Etiket: sevgili

  • İlişkiniz alışkanlık mı?

    İlişkiniz alışkanlık mı?

    İlişkilerdede onca sorun, onca anlaşmazlık yaşanmasına rağman bir türlü bitmemesinin en büyük sebeplerinden biri alışkanlık haline gelmesidir.

    Uzun süreli ilişkilerde sıkça rastalanan bir durumdur. İlişkide aşk bitmiştir ancak alışkanlık haline geldiği için bir türlü bitmiyordur. Peki ilişkinin alışkanlık haline geldiğini kişiler nasıl anlar? Bunun cevabı oldukça zordur. Aşkla alışkanlık arasında ince bir çizgi vardır.

    İşte ilişkinin alışkanlık haline geldiğinin belirtileri;

    -Her an, her yere beraber gidilmesi.

    -Birey olarak kişilerin tek başına hiçbir sosyal aktivite yapmaması.

    -Aradaki tutkunun zamanla azalması ve heyecanın bitmesi.

    -Kendini birşeyleri yapmaya zorunda hissetmek. (Kişi sevgilisini özlediği için değil mecbur hissettiği için arıyorsa; “Sevgilimi aramalıyım. Çünkü biz sevgiliyiz ve böyle olması gerekiyor.”)

    -Kişilerin birbirlerini kırmaktan korkmadan her şeyi söyleyebilmeleri.

    -Kaybetme korkusunun olmaması.

  • Sevgili kalma yolları

    Sevgili kalma yolları

    Uzman Psikolog Zeynep Zat, Sevgililer Günü’ne, ilişkilerinde problemlerini çözerek girmek ya da bir ömür “sevgili” kalmak isteyenlere haftada 5 saatlerini ayırarak ilişkiyi güçlendirmenin ipuçlarını veriyor.

    Günümüzde tüm dünyada, seven ve sevilen, ilişkilerinde dengeyi, sağlıklı iletişimi yakalayabilmiş çiftler, işlerinde başarı grafiğini artırıyor, özel hayatlarında ise mutlu ve huzurlu bir yaşam sürüyor.

    İşte bu noktadan hareketle sevginin günü 14 Şubat’a az bir zaman kala, Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Zeynep Zat, çiftlerle, ilişkilerindeki problemli noktaları hayatlarından çıkartarak yerine sevginin “iyileştirici” gücünden yararlanabilmeleri için şu ipuçlarını veriyor.

    “Sıradan bir haftanız toplam 168 saat. Sevdiğiniz kişi ile mutlu bir birliktelik için vermeniz gereken bunun yalnızca 5 saati. Hayatınızın içine almadığınız bilgilerin faydası yok, ancak ilişkinize destek vermesi için bunları yaşama geçirebilmek sizin elinizde. İlişkide iki taraf olmaktansa ‘ortak’ olabildiğiniz sürece, ilişkinizin rayından çıkması artık o kadar da kolay olmayacaktır.

    5 adımda ilişkinizi güçlendirin!
    Günde 2 ile 20 dakika arası değişen aralıklarla, haftada toplam 5 saat ayırarak ilişkinize yenilenme getirebilirsiniz. Güvensizlik, hor görme yerine sevgi, şevkat ve takdir duygusunun tatminini hayatlarınıza ve ilişkilerinize çekebilirsiniz. Her gün sadece 5 dakika ayırarak sürekli sevgili kalmak için yapmanız gerekenler:

    Beğendiklerini dile getirme ve takdir
    Maalesef sevgi ve hayranlık kırılgandır. Bazen çiftler kendilerini, birbirilerinin kişilikleri ya da davranışlarındaki kusurlarını eleştirmeye kaptırabilirler. Ancak hor görmenin panzehiri sevgi ve hayranlıktır. Partneriniz ile onu neden sevdiğiniz üzerine bir konuşma yaparak başlayabilirsiniz. Bir çiftin birbirine verebileceği en büyük armağan tanındığını ve anlaşıldığını hissetme keyfidir. Kendinizi ve birbirinizi tanımak bir ilk adımdır, buradan edinilen bilgilerle birbirinize olan sevginizi ve birbirinizin beğendiğiniz özelliklerini söyleyebilirsiniz. Süre: Günde 5 dakika, 7 iş günü Toplam: 35 dakika

    Şefkat
    Günlük yaşamın sıkıntı ve telaşı içinde partnerinize kendisine değer verdiğinizi bildirmeniz kıymetlidir. Örneğin, ‘İşlerin yoğunluğu yüzünden yakın arkadaşlarımı çoktandır ihmal ettim’ diye yakınan partnerinize, ‘Önceliklerini belirleyemeyen sensin’ demek yerine çözümün bir parçası olmaya gönüllü olduğunuzu göstermek için ‘Hafta sonu hep beraber bir plan yapmayı ister misin?’ diyebilmek, uzaklaşmak yerine yakınlaşmayı seçmek olacaktır. Birlikte olduğunuz zamanlarda birbiriniz ile fiziksel ve duygusal temas halinde olmanız önemlidir. Süre: Günde 5 dakika, 7 iş günü Toplam: 35 dakika

    Ayrılıklar
    Sabah güne başlamadan önce, o gün neler yapacağınızı partneriniz ile paylaşabilirsiniz. Onun yapacaklarını da öğrenmelisiniz. Bunu karşı tarafı sorgulamak ya da birbirinize hesap vermekten öte, gün başlamadan önce planlarınızdan birbirinizi haberdar etmek için yaptığınızı unutmamalısınız. Süre: Günde 2 dakika, 5 iş günü Toplam: 10 dakika

    Günün sonunda
    Çiftler birbirinin duygusal ihtiyaçlarını çoğu zaman kötü niyetle değil, düşüncesizlik yüzünden göz ardı ederler. Sadece günlük etkileşimleri hafife almamalarını gerektiğini anlamak bile birçok çiftin ilişkisinde fark yaratır. Eve tüm işi getirmek ne kadar sağlıksız olsa da, aklınızdaki bu sorunları evin kapısından girerken bir anda bırakabilmek de çoğu zaman öyle kolay değildir. Bunun için her iş gününün sonunda mutlaka stresinizi azaltacak bir konuşma yapmanız size ve eşinize iyi gelecektir. Süre: Günde 20 dakika, 7 iş günü Toplam: 1 saat 40 dakika

    Haftalık buluşma
    Birbirine destek olmanın bile ilişkinin gücüne ve tutkusuna iki haftalık bir tatile çıkmaktan çok daha fazla katkıda bulunacağını aklınızdan çıkarmamalısınız. Sadece ikinize ait olan iki saati sohbet ederek geçirmek de bağlı kalmanın gevşetici, alçak basınçlı bir yolu olabilir. Bu konuşmada hafta içinde yaşadığınız bir tartışmayı da sağduyunuzu kaybetmeden irdelemeniz mümkündür. Süre: Günde 2 saat,1 iş günü Toplam: 2 saat

  • İlk buluşma gerilimini azaltacak bu öneriler

    İlk buluşma gerilimini azaltacak bu öneriler

    İlk buluşma gerilimini azaltacak bu önerileri mutlaka dikkate almalısınız!

    İlkler her zaman önemlidir. İlk buluşmada karşınızdakini tam olarak tanıyamasanız da ona dair birçok şey gözlemleyebilirsiniz.

    İşte ilk randevunuzda ona mutlaka sormanız gereken 6 soru!

    “En uzun ilişkin nasıldı?”
    İşte size ilişkileriyle ilgili fikir sahibi olmanızı kolaylaştıracak asıl soru! Erkekler geçmişi irdelemeyi pek sevmezler genelde, bu soru karşısındaki tutumu ve cevabı size onun hakkında oldukça bilgi verecektir. Eğer iki sene gibi uzun ilişkileri olduysa rahat bir nefes çekebilirsiniz. En uzun ilişkisi sadece iki ay ise, sizin için tehlikeli olabilir!

    “En son ilişkin ne zaman bitti?”
    Eğer ciddi bir ilişkinin üzerinde henüz çok kısa zaman geçtiyse, ona ümit bağlamamanızda yarar var hanımlar! Çünkü sağlam bir zemin üzerine bir ilişki kurmak için, önceki ilişkinin üzerinden mutlaka biraz zaman geçmeli!

    “5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?”
    Evet sorumuz biraz klişe olabilir; ama birini tanımanın en iyi yolu, hayallerinden bahsettirmektir. Böylece ilişkinizi nasıl bir geleceğin beklediğini, sizi hayatının neresinde tuttuğunu ve neleri hedefleyen biriyle birlikte olabileceğinizi görmüş olacaksınız! Bakalım 5 yıl sonrası için hayatında biri olsun istiyor mu?

    “Hiç kardeşin var mı?”
    Aile bağı ilişkide ciddi bir unsur, ailesiyle ilişkileri ileride sizinle arasında oluşacak ilişki hakkında size ipucu verecektir. Kaç kardeş olduğunu sormanız, ailevi konularla ilgili konuşmanız için kapı açar! Erkeğiniz belki de tam bir anne kuzusu?!

    “Denemek için can attığın bir şey var mı?”
    Bu soru; onun nelerden hoşlandığı ve onu nelerin sevindireceğiyle ilgili bilgi sahibi olmanızı kolaylaştıracaktır. Üstelik sürekli kendiniz hakkında değil, biraz da onunla ve onun ilgilendiği şeyler hakkında konuşmuş olacaksınız!

    “Hiç kalbini kıran biri oldu mu?”
    Şanslıysanız, olumsuz cevap almalısınız. Eğer kalp kırıklığının ne olduğunu bilmiyorsa, kendini size kapamayacaktır. Çünkü kalbi kırılan erkekler sonrasında daha dikkatli oluyorlar.

  • Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sizden daha alımlı bir partneriniz olduğunu düşünmeniz ne anlama geliyor? Durun, biz söyleyelim: Siz galiba aşıksınız!

    Partnerinizin sizden daha hoş göründüğünü düşünmek, sizin için iyi bir işaret. Yani demek istiyoruz ki siz ona sırılsıklam aşıksınız.

    Oysaki benzer seviyede eğitim almış, benzer IQ’lu, sosyo ekonomik statü ve dış görünüm açısından bize yakın insanlar tarafından daha çekici bulunuruz. Her açıdan benzer konumda olmanıza rağmen onu kendinizden daha hoş buluyorsanız, “aşkın gözü kördür” klişesini doğruluyorsunuz demektir. Hem bir fikir artık klişeleşmişse illa ki yanlıştır anlamına gelmez, öyle değil mi?

    Ayna ayna söyle bana…
    Bir çalışmada insanlardan kendi çekiciliklerini derecelendirmeleri istenmiş. Partnerleri onların çekiciliklerine kendilerinin verdiğinden daha yüksek puanı layık görmüş. Bu demek oluyor ki partnerimiz bizi bizim kendimizi bulduğumuzdan daha çekici buluyor. Biz de aynı şekilde partnerimizi ondan daha çekici buluyoruz. Tabii ortada “aşk” varsa!

    Bazı bilimsel çalışmalara göre bir insanın partnerini onun kendisi için düşündüğünden daha alımlı buluyor olması, ona kendisini adadığını, tutkuyla bağlı olduğunu, yakınlığını ve ilişkinin doyurucu olduğunu gösteriyor.

    Siz iyisi mi bu cicim ayı duygularını geçiciymiş gibi görüp terk etmeyin, onlara sıkıcı sarılın. İyi haber: Bu cicim ayı duyguları siz onları sakladığınız sürece cicim aylarından sonra da devam edebiliyor. Ne diyelim: Aşkınız daimi olsun!

  • Evlilik hakkında bilinen yanlışlar

    Evlilik hakkında bilinen yanlışlar

    Evlenmeden önce hemen herkes evlilik yaşantısının hayatlarını nasıl değiştireceği hakkında hayaller kurar. Ne yazık ki pek çok kişi evliliklerinin ilk yıllarında, hayal ettikleriyle yaşadıkları arasında çok büyük farklılık olduğunu görerek büyük hayal kırıklığı yaşar. İnsanların ve hayatın sürekli değiştiğinin farkında olup bu değişiklere ayak uydurmak, hayatınızın her döneminde sizi bir adım ileriye götürecektir.

    Evlilik hakkında yanlış bilinen gerçekler

    1. Mutlu bir evlilik için tek gereken şey aşk
    Mutlu ve uzun bir evlilik için aşkın yeterli olduğunu düşünmek en büyük yanlışlardan biri. Evliliğin yürümesi için aşktan çok daha fazlasına ihtiyaç var. Sabır, empati, düşünceli olmak bunlardan sadece birkaçı. Mutlu bir evlilik için efor sarf etmeniz gerek.

    2. Evlikle birlikte ilişkiniz daha da güçlenecek
    Genellikle evlilik bağının ilişkiyi güçlendireceğine inanılıyor. Evliliğin insanları yakınlaştırdığı doğru. Sonuç olarak birlikte bir yaşam sürmek için söz veriyorsunuz. Ama çaba harcamadan ve karşılıklı olarak fedakârlık yapmadan ilişkinizin güçlenmesini beklemeyin.

    3. Uyumlu bir evlilik için eşler aynı şeylere ilgi duymalı
    Çok yanlış bir inanış! Her insan farklı özelliklere sahip ve ilgilendikleri şeyler de doğal olarak farklı olacaktır. Tabii ki eşinizle paylaştığınız birkaç ilgi alanı ya da hobinin olması güzel ama bunların olmaması da evlilğiniz için bir sorun değil. Farklı şeylere ilgi duymanız, birbirinizi tamamlamanıza yardımcı olacaktır.

    4. Eşler evlilik öncesinde birlikte yaşarlarsa gerçekten mutlu bir evlilikleri olur
    Günümüzde pek çok kişi evlenmeden önce birlikte yaşamayı tercih ediyor ama bu evlendiklerinde mutlu bir evlilikleri olacağı anlamına gelmez. Çünkü mutlu bir evlilik için çaba harcamanız gerekiyor.

    5. Çocuklar evli çiftlerin mutluluğunu artırır
    Bu çok yaygın bir inanış ama yapılan araştırmalar, özellikle ilk çocuğun çiftlerin birbirlerinden uzaklaştırdığını gösteriyor. Bunun nedeni, bebeğin çiftlerin yaşantısını değiştirmesi ile oluşan stres. Tabii ki bu bir kural değil. Bebek sahibi olup mutluluklarına mutluluk katan çiftler de var.

  • Romantizmi artırmanın yolları

    Romantizmi artırmanın yolları

    Sevgiliniz veya eşinizle aranızdaki romantizmi artırmak istiyorsanız seçtiğimiz 10 öneriyle artık ilişkiniz daha dinamik olacak.

    Romantizmi artırmanın yolları

    Her gün “Seni seviyorum”u çekinmeden söyleyin
    Uzmanlara göre pek çok romantik hareket iki kelimeye eşdeğer: Seni seviyorum. Sevgilinize onu ne kadar çok sevdiğinizi söylemeniz romantizminizi 365 güne yayacaktır.

    Güne kahvaltı sürpriziyle başlayın
    Sevgiliniz uyurken yatağa getirdiğiniz kahvaltı tepsisi hem sabahı hem de gününüzü güzelleştirir.

    En sevdiği yemeği pişirin
    En sevdiği yemek ya da sevgilinizi aşka getirecek tatlı… Akşam işten geldiğinde kendisi için mutfakta hummalı bir çalışma olduğunu görmesi sevgilinizi mutlu edecektir. Hem zaten atalarımız boşuna kalbe giden yolun mideden geçtiğini söylememiş.

    Seksi olun
    Partnerinizin içini gıcıklatacak iç çamaşırlarının romantik bir gecenin ön koşulu olduğu malum. Ancak bunu yaparken rahat edeceğiniz çamaşırlar giymeniz de önemli. Zira üzerinizde iyi durmayan bir giysi, kendinize güveninizi engelleyecektir. Bu da sevgilinize olumsuz yansıyabilir.

    Tutkulu bir öpücük
    Minik ve masum bir öpücüğü tutkulu bir öpüşmeye dönüştürün. Öpüştükten sonra sevgilinizle aranızda oluşan cinsel çekimi sürdürün. Asla ama asla tutkulu bir öpücükten sonra gündemi değiştirecek başka bir konuya yelken açmayın.

    Monotonluğa savaş açın
    Spontane programlar hazırlayıp, minik sürprizlerle sevgilinizi şaşırtabilirsiniz. Hep önünden geçtiği şık restoranda sürpriz bir akşam yemeği ya da gece seansı için sinema biletleri…

    Bir diğer alternatifiniz ise evde oturup dizi izlemektense birlikte tango, fotoğrafçılık gibi kurslara gidip dışarıda eğlenceli vakit geçirmek.

    Romantik anlar yaratın
    Romantik bir dağ oteli ya da unutulmaz bir akşam yemeği rutinleriniz arasına girdiyse bizim önerimiz alışılmış, minik, romantik anlar: ” Seni seviyorum” yazılı bir not ya da ” Sana aşığım çünkü…” diye sıraladığınız 100 maddelik bir yazı yazabilirsiniz.

    Unutmayın gelecek sefere sevgiliniz de sizin için bir şeyler yapacaktır.

  • Aşkı Taze Tutma Yolları

    Aşkı Taze Tutma Yolları

    Aşık olduğumuzda her şey çok güzeldir. Mutluyuzdur ve sorunları görmezden gelebiliriz. Ama biraz zaman geçince gerçek hayata döneriz, sevgilimiz dokunulmazlığını kaybeder ve gözümüzde normal birine dönüşür! Ufak tartışmalar, büyük kavgalara dönüştüğündeyse, o artık bizim için sinir bozucunun tekidir! Yine de onca emek harcadığınız ilişkinizden kolayca vazgeçmek doğru değil, önemli olan ilişkinizi çıkmaza sokmadan, aşkınızı diri tutabilmek. Nasıl mı? İşte size 10 etkili öneri…

    1) İLİŞKİNİZE ÖNCELİK VERİN

    İlişki ilerledikçe, sevgilimize gösterdiğimiz yakın ilgiyi zamanla kaybetmeye başlarız. Zamanla önceliklerimiz yer değiştirir ve sevgilimiz alt sıralara düşer! Onun listedeki yerini işimiz, çocuklarımız ya da arkadaşlarımız alır. Oysa özel ilişkimizde bir şey ters gitmeye görsün, hemen bütün hayatımıza yansır. Diğer bir deyişle ilişkiniz ne kadar yolunda giderse, kalan bütün her şey, o kadar kolay olur. Ünlü çift Heidi Klum ve Seal de, People dergisine verdikleri röportajda, bunun altını çizmiş. Seal, “Benim için Heidi, çocuklarımdan bile önce geliyor” derken, Heidi Klum ise şöyle söylemiş: “Çocuklarımız büyüyecek ve kendi ailelerini kuracaklar ve o zaman yanımda sadece Seal olacak.”

    Aşık olduğumuzda her şey çok güzeldir. Mutluyuzdur ve sorunları görmezden gelebiliriz. Ama biraz zaman geçince gerçek hayata döneriz, sevgilimiz dokunulmazlığını kaybeder ve gözümüzde normal birine dönüşür! Ufak tartışmalar, büyük kavgalara dönüştüğündeyse, o artık bizim için sinir bozucunun tekidir! Yine de onca emek harcadığınız ilişkinizden kolayca vazgeçmek doğru değil, önemli olan ilişkinizi çıkmaza sokmadan, aşkınızı diri tutabilmek. Nasıl mı? İşte size 10 etkili öneri…

    2) SÖZCÜKLERİN GÜCÜNÜ KULLANIN

    Ne kadar birlikte olduğunuz fark etmez, önemli olan söylemeniz. Hepimiz sevildiğimizi ve önemli olduğumuzu hissetmek isteriz. O yüzden sevginizi göstermekten kaçınmayın. Bu ona da ilişkinize de çok iyi gelecek. Mümkünse işten geldiği ve yorgun olduğu bir gün, sevgilinize onu ne kadar çok sevdiğinizi ve onu çok özlediğinizi söyleyin. Kötü bir günün etkilerinden nasıl da çabucak sıyrıldığım göreceksiniz. Bunu ona sıkıca sarılarak ve dokunarak yapmayı ihmal etmeyin.

    3) VAKİT GEÇİRİN

    Birlikteyken en çok ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz? DVD keyfi yapmak, futbol maçı izlemek ya da fotoğraf çekmek… Mutlaka buna benzer ortak bir zevkiniz vardır; birlikte keyfini çıkartın. Hiçbir şey için vakit yok mu? Uyumadan önce, 5-10 dakika sadece sohbet edin.

    4) EVDEN ÇIKIN

    Sadece yürüyüşe çıkın. Ama yanınıza sevgilinizi de alarak… Evinizin duvarları ilişkinizi de sınırlandırır, sadece kendinize değil ilişkinize de biraz nefes aldırın.

    5) TELEVİZYONU KAPATIN

    Her gün dizi izlemekten vazgeçin. Bütün akşam televizyonun karşısındaki kanepede uyuklamak yerine, televizyonu kapatın. Sevgiliniz eve geldiğinde bir şişe şarap açın ya da favori yemeğinizi paylaşın. Birçok çift, birlikte geçirilen kaliteli zamandan önemle bahseder, ama gerçekten ne anlam ifade ettiğini bilmezler.

    6) KÜÇÜK HEDİYELER ALIN

    Hep karşı taraftan beklemeyin. Erkekler de sürprizleri severler. Bunun için özel bir günü de beklemenize gerek yok. Ona alacağınız küçük bir hediye birlikte olmadığınızda onu ne kadar düşündüğünüzü gösterir. Aslında kendinize alacağınız yeni bir iç çamaşırı, ona alacağınız hediyeden daha çekici gelebilir!

    7) RUTİNİNİZİ KIRIN

    Arada bir yaşam alışkanlıklarınızı değiştirin. Kadınlar neden sürekli alışveriş yapıyor sanıyorsunuz? Aksi takdirde çok sıkılırız. Mesela yatak odanızın etrafını değiştirin. Bu değişiklik bile aşk hayatınıza renk katabilir.

    8) ONU DİNLEYİN

    Bir kadın konuşmadan ne kadar sessiz kalabilir ki? Ama aşk zoru başarmak değil midir? Öyleyse siz susun, biraz da o konuşsun. Sizinle bir şey konuşmaya başladığında odadan dışarı gitmeyin veya onunla tartışmayın. Sadece dinleyin!

    9) BİREY OLUN

    Paylaşmak güzeldir ama birey olun. Birbirinizin farklılıklarına saygı duyun. O yamaç paraşütünü seviyorsa, bırakın yalnız başına keyfini çıkarsın. Siz de kız arkadaşlarınızla akşam gezmelerinden hoşlanıyorsanız, o da buna saygı göstermeli!

    10) PROFESYONEL YARDIM ALIN

    Çoğu çift ayrılmak üzereyken, son dakikada yardım almaya karar verir. Ama her şey için çok geç olabilir. Eğer ilişkinizde yolunda gitmeyen şeyler olduğunu düşünüyorsanız, vakit kaybetmeden bir ilişki ya da evlilik terapistinden yardım alın.

  • Kıskançlığa son

    Kıskançlığa son

    Kadınların hemcinslerine karşı duyduğu aşırı kıskançlık erkekler tarafından sevilmeyen huyların başında geliyor. Etrafınızdaki kişilerin evine, işine, fiziğine, kocasına, sevgilisine, çocuğuna, hayat tarzına imreniyor olabilirsiniz. Kimi zaman girdiğiniz bir ortamda bakışların onun üzerinde olmasını kıskanabilirsiniz. Ancak herşeyin olduğu gibi kıskançlığın da sağlıklı bir dozu var.

    Kendi huzurunuz adına sağlıklı düşünün ve kem gözlerinizi sakının. Kıskançlık yapmaya başladığınız anda ortama ister istemez negatif elektrik saçıyorsunuz, farkında değilsiniz. Bu şekilde size yaklaşmak isteyen insanları da etrafınızdan kaçırıyorsunuz.

    İmalı sözler ile karşınızdakini iğnelemekten vazgeçin. Böylesi bir tutumla onu kendinizden daha üstün olarak gördüğünüzü ve rakibinizi yıpratmak istediğinizi açıkça belli ediyorsunuz. Kendinizi küçük düşürmeyin.

    Kendinizi sevin ve özel olduğunuzu hatırlayın. Kendinizi başkaları ile kıyaslamanız sizi sıradanlaştırır. Ortada kazanan ve kaybedenlerin olduğu bir yarışma yok. Kıyaslamaya son verdiğiniz an özgüveniniz yükselecektir.

    Davranışları ve sözleri ile sizi üzen, kötü hissettiren kişilerin yanında vakit geçirmek zorunda değilsiniz. Patavatsız, kaba, görgüsüz insanları etrafınızdan uzaklaştırın.

    Etrafınızdaki olumlu gelişmelerden beslenin, sadece bana hep bana yaklaşımı sağlıklı değil. Çevrenizdeki kişilerin hayatındaki pozitif gelişmeler size de umut ışığı vermeli ve hayatta güzel şeyler de oluyor, benim için de her an iyi gelişmeler olabilir mesajını alın.

  • Sağlıklı ilişki kuralları

    Sağlıklı ilişki kuralları

    Mutlu evliliğin sırları…

    *Birbirinize bireysel alanlar bırakın,her şeyi birlikte yapmanız gerekmiyor.
    *Sürekli talep eden,sızlanan,şikayetlenen biri olamyın
    *Zevkler aynı olmayabilir,ısrarcı olmayın
    *Eşinizin hatırlatmasını beklemeden,sizden isteneni yapın
    *Konuşurken “herzaman şöylesin,böylesin vb.” genellemeler yapmayın
    *Kendinizi duyurma çabasından önce karşınızdakini duymaya çalışın,bırakın sözünü bitirsin
    *Her zaman aynı fikirde buluşmak mümkün değildir.Sorunları hemen o anda çözmeye ısrar etmek yerine konuyu kapatmaya çalışın
    *Eşinize olumlu bakın,onu karşı taraf olarak görmeyin.
    *Haklı olduğunuzu kanıtlamak için değil, konuyu aydınlatmak ve çözüm üretmek için konuşun
    *Sürekli eksikleri eleştirmek yerine,yapılmış olanları görün ve takdir edin

  • Aşkta yaş farkı önemli midir?

    Aşkta yaş farkı önemli midir?

    Hep söylenir aşkın yaşı yoktur diye. Ama o heyecan ve tutku durulmaya başladığında gerçeklerle yüzleşir insanlar. Her ilişkide sorunlar yaşanabilir. Önemli olan bu sorunları aşabilmektir…

    Karşılıklı güven, hoşgörü ve saygı olduktan sonra aşılmayacak problem yoktur. Peki kadın ve erkek arasındaki yaş farkı ne kadar önemlidir? Bu sorunun cevabı yapılan bilimsel anketlere göre belirlendi.

    İngiltere’de yapılan bir ankete göre erkeğin kadından 4-5 yaş büyük olması ilişkiyi güçlendiriyor. Kadınlar erkeğin kendisinden olgun olmasını istiyorlar. Sadece %1’lik bir grup kendisinden küçük erkekle birlikte olma fikrine sıcak bakıyor. Bunun sebebini özgüven eksikliğine bağlayabiliriz. Çünkü kadınlar kendinden daha genç bir erkekle birlikte oldukları zaman, terkedilme korkusu yaşıyorlar.

    Erkekler böyle bir kaygı yaşamıyorlar. Çünkü kadınlar kendinden yaşça büyük olgun erkeklerden hoşlanırlar. Onlar için tek problem ise genç partnerine ayak uyduramama korkusudur. Yaş ilerledikçe oluşan cinsel yetersizlik ve genç partnerinin kendisini çekici bulmamasından endişe duyarlar.