Etiket: sağlık haberleri

  • İdeal kilo ile hamile kalın

    İdeal kilo ile hamile kalın

    Hamile kalmaya karar vermeden önce, anne adaylarının ideal kilolarına ulaşmaları çok önemli…

    Her kadın “Hamile kaldığımda çok kilo alacak mıyım, daha sonra bu kiloları verebilecek miyim?” sorusuna odaklanır. Ancak hamile kaldıklarında ideal kilolarında olup olmadıklarını pek önemsemezler. Aslında anne adayının da doğacak bebeğin de sağlığı açısından önemli unsurlardan biridir, anne adayının ideal kilosunda olmasıdır.

    Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Asena Ayar hamileliğe kilolu ya da normal kilosunun altında başlayan anne adayları ve hamilelik döneminde normalin üzerinde kilo alan annelere bazı önerilerde bulunuyor.

    Fazla Kilo, Çocuk Sahibi Olmayı Olumsuz Etkiliyor
    Fazla kilo ile yumurtlama problemleri, kıllanma ve insülin resistansı arasında yakın bir ilişki olduğu ve bunların çocuk sahibi olmayı olumsuz etkilediği ispatlanmıştır. Öyle ki, kadında adet düzensizliği ya da yumurtlama problemleri var ise, sadece kilo vererek ve egzersiz yaparak, adetler düzenlenebilir, kiloya bağlı kan metabolizması değişiklikleri geriye döndürülebilir.

    Hamilelik Öncesi Fazla Kilolarınızdan Kurtulun 
    Fazla kilolu olarak hamile kalırsanız;
    – Hamileliğiniz sırasında kronik hipertansiyona yakalanma oranınız yükselir.
    – Preeklampsiye (hamilelik zehirlenmesi) yakalanabilirsiniz.
    – Hamilelik şekeri riskiniz artabilir.
    – Kilolu bebek doğurabilirsiniz.
    – Ölü doğum gerçekleştirebilirsiniz.
    – Yüksek olasılıkla sezaryenle doğum yapmanız gerekir.
    – Doğum sonrası kanamalarınız, alt karın, idrar yolu, yara yeri enfeksiyonlarınızın olma olasılığı fazladır.
    – Bebeğinizde beyin-omur-omurilik bozuklukları, karın duvarı, kalp anormallikleri ve birçok başka anormalliklerin görülme olasılıkları artabilir.

    Bu sebeple fazla kilolu anne adaylarına, hamilelik öncesinde anne adaylarının yağdan fakir, liftten zengin diyet uygulayarak ve egzersiz yaparak kilo vermesi önerilir. Bu diyeti yaparken anne adayının doktorundan ya da bir beslenme-diyet uzmanından bilgi alması çok önemlidir. Çünkü bilinçsizce yapılan diyetler gebe kalma şansınızı azaltabilir.

    Çok Zayıf Anne Adayları da Dikkatli Olmalı
    Hamilelik döneminde kilo artışına dikkat edilmesi gerektiği gibi, hamilelikten önce de anne adayının ideal kilosunda olması oldukça önemli. Ancak sadece fazla kilolu anne adayları değil, normalin altında kiloda olan anne adayları da dikkatli olmalı. “Aşırı zayıflık da hamilelik şansını tehlikeye atıyor” bunu unutmayın! Ayrıca zayıf kadınlarda, yetersiz beslenmeye bağlı olarak vitamin ve mineral eksiklikleri sıklıkla görülür. Bu sebeple, hamile kalmaya karar vermeden 3 ay ile 1 yıl önce uygun bir beslenme programı ile ideal kilonuza ulaşın. Anne adaylarına önerimiz vücut kitle indeksleri 18,5-24,9 kg/m2 arası, yani normal kilolu olarak hamileliğe başlamalarıdır.

    Hamilelik Döneminde İki Kişilik Yemek YEME!
    Hamilelik öncesinde anne adayının ideal kilosunda olması kadar hamilelik sırasında da kontrollü yemek yemesi ve beslenmesine dikkat etmesi de çok önemlidir. Hamilelik sırasında çok ve tek taraflı beslenmekten uzak durup temel besin gruplarından gün içerisinde yeterli ve dengeli almak gerekiyor. Üstelik sanılanın aksine ‘iki kişilik’ yemek de gerekmiyor. Hamilelik sürecinde fazla kilo almayı engellemek için yapılması gereken ilk şey; hangi besinlerden ne kadar tüketeceğinizi öğrenmek.

    Hamilelik döneminde önerilen; tüm temel besin maddelerinden yeterli ve düzenli olarak alarak ideal beslenme şeklini oluşturmaktır… Proteinler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler ve mineraller olarak tanımlanan temel gıdalardan dengeli bir şekilde almak hamilelik sürecinden önemlidir. Besin değeri düşük gıdaları fazlaca tüketmek, gereksiz kilo almaktan başka bir işe yaramaz. Uygun beslenme planı için doktorunuzun ya da bu konuda uzman bir diyetisyenin önerilerinden yararlanmanızda fayda var.

    Hamilelik döneminde kişiden kişiye değişse de normal kilo alımı oranı 10 – 12 kilo arasında değişir.Ancak bu, anne adayının hamilelik öncesi kilosu ve boyu, yaşı, daha önce sahip olunan bebek sayısı, iştahı, metabolik bir hastalığının (diyabet vs.) olup olmadığı, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri, günlük fiziksel aktivitesine göre değişebilir.

    “Zayıf Hamilelik” Modasını da Takip Etmemeli
    Hamilelik döneminde bilinçsizce besin değeri düşük gıdaları, aşırı şekilde tüketerek fazla kilo almak kadar, formunu kaybetmemek için az beslenmek de zararlıdır. Son yıllarda giderek yayılan zayıflama trendi, anne adaylarını da etkisi altına almaya başladı. Hamilelik sürecinde fazla kilolardan korkan anne adayları, formlarını kaybetmemek için bilinçsiz diyetler yaparak zaman zaman bebeklerinin hayatlarını tehlikeye sokabiliyor. Bebeğin büyümesi, sağlıklı olması, ruhsal, fiziksel yönden iyi gelişmesinin anne adayını sağlığı ve beslenmesiyle doğru orantılı olduğu unutulmamalıdır.

    Ender Saraç’ın Hamilelik diyeti yazısı için tıklayın…
    Hamile Diyet 2013 Listesi için tıklayın…
    Emziren Anne Diyeti için tıklayın…

  • Sivilceler İçin Bitkisel Doğal Tonik

    Sivilceler İçin Bitkisel Doğal Tonik

    Sivilce, bir başka adıyla akne, günümüzde en sık rastlanan cilt hastalıklarından biridir…

    Sivilce, yağ bezlerinin iltihaplı hastalığı olup, 30-35 yaşlarından sonra geçer.

    Sivicelerden kurtulmanın pek çok yolu olmakla birlikte, kozmetik ürünlere dikkat etmek gerekir. Çünkü, kozmetik ürünlerin sivilceyi besleyici özelliği olabiliyor.

    Ancak, bitkisel tedavi özellikle de, cilt uzmanının önerdiği bitkisel tedavi ile sivilcelerinizden kurtulabilirsiniz.

    Dr. Elif Güveloğlu Sivilceler İçin Bitkisel ve Doğal Tonik öneriyor.

    Sivilceler İçin Bitkisel ve Doğal Tonik :

    1 çorba kaşığı kuru papatya

    * 1 tatlı kaşığı kuru lavanta

    * 3 sap kuru adaçayı

    1 çorba kaşığı kuru karabaş otu

    * 1 çorba kaşığı kuru ısırgan yaprağı

    Bu bitkileri, büyük bir kupanın içine koyup, üzerine kaynar su dökün. Kupanın kapağını kapatıp yarım saat demlendirin. Ardından süzün ve yüzünüzü bu tonikle gün içinde fırsat buldukça silin.

    Bu bitkiler, antiseptik özellikleri en yüksek olan bitkilerdir. Sivilce oluşumunun ana nedeni çeşitli sebeplerle cilt yüzeyinde, hatta, bazen derinlerinde mikrop üremesidir. Karabaş otunun faydası büyüktür. Yalnızca karabaş otunda 50′ye yakın mikrop öldürücü madde tespit edilmiştir.

    Sivilceli Ciltler ve Çözümleri için tıklayın…

  • Stres Azaltan Yiyecekler

    Stres Azaltan Yiyecekler

    Stresli olduğunuz anlarda tüketeceğiniz bazı sağlıklı yiyeceklerle sakinleşmeniz mümkün. Peki nedir bu yiyecekler?

    Yaban mersini, badem ve yoğurt

    Stres bazı insanların canının tuzlu ve sert atıştırmalıklar, bazı insanların ise şekerli ve kremsi yiyecekler çekmesine neden olur. Biz de bunu düşünerek, her talebe karşılık verecek bir mönü sunuyoruz: bir kase yaban mersini, kavrulmuş kıtır kıtır badem ve bir tabak yoğurt… Yaban mersini çok iyi bir antioksidan kaynağıdır. Özellikle içeriğinde bulunan C vitamini stresin azalmasına yardımcı olur. Badem ise B ve E vitaminleri, çinko açısından zengindir; aynı şekilde gerginliği azaltır. Yoğurt hakkında yapılan araştırmalar da düzenli probiyotik yoğurt yemenin uzun dönemde stresin negatif etkilerini ortadan kaldırdığını gösteriyor.

    Tam tahıllı ekmek ile ton balıklı sandviç

    Sıkıntıdan bulandığınızda aklınıza en son gelecek yiyeceklerden biri ton balığı olabilir. Fakat siz siz olun, ton balığını bu tip anlarınızda yanınızdan eksik etmeyin. Çünkü bu protein dolu balık, kan şekerinizin seviyesini dengede tuttuğu gibi inişli çıkışlı değişken ruh halini de dengeliyor. Ton balığını az yağlı bir mayonez, sevdiğiniz sebze ve otlarla karıştırarak tam tahıllı bir ekmek ile lezzetli bir mönü yaratabilirsiniz. Tam tahıllı ekmek de kalp sağlığı için önemli Omega 3, stres önleyici B vitamini ve sindirim dostu lif içerdiği için oldukça iyi gelecektir.

    Kızarmış tost ekmekleri ve acılı sos

    Biliyoruz, bu konuda sizi ikna etmemiz çok zor! Stresinizi atmak için en çok tercih edeceğiniz yiyeceklerden birinin patates cipsi olduğunu biliyoruz. Gerek tadı, gerekse sert oluşu (sert yiyecekleri çiğnerken de stresin azaldığı da araştırmalar tarafından kanıtlanmış) hepimizi gergin anlarımızda cezp ediyor elbet. Ama biz sizi cips yerine daha sağlıklı olan incecik dilimlenmiş ve iyice kızartılmış tam tahıllı tost ekmeklerine ikna etmeye çalışıyoruz… Yanına hazırlayacağınız, C vitamini ve liften zengin bir acı biberli salsa sosu; hem lezzeti artıracak (ikna olmanızı kolaylaştıracak), hem de kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan endorfin salgılamamızı sağlayacak.

    Tahıl gevreği ve az yağlı süt

    Sert, çıtırtılı, ama rahatlatıcı yiyecekler için bir diğer önerimiz de tahıl gevreği. Özellikle sabah kahvaltısı olarak yiyebileceğiniz az yağlı sütle karıştırılmış tahıl gevreği mönünüze, aynı zamanda bir avuç fındık ve çilek, kiraz gibi meyveler atarak daha sağlıklı hale getirebilirsiniz. Süt konusunda seçim yaparken az yağlı sütleri ve tahıl gevreği seçerken B vitamini ve lif açısından zengin olanlarını tercih etmenizi de hatırlatalım!

    Bitter çikolata ve ahududu

    Çikolatanın adını duyar duymaz yüzünüz güldü sanırım! Çikolata vücudumuzdaki dopamin (herhangi bir şeyi yapabilmemiz için bize motivasyon sağlayan madde) salınımını arttırır. Aynı zamanda sağlam bir endorfin desteği sağlayan çikolata kan basıncını da düşürür. Bu arada Nestle’nin Çikolatam sitesini biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız, bu eğlenceli çikolata dünyasına buradan mutlaka bir göz atın! Çikolatanın yanına hem çok iyi gidecek, hem sağlıklı, hem lezzetli, hem de yine stres giderici bir önerimiz var: ahududu. Bir avuç ahududu C ve B vitaminleri ve lif açısından ekstra rahatlama sağlayacaktır.

    Meyveli yoğurt

    Yoğun ve zengin bir karışım; yoğurt ve meyve… Bu karışımdaki C ve B vitaminleri, mineral, probiyotik, lif ve protein zenginliği; midedeki sıkıntıları azalttığı gibi, gergin sinirleri de besleme özelliğine sahip. Burada önem vermemiz gereken yüksek antioksidan özellikli meyveleri tercih etmemizdir. Örneğin yaban mersini, çilek, mango gibi… Aynı zamanda düşük yağlı bir yoğurt kullanmanızı da öneririz. Dilerseniz biraz daha sağlık katmak adına, bu karışıma biraz fındık da serpebilirsiniz. Hem sağlık dolu, hem doyurucu bu karışımın sizi nasıl sakinleştirdiğine inanamayacaksınız!

    Zeytinyağla hazırlanmış sebze çorbası

    İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde aşırı besleyici özelliğe sahip sebzeler, sinirleri yatıştırma konusunda da oldukça etkilidirler. Karışık sebzelerle hazırlayacağınız bir çorba hem ruh, hem de beden sağlığınıza oldukça iyi ve rahatlatıcı gelecektir. Soğan, havuç, sarımsak, havuç, kereviz, kabak, soya fasülyesi ve zeytinyağı ile hazırlayacağınız sebze çorbanız için şimdiden afiyet olsun!

  • Cildi Onaran ve Yenileyen Havuç Maskesi

    Cildi Onaran ve Yenileyen Havuç Maskesi

    Kadınların çoğunluğu güzelliklerine oldukça düşkündürler. Güzel olmak uğruna her yolu denerler. Aynada kendilerini hep güzel ve bakımlı görmek isterler…

    Gerek geçen yıllar, gerek kozmetik ürünler, gerekse güneş ışınları gibi dış etkenler cildi deforme eder. Ama sakın üzülmeyin.

    Dr. Elif Güveloğlu, yıpranmış ve deforme olmuş ciltler için, onarıcı ve toparlayıcı doğal bir cilt maskesi tavsiye ediyor. Bu maske, güzelliğinizdeki gölgeyi kaldıracaktır.

    Cilt Onarıcı Bitkisel Maske :

    Dr. Elif Güveloğlu’nun önerdiği bu maskeyi, her cilt tipi kullanabilir. Bu maske, cildinizdeki hasarı en kısa zamanda onaracaktır.

    * 1 tatlı kaşığı kadar doğal ve katkısız süzme bal,

    * 1 yemek kaşığı kadar katkısız, ev yapımı yoğurt,

    * 1 tatlı kaşığı kadar badem yağı,

    * 1 yemek kaşığı kadar taze sıkılmış havuç suyu.

    Önce maskeyi uygulayacağınız yüz ve boyun bölgenizi temizleyin.

    Temiz bir kap içerisinde tüm malzemeleri iyice karıştırın ve bu karışımı yüz ve boyun bölgenize uygulayın.

    Uygulamanın ardından ortalama yarım saat kadar bekleyin ve daha sonra ılık su yardımı ile cildinizi ovalayıp, masaj yaparak temizleyin ve gül suyu sürün.

    Uyguladığınız, Havuç Maskesi sayesinde, cildinizin asit ve baz oranları dengelenecek. Hasarlı olan cildiniz onarılacaktır.

    Bu maskeyi haftada 2-3 defa uygulayın.

  • Saç Diplerindeki Kaşıntı İçin Maske

    Saç Diplerindeki Kaşıntı İçin Maske

    Saç dipleri neden kaşınır?  Saç diplerindeki kaşıntıya ne iyi gelir? Saç diplerindeki kaşıntıyı nasıl önlenir?

    Saç diplerindeki kaşıntı egzema gibi bir rahatsızlıktan kaynaklanabilir. Öncelikle bir dermotolağa gidilmesinde fayda vardır.

    Saç temizliği de önemli etkendir. Olası bir bitlenmeye karşı, çocukların ve uzun saçlı kişilerin saç temizliğine daha çok dikkat etmeleri gerekir.

    Ayrıca, saç diplerindeki kaşıntı yapısal olup, stesli dönemlerde ve kış aylarında artabilir. Bir rahatsızlıktan kaynaklanmaz.

    Herhangi bir rahatsızlık yok ve saç dipleri kaşınıyor ise, Suna Dumankaya bu karışıntıyı giderecek bitkisel tedaviler öneriyor:

    Saç Diplerindeki Kaşıntı için Bitkisel Reçete 1

    * 1 çorba kaşığı biberiye yağı,

    * 1 çorba kaşığı üzüm sirkesi,

    * 1 tatlı kaşığı tuz,

    * 4 adet dövülmüş aspirin.

    Bunların hepsini karıştır. Boya sürer gibi saç diplerine sür. 5 saat beklet ve durula. Bu uygulamayı haftada 2 defa yaparsanız, saç diplerindeki kaşıntıdan kurtulursunuz.

    Saç Diplerindeki Kaşıntı için Bitkisel Reçete 2

    * 1 adet yumurta sarısı,

    1 çorba kaşığı alkol,

    * 1 çorba kaşığı hint yağı,

    * 1 çay kaşığı tuz.

    Malzemeleri karıştırın ve saç diplerine boya sürer gibi yedirin. 2 saat bekletin ve durulayın.

    Saç Diplerindeki Kaşıntı için Bitkisel Reçete 3

    5 adet aspirini dövüp, maden suyu ile karıştırın. Karışımı saç diplerine sürün ve 15 dk. sonra durulayın.

    Ayrıca, ıslak saç ile klimalı ortamda bulunmamak gerekir. Saç derisi hasta olabilir ve kaşıntıya neden olabilir.

  • Zayıflatan Bitkiler

    Zayıflatan Bitkiler

    Şifalı bitkiler ile kilo verme bitkiler ile doğal zayıflama yöntemlerine bir bakalım. Kilo vermek forumumuza kavuşup zayıflamak için hangi şifalı bitkilerden yararlanabiliriz.

    Ardıç tohumu ile zayıflama:
    Ardıç tohumu etkili bir diüretik bitki olduğu için vücuttan aşırı suyun atılmasına yardımcı olur ve mide bağırsakların daha iyi çalışmasına neden olarak metabolizma hızlandıran etki ortaya çıkarır. Bu özelliklerinden dolayı, Ardıç tohumu bir çok bitkisel diyet hapında, zayıflama hapları içerisinde önemli bir etken madde olarak yer almaktadır.

    Atkuyruğu ile Zayıflama:
    Atkuyruğu kilo verme konusunda çok etkili bir şifalı bitkidir. Özellikle ödem atıcı ve idrar sökücü olduğu için aşırı sodyum tüketimine bağlı olarak vücutları su tutan ve fazla ödemlerden kaynaklanan kiloları olanlar için at kuyruğu bitkisi zayıflatan bir etki göstermektedir.

    2-3 gram kurutulmuş at kuyruğu bitkisi alınarak kaynar suda demlenir. 5 dakika kadar kaynatıldıktan sonra 10 – 15 dakika kadar bekletilir. öğün aralarında günde 2-3 kez içilir. At kuyruğu çayı içenlerde idrar rengi biraz değişmektedir. Bundan dolayı endişe etmeyin. Kısa sürede zayıflatan ve kilo verdiren etkisini görerek bitkisel zayıflama moduna gireceksiniz.

    Sinameki Bitkisi ile Zayıflama:

    Sinameki bal karışımı ile zayıflama kürleri tüm dünyada pek yaygındır. Bu sihirli karışım iştah kesici özelliği nedeniyle kilo verme diyetlerinde sıkça kullanılmaktadır. bir bardak su içerisine birer çay kaşığı sinameki ve bal koyarak karıştırınız. Bunu yarımşar bardak sabah ve akşam aç karnına içiniz. Sinameki ve bal karışımı hem antioksidanlarca zengin olduğu için bağışıklığı güçlendirir hem de metabolizma hızlandıran etki ve fayda sağlar.

    Sinameki bal karışımının kan şekerini yükseltmesi nedeniyle vücudun besinlerdeki yağı enerjiye dönüştürme işlemi hızlanmaktadır. Bu da kilo kontrolü ve zayıflama manası taşımaktadır.

    Zayıflatan Bitkiler Rehberi

    Mate Yaprağı Çayı ile Zayıflama:

    2001 yılında 47 adet obezite sorunu yaşayan hasta üzerinde yapılan araştırmada günde 3 kez bir çay bardağı 45 gün boyunca mate çayı içirilen kişilerde ortalama 2-3 kilo zayıflama tespit edilmiştir. Ayrıca bitkisel zayıflama destek ürünü kullananlarda 2 ayda 6 kilo kalıcı zayıflama görülmüştür. Mate yaprağı çayı zayıflatırmı sorusuna böylece evet şeklinde cevap vermiş oluyoruz.

    Mate yaprağı çayı hem tok tutucu özelliği nedeniyle iştah kesen bir bitkisel çay dır, hem de mate yaprağında bulunan yağ yakıcılar aracılığıyla yenilen besinlerin yağa dönüşmeden hızla sindirilmesini sağlamaktadır. Mate yaprağı içerisinde bulunan matein, kafein benzeri bir etki ile metabolizma hızlandırmanın bir yolu olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bitkisel metabolizma hızlandırıcı enzimler olarak bilinen ksantin, teofilin teobromin, teofilin türü maddeler, mate çayına kilo verdiren ve zayıflatan bitki özelliğini takviye etmektedir.

    O nedenle obezite ye varan aşırı kiloları bulunan kişilerin mata çayı içmeleri veya mate yaprağı özü bulunan bitkisel diyet ürünleri kullanmaları tavsiye edilmektedir.

    Mate Çayı Ne Zaman İçilmeli:

    Mate çayının kullanımı olarak günde 3 kez aç karnına sabah öğle ve akşam vakitleri 1 er çay bardağı içilmelidir.

    Mate Çayının Hazırlanışı:

    Mate çayı aynen siyah çay veya yeşil çay gibi demlenerek hazırlanır. Ancak burada dikkat edilecek nokta kaynar su kullanmadan sıcak su ile Mate yaprağını demlemek gerektiğidir. Mate biberiye funda kekik yeşilçay birlikte demlendiğinde de güzel ve zayıflatan bir bitkisel çay elde edilmiş olmaktadır.

    Defne Yaprağı ile Zayıflama:

    Defne yaprağı ile zayıflama daha çok defne yaprağı çayı ile mümkün olmaktadır. Defne yaprağı çay olarak genelde tek başına kullanılmaz ve diğer zayıflatan bitkiler ile harmanlanarak içilmektedir. Özellikle hint geleneksel tıbbında, defne yaprağı kilo verme ve zayıflama alanında oldukça sık başvurulan bir bitkidir. Defne yağrağı yağının da selülitler oluşumunu engellediği ve bölgesel incelmeye faydaları olduğu bilinir. Defne yaprağı yağı aroması güçlü olduğu için zeytinyağı, avokado yağı, nane yağı gibi diğer bitkisel yağlarla karıştırılarak selülit masajları için kullanılabilir. Gerek defne yaprağı yağı gerekse kurutulmuş defne yaprağı fiyatları açısından oldukça uygundur. Ucuz fiyatı ve sayısız faydaları yararları bulunan defne yaprağı kürleri’nden azami ölçüde faydalanmanızı tavsiye ediyorum. defne yaprağı zararları konusunda hiç çekinmenize gerek yok. Zira hiç bir yan etkisi yoktur. Sadece hamile hanımların kullanmamasını tavsiye ediyoruz.

    Maydanoz Zayıflatır mı?:

    Maydonozun zayıflamaya etkisi var mı. İdrar yollarını temizliyor bundan dolayı kilo vermeye etkisi olabilir.

    Maydanoz suyu kürünü hazırlamak için: 1 litre suyu kaynattıktan sonra 1 bağ maydonozun sapını atıyoruz. Kısık ateşte 3 dakika kaynatıp hergün 2 bardak içebilirsiniz.

    Yeşil Çay ile Kilo Verme:

    Yeşil çay kilo vermeye yardımcı bir bitkidir. Zayıflamak için şifalı bir bitki olan yeşil çayın doğru demlenmesi ve hazılanışı çok önemlidir.
    Gerçekten iddialı bir yeşil çay demlemek zor ve zahmetli dikkat gerektiren bir iştir. Çay demleme esnasında yapacağımız yanlışlıklar neticesinde yeşil çayda yer alan bir takım faydalı enzimler yok olabilir. O nedenle aşağıdaki 1 kişilik yeşil çay tarifi ni dikkatle takip etmenizi öneririm:

    Yeşil Çay Hazırlanışı:

    •Her bardağa 1 sallama yeşil çay veya 2 – 4 gram yeşil çay kullanmalısınız.
    •Bir çaydanlığa soğuk su doldurarak kaynamaya koyun. Asla ılık ve sıcak su kullanmayın. Su soğuk olmalıdır.
    •Suyu kaynar vaziyette 3 dakika kadar tuttun.
    •Kaynar suyu çaya veya sallama paketinin üzerine döküp 3 dakika boyunca demin oturmasını bekleyin. Daha sonra sallama çayı veya yeşil çay yaprağını demini aldırınca çaydanlıktan çıkarabilirsiniz.
    •Yeşil çayı bardağa koyup servise hazır edin ve 3 dakika kadar oturmasını ve soğumasını bekleyin.

  • Hamilelik Öncesi Mutlaka Diş Hekimine Uğrayın

    Hamilelik Öncesi Mutlaka Diş Hekimine Uğrayın

    Sağlık problemlerinin ne zaman ortaya çıkacağının belli olmadığını belirten uzmanlar, bu nedenle anne olmaya karar veren kadınların hamilelik öncesi mutlaka diş hekimine başvurması gerektiğini söyledi.

    Hamilelik öncesinde diş hekimine başvurulduğunda ileride ortaya çıkabilecek sorunların hekim tarafından değerlendirilerek, gerekli tedavinin uygulanacağını belirten Trabzon Diş Hekimleri Odası Başkanı Mustafa Yıldız, “Örneğin, küçük çürükler hiç belirti vermeden hamilelik sırasında ilerleyerek ağrı oluşumuna yol açabilir. Henüz başlangıç halinde tespit edilip gerekli tedavi uygulanırsa sorun ilerlemeden çözülmüş olacaktır” dedi.

    Yıldız, gerekli görüldüğünde yapılacak olan diş taşı temizliğinin hamilelikhamilelik sürecinde yaşayabileceği streslerden uzaklaşmış olur. Yanlış kanı olarak bazı anne adayları ‘bebeğe zarar gelebilir’ düşüncesiyle bu süre içinde diş hekimine gitmekten çekinirler. Fakat hamileliğin her aşamasında bebeğe ve anneye zarar vermeden yapılabilecek tedavi yöntemleri vardır” diye konuştu. sırasında, hormonların etkisiyle ilerleyebilecek olan diş eti hastalıklarını da önleyeceğini ifade ederek, “Böylece anne adayı

    Anne adaylarına acil tedavi yöntemleri dışında müdahale yapılmayacağını anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

    “Ancak gerekli durumlarda diş hekimi, anneye ve bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedavinin ertelenmesini sağlayacaktır. Hamileliğin 3 ile 6 aylık döneminde dolgu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği gibi işlemler güvenle uygulanabilir. Hamilelik öncesi diş hekimine gidilememiş ise bu dönem anne adayları tarafından iyi değerlendirilmelidir. Emzirme döneminde de diş hekimliği açısından anneye yapılacak müdahalelerin herhangi bir sakıncası yoktur.”

    Mustafa Yıldız, hamilelik sırasında diş eti kanamalarının çok sık karşılaşılan bir sorun olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Diş etinde görülen kanamaların sebebi diş eti iltihabıdır. İleri derecede diş eti iltihabı erken doğum ve zayıf bebek doğurma riski oluşturduğunu unutmamalıyız. Hamileliğin ikinci üç aylık döneminde hekime başvurularak, diş eti iltihabı mutlaka tedavi edilmelidir. Ağız sağlığı yaşamın her döneminde ihmal edilmemesi gereken önemli bir konudur. Ancak kadınların ergenlik, hamilelik, bebek emzirme ve menopoz döneminde buna daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir.”

  • Detoks Diyeti Nedir?

    Detoks Diyeti Nedir?

    Vücuttaki toksinlerin ve zararlı maddeleri atmak için uygulanan bir diyettir. Yemek yeme alışkanlıklarınızda önemli ölçüde değiştirmeniz gerekmektedir…

    Detoks diyeti vücuttaki fazla yağın yakılmasını sağlayarak kilo vermeye yardımcı olur. Detoks diyeti çeşitli meyve, sebze, bitki ve çorbaları içerir. Detoks diyeti uygulamadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır…

    1- Detoks İçecekler: Detoks içecekleri taze meyve sularından oluşur. Meyve suları vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Limon suyu, portakal suyu ve salatalık suyu en önemli detoks içecekleri arasında yer alır.

    2- Detoks çorbaları: Detoks meyve suları kadar etkili olan detoks çorbaları yeşil sebzelerden oluşur.

    3- Meyve Diyeti: Meyve tüketmek meyve suyu içmekten daha yararlıdır.Havuç, salatalık, üzüm ve muzdan yapılan yeşil salata besin değeri açısında yüksek iyi bir detoks besinidir.

    Detoks Diyeti Yapılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    1- Dektoks diyeti doktor kontrolü altında yapılmalıdır.

    2- Dektoks diyeti yaparken bol bol su için.

    3- Diyabet ve tiroit problemi bulunanlar detoks diyeti yapmamalıdır.

    4- Çocuklara ve bebeklere detoks diyeti yaptırılmamalıdır.

    5- Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar detoks diyeti yapmamalıdır.

    Detoks Diyetinin Faydaları

    1- Detoks diyeti sindirim sisteminizi geliştirir ve bağırsakları temizler.

    2- Cildinizin güzelleşmesini sağlar ve akne ile deri kızarıklıklarının önlenmesinde yardımcı olur.

    3- Metabolizmayı çalıştıran detoks diyeti bağışıklık sistemini geliştirir.

    4- Konsantrasyonu arttırır.

    5- Vücuttaki toksinleri atamaya yardımcı olur.

    6- Selüloit ve kilo alımına karşı fayda sağlar.

    7- Kabızlığı önler ve birçok hastalıkla baş etmede yardımcı olur.

  • Sağlıklı Olmanın Yolu Bağırsaklardan Geçiyor

    Sağlıklı Olmanın Yolu Bağırsaklardan Geçiyor

    Vücudunuzda bir sürü organ varken aslında sizi hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sisteminizin en büyük askerinin bağırsaklarınız olduğunu, bağırsaklarınız ne kadar sağlıklı olursa genel sağlık durumunuzun da o kadar iyi olacağını biliyor muydunuz?

    Bağışıklık sisteminin önemli unsurlarından biri olan bağırsakların ve bağırsakların en büyük desteği probiyotiklerin hayatımızdaki yeri ve önemini Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Güçlü’ye sorduk…

    BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN DİREĞİ: BAĞIRSAKLAR
    Erişkin bir insan bağırsaklarında ortalama 100 trilyon faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bunu düşününcebağırsak savunma sisteminin ne kadar aktif olduğunu anlayabiliriz. Bağışıklık sistemini korumak için zaten programlanmış hücrelerimiz vardır. Ancak yine de bu sistemi korumak için beslenmemize çok dikkat etmemiz gerekir. Dengeli beslenmek, enginar, yoğurt, domates, havuç ve brokoli gibi besinleri sıklıkla tüketmek bağışıklı sistemimizi güçlendirir. Temel besin gruplarımız olan süt ve süt ürünleri, et ve balık, sebze ve meyveler ayrıca tahıllar günde en az 3 ana, 3 ara öğünde yeterli miktarda tüketmelisiniz. Unutulmamalıdır ki lifli gıdalar sağlıklı bir bağırsak için vazgeçilmezdir.
    Bağırsaklarınızı ne kadar sağlıklı tutarsanız; özellikle iltihabi bağırsak hastalıkları ve %95 polip dediğimiz et benlerinin neden olduğu bağırsak kanserine karşı o kadar dirençli olursunuz. Gastrointestinal sistem ortalama 8 metredir ve bütün sistem bağışıklık hücreleri ile kaplıdır. Sayıları yaklaşık olarak 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. İlaçlar özellikle antibiyotikler, bakteriler, virüsler, toksinler ve normal olmayan bağırsak florası bağırsağa zarar verir. Ayrıca hastalıklarda kullanılan antibiyotiklerin faydaları olduğu gibi yan etkileri de çoktur. Antibiyotikler kemik iliği depresyonundan tutun da bağırsak florasını bozmaya kadar birçok yoldan bağışıklık sistemini etkilerler.

    PROBİYOTİK NEDİR?
    Yeterli miktarda tüketildiğinde insan sağlığına faydalı mikroorganizmalara probiyotik denir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek, bazı vitaminlerin sentezini yapmak (K vitamini,B12, Biyotin, Niasin gibi), bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, toksinlerin kana geçişini engellemek, iltihabi hastalıkların oluşumunu engellemek, kanser gelişimini önlemek, ishal ve kabızlığı düzeltmek gibi birçok faydaları vardır. Ayrıca bizim prebiyotik dediğimiz lifli gıdalar bazı faydalı mikroorganizmaların çoğalmasını sağlamasının yanı sıra aktivitesini de uyarırlar.

    Kanser gelişimi, iltihabi hastalıklar ve alerjik hastalıklar gibi birçok hastalığa karşı koruyucudur. Özellikle kış aylarında daha çok probiyotik tüketimi bağışıklık sisteminizi güçlendireceği, toksin ve alerjen maddelerin vücuttan uzaklaşmasını sağlayacağı için hastalıklara özellikle gastroenterit ve kolitlere karşı daha dirençli olursunuz. İshal, kabızlık gibi bağırsak hastalıklarının önlenmesinde ve iltihabi bağırsak hastalıklarında çok önemli destek oluştururlar.

  • Temre Nasıl Tedavi Edilir?

    Temre Nasıl Tedavi Edilir?

    Cildin bilhassa kozmetikler, kimyasallar ve fiziksel travmalar sonucunda tahriş olmasından ötürü husule gelen temre, günümüzde çeşitli yöntemler temreyi başarılı bir şekilde tedavi etmekte ve bu yöntemler sayesinde hastalarda bu sıkıntıdan kurtulmanın sevincini yaşamaktadır. Temre günümüzde bir hayli yaygın cilt hastalığı olmasının yanı sıra, estetik görünümü de ciddi manada etkilemektedir. Termeden kurtulmak isteyenler için işte temre tedavisi hakkında bilgiler…

    Temrenin tedavisi için bir diğer yol ise dermatolog yardımıdır. Dermatolog tarafından temrenin olduğu bölgede ki kızarık yerden sürüntü örneği alınır. Bu örnek mikroskopik incelemeden geçerek sorunun neden olduğu kaynak öğrenilir. Temrenin mantardan mı yoksa bakteriden mi ortaya çıktığı öğrenildikten sonra, doktor size uygun bir ilaç yazacaktır. Bu ilaç düzenli ve doğru bir şekilde kullanıldığında birkaç zaman sonra sorununuzdan eser kalmayacak.

    TEMRENİN BİKİSEL TEDAVİSİ

    * Müsafi ile sirke yapılarak sürülür.
    * Kuzu kulağı ile sirke lapa yapılarak konur.
    * Günlük ve ördek yağı merhem yapılarak sürülür.
    * Kükürt tozu konur.
    * Nohut yagı konur ve sürülür.
    * Erik sirkeye batırılarak sürülür.
    * Sedef çicegi ,bal ile mayı yapılır ve sürülür.
    * Turp tohumu ,sirke ile lapa halinde konur.
    * Sarımsak külü bal ile merhem yapılır ve sürülür.
    * Mersin yapragı ,kaynatılır,birer badak içilir.
    * Çöpleme sirke ile macun yapılarak kullanılır.
    * Manda yağı tavuk yağı sürülür. Hardal ve sirke mayı yapılarak sürülür.
    * Erik sirkeye batırılarak sürülür.
    * Sedef çiçeği, bal ile mayi yapılır ve sürülür
    * Turup tohumu, sirke ile lapa halinde konur
    * Sarımsak külü bal ile merhem yapılır ve sürülür
    * Mersin yaprağı kaynatılır, birer bardak içilir
    * Çöpleme, sirke ile merhem yapılarak kullanılır
    * Hüsnü yusuf kökleri ve sirke merhem yapılarak sürülür.

    Temre için ne önerirsiniz