kola geçin.

    Göbek eritmek için haftanın tek günleri yapılacak diyet: Kalkar kalkmaz bir bardak ılık ballı limonlu su yarım tatlı kaşığı bal 10 damla limonla için…

    Ender saraç 21 günde göbek eritme diyeti

    Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma 1 adet sert kivi 1 tablet deve dikeni hapı

    Ara öğün: 3 parmak taze dil peyniri

    Öğlen: 1 porsiyon ızgara ( tavuk derisiz) Veya az yağlı bir kase yoğurt bol rokalı limonlu yeşil salata taze soğanlı

    Ara Öğün: 3-4 adet yulaflı büsküvinin üzerine atarçıns serpin.

    Ara öğün : 1 adet yeşil elma Akşam: 4-5 kaşık zeytin yağlı fasulye veya ıspanak pazı ( az yağlı) 1 dilim tam buğday ekmeği yeşillik ağırlıklı limonlu mevsim salatası

    Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı light süt 3-4 fincan rezene yeşil çay . Mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışımından yapılan çayı için…

    Göbek eritmek için haftanın çift günleri yapılacak diyet: Sade müsli veya sade mısır gevreği veya tam buğday gevreği bir büyük bardak yağsız süt 1.5 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu taze meyve üzerine bol tarçın ve biraz zencefil Göbek eritme diyeti için Çay tarifi bir su bardağı çay için 2 adet avakado yaprağı 1 çay kaşığı yeşil çay küçük bir tutam kiraz sapı ve mısır püskülü 1 çay kaşığı rezene tohumu 1-2 dakika kaynatılacak ve 4-5 dakika demlenmesi beklenecek 7 şifalı madde içere preperatı sabah akşam yemeklerden 3-4 dakika önce yutup üstüne bol sıcak su için.

    İşte 7 Şifalı madde

    •Tere tohumu : Metabolizmayı canlandırır. Troidi tembel kişilerde verimli çalışmasına yardımcı olabilir.
    •Zencefil: Besinlerin iyi sindirilmesine yardımcı olur. Zayıflarken enfeksiyona yakalanma riskini azaltır. •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Krom gtf: insülin faaliyetinin etkisini artırır. Pankreasın kan şekeri seviyesi dengelemesine yardımcı olur. Açlığın ve tatlı krizinin bastırılmasına faydalıdır.
    •CO-Enzyme Q10: Kalp damar sağlığı ve kanssere karşı korunmaya yardımcıdır.Kilo kaybında yaşanan halsizliğe karşı yardımcı olur.
    •L-Carnitine : Vucutta depolanmış yağların yakımını hızlandırır ve kasların performansını artırır.
    •Garcinia Cambogia : Küçük bir tropikal meyvedir. En büyük yararı midenin beyne gönderdiği doyma sinyalllerini daha kuvvetli gönderir. özellikle gerginlik ve stres altında fazla yiyen kişilerde iyi sonuçlar alınmıştır. Kalıcı kilo kaybınada yardımcı olur. Vucutta yağ yakımını artırarak kolestrol seviyelerinde düşürücü etki yapıyor. İştah baskılama özelliği vardır. Kromla birlikte kullanılırsa kan şekerini de dengeliyor.

    Dikkat : Şeker hastaları, hamileler, emzirenler ve demas sorunu olanlar kullanmamalı…
    Not :Doktorunuza başvurmadan bu diyeti yapmayınız !

    Ender Saraç Göbek Eritme Diyeti için tıklayın…
    8 Dakikalık Göbek Eritme Hareketleri için tıklayın…

  • Erken Menopoz Neden Olur?

    Erken Menopoz Neden Olur?

    Ülkemizde ve diğer ülkelerde kadınların normal şartlarda 51 yaşına kadar adet olması normal olduğundan, bu yaştan önce adetten kesilen kadınlar erken menopoza girmektedir. Tıpta “prematür menopoz” olarak tanımlanan erken menopoz, 40 yaşın altında ki kadınların adetten kesilmesi olayına denmektedir. Günümüzde 100 kadından 3′ü henüz 40′ına bile basmadan erken menopoza girmektedir. Peki erken menopoz nedenleri nelerdir? Kadınlar neden erken menopoza girer? İşte cevapları hanımlar:

    Erken menopoz nedenleri

    Yumurta ve östrojen hormonu üretmekle görevli olan yumurtalıklardan östrojen hormonunun artık üretilmemesi ile menopoz başlar. Östrojen hormonunun artık üretilmemesi kadınlarda bir takım şikayetlere sebep olur. aniden ateş basmalar, üşümeler, sıkıntı ve strese girme, al ayak terlemesi gibi belirtileri bulunan menopoz, genetik etkenlerden dolayı da erken yaşta ortaya çıkabilir. Bir kadının annesi, teyzesi ve halası gibi yakın derece akrabaları erken menopoza girmiş ise, bu kadının da erken menopoza girme riski bulunur.

    Erken menopoz nedenlerinden biri de, kadınlarda normalde iki tane bulunan X kromozomunun birinin eksik olması ya da ikinci kromozomun yarısının bulunmamasıdır. Genellikle 30 yaşından önce menopoza girmiş olan kadınların sorunu kromozom eksikliğinden kaynaklanır. Kesin tanı için kromozom analizi gerekir.

    Erken Menopozun Zararları Nelerdir?

    Ateş basması, aniden üşüme, el ve ayaklarda terleme, ruhsal sıkıntı, sinirlilik ve stres gibi semptomları bulunan menopoz, erken dönemde husule geldiği zaman bu şikayetlerin yanı sıra kadınların sağlığında birçok olumsuzluklara zemin hazırlamaktadır. Normalde menopoz yaşı 50 yaş civarında olmasına rağmen günümüzde kadınlar 50′li yaşlarına varamadan bazen 40 bazen de 30′lu yaşlarda adetten kesilerek erken menopoza giriyorlar. Erken menopoza girmede genetik faktörler, kromozom eksikliği ya da yaşamsal şartlar rol oynamaktadır…

    Erken menopoza girmenin zararları

    Menopoz, zamanında da görülse, erken dönemde de görülse kadınlarda bir takım sorunlara yol açabiliyor. Ancak erken menopoza girmek çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayarak kadınların genel sağlığını bozuyor.Erken menopozun zararları ise vücuda oldukça fazladır.

    Erken menopozun zararları arasında ise; kalp damar hastalıklar, cildin erkenden yaşlanması, kemik erimesi, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik ve cinsellik anında ağrı gibi şikayetler ve sağlık problemleri ortaya çıkar. Ayrıca östrojen hormonunun eksikliğinden dolayı üro genital sistemde yaşlanma da husule gelir.

    Erken Menopoz Tedavisi

    Kadınlarda bulunan yumurtalıklar, yumurta üretimi ve östrojen hormonu salgılama ile görevli olmakta ve genellikle 50′li yaşlarda östrojen hormonu ve yumurta üretimi durarak kadınlar menopoz denilen döneme girmektedir. Ancak bir takım sebeplerden dolayı menopoz 30′lu ve 40′lı yaşlarda erken husule geldiği için erken menopoz başlamış olur. Erken menopoz tedavi edilmez ise kadınların genel sağlığında çok ciddi bozulmalar yaşanır. Ancak erken menopoz tedavisi için erken evrelerde tedaviye başlamak çok önemlidir.

    Erken menopozun tedavisi

    Öncelikle erken menopozun tedavisinde amaç nedir, bundan bahsedelim sizlere hanımlar. Erken menopoz tedavisinde uzmanların amacı menopozun normal sayıldığı yaşa kadar gerçekleşmemesini sağlamak için kadının ihtiyaç duyduğu hormonları kazandırmaktır. Bunun için erken menopoz yaşayan kadınlara bir takım ilaçlar verilir. Erken menopoza giren kadına 50 yaşına kadar düzenli hormon tedavisi uygulanır. Kadın normal menopoz yaşına geldikten sonra tedavi durdurulur. Ancak istenirse tedavi 5 yıla kadar da uzatılabilir.

    Menopozu Geciktirmenin Doğal Yolları için tıklayınız!

  • Çağımızın Hastalığı: Karpal Tünel sendromu

    Çağımızın Hastalığı: Karpal Tünel sendromu

    Karpal tünel sendromu medyan sinir üzerindeki bantın kalınlaşması ve tekrarlayıcı hareketlerin kombinasyonu neticesinde bilekte sinirin enflamasyonu sonucu ortaya çıkar. Özellikle 40-60 yaşlarındaki kadınlarda, piyanistler, kuaförler, bilgisayar operatörleri, bankacılar, dişçiler, heykeltıraşlar, ev hanımları gibi ellerini aşırı kulanan meslek gruplarında sıklıkla izlenir.

    Hamilelik, şeker hastalığı, tiroid hastalıkları, menapoz, bilekte kırılan yada yerinden kayan kemikler ve aşırı şişmanlık hastalığın görülme oranını arttırır. Eller ile cisimlerin sık ve şiddetli şekilde tutulması, bileğin bükülmesi ve artrit benzer şekilde görülme oranlarını arttırır.

    Bu şikayetlerin ilk ortaya çıkmasının ardından tedavi için zaman kaybetmeden başvurmak oldukça önemlidir. Başvurmak için ağrının aşırı artmasını, tahammül sınırlarını aşmasını beklemeyin.

    Cerrahi dışı konservatif tedavinin asıl amacı medyan sinir üzerinde tekrarlayan yaralanmaları bitirmek ya da azaltmaktır. Bu amaçla sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için bir bileklik ile bilek hareketleri kısıtlanabilir. Eğer bu işe yaramaz ise ödemi azaltmak için enflamasyon giderici ilaçlar yazılabilir veye bileğe kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Ağrıları azaltmaya yönelik bir takım özel el ve bilek egzersizleri önerilebilir.

    Eğer hastalar istirahat, rehabilitasyon, veya diğer cerrahi dışı tedaviler ile ağrılarından kurtulamaz iseler median sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak için farklı cerrahi teknikler uygulanabilir. En sık uygulanan teknik karpal tunel serbestleştirilmesi denilen ve açık ya da endoskobik yöntemler ile uygulanabilen yöntemdir. Açık cerrahide bilek bölgesine bir kesi yapılarak median sinir üzerine bası oluşturan bant kesilerek sinir serbestleştirilir. Endoskobik yöntemde ise daha ufak bir kesi yapılarak bir minyatür kamera ile tünel görüntülenir ve bant kesilir.

    Karpal tünel sendromuna yol açan nedenler?

    Aynı tür el hareketlerini sürekli olarak yapmak bu hastalığa yol açabilir. En çok el bileğini büküp sıkma tarzında iş yapanlarda görülmektedir. Bilgisayar kullananlar, marangozlar, et ve tavuk paketleyicileri, müzisyenler ve teknisyenler risk altındadır. Bahçe işleri, golf oynama, iğne ve oya işleri gibi hobiler de hastalığa yol açabilir. Karpal tünel sendromu, şeker hastalığı, romatizma, guatr gibi hastalıkların seyri sırasında da ortaya çıkabilir. Hastalık, gebeliğin son birkaç ayında yaygın olarak görülmektedir.

    Karpal tünel sendromundan korunmak, ellerimizin doğru kullanımı ile ilgili altın öğütler

    • El bileğinin uzun süreli ve güçlü şekilde aşağı-yukarı hareketlerinden, gergin şekilde parmaklarla bir şeyi tutmaktan (dikiş iğnesi gibi), bileği başparmak veya küçük parmağa doğru bükme hareketinden kaçın
    • Avuç içi yukarı bakacak şekilde yük taşımamaya özen göster
    • Bileği sıkı saran bantlardan (kol saati gibi) uzak dur
    • Aşırı soğuk veya korunmasız vibrasyondan kaçın
    • Telefon gibi sık kullanılan objeleri calışma sahanıza olabildiğince yaklaştır. Böylece aşırı uzanmaktan kaçın.
    • Araba sürerken, eşya taşırken direksiyonu çok sıkı tutma. Mümkün olduğunca eli dinlendir.
    • Daktilo ya da keyboard kullanırken elleri her 15 dk da bir dinlendir.
    • Boya fırçası, kalem, gazete, veya kitap türü cisimleri uzun süre tutmaktan kaçın
    • Eller kullanılırken vücüdun genel postürüde çok önemlidir. Çalışma alanının yüksekliği, otururken ya da ayakta iken bileklerin notral ya da hemen hemen düz pozisyonda kalmasına imkan tanıyacak şekilde düzenlenmelidir. Çalışma esnasında omuzların yeteri kadar serbest, dirseklerin konforlu bir şekilde yanlarda olmasına özen gösterilmelidir.
    • Oturma esnasında sırt ve bel iyi desteklenmiş şekilde ayaklar yere basmalıdır. Oturulan sandalye her bireyin kendisine göre ayarlanmalıdır.
    • Özellikle daktilo yazımı, keyboard kullanımı türü işlerde postür özellikle önemlidir. Doğru ayarlanabilir bir koltuk, yeterli ışık ve masa için uygun yükseklik yararlıdır.
    • Daktilo esnasında uzun süre, sık bir sekilde tuşlara basılır. Bu nedenle olabildiğince hafif şekilde tuşlara dokunmak önemlidir. Aşırı sert bir şekilde tuşlara basılması gereksiz yorulmaya neden olacaktır. Bu problemi aşmak için sıkca kısa aralıklar verilmesi yararlı olur. Aynı şekilde boyun, omuz ve kol adalelerinin rutin bir şekilde rahatlatılması da önemlidir.
    • El aletlerinin seçimi önemlidir. El aletinin tutulan kısmı elinizin büyüklüğü ile orantılı olmalıdır.
    • Elinizi yoğun şekilde kullanmanızı gerektiren yeni bir iş ögrendiğinizde, elinize bu yeni işe alışması için zaman tanıyın. Bu tıpkı bir atletin bir yarışa hazırlanmasına veya diğer atletik yarışmalara benzer. Ellerin istirahati için yeterli aralıklarla molalar verilmelidir.
    • Eğer eldiven giyiyorsanız ellere uygun ölçülerde olmalıdır. Çok büyük olursa objeyi tutmak için gerekli harcanacak güç daha fazla olacak, çok sıkı olursa elleri sıkıştıracaktır.

    Hamilelikte Karpal Tünele Sendromunun Oluşmaması İçin Önlemler

    Hamilelikte kaprpal tünel sendromu oluşmasını engellemek için bazı önlemler almak yarar sağlamaktadır:

    – Su tutulumunu azaltmak için tuz alımını kısıtlamak
    – El bileğinin uzun süre aynı pozisyonda tutulmaması
    – Düzenli aralıklarla el bileğini dinlendirmek
    – Uzun süre tekrarlayıcı karekterde hareketler yapmamak
    – Obesite karpal tünel sendromu için bir risk faktörü olduğundan kilo verilmesi
    – KTS’yi önlemeye yönelik egzersizler.

    İlgili Konular ;
    – Karpal tünel sendromu nasıl tedavi edilir?
    – Karpal tünel sendromu nasıl teşhis edilir?
    – Karpal tünel ameliyatından sonra nelere dikkat etmeliyiz?
    – Karpal tünel sendromundan nasıl korunabiliriz?

  • Türk Halkını Şişmanlatan Hatalar

    Türk Halkını Şişmanlatan Hatalar

    Türkiye’yi zayıflatan profesör, Canan Efendigil Karatay, Türk halkının kilo sorunu hakkında bakın neler söylüyor…

    Amacı sadece insanları zayıflatmak olmayan Karatay Diyeti’nin asıl hedefi vücudun kalıcı olarak sağlığına kavuşmasını sağlamak. Kilo problemi olan insanlarda öncelikle insülin ve leptin direncini kırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, daha sonra sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmek olduğunun altını çiziyor.

    Kilo almak konusunda Türk halkının en büyük probleminin alışkanlıkları olduğunu söyleyen Karatay, bizleri dikkat etmemiz gereken konuları şöyle sıralıyor!

    Hareketsizlik

    Türk halkındaki en büyük problem hareketsizlik. Spor yapan küçük bir kitle var ama genel olarak çocukluktan itibaren aktif değiliz.

    Tatlı ve unlu gıdalar

    Türk halkı maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. özellikle gençlerimiz fast-food kültürüyle yetiştiriliyor, hamburger, pizza, tost, sandviç, cips gibi yiyeceklerle ve kola, buzlu çay ya da gazoz gibi içeceklerle karın doyurmaya çalışıyor. Ayrıca halkımızın büyük bir kısmı sağlıklı sanarak her gün neredeyse 2-3 kilo taze meyve yiyor. Ama kilo yemişten kilo aldırır diye uzak duruyor. Kuru yemiş tüketenler de çiğ yemek yerine kavrulmuş ve tuzlanmış şekilde yiyerek büyük hata yapıyor.

    Yabancı diyetler

    Türk halkı kendi mutfağıyla değil yabancı mutfaklarla yani tercüme diyetlerle zayıflamaya çalışıyor. Az az, sık sık yiyerek zayıflamaya çalışıyor. Oysa sık sık yemek sürekli insülin hormonunun salgılanmasına sebep oluyor ve farkında olmadan yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel oluyor.

    Kalori hesabı

    Türk halkı sadece kalori hesabına takılıyor, yiyeceklerin ne glisemik indeksine ne protein içeriğine ne de sağlıklı yağ içeriğine bakmıyor! Proteinler saçlarımızın, tırnaklarımızın, cildimizin, bağışıklık sistemimizin, tüm organlarımızın ve hayati önemi olan hormonlarımızın temelini meydana getirirler. Doğal olan temel proteinleri tüketmedikçe de kilo veremeyiz!

    Yağ seçimi

    Halkımızın yaptığı bir diğer yanlış da sağlıklı yağlarla sağlıksız yağları yani trans yağları aynı kefeye koymak. Fazla kilo problemi olup zayıflamaya çalışanlar ve kilolarını korumak isteyenlerin, doğa tereyağı, soğuk sızma zeytinyağı ve temel olan Omega-3, Omega-6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka vücutlarına almaları gerekmektedir. Omega-3 ve Omega-6 yağlarına bilimsel olarak temel yağlar diyoruz. çünkü insan vücudu bu yağları üretemiyor ve bu yağların dış destek olarak mutlaka alınması gerekiyor. Motorumuzun yağ değiştirme zamanı gelmiştir. Vücudumuza sağlıklı yağ girmediği sürece, birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulmalıyız.

    Kilo vermenin zorlaşmasını ne yapılırsa yapılsın kilo verilememesinin ve bir çok dejeneratif hastalığın, asıl nedeni vücut ve organizmanın hücre ve hücre zarlarında Omega-3 ve Omega-6 gibi temel yağların ve fosfolipitlerin yani lipitlerin eksik olmasıdır. Bu bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu nedenle yağlı olduğu gerekçesiyle zeytin ve kuruyemişlerden korkmak veya zeytin ve kuruyemişi az miktarda yemek doğru değildir. Ancak kuru yemişler kabuğundan kırılıp çiğ olarak tüketilmelidir. Kavurarak ve tuzlayarak yemek son derece sağlıksız bir beslenme tarzıdır.

    Womenist