Etiket: sağlık haberleri

  • Mide Ağrısı İçin İlaç Gibi Gelecek 10 Öneri

    Mide Ağrısı İçin İlaç Gibi Gelecek 10 Öneri

    Mide ağrısı mı çekiyorsun? İlaçlara başvurmadan önce mide ağrısı için bu 10 doğal yöntemi dene! Hazımsızlık, gaz ve şişkinlik için evde çözümler!

    Hızlı yaşamın ve düzensiz beslenmenin gölgesinde, mide problemleri her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Hazımsızlık, şişkinlik ve mide rahatsızlıkları kabusa dönüşüyorsa, bu yazıda size bir rehber hazırladık. Mide sağlığınızı korumanın ve rahat bir mideye kavuşmanın ipuçlarını keşfedin!

    Mide, sindirim sisteminin başlangıcı ve yaşamın temelidir. Sindirim sisteminin orkestra şefi gibi görev yapan mide, besinleri işleme ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri emme görevini üstlenir. Peki, bu orkestra şefinin armoni içinde çalışmasını ve bize keyifli bir sindirim deneyimi yaşatmasını nasıl sağlayabiliriz? Bu yazıda, mide ağrısı için yapabileceğiniz basit ama etkili yöntemleri keşfedeceksiniz. Hazımsızlığa veda edip, rahat bir mideye kavuşmak için okumaya devam edin!

    Mide Ağrısı İçin İlaç Gibi Gelecek 10 Öneri

    Mide sağlığı son dönemde giderek önem kazanan bir konu. Özellikle hızlı yaşam temposu ve düzensiz beslenme alışkanlıkları, çok sayıda insanda hazımsızlık ve mide rahatsızlıklarına yol açıyor.

    Peki mide sağlığımızı korumak için nelere dikkat etmeliyiz? İlk olarak, gaz yapan yiyeceklerden uzak durmalıyız. Baklagiller, bazı sebzeler ve meyveler midede şişkinliğe neden olabiliyor. Aynı şekilde, yiyecekleri çok hızlı bir şekilde yutmak, sakız çiğnemek gibi alışkanlıklar da gaz sıkışmasına yol açabilir.

    Bunun yanı sıra, kilo vermek için uygulanan şok diyetler de mideye oldukça zararlıdır. Sağlıklı bir şekilde kilo vermenin yolu, düzenli ve dengeli beslenmeden geçiyor.

    Mide Ağrısı İçin öneriler
    Mide Ağrısı İçin öneriler

    Mide dostu besinlere öncelik vermek de son derece önemli. Lahana, elma sirkesi, ıspanak, zeytinyağı ve muz mideyi rahatlatan yiyeceklerin başında geliyor. Aynı şekilde meyankökü gibi bitki çayları da fayda sağlıyor.

    Son olarak, yemeğe ayırdığımız zamanı artırmak, iyice çiğnemek, gece geç saatlerde ağır yemek yememek gibi basit önlemler bile mide sağlığı için büyük önem taşıyor.

    Umarım bu konuda farkındalık yaratan bu yazı, siz değerli okuyucularımız için faydalı olmuştur. Sağlıklı günler dilerim!

    Üst Mide Ağrısı: 11 Olası Neden ve Çözümleri

  • 2014 Yılbaşı için sağlıklı menüler

    2014 Yılbaşı için sağlıklı menüler

    Yeni yıl dileğiniz daha sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak ise işe yılbaşı gecesi mönünüzü dikkatli bir şekilde hazırlayarak başlayabilirsiniz.

    İnanması zor gelse de yeni yıl sofranız hem iştah açıcı hem de sağlıklı olabilir. İşte diyetisyen Müge Arslan’dan yılbaşı menünüzü hazırlarken işinize yarayacak tüyolar…

    Yılbaşı sofralarında şarküteri ürünlerini mümkün oldukça az tüketiniz. Bu besinlerin içeriğindeki doymuş yağ asitleri özellikle kalp damar sağlığını olumsuz etkiler.

    Şarküteri ürünleri illa tüketmek istiyorsanız da beraberinde C vitamininden zengin yiyecekleri de bulundurun. Şarküteri ürünlerinin içeriğindeki nitrit ve nitratın etkilerini minimuma indirmek için domates, limon, yeşil biber ve maydanozdan oluşan salata en uygun seçenek olacaktır.

    – Kırmızı et yerine balık, tavuk ve hindiyi tercih ediniz. Ancak yediğiniz miktarlarına ve pişirme şekline dikkat ediniz.

    – Yağ tüketimini azaltınız. Katı yağlar yerine sıvı yağları, özellikle zeytinyağını kullanınız.

    – Yemeğinizi yavaş yavaş tüketiniz. Hızlı yerken daha fazla insülin salgılanır, bu da hem yağın vücutta depolanmasına, hem de karaciğerde kolesterol yapımının artmasına neden olur.

    – Kuruyemişler özellikle kalp hastalıklarının önlenmesinde önemli yere sahip besin maddeleridir. Kuruyemişlerde bulunan tekli doymamış yağ asitleri ile bitkisel kolesterolü düşürür. Ama aşırı tüketilmemelidir.

    – Antioksidan etkisi bulunan meyve ve sebzelere ağırlık verilmelidir.

    – Çorba, sebze yemeği ya da cacığınızda 2-3 diş sarımsak tüketiniz. Sarımsak bol miktarda potasyum, fosfor, selenyum, A ve C vitaminleri ile 75 farklı kükürtlü madde içerir. Kan damarlarını genişletir, kanın pıhtılaşma oranını azaltıp damar tıkanmasını önler.

    – İki, üç yemek kaşığı kadar barbunya pilakisi, kuru fasulye ve nohut tüketiniz. Kuru fasulye, nohut, mercimek, börülce ve barbunya hem çok besleyicidir, hem de kalp hastalıklarını ve kanserden koruyucu madde içerir. Bu koruyucu maddelerden biri de diyet lifidir. Diyet lifi, yüksek tansiyonu ve kötü kolesterolü düşürür; kan şekerinin yükselmesini, kabızlığı ve kalın bağırsak kanserini önler.

    Yılbaşı için sağlıklı mönü önerileri

    Yılbaşı Günün Menüsü

    Sabah
    – Çay (şekersiz)
    – 1 kibrit kutusu beyaz peynir
    – Domates, salatalık
    – 5–6 adet zeytin
    – 1 ince dilim çavdar ekmek

    Ara
    – 1 porsiyon meyve
    – 1 kase yoğurt

    Öğle
    – 1 kase çorba
    – 6 yemek kaşığı sebze yemeği
    – Salata (yağsız)
    – 1 ince dilim çavdar ekmek

    Ara
    – 1 porsiyon meyve
    – 1 kase yoğurt

    Akşam
    – 1 kase çorba
    – Salata (yağsız)
    – Hindi dolması
    – 1 ince dilim çavdar ekmek

    Ara
    – 1 porsiyon meyve

    Yılbaşı Mönüsü

    Başlangıç tabağı
    – Somon füme
    – Lakerda
    – Dana jambon
    – Yaprak sarma
    – Beyaz peynir
    – Kaşar peynir
    – Patlıcan salata
    – Haydari
    – Domates-salata söğüş

    Ara Sıcak
    – Karides güveç
    – Sıcak pilaki
    – Salata
    – Özel doğa salatası

    Ana Yemek
    – Palamut ızgara veya kestane iç pilavlı kuzu tandır
    – Meyve/Dondurma
    – Çorba

    Yılbaşı Menüsü
    – Yaprak sarma
    – Beyaz peynir
    – Kaşar peynir
    – Patlıcan salatası
    – Domates, salatalık
    – Sigara böreği
    – Çorba, patates sufle veya su böreği veya peynirli sufle veya tavuk pate
    – Hindi dolması
    – Salata
    – Meyve

  • Reflü ile başa çıkmanın yolları

    Reflü ile başa çıkmanın yolları

    Çağımızın hastalığı reflü ile başa çıkmanın ilk adımı doğru beslenmeden geçiyor…

    Beslenme alışkanlıklarında reflünün tedavisinde önemli rol oynadığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, şu bilgileri verdi:

    Düşük şekerli diyet reflüyü azaltıyor

    “Endüstriyel, rafine gıdalarla beslenenlerin en az yüzde 20 sinde reflü şikayetlerine rastlanmakta, hatta bu rakamın yüzde 50`leri geçtiği söylenmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada toplumun yüzde 20 sinde reflü hastalığı saptanmıştır. Olguların çoğunluğunu yaşlılar, şişmanlar, hamileler oluşturmaktadır. Düşük karbonhidrat içerikli besinlerle beslenen, sofra şekerini az tüketen kişilerin çok büyük bir bölümünde reflü şikayetleri nispeten azalabilmektedir. Un ve şekerden zengin gıdalar ile beslenen bireylerde insulin direnci ve buna bağlı reaktif hipoglisemiler (tepkisel kan şekeri düşüklüğü) olmaktadır. Hipoglisemiyi düzeltmek için vücutta sempatik sistem uyarılmaktadır. Yemek borusunun alt ucunun daralması parasempatik sinir sisteminin kontrolündedir. Hipoglisemi sonucu sempatik sinir sistemi aşırı uyarılınca yemek borusunun alt ucu yutma olmamasına rağmen genişler ve mide içindekiler geriye kaçar.
    Ne yapmalıyız?
    Yağ oranı yüksek yiyecekler mide boşalmasını geciktirir. Özellikle fast food türü yiyeceklerde yağ miktarı yüksektir. Yağlı yiyeceklerin midede kalma süresi de uzundur, bu nedenle yağlı yiyeceklerin sindirilmesi için daha fazla sindirim enzimi salgılanmaktadır.
    Protein ağırlıklı diyetler yapılarak, yağ ve yağlı besinler, koyu çay, kahve, çikolata nane soğan gibi besinlerin tüketimi azaltılmalıdır.
    Mide asidinin uyarılmasını önlemek için; acı baharatlar, karbonatlı içecekler (kola, soda, gazoz vb.) domates, turunçgiller, kahve , alkol, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir.
    Öğünler sık aralıklı olmalı (en az 2 saat) bir öğünde fazla yemek yenilmemeli, fazla yemek mide basıncını arttırır ve reflü olasılığı artar.
    Yemek yerken sıvı alımı azaltılmalı, sıvılar öğün aralarında içilmelidir.
    Alkollü İçeceklerden kaçınılmalıdır.
    Kabızlık ıkınma sonucu karın içi basıncında artmaya ve dolayısıyla reflüde artışa yol açar.
    Her lokmadan sonra çatalı bırakmak ve her lokmayı en az 10 kez çiğnemek.
    Sakız çiğnemekten sakının. Çünkü yutulan hava miktarı artar, bu da gaz ve reflüye yol açar.
    Yemek yerken ve yemeklerden sonraki 45 dakika dik pozisyonda durulmalı.
    Uykudan birkaç saat önce yemek yemekten kaçının. ( 3-4 saat ).
    Akşam porsiyon miktarlarını kısıtlayın.
    Özellikle öğünlerden sonra sıkı dar giysiler giymeyin, kemer, korse vb. kullanmayın.
    Hangi gıdalardan kaçınmalıyız?

    Turunçgiller; portakal, mandalina, greyfurt, limon
    Üzüm, karpuz, kavun
    Yaban mersini, çilek, kızılcık, çekirdekli kara üzüm antioksidan açısından oldukça zengin olmalarına rağmen reflü de dikkatli tüketilmeli
    Kuru fasulye, nohut, mısır gibi gaz yapıcı gıdalar
    Patates, püresi, kızarmış
    Margarin, tereyağı, kuyrukyağı
    Sosis salam sucuk
    Yağda yumurta, kaşar peyniri, tulum peyniri
    Çok sıcak çok soğuk yiyecekler.
    Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, vb.)
    Kahve, koyu çay
    Yağda kızartılmış her türlü yiyecek
    Soğan, sarımsak, salçalar ve baharatlı yiyecekler
    Yağlı şekerler, helvalar, lokumlar, hamur tatlıları, kuruyemişler
    Mayonez, ağır soslar, sirke, turşu ve konserveler
    Katı yiyecekler cips, krik-krak, kabuklu yiyecekler midenin perforasyonuna ( delinmesine ) sebep olabilir. bu besinlerin ara öğünlerinizden kaldırıp yerine; meyveli yoğurt, 1 dilim peynir + 1 dilim ekmek ya da kuru / taze meyve tüketin.
    Nelere dikkat etmeliyiz?

    Mutfağınızda kullanacağınız yağınızı doğru tercih edin,
    Koyu çay kahve yerine bitki ve meyve çaylarına yer verin,
    Mutfağınızda ızgara-haslama-fırın pişirme şekillerini tercih edin,
    Ara öğünlerinizde ; meyveli yoğurt, 1 dilim peynir + 1 dilim ekmek ya da kuru / taze meyve tüketin,
    Etiket dedektifi olun
    Kendinizi dinleyin, vücudunuzun sesine kulak verin.

  • Karnı Düzleştirmenin yolları

    Karnı Düzleştirmenin yolları

    Sıkı bir karın her zaman çekici ve alımlı görünmenizi sağlar. Giydiğiniz her şey üzerinize daha güzel oturur ve imrenilen bir vücudun başı orantılı bir karın ile mümkündür. İşte yapmanız gerekenler:

    1)Duruşunuza Dikkat

    Ayakta dururken daha iyi bir duruş karın kaslarının doğru çalışmasını sağlar. Kulaklarınız omuz hizasında olmalı ve dizlerinizi kırmamalısınız. Omuzlarınızın ön kısmı askıya gömlek astığınız gibi düz olmalıdır. Öne doğru eğik durursanız kamburunuz çıkar ve zamanla kalıcı olabilir. Ağırlığınızı topuklarınıza verin. Bu sayede hem düzgün bir duruşa hem de sağlıklı karın kaslarına sahip olacaksınız.

    2) Resmin Bütününü Düşünün!

    Karın kaslarınızı çalıştırırken vücudunuzun diğer bölümlerini ihmal etmeyin. Sıkı bir karın için örneğin sırt ve bel bölümünde bulunan kasların da durumu oldukça önemlidir. Ayrıca dengeli bir biçimde tüm vücudu çalıştırmazsanız karnınız sıkı ancak diğer yerler gevşek kalacaktır.

    3) Kano Dönüşü

    Dik durun, ayaklarınızı omuz hizasında ayırın. Ellerinizi birleştirin ve kürek çektiğinizi hayal edin. Sağ ve sol tarafınıza doğru birleştirdiğiniz ellerinizi kanoda oturur gibi kürek hareketini 20 kere yapın. Hareketleri yaparken derin nefes almaya dikkat edin.

    Gergin bir karına kavuşmak hayal değil! İşte seksi bir vücut için vazgeçilmeziniz olacak ürünler!

    4) Kedi Tekmesi

    Ayaklarınızı birleştirip dik durun. Kollarınızı uçak kanatları gibi açın. Nefes verin ve aynı zamanda bacağınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Kollarınız önünüzde paralel olrak durmalı. Her bir bacak için 20 kez aynı hareketi yapın. Bu sayede bu bölgede bulunan kaslarınızın çalışacak ve yağ yakımı artacaktır.

    5) Esneme

    Dik durun, topuklarınızı birleştirin ve ellerinizi karnınızın altında kilitleyin. Nefes verin ve kollarınızı esnetebildiğiniz kadar aşağı doğru itin. Aynı zamanda parmak ucunuza kalkmaya çalışın. Bu şekilde 10 kez aynı hareketi tekrarlayın.

    6) Yemenize Dikkat!

    Ne kadar egzersiz yaparsanız yapın, yediklerinize dikkat etmediğiniz takdirde karnınızı istediğiniz şekle sokamazsınız.  Unutmayın mideniz karnınızda bulunuyor ve onun tıka absa dolu olması güzelliğinize gölge düşürecektir.

    7) Gerçekçi Olun!

    Genleriniz vücudunuzun şeklinde önemli bir rol oynar. Ancak nasıl olsa ailemdeki herkes kilolu diye tatlılara hücum etmek de doğru değildir. İstediğiniz takdirde ve gerçekçi hedefler koyduğunuzda motive olduğunuzu ve çarpıcı bir vücuda sahip olmanın o kadar da zor olmadığını göreceksiniz.

    8) Acele Etmeyin!

    Kimse bir günde muhteşem bir karına kavuşmuyor. Sabırla çalıştığınızda ve günde sadece 20 dakikanızı ayırdığınızda çok zaman geçmeden istediğiniz ölçülere ulaşacaksınız. Unutmayın! Her şeyin başı sabır…

  • Akıllı Besinlerle Kalıcı Kilo Vermek

    Akıllı Besinlerle Kalıcı Kilo Vermek

    Uzmanlar, kalıcı olarak kilo vermek ve yakalanan formu korumak için diyet yapmak, dengeli ve düzenli beslenmek kadar vücutta şişmanlığa neden olabilecek gizli metabolik hastalıkların da olup olmadığının bilinmesi gerektiğini belirtiyor…

    Yanımızdaki baklava yerken kilo almıyor da biz ıspanak yerken niye kilo alıyoruz?

    Kilo problemi olan birçoğumuz, zaman zaman fazla kilolarımızdan kurtulmak için mucize formüllerin peşine düşmüşüzdür. Maydanozu, lahanayı veya çeşitli ot kombinasyonlarını kaynatarak sularını içtiğimizde, birden bütün yağlarımızın eriyeceğini düşünmüşüzdür.

    Belki de çoğu zaman, zayıf arkadaşlarımız baklava börek yerken ve hiç kilo almazken, kendimizin haşlanmış ıspanak yememize rağmen nasıl olur da bu kadar kilo sorunu yaşadığımıza bir anlam verememişizdir. Bu konuda belki de metabolizmamızın hiç çalışmadığını düşünerek kaderimize küsmüşüzdür.

    Gerçekten bu şişmanlık denilen hastalığın kalıcı bir çözümü yok mudur? Obezite ve metabolizma hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya, kalıcı kilo vermede doğru zamanda doğru yolu izlemenin önemine dikkat çekiyor.

    Dr. Ayça Kaya “Her şeyden önce vücutta şişmanlığa neden olabilecek bazı gizli metabolik hastalıkların açığa çıkarılması çok önemlidir. Böyle bir durum varsa ve tedavisiz kalırsa istediğiniz kadar az beslenin bir müddet sonra tekrar kilo alımı kaçınılmaz olur.

    Daha sonra da kalıcı kilo kaybı için hayat boyu gidecek beslenme sistemi kişiye benimsetilmelidir.” diyor. Bu beslenme sistemi içinde bazı akıllı besinleri bilerek seçmenin şişmanlık denen hastalıkla baş etmede altın standartlardan biri olduğunu vurgulayan Dr. Ayça Kaya kalıcı kilo vermede rol oynayan akıllı besinler ile ilgili bilgi veriyor.

    Şeker yükü fazla yiyeceklere dikkat!

    İnsan vücudu ana yakıt kaynağı olarak glikozu kullanır. Glikozun kaynağı ise yiyeceklerle aldığımız karbonhidratlardır. Karbonhidratları kabaca basit karbonhidratlar ve kompleks karbonhidratlar olarak ikiye ayırırız. Basit karbonhidratlar, şeker yükü fazla olan yiyeceklerdir. Kan şekerimizi hızlı yükseltir ve bizi daha çok acıktırır, daha çok yememize neden olur.

    Şeker yükü düşük yiyecekler uzun süre tok tutar…

    Kompleks karbonhidratların içindeki şeker ise kana daha yavaş geçer ve bizi daha uzun süre tok tutar. Kompleks karbonhidratlar ve düşük glisemik indeksli yiyecekler: Bu yiyecekler kalıcı kilo vermede en sık başvuracağımız akıllı besinlerdir. Elma, armut, kivi, greyfurt, kiraz, çilek, kurubaklagiller, bulgur, esmer pirinç ve kepekli makarnadır.

    Glisemik indeksi yüksek yiyecekleri tek başına tüketmeyin!

    Başlıca basit karbonhidrat ihtiva eden ve glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler: Şeker, bal, reçel, tatlılar, muz, incir, üzüm, tatlı kavun, tatlı karpuz, patates, havuç, beyaz pirinç, beyaz un ve beyaz makarnadır. Peki, bu yiyecekleri hiç tüketmeyecek miyiz? Tabii ki yiyeceğiz ama şeker oranını düşürerek yiyeceğiz yani nasıl yiyeceğimizi bileceğiz. Örneğin muzu yoğurtla, patatesi etle ve yoğurtla karıştırarak yemek vücut için biyoyararlanımı daha iyi kılar ve bizi daha geç acıktırır. Ayrıca yemeğe limon katmak da glisemik indeksi düşürür.

    Kalıcı kilo kaybında en büyük yardımcı yüksek lifli besinler.

    Yüksek lif içerikli besinleri bilmek ve bu tür besinleri öğünlerimizde sık kullanmak da kalıcı kilo kaybında en büyük yardımcımız olur. Bu yiyecekler sindirim sistemimizde daha uzun süre kalır. Çiğneme hızımız bile bu tür besinlerde daha yavaştır. Bizi daha tok tutar. Lif oranı yüksek besinlerin aynı zamanda şeker oranı da düşüktür. Örneğin kabak, lahana, brokoli, ıspanak, kurubaklagiller, kepekli unlar da çok iyi seçimlerdir. Kabızlık sorunu olanlara da birebir çok iyi çözümdür.

    Yağı azaltıp kızartmayla mayonezi hayatınızdan çıkarın

    Kalıcı kilo kontrolünde çok önemli bir diğer kavram da daha düşük yağlı yemeyi becerebilmektir. Yağlar dünyadaki en yüksek kalorili yiyeceklerdir. Yiyeceklerin üzerine yağ eklendiğinde yiyeceğin mevcut kalorisi iki-üç kat artabilir. Özellikle metropol hayatında hazır gıda tüketimi son derece yaygındır ve bu yiyeceklerin yağ oranı lezzeti artırabilmek için çok fazladır.

    O nedenle siz siz olun yiyecekleri seçerken daha az yağlı olmasına özen gösterin. Yani çıtır, kıtır, pane, kızartılmış, kremalı, mayonezli, hazır pastane ürünleri, dışarıda kıymadan yapılmış etler tüketilmezse kilo kontrolü daha kolay olur. İşe yaptığınız yemeklere koyduğunuz yağı yarı-yarıya azaltarak başlatabilirsiniz.

    Yağ oranı yüksek besinler ise kilo ile savaşta en uzak kalınması gerekli gruptur. Yağ oranı yüksek kızartmalar, milföy gibi hamurlar, baklavalar, soslar belki de uzun vadede en uzak kalınması gruptur.

  • Mükemmel Karın İnceltme Operasyonu

    Mükemmel Karın İnceltme Operasyonu

    Tartının gösterdiği rakamın düşmesini istiyorsanız, yemeniz ve daha fazla olmak koşuluyla egzersiz yapmanız gerekiyor. Her gün kullandığınız kalorinin %10 ila 30′u, yediklerinizi sindirirken yakılır. Bu çok hoş! Çünkü yeme arzumuzu karşılarken, aslında kalorilerimizi yakıyoruz. Fakat tüm gıdalar, aynı şekilde yaratılmamıştır. Vücudunuz proteini sindirmek için (tüketilen 100 birimden yaklaşık 25′i yakılır) yağ ve karbonhidratları sindirmek için yaktığından (tüketilen 100 birimden yaklaşık 10-15′i yakılır) daha fazla kalori kullanır.

    Abs Diet bu yüzden zayıf, sağlıklı protein ilavesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Her şeyden makul bir şekilde yemek yiyin; böylece daha fazla kalori yakarsınız. Protein, aynı zamanda kasları oluşturan besin maddesidir ve ne kadar çok kasınız olursa, metabolizmanız da o kadar güçlü olur ve gün boyunca o kadar çok kalori yakarsınız. Kilo alıp verirken, kaslarınızda mikroskobik yırtılmalar oluşur. Bu yırtıkları onarmak için vücudunuz, hasarı değerlendirmek ve kası onarmak amacıyla yeni proteinlere ihtiyaç duyar. Protein, yeni kas lifleri oluşturarak, orijinal hücre yapınızı güçlendirir.

    European Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir çalışmada denekler dört çeşit karışımdan (%60 protein, %60 karbonhidrat, %60 yağ veya her 3.’nden eşit miktarda içeren bir karışım) birini içtiler. Sonra kendilerine öğle yemeği sunuldu. En az yemek yiyen grup, yüksek proteinli veya karışık besin maddeli karışımı seçenler oldu. Her iki karışım da aynı miktarda kalori içeriyordu, fakat protein katılımcıların daha tok hissetmesini ve daha az yemesini sağladı.

    İyi haberler bununla da bitmiyor. Zayıf proteinler üzerine odaklanan bir yeme planının takip edilmesi, öncelikle vücudunuzun orta bölümündeki kilo kaybını hızlandıracaktır. Danimarka’da yapılan bir araştırmada uzmanlar, 65 deneği %12 protein diyeti, %25 protein diyeti veya diyet içermeyen bir programa tabi tuttular. İlk iki grupta yaklaşık %30 düzeyinde olan kalori yüzdesinin, yağdan kaynaklandığı görüldü. Düşük proteinli diyeti uygulayanlar ortalama 4 kilodan daha fazla kilo kaybederken; yüksek proteinli diyeti uygulayanlar ise ortalama 7 kilo kaybetti ve düşük protein grubundan daha az kalori aldı. Daha şaşırtıcı olan istatistik ise ne kadar kilo verdikleri değil, hangi bölgeden kilo verdikleriydi. Yüksek proteinli diyet yapanlar, karın bölgesinde iki kat daha fazla yağ yaktı.

    Muhtemelen bu diyete başlamak için sabırsızlanıyorsunuz. Plan basit: Arka sayfadaki 6 ilkeye bağlı kalın ve burada anlatılan Abs diyet egzersizini takip edin. iki haftada veya daha kısa sürede 4 kiloya kadar yağ –öncelikle göbek bölgesinden yağ yakabilirsiniz.

    1. Günlük öğünlerinizi 6′ya bölün

    Anahtar sözcük: Enerjiyi dengeleyin. Yani ne kadar kalori aldığınızla, ne kadar kalori yaktığınızı kıyaslayın. Georgia State Üniversitesi’nde yapılan araştırmalara göre; saatlik 300–500 kalori alımını ya da verimini dengelerseniz; kilo kaybetmeniz kolaylaşır ve kaslarınız daha fazla çalışır. Günde sadece 3 öğün yemek yerseniz, enerji dağılımını sağlıklı olarak dengelememiş olursunuz. Öğün aralarında kalori yakımı, kalori alımından daha fazla; öğün sırasında ise bu durum tam tersi haldedir. Bu nedenle öğünleri büyük tutmaktan ziyade; porsiyonlarınızı küçültün ve her 2–3 saatte, bir şeyler yiyin. Böylece hem kendinizi tatmin edebilir, hem de diyetinizi düzenli bir şekilde sürdürebilirsiniz.

    2. Aşağıdaki 12 güç kaynağını programınızda es geçmeyin

    Bu 12 güç kaynağı; proteinli ve lif özlü besinler ile yağ oluşumunu engelleyen gıdalar içermekle beraber; o kadar etkilidir ki düzenli olarak alındıklarında, daha sağlıklı ve formda bir vücuda sahip olmanızı destekler. Zorunda olmamakla birlikte, bütün öğün ve ara öğün yemeklerinizde bu 12 güç kaynağını esas tutarsanız, vücudunuzdaki değişim süreci hızlanacaktır.

    Şu basit ince noktalarına dikkat edin:

    • Ana öğünlerinizde bu yapı taşlarından 2 ya da 3 tanesinin ya da en azından 1 tanesinin her ara öğününüzde bulunmasına özen gösteriniz.

    • Protein, karbonhidrat ve yağ gibi yapı taşlarından yeterli miktarda edinmek için öğününüzü mineraller açısından çeşitlendiriniz.

    • Her ara öğününüzün özellikle protein destekli olmasına özen gösteriniz.

    Badem ve kabuklu yemişler

    Kas oluşumunu destekleyip, açlık hissini yatıştırır. Obezite, kalp hastalıkları, kas kaybı, kırışıklık oluşumunu, kanser ve yüksek kan basıncını engellemeye yardımcı olacaktır.

    Baklagiller

    Kas oluşumu ile yağ yakımını sağlamanın yanı sıra sindirim sistemini düzene sokar, obezite, bağırsak kanseri, kalp hastalıkları ve fazla kan basıncına karşı savaşır.

    Ispanak ve diğer yeşil sebzeler

    Yaşlanmayı geciktirecek molekülleri harekete geçirir. Kanser, kalp hastalıkları, obezite ve kemik erimesine karşı çok etkili bir silahtır.

    Süt ürünleri

    Güçlü kemik oluşumunu sağlar ve kilo kaybını hızlandırır. Kemik erimesi, obezite, kanser ve yüksek kan basıncı riskini düşürür.

    Yulaflı besinler

    Enerji verir, kolesterolü düşürür ve kan şekeri değerlerinin normal bir seviyede tutulmasını sağlar. Kalp hastalıkları, obezite, bağırsak kanseri ve şeker hastalıklarını engellemede etkilidir.

    Yumurta

    Kas oluşumunu sağlayıp, yağ oluşumunu engeller. Obeziteye karşı savaşır.

    Hindi ve diğer beyaz etler

    Kas miktarını artırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Obezite ve çeşitli hastalıklara karşı savaşır.

    Fıstık ezmesi

    Testosteron ve kas miktarında ciddi bir artış sağlar. Yağ yakımını hızlandırır. Obezite, kas kaybı, kırışıklık oluşumu ve kardiyovasküler hastalıkların oluşumunu engellemeye yardımcı olacaktır.

    Zeytinyağı

    Kolesterolün düşük bir seviyede tutulmasını ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Obezite, kanser, kalp hastalıkları ve yüksek kan basıncı riskini düşürür.

    Buğday ekmeği ve mısır gevreği

    Vücudun yağ depolamasını engeller. Kalp hastalıkları, kanser, obezite ve yüksek kan basıncı gibi problemlere karşı çok etkilidir.

    Ekstra-protein tozu

    Hızlı kas oluşumunu ile yağ yakımını sağlar. Aşırı şişmanlığı önler.

    Çilek ve böğürtlenler

    Kalbi korur, görme duyusunu geliştirir, vücut denge ve koordinasyonunu sağlar. Hafızayı güçlendirir ve açlık duygusunu geçiştirir. Kalp hastalıkları, kanser ve obeziteye karşıda etkilidir.

    3. Düzenli aralıklarla smoothie için

    Smoothie’nin süt, yağsız yoğurt, protein tozu, buz ve diğer güç kaynağı besinlerin karışımı- iyi bir öğün destekleyicisi ve etkili bir ara öğün olarak işlevi vardır. Hazırlaması çok kısa bir zaman almakla birlikte; içerdiği küçük ve sulu meyveler, tatlandırılmış whey protein (peynir suyu tozu) veya fıstık ezmesi şeker ihtiyacınızı giderirken, hafif gıdalar olmaları sebebiyle midenizde fazla yer kaplamazlar. İlk iş olarak elinize bir mikser alın ve 250 gramlık meyve parçacıklarını karıştırın. Kahvaltıda veya egzersiz öncesi ya da sonrasında smoothie içebilirsiniz.

    4. Kalori hesaplamayı bırakın

    12 güç kaynağı ve bunlara eş değerdeki besinleri tüketerek, aldığınız kaloriler bir anlamda kendiliğinden sayılacaktır. Bu besinler, sağlıklı ve tatmin edici oldukları gibi aynı zamanda enerji vericilerdir ki bu en fazla geceleri dışarıdayken işinize yarar. Ayrıca, ekmek ya da fıstık ezmesi gibi kalorisi fazla olan yiyecekler üzerinde biraz limitli davranmak, akıllıca olacaktır. Diğer bir püf nokta ise kendinizi her yemek grubundan 1–2 porsiyon alarak sınırlandırmanız ve 1 öğün boyutunuzu toplamda 1 tabak çapı olarak belirlemenizdir.

    5. Ne içip içmemeniz gerektiğini öğrenin

    Alkolün sizi tehlikeye sokabileceği tonlarca yol mevcut. Alkol, sizi tok hissettirmeyeceği gibi açlık hissinizi de gidermez. Vücutta yağ yakımını sağlayan ve kas oluşumunu tetikleyen hormonların üretimini engelleyen alkol tüketimi, %36 oranında daha az kalori yakmanıza neden olarak, aldığınız besinlerdeki yağların vücudunuzda daha fazla depolanmasına yol açar. Eğer alkolden vazgeçemem diye düşünüyorsanız, kendinizi haftalık 2–3 içkiyle sınırlandırın. Su, her ne kadar Miller kadar heyecan verici olmasa da günde en az 8 bardak su içmenin birçok yararı vardır. Mesela su, tatmin olmanızı sağlar çünkü çoğu zaman açlık diye nitelendirdiğimiz hisler, aslında susuzluğumuzdan kaynaklanır. Su ayrıca vücudumuzdaki dışkılardan kurtulmamıza yardımcı olurken; yararlı mineralleri kaslara ulaştırarak, metabolizmanızın işler bir şekilde çalışmasını sağlar. Çok su içme taraftarı değilseniz; yağsız süt, yeşil çay ya da soda da işe yarar.

    6. Haftanın sadece 1 öğünü için bu 5 püf noktayı unutun

    Eşinizi aldatmanızı ya da vergi kaçırmanızı asla savunmuyoruz, fakat bu sefer haftalık rejim programınızın sadece 1 öğününü ekmenizi destekliyoruz. Bütün kalori hesaplarını bir yana bırakın ve kendinize yarım bir pizza ısmarlayın ya da bir Kit kat veya canınızın çektiği bir şeyin tadını çıkararak yiyin; tekrar programınıza dönmek üzere, bir süre oburluğun tadını çıkarın.

  • ‘Diyete hazır mısın’ testi

    ‘Diyete hazır mısın’ testi

    Diyet testi … Diyet testi nasıl yapılır ? Diyete başlamadan önce hazır olup olmadığınızı, sizin için doğru zaman olup olmadığını bu testle bulun… Gerçekten Kilo Vermeye Hazır mısınız?

    Güzel bir görünüm, istediğimiz her şeyi giyebilme, başkaları tarafından beğenilme ve kendinizi aynada görünce beğenmeme… Kilo vermek için sanıyorum birçok neden sıralayabilirsiniz kendiniz için. Ancak her defasında pazartesi olur diyete başlanır ve hafta ortasına gelmeden vazgeçilir.

    Ya da hikayeyi farklı bir açıdan değerlendirirsek daha gerçekçi olabilir. Kilolarınızdan sıkılıyor, ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Çevrenizdeki herkes kilo vermenizin gerektiğini devamlı size belli ediyor ve siz bu durumu bilerek tepkisel davranış olarak daha fazla yemeyle kendinize ceza veriyorsunuz. İşte tam o sırada yakın arkadaşınızı uzun aradan sonra gördüğünüzde gözlerinize inanamıyorsunuz. İncelmiş, fazla kilolarından eser yok. Hemen ne yaptığını, nasıl bir yöntemle kilo verdiğini öğreniyorsunuz…

    Kiloyu kontrol edebilmek önemli

    Vücudunuzda birkaç kilo fazla taşımak, sürekli kilo alıp vermekten daha az zararlı olabilir. Kilo kontrol etmek gibi uzun süreci kapsayan durumlarda sürekli kilo alıp verme döngüsü işinizi daha da zorlaştıracaktır. Sürekli kilo alıp verme bazal metabolizma hızının yavaşlamasına, yeme bozukluklarına ve daha az özgüvene neden olabilir. Biliyoruz ki sürekli kilo alıp verme döngüsü kalp hastalığı gibi sağlık problemleri olan kişilerde olumsuz sonuçlar yaratmaktadır.

    Bunun dışında kaybedilen kiloların yeniden alınması her şeyden önce moral bozukluğuna, başarısızlık duygusuna zemin hazırlamaktadır. Unutmayın kaybedilen kiloların yeniden alınması hızlı kilo verdiren diyetlere, uygulanması zor aletlere, inanılması güç olan yöntemlere meyil oluşturur. Fiziksel aktivite olmadan her diyetle birkaç kilo kaybedebilirsiniz, yağlarınız ile birlikte kaslarınızı da kaybedersiniz. Kısa sürede kilo vermeyi amaçlayanlar her zaman daha fazla kilo alarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

    Durun bir dakika ilk önce kilo vermeye hazır mısınız? Önce onu değerlendirmenizde fayda var. Davranışlarınız başarıya ulaşmada etkili olabilir. Diyete başlamadan önce bu testi uygulayarak davranışlarınızda herhangi bir değişikliğe gereksiniminiz olup olmadığını öğrenebilir, ya da şu an için diyeti gerçekten yapıp yapamayacağınız hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.

    Her soruya ‘doğru’ veya ‘yanlış’ olarak cevaplayın. Yanıtlarınızın nasıl olması gerektiği değil, sizin ne düşündüğünüzü yansıtması testten galip çıkmamızı sağlar.

    ‘Diyete hazır mısın’ testi

    1. Yeme alışkanlığım ve fiziksel aktivite durumum hakkında çok düşündüm. Neleri değiştirebileceğimi çok iyi biliyorum.

    2. Yeme ve fiziksel aktivite durumumda geçici değil, kalıcı değişiklikler yapmam gerektiğini biliyorum.

    3. Çok fazla kilo verirsem kendimi ancak başarılı hissedebilirim.

    4. Yavaş ve uzun vadede kilo verirsem daha iyi olacağını biliyorum.

    5. Gerçekten kendim istediğim için kilo vermeyi istiyorum. Başkası için değil.

    6. Kilo vermek yaşantımdaki diğer sorunları da giderebilecek.

    7. Normal fiziksel aktivitemi arttırmayı çok istiyorum.

    8. ‘Hata’ yapmaz isem başarılı bir şekilde kilo verebilirim.

    9. Beslenme ve fiziksel aktivite planımı organize etmek için her hafta çaba göstermek, zamana uymak için verdiğim sözü tutmak istiyorum.

    10. Kilo vermeye başladıktan sonra kilom uzun süre sabit kalırsa ya da veremezsem, hedefime ulaşmada yardımcı olan motivasyonumu kaybediyorum.

    11. Şu anda yaşamım stresli olsa bile bir kilo verme programına başlamak istiyorum.

    Değerlendirme

    1, 2, 4, 5, 7 ve 9. sorulara verdiğiniz yanıtlara bakın. Eğer doğru yanıtını vermiş iseniz ‘1’ puan, yanlış yanıtı vermiş iseniz ‘0’ puan verin. 3, 6, 8, 10 ve 11. sorularda doğru yanıtına ‘0’ puan, yanlış yanıtına ‘1’ puan vererek değerlendirin. Sonra puanlarınızı toplayın.

    Tabi ki sadece puan vererek değerlendireceğiniz bu test sizin kilo vermeye hazır olup olmadığınızı belirleyemez. Fakat toplam puanınız ne kadar çok yüksekse başarınızda o kadar yüksek olacaktır.

    8 veya üzerinde puan: Şu an muhtemelen kilo vermek için çok önemli sebepleriniz var. Ve başarmanız için gerekli adımları çok iyi biliyorsunuz. Hemen kilolarınızdan kurtulmak için doğru yolları aramaya başlayabilirsiniz.

    5 ile 7 puan: Kilo verme sebeplerinizi ve takip edeceğiniz yöntemleri tekrar gözden geçirmekte fayda var. Sorulara tam puan verinceye kadar kendinizi hazırlayın.

    4 puan ve altı: Şu an kilo vermek için uygun vakit olmayabilir. Başlangıçta başarılı olabilir, ancak hedeflerinize ulaşmada gerekli ilerlemeyi sürdüremeyebilirsiniz. Nedenlerinizi ve davranışlarınızı yeniden gözden geçirin. Uygun zamanı bulduğunuzda yeniden sorulara yanıtlarınıza göre harekete geçiniz.

    Diyet ve sağlıklı beslenme için tıklayın !

    Diyetisyen Selahattin Dönmez’ in makalesinden derlenmiştir.

  • Hormonlar Aldatmaya Etki Ediyor…

    Hormonlar Aldatmaya Etki Ediyor…

    Uzmanlarca yapılan fast-food sex araştırmasından, aldatmada hormon seviyelerinin de etken olduğu sonucuna varıldı. Araştırmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise giden kan akımı arttıkça erkeklerde aldatma olasılığı da artıyor.

    Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin ‘fast-food sex’ araştırmasında, erkeklerin yüzde 93’ü, kadınların yüzde 82’si cinselliğin ilişkide çok önemli olduğunu söyledi.

    Sakarya Adliyesi’ne boşanmak için başvuran 150 kadınla yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada, şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılan birçok davanın temel nedeninin cinsel sorunlar olduğu ortaya çıktı.

    Aldatmanın boşanma nedenlerinin başında geldiğini belirten ve “Aldatma cinsel arzuyu kontrol eden hormonların yanında kişinin duygusal, düşünsel yapısı ve karakterine de bağlı” diyen Prof. Dr. Halim Hattat, ihanetle hormonların ilişkisini anlattı:

    Kadın bünyesinde de erkek bünyesinde de hem östrojen hem de testosteron hormonu bulunuyor. Kadında östrojen baskılı testosteron; erkekte de testosteron baskılı östrojen mevcut. Erkekte de kadında da cinsel isteği testosteron hormonu etkiliyor; özellikle serbest testosteron miktarı kadın ve erkekte cinsel isteği kontrol ediyor. Libidoda hormonların çok etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Halim Hattat; “Ancak biz artık cinselliği biyo-psiko-sosyal perspektiften inceliyoruz. Kaliteli cinselliği fiziksel dürtülerin yanı sıra psikolojik, duygusal, sosyal tüm faktörler etkiliyor” diyor.

    Aldatmayla hormon seviyeleri ilişkili

    “Bazı hormonların fazla olmasının aldatma isteğini körüklediği yönündeki kanı doğru mu, hem kadın hem de erkek açısından bunun bilimsel bir açıklaması var mı?” sorusuna Prof. Hattat’ın cevabı şöyle:

    “Aldatma ile hormonların ilişkisini araştıran yeni bir çalışma, aldatmayla hormon seviyelerinin ilişkili olduğunu gösterdi. Bu çalışmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise giden kan akımı arttıkça, erkeklerde aldatma olasılığı da artıyor. Diğer faktörlere bakarsak eşiyle cinsel sorun yaşayanlarda bu olasılık sıklaşıyor. İşinde stresli olan, genel olarak kendini mutsuz hissedenlerde de durum aynı. Görüldüğü gibi aldatma hissini hormonlar kadar ilişkiye ait diğer faktörler de etkiliyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin yaptığı araştırmalarda cinsel sorunları konuşamamanın da aldatma seviyelerini etkilediğini gördük. Sorun yaşayan çiftler cinsel sorunlarını konuşmak yerine çözümü dışarıda, yeni ilişkilerde arayabiliyor.”

    Boşanmada cinsel uyumsuzluğun etkisi

    Sakarya’da yapılan bir araştırma, boşanmaların en önemli nedeninin cinsel sorunlar olduğunu ortaya koydu. Mahkemeye “şiddetli geçimsizlik” olarak sunulan boşanma nedenlerinin, aslında yoğun olarak cinsel kökenli olduğu vurgulandı.

    Araştırmaya katılan kadınların en önemli boşanma nedeninin cinsel uyumsuzluk ve mutsuzluk olduğu belirtildi.

    Araştırmayı yürüten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Kömürcü, “Günümüzde, boşanmalarda, adliyelere yansıyan en önemli neden, şiddetli geçimsizlik şeklinde geçse de, bunun gerçek neden olmayıp, genellikle cinsel uyumsuzluk üzerinde uzlaşılmış hukuki bir terim olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu neden, resmi kayıtlarda bütün boşanmaların yüzde 85′ini oluşturmaktadır” dedi.

    Prof. Halim Hattat ise boşanma ve aldatmada cinsel uyumsuzluğun etkisini şöyle açıklıyor:

    “‘Fast-food sex’ araştırmasında erkeklerin yüzde 93’ü, kadınların yüzde 82’si, cinselliğin ilişkide çok önemli olduğunu belirtiyor. Araştırmalar cinsel sorunların hastaların yüzde 62’sinde özgüven kaybına neden olduğunu, yüzde 21′inde ise ilişkilerini bitirdiğini gösteriyor. Cinsel problemler hem hastalarda hem de partnerlerde özgüven eksikliği, öfke, endişe, depresyon ve mutsuzluk hissi yaratıyor. Erkekler kendini yetersiz, kadınlar çekiciliklerini yitirmiş hissediyor. Partnerleri cinsel sorun yaşayan kadınlarda cinsel tatmin seviyesi yarı yarıya azalıyor.

    En önemli sorun ‘konuşmamak’

    “Buradaki en büyük sorun çiftlerin cinsellik hakkında konuşmamaları. Özellikle cinsel bilgisizlik, cinsel konuların tabu sayılması, bu konuların sadece psikolojikmiş gibi algılanması ve utanma nedeniyle çiftler sorunlarını paylaşmıyor, tedavi arayışına girmiyor. Oysa cinsel sorunların aşılmasında en önemli faktör çiftlerin samimi bir şekilde birbiriyle iletişimde olmasıdır. Cinsel sorunların çiftleri birbirinden uzaklaştırdığı biliniyor. Cinsel problemler, bazen ilişki sorunlarının ana nedeni, bazen de sonucu oluyor. Konuşmayan çiftlerde cinsel sorunlar büyüyor, ilişki problemleri ve boşanmalar artıyor.”

    Kadın bünyesinde de erkek bünyesinde de hem östrojen hem de testosteron hormonu bulunuyor. Kadında östrojen baskılı testosteron; erkekte de testosteron baskılı östrojen mevcut. Erkekte de kadında da cinsel isteği testosteron hormonu etkiliyor; özellikle serbest testosteron miktarı kadın ve erkekte cinsel isteği kontrol ediyor. Libidoda hormonların çok etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Halim Hattat; “Ancak biz artık cinselliği biyo-psiko-sosyal perspektiften inceliyoruz. Kaliteli cinselliği fiziksel dürtülerin yanı sıra psikolojik, duygusal, sosyal tüm faktörler etkiliyor” diyor.

    Aldatmayla hormon seviyeleri ilişkili

    “Bazı hormonların fazla olmasının aldatma isteğini körüklediği yönündeki kanı doğru mu, hem kadın hem de erkek açısından bunun bilimsel bir açıklaması var mı?’ sorusuna Prof. Hattat’ın cevabı şöyle:

    “Aldatma ile hormonların ilişkisini araştıran yeni bir çalışma, aldatmayla hormon seviyelerinin ilişkili olduğunu gösterdi. Bu çalışmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise giden kan akımı arttıkça, erkeklerde aldatma olasılığı da artıyor. Diğer faktörlere bakarsak eşiyle cinsel sorun yaşayanlarda bu olasılık sıklaşıyor. İşinde stresli olan, genel olarak kendini mutsuz hissedenlerde de durum aynı. Görüldüğü gibi aldatma hissini hormonlar kadar ilişkiye ait diğer faktörler de etkiliyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin yaptığı araştırmalarda cinsel sorunları konuşamamanın da aldatma seviyelerini etkilediğini gördük. Sorun yaşayan çiftler cinsel sorunlarını konuşmak yerine çözümü dışarıda, yeni ilişkilerde arayabiliyor.”

    Boşanmada cinsel uyumsuzluğun etkisi

    Sakarya’da yapılan bir araştırma, boşanmaların en önemli nedeninin cinsel sorunlar olduğunu ortaya koydu. Mahkemeye “şiddetli geçimsizlik” olarak sunulan boşanma nedenlerinin, aslında yoğun olarak cinsel kökenli olduğu vurgulandı. Araştırmaya katılan kadınların en önemli boşanma nedeninin cinsel uyumsuzluk ve mutsuzluk olduğu belirtildi.

    Araştırmayı yürüten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Kömürcü, “Günümüzde, boşanmalarda, adliyelere yansıyan en önemli neden, şiddetli geçimsizlik şeklinde geçse de, bunun gerçek neden olmayıp, genellikle cinsel uyumsuzluk üzerinde uzlaşılmış hukuki bir terim olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu neden, resmi kayıtlarda bütün boşanmaların yüzde 85′ini oluşturmaktadır” dedi.

  • Kişiye Özel Diyetler

    Kişiye Özel Diyetler

    Kilomuz biraz artıp da eski kıyafetlerimize giremediğimizi fark ettiğimizde çoğumuz için ‘diyet’ yapma zamanı gelmiş demektir. Diyete başlamaya karar vermemizle, etrafımızda bir çok alternatif liste belirir. İnternet sitelerinde, gazetelerde, dergilerde, komşularda mevcut olan bu listeler saymakla bitmez…

    • İsveç diyeti
    • Mutluluk diyeti
    • Mucize diyet
    • Su diyeti
    • Şeker diyeti
    • 3 günde 5 kilo diyeti
    • Lahana diyeti
    • Patates diyeti
    • Kalorilik diyetler
    • Kan grubu diyeti
    • Öğrenci diyeti
    • Karpuz diyeti
    • Şok diyetler… vb

    Bu diyetlerin bir çoğu düşük kalorili veya tek tip (sadece birkaç besini içeren) diyetler olup, sağlık açısından tehlikelidir. Bu tip diyet programlarının neredeyse tümü hızlı kilo kaybını vaadeder.  Nitekim uygulayanlar da kısa süre içinde tartıda azalma görürler. Ancak verilen bu kilolar tekrar geri alınır, çünkü kaybedilen yağ dokusu değil kas dokusu ve sudur. Dahası bu diyetleri uzun süreli uygulayanlarda kalp kası kaybına bağlı ölüm bile görülebilir.  Kilo verme programlarında amaç yağ dokusunu azaltmak olmalıdır, KAS DOKUSUNU DEĞİL. Bu nedenle hızlı kilo kaybı sağlayan programlardan uzak durun.

    Bazı istisnai haller dışında (ameliyata girecek morbid obez kişiler gibi) kilo kaybı haftada 0.5 kg- 1 kg arasında olmalıdır.

    Unutmayın ki, hızlı verilen kilolar hızla geri alınır.

    Yavaş kilo kaybıyla birlikte ideal bir diyet, kişiye özel olmaldır. Diyetisyen diyeti de olsa kimse başka bir birey için hazırlanmış diyeti uygulamamalıdır. Konu komşudan, eşten dostan alınan veya gazetelerden kesilen diyet listeleriyle diyet yapılmamalıdır. ‘Benim kız diyetisyene gitti 10 kilo verdi al sen de uygula’ yaklaşımı ile sağlıklı sonuçlar almak mümkün değildir.

    Diyet, yaşa, boya , kiloya, kişininin fiziksel aktivitesine, yaşam tarzına, beslenme alışkanlıklarına, sağlık durumuna göre kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.

    Bir kişiye kilo verdiren diyet diğer bireye kilo aldırabilir. Biri için yeterli olan kalori diğer kişi için yetersiz olabilir. Aynı yaş ve boyda olsalar bile kişilerin enerji ihtiyacı birbirinden farklı olabilir. Sağlık durumu farklı olan bireylerin diyet listeleri de elbette farklı olacaktır. Bu nedenle diyet yapacak birey önce dahiliye veya endokrin uzmanının kontrolünden geçmeli, sağlık durumu değerlendirildikten sonra bir diyetisyen tarafından hazırlanacak KİŞİYE ÖZEL BESLENME PROGRAMI ile kilo kaybını sağlamalıdır. Kişinin sevdiği besinler ve beslenme alışkanlıkları da göz önünde bulundurulan bu diyetlerle kilo vermek hem daha sağlıklı, hem de daha zevkli olacaktır. Pazartesi başlayıp salı günü biten diyetlerde temel hata diyetlerin bireye özel dolayısıyla sürdürülebilir olmamasıdır. Diyet kişinin yaşam tarzıyla örtüştüğü oranda başarılı olur.

    Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için bir uzman tarafından sizin için özel olarak hazırlanmış diyetleri tercih etmek gerekir.

    Ezgi BELLİKCİ
    Diyetisyen

  • Hamur Mayasıyla Cilt Bakımı

    Hamur Mayasıyla Cilt Bakımı

    Hamur yoğuran kadınların elleri parlak ve güzel görünürmüş. Hamurun içindeki vitaminler ve özellikle hamur mayasındaki kimyasal ve doğal minral ve bir takım maddeler cilt için mükemmel bir bakım malzemesiymiş...

    Maya cilt dokularını yeniden yapılandırıyor
    Yüzünüzü nemlendirmek ve dış etkenlere karşı korumak için mayadan yararlanabilirsiniz. Yüksek dozda protein içeren maya, cilt dokularının yeniden yapılanmasını sağlıyor. Cildin daha güzel ve pürüzsüz görünümüne yardımcı oluyor. Mayayı sulandırarak, krem haline getirin. Karışımı yüzünüze ve vücudunuza sürüp, on dakika beklettikten sonra yıkayın.

    Saç dökülmelerini önlüyor
    Maya, özellikle stresli dönemlerde saçların dökülmesini önleyip sağlıklı uzamasını sağlıyor. İçeriğindeki B5 vitamini, saç sağlığı için çok önemli olan keratin oluşumunu uyarıyor. Keratin, saçların dökülmesini önleyip daha hacimli ve gür görünmesini sağlıyor. 4 çorba kaşığı toz mayayı 1 bardak ılık suda eritin. Saç diplerine früksiyon yaparak yedirin. Birkaç dakika bekledikten sonra bol suyla durulayın.

    Yumuşacık ellerin formülü maya
    Maya ellerin de dostu. Akşamları yatmadan önce 1 kahve fincanı ılık süte 1 tatlı kaşığı yaş maya ilave edip eriyinceye kadar karıştırın. Hazırladığınız bu doğal el kremini ellerinize masaj yaparak yedirin. 10 dakika bekleyip ılık suyla yıkayın. Ellerinizin yumuşacık olduğunu fark edeceksiniz. Özellikle soğuk havada çatlayan ellere iyi geliyor.