Etiket: sağlık haberleri

  • İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz’ a balık pulu hastalığı da denir. Bunun nedeni karakteristik döküntüsünün görünümüdür. Kalıtım yoluyla geçen cilt hastalıkları içinde en sık görülenidir…

    Belirtileri: Küçük çocuklarda kuru, pullu cilt.

    Bu hastalık genellikle 1 ile 4 yaşları arasında ilk defa ortaya çıkar. Bazen yetişkinlik yıllarında tamamen kaybolup daha ilerde yeniden belirir. En fazla belirgin olan döküntü yerleri dirsekler, dizler ve ellerdir. Genellikle, kışın daha kötü olur. İhtiyoz, atopik dermatitle bağlantılı olabilir.

    İhtiyoz - Balık Pulu Hastalığı Nedir? | 1

    Tedavisi:

    Etkilenen yörelere vazelin sürün ve gece naylonla sarın. Günde iki kere kullanmak kaydıyla laktik asit losyonu ve gece kremi sürmek faydalı olabilir.

  • Ökse otu

    Ökse otu

    ÖKSEOTU FAYDALARI VE KULLANIMI

    Ökseotu (Gökçe) : Ökseotugiller familyasından; genç sürgünleri yeşil, ufak çalı halinde bir bitkidir. Halk arasında çekem, purç, gökçe, gevele, güvelek ve gövelek adlarıyla tanınır. Yapraklarında tanen, urson, inosit, saponin ve viscine adı verilen gayet yapışkan, elastiki, yumuşak bir reçine vardır.

    FAYDALARI:

    Yüksek tansiyonu düşürür. Yüksek tansiyon nedeniyle oluşan baş ağrılarını geçirir.
    Nabzı yükseltir. Kalbin atışlarını artırır. Damar kireçlenmesinde faydalıdır. Sara ve Akciğer kanamalarında kullanılır. Spazmları giderir. Hazmı kolaylaştırır. Fazla kullanıldığı takdirde zararlıdır. Bilinci uyuşturur. Adaleleri zayıflatır ve ishal yapar.
    Sinirleri yatıştırıcı, sinirsel spazmları gidericidir. Çarpıntıyı hafifletir. Metabolizmayı düzene sokar.
    Damar sertliğine karşı yararlıdır. Son zamanlarda yapılan bazı kanser araştırmalarında ökseotunun tümör oluşumunu engellediği saptanmıştır. (Bunun için farklı kanser türlerine göre farklı ağaçların ökseotlarından yapılan iğne türü ilaçlar yapılarak kullanılmaktadır.) Herbalist Dokto Ömer Coşkun şeker hastaları için ökseotu çok faydalı bir bitkidir dedi.

    ÖKSE OTU KULLANIM ŞEKİLLERİ

    Ökseotu ile hazırlanan şifalı bir bitki kürü…

    1) GEREKLİ MALZEMELER :

    – 1 su bardağı ılık su,
    – 1/2 tatlı kaşığı (ya da 1 tutam) ökseotu.

    HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ:

    Ilık suyun içine, ökseotunu ıslayın. 10 saatin sonunda, kaynatmadan, için. Ökseotunun meyvesi değil sadece dalları ve yaprakları kullanılır. Günde 2-3 defa için.

    – Ökseotu kürü, migrenin yanısıra, her türlü kansere ve şeker hastalığına da yi gelir.

    2) HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ:

    1-2 tatlı kaşığı kurumuş yaprakçık ve genç sürgün üzerine bir bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirerek hazırlanan çay, günde üç kez içilir.

    3) ÖKSEOTU ÇAYI HAZIRLANIŞI VE KULLANIMI:

    Ökseotu çayı yalnızca soğuk suda hazırlanır! Yarım tatlı kaşığı (1 gr) bitki (yaprak ve sap), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suda gece boyunca bekletilir, sabahleyin hafifçe ısıtılır ve süzülür. Çay gün boyuna yayılarak yemeklerden önce ve yemek aralarında yudumlanarak yavaş yavaş içilir. Eğer gün boyunca fazlaca içilmesi gerekiyorsa, hazırlanan çay bir termosta saklanabilir. Acil durumlarda, aynı miktar bitki (yaprak ve sap) kaynar deecede sıcak su ile demlenir, 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Genel olarak, günde 1-3 bardak çay içilebilir.

    Taze Bitki Özsuyu: Taze yapraklar ve saplar yıkanır ve nemliyken mikserde sıkılır.

    Merhem Hazırlamak: Taze beyaz meyveler ezilerek, içyağı veya tereyağı ile iyice karıştırılır ( Donuklarda sadece dıştan kullanılır).

    Ökse Otu Zararları

    Zehirli meyvelere sahip olan ökse otunun meyveleri asla insanlar tarafından harici olarak kullanılmamalıdır.

    Bir diğer faydalı bitkimiz : Çörek Otu

  • Nasırlar İçin Bitkisel Tedavi

    Nasırlar İçin Bitkisel Tedavi

    Nasırlar, kendisi küçük ama acısı büyük sorunlar.. Genellikle hatalı ayakkabı seçimi, kan dolaşımı yetersizliği nedeni ile oluşurlar. Ayak tabanları, topuklar, parmaklar ve parmak eklemlerinde sıkça görülürler. Yüzeysel olanlar nispeten daha az acı verse de içe ya da dışa bir piramit şeklinde büyüyen bu doku bozuklukları hayatı zindan edebilir.

    Nasırların tedavisinde beslenme yönteminin pek etkisi olmamakla birlikte dolaşımı bozacak ve tansiyonu arttıracak gıda alınmaması, vitamin ve minerallerin ihmal edilmeyerek bol sebze ve meyve yenilmesi önerilir.

    Nasırların hayati tehlike oluşturması söz konusu değildir. Ancak verdiği acı dayanılmazdır. Tabi şeker hastalarında durum biraz değişiktir. Kan dolaşımının bozulması ciltte yaralara neden olabilir ve şeker hastalarında cildin kendini yenileme süreci çok yavaş işler.

    Bir şeker hastalığı hastası, bazı problemleri karşılayacaktı, eğer onların eli veya ayaklarında mısır yüzeyleriyse. Kanın dolaşımı, daha çok probleme hangisinin sebep olduğu daha azdır. Orada, kaçınmış olabilen güçlüklerin şansları olabilir.

    Nasırın bitkilerle tedavisinden önce nasırlardan korunmak için neler yapacağımıza bakalım;

    Ayak nasırlarında ilk olarak nasır yaptığından şüphelenen ayakkabının giyilmesini kesmek gerekir. Genellikle ayakkabının giyilmesi durdurulunca nasır kendiliğinden düzelir. Ayaklar hergün yıkanmalı ve talk pudrası sürülmelidir. Dar ayakkabılar ve yüksek ökçe/ topuklar ayak basınçlarına neden olur, dolayısıyla nasır gelişir. Nasırlarda doğru çorap seçimi de önemlidir. Pamuklu ve çok sıkmayan çoraplar tercih edilmeli ve bu çoraplar hergün değiştirilmelidir. Ayaklar yıkanırken bir ponza taşı ya da ayak törpüsü ile temizlenirse nasırların oluşma ihtimali oldukça düşer. Ponza ve törpü uygulamasından sonra antiseptik bir madde ile ayak yıkanmalıdır. Ayakların yıkandıktan sonra krem sürülerek nemlendirilmesi de önemlidir. Çıplak ayakla kuma yürümek ponza gibi etki yaratır ve ölü derileri döker. Nasır oluşmaması için sürekli aynı konumda kalınmamalı arada bir duruş değiştirilmelidir. Nasırların en büyük nedeni yukarıda da söylediğimiz gibi basınçtır. Nasır oluşumunu önlemek için 2 çift ayakkabı edinilmeli ve bunlar hergün değiştirilmelidir. 2 gün üstüste aynı ayakkabıyı giymek pek çok ayak sorununa neden olur. Ayak tabanında nasır oluşmaması için sert tabanlı ayakkabılar giyilmemeli ve böyle ayakkabılarımız varsa yumuşak astarlarla desteklemeliyiz.

    Nasırları sökmek için kullanılacak tarifler ise şöyledir:

    Bir tutam meyankökünü öğüterek içine 1 çay kaşığı limon suyu eklenir ve bir hamur yapılır. Nasır olan bölge bu hamurla gece yatmadan önce acı vermeyecek kadar sertçe ovulur. Bir kaç gün devam edilmelidir.

    Taze bir limon dilimi nasırın üzerine bağlanır ve gece boyunca orada tutulur.

    Papaya meyvesinin suyu günde 3 defa nasırlı bölgeye sürülür.

    Bir ada soğanı kavrularak ya da fırında pişirilerek nasıra bağlanır. Gece kalır ve sabah çıkarılarak ayaklar yıkanır.

    Günde 2-3 kez incirden elde edilen sütle masaj yapılır. Bir süre devametmek gerekecektir.

    Tebeşir tozu bir kaç damla su ile hamur yapılarak nasırın üzerine bağlanır.

    Taze ananas dilimi bağlanarak gece boyunca tutulur.

    Bir pamuk parçası elma sirkesi ile ıslatılarak 10 dakika kadar nasırın üzerinde bekletilir. Bir kaç damla zeytinyağı sürülür ve kurumasu beklenir. Ayak hemen yıkanmamalıdır. Pamuklu bir çorap giyilerek bu şekilde bir kaç saat beklendikten sonra yıkanır. Bi hafta sonra nasır soyulacak duruma gelir.

    Ayak ılık tuzlu suda yıkandıktan sonra ponza ile ovulur ve saf hint yağı sürülür. Günde 3 defa tekrarlanır.

    Aspirine alerjisi olmayanlar 5 tableti ezerek yarım çay kaşığı su ve 3-4 damla limon suyu ile hamur yaparak nasıra bağlar ve bir kumaş ile iyice sarılır. 15 dakika sonra açılarak ponza ile hafifçe ovulur ve yıkanır.

    Nasırlar kesinlikle kesilmemelidir. Özellikle şeker hastası iseniz bu çok acı verici sonuçlara neden olabilir.

  • Koltukaltı Kararması Maske

    Koltukaltı Kararması Maske

    Koltuk altı kararmaları birçok kadın için can sıkıcı olmuştur.Bu kötü görüntüden kurtulmak için Bu maskeyi öneriyoruz…

    Malzemeler :

    – Pirinç unu (bir tatlı kaşığı kadar)
    – Yoğurt (bir yemek kaşığı)
    – Sirke (bir tatlı kaşığı)
    – Hazırlanışı

    Yapılışı :

    Tüm malzemeyi bir kasenin içinde iyice karıştırın daha sonra karışımı koltuk altlarınıza uygulayın ve 15 dk kadar bekleyin. 15 dk sonra kürü ovarak çıkartın ve hafif sıcak su ile durulayın daha sonra limon suyu ile temizleyin daha çabuk etki etmesini istiyorsanız bebek pudrası kullanabilirsiniz.

  • Loğusa Humması ve Korunma Yolları

    Loğusa Humması ve Korunma Yolları

    Halk arasında albastı olarak da bilinen loğusa humması, bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanma gibi hijyenik nedenlerle ortaya çıkar.

    Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Hemen doktora başvurmak gerekir. Doğumdan sonra gerekli temizliğe dikkat edilmezse, vücuda giren mikroplar cinsiyet organları üzerinde bir hastalık meydana getirirler. Bu hastalığa loğusa humması adı verilir. Loğusa hummasının sebebi çeşitli bakterilerdir ve artık bu hastalığın tedavisi de mümkündür.

    Kadın cinsiyet organı, karın zarı (periton) boşluğuna kadar uzanan bir kanal biçimindedir. Bu organın çeşitli bölümlerinde mikroplara karşı, hormonlarla veya biyolojik özelliklerle savunma setleri bulunmaktadır. Ancak bu setler çeşitli sebeplerle ve özelliklerle savunma setleri bulunmaktadır. Ancak bu setler çeşitli sebeplerle ve özellikle doğum sırasındaki yaralanmalarla yıkılırsa mikroplar kolaylıkla buralara yerleşir ve hastalık ortaya çıkar. Doğumdan sonra görülen akıntı birçok mikrobu dışarıya sürükler. Bu setlerin sağlam kalması halinde hastalığın meydana gelmesi için herhangi bir sebep kalmaz.

    Loğusa Hummasının Başlıca Sebepleri

    Loğusa hummasının meydana gelmesine yani korunma secilerinin yıkılmasına yol açan başlıca sebepler şöyle sıralanabilir:

    – Doğum ya da loğusalık sırasında geçirilen zatürree, anjin ve grip gibi ağır hastalıklar
    – Loğusanın ellerinin kirli ve dolayısı ile mikroplu olması
    – Doğuma yardım edenlerin dikkatsizlikleri ve bu arada kirli ellerle bebeğin doğumunun yapılması
    – Loğusalık sırasında tam banyo almak
    – Altı hafta geçmesini beklemeden cinsi münasebette bulunmak
    – Loğusa humması çeşitli özellikler gösterebileceği gibi, hastaya verdiği zararlar da farklıdır. Bu hastalığın tedavisinde de değişik usuller kullanılır. Loğusa hummasını meydana getiren mikroplar kan ve lenf yolu ile bütün vücuda yayılabilirler. Buna tıp dilinde sepsis adı verilir.

    Bir ya da iki gün süren bir devreden sonra hastada baş ağrısı ve kırıklık görülür. Ateş yavaş yavaş ya da birden bire yükselir. Hastalık sırasında ateş yüksek derecede devam edebileceği gibi sabahlan düşüp akşamlan yeniden yükselebilir. Bu sırada hastada titremeler de görülür. Titremeler geldiği zaman hastanın rengi solar, parmak uçlan ve tırnaklar morarır, nabız hızlı atmaya başlar. Şiddetli baş ağrısının yanı sıra uykusuzluk ve huysuzluk belirir. Loğusa humması tedavisinde, antibiyotiklerin rastgele kullanılması mikropta direnç yaratır. Bu bakımdan mikrobun hangi antibiyotiğe karşı dayanıksız olduğunun tespit edilmesi ve ona göre ilacın kullanılması şarttır.

    Loğusa Hummasına Karşı Alınabilecek Tedbirler

    Hastalığın önlenmesi için alınacak tedbirlerin başında doğum sırasında çok temiz çalışılmak gerek. Bu arada doğumdan önce de rastgele kişilerin hastayı muayene etmeleri sakıncalıdır. Dış cinsiyet organları ile döl yatağında yara meydana gelirse, bunların vakit geçirilmeden tedavi edilmesi gereklidir. Özellikle son aylarda tam banyodan ve cinsi münasebetten kesinlikle kaçınılmalıdır. Doğum sırasında ateşi yükselenlere ve bebeği koruyan su kesesi erken patlayanlara antibiyotik yapılmalıdır. Doğuma yardım eden kişilerin herhangi bir hastalıktan rahatsız olmamalarına dikkat edilmelidir.

    Gerekli tedbirler alınmazsa, ortaya çıkan hastalığın önlenmesi ve annenin hayatının kurtarılması eldeki ilaçlar yardımı ile mümkün olabilir. Ancak, hastalığın anne vücudunda bıraktığı etkiler sonucu üretim ile sağlık durumunun düzelmesi imkansızlaşacağı gibi, kısırlık ve müzmin iltihaplar da görülebilir.

  • Yağ Yakma

    Yağ Yakma

    Hızlı yağ yakma diyette yağ alımını kesmek kilo verme sürecini hızlandırır mı?

    Uzmanlara göre yapılan en yaygın hatalardan biri çok az yemek. Bu metabolizmanın yavaşlamasına yol açar ve vücut olanı koruma moduna girer. Vücudun enerji seviyesini ve metabolik işlemleri sürdürebilmesi için belli bir miktar besine ihtiyaç vardır ve bu nedenle çok az yağ tüketmek de bir problemdir. Diğer bir yaygın hata da sürdürülebilir olmayan bir diyeti takip etmektir. Hızlı zayıflama diye bir kavram yoktur.

    Doğru bir diyet hızlı bir incelme değil kilo sorununa uzun vadeli bir çözüm getirmelidir. Çok az yemek genellikle kilo kaybının hızının artmasını sağlayacaksa da, sürdürülebilir olmadığından yetersiz beslenmeye sebep olabilir. Ayrıca karbonhidratlar gibi tüm bir besin grubunu tamamen kesmek de çok yanlış. Karbonhidrat eksikliği vücudun yeteri kadar lif ve B vitamini alamamasına sebep olur. Bu da egzersiz için ihtiyaç duyulan kan şekeri ve glikoz seviyelerinin düşmesine yol açabilir.

    Karın bölgesinde oluşan yağlanma tehlikeli mi?

    Özellikle karın ve bel bölgesinde oluşan aşın yağlanma, obezite, insülin direnci, tip 2 diya¬bet, kısırlık ve kardiyovasküler hastalıklara sebep olabilir.

    Gece geç saatte yemek kilo vermeyi engeller mi?

    Vücudunuz çalışmayı gece de durdurmaz ve uyurken uzun bir süre açlık döneminde olduğunuz için aslında önemli miktarda enerji yakarsınız. Ama çoğu kişi belli bir saatten sonra atıştırmamayı yararlı bulur çünkü bu zamanlar az yemek, kilo almaya sebep olabilir. Akşamları televizyon karşısında abur cubur olarak tabir edilen kalori değeri yüksek yiyeceklerden farkında olmadan bolca tüketebilirsiniz. Tabii bu noktada önemli olan neyi ne kadar yediğiniz. Mutfaktaki raflarınızı meyve ve fındık gibi düşük glisemik indeks değerine sahip atıştırmalıklarla doldurmak harika bir fikir olabilir. Bu metabolizmanızın çalışmasını hızlandırır ve sizi aşırı yemekten özellikle de sağlıksız yiyeceklerden korur.

    Kadın vücudu yaşlandıkça neden biçim değiştirir?

    Kadın vücudu genellikle menopoz dönemi öncesine kadar armut biçimindedir, yağlar kalçada depolanır. Menopoz dönemi sonrasında ise vücuttaki yağ orta bölgeye depolanır ve vücut elma biçimini alır. Yağ dağılımındaki bu fark menopoz dönemindeki hormona değişikliklerden kaynaklanır. Bu kadınlar için özellikle kalp hastalıkları açısından risk oluşturabilir. Yaşlandıkça hepimiz yılda bir-iki kilo alma eğiliminde olabiliriz. Vücutta özellikle karın bölgesinde oluşan abdominal yağlanma hiçbir zaman için iyi değildir. Kadınlar için 80 cm’den az olan bir bel ölçüsü sağlıklı olarak kabul edilebilir.

    Egzersiz yapmadan önce mi, egzersizden sonra mı yemeliyim?

    Egzersizden önce yemek yemek tavsiye edilir fakat zamanlama önemlidir. Çalışmadan iki saat önce yapılan yüksek karbonhidratlı ve düşük lifli bir atıştırma idealdir, bundan daha geç bir zamanda yemek, spor yaparken zorlanmanıza sebep olabilir. Karbonhidrat alımından sonra vücudunuzda önce bir insülin artışı meydana gelir ve bu kan şekeri seviyenizin düşmesine neden olur. Fakat iki saat kadar beklemek vücudunuzun kan şekeri ve insülin değerlerinin normale dönmesine imkan verir. Egzersiz sonrası hafif bir atıştırma da o sırada boşalan karbonhidrat depolarınızın tekrar yenilenmesini sağlayacağı için uygundur. Spor sonrası yüksek karbonhidrat değeri ve biraz da protein içeren bir öğün idealdir çünkü protein karbonhidratların alınmasını kolaylaştırır.

    Vücuttaki yağ hücreleri zamanla değişir mi?

    Birkaç yıl öncesine kadar doğum sonrası sahip olduğunuz yağ hücresi miktarının hayatınız boyunca sahip olduğunuz kadar olduğu ve siz zayıflayıp şişmanladıkça bu hücrelerin dolup boşaldığı düşünülüyordu. Sonuçta hücrelerin sayısı değişmese de özellikle yağlı beşin tüketildiğinde yağ hücrelerinin ciddi oranda büyüdüğü gözlemleniyor.

    Üç ana öğün yiyerek kilo verebilir miyim?

    Ara öğünler, metabolizmayı hızlandırdıklarından ana öğünlere göre çok daha yararlıdır. İnsülin salgılanmasının dengeli olmasını sağlarlar. Yüksek insülin değerleri vücudun yağı kırma kabiliyetini azalttığından düşürülmeli. Ara öğünler ani acıkmaların önüne geçer.

    Kalori kısıtlaması : Öğünlerinizde daha az ve sağlıklı besinler yerken enerji tüketimini artırmak kilo vermenin en mantıklı yoludur.

    Öğün yerine geçen karışımlar : Bu karışımların bazıları kısa vadede belirgin bir kilo kaybını hedefliyor. Böyle bir zayıflama yöntemi muhtemelen yağ kadar kas kaybını da içeriyor. Bu karışımlar genellikle vücudun depolamadığı kadar yüksek miktarda protein içerir ancak büyük ihtimalle eski diyetinize döndüğünüz zaman kaybettiğiniz kiloları hızla geri alırsınız.

    Kilo verme ilaçları : Bu ilaçların vücudun besinlerdeki yağı almasını engelleyen türleri güvenlidir. Ama başta ishal olmak üzere tatsız yan etkileri olabilir. Bu durum sizi daha az yağ yemeye yönelterek negatif bir destekleme işlevi görebilir.

    Egzersiz programları : Egzersiz programları her zayıflama stratejisinin parçası olmalıdır ve mutlaka kas yapmaya yönelik bir direnç çalışması içermelidir. Kas oluşumu yağların o bölgeye yerleşmesini engeller.
    Suyun içine birkaç damla limon damlatıp içerek metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.

    Yağların vücutta hangi sebeple ve nasıl depolandığı fazla kiloların oluşmasında önemli bir etken. İnsanların daha zor koşullarda yaşadığı eski dönemlerde vücutta yağ depolanması hayati önem taşıyordu. Vücut gıdalardan artan enerjiyi yiyecek bulunamadığı zamanlarda kullanmak üzere depoluyordu.

    Günümüzde enerji depolaması hayati gereklilik taşımasada yağ ve diğer organların fonksiyonlarını etkileyen hormonları ürettiği için önemli. Çok fazla yağ vücudun şekeri işleme koyma gücünü azaltabilir ve bu da kişinin üreme sistemiyle ilgili problemler yaşama ihtimalini artırabilir. Yetersiz yağ alımı ise adet dönemlerinin aksamasına ve doğurganlıkla ilgili problemlere yol açabilir.

  • Yaza Hazırlık Diyeti İle Yaza Zayıf Girin!

    Yaza Hazırlık Diyeti İle Yaza Zayıf Girin!

    YAZA HAZIRLIK DİYETİ İLE FAZLA KİLOLARA SON

    Kış aylarında bayanlar çok kilo aldıklarından yakınırlar. Yaz mevsimi yaklaştığında telaşa kapılıp fazla kilolardan kurtulmanın yollarını ararlar. İşte tamda size göre bir diyet listemiz var. Kışın aldığınız kilolardan kurtulup zayıflamak için yaz diyeti idealdir. Bir haftalık diyet programı ile haftada 4 kilo verebilirsiniz. 2. hafta aynı liste ile devam edebilirsiniz.

    1. gün

    Kahvaltı
    Şekersiz bitki çayı, iki adet ızgara sosis, bir dilim light ekmek, birer adet domates ve salatalık

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Öğle
    Bir adet yağsız karnıyarık, üç yemek kaşığı pilav, bir kase cacık, salata

    Ara öğün
    İki top istediğiniz çeşit dondurma

    Akşam yemeği
    200 gram derisiz tavuk eti, beş kaşık bezelye havuç garni, bir dilim light ekmek ve salata

    Gece
    150 gram meyve

    2. gün

    Kahvaltı
    Şekersiz çay, bir adet yumurta ve 30 gram sucuklu hazırlanmış yumurta, bir dilim light ekmek ve salata

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Öğle
    İki dilim kavun veya karpuz, 80 gram beyazpeynir ve bir tabak yeşil salata

    Ara öğün
    Bir avuç fındık veya ceviz

    Akşam
    İki adet yumurta, iki adet haşlanmış patatesle hazırlanmış patates salatası, 150 gram light yoğurt

    Gece
    150 gram meyve

    3. gün

    Kahvaltı
    Bir bardak şekersiz süt, iki yemek kaşığı müsli, 300 gram taze meyve veya salata

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Öğle
    120 gram ızgara köfte, dört kaşık fasulye piyazı, bir dilim light ekmek ve turşu

    Ara öğün
    Üç adet kuru kayısı veya kuru erik

    Akşam
    İki adet biber dolma, iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynirli börek, 150 gram light yoğurt ve salata

    Gece
    150 gram meyve

    4. gün

    Kahvaltı
    Şekersiz bitki çayı, menemen (bir yumurtayla yapılmış), bir dilim light ekmek, birer adet domates ve salatalık

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Öğle
    İki adet hamburger köfte, üç – dört dilim kızarmış patates, bir bardak ayran ve salata

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Akşam
    İstenilen çeşit balık, bir kibrit kutusu büyüklüğünde helva ve salata

    Gece
    150 gram meyve

    5. gün

    Kahvaltı
    Şekersiz bitki çayı, 30 gram beyazpeynir, iki ince dilim light ekmek, bir domates ve bir adet salatalık

    Ara öğün
    150 gram meyve (muz hariç)

    Öğle
    300 gram light yoğurt, bir tabak az yağlı patlıcan salatası, bir dilim light ekmek ve salata

    Ara öğün
    Bir dilim light ekmek, 20 gram kaşarpeyniri

    Akşam
    190 gram ızgara köfte, yarım haşlanmış patates ve salata

    Gece
    150 gram meyve

    6.gün

    Kahvaltı
    Şekersiz kuşburnu çayı, bir porsiyon peynirli omlet (bir yumurtayla yapılmış), bir dilim light ekmek ve salata

    Ara öğün
    Bir bardak şekersiz limonata, dört adet diyet bisküvi

    Öğle
    İki adet karışık tost (yağsız), bir adet portakal ve salata

    Ara öğün
    Yarım haşlanmış mısır

    Akşam
    100 gram ızgara biftek, dört yemek kaşığı zeytinyağlı taze fasulye, bir dilim light ekmek ve salata

    Gece
    150 gram meyve

    7. gün
    Kahvaltı
    Bir bardak portakal suyu, bir adet yağsız tost ve salata

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Öğle
    Bir kase mercimek çorbası, bir porsiyon tavuk şiş, bir tabak az yağlı salata

    Ara öğün
    150 gram meyve

    Akşam
    Bir tabak kıymalı ıspanak yemeği (100 gram kıymayla hazırlanmış), iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynirli börek, bir kase cacık ve salata

    Gece
    150 gram meyve

  • Anason Cinsel İsteği Güçlendiriyor

    Anason Cinsel İsteği Güçlendiriyor

    Anason, şifalı bitkiler içinde en çok kullanılanlardan biri. Anasonun faydalarının başında hazmı kolaylaştırması geliyor.

    İşte anasonun faydaları:

    İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı artırır. Kusmaları ve ishali keser. Regl kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü artırır. Sinirleri yatıştırır. Migren ağrılarını keser.

    Beyin yorgunluğunu giderir. Uyku verir. Kalbi kuvvetlendirir. Kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Cinsel arzuları uyarır. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir. Öksürüğü keser. Yaşlılarda meme sarkmasını önler. Fazla kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.

    Nasıl Kullanılır: Bir litre kaynar suya 10 gram anason koyulup 10 dakika bekletilir ve günde 2 – 3 bardak içilir.

    Uyarı: Vücuda ve beyne uyuşuklyk hissi verebileceği için yetişkin ve çocuklarda uzun süre kullanımından kaçınılmalıdır. Hamilelik döneminde ve ay haline yakın günlerde tüketilmemelidir.

  • Sıcak Su İçmek Zayıflatır mı?

    Sıcak Su İçmek Zayıflatır mı?

    Herhangi bir diyet yada egzersiz programına bağlı kalmadan bol bol su içmenin tek başına kilo verdirici bir özelliği olduğunu düşünmek yanlıştır. Diyet yaparken bol su içmek kilo kayıplarından sonra vücutta oluşan sarkmaları yok etmek için idealdir ve ayrıca oluşabilecek kabızlık problemine karşıda iyi gelmektedir.

    Peki diyet yaparken sıcak su içmenin faydası nedir diyecek olursanız; sıcak suyun mide de kalma süresi soğuk suya göre daha fazla olduğundan sıcak su içtikten sonra insana tokluk hissi verme süresi soğuk sudan yaklaşık olarak 4 kat daha fazladır.

    Soğuk su da sıcak suyun aksine insana açlık hissi vererek daha fazla yemek tüketilmesini sağlamaktadır. Çinliler 40′lı yaşlardan sonra vücut sıcaklığından daha soğuk sıvı tüketilmesinin zararlı olduğuna inanmaktadırlar.

    Sıcak su vücudun ısı dengesini bozmadan kana karışır ve kan dolaşımını artırır. İç organların etrafındaki kasların gevşemesine yardımcı olmaktadır. Besinlerin emilimine yardımcı olup sindirimi rahatlatır.