Etiket: romantik erkek

  • Maço mu olsun, romantik mi?

    Maço mu olsun, romantik mi?

    Maço mu olsun, romantik mi? Korunma ihtiyacımız ile paralel olarak “güçlü erkek” profiline yöneliyoruz. Bu tip erkeğe maço da diyebilirsiniz, taş fırın da… Önemli olan dışarıdan korunayım derken aile içinde fırtınaya tutulmamak… 

    Geçtiğimiz günlerde katıldığımız bir toplantıda genç kadın, erkeklerin bağlanmaktan kaçındıklarını, önce çok ilgili görünüp ardından kısa sürede ortadan kaybolduklarını anlatıyordu şikayet ederek. Onu dinleyen bir erkek şöyle yanıt verdi: “Kabul edin ki siz de romantik, size şiirler yazacak erkeklere gitmiyorsunuz. Nerede yakışıklı, havalı, çapkın ve güvenilmez bir adam var, gidip onu seçiyorsunuz. Sonra da gitti diye ağlıyorsunuz.” 

    Bu doğru muydu? Gerçekten biz kadınlar erkeğimizi nasıl seçiyorduk? Yoksa maço tabir edilen erkeklerin cazibesine kapılıp sonra da acı çekmekten zevk mi alıyorduk? 

    Bunun doğru olmadığını umarak Ayna Psikolojik Danışmanlık’tan Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray’ın kapısını çaldık. Eş seçimindeki kriterlerimizin insanlık kadar eski olduğunu ve daha birçok önemli detayı öğrendik.

    Maço mu olsun, romantik mi?

     Kadınlar partner seçimlerini hangi dinamiklerin etkisinde kalarak yapıyor?

    Psikolojik, sosyolojik, biyolojik, evrimsel ve ekonomik faktörler söz konusu ve bu konuda yapılmış birçok araştırma var. Eş seçiminde farklı tartışma konuları olmakla beraber en çok “evrim kuramı” ve “sosyal rol kuramı” ile ilgili çalışmalar ön plana çıkıyor. Kadın ve erkeklerin eş seçme kriterleri farklılık gösteriyor. Kadınlar kısıtlı sayıda doğurabileceği çocuklarının bakımı ve geleceği için gerekli maddi manevi kaynakları garanti altına almayı amaçlıyor. İçinde bulunduğu kültüre göre başarılı, güçlü, dominant erkekler arıyor. Ayrıca erkeğin uzun soluklu bir ilişkiye istekli olup olmadığını ve ne kadar özverili olabileceğini de değerlendiriyor. Seçtiği erkeğin ailesinin de çocuklarını koruyacak güce sahip olması önemli.

     Kadınlar acı çekmekten mi hoşlanıyor yoksa?

    Acı çekmekten hoşlandıkları yerine bu ülkede kadınların fedakar ve cefakar olmaları ile ilgili geleneksel öğreti ve beklentilerin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Yani kadınlar ilişkilerini sürdürebilmek için her zaman alttan almalı, fedakarlık etmelidirler gibi toplumda bir beklenti var. Her ne kadar “Gelinliği ile gider, kefeni ile gelir” sözü eskisi kadar bariz olmasa da… “Gittiği yerde kan içecek, kızılcık şerbeti diyecek” kadar, nesillerdir oluşturulan bu zihniyetin etkilerinden söz etmemek mümkün değil. Bir sürü eziyete maruz kaldığı halde çaresizlikten ne yapacağını bilemeyen çok kadın var. Bu durum, kadın ekonomik özgürlüğünü kazanmış olsa da değişmiyor ne yazık ki.

     Kadınların erkeklerden beklentisi ilişkinin başlangıcında farklı iken zamanla değişiyor mu? 

    Bunun sadece ülkemizle sınırlı olduğunu söyleyemeyeceğim; neredeyse evrensel bir beklenti. Kadının yapısı ile ilgili süreçler var. Kadınların daha iyimser ve umutla bakma ihtiyaçları diyebiliriz. Bu konuda yaygın bir espri vardır: Kadınlar erkeklerin değişeceklerini umarak evlenirlermiş; erkekler de kadınların değişmeyeceğini… 

     Kadınlar ilişkiden ne istediklerini tam olarak biliyorlar mı? Yoksa bazen sadece ilişki yaşıyor olmak için mi başlıyorlar?

    Bu durum sadece kadınlar için söz konusu değil. Çoğu kişi bir ilişkiden ne beklediğini tam olarak bilmeden başlıyor. Önemli olan başlamakla değil, sürdürmekle ilgili olan süreç zaten. Duygusal süreçler aniden başlasa da ilişkide nasıl hissettiğimiz kadar mutlu olup olamadığımızı da değerlendirebilmemiz önemli. Ayrıca kendine güven de önemli bir konu. Bu konuda güveni az olan kadınlar daha çok “elimdeki ile yetinmeliyim” diyebiliyor. Kendine güveni düşük ve korkuları fazla olan kadınlar daha çok sığınacak bir liman arıyor. Dışarıdaki fırtınadan korunabilmek için bazen kendilerini içerideki fırtınaya maruz bırakmak zorundaymış gibi hissediyorlar ve kendilerini kandıracak birçok şeye inanmayı tercih ediyorlar. “Dövse de yerse de sonunda beni seviyor” diyebiliyorlar. Eğer kadın kısıtlanmayı sahiplenme olarak algılıyorsa; kıskandığına göre, beni seviyor diyebiliyor. Hele anneleri, anneanneleri için de hayat böyle olmuşsa!

    Maço mu olsun, romantik mi?
    Maço mu olsun, romantik mi?

     Yanlış bir ilişkiye başlamaktansa yalnız kalmak daha mı iyi?

    Yalnızlık başa çıkması zor bir duygu… Yalnız kalabilme becerisi düşük olan kişiler yalnız kalmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıp birçok ödün verebiliyorlar. Yalnız kalabilme gücü, yetisi yüksek olan kişilerse daha sağlıklı ilişkiler kurabiliyorlar. Herhangi bir durumda eğer “elimiz mahkumsa” bu durumun bizi nasıl sıkıştırabildiğini hepimiz biliriz. Bazı insanlar için yalnızlık da aynı süreci yaratıyor. O zaman çaresizlikten kıvranmaktansa her şeye katlanmayı tercih edebiliyorlar. Yalnız kalmakla baş edebilmek için içsel olarak daha güçlü olmaya ihtiyaç var. Yalnız kalmaktan korkmayan kadınlar ilişkide de kendilerini koruyabiliyor.

     Yanlış ilişkinin bir tanımı var mı? 

    “Yanlış”, subjektif bir kavram. Kime göre, neye göre yanlış? Sağlıklı/sağlıksız ilişki desek daha doğru olur. Öncelikle fiziksel, duygusal ve sözel şiddetten bahsediyorsak zaten sağlıksız bir ilişki tanımı yapabiliriz. Bir kadın eşinin yanında kendisi gibi olamıyorsa, olduğu hali ile kabul görmüyorsa, tercihleri sürekli eleştiriliyorsa, sosyal alanı kısıtlanıyorsa, suçlayıcı ve aşağılayıcı sözlere sürekli maruz kalıyorsa o zaman sağlıklı bir ilişkiden söz edemeyiz. Sağlıklı ilişki, kişiye iyi hissettiren ilişki demektir. Kişinin kadın olsun, erkek olsun; anlaşıldığı, kabul gördüğü, kendini güvende ve değerli hissettiği ilişki sağlıklıdır.

     Bir erkeğin sert mizaçlı olması o ilişkinin doğru olmadığı anlamına gelir mi? 

    Sonuçta sert bir erkek dediğimizde şiddete başvurmayı kastetmiyorsak tabii ki sert, kaba, ters gibi sıfatları olan erkeklerden kimse hoşlanmaz diyemeyiz. Ama “güvenilmez” kısmına bakacak olursak kadın olsun erkek olsun fark etmez; herkes ilişkisinde güven bekler, güvenmek ister. Bir ilişkinin sürebilmesi için karşılıklı güven temelinin olması en önemli şartlardan biri.

    İlkel kadından bugüne kriterlerimiz değişmedi

    Erkekler ve kadınlar için romantizm ile ilgili hesaplar bilinçaltında gerçekleşiyor ve iki cins için de farklı bir süreç işliyor. Örneğin kısa süreli ilişkilerde erkekler avcı, kadınlar seçici oluyor. Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray, “Bu milyonlarca yıldır atalarımızın nasıl yaşayacaklarına dair edindikleri tecrübelerden bize miras kalandır. Seçtiğimiz kişilerin endamı, yüzü, kokusu ve yaşı binlerce yıl önce belirlenen şablonlardan etkileniyor. Aslında evrim sürecinde beyinlerimiz en sağlıklı eşleşmeyi nasıl yapacağını öğrenmiştir. İlkel kadın ve erkeklerin bilgileri modern beyinlerimizin derinliklerine kazınmıştır. Bize çocuk verme ihtimali en yüksek olana; kaynakları ve bağlılığı çocuğun varlığını sürdürmesini sağlayacak olana yönleniriz. Kadınların uzun süreli ilişkilerinde ne beklediğine dair yapılan geniş kapsamlı bir araştırmada; farklı kültürlerde kadınların kocalarının görünüşünden çok maddi kaynakları ve sosyal statüsü ile ilgilendikleri görülmüştür” diyor.

    Türkiye’de yaşayan kadınların daha sert daha çapkın ya da güvenilmez erkeklerden hoşlandıkları doğru mu?

    Türkiye’de kadınların kendilerini daha güvende hissetmeye ihtiyaç duyduklarını, korunma ile ilgili beklentilerinin daha fazla olduğunu ve “güçlü erkek profili”ne ihtiyaç duyduklarını söyleyebiliriz. Buradaki beklenti daha çok “Çocuklar Duymasın” dizisindeki taş fırın erkeği modelini çağrıştırıyor. Türk filmlerindeki “ağır abi” tanımına yakın olan bu tip ile “kıro” ya da “kabadayı” anlamlarını ayırt etmek önemli. Bu anlamda da “maço” tanımı ile herkesin ne dediğini de doğru anlamak gerekiyor.

    Kadınların eş kriteri: 10 cm uzun, 3-5 yaş büyük 

    Birçok kadının gittikçe daha üst pozisyonlarda iş bulduğu, sosyal ve ekonomik özgürlüklerinin arttığı günümüzde seçim kriterlerinin hala aynı olması size garip gelebilir. Oysa kadının geliri ve mal varlığı seçim yapma kriterlerini değiştirmiyor. Araştırma bulgularına göre kadınlar genellikle kendilerinden en az 10 cm uzun ve 3-5 yaş daha büyük erkekleri tercih ediyorlar. Kadın beğenisinin bu koşullarının evrensel olduğu iddia edilse de bu süreçlerin içine sosyo-kültürel ve psikolojik yaşantıların izlerinin sızdığını da göz önüne almak gerekiyor. Örneğin bir kadının en büyük korkusu babası gibi sadık olmayan bir erkekle birlikte olmaksa, bununla ilgili deneyim ve yaşantılar da bu seçimlerini etkiliyor.

     Formsanté Dergisi Ocak 2015 sayısı

  • Erkekler Erotizmden Kadınlar Romantizmden Gelir

    Erkekler Erotizmden Kadınlar Romantizmden Gelir

    Hem zihinsel hem de fizyolojik olarak nasıl ki erkek ve kadın birbirinden ayrıysa, aşk ve cinsellik konusundaki beklentileri de farklıdır. Bu nedenle, “Kadınlar için romantizm ne demek?” diye soru sormak yanlış bir kullanımdır. Çünkü romantizm, çoğu zaman bir kadın tarafından adlandırılan ve kadına özgü olan bir zihin durumu olarak algılanır.

    Romantizm, kişinin aşkı ve cinsel coşkuyu bulma biçimidir. Erkeklerin anlam yüklediği ve kadından beklediği erotizm de, aşka yönelik tüm duyguları içeren ve aslında romantizmden daha yoğun olan bir duygu bütünüdür. Erotizm de, aşk, şehvet, cinsel tutkular, düşler, arzular, sahiplenme duygusu gibi romantizmde genellikle ön plana çıkmayan pek çok duygu tipi var. Aşk tanrısı Eros’un adından türeyen erotizmin temelinde, sanılanın aksine seks değil sevgi ve aşk tutkusu yatar. Erkek ya da kadın, çiftin her ikisinin de karşılaştığı problemlerin nedeni romantizm ya da erotizm terimlerinin ayrımı değil, çiftin duygularını birbirine ifade edememe durumundan kaynaklanan beklenti ve ihtiyaçların anlaşılamaması ve giderilememesidir.

    KADININ GÖZÜNDEN İDEAL ERKEK…

    Bugünün kadınları güçlü, özgür, çok daha alımlı, zeki ve cinsel özgürlüğe sahip olsalar da hala duygusal yönden hala tanrıçalarmış gibi ilgi gösterilmesinden, şövalye misali korunup gözlenmekten hoşlanıyorlar. Bu nedenle kadınlar hem cinsleriyle sürekli olarak rakip halinde olmaktan hiç vazgeçemiyorlar. Bir kadın için çekici erkek mutlaka bir başka kadın tarafından beğenilmeli, tercih edilmeli fakat sadece onun olmalıdır. Bu his kadının bir numaralı haz kaynaklarından biridir. Ayrıca, kadına göre, erkek dediğin güçlü ve lider özellikte olmalı, kendine güvenmeli, partnerine ve sevdiklerine kol kanat germelidir. Kadınlar için diğer bir önemli arayışta, sırtlarını dayayacak bir erkek bulabilmektir. Bunun için hem güçlü, hem de iyi bir statü sahibi olmak yetmiyor. Bunların yanı sıra, erkeğin karizmatik olması, istek ve arzularını belli etmesi, övgü sözcüklerine yer vermesi ve değer verdiğini hissettirmesi gerekiyor.

    ERKEKLER NE İSTER…

    Her ne kadar, erkekler için “Aşksız seks, nikâhsız çocuk isterler!” yakıştırması yapılsa da, erkekler de etten kemikler yapılmış, duyguları ve hisleri olan canlılardır. Erkekler genellikle kadınlar için büyük jestler ya da sürprizle yapmayı beceremeseler de, kadının sorumluluğunu alma bilincine sahiptirler ve kadının hayatını kolaylaştırmak için vardırlar. Kadının sevgisinden, bağlılığı ve sadakatinden emin olmak isteyen erkekler, partnerleri tarafından takdir edilmek, onaylanmak, güvenilmek, sevilmek ve kendilerine ihtiyaç duyulduğunu hissetmek isterler. Sahiplenme duygusu olan hemen hemen her erkek yanında olduğu kadın tarafındanbeğenilmek ve kendisine hayran olunduğunu görmek ister. Erkekler bunu göremediği zaman, aynı kadınlar gibi mutsuzluğa sürüklenirler. İlgi görmek ve göstermek hem erkek hem de kadın için başlı başına bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçların karşılanmadığını gören ya da hisseden kadın veya erkek kendini dışlanmış, yalnız ve mutsuz hissedebilir.

    ERKEĞİN GÖZÜNDEN İDEAL KADIN…

    Erkeklerin partner seçiminde kadınlar kadar hassas oldukları bir gerçektir ve kadınlar gibi erkekler de, hayatlarını devam ettirecek bir partner arayışı içerisindedirler. Erkekler için feminen, güler yüzlü, bakımlı, seksi ve anlayışlı kadın her zaman üstün tutulur. Yardım etmeye hazır bir halde bekleyen erkekler, kendilerine ihtiyaç duyulduğunu görmekten hoşlandıkları için partnerlerinin feminen olmasından yanadırlar. Aslında erkeklerin ideal kadın imajının belirleyicisi feminenlikten, diğer bir değişle, kadının dişilik özelliklerini kullanabilmesinden geçer. Kadının dişil enerjisini açığa çıkarabilmesi için sadece yatakta değil, günlük yaşamda, arkadaşları arasında, iş yerinde, markete giderken ve her zaman kadın olduğunu hissettirmesi gerekir. Ayrıca, erkekler baktıkları zaman gözü gönlü açılacak ve erkeğini dışarı yönlendirmeyecek bir partner isterler ki, olması gereken de budur. Son olarak da, güler yüzlü ve anlayışlı kadın kavramının üzerinde durmak istiyorum. Bunlar, sadece erkekler için değil, kadınlar için de oldukça önemli iki kavramdır. Hiç kimse, gerekmedikçe gülen bir yüze hasret kalarak ömrünü geçirmek istemez. Özellikle kadın davranışları altında saklı olan ve bilinçli ya da bilinçsiz sürekli ortaya çıkan anlayışsızlık ve bencilik duygusunun ilişkinin en büyük düşmanı olduğunu da unutmamak gerekiyor. Hem de, tatlı dil yılanı bile deliğinde çıkarmaya yeterken…

    KADINLAR NE İSTER…

    Erkeklerin sürekli olarak üzerinde düşündükleri fakat bir türlü bulamadıkları sorunun cevabı aslında çok basit… Kadınlar, kendilerini dinleyen ve anlayan, sahiplenme duygusu olan, dokunarak ve bakarak sevgisini ifade eden, anlayışlı erkekler isterler. Kadınların kendilerinin yenilgiye uğradıklarını düşündükleri ve savaşamayacak kadar aciz kaldıkları tek şey kendilerini değersiz hissetmeleridir. İşte size kilit noktası; kadınlar çoğu kez değerli olduklarını hissetmek isterler! Bunu hissettirebilmek için erkek kadınının gururunu okşamalı, her akşam en az yarım saat elini tutup, gözlerinin içine bakarak sadece onu dinlemeli ve anladığını göstermeli, şefkatli olmalı ve her daim arkasında olduğunu hissettirmelidir.

    SEVİŞMEK HER ZAMAN SEKS ZAMAN ZAMAN!

    Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu açıdan kadın erkek ilişkilerindeki erotizme ve romantizme baktığımızda, erotizm daha kapsamlı olsa da, kadınların bilinçsiz bir şekilde romantizme odaklandıkları, erkeklerin ise bu konuda oldukça kısır oldukları bilinen bir gerçektir. Aşk ve tutkuyu içinde barındıran erotizm varken, erkekler sadece romantizme zaman ayırmak istemiyorlar. Kadınlara baktığımızda ise ilişkide romantizm olmazsa olmazlardan… Evet, kadın ve erkeğin ilişkiye bakış açıları farklı fakat ortak bir nokta her zaman bulunabiliyor. İstek, arzu ve beklentiler özgürce ifade edildiğinde, karşılandığında bir armağan verilmiş gibi mutlu olunduğunda, karşılanmayınca küsüp tepki gösterilmediğinde, sevgi karşılıklı olduğu sürece, sağlıklı ve mutlu bir birlikteliğe sahip olunabiliyor. Araya anlayışsızlık ve bencillik kavramı girdiğinde ise çatışma yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle, dokunmanın ve hissetmenin yoğun olduğu sevişme bir kural, seks ise zaman zaman yerine getirilen güzel bir istek olarak görülmelidir. Yani sevişmek her zaman, seks zaman zaman yaşanmalıdır…