Etiket: simetrik

  • Elleriniz ruh halinizi ele veriyor

    Elleriniz ruh halinizi ele veriyor

    Hisar Intercontinental Hospital Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Bilal Ersoy anlattı. Obsesif Kompulsif Bozukluğun takıntılı düşünce ve bunları bertaraf etmeye yönelik takıntılı davranışların anksiyetenin şekil değiştirmiş biçimleri olarak karşımıza çıktığını dile getiren Uzm. Dr. Ersoy; ‘Kişi bu ısrarlı düşünceleri kendi zihninin ürünü olarak görür, ancak bu düşüncelerin mistik, davranışların törensel bir tarafı vardır. Nadiren farkındalık yoktur, çoğu hasta takıntılı düşüncelerini ve davranışlarını ”abartılı” veya “saçma” bulur.’ diye konuştu.

    Gereğinden Fazla Temizlik Yapıyorsanız Dikkat Edin!

    Takıntılar çok farklı biçimlerde ayrı ayrı veya bir arada bulunabilir. En sık görülen saplantılar bulaşma-kirlilik takıntılarıdır. Eşyaların, ortamın veya insanların kirli olduğu, temasa geçildiğinde bu kir veya mikrobun kendisine ve yakınlarına bulaşabileceği endişesi yaşanır. Bulaşma-kirlilik takıntısında eller anahtar bir rol oynar. Çünkü dış dünyaya ve diğer insanlara en çok ellerimizle temas ederiz. Öte yandan ellerimiz, sürekli gözümüzün önündedir. Bu tür takıntıları olanlar için ellerin hijyeni, tırnakların uzunluğu, başkalarının ellerini ne kadar temiz tuttukları çok önemlidir. Bulaşma ve kirlilik saplantısı olanlar, bunaltı yaratan düşünceleri yatıştırmak için zorunlu bir biçimde temizlik yapar, yıkanır veya bu durumlardan kaçındığını düşünerek umuma açık yerlerde ortak kullanılan eşyalara dokunmaz. Kapılar, koltuklar, kalemler, para, kısaca birçok elin değdiği şeylere dokunmaktan kaçınırlar. Mecburen dokunduklarında, ellerini kolonyalı mendille veya yıkayarak temizlemek isterler.

    Evin dışındaki hayat, kontrol edilemediğinden tekinsizdir, kendilerini en çok evde rahat hissederler. Hem evi hem de aile bireylerini kendi temizlik şartlarına uydurmaya çalışırlar. Bazıları için temizlik takıntısı dayanılmaz hale gelmiştir. Dışarıdan eve gelen herkesin derhal banyoya gidip kıyafetlerini çamaşır makinesine atmasını ister. Evdeki en küçük dağınıklığa veya kırıntıya tahammülleri yoktur. Sıkça temizlik yaparak kendilerini yorarlar. Sıvı sabun, çamaşır, bulaşık deterjanı gibi ”hijyenik” maddeler normalin üzerinde kullanılır. Kıyafetler ve çarşaflar sıkça yıkanır. Sürekli su ve kimyasallarla temasta olduklarından ellerde egzama, çatlama, yıpranma, buruşma gözlenebilir. Kısaca bu hastalığa sahip olanların elleri çabuk yaşlanır. Saplantılar şiddetliyse bazen kişi temizlik dışında başka bir şey yapamayacak hale gelir.

    Tedbirli misiniz? Kontrol delisi mi?

    Kuşku-emin olamama diğer sık görülen obsesyonlardandır. Bunun yarattığı sıkıntıyı yatıştırmak için kapı kilidi, ocak, pencereler defalarca kontrol edilir. Kimi hastalar yaşam alanlarındaki her şeyin simetrik olması veya belirledikleri bir düzen içinde kalması için uğraşır. Bazen istifleme olarak adlandırılan biriktirme davranışı aşırıya kaçabilir.

    Herkesin Saplantısı Vardır; Önemli Olan Bunlara Saplanıp Kalmamaktır!

    Çoğumuzun zihninde, sıklığı ve şiddeti değişen irili ufaklı saplantılar bulunur. Ancak obsesif-kompülsif bozukluğu olanlar bu takıntılarla boğuşur ve yorulurlar. Takıntılarını fazla takarlar. Hastalık ilerlediğinde başka şeylere zaman ayıramadan gün boyu bu düşünce ve davranışlarla uğraşırlar. Çoğu zaman yapılan bir işin şekli, işlevinin önüne geçer. Örneğin kirlilik takıntıları olan biri için elini belli bir sayıda sabunlamak elini temizlemenin önüne geçer. Veya kıldığı namazın şeklen uygun olmadığını düşünen biri için şekil, ibadetin önüne geçer. Bazı takıntılar o kadar farklı ve mahrem olabilir ki kişi bunları anlatmaktan utanabilir veya çekinebilir. Böyle takıntılar nedeniyle kendilerini ahlaki olarak yargılayıp suçlayabilirler. Bazen bu takıntılar hastaları, diğer sorumluluklarına zaman ayıramayacak biçimde yavaşlatır (obsesif yavaşlık). Hasta iş yerinde veya evde çevresi tarafından eleştirilebilir. Hastalar fark etmeden, takıntılarını diğer kişilere de bulaştırma eğilimindedir. Bu yakın ilişkilerde sorunlara neden olur. Obsesif-kompulsif Bozukluğa, depresyon, tik bozuklukları, yeme bozukluğu, kleptomani, hipokondriyazis (Hastalık hastası) eşlik edebilir. Diğer psikiyatrik durumların birçoğunda olduğu gibi, Obsesif-Kompulsif Bozukluğu olanlar yakınları tarafından eleştirilir ve kınanırlar. Takıntıları kendilerinin yarattığı ve iradeyle bunların üstesinden gelinebileceği kanısı yaygındır.

    Obsesif Bir Kişiliğiniz Var mı?

    Obsesif kişilikler (hastalık boyutunda olmadığında) genellikle mükemmeliyetçi, ayrıntıcı, düzenli, tutumlu ve inatçıdırlar. Prensiplerinden ödün vermezler. Ciddi ve olgun görünürler. Onurlu ve gururludurlar, yaptıkları iş nedeniyle laf işitmek istemezler. Hata yapmaktan korkarlar, eleştiri yapmayı severler. Bu özellikler hem meslek seçiminde hem de kariyerlerinde önemli rol oynar. Ancak hastalık ağırsa sosyal ve mesleki işlevselliği bozar, o zaman tedavi gerektirir. Tedavisi sabır ve zaman isteyen ruhsal bir hastalıktır. İyileşme yavaş olur. Tedavide hedef takıntıların tamamen değil yeterince geçmesi olarak belirlenmelidir. İlaç tedavisine ek olarak bilişsel davranışçı terapi yöntemleri uzun süreli iyileşme için vazgeçilmezdir.

  • Karakter ve güzellik burnunuzun ucunda

    Karakter ve güzellik burnunuzun ucunda

    Burun estetik bakımdan  yüzdeki  tüm can alıcı noktaların ortasında bulunan hayati bir organdır.  Burun yüzde sadece kendi güzelliği adına önemli bir organ değil aynı zamanda gözlerin çekiciliğinden  kaşların ahengine, elmacık kemiklerinin belirgin duruşundan, dudakların ön planda oluşuna ve çenenin pozisyonuna  kadar  yüzdeki bir çok yapıyı ve de algıyı  etkileyebilecek önemli bir başyapıttır aslında.

    Burnun profilden güzel oluşu çok önemli olabilir belki ama gerçekte önden görüntünün iyi olmasının çok çok daha  önemli olduğunu, bu başyapıtın çevre organların estetik algısınını ne derece etkilediğini görünce  anlıyor insan.

    Bir burnun önden görüntüsünde en önemli olan yapı hiç kuşkusuz burun ucudur. Her iki kaştan gelen hayali  çizgilerin burun ucunda  simetrik sonlanmasının tamamlayıcısı olan çok hoş bir burun ucu mevcudiyeti,  gerek burnun bütünsel güzel görüntüsü adına, gerekse yüze kattığı tatlı duruş adına gözden kaçırılmayacak çok önemli bir ayrıntıdır.

    Geçmişten günümüze gelen sonucu beğenilmeyen burun estetiği operasyonlarına atfedilen çimdiklenmiş, asimetrik ya da mandalla sıkılmış burun ucu tasvirleri, estetikten yoksun bir görüntü sunar ve karşıdakinin ilgisini, aslında odaklanmasını istediğimiz kaş ve gözlerden alıp burun ucuna mıhlar. Bu durum kaş ve gözlerdeki büyülü etkinin yerini maalesef ki burun ucunun yüze verdiği orantısızlığa bırakır.

    Burnun karakterini ve bu karakterin yüze olan katkısını ortaya koyan burun ucudur ve burun ucu yüz hatlarıyla birlikte burnun tümüyle uyum içerisinde olması gereken bir bölümdür. Ne çok sivri olmalı ne de çok geniş. Burun ucunun olduğundan sivri oluşu kişiyi sert bir karaktere büründürürken çok geniş olması da palyaçovari bir görünüme yol açar. Burun ucu hem burnun hem de yüzün bütünsel uyumu göz ardı edilmeden hoş bir ahenk içerisinde olmalıdır.

    İnsan ilişkilerinde karşılıklı iletişimin önemi  düşünüldüğünde burnun ön görünüşünün profilden çok daha önemli olduğu aşikardır.  Burnun önden görüntüsünde de burun ucunun hem karakter belirleyici rolü hem burnun bütünselliği açısından önemi hem  de diğer yüz yapılarına kattığı anlam itibariyle inkar edilemez bir rolü olduğu apaçık bir gerçektir.

    Binlerce operasyon yapmış biri olarak tüm bu gerçekler bana şunu göstermektedir ki bir burun estetiğinde en önemli nokta burun ucudur kesinlikle… Neden mi? Çünkü hakkaten şunu bilmenizi isterim ki karakter ve güzellik burnunuzun ucunda…

    Op.Dr.Muhammet DİLBER
    Nose Estetik “Estetik Burun Ameliyatları”
    www.noseestetik.com , www.muhammetdilber.com

    Op.Dr.Muhammet Dilber Facebook 
    Op.Dr.Muhammet Dilber twitter

    İlgili yazıları ;

    – Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar 
    – Burun şekli nefes almayı etkiler mi ?
    – Doğal burun estetiği
    – Burun operasyonu öncesi öneriler
    – Burun estetiği operasyonlarında doğru zaman ?