Kan grupları anne ve babadan alınan genler ile belirlenir. Kan grubundan kalp krizi analizi olduğunu biliyor muydunuz? Hangi kan grupları kalp krizine yatkın diye souyorsanız okumaya devam edin.
Kan Grubundan Kalp Krizi Analizi
Kalp krizi dünyada en çok ölümlere neden olan hastalıklardan biridir. Önceden çok net belirtiler vermeyen kalp krizi hakkında yeni yapılan araştırmalardan biri farklı kan gruplarının kalp krizleri üzerinde etkili olabileceği yönünde sonuçlar ortaya çıkardı.
Yapılan araştırmaya göre 0 kan grubuna sahip kişilerin kalp krizi geçirme ihtimalinin daha düşük olduğu sonucu açıklandı.
Avrupa Kardiyoloji Topluluğu’nun kongresinde açıklanan araştırmada 1.3 milyon kişi üzerinde yapılan araştırmada 0kan grubunun daha düşük kalp krizi riski taşıdığı açıklandı. “A”, “B” ve “AB” olan kişilerde kanın pıhtılaşmasını sağlayan bir proteinin daha yüksek seviyelerde bulunmasından dolayı kalp krizi riskinin fazla olabileceği açıklandı.
Araştırmada “AB” grubundaki kişilerin risk faktörünü en çok taşıyan grup olduğu açıklandı.
Eskisi gibi kolay merdiven çıkamıyor musunuz? Nedeni sigara olabilir! Sigarayı bıraktıktan sonra vücudunuzda bakın ne gibi değişiklikler olacak..
Farkında olmasanız da sigara tüm hayatınızı sinsi sinsi mahveder. Zamanla merdiven çıkarken soluğunuz daralır, sabahları ağzınız hiç hoş olmayan acı bir tat oluşturur. Bunlar kısa vadede etkileri, uzun vadedeki zararlarını düşünmek bile istemezsiniz.. Peki ya şimdi sigarayı bırakmaya ne dersiniz? Sigarayı bıraktıktan sonraki değişimlerinizi görmek emin olun sizi çok mutlu edecek.
Sigarayı Bıraktıktan Sonra Vücutta Görülen Değişiklikler
-Sigarayı bıraktıktan sonra vücudunuzdaki ilk değişiklik 20 dakika sonra el ve ayaklarınızdaki kan basıncının normale dönmesi.
-Sigarayı bıraktıktan 8 saat sonra vücudunuzdaki oksijen dağılımı normale döner ve kalp krizi riskiniz azalır.
-Sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra vücudunuzdan karbonmonksitten arınmaya başlar.
-Sigarayı bıraktıktan 72 saat sonra solunum yollarınız rahatlamaya başlar.
– Sigarayı bıraktıktan 2-12 hafta sonra iyice düzelen solunum yollarınızda enfeksiyon olasılığı iyice azalır.
-Sigarayı bıraktıktan 3-9 ay sonra akciğer fonksiyonlarınız düzelmeye başlar.
-Sigarayı bıraktıktan 12 ay sonra kronik kalp hastalıklarının riski yarıya iner.
-Sigarayı bıraktıktan 12-36ay sonra mesane kanserine yakalanma riskiniz yüzde 50’ye düşer.
-Sigarayı bıraktıktan 10-15 yıl sonra kalp krizi geçirme riskiniz hiç içmeyenlerle aynı seviyeye iner.
Sizce sigarayı bıraktıktan sonraki tüm bu değişiklikler sigarayı bırakmaya değmez mi?
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte kapılarınızı çalan bahar yorgunluğundan kurtulmanın yollarını arıyorsanız bu yazıyı inceleyin!
Halsizlik, yorgunluk, kaygı, asabiyet, dikkatsizlik ve uyku düzensizlikleri… Eğer bu belirtiler varsa maalesef siz de bahar yorgunusunuz!
Bahar Yorgunluğunun Nedeni Nedir?
Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, bahar yorgunluğunun nedenleri ve kurtulmanın yolları hakkında şu bilgileri verdi:
Doğanın kendini yenilediği dönem olan bahar aylarıyla birlikte çekilmez bir hal almaya başlamış olabilirsiniz. Doğanın yenilenmesiyle birlikte havada bir takım değişiklikler söz konusu olur. Havadaki nem oranı değişir.
Elektrik yükü dağılımı değişir. Ortamda polen, toz, koku artar. Durum böyle olunca da bu durumdan etkilenmemiz kaçınılmaz oluyor. Bu aylarda bazı yerlerinizde ağrılar hissederseniz bilinki nedeni bahar yorgunluğu. Bahar aylarında en çok etkilen kişilerse alerjik bünyeler. Tozdu polendi derken bir süre yaşam standartları düşebilir.
Sürekli yorgunluk, halsizlik ve uyku durumu beraberinde depresif bir yapıya dönüştürür. Eğer ki tüm yıl boyunca kendinizi bu halde hissediyorsanız bahar yorgunluğuyla karıştırmayın. Kronik yorgunluk semptomu yaşıyor olabilirsiniz.
Tütsülenmiş etin sağlıklı olup olmadığı tartışmalı bir konudur. İlkel zamanlardan kalan bu yana kullanılan tütsülenmiş et sağlığa zararlı mıdır? Yararlı mıdır?
Tütsülenmiş Et Sağlığa Zararlı Mıdır?
Tütsülemek, yaklaşık 9000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Çıkış amacı ise eldeki etin bozulmasını önlemek ve uzun süre tüketim sağlamaktır. Tütsüleme işlemi sırasında et öncelikle ince ince dilimlenir, tuzlanır, hafif kurutulur ve tütsülenir. Etler böylece oda sıcaklığında bozulmadan saklanabilir.
Tütsülenmiş Et Sağlığa Zararlı Mıdır?
Tütsülemede 2 yöntem kullanılır. Sıcak ve soğuk tütsüleme. Sıcak tütsüleme ateş dumanı ile olurken, soğuk tütsüleme günlerce süren kurutma işleminden oluşur. Tütsülenmiş etin günümüzde kullanılma amacı lezzettir.
Tütsüleme sırasında kullanılan tuz yüksek oranda sodyum içerdiği için kalp damar rahatsızları ve tansiyon gibi sağlık problemleri yaratabilir.
Et protein açısından zengindir ve bazıları demir gibi mineraller bakımından zengindir. Füme etin sağlıklı olup olmadığı direkt olarak et türüne bağlıdır. Manda, geyik eti, hindi balık ve tavuk göğsü gibi yağsız etler sığır etinden daha az yağ içerir. Bazı balıklar, omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olup, sinir sistemini ve kalp-damar sağlığını teşvik eden sağlıklı bir yağdır. Tütsülemek yağ alımı bakımından daha faydalıdır. İşlemler sırasında pişirmeden kaynaklanan yağ alımı olmaz.
Pişirme
Et ısıyla pişirilmediği için dumana yani karbonmonoksite maruz kalmış olur bu nedenle kanserojen içeren maddelerle birleşmiş olur. Araştırmacılar, farklı kanser türleri ile tütsülenmiş gıdaların yenmesi arasındaki ilişkiyi göstermişlerdir. Evde tütsülemek yapmak hazır alınmış etten daha zararlı olabilir. Bunun nedeni ise evdeki tütseüleme yöntemlerinin prosyonel olmaması ve bazen tütsülemede kullanılan ateşin yada dumanın sağlığa zararlı olacak olmasıdır. Endüstiriyel ürünler belirli sıcaklık konrollerinden geçer.
Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
Etler tütsüleme işlemi öncesine güzelce marine edilmiş olmalıdır.Tütsülenmiş et tüketimi fazla miktarda olmamalıdır. Hamile kadınlar, bazı bakteriler ve enfeksiyonlar içerebildiği için tütsülenmiş et tüketiminden kaçınmalılardır. Bazı balıklarda çok çabuk bakteri üretebileceği için dikkatli olunmalıdır.
Böbrek taşı hastaları neler yemeli, neler yememeli konusu üzerine sizle böbrek taşı diyeti paylaşmak istiyoruz. Böbrek taşı nasıl geçer diye merak ediyorsanız okumaya devam edin.
Böbrek Taşı Diyeti
Böbrek taşı, böbreklerde biriken sert madensel maddelerdir. Kalsiyum oksalat, veya ürik asit gibi maddeler idrar içerisinde normalde beklenenden daha yüksek yoğunlukta bulunursa böbrek taşı oluşur. İki çeşit böbrek taşı vardır. Biri idrarda kalsiyum birikimi nedeniyle oluşurken diğeri idrarda aşırı miktarda oksalat birikimine bağlı olarak oluşur.
Böbrek taşını engellemek için beslenmeniz oldukça önemlidir. Oluşmuş böbrek taşınız varsa aşağıdaki gıdalara ağırlık vererek taşlardan kurtulmanız mümkün olabilir.
Su
Su insan vücudunun önemli bir bölümünü oluşturur. Su tüketimi az olan kişilerde ilerleyen zamanlarda böbrek taşı sotunu yaşandığını biliyoruz. Oluşmuş böbrek taşlarını düşürmede su çok önemlidir. Su tüketiminin yeterli olup olmadığını kontrol etmenin bir yolu, idrar rengini gözlemlemektir. İdrar rengi açıksa, endişelenecek bir şey yoktur ancak eğer koyu renkli ise su tüketimi arttırılmalıdır.
Turunçgil Meyveleri
Narenciye böbrek taşlarının parçalanmasında çok yardımcı olur. Sitrik asit idrarda kalsiyum ile bağlanır, böylece oksalat böbrek taşı oluşumuna neden olan kalsiyum oksalat oluşumunu engeller. Limon gibi narenciye, günlük diyetinizin bir parçası olmalıdır. Böbrek taşlarını önleme diyetine dahil edilmelidirler.
Patates
Patatesler karbonhidrat bakımından zengindir. Böbrek taşı oluşumunun önlenmesinde yardımcı olduğu için, yüksek miktarda karbonhidrat içeren gıdalar yemek vücuda iyi gelir. Bu nedenle, günde bir patates böbrek taşlarının atılmasına yardımcı olabilir
Tuzun Daha Az Alınması
Çok fazla miktarda tuz alınması, böbrek taşı rahatsızlığı olanlar için uygun değildir. Tuz alımı azaltılırsa o zaman idrarda kalsiyum atılımı azaltılır. Böbrek taşlarının oluşumunun engellenmesi, idrarda fazla miktarda kalsiyuma neden olmuştur.
Fruktoz ( Meyve şekeri) Alımını Azaltın
Fruktoz meyvelerde bulunan doğal şekerdir.Yeterli miktarda karbonhidrat kullanıyorsanız, diyetinizdeki fruktoz miktarının kontrol edilmesi gerektiğini unutmayın. Fruktoz doğal olarak oluşan bir maddedir. Fazla fruktoz böbrek taşı oluşumuna yol açar.
Et
Doktorlar, yardımdan çok vücuda zarar verdiklerinden kırmızı et tüketimini sınırlamayı öneriyorlar. Aynı şekilde böbrek taşları durumunda etin alınması sınırlı olmalıdır; Aksi takdirde et, yüksek miktarda hayvan proteini içerdiği için böbrek taşlarının oluşumuna neden olur. Çok fazla hayvan proteini alımı, böbrek taşı olsun veya olmasın, sağlık için iyi değildir.
Yumurta
Yumurta hayvan proteininde de yüksektir. Böbrek taşı oluşumunun ilk aşamasında olduğunda, doktorlar sorun çözülene kadar yumurta tüketimine dikkat edilmesini önerir. Yumurta, böbrek taşlarının oluşumuna neden olur ve şiddetli ağrı yapar.
Ispanak
Ispanak, vücut için çok sağlıklı yeşil bir sebzedir ancak böbrek taşı hastaları için iyi bir alternatif olmaz içinde buluna bazı maddeler böbrek taşı oluşumunu arttırabilir. Oksalat gibi mineralleri içerdiğinden, böbrek taşlarının oluşumunu azaltır. Bu nedenle, böbrek taşlarından muzdarip olduğunuz zaman, vücudun taşları boşaltmasına yardımcı olmak için bir süre ıspanak tüketmekten kaçınmalıdır.
Böbrek taşları son derece acı vericidir. Böyle bir rahatsızlığınız varsa öncelikle doktora gidin ve sonrasında bu besinlerden yardım alabilirsiniz.
Polikistik over tedavisi amaçlı maydanoz kürü ve adaçayı kürü hazırladık. Maydanoz suyu ile polikistik over tedavisi sağlayan kür hazırladık. Bu tarifler uygulanmış ve sonucu hemen hemen herkeste olumlu olmuştur. Yumurtalık kisti sorununuz varsa bu yazıyı mutlaka okuyun. Pcos ile mücadele edin.
Maydanoz Suyu İle Polikstik Over Tedavisi
Günümüzde bir çok kadının yaşadığı bir sağlık sorunu olan polikistik over yani çoklu yumurtalık kisti ergenlik yaşlarından itibaren ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır. Peki bu hastalık neden oluşur ve nasıl tedavi edilir.
Polikistik Over Nedir?
Santral sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak; üreme çağındaki kadınlarda en sık ortaya çıkan endokrin bozukluktur.
Polikistik Over Neden oluşur?
Temeli hormonel dengesizleridir.Büyük oranda genetik faktörlerdir.Polikistik over hastalarının bir çoğunda anne, teyze ve kızkardeşlerinde de aynı duruma rastlanır. Bu rahatsızlığın insülin direnci iile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Düzensiz beslenme de hastalığın ortaya çıkma ihtimalini arttırabilir.
Rahim kanseri ve muhtemel meme kanseri riskinde artış,
İnsülin artışı mevcut olan kadınlarda şeker hastalığı riskinde artış.
Polikistik over problemlerinde yaşam tarzınıza oldukça dikkat etmeniz gerekir. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme alışkanlıklarını bırakmanız, kilo kontrolü sağlamanız gerekmektedir. Bu belirtiler varsa hemen bir kadın doğum uzmanına görünmelisiniz.
Polikistik over tedavilerinde alternatif tıp oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Bu yöntemleren bazıları ise soğan suyu kürü bu küre de göz atmayı unutmayın. Maydanoz suyu ve adaçayı kürü ise diğer alternatiflerdir.
Maydanoz Suyu İle Polikistik Over Tedavisi
Polikistik Over Maydanoz Kürü
Ortalama yarım demet maydanoz,
Kabuğu soyulmamış yarım limon,
1 bardak su.
Maydanuzu sirkeli su ile güzelce yıkayın. Kabuğu soyulmamış olan limonu smoothie makinasında güzelce öğütün. Bu şekilde suyunu içebilirsiniz.
Evde smoothie makinanız yoksa bu malzemeleri kaynatın. Maydanozları ve limonu çok ince bir şekilde kıymalısınız. Bu sağlık içinde çok yararlı bir karışım olduğundan tansiyon gibi bir rahatsızlığınız yoksa 21 günlük kürden sonra arada tekrar edebilirsiniz.
Adaçayı Kürü
1 avuç kadar kimyasal ve koruyucu içermeyen adaçayı,
1 yada 2 bardak su,
1çay kaşığı kadar çörek otu.
Bu malzemeleri bir kapta kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra 1-2 dakika demlenmesini bekleyin. Hergün taze hazırlayın. Bu kürü de 21 gün süreyle uygulayabilirsiniz.
Alternatif tıptaki doğal çözümler elbette etkilidir. Fakat polikistik over ciddi bir rahatsızlıktır. Bu tariferi Doktorunuza danışarak uygulamanız gerekmektedir.
Güne zerdeçal suyu ile başlayın sağlığınızdaki değişimlere tanık olun hanımlar!
Antioksidan özelliğinden yaşlanma karşıtı etkisine kadar birçok faydası olan zerdeçalın sağlık açısından faydalarını tahmin bile edemezsiniz.
Zerdeçalın sağlığa olan faydalarını öğrendiğinizde hayatınızdan eksik etmeyeceğinize eminiz hanımlar! Zerdeçalın bu kadar marifetleri neler diyorsanız hemen açıklıyoruz, üstüne bir de zerdeçal suyu nasıl yapılır özel tarifini sunuyoruz.. :)
Zerdeçal Suyunun Sağlığa Olan Faydaları
Giderek popülerleşen zerdeçalın faydalarını bir de bizden duyun bakalım! Eğer her gün düzenli olarak zerdeçal suyu içtiğinizde vücudunuzda olacak olan değişiklikler şu şekilde:
-Yapılan araştırmalara göre zerdeçal suyu ağrı kesicilerden bile daha etkili.
-Yine araştırmalar sonucu ortaya çıkmış olana bilgiye göre zerdeçal suyu düzenli tüketildiğinde sindirim sorunlarına son veriyor.
-Zerdeçal suyu aynı zamanda kalp pıhtılaşmasını önlüyor ve kalbe iyi geliyor.
-Bilim insanlarının araştırmalarına göre zerdeçal suyu yaşlanma sonucu ortaya çıkan beyin fonksiyonu bozukluklarını düzenliyor.
-Zerdeçal suyu iltihap karşıtı bir özelliğe sahip.
-Vücudun alkali seviyesini düzenler ve diyabeti iyileştirir.
-Kadınların en seveceği faydası da bu olsa gerek. Yaşlanmayı geciktiriyor ve ömrü uzatıyor.
-Safra kesesinin düzgün çalışmasına yardımcı olur ve karaciğeri korur.
Zerdeçal Suyu Nasıl Yapılır?
1 bardak ılık suya 1 çay kaşığı toz zerdeçal katın. Hepsini su ılıkken hemen için. İşte bu kadar! :)
Sizin zerdeçal suyu ile ilgili eklemek istedikleriniz neler?
1.DAYANIKLIK İÇİN YAPILACAKLAR
Yaşlandıkça azalan kas kütlesi azalacağı için egzersiz programlarınıza mutlaka kas kütlenizi korumaya yönelik hareketler eklemeniz gerekiyor. Ayrıca ekleyeceğiniz bu hareketler kas dokunuzun sağlıklı olmasını sağladığı için sarkmayı da engellemiş olursunuz.
Bu uygulamalar haftada üç ile dört gün arasında yapılabilir. Daha fazla yapıldığında kaslarınız zarar görebilir. Günde 15- 20 dakika arası yeterli olacaktır.
Ağırlık makinalarında çalışmak yerine serbest egzersiz çalışmaları yapabilirsiniz. Böylece çok daha fazla kasınızı çalıştırmış olursunuz. Özellikle ileri seviyelerde serbest egzersiz çalışmaları yapmak daha fazla kas kütlesi edinmenize yardımcı olacaktır.
Kollarınızın ve bacaklarınızın sabit yönde hareket ettiği makinalardan uzak durmanızda fayda var. Bu makinalar yaralanmalara neden olabilir.
2. DÜZGÜN DURUŞ EGZERSİZLERİ EKLEYEBİLİRSİNİZ.
Yaşlanan ve zayıflayan kemikler ileri yaşlarda eğrileşmeye ve ağrıya neden olabilir. Bu yüzden yaş ilerledikçe kemik sağlığını korumak daha önemli bir hal alır. Programınızda duruşunuza yardımcı hareketler ile osteporoza savaş açabilirsiniz.
Tek bacağınızı uzatın arkanıza yaslanın ve dizlerinizi eğin. Ellerinizi başınızın arkasına koyun. Nefes alırken, dizinizi göğsünüze çekerken karın tırnağınızı omurganıza doğru çekin ve diğer bacağınızı 45 derece açı ile uzatın. Sırtınızın zemine dokunmadığından emin olun. Her bir bacağınızla 5-10 defa yapın.
Bu egzersizleri haftada iki gün ila üç gün gerçekleştirin. İstediğinize göre daha sık tekrarlayabilirsiniz. Unutulmaması gereken diğer bir noktada sırtüstü hareketler baskı uyguladığı için sırt probleminiz varsa bu egzersizi atlayabilirsiniz. Yaşlılar için yorucu bir egzersizdir. 3. YOGA
Yoga sadece stresin azaltılmasına yardımcı olmaz. Doğru nefes teknikleriyle oksijeni arttırarak cildin daha sağlıklı ve genç görünmesine olanak sağlar.
Yoga yapmayı evdeki kitaplardan, internetteki videolardan kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Diğer bir alternatif olarak spor salonlarında yoga dersleri alabilir veya bir yoga stüdyosuna katılabilirsiniz. Egzersiz rutininize haftada iki ila üç yoga oturumu eklemeyi deneyebilirsiniz.
Bir yoga dersi aldığınızda sağduyunuzu dinlediğinizden emin olun. Örneğin, eğitmen bir kafa standı önerirse ve bunu yapmaya hazır hissetmezseniz, o zaman yapmayabilirsiniz. Beceri seviyeniz göre hangi alternatif egzersizlerin hangileri olduğu konusunda yardım alabilirsiniz. Esnekliğin zaman aldığını unutmayın, sabırlı olun ve sizin için güvenli hissettiren bir şekilde yoga uygulayın. 4. ESNEKLİK VE DENGE EGZERSİZLERİNİ PROGRAMINIZA DAHİL EDİN
Vücudunuzu esnek olması yaşlandıkça formda ve dinç bir vücut sağlar. Esneklik sağlamaya yönelik çalışmalar vudunuzun ve kasların kolay hareket etmesine destek olur. Dengeleme egzersizleri ile düşme ve denge kaybı sorunlarını en aza indirebilirsiniz. Esnekliği sağlamak için haftalık programınıza 15-20 dakikalık denge egzersizleri ekleyebilirsiniz. Yoga ve pilates esneklik sağlamak için çok etkili uygulamalar olucaktır.
Egzersizler sağlıklı, dinamik ve aktif bir yaşam için gerekli olan ve yaş ilerledikçe de devam ettirmeniz gereken alışkanlıklardır. Bununla birlikte belirli egzersiz alışkanlıkları yaşamınız boyunca kendinizi zinde hissetmenize yardımcı olabilir. Size egzersizler konusunda dikkat etmeniz gereken birkaç konu başlığından bahsetmek istiyoruz. Özellikle ileri yaşlarda egzersizlerin dikkatli yapılması gerekiyor. Egzersiz rutininizde gençlik dönemlerinde ve sonrasından faydalı bir programla çalıştığınızdan ve hata yapmadığınıza emin olmanız gerekiyor.
İleri yaş egzersizlerinde dikkat edilmesi gereken noktalar
İleri yaş egzersizleri
1.YAŞINIZ İLERLEDİKÇE UZAK DURMANIZ GEREKEN EGZERSİZ YÖNTEMLERİ
Yoğun egzersiz programlarınızı sınırlayın. Yüksek tempolu çalışmalar çok etkili egzersiz programlarıdır. Bununla birlikte, sık sık yüksek yoğunluklu egzersiz yaptığınızda kendinize zarar verebilirsiniz. Yüksek tempolu egzersizler vücudunuz yıpranma problemleri yaratabilir ve vücudunuzda dinlenmeden yapıldığında daha hızlı aşınmalara neden olabilir. Vücudunuzun dinlenebilmesi için yüksek tempolu egzersiz rutinlerine ortalama iki gün ara vermeniz gerekir. 2. YALNIZCA KARDİYO YAPMAKTAN KAÇININ
Kardiyo egzersizi kalp sağlığı ve kan basıncını düşürme gibi birçok yönden faydalıdır. Ancak, egzersizler sırasında yaptığınız tek şey buysa, sizi yorabilir. Kardiyo egzersizlerinin, kas kütlesi oluşturmaya etkisi olmaz. Temel amacı kan basıncı yükseltip vücudu ısıtmaktır.
Yaşlandıkça kas kitlelerini kaybedersiniz. Bu bir sorun olarak görülebilir fakat doğal bir süreçtir. Kas kütlesi kaybetmek metabolizmayı yavaşlatır ve iskeleti zayıflatır. Bu, egzersiz programınıza kas gücü eğitimi eklemeniz gerektiği anlamına gelir.
Her hafta programınıza en az üç günlük dayanıklılık eğitimi ile birlikte iki buçuk saat boyunca orta düzeyde aerobik ve kardiyo aktivitesi ekleyebilirsiniz. 3. DÜŞÜK EGZERSİZ PROGRAMLARINA AĞIRLIK VERİN
Yürüme gibi egzersizleri programınıza ekleyebilirsiniz. Yürüme diğer ağır egzersiz programlarına göre sizin için çok daha güvenli olacaktır. Koşu gibi yüksek etkili egzersizler, özellikle yüksek BMI değeriniz varsa, kalça protezi ihtiyacınız veya osteoartrit gelişme riskinizi artırabilir.
Bunun nedeni, yüksek etkili egzersizlerin kalça, diz eklemleri, daha fazla darbe ve yıpranmaya neden olmasıdır. Bu egzersizlerin sıkça yapılması vücudunuzu yoracaktır.
Sağlıklı kalmak ve yüksek etkili egzersizden kaynaklanan olası komplikasyonları önlemek için, koşu, veya ip atlama gibi egzersizleri sınırlandırın.
Başka bir seçenek olarak karışık bir egzersiz programı oluşturabilirsiniz. Örneğin, iki günlük bisiklet sürüşünün sonra iki günlük yürüyüş ve ardından hafta başınızı koşu gibi yüksek etkili egzersizlerle bitirebilirsiniz.
4. OMUZ EGZERSİZLERİ YAPARKEN DİKKATLİ OLUN
Yaşlandıkça omuz kaslarınızı güçlü tutmanız gerekir. Ancak bazı egzersizi programlarında geriye doğru baskı oluşturulabilir. Örneğin, kas açma egzersizleri yapmak için bir makine yerine elastik direnç bantları kullanabilirsiniz. Ya da omuz ağırlıklarını kullanabilirsiniz.
Omuz yaralanması veya ameliyattan sonra egzersizler ve diğer hareket yönergeleri için daima doktorunuzun önerilerini dikkate alın. Ağır ve yorucu omuz egzersizlerinden kaçının. 5. YARALANMANIZA NEDEN OLABİLECEK HAREKETLERDEN KAÇININ
Yapılan bazı ağır egzersizler yaşlandıkça zayıflayan kemiklerde kırıklara yol açabilir. Osteoporoz (Kemik erimesi) gibi durumla karşı karşıyaysanız bu egzersizlerde çok dikkatli olmanızda fayda var.
Bu egzersizler şöyledir.
Situ-up’lar gibi omurga üzerinde çok sayıda egzersiz.
Bükülme hareketleri, örneğin bir golf sopasının sallanması.
Yorucu kaldırma gibi eğme hareketleri.
Hızlı veya yüksek etkili hareketler, örneğin platformlara atlama gibi
Bir sabah uyandığınızda duymuyor olabilirsiniz. Aman biraz bekleyeyim geçer demeyin. Ani sağırlık nedenleri ve belirtileri yazımıza bir göz atın.
Ani duyma kayıplarını hafife almayın hanımlar. Eğer ani sağırlığınız 3 gün içinde geçmezse ve tedavi edilmezse kalıcı sorunlara neden olabiliyor. Zamanında tedavi edildiği takdirde ise eski sağlığınıza kavuşabiliyorsunuz. Aman diyelim benim başıma gelmez okumama gerek yok diye düşünmeyin!
Konuyla ilgili olarak Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü ve İçerenköy Hastaneleri KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Özgirgin; ani işitme kayıplarıyla ilgili bilgiler verdi ve uyarılarda bulundu:
Ani sağırlığın nedenleri ve belirtileri
-Ani sağırlığın nedeni her ne kadar kesin olarak bilinmese de virüslerin neden olduğu düşünülüyor. Uçuk virüsü olarak bilinen herpes virüsü sonucu oluşan enfeksiyonla iç kulakta hücrelerin zarar görmesine neden oluyor.
-İlk aşamada çınlama olarak belirti gösteriyor. Siz geçici olduğunu düşünüp doktora gitmezseniz kalıcı sorunlarla karşılaşabilirsiniz.
-Ani işitme kaybı durumlarında ilk 48 saat içinde tedavi önemli. Eğer 1 ay kadar gecikirse ilaç kullanma şansınızda olmuyor.