Etiket: rejim

  • Kilo vermek için hızlı çözümler

    Kilo vermek için hızlı çözümler

    Fazla kilolarınızdan bu zamana kadar kurtulamadıysanız, yazı formda geçirmek için hala bir şansınız var. Bahaneleri bir kenara bırakıp yanlış yeme davranışlarınızı ve alışkanlıklarınızı hemen değiştirebilirsiniz.

    “Yazın gelmesi ile birlikte hepimiz metabolizmalarımızı hızlandırma derdine düştük. Diyet listelerini ortaya çıkarttık ve filmi yine geri sarmaya karar verdik” diyor Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Aslı İçingür Güler ve soruyor: “Daha ne kadar kilo alıp vermeye devam edeceksiniz?” Doğru ve verimli bir zayıflama programı için gerekli malzemelerin; doğru bir hedef koymak, sağlam psikoloji ve motivasyon ile kullanılacak yöntemin doğru seçilmesi olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Güler, “Elinizdeki malzemeleri hazırladıktan sonra ortaya güzel ve lezzetli bir mönü çıkarabilirsiniz. Ancak önce diyet uygularken sık düşülen hatalara göz atmak gerekiyor” diyor. Peki nerede hata yapıyoruz? Şimdi hatalarımızla yüzleşme vakti!

    Uykusuzluk

    Sidney’de düzenlenen ve konusu uyku olan bir sağlık konferansında konuşan diyet uzmanları, uyku süresi ile obez olma riski arasında güçlü bir bağlantı olduğunu belirtiyor. Konferansta konuşan bilim adamları, gecede dört saatten az uyuyanların yedi ile dokuz saat uyuyanlara göre daha yüksek bir risk altında olduğunu kaydetti. Konferansta beş saat uyuyanların obez olma riski yüzde 50 iken, altı saat uyuyanların riskinin yüzde 23 oranında olduğu bildirildi. Uzman Diyetisyen Güler, uyanıkken yemek yemenin daha çok düşünüldüğünü ve atıştırma riskinin daha fazla olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Yani günlük yedi saat uyku uyumak iştahı dengelemek açısından da oldukça önemli. Uyku, iştahı bastıran ve vücut yeterli besini aldığında beyni etkilediği düşünülen kan proteini leptinin oranını düşürüyor. Bu da uyku sırasında ‘yemek ye’ sinyalinin zayıfladığını gösteriyor.”

    Kilo koruma programına katılmamak

    Kilo problemi yaşayan birçok insan çeşitli diyet programlarıyla hedefledikleri kiloyu verdikten sonra defteri kapatıp eski yaşam şekillerine geri dönüyor. Ancak bu oldukça yanlış bir yaklaşım… Asıl maraton sonradan başlıyor. Başarılı bir program için kilo verildikten sonra 6-12 ay boyunca verilen kiloyu koruma programıyla sabitlemek gerekiyor. Bunun için hastaya diyet dinamikleri anlatılarak besin değişimleri eğitimi verilmesi gerekiyor. Koruma yapılmayan hiçbir diyet başarılı sayılmıyor çünkü verilen kiloların aynı hızla geri alınması kaçınılmaz oluyor.

    Kusursuz olmaya çalışmak

    Uzman Diyetisyen Aslı İçingür Güler, “Diyet yaparken hiçbir koşulda kusursuz olmaya çalışmayın” diyor ve ekliyor: “Çünkü bunu yapmaya çalışırken motivasyonunuzu kaybedip diyetten uzaklaşma olasılığınız oldukça yüksek… Eğer listenizde olmayan kalorili bir şey yediyseniz ertesi gün bir ara öğünü eksilterek bunu dengeleyebilirsiniz. Her zaman bir B planınız olmalı. Bu konuda en önemli nokta sağlıklı yaşamayı hayat tarzı haline getirebilmeniz. Yaşamda elbet doğum günleri, partiler, açılışlar, yıldönümleri gibi özel ve yemeyi gerektiren günler olabiliyor; bu ne zayıflamanıza bir engel oluşturur ne de kilo almanızı sağlar, yalnızca dengelemek şart.”

    Uzman Diyetisyen Aslı İçingür Güler, kısa sürede dünya kadar kilo kaybı vadeden diyetleri “sihirli” olarak nitelendiriyor ve şunları söylüyor: “Greyfurtlu, maydanoz sulu, yoğurtlu, sadece proteinli veya sıvı diyetler bu gruba giriyor. Siz de gördüğünüz her diyeti uygulayanlardan mısınız? O zaman bundan hemen vazgeçin. Bu diyetlerde hızla kaybedeceğiniz kilo; su ve kastan gidiyor. Zayıflama programlarında yağ dokularının azalması hedeflenmeli. Yağlardan veremediğiniz her kilo bedeninize geri dönmeye mahkum. Kısa vadeli mutluluklar yaşamamak için sağlık konusunda maceraperest olmayın. Bu kiloları bir haftada almadığınızı düşünerek hedef kilonuzu zamana yayarak vermenizi öneriyorum.”

    Hızlı sonuç veren büyük girişimler

    Hatalarımızın birkaçına değindikten sonra, şimdi sıra önümüzdeki kısa zamanda kilo kaybı için uygulayabileceğimiz büyük girişimleri öğrenmeye geldi. Uzman Diyetisyen Aslı İçingür Güler, kısa sürede yapılacak büyük girişimler için öneriler sunuyor.

    1. Daha fazla fiziksel aktivite yapın

    Kilo vermenin basit bir matematiği var; aldığımızdan daha fazla enerji harcamak. Şu an sizin iki sorununuz olabilir; ya çok fazla enerji alıp bunu yakamıyorsunuz ve kilo artışı yaşıyorsunuz. Ya da aldığınız ve harcadığınız enerji eşit; ne kilo alıyorsunuz ne de kilo veriyorsunuz. Tabii bunun dışında hastalık durumlarında daha farklı mekanizmalar da devreye girmiş olabiliyor. Ancak normal şartlarda kısa sürede yaza sıkı ve daha zayıf bir şekilde girmek istiyorsanız spor yapmak için herhangi bir sağlık sorununuz yoksa haftada beş gün spor yapmanız öneriliyor. En fazla yağ yakımı için kardiyo en ideal spor ve bunun püf noktaları için mutlaka bir spor eğitmeninden danışmanlık almanız gerekiyor.

    2. Nişasta ve tuzu azaltın

    Bunlar vücutta su tutulmasına neden olabilen önemli ikili… Bildiğiniz gibi zayıflama programlarında en büyük şikayetlerden birisi de “Vücudumda ödem var kilo veremiyorum” oluyor. İşte bundan dolayı yemeklerinize ekstradan tuz ilave etmekten kaçının. Aynı zamanda karbonhidratları bir miktar azaltın çünkü aşırı karbonhidratlı beslenmek vücutta su tutulmasını artırıyor. Şişkinlik ve ödem problemi yaşamamak için işlenmiş gıdalardan, nişastalı gıdalardan ve tuzdan uzak durmak gerekiyor.

    3. Beslenme günlüğü tutun

    Birçoğumuz günlük koşturmada yediklerimizin miktarını kontrol edemeyebiliyoruz. Aslında farkında olmadan fazladan aldığımız küçük kaloriler bir süre sonra bizlere fazla kilo olarak geri dönmeye başlıyor. Yediklerimizi yazmaya başladığımızda fazla kalori kaçaklarının da önüne geçebiliyoruz. Farkındalığımızın artması için günde iki dakikamızı bu günlük için ayırmak oldukça önemli.

    4. Tabağınızı gözden geçirin

    Mönüde yapacağınız küçük değişiklikler size daha az kalori olarak geri dönüyor. Tabağınızdaki yiyecekte aramanız gereken en temel özellikler; besleyici olması, doyurucu olması ve vücuda kalori yükü getirmemesi olmalı.

    5. Tabağınızdakileri yavaş çiğneyin

    Uzun süreli açlık durumundan sonra yemeğe oturduğunuzda kontrolsüz şekilde yemek yiyebiliyorsunuz. Beyne tokluk sinyalinin 15 dakikada ulaştığı düşünüldüğünde hızlı yemek yemenin fazla kalori alımına da katkısı olduğu söylenebilir. İleride reflü, gastrit gibi mide sorunları yaşamamak hem de beynin vücuda gönderdiği sinyalleri duyabilmek için lokmaları iyi çiğneyerek yemek yiyin.

    6. Tok tutan yiyecekleri tercih edin

    Neleri mi? Yağlı tohumları bu listenin en başına koyabilirsiniz. Kulağa kalorili gibi gelebilir ancak vücudun tokluk merkezini uyarıp sizi uzun süre yemek masasından uzak tutabilirler. Örneğin; ceviz, fındık, badem ve yer fıstığı bunların en değerlileri… Bu besinler hem dışarıdan alamadığımız esansiyel yağlar içeriyor (Omega 3, Omega 6 gibi) hem de bizi uzun süre tok tutuyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus var; günlük olarak yemeklerden önce yenilecek 10 adet fındık veya iki adet ceviz veya 10 adet badem yeterli, fazlası kalori artışına neden oluyor. Listemizin bir diğer değerli besini ise sebzeler. Yemeklerde bol miktarda özellikle koyu yeşil yapraklı sebze tüketmeniz daha çabuk doygunluk sağlayarak kabızlık sorunu yaşamamanıza neden oluyor.

    7. Yiyecek alışverişine aç karnına çıkmayın

    Yemek yemeden alışverişe çıkmak her gördüğünüze saldırmanıza neden olabiliyor. Saldırdıklarınız içinde de genellikle bol kalorili ve karbonhidrat içeriği yüksek olan abur cubur yiyecekler yer alıyor. Daha sağlıklı bir yiyecek alışverişi için mutlaka tok olmaya dikkat edin. Yaza keyifli, formda ve sağlıklı girmek için bu önerilerden birkaçını bile hayatınıza entegre etmeniz, yaşam kalitenizde büyük bir değişim göstererek daha bilinçli beslenmenizi sağlayacak. Bu kısa zamanda tüm fazlalıklarınızdan kurtulamasanız da birkaç kilo vermeniz yaza motive girmenizi kolaylaştıracak.

    Sağlıklı, leziz ve düşük kalorili tarifler

    Aslı İçingür Güler’in sağlık veren Girit kabakları

    Malzemeler

    * 2 orta boy Girit kabağı

    * 4 çorba kaşığı yeşil mercimek, haşlanmış

    * 1 adet kırmızı biber, közlenmiş

    * 1 dilim light dil peyniri

    * Yeşil soğan

    * Maydanoz, fesleğen, kekik, pul biber, limon

    Girit kabaklarının içlerini çıkarttıktan sonra malzemeleri ufak ufak doğrayıp harç gibi kabağın içine koyun. Üzerine light dil peyniri ekleyip fırına verin.

    Çilekli kinoa salatası

    Malzemeler

    * Körpe ıspanak yaprakları

    * 4 çorba kaşığı kinoa, haşlanmış

    * 5 adet çilek

    * Roka

    * 2 dilim light peynir (70 gr)

    * 50 ml greyfurt suyu

    * Limon

    Tüm malzemeleri karıştırıp leziz bir salata yapabilirsiniz. Bu salata hem sizi tok tutacak hem de içeriğindeki zengin besin öğeleri sağlığınıza katkı sağlayacak.

    Formsanté

  • Bir ayda yaklaşık 10 kilo verdiriyor

    Bir ayda yaklaşık 10 kilo verdiriyor

    Plastik Cerrahi Uzmanı Nikolas Chugay’ın, Amerika’da uyguladığı yeni bir zayıflama yöntemi ülkede tartışmalara yol açtı. Bir ayda yaklaşık 10 kilo verdiren bu metod, bazı doktorlar tarafından “barbarca” olarak nitelendirdi.

    Fıtık ameliyatlarında kullanılanlara benzeyen plastik bir yamanın dil üzerine yerleştirilmesiyle uygulanan yöntem, kısa sürede kilo vermek isteyen kadınlar arasında hızla yayılırken tıp çevrelerinde “barbarca” olarak niteleniyor.

    Chugay, 10 dakika süren ve 2 bin Amerikan dolarına mal olan cerrahi bir girişimle dil üzerine dikilen plastik yamanın katı gıda tüketimini son derece acı verici bir hale getirerek müşterilerinin hızla kilo vermesine yardımcı olduğunu ileri sürüyor.

    Bir ayda ortalama 10 kilo verdiriyor
    Yöntemi ilk kez 4 yıl önce deneyen ve şimdiye kadar 81 kadının dillerine yama diken Chugay, sadece meyve suları ve protein karışımları gibi sıvı gıda maddeleriyle beslenebilen müşterilerinin bir ay içinde ortalama 10 kilo verdiklerini söyledi.
    Chugay, kendisi gibi doktor olan oğluyla uyguladıkları yöntemin herhangi bir riski olmadığını ve şimdiye kadar yamayı yutan bir hastaya rastlamadıklarını belirtti.

    Uzmanlardan yönteme eleştiri
    Yöntem, Amerikan plastik cerrahi çevrelerinde ise büyük eleştiriyle karşılandı. Amerika Kozmetik Cerrahi Derneği, Chugay ve oğlunun yazdığı araştırmayı yayımlamayı reddederken kilo kaybın konusunda uzmanlaşan bazı doktorlar, yöntemi “barbarca” olarak niteledi.
    Doktorlar, dil yaması ya da diğer yöntemlerle hızla kilo kaybeden kişilerin aynı hızla ve çok daha fazla kilo aldıkları uyarısında bulundu.

    AA

  • Hangi ekmeği tercih edersiniz ?

    Hangi ekmeği tercih edersiniz ?

    Kilo vermek uğruna yapılan en büyük hata; çoğu kişi “ben ekmeği kestim” diyor.

    Oysa ki vücudun temel enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yani, ekmekve çeşitleri , makarna, pirinç pilavı, bulgur pilavı, kurubaklagiller, meyve çeşitleri…

    Bu gıdaların hepsi belirli miktarda karbonhidrat içermektedir. Sorun ise şu; hangi karbonhidrat kaynağınızı seçeceğimizi, tüketeceğimizi bilemiyoruz. Ekmeği kestim, diyetteyim, kilo verdim demek değildir başarı, önemli olan, olması gereken hangi ekmeği seçeceğinizi öğrenmektir.KEPEK, ÇOK TAHILLI, TAM BUĞDAY, YULAF, ÇAVDAR, BEYAZ EKMEK DERKEN AKLIMIZ İYİCE KARIŞIYOR…

    Kepek ekmeklerinde kepek oranı %15 civarında. Peki tam tahıllı ve çavdar ekmekleri içinde geçerli mi? Yani çavdar ekmeğini beyaz un ile karıştırıyorlar mı?

    Çavdarlı ekmek: Buğday ununa en az % 30 oranında çavdar unu, çavdar kırması, çavdar kırığı, çavdar ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Kepekli ekmek: Buğday ununa en az % 10 en fazla % 30 oranında kepek ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Tam buğday unlu ekmek: Buğday ununa en az % 60 oranında tam buğday unu ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Yulaflı ekmek: Buğday ununa en az %15 oranında yulaf unu, yulaf kırması, yulaf kırığı, yulaf ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Karışık tahıllı ekmek: Buğday unu, tam buğday unu veya bunların karışımına, her birinden en az % 5 oranında olmak üzere; mısır, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, darı, tritikale unları, kırmaları, kırık taneleri veya ezmelerinden en az üçü ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Ekmekteki kül miktarı; unda saf un külü ile karışan kepek tozu toplamıdır. Bu değer saf una karışan kepek tozu oranını belirtmesi sebebi ile önemli bir ölçüdür. Aynı zamanda bir unun randımanı ve ya % un veriminin belirlenmesinde hemen her ülkede kabul edilen bir ölçüt olup unların sınıflandırılmasında kullanılmaktadır.
    Buna göre; buğday unu, içerdiği kuru maddedeki kül miktarı ile belirlenir. Kül miktarı da
    randıman ile ilgilidir.

    Buna göre;

    Tip 1 un % 0.50 kül ( 65’ e kadar randımanlı)
    Tip 2 un % 0.60 kül ( 66 – 72 arası randımanlı)
    Tip 3 un % 0.65 kül ( 72 – 76 arası randımanlı)
    Tip 4 un % 0.88 kül ( 77 – 81 arası randımanlı)
    Tip 5 un % 1.25 kül ( 82 – 90 arası randımanlı)

    Tip 6 un % 2.00 kül ( 91 ve üzeri randımanlı) olmak üzere 6 tipe ayrılır. Kepek fonksiyonları un içine girdikçe kül miktarı da artmaktadır.Buna bağlı olarak ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Kül arttıkça selüloz miktarıda artmış olacaktır.

    Bazı ekmeklerin selüloz miktarları;

    Arpa % 5
    Yulaf % 12
    Diğer Ekmekler % 2-3

    Yani çavdar ekmeğinin hazırlanmasında buğday unu (beyaz un) kullanılmaktadır. Karıştırılan buğday unu % 30 oranındadır.

    Hangisini tercih edersiniz? Çavdar ekmeği, kepek ekmeği,tam tahıllı ekmek ya da diyet ekmek? Nedenleri nelerdir?

    Ekmek çeşitlerinden tam tahıllı ekmek ilk tercihimiz olmalıdır.Çünkü ekmeğin yapımında kullanılan undaki kepek miktarı arttıkça ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Bununla birlikte lif, vitaminler, mineraller, antioksidanlar, fitokimyasallar yönünden önemli bileşenler içermekle birlikte; Kalp,sinir sistemi ve sindirim siteminin düzgün çalışmasını sağlar. Yüksek kolesterol düzeylerinin düşürülmesine yardımcı olur. Kırmızı kan hücrelerinin oluşumu için önemlidir. Kansere riskine karşı koruyucudur. Kemik ve diş sağlığı için yararlıdır. Kan şekeri düzeyinin dengelenmesine yardımcı olur.

    Aynı zamanda tam taneli tahılların lif içeriğinin yüksek olması ve buna bağlı olarak glisemik indeksinin düşük olması sebebi ile ani kan şekeri düzensizliklerinin oluşumunu engellemektedir.Ve öğünler arasındaki acıkma duygusunu ortadan kaldırarak,vücut ağırlının korunmasında etkilidir.

    Bu nedenle, Tam Tahıllı Ekmeğin günde kişiye göre değişmekle beraber günde 3 dilim tüketilmesi karbonhidrat ihtiyacını karşılamka adına faydalı olacaktır.

    Özellikle egzersiz yapan bireyler kas ve karaciğer glikojen depolarını dolu tutmak, kas kütlesini korumak için mutlaka az işlenmiş, tam tahıllı ekmek tüketimine önem vermeli.

    Posa içeriği yüksek, glisemik indeksi düşük olan tam tahıllı ekmekler aynı zamanda gün içindeki tatlı krizlerini de engelleyecektir.

    Peki hangi öğünde yenecek? Ofis ortamında çalışan gün içinde fazla hareket etmeyen bireyler (kişiye göre değişmekle beraber) kahvaltıda kadınlar 1-2 dilim, erkekler 2-3 dilim tüketebilir. Öğle öğününde ise kilo verme hedefi olmayan bireyler hem bayanlar hem de erkekler için 1-2 dilim tüketilebilir, ancak akşam öğününde mümkün olduğunca ekmek ve karbonhidrat grubu besinlerden uzak durulmalı.

  • Oruç, zayıflama yöntemi veya diyet değildir.

    Oruç, zayıflama yöntemi veya diyet değildir.

    isin_sayin Uzman Diyetisyen Işın Sayın ramazan boyunca ibadete yoğunlaşmak gerektiğini vurgularken, kilo vermek yerine almamaya dikkat etmenin doğru olacağını söyledi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Oruç tutmak zayıflama biçimi değildir. Neden mi? Bir kere; oruç tutarken uzun saatler boyu metabolizmamız çok yavaş çalışır. Sindirim ve boşaltım sistemi çalışıp da ne yapacaktır? Ancak bir yandan düşünür, hareket ederiz. Yani yakıt olarak kullanılan kan şekeri düşer. İftarda ciddi bir iştah potansiyeli birikir. Eğer iftarda çok tatlı, fazlaca pide, pilav yersek aniden yükselen kan şekeri bizi uyuşturur, ağırlık ve rehavet verir. Bu şekilde çoğu kez kilo almak kaçınılmazdır.”
    Ramazandan çok bayramda kilo alınıyor…

    Orucu bir zayıflama yöntemi olarak düşünenler olduğuna dikkat çeken Uzm. Diyetisyen Işın Sayın “Kimisi orucu bir zayıflama metodu gibi düşünür. Oruçluyken metabolizmanın yavaşlamasına rağmen; kilo verebilmek için, gerçekten çok düşük kalorili beslenmeniz gerekir. Eğer Ramazan ayında böyle düşük kalorili beslenmeyle 2 kilo ve daha fazla zayıflıyorsanız, kaslar eriyebilir. Kalıcı bir metabolik yavaşlama olabilir. Bu da artık, daha kolay kilo almak, daha zor kilo vermek anlamına gelir.”

    Ramazandan iki kilodan fazla zayıflamak riskli…

    Oruçluyken kilo vermeye çalışmayın. Zaten oruç bir ibadet biçimidir, bir zayıflama yöntemi değildir diyen Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Sorun kilolarımızsa dikkat etmemiz gereken esas şey şudur: Uzun süreli açlıkla kan şekerimiz ay boyu düzensizleşir. Ucunda da şeker bayramı vardır. Oruç ayı boyunca tatlı yememişiz gibi; bayramda da yeme eğilimindeysek lütfen esas olarak bu konuda dikkatli olalım.”

    Ramazanda ibadete odaklanın, tatlı ve hamur işini tadımlık yiyin…

    “Ramazan’ da ibadete odaklanılmalıdır.” diyen Sayın, “Bu esnada da kiloyu koruyabilmeye bakın. Bayramda da kilo almamaya çalışın. Tatlı ve hamur işleri, pilav, makarna bu yolda en kolay kilo aldıran ve sağlığı tehdit eden unsurlardır. Tadımlık yemeye ve kendinizi korumaya çalışın. Kilo vermeyi bu süreçte mutlaka erteleyin. Amacınızı sorgulayıp, dürüst olmak ve kilo korumaya çalışmak en sağlıklısıdır. Böylece kaslarınız korunacaktır. Metabolizma hızınızı kalıcı bir yavaşlamaya karşı, korumuş olursunuz. Bayramdan sonra da bu sayede daha ritmik kilo verebilirsiniz.” şeklinde konuştu.

  • Yağ parçalayan besinler

    Yağ parçalayan besinler

    Yağları parçalayıp hazmı kolaylaştırıyor. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor.

    Kiraz:
    Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.

    Yulaf:
    Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor.

    Esmer pirinç:
    B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, Yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.

    Greyfurt:
    Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor.

    Kırmızı üzüm:
    Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmeye yardımcı oluyor.

    Salatalık:
    Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu

    Nar:
    Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan.

    Adzuki fasulyesi:
    (Küçük kırmızı fasulye) Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla suyu tutuyor.

    Brokoli:
    Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.

    Elma:
    Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.

  • Bilinçsiz Diyete Dikkat

    Bilinçsiz Diyete Dikkat

    Diyetisyen Mehlika Öktem, yaz öncesi kadınlar başta olmak üzere hızlı kilo vermek isteyenlere uyarılarda bulundu.

    Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte kilo vermeyi son bir aya sıkıştıranların büyük hata yaptığını belirten Öktem, kişilerin zayıflama isteğinin sadece kısa bir dönemle kısıtlı kalmaması ve sağlıklı beslenmenin yaşam tarzı haline dönüşmesi gerektiğini söyledi.

    BİLİNÇSİZ YAPILAN DİYET HASTALIĞA YOL AÇIYOR
    Bilinçsiz yapılan diyetlerin sağlık sorunları ile birlikte kas kaybına neden olunduğunu ifade eden Öktem şu uyarılarda bulundu:

    “Tek gıda rejimi veya sadece protein ağırlıklı yapılan diyetler, hayat boyu yapılıp yaşam şekli haline dönüşemez. Üstelik diğer besinlerden almanız gereken vitamin, mineral ve posayı alamadığınızda vücudunuzda bir takım eksiklikler veya fazla alınan besin grubunun oluşturabileceği gut hastalığı gibi hastalıklar ortaya çıkar. Hatta kansere davetiye çıkarmış olursunuz.

    ÖĞÜN SAYINIZI AZALTARAK ZAYIFLAYAMAZSINIZ
    Ayrıca yeni moda olan öğün sayısını azaltarak yani günde 2 öğün yiyerek yapılan diyetler iştah kontrolünüzü olumsuz yönde etkileyip, yemeğe daha çok saldırmanızı sağlar ve kan şeker düzeyinizi olumsuz yönde etkiler. Bu tarz diyetler mucize yaratmış olsaydı, obezite en gelişmiş ülkelerde bile sağlık problemi olarak karşımıza çıkmazdı. Demek ki kalıcı ve sağlıklı bir sonuç alınamıyor ki hala obezite ile mücadele ediyoruz.”

    Diyet yapmanın sanılanın aksine uzmanlık gerektirdiğini kaydeden Mehlika Öktem, kişinin kendi vücudunu tanıyarak, diyetisyenlerden destek alarak yapması gereken uzun soluklu bir program olduğunu söyledi.

  • Diyet posası sizi zayıflatır…

    Diyet posası sizi zayıflatır…

    Besinlerin sindirilmeyen kısmına posa denir. Posalı besinler bağırsaklarda sindirilemeyen ancak diğer besinlerin sindirilmesine ve emilmesine yardım eden besinlerdir. Başlıca posa kaynakları tam buğday ekmeği, çok tahıllı ekmek, kepekli makarna ve esmer pirinç gibi rafine edilmemiş tahıllar, kuru yemişler ve yağlı tohumlar, kurubaklagiller, taze ve kurutulmuş meyvelersebzeler, kahvaltılık tahıl gevrekleridir. Nohut, mercimek gibi diğer kuru baklagillerle; ceviz, fındık gibi diğer sert kabuklu meyvelerin diyet posası içerikleri de yüksektir.

    Sebzeler içerisinde diyet posası içeriği en yüksek olanlar ise taze fasulye ve bezelyedir. Meyvelerin diyet posası içerikleri tüketim şekline göre değişir. Kabuklu yenen meyvelerle daha çok diyet posası alınır.

    Diyet posasının enerji yoğunluğu düşük olduğundan ve su çekici özelliğinden, mide içeriğinin yoğunluğunu arttırarak midenin boşalmasını geciktirir. Mide boşalmadığı için bireyin yeme isteği azalır. Posanın sindirim enzimlerine etkisi daha çok ince bağırsakta yoğunluğun arttırmasından kaynaklanır. Araştırmalar bağırsakta yoğunluğu arttıran posa tüketildiğinde, ince bağırsaktan karbonhidratların emiliminin yavaşlattığını göstermektedir. Bazı posa öğeleri laksatif (tuvalete çıkarıcı) etkiye sahiptir ve kalın bağırsağın hareketini arttırarak, dışkının hızla bağırsaktan dışarı atılmasını sağlar. Diyetin posa içeriği ile bazı hastalıkların oluşum sıklığı arasında ilişkiler olduğu ileri sürülmüştür. Örneğin, az posalı diyet alan Batı toplumlarında kalın bağırsak hastalıklarının, örneğin kolit ve kanserin, fazla posalı diyetle beslenen Afrika toplumlarından daha sık görülmüştür. Çok posalı diyetle beslenen Afrika toplumlarında ise kalp hastalıkları ve apandisite Batı toplumlarına göre daha az rastlanır.

    Posa, diyetin enerji yoğunluğunu azaltarak ve tokluk duygusunu arttırarak, kardiyovasküler hastalıklarda risk faktörü olan şişmanlığın önlenmesinde yardımcı olur.

    Özellikle posa içeriği yüksek besinler bol su ile tüketildiğinde, doyum hissi daha uzun olmaktadır. Örneğin, kepekli makarna yerken arada su içmek veya kabuklu elmayı yedikten sonra su tüketmek, kilo vermeye çalışan kişilerde doymayı sağlamada en pratik yoldur.

    Takvim

  • Diyette tavuk eti

    Diyette tavuk eti

    Yağsız ve protein açısından zengin beslenmek isteyenlerin tercihi tavuk eti oluyor. Bu besleyici gıda, zengin vitamin-mineral içeriği ve düşük kalorili oluşu nedeniyle diyet yapanların da gözdesi

    Vücutta yeni dokuların yapımı, var olanların sağlığının devamı ve onarımı için proteinler hayati önem taşıyor. Hayvansal protein kaynağı olarak süt ve süt ürünleri ile birlikte etler de beslenmede önemli yer tutuyor. Sağlıklı beslenme açısından beyaz et; hem kaliteli protein, hem düşük yağ, hem de vitamin-mineral içeriği nedeniyle en iyi kaynakların başında geliyor. Uzmanlar; farklı vitaminlere sahip olan tavuk etinin faydalarını, nasıl tüketileceğini, pişirme yöntemlerini ve vitamin kaybını önlemenin yollarını anlattı:

    HAZMI KOLAY
    Tavuk eti; yağsız, protein açısından zengin ve liflerinin kısa oluşu nedeniyle çiğnenmesi ve hazmı kolay bir gıdadır.
    Protein ve yağ içerikleri açısından önemli avantaja sahip olan tavuk eti; demir, fosfor ve B grubu vitaminlerinin de kaynağıdır. 100 gram ızgara tavukta yaklaşık 20 gram protein bulunur.

    ONARIM İÇİN
    Tavuktaki but eti; göğüs etine göre daha fazla B2 vitamini (riboflavin) ve B1 vitamini (tiamin), daha az da niasin vitamini içerir.
    Tavuk but etinde; göğüs etine kıyasla demir, çinko ve sodyum içerikleri de daha fazladır.
    Tavuk vücudumuzdaki hücrelerin büyümesi ve onarımı için elzem olan aminoasit açısından da zengindir. Aynı zamanda içerisinde bulunan B3, B6, piridoksin ve B5 vitaminleri; deri, saç ve bağışıklık sistemine katkılarıyla bilinir. İçerisinde az miktarda yağ bulunduran tavuk; diyet yaparken tercih edilen ilk protein kaynağıdır.

    BEYİN GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ
    Derisiz olarak yenilen 100 gram tavuk sadece 124 kalori içerir. Ancak derisi ile birlikte tüketildiğinde 170 kaloriye kadar çıkabilir. Izgara yapılarak tüketilen 100 gram tavuk eti; kolesterol açısından düşük ancak doymamış yağ asitleri açısından zengindir.
    Tavukta bulunan proteinler; hücre ve dokuların oluşmasını, büyüme ve gelişmeyi sağlar. Vücut kaslarının ve organların gelişimine yardımcı olur. Vücut dokularının yenilenmesinde rol oynar, çocukların beyin gelişiminde önemli görevi vardır.

    HAFİF VE ORTA ATEŞTE PİŞİRİN
    Tavuğu pişirirken; pişirme yöntemi ve koşullarına bağlı olarak bazı vitaminler kaybolabilir. Bu nedenle pişirme yöntemlerine dikkat edilmesi gerekir:
    Etler hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin hafif veya orta ateşte, uzunca bir sürede pişirilmelidir. Aksi takdirde çok yüksek ateş et proteinlerini katılaştırarak suyunun kaybına ve lezzetinin azalmasına neden olur.
    Yüksek ateşte pişen etlerin protein ve bazı vitamin değerlerinde bir miktar azalma olabilir. En çok zarar gören B1 vitaminidir. Izgara yapılan etlerde, etten damlayan sularla B12 vitamini ve folat kayıpları da olur.
    Vitamin B6 ve pantotenik asit, pişirme suyuna geçerek azalabilir; bu sebeple tavuk suyunu dökmeyin. Besin değeri açısından zengin bu suyu değerlendirin.
    Tavuk etini ızgarada kömürleştirmeyin, alevle temasını engelleyin. Haşlama ve ızgara yapılarak pişirilen tavuk etinin sindirimi, yağda kızarmış haline nazaran daha kolaydır.

    PROTEİN DENGELEYİCİ
    Nohut veya kuru fasulye yemeği pişirirken içine tavuk ilave ederseniz, protein kalitesi ve dengesi çok iyi olur.
    Ispanaklı börek yaparken içine tavuk ilave ederseniz, besin alımınızı güçlendirebilirsiniz veya tavuk ile bezelyeyi, karıştırarak börek içi hazırlayabilirsiniz.
    Çocuklarınızın en sevdiği yemeklerden olan makarnaya tavuk ilave edebilirsiniz. İlave edeceğiniz tavuk, besin öğesinden zengin bir öğün oluşturabilmenizde size kolaylık sağlar.

    KOLESTROLÜ DÜŞÜRÜR
    Yapılan çalışmalar, Omega-3 yağ asitlerinin LDL kolesterol denilen kötü huylu kolesterolü düşürdüğü, iyi huylu kolesterolü yani HDL kolesterolü de artırdığını göstermektedir.
    Bu durum da kalp-damar sağlığını koruyucu etki gösterir. Bunun yanı sıra trigliserid seviyesini düşürür, aterosklerotik plak oluşumunu engeller.
    Damar sağlığını koruyucu etki gösterir. Ancak unutulmamalıdır ki, aşırı protein alımı da sakıncalıdır.
    Gereksinimden iki kat fazla protein alınırsa, idrarla vücuttan kalsiyum atımı artar. Bu da karaciğer ve böbreklerin zarar görmesine neden olur.

    NASIL SAKLANMALI?
    Etin, pişirme esnasında iç sıcaklığının 70 derece üstüne çıkması mikropların ölmesi bakımından gereklidir. Pişirilen tavuk eti oda sıcaklığında yarım saatten fazla bekletilmemelidir. Ya hemen tüketilmeli ya da kalan kısmı buzdolabında saklanmalıdır.

    İKİ SAATTEN FAZLA DIŞARıDA KALMASIN
    l Tavuk eti ve et içeren yemekler, dışarıdan karışacak mikropların üremesi için iyi bir ortamdır. Genel anlamda protein değeri yüksek olan besinler, bakterilerin üremesi için çok daha uygun yiyeceklerdir. O nedenle protein değeri yüksek olan tavuk eti; iki saatten fazla oda sıcaklığında bırakılmamalı, buzdolabında veya derin dondurucuda saklanmalıdır.

    PİŞİRİR PİŞİRMEZ TÜKETİN
    Pişmiş tavuk etinin besleyici değeri yeniden ısıtılması ile bir miktar azalma gösterir. Tekrar tekrar ısıtmaktan kaçının, mümkün olduğunca pişirir pişirmez tüketmeye özen gösterin.
    Tavuk etini birçok çorbaya katmanız; hem lezzet açısından, hem de besin değeri açısından sofranıza zenginlik katacaktır.
    Haşladığınız veya ızgara yaptığınız tavukları salatalarınızın üzerine koyarak yeni ve değişik lezzetler oluşturabilirsiniz. Tavuk eti özellikle diyet yapanlar için az kalorili, alternatif bir öğündür.

  • Baharda diyet yapanlar

    Baharda diyet yapanlar

    Prof. Dr. İlhami Gülçin, bahar yorgunluğunda diyetin önemli olduğunu belirterek, “Düzenli ve içeriği iyi ayarlanmış bir diyet, bahar yorgunluğunun temel ilacıdır. Özellikle diyette antioksidan içeriği zengin besinler alınmalı” dedi.

    Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin, bahar yorgunluğunun psikolojik açıdan mevsimsel bir problem olarak bilindiğini belirterek, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinin ilk haftalarında ortaya çıktığını ve farklı belirtileri olduğunu söyledi.

    Bu belirtilerin arasında yorgunluk, bitkinlik, mutsuzluk, uykusuzluk ve halsizliğin geldiğini anımsatan Gülçin, “Bahar yorgunluğu çok ciddiye alınmalı çünkü uzmanların belirttiği kadarıyla eğer gerekli önlemler alınmazsa tükenmişlik sendromuna sebep olmakta. Bu durum, uzun süreli ve kalıcı problemlere yol açmaktadır” diye konuştu.

    Bahar yorgunluğunda temel olarak iki tedavi yönteminin olduğunu ifade eden Gülçin, şunları kaydetti:
    “Bunlardan birincisi sportif faaliyetlerdir. Mesela her gün en az 15 dakikalık tempolu yürüyüşler veya egzersiz programları bahar yorgunluğu için gayet faydalıdır. İkinci önemli husus ise diyettir. Düzenli ve içeriği iyi ayarlanmış bir diyet, bahar yorgunluğunun temel ilacıdır. Bahar yorgunluğunda diyete dikkat etmek son derece önemlidir. Özellikle diyette antioksidan içeriği zengin besinler alınmalı. Bilhassa antioksidan vitaminlerin bol olduğu C, D ve E vitaminleri içeren besinler bol miktarda alınmalıdır. Dolayısıyla diyette sebze ve meyve ağırlıklı gıdalarla beslenilmeli. Düzenli ve dengeli beslenerek bu ihtiyaçlar karşılanmalı.”

    Günlük tüketilen su ihtiyacının da iyi ayarlanması gerektiğini vurgulayan Gülçin, “Vücudun gereksinim duyduğu miktardaki su karşılanmalıdır. Yani diğer içecekler şeklinden ziyade, direk su olarak kullanılmalı” dedi.

    “BAHAR YORGUNLUĞUNA İYİ GELEN VİTAMİNLER”

    Bahar aylarında demir eksikliğinin sık görüldüğüne dikkat çeken Gülçin, demir açısından zengin olan et ve sebzelerin bol miktarda tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

    Kahve gibi kafeinli içeceklerden de uzak durulması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Gülçin, şöyle devam etti:
    “Çünkü bunlar bahar yorgunluğunu tetikleyen faktörlerden biridir. Bahar mevsiminde vitamin alımı da iyi ayarlanmalı, bilhassa C, D ve E vitaminlerinin bol miktarda alınması gerekiyor. C vitamini kış mevsiminde gerekli olduğu gibi bu geçiş sürecinde de kullanılmalı. Özellikle limon, portakal, kivi ve ananas gibi C vitamin açısından zengin olan sebze, meyve ve gıdalar bu mevsimde bol miktarda tüketilmelidir. Diğer taraftan, D vitamininin de metabolizmada oldukça önemli olduğunu görüyoruz. Bahar aylarında güneş ışınları etkisiyle provitaminlerden sentezlenen D vitamini, aynı zamanda metabolizmada kalsiyum ve fosforun emilimi ve kullanımını da kolaylaştırmaktadır. Bunlara da dikkat edilmeli.”

    Karaciğer, balık, yumurta, peynir gibi hayvansal gıdaların D vitamini bakımından oldukça zengin içeriğe sahip olduğunu dile getiren Gülçin, “Mantar ve sebzeler de D vitamini kaynağı olarak kullanılabilir. E vitamini ise daha çok tahıllarda bulunur. Günümüzün popüler konularından biri olan tam undan yapılmış ekmek de bu bakımdan son derece önemlidir. Sağlık açısından da tam undan yapılmış ekmek kullanmak gerekiyor. Fındık, ceviz, yeşil sebzeler, domates ve patates de zengin birer E vitamini kaynağını teşkil etmektedir” şeklinde konuştu.

    AA

  • Günde Kaç Dilim Ekmek Yenebilir?

    Günde Kaç Dilim Ekmek Yenebilir?

    Diyet yaparken ya da günlük beslenmede kalori kısıtlamasında bulunmak amacıyla, gerek kadınlar gerekse erkekler önce ekmek tüketmeyi kesiyor. Ancak ekmeğin vücuda 2 büyük faydası var: Birincisi kan şekerini dengeliyor, ikincisi ise sinir sistemi için çok gerekli olan vitaminlerin alımına katkıda bulunuyor…

    Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Demirel soruları yanıtlıyor:

    Diyet Yaparken Hiç Ekmek Tüketmemek Doğru mu?

    Diyet yaparken veya sağlıklı bir beslenme düzeninde hiç ekmek yememek doğru bir beslenme alışkanlığı değil. Diyet yaparak kilo vermeyi hedefleyen kişi sağlıklı, dengeli ve düzenli bir beslenme planı uygulamalı. Sağlıklı beslenmenin en önemli kurallarından biri de her besin grubundan belirli miktarlarda tüketilmesi. Zayıflamayı planlayan kişinin, beslenmesinden karbonhidrat grubunu (çikolata, pasta, şeker, sütlü tatlılar) tamamen çıkardığı için vücudun, özellikle de beynin ihtiyacı olan enerji gereksinimini ekmek grubuyla alarak sağlaması gerekiyor. Bu şekilde kan şekerinin dengeli bir şekilde değişimi sağlanıyor ve şiddetli açlık duygusu yaşanmıyor. Ayrıca sinir sistemi için gerekli olan vitaminler ekmeklerle alınmış oluyor.

    Ekmek Ne Zaman Faydalı, Ne Zaman Zararlı?

    Ekmek, miktarı kişiye uygun olacak şekilde ve kaliteli cinsi tercih edildiğinde faydalı oluyor. Ekmeğin cinsi tam buğday, çavdar veya kepekli olmalı. Fakat gün içinde düzensiz ve kalitesiz gıda örüntüsü ile beslenen kişi için ekmek tüketimi bir de fazla miktarlarda olduğunda zararlı hale geliyor.

    Sağlıklı Bir İnsan Günde Kaç Dilim Ekmek Yemeli?

    Ekmek tüketiminin miktarı kişinin kilosuna, cinsiyetine veya çalışma temposuna göre değişkenlik gösterebiliyor. Sağlıklı bir insanın her öğünde ortalama ikişer dilim ekmek tüketmesi fazla olmayacaktır. Gün içinde bir kişi en az 6-8 dilim tüketebilir.

    Beyaz Ekmek Günlük Beslenmeden Tamamen mi Çıkarılmalı?

    Ekmek cinsi olarak sağlıklı ve düzenli bir beslenme de tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği veya kepekli ekmek tüketimi çok daha ön planda olmalı. Özellikle kronik hastalığı (diyabet, tansiyon, kalp) olan kişilerin posaya fazla ihtiyaçları olduğu için beyaz ekmek yerine diğerlerini tercih etmeleri daha sağlıklı olacaktır. Yine kronik olarak kabızlık problemi olan kişilerin de posa ihtiyacı fazla olduğu için tam buğday veya çavdar ekmeğini tercih etmeleri bağırsak hareketleri açısından daha fazla yarar sağlayacaktır. Sadece aşırı kansızlık şikayeti olan kişilerin, demir emilimini olumsuz yönde etkileyeceği için kepekli ekmeği sürekli tüketmemeleri, dönüşümlü olarak beyaz ekmek de yemeleri daha doğru olacaktır.

    Kişi Günlük Beslenmesinde Hiç Ekmek Yemezse Zayıflar mı? Bu Sağlıklı Bir Zayıflama Olur mu?

    Zayıflamada esas olan, günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden az olması. Aldığımız enerji az olduğunda vücut ihtiyacı olan enerjiyi vücuttaki yağları yakarak sağlıyor ve sonuçta da zayıflama gerçekleşiyor. Günlük beslenmemizde ekmeği hiç yemediğimizde alınan enerji bir miktar azaldığı için belli bir kilo kaybı sağlayacaktır, fakat bu kilo kaybı sağlıklı bir kilo kaybı olmayacaktır.

    Ekmeği Tamamen Yasakladığınız Kişiler Var mı?

    Zayıflamak adına ekmeği tamamen yasakladığımız kişiler kesinlikle yok. Fakat bazı sindirim sisteminde gelişen hastalıklar var ki onlardan biri de çölyak. Çölyakta unun yapısında bulunan gluten o kişinin sindirim sistemini olumsuz etkilediği için hiç tüketmemesi gerekiyor. Tabi bunun alternatifi olan glutensiz unla yapılmış veya mısır ekmekleri tercih edebilir.

    Hipoglisemide, Diyabette Ekmek Yememek Doğru mu?

    Hipoglisemide veya diyabette ekmeği tamamen tüketmemek doğru bir uygulama değil. Bu hastalıklarda kana hızlı karışan kan şekeri ritmini hızlı bozan basit karbonhidratları ( şeker, çikolata, pasta ) beslenmeden uzaklaştırmak gerekiyor. Tam tersi bu hastalıklarda kişi enerji ihtiyacını kompleks karbonhidratlardan sağlamalıdır ki onlardan biri de ekmektir. Fakat ekmeğin beyaz olanını değil kan şekerini daha yavaş yükselten tam buğday veya çavdar tarzı ekmekleri tercih etmeleri gerekiyor.

    Bazı Uzmanlar Günde 3 Öğün Yemenin Yeterli Olduğunu, Ekmek Yerine Kuruyemiş Tüketmenin Daha Yararlı Olduğunu Savunuyor. Kuruyemiş Masum mu?

    Sadece 3 öğün ile beslenme, sağlıklı olan kişiler için geçerli bir durum. Fakat diyabeti veya hipoglisemisi gibi kan şekeri düzensizliği olan ve düzenli beslenmeleri gereken kişiler için çok uygun bir beslenme biçimi değil. Kişi sağlıklı bir bireyse beslenmesine fındık ceviz ve badem gibi besin değeri yüksek gıdalarla destek olabilir, fakat onların da miktarlarını ayarlamaları önemli. Çünkü miktar olarak fazla tüketildiklerinde gereğinden fazla yağ alımına neden olabiliyorlar.

    Günde Kaç Ceviz, Kaç Fındık, Kaç Badem Yemeliyiz?

    Beslenme planı düzenlerken günde ortalama 2 adet ceviz, 10 adet fındık ve 10 adet badem tüketmelerini öneriyoruz.

    Ekmeğin Yerine Ne Yiyebiliriz?

    Ekmek bir tahıl grubu yiyecektir. Diğer tahıllarla değişiklik yapılarak tüketilebilir. Örneğin bir dilim ekmek yerine öğününüzde 2-3 yemek kaşığına karşılık gelecek pilav özellikle daha sağlıklı olan bulgur pilavı tüketebilirsiniz. Ekmek veya pilav yemek istemezseniz, bir kase çorba içebilirsiniz.