Etiket: sağlıklı beslenme

  • Sarkmış Göğüsleri Dikleştirmenin Yolları

    Sarkmış Göğüsleri Dikleştirmenin Yolları

    Genç ve orta yaşlarda toplu ve dik oldukları halde, yaş ilerledikçe veya doğumlardan sonra devamlı ve dikkatli bakım yapılmazsa, sarkık bir hal alırlar. Bunların önlenmesi ise mümkündür ve bunun için şu bitkilerden yararlanılabilir:

    Tunus baklası ile göğüs bakımı

    Tunus baklasının içerisinde, ciltten girerek göğüs kaslarını kuvvetlendirecek maddeler vardır. Bu sebeple göğüsler için çok faydalıdır.

    Tunus baklasının göğüsler için faydaları:

    – Göğüslerin gelişmesini sağlar.
    – Göğüslerin dikliğini ve dolgunluğunu muhafaza eder.
    – Göğüsler sarkmış, porsumuş ise yeniden toparlanmalarını sağlar.

    Tunus baklasının kullanımı:

    2 yemek kaşığı Tunus baklası unu, 1 çay bardağı su ile karıştırılır. Orta ateşte yarım saat kadar pişirilir ve sonra soğutulur. Soğuk halde memeler üzerine ve bilhassa meme kasları üzerine (kenar çevrelere) sıvanır. Yarım saat sonra soğuk suya batırılmış süngerle bu hamur iyice silinir. Bu tedaviye her ay 6-8 gün aralıklarla devam edilmelidir.

    Zambak ile göğüs bakımı

    Zambakta kadınlık hormonu vardır. Bu da göğüs güzelliği için çok fayda verir. 3-4 adet zambak soğanı ince kıyılır, sonra el presinde sıkılarak suyu çıkarılır. Bu, eşit miktarda gliserinle karıştırılır. Akşamlan tüm meme ve meme etrafı bu yağla ovulur. Bu masaj göğüslerin gelişmesini, dolgun ve dik olmasını ve öyle kalmasını sağlar. Bu karışım ihtiyaç duyuldukça kullanılmalıdır.

    Göğüslerin dolgunluğunu ve dikliğini muhafaza etmek

    Göğüs dolgunluğu ve dikliği yaş, çalışma hayatı, emzirmeler sonucu bozulabilir ve göğüsler pörsüyebilir, sarkabilir.

    Bunu önlemek için yukarıdaki önerilerimiz dışında ayrıca şunlar da yapılmalıdır:

    – Her banyodan sonra sadece memeler üzerine ince bir hortumla soğuk duş yaptırılmalıdır. Bu yoksa sünger, soğuk suya batırılarak göğüsler bolca ıslatılmalıdır.
    – 1 ölçü limon suyu, 1 ölçü kanyakla kırıştırılmalı, akşamları memelerin alt tarafından ve yanlardan yukarı doğru 5 dakika bu karışımla masaj yapmalıdır. Bu sık sık tekrarlanmalıdır.

    – Akşamları şu karışımla göğüslere dıştan uç kısımlara doğru masaj yapılır.

    – 7 yemek kaşığı zeytinyağı, 3 yemek kaşığı tatlı bademyağı, 3 çay kaşığı lâvantin esansı

    Göğüslerin dolgun ve dik kalması için bitkisel kürler

    Mercanköşk – Nane – Kekik karışımı:

    1 su bardağı sıcak suya bu bitkilerin kurutulup ufalanmış olanından birer kahve kaşığı katılır, 20 dakika demlenip süzülür. Akşam yatmadan önce bu çay ile meme ve meme kasları bolca ıslatılır ve kurumaya bırakılır. Bu çay, göğüs kaslarını kuvvetlendirerek göğüslerin dik durmalarını sağlar.

    Göğüs sarkıklığında bitkisel kürler

    Doğum, zafiyet ve sair sebeplerden dolayı göğüsler porsumuş ve sarkmış olabilir. Bunları düzeltmek ve yaşa uygun hale getirmek için yukarı anlatılan tüm öneriler yerine getirilmeli, bunlara ilaveten şu öneriler de yapılmalıdır:

    Ökse yaprağı ile göğüs bakımı

    1 çay bardağı ılık suya 1 tatlı kaşığı ufalanmış ökse yaprağı konur, 20 dakika demlendikten sonra süzülür ve pamukla akşam meme üzerlerine ve meme kaslarına bolca sürülür ve kurumaya bırakılır. Buna bir süre devam edildiğinde zamanla göğüsler kendini toparlar. Bu arada yukarıda kaydettiğimiz yiyeceklerin de sofradan eksik edilmemesi sureti ile göğüslerin dolgunlaşması sağlanmalıdır.

    Tunus baklası ile göğüs bakımı

    Yukarıda anlatıldığı gibi tatbik edilir. Çok fayda verir, memelerin ve meme kaslarının daha çabuk kuvvetlenmesini sağlar. Bunda da yine yiyeceklere önem verilmelidir. En iyisi bir gün ökse, diğer gün Tunus baklası tatbik edilmesidir. Bu ikisine devam etmek daha iyi sonuç verir.

  • Sonbahar Detoks Programı

    Sonbahar Detoks Programı

    Sağlıklı beslenme ve beslenme sistemimizde yapacağımız ufak değişikliklerden oluşan sonbahar detoksu yorgunluğu yenmenizde baş aktör olacaktır.

    İşte sonbahar Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin Gürhan’ın önerileriyle yorgunluğunuzu atacak sonbahar detoksu!

    1- Su İçme alışkanlığı kazanın
    Hala su içme alışkanlığı kazanmadıysanız artık yeter, ekim detoksunu fırsat bilip, susamasanız da su için. Günde 8–15 su bardağı su kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak ve mevsim değişikliklerine bağlı oluşabilecek sindirim sistemi problemlerini çözecektir.

    2- C vitaminini yeterli ve düzenli tüketmeyi ihmal etmeyin
    Bahar mevsiminde tüketimine en çok dikkat etmemiz gereken vitamin C vitaminidir. Yemeklerinizde C vitamininden zengin olan yeşilbiber, kuşburnu, maydanoz gibi besinleri ve C vitamininin kaynağı olan taze sebze ve meyveleri her zaman tüketin.

    3- Alkol tüketimi minimum düzeyde olsun
    Alkol tüketimi, bahar yorgunluğunu kamçılar. Özellikle sonbaharda alkol tüketimi daha kontrollü olmalıdır. Alkol oranı düşük içecekleri tercih etmeli ve 1–2 kadehten daha fazlasını tüketmemelisiniz. Vücudunuzu alkolden daha çabuk temizlemek için alkollü içecekler ile birlikte ve sonrasında bol miktarda su içmelisiniz.

    4- Kafein tüketiminde çok serbest olmayın
    Sonbaharda, havaların soğuması, günlerin kısalması, gecelerin uzaması ile birlikte soğuk içecekler yerini sıcak içeceklere bırakır. Sabah uyanabilmek veya alkolün etkisinden kurtulmak veya gün içerisinde yorgunluğu yenmek gibi bir çok değişik nedenle sebep yaratarak, öğleden sonra beş çayında ve uzun akşam sofralarında da bol bol tükettiğimiz çay ve kahve tüketimini kontrol altında tutmalıyız. Bahar yorgunluğu ile savaşmak için aşırı kafein tüketmek yanlış bir uygulamadır. Çünkü kafein aşırı alındığında kalp çarpıntısına ve vücuttan su kaybına neden olabilir. Az miktarda kafeinin uyarıcı etkisi olduğu doğrudur fakat abarttığınız zaman faydadan çok zarar getirir.

    5- Yeterli, dengeli ve kendi içinde düzenli beslenmeyi ekim detoksu ile pekiştirin
    Az az ve sık sık beslenin. Düzensiz beslenme ve uzun süreli açlıklar kan şekerinin dengesiz yükselmesi ve düşmesine neden olur, bahar yorgunluğunu hat safalara getirir. Günde 6 öğün beslenmeye ve gün içerisinde 4 saatten uzun aç kalmamaya özen gösterin.

    6- Doğal, yöresel ve mevsiminde olan yiyecekleri tüketin
    Yiyecekleri mevsiminde, bulunduğunuz ortamda yetişen yöresel ve katkı maddesi içermeyen doğal olanları tercih edin. Yiyeceklerin içinde bulunan katkı maddelerinin miktarı ve yoğunluğu ölçüsünde sindiriminiz zor olmaktadır.

    7- Doğal baharatları sofranızdan eksik etmeyin
    Mide probleminiz yoksa yemeklerde kırmızıbiber ve karabiber kullanmanız metabolizma hızınızı arttırmanın yanında tuz tüketimini azaltmanıza yardımcı olur ve ödem problemi yaşamanızı engeller.

    8- Kıpırdayın
    Açık havada en az yarım saatlik orta tempoda yürüyüşler yapın ve oksijen kapasitenizi yükseltin. Gün içinde de olabilecek en yüksek seviyede hareketli olmaya çalışın.

    9- Düzenli ve yeterli uyuyun
    Düzenli ve yeterli uyumak günü düzenli yaşamanızı kolaylaştırır.

    1 haftalık sonbahar detoksu
    Kahvaltıdan önce
    – 1 su bardı ılık su
    – 1 su bardağı daha soğuk su

    Sabah
    – 1 adet haşlanmış yumurta
    – 1 dilim peynir
    – 2 dilim ekmek
    – Bol yeşilbiber, maydanoz, nane

    Kuşluk
    – 1 adet taze incir
    – 3 adet tam ceviz ( taze ceviz olursa daha iyi olur)

    Öğlen yemeği
    – Kırmızı mercimek çorbası
    – Sebzeli et sote
    – Bol salata ( az zeytinyağı ilaveli)

    İkindi – 1
    – 30 adet taze fındık
    – 15 adet çekirdekli iri siyah üzüm

    İkindi – 2
    – 1 su bardağı süt

    Akşam
    – 1 adet orta boy balık ızgara
    – 1 dilim ekmek
    – Bol salata (az zeytinyağı ilaveli)

    Gece öğünü
    – 2 adet taze mürdüm eriği

  • Turp Hangi Hastalıklara İyi Gelir ?

    Turp Hangi Hastalıklara İyi Gelir ?

    İnsanlar için şifa kaynağı olan yiyeceklerden biri de turptur. Bu yazımızda sizlere turpun faydalarını ve kullanım alanlarını sunmaya çalışacağız. madde madde açıklamaya geçmeden önce özellikle karaciğer rahatsızlığı olanların bu yazımızı mutlaka okumalarını tavsiye ediyoruz…

    Turpun faydaları yararları ve kullanım alanları

    -Turp karaciğer rahatsızlığı için birebirdir.Özellikle karaciğerde şişkinlik problemi  yaşayanlar turp tüketirlerse bu sorunda belirgin bir iyleşme göreceklerdir.

    -Safra kesesi problemlerine de iyi gelir. Safra kesesinde taş bulunanlar turp tüketerek bu taşları büyük ölçüde düşürürler.

    – Astım hastalarının turp tüketmesi tavisye edilir. Çünkü turp solunum rahatsızlıklarına iyi gelen bir şifa kaynağıdır.

    – Solunum yolu enfeksiyonları ,bronşit gibi rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.

    – kas ve iskelet sistemni güçlendirir. Romatizma tedavisinde yardımcı olarak kullanılır ve romatizmaya iyi gelir.

    – Öksürük tedavisinde birebirdir. Sürekli ve geceleri öksüren çocukara turp suyu verirseniz öksürüğü kesecektir. Solunum yolu rahatsızlıkalrı ile birlikte gelişen öksürüklerde şurup yerine turp kullanın daha çabuk sonuç alacaksınız.

    -Böbrek taşları ve kumların düşürülmesi ve dökülmesinde etkilidir. böbreklerde oluşan mikropları yok eder.

    -Sarılık geçirenler için turp yemek iyi gelir.

    -Diş ve diş eti bakımında kullanılır. Diş eti rahatsızlıklarında etkili olup kanamalrı azaltır. Diş etini güçlendirir.

    -Sakinleştirici özelliği vardır. Uykuya dalma problemi yaşayanlar yatmadan önce turp suyu içerlerse daha rahat bir uyku çekerler.

    -Turp saç ve saç bakımında da kullanılır. Turp saçın sağlık kazanmasını sağlar.

  • Türk Halkını Şişmanlatan Hatalar

    Türk Halkını Şişmanlatan Hatalar

    Türkiye’yi zayıflatan profesör, Canan Efendigil Karatay, Türk halkının kilo sorunu hakkında bakın neler söylüyor…

    Amacı sadece insanları zayıflatmak olmayan Karatay Diyeti’nin asıl hedefi vücudun kalıcı olarak sağlığına kavuşmasını sağlamak. Kilo problemi olan insanlarda öncelikle insülin ve leptin direncini kırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, daha sonra sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmek olduğunun altını çiziyor.

    Kilo almak konusunda Türk halkının en büyük probleminin alışkanlıkları olduğunu söyleyen Karatay, bizleri dikkat etmemiz gereken konuları şöyle sıralıyor!

    Hareketsizlik

    Türk halkındaki en büyük problem hareketsizlik. Spor yapan küçük bir kitle var ama genel olarak çocukluktan itibaren aktif değiliz.

    Tatlı ve unlu gıdalar

    Türk halkı maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. özellikle gençlerimiz fast-food kültürüyle yetiştiriliyor, hamburger, pizza, tost, sandviç, cips gibi yiyeceklerle ve kola, buzlu çay ya da gazoz gibi içeceklerle karın doyurmaya çalışıyor. Ayrıca halkımızın büyük bir kısmı sağlıklı sanarak her gün neredeyse 2-3 kilo taze meyve yiyor. Ama kilo yemişten kilo aldırır diye uzak duruyor. Kuru yemiş tüketenler de çiğ yemek yerine kavrulmuş ve tuzlanmış şekilde yiyerek büyük hata yapıyor.

    Yabancı diyetler

    Türk halkı kendi mutfağıyla değil yabancı mutfaklarla yani tercüme diyetlerle zayıflamaya çalışıyor. Az az, sık sık yiyerek zayıflamaya çalışıyor. Oysa sık sık yemek sürekli insülin hormonunun salgılanmasına sebep oluyor ve farkında olmadan yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel oluyor.

    Kalori hesabı

    Türk halkı sadece kalori hesabına takılıyor, yiyeceklerin ne glisemik indeksine ne protein içeriğine ne de sağlıklı yağ içeriğine bakmıyor! Proteinler saçlarımızın, tırnaklarımızın, cildimizin, bağışıklık sistemimizin, tüm organlarımızın ve hayati önemi olan hormonlarımızın temelini meydana getirirler. Doğal olan temel proteinleri tüketmedikçe de kilo veremeyiz!

    Yağ seçimi

    Halkımızın yaptığı bir diğer yanlış da sağlıklı yağlarla sağlıksız yağları yani trans yağları aynı kefeye koymak. Fazla kilo problemi olup zayıflamaya çalışanlar ve kilolarını korumak isteyenlerin, doğa tereyağı, soğuk sızma zeytinyağı ve temel olan Omega-3, Omega-6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka vücutlarına almaları gerekmektedir. Omega-3 ve Omega-6 yağlarına bilimsel olarak temel yağlar diyoruz. çünkü insan vücudu bu yağları üretemiyor ve bu yağların dış destek olarak mutlaka alınması gerekiyor. Motorumuzun yağ değiştirme zamanı gelmiştir. Vücudumuza sağlıklı yağ girmediği sürece, birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulmalıyız.

    Kilo vermenin zorlaşmasını ne yapılırsa yapılsın kilo verilememesinin ve bir çok dejeneratif hastalığın, asıl nedeni vücut ve organizmanın hücre ve hücre zarlarında Omega-3 ve Omega-6 gibi temel yağların ve fosfolipitlerin yani lipitlerin eksik olmasıdır. Bu bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu nedenle yağlı olduğu gerekçesiyle zeytin ve kuruyemişlerden korkmak veya zeytin ve kuruyemişi az miktarda yemek doğru değildir. Ancak kuru yemişler kabuğundan kırılıp çiğ olarak tüketilmelidir. Kavurarak ve tuzlayarak yemek son derece sağlıksız bir beslenme tarzıdır.

    Womenist

  • Hatalı Diyetlerin Sonuçları

    Hatalı Diyetlerin Sonuçları

    Kısa sürede verilen kilolar aynı hızla, fazlasıyla geri alınır. Sebebi mi? Vücudun alması gereken enerjiden çok daha az enerji alması, metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Dolayısıyla, diyetimizi bıraktığımız anda da verdiğimiz kiloları hemen geri alırız. Kısa sürede verilen fazla kilolar vücut dengesini altüst ederek, özellikle sindirim ve sinir sisteminde bozukluğa neden olur. Ani ve dengesiz zayıflamanın bir başka sonucu da vücudumuzun günlük gereksinimi olan protein, vitamin ve minerallerden mahrum kalmasıdır. Bu eksiklik ise bir çok hastalığa zemin hazırlar.

    İdeal zayıflama diyeti nasıl olmalıdır?
    Diyete başlamanın ilk adımı diyet yapmaya kendinizi hazırlamaktır. Diyete başlamak için ay başını veya Pazartesi gününü beklemeyin. Yarın diyete başlamaya ne dersiniz? Gerçekten kaç kilo vermeniz gerektiğini biliyor musunuz?
    Baş dönmesi, sinir bozukluğu, ciltte kuruma gibi şikayetler doğurmayan ve hiçbir yiyecekten mahrum kalmayacak şekilde hazırlanan bir beslenme programınız olmalı.

    Azar azar ve sık sık beslenin. Bir günde almanız gereken kaloriyi 6 öğüne paylaştırın.
    Günlük beslenme programınızı yaparken en hafif öğünün akşam yemeği olmasına özen gösterin. Akşam yemeğinizi en geç yatma saatinden dört saat önce yiyin, çünkü ilerleyen saatlerde daha az hareket ettiğimiz için vücut daha az kalori yakar.

    Yemeklerle beraber bol bol su için. Bilinenin aksine yemeklerle beraber su içmek şişmanlamanıza sebep olmaz, tam tersine erken doymanızı sağlayarak kilo vermenizi kolaylaştırır. Özellikle lif yönünden zengin yiyeceklerle beraber bol su içtiğinizde daha uzun süre tok kalırsınız.

    Yiyecek seçiminizi yaparken kalorisi düşük ve sizi tok tutabilecek lifli gıdaları tercih edin. Örneğin pirinç pilavı yerine bulgur pilavını, beyaz ekmek yerine kepek ekmeğini kullanabilirsiniz.

    İdeal zayıflama diyetlerinin içeriği günlük almanız gereken karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılamalıdır. Günlük beslenme programınızı yaparken her öğün protein, karbonhidrat, yağ ve vitamin alıp almadığınızı kontrol edin. Örneğin öğle yemeğinizin oluştururken miktarları az olmak şartıyla protein kaynağı olarak bilinen et ürünlerinden birisini, karbonhidrat kaynağı olarak pilav veya makarna, kalsiyum kaynağı olarak süt veya yoğurt, vitamin kaynağı olarak meyve yemeyi ihmal etmeyin. Unutmamak gerekir ki dengeli beslenerek verilen kilolar asla size geri dönmez.

    Diyetinize ek olarak evde yapacağınız basit egzersizler hem kilo vermenizi sağlar hem de başlıca problemimiz olan kalça ve göbek yağlarının erimesinde etkili olur. İşte size basit bir hareket; sırt üstü yatın, ayaklarınızı yere paralel uzatın ve yere hiç değdirmeden 25 kez kaldırın ve indirin.

    İşte en önemli sorun: Bir davette veya arkadaş toplantısındasınız. Nefis ama bol kalorili börekler, tatlılar gözünüzün önünde, yememek için kendinizi zor tutuyorsunuz. Aman dikkat! Şimdiye kadar iradenize hakim olamadınız ve elinizde fazla kilolardan başka ne kaldı bir düşünün.

    İşte, tatilde veya eğlencede, kilo almadan sağlıklı beslenebilme
    Çalışan veya şu an tatilde olan ya da tatile çıkmayı planlayan çoğu kişinin sanırım en büyük sıkıntısı ev dışında yedikleri yemekleri kontrol altına alamamalarıdır. Bu ortam, her öğlen gittiğiniz bir cafe veya hergün sandviç siparişi verdiğiniz bir büfe veya şık bir restoran veya bir tatil köyü olabilir.

    İşte size eğlencede, iş yemeklerinde, özel günlerinizde, hafta sonlarında da sağlıklı beslenerek, kilo almadan rahat bir yaz geçirebilmenin püf noktaları:

    • Nerede olursanız olun, porsiyonlarınızı mümkün olduğu kadar küçük tutmaya özen gösterin. Tabağınızda veya masanızda ne kadar çok yemek olursa iradenizin de o kadar azalacağını unutmayın.
    • Yemek siparişinizin hepsini aynı anda vermeyin. Böylelikle doyduğunuzu hissettiğiniz anda gereğinden fazla yemek zorunda kalmazsınız. Özellikle tatlı tercihinizi en sona bırakınız.
    • Yemek siparişinize çorba, deniz ürünleri veya ton balığı ile hazırlanmış salata ile başlayabilirsiniz. Böylelikle düşük kalorili olan, çorba ve salata midenizde hacim oluşturacağından hem daha erken doymanızı hem de daha az kalori almanızı sağlar.
    • Eğer tercihiniz alkol ise, votka, rakı gibi kalorisi yüksek içecekler yerine kırmızı şarap, beyaz şarap gibi daha az kalori içeren içecekleri tercih etmenizi tavsiye ederim.
    • Yemeğinizi sipariş etmeden önce kış aylarına göre daha hafif bir yemek tercih etmelisiniz. Örneğin çok yağlı veya ağır soslar ile hazırlanan yemekler ile hem daha çok kalori almış, hem de sıcağın etkisi ile hazım güçlüğü ile karşılaşma ihtimalinizi artırmış olursunuz. Bu nedenle ızgara tavuk veya balık, zeytinyağlı sebze yemeği sizin için ideal seçim olabilir. Eğer tercihiniz sebze yemeği ise yanında sizi daha uzun süre tok tutacak lifli bir ürün ile yemenizi tavsiye ederim. Bu ürün yarım paket ETİ Form da olabilir veya ince kepekli bir dilim ekmek de. Böylelikle yemekten yarım saat sonra açlık duygusu hissetmezsiniz.
    • Yemeğinizin tadına bakmadan asla tuz eklemeyin. Eğer kilo probleminiz varsa yemeğinize eklemeyi düşündüğünüz baharatın miktarını azaltın. Unutmayın ki baharatların iştah açıcı özelliği bulunur. Aşırı tuz tüketimi hem sağlık açısından, hem de selülit oluşumuna neden olduğundan tercih edilmemeli.
    • Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte belki unutulan belki de göz ardı edilen önemli noktalardan birisi de posa tüketimidir. Bu nedenle bol bol sebze ve meyve tüketmeli, özellikle kabuğu ile beraber yenebilen meyveleri birlikte yemeğe dikkat etmeliyiz.
    • Yazın en çok tercih edilen ve hafif yiyecek olarak bilinen kızartmalar, özellikle et ve sebze kızartmaları, düşünüldüğünün aksine hem daha fazla kalori içerir hem de midemizi gereğinden fazla yorar. Kızartma, yağın cinsi ne olursa olsun daha fazla yağ tüketimine yol açtığı için tercih edilmemesi gereken bir pişirme yöntemidir.
    • Masanıza ekmek sepetinin konulmasına izin vermeyiniz. Eğer ekmek yemeden doyamayacağınızı düşünüyorsanız, az miktarda kepekli ekmek tercih ediniz.
    • Eğer fast-food tarzında bir öğün tercih edecekseniz hamburger yerine lahmacun, gazlı içecekler yerine de ayran tüketebilirsiniz. Patates kızartması, mayonez gibi kalorisi çok yüksek yiyeceklerden mutlaka uzak durmalısınız.

    • Tercihiniz pizza yönünde ise doğru malzeme ile hazırlandığı sürece neden olmasın? Örneğin; sosis, salam, sucuk ile hazırlanan mayonezli bir pizza yerine, ton balığı, mantar, yeşil biber, soğan ve domates ile hazırlanmış pizzayı tercih etmeniz daha sağlıklı olacaktır.
    • Yaz aylarını yaşadığınız şu günlerde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir diğeri de sıvı tüketimidir. Susadığınızı hissettiğiniz her an mutlaka su içiniz. Ayrıca kolalı içecekler yerine, yaz aylarında terleme ile kaybedilen mineral ihtiyacınızı karşılamak için ayranı tercih edebilirsiniz.

  • Kışın Formu Korumanın Yolları

    Kışın Formu Korumanın Yolları

    Bol ve koyu giyecekler giyecek olmanın verdiği rahatlıktan kaçınmalısınız!

    Yaza girerken verdiğiniz kiloları sonbaharın gelmesi ile birer birer alıyorsanız bu durum hareketlerinizle birlikte metabolizmanızın da yavaşladığına ve formunuzu koruyamadığınıza işaret ediyor demektir.

    Gereğinden fazla uyumak, stres, kışın bol ve koyu renk giysiler giyecek olmanın verdiği rahatlık gibi etkenler yaza girerken verdiğiniz kiloları geri kazanmanıza ve başlangıç noktasına geri dönmenize neden olur.

    Dyt. Şefika Aydın Selçuk, yaz döneminde sağlıklı bir şekilde verilen kiloların sonbahara girerken nasıl korunabileceği hakkında bilgi verdi.

    Formda kalmanın yaşı yoktur

    ‘Formda olmak’ teriminin anlamını öğrendikçe yaşamımız boyunca sağlıklı beslenmenin kısa süreli bir arayış olmadığını göreceğiz. Genellikle “formda olmak” yoğun fiziksel aktivite yapmak olarak algılanırken, çoğu insan kaslı bir vücuda sahip olmayı ya da uzun mesafeli koşuyu başarılı bir şekilde bitirmek olarak değerlendirmektedir. Aslında formda olmak; sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel iyiliği kapsayan bir durumdur. Formda olmak; “en iyi sağlık durumuna sahip olma, sakatlık olmaması” durumunu ifade etmektedir. Bireyler formda olduklarında; gün içerisindeki olumsuz koşulları pozitif bir bakış açısıyla üstesinden gelebilmektedirler. Kalp hastalıkları, kanser, şeker hastalığı gibi ciddi sorunların daha az görülmesine neden olur. Yüksek kalitede ve belki de uzun bir yaşam için iyi bir şans yakalanmış olabilmektedir. Unutulmamalıdır ki; formda olmanın ve kalmanın yaşı yoktur. Formda kalmak her yaşta düzenli fiziksel aktivite ve yeterli-dengeli beslenmeyi içeren bir yaşam şeklidir.

    Sonbaharda da formda kalmak için 15 öneri

    Yaz aylarında sağlıklı bir şekilde verilen kiloların sonbahar ve kış süreçlerinde de korumayı sadece yaşam ve beslenme düzeninize dikkat ederek gerçekleştirebilirsiniz. İşte sizi sonbahar aylarında formda tutabilecek sağlıklı yaşam kuralları:

    1.    Yeterli düzeyde uyku en önemli unsurdur. Yetişkinler 8 saatten fazla uyumamaya özen göstermelidir.
    2.    Sigarayı yaşamınızdan çıkarın, sigara içilen yerlerde bulunmamaya özen gösterin.
    3.    Stresi kontrol altına alın.
    4.    Alkol gibi metabolik stresi artırıp, yaşlanmayı hızlandıran içeceklerden uzak durun.
    5.    Temizlik kurallarına özen gösterin.
    6.    Düzenli olarak tıbbi kontrollerden geçin.
    7.    Daima diyetinizde yapacağınız olumlu değişikliklerin sağlığınıza yapacağı önemli farklılıkları hatırlayın.
    8.    Optimal sağlık için tahıllar, et grubu, süt ürünleri, taze sebze ve meyveler ile sağlıklı yağları bir arada yiyin.
    9.    Yemeklerinizi nerede yediğiniz ve nereden satın aldığınız çok önemli değil. Hoşlandığınız yiyeceklerin sağlıklı yeme tarzına uygun olmasına dikkat edin.
    10.    İyi beslenme formda kalmanın temel yakıtıdır ve buda sizinle başlar. Evde, restoranda, kafeteryada veya işte de sağlıklı besinlerden oluşan menüler tüketebilirsiniz.
    11.    Sevdiğiniz restoranlarda kızartmalar yerine az yağlı olanları tercih edin.
    12.    Beslenmede her şeyden önemli olan unsurun; çeşitlilik, denge ve aşırıya kaçmama olacağını asla unutmayın.
    13.    Yemek yerken aşırıya kaçmayın. Porsiyon ölçülerinizi uygun tutarsanız istediğiniz besinleri kolaylıkla yiyebilirsiniz.
    14.    Düzenli olarak yürüyüş yapın.
    15.    Bol miktarda su için. Bu yetişkinler için ortalama 8 su bardağıdır. Suyun vücut için yeterli gelip gelmediğini idrar rengini kontrol ederek anlayabilirsiniz. Eğer sürekli bir ilaç kullanmıyorsanız idrar rengi açıksa yeterli sıvı almışsınız demektir.

    Yiyeceklerin zevkini çıkararak formda kalın
    Besinleri seçmede birçok faktör etkili olmaktadır. Örneğin; kişinin kültürü, duygusal durumu, çevresi, yakın arkadaşları, yemeğe bakış açısı, sahip olduğu besin ve beslenme hakkındaki bilgileri oldukça etki etmektedir. Neden bir besinin yerine başkasını seçtiğinizi hiç düşündünüz mü? Sağlıklı beslenmenin de yemeğe zevk katabileceği düşünülmelidir. Çünkü besinler sağladıkları besin değerlerinin yanı sıra keyif ve iyi tat vericidirler. Çünkü besinler kompleks (karmaşık) ögelerdir. Siz besinin görünüm, hoş koku, lezzet, tat gibi özelliğinden yararlanırken; vücudunuz da besin ögelerinin yaşamınızı sürdürme işlevlerinden yararlanırlar.

    Bunun için; çeşitli besin gruplarını tüketmeye özen gösterin. Örneğin; tabağınızı öğle akşam öğününde 4 eşit parçaya bölün. Değişik besin gruplarını ve değişik renkte besinleri aynı tabakta tüketin. Yediğiniz miktara göre aldığınız kiloyu da fiziksel aktivite ile dengeleyebilirsiniz. Bu sizin kilonuzu korumanızı sağlayacaktır. Değişik ekmek çeşitleri, taze sebze ve meyvelere, kuru baklagillere, kuru yemişlere diğer yiyeceklerden daha fazla yer vermek sizin sağlığınız adına attığınız en doğru adım olacaktır. Yağın vücuda mutlaka alınması gerekmektedir; ama önemli olan nasıl alındığıdır. Doğru tüketim şekli; bitkisel ve sıvı yağ tüketmek, az yağlı et ve süt ürünlerini tercih etmek olmalıdır. Örneğin; düşük yağlı pişirme sistemlerini kullanma, yemeklere fazla sos koymama ve salataları mayonezli, yağlı özel süslemelerden uzak tutma ile doğru bir tüketim sağlanabilir. Şeker ve şekerli besinlerin mümkün olduğunca tüketim alışkanlıklarınızdan çıkarın. Tuzu azaltılmış besinlerin yararı da göz ardı edilmemelidir.

    5 SORU 5 CEVAP İLE SAĞLIKLI YAŞAM BİLGİNİZİ SINAYIN
    Soru 1: Etin yağı sıyrıldığında kolesterolü uzaklaştırmış mı olurum?
    Cevap: Hayır. Etteki kolesterol, etin çözünür yağında olduğu kadar yağsız et kısmında da bulunur. Ancak etteki yağı sıyırdığınızda kan kolesterolünü yükseltme yeteneğine sahip doymuş yağları elimine etmiş olursunuz.

    Soru 2: Kilo vermek için aç kalmak iyi bir başlangıç mıdır?
    Cevap: Hayır. Aç kalma ile kilo vermede ilk önce su ve kas kaybı oluşur. Su kaybı yemekle tekrar kazanılmaktadır. Kas kaybı telafi edilemez. Üstelik açlıkta sağlık için gerekli besin ögeleri yetersiz alınır.

    Soru 3: Yeterli vitamin ve mineral için en iyi yol, günlük vitamin desteği almakla mı olur? 
    Cevap: Hayır. Çeşitli ve dengeli beslenme planı ile destek almadan da vitamin ve mineral ihtiyaç karşılanabilir. Bu destekler insan sağlığı için tüm besin ögelerini içermemektedir. Çeşitli beslenmiyorsanız bir beslenme uzmanına başvurmalısınız. Diyet kaydınız değerlendirilerek hangi vitamin ve mineralden eksik beslendiğiniz açığa çıkabilir.

    Soru 4: Patatesi kabuğu ile tüketmek 3 misli posa içerir mi?
    Cevap: Evet. Sebzeler ve meyveler kabukları ile birlikte tüketildiğinde iyi posa kaynaklarıdır.

    Soru 5: Yoğun bir aktivite sırasında 500 g (yarım kilo) kaybederseniz, terle 2 su bardağı kadar su kaybetmiş olursunuz?
    Cevap: Evet. Fiziksel aktivite öncesi ve sonrası tartılın. Kaybettiğiniz yağ değil sudur. Su kaybının olumsuzluğunu yaşamamak için kaybettiğiniz 2 su bardağı suyu hemen için.

  • Bu Besinler Kolestrolü Düşürüyor!

    Bu Besinler Kolestrolü Düşürüyor!

    Dr. Mehmet Öz, kolesterolünüzü, tansiyonunuzu ve kan şekeri seviyenizi dengede tutmanın yollarını anlatıyor…

    Yiyeceklerin yerine başkalarını koyarak beslenmenizde yapacağınız küçük değişikliklerin sağlığınız konusunda büyük getirileri olabilir.

    Yüksek kolesterol, kalp damar hastalıkları için büyük bir risk faktörüdür. İyi kolesterolünüz (HDL) 50 veya üzeri olmalıdır. Kötü kolesterol (LDL) ise 100’ün altında olmalıdır.

    Eğer kolesterol değerleriniz bu değerlerle uyuşmuyorsa bir sağlık uzmanıyla, kötü kolesterolünüzü düşürmenin ve iyi kolesterolünüzü yükseltmenin yollarını konuşun. Kolesterolünüz için tehlike oluşturan bu 3 yiyeceği diyetinizden çıkarın ve değerlerinizin değişip değişmediğine bakın…

    Kolestrolünüzü nasıl düşürebilirsiniz?

    -Tereyağı

    Onun yerine: Muz püresi

    Muz püresi pişirme sırasında tereyağı yerine geçebilir. Bir çay kaşığı tereyağında 30 mg kolesterol bulunur. Muz püresinde ise 0…

    -Dondurma

    Onun yerine: Dondurulmuş süzme yoğurt

    Yarım kap dondurmada 90 mg kolesterol bulunur. Bunun yerine %2 yağ içeren donmuş süzme yoğurt kullanın. Hem istediğiniz yoğun ve kremamsı kıvamı elde etmiş hem de bu sağlıklı seçimi yaparak yalnızca 10 mg kolesterol tüketmiş olacaksınız.

    -Mayonez

    Onun Yerine: Avokado Dilimleri

    Mayonez, sevdiğiniz birçok yiyecekte bulunabilir ancak 5 mg kolesterolü göz önünde bulundurarak daha sağlıklı bir alternatif düşünün: avokado dilimleri… En sevdiğiniz sandviçin içine koymayı deneyin. Hepsi 0 mg kolesterol…

    Tansiyonunuzu nasıl düşürebilirsiniz?

    Yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı, felç gibi aniden oluşan hastalıklara neden olabilir. Tuz kullanımınızı azaltarak tansiyonunuzu doğal yoldan kontrol altına alın. Sodyum gerekli bir besin olabilir ancak fazla alındığında çok zararlı olabilir.

    -Tuz

    Onun Yerine: Sarımsak ve Baharat Karışımları

    Yemeğinize fazla fazla tuz dökmek zararlı olabilir. ¼ çay kaşığı tuzda 600 mg’dan fazla sodyum vardır. (Günlük önerilen doz 2300 mg’dır). Bunun yerine sarımsak ve bitkileri kullanın. Aynı ölçüde bulunan sodyum miktarı ise 0 mg…

    -Soya Sosu

    Onu Yerine: Kırmızı Pul Biberli Balzamik Sirke

    Yalnızca 1 yemek kaşığı soya sosunda yaklaşık 920 mg sodyum vardır! Ona benzer asidik bir tat için 1 yemek kaşığı balzamik sirkeyle, kırmızı pul biberi karıştırmayı deneyin. Bu seçenekle yemeğinize yalnızca 4 mg. Sodyum eklemiş olursunuz.

    -Galeta Unu

    Onun Yerine: Tam Buğday Ekmeği Parçaları

    Galeta unu yanıltıcı bir şekilde fazla tuza sahiptir. ¼ bardakta 470 mg’a kadar bulunabilir. Bunun yerine, tam buğday ekmeği kırıntılarını deneyin. Aynı ölçüde yalnızca 32 mg sodyum bulunur.

    Kan Şekerinizi nasıl düşürebilirsiniz?

    Açlık kan şekerinizi ölçmek körlüğe, kalp hastalıklarına, böbrek yetmezliğine, sinir problemlerine ve zayıf bağışıklık sistemine neden olabilecek bir kronik hastalık olan diyabet riskinizi belirler. 100’ün üzerindeki açlık kan şekeri değeri prediyabet (gizli şeker) olarak kabul edilir ve tedavi yöntemleri için bir doktora başvurulması gerekir. Diyet yapmak kan şekerinizi düzenleyebilir.

    -Şeker

    Onun Yerine: Stevia

    Bir çay kaşığı şeker, 4 gramlık porsiyonla eş değerdir. Doğal bir tatlandırıcı olan steviayı deneyin. Stevia, şekerden 15 kat daha tatlıdır ancak şeker komasına neden olmaz. Çok tatlı olduğundan muhtemelen yarısı kadarını kullanacaksınız.

    -Salça

    Onun Yerine: Konservelenmiş Bütün Domates

    Birçok hazır domates salçasında fazla oranda şeker vardır. Bu oran bir bardak ölçüde 14 grama kadar çıkabilir. Bunun yerine, ezilmiş bütün domates konserveleri kullanarak kendi sosunuzu hazırlayabilirsiniz. Bir bardak ölçüde 6 gram şeker vardır.

    -Barbekü Sosu

    Onun Yerine: Arpa Sirkesi

    Barbekü sos ve ketçap gibi diğer soslarda fazla miktarda şeker bulunur. Yalnızca iki yemek kaşığı barbekü sosunda 22 gram şeker vardır. Aynı keskin tadı elde edebilmek için şeker barındırmayan arpa sirkesini deneyin.

  • Basen Eriten Diyet Listesi

    Basen Eriten Diyet Listesi

    Kadınların sık sık şikayet ettiği konuların başında olan kalça ve basen probleminiönleyecek özel bir diyet var. Amerikalı ünlülerin gözdesi haline gelen diyeti uygulamak oldukça basit. Yapacağınız tek şey aktar ya da büyük marketlerden malzemeyi temin edip, bir an önce başlamak.
    Kalça ve Basen Eritme Diyeti ile 6 haftada mucize sonuç

    Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu vücudun alt tarafında toplanan yağlardan kurtulmak için çok özel bir diyete ihtiyaç var. Uygulayacağınız diyet her yerde kolayca bulup tüketeceğiniz gıdalardan oluşuyor. En önemlisi de oldukça ekonomik oluşu.

    Diyetin birinci dereceden etkilediği bölüm kalça ve basen, ardından da bacaklar geliyor. Kalça ve diz kapağı bölgesinde fazla kilo problemi olan kişiler, 6 hafta içinde etkili çözüme kavuşabiliyor. Diyet kayısı ve badem müslisi olarak tanımlanıyor.

    Diyet yapamayan kişiler ise vücutlarını şekillendirmek için estetik merkezlerinin yolunu tutuyor. Doktorlar, son yıllarda kalça düzeltme operasyonlarında büyük bir artış gözlendiğini dile getiriyor.

    Kalça ve Basen Eritme Diyeti Ana öğünler

    Pazartesi: Bir parça tavuk kanat ya da göğüs ızgara, yeşil salata ve bir meyve

    Salı: İki yumurtalı omlet, domates ve rendelenmiş havuçla tüketilecek

    Çarşamba: Bir çay fincanı büyüklüğünde yer tutan Spagetti ve bir meyve

    Perşembe: İnce dilimlenmiş bir tavuk göğsü. Haşlanmış havuçla servis yapılacak. Dilerseniz yanına haşlanmış brokoli de alabilirsiniz. Bir meyve

    Cuma: Ton balıklı yeşil salata. Bir adet katı pişmiş yumurta. Bir meyve

    Cumartesi: Bir parça hindi göğsü, mısırla karışık yeşil salata. Bir meyve

    Pazar: 3 dilim rosto edilmiş biftek, havuçlu brokoli salatası ve iki adet haşlanmış patates. Bir meyve

    • Sihirli karışım

    Hazırlayacağınız müslinin tadı oldukça leziz. İçeriğinde badem, kurutulmuş meyvalar ve tahıl gibi pek çok vücuda faydalı gıdalar bulunuyor. Hepsi bir araya getirildiğinde kalça bölgenizdeki yağları hızla eritip, sizi istediğiniz görünüme kavuşturuyor.
    Kalça ve Basen Eritme Diyeti Malzemeler:

    2 fincan yulaf tanesi

    2 fincan kırılmış fındık

    1 fincan buğday

    1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm

    1 fincan ayçiçek tohumu

    1 fincan badem

    1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı

    Malzemeleri karıştırıp, blender’dan geçirin. Hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süt ilave ederek tüketeceksiniz. Üzerine yarım dilim muz da ekleyebilirsiniz.

    Kalça ve Basen Eritme Diyeti Günlük program

    Kahvaltı: Bir porsiyon hazırladığınız müsli, bir fincan süt ve dilimlenmiş muz

    Saat 11.00: Bir elma

    Öğlen: Bir porsiyon müsli ve yarım muz

    Öğleden sonra: Bir avuç kuru üzüm

    Ana öğün: Meyve ve temel gıdalar

    Yatmadan önce: Bir portakal

    Meyveler: Elma, kayısı, iki kurutulmuş erik, bir mango

  • Hamilelik Şekeri Hakkında Herşey

    Hamilelik Şekeri Hakkında Herşey

    Hamilelik şekeri, hamilelik döneminde başlayan bir çeşit diabet hastalığıdır. Bunun anlamı vücudunuzun şekeri kullanması gerektiği gibi kullanamamasından dolayı kan şekeri değerlerinizin normalin üstüne çıkmasıdır. Hamilelik şekeri yaklaşık olarak %4 oranında hamileyi etkiler. Genelde hamileliğin beşinci veya altıncı aylarında ortaya çıkar (24-28 haftalar). Genellikle de doğumdan sonra ortadan kaybolur.

    Hamilelik Şekeri Bebeğimi Nasıl Etkiler?
    Yüksek şeker oranları hem sizin hem de bebeğiniz için sağlıksızdır. Eğer yüksek şeker seviyeleri kontrol altına alınmazsa doğumda problem yaşama riski artar. Bebeğin no
    rmalden fazla büyümesi gibi etkilerle doğumu sizin için ve bebeğiniz için zorlaştırabilir. Ayrıca bebeğin ileriki yaşamında şeker hastalığı riski taşımasına sebep olur.

    Hamilelik Şekerim Varsa Ne Yapabilirim?
    Doktorunuzun ve diyetisyeninizin önerileri doğrultusunda beslenmenizi düzenlemeniz, düzenli egzersiz yapmanız ve kan şekeri seviyelerinizi düzenli olarak kontrol etmeniz gerekir.

    Beslenmemde Ne Gibi Değişiklikler Yapmam Gerekir?
    Doktorunuz bu değişiklileri bir diyetisyen yardımıyla yapmanızı isteyebilir. Bunun yanında bazı gıdaların beslenmenizden çıkarılması istenebilir. Özellikle dondurma, şerbetli tatlılar, kurabiyeler, çikolata gibi şekerden zengin gıdalardan uzak durulması bunlar yerine doğal şeker içeren meyveler tercih edilmesi gerekebilir.

    Öğün aralarında acıktığınızda kuru üzüm, havuç, meyve gibi sizin için sağlıklı olan seçenekleri tercih edebilirsiniz. Beyaz undan yapılan makarna veya beyaz pirinç yerine sizin ve bebeğiniz için daha yararlı olan bulgur, kepekli makarna veya esmer (kepekli-kabuklu) pirinç tercih edebilirsiniz.
    Dengeli ve çeşitli beslenmenizde sizin ve bebeğiniz için çok önemlidir. Hamilelik döneminde ne kadar kilo aldığınıza bağlı olarak öğünlerde daha az yemeniz gerekebilir. Bununla ilgili olarak doktorunuz veya diyetisyeninizle konuşabilirsiniz.

    Neden Egzersiz Önemli?
    Doktorunuz sizin ve bebeğiniz için güvenli olan egzersizi düzenli olarak yapmanızı önerecektir. Egzersiz kan şekeri seviyenizi normal düzeyde tutmanıza ve kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.
    Yürüyüş hamileler için genellikle en kolay egzersiz şeklidir. Yüzme veya diğer egzersiz çeşitleri de güvenli olan seviyelerde yapılabilir. Hangi egzersizlerin sizin için güvenli olduğunu doktorunuza danışabilirsiniz.
    Eğer genelde yürüyüş alışkanlığınız yoksa günlük 5-10 dakikalık yürüyüşlerle başlayabilirsiniz. Güçlendikçe yürüyüş zamanını 30 dakikaya kadar çıkartabilirsiniz. Egzersizi ne kadar sık yaparsanız o kadar kolay kan şekeri seviyenizi kontrol altına alabilirsiniz.
    Egzersiz yaparken dikkatli olmanız da şart. Egzersiz yaparken kendinizi çok zorlamamanız, çok terlememeniz ve nefes nefese kalmamanız gerekir.

    Eğer egzersiz yaparken başınız dönerse, sırt ve bel bölgenizde şiddetli ağrı hissederseniz veya başka bölgelerde ağrı hissederseniz egzersizi hemen bırakıp doktorunuz arayınız.

    Hamilelik Döneminde Hangi Testleri Yaptırmam Gerekir?
    Doktorunuz sizden rutinde yapılan kan tahlillerini isteyecektir. Bunun yanında sizin de düzenli olarak kan şekeri seviyenizi ölçtürmenizi isteyebilir. Bu testler doktorunuza beslenmenizin ve egzersizin kan şekeri seviyesini istenilen seviyede tutup tutmadığı konusunda bilgi verecektir. Eğer değerler istenilen düzeylerde değilse doktorunuz sizden kan şekeri seviyenizi düşürmek için insülin kullanmanızı isteyebilir. Doktorunuz bu konuda sizden bir uzmanla görüşmenizi isteyebilir.

    Bebeğim Doğduktan Sonra Kan Şekeri Değerlerim Düzene Girer mi?
    Bebeğiniz doğduktan sonra hastanede bulunduğunuz zaman içerisinde kan şekeri düzeylerine baktırmanıza gerek yoktur. Hamilelik şekerinin kontrolü loğusalık döneminde, doğumdan 6–8 hafta sonra yapılmalıdır. Hamilelik döneminde gebeliğe bağlı şeker yükselmesi yaşayan anne adaylarının yaşamları boyunca diğer annelere göre şeker hastalığına yakalanma riskinin biraz daha yüksek olduğunu biliyoruz.

    Bu yüzden sağlıklı ve dengeli beslenmeye devam edip, düzenli egzersizlerinizi yapmak ve doktorunuzun önerdiği peryodları da şeker kontrolünüzü yapmanız sizin için çok önemlidir.

     

    Diyabetli hamileler nasıl beslenmeli?

    Gebelik şekerinde de normal diyabetteki gibi en önemli besin öğesi karbonhidratlı (şekerli) besinler. Karbonhidratlı besinler kan şekerini yükseltir diye diyetten çıkartılmaz. Yapılan çalışmalar da göstermiş ki; gebelikte yeterli protein ve yağ alınsa dahi eksik karbonhidrat bebeğin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler oluşturur.

    • Karbonhidratlarda önemli nokta; ne kadar karbonhidrat gerektiğinin iyi hesaplanması ve kişinin ihtiyaç duyduğu karbonhidratı günün hangi saatlerinde, ne kadar ve hangi besinlerle karşılayabileceğini öğrenmesidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit şekerler yerine lif miktarı yüksek, kan şekerini daha yavaş yükselten, sağlığı geliştirmede daha etkin kompleks karbonhidratları seçmek faydalı olur.
    • Kompleks karbonhidratlar; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, makarna, bulgur, tam buğday ekmekleri, çavdar, yulaf ve benzerleridir. Basit şekerler ise; çay şekeri, reçel, bal ve marmelat gibi gıdalardır. Diyet programında karbonhidrat kaynaklarını öncelikli olarak ekmek ve ekmek yerine geçenler ile meyve grubu besinler oluşturur. Bu besinler diyette kesinlikle bulundurulmalı. Ancak yenilecek miktar ve zamanlama çok iyi belirlenmeli.
    • Sıkıntı her zaman kan şekerinin yükselmesi olmaz. Kan şekerinin düşmesi de yaşanır ve çok tehlikelidir. Bu nedenle doktorun ve beslenme uzmanının istediği periyotlarda kan şekeri kontrolü yapmak / yaptırmak, besin tüketim kaydı tutmak ve bu kayıtlar eşliğinde beslenme programını yenilemek gerekir. Annenin aldığı kilo, kan şekeri değerleri, yiyebildiği ve yiyemediği besinler göz önüne alınarak diyetisyen kontrolünde beslenme programı yenilenmelidir.
    • Öğün atlamayın. Kan şekerinin düşmesi oldukça sıkıntılı bir durumdur. Bunu önlemenin en güzel yolu sık aralıklarla beslenmektir. Kan şekerlerinin istenilen düzeylerde tutulabilmesi için öğün sayı ve miktarları önemlidir. Ara öğünler, öğünden 2,5 – 3 saat sonra kompleks karbonhidrat içerikli olmalıdır.
    • Kan şekerini düzenlemede yardımcı besinlerin başında posa gelir. Posa, birlikte yenilen karbonhidratın kan şekerine olan etkisini azaltır. Kan şekerinin yükselme hızını yavaşlatır. Bu nedenle de tüm öğünlerinizde kalori değeri çok az olan ama vitamin, mineral ve posadan zengin olan kaynakları, yani sebzeleri mutlaka sofranızda bulundurun. Bununla birlikte diğer karbonhidrat kaynaklarında da posadan zengin olanları tercih etmelisiniz. Yani tam buğday ekmeği, çavdar, bulgur, meyveler gibi.

     

     

    İlgili Konular ;
    Gebelik şekeri çıkanlar varmı?
    Hamilelik şekeri ve diyet
    Gebelik şekeri olanlar

  • Ajda Pekkan Zayıflama Sırlarını Açıkladı

    Ajda Pekkan Zayıflama Sırlarını Açıkladı

    Ajda Pekkan Nasıl Besleniyor? Kendisi Anlattı.

    “Çılgınlar gibi yiyorum ama kilo almıyorum.Formumu korumak için özel bir çaba sarf etmiyorum.Yemek yemeyi severim
    ve kısıtlama yapmam. Canım istediğinde kendimi şımartır,çılgınlar gibi yerim.Kilo almıyorum çünkü ertesi gün salata,çorba
    gibi hafif gıdalara yöneliyorum.En büyük zaaflarımdan biri meyve. Gece yatana kadar yerim. Öğle yemeğine pek düşkün
    değilim.Genellikle salatayla geçiştiririm.Öğleden sonra çay saatinde mutlaka bir sandviç ya da tost yerim.Sütlü tatlı
    seviyorum.İştahımı dizginlemek için çok sık yoğurt çorbası yaparım.Şu anda ideal kilomdayım,56 kiloyum.55′in altına inmek istemiyorum.Yaş ilerleyince,genç kızlıktaki kilonun üzerine mutlaka 3-4 kilo fazlalık olmalı.”