Etiket: sevilmek

  • Çocuğunuza her gün söylemeniz gereken cümleler

    Çocuğunuza her gün söylemeniz gereken cümleler

    Çocuğumuza onu sevdiğimizi söylemenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ancak en az bunun kadar güçlü ve etkili başka cümleler de var.

    Çocuklarımıza sevgimizi sürekli hissettirmenizin ve söylemenizin gelişimlerinde ve yetişkin olmalarında ne kadar önemli rol oynadığını hepimiz biliyoruz. Sadece sevgi sözcüklerini kullanmadan da onları sevdiğimizi göstermenin birçok yolu var. Ona karşı davranışlarımız, tepkilerimiz ve aslında tüm söylediklerimiz sevginizi göstermenin bir yolu.

    Sizin için seçtiğimiz yedi cümle “Seni seviyorum”un yerini almakla kalmıyor aynı zamanda çocuklarınızı hayatın güçlüklerine karşı hazırlıyor ve onlar için bu güçlükleri yenmede yol gösterici rol üstleniyor.

    “Sana inanıyorum”

    Çocuğunuza sadece ona inandığınızı söyleyerek, hayatında büyük bir itici güç oluşturabilirsiniz. Zor bir durumda kaldığında, pes etmek üzereyken ya da başarısız olduğunu düşündüğünde; ona inandığınızı söylemeniz ayağa kalkıp yoluna devam etmesini sağlayacak. İhtiyacı olan tüm gücü ona vermeniz için bu küçük cümle yeterli.

    “Her küçük hatandan bir şeyler öğrenmelisin”

    Çocuğunuz bir şeyi döktüğünde, kırdığında, düşürdüğünde ona bu cümleyi söylemenizde fayda var. Her küçük hatasından bir şeyler öğrenebileceğini, bu hataları herkesin yaptığını ve önemli olanın aynı hatayı ikinci kez yapmamak olduğunu söylemeniz, çocuğunuza hem o an için hem de gelecek hayatında yardımcı olacak.

    “Asla vazgeçme!”

    Çocuğunuza bu cümleyi sık sık tekrarlamanız, siz yanında olmasanız bile, bir umutsuzluk anında ona gereken gücü sağlayacak.

    Ancak bu cümleyi söylerken zaman zaman ona hatırlatmanız gereken önemli bir nokta daha var. Vazgeçmemek, amaca ulaşmak için aynı yolu tekrar tekrar denemek değildir. Aynı yolda giderse, hep aynı yere çıkacağını ve yeni yollar aramanın vazgeçmek anlamına gelmediğini de çocuğunuza anlatmanız gerekiyor.

    “Herkes başlangıçta acemidir, aynı senin gibi!”

    Çocuğunuz kararlılığın, sabretmenin ve çaba göstermenin; mükemmel olmaktan daha önemli olduğunu öğrensin istiyorsanız, bu cümleyi sık sık tekrarlamayı unutmayın.

    Bu cümleyle çocuğunuza başarısızlığın ya da hata yapmanın dünyanın sonu olmadığını, sadece bunların kalıcı olduğunu düşünmenin sorun yaratacağını öğretebilirsiniz. Çocuğunuz, işlerinde mükemmel olan insanların da eskiden acemi olduğunu bilmeli. Çocuğunuz mükemmelliğe ancak hatalarından yaptığı bir köprüden geçerek ulaşabileceğini bilirse, yoluna devam edecek gücü kendinde bulmakta zorlanmayacak.

    “Başarısızlık bir seçenek değil!”

    Sadece bu cümleyle çocuğunuza başarısızlığın bir seçenek olmadığını, seçeneklerinin öğrenmek, büyümek, vazgeçmek, kendini sevmek ve tekrar tekrar denemek olduğunu anlatmanız mümkün.

    Böylece çocuğunuz herhangi bir konuda amacına ulaşamadığında bunu bir başarısızlık olarak değil, ders çıkarılacak bir olay ya da yeniden denemek için bir şans olarak görebilir.

    “Yaşayarak öğreneceksin”

    Çocuğunuzun, hayatı boyunca birtakım zorluklarla mücadele edeceğini ve zaman zaman da bu zorluklar karşısında başarısızlığa uğrayacağını unutmamanız lazım.

    Tüm bu mücadeleleri ve başarısızlıkları sırasında onun yanında olmanız elbette çok önemli. Ancak ona mücadele etmeyi ve nasıl başarılı olacağını ancak yaşayarak öğrenebileceğini hatırlatmanız çok daha önemli.

    “Güvendesin ve seni seviyoruz”

    Çocuk yetiştirirken ona sevildiğini ve güvende olduğunu hissettirmek tüm hayatını etkileyecek bir öneme sahip. Tüm hayatı boyunca hatırlayacağı, en zorlu anlarında yardımına koşacak, özgüvenini artırıp, cesaret verecek bir cümle bu: Güvendesin ve seni seviyoruz.
    Eğer diğer cümleleri zaman zaman unutsanız bile, her gün çocuğunuza güvende olduğunu ve sevildiğini hatırlatmanızın onun tüm hayatı boyunca etkili olacağını bilmelisiniz.

  • 2013’ün İlk Aşkı

    2013’ün İlk Aşkı

    Çok değil sanki birkaç gün önce girmiştim 2012’ye, demek bir yıl geçmiş! Ömür işte su gibi geçiyor. Elimizde ne var şimdi? Eğer sevdiysek birini, en değerli hazinemiz o değil mi?

    Şimdi dönüp bakıyorum geçen yıllara, şu 25 var ya 25, işte ondan sonrası su gibi akmış. Hiç farkına varmadan geçmiş ömür! Demek, ömür dediğin gerçekten bir an, hani gözünü açıp kapatınca gelip geçecek gibi….

    O zaman neden bu kadar zor yaşamak? O zaman neden bu kadar zor şey sevmek?

    Birini sevmek neden bir satranç oyunu gibi kurallara bağlı? Neden karşı tarafın hamlesini düşünmeden sevemiyor insanoğlu, neden hep egosu duruyor önünde?

    Günlerden 1 Ocak oldu ama ömrümüzde ne değişti? Hiçbir şey! Peki değişemez mi? Değişir elbette! Mesela, hazır insan denilen canlı tarih diye bir sistem bulmuşken ve her yeni yıl, yeni bir başlangıç için ümit veriyorken insana; bu yıl birini çok sevsek olmaz mı?

    Neden olmasın?

    Neden sevmeyelim şöyle doya doya birini? Hani sıyrılıp egomuzdan, gururumuzdan, ağırlığımızdan, sevdiğimizi itiraf etsek birine bu yıl ne olur?

    Ne olur hiç farkına varılmamış duyguları bulup çıkarsak içimizden? Bu yıl kendimize güzel bir hediye alsak ve kendimizi tanımak,değiştirmek ve geliştirmek için adım atsak?

    Bu yıl birilerini daha çok sevsek, sorunları çözmeyi denesek, abartıdan uzak bir ilişkinin peşine düşsek, olabilecek bir ilişkiyi saçma bahanelerle itmesek?

    Bu yıl kendimize bir görev versek ve sevmeyi ama gerçekten beklentisiz sevmeyi denesek? Denesek ve hesap yapmasak, olmaz mı? Kim ne kaybetti, kim ne kazandı, kim kimi yendi diye düşünmeden versek kalbimizden geldiği gibi, ne olur?

    Bu yıl kendimize bir hediye versek ve birini çok sevsek, sevilmeyi beklemeden, sadece sevmenin tadını çıkarabilsek, olmaz mı?

    Yazar : Candan Ünal