Etiket: sağlıklı yaşama

  • Yaşlılıkta en çok kanserden korkuyoruz!

    Yaşlılıkta en çok kanserden korkuyoruz!

    Sağlıklı yaşama ve yaşlanma bilincini geliştirmek amacıyla 30 Eylül’de düzenlenen Sen Çok Yaşa Günü’nde 750 kişiyle yapılan anket sonucuna göre yaşlılıkta en çok kanserden korkuyoruz. 70 yaşına geldiğimizde ise kendimizi en çok sevdiklerimizle, huzurlu ve dinç bir hayat yaşarken hayal ediyoruz.

    ‘Sen Çok Yaşa Günü’nde düzenlenen anketten çıkan sonuçlar şöyle: 

    Yaşlılıkta başımıza gelmesinden en çok korktuğumuz hastalıklar

    Kanser (%31)

    Alzheimer (%26)

    Felç (%25)

    Kalp krizi (%10)

    Damar tıkanıklığı (%8)

     

    Sağlıklı yaşamak için ne yapıyoruz?

    Dengeli besleniyorum (%30)

    Düzenli egzersiz yapıyorum (%29)

    Hiçbirini yapmıyorum (%18)

    Hepsini yapıyorum (%12)

    Rutin sağlık kontrolleri (%11)

    Yaşlılık hangi yaşta başlar?

    70+ (%26)

    50+ (%23)

    60+ (%19)

    40+ (%19)

    65+ (%13)

     

    Güvenli bir emeklilik için birikiminiz var mı?

    Hayır (%52)

    Evet (%48).

     

    70 yaşında kendinizi nasıl hayal ediyorsunuz?

    Sevdiklerimle (%29)

    Huzurlu (%23)

    Dinç (%15)

    Manevi yönleri kuvvetli (%15)

    Yalnız (%11)

    Güvenli (%7)

    infografik_sencokyasa_anket

    Sonuçlar “Türkiye’nin Yaşama Bakışı” araştırmasına benzer

    İlk kez Mayıs 2013’te tanıtılan Sen Çok Yaşa projesi için geçtiğimiz yıl 1080 katılımcı ile gerçekleştirilen “Türkiye’nin Yaşama Bakışı” araştırması sonuçları da Türk insanının gözünde yaş almak konusunda ilginç bulgular ortaya koymuştu. “Türkiye’nin Yaşama Bakışı Araştırması” 2013 yılı sonuçlarına göre, Türk insanının gözünde yaşlılık 65 yaşında başlarken, halkın yüzde 70’i kendini olduğu yaşta hissettiğini, her beş kişiden biri kendini olduğundan genç hissettiğini ve her üç kişiden biri sağlıklı bir yaşamın zengin olmaktan daha önemli olduğunu ifade etmişti.

  • Sağlıklı Ve Fit Yaşamın Formülü

    Sağlıklı Ve Fit Yaşamın Formülü

    Yüzyıllardır insanoğlunun en büyük emeli ölümsüzlüğü bulmak oldu. Her ne kadar bu konuda bir başarı elde edilemese de son yüzyıl içinde ortalama yaşama süresi uzatılabildi. Kuşkusuz bu konuda birçok hastalığı tedavi edecek ilaç ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmeler çok büyük rol oynadı. Ancak yaşam tarzının düzenlenmesi de en az ilaçlar ya da cerrahi yöntemler kadar değerli görüldü.

    Yıllar geçtikçe teknolojideki ilerlemeler, besinlere çok kolay ulaşabilme ve hareketsizlik, şişmanlık gibi bir salgın hastalığın da ortaya çıkmasına ve her geçen gün bir çığ gibi büyümesine neden oldu. Ortalama yaşam süresi üzerine de bunca ilerlemeye rağmen negatif bir faktör olarak şişmanlık hala etkisini gösteriyor. Bugün dünyanın en uzun yaşayan insanlarının hep daha zayıf olanlar olduklarının farkına varabiliyoruz.

    O zaman zayıf kalmayı başarmak, aynı zamanda bir uzun ömür garantisi olabilir mi?

    Başa gelebilecek herhangi bir kazayı saymazsak, evet zayıf kalmak ömrü uzatmanın bir yolu sayılabilir. Zayıf kalabilmek için çeşitli moda diyetler her zaman gündemde olsa da artık diyet yaparak kalıcı zayıflamanın başarılamadığını biliyoruz. Kalıcı zayıflama için en önemli yaklaşım kuşkusuz yaşam tarzını değiştirmek olacaktır.

    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya yaşam tarzını değiştirmek için uygulanabilir bir yöntem olarak akşam yemeğinin atlanmasını önerirken, akşam yemeği atlandığında vücutta bu değişiklikler oluyor:

    – Vücutta hücre onarımında ve gençleşmede en önemli iki hormon akşam açlığında daha çok salgılanıyor. Bu iki hormon uykuda vücudu onarıyor ve hücresel bakımı sağlıyor. Gençleşmek için kullanılan yüksek maliyetli büyüme hormonunu bu şekilde davranarak vücudunuza maliyetsiz kendiniz salgılattırabilirsiniz.

    – Günlük kalori tüketiminin %14’ten azını akşam yemeği öncesinde almak ciddi metabolik kontrol sağlıyor. Kan şekerinin daha düzenli olmasını sağlıyor.

    – Akşam yemeğini atlamak, aynı zamanda kalori kısıtlaması için çok iyi bir alternatif. Kilo vermek için atılacak en önemli adımlardan biri.

    – Akşam yemeğinden sonra tam bir şeker bombası olan meyve yemek ise vücuda fazladan insülin salgılatıyor ve fazla insülin hızlı yaşlanmaya neden oluyor.

    – Akşam yemeği atlandığında uykular daha düzenli oluyor. Sindirim için harcayacağı çabayı vücut kendini onarım için harcadığından kişi sabah daha dinlenmiş ve daha enerjik güne başlarken bulabiliyor.

    Her ne kadar günlük yaşantımızda akşam yemeği aynı zamanda bir sosyalleşme ve tüm aile fertlerinin bir araya geldiği bir paylaşım gibi görülse de daha fazla zaman kaybetmeden bu alışkanlığımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Akşam yemeğinizi mümkünse saat beşten önce yiyin ve akşam yemeğinizi yedikten sonra hiçbir şey yemeyin.
    Bitki çaylarından yardım alın

    Açlık duygusu yaşadığınızda bu durumu şekersiz bitki çayları içerek gidermeye çalışabilirsiniz. Saat başı içilecek bu sıcak çaylar hem sindirimi rahatlatır hem bağırsakları yumuşatır hem de tokluk duygusu verir. İlk günlerde çok acıkırsanız 1 tatlı kaşığı balla tatlandırılmış süt içebilirsiniz. Süt hem laktik asit seviyesini yükseltir vücudu gevşetir hem de açlıkta temel gereksinim olan şekeri vücuda verir.

    Akşam yemeğini atlamayı mümkünse her gün yapın. Bu durumda çok iyi kilo kontrolü sağlarsınız. Haftada en az iki gün yapabildiğinizde ise ortalama kilo kontrolü ile iyi bir metabolik iyileşme elde edersiniz. O halde “akşam yemeğini atlamak” kalıcı kilo kaybının ve gençleşmenin en önemli anahtarı olabilir.