Etiket: sevgi

  • Kendinizi İçten Sevin

    Kendinizi İçten Sevin

    İlişkilerin en önemli departmanlarından biri, cinselliktir. Partnerler arasındaki ilişkiyi pekiştiren ve mutlu bireyler olmasını sağlayan en önemli unsur, kesinlikle cinselliktir. İşinde, ailesinde, sosyal yaşamında veya hayatının herhangi bir alanında sorun yaşayan bireylerin çoğu, cinsellikte sorun yaşayan kişilerdir. Bu, kişinin bilinç altında bir sorun olarak, farklı alanlarda mutsuzluğa neden olabilir.

    Özgürlüğünüzü Keşfedin

    Cinsel tercihiniz her ne ise, öncelikle kendinizi keşfedin. Kendi tatmininizi yaşamayı gayet açık şekilde deneyimleyin. Nelerden zevk aldığınız, nelerden hoşlandığınız, bedeninizin hangi noktalarından haz aldığınızı keşfedin.

    Önce kendinizle sevişmeniz hazzını tadın sonrasında ise mutlu ve sağlıklı ilişkiler yaşayın. Sekste hoşlanmadığınız şeyleri, sırf partnerinizin hoşuna gidiyor diye yapmayın. Her insan için milyonlarca seçenek olduğunu daima hatırlayarak, asla körü körüne bağlanmayın.

    Cinsellikte özgürlük, zihnen de özgür olmanıza daha pozitif ve mutlu olmanıza olanak sunar.

    Kendinizi İçten Sevin | 1

    En İçten Duygularla Sevin, Sevişin

    Erkek arkadaşınızın prezervatif kullanmasına özen gösterin. Her kadın nasıl ki özen gösteriyor ise beden temizliğine, görünüşüne ve zarafetine, erkeğin de aynı hassasiyeti göstermesini sağlayın.

    Size özen göstermeyen kişi zaten sizi hak etmiyordur. Bedeninizin bu dünyada eşsiz ve tek olduğunu biliyor muydunuz? İçinize girişin steril koşullarda olması gerektiğini, saygı ve özen gösterilmesi gerektiğini ifade etmelisiniz. Cinsellik; aşk, arzu, şehvet gibi duyguların yansıması olsa da saygı gerektirmelidir. Bedeninizin her noktasının çok özel ve değerli olduğunu bilerek sevişin.

  • Çok Çocuklu Ailelerde Eşit Sevgi

    Çok Çocuklu Ailelerde Eşit Sevgi

    Kardeş sevgisi küçük yaşlarda kendiliğinden aşılanır. Aynı karnı paylaşmanın, aynı genetikten doğmanın ve aynı evde büyümenin verdiği, birliktelik duygusu ile yaşam boyu bağlantılı şekilde devam eder.

    Fakat ebeveynlerin, çocukları arasında sevgi ayrımcılığı yapmamaları en önemli faktördür. Kıyaslamalar, birine diğerinden daha çok değer, sevgi veya maddiyat sunmak, çocuklar arasında eşit ve adil şekilde sevgi paylaşımı yapmamak, kardeş sevgisinin oluşmasına engel olurken, olumsuz duyguların oluşmasına ve yaşam süresince devam etmesine olanak sunar.

    Çok Çocuklu Ailelerde Eşit Sevgi | 2

    Kaç Çocuk Yapılmalıdır?

    Sevme kapasiteniz sınırlıysa ya da severken, ayrım yapabiliyorsanız, tek çocuk yapın. Geleceğinizi hazırlayabiliyor, kaygısız bir yaşam dizayn edebiliyorsanız ve her bir çocuğunuza aynı özen, şefkat ve sevgiyi gösterebileceğinizden emin iseniz çok çocuk yapabilirsiniz.

    Bu tamamen ebeveynlerle alakalı bir durum olup, sosyo- ekonomik şartları, hayat standartları ve sevebilme kapasiteleriyle doğrudan alakalıdır. Bu dünyaya gelen her çocuğun hakkı, mutlu olmaktır.

    Her şeyden çok aile sevgisi, kardeş sevgisi ve anne- babaların verdiği güven onların mutlu bireyler olarak yetişmesini sağlar.

    Kaç yaş arayla kaç çocuk olmalı? Tıklayın !

    Kardeş Kıskançlığında Nasıl Davranmalı? Tıklayın !

    Çocuk disiplini ‘nde 40 altın kural Tıklayın !

    Anne baba tutumları Tıklayın !

  • Afrodizyak Etkili Davranışlar

    Afrodizyak Etkili Davranışlar

    Kadın ve erkek ilişkilerinde çeşitli takviyeler ile afrodizyak etkisini artırmak mümkündür. Fakat bunun en güzeli, doğal yöntemlerdir. Bitki, besin, macun, ilaç ya da parfüm değil, bizzat içinizdeki hormonların auranıza kattığı muazzam afrodizyak etkiler.

    Tarçını hayatınızın en vazgeçilmezi yapmak, hücrelerinizde daima tutkulu bir coşkunun olmasına zemin hazırlar. Fakat içten gülüşleriniz ve hormonlarınızın daima aşkla, tutkuyla üretim yapması, daima istenen kadın ve erkek olmanızı sağlar.

    Kendinizi Seviyor musunuz?

    İlişki kurmak, flört edilme isteği, karşı cinsi etkilemek gibi konularda en önemli mevzu, kendinize ne kadar değer verdiğinizdir?

    Kimileri hayatının her anında başkaları tarafından çok beğenilir ve sürekli ilişki kurulmak istenirken, kimileri flört edecek kimseyi bulamaz ya da isteni olmaz. Bunun en gerçek nedeni, kişinin kendini ne kadar sevdiği ne kadar beğendiği ve ne kadar değer verdiğiyle alakalıdır.

    Kendinize ne kadar aşıksanız, o kadar aşığınız vardır. Kendinizi ne kadar cazibeli, ne kadar güzel ve ne kadar seksi buluyorsanız, başkaları da sizi o kadar sever ve cezbedici bulur.

    Kendiyle barışık olmak başkadır, kendiyle bütünsel olmak başkadır. Beden, ruh, zihin ne kadar senkronize ise auranız o kadar sevgi yayar. O derece tutku ve yüksek enerji yayar. Dolayısıyla doğal halinizle bile hiçbir şey yapmadan da herkes enerji alanınıza girer ve sizden muazzam şekilde etkilenir.

    Kendinizi sevin, hücrelerinizle sevişin, tutkuyla yaşama bağlanın. Her adımınız afrodizyak, her dokunuşunun tutku ve şehvet akıtacaktır.

    Afrodizyak Etkili Davranışlar | 3

    Kendinize Özen Gösteriyor musunuz?

    Saç, insanların cinselliğini sembolize eden en temel vurgudur. İnsanların kel olması, saçlarının ince ve seyrek olması, zamanla dökülmesi veya artması, cinsel hormonlar ve dolayısıyla cinsel tutkuyla artar.

    Önce kendinize özen gösterin ve bedeninizin her noktasında tutku yansıtın sonra vazgeçilmez olun.

    Erkekler Hakkında Acımasız Gerçekler Tıklayın !

    Erkekleri Etkilemenin Yolları Nelerdir? Tıklayın !

    Mutlu Evliliğin Sırları Tıklayın !

  • Aşk her zaman mutlu eder mi?

    Aşk her zaman mutlu eder mi?

    Aşk her zaman mutlu eder mi? Aşk, yaşam enerjisi üzerinde çok önemli etkiye sahip en güçlü duygulardan biri. Yüzyıllardır insanlığı meşgul eden konular arasında. Peki aşk neden bu kadar etkili, vücutta neleri değiştiriyor, “ayakları yerden kesen aşk” nasıl oluyor da patolojik bir hal alıyor ve şiddete dönüşüyor?
    “AŞK GEÇİCİ BİR GÖRME KUSURUDUR”

    14 Şubat Sevgililer Gününde aşkın abc’sini ntv.com.tr’ye anlatan İstanbul Florence Nightingale Hastanesinden Uzman Psikolog Gizem Ünveren, “geçici bir görme kusuru” olarak nitelendirdiği aşkı, “insanın sevebilme ve üretme kapasitesinin psikolojik yatırımı” olarak tanımlıyor ve devam ediyor..

    “Çünkü insan sevgi üreterek, sevilmek gereksinimini doyurmak ister. İşte bu süreçte; yaşarken sıkıntı verse de yüreğimizi titreten, aklımızı meşgul eden ve sürekli yaşamak isteyeceğimiz duygu olarak karşımıza çıkan aşk, geçici bir görme kusurudur. Hayal edilenle gerçek arasındaki fark anlaşılıncaya kadar geçen süreyi kapsar. Aynı zamanda olağanüstü bir kaynaşma halidir.”

    AŞK VÜCUDUMUZA NELER YAPIYOR?

    Aşk sadece duygusal değil aynı zamanda fizyolojik bir süreç. Araştırmalara göre, aşık olan kişinin beynindeki kan akışı değişiyor. Ellerde titreme, terleme, kalp çarpıntısı, nefes alışverişinde artma, tükürük salgısının azalması, yüzün soluklaşması veya kızarması gibi bedensel tepkimeler gözleniyor. İnsan beyni için bir çeşit haz kaynağı, haz, mutluluk ve keyif veren dopamin, oksitosin, prolaktin, noradrenalin ve feniletilamin maddelerinin salgıları artıyor.

    SAĞLIKLI AŞK MUTLU EDER, BAĞIMLI AŞK DEPRESİF

    Psikolog Ünveren’in anlattıklarına göre, aşık olan kişi öğrenmeye daha açık ve coşkulu oluyor, çalışmaktan keyif alıyor, agresifliği azalıyor, hoşgörüyü artırıyor. Ancak bu olumlu etkilerin görülmesindeki anahtar nokta aşkın sağlıklı olması. Çünkü sağlıklı aşk kişiyi mutlu ederken, bağımlı aşk depresif yapıyor.

    AŞK NEDEN ACI VERİYOR?

    Yani aşk, her zaman mutluluk vermiyor, bazen kişinin depresif hissetmesine ve acı çekmesine de neden oluyor. Ünveren aşkın acı veren bir duyguya dönüşmesini; “İlişki istendiği gibi gitmediğinde hayat kabusa dönebiliyor. Özellikle geçmişinde büyük kayıplar yaşamış kişiler ayrılığa karşı daha duyarlı ve savunmasız olabiliyor. Kişide umutsuzluk, öfke gibi duygular oluşuyor. Yalnızlık korkusu, karamsarlık, hayatın anlamsızlığı düşünülüyor. Derin bir acı yaşanıyor, ölüm düşüncesi, intihara eğilime kadar giden depresyon görülebiliyor” şeklinde açıklıyor.

    KADIN CİNAYETLERİNİN BİR SEBEBİ DE HASTALIKLI AŞKLAR MI?

    Ancak bir de patolojik yani hastalıklı aşklar var ki, onların verdiği acı ve yıkım çok daha büyük oluyor, aşkla başlayan birliktelikler trajedi ile sonlanıyor. “hastalıklı aşk” kadınlarda da erkeklerde de görülebiliyor ancak olayı şiddete çeviren taraf tamamen erkekler oluyor.

    Hastalıklı aşkın; takıntılı aşk, patolojik aşk veya narsisistik (bencil) aşk diye de adlandırıldığını söyleyen Uzman Psikolog Gizem Ünveren, bu durumda kişinin ilişkiyi bir benlik mücadelesine dönüştürdüğünü söylüyor:

    PATOLOJİK AŞKIN NEDENİ BEBEKLİK DÖNEMİNE KADAR UZANABİLİYOR

    “Sevgi sanılan şeyin altında bağımlılık ve yetersizlik duygularını barındıran saplanıp kalma, yapışıp kalma olabilir. Sağlıklı ruh yapısına sahip olmayan bireylerde bu duygu durumu görülebilir. Aşk sanılan duygu, bebeklik döneminde bağlanma ilişkisinin sağlıklı gelişmemesinden dolayı, kişide hastalık boyutuna varan bir durumu ortaya çıkartabilir. Aşk cinayetleri de bu ruh hali ile gerçekleşir.

    “SEVDİĞİN İÇİN ÖL-ÖLDÜR ÖĞRETİSİ YERLEŞİK HALE GETİRİLİYOR”

    Kişi kendini, o olmazsa yaşayamaz, mutlu olamaz, güçlü olamaz halde hisseder. Karşısındaki için çok şey yaptığını zanneder ama asıl gayesi benliğini kurtarmaktır. Kişinin ileri giden tavırlarına hoşgörülü olunduğunda, “sevdiğin için öl-öldür” öğretisinin yerleşik hale gelmesi, aşkın patolojik boyuta taşınmasının yolunu açar. Takıntı hastalığı, aşk takıntısı şeklinde ortaya çıkabilir. Bağımlı, takıntılı, narsisistik, sınır kişilikler de takıntılı aşk yaşamaya meyillidir.”

    AŞK ACISI ÇEKENLER NE ZAMAN YARDIM ALMALI?

    Biten aşkın ardından üzüntü, sıkıntı ve özlemin yaşanması normal ama Ünveren, bu durumun makul bir sürede geçmesi gerektiğini söylüyor. Yaklaşık 6 ayın sonunda acınız hala aynı yoğunlukta ise bir uzmandan yardım almalısınız. Aşk acısı bedene de yansıyabiliyor. Mide kasılmaları, sürekli baş ağrıları, uyku düzeninde bozulmalar ve iştah kesilmesi görülebiliyor.

    KADIN SEVGİ, ERKEK CİNSELLİK İSTİYOR

    Kadın ve erkeğin aşka yükledikleri anlamlar ve aşktan beklentileri farklılık gösteriyor. Ünveren, kadınların ilişkiden isteklerini kısaca; sevgi, güven, farkedilmek, arzulanmak, takdir görmek olarak özetliyor, erkeklerin cinsel odaklı yaklaşımına vurgu yapıyor:

    “Erkekler genellikle kariyerleri, partnerleri üzerindeki etkileri, cinsel başarıları, çekicilikleri ile alakalı tatmin olmayı yani övgü ve onay almayı istiyor. Erkekler için ilişkideki kilit noktalardan biri cinselliktir. Erkeklerin ilişkiye bağlılığı cinsellikle pekişirken, kadınların bağlığı ise iletişim ile gerçekleşir.”

    CİNSELLİK PARTNERLERİN HORMONAL BAĞ KURMASINI SAĞLIYOR

    Aşkı ateşleyen ve sürdüren en önemli etkenin cinsel enerji olduğunu söylemek doğru olur mu, cinsel enerji bitince aşk da bitiyor mu? Ünveren’in yorumu şöyle:

    “İlişkide bağlılık ve süreklilik sağlayan önemli etkenlerden biri cinselliktir, biyolojik olarak partnerler arasında hormonal bir bağ da kurulmasına neden olur. Burada etkili olan hormonlar oksitosin, dopamin ve serotonindir. Bu hormonal uyarı ile haz alma mutlu hissetme bağlılık ve ait hissetme gibi duygular ortaya çıkar.”

    AŞKIN ÖMRÜ NE KADAR?

    Aşkın ömrü ile bilimsel araştırmalara işaret eden Psikolog Ünveren, “Aşkın ömrünün 2-3 yıl olduğu araştırmalarla saptanmıştır. Aşk için gerekli olan dopamin, noradrenalin ve feniletamin gittikçe azalıyor. İlişki devam ederse endorfinler devreye giriyor ve huzur, güven gibi duygular ilişkiye ekleniyor. Seksle beraber oksitosinin salınması ile doyum ve bağlanma gerçekleşiyor” diyor.

    Yani, ömrü 3 yıl olsa da sevgiye evrilebilen sağlıklı aşklar, bedeni ve ruhu beslemeye devam ediyor.

     

     

    Kaynak: Ntv.com.tr

  • İlişkinizin ömrü ne kadar?

    İlişkinizin ömrü ne kadar?

    Bir aşkın bitişi için bazen tek cümle yeterli olur: “Uzun zamandır ilişkimizin içindeki önceliklerimizin farklı olduğunun ayırdına vardık.” Mükemmelmiş gibi görünen ilişkiler nasıl olur da böyle ansızın bir ayrılık kararıyla bitiverirler? Oysa ki mutlu olmak için her şey vardır çoğu zaman.

    GİTMEK YA DA KALMAK?
    Her insan kendisine ilişkisi sırasında “Devam etmeli miyim” diye sormuştur. Cevap altın tepside önünüze sunulmaz. İlişkinin son demlerini mi yaşadığı yoksa biraz ilgi ve çaba ile tekrar yoluna girip giremeyeceğini belirten bir derece yok çünkü her ilişki bambaşka koşullar ve kişilerle yaşanıyor. Bazı durumlarda ilişkilerde yaşanan küçük krizler sorunun kaynağını bulup düzeltmek adına faydalı olabilir fakat endişeler bazen çok erken ortaya çıkabiliyor. Sevdiğiniz insan daha öncekilerden farklı ve önemli ama doğru kişi o mu? Dışarıda bir yerlerde daha doğru birisi yok mu? Onu işkolik bir insan olarak kabullenip bu gerçekle yaşamak istiyor musunuz? Eğer doğru adam o ise bu kadar sık kavga etmeniz normal mi? Bu işin buraya kadar olduğunu kabul edip kendi yolunuza mı gitmelisiniz? Zamanımızın gözde prensibi “işlemiyorsa at, yenisini al, değiştirmeye çalışma” burada da hayatımıza giriyor. Maalesef ki sürekli bu prensibi uygulayan bir insan, ilişkisinin biraz daha çabayla mükemmel olup olamayacağını bilemez.

    TEHLİKEDEKİ İLİŞKİLER
    Uzmanlar gerilimli ilişkileri yani sık sık ayrılık yaşayan çiftleri üç değişik tipte nitelendiriyor. Bunlardan birincisi “fırtınalı ilişki”: Tutku temeline kurulmuş ama duygusal anlamda paylaşımların yoğun olmadığı ilişki çeşididir. Uyum ve yakınlığı engelleyen psikolojik bir durumdur. İki taraf da birbirlerinde şehvet bulabildiklerini fakat güven ve aidiyet duygusu bulmadıklarını kabul etmek istemezler. Sık sık yaşadıkları tartışmaları erotik bir atmosfer oluşturmak için araç olarak da kullanırlar. Yoğun cinsel ilişki öfke tetikleyici bir duygudur. Cinsel ilişki ise bu çiftin birbirlerine yakın olabildikleri yegane boyuttur. Genelde öfkeyi oluşturan durum çoğunlukla çözümlenmeden öylece bırakılır.Kırmızı alarmın çaldığı diğer bir ilişki çeşidi de “umursamaz ilişkiler”dir. Bu durumda karşılıklı tutku ve istekten eser kalmamıştır. İlişki rahat vakit geçirmek ve yabancılaşmaktan kurtulmak için bir yol olarak görülür. Öfke faktörü fırtınalı ilişkilerdeki gibi bu tür ilişkilerde de önemli rol oynar. Temel fark tartışmak ya da kavga etmekteki isteksizlikten kaynaklanır. Üçüncü seçenekte ise “tek taraflı ilişkiler” bulunuyor. Bunların sorunu bir eşin diğerine göre çok daha fazla enerji ve çaba sarf etmesidir. Bir tanesi gelecek için planlar yaparken diğeri bunlara katılmak yerine dalga geçmekle meşguldür. Bir tarafın aidiyet ve tutkuyu yoğun olarak hissettiği bu tür sorunlu ilişkilerde diğer tarafın bu hislerle alakası yoktur. Bu çeşit gerilimli bir ilişkinin içinde olan insanların kendilerine “Değişme şansımız var mı yoksa yanlış olan ben miyim” sorusunu sormaları gerekir.

    İLİŞKİ TARAMASI
    İlişkinizin ne durumda olduğunu anlayabilmeniz için beş soru geliştirdik. Cevaplara göre umut olup olmadığına karar verebilirsiniz. Her adımda önemli olan ilişkinizin farklı boyutlarını, birlikte paylaşılmış değişik tecrübeleri düşünerek, bunların ışığında sağlıklı bir karara varmanızdır.

    Beklentilerinizi, iyi bir ilişki nasıl olmalı konusundaki fikirlerinizi bir kenara bırakmayı deneyin. Bundan sonra kendinizin ve partnerinizin yaşam tarzını gözlemleyerek uyumlu olup olmadığınızı düşünün.

    Yaşadığımız zamanın en büyük fenomenlerinden biri ilk zorluğu gördüğünde havlu atan insanlara dönüşüyor olmamız. Pazar günleri siz yürüyüşe çıkmayı seviyorsunuz, o ise bilgisayarın başından kalkmıyor. Siz sosyal ortamlarda daha fazla bulunmak istiyorsunuz, o ise evde oturmayı seviyor. Bunlar çiftler tarafından ciddi sorunlar olarak algılanmaya başlandı. Bir ilişkide her şeyin baştan sona uyum içinde olması gerektiğini düşünen insanların sayısı gittikçe artıyor. Psikologlara göre bir ilişkinin mutlu ve tatmin edici olabilmesinin yolu, sevgiyi kaderin ellerine bırakmak yerine geliştirebilmek ve değiştirebilmekten geçiyor. Bu düşünce tarzı hayatın hangi noktalarında uyumlu olduğunuzu ortaya çıkarmak için gerekli olan ilk koşul.

    İlişkinizde en mutlu olduğunuz zamanları düşünün. Geriye dönüp baktığınızda o zamanlar her şeyin mükemmel olduğunu söyleyebilir misiniz?Çoğu ilişkide tarafların kendilerini birlikteyken mutluluk, sıcaklık ve bağlılık içinde hissettikleri dönemler vardır. Geriye bakan bazı çiftler ise ilişkilerinin en iyi döneminde bile aslında pek iyi durumda olmadıklarını düşünebilirler. Bu tarz ilişkiler ilk başlarda birlikte olmalarını sağlayan şeyler yüzünden biter. Sadece heyecan verici ve spontan değil, aynı zamanda sorumsuz olduğunu da düşünmeye başlarsınız. İlk başlarda hormonlarınız sizi parmaklarında oynatırken, bu problemin çözülebilecek bir şey olduğunu düşünürsünüz. Fakat zamanla iç sesiniz gerçeği fısıldamaya başlar: “Bu kadarı da fazla, güven hissetmiyorum, içimi daraltıyor…” Bu sesi daha önce bastırmışsınızdır çünkü onun doğru olduğuna her halükarda inanmak istemişsinizdir.

    Birbirinize dokunmaktan hoşlanıyor musunuz? Birbirinizin yakınlığına ihtiyaç duyuyor musunuz?
    Mevzu ne sıklıkta seks yaptığınız değil. Bu her çift için farklı olacak bir sayıdır. Soru, partnerinize dokunmak, sarılmak, okşamak gibi içgüdülerinizin halen olup olmadığı. Dokunuşlar bedensel ilişkinin ve duygusal bağın oluşması için gereken temel taşlardır. İlişkideki büyü birbirine ilgi duyduğunu göstermekten geçer. Bir taraf bu bağ kurma çabalarını yok sayıyor ise, öteki duygusal anlamda bir uzaklaşma yaşar. Bu durum çoğunlukla tatmin edilemeyen cinsel ihtiyaç ya da benzeri çatışmalardan dolayı ortaya çıksa da fiziksel çekimin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Burada dikkat edilmesi gereken söz konusu durumun öfke ya da kırgınlıktan dolayı dokunmama değil de uzun zamandır süregelen bir fiziksel iletişim eksikliği olduğudur.

    Ortak bakış açılarınız, planlarınız var mı?
    Uzun süreli ilişkilerde öyle zamanlar olur ki aşka dair en ufak kıvılcım hissetmediğiniz haftalar olmuştur. Sevgilinizin varlığı bile sizi sinir eder. İlişki terapistlerine göre bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu ortak amaçlar belirlemek. Bu şekilde neden başkasıyla değil de “o” insanla birlikte olduğunuzu hatırlarsınız. Sözü geçen planlar hobi olarak değil, gelecekle ilgili büyük projelerdir. Bir çift için refah seviyelerini yükseltmek bir amaç olabileceği gibi bu, çocuklarla pekişecek bir aile atmosferi yaratmak da olabilir. Ortak hedefler zor zamanlarda ilişkiyi kurtarmaya yarar.

    AYRILMAKTAN KORKUYOR MUSUNUZ?
    İlişkisini bitirmeyi düşünen insanın kafasından neler geçmez ki:
    “Bir daha asla biriyle tanışamazsam, ne olacak?” “Sevgilim ayrılıktan çok kötü etkilenir mi?” “Arkadaş kalmamız bile mümkün olmayabilir mi?” “Ya pişman olursam!”

    Tabii ki ayrılık sonrasında her şeyin planladığınız gibi gideceğine dair bir garanti yok. Önereceğimiz adımlar sayesinde seçiminizi daha gerçekçi şekilde görebileceksiniz.

    GÖRSELLEŞTİRME
    İlişkinize son verdiğinizi hayal edin. Ayrılığın hemen sonrasında ne çeşit dertleriniz olurdu? Hayatınız nasıl olurdu? Hangi insanlar, yerler, olaylar önemlerini kaybeder, hangileri daha önem kazanırdı? İdealinizdeki hayat üç, altı ay ve beş sene sonra nasıl olacak? En kötü ihtimalleri düşünmeye çalışın.

    FİKİR ALIN
    Sizinle aynı şeyleri yaşamış arkadaşlarınızla konuşun. Onların anlayışı ve tecrübeleri sayesinde neler yapmanız gerektiğini netleştirebilirsiniz.

    DİREKT YÖNTEM
    Birçok insan ilişkisindeki problemli durumu çözmek ya da partnerini ilk adımı atmaya yönlendirmek amacıyla, ilişki sırasında kaçamak yapmaya ya da başka bir ilişki yaşamaya başlar. Bu çeşit geçiş ilişkileri acıyı kısa süreli dindirebilir, fakat zamanla herkes için daha acı verici olma ihtimali de vardır. İstenilene direkt yoldan, cesur bir konuşma ya da ilişki terapisi sayesinde ulaşmak daha saygılı bir davranıştır.

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • İnsanlar Tarafından Sevilmek İçin Yapılması Gerekenler

    İnsanlar Tarafından Sevilmek İçin Yapılması Gerekenler

    Biz insanlar için sevmek, sevilmek duyguları çok önemlidir. Sevilmek için önemli tüyolar makalemizde insanlar tarafından sevilmek için yapılması gerekenler konusuna yer verdik.
    *Güler yüzlü ve tatlı sözlü olun, yüzünüzden gülümseme daim eksik olmasın. Siz hiç birinden şu cümleyi duydunuz mu? ; ” Ne kadar mütebessim ve tatlı sözlü bir insan, onu bu yüzden sevmiyorum” böyle bir şeyi duymanız asla mümkün değildir, çünkü güleç yüzlü ve kırıcı olmayan insan her zaman sevilir.
    * Asla hiç kimseyi arkasından konuşup çekiştirmeyin, mümkün mertebe her zaman iyi huylu olmaya çalışın.

    *Sevilmek için dua da edebilirsiniz, din büyüklerinin, peygamberlerin, evliyaların hatırlarına yapılan dualar makbul dualardandır.

    *İnsanların başarılarını, güzel vasıflarını abartmadan övün, takdirlerinizi bildirin, böylece karşınızdaki kişinin gönlü size meyledecektir.
    *2 ölçüp bir konuşun, sözleriniz hiç kimseyi üzecek, incitecek şekilde olmasın.

    *Yardımsever olun, kapınızın çalındığında muhakkak açacağınızı herkes bilsin.
    *İnsanları önemseyin, biri size birşey anlattığında gözlerinin içine bakıp dinleyin, önemsenilmek kişiyi kendine değerli hissetirir ve size karşı sempati duymaya başlarlar.
    *Sizi sevmesini istediğiniz kişiye hediye verin, hediye kalpleri yumuşatıp, gönülleri birbirine bağlar.sevilmek_icin_onemli_tuyolar (1)

    *Yaradandan ötürü yaratılanı hoşgörün affedici ve merhametli olun, yerdekilere acırsanız gökteki meleklerde size acıyıp, sizin için dua ederler.
    *Yapmacık olmayın. Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun.
    Samimiyetsiz insanlar toplum tarafından sevilmez ve dışlanırlar.

    *Başkalarının size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de insanlara öyle davranın.
    İnsanlarla ilişkilerinde empati yapmak başlıca şiarlarınızdan olsun.
    *İnsanların nefis taşıdığını bilin, hiç kimse eleştiriden hoşlanmaz, bir tanıdığınızın hoşlanmadığınız bir yönü varsa, bunu kendisine bildirmek istiyorsanız kelimeleri iyi seçin.

    *Kısaca, doğarken ağladınız, çevrenizdeki insanlar ise güldü, sizin doğumunuzla mutlu oldu, öyle bir ömür sürün ki herkes ağlarken siz gülün, bunun için de hep iyi insan olmaya çalışın.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    İlgili konular

    Hayatı Güzelleştirmenin Yolları Tıklayınız

    Özgüven Nasıl Kazanılır? Tıklayınız

    Başarılı İnsanların 12 Ortak Özelliği Tıklayınız

    Mutluluğun Küçük Sırları Tıklayınız 

  • Uzun Ömürlü Aşkın Sırları

    Uzun Ömürlü Aşkın Sırları

    Sevginizin hayat boyu devam etmesini ister misiniz? işte uzun ömürlü aşkın sırları!…
    Ona şiirler yazın ve dolabına elbisesine görebileceği yerlere asın.

    Sık sık onu sevdiğinizi tekrarlayıp, çok şanslı olduğunuzu söyleyin.

    Yağmurda beraber yürüyün, beraber sabaha doğru denize girip, romantizm yaşayın.

    uzun_omurlu_ask_nasil_olur (2)
    Cebine cüzdanına küçük sevgi notları bırakın.

    Kalp şeklinde yemekler yapın.

    Başbaşa kalabileceğiniz otel rezervasyonları yapın.

    uzun_omurlu_ask_nasil_olur (3)
    Hediyeler alıp ani süprizlerle onu sevindirin.

    Asla evlilik yıldönümü, doğum günü gibi özel günleri es geçmeyin.

    Ve ne olursa olsun onu sevmekten, sevdiğinizi hissettirmekten vazgeçmeyin!
    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Kocamın Beni Sevip Sevmediğini Nasıl Anlarım?

    Kocamın Beni Sevip Sevmediğini Nasıl Anlarım?

    Eşim beni seviyor mu diye merak mı ediyorsunuz? kocamın beni sevip sevmediğini nasıl anlarım? makalemizde bu soruya cevap bulabilirsiniz.
    İkiniz arasında yapacağınız seks, sohbet, gezme vb tüm konularda isteksizdir.
    Yap dediklerinizi yapmaz, yapma dediklerinizi yapar.
    Kimi zaman bakışlarından sizi sevmediğini hatta nefret ettiğini anlayabilirsiniz.
    Sizi sürekli olmasını istediği gibi değiştirmeye çalışır.
    Sözleriyle davranışlarıyla sizi yorar.
    Gelecekle ilgili planlar yapmaz, ikinizle ilgili bir gelecek düşünmek istemez.
    Gün boyu telefon etmez, aramaz sormaz, hatta elinde olsa hiç eve gelmeyecektir.
    Doğum gününü, evlilik yıl dönümünüzü vb özel günlerinizi hiç aklına getirmez.
    Toplum içinde eleştirmekten çekinmez, her an sizi üzebilir.
    Size dokunmak istemez, hatta elinizi bile tutmaktan haz etmez.
    Saçınızı boyatırsınız, kilo alıp verirsiniz vb fiziksel değişikliklerin hiç birini fark etmez, umursamaz…
    Onun ağzından hiç bir zaman tatlı bir çift söz, hoş bir iltifat duyamazsınız.

  • Evlilik İçin Aile Nasıl İkna Edilir?

    Evlilik İçin Aile Nasıl İkna Edilir?

    Çok sevdiğiniz, ve ömrünüzü geçirmek istediğiniz hayatınızın aşkıyla evlenmeyi planlıyorsunuz fakat size aşılması zor gözüken bir sorun var: Aileler. Aileyi evliliğe ikna etme yolları makalemizde size bu konuda yardımcı olmaya çalışacağız.Aileleriniz ikinizin evliliğine sıcak bakmıyor olabilir. Peki, ülkemizde çok sık karşılaştığımız bu durumda ne yapmalı evlilik için aile nasıl ikna edilmeli ?
    Ailenizin rızasını almak için yapmanız gereken şey çok sabretmek ve tatlı dilinizi hiç bir zaman bozmamak, fakat bundan önce evleneceğiniz kişi sizin için doğru kişiyse bu söylediklerimizi uygulamalısınız.

    Öncelikle iç dünyanızda kendinizi hesaba çekin, gerçekten onu seviyor musunuz, yoksa yalnızca şehvi bir duygu mu, bu evliliği gerçekten istiyorsanız, onu çok sevdiğinizi düşünüyorsanız, bu konuda çok kararlı olun ve bu kararınızı ailenize sözlerinizle, davranışlarınızla onları kırmadan hissettirin. Bu dirayetli tutumunuzu gördüklerinde başta çekişmeler yaşayacaksınız, direniceklerdir, fakat sonunda ne yapalım sevmiş bir kez diyip, sizi hoş görmeye başlayacaklardır.

    Ailenize onun sizin için en doğru insan olduğunu, onsuz çok mutsuz olacağınızı anlatın,
    bunları anlatırken sevdiğiniz iyi yönlerinden de muhakkak bahsedin.
    Mesela çok merhametli, cömert, beni kırmıyor vb aklınıza gelen tüm iyi yönlerini ailenize söyleyin.

    Şayet çalışan biriyseniz, ailenizden ekonomik olarak hiç bir beklentinizin olmadığını, yalnızca manevi olarak yanınızda durmalarını talebinizi, buna ihtiyacınız olduğunu bildirin.

    Sevdiğiniz kişinin ailesi sizi istemediğinden size hakaret vari sözler sarfedebilirler.
    Kızımızı& oğlumuzu yanına yakıştıramıyoruz, biz şu kişiyi beğenmiştik onla evlendirecektik, veya iki çıplak bir hamama yakışır gibi çok kırıcı sözler duyabilirsiniz,
    sevdiğiniz kişiyle her ikinizin de selameti için, gelebilecek saldırılara hazırlıklı olun ve çatışmak yerine mümkün mertebe hiç cevap vermemeye yüz göz olmamaya özen gösterin.

    Kendi aileniz ve sevdiğiniz arasında köprü kurmaya çalışın, hediye aradaki sevgiyi muhabbeti artırır, hediye yollu iki tarafın arasını bulabilirsiniz, sevdiğiniz kişiden bir hediye gelmesi ailenizi bir nebze olsa da yumuşatacaktır.

    Bu süreçte sevdiğinizle iş birliği içinde olun, ailenize karşı ne kadar kararlı olduğunuzu birlikte gösterin.

    Tüm bunlara rağmen izin vermiyorlarsa, onla evlenmenin hayatınız için çok önemli olduğunu, yoksa ruhsal sorunlar yaşayabileceğinizi ailenize açıkça bildirin.

    Bu hayatın size ait olduğunu, seçimlerinize saygı duymaları gerektiğini, ancak kendinizin sevdiği, tercih ettiği biriyle mutlu olacağınızı onlara bıkmadan usanmadan izah edin.

    Evlenmeden Önce Bunları Kendinize Sorun! Tıklayınız

     

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkeklerin Kadınlarda Çekici Bulduğu Şeyler

    Erkeklerin Kadınlarda Çekici Bulduğu Şeyler

    Kadın olağanüstü bir varlıktır. Kadın gibi mükemmele yakın bir varlığı nelerin daha çekici ve seksi yaptığını öğrenmek ister misiniz? O zaman erkeklerin kadınlarda çekici bulduğu şeyler yazımızı muhakkak okumanızı tavsiye ederiz.Erkeklerin kadınlarda çekici bulduğu şeyler erkekten erkeğe göre değişebilir fakat biz yazımızda her erkeğin ortak taleplerinden oluşan isteklerini derledik.
    İşte erkeklerin kadınlarda çekici bulduğu şeyler.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    Erkeklerin Kadınlarda Çekici Bulduğu Şeyler

    Güzel Bir Beden
    Tüm erkeklere ince bir bel, makul ölçüde büyük göğüsler, dolgun bir basenli
    kadın çekici gelir.
    Erkekler böyle bir kadınla beraber olmaktan ve yanında böyle bir kadınla gezmekten gurur duyarlar.
    Temiz ve güzel bir kadın tüm erkekleri kendine hayran bırakır.
    Tüm ihtiyacınız olan biraz özgüven ve sporla desteklenen fit bir beden…

    Zeka
    Yalnızca güzellik değildir erkekleri etkileyen.
    Güzel fakat aptal bir kadın bir süre sonra sıkıcı olur ve erkek,
    o güzel kadından uzaklaşmaya başlar.
    Veya o güzel bedeninin hatırına onun yanında olur!…
    Güzelliği tamamlayan zekadır.
    Erkekler zeki olup, bu zekasını mizah anlayışıyla
    ve konuşmasıyla belli eden kadınları severler.

    Feminenlik
    Hoş, kadınsı bir ses tonu, narin, zarif bir fiziksel yapı tüm erkekleri büyüleyen özelliklerdir.
    Erkekler tepeden tırnağa dişi olan kadınlarla olmak isterler.
    Kadın kaba, erkeksi olmamalı, argo konuşmamalıdır.
    Tüm bunlar erkeklere itici gelen şeylerdir.
    Bir erkeği etkilemek istiyorsanız kadın gibi kadın olun,
    yani hassas, duygulu, nazik ve hafif utangaç…

    erkeklerin_kadinlarda_cekici_buldugu_seyler (4)Sevgi
    Erkekler şımartılmayı, pofpoflanmayı, övülmeyi seven canlılardır.
    Bir erkeği kendinize aşık etmek istiyorsanız sevgi dolu olun.
    Aşkım, balım gibi sözcüklerle onlara seslenmenizi adamınızı mest edecektir!
    Sevginizi gösterin ve onu istediğinizi belli edin!

    erkeklerin kadınlarda çekici bulduğu şeyler
    erkeklerin kadınlarda çekici bulduğu şeyler

    Akıllı Kadınlar
    Erkekler özgüvenli, ayakları yere sağlam basan kadınlarla olmayı arzu ederler.
    Temiz, olgun, aklı selim davranışlarda bulunan, kararlarında isabetli
    kadın her erkeğin hayalidir.