Etiket: Sezaryen Doğum

  • Sezaryen Doğum Alerji ve Astım Riski Artıyor mu?

    Sezaryen Doğum Alerji ve Astım Riski Artıyor mu?

    Sezaryen doğum alerji ve astım riskini %80’e kadar artırabilir! Bu yazıda sezaryenin bağışıklık sistemini nasıl etkilediğini ve alerjik hastalık riskini nasıl yükselttiğini keşfedin.

    Son yıllarda alerji hastalıklarının artışı, modern tıbbın doğum yöntemleriyle ilişkilendirilmeye başladı. Özellikle sezaryen doğumların artmasıyla birlikte alerji ve astım gibi kronik hastalıklara yakalanma riskinin de arttığı gözlemleniyor. Bu makalede, sezaryen doğumun alerji ve astım ile olan bağlantısını ve bu durumun nasıl gerçekleştiğini derinlemesine inceleyeceğiz.

    Günümüzde alerji hastalıklarının artışı, modern tıbbın doğum yöntemleriyle ilişkilendirilmektedir. Özellikle sezaryen doğumların artmasıyla birlikte alerji ve astım gibi hastalıklara yakalanma riskinin de arttığı gözlemlenmektedir. Bu makalede, sezaryen doğumun alerji ve astım ile olan bağlantısını ve bu durumun nasıl gerçekleştiğini inceleyeceğiz.

    Bebeklerin Bağışıklık Sistemi ve Alerjiye Eğilimi

    Bebekler doğduktan sonra, bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmemiş olduğundan alerjilere karşı daha hassastır. Vücudumuz, mikroplara karşı savaşan ve alerjik reaksiyonları tetikleyen iki farklı bağışıklık sistemine sahiptir:

    • Doğal Bağışıklık Sistemi: Anne karnındayken ve doğum sırasında anneden alınan mikroplarla temas, bu sistemin gelişmesine yardımcı olur. Bu sistem, mikroplara karşı direnç oluşturarak bağışıklık sistemini güçlendirir ve alerji riskini azaltır.
    • Kazanılmış Bağışıklık Sistemi: Doğumdan sonra çevreden gelen mikroplarla temas, bu sistemin gelişmesini sağlar. Bu sistem, alerjenlere karşı duyarlılık geliştirerek alerjik reaksiyonlara yol açabilir.

    Sezaryen Doğum Alerji Riski

    Sezaryen Doğum Alerji
    Sezaryen Doğum Alerji

    Sezaryen doğumlarda bebekler, anneden alınan mikroplarla temas edemezler. Bu durum, doğal bağışıklık sisteminin gelişmesini olumsuz etkileyerek alerjiye eğilimi artırır. Yapılan çalışmalar, sezaryen doğumun çocuklarda alerjik hastalık riskini %20-80 oranında artırdığını göstermektedir.

    Sezaryen Doğum ve Astım

    Astım, hava yollarının daraldığı ve nefes almayı zorlaştıran bir hastalıktır. Alerjik astım, alerjik reaksiyonlara bağlı olarak gelişen bir astım türüdür. Sezaryen doğum, alerji riskini artırdığı için astım riskini de artırır. Özellikle ailede alerjik geçmişi olan ve doğum sırasında mikroplarla teması az olan bebeklerde astım gelişme olasılığı daha yüksektir.

    Öneriler ve Sonuç

    Sezaryen doğumun alerji ve astım riskini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle, anne adaylarının mümkün olduğunca normal doğum yapmaya teşvik edilmesi önemlidir. Normal doğum, bebeklerin doğal bağışıklık sisteminin gelişmesine yardımcı olarak alerji ve astım gibi hastalıklara karşı korunmalarını sağlar.

    Ancak, tıbbi nedenlerden dolayı sezaryen doğum gerekliyse, anne adaylarının doğum sonrası bebeklerinin bağışıklık sistemini güçlendirmek için aşağıdakileri yapabileceklerini unutmamaları gerekir:

    • Bebeği anne sütü ile beslemek
    • Bebeğin cildiyle temas kurmak
    • Bebeği evcil hayvanlardan ve sigaradan uzak tutmak
    • Bebeği mikroplarla kontrollü bir şekilde tanıştırmak

    Alerji ve astım gibi kronik hastalıkların tedavisi ve yönetimi de oldukça önemlidir. Bu hastalıkları olan çocukların düzenli olarak doktor kontrolünden geçmesi ve gerekli tedavileri alması gerekir.

    ALEX Alerji Testi Nedir? 3 Adımda Nasıl Yapılır?

  • Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) nedir? Riskleri ve avantajları nelerdir?

    Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) nedir? Riskleri ve avantajları nelerdir?

    Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) nedir? Riskleri ve avantajları nelerdir? Bu makalede SSVD yöntemi hakkında bilgi bulabilirsiniz.

    Doğum, annelerin hayatlarının en önemli anlarından birini temsil ederken, bu anın en güvenli ve sağlıklı şekilde gerçekleşmesi her zaman bir öncelik olmuştur. Sezaryen doğumlar, bazı tıbbi durumlar veya tercihlere bağlı olarak tercih edilen bir yöntem olabilir. Ancak bazen daha sonraki doğumlar için anneler vajinal doğumu düşünebilirler. İşte bu noktada Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) kavramı devreye girer. Bu makalede, SSVD’nin ne olduğunu, potansiyel tehlikeleri ve bu yöntemin nasıl bir seçenek olduğunu inceleyeceğiz.

    Sezaryen doğumlar, tıbbi gereklilikler veya annenin tercihleri doğrultusunda gerçekleştirilen bir doğum yöntemidir. Ancak bazen, anneler daha sonraki doğumlarında vajinal doğumu tercih edebilirler. İşte bu noktada Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) kavramı gündeme gelir. Peki, SSVD nedir ve bu yöntemin riskleri nelerdir?

    Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Nedir?

    SSVD, daha önce bir veya daha fazla sezaryen ile doğum yapmış olan bir kadının sonraki gebeliği sırasında vajinal yolla doğum yapma tercihidir. Bu yöntemde, önceki sezaryen kesisi yeri ve rahmin durumu dikkate alınarak uzman bir sağlık ekibi tarafından karar verilir. Eğer doktorlar uygun görürse ve anne adayının sağlık durumu uygunsa, SSVD denenebilir.

    Sezaryen sonrası vajinal doğum avantajları

    Sezaryen sonrası vajinal doğumun (SSVD) bazı avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar, uygun adaylar için SSVD’nin tercih edilebilecek bir doğum yöntemi olduğunu göstermektedir. İşte SSVD’nin sağlayabileceği avantajlar:

    1. Hızlı İyileşme Süreci: Vajinal doğum, genellikle sezaryen doğuma göre daha hızlı bir iyileşme süreci sunar. Doğum sonrası hastanede kalış süresi daha kısadır ve annelerin günlük aktivitelere dönmesi daha çabuk gerçekleşebilir.
    2. Doğal Doğum Deneyimi: SSVD, annenin doğal doğum deneyimini yaşamasına olanak tanır. Doğal doğumun getirdiği duygusal ve fiziksel deneyimleri yaşamak isteyen anneler için önemli bir avantajdır.
    3. Daha Az Cerrahi Risk: Cerrahi müdahale gerektirmeyen vajinal doğum, cerrahi komplikasyon riskini en aza indirir. Yara enfeksiyonları veya sezaryen sonrası iyileşme süreçlerine bağlı riskler azalır.
    4. Daha Az Kanama Riski: Vajinal doğum sonrası kanama riski genellikle sezaryen doğuma göre daha düşüktür. Bu, anemi gibi sorunları minimize edebilir.
    5. Daha Kısa Hastane Kalış Süresi: SSVD sonrası hastanede kalma süresi, genellikle sezaryen doğuma kıyasla daha kısadır. Bu, annelerin evlerine ve ailelerine daha hızlı dönmelerine olanak tanır.
    6. Daha Hızlı Aktivite Geri Dönüşü: Vajinal doğum sonrası, fiziksel aktivitelere geri dönüş genellikle daha çabuk olabilir. Anne adayları daha hızlı bir şekilde günlük rutinlerine dönebilir.
    7. Gelecekteki Gebelikler İçin Avantaj: SSVD ile iyileşme süreci daha hızlı olduğundan, anneler gelecekteki gebeliklerde daha kolay adapte olabilirler.
    8. Daha Az Yara İzi: Vajinal doğum sonrası yara izi genellikle sezaryen kesisi ile karşılaştırıldığında daha küçüktür ve daha az belirgindir.

    Ancak, her gebelik durumu farklıdır ve SSVD uygunluğu bireysel olarak değerlendirilmelidir. Uzman bir sağlık ekibi tarafından doğru şekilde yönlendirilmek önemlidir. Her zaman doktorunuzun önerilerine ve tavsiyelerine danışarak en iyi doğum seçeneğini belirlemelisiniz.

    SSVD Yöntemi ve Tehlikeleri

    SSVD
    SSVD

    SSVD, doğru şekilde değerlendirildiğinde ve uzman bir ekip tarafından yönlendirildiğinde güvenli bir seçenek olabilir. Ancak bazı riskler de içerir. İşte SSVD yönteminin potansiyel tehlikeleri:

    1. Rahim Rüptürü: Önceki sezaryen kesisi yeri, rahim dokusunun zayıflamasına neden olabilir. Bu durumda SSVD sırasında rahim yırtılabilir. Rahim rüptürü ciddi bir durumdur ve anne ve bebek için tehlikeli olabilir.
    2. Enfeksiyon Riski: Vajinal doğum sırasında bakteriyel enfeksiyon riski her zaman vardır. Daha önce bir sezaryen geçirmiş olan kadınlar, rahim yarasının iyileşmemesi veya enfeksiyon riskini artırabilir.
    3. Amniyon Sıvısı Embolisi: Bu nadir görülen durum, amniyon sıvısının anne kan dolaşımına geçmesi sonucu oluşur. Ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
    4. Fetal Distress: SSVD sırasında bebekte stres veya rahatsızlık belirtileri ortaya çıkabilir. Bu, bebeğin sağlığı için risk teşkil edebilir.

    Kimler sezaryen sonrası normal doğum yapabilir?

    Sezaryen sonrası normal doğum (SSVD) yapabilme yeteneği, bir dizi faktöre bağlıdır ve her gebelik durumu farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak, aşağıdaki faktörler SSVD’nin bir seçenek olabileceği durumları belirlemekte etkilidir:

    1. Önceki Sezaryen Sayısı: Daha önceki gebeliklerde yapılan sezaryen sayısı önemlidir. Tek bir önceki sezaryen sonrası normal doğum yapma şansı daha yüksek olabilir.
    2. Rahim Kesisi Yeri: Önceki sezaryenlerde rahim kesisi yeri önemlidir. Düşük yatan veya düşey rahim kesisi, SSVD için daha uygun olabilirken, yatay rahim kesisi riskleri artırabilir.
    3. Rahmin İyileşme Durumu: Önceki sezaryen kesisi yerinin iyileşme durumu, rahmin ne kadar sağlam olduğunu belirler. Rahim rüptürü riskini azaltmak için rahim yarasının iyi iyileştiği durumlar daha uygundur.
    4. Genel Sağlık Durumu: Anne adayının genel sağlık durumu, SSVD’nin olası bir seçenek olup olmadığını etkileyebilir. Diyabet, yüksek tansiyon gibi kronik sağlık sorunları riskleri artırabilir.
    5. Bebek Durumu: Bebeğin büyüklüğü, pozisyonu ve genel sağlık durumu, SSVD’nin olası bir seçenek olup olmadığını etkiler.
    6. Gebelik İlerlemesi: Gebelik ilerledikçe, SSVD seçeneği değerlendirilirken bebeğin ve anne adayının durumu dikkate alınır.
    7. Uzman Tavsiyesi: En önemlisi, bir doktor veya uzmanın önerisi ve denetimi altında hareket etmek önemlidir. Uzmanlar, tüm bu faktörleri değerlendirerek en iyi seçeneği belirlemelidir.

    Her gebelik durumu farklıdır, bu nedenle SSVD seçeneğinin uygunluğu her bir anne adayı için ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Uzman doktorunuzun rehberliği ve tavsiyeleri en doğru kararı vermenizde yardımcı olacaktır.

    Forum Konusu: SSVD (Sezeryan Sonrası Normal Doğum) Yapan Var mı? Tıklayın!

    Sonuç olarak, SSVD yöntemi her durumda uygun olmayabilir ve riskleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Uzman bir sağlık ekibi tarafından doğru şekilde yönlendirildiğinde, bazı anneler için güvenli bir seçenek olabilir. Ancak her gebeliğin farklı olduğunu ve bireysel durumların değerlendirilmesi gerektiğini unutmamak önemlidir. Eğer SSVD düşünüyorsanız, mutlaka doktorunuzla detaylı bir şekilde konuşmalısınız.

    Kaynaklar:

  • Plasenta Previa Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve 5 Tedavi Yöntemi

    Plasenta Previa Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve 5 Tedavi Yöntemi

    Plasenta previa, plasentanın rahim ağzının alt kısmında bulunmasıdır. Kanama, kasılmalar ve düşük riski taşır. Belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinin.

    Plasenta previa, gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde, plasentanın rahim ağzına yakın bir yere yerleşmesi durumudur. Normal bir gebelikte, plasenta, rahim duvarına yakın bir bölgede bulunur ve rahim ağzına yakın bir yere yerleşmez. Ancak plasenta previa olan bir gebelikte, plasenta rahim ağzına yakın bir bölgede yerleşir ve doğum sırasında kanamalara neden olabilir.

    Plasenta previa genellikle gebeliğin başlangıcında belirtiler göstermez ve sadece rutin ultrason muayenesi sırasında tespit edilir. Bununla birlikte, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, vajinal kanama gibi semptomlar ortaya çıkabilir.

    Plasenta previa, gebelikteki kanama nedeniyle ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, doğumun önceden planlanması ve yakın takibi gereklidir.

    Plasenta previa nedir?

    Plasenta previa, plasentanın rahim ağzına yakın bir bölgede yerleşmesi durumudur. Plasenta, normalde rahim duvarına yakın bir bölgede bulunur ve rahim ağzına yakın bir yere yerleşmez. Ancak plasenta previa olan bir gebelikte, plasenta rahim ağzına yakın bir bölgede yerleşir ve doğum sırasında kanamalara neden olabilir.

    Plasenta previa, gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde görülebilir. Ancak genellikle gebeliğin başlangıcında belirti vermez ve sadece rutin ultrason muayenesi sırasında tespit edilir.

    Plasenta previa çeşitleri

    Plasenta previa, plasentanın rahim ağzına ne kadar yakın olduğuna bağlı olarak üç farklı şekilde sınıflandırılır:

    Plasenta Previa
    Plasenta Previa çeşitleri

    a. Total plasenta previa: Plasenta, rahim ağzının tam üzerinde yer alır.

    b. Parsiyel plasenta previa: Plasenta, rahim ağzına yakın bir bölgede yer alır, ancak rahim ağzının tam üzerinde değildir.

    c. Marginal plasenta previa: Plasenta, rahim ağzına yakın bir bölgede yer alır, ancak rahim ağzının kenarına yakın bir bölgede bulunur.

    Total plasenta previa, diğer iki çeşide göre daha nadirdir ve en ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Marginal plasenta previa ise diğer iki çeşide göre daha az risklidir.

    Plasenta previa neden olur?

    Plasenta previa, tam olarak neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak plasenta previa risk faktörleri arasında şunlar sayılabilir:

    • Daha önce plasenta previa yaşamış olmak
    • Daha önce sezaryen doğum geçirmiş olmak
    • Birden fazla gebelik geçirmek
    • İleri yaşta gebelik
    • Sigara içmek
    • İlaç kullanımı, özellikle de bazı doğurganlık ilaçları kullanmak

    Son yıllarda yapılan çalışmalar, Plasenta Previa’nın yaşa bağlı bir durum olmadığını göstermektedir. Yani, her yaşta kadında meydana gelebilir. Ancak, Plasenta Previa riskinin yaşla birlikte arttığı görülmüştür. Genellikle, 35 yaşın üzerindeki kadınlar daha yüksek risk altındadır.

    Bununla birlikte, Plasenta Previa aynı zamanda düşük doğum ağırlığı, çoklu gebelik, önceki sezaryen operasyonu, sigara kullanımı ve diğer bazı faktörlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, Plasenta Previa’nın yaşa bağlı olmayan risk faktörleri de mevcuttur.

    Plasenta previa belirtileri

    Plasenta previa, gebeliğin başlangıcında belirti vermez. Ancak gebeliğin ilerleyen dönemlerinde şu belirtiler ortaya çıkabilir:

    • Vajinal kanama: Plasenta previa nedeniyle vajinal kanama, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Kanama hafif veya şiddetli olabilir.
    • Karın ağrısı: Plasenta previa nedeniyle karın ağrısı, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Karın ağrısı hafif veya şiddetli olabilir.
    • Rahim kasılmaları: Plasenta previa nedeniyle rahim kasılmaları, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Rahim kasılmaları hafif veya şiddetli olabilir.

    Bu belirtiler görüldüğünde, derhal doktorla iletişime geçilmelidir.

    Plasenta previa teşhisi

    Plasenta previa, rutin ultrason muayenesi sırasında tespit edilebilir. Genellikle, gebeliklerin 20. haftasında yapılan rutin ultrason muayenesi sırasında plasenta previa teşhis edilir.

    Plasenta previa teşhisi konulduğunda, doktor diğer testler de yapabilir. Bu testler arasında, ultrason muayenesi, fetal kalp hızı izlemesi ve gerekliyse amniyosentez yer alabilir.

    Plasenta previa yönetimi

    Plasenta previa yönetimi, kanamanın kontrol altına alınması ve bebeğin doğumu için uygun bir zamanın belirlenmesini içerir. Plasenta previa olan gebelerin, genellikle hastanede yatması gerekmektedir.

    Doğum yapmak için ideal zamanı belirlemek için sıkı takip altında olacaktır. Eğer kanama şiddetliyse veya bebeğin durumu risk altındaysa, doktor sezaryen doğum önerir. Sezaryen doğum, plasenta previa olan kadınların genellikle tercih edilen doğum yöntemidir. Normal doğum, plasenta previa olan kadınlarda ciddi kanama riski taşıdığından, genellikle önerilmez.

    oku: Plasenta previa olup doğum yapanlar Tıklayın!

    Plasenta previa komplikasyonları

    Plasenta previa, hem anne hem de bebek için ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Aşağıdaki komplikasyonlarla karşılaşabilir:

    • Şiddetli kanama: Plasenta previa nedeniyle şiddetli kanama riski vardır. Şiddetli kanama, anne hayatını tehdit edebilir.
    • Doğum sonrası kanama: Plasenta previa nedeniyle doğum sonrası kanama riski daha yüksektir. Doğum sonrası kanama, anne hayatını tehdit edebilir.
    • Düşük doğum ağırlığı: Plasenta previa, düşük doğum ağırlığına neden olabilir. Bebeklerin plasenta yoluyla beslenmesi zorlaştığı için, düşük doğum ağırlığı riski artar.
    • Erken doğum: Plasenta previa, erken doğum riskini artırabilir.
    • Fetal distres: Plasenta previa, bebeğin doğum sırasında stres yaşama riskini artırabilir.

    Plasenta previa nasıl tedavi edilir?

    Plasenta Previa tedavisi, plasentanın yerleşimine ve gebeliğin haftasına bağlı olarak değişebilir. Bazı durumlarda, plasentanın yeri doğum zamanına kadar yükselir ve tedavi gerektirmez.

    Plasenta Previa tedavisi
    Plasenta Previa tedavisi

    Ancak, tedavi gerektiren durumlarda, aşağıdaki tedavi yöntemleri uygulanabilir:

    1. Yatak Istirahati: Plasenta Previa’dan muzdarip olan kadınlar, kanama durumunu kontrol etmek için yatak istirahati yapmak zorunda kalabilirler. Bu tedavi yöntemi, kanama durduktan sonra evde devam edebilir.
    2. Kan Transfüzyonu: Şiddetli kanamalar kan transfüzyonu gerektirebilirler. Bu, kan kaybını ve anemi (kansızlık) riskini azaltabilir.
    3. İzleme: Doktorları tarafından yakından takip edilmelidir. Gebeliğin son dönemlerinde, bebek takibi, kanama kontrolü ve doğumun planlanması gibi işlemler yapılır.
    4. Doğumun Planlanması: Doğumun normal yolla yapılması genellikle risklidir. Bu nedenle, çoğu durumda, sezaryen doğum planlanır. Doğum zamanı, plasentanın yerleşimine, kanama durumuna ve bebeğin durumuna bağlı olarak değişebilir.
    5. Steroid İlaçları: Erken doğum riski altındaysa, steroid ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçlar, bebeklerin akciğerlerinin olgunlaşmasını hızlandırır ve erken doğum durumunda bebeklerin sağlık sorunlarını azaltır.

    Plasenta Previa durumunda tedavi, plasentanın yerleşimine, kanama miktarına ve gebeliğin haftasına bağlıdır. Tedavi planı, doktorlar tarafından belirlenir ve kişiye özel bir yaklaşım uygulanır. Gebeliğin son dönemlerinde bu durumun belirtileri ortaya çıkarsa, hemen bir doktora başvurmak önemlidir.

    Plasenta previa neden tehlikeli?

    Plasenta previa, gebelikte önemli bir sağlık sorunudur ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu durumda, plasenta normal yerine yakın veya tamamen servikal açıklığın üzerinde yerleşir ve bu durum, kanamanın oluşmasına ve bebeğin gelişiminde problemlere neden olabilir.

    Plasenta previa’nın tehlikeleri şunlardır:

    1. Kanama: Plasenta previa’nın en ciddi komplikasyonu kanamadır. Plasentanın yerleşim yeri nedeniyle, rahim ağzındaki genişleme sırasında plasentadan gelen damarlar yırtılabilir ve ciddi kanama meydana gelebilir. Bu kanama anne ve bebeğin sağlığı açısından tehlikeli olabilir ve acil tedavi gerektirir.
    2. Bebek gelişiminde problemler: Plasenta previa, bebeğin gelişiminde problemlere neden olabilir. Plasenta normal yerine yakın veya tamamen servikal açıklığın üzerinde yerleştiğinde, bebeğin beslenmesi ve oksijen alımı azalabilir. Bu da düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve bebek ölümü gibi problemlere neden olabilir.
    3. Enfeksiyon: Plasenta previa nedeniyle uzun süreli kanama, enfeksiyon riskini artırabilir. Uzun süreli kanama, plasentanın enfekte olmasına ve enfeksiyonun bebeğe geçmesine neden olabilir.
    4. Doğum sonrası kanama: Plasenta previa nedeniyle doğum sonrası kanama riski artabilir. Plasentanın yerleşim yeri nedeniyle, doğum sonrası plasentanın tamamen çıkartılamama ihtimali yüksektir ve bu durum kanamaya neden olabilir.

    Plasenta Previa için Evde Alınabilecek Önlemler ve İpuçları

    Plasenta Previa olan kadınların evde alabileceği bazı önlemler ve ipuçları vardır.

    1. Düzenli Prenatal Kontroller: Düzenli prenatal kontrollerle takip edilebilir ve olası komplikasyonlar erken tespit edilebilir. Bu nedenle, doktorunuzun önerdiği sıklıkta prenatal kontrolleri yapmak önemlidir.
    2. Aktivitelerin Sınırlanması: Ağır fiziksel aktivitelerden kaçınması ve yorucu hareketlerden uzak durması önerilir. Ayrıca, uzun süreli ayakta durmak veya oturmak da kanamaya neden olabileceği için sınırlanmalıdır.
    3. Yatak Istirahati: Plasenta Previa olan kadınlar, doktorlarının önerdiği süre boyunca yatak istirahatine ihtiyaç duyabilirler. Bu, kanamayı önlemeye yardımcı olabilir ve bebeğin doğru pozisyonunu korumaya yardımcı olabilir.
    4. Beslenme Düzeni: Sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni izlemelidirler. Özellikle, C vitamini ve demir açısından zengin gıdalar tüketmek, kanama riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
    5. Sigara ve Alkol Tüketiminden Kaçınma: Plasenta Previa olan kadınların sigara ve alkol tüketiminden kaçınması önerilir. Bu maddeler, kanamayı artırabilir ve bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir.
    6. Rahat Giysiler Tercih Etmek: Rahat giysiler tercih etmeleri önerilir. Sıkı giysiler kanamayı artırabilir ve bebeğin pozisyonunu değiştirebilir.
    7. Stres Yönetimi: Stresi azaltmak için uygun yöntemler kullanabilirler. Yoga, meditasyon ve derin nefes egzersizleri gibi teknikler, stresi azaltmaya yardımcı olabilir.

    Sonuç

    Plasenta previa, gebelik sırasında ortaya çıkan bir durumdur. Plasenta previa, hem anne hem de bebek için ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir durumdur. Bu nedenle, plasenta previa teşhisi konulduğunda, gebelerin sıkı takip altında olmaları önemlidir.

    Plasenta previa olan kadınların, kanama kontrol altına alınana kadar ve bebeğin doğumu için uygun bir zaman belirlenene kadar hastanede kalması gerekebilir. Sezaryen doğum, plasenta previa olan kadınların genellikle tercih edilen doğum yöntemidir. Normal doğum, plasenta previa olan kadınlarda ciddi kanama riski taşıdığından, genellikle önerilmez.

    Plasenta previa, gebeliğin başlangıcında belirti vermez. Ancak gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, vajinal kanama, karın ağrısı ve rahim kasılmaları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler görüldüğünde, derhal doktorla ile iletişime geçilmelidir. Plasenta previa teşhisi konulduğunda, anne ve bebek sıkı takip altında tutulmalıdır. Tedavi yöntemleri arasında kanama kontrolü, ilaç tedavisi, kan transfüzyonu veya plazma transfüzyonu yer alabilir.

    Plasenta previa olan bir kadın, hem kendisi hem de bebeği için ciddi riskler taşıdığından, bu durumun önlenmesi için bazı önlemler alınabilir. Bunlar arasında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, alkol ve sigara kullanmamak, düşük riskini azaltmak için gerekli önlemleri almak yer alır.

    Bununla birlikte, teşhis konulduğunda, gebelerin sıkı takip altında olmaları ve doktorun önerilerini dikkate almaları çok önemlidir. Plasenta previa, ciddi sonuçlar doğurabilen bir durum olduğundan, doktorun önerileri doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir.

    Sonuç olarak, Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilen ciddi bir durumdur. Bu nedenle, vajinal kanama, karın ağrısı ve rahim kasılmaları gibi belirtiler ortaya çıktığında, derhal doktorla iletişime geçmek önemlidir. Plasenta previa olan kadınlar, doğum için uygun zaman belirlenene kadar hastanede kalabilir ve sezaryen doğum önerilir. Gebelerin, plasenta previa riskini azaltmak için gerekli önlemleri alması ve doktorun önerilerine uyması gerekmektedir.

    Plasenta previa hakkında sık sorulan sorular

    Plasenta previa, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilen bir durum olduğundan, pek çok anne adayının kafasında soru işaretleri oluşabilir. İşte plasenta previa hakkında sık sorulan sorular ve cevapları:

    Plasenta previa bebek için risk oluşturur mu?

    Plasenta previa, anne ve bebeği için risk oluşturabilen ciddi bir durumdur. Vajinal kanama, anemi, fetal distres ve prematüre doğum gibi komplikasyonlara neden olabilir.

    Plasenta previa olan kadınlar normal doğum yapabilir mi?

    Plasenta previa olan kadınlar normal doğum yapamazlar. Sezaryen doğum önerilir.

    Plasenta previa riskini azaltmak için neler yapılabilir?

    Plasenta previa riskini azaltmak için, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, alkol ve sigara kullanmamak, düşük riskini azaltmak için gerekli önlemleri almak gibi önlemler alınabilir.

    Plasenta previa teşhisi konulduğunda ne yapılmalıdır?

    Plasenta previa teşhisi konulduğunda, gebelerin sıkı takip altında olmaları ve doktorun önerilerini dikkate almaları gerekmektedir. Plasenta previa, ciddi sonuçlar doğurabilen bir durum olduğundan, doktorun önerileri doğrultusunda hareket edilmesi önemlidir.

    Plasenta previa sonrası gebelik takibi nasıl olmalıdır?

    Plasenta previa teşhisi konulduktan sonra, gebelerin sıkı takip altında olmaları gerekmektedir. Takip, düzenli aralıklarla ultrasonografi, fetal monitörizasyon, kan testleri ve diğer testlerle yapılır. Bu testler, bebeğin gelişimini ve sağlığını izlemek, anne adayının durumunu kontrol etmek ve kanama riskini değerlendirmek için yapılır.

    Gebeler, plasenta previa nedeniyle kanama riski altında oldukları için, herhangi bir kanama belirtisi ortaya çıkarsa derhal doktorlarına haber vermelidirler. Kanamanın şiddeti, bebeğin gestasyonel yaşı, plasentanın yerleşim yeri ve diğer faktörlere bağlı olarak, hastanede yatış ve tedavi gerekebilir.

    Teşhisi konulan anne adaylarının, özellikle ilerleyen haftalarda yatak istirahati önerilir. Bu, kanama riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, plasenta previa nedeniyle erken doğum riski de yüksek olduğundan, gebelerin herhangi bir erken doğum belirtisi olması halinde doktorlarına bildirmeleri gerekmektedir.

    Plasenta previa olanlar nasıl yatmalı? (Yatış pozisyonu)

    Plasenta previa, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde kanamalara neden olabilen bir durumdur. Bu nedenle, gebelerin yatakta uyurken pozisyonlarını dikkatli bir şekilde seçmeleri önerilir. Uyku pozisyonu, rahim ve plasentanın üzerindeki baskıyı azaltarak kanama riskini azaltabilir.

    Plasenta previa olan gebeler, doktorlarının önerilerine uyarak yatış pozisyonlarını belirlemelidirler. Genellikle, yüzüstü veya sırtüstü yatmak önerilmez. Yüzüstü yatmak, rahim ve plasentaya baskı yaparak kanama riskini artırabilir. Sırtüstü yatmak da kan akışını engelleyebilir ve kanama riskini artırabilir.

    Bunun yerine, yan pozisyonda uyumak önerilir. Gebeler, sol tarafına yatmak için destek yastığı veya diğer yastıklar kullanabilirler. Sol taraf pozisyonu, kan akışını artırarak bebeğin oksijen ve besin alımını artırabilir ve kanama riskini azaltabilir.

    Plasenta previa yukarı çıkar mı?

    Plasenta previa olan bir kadında, plasenta doğum kanalının ağzını kapatıyorsa veya kapı yakınında ise, normal vajinal doğum yapmak mümkün olmayabilir ve sezaryen doğum tercih edilebilir.

    Plasenta previa genellikle kendiliğinden yukarı doğru yükselmez, ancak bazı durumlarda kendiliğinden düzelmeler gözlenebilir. Özellikle tanısı erken gebelikte konmuşsa, plasenta rahim büyüdükçe yukarı doğru hareket edebilir. Ancak, plasenta previa olan bir kadın için doktorlar her zaman sezaryen doğum seçeneğini göz önünde bulundurarak bir doğum planı yaparlar.

    Ultrason ve diğer testlerle plasentanın konumu ve gebelik ilerledikçe değişip değişmediği takip edilir. Doktorlar, plasentanın konumu ve gebelik ilerledikçe değişen durumlara göre doğum planını değiştirebilirler. Ancak gebelerin doğum öncesinde ve doğum sırasında yakından takip edilmeleri önemlidir.

    Bebeğin eşi önde olursa ne olur?

    Bebeğin eşi önde olması, tıp dilinde “önde plasenta” olarak adlandırılır ve uterusun ön duvarına doğru plasentanın yerleşmesi anlamına gelir. Bu durum normalde bir sorun teşkil etmez ve çoğu zaman kadınların hiç farkına varmazlar.

    Ancak, önde plasenta bazı durumlarda gebeliği etkileyebilir. Örneğin, bebeğin hareketlerini hissetmek için daha uzun süre beklemek gerekebilir veya bebeğin kalp atışlarının dinlenmesi daha zor olabilir. Ayrıca, doğum esnasında önde plasentanın olması, doğumun uzunluğunu ve zorluğunu artırabilir.

    Önde plasenta aynı zamanda ultrasonda da doğru bir şekilde görüntülenmeyebilir ve bebeğin anatomik taramaları sırasında bazı detayların kaçırılmasına neden olabilir.

    Ancak, genellikle önde plasenta gebeliği etkilemeyecek kadar hafif bir durumdur ve herhangi bir tedavi gerektirmez. Kadınların özellikle bebeğin hareketlerini takip etmeleri, düzenli prenatal kontrolleri almaları ve doğum öncesi hazırlıklarını tamamlamaları önemlidir.

    Plasenta Previa Hakkında Her Şey: 10 Önemli Bilgi

  • Normal Doğum Mu, Suda Doğum Mu?

    Normal Doğum Mu, Suda Doğum Mu?

    Doğumun normal şekilde mi, yoksa suda mı gerçekleşmesi gerektiği kadınlar başta olmak üzere doğum zamanı yaklaşan hemen hemen tüm çiftlerin son dönemde oldukça araştırdığı konu başlıkları olarak göze çarpmaktadır. Özellikle gün geçtikçe Türkiye’de artan suda doğum tercihleri, Amerika ve Rusya’da 30 yılı aşkın bir süredir devam ederken suda doğum için gerekli şartlar ise bir başka merak konusu olarak çiftlerin karşısına çıkmaktadır.

    Suda Doğum Mu Yoksa Normal Doğum Mu Tercih Edilmeli?

    Spesifik anlamda doğum yapacak anne adayına suda doğum yapması ya da normal doğum yapması arasında bir tavsiye verilmesi doğru olmayacaktır.

    • Hamileliğin nasıl ilerlediği
    • Tekli gebelik mi yoksa çoğul gebelik mi olduğu
    • Bebeğin gelişimi
    • Annenin durumu
    • Doğum sırasında yaşanması muhtemel sıkıntılar

    gibi durumların doktorlar tarafından değerlendirilmesi sonucu, kadın doğum hekimi tarafından,

    • Normal doğum
    • Sezeryan
    • Suda doğum gibi seçeneklerden birine karar verilebilir.

    Normal Doğum Mu, Suda Doğum Mu? | 1

    Normal Doğum İle Suda Doğumun Kıyaslanması 

    Bu konuda öncelikli olarak belirtilmesi gereken husus suda doğumun da bir normal doğum çeşidi olduğudur. Türkiye’de suda doğum fiyatları normal doğum fiyatlarının biraz üzerinde olsa da bir normal doğum çeşidi olan suda doğumun sancıyla başa çıkma konusunda anneye bazı avantajlar sağladığı da unutulmamalıdır. Suda doğumda anne doğum ağrısını dışarıda çektikten sonra doğum tam olarak başladığında çocuk havuzuna benzer bir havuz içerisinde doğumu gerçekleştirirken;

    • Suda doğum anne için endorfin hormonunun daha kolay salgılanabildiği bir ortam sağladığından anne doğuma daha stressiz başlayabilir.
    • Bebek suyun içinde doğacağı için alıştığı ortamın dışına çıkmayacak ve bu nedenle doğum şoku yaşamayacaktır
    • Suda doğum annenin ağrı kesici almasına dahi gerek kalmadan doğumu gerçekleştirebilmesi için önemli bir avantaj sunabilir.
    • Rahmin kan dolaşımı suda daha fazla olacağından bebeğin daha çok oksijene sahip olması da kaçınılmaz olacaktır.

    Suda doğum ne kadar 2019 ve anne adayı özelinde en doğru kararın verilebilmesi için hekim tavsiyeleri de büyük önem taşımaktadır.

    Normal Doğum Mu, Sezaryen Mi? Tıklayın !

    Suda Doğum Yapanlar Tıklayın !

    Baba doğumda bulunmalı çünkü… Tıklayın !

    Babalar doğuma girsin mi? Tıklayın !

    Hamilelikte Sirkeli Su İçilir Mi, Faydaları Ve Zararları? Tıklayın !

  • Normal Doğum Mu, Sezaryen Mi?

    Normal Doğum Mu, Sezaryen Mi?

    Doğumun normal mi yoksa sezaryen mi olacağı anne adayları başta olmak üzere tüm çiftleri oldukça meşgul eden bir soru olmakla beraber soruya spesifik bir cevap verilmesi mümkün değildir.

    • Hamileliğin seyri
    • Anne adayı ve bebeğin durumu ve sağlığı
    • Tekil ya da çoğul gebelik olma durumu
    • Doğum esasında yaşanması muhtemel sorunlar hekim tarafından değerlendirilip doğumun nasıl olacağı konusunda en doğru karar verilmelidir.

    Her Şey Yolundaysa Mutlaka Normal Doğum Tercih Edilmeli

    Özellikle doğuma kısa süre kala duyulan endişeyle paralel olarak doğum konusunda anne adaylarının yanlış kararlar verebildiklerini belirten uzmanlar normal doğum mu sezaryen mi ne zaman belli olur sorusunun cevabı için 30. haftaya kadar beklenmesi gerekliliğini belirtirken, herhangi bir risk olmaması durumunda normal doğum kararının verilmesi gerekliliğini de vurgulamaktadırlar.

    • Normal doğumun sezaryene göre iyileşme süresi çok daha kısadır.
    • Normal doğum sezaryene göre çok daha sağlıklıdır.
    • Dikişli bile olsa normal doğum sonrası anneler çok rahat etmekle beraber banyo yapma şansına da sahip olabileceklerdir.
    • Normal doğum sezaryene göre daha fazla sabır gerektirse de normal doğumun zorluğu bebek doğana kadardır. Daha sonra anne bedeni hızla eski haline dönecektir. Birçok durumda doğumdan birkaç saat sonra anne doğumla alakalı en ufak bir acı ve ağrı yaşamayacaktır.

    Normal Doğum Mu, Sezaryen Mi? | 2

    Sezaryen Gerektiren Durumlar

    Çoğul gebelikler başta olmak üzere normal doğum şekilleri açısından yaşanması muhtemel en ufak bir sıkıntıda dahi sezaryen kararının verilmesi anne ve bebek açısından daha doğru olacaktır.

    • Bebeğin 4 kg üzerinde olması
    • Bebeğin ters pozisyonda gelmesi
    • Kemik çatısı darlığı
    • Doğum esnasında bebeğin zarar görebilecek bir komplikasyon ya da enfeksiyon varlığı
    • Plesenta ya da miyom tarafından kapanan rahim ağzı, sezaryenin gerekli olduğu durumlardır. Sezaryen mı zor normal doğum mu sorusu da bu detaylar çerçevesinde yeniden değerlendirilebilir.

    Doğum korkusu sezaryen mi normal doğum mu ? Tıklayın !

    Doğum Öyküleri İçin Tıklayın !

    Doğuma giderken doğum çantası nasıl hazırlanmalı ? Tıklayın !

    Sezeryanla doğum yapanlar Tıklayın !

  • Sezaryen kaçıncı haftada yapılır?

    Sezaryen kaçıncı haftada yapılır?

    Planlı olarak uygulanan sezaryen doğum genellikle gebeliğin 39. Haftasında yapılmaktadır. Gebelik döneminde  son adet tarihine ve ultrason güncellemelerine göre 39 hafta 0 gün olduğunda ve daha sonrasında sezaryen doğum yapmak mümkün olmaktadır. Sezaryenin daha erken yapılması ise bebek ile alakalı çeşitli risklerin artmasına yol açabilir.

    Acil sezaryen:

    Daha önceden planlanmamış acil sezaryen operasyonları anne ya da bebek ile alakalı hayatlarını riske edebilecek durumlarda uygulandığından gebeliğin herhangi bir haftasında uygulanabilmektedir. Çoğunlukla gebeliğin 34. Haftasından sonra uygulanan sezaryen doğumlarında bebek ile ilgili bir sorun meydana gelmezken 34. haftadan önce uygulanan operasyonlarda bebeğin akciğer gelişiminin tam olmaması sebebiyle solunum sorunları ve farklı sorunlar meydana gelebilmektedir.

    Gebelik haftasından önce karın katmanları ve rahmin tıpkı sezaryen doğumda olduğu gibi kesilmesi ve bebeğin alınmasına histerotomi (hysterotomy) adı verilir. Bu operasyona sezaryen isminin verilmesinin sebebi bebeğe dair hiçbir herhangi bir yaşam beklentisinin bulunmamasıdır. Histerotomi hamileliğin iptali adına uygulanan bir cerrahi müdahaledir. Bunu küretaja benzetebiliriz.

    Sezaryen  ne kadar sürede tamamlanır?

    Sezaryen operasyonları çoğunlukla 30-60 dakika arasında tamamlanmaktadır. Daha önceki doğumlarını sezaryen yapan kişilerin ameliyatı hiç sezaryen yapılmamış kişilere kıyaslar daha uzun sürmesi muhtemeldir..

    Sezaryen olan hasta kaç günde iyileşir?

    Hasta çoğunlukla bir hafta içerisinde evde günlük işlerini yapabilir.  Evinde rahat rahat oturup kalkabilir. Dikiş atılan bölgenin iyileşmesi de yaklaşık olarak 1 haftayı bulur.

    Bebek için niçin doğumun gerçekleşmesi adına  39.haftayı beklemek bu kadar önemlidir?

    Genellikle tıbbi açıdan zorunluluk teşkil etmeyen nedenler sebebiyle başvurulan sezaryen doğumlarda ciddi bir artış olmuştur. Uzmanlar sezaryenin genel olarak hamileliğin 39. Haftasında yapılmasını salık verirler. Bundan önce yapılan sezaryenlerde anne ve bebek için çeşitli sorunlarla karşılaşma riski artar.  Şayet herhangi bir problem mevcut değilse doğumun kendi kendine başlaması en sağlıklısıdır. Fakat unutulmaması gereken bazı durumlar vardır. Bebeğin gelişimi için gebeliğin her haftası ayrı önem taşımaktadır. Gebeliğin son haftaları da bebeğin gelişimi için büyük bir önem teşkil eder. Gebeliğin son haftalarında bebeğinizin beyin-akciğer gelişimi hala sürmektedir. Yani bebeğinizin ne zaman dünyaya geleceğine karar verme şansı yoktur. Tıbbi zorunluluk durumları dışında böyle bir karar şansı mümkün değildir.  Fakat  hamileliğin son haftalarında istenmeyen bir problem ile karşılaşılırsa doğumu erken  yapmak gerekebilir. Bu da sezaryen ile olur. Şayet doğumu illa ki anne adayı planlayacaksa, doğum 39. Haftadan önce yapılmamalıdır.

    Anne karnındaki bebek için son haftalar neden önemlidir?

     

    Genellikle zamanında ve doğal miyadında dünyaya gelen bebekler, gebelik haftaları tamamlanmadan dünyaya gelen bebeklere göre daha sağlıklı olmaktadır. Doğum sırasında da erken doğan bebekler için daha fazla risk faktörü olduğu da bilinmelidir.

    kaynak: http://jinekoloji.com/sezaryen-dogum-kacinci-haftada-yapilir

  • Doğum Korkusu Tokofobi

    Doğum Korkusu Tokofobi

    Tokofobi sözcüğünü hiç duydunuz mu? Bu soruya yanıtınız “hayır” olsa bile Türkçe karşılığı olan, “doğum yapma korkusu”na aşina olduğunuzu tahmin ediyoruz…

    Her ne kadar hamilelik ve doğum, insan doğasın bir parçası olsa da kişisel deneyimlere, karaktere ve cinselliği algılayış biçimine göre bazı kadınlar bu durumu doğalarına aykırı bir durummuş gibi algılayabiliyorlar. Dolayısıyla çoğu kadın, özellikle ilk hamileliğinde doğum yapma korkusu (tokofobi) taşıyabiliyor.

    Yapılan araştırmalar kadınların yaklaşık yüzde 20’sinin doğumdan korktuğunu ortaya koyuyor.

    Dr. Harika Bodur Öztürk, tokofobi ile ilgili şu bilgileri veriyor…

    Siz hangi tip tokobofiksiniz?

    Tokofobiyi birincil, ikincil ve depresif hastalık zemininde gelişen doğum korkusu olmak üzere üç kategoride inceleyebiliriz.

    Birincil tokofobiye sahip kadınlar, hamilelik oluşumundan önce bu korkuya sahiptir ve genellikle bu süreç çocuklukla erişkinlik arasındaki dönemde başlar.

    Etyolojide (hastalık etkenlerini inceleyen bilim dalı) sosyal, psikolojik ve psikodinamik etkenler bulunur.

    İkincil olgularda ise tokofobi, travmatik doğum sonrası gelişebildiği gibi ikinci evrenin uzadığı normal doğum, düşük, ölü doğum veya hamilelik sonlandırması sonrası da gelişebilir.

    İkincil tokofobi posttravmatik stres bozukluğuyla da ilişkilendirilir. Gece kabusları nedeniyle ciddi uyku bozuklukları da şikayetler arasındadır.

    Tokofobikler sezaryen sever

    Tokofobi, doğum öncesi depresyonun belirtisi olabildiği gibi, günümüzde tıbbi neden olmaksızın annenin isteğine bağlı sezaryen doğum oranlarını artırdığı da bir gerçek. Buna karşın tıbbi neden olmaksızın yapılan sezaryen doğumların yararlı olduğuna dair veri de mevcut değil.

    Doğum korkusu nasıl geçer?

    Doğum korkusunu azaltmaya yönelik araştırmalar 1920’li yıllardan itibaren yapılıyor. 1950’li yıllarda psikoproflaksi (olağandışı davranış biçimlerini önlemek ve kişinin çevreye uyum sağlaması için psikolojik yöntemler kullanılarak yapılan koruma yöntemi), 1990’lı yıllardaysa hipnozun etkileri, değerlendirilen yöntemler oldu.

    Ancak psikoproflaktik hazırlık kurslarının doğum süreci üzerine olumlu etki göstermediği anlaşılmış.

    Ryding’in yaptığı bir araştırmada doğum korkusu nedeniyle tıbbi gerekçesiz sezaryen doğum isteyen hamilelere, doğum öncesi kısa dönem psikoterapi uygulanmış ve daha sonra bu hamilelerin yüzde 50’sinin normal doğum gerçekleştirebildiği görülmüş. Dolayısıyla doğum korkusu yaşayan anne adaylarına psikoterapi uygulanması, bir tedavi yöntemi olarak düşünülebilir.

  • Normal doğum mu sezeryan mı ?

    Normal doğum mu sezeryan mı ?

    Riskli gebeliklerin ve normal doğum sırasında ve sonrasında oluşan problemlerin olması nedeniyle zorunluluktan doğmuş olan Sezeryan doğum rutin olarak kullanılmadan önce doğum şekli olarak bir başlık açılmıyordu, ancak bazı tıbbi gereklilikler dışında sezeryan doğumun aşırı yaygınlaşması beraberinde komplikasyonları ve beklenmedik sıkıntıları da getirdi..

    Öncelikle pratik anlamda doğum şekilleri 2 ana başlığa ayrılır ;

    1- Vaginal Doğum ( Ağrısız normal doğum – Naturel normal doğum )2- Abdominal Doğum ( Sezeryan )Gelişmiş ülkelerde sezeryan oranının toplam doğumlara oranının yaklaşık olarak % 15 civarında olması, bizim ülkemizde ise bu oaranın %70 lere hatta bazı illerde % 90 lara kadar çıkmış olması beraberinde de her operasyonda olduğu gibi hem annede hem de bebekte bu kadar sıklıkta görmeyi beklemediğimiz sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır..BunlarHocamın da hep söylediği gibi ‘’içinde NORMAL sözü geçen yöntem iyidir, çünkü doğaldır‘’ yani her ne sebeple yaparsanız yapın Sezeryan ile doğal olmayan bir durum oluşturuyoruz.

    1- Normal doğum yapmış bir annenin Sezeryan olmuş bir anneye göre ‘’ANNE SÜTÜ‘’ daha erken ve bol miktarda gelmektedir.Bu durumun nedeni bebeğin doğum yolunda ilerlerken annede prolaktin ve oksitonin denilen hormonların salınımıyla ilgili olmasıdır.

    2- Sezeryanın cerrahi bir müdahele olması nedeniyle oluşabilecek ‘’KOMPLİKASYONLAR‘’ ; Kanama miktarında fazlalık , yara yeri ve karın içi enfeksiyonlar , karın içi yapışıklıklar (adezyonlar), süt için alması gereken gıdaların alımında gecikme vb. ‘’HASTANEDE KALIŞ SÜRESİ ‘’ de önemli farkalar gösterir, Normal doğum yapmış bir anne 8 saat sonra taburcu olabilirken ,Sezeryan olmuş bir anne en kısa 24 saat kadar hastane de gözetim altında tutulmalıdır.

    3- Anne doğum yaptıktan sonra yeni ‘’YÜKLENİLECEK SORUMLULUKLAR ‘’ a da hazır olmalıdır (emzirme,bebeğiyle ilgilenme, vb ) Normal doğumda herhangi bir ameliyat yeri olmadığı için kolaylıkla ve hemen anne emzirebilir,bebeğinin altını alabilir ..Sezeryan da ise operasyona bağlı ağrı,belli süre beslenememe ,gaz çıkarma problemi , kesi yeri sağlığı için hareketsizlik oluşması gibi durumlardan ötürü bebekle ilgilenme ve emzirme süreci negatif etkilenebilmektedir..

    4- Yapılan araştırmalara göre Normal doğum yapan anne bebeklerinde ‘’YENİDOĞAN SARILIĞI ‘’ nın da daha az görüldüğü tıbbi makalelerde yazılmaktadır.

    5- Normal doğum yapan anne bebeklerinde ‘’SOLUNUM SIKINTISI (Respiratuar Distress ) çok daha nadir görülmektedir.Bu durumun sebebinin doğum kanalı içinde bebek ilerlerken salgıladığı steroidler olduğu bilinmektedir.

    6- Normal Doğumun tam bir ‘’TÖREN OLMA NİTELİĞİ ‘’. İlk çağlardan beri doğum anne adayının ve o ailenin geçmişindeki en önemli törenlerden biri olmuştur, bu özelliği anne adayının ‘’BAŞARISI , CESARETİ ve FEDAKARLIĞI ‘’ temasının bir örneği olarak görülmektedir. Normal doğum yapmış anneler doğuma aktif katıldıkları için bu duyguları hiç yaşamadıkları kadar derinden yaşamaktadırlar

    7- ‘’ANNE BEBEK İLETİŞİMİ ‘’ yönünden de Normal Doğum yapmış anneler avantajlı durumdadırlar, Kişisel olarak Dr. ÖZGÜR ATLI olarak ben doğumunu yaptırdığım bebeği göbek kordonu kesilir kesilmez anne karnına yatırmak suretiyle ilk anne – bebek iletişimini başlatırım, bu durumu yaşamış annenin Plasentası ( bebeği besleyen organ ) daha erken ayrılır ve anne sütü çok daha erken gelir. Sezeryan doğumda böyle bir iletişim bu seviyede gerçekleşmez..

    ‘’EN SON ÖZET OLARAK‘’ : Sezeryan gerekli hallerde hem anne hem de bebeğin hayatını kurtarabilecek bir operasyondur, bir çok nedenle ( fetal distress , iri bebekler , bebek geliş anomalileri vb.) yapıldığında bir çok sıkıntıdan korur, ancak artık günümüzde her anne adayına bir bahaneyle veya korkutularak uygulanan rutin bir uygulama olmuştur.. Hastalarım bilir Ben bunu ‘’apandisit ameliyatına ‘’benzetiyorum, yani apandisit operasyonu da çok hayat kurtarmıştır ancak her karşımıza çıkan sağlıklı kişiyi de apandisit ameliyatı mı yapalım ?

    Şu bir gerçek ki her anne istediği yöntemle doğum yapmalıdır, ancak yöntemlerin artıları ve eksilerini anlatma görevini biz hekimlerin layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini düşünmekteyim….

    AĞRISIZ NORMAL DOĞUM ( EPİDURAL DOĞUM )

    Hastalarımla doğum öncesi konuşmalarımızda Normal doğumdan korkulan ve Sezeryanı tercih ettiren en büyük unsurun Normal Doğum sırasında çekilen ağrı olduğunu saptadım, hastalarımız doğal olarak aile büyüklerinden ya da teşekküllü olmayan yerlerde yaptıkları doğumlardan dolayı çok ağrı çekmiş olan yakınlarından doğumu sormakta , öğrenmekte ve bu ağrıyı çekmemek için Normal Doğum istememektedirler. Ancak uzun zamandan beri aktif ve başarıyla uygulanan ‘’EPİDURAL ANESTEZİ ‘’ ile doğumun korkulan ağrısı % 95 oranında engellenebilmekte ve kolaylıkla dayanılabilir bir seviyeye inmektedir.

    Sorulan diğer bir soru bu anestezi şeklinde felç olma riski olduğudur, bu TAMAMİYLE bir şehir efsanesidir, ehil ellerde ( anestezi uzmanı doktor ) böyle bir risk yoktur , diğer bir soru ise kalıcı Baş ağrısı ve Bel ağrısı oluşturma ihtimalidir, Burada ki önemli nüans Sezeryan da yapılan belden anestezi ( SPİNAL ) ile Normal Doğumda belden anestezinin ( EPİDURAL ) farklarıdır.. Spinal anestezide alt vücüt bölümü tamamiyle hareketsiz olurken Epidural anestezide hasta yürüyebilir , rahatça tuvalete gidebilir sadece ağrı hissi duymaz ve baş ağrısı ile bel ağrısı riski Epidural anestezide çok düşük oranlardadır ( % 1 den az ).

  • Plasenta Previa Hakkında Her Şey: 10 Önemli Bilgi

    Plasenta Previa Hakkında Her Şey: 10 Önemli Bilgi

    Plasenta Previa hakkında 10 önemli bilgi. Nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri makalede detaylı olarak anlatılıyor.

    Bu makalede, Plasenta Previa hakkında bilinmesi gereken önemli 10 bilgiye yer verilmiştir. Plasenta Previa, gebelik sırasında rahimde meydana gelen bir durumdur ve plasentanın rahim ağzının yakınına yerleşmesi sonucu normal doğuma engel olabilir. Bu durum, anne ve bebeğin sağlığı için ciddi riskler oluşturabilir ve doğru tedavi seçimi büyük önem taşır. Makalede Plasenta Previa’nın nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

    Plasenta Previa Hakkında Her Şey: 10 Önemli Bilgi

    Gebelik, bir kadının hayatındaki en önemli dönemlerden biridir. Ancak bazı durumlarda, gebelik sırasında ortaya çıkan sağlık sorunları anne ve bebeğin sağlığını tehdit edebilir. Plasenta Previa, gebeliğin son trimesterinde sıkça görülen bir durumdur ve doğru tanı ve tedavi yöntemleriyle anne ve bebek sağlığı korunabilir.

    previa
    Tam plasenta previa

    Bu makalede, Plasenta Previa hakkında bilmeniz gereken 10 önemli bilgiyi inceleyeceğiz.

    1. Plasenta Previa nedir?
      Plasenta Previa, plasentanın rahmin alt kısmında yerleşmesi sonucu oluşan bir durumdur. Normal koşullarda, plasenta rahmin üst kısmında yer alır ve bebeğin gelişmesi için gerekli olan oksijen ve besin maddelerinin transferini sağlar.
    2. Plasenta Previa’nın belirtileri nelerdir?
      Plasenta Previa durumunda, gebelikteki diğer semptomlar normaldir. Ancak anne adayı, doğumun yaklaşmasıyla birlikte vajinal kanama yaşayabilir. Bu kanama hafif veya şiddetli olabilir ve doğum sırasında bebeğin ve annenin sağlığı için ciddi bir risk oluşturabilir.
    3. Plasenta Previa’nın nedenleri nelerdir?
      Plasenta Previa’nın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, rahimdeki yaralanma, daha önceki bir doğum veya kürtaj, birden fazla gebelik veya ileri yaş gibi faktörlerin Plasenta Previa riskini artırdığı bilinmektedir.
    4. Plasenta Previa’nın farklı türleri var mıdır?
      Evet, Plasenta Previa’nın üç farklı türü vardır: total, parsiyel ve düşük plasenta previa. Total plasenta previa, serviks (rahim ağzı) tamamen kapatan bir plasenta anlamına gelir. Parsiyel plasenta previa, serviksin bir kısmını kapatan bir plasentadır. Düşük plasenta previa ise, serviksin hemen yakınında yer alan bir plasentadır.
    5. Plasenta Previa’nın teşhisi nasıl konulur?
      Plasenta Previa teşhisi, ultrasonografi ile konulur. Ultrasonografi, rahim, plasenta ve bebeğin durumu hakkında ayrıntılı bilgi sağlar ve Plasenta Previa’nın tipini ve ciddiyetini belirlemeye yardımcı olur.
    6. Plasenta Previa’nın tedavisi nasıl yapılır?
      Plasenta Previa durumunda, doğum genellikle sezaryenle gerçekleştirilir. Ancak, doğumun ne zaman yapılacağı ve nasıl yapılacağı, Plasenta Previa’nın tipi, ciddiyeti ve anne ve bebeğin sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir. Ayrıca, plasenta previa nedeniyle oluşan kanama durumunda, anne ve bebek sağlığı açısından kanama kontrol altına alınarak tedavi edilir.
    7. Plasenta Previa doğum sonrası etkileri nelerdir?
      Plasenta Previa durumunda, doğum sonrası kanama, enfeksiyon veya diğer komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, doğum sonrası izlem ve tedavi süreci, Plasenta Previa’nın ciddiyetine ve doğum sonrası durumun anne ve bebeğin sağlığına etkisine bağlı olarak belirlenir.
    8. Plasenta Previa risk faktörleri nelerdir?
      Plasenta Previa, daha önceki bir doğum veya kürtaj, birden fazla gebelik, ileri yaş, sigara içme ve bazı tıbbi durumlar gibi faktörlerle ilişkilendirilir.
    9. Plasenta Previa’nın önlenmesi mümkün müdür?
      Plasenta Previa’nın kesin bir önleme yöntemi yoktur. Ancak, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve gebelik öncesi sağlık kontrolleri, Plasenta Previa riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
    10. Plasenta Previa tedavi edilmezse ne olur?
      Plasenta Previa durumunda tedavi edilmezse, anne ve bebeğin sağlığı ciddi bir şekilde tehlikeye girebilir. Plasenta Previa kanamaları, doğum sırasında anne ve bebek için ciddi riskler oluşturabilir.

    Sonuç: Plasenta Previa, gebelikte sıkça görülen bir durumdur ve anne ve bebek sağlığı için ciddi riskler oluşturabilir. Bu nedenle, Plasenta Previa tanısı konulduğunda doğru tedavi ve izlem süreci uygulanmalıdır. Bu makalede, Plasenta Previa hakkında bilmeniz gereken 10 önemli bilgiyi özetledik. Ancak, her durumun kendine özgü olduğunu unutmayın ve sağlık uzmanlarının tavsiyelerini dikkate alın.

    3 Farklı Tedavi Seçeneği: Plasenta Previa Nasıl Tedavi Edilir?

    Plasenta Previa, gebelik sırasında karşılaşılan bir durumdur ve anne ve bebek sağlığı için ciddi riskler oluşturabilir. Plasenta Previa’da plasenta rahim ağzının yakınına yerleşir ve normal doğuma engel olur. Bu nedenle, Plasenta Previa’da doğum genellikle sezaryenle gerçekleştirilir. Ancak, doğumun ne zaman yapılacağı ve nasıl yapılacağı, Plasenta Previa’nın tipi, ciddiyeti ve anne ve bebeğin sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir.

    Plasenta Previa tedavisi için kullanılan 3 farklı seçenek şunlardır:

    1. İzlem ve Gözlem Plasenta Previa teşhisi konulan kadınların birçoğu izlem ve gözlem altında tutulabilir. Bu durumda, düzenli aralıklarla ultrason kontrolü yapılır ve kanama durumuna göre ilaç tedavisi uygulanabilir. Plasenta Previa’nın hafif vakalarında bu yöntem yeterli olabilir.
    2. Kanama Kontrolü Plasenta Previa kanama nedeniyle ciddi bir risk oluşturduğundan, kanamanın kontrol altına alınması tedavinin önemli bir parçasıdır. Kanamanın kontrol altına alınması için, hastanede yatak istirahati, ilaç tedavisi, kan transfüzyonu ve cerrahi müdahaleler gibi yöntemler kullanılabilir.
    3. Sezaryen Doğum Plasenta Previa durumunda normal doğum yapılamaz. Bu nedenle, çoğu vakada sezaryen doğum tercih edilir. Ancak, doğumun ne zaman yapılacağı, plasentanın yerleşim şekli ve kanama durumuna bağlı olarak belirlenir. Sezaryen doğum, bebek ve anne sağlığı açısından riskli olabilir. Ancak, doğum sırasında oluşabilecek kanama riskini azaltmak için hastanede uygun hazırlıklar yapılır.

    Plasenta Previa durumunda doğru tedavi seçimi ve izlem süreci, anne ve bebek sağlığı için hayati önem taşır. İzlem ve gözlem, kanama kontrolü ve sezaryen doğum gibi yöntemler kullanılabilir. Ancak, tedavinin seçimi, plasentanın yerleşim şekline, kanama durumuna ve anne ve bebeğin sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Bu nedenle, Plasenta Previa teşhisi konulan kadınların, sağlık uzmanlarının tavsiyelerini dikkate almaları ve tedavi sürecinde işbirliği yapmaları önemlidir.

    Plasenta Previa Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve 5 Tedavi Yöntemi