Etiket: sinüs

  • Baş ağrısında sinyalleri

    Baş ağrısında sinyalleri

    Hayatında hiç baş ağrısı çekmemiş insan bulmak oldukça zor. Kadınların yüzde 95’i erkeklerin ise yüzde 90’ı yılda en az bir kez baş ağrısı çekiyor. Toplumlarda görülme oranı değişmekle birlikte, yüzde 30-40 ile en sık gerilim tipi baş ağrısı, 2. sıklıkta ise ortalama her 4-5 kişiden birini etkileyen migren görülüyor. Duygusal stres, uzun süre stres içinde çalışmak, düzensiz beslenmek ve uykusuzluk gibi yaşam alışkanlıklarından etkilenen baş ağrıları günlük yaşamı olumsuz etkilese de tehlikeli olmuyor. Ancak bazı tip baş ağrıları var ki beyin tümörü, beyin kanaması veya anevrizma gibi yaşamı tehdit eden ciddi hastalıkların ilk, bazen de tek belirtisi olabiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Beyza Çitçi Yalçınkaya, asla atlanmaması gereken 9 baş ağrısı sinyalini anlattı.

    Dr. Beyza Çiftçi Yalçınkaya, aşağıdaki baş ağrıları sinyallerinin yaşamı tehdit eden hastalıkların habercisi olabileceği için bu durumlarda zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurulması gerektiği uyarısında bulundu. İşte o sinyaller:

    1. Çok şiddetli ve ani başlayan baş ağrıları: Kişi hayatında ilk kez, çok şiddetli ve yaklaşık 1 dakika içinde en yüksek şiddetine ulaşan baş ağrısı tarif ediyorsa subaraknoid kanamadan şüphe ediliyor. Subaraknoid kanama, beyin damar duvarlarındaki anomaliden kaynaklanan balonlaşma şeklinde tarif edilebilecek anevrizmaların yırtılması nedeniyle oluşuyor. Baş ağrısı bazı hastalar tarafından ”başımın içinde bir şey patladı” şeklinde de ifade ediliyor. Yakınması olmayan hastada ani ve şiddetli baş ağrısı ile birlikte bilinç değişiklikleri, uyku hali, bulantı, kusma, ışık hassasiyeti, epilepsi (sara) nöbetleri gözlenebiliyor. Hastaların yaklaşık dörtte biri ilk 24 saat içinde kaybedilebiliyor. Bu nedenle hastanın acil olarak hastaneye ulaştırılması gerekiyor.

    2. Giderek şiddetlenen ve geçmeyen baş ağrısı: Baş ağrısı altta yatan tehlikeli bir hastalık olmaksızın da sık görülmesine rağmen, eğer ağrı gittikçe artıyorsa mutlaka önemsenmeli. Sigara içen ve doğum kontrol hapı kullanan genç bir kadında gittikçe şiddeti artan baş ağrısı, beyin venlerinde pıhtılaşma sonucu oluşan serebral sinüs trombozu gibi hızla tedaviye başlanması gereken bir hastalığın işareti olabiliyor.

    3. Hapşırmak, ıkınmak, cinsel aktivite veya efor ile ortaya çıkan baş ağrısı: Egzersiz, hapşırmak veya ıkınmak gibi kafa içi basıncının artması nedeniyle baş ağrısı oluşması, kafa içinde yer kaplayan bir oluşum düşündürüyor. Beyin tümörleri, anevrizmalar bu tip baş ağrısına neden olabileceği gibi, genç-orta yaş şişman kadınlarda daha sık gözlenen, beyin omurilik sıvısının basıncının artmasının neden olduğu psödotümör serebri gibi hastalıklar da buna neden olabiliyor.

    4. Kafa travması sonrası ortaya çıkan baş ağrısı: Özellikle trafik kazaları gibi şiddetli kafa travmalarından sonra kafa kemiklerinde kırıklar, beyin dokusunda ya da beyin zarları arasında kanamalar oluşabiliyor. Daha az sıklıkta beyin zarları arasında sızıntı şeklindeki kanamalar başlangıçta bulgu vermeyip travmadan günler, hatta aylar sonra baş ağrısı ve denge bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıkabiliyor.

    5. Kol ve bacakta uyuşma, güçsüzlük, görme bozukluğu, konuşma güçlüğü gibi nörolojik semptomların eşlik ettiği baş ağrısı: Baş ağrısı ile bu nörolojik işaretlerin görülmesi beyin dokusunda sorun olduğunu bildiriyor. Yukarıdaki hastalıklara ek olarak örneğin inme hastalarının yüzde 10’unda inme öncesinde baş ağrısı görülebiliyor.

    6. Tedaviye rağmen düzelmeyen baş ağrıları: Kafa içinde yer kaplayan lezyonlar, tümör, kafa içi basınç artışı, merkezi sinir sistemi enfeksiyonları gibi beyinde yapısal olarak değişiklik, iritasyon yapan pek çok hastalık dirençli baş ağrısı şeklinde görülebiliyor.

    7. Baş ağrısının hep aynı bölgede olması: O bölgede yer kaplayan lezyon sonucu ortaya çıkabiliyor.

    8. Yüksek ateş, uyku hali, kafa karışıklığı veya vücut döküntüsünün eşlik etmesi: Menenjit beyni çevreleyen zarların, ensefalit ise beyin dokusunun enfeksiyon etkenleri ile oluşan iltihabi hastalığıdır. Bu hastaların hemen tamamında giderek şiddeti artan baş ağrısı görülüyor. Baş ağrısı ile birlikte yüksek ateş, halsizlik, uyku hali olması mutlaka beynin enfeksiyondan etkilendiğini akla getirmeli. Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları da ölümcül olabilen ya da sakatlığa yol açabilen hastalıkları oluşturuyor.

    9. İleri yaşta yeni başlayan baş ağrıları: Temporal arterit, 50 yaş üstü bireyleri etkileyen tehlikeli bir hastalık. Orta veya şiddetli, gittikçe artan baş ağrısına, halsizlik, eklem ağrıları, görmede azalma, çiğnerken yorulma gibi semptomlar eşlik edebiliyor. Erken tedavi edilmemesi kalıcı görme kaybına ve beyin hasarına yol açabiliyor. Yine ileri yaşlarda ortaya çıkan baş ağrıları beyin damar hastalıkları ve beyin tümörlerini akla getirmeli.

    GELİŞİGÜZEL ALINAN İLAÇLAR HASTALIĞI ŞİDDETLENDİREBİLİR

    Tehlikeli hastalıkların ortaya çıkardığı baş ağrıları, ağrı kesicilere pek fazla yanıt vermiyor. Yine de bazı ağrılarda geçici düzelme ya da ağrı şiddetinde azalma sağlayarak kişinin doktora başvurmasını, dolayısıyla tanı ve tedavisini bir miktar geciktirebiliyor. Bir diğer önemli tehlike ise beyin kanamalarında, örneğin bazı kanı sulandırıcı etkiye sahip ilaçların kanamayı şiddetlendirmesi. Dolayısıyla bu tür baş ağrılarında kişilerin kendilerince çözüm arayışına girmek yerine bir an önce doktora başvurmaları gerekiyor. Günümüzdeki modern teknolojik cihazlar sayesinde baş ağrısına yol açan nedenler kolaylıkla tespit edilebiliyor.

  • Baş ağrısını ilaçsız geçirmek için 10 ipucu

    Baş ağrısını ilaçsız geçirmek için 10 ipucu

    Türkiye’de her üç kişinden biri bas ağrısından şikayetci. Araştırmalara göre 250 ye varan değişik baş ağrısı çeşidi var. Bugün eczanelerde hatta market ve bakkalar da baş ağrısına karşı kullanılacak çeşitli ilaçlar var. Bu ilaçların doktor gözetiminde kullanılması gerekmekte.

    Peki ilaç almadan baş ağrımızı kendi kendimize tedavi etmeye çalışsak nasıl olur ? İşte size baş ağrınızı ilaçsız geçirmek için 10 ipucu :

    1. Çok uzun süre aç kalmak baş ağrısının sebeplerinden biridir, çünkü açlık kan şekerinizin düşmesine neden olur. Düzenli ve dengeli beslenmek ve tabiki doğru gıda ve besinler ile beslenmek gerekir. Bol miktarda Magnezyum baş ağrılarınızın önüne geçebilir. Çok fazla yağlı ve şekerli gıda tüketimi baş ağrısının en büyük sebeplerinden biridir. Araştırmalara göre abartmadan kahve içimi baş ağrılarınızı hafifletebilir çünkü kafein kan dolaşımını dengeler.
    2. Sabahları baş ağrısıyla uyanıyorsanız, bu diş ve çenenizle ilgili bir sorununuz olduğunu gösterebilir. Diş ağrıları kendini baş ağrısı şeklinde hissettirebilir. Diş doktorunuzu düzenli olrak ziyaret etmeniz bu ihtimali ortadan kaldıracaktır. Ağız ve diş sağlığının düzenli bir şekilde yapılması, bu sebeple meydana gelebilcek baş ağrınızın önüne geçecektir.
    3. Bütün gün masa başında veya bilgisayar karşısında oturan kişilerde bel, özellikle boyun ağrıları baş ağrılarına sebep olabilir. Böyle bir sorun yaşıyorsanız fön makinanız size yardımcı olabilir. Fön makinanızı sıcak ayarına getirerek, boynunuzdan omuzlarınıza daireler çizerek bir kaç dakika masaj yapın. Yararını göreceksiniz. Ama en önemlisi masa başı veya bilgisayar karşısında doğru pozisyonda oturmalısınız.
    4. Çok uzun süreli uyumak, az uyumak kadar baş ağrısına sebep olacaktır. Hafta sonları düzensiz veya uzun süreli uykuların sonucunda oluşan baş ağrıları çok sık görülen bir sorundur. Uyku saati düzeninizi hafta sonları dahil bozmayın. Düzenli uyku saatleri sadece baş ağrılarınız için değil, sağlıklı bir vücut içinde size çok yararlı olacaktır.
    5. Farkında olmadığınız göz bozuklukları baş ağrısının sebeplerinden biridir. Kitap okurken baş ağrısı çekiyorsanız ve bazen okumakta zorlanıyorsanız bir göz doktoruna gitmenizde fayda var. Düzenli olarak göz doktoruna muayene olmak göz bozuklukları sebebiyle oluşabilecek baş ağrılarınızın önüne geçecektir.
    6. Her insandan fazla stres değişik belirtiler gösterir. Kimisinde mide ağrısı şeklinde, kimisinde boyun ağrısı kimisinde de baş ağrısı şeklinde kendini belli eder. Mümkün olduğunca stresden uzak durmalısınız ?
    7. Az su içmek kan pıhtılaşmasına sebep olur ve oksijen emilimini azaltır. Oksijen alımının azalması baş ağrılarının büyük sebeplerinden biridir. Su içmek için susamayı beklemeyin, çünkü susama hissi vücudunuzun size olan uyarısıdır. Uyarı gelmeden su tüketerek vücudunuzun su ihtiyacını karşılayın. Ortalama bir insanın günde 2 litre su tüketmesi gerekmektedir.
    8. Yukarıdaki madde de belirttiğimiz gibi oksijen alınımının azalması baş ağrılarının en büyük sebeplerinden biridir. Sigara içmek, sigara içilen ortamlarda bulunmak, havasız veya kirli havası bulunan yerlerde bulunmak, nefes aldığınızda yeterli oksijen almamanıza sebep olacaktır. Eğer kullanıyorsanız sigarayı bırakmaklı ve yukarıda bahsettiğimiz ortamlardan uzak durmalısınız.
    9. Soğuk Jel kompress ile boyuna ve omuzlara yapılan masaj baş ağrılarınızı hafifletir. Önce soğuk jel kompresi şakaklarınıza, alnınıza ve omuzlarınıza birer dakika tutun sonra 3 dakika ara verin, tekrar birer dakika soğuk kompresi uygulayın. Daha sonra nane yağıyla şakaklarınıza masaj yaparsanız nefesiniz açılacaktır. Bu size dinlenmişlik hissi verecek, rahatlatacak ve kaslarınızı gevşetecektir. Eğer naneye karşı alerjiniz varsa nane yağı masajını uygulamamalısınız.
    10. Haftada en az 3 kez yarım saat temiz havada bisiklet sürmek veya yürüyüş yapmak baş ağrılarına iyi gelecektir.

    Eğer yukarıda saydıklarımızın faydasını görmezseniz eczanelerde reçetesiz satılan ağrı kesicilerde kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta ise ayda en fazla 10 adet ve 3 gün üst üste bu ağrı kesicileri kullanmamaktır. Sürekli olarak alınan ağrı kesiciler baş ağrılarınızı kronikleştirebilir.

  • Burun Tıkanıklığı Nedenleri Ve Çözüm Yolları

    Burun Tıkanıklığı Nedenleri Ve Çözüm Yolları

    1. BURUN TIKANIKLIĞINA YOL AÇAN NEDENLER NELER?

    Burundan rahat nefes alma beynimizden kalbimize, saç telimizden ayak tırnağına kadar her organımız için hayati önem arzeden bir durumdur.Rahat nefes alamamak başağrılarına, sabah yorgun bitkin uyanmaya, gün içinde uyuklamaya meyil oluşturmaya, kronik yorgunluğa sebep olan bir durumdur.
    Her iki burun deliğinin gün içerisinde belli aralıklarla tıkanıp açılması normal kabul edilir. Fakat sürekli olan burun tıkanıklıkları, çözülmesi gereken sorunları bize işaret eder.
    Burnumuz geçirdiğimiz üst solunum yolu enfeksiyonları, kronik sigara kullanımı, kötü hava koşulları, yada kısa süreli allejik sorunlar nedeniyle tıkalı olabilir. Bu durumda çözüm daha çok burun açıcı spreyler, alerji ilaçları ve burna tuzlu bikarbonatlı su çekilmesi, denize girilmesi gibi basit yollarla çözülmeye çalışılır.
    Uzun süreli burun tıkanıklığı olanlarda sebepler genellikle basit kısa operasyonlarla çözülebilecek sorunları düşündürür. Burun kıkırdağı veya kemik eğriliği dediğimiz deviasyon burun tıkanıklığının en sık sebeplerinden birisidir. Burun eti büyümeleri, aynı şekilde kronik burun tıkanıklığı yapan benzer bir sorundur. Kronik sinüzit yıllardan beri olan burun tıkanıklığının bir sebebi olarak karşımıza çıkabilir. Uzun süreli allerjik durumlar kronik burun tıkanıklığının başka bir sebebi olabilir.
    Çocuklarda burun tıkanıklıklarının en sık sebepleri ise alerjik sorunlar ve genizeti varlığıdır. Çözüm ise allerji tedavisi ve genizeti operasyonları olabilir.

    2. TIKALI BİR BURUN NE ZAMAN SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDİYOR?

    Burun tıkanıklığının çok uzun yıllar devam ettiği durumlarda kalp ve akciğer problemlerinin arttığını görmekteyiz. Kronik üst solunum yolu tıkanıklıklarının horlamayı, uykuda nefes durmasını, tansiyon problemlerini, ritim bozukluklarını, astımı arttırıcı etkilerini, cinsel işlev bozuklukları ortaya çıkardığını biliyoruz.
    Burnu bütün organlarımızın sağlığı için bu kadar önemli kılan nokta, hücrelerimizin yaşayabilmesi için temel madde olan oksijeni, sağlıklı bir şekilde bünyemize ulaştıran organ olmasıdır.
    Burnun sürekli tıkalı olduğu durumlarda hayatımızın bir döneminde az önce bahsettiğimiz sorunlarlarla karşılaşabiliriz.
    Uzun süre tedavi edilemeyen burun tıkanıklıkları sağlığımızı tehdit etmektedir. Gerek ilaç tedavisi ile gerekse cerrahi olarak bu sorunu çözmek zorundayız.

    3. HASTALARIN EN BÜYÜK ŞİKAYETLERİ NELER?

    Burun tıkanıklığı, burundan yeterince nefes alamama, baş ağrısı, horlama ya da sabah yorgun bitkin uyanma, burun akıntısı, geniz akıntısı, gün içinde iş performansının düşmesi, kronik yorgunluk başlıca şikayetlerdir.

    4. HANGİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİYOR? (MADDE MADDE, CÜMLELER HALİNDE)

    Devamlı ağız solunumu yapmak zorunda kalındığı için sık tekrarlayan boğaz enfeksiyonları ve müzminleşmiş farenjit gelişebilir

    Horlama ve uyku bozuklukları gelişir.

    Uykuda nefes durması bunun sonucunda da tansiyon ve kalpe ritim bozukluğu gelişebilir.

    Akciğer ve Kalp problemlerini ağırlaştırır.

    Astım olanlarda sorunların arttığı görülür.

    Sabahları ağız kuruluğu gelişir.

    Cinsel fonksiyon bozuklukları olur.

    Psikolojik sorunlar gelişmesine yatkınlık olur.Bu hastalar özellikle sinirli olduklarından yakınırlar.

    Kronik depresyon hali gelişebilir.

    Ses kalitesi bozulur ve burundan konuşma gelişir.

    Çocuklarda geceleri altını ıslatma problemleri olabilir

    Kronik yorgunluk sendromu gelişebilir
    Migreni tetikleyerek kronik baş ağrısı sorunlarına yol açabilir

    5. RAHAT BİR NEFES İÇİN HANGİ YÖNTEMLERE BAŞVURULUYOR? (İLAÇ TEDAVİSİ, CERRAHİ VS.)

    Öncelikli olarak ilaç tedavisiyle kronik sinüzit, alerjik rinit, burun eti büyümesi sorunları giderilmeye ve burun tıkanıklığı ortadan kaldırılmaya çalışılır. Şayet düzelme olmuyorsa düşük doz lazer uygulanabilir. Bununla da düzelme olmuyorsa cerrahi tedavi uygulanır.

    6. AMELİYAT NE ZAMAN ŞART, NASIL KARAR VERİLİYOR? TIKANIKLIK İÇİN NASIL BİR OPERASYON UYGULANIYOR?

    Burun eti büyümesine bağlı burun tıkanıklığını 3-4 aylık ilaç tedavısıne rahmen çözemiyorsak, burun etlerını radyofrekans denılen yontemle küçültüp solunum yolunu açıyoruz. Kronik sinüzite bağlı tıkanıklıklarda 3 aylık aralıklı ilaç tedavisine cevap vermeyen vakalarda balonla sinüzit tedavisi veya endoskopik sinüz cerrahisini uygulayabılıyoruz.
    Burun deviasyonu dediğimiz kemik yada kıkırdak eğikliklerinde yada şekıl bozukluğuna bağlı burun tıkanıklığı olgularında ilaç tedavisi maalesef işe yaramıyor ve solunum yolunu açmak için endoskopik yada klasik yöntemlerle cerrahi olarak tedavi uygulayabiliyoruz.
    Burun deviasyon operasyonları önceden yapılanlara göre günümüzde oldukça değişmiştir. Eskiden bu operasyonlar lokal anestezi ile yapılırdı ve ağrılı ameliyatlar olarak bilinirdi. Ameliyat sırasında oldukça kaba aletler kullanılırdı. Ameliyat sonrası kullanılan tamponlar bez tamponlardı ve çıkarılırken ağrıya sebep olurdu. Hastalar ameliyattan sonra belki birkaç gün hastanede yatmak zorunda kalıyordu.
    Günümüzde yaptığımız operasyonlar ise genel anestezinin üstün konforundan faydalanılarak yapılan ağrısız operasyonlar halini almıştır.
    Artık bu operasyonlar endoskopi eşliğinde mikroaletler kullanılarak yapılan endoskopik septoplasti denilen şekle bürünmüştür ve bilgisayar ekranından takip edilerek, kameralar eşliğinde yapılan basit operasyonlar halini almıştır.
    Ameliyat sonrası aynı gün taburcu olan hastalar birkaç gün içerisinde işlerine devam edebilmektedirler.
    Teknolojinin sağladığı bu konfor ve ağrısız operasyon teknikleri belki hastalarımızdan daha çok biz hekimleri memnun etmektedir.

    Op.Dr.Muhammet DİLBER
    Nose Estetik “Estetik Burun Ameliyatları”
    www.noseestetik.com , www.muhammetdilber.com

    Op.Dr.Muhammet Dilber Facebook 
    Op.Dr.Muhammet Dilber twitter

    İlgili yazıları ;

    Karakter ve güzellik burnunuzun ucunda
    – Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar 
    – Burun şekli nefes almayı etkiler mi ?
    – Doğal burun estetiği
    – Burun operasyonu öncesi öneriler
    – Burun estetiği operasyonlarında doğru zaman ?

  • Burun nefes problemleri

    Burun nefes problemleri

    Burun nefes problemleri

                Nefes problemleri, burun estetiği istekleri genelde birlikte olmaktadır. Çünkü eğri burun hem şekil problemi hem estetik problem oluşturur.

    Burnumuz solunum sistemimizin başlangıç bölgesidir. Burnun, havayı nemlendirmek ve havadaki yabancı maddeleri süzmek gibi bir görevi vardır.

    Neden iki burun deliğimiz var?

    Genzimizden itibaren, trakea ile akcigere kadar havayolumuz tek bir kanaldan oluşur. Peki, havayolu neden iki ayrı hava yolu ile başlar? Atmosfer havasını direkt akciğerlerimize çekmeyiz. Havayı, ısıtmamız ve tozunu süzmemiz gerekir. Elektrik süpürgesinde,  arabanın polen yada hava filtresinde birikmiş toza şahit olmuşsunuzdur. Peki akciğerlerimizi ömrümüz boyunca,  bu tozdan koruyan sistem nedir?

    Burun delikleri çift silindir motora benzetilebilir. Delikler sırayla çalışırlar. Çoğu insan, bunun farkına dahi varmaz. Bazı hastalarım septum deviasyonunu tedavi ettikten sonra, bana “bir delik daha açık, ikiside aynı anda çok iyi nefes almıyor” demektedir. Önceden hep bir delik tıkalı olduğu için normalin bu olduğunu bilmemektedirler. Deliklerin nefes alma sırası 1-6 saat arasında değişmektedir.

    Hava delikten geçerken, tozlar burun etleri tarafından yakalanır ve hava ısıtılır. Bir süre sonra burun eti soğur ve üzerinde yabancı maddeler birikir. Burun etinin içindeki süngerimsi dokuların damarları, genişler ve burun eti kan ile dolmaya başlayarak şişmeye başlar. Bu sırada bu delikten hava akımı azalmış olur. Kan ile şişen burun etinden, sümük salgısı artar ve tutulan tozlar sümük ile atılmaya başlar. Tüm bu dinleme aşamasında diğer delik çalışır.

    Havayolumuz küçük tüycükleri bulunan mukoza hücreleri ile kaplıdır. Bu tüycükler sayesinde havadaki yabancı maddeler sürekli dışarıya doğru taşınır. Mukozaya, ameliyatlar sırasında zarar vermemeye gayret etmekteyiz.

    Septum deviasyonu

    Septum kıkırdağı burun boşluklarını ayıran en büyük burun kıkırdağıdır. Burun çok sık darbe alan bir organdır. Çocukken, burun üzerine düşersek, septum kıkırdağı kolayca yerinden kayabilmektedir. Septumdaki kırılma yada kaymalar septumun büyüme merkezlerini uyarmaktadır. Septumda aşırı büyüme, kemerli bir burna sahip olmanıza neden olabilir. “Ailemde herkesin burnu düzgün birtek benim böyle kemerli” diyen hastalarımın genelde çocukken bir burun yaralanması bulunmaktadır. SEPTUM KIKIRDAĞI DÜZELTİLMEDEN BURUN DA DÜZELMEZ. Simetrik bir burun için simetrik bir septum gereklidir. Bu nedenle, burun ameliyatı septoplasti ile başlar. Septoplasti ameliyatı, rinoplasti ameliyatının bir parçasıdır ve şahsi fikrim, rinoplasti cerrahı tarafından yapılmalıdır. Septum, burnun temelidir ve aşırı kıkırdak çıkartılması burnun düşmesine sebep olur. “Ben sadece nefes ameliyatı oldum ama yıllar içinde burun ucum düştü” diyen yüzlerce hasta beni ziyaret etmiştir.

    Septoplati ameliyatında, bolca kıkırdak çıkartılır ve hastanın odasına yollanırdı. Bu yaklaşım son yıllarda hızla değişiyor. Çünkü aşırı kıkırdak çıkartılan burunlarda yıllar içinde şekil bozuklukları meydana geldi. Artık, kıkırdaklar çok az çıkartılıyor, eğrilikler mümkün olduğunca düzeltilip yerinde bırakılıyor.Burnunuzda çökme meydana gelirse, septum hakkınızı kaybettiğiniz için kulak ya da kaburgadan kıkırdak alınması gerekebilir. Sekonder cerrahilerde kıkırdak ihtiyacı olduğu için, hastalarımızın septumunda, mümkün olduğunca kıkırdak miktarını korumaya çalışıyoruz.

    KONKA HİPERTROFİSİ (et büyümesi)

                Burun septumu, bir tarafa eğri olunca, diğer tarafta oluşan boşluğu burun eti şişerek doldurmaktadır. Septum deviasyonu düzeltilip, büyümüş ete müdahale etmeyince, bu seferde diğer taraf tıkanabilmektedir. Bazende iki burun etide, allerjik sebeplerden büyümüş olabilir. Bu hastalarda burun etlerine müdahale etmek gerekir. Estetik burun ameliyatı eğer hava yolunu daraltacak ise, koruyucu amaçlı, düşük miktarda et küçültmesi yapılması gerekebilir.

    Yukarıda değindiğimiz gibi çok özellikli bir sisteme nasıl bir tedavi yöntemi uygulanmaldır.

                Burun etlerinin mukozaları değil, içlerindeki süngerimsi doku şişmektedir. Mukoza sadece alttaki yapılara uyum sağlamaktadır. Tedavi edilmesi gereken, aşırı şişmiş yada aşırı reaktif süngerimsi dokudur.

    Koter, lazer yada başka bir cihazla mukozanın yakılarak tedavi edilmesi inanmadığım bir tedavi yöntemidir. Tozları dışarı atan tüycükler içeren mukoza dokusunun yakılması, solunum fizyolojisini negatif etkilemektedir. Yanık iyileşirken, sürekli burun içinde kabuklar oluşmaktadır. Bu kabuklar, yanık yarasına bağlıdır. Burun etlerinin koterle yakılmasının, 20-30 yıla kadar terk edilecek bir tedavi yöntemi olduğuna inanıyorum.

    Radyofrekans: Mukoza dokusunun, korunarak süngerimsi dokunun kontrollü yakılmasıdır. Bu aletlerin mucize yaratmadığını söylemeliyim. İşe yarıyor ancak etkisi geçici. Burnumdan nefes alamadığım için ameliyat olduğum zamanlarda çıkan bu aletler ile iki defa burnuma radyofrekans yapıldı. 6 ay sonra eski halime döndüm.

    KONKA REZEKSİYONU: Burun etlerinin tamamen çıkarılmasıdır. Terkedilmeye başlamıştır. Burun etlerinin bir görevi olduğunu anlatmıştık.  Size ne tedavi yapılacağını iyice öğreniniz. Burun etlerinizi aldırmanızı tavsiye etmem.

                Kısmi konka rezeksiyonu: Burun etlerinin bir kısmının çıkartılması işidir. Bir süre bu tedaviyi uyguladım. Etin yarısını alma işlemi oldukça etkili bir yöntemdir. Ancak burun içerisinde dikiş atılması gereklidir ve zor bir tekniktir.

    KONKA SMR: (submüköz rezeksiyon):Mukozanın korunarak altındaki dokuların çıkartılması işlemidir. Genelde bu işlemden anlaşılan burun etinin içindeki kemiğin çıkartılmasıdır.

                KONKA submüköz kavernöz doku rezeksiyonu: Burun etlerinin büyümesinin sebebi, mukoza yada kemik değil, mukozanın altındaki süngerimsi dokudur. Septum deviasyonuna bağlı kompansatuar hipertofi bu dokuda olmaktadır. Bu dokunun hacminin azaltılması, OTRİVİN; YADA İLİADİN sprey etkisi yaratmaktadır. Bu spreylerin içindeki adrenalin sünger dokusunun damarlarını büzerek etleri küçültmektedir.

    Nasıl Yapılır: Konkanın içine öncelikle adrenalinli solüsyon verilerek, kan damarlarının büzüşmesi sağlanır, İzotonik enjekte edilerek, süngerimsi doku şişirilir. Konkanın girişine 1 cm lik bir kesi yapılır ve burun etinin içinden koni şeklinde, ihtiyaca göre belirlenecek miktarda süngerimsi doku çıkartılır. Bu yöntemde mukoza hiç çıkartılmamış olur. Kesik, eriyen dikiş ile kapatılır. Böylece kanama ve kabuklanma olmaz. 3-4 dakika sürer.

    Son cümlelerimi bir doktor olarak değil bir hasta olarak yazacağım. Allerjik olan burun etlerime,  sırayla koter ile yakma, radyofrekans (iki defa), konka içi steroid enjeksiyonu, İğneli Akupunktur, elektrikli akupunktur ve en son konka SMR uygulandı. Konka SMR öncesi tedavilerde sadece zaman kaybettim.

    Op.Dr. Barış Çakır
    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
    bariscakir.com

    Dr. Barış Çakır Facebook 
    Dr. Barış Çakır Twitter

    İlgili Konuları ;
    Burun estetiğinde içten bantlama tekniği

  • Sağlıklı nefes almak için sağlıklı bir burun şart!

    Sağlıklı nefes almak için sağlıklı bir burun şart!

    Sağlıklı nefes almak için sağlıklı bir burun şart!
    Burun tıkanıklığı yaşayan hastalar genellikle ağızdan nefes alırlar ve esas şikayet olarak da ağızdan nefes alma gelir. Peki burun nefes almada gerçekten önemli midir? Bu sorunun cevabını Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan Kadınlar Kulübü okuyucuları için anlatıyor..

    Sağlıklı uykunun ilk kuralı sağlıklı bir burundur
    Burunun görevi sadece havanın akciğerlere gönderilmesi değil, aynı zamanda akciğerlere sunulan havanın belli bir kalitede olmasını sağlamaktır.Hava burundan geçerken süzülür ve temizlenir, ayrıca burun içindeki burun etleri havayı ısıtır 36 dereceye getirir,dışarıdaki hava kuru bile olsa burundan geçetiğinde neme %100 doymuş olur. Bunların yanında koku almamızı sağlar ve sesimizin bize özgü olmasını sağlar. Burun tıkanıklığı yaşayan hastalarım bana, en sık gece yatttıktan sonra kaliteli bir uyku uyuyamadıklarını, ağız solunumu yapmak zorunda kaldıkları için sabahları ağız kuruluğu yaşadıklarını belirtmekler. Bu durumda sağlıklı uykunun da ilk kuralı sağlıklı bir burundur diyebilirz.

    Burun tıkanıklığı ses kalitesini de etkiliyor
    Yine ağızdan nefes almanın bir sonucu olarak damak ve yutak bölgeleri devamlı kuru olduğundan, bu kişilerin grip ve üst solunum yolu enfeksiyonları daha ağır ve uzun sürmektedir. Bu durum hastanın hayat kalitesini ve iş konsantrasyonunu bozmaktadır.

    Burun tıkanıklığı olan hastanın konuşması da etkilenir. Burun tıkanıklığı olan hasta uzun bir konuşma yapması gerektiğinde veya bir sunum yapması gerektiğinde ağzından hem konuşup hem de sık sık hava aldığı için rahat konuşamaz , bu durum sık ve derin iç çekmeler yüzünden baş dönmesine sebebiyet verebilir. Bu durum kişinin prezentabilitesini de çok ciddi olarak etkilemektedir. Burundan konuşan sık sık derin derin iç çekerek konuşan bir yöneticinin karizmasının kesinlikle yeterli olmayacağı görüşündeyim.

    Yorgunluğun nedeni burun tıkanıklığı olabilir
    Burun tıkanıklığı kronikleştiğinde vücut bir müddet sonra bundan etkilenecek ve efor kapasitesi düşecektir.Bu durum kişinin spor yapmasını ve seks hayatını kesinlikle negatif olarak etkilemekte ,gün içi aktivitelerde de performans düşüklüğüne neden olmaktadır. Sonuç olarak hem kaliteli bir uyku için, hem sağlıklı ve keyif alınacak bir hayat için, hem de kaliteli ve karizmatik bir konuşma için önce nefes, önce açık bir burun diyoruz.

    İlgili konular ;
    Burun Tıkanıklığı ve Tedavisi

  • Konforlu bir uçak seyahati için öneriler

    Konforlu bir uçak seyahati için öneriler

    Sağlıklı uçuş için öneriler

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan; nefes almanın hayati önemine dikkat çekerek, sağlıklı nefes almanın ancak sağlıklı bir burunla mümkün olabileceğini ifade etti. Ilhan, özellikle uçak seyahatlerinde kuru olan uçak havasının üst solunum yolu ve kalp rahatsızlıklarını ağırlaştırabileceğini belirtti.

    Burun tıkanıklığı kalp rahatsızlıklarını ağırlaştırabilir

    Op. Dr. Emre İlhan konu ile ilgili yaptığı açıklamada: “Özellikle ülkemiz insanının burun yapısının kemikli olması ve insanların bir çoğunda allerjik hastalıkların sık olması nedeniyle burun tıkanıklığı şikayeti en sık rastladığımız şikayetlerden birisidir. Burun tıkanıklığı olan hastalarda eğer uçak korkusu da varsa, kişi sağlıklı nefes alıp veremediği için içinde bulunduğu kaygı ve tedirginlik hali durumun daha da ağırlaşmasına neden olabilir.

    Uçak içerisindeki hava kalitesi dışarıdaki hava kadar iyi olmayabilir. Uçak yolculuğu, özellikle de uzun mesafeli yolculuk, yolcuları sağlık durumlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek birçok faktöre maruz bırakmaktadır. Kabin içerisinde bulunan oksijenin miktarı havadakinden az olabilir. Bu durum sağlıklı kişilerde sorun yaratmazken, burun tıkanıklığı şikayeti olan hastalarda üst solunum yolu rahatsızlıkları, akciğer ve kalp rahatsızlıkları olan hastalarda durumu daha da ağırlaştırabilir. Düzenli nefes alamayan hastalarda panik atak ve depresyon belirtileri görülebilir. Bu nedenle uzun süren burun tıkanıklığı şikayeti olan hastaların burun tıkanıklıklarının tedavisi için bir KBB uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. ” dedi.

    Sakız çiğneyerek kulak sağlığınızı koruyun

    Dr. İlhan, uçaktaki hava basıncının uçak yükselirken veya alçalırken  değişmesi sonucunda kalıcı işitme kayıplarının olabileceğini de belirterek, şu bilgileri verdi:

    “İnsan kulağı, 16-16000Hz arası frekansları işitir  . Kulağın sağlıklı duyabilmesi için, kulak zarının dış kulak yoluna bakan tarafındaki yani dış kulak yolundaki basınç ile kulak zarının arkasında kalan orta kulak boşluğunun basıncı aynı olmalıdır. Akut nezle, alerjik nezle, sinüzit gibi hastalıklar östaki borusunun açılma fonksiyonu bozarak uçuş esnasında orta kulak basıncının dengelenmesini engeller. Uçağın kalkış ve inişi esnasında bilindiği gibi dış ortam basıncı hızla değişir. Günümüz uçaklarında kabin basıncı   otomatik  olarak   ayarlanmakla  beraber  bu   ayarlanma   öncesinde  ve   esnasında   artan  veya   eksilen   dış  kulak  yolu   basıncı yukarıda   sayılan  hastalıklar  esnasında   yeterli  derecede  dengelenemez  ve   orta  kulakta ciddi  sorunlar oluşabilir. Böyle bir durumda sık sık  yutkunma, bir şeyler   yeme, sakız  çiğneme östaki  borusunun  açılması  ve  orta  kulak  basıncının  dengelenmesini  kolaylaştırır.

    İnsan kafasında sinüs adı verilen hava dolu boşluklar yer almaktadır. Mevcut yedi adet sinüs sürekli olarak burun boşluğundaki hava ile havalanmaktadır. Akut nezle ve alerjik nezle   esnasında   bu   sinüslerin burun  ile  bağlantılarının   burun  mukozasındaki  ödemi  nedeniyle   kapanması   sinüslerde            de   basınç  dengelenmesine   engel  olarak   baro sinüzit   denilen  ve şiddetli  yüz  ağrısına   yol  açan  bir  tabloya   neden  olur.  Uçuş esnasında iniş ve kalkışta dış kulak yolu basıncının hızlı artış veya azalışı  sonucu  kulak   zarının  ve   buna   bağlı   olarak   kemikçik   zincirin   aşırı  derecede   hareketine   bağlı  olarak  nadiren  de   olsa  orta veya  iç  kulak   hasarını görülebilir. İç kulakta yüksek basınçtan etkilenen “Reissner membranı” yırtılabilir. Bu  durumda   oluşacak  tablo  daha  farklı  olup,  şiddetli  bir   kulak   uğultusu   ve  işitme   kaybı  ile  kendini   belli   eder.  Bu  tabloda   genellikle   ağrı  olmaz   ve   nadiren  birlikte   baş   dönmesi  de   görülebilir. Bu durumla karşılaşan  bir   yolcu   uçuş   sonunda   acilen   bir KBB uzmanına  müracaat   etmelidir. Aksi  takdirde olay  kalıcı   işitme  kaybı  ile   sonlanabilir. Bu tip ağrılar uçuş bittikten bir süre sonra sinüslerdeki basıncın dengelenmesiyle ortadan kalkar. Uçuş sırasında yüzünüzde basınç hissedersiniz, burun açıcı bir bir ilaç almanız ve burun damlası ile sık sık burnunuzu nemlendirmeniz fayda sağlayabilir. ”

    Daha rahat bir uçuş için bol su tüketin

    Dr. İlhan, alkolün beyindeki etkisinin oksijensizlikle daha da arttığını ve çok fazla kahve veya alkol tüketiminin düzensiz kalp ritmine veya çarpıntı gelişmesine neden olabileceğini söyledi ve ekledi: “Normal kabin basıncında hava genleşir. Vücudumuzdaki hava boşlukları  sinüsler, orta kulak ve diş çürükleri genleşen havaya ağrı ile yanıt verirler. Uçuş esnasında bu nedenlerden dolayı ciddi ağrılar oluşabilir. Bu rahatsızlıklar gazlı içeceklerin fazla tüketilmesi ile birlikte daha da artabilir. Bu yüzden bu tür rahatsızlıkları olanlar mutlaka uçuş öncesi doktor kontrolünden geçmeli ve uçuş esnasında hareket yapmalı ve bol su tüketmelidirler.

    Konforlu bir uçak seyahati için yapmanız gerekenler

    Akut nezle, alerjik nezle ve sinüzit  gibi   durumlarda   mümkün  olduğunca  uçak  yolculuğundan  kaçınılmalıdır.  Eğer bu mümkün olmuyorsa bu gibi  durumlarda   bir   hekime   danışarak   uçuş  önce  bazı  ilaçlar   alınarak  bu            durumlara       engel olunabilir. Böyle durumlarda   alkol   alınması  burun   mukozası   ve  burun  etlerinde   şişmeye   neden  olacağından  tabloyu  daha  da   ağırlaştırabilir. ” dedi ve konforlu bir uçuş için şu önerilerde bulundu:

    Uçak yükselirken veya alçalırken;

    ●     Koltuğa oturduğunuz andan itibaren düzenli nefes alıp verin.

    ●     Kalkış sırasında bol nefes verin (üfleyerek). Bu gevşemenizi sağlar.

    ●     Burun ve ağzınızı kapalı tutun ve sık sık esnemeye çalışın.

    ●     Yutkunmak, sakız çiğnemek veya şeker yemek bu durumdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

    ●     Yakın zamanda uçuş esnasında bir sorun yaşadıysanız yolculuğunuzu bir müddet sonraya erteleyin.

    ●     Akut nezle, alerjik nezle ve sinüzit  gibi  rahatsızlıkları olanların uçuş öncesi bir Kulak Burun Boğaz uzmanına görünmeleri en doğru hareket olacaktır.

    Sorunların Önlenmesi;

    ●     Hava limanına gitmek için bolca zaman ayırın.

    ●     Eşyalarınızı taşımakta zorlanıyorsanız yetkililerden yardım isteyin.

    ●     Uçuşunuzu planlayın ve önceden hazırlanın.

    ●     Bol bol  su için.

    ●     Alkol tüketmeyin. Gazlı içecekler ve  kafeinli içeceklerden sakının.

    ●     Kabinde hareket edin.

    ●     Kronik bir rahatsızlığınız varsa uçuştan önce doktorunuza görünün ve ilaçlarınızı yanınıza almayı ihmal etmeyin.

  • Burun Tıkanıklığı ve Tedavisi

    Burun Tıkanıklığı ve Tedavisi

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan burundan nefes almanın önemini ve burun tıkanıklığı tedavisini anlattı…

    Op. Dr. Emre İlhan konu ile ilgili yaptığı açıklamada: “Burun, insan sağlığı için çok önemli bir organdır. Sağlıklı bir solunum fonksiyonu ve sağlıklı bir vücut için burundan soluk alıp vermek esastır. Burun sadece havanın girip çıktığı bir organ değildir .Burun nefes alıp verme sırasında havayı nemlendirir, ısıtır, sesimizin bize özgü olmasını sağlar, kulağımızı havalandırır, koku almamızı sağlar.

    Özellikle ülkemiz insanının burun yapısının kemikli olması ve insanların bir çoğunda allerjik hastalıkların sık olması nedeniyle burun tıkanıklığı şikayeti en sık rastladığımız şikayetlerden birisidir. Uzun süren burun tıkanıklığı hastalarında bu problem çözülmediği taktirde çok ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır.

    Kısaca burun tıkanıklığı hastanın hayat kalitesini ciddi şekilde bozar ve zamanında müdahale edilmediği taktirde ileri sağlık problemlerine sebebiyet verebilir.” dedi ve burun tıkanıklığının sebeplerini açıklayarak, tedavi yöntemlerini anlattı.

    Burun tıkanıklığı sebepleri:

    – Burun kemiğinde kayma (Deviasyon) olması
    – Alt burun etlerinin (konka) büyümesi
    – Burun çatısında daralma(valv daralması)
    – Geniz eti büyümesi
    – Yaygın burun içi polipleri

    Bu sebepler tek tek veya birliktelik göstererek burun tıkanıklığına sebep olur.

    Burun tıkanıklığı olan hasta:

    – Devamlı ağız solunumu yapmak zorunda kalır ; Sık tekrarlayan boğaz enfeksiyonları olur ve müzminleşmiş farenjit gelişir.
    – Horlama ve uyku bozuklukları gelişir.
    – Akciğer ve Kalp problemlerini ağırlaştırır.
    – Sabahları ağız kuruluğu gelişir.
    – Cinsel fonksiyon bozuklukları olur.
    – Psikolojik sorunlar gelişmesine yatkınlık olur.Bu hastalar özellikle sinirli olduklarından yakınırlar.
    – Ses kalitesi bozulur ve burundan konuşma gelişir
    – Çocuklarda geceleri altını ıslatma problemleri olabilir.

    Görüldüğü gibi burun tıkanıklıkları insanın hayat kalitesini ciddi oranda bozmaktadır.

    Burun tıkanıklıklarında yapılan ameliyatlar:

    – Burun kemiği düzeltilmesi(deviasyon ameliyatı)
    – Alt burun etlerinin kısmi olarak alınması(veya radyofrekans uygulaması)
    – Burun çatısının açılması (valv cerrahisi)
    – Estetik burun cerrahisi (Bazı burun tıkanıklıklarının tedavisi burnun dışının da değiştirilmesi ile mümkün olur)
    – Geniz eti alınması (genellikle çocuklarda)
    – Burun içi poliplerinin medikal ve cerrahi tedavisi

    Burun tıkanıklığı olan hastalara ilaç tedavileri ile bir yarar sağlanamadığı taktirde ameliyat gerekir.
    Burun tıkanıklığı ciddi bir sağlık problemidir.Mutlaka tedavi edilmelidir.

    BURUN TIKANIKLIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

    BURUN KEMİĞİNDE KAYMA VEYA EĞRİLME (DEVİASYON) ve TEDAVİSİ

    Sıklıkla karşılaşılan burun tıkanıklığı nedenlerinden biri de burun içi kemiğinde kayma veya eğrilme olmasın sonucunda nefes yolunun tıkamasıdır. Burun direği olarak da adlandırılan ve tıp dilinde septum adı verilen bu yapının düzgün olması sağlıklı nefes almanın ilk şartıdır.

    Burun kemiği kayması veya eğrilme olmasının tıptaki adı Septum Deviasyonudur.
    Septum deviasyonunun tedavisi ameliyattır. Septoplasti denilen ameliyatla septumun eğri kısımları çıkarılır , düzeltilir, ve septum orat hatta getirilerek her iki burun pasajının açık olması sağlanır.
    Ameliyat genel ve lokal anestezi ile yapılabilir,bu hastanın ve doktorun seçimine bağlıdır.Ameliyat ortalama 30dk-45dk arası sürer .Ameliyatta hastanın burun içine yeni geliştirilmiş sünger yada silikon tamponlar koyulur. Yeni geliştirilen bu tamponlar sayesinde hastaları en çekindikleri tamponun çekilmesi ağrısız ve oldukça kolay olmaktadır.
    Ameliyattan iki gün sonra hastanın burunundan tamponlar alınır. Ve hasta günlük aktivitelerine devam edebilir.Ameliyat öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gereken durumları lütfen doktorunuza danışınız.

    BURUN ETİ (KONKA) BÜYÜMESİ VE TEDAVİSİ

    Burun eti büyümesi burun tıkanıklıklarının çok önemli ve sık karşılaşılan bir sebebidir.Burun içinde alt orta ve üst burun etleri olmak üzere üç adettir.Alt burun etlerinin büyümesinde burun tıkanıklığı gelişirken orta burun etlerinin büyümesinde sık tekrarlayan sinüzit atakları ve kronik sinüzite yatkınlık gelişir.Bu nedenle burun eti büyümelerinde gerekli ilaç tedavilerine rağmen iyileşme sağlanamadığında cerrahi tedaviye başvurulmalıdır.

    Burun eti büyümesinin nedenleri:

    – Alerjik burun eti büyümesi
    – Burun kemiğindeki kaymaya bağlı burun eti büyümesi
    – Burun etlerindeki yapısal bozukluklar

    Burun etlerine uygulanması gereken cerrahi; tahrip edici , ve burun etinin tamamına yönelik değil koruyucu (burun etini saran mukoza adı verilen kılıfı koruyarak) ve kısmi olmalıdır.Bunun nedeni burun eti ve burun etini saran kılıfın burun işlevinde önemli yeri olmasıdır.

    Uygulanan ilaç tedavilerine rağmen iyileşme olmadığı durumlarla cerrahi müdahale gereklidir.Ameliyatlar tam teşekküllü hastanelerde endoskopik yöntemle en son teknikler kullanılarak uygulanmaktadır.Burun eti ameliyatı diğer burun ameliyatları ile birlikte de uygulanabilmektedir.Ayrıca merkezimizde son teknoloji ürünü olan radyofrekansla burun eti küçültülmesi uygulanmaktadır.Bu yöntemle muayenehane şartlarında veya diğer bir burun ameliyatıyla(özellikle estetik burun cerrahisiyle birlikte) aynı anda burun etleri küçültülebilmektedir.Bu uygulama sonrasında hastalarda ciddi derecede ağrı tespit edilmemiş olup ağrı kesiciler yeterli olmaktadır.

    BURUN YAN DUVARI ZAYIFLIĞI (NAZAL VALV DARLIĞI) VE TEDAVİSİ:

    Burnun yan duvarlarında yeterli destek olmaması durumunda hasta nefes alma sırasında burun kanatlarının içeriye çökmesi nedeniyle burundan nefes alamaz.Bu durum doğuştan ve gelişimsel olabileceği gibi geçirilmiş bir ameliyat sonrası da ortaya çıkabilmektedir.Bu hastalar tipik olarak her iki işaret parmağı burun ile yanağın birleştiği yerlere konularak kulaklara doğru hafif açma hareketi yapıldığında çok rahat nefes almaya başlarlar.Buna Cottle manevrası diyoruz ve valv darlıklarının tanısında kullanıyoruz. Nazal valv darlığının tedavisi de ameliyatla olmakta ve burun yan duvarlarının yine burun içinden alınan kıkırdakların uygun yerlere uygun açılar ile yerleştirilmesi ile yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bu ameliyat septum deviasyonu, burun eti küçültülmesi ve estetik burun cerrahisi ile birlikte aynı anada uygulanabilmektedir.Tek başına yapıldıgında burun üstüne 3-5 gün boyunca bant takılmakta . Burun içinde ise duruma göre değişmekle birlikte 1-2 gün küçük tamponlar konmaktadır.

    GENİZ ETİ BÜYÜMESİ VE TEDAVİSİ:

    Geniz eti büyümesi burnun arkasında bulunan ve vücudun savunma hücrelerini üreterek enfeksyonları önleyen adenoid denilen dokuların büyümesi ve burun arkasını tıkayarak burun tıkanıklığı yaratmasıdır.Bu durum sıklıkla çocuklarda görülmekle birlikte çocuklukta ihmal edilen ve zamanında ameliyat edilmemiş hastalarda erişkin yaşlarda da gözlenebilmektedir.Bu hastalarda horlama, burun tıkanıklığı, burundan konuşma ve sık tekrarlayan sinüzit görülür.Tedavisi genel anestezi altında bu dokunun bulunduğu yerden kazınarak alınmasıdır. Ameliyat yaklaşık 20-30 dk sürer,hasta ameliyattan 1 gün sonra günlük aktivitelerine dönebilir.

    YAYGIN BURUN İÇİ POLİPLERİ VE TEDAVİSİ:

    Bu hastalık genellikle allerji astım ve aspirin duyarlılığı ile birlikte gözlemnenen, burun içinde bilinmeyen bir nedenle üzüm taneciklerine benzeyen içi jel dolu etlerin oluşmasıdır. Bunlar burun tıkanıklığının yanında aynı zamanda sinüzite de neden olmaktadır.Bu durumun tedavisi çok büyük ve yaygın olgularda endoskopik olarak cerrahi uygulanması ve sonrasında sistemik(ağızdan) steroid ve topikal (spray)steroid tedavisidir. Çok yaygın olmayan vakalarda yanlızca spray tedavisi yeterli olabilmektedir. Ameliyat olan olgularda tekrarlayabileceği bilinmelidir.Ameliyat planlanan hastalara ameliyattan önce medikal tedavinin bir süre için uygulanmasının ameliyatın şansını arttırdığı söylenmektedir
    Eğer burun tıkanıklığı probleminiz varsa mutlaka bir KBB uzmanına başvurunuz.

    İlgili Konular ;
    Alerjik rinit’te rhinoligt tedavisi
    Hamilelikte burun tıkanıklığı

  • Burun eğriliği sinüzite neden oluyor

    Burun eğriliği sinüzite neden oluyor

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan; Burundaki şekil bozukluklarının estetik kaygılardan ziyade, sinüzit, üst solunum yolu hastalıkları, uyku bozuklukları, akciğer ve kalp hastalıklarına varabilen ciddi sağlık problemlerine neden olabileceğini belirtti ve sinüzit ameliyatını kozmetik cerrahi ile birleştirerek, hastaları hem sağlığına hem de güzel bir yüze kavuşturduklarını ifade etti.

    Burun estetiği ile sinüzit tedavisi

    Op. Dr. Emre İlhan konu ile ilgili yaptığı açıklamada: “ Küçük yaşlarda gerçekleşen çarpma ve darbeler sonucunda burun kıkırdağında ezilmeler oluşur. Daha sonra burun kıkırdağı büyürken eğri olarak gelişir. Bunun sonucunda burun kemiğinde eğrilik oluşur ve bu durum nefes alma fonksiyonunu etkiliyor. Eğri bir burunda sinüs fonksiyonları ve burun fonksiyonları sağlıklı bir şekilde çalışmaz ve sinüzite yatkınlık söz konusudur. Bu durum kişinin gün içi aktivitelerinden uyku kalitesine sosyal hayatından iş hayatına kadar bir çok alanda etkisini gösterebiliyor.İlk zamanlarda kişinin hayata kalitesini etkileyen bu durum ilerleyen zamanlarda kişini, sağlığını da kötü yönde etkileyebiliyor. İleri dönemde ise burun tıkanıklığı kronikleşirse kalp ve akciğer sorunlarına kadar varan problemlere neden olabiliyor.Bu nedenle burun tıkanıklığı olan kişilere bu durum için bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. Burun tıkanıklığı tedavileri basit bir ilaç tedavisinden burun kemiğinde yapılan düzeltmelere veya estetik amaçla yapılan düzeltmeleri de içeren rinoplasti ameliyatına kadar çeşitlilik gösteriyor. Hatta burun estetiği ameliyatı ile artık her hastada burun içi problemleri de çözülebiliyor.” dedi.

    Güzellik ve sağlık bir arada

    Op. Dr. Emre İlhan estetik yaptıracak hastalara, burunları ile ilgili herhangi bir operasyon yaptıracakları zaman operasyon öncesinde muhakkak bir Kulak Burun Boğaz uzmanına görünmelerini tavsiye etti ve burun içerisinde sadece estetik operasyonlarla çözülemeyecek problemler de olabileceğini, bu gibi durumlarda hastanın burun içindeki ve dışındaki problemlerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ve bu durumlarda burun estetiği ile burun içi problemlerinin de giderilmesi gerektiğini vurguladı.

    Dr. İlhan sözlerine şu şekilde devam etti: “Nefes almayı etkileyen burun şekil bozukluklarının pek çok nedeni olabilir. Mesela burun ucunun çok düşük olması, burnun eğri olması, burnun çarpık ve “S” şeklinde olması, burun içindeki orta bölmeyi oluşturan kemiğin eğri olması, özellikle burun içinde burun kemiğini iten konka bullosa dediğimiz burun eti balonlaşması olması gibi… Saydığımız problemlerin hepsi burun şeklini olumsuz yönde etkileyerek, başta sinüzit ve üst solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere ileri evrede akciğer ve kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabilir Bu şikayetlerlerle bize başvuran hastarımıza tedavi amaçlı kombine ameliyatlar önerebiliyoruz. Burun içerisindeki sağlık problemini çözüp, burnu estetik olarak da düzeltiyoruz. Hastalarımızı hem sağlığına hem de estetik bir görünüme kavuşturuyoruz.” dedi.

    En güzel burun, nefes alan burundur

    Op. Dr. Emre İlhan; estetik operasyonlarda asıl amacın hastanın nefes alan, sağlıklı ve kendine yakışan güzel bir buruna sahip olması gerektiğini belirterek, “Normal şartlarda bize başvuran burun tıkanıklığı, sinüzit veya kronik sinüziti olan hastaların birçoğunda burun içerisinde ve dışındaki eğrilikler nedeniyle bir takım estetik işlemler öneriyoruz. Burun cerrahisinde burun kemiğine de, burun etine de valv bölgesi denilen bölgeye ve burnun her yerine bakıyoruz. Estetik operasyon sırasında hasta herhangi bir nefes şikayetiyle bize başvurmasa dahi burun içerisindeki, sağlıklı nefes almayı önleyen problemleri de tespit edip, çözüyoruz.” dedi.