Etiket: sağlıklı yaşam

  • En Önemli Protein İçeren Besinler

    En Önemli Protein İçeren Besinler

    Vejetaryan kişilerin sağlıklı yaşayabilmeleri için, protein ihtiyacını sebzelerden ve meyvelerden gidermeleri gerekir. En önemli protein kaynakları nelerdir? makalemizde protein içeren besinlere yer verdik. Protein amino asitleri inşaa eder. Et ürünleri tüm temel amino asitleri içerir, fakat tüm amino asitleri içeren sebze sayısı azdır. İşte bitkisel proteinler

    protein_kaynaklari (1)Avokado
    Bu meyve protein açısından zengin kaynaklarından biridir.
    Avacoda yağ içerir fakat vücudunuzun ihtiyacı olan sağlıklı yağları.
    Ara öğünlerde meyve olarak tüketebilir veya salatalarınıza katabilirsiniz.

    protein_kaynaklari (2)Nohut
    Yarım bardak nohut 7 gramdan fazla protein içerir.
    Vejetaryanlar yani et yemeyenler, protein ihtiyacını bu bakliyatı yiyerek karşılayabilir.

    protein_kaynaklari (3)Mercimek
    Etin yerini alabilecek en önemli protein kaynaklarından biri de mercimektir.
    Yüksek lif ve protein içeriği mercimeği ideal ve sağlıklı besinlerden yapıyor.
    Mercimek kan şekeri seviyenizi sabit tutar, demir açısından zengindir.
    Diğer bakliyatlara nazaran hazırlaması daha kolaydır, çabuk pişer.

    protein_kaynaklari (4)Fasulye
    Fasulye en iyi protein kaynaklarındandır.
    Siyah olsun beyaz olsun hangi cins fasulyeyi yerseniz yiyin, hepsi aynı oranda
    protein içerir. 1 bardak fasulye 15 gram civarında protein ihtiva eder.

    protein_kaynaklari (5)Bezelye
    Etin yerine geçebilen protein çeşitlerinden biri de bezelyedir.
    1 bardak bezelye 8 gram protein bulundurur.
    Bezelye lif açısından zengindir, C vitamini deposudur.

    protein_kaynaklari (6)Kurutulmuş Domates
    1 bardak ölçüde güneşte kurutulmuş domates 8 gram protein içerir.
    Kurutulmuş sebzelerin tadı, yaş olanlardan daha fazladır.
    Çiğ olarak tüketebilir, yemeklerinize katabilirsiniz.

    protein_kaynaklari (7)Kuruyemişler
    Kuruyemişler sağlıklı yağlar ve protein açısından ideal bir yiyecektir.
    Atıştırmalık olarak tüketebilir, fındık, fıstık ezmesi olarak ekmeğe sürebilirsiniz.

    protein_kaynaklari (8)Kabak Çekirdeği
    Kabak çekirdeği en güçlü protein kaynaklarındandır.
    E vitamini açısından da zengindir.
    Her gün bir miktar tüketin.

    protein_kaynaklari (9)Chia Tohumu
    Bu tohumlar vejetaryan olup, protein kaynağı yiyecek arayanlar için süperdir.
    Chia tohumu protein, antioksidan, lif, omega 3 yağ asitleri ile doludur.

    protein_kaynaklari (10)Yulaf
    Bir kase yoğurt veya sütlü yulaf sabah kahvaltısı için mükemmel bir seçenektir.
    1 bardak yulaf 26 gram gibi çok yüksek oranda protein içerir.
    Muz ekleyip daha lezzetli hale getirebilirsiniz.

    protein_kaynaklari (11)Esmer Pirinç
    Bu yiyecek sağlıklı gıda seçeneklerindendir. B-vitaminleri, esansiyel yağ asitleri, lif, manganez, fosfor ve içerir.
    1 bardak esmer pirinçte 4,5- 5 gram protein vardır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Doğal viagra havuç

    Doğal viagra havuç

    Havuçtaki seks hormonlarını aktive eden bileşenler viagra etkisi gösteriyor

    Tavşanlar neden çok çoğalıyor dersiniz? Havuçtaki seks hormanlarını aktive eden bileşenler viagra etkisi gösteriyor. Kış aylarında bol miktarda bulunan havuç ve havuç suyu konusunca çok büyük önemi vardır. Vitamin ve mineral bakımından zengin olan havuç kış aylarında vücudumuzun günlük gereksinimini karşılar ve vücudumuza birçok yönden fayda sağlar. Bolca A vitamini barından ve B, C, D, E vitamini bakımından zengin olan havuç, kan yapar, vücudumuzu kuvvetlendirir, ishali keser, pekliği giderir, mide ve bağırsak rahatsızlıkların önlenmesinde vazgeçilmez bir bitkidir.

  • Neden su içmeliyiz

    Neden su içmeliyiz

    Sıcak havaların aksine soğuk havalarda su içmek bile bize eziyet gibi geliyor değil mi ?

    Aslında haklıyız, havalar soğuk olunca su içme isteğimizde çok azalıyor. Ayrıca susama hissettiğimizde de sodalı, gazlı veya şekerli içeceklerle susuzluğumuzu gideriyoruz. Bu güne kadar bu hep böyle sürüp gitti ve biz öyle yada böyle yaşamaya devam ettik.!

    Peki bazen diğer kişilere göre çok daha çabuk sinirlendiğimizi düşündünüz mü ? Sinirlerinize hakim olamadığınız oldu mu ? Yada kendinizi sürekli yorgun hissettiğiniz dönemler oluyor mu ? Gece güzel bir uyku çektiğiniz halde sabahları uyandığınızda kendinizi güçsüz ve halsiz hissettiniz mi ? Doktorların sebebini bulamadığı ağrılarınız mı var ? Ve bir türlü peşimizi bırakmayan baş ağrılarınız?

    Peki biraz düşünelim;

    Beynimizin %75’i sudan oluşuyor

    Kanımızın %83’ü su

    Kemiklerimizin % 22 si su.

    Vücudumuzun herbir köşesine besin ve oksijeni taşıyan su.

    Kaslarımızın % 75’i su.

    Vücut ısımızı dengeleyen su.

    Aldığımız gıdaların emilmesini destekleyen de su.

    Araştırmalara göre ortalama bir insan vücudunun %75’i su iken, bu oran obezitelerde %55’lere kadar düşüyor.

    Su içmemiz için bu kadar sebep yeterli değil mi ?

    Su dışında aldığımız hiç bir sıvı vücudumuz için gerekli olan suyun yerini tutamaz.

  • Su İçmenin Cilde Faydaları

    Su İçmenin Cilde Faydaları

    Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.

    Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğ u, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.

    Su cildi nemlendirir

    Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğ ini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.

    Su cildi dirileştirir

    Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.

    Su neden gerekli

    Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.

    Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanır. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.

    Forma girmek için su

    Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.

    Sağlığın anahtarı su

    Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuların, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:

    • Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.

    • Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.

    • İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.

    • Tokluk hissi verir.

    • Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.

  • Dağ çayı

    Dağ çayı

    Mikrop öldürücü ve antioksidan etkilere sahip dağ çayının, vücut direncini yükselttiği, yaz aylarında oluşan gribal enfeksiyonlara karşı tüketilebileceği bildirildi

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kan, Türkiye’de yaklaşık 3 bin çeşit endemik bitkinin bulunduğunu söyledi.
    Endemik bitkiler bakımından çok zengin olan Türkiye’nin, bu zenginlikte dünya ortalamaların çok üzerinde yeraldığını ifade eden Kan, fakültelerinde birçok endemik bitki türünü incelediklerini ve oluşturdukları doğal ortamlarda bu bitkileri yetiştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

    HER GÜN BİR FİNCAN YETERLİ

    Yetiştirdikleri endemik türlerden birinin de dağ çayı olduğunu ve bu türün oldukça geniş kullanım alanının bulunduğunu vurgulayan Kan, şunları kaydetti:
    “Üç yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda, bitkinin doğal alanlarında alınan verimden çok daha yüksek kalitede verim aldık. Bu bitki, ilaç, gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılıyor. İçerdiği mineral bakımından da çok zengin. Eskiden grip ve nezle sadece kış hastalığı olarak bilinirdi. Şimdi yaz aylarında da çok basit bir şekilde çeşitli enfeksiyonlara yakalanabiliyoruz. Endemik bitki olan ‘sideritis stricta’ da içermiş olduğu etkili maddeler bakımından sağlıklı bir bitki. Antioksidan etkileri çok yüksek olduğu için serbest radikallerle savaşımda vücut direncini artırarak, hastalıklara karşı korumada çok etkili. Dağ çayı bitkisini, özellikle çocuk ve yaşlılar gibi vücut direnci zayıf olanlar, yaz enfeksiyonlarına karşı tüketmeliler. Kış mevsiminde de çok rahat tüketebilirsiniz. Her gün bir fincan tüketmemiz yeterli olacaktır. Bu çayı günlük, çocuklarımıza da içirerek, onların sağlıklı yaşlanmasını sağlayabiliriz.”

    ENDEMİK BİTKİLER HAYATIN PARÇASI OLMALI

    Yüksel Kan, dağ çayıyla ilgili yapılan çalışmaların memnuniyet verici seviyede olduğunu, Türkiye’nin alternatif bir endüstri hammaddesi kazanacağını aktardı.

    İnsanlığın sağlıklı yaşam için geçmişte içtikleri doğal bitki çaylarını, yeniden tüketime kazandırmaya çalıştıklarına dikkati çeken Kan, “İnsan-bitki ilişkilerinin incelenmesi olarak adlandırılan ‘etnobotanik’ çalışmalara bakıldığında; atalarımızın bu bitkileri çok daha düzenli şekilde kullandıklarını, günümüzde ise tıbbi endemik bitkilerden yeterli ölçüde faydalanılmadığını gördük. Son dönemlerde kaybolan bu değerlerimizi yeniden hayatımıza kazandırmaya çalışıyoruz. Daha sağlıklı bireylerin yetişmesi için endemik bitkilerin hayatımızda önemli bir yeri olmalı. Sağlıklı yaşam için alışkanlık haline getirmemiz gereken bu bitkileri şifa bulmak için değil, hastalanmamak için tüketmeliyiz” diye konuştu.

  • Göbek eritme önerileri

    Göbek eritme önerileri

    “Ne kadar kilo verirsem vereyim şu göbekten kurtulamıyorum” mu diyorsunuz? Evet, ideal görüntüye ulaşma yolundaki en büyük sıkıntılardan biri göbeği eritebilmek!

    Hiç bir sabah uyanıp koşuya gittiniz mi? Her zaman enerji dolu olup, her şeyi yapabileceğinizi hissettiniz mi? Bunları hissettiğiniz günler iyi günlerdir. Ama eğer yatağınızın, sabah uykusunun vazgeçilmez konforu sizi sardıysa eyvah! “Azıcık iştahım mı açıldı ne” deyip kahkaha atarak gerekli gereksiz yemeye, abur cubura mı yöneldiniz? Çok değil muhtemelen birkaç hafta sonra aynanın karşısında ya da kıyafetlerinizden birini denerken veya yemek sonrası zor nefes alışlarınızda acı gerçekleri fark edeceksiniz: Kilo aldınız! Ama kendinizi koşmak ya da yürümek için bilinçsizce sokaklara atmak da marifet değil… Aman dikkat! Neden mi?

    Başlamak zor

    Eğer kiloluyken koşu yapmayı denediyseniz, o zaman çok kısa süre içinde tıkanır ve nefes nefese kalırsınız. Egzersizin başlangıç ivmesi sakin ve vücudunuzu alıştırmaya yönelik olmalıdır. Başlangıçta amacınız egzersiz alışkanlığını hayatınıza sokmak olmalıdır. Hemen 1.5 saat hızlı tempoyla yürümek ya da koşmak değil. Yoksa her zaman kullandığınız o enerji gider ve en basit şeyleri yapmak bile enerjinizi tüketip bitirir. Bununla da yetinmeyip iskelet sisteminizde arızalara yol açar. Bu yüzden o iç sesimize olumlu cevabı vereceğimiz an geldiğinde hedefi belirlemeliyiz.

    Kilo birikimimizin vücudumuzun hangi bölgesinde olduğu oldukça önemlidir. Şayet karın bölgesinde fazla yağ varsa bilinmelidir ki karbonhidratı çok seviyoruz ve yemeklerimizi hızlı yiyoruz o halde ilk yapılacak adım hedef belirlemekle birlikte bu yanlışları düzeltmektir. Karbonhidrat yemekten vazgeçemiyorsak öğlen yemeğinde karbonhidratlı besinleri tüketmeyi ve yemek bitirme vaktimizi 20 dakikayla sınırlamayı öğrenmeliyiz yani pizza, makarna, pilav, börek mümkünse rafine edilmemiş olmalı ve bol salatayla yavaş yavaş yenmelidir. Aman salatanın yağına ve içinde patates, havuç, bezelye mısır gibi glisemik indeksi ve kaloriyi yükseltecek besinler olmamasına dikkat edin. Özellikle kilo vermek için cesaretinizi kaybetmeyin ki böylece, yeniden fiziksel aktivite yapma motivasyonunuz olsun. Abdominal bölgede çok fazla yağ bulunduğu zaman, ayakkabı bağlamak gibi basit bir olay, zor bir görev halini alır. Hatta yatağınızı toplarken yatağın üzerine doğru eğilmek bile, sizi yorgun düşürecek ve bir süreliğine oturmak isteyeceksiniz. Bu sizin için moralinizin bozulacağı değil tam tersine başladığınız yenilenme hareketinin ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteren işaret olarak algılanmalıdır. Eğer kararlı olur ve midedeki yağlarınızın da içinde olduğu kilolarınızı verebilirseniz bütün bu işleri tekrar kolaylıkla ve hızlılıkla yapabilirsiniz. Tam motivasyonunuz bozulduğunda kendinize kilolu olup da yapamadıklarınızı hatırlatın ya da kilonuz yüzünden yapmak zorunda olduklarınızı.

    Göbek eritme diyeti için tıklayın !

    İltifat iyidir

    Kan basıncınızın olması gereken seviyede olduğu günleri hatırlıyor musunuz? Diyabetik olmadığınız için huzurla yemek aralarını geçirdiğiniz günleri… Ya aldığınız elbisenizin beden ölçüsünü? Sevdiklerinizin size iltifatlarını? Şayet vazgeçerseniz, abdominal bölgedeki yağlar değişmeyecek ve bu sonlarla her gün uğraşmak zorunda olacağız. Oysa karındaki kiloları verirseniz, bazı sağlık sorunlarını tamamıyla lehinize çevirebilirsiniz. Fiziksel aktivitenizi artırma yöntemlerinizden bir başkası da, çocuklarınızla sizden istenilen hareketi yapmanızdır. Çocuklarınız büyümüş olsa bile, çocuklarınızla yaptıklarınızı torunlarınıza da uygulayabilirsiniz.

    Çocuklar sizden onları kovalamanızı isterler, bisiklete binmek isterler, top oynamak isterler ve hatta onlarla yerlerde sürünmenizi bile isterler. Eğer çok fazla abdominal yağa sahipseniz, çocuklar bu aktiviteleri yaparken siz sadece onları uzaktan izlersiniz. Ya da kararlıysanız bu aktivitelere yeni beslenme düzeniniz ve fiziksel aktivite başlangıcınızla yavaş yavaş katılırsınız. Egzersize, hazır olmadan başlamak size yarardan çok zarar verebilir. Bunu sakın unutmayın. Bir de egzersizin yanı sıra dengeli beslenmeyi yaşam biçimi haline getirirseniz işte artık yenilmezsiniz!

    Yaşam tarzınızı değiştirin

    Yaşam tarzınızda küçük birkaç değişiklik, karın yağlarınızı kaybetmenize yardımcı olarak, hayattan yeniden zevk almanızı sağlar.

    – Karbonhidratlı yiyecekleri öğlen tüketmek.

    – Yemeklerinizi yavaş yemek, 20 dakikada sofradan kalkmak.

    – Uygun porsiyonları gerektiği kadar tüketmek.

    – Yağ yakmak için, çok fazla kalori tüketmeyeceğiniz uygun bir diyete başlamak.

    – 2 dilim taze ananası ve bir bardak diet süt veya kefirle akşam mönüsünün 2 saat sonrasında tüketmek.

    – Karın bölgemize yönelik mekik gibi hareketlere yönelmek.

    – Ayrıca haftalık rutininize bir egzersiz programı da eklemeniz gerekir. Sakın bir anda günde 3 saat egzersiz yapmanız gerektiğini düşünmeyin. Eğer vücut şekliniz düzgün değilse, egzersize yavaş olarak başlamak önemlidir ve yolunuzu bu şekilde belirlerseniz kilolarınız gitmeye başlar. Haftanın 3 günü, günlük 45 dakika çalışmak fazlasıyla yeterlidir. Abdominal yağları kaybetmenizi sağlayacak gerçekçi hedefler belirleyeceğinize eminim! Haydi, gecikmeden başlayın. Karnınızı içinize çekmek yerine o karından kurtulmak daha iyi değil mi?

    Karın kaslarını germek için

    Yere sırtüstü uzanın. Bacaklarınızı bükün, ayaklarınızı kalça genişliğinde açın. Karın kaslarınızı gerin, baş ve vücudunuzun üst kısmını yükseltin. Bu pozisyonda, sırtınızın alt kısmını zemine doğru bastırın. Omuz genişliğinde kavradığınız iple birlikte kollarınızı öne doğru uzatın. Bu pozisyonda, elinizdeki iple yarım daire çizmeye çalışın. Böylece karnınız sıkılaşacak…

    Karın kasları(abdominal) için egzersizler video için tıklayın !

    Taylan Kümeli
  • Bitkilerle Zayıflamak Mümkün mü?

    Bitkilerle Zayıflamak Mümkün mü?

    Fazla kilolarınızdan kurtulmak mı istiyorsunuz? O halde onlarla vedalaşın.

    Hem de en doğal yöntemlerle, yani bitkilerle zayıflama zamanı. Bitkisel diyet sağlığınıza zarar vermeyecek en iyi diyet şeklidir.

    Zayıflama yöntemleri arasında en çok başvurulan ve en güvenli kaynak bitkilerdir. Hangi bitki çeşidini, hangi miktarda, ne şekilde tüketeceğinizi bilirseniz sağlık ve yaşam için de tehlike arz eden şişmanlığa son verebilirsiniz.

    Bir başka açıdan, her türlü hapın kullanım sonrasında meydana gelen ürkütücü vakalar da, insanları bu seçeneklere yöneltti. Pek çok kronik hastalıklar ve rahatsızlıklarda, “tamamlayıcı tıp” olarak olanak sunulan bitkiler, kiloda da gerçek bir azalma sağlıyor. En önemlisi, sonrasında da verilen kilolar geri dönmüyor. Öyle bir sistem çalışıyor ki, zayıflama sonrasında, bitkiler yeni yağların oluşmasını engelleyen güvenlik görevlisi gibi işlem yapıyor!

    Her şeyde geçmişe dönüldüğü gibi ve doğaya da dönüş hakim her yerde. Çünkü bitkiler, eski çağlarda her sağlık sorunu için kullanılıyordu. Doğal kaynaklara yönelik çalışmalar Avrupa ve Amerika’da birçok klinikte uygulanıyor. Hatta orada devlet tarafından bu natürel yollar destekleniyor. Aşırı yağlanmadan dolayı sorun yaşayanların artık farklı kilo verme seçenekleri de bulunduğunu gözden kaçırmamaları lazım. Şişmanlık günümüzde büyük tehlike sinyalleri vermektedir. Özellikle çocuklar, şimdi hepsi inanılmaz kilolular… Şimdiden önlem alınmazsa gençlik çağlarında obezite ile karşı karşıya kalacaklar.

    Kadın veya erkek, yaşlı veya genç herkes için bu yol etkili. Ergenlerin kilo sorunu için de başvurulan bir kaynak. Doğanın zayıflatma programı inatçı yağlara savaş açıyor. Herbalium olarak bu konuda araştırmalar yapıyoruz. Bitki tohumları, yaprak, kök ve tozları, karın ve kalça incelten yağ ve kilo verdiren şifalı çayları çok sayıda kadın ve erkek denedi; çözüme ulaştılar.

    Peki nasıl etki ediyor?

    Bu yöntemdeki bitkisel zayıflama 7 farklı etkiye sahip:

    -İştahı kapatıyor

    -Yağları kalıcı yakıyor

    -Metabolizmayı hızlandırıyor

    -Zayıflayan bölgeyi sıkılaştırıyor

    -Bedene zindelik veriyor

    -Selülitleri gideriyor

    -Cildi güzelleştiriyor

  • 21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    Pek çoğumuzun vucudunda şikayet ettiği bölge belli ; göbek. Biraz kilo verdiniz ama göbeğiniz gitmiyorsa bu programı uygulayarak üç haftada özellikle göbek bel çevresinden incelebilirsiniz. Mekik: dizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı sık sık hareketlerle karnınız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapın.

    Sopalı Haraket: Bir sopayı ense kökümüze alıp iki elinizi üzerinden geçirin ayaklarımızı yere sağlam basıp bir kaç dakika süratli bir şekilde sağa ve sola doğru kalçadan yukarsınız hızlı bir şeklde döndürün.
    Bel Kasları için mekik: Bİr taraftaki kolunuzu bükülmüş olan diğer taraftaki dizinize doğru hafifçe seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışın bu hareketi bir kaç dakika yapın daha sonra diğer dize ve kola geçin.

    Göbek eritmek için haftanın tek günleri yapılacak diyet: Kalkar kalkmaz bir bardak ılık ballı limonlu su yarım tatlı kaşığı bal 10 damla limonla için…

    Ender saraç 21 günde göbek eritme diyeti

    Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma 1 adet sert kivi 1 tablet deve dikeni hapı

    Ara öğün: 3 parmak taze dil peyniri

    Öğlen: 1 porsiyon ızgara ( tavuk derisiz) Veya az yağlı bir kase yoğurt bol rokalı limonlu yeşil salata taze soğanlı

    Ara Öğün: 3-4 adet yulaflı büsküvinin üzerine atarçıns serpin.

    Ara öğün : 1 adet yeşil elma Akşam: 4-5 kaşık zeytin yağlı fasulye veya ıspanak pazı ( az yağlı) 1 dilim tam buğday ekmeği yeşillik ağırlıklı limonlu mevsim salatası

    Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı light süt 3-4 fincan rezene yeşil çay . Mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışımından yapılan çayı için…

    Göbek eritmek için haftanın çift günleri yapılacak diyet: Sade müsli veya sade mısır gevreği veya tam buğday gevreği bir büyük bardak yağsız süt 1.5 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu taze meyve üzerine bol tarçın ve biraz zencefil Göbek eritme diyeti için Çay tarifi bir su bardağı çay için 2 adet avakado yaprağı 1 çay kaşığı yeşil çay küçük bir tutam kiraz sapı ve mısır püskülü 1 çay kaşığı rezene tohumu 1-2 dakika kaynatılacak ve 4-5 dakika demlenmesi beklenecek 7 şifalı madde içere preperatı sabah akşam yemeklerden 3-4 dakika önce yutup üstüne bol sıcak su için.

    İşte 7 Şifalı madde

    •Tere tohumu : Metabolizmayı canlandırır. Troidi tembel kişilerde verimli çalışmasına yardımcı olabilir.
    •Zencefil: Besinlerin iyi sindirilmesine yardımcı olur. Zayıflarken enfeksiyona yakalanma riskini azaltır. •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Krom gtf: insülin faaliyetinin etkisini artırır. Pankreasın kan şekeri seviyesi dengelemesine yardımcı olur. Açlığın ve tatlı krizinin bastırılmasına faydalıdır.
    •CO-Enzyme Q10: Kalp damar sağlığı ve kanssere karşı korunmaya yardımcıdır.Kilo kaybında yaşanan halsizliğe karşı yardımcı olur.
    •L-Carnitine : Vucutta depolanmış yağların yakımını hızlandırır ve kasların performansını artırır.
    •Garcinia Cambogia : Küçük bir tropikal meyvedir. En büyük yararı midenin beyne gönderdiği doyma sinyalllerini daha kuvvetli gönderir. özellikle gerginlik ve stres altında fazla yiyen kişilerde iyi sonuçlar alınmıştır. Kalıcı kilo kaybınada yardımcı olur. Vucutta yağ yakımını artırarak kolestrol seviyelerinde düşürücü etki yapıyor. İştah baskılama özelliği vardır. Kromla birlikte kullanılırsa kan şekerini de dengeliyor.

    Dikkat : Şeker hastaları, hamileler, emzirenler ve demas sorunu olanlar kullanmamalı…
    Not :Doktorunuza başvurmadan bu diyeti yapmayınız !

    Ender Saraç Göbek Eritme Diyeti için tıklayın…
    8 Dakikalık Göbek Eritme Hareketleri için tıklayın…

  • Tüp Bebek Başarısı Nasıl Artar?

    Tüp Bebek Başarısı Nasıl Artar?

    Tüp bebek normal şartlar altında bebek sahibi olmayan çiftlerin başvurmuş olduğu, uzun soluklu ve sabır isteyen, bazı zaman başarıya ulaşılan bazı zamanda başarısızlıkla sonuçlanan bir metottur. Hem kadının hem de erkeğin bir takım hususlar neticesinde tüp bebek tedavisi ile anne ve baba olma isteğinin gerçekleşmesinde tüp bebek yönteminin başarılı geçmesi oldukça mühimdir. Peki hem kadın hem de erkek tüp bebek başarısını arttırmak için nelere dikkat etmeli, hangi hususlar tüp bebek başarısını arttırmaya yararlıdır, buyurun yazımızdan öğrenelim…

    Tüp bebek başarısının artmasında ki en önemli husus, kadının yaşıdır. Kadının yaşı ne kadar genç olursa tüp bebek tedavisinin başarılı geçme olasılığı da o kadar yüksek olur. Yaş hususunun yanı sıra kadının yumurta sayısı, erkeğin sperm kalitesi ve miktarı da tüp bebek şansını arttırmada rol oynar.

    Tüp bebek tedavisinin başarısının artmasında tedavi boyunca uygulanan bir takım tekniklerinde rolü bulunur. Seçilen tüp bebek merkezinin labarotuvarının yeterli donanımda olması ve yeterli tekniklerin kullanılması başarıoranını arttırır. Burada en önemli faktör ise, kişiye özel tedavi seçeneğinin uygulanmasına dikkat edilmesidir. Bu sebeple tercih ettiğiniz tüp bebek merkezlerinin tam teşekkürlü olmasına dikkat edin.

    Tüp bebek tedavisinin başarısını arttırmak istiyorsanız tedavi boyunca hem anne hem de baba kesinlikle alkol ve sigara kullanmamalı, sağlıklı ve düzenli beslenmeye dikkat etmeli, hekimlerinin önerilerine kulak vererek üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmelidirler.

  • Banyonuzu Spa’ya Çevirin

    Banyonuzu Spa’ya Çevirin

    Sakin ve dingin, kendi özel vahamızı yaratmak için unutulmaması gereken tek şey beş duyumuzun her birini ayrı düşünmek…

    Uzun süredir stres dolu olan hayatımızı sürekli endişe ile geçirmek ruh halimiz için de sağlığımız için de pek iyi değil elbette. Rahatlamak için farklı alternatifler sunulabilinir, işte bizden bir öneri; banyonuzu dinlenmenize ve canlanmanıza yarayan bir spa’ya çevirmek…

    Sakin ve dingin, kendi özel vahamızı yaratmak için unutulmaması gereken tek şey beş duyumuzun her birini ayrı düşünmek…

    Görünüm: Sizi sakinleştirecek renkler seçmelisiniz. Monokromatik, nötr ya da kahverengi tonları gibi zengin sıcak renk paletleri genelde sakinleştirici, yatıştırıcı olarak bilinenlerdir. Parlak kırmızılar ya da canlı sarılar fazlasıyla uyarıcı olabilir.

    Yumuşak tonlar ve düşük kontrastlı materyaller (dolap ve demirbaşlardaki mat yüzeyler), yaratmaya çalıştığınız tabloya uyacaktır. Basitlik de sakinlik yaratır, bu yüzden musluklar için de minimalist tasarımlar değerlendirin.

    Banyolar aynı zamanda hazırlık aşamasında, makyaj yaparken ya da traş olurken kullanılan, iyi ışıklandırılması gereken yerler oldukları için kısılan ve açılan elektrik düğmeleri sizlere uygun zamanda uygun alternatifi sunan esnek bir seçenek olacaktır

    Ses: Banyonuza monte edilmiş kolonlarınız olmayabilir ama portatif kolonlar ve bir ipod da yeterli olacaktır. Rahatlamanıza yardımcı olacak bir müzik ve hatta doğa sesleri dinlemenize.

    Aynı zamanda dışarıdaki çocuk ve trafik gürültüsünü de bloke ederek kargaşayı sizden uzak tutacaktır. Bir akarsu sesi son derece dinlendirici ve huzur verici olabilir örneğin.

    Koku: Çok kişisel bir seçimdir. Bazıları için bir temizlik malzemesinin basit esansı rahatlatıcı olabilir. Bazıları içinse mumlar ve kurutulmuş çiçeklerle yaratılmış kokulardan bir duvar tercih edilebilinir.

    Genelde en dinlendirici ve rahatlatıcı etkiyi lavanta, vanilya ve limon gibi kokular sağlar… Tütsüler ve kokulu mumlar, alerjik reaksiyonlara en az sebep olan alternatifler olmalarına rağmen bu durumun da kişisel olduğunu unutmayın.

    Kokuların ayrıca çok güçlü hatıra tetikleyici oldukları bilinir; yani vanilya size sert mizaçlı halanızı hatırlatıyorsa çok da doğru bir tercih olmayacaktır. Öte yandan, anınız sevgi ve kurabiye kokusu dolu olan sıcacık bir evi içeriyorsa, rahatlamakta geç kalmayacak ve muhtemelen acıkacaksınız. Ki bu da bizi bir diğer duyuya yönlendiriyor…

    Tat: Tek kelimeyle; çikolata! Küvette keyif esnasında, birkaç şekerleme ile kendinizi şımartırken iyi bir kitap okumak ya da saçlarınızı taramaktan güzel bir his daha olabilir mi? Ya da aşırıya kaçmamak şartıyla bir kadeh şarap eşliğinde…

    Dokunma: Vücutlarımız ve tenimiz bir duyuya bağlı olan en geniş alanlar, o yüzden tüm duyularımıza hitap edecek böyle bir ritüelin de en önemli öğesi olmaları içten değil.

    Yumuşak ve tüylü bir havludan sıcacık bir küvete, etrafımızdakileri dokunsal olarak nasıl ‘hissettiğimiz’ ne kadar dinlendiğimize dair en önemli etkiye sahiptir. Özel bir masörünüz yoksa, masaj yapan duş başlıklarına ne dersiniz? Şiddetli bir yağmurdan, hafif ve yumuşak bir çiselemeye, nasıl isterseniz öyle…

    Sonuçta, size kendinizi iyi hissettirecek ve dinlendirecek ayrıntılar gayet kişisel ama kalp atışlarınızın size nasıl teşekkür ettiğini mutlaka duyacaksınız.