Etiket: Sinüzit

  • 4 Adımda Sinüsleri Boşaltmak İçin Sirke

    4 Adımda Sinüsleri Boşaltmak İçin Sirke

    Sinüsleri boşaltmak için sirke kullanmanın doğal ve etkili bir yöntem olduğunu keşfedin. Sirke, sinüs enfeksiyonlarını azaltır ve tıkanıklığı giderir.

    Sinüzit, birçok kişinin yaşadığı rahatsız edici bir durumdur. Sinüs boşluklarının iltihaplanması sonucunda oluşan bu durum, baş ağrısı, burun tıkanıklığı ve yüzde ağrı gibi belirtilerle kendini gösterir. Sinüzit tedavisi için birçok seçenek bulunmasına rağmen, doğal yöntemlerle rahatlama sağlamak da mümkündür. Bu makalede, sinüsleri boşaltmada etkili bir doğal çözüm olan sirkenin kullanımını keşfedeceğiz.

    Sinüsleri Boşaltmak İçin Sirke

    Sinüslerinizi doğal bir şekilde temizlemek ve rahatlama sağlamak için sirke kullanmak mantıklı gelebilir. Sirke, antimikrobiyal ve antifungal özellikleri sayesinde sinüslerdeki enfeksiyonları azaltabilir ve iltihabı hafifletebilir. Ayrıca, sinüs boşluklarında biriken mukusu inceltmeye yardımcı olarak, tıkanıklığı gidermeye yardımcı olabilir.

    Sirkenin kullanımı oldukça basittir. İşte sinüsleri boşaltmak için sirke kullanırken izleyebileceğiniz adımlar:

    Adım 1: Hazırlık

    Sinüsleri Boşaltmak İçin Sirke
    Sinüsleri Boşaltmak İçin Sirke

    Sinüslerinizi temizlemek için kullanacağınız sirke, elma sirkesi tercih edilmelidir. Elma sirkesi, antioksidanlar ve doğal asidik bileşikler açısından zengin olup, sinüslerdeki enfeksiyonlarla savaşabilir. 1 yemek kaşığı elma sirkesini, 1 su bardağı ılık suyla karıştırın.

    Adım 2: İrrigasyon (Temizleme)

    Elde ettiğiniz karışımı nazikçe burun deliklerinize çekin ve diğer burun deliğinizden akışını sağlayın. Bu, sinüslerdeki mukusu ve biriken kalıntıları temizlemeye yardımcı olacaktır. Bu işlemi, her iki burun deliğiniz için de tekrarlayın.

    Adım 3: Inhalasyon (Solunum)

    Sinüsleri boşaltmaya yardımcı olmak için sirke buharını soluyabilirsiniz. Bunun için, ılık su dolu bir kapta biraz elma sirkesi ekleyin. Başınızı kaplana yaklaştırın ve havayı burun deliklerinizden çekerek buharı inhalasyon yapın. Bu, sinüslerinizi rahatlatabilir ve tıkanıklığı gidermeye yardımcı olabilir.

    Adım 4: Dinlenme ve Nemlendirme

    Sinüsleri temizledikten sonra, dinlenmek ve nemlendirmek önemlidir. Bol miktarda su içmek, sinüslerinizi nemli tutacak ve mukusu inceltmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, nemlendirici bir buhar makinesi kullanarak da sinüslerinizi nemlendirebilirsiniz.

    Sonuç:

    Sinüzit, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen rahatsız edici bir durumdur. Sirke, doğal bir çözüm olarak sinüsleri boşaltmaya yardımcı olabilir. Sinüsleri temizlemek için sirke kullanırken, dikkatli olmalı ve herhangi bir rahatsızlık durumunda bir sağlık uzmanına danışmalısınız. Ayrıca, sinüzit semptomları uzun süre devam ederse, bir doktora görünmek önemlidir.

    Oku: Sinüzite Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer? Sinüzit İçin Etkili Doğal Çözümler

    Elma sirkesi sinüsleri açar mı?

    Elma sirkesi sinüs temizleme
    Elma sirkesi sinüs temizleme

    Elma sirkesinin sinüsleri açıp açmadığı konusunda kesin bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bazı kişiler elma sirkesini sinüzit ve sinüs tıkanıklığı semptomlarını hafifletmek için doğal bir çözüm olarak kullanmaktadır. Elma sirkesi, antimikrobiyal özelliklere sahip olabilir ve sinüslerdeki enfeksiyonları azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, sinüslerde biriken mukusu inceltmeye ve tıkanıklığı gidermeye yardımcı olabilir.

    Ancak, herkesin sinüslerine farklı tepkiler verebileceğini unutmamak önemlidir. Bazı insanlar elma sirkesi kullanırken rahatlama hissedebilirken, diğerleri için etkili olmayabilir veya yan etkilere neden olabilir. Eğer sinüzit veya sinüs sorunları yaşıyorsanız, bir sağlık uzmanına danışmanız ve tedavi yöntemleri hakkında tavsiye almanız önemlidir.

    Bir diğer sinüzite çözüm ise Çörek Otu Yağı Tıklayın!

    Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

  • Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

    Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, sinüzit için doğal tedavi yöntemleri nelerdir? makalemizi hazırladık. Sinüzit bitkisel tedavi yazımızdakileri tatbik ederek, ilaç içmeden enfeksiyonu atlatabilirsiniz. Sinüzit, sinüs bölgelerinin iltihaplanmasıdır. Kronik ve akut şeklinde ikiye ayrılır.

    Akut sinüzit, ani gelişen enfeksiyondur, kronik sinüzit ise enfeksiyonun uzun süre sinüs bölgelerinde yer almasıdır. Bu enfeksiyonun en sık nedenleri arasında; alerji, viral enfeksiyon, soğuğa aşırı maruz kalma, sigara, stres, solunum yolu enfeksiyonu ve kirlilik sayılabilir.

    Sinüzite Bitkisel Pratik Çözümler

    Sinüzitin bitkisel tedavi yöntemi olarak bilinen ve evde de hazırlanabilecek yöntemler şunlardır:

    • Papatyalı Buhar Banyosu: 2 yemek kaşığı kurutulmuş papatya ile bir litre su karıştırılıp, kısık ateşte kaynamaya bırakılmalıdır. Kaynadıktan sonra altı kapatılmalıdır. Kafa ve göğüs bölgesi havlu ile örtüldükten sonra 10-15 dakika gibi bir süre papatya buharı solunmalıdır. Bu işlem yapıldıktan kısa süre sonra açık hava çıkılmaması gereklidir.
    • Elma Sirkesi: 1 yemek kaşığı bal ile 2 yemek kaşığı elma sirkesi karıştırılarak, bir hafta boyunca her gün tüketilir. Bu karışım mukozanın yumuşamasında etkilidir.
    • Limon Suyu: Limonlu su karışımı, üç günde bir olmak üzere burun deliklerinden doğru çekilmelidir.
    • Okaliptus Yağı: Bitkisel bir yağ ile seyreltilmiş olan okaliptus yağı; baş bölgesine masaj yaparak sürülmelidir. İçerisindeki sineol adı verilen madde etki etmektedir. Forum konumuz olan Sinüzit için doğal yöntemler göz atmanızda fayda vardır geçmiş olsun…
    Sinüzit İçin Doğal Tedavi
    Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

    Sinüzitin Sık Görülen Belirtileri Nelerdir?

    Sinüzitin belirtileri şunlardır; baş ağrısı burun çevresi ve gözlerde ağrı, burun akıntısı, nefes almada sorundur.

    Sinüzitin en sık görülen belirtileri şunlardır:

    • Nefes alırken zorlanma
    • Şiddetli baş ağrısı
    • Hareket edildiğinde başta zonklama olması
    • Hareket edildiğinde başta bir basınç hissetme

    Sinüzite Yatkın Olan Kişiler Kimlerdir?

    • Burnunun içindeki yapı eğri olan kişiler
    • Burun kemiği kırık olan kişiler
    • Nefes almasını zorlaştıran bir problemi olan kişiler
    Sinüzit Bitkisel Tedavi Yöntemleri
    Sinüzit Bitkisel Tedavi Yöntemleri

    Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri

    Sebzeler sinüzit için doğal tedavi yöntemlerindendir.
    300 ml havuç suyu, 100 ml pancar suyu, 200 ml ıspanak suyu
    ve 100 ml salatalık suyunu karıştırın bu karışımı her gün enfeksiyonu tedavi etmek için, tüketin. Grip Nasıl Tedavi Edilir? makalemizi okumak için tıklayınız

    Çemen Tohumu Sinüzit Tedavisi

    Bir bardak su ile bir kaşık çemen tohumunu kaynatın.
    5 dakika kaynatın ve sonra süzün.
    Her gün bir kez için.

    Soğan Tedavisi

    Biraz soğan ve sarımsağı ezin.
    Suda birlikte kaynatın ve buharını soluyun.
    Bu formül aynı zamanda sinüs baş ağrısı için de çok etkilidir.

    Sinüs kaynaklı baş ağrınız varsa jalapeno biberi yiyin.
    Baş ağrınız kısa sürede hafifleyecektir.

    sinüzit doğal tedavisi
    sinüzit doğal tedavisi

    Sinüzit Baş Ağrısı Nasıl Geçer?

    Sinüzitin yaptığı baş ağrısı için bitkisel kür tariflerimizi listeledik. Sinüzit baş ağrısı nasıl geçer sorusuna en iyi doğal kürler şifa olsun…

    Okaliptüs yağı: Yarım bardak su kaynatıp içine birkaç damla okaliptüs yağı atın. Buharını soluyun. Bu kür, enfeksiyonu tedavi ederek, sinüzitten dolayı olan baş ağrısına şifa olur.

    Sarımsak, soğan, zencefil tozu: gibi sebzeleri içeren çorbayı sıcak sıcak için. Sinüzit semptomlarını azaltacaktır. Sinüs baş ağrısı azaltmak için,
    her burun deliğine soğan suyundan ikişer damla koyun.

    sinüzit baş ağrısı için tedavisi yöntemi
    sinüzit baş ağrısı için tedavisi yöntemi

    Sinüzit Maskesi Nasıl Yapılır?

    Lotus kökü, zencefil ve unu karıştırıp maske yapın. Bu maskeyi burnunuza ve alnınıza uygulayın. Geceden yüzünüzde karışımı bırakın ve sabah ılık su ile yıkayın. Bu karışım mukus enfeksiyon riskini azaltır, kısa sürede iyileşmenize yardımcı olur. Dilerseniz Sinüzite İyi Gelen Bitki Çayı Tarifi göz atabilirsiniz.

  • Sinüzit beyin zarı iltihabı

    Sinüzit beyin zarı iltihabı

    Tedavi edilmeyen Sinüzit beyin zarı iltihabı bile yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Ediz Yorgancılar, baş ağrısı ile kendini gösteren rahatızlığın nedenlerini ve tedavi yöntemlerini anlattı.

    Sinüzit, sinüs boşluklarının havalanmasını sağlayan kanalların tıkanması ve bazı mikropların sinüs boşluğuna yerleşmesi ile ortaya çıkan bir hastalık. Genellikle baş ağrısı ile özdeşleştirilir. Ancak sinüzit tedavi edilmezse baş ağrısı haricinde çok ciddi başka problemlere de sebebiyet verebiliyor. Doç. Dr. Ediz Yorgancılar, sinüzitin nedenlerini, tedavisini ve risklerini anlatıyor;

    Sinüzit beyin zarı iltihabı

    Sinüzitin nedenleri

    Sinüzit oluşumunu pek çok neden tetikler. Alerji, sigara kullanımı, vücut direncinin düşmesi, geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları, hava kirliliği, diş tedavileri sırasında oluşan enfeksiyonlar, burun kemik eğrilikleri ve burun içinin anatomik yapısının bozuklukları, çocuklarda aşırı büyümüş geniz eti gibi nedenler sinüzit oluşumuna zemin hazırlayabilir.

    Sinüzit beyin zarı iltihabı
    Sinüzit beyin zarı iltihabı

    İlk belirti baş ağrısı olabilir

    Sinüzit belirtileri, hastalığın akut veya kronik olma özelliğine göre farklılık gösterir. Akut sinüzitte yüz bölgesinde ağrı ve dolgunluk hissi, burun tıkanıklığı, koku almada bozukluk, geniz ve burun akıntısı, ateş, öksürük, halsizlik görülebilir. Hasta ciddi bir baş ağrısı sorunu yaşayabilir. Kronikleşmiş olan yani uzun süreli sinüzitte ise ağrı ön planda değildir. Ateş ve halsizlik gibi belirtiler genellikle görülmez.

    Her baş ağrısı sinüzit kaynaklı değildir

    Baş ağrısı sorunu ile karşı karşıya olan hastalar, bunun genellikle sinüzit kaynaklı olduğunu düşünür ve bu da sorunun asıl nedeninin belirlenmesine engel olabilir. Oysa baş ağrılarının çok az bir kısmına sinüzit neden olur. Sinüzitten kaynaklanan ağrılar özellikle yüz bölgesinde görülen ve akut sinüzit belirtileri olan hasta gruplarında ortaya çıkar.

    Migren ve sinüzit belirtileri karıştırılabilir mi?

    Sinüzit ve migren birbirinden tamamen farklı iki hastalıktır. Migren, şiddetli ataklar halinde gelen; stres, yorgunluk, açlık gibi faktörler ile tetiklenebilen bir hastalıktır. Bazı migren hastaları, ağrılarının başlayacağını önceden tahmin edebilir. Sinüzit ağrısı ise migreni tetikleyen etkenlerle ortaya çıkmaz ve migrendeki gibi şiddetli değildir. Ancak her iki hastalığın aynı anda görülebileceği unutulmamalıdır.

    Sinüzit tedavisi

    Sinüzit, toplumda yaygın olan kanı ile basit ve masum bir hastalık değildir. Tedavi edilmediği takdirde beyin zarında ya da beyin içinde iltihaplara, görme kayıplarına, kalıcı doku bozukluklarına, boğaz veya akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir. Sinüzit tanısı konulduğu andan itibaren tedavisi, hastadaki tüm belirti ve etkileri ortadan kalkacak şekilde tamamlanarak yapılmalıdır. Sinüzit tedavisi hastalığın ciddiyetine, neden olan bakterilerin türüne, akut ve kronik olmasına göre değişir. Bakterilerin neden olduğu sinüzit, 2-3 hafta süren antibiyotik uygulamaları, burun açıcı spreyler ve antiinflamatuarlar ile tedavi edilebilir. Burun içini düzenli olarak özel sularla yıkamak hastayı rahatlatabilir. Hasta KBB uzmanın takibinde olmalı ve ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda ameliyat seçeneği için değerlendirilmelidir.

    Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri için Tıklayınız!

    Kapalı cerrahiler hastaya konfor sağlıyor

    Sinüzit cerrahisi günümüzde artık endoskopik girişimsel ameliyatlar ile yapılır. Gelişen yeni yöntemler ve teknolojik olanaklar sayesinde işlemler, burun içinden özel aletler ile girilerek ve hiç kesi yapılmadan gerçekleştirilir. Hasta işlemden kısa bir süre sonra taburcu olarak normal yaşamına dönebilir, psikolojik durumu da olumsuz etkilenmez.

  • Sinüzite İyi Gelen Bitki Çayı Tarifi

    Sinüzite İyi Gelen Bitki Çayı Tarifi

    Bugün sağlık köşemizde sinüzite iyi gelen bitki çayı tarifine yer verdik. Sinüs kışın sıklıkla karşılaşabildiğimiz burunda tıkanıklık, geniz akıntısı, ateş, halsizlikle seyreden kişiyi hayattan bezdiren enfeksiyonlardandır.
    Size bildireceğimiz tarifle sinüs ve sinüs ağrılarına son verebilirsiniz.

    Malzemeler
    1/4 su bardağı su
    1/4 su bardağı filtresiz elma sirkesi
    1 yemek kaşığı bal
    1 tatlı kaşığı kırmızı biber
    limon

    Yapılışı
    Suyu kaynatın.
    Küçük bir cam ya da kupada sıcak su ve elma sirkesini birleştirin.
    Bal ve kırmızı biberi ekleyin. Iyice karıştırın.
    Üstüne limon sıkın.
    Sıcak sıcak tüketin

    Sinüzit İçin Doğal Tedavi Yöntemleri Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir

     

  • Boğaz Ağrısı Tedavisi

    Boğaz Ağrısı Tedavisi

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık boğaz ağrısı tedavisi resimli makalemizi, bu ağrıdan muzdarip kişilere deva olmak için hazırladık.
    Boğaz ağrısına bitkisel ve doğal yollardan çözüm bulabilirsiniz.
    Boğaz ağrısı insanı hayattan bezdiren, yaşam kalitesini düşüren bir sağlık sorunudur.
    Boğazda ağrı ile beraber yanma, kaşıntı, kurulukta görülebilir.
    Bu ağrının en büyük nedenlerinden biri boğaz iltihaplanmasıdır.

    Boğaz ağrısı için bitkisel tedavi yöntemleri yazımızı okumak için tıklayınız

    Boğaz ağrısı soğuk algınlığı, alerji, sinüzit, faranjit, boğaz enfeksiyonu, boğaz tahrişi hatta boğaz kanseri gibi ciddi boyutta sorunlardan kaynaklanabilir ve öksürük, yüksek ateşle birlikte seyredebilir.Hastalığa göre uygulanacak tedavi yöntemleri çeşitlilik gösterir.Bakteriyel kökenli olup, ilerlemiş boğaz ağrıları, antibiyotikle tedavi edilebilir. Size bildireceğimiz boğaz ağrısı doğal tedavi yöntemleri ile bu sorununuzdan kurtulabilirsiniz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    Boğaz Ağrısı Bitkisel Tedavisi

    Tuzlu su ile gargara:
    1 bardak suya 1 tatlı kaşığı su koyun ve bununla günde dört beş kez bu su ile gargara yapın.
    Bu uygulama sizi epey rahatlatacaktır.
    Tuzlu su boğaz ağrısını geçiren en etkili yollardandır.

    boğaz ağrısı tedavisi
    boğaz ağrısı tedavisi

    Bitkisel Çözümler
    Meyan kökü boğaz ağrısına bitkisel çözümlerdendir.
    Su ile karıştırıp gargara yapın.
    Aynı şekilde biraz bal katılmış, papatya çayı, ekinezya boğaz ağrısını gideren doğal yollardandır.

    boğaz ağrısı tedavisi
    boğaz ağrısı tedavisi

    Sıvı Tüketimi
    Doktor önerisi, hastayken bol sıvı alımı yapmaktır.
    Bol miktarda su içmek boğazın kurumasını önleyip, bakterilerin vücuttan kolay atılımını sağlar.

    boğaz ağrısı doğal çözüm
    boğaz ağrısı doğal çözüm

    Sarımsak
    Sarımsak doğal antiseptik ve antibakteriyeldir.
    Yani bitkisel yoldan mikrop kırıcıdır.
    Boğaz ağrısına son vermek için sarımsak çiğneyin.

    boğaz ağrısı doğal çözüm
    boğaz ağrısı doğal çözüm

    Buhar Makinesi
    Odada buhar makinesi bulundurmak, nemli havayı solumak, havayı nemlendirdiğinden
    boğazınızdaki kurumayı ve tahrişatı da gidericektir. Şayet buhar makineniz yoksa
    kaynattığını suyu kaba koyup odanızda bulundurabilirsiniz.

    Boğazı Sarmak
    Boğazı atkı, tülbent gibi bir şeyle sarmak, boğaz ağrısından kısa sürede kurtulmanıza sebep olacaktır.
    Boğaz kısmını sıcak tutmak mikropları kıracaktır.

    Sıcak sıvılar İçmek
    Çorba, bitki çayları hastalandığınızda ve boğaz ağrısı çektiğinizde imdadınıza yetişecek çözümlerdendir.
    Bu gıdalar boğazı nemli tutarak, boğaz ağrınızı hafifletecektir.

  • Boğazı ağrıyanlar nelere dikkat etmelidir?

    Boğazı ağrıyanlar nelere dikkat etmelidir?

    Boğazınız ağrıyorsa nelere dikkat etmelisiniz? Boğaz ağrısı için evde alabileceğiniz önlemler neler? Boğaz ağrısı hangi hastalıkların habercisi olabilir?

    Boğaz ağrısı neden olur?

    Boğaz ağrısının en önemli sebebi enfeksiyonlardır. Enfeksiyondan kastettiğimiz mikrobik hastalıklardır. Bunların içinde “akut faranjitler” denilen hastalıklar vardır.

    En önemli mikrop grupları, virüsler ve bakterilerdir. İkisinin tedavi yöntemleri birbirinden farklıdır. Özelliksiz virüsler, kendi kendilerine bir hafta içinde tamamen iyileşen hastalıklar iken, bakterilerde antibiyotik kullanımını gerektiren farklı bir tedavi süreci vardır.

    Enfeksiyonlar haricinde birçok hastalık boğaz ağrısına sebep olabilir. Örneğin, boğazın kendi enfeksiyonu olmamasına rağmen burunlardan, sinüslerden akan ya da akciğerden kaynaklanan akıntılar boğazda tahrişe yol açarak boğaz ağrısına sebep olabilir.

    Boğaz ağrısı hangi hastalıkların belirtisi olabilir?

    Boğaz ağrısının en önemli sebebi kronik faranjittir. Yani mikrobik enfeksiyona bağlı olmayan hastalıklar haricinde, boğazın tahrişi sebebiyle ortaya çıkan, boğazdaki mukozanın iltihabıdır.

    Bunun altında yatan sebep çok önemlidir. Çünkü hem tedavi sürecini hem de tedavinin nasıl sonuçlanacağını belirler. Kronik faranjite yol açan üç çok önemli faktör şunlardır:

    Sigara içmek. (Sigarayı bırakmadığınız sürece tedaviden tam bir netice almak mümkün değildir.)

    Mide özsuyunun boğaza gelerek orada kimyasal süreçte irritasyona sebep olması ve mukozada yan etkilerin ortaya çıkması. Başka yerdeki enfeksiyonun; yani burun, sinüs ya da akciğer kaynaklı enfeksiyonun boğazdan geçerken öksürük veya balgam gibi şeylerle, irritasyona sebep olması kronik faranjite yol açar.

    Kansızlık, tiroit ve guatr gibi sistemik hastalıklar. (Bu problemler sonucu boğaz ağrısı oluşabileceği gibi boyun bölgesine yerleşen bazı irritasyonlar da boğaz ağrısına sebep olabilir.)

    Boğaz ağrısı nasıl tedavi edilir?

    Özellikli bir durum yoksa, boğaz ağrısına sebep olan virüs için antiviral bir ilaç vermiyoruz. Boğaz bölgesini rahatlatacak gargara, pastil gibi lokal tedaviler uyguluyoruz. Hastanın, yiyeceğine içeceğine dikkat etmesini, su alımını yüksek tutmasını tavsiye ediyoruz.

    Viral bir enkfeksiyon olduğu için, bağışıklık sistemini desteklemek açısından vitamin ve benzeri ilaçlar kullanılabilir. Çok özel durumlarda, ileride bakteriyel bir enfeksiyona dönüşmesini engellemek amacıyla koruyucu, düşük dozda geniş spektrumlu bir antibiyotik kullanıyoruz.

    Bakterilerin sebep olduğu boğaz ağrısı hastalıklarında, o bakterinin tam olarak ne tür bir bakteri olduğunu tespit edersek ona yönelik bir ilaç kullanıyoruz. Genel uygulamamızda, çoğunlukla o bölgede boğaz ağrısı yapabilecek bakteriler bilindiği için, geniş spektrumlu antibiyotiklerle daha yüksek dozda uzun süreli tedavi uyguluyoruz.

    Uzun süreden kasıt, 7 ila 10 gün. Bundan daha kısa sürede kesilen antibiyotiklerde, oradaki hastalık kesilmiş olsa bile, kullanılan antibiyotiğe karşı kişide direnç gelişimi başlıyor. Bu, daha sonra gelişecek enfeksiyonların tedavisinde çok önemli bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor.

    Boğaz ağrısı tedavi edilmezse ne olur?

    Boğaz ağrısı akut bir enfeksiyona bağlı ise ve tedavi edilmezse daha ciddi, kronikleşebilecek başka enfeksiyonlara yol açar. Basit bir virüs enfeksiyonuyla başlayıp kronikleşmiş sinüzit ya da kronikleşmiş akciğer enfeksiyonlarıyla uzun yıllar mücadele edilebilir.
    Altta yatan diğer sebepler açısından değerlendirirsek, boğaz ağrısı sistemik bir hastalığın ilk belirtisi ise çok ciddi yaşam kurtarıcı etkisi vardır. Kişi, o hastalığın diğer şikayetleri ortaya çıkana kadar zamanı kaybetmemelidir.
    Kronikleşmiş faranjit tedavi edilmezse, hastalığın kendisi ilerlemez ama hastada bıkkınlık yaratabilir ve psikolojik sorunlar oluşabilir.

    Boğazı ağrıyan kişi evde ne yapabilir?

    Sıvı tüketimini artırmak gerekir.
    Sigara, kirli hava gibi boğazı tahriş edici nedenlerden uzak durulmalı.
    Tozlu ev ortamı hem alerji yönünden hem de hastalığı direkt etkileme yönünden zararlıdır.
    Kullanılacak kumaş ve malzemelerin çok az tutulması ve onlara uygun deterjanlarla makinede yıkanması alerjiye karşı yararlı olur.
    Boğazın irritasyonunda, evde kullanılacak gargara, sprey ve pastiller faydalıdır. Bunları mutlaka doktor gözetiminde kullanmak gerekir.
    Tüketilen içeceğin çok sıcak ya da çok soğuk olması zararlıdır, ılık içilmelidir. Yutulması kolay olan yiyecekler; püre, pilav, makarna, lapa gibi besinler yenilmelidir.
    Gece uyunulan ortamın çok kuru bir havaya sahip olmaması gerekir. Kalorifer peteğinin üzerine havlu konularak ya da sobanın üzerinde bir çaydanlık kaynatılarak odayı nemlendirmek mümkündür.

    Boğazı tahriş olmuş biri nelere dikkat etmeli?

    Bütün kimyasal irritanlardan, yani sigara, kirli hava gibi şeylerden olabildiğince uzak durması gerekir.
    Su yönünden zengin bir diyet yapmalı. İçeriğinde çay ve kafein bulunan içeceklerden uzak durmalı. Siyah çayın içinde bulunan tanik asit kimyasal olarak boğaz bölgesinde tahrişe sebep olur. Adaçayı ya da ıhlamuru tercih etmek gerekir.
    Yattığı odanın çok kuru, çok soğuk ya da çok sıcak olmaması gerekir. Çok sıcak oda, enfeksiyon geçiren birinde terleme ve dolayısıyla su kaybı yaratacağı için, hastalıkla mücadelede vücudun susuz kalması istenen bir şey değildir. Boğaz enfeksiyonu burnu da etkiler ve kişilerin burunları tıkanır. Dolayısıyla ağızları açık uyurlar. Ağza giren hava bademcikleri, dili, ses tellerini, gırtlağı tahriş edebildiğinden buna bağlı olarak ikincil enfeksiyonlar oluşabilir. O nedenle özellikle gece uyunan ortamın çok soğuk olmamasına dikkat etmek gerekir.

    Boğaz ağrısı hangi şikayetlerle bir arada görülür?

    Boğaz bölgesindeki enfeksiyon, ateş, akıntı, balgam, öksürükle balgam çıkarılması gibi etkilerle devam eder. Muayene bulgularında kızarıklık çıkabilir.

    Bademcik iltihabında o bölgede mukozadaki değişikliklikler beyazlık şeklinde görülebilir.

    Tükürük salgısında artış, ileriki aşamalarda yutma zorluğu görülebilir. Bu yutma zorluğu ve boğazdaki ağrı başka yerlere de vurabilir.

    Kulağa ve boyuna yansıyan ağrılar, boyun kaslarında tutulmalar olabilir. Kansızlık, tiroit, guatr gibi sistemik hastalıkların genel şikayetine benzer şikayetler ve klinik bulgular ortaya çıkar.

    Bunların enflamasyonları olarak boğaz ağrıları görülebilir. Aynı zamanda çok uyuma, az uyuma, çarpıntı, terleme, soğuğa-sıcağa gelememe, kilo kaybı-alımı olabilir.

    Boğazı ağrıyan kişi ne zaman doktora gitmeli?

    Boğazı ağrıyan çocuk, çok küçük yaşlardaysa, şikayet edemeyip sadece ağlayabilir. Aynı zamanda ateşi yükselebilir, kulaklarını tutup kaşıyabilir ya da ellerini ağzına sokmaya çalışabilir, tükürük salgısında artış olabilir, geceleri huzursuz uyuyabilir. Tüm bunlar boğaz ağrısı belirtileri olarak düşünülüp çocuk hemen doktora götürülmelidir.

    Boğaz ağrısı; kulak iltihabı, bademcik iltihabı, tükürük bezlerinin iltihabı, akut faranjit gibi çocuklarda ciddi sorunlara yol açabilecek hastalık göstergesi olabilir. Yetişkinlerde ise her boğaz ağrısı için hemen doktora koşmak gerekmez. Doktora gidilmesi gereken durumlar şunlardır:
    Bir haftadan uzun süren ağrı
    Ateş yükselmesi
    Halsizlik, kollarda ve bacaklarda yorgunluk
    Sarı-yeşil renkte balgam
    Öksürük

    Bunlara antibiyotik tedavileri ile bakterilere yönelik tedaviler uygulanması gerekir.

    Boğazı ağrıyanlar nelere dikkat etmelidir?

    Sıvı tüketiminin en üst seviyede tutulması gerekir. Yani günde 1,5-2 litre su içilmelidir. .Soğuk yiyecek ve içecek tüketilmemelidir.
    Soğuk havalara uygun giyinmek ve terlememeye dikkat etmek gerekir.
    Özellikle virüs enfeksiyonlarında vitamin yönünden zengin beslenmek, taze sebze ve meyve tüketmek gerekir.
    Çok sıcak ve çok acı yiyip içmemelidir.
    Sigara dumanından uzak durulmalıdır.
    Çay ve kahve, içeriğinde bulunan kafein ve tanik asit sayesinde boğazın kurumasına yol açar. Bu da boğaz ağrısı tedavisinde istenmeyen bir şeydir.

    Her hastalıkta olduğu gibi, boğaz ağrısı da kişiye özel belirtiler gösterir ve kişiye özel tedavi gerektirir. Bu nedenle, şikayetleriniz hakkında bir uzman doktora danışınız.

  • Baş ağrısında sinyalleri

    Baş ağrısında sinyalleri

    Hayatında hiç baş ağrısı çekmemiş insan bulmak oldukça zor. Kadınların yüzde 95’i erkeklerin ise yüzde 90’ı yılda en az bir kez baş ağrısı çekiyor. Toplumlarda görülme oranı değişmekle birlikte, yüzde 30-40 ile en sık gerilim tipi baş ağrısı, 2. sıklıkta ise ortalama her 4-5 kişiden birini etkileyen migren görülüyor. Duygusal stres, uzun süre stres içinde çalışmak, düzensiz beslenmek ve uykusuzluk gibi yaşam alışkanlıklarından etkilenen baş ağrıları günlük yaşamı olumsuz etkilese de tehlikeli olmuyor. Ancak bazı tip baş ağrıları var ki beyin tümörü, beyin kanaması veya anevrizma gibi yaşamı tehdit eden ciddi hastalıkların ilk, bazen de tek belirtisi olabiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, asla atlanmaması gereken 9 baş ağrısı sinyalini anlattı.

    Dr. Beyza Çiftçi Yalçınkaya, aşağıdaki baş ağrıları sinyallerinin yaşamı tehdit eden hastalıkların habercisi olabileceği için bu durumlarda zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurulması gerektiği uyarısında bulundu. İşte o sinyaller:

    1. Çok şiddetli ve ani başlayan baş ağrıları: Kişi hayatında ilk kez, çok şiddetli ve yaklaşık 1 dakika içinde en yüksek şiddetine ulaşan baş ağrısı tarif ediyorsa subaraknoid kanamadan şüphe ediliyor. Subaraknoid kanama, beyin damar duvarlarındaki anomaliden kaynaklanan balonlaşma şeklinde tarif edilebilecek anevrizmaların yırtılması nedeniyle oluşuyor. Baş ağrısı bazı hastalar tarafından ”başımın içinde bir şey patladı” şeklinde de ifade ediliyor. Yakınması olmayan hastada ani ve şiddetli baş ağrısı ile birlikte bilinç değişiklikleri, uyku hali, bulantı, kusma, ışık hassasiyeti, epilepsi (sara) nöbetleri gözlenebiliyor. Hastaların yaklaşık dörtte biri ilk 24 saat içinde kaybedilebiliyor. Bu nedenle hastanın acil olarak hastaneye ulaştırılması gerekiyor.

    2. Giderek şiddetlenen ve geçmeyen baş ağrısı: Baş ağrısı altta yatan tehlikeli bir hastalık olmaksızın da sık görülmesine rağmen, eğer ağrı gittikçe artıyorsa mutlaka önemsenmeli. Sigara içen ve doğum kontrol hapı kullanan genç bir kadında gittikçe şiddeti artan baş ağrısı, beyin venlerinde pıhtılaşma sonucu oluşan serebral sinüs trombozu gibi hızla tedaviye başlanması gereken bir hastalığın işareti olabiliyor.

    3. Hapşırmak, ıkınmak, cinsel aktivite veya efor ile ortaya çıkan baş ağrısı: Egzersiz, hapşırmak veya ıkınmak gibi kafa içi basıncının artması nedeniyle baş ağrısı oluşması, kafa içinde yer kaplayan bir oluşum düşündürüyor. Beyin tümörleri, anevrizmalar bu tip baş ağrısına neden olabileceği gibi, genç-orta yaş şişman kadınlarda daha sık gözlenen, beyin omurilik sıvısının basıncının artmasının neden olduğu psödotümör serebri gibi hastalıklar da buna neden olabiliyor.

    4. Kafa travması sonrası ortaya çıkan baş ağrısı: Özellikle trafik kazaları gibi şiddetli kafa travmalarından sonra kafa kemiklerinde kırıklar, beyin dokusunda ya da beyin zarları arasında kanamalar oluşabiliyor. Daha az sıklıkta beyin zarları arasında sızıntı şeklindeki kanamalar başlangıçta bulgu vermeyip travmadan günler, hatta aylar sonra baş ağrısı ve denge bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıkabiliyor.

    5. Kol ve bacakta uyuşma, güçsüzlük, görme bozukluğu, konuşma güçlüğü gibi nörolojik semptomların eşlik ettiği baş ağrısı: Baş ağrısı ile bu nörolojik işaretlerin görülmesi beyin dokusunda sorun olduğunu bildiriyor. Yukarıdaki hastalıklara ek olarak örneğin inme hastalarının yüzde 10’unda inme öncesinde baş ağrısı görülebiliyor.

    6. Tedaviye rağmen düzelmeyen baş ağrıları: Kafa içinde yer kaplayan lezyonlar, tümör, kafa içi basınç artışı, merkezi sinir sistemi enfeksiyonları gibi beyinde yapısal olarak değişiklik, iritasyon yapan pek çok hastalık dirençli baş ağrısı şeklinde görülebiliyor.

    7. Baş ağrısının hep aynı bölgede olması: O bölgede yer kaplayan lezyon sonucu ortaya çıkabiliyor.

    8. Yüksek ateş, uyku hali, kafa karışıklığı veya vücut döküntüsünün eşlik etmesi: Menenjit beyni çevreleyen zarların, ensefalit ise beyin dokusunun enfeksiyon etkenleri ile oluşan iltihabi hastalığıdır. Bu hastaların hemen tamamında giderek şiddeti artan baş ağrısı görülüyor. Baş ağrısı ile birlikte yüksek ateş, halsizlik, uyku hali olması mutlaka beynin enfeksiyondan etkilendiğini akla getirmeli. Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları da ölümcül olabilen ya da sakatlığa yol açabilen hastalıkları oluşturuyor.

    9. İleri yaşta yeni başlayan baş ağrıları: Temporal arterit, 50 yaş üstü bireyleri etkileyen tehlikeli bir hastalık. Orta veya şiddetli, gittikçe artan baş ağrısına, halsizlik, eklem ağrıları, görmede azalma, çiğnerken yorulma gibi semptomlar eşlik edebiliyor. Erken tedavi edilmemesi kalıcı görme kaybına ve beyin hasarına yol açabiliyor. Yine ileri yaşlarda ortaya çıkan baş ağrıları beyin damar hastalıkları ve beyin tümörlerini akla getirmeli.

    GELİŞİGÜZEL ALINAN İLAÇLAR HASTALIĞI ŞİDDETLENDİREBİLİR

    Tehlikeli hastalıkların ortaya çıkardığı baş ağrıları, ağrı kesicilere pek fazla yanıt vermiyor. Yine de bazı ağrılarda geçici düzelme ya da ağrı şiddetinde azalma sağlayarak kişinin doktora başvurmasını, dolayısıyla tanı ve tedavisini bir miktar geciktirebiliyor. Bir diğer önemli tehlike ise beyin kanamalarında, örneğin bazı kanı sulandırıcı etkiye sahip ilaçların kanamayı şiddetlendirmesi. Dolayısıyla bu tür baş ağrılarında kişilerin kendilerince çözüm arayışına girmek yerine bir an önce doktora başvurmaları gerekiyor. Günümüzdeki modern teknolojik cihazlar sayesinde baş ağrısına yol açan nedenler kolaylıkla tespit edilebiliyor.

  • Baş ağrısını ilaçsız geçirmek için 10 ipucu

    Baş ağrısını ilaçsız geçirmek için 10 ipucu

    Türkiye’de her üç kişinden biri bas ağrısından şikayetci. Araştırmalara göre 250 ye varan değişik baş ağrısı çeşidi var. Bugün eczanelerde hatta market ve bakkalar da baş ağrısına karşı kullanılacak çeşitli ilaçlar var. Bu ilaçların doktor gözetiminde kullanılması gerekmekte.

    Peki ilaç almadan baş ağrımızı kendi kendimize tedavi etmeye çalışsak nasıl olur ? İşte size baş ağrınızı ilaçsız geçirmek için 10 ipucu :

    1. Çok uzun süre aç kalmak baş ağrısının sebeplerinden biridir, çünkü açlık kan şekerinizin düşmesine neden olur. Düzenli ve dengeli beslenmek ve tabiki doğru gıda ve besinler ile beslenmek gerekir. Bol miktarda Magnezyum baş ağrılarınızın önüne geçebilir. Çok fazla yağlı ve şekerli gıda tüketimi baş ağrısının en büyük sebeplerinden biridir. Araştırmalara göre abartmadan kahve içimi baş ağrılarınızı hafifletebilir çünkü kafein kan dolaşımını dengeler.
    2. Sabahları baş ağrısıyla uyanıyorsanız, bu diş ve çenenizle ilgili bir sorununuz olduğunu gösterebilir. Diş ağrıları kendini baş ağrısı şeklinde hissettirebilir. Diş doktorunuzu düzenli olrak ziyaret etmeniz bu ihtimali ortadan kaldıracaktır. Ağız ve diş sağlığının düzenli bir şekilde yapılması, bu sebeple meydana gelebilcek baş ağrınızın önüne geçecektir.
    3. Bütün gün masa başında veya bilgisayar karşısında oturan kişilerde bel, özellikle boyun ağrıları baş ağrılarına sebep olabilir. Böyle bir sorun yaşıyorsanız fön makinanız size yardımcı olabilir. Fön makinanızı sıcak ayarına getirerek, boynunuzdan omuzlarınıza daireler çizerek bir kaç dakika masaj yapın. Yararını göreceksiniz. Ama en önemlisi masa başı veya bilgisayar karşısında doğru pozisyonda oturmalısınız.
    4. Çok uzun süreli uyumak, az uyumak kadar baş ağrısına sebep olacaktır. Hafta sonları düzensiz veya uzun süreli uykuların sonucunda oluşan baş ağrıları çok sık görülen bir sorundur. Uyku saati düzeninizi hafta sonları dahil bozmayın. Düzenli uyku saatleri sadece baş ağrılarınız için değil, sağlıklı bir vücut içinde size çok yararlı olacaktır.
    5. Farkında olmadığınız göz bozuklukları baş ağrısının sebeplerinden biridir. Kitap okurken baş ağrısı çekiyorsanız ve bazen okumakta zorlanıyorsanız bir göz doktoruna gitmenizde fayda var. Düzenli olarak göz doktoruna muayene olmak göz bozuklukları sebebiyle oluşabilecek baş ağrılarınızın önüne geçecektir.
    6. Her insandan fazla stres değişik belirtiler gösterir. Kimisinde mide ağrısı şeklinde, kimisinde boyun ağrısı kimisinde de baş ağrısı şeklinde kendini belli eder. Mümkün olduğunca stresden uzak durmalısınız ?
    7. Az su içmek kan pıhtılaşmasına sebep olur ve oksijen emilimini azaltır. Oksijen alımının azalması baş ağrılarının büyük sebeplerinden biridir. Su içmek için susamayı beklemeyin, çünkü susama hissi vücudunuzun size olan uyarısıdır. Uyarı gelmeden su tüketerek vücudunuzun su ihtiyacını karşılayın. Ortalama bir insanın günde 2 litre su tüketmesi gerekmektedir.
    8. Yukarıdaki madde de belirttiğimiz gibi oksijen alınımının azalması baş ağrılarının en büyük sebeplerinden biridir. Sigara içmek, sigara içilen ortamlarda bulunmak, havasız veya kirli havası bulunan yerlerde bulunmak, nefes aldığınızda yeterli oksijen almamanıza sebep olacaktır. Eğer kullanıyorsanız sigarayı bırakmaklı ve yukarıda bahsettiğimiz ortamlardan uzak durmalısınız.
    9. Soğuk Jel kompress ile boyuna ve omuzlara yapılan masaj baş ağrılarınızı hafifletir. Önce soğuk jel kompresi şakaklarınıza, alnınıza ve omuzlarınıza birer dakika tutun sonra 3 dakika ara verin, tekrar birer dakika soğuk kompresi uygulayın. Daha sonra nane yağıyla şakaklarınıza masaj yaparsanız nefesiniz açılacaktır. Bu size dinlenmişlik hissi verecek, rahatlatacak ve kaslarınızı gevşetecektir. Eğer naneye karşı alerjiniz varsa nane yağı masajını uygulamamalısınız.
    10. Haftada en az 3 kez yarım saat temiz havada bisiklet sürmek veya yürüyüş yapmak baş ağrılarına iyi gelecektir.

    Eğer yukarıda saydıklarımızın faydasını görmezseniz eczanelerde reçetesiz satılan ağrı kesicilerde kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta ise ayda en fazla 10 adet ve 3 gün üst üste bu ağrı kesicileri kullanmamaktır. Sürekli olarak alınan ağrı kesiciler baş ağrılarınızı kronikleştirebilir.

  • Kışı sağlıklı nasıl geçirebiliriz ?

    Kışı sağlıklı nasıl geçirebiliriz ?

    Hastalanmamak için su almalı ve bunun yanı sıra sağlıklı diğer içecekleri tüketmelisiniz.

    Çorbalar ve bitki çayları en sağlıklı seçimlerdir. Ihlamur, adaçayı, yeşil çay, ekinezya gibi pek çok bitki çayını kış boyunca tüketin. Sağlıklı sıvılar toksinleri atmanıza yardımcı olur.

    Sinüzit

    Saçlarınız ıslakken dışarı çıkmayın. Banyodan sonra saçlarınızı iyi kurutun. Eğer böyle bir hata yaparsanız, sinüzit ile tanışmaya hazırlanın. Islak saçla dışarı çıkmak daha büyük hastalıklara da sebep oluyor, unutmayın.

    Aşı

    Özellikle kalabalık ortamlarda çalışan kişiler için, grip aşısının koruyucu bir etkisi vardır. Sağlığınız için kışa girerken aşınızı olun ve griple boğuşmak zorunda kalmayın. Ancak unutmayın ki; aşı tek başına yeterli değildir, sağlık bir bütünün içinde yaşanır

    Uyku

    Kışın uyku oldukça önemlidir. Her gün uykunuzu aldığınızdan emin olun. İyi bir uyku vücutta çeşitli hücreleri tamir eder ve sizi kuvvetlendirir.

    Yeterli ve sağlıklı uyku uyumak, bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve sizin kışın hastalıklarla mücadele etmenizi kolaylaştırır.

    Şekere dikkat

    Kışın daha fazla tatlı ve şeker tüketmek isteyeceğinizi biliyor musunuz? Soğuk havalarda evin içinde kapalı kalmak, daha fazla karbonhidratlı besinler tüketmenize neden olur. Şekerli besinler ise obezite ve şeker hastalığının risklerini arttıracaktır. Daha doğal ürünlerle, sağlıklı tatlıları tüketmeye özen gösterin.

    Her zaman egzersiz

    Hangi mevsimde olursa olsun egzersiz yapmanız çok önemlidir. Havanın soğuk oluşunu kendinize bahane etmeyin. Özellikle kış ayları kinin egzersizden cayması için uygun zemin hazırlar.

    Haftada en az üç gün ortalama bir saat spor yapın. Hiçbir şey yapmıyorsanız, çıkıp yürüyün… Spor bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

    Sağlıklı beslenme

    Doğru beslenme vücudunuzun en önemli savunma alanını oluşturur. Sağlıklı beslenirseniz, vücudunuzun dışarıdan gelebilecek her türlü kötü kuşatmaya karşı direnci oluşur.

    Sarımsak yiyin

    Kokusundan hoşlanmıyor olabilirsiniz ancak vücudunuza dışarıdan alacağınız antibiyotiklerden daha önemli bir etki yaratan sarımsağı, evinizde mutlaka bulundurun.

    Sarımsak soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklarla baş etmenizde en büyük yardımcılardan biri olacaktır. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir. Kokusundan çekiniyorsanız, birkaç karanfilin çözemeyeceği bir şey değil…

    Bedeninizi dışarıdan da besleyin

    Bedeninize sadece içeriden yaptığınız bakımlar yetmez. Cildinizi dışarıdan da beslemeniz önem taşır. Nemlendirmek hem içeriden, hem dışarıdan desteklenmelidir.

    Kış alerjisi

    Aslında sadece bahar zamanı polenlerden oluşan alerjilere maruz kaldığımızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak kışın da alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek çok fazla durum var. Kapalı ortamlarda tozla birlikte yaşamak zorunda kalmak, klima veya ısıtıcıların havayı kurutmasından kaynaklanan sorunlar, vücudunuzdaki alerjik durumları tetikleyebilir.

    Kışın hava soğukluğuyla birlikte şu alerji türleri yaygınlaşır: Toz ve toz akarları, parfüm ve evcil hayvan alerjisi, kış aylarında en yüksek alerjilerdir.

    Başınızı koruyun

    Dışarı çıktığınızda kulaklarınızı da içine alacak biçimde başınızı koruyun. Üst solunum yolları sıkıntısı yaşamamak için boğazınızı ve kulaklarınızı, boynunuzu soğuktan koruyacak biçimde giyinin.

    Boğaz ağrısı

    Boğazdaki enfeksiyonlardan uzak kalmanın yolu son derece kolay ve bir o kadar da pratik! Bir bardak suya biraz tuz, limon veya sirke ekleyin. Bu suyla ağız ve boğaz bölgesini gargara yapın. Oradaki mikropları öldürmenizi sağlar.

  • Burun nefes problemleri

    Burun nefes problemleri

    Burun nefes problemleri

                Nefes problemleri, burun estetiği istekleri genelde birlikte olmaktadır. Çünkü eğri burun hem şekil problemi hem estetik problem oluşturur.

    Burnumuz solunum sistemimizin başlangıç bölgesidir. Burnun, havayı nemlendirmek ve havadaki yabancı maddeleri süzmek gibi bir görevi vardır.

    Neden iki burun deliğimiz var?

    Genzimizden itibaren, trakea ile akcigere kadar havayolumuz tek bir kanaldan oluşur. Peki, havayolu neden iki ayrı hava yolu ile başlar? Atmosfer havasını direkt akciğerlerimize çekmeyiz. Havayı, ısıtmamız ve tozunu süzmemiz gerekir. Elektrik süpürgesinde,  arabanın polen yada hava filtresinde birikmiş toza şahit olmuşsunuzdur. Peki akciğerlerimizi ömrümüz boyunca,  bu tozdan koruyan sistem nedir?

    Burun delikleri çift silindir motora benzetilebilir. Delikler sırayla çalışırlar. Çoğu insan, bunun farkına dahi varmaz. Bazı hastalarım septum deviasyonunu tedavi ettikten sonra, bana “bir delik daha açık, ikiside aynı anda çok iyi nefes almıyor” demektedir. Önceden hep bir delik tıkalı olduğu için normalin bu olduğunu bilmemektedirler. Deliklerin nefes alma sırası 1-6 saat arasında değişmektedir.

    Hava delikten geçerken, tozlar burun etleri tarafından yakalanır ve hava ısıtılır. Bir süre sonra burun eti soğur ve üzerinde yabancı maddeler birikir. Burun etinin içindeki süngerimsi dokuların damarları, genişler ve burun eti kan ile dolmaya başlayarak şişmeye başlar. Bu sırada bu delikten hava akımı azalmış olur. Kan ile şişen burun etinden, sümük salgısı artar ve tutulan tozlar sümük ile atılmaya başlar. Tüm bu dinleme aşamasında diğer delik çalışır.

    Havayolumuz küçük tüycükleri bulunan mukoza hücreleri ile kaplıdır. Bu tüycükler sayesinde havadaki yabancı maddeler sürekli dışarıya doğru taşınır. Mukozaya, ameliyatlar sırasında zarar vermemeye gayret etmekteyiz.

    Septum deviasyonu

    Septum kıkırdağı burun boşluklarını ayıran en büyük burun kıkırdağıdır. Burun çok sık darbe alan bir organdır. Çocukken, burun üzerine düşersek, septum kıkırdağı kolayca yerinden kayabilmektedir. Septumdaki kırılma yada kaymalar septumun büyüme merkezlerini uyarmaktadır. Septumda aşırı büyüme, kemerli bir burna sahip olmanıza neden olabilir. “Ailemde herkesin burnu düzgün birtek benim böyle kemerli” diyen hastalarımın genelde çocukken bir burun yaralanması bulunmaktadır. SEPTUM KIKIRDAĞI DÜZELTİLMEDEN BURUN DA DÜZELMEZ. Simetrik bir burun için simetrik bir septum gereklidir. Bu nedenle, burun ameliyatı septoplasti ile başlar. Septoplasti ameliyatı, rinoplasti ameliyatının bir parçasıdır ve şahsi fikrim, rinoplasti cerrahı tarafından yapılmalıdır. Septum, burnun temelidir ve aşırı kıkırdak çıkartılması burnun düşmesine sebep olur. “Ben sadece nefes ameliyatı oldum ama yıllar içinde burun ucum düştü” diyen yüzlerce hasta beni ziyaret etmiştir.

    Septoplati ameliyatında, bolca kıkırdak çıkartılır ve hastanın odasına yollanırdı. Bu yaklaşım son yıllarda hızla değişiyor. Çünkü aşırı kıkırdak çıkartılan burunlarda yıllar içinde şekil bozuklukları meydana geldi. Artık, kıkırdaklar çok az çıkartılıyor, eğrilikler mümkün olduğunca düzeltilip yerinde bırakılıyor.Burnunuzda çökme meydana gelirse, septum hakkınızı kaybettiğiniz için kulak ya da kaburgadan kıkırdak alınması gerekebilir. Sekonder cerrahilerde kıkırdak ihtiyacı olduğu için, hastalarımızın septumunda, mümkün olduğunca kıkırdak miktarını korumaya çalışıyoruz.

    KONKA HİPERTROFİSİ (et büyümesi)

                Burun septumu, bir tarafa eğri olunca, diğer tarafta oluşan boşluğu burun eti şişerek doldurmaktadır. Septum deviasyonu düzeltilip, büyümüş ete müdahale etmeyince, bu seferde diğer taraf tıkanabilmektedir. Bazende iki burun etide, allerjik sebeplerden büyümüş olabilir. Bu hastalarda burun etlerine müdahale etmek gerekir. Estetik burun ameliyatı eğer hava yolunu daraltacak ise, koruyucu amaçlı, düşük miktarda et küçültmesi yapılması gerekebilir.

    Yukarıda değindiğimiz gibi çok özellikli bir sisteme nasıl bir tedavi yöntemi uygulanmaldır.

                Burun etlerinin mukozaları değil, içlerindeki süngerimsi doku şişmektedir. Mukoza sadece alttaki yapılara uyum sağlamaktadır. Tedavi edilmesi gereken, aşırı şişmiş yada aşırı reaktif süngerimsi dokudur.

    Koter, lazer yada başka bir cihazla mukozanın yakılarak tedavi edilmesi inanmadığım bir tedavi yöntemidir. Tozları dışarı atan tüycükler içeren mukoza dokusunun yakılması, solunum fizyolojisini negatif etkilemektedir. Yanık iyileşirken, sürekli burun içinde kabuklar oluşmaktadır. Bu kabuklar, yanık yarasına bağlıdır. Burun etlerinin koterle yakılmasının, 20-30 yıla kadar terk edilecek bir tedavi yöntemi olduğuna inanıyorum.

    Radyofrekans: Mukoza dokusunun, korunarak süngerimsi dokunun kontrollü yakılmasıdır. Bu aletlerin mucize yaratmadığını söylemeliyim. İşe yarıyor ancak etkisi geçici. Burnumdan nefes alamadığım için ameliyat olduğum zamanlarda çıkan bu aletler ile iki defa burnuma radyofrekans yapıldı. 6 ay sonra eski halime döndüm.

    KONKA REZEKSİYONU: Burun etlerinin tamamen çıkarılmasıdır. Terkedilmeye başlamıştır. Burun etlerinin bir görevi olduğunu anlatmıştık.  Size ne tedavi yapılacağını iyice öğreniniz. Burun etlerinizi aldırmanızı tavsiye etmem.

                Kısmi konka rezeksiyonu: Burun etlerinin bir kısmının çıkartılması işidir. Bir süre bu tedaviyi uyguladım. Etin yarısını alma işlemi oldukça etkili bir yöntemdir. Ancak burun içerisinde dikiş atılması gereklidir ve zor bir tekniktir.

    KONKA SMR: (submüköz rezeksiyon):Mukozanın korunarak altındaki dokuların çıkartılması işlemidir. Genelde bu işlemden anlaşılan burun etinin içindeki kemiğin çıkartılmasıdır.

                KONKA submüköz kavernöz doku rezeksiyonu: Burun etlerinin büyümesinin sebebi, mukoza yada kemik değil, mukozanın altındaki süngerimsi dokudur. Septum deviasyonuna bağlı kompansatuar hipertofi bu dokuda olmaktadır. Bu dokunun hacminin azaltılması, OTRİVİN; YADA İLİADİN sprey etkisi yaratmaktadır. Bu spreylerin içindeki adrenalin sünger dokusunun damarlarını büzerek etleri küçültmektedir.

    Nasıl Yapılır: Konkanın içine öncelikle adrenalinli solüsyon verilerek, kan damarlarının büzüşmesi sağlanır, İzotonik enjekte edilerek, süngerimsi doku şişirilir. Konkanın girişine 1 cm lik bir kesi yapılır ve burun etinin içinden koni şeklinde, ihtiyaca göre belirlenecek miktarda süngerimsi doku çıkartılır. Bu yöntemde mukoza hiç çıkartılmamış olur. Kesik, eriyen dikiş ile kapatılır. Böylece kanama ve kabuklanma olmaz. 3-4 dakika sürer.

    Son cümlelerimi bir doktor olarak değil bir hasta olarak yazacağım. Allerjik olan burun etlerime,  sırayla koter ile yakma, radyofrekans (iki defa), konka içi steroid enjeksiyonu, İğneli Akupunktur, elektrikli akupunktur ve en son konka SMR uygulandı. Konka SMR öncesi tedavilerde sadece zaman kaybettim.

    Op.Dr. Barış Çakır
    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
    bariscakir.com

    Dr. Barış Çakır Facebook 
    Dr. Barış Çakır Twitter

    İlgili Konuları ;
    Burun estetiğinde içten bantlama tekniği