Etiket: sağlık

  • Zayıflatan bitkiler

    Zayıflatan bitkiler

    Mevsimlerin insan vücuduna yaptığı etkileri hafifletmede ve vücuttan su atılımını hızlandırmada bitkiler hızlı sonuç veriyor.

    Biberiye, funda yaprağı, kiraz sapı, ısırgan yaprağı, yeşil çay, mate yaprağı ve kekik gibi içinde barındırdığı özelliklerle vücutta tam bir detoks etkisi yapıyor.

    Biberiye

    Biberiye yaprakları, bağırsaklardan yağın emilmesini azaltıyor ve dolayısıyla kilo almayı ve karaciğer yağlanmasını önleyebiliyor. Ayrıca safra salgısını artırarak özellikle yağlı besinlerin sindirimini kolaylaştırıyor. Biberiye yaprakların diğer taraftan, idrar söktürücü özelliği ile vücuttan ödemin sökülmesine de yardımcı oluyor.

    Funda yaprağı ve kiraz sapı

    Funda yapraklarının da idrar artırıcı etkisinin yanı sıra sindirimi kolaylaştırıcı özelliği var. Kiraz sapı da zengin potasyum içeriği nedeniyle vücutta idrar ile atılan potasyum dengesinin bozulmasını önlüyor.

    Isırgan, yeşil çay ve mate

    Isırgan yapraklarının da potasyum bakımından zengin bir idrar söktürücü olmasının yanı sıra vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı var. Yeşil çay ve mate yaprağının da içinde bulunan kafein maddesi nedeniyle fiziksel halsizliği giderici ve enerji verici içecekler olduğunu belirtmemiz gerekir.

    Kekik yağı

    Kekiğin uçucu yağında safra artırıcı etki bulunur. Dolayısıyla sindirimi kolaylaştırır.

    İlgili Konular ;
    Kararlıyım yaza zayıf gircem
    Zayıflamanın Tüyoları
    Kilo Vermenin 50 Sırrı
    Yaza Zayıf ve Sağlıklı Girmenin Yolları

  • Ev Baklavası Nasıl Yapılır?

    Ev Baklavası Nasıl Yapılır?

    Ev Baklavasının yerini hiç bir tatlı tutmaz sanırım. Peki ev baklavası nasıl yapılır, ev baklavasının daha iyi olması için neler gereklidir. İşte bu yazımızda ev baklavası malzemeleri ve tarifini sizler için derledik.

    Ev Baklavası için Gerekli Malzemeler:

    Ev Baklavası Şerbeti:
    – 5 su bardağı şeker
    – 3,5 su bardağı su
    – yarım limonun suyu

    Ev Baklavası Hamuru:
    – 4 su bardağı un
    – 1 su bardağı ılık süt
    – 1 paket kabartma tozu
    – 100g erimiş tereyağı
    – 1 yumurta

    Ev Baklavası İçi:
    – 250g dövülmüş ceviz
    ayrıca:
    – 3 paket buğday nişastası (toplam 500g)
    – 150g eritilmiş kızgın tereyağı

    Ev Baklavasının Yapılışı:

    1. Hamur malzemeleri ile poğaça hamuru kıvamında yumuşak bir hamur yapın. Bunu 15-20 dakika dinlendirin. dinlenmiş hamuru 3 eşit parçaya ayırın. Her parçadan 16-18 adet cevizden küçük parçalar koparın. Kopardığınız parçalara elinizle ceviz şekli verin. Şekil verdiğiniz her küçük bezeyi merdane ile bir yemek tabağı büyüklüğünde açın. Aralarına bolca nişasta serperek 16 veya 18 parçayı üstüste koyun. En üsttekine nişasta serpmeyin. Böylece 16′lı (veya 18′li) 3 grup elde edin.

    2. Yuvarlak bir fırın tepsisini yağlayın. Yuvarlak yoksa dikdörtgen tepsinin içine yuvarlak açtığınız hamuru koyabilirsiniz. 16′lı bir grubu alıp merdane ile tepsinin genişliğinde açın. Bunu tepsiye serip üstüne ceviz içinin yarısını serpin. İkinci grubu da açıp üzerine serin. Kalan cevizleri de bunun üzerine serpin. son grubu da açıp en üste serin.

    3. Tepsideki yufkaları baklava dilimi şeklinde dilimleyin. Üzerine – her yanına değecek biçimde- 150g kızgın tereyağı gezdirin. 200C fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Fırından çıkartıp baklavayı soğutun. Şerbet ılık baklava soğukken şerbeti tepsinin üzerine gezdirin. 4-5 saat sonra servis yapın.

    Ev Baklavası kesme

    Ev Baklavası Nasıl Yapılır? | 1:

    İlgili Konular ;
    Fransız mutfağının vazgeçilmez tatlısı sufle
    Vezir Parmağı Tatlısı Tarifi
    Etimek Tatlısı Nasıl yapılır?
    Portakallı Zencefilli Kurabiye Tarifi
    Bayatlamayan kek tarifi

  • Vulva’da (Rahimde) Kaşıntı

    Vulva’da (Rahimde) Kaşıntı

    Vulvada (rahimde) kaşıntı sorununu her kadın hayatı boyunca en az bir kez yaşamaktadır. Bu nedenle, rahimde kaşıntı kadın hastalıklarında rastlanan problemlerin en başında gelmektedir. Peki nedir bu rahimde kaşıntı? Nasıl oluşmaktadır, tedavi süresince neler yapılması gerekir, hastalığın ciddiyet boyutu ne kadardır? Günümüz kadınları tarafından merak edilen tüm bu sorunlara makalemizde cevap vererek açıklığa kavuşturmuş olacağız.

    Rahimde kaşıntı genital hastalıklar içerisinde en yaygın olarak görülenler arasındandır. Rahimde kaşınma bulgusunda en sık görülen vaka vajinal mantar enfeksiyonudur. Vajinal mantar enfeksiyonun birtakım ayırt edici belirtileri vardır. Özellikle de yaz aylarında sıcağında etkisiyle aşırı derecede rahatsızlık veren bu kaşıntı, ve beraberinde vajinanın aşırı derecede kötü kokması (ekşimsi ya da bayat balık kokusu), yoğun alarak gelen peynirimsi kıvamda beyaz akıntılar vajinal mantar varlığına işaret eder. Ayrıca, idrar yaparken yanma ve kızarıklık, cinsel ilişki esnasında acı hissetme ve kaçınma da vajinal mantar enfeksiyonun belirtilerindendir.

    Vajinal mantar enfeksiyonu oluşmasına yol açan birtakım yanlış uygulamalar vardır. Örneğin, genital bölgede epilasyon işleminin doğru bir şekilde ve düzenli olarak yapılmaması, günlük olarak iç çamaşırının değiştirilmemesi, adet dönemlerinde uzun süre aynı pedin kullanılması, genital bölgenin ph dengesinin bozacak duş jelleri ve sabunla temizlenmesi, çok dar ve saten iç çamaşırları giyme, yanlış bir şekilde taharetlenme ve hamilelik kadınlarda vajinal mantar oluşmasına yola açabilen faktörlerden yalnızca birkaçıdır.

    Vajinada Kaşıntı ve Tedavisi için tıklayınız!

    Kadın hastalıkları uzmanları tarafından ultrason ya da enfeksiyon bölgesinden doku parçacıklarının alınması yoluyla bulunmaktadır. Tedavi süresince doktorun önerdiği mantar karşıtı kremlerin düzenli olarak kullanılması büyük önem taşır. Ayrıca, kadının partneri varsa, onun da mantar karşıtı kremlerden kullanması gerekir. Yani çiftler beraber bu tedaviyi uygulamalıdırlar. Vajina mantar enfeksiyonu hem cinsel yaşamı hem de kadının sağlığını olumsuz yönde etkilediği için mutlaka doktora gitmekte fayda vardır. Tedavi edilmediği sürece başka hastalıklara yol açabilmekte ve bebek sahibi olunmasına bir engel teşkil etmektedir.

    Vajinal mantardan korunma için kadınlar neler yapabilir? Öncelikle iç çamaşırların pamuklu olmasına özen gösterilmeli ve mümkün olduğunca her gün değiştirilmelidir. İç çamaşırlarının ütülenmesi de gerekir. Genital bölgenin ph dengesini bozacak parfüm, kokulu sabun ya da duş jelleri kullanılmamalıdır. Çünkü zaten vajina kendi temizliğini kendisi yapabilmektedir. Hijyenik kurallar çerçevesinde genital bölgenin temizlenmesi önden arkaya doğru olmalıdır. Genital bölgeye düzenli olarak epilasyon ihmal edilmemelidir. Genital bölgenin ıslak ve nemli kalmamasına dikkat etmek ve cinsel ilişki sonrası vajinal bölgenin suyla yıkanması önemlidir. Çünkü arta kalan menilerin de mantar enfeksiyonuna yol açabilme olasılığı vardır. Ayrıca, karbonhidratlı yiyecekler ve aşırı şekerli gıdalardan uzak durulursa, mantar enfeksiyonu riski aza indirgenmiş olur.

    İlgili Konular ;
    Jinekoloji
    Vajinal Mantardan kurtulamıyorum
    Ud Yeri Kaşıntısı
    Vajinal Mantar Enfeksiyonu

  • Güneş Lekeleri Nasıl Geçer?

    Güneş Lekeleri Nasıl Geçer?

    Yaz aylarında bronzlaşmanın büyüsüne kapılanlar pek çok tehlike ile karşı karşıya kalıyor. Güneşin zararlı etkileri, deri yaşlanması ve cilt kanseri ile birlikte deride ömür boyu kalabilen ve kendini tekrarlayan güneş lekelerine neden oluyor.

    Kozmetik bir sorun olduğu kadar psikolojik sorunlara da neden olabilir.

    Yüzde ortaya çıkan kahverengi lekelere “melazma” adı verilmektedir. Halk arasında “al basması” ya da “gebelik lekesi” olarak da adlandırılır. Kozmetik görünüm bozukluğu ve kişilerde psikolojik sorunlara neden olabilmektedir. Sıklıkla kadınlarda, özellikle koyu tenli kişilerde görülmektedir. Hastalığın oluşumunda en önemli neden genetik faktör ve güneş ışığıdır. Doğum kontrol hapı kullanımı ve gebelikte ortaya çıkan hormonal değişiklikler hastalığın ortaya çıkısını kolaylaştırır. Hastaların %10 oranını erkekler oluşturmaktadır. Erkeklerde hormonal faktörlerin etkisi yoktur.
    Tedavisi güç olduğu için oluşmadan önüne geçmek en doğrusu Melazma güneş gören bölgeler ile sınırlıdır. Özellikle alın, burun, çene, üst dudak ve yanakta yerleşim gösterir. Pigmentasyon derinin üst tabakasında (epidermal), alt tabakada (dermal) veya her ikisinde birden görülebilir. Wood ışığı ile inceleme pigment depolanmasının hangi katmanda olduğunu anlamada yardımcıdır.

    Tedavisi oldukça zordur. Tedavi edilmezse kendiliğinden düzelme olasılığı yoktur. Tedavi sonrası nüks sık görülür. Doğum kontrol hapı bırakılsa dahi pigmentasyon kalıcı olmaktadır. Tedavi uzun süreli uygulanmalıdır.

    Güneşe mesafeli davranın

    Güneşten korunma tedavinin en önemli aşamasını oluşturur. Yaz ve kış en az 15 faktör güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. İçinde titanyum ve çinko dioksit bulunan fiziksel koruyucu ürünler tercih edilmelidir. Tedavide leke acıcı kimyasal ürünler önerilir. Hidrokinon, kojik asit, arbutin, retinoik asit, glikolik asit içeren ürünler günümüzde sık kullanılan leke açıcılardır.

    Tedavi için en uygun dönem sonbahar ve kış aylarıdır. Yazın güneşin etkisi ile tedavide önerilen ilaçlar iritasyon yaratmakta, kullanımı sınırlamakta ve iritasyon sonrası leke riskini daha fazla artırabilmektedir.

    Kimyasal peeling melazma tedavisinde kullanılan diğer bir tedavi yöntemidir. Derinin soyulması ile melanin pigmentinde azalma olmaktadır. Glikolik asit ve triklorasetik asit en sık uygulanan peeling ajanlarıdır.

    Lazer tedavisi, kriyoterapi ve dermabrazyon pigmentasyon tedavisinde kullanılabilen fakat postinflamatuar pigmentasyon riskinin yüksek olduğu tedavi yöntemleridir.
    Farklı yöntemlerin kombine uygulanması tedavi başarısını artırmaktadır.

    Güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı önleminizi alın:

    1. UV ışınlarının en yoğun olduğu 11:00 – 16:00 saatleri arasında gölgede kalmaya özen gösterin.
    2. Geniş kenarlıklı şapkalar kullanın.
    3. Güneş gözlüğünüz olmadan sokağa çıkmayın.
    4. Açık renkli ve koruyucu tarzda kıyafetler tercih edin.
    5. Güneşe çıkmadan yarım saat önce güneş koruyucunuzu sürün ve cildinizin emmesini bekleyin
    6. Özellikle çocuklarınızı güneşten korumak için ekstra önlemler alın.

    Güneş Lekelerine Bitkisel Çözüm

    Bir limon, bir yeşil limon, iki çorba kaşığı bal ve 60 gram yoğurda ihtiyacınız var. Öncelikle limonların suyunu sıkın ve diğer malzemelerle karıştırın. Elde ettiğiniz kremsi karışımı lekelerin üzerine hafifça masaj yaparak yedirin. Haftada bir kez bu uygulamayı yaparak güneş lekelerine kısa zamanda elveda diyebilirsiniz.

    İlgili Konular;

    Cilt Bakımı
    Lekeler, Çiller ve Cilt Rengi Sorunları
    Bephantene sayesinde Sivilce ve Sivilce izlerine son

  • Bitkilerler Kilo Verme

    Bitkilerler Kilo Verme

    Bitkiler, doğal yöntemlerle zayıflamak için birebir. Bazı bitkiler besin yönünden insan için olmasının yanında zayıflama için de kullanılıyor. Bu yazımızda bitkilerle zayıflamak isteyenler için hangi bitkinin ne özelliği olduğunu, zayıflatan bitkileri derledik. Fakat buradaki bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Zayıflamak için bir diyetisyene başvurmanız önerilir…

    İşte Bazı Bitkiler ve Özellikleri:

    Arnavut Biberi
    Yağ yakıcı özelliği olan bu biber dolaşım ve sindirim sistemini düzenler

    Tarçın
    Yağ yakmaya yardım eden bir bitki oluğ enerji verir.

    Yeşil Çay
    Zindelik verir, yağ yakmaya yardımcı olur.

    Guar Sakızı
    Açlık hissini bastırır

    Rezene
    Demleyere içeceğiniz rezene çayı kandaki şeker oranını düzenler, sakinleştirici etkisi vardır

    Karahindiba Kökü
    Toksinlaeri temizler, yağ yakmayı sağlayan karaciğerin çalışmasına yardım eder

    Keten Tohumu
    Tokluk hissi veren keten tohumu, dolaşım ve sindirim sistemini güçlendirir. Salata veya y0ğurdun üzerine dökerek tüketebilirsiniz

    Maydanoz
    İdrar yollarının sağlıklı çalışması için faydalıdır Mideyi ferahlatır ve kilo vermenize yardımcı olur Taze ya da demleyerek içebilirsiniz
    Maydanoz mideyi ferahlatır ve kilo vermeye yardım eder. İdrar yollarının sağlıklı çalışmasını sağlar. Taze veya demleyerek tüketebilirsiniz.

    Sinameki
    Dolaşım ve boşaltım sistemini destekler

    İlgili Konular ;

    Bitkilerle Zayıflama Yöntemleri
    Diyet – Sağlıklı Beslenme

  • İdrar Kaçırmaya 15 Dakika’da Son

    İdrar Kaçırmaya 15 Dakika’da Son

    Kadınların sosyal ve psikolojik sorunlar yaşamasına sebep olan idrar kaçırma problemi cerrahi yöntemle 15 dakikada sona eriyor.

    İdrar Kaçırma Niçin Önemlidir?

    Hayati tehlike içeren bir sorun olmamakla birlikte yaşam kalitesini sosyal ve cinsel anlamda bozmaktadır. Sürekli ıslaklığa ve ped taşımaya bağlı olarak vajinada enfeksiyonlara sebebiyet verebilir Cinsel aktif yaştaki kadınların seksüel yaşamlarını da olumsuz yönde etkileyen bu sorunun tedavisi son derece önemlidir.

    Birçok hasta gurubu hala bu sorunu dile getirmekten çekinmektedir. Özellikle doğum yapan ve yaşlı hastalar bunun kadın hayatının kaçınılmaz bir sonu olduğunu düşünmektedir. Oysaki son yıllarda tanı ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemelerle yaşamın hangi döneminde olursa olsun tedavisi mümkün olan bir sağlık sorunudur.

    İdrar Kaçırma Nedenleri Nelerdir?

    Gebelik ve doğum yapmış olmak.Gebelik sırasında görülen idrar kaçırma genellikle doğumdan kısa bir süre sonra düzelir. Vajinal yoldan doğum yapan özellikle iri bebek doğuran ve doğumun 2. evresi dediğimiz çıkım döneminin uzun sürdüğü hastalarda görülme sıklığı fazladır.İdrar kaçırmanın diğer nedenleri; Sigara kullanımı (Risk 2-3 kat artmaktadır. Sigara kullanımı antiöstrojenik etkisiyle kollajen sentezini azaltmakta, kronik obstrüktif akciğer hastalığına yol açıp öksürük sebebi ile idrar kaçırmayı arttırmaktadır.),Diyet (Çay, kahve, kola gibi diüretik( idrar söktürücü) etkisi fazla olan sıvıları çok tüketenlerde artar.),İlaçlar (Sedatifler, bazı kalp ve tansiyon ilaçları ile antidepresanların bir kısmı yan etki olarak idrar kaçırmayı arttırır.),Sistemik ve bazı nörolojik hastalıklar(Diyabet, multipl skleroz, parkinson ve omurilik yaralanmaları idrar kaçırma nedenlerindendir.),Obesite ve Kronik kabızlık (Karın içi basıncını arttıran aşırı kilo ve kabızlıktaki sürekli şiddetli ıkınmalar pelvis ( taban kaslarını) zayıflatır.) ve Menopoz (Menopozlu yıllarda azalan östrojen hormonundan dolayı doku yapısı gevşer.)

    İdrar Kaçırma Tipleri Nelerdir?

    Stres Üriner İnkontinans ( Stres Tipi idrar kaçırma )
    Öksürme, hapşırma, zıplama, ıkınma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülen idrar kaçırmadır. %30-40 oranında görülür. Mesane boynu ve idrar deliğinin (üretra) anatomik destek yapılarının zayıflaması sonucu oluşur. Bu şikayeti olan kadınların büyük bir çoğunluğunda aynı zamanda rahim ve idrar kesesinin taban kısmının da aşağıya, vajene doğru kısmen veya ileri derecede sarkması söz konusudur ve vajinadan dışarı çıkan, ele gelen şişlik ortaya çıkar
    Urge İnkontinans ( Sıkışma Tipi İdrar Kaçırma )
    Acil idrar yapma isteği ile birlikte veya bu hissin hemen sonrasında görülen idrar kaçırmadır. Hastaların büyük çoğunluğunda neden bilinmemektedir. Mesane gelen idrarla dolarken ani ve kontrolsüz kasılmalar olur. Kontrolsüz olan kasılmalar sonucu acil idrar yapma zorunluluğu görülür. Genellikle artmış gündüz idrar yapma sıklığı ve gece de 1 kereden daha fazla idrara kalkma şeklinde görülür. Görülme sıklığı %20-30 oranındadır.
    Mix İnkontinans ( Karma Tip İdrar Kaçırma )
    Yukarıda anlatılan 2 tipin bir arada olması durumudur. %25-35 oranında görülmektedir.
    Taşma İnkontinans ( Taşma Tipi İdrar Kaçırma )
    Mesanenin yetersiz boşalmasına sekonder olarak az miktarda olan idrar kaçırmadır.Diyabetik nöropati, omurilik yaralanması ve multipl skleroz da görülür.

    Tedavileri Nelerdir?

    KONSERVATİF TEDAVİ

    Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri: Günlük sıvı alımının 1800-2400 ml arasında olması önerilir. Alkollü içecekler, süt ve süt ürünleri, kafeinli içecekler, çay, fazla baharatlı yiyecekler, suni tatlandırıcılar gibi besinlerin azaltılması önerilir. İdeal kiloyu korumak ve sigarayı bırakmak tüm idrar kaçırma tiplerinde etkisi olan yöntemlerdir.

    Mesane eğitimi: Haftalık artan süreler ile sadece belirli zamanlarda idrar yapmanın öğretildiği ve yaklaşık hasta uyumuna göre 6-8 hafta süren bir programdır.

    Pelvik taban kas egzersizleri (Kegel egzersizleri): Vajina ve makat etrafını saran kaslarınızı beraber kasarak idrar ve gaz çıkışını durduracakmış gibi kasmanız hedeflenir. Bu egzersizlerin sayısı ve süresi giderek arttırılır. Hastalara özel egzersiz kartları verilir.

    CERRAHİ TEDAVİ

    Ameliyat ile idrar kesesi ve idrar boynu arasındaki açı düzeltilerek istem dışı idrar kaçırma ortadan kaldırılmalıdır . Sarkmayı ve açı bozukluğunu düzeltmek için farklı ameliyat yöntemleri mevcuttur. İdrar borusunun altına açıyı düzeltmek amacı ile vucut için herhangi bir zararlı etkisi olmayan destekleyici bir bant gevşek olarak yerleştirilir. Bu bant idrar boynunun altını destekleyerek öksürmek veya hapşırmakla karın içi basıncı arttığında ortaya çıkan idrar kaçma durumunu engeller. TVT veya TOT kısaltmaları ile ifade edilen bu tip asıcı ameliyatlar ile idrar kaçırmada % 90’lar civarında başarılı bir düzelme sağlanır. Bu tip bir ameliyat uygulaması sonucunda hastalar sıklıkla aynı gün taburcu edilir.

    Merkezimizde idrar kaçırma ameliyatları sırasında zor doğumlardan kalan perine yırtıkları, vajinal genişlemeler ve deformasyonlarda aynı seansta basarıyla opere edilmektedir. İdrar kaçırma problemi olmayan ama bu tür sarkma şikayeti olan hastalarda yine cerrahi daraltma yöntemiyle tedavi edilmektedir.

    Son olarak uygulanan sling operasyonları için ne dersiniz?

    Bu yöntemi kullanmamızın sebepleri
    • En başarılı yöntem oluşu
    • Müdahale süresinin kısalığı (yaklaşık 10-15 dakika)
    • Hastalara aynı gün, yürüyerek eve dönebilme imkanı sunabilmesidir.

    İlgili Konular ;

    Doğum sonrası idrar kaçırma
    İdrar kaçırma ve tedavisi
    Doğum sonrası idrar kaçırma
    Jinekoloji

  • Genital Bölge Siğilleri

    Genital Bölge Siğilleri

    Kondiloma aküminata olarak da adlandırılan cinsel bölgedeki siğiller Human Papiloma Virüsün (HPV) yaptığı bir enfeksiyondur. Seksenden fazla HPV türü olmasına rağmen bunlardan çok azı (özellikle HPV tip 6 ve 11) genital siğile neden olur. Diğer tipleri el, ayak veya vücudun diğer alanlarında enfeksiyona neden olur. HPV 16 ve 18 dış genital bölgede, makat bölgesinde ve rahim ağzında kanser gelişimine neden olabilir. Bu nedenle hastalığa yakalanan kişilerin bayan partnerleri enfeksiyonun varlığını saptamak üzere bir Kadın Doğum uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Cinsel bölgede enfeksiyona yol açan diğer HPV tipleri kansere nadiren yol açar. Cinsel bölgedeki siğiller cinsel temasla bulaşır, nadiren cinsel bölgede enfeksiyon bulunan anneler normal doğum esnasında enfeksiyonu bebeklerine bulaştırabilir.

    Cinsel bölgedeki siğiller hamile bayanlarda ve bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle ( kanser, AİDS, organ nakli, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımı ) bozulanlarda problem oluşturabilir. HPV enfeksiyonuna yakalananların çok azında cinsel bölgede siğil gelişir. Çoğu kişi taşıyıcı olup, cinsel bölgesinde hiç bir zaman siğil gelişmez, fakat enfeksiyonu cinsel partnerlerine bulaştırabilirler. HPV ile temastan sonra enfeksiyon gelişme süresi birkaç ayı alır, bazı kişilerde ise yıllar sonra enfeksiyon gelişir.

    Cinsel bölgedeki siğiller nasıl görünürler?

    Siğiller tipik olarak deri renginde pürtüklü yüzeye sahiptir. Büyük veya küçük, tek veya gruplar halinde görülebilir. Dış genital bölgede, vajinada ve de makat bölgesinde görülebilir.

    Cinsel bölgedeki siğiller tedavi edilmeli midir?

    İnsanların çoğu siğillerini tedavi ettirmek istemektedir, çünkü hastalar siğillerden hem kozmetik olarak rahatsız olmaktadır, hem de cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırmak istememektedir. Bazen de siğiller kaşınabilir, kanayabilir ve bu bölgenin temizliğini zorlaştırabilir ve bu nedenle tedavisi gerekir.

    Siğillerin tedavi edilmesi enfeksiyonun bulaşmasını engeller mi?

    Başarılı bir tedavi HPV enfeksiyonunun tamamının ortadan kalktığını garanti etmez, tedaviden sonra kişi muhtemelen daha az bulaştırıcıdır.

    Siğiller nasıl tanınır?

    Bir çok siğile muayene ile tanı konulur. Bazı olgularda doktor siğilleri belirginleştirmek amacı ile cinsel bölgeye sulandırılmış sirke sürebilir. Bazı olgularda ise tanı koymak için şüpheli alan cerrahi olarak çıkartılıp patolojik incelemeye yollanır.

    Siğiller nasıl tedavi edilir?

    Siğillerin tedavisi zordur ve bütün tedavi seçeneklerinde tekrarlama olasılığı vardır. Tedavi şekli siğilin sayısına , bulunduğu bölgeye ve diğer faktörler göre değişir. Siğiller cerrahi veya kimyasal yollarla tedavi edilebilir. Cerrahi tedaviler basit cerrahi çıkartma, koter, dondurma tedavisi velaser tedavisi şeklinde yapılabilir. Bu tedaviler ağrılı olabilir, az miktarda kanamaya neden olabilir ve iyileşme esnasında bakteri enfeksiyonları gelişebilir. Kimyasal tedavide asitler, ( bikloroasetik asit ve triklorasetik asit) 5-fluorourasil krem (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç) ve podofilin kullanılabilir. Bu kimyasalların tahriş edici özellikleri vardır ve normal deride yanıklara yol açabilirler. Tüm bu kimyasal ve cerrahi yöntemler HPV ye etkili olmadığından hastalık tekrar edebilir.

    Virüse etki eden bir ilaç interferon alfadır. Bu ilacın kullanımı yan etkilerinden (baş ağrısı, halsizlik ve ateş) ve enjeksiyon yoluyla uygulanmasından dolayı yaygın değildir.

    Son zamanlarda hastaların kendi kendilerine uygulayabileceği tedaviler (Podofilox gel ve imiquimod krem) geliştirilmiştir. Podofilox siğil hücresinin gelişimini durdururken, imiquimod HPV ye karşı bağışıklık sistemini lokal olarak uyarır. Her iki tedavide virüsü tedavi eder, fakat lokal tahrişe neden olabilir. Ama sistemik yan etkileri yoktur. Podofiloksun antiviral etkisi veya bağışıklık sistemin güçlendirici etkisi olmadığından tedaviden sonraki üç ayda hastaların üçte birinde tekrarlama görülür. Imiquimod ise bağışıklık sistemini harekete geçirerek etkili olduğundan, tedavi sonrası takip edilen hastaların sekizde birinde tekrarlama görülür.

    Araştırılan yeni tedavi yöntemleri var mıdır?

    Yeni tedaviler üzerinde çalışılmaktadır. En önemli çalışmalardan birisi HPV aşısıdır. Aşı hem tedavi de, hem de siğil ve kanserden korunmada kullanılabilecektir. HPV aşısı, bazı ülkelerde kız çocuklarını ilerde rahim ağzı kanserine karşı korumak için koruyucu aşı takvimine alınmıştır. Aşı Mart 2007 itibari ile Türkiye’de de piyasada bulunmaktadır.

    Siğil çok eşlilerde sık görülür

    Siğilin çok seksüel partnerli durumlarda olma ihtimali yüksektir. Tek eşlilikte olma ihtimali çok nadirdir. Kişi bu lezyonun başlamasıyla bir problem olduğunu düşünüp hekime müracaat eder. Yoksa tek başına bu yara veya siğil dediğimiz doku hiçbir zaman bir problem yaratmaz.

    Temelde sayısı çok arttığı zaman estetik bir problem yaratır. Yıkanırken, genital temizlik yaparken kanamasıyla kendini gösterir. Tek başına ağrı, sızı yaratan bir problem değildir.

    Hastalıktan nasıl korunulabilir?

    Doktorlar kondom kullanımı ve HPV enfeksiyonlu hastaların tedavi edilmesi ile hastalığın azaltılabileceğini düşünmektedir. Bununla birlikte hiçbir metot hastalığı kesin olarak engelleyemez. Kondom kullanılsa bile, hastalık kondom kullanılan alanların dışında da görülebildiğinden, tam koruma sağlamaz. Tek eşlilik hastalığın geçişini azaltır.

    İlgili Konular ;

    Genital Siğil Hakkında.Genital Siğil Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
    Hamilelikte Genital Siğil
    Genital Siğil İçin krem kullanma
    Jinekoloji
    Rahim ağzı kanseri

  • Rahim ağzı kanseri

    Rahim ağzı kanseri

    Hemen hemen her kanser tipi kontrolsüz ve anormal hücre çoğalmasından meydana gelir.

    Rahim ağzı kanseri

    Rahim ağzı kanseri de bu şekilde rahim ağzındaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz çoğalması sonucunda meydana gelir. Her kanser türü gibi rahim ağzı kanseri yaşamı doğrudan tehdit eden kanser türlerindendir.
    İstemsizce ve kontrolsüzce çoğalan rahim ağzı hücreleri için erken tanı ve tedavi her hastalıktaki gibi çok önemli bir yere sahiptir. Eğer erken tanı ile farkedilemez ise tedavi için geç kalınıp rahmin alınması gerekebilir. Bu da hasta olan bayanımızın doğurganlığını elinden almak demektir.
    Bazı durumlarda tedavi edilse dahi bayanın doğurganlığını son bulabilir.

    Belirtileri nelerdir ?

    Çoğu durumda hastalığın en son safhalarına kadar herhangi bir belirti vermeyen rahim ağzı kanseri genellikle hastalık aşamasında,

    – Kasık ağrılarına sebep olur
    – Cinsel ilişki sonrası kanama meydana getirebilir.
    – Adet dışı anormal vajinal kanamalara sebep olabilir.
    – Vajinal akıntıların düzenini ve sıklığında değişiklikler gösterebilir anormal boyutlara taşıyabilir.

    Rahim ağzı kanseri tedavisi nasıldır ?

    Hastalığa yakalanan bayanın sağlık durumu, yaşı, hastalığın safhası gibi önemli etkenler göz önünde bulunarak tedavi şekli seçilmektedir. Tedavi şekli hemen hemen her kanser türünde ki gibi kemoterapi ile başlar ancak hastalık yayılma safhasında ise cerrahi müdahale ile hastalık bitirilebilmektedir.

    Neden oluşur ?

    HPV denilen virüsün birkaç tipinden olduğu saptansa da genel olarak bir sebep, sonuç hala belirgin olarak saptanamamıştır. Rahim ağzı kanseri HPV denilen bu virüsün belirli versiyonlarından oluşmakta ve sağlığı hatta yaşamı tehdit edici bir hal alabilmektedir. HPV denilen bu virüsün pek çok çeşidi vardır ve genellikle vajinal siğil hastalıklarına sebep olan virüstür. Rahim ağzı kanseri hemen hemen her bayan için tehlikeli bir hastalık olabilmektedir. Dünya üzerinde meme kanserinden sonra kadınlar üzerinde sık görülen 2. Kanser çeşididir. Bu sebeple vajinal muayenelerinizi aksatmamamız ve sürekli bu hususa dikkat etmeniz önemle tavsiye edilir.

    İlgili Konular ;

    – Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?
    – Rahim ağzı kanseri nasıl teşhis edilir?
    – Rahim ağzı kanseri neden olur?
    – Rahim ağzı kanseri nasıl tedavi edilir?
    – Rahim ağzı kanserinden nasıl korunabiliriz?

  • Beta Karoten Nedir ?

    Beta Karoten Nedir ?

    Beta Karoten Nedir?

    Beta karoten A vitamininin öncül maddesidir. (Provitamin) Karaciğerde depolanır ve ihtiyaç duyulduğu zaman A vitaminine dönüşür. 600 e yakın karotenoid vardır. Bunların hepsi A vitaminine dönüşmez. Dönüşme oranının en fazla olduğu karoten beta karotendir.

    Karotenoidler, meyve ve sebzelere rengini veren maddelerdir.

    Beta Karoten Hangi Besinlerde Bulunur?

    Beta karoten meyve ve sebzelerde bulunur. Ispanak, marul, lahana, brokoli, kavun, şeftali, havuç, kayısı beta karoten açısından zengin besinlerdir. Genel olarak sarı, turuncu ve koyu yeşil sebzeler ile sarı turuncu meyveler beta karoten içeren yiyeceklerdir.

    Beta Karotenin Faydaları:

    – Beta karoten serbest radikallerin nötralize edilmesine yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.

    – Bağışıklık sistemini destekleyerek vücudun enfeksiyonlara karşı mücadele etmesini sağlar.

    – Kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Ağız, göğüs, mide, kalın bağırsak, serviks, yemek borusu gibi kanser türlerinin görülme sıklığının yetersiz beta karoten alımıyla ilişkisinin olduğunu tespit eden araştırmalar vardır.

    – Kalp damar hastalıklarını önleyici etkisi vardır. Damar sertliğini ve kalp krizi riskini azaltır.

    – Katarakt oluşumunu engelleyebileceği yine yapılan bazı araştırmalarda görülmüştür.

    Beta Karoten Günlük Kullanım Dozu:

    A vitamini için RDA (Önerilen Günlük Kullanım) değeri günlük 4,000-5,000 IU dür. Beta karoten için resmi bir RDA yoktur ancak 10,000 ve 15,000 IU arası RDA değerinin eşdeğeridir. Beta karotenin 3 mg’ı A vitamininin 5000 IU değerinin karşılığıdır. Genel olarak tavsiye edilen günlük doz 6-12 mg (10.000 IU-20.000 IU) beta karotendir.
    Beta karoten E ve C vitaminleriyle birlikte kullanıldığında etkisi daha da artar.

    Beta Karoten Zararları:

    – Sigara içenlerin beta karoten takviyeleri almamaları gerektiğine dair yapılan uyarılar vardır. Sigara içimi ile birlikte beta karoten takviyesi alımının akciğer kanseri olasılığını artıracağı belirtilmektedir.

    – A vitamini yüksek dozlarda alındığında toksik ( zehirleyici) etki yapar. Oysa Beta karotenin yüksek dozlarda alımında bile toksik etkisi olmadığı düşünülmektedir. 50 mg’a kadar yüksek doz alınmasıyla yapılan araştırmalarda toksik etki görülmemiştir.

    – Beta karoten açısından zengin yiyeceklerin veya beta karoten takviyelerinin aşırı miktarda alınması cilt renginde koyulaşmaya sebep olabilir.

    – Yüksek dozajlı takviye kullanılması uzun vadede sağlık riskleri oluşturabilir ve sadece belirli eksiklik durumlarında düşünülmelidir.

  • İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz’ a balık pulu hastalığı da denir. Bunun nedeni karakteristik döküntüsünün görünümüdür. Kalıtım yoluyla geçen cilt hastalıkları içinde en sık görülenidir…

    Belirtileri: Küçük çocuklarda kuru, pullu cilt.

    Bu hastalık genellikle 1 ile 4 yaşları arasında ilk defa ortaya çıkar. Bazen yetişkinlik yıllarında tamamen kaybolup daha ilerde yeniden belirir. En fazla belirgin olan döküntü yerleri dirsekler, dizler ve ellerdir. Genellikle, kışın daha kötü olur. İhtiyoz, atopik dermatitle bağlantılı olabilir.

    İhtiyoz - Balık Pulu Hastalığı Nedir? | 2

    Tedavisi:

    Etkilenen yörelere vazelin sürün ve gece naylonla sarın. Günde iki kere kullanmak kaydıyla laktik asit losyonu ve gece kremi sürmek faydalı olabilir.