Etiket: reflü tedavisi

  • Reflü Bitkisel Tedavi Yolları

    Reflü Bitkisel Tedavi Yolları

    Reflü bitkisel tedavi yolları çayları içecekleri yazımızda.. Reflü en sık karşılaşılan mide hastalıklarındandır. Reflüye iyi gelen yiyecekler ve içecekler nelerdir? makalemizde reflü hastasının yiyebileceği ve uzak durması gereken gıdalara yer verdik.

    Reflü Bitkisel Tedavi Yolları Nelerdir?

    Reflü bitkisel tedavi yolları makalemizdeki bilgilere uyarak kısa sürede bu derdinize derman bulabilirsiniz. Reflü, mide ekşimesinin yanı sıra bulantı, ağızda ekşi bir tat, boğaz ağrısı, kuru öksürük ve göğüs ağrısı gibi semptomlara yol açabilir.

    reflü bitkisel tedavi yollari
    reflü bitkisel tedavi yollari

    Reflü için doğal çözümler özellikle ilaç kullanmak istemeyen ve hayat kalitesini düşüren bu sağlık sorununun çözümü için bitkisel öneriler tercih eden kişiler için oldukça etkilidir. Reflü bitkisel tedavi yöntemleri arasında:

    • Elma sirkesi
    • Zencefil
    • Adaçayı en etkili yöntemler arasındadır.

    Reflüyü tetikleyen unsurlardan uzak durmak ve sağlık beslenmek de reflünün hafiflemesi için önem teşkil eder. Aşırı stres, çay ve kahve tüketimi, sigara kullanımı reflüye yol açan en önemli sebepler arasındadır. Ancak çok şiddetli reflü sorunlarında mutlaka doktora başvurulmalıdır. Aksi halde yemek borusu tahrişi ve özofagus kanseri gibi sorunlar meydana gelebilir.

    Reflü Olanların Uzak Durmaları Gereken Besinler Hangileridir?

    Meyveler

    Elma, kavun, çilek, muz, şeftali, armut sizin için ideal meyvelerdir. Turunçgillerden (üzüm, ananas, portakal, greyfurt, limon ) uzak durun

    reflüye_iyi_gelen_yiyecekler (1)

    Ekmek ve tahıllar

    Düşük yağlı süt ile yapılacak tüm ekmekleri size önerebiliriz. Tam yağlı süt ile yapılan ekmekler ise yasaktır.

    Et

    Az yağlı balık, hindi, tavuk ve et serbest. Pastırma, tavuğun derisi, sakatatlar yasak.

    İçecekler

    Çay, su ve turunçgiller hariç diğer meyve sularını tüketebilirsiniz. Kahve, alkol ve maden suları, sodalar ise size zararlı içeceklerdir.

    Reflü için Doğal Çay Karışımları

    Adaçayı Tarifi

    Reflü için adaçayı en etkili yöntemlerden biridir. Bir tatlı kaşığı adaçayı ile iki tatlı kaşığı limon otunu karıştırarak, kaynatabilirsiniz. Yemeklerden sonra bu karışımı içebilirsiniz.

    Reflü Bitkisel Tedavi Yolları | 1

    Kimyon Çayı

    Bunun dışında kimyon da en etkili reflü tedavilerinden biridir. Yemeklerinizi kimyon ile hazırlamanız, mide yanmalarını engelleyecektir. Karbonat özellikle mide ekşimeleri rahatlatmaktadır. Bir su bardağı içerisinde 1,5 çay kaşığı karbonatı, iyi su ile karıştırarak tüketebilirsiniz.

    Dikkat: Ancak bu karışım tansiyon hastaları için uygun değildir. Reflü sorunlarında bol su içmek ve kahve tüketimini azaltmak en önemli önlemler arasındadır. Sigara tüketimi reflüyü tetiklediği için sigara kullanımı bırakılmalıdır.

    Reflüye Ne İyi Gelir?

    Reflüye ne iyi gelir sorusunun birçok doğal yanıtı bulunmaktadır. Özellikle reflü için kullanılan bitkisel yöntemler:

    • Rezene: bir bardak suyun içine, bir tatlı kaşığı rezene tohumu atmanız gerekmektedir. Bu karışımı kaynatıp demledikten sonra süzerek tüketebilirsiniz. Bu kürü 3 gün boyunca yapmanız gerekmektedir.
    • Elma sirkesi: Bir bardak temiz su içerisinde bir yemek kaşığı elması sirkesi koyup yemeklerden 30 dakika önce bu karışımı içmeniz gerekmektedir. Bu kürü 1 ay boyunca uygulayabilirsiniz.
    • Yumurta akı ve zeytinyağı: iki çay kaşığı zeytinyağının içine bir yumurta akını koyarak bu karşımı tüketebilirsiniz. Reflü tedavisi dışında bu doğal yöntemler rahatlama sağlayacaktır.
    • Tarçın: Yemeklerinize ve çaylarınıza koyduğunuz tarçın, mideyi rahatlayıcı özelliğe sahiptir.

    Çemen Tohumu

    Çemen tohumu sindirimi uyarır, asit ve gaz gibi mide sorunlarını rahatlatır.
    1 bardak suya 1 tatlı kaşığı çemen tohumu atıp kaynatın.
    5 dakika demlemeye bırakın. Süzün sabahları ve yemekten sonra bunu içmeye devam edin.

    reflüye_iyi_gelen_yiyecekler (2)

    Rezene

    Rezene sindirimin iyileştirilmesi ve mide spazmların bastırılması için son derece faydalı bir bitkidir.

    Yemeklerden sonra rezene tohumundan bir buçuk çay kaşığı çiğneyin.
    Alternatif olarak, bir bardak su içine 1 tatlı kaşığı rezene tohumu atıp kaynatın . 10 dakika boyunca demleyin ve sonra süzün. Bir kaç gün boyunca günde iki ya da üç kez için.

    Sakız Çiğneyin

    Diş Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmaya göre, yemekten yaklaşık 30 dakika sonra şekersiz sakız çiğnemek reflü hastalığının belirtilerini hafifletiyor.

    Sakız tükürük salgılanmasını uyararak, fazla asidin giderilmesini sağlar. Alkali olan tükürük de mide asitlerini nötralize etmeye yardımcı olur.

    reflü bitkisel tedavi
    reflü bitkisel tedavi karbonat

    Karbonat

    Sodyum karbonat olarak da bilinen karbonat, asit reflünün en önemli belirtilerinden olan midedeki yanma, ekşime sorununuza hemen şifa olacaktır.

    Reflüye İyi Gelen Karbonat Tarifi

    1 bardak suya yarım tatlı kaşığı karbonat atıp, karıştırın.
    Anlık rahatlama için güvenle içebilirsiniz.

    Not: karbonat yalnızca geçici bir çözümdür, devamlı kullanılması ve tuz içeriğinden dolayı tansiyon hastaları tarafından tüketilmesi tavsiye edilmez.

    reflü bitkisel tedavi
    reflü bitkisel tedavi

    Elma Sirkesi

    Elma sirkesi reflü için en etkili doğal çarelerdendir. Sindirime yardımcı olur, mide asit üretimini dengeler.

    Elma Sirkesi Tarifi

    1 bardak suya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, 1 tatlı kaşığı bal koyun ve yemeklerden 20-30 dakika önce bunu tüketin.
    En az 1-2 ay elma sirkesi kürüne devam edin.

    Elma, bir kaç badem tüketmek, probiyotik yoğurtlar asidik reflünüze şifa olabilir.

    Reflü İyi Gelen Öneriler

    • Yatma saatinize yakın yemek yemeyin.
    • Fazla kilonnuz varsa zayıflayın.
    • Alkol, karbonatlı içecekler, kahve, çikolata, turunçgiller, soğan, sarımsak, baharatlı, kızartılmış ve yağlı yiyeceklerden uzak durun.
    • Uyurken başınız yüksekte olsun, 2 üst üste ince yastık kullanabilirsiniz.

    Reflü Tedavi Edilmezse Ne Olur?

    Tedavi edilmediği takdirde, Barrett özofagus ve özofagus kanseri gibi ciddi komplikasyonlara de neden olabilir. Asit reflü hastalığının kesin nedeni hala bilinmemektedir. Fakat alt özofagus sfinkter kaslarındaki sorunlar, sigara, obezite, gebelik, bazı ilaç ve gıdalar, genetik gibi faktörlerin bu hastalığı tetiklediği düşünülüyor.

    Asit reflüde sık ve şiddetli nöbetler varsa tıbbi tedavi gerektirir. Sadece hafif belirtiler yaşıyorsanız, şifa için bazı doğal ev ilaçlarını deneyebilirsiniz. Haftada iki kereden fazla rahatsızlık yaşıyorsanız, mutlaka bir doktora görünün.

    İlgili Konular;

  • Reflü ile başa çıkmanın yolları

    Reflü ile başa çıkmanın yolları

    Çağımızın hastalığı reflü ile başa çıkmanın ilk adımı doğru beslenmeden geçiyor…

    Beslenme alışkanlıklarında reflünün tedavisinde önemli rol oynadığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, şu bilgileri verdi:

    Düşük şekerli diyet reflüyü azaltıyor

    “Endüstriyel, rafine gıdalarla beslenenlerin en az yüzde 20 sinde reflü şikayetlerine rastlanmakta, hatta bu rakamın yüzde 50`leri geçtiği söylenmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada toplumun yüzde 20 sinde reflü hastalığı saptanmıştır. Olguların çoğunluğunu yaşlılar, şişmanlar, hamileler oluşturmaktadır. Düşük karbonhidrat içerikli besinlerle beslenen, sofra şekerini az tüketen kişilerin çok büyük bir bölümünde reflü şikayetleri nispeten azalabilmektedir. Un ve şekerden zengin gıdalar ile beslenen bireylerde insulin direnci ve buna bağlı reaktif hipoglisemiler (tepkisel kan şekeri düşüklüğü) olmaktadır. Hipoglisemiyi düzeltmek için vücutta sempatik sistem uyarılmaktadır. Yemek borusunun alt ucunun daralması parasempatik sinir sisteminin kontrolündedir. Hipoglisemi sonucu sempatik sinir sistemi aşırı uyarılınca yemek borusunun alt ucu yutma olmamasına rağmen genişler ve mide içindekiler geriye kaçar.
    Ne yapmalıyız?
    Yağ oranı yüksek yiyecekler mide boşalmasını geciktirir. Özellikle fast food türü yiyeceklerde yağ miktarı yüksektir. Yağlı yiyeceklerin midede kalma süresi de uzundur, bu nedenle yağlı yiyeceklerin sindirilmesi için daha fazla sindirim enzimi salgılanmaktadır.
    Protein ağırlıklı diyetler yapılarak, yağ ve yağlı besinler, koyu çay, kahve, çikolata nane soğan gibi besinlerin tüketimi azaltılmalıdır.
    Mide asidinin uyarılmasını önlemek için; acı baharatlar, karbonatlı içecekler (kola, soda, gazoz vb.) domates, turunçgiller, kahve , alkol, çok sıcak ve çok soğuk besinler tüketilmemelidir.
    Öğünler sık aralıklı olmalı (en az 2 saat) bir öğünde fazla yemek yenilmemeli, fazla yemek mide basıncını arttırır ve reflü olasılığı artar.
    Yemek yerken sıvı alımı azaltılmalı, sıvılar öğün aralarında içilmelidir.
    Alkollü İçeceklerden kaçınılmalıdır.
    Kabızlık ıkınma sonucu karın içi basıncında artmaya ve dolayısıyla reflüde artışa yol açar.
    Her lokmadan sonra çatalı bırakmak ve her lokmayı en az 10 kez çiğnemek.
    Sakız çiğnemekten sakının. Çünkü yutulan hava miktarı artar, bu da gaz ve reflüye yol açar.
    Yemek yerken ve yemeklerden sonraki 45 dakika dik pozisyonda durulmalı.
    Uykudan birkaç saat önce yemek yemekten kaçının. ( 3-4 saat ).
    Akşam porsiyon miktarlarını kısıtlayın.
    Özellikle öğünlerden sonra sıkı dar giysiler giymeyin, kemer, korse vb. kullanmayın.
    Hangi gıdalardan kaçınmalıyız?

    Turunçgiller; portakal, mandalina, greyfurt, limon
    Üzüm, karpuz, kavun
    Yaban mersini, çilek, kızılcık, çekirdekli kara üzüm antioksidan açısından oldukça zengin olmalarına rağmen reflü de dikkatli tüketilmeli
    Kuru fasulye, nohut, mısır gibi gaz yapıcı gıdalar
    Patates, püresi, kızarmış
    Margarin, tereyağı, kuyrukyağı
    Sosis salam sucuk
    Yağda yumurta, kaşar peyniri, tulum peyniri
    Çok sıcak çok soğuk yiyecekler.
    Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, vb.)
    Kahve, koyu çay
    Yağda kızartılmış her türlü yiyecek
    Soğan, sarımsak, salçalar ve baharatlı yiyecekler
    Yağlı şekerler, helvalar, lokumlar, hamur tatlıları, kuruyemişler
    Mayonez, ağır soslar, sirke, turşu ve konserveler
    Katı yiyecekler cips, krik-krak, kabuklu yiyecekler midenin perforasyonuna ( delinmesine ) sebep olabilir. bu besinlerin ara öğünlerinizden kaldırıp yerine; meyveli yoğurt, 1 dilim peynir + 1 dilim ekmek ya da kuru / taze meyve tüketin.
    Nelere dikkat etmeliyiz?

    Mutfağınızda kullanacağınız yağınızı doğru tercih edin,
    Koyu çay kahve yerine bitki ve meyve çaylarına yer verin,
    Mutfağınızda ızgara-haslama-fırın pişirme şekillerini tercih edin,
    Ara öğünlerinizde ; meyveli yoğurt, 1 dilim peynir + 1 dilim ekmek ya da kuru / taze meyve tüketin,
    Etiket dedektifi olun
    Kendinizi dinleyin, vücudunuzun sesine kulak verin.

  • Reflü hakkında bilmeniz gereken herşey

    Reflü hakkında bilmeniz gereken herşey

    Reflü kelime anlamı olarak geriye kaçış demektir. Gastroözofageal reflü (GÖR); asitli mide içeriğinin mideden (Gastro) yemek borusuna (Özofagus) geri kaçışıdır.

    REFLÜ NEDİR? (GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ)

    Yediğimiz besinler yemek borusundan mideye gelir. Yani mide, yukarında yemek borusuyla bağlantılıdır. Çeşitli sebeplerden dolayı mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına reflü denir. Bu durum uzun süre devam ederse, asitli olan mide içeriği yemek borusunu tahriş eder. Yemek borusu kendini mide asidinden koruyamaz hale gelir.

    Reflülü kişilerde, genelde yemekten sonra ağza acı su ve besin gelebilir. Reflünün oluşmasında bir diğer faktör mideyle yemek borusu arasındaki kapağın görevini yerine getirememesi sonucu ortaya çıkar. Bu kapak, mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engellemektedir.

    Tüm dünyada sık görülen bir hastalık olan reflü, ülkemizde de bir hayli fazla görülmektedir. Yapılan araştırmaya göre her 5 yetişkinden birinde reflü vardır. A.B.D’ de bu oran yüzde 0.5′tir.

    REFLÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?

    Reflü görülen kişilerde şu belirtilerden bazıları vardır:

    Mide yanması en çok şikayet edilen rahatsızlıktır.
    Mide içeriğinin yukarı çıktığını hissetmek,
    Göğüs bölgesinde yanma,
    Ağza acı suyun gelmesi,
    Kalp çarpıntısı,
    Rahatsız edici mide şişkinliği, öksürme,
    Bazı durumlarda boğazda bir kaç belirti ile kendini gösterebilir;

    Boğazda bir şey varmış gibi hissetme ve boğazı temizleme hissi,
    Yutkunurken zorlanma,
    Öksürük,
    Boğaz ağrısı,

    Stres reflüyü arttırmaz. Fakat reflünün şikayetlerinin hissedilmesine neden olur. Zaten stres, gastrit ve ülser gibi mide hastalıklarına yol açacağından ve mide asidini arttıracağından şikayetlerin artmasına yol açar.

    Reflü, ağız kokusuna yol açabilir. Fakat sadece reflü değil, dişlerde meydana gelen bir enfeksiyon, bademcik iltihabı, sinüzit, salyanın azalması da ağız kokusuna yol açar. Bunları reflüden ayırmak gerekir. Bazı durumlarda hasta ağzının kötü koktuğunu söyler; fakat bu diğer kişiler tarafından farkedilmeyebilir. Bu, psikolojik bir problemdir ve tedavi edilir.

    REFLÜ TANISI

    Reflünün tanısında çok kullanılan yöntemlerden biri endoskopidir. Her hastaya uygulanır. Bu yöntemle mide kapağının durumu, yemek borusunun hasarı ve diğer mide yüzeyindeki rahatsızlıklar saptanır.

    Tanıda kullanılan bir diğer yöntemde, ilaçlı bir filmle yemek borusundan, ilacın geçişi izlenir ve herhangi bir problem varsa tedavi edilir. Diğer yöntemlerle de yemek borusundaki reflü, ph metriyle, yemek borusunun besini itme gücü ise manometri ile ölçülür.

    REFLÜ TEDAVİSİ

    Hastaların alacağı bazı önlemler, beslenme konusuna dikkat etmek ve ilaç tedavisi hastalığın kontrol altına alınmasını sağlar. Reflü tedavisinde bir kaç seçenek vardır. Hastalığın ne kadar ilerlediği belirlendikten sonra buna en uygun tedavi doktorunuz tarafından belirlenir.

    Tedavi seçeneklerinden birisi ilaç tedavisidir. Bunun için mide asidini kontrol altına alacak ya da salgısını azaltacak ilaçlar kullanılır. Böylece yemek borusuna kaçan asit miktarı azaltılır. Bir çok reflü hastasında olumlu sonuçlar alınır. Fakat ilacın bırakılmasıyla belirtiler, şikayetler tekrar ortaya çıkmaya başlar. Çünkü bu ilaç tedavisiyle mide kapağındaki sorun ortadan kaldırılamaz. Bu tedaviyle yemek borusunun tahrişi en aza indirilir fakat safra sıvısı asidik olmadığından yemek borusuna yine kaçar ve zarar verir.

    Diğer bir tedavi şekli ise cerrahi tedavidir. Alınan önlemler ve ilaçlarla hastalık kontrol altına alınamıyorsa anti-reflü cerrahisi uygulanmaktadır. Ameliyatla büyük oranda başarı sağlanır ve reflü şikayeti tamamen ortadan kaldırılır. Bu ameliyatta, mide kapağındaki bozukluk düzeltildiği için mide sıvısının, yemek borusuna geçmesi engellenmiş olur. Tercih edilmesi daha doğru bir tedavi şeklidir. İlaç kullanımına gerek yoktur. Hayat boyunca ilaç kullanmak istemiyorsanız, hastalıktan tamamen kurtulmak için ameliyat yeterlidir.

    REFLÜNÜN NEDEN OLDUĞU DİĞER PROBLEMLER NELERDİR?

    Çok sık karşılaşılan bir durum olmasa da, uzun süreli reflü hastalığı ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Normalde yemek borusu mekanik dalga hareketleriyle alınan besinin mideye iletilmesini sağlar. Yani yemek borusu, hiçbir hareket yapılmadan yemeğin geçtiği bir boru değildir. Bu yüzden de yutma işlemi aktif bir olaydır. Bu sayede, uzanırken bile bir şeyler yediğimizde bunlar mideye iletilir. Reflü, uzun sürdüğünde yemek borusunun sürekli tahrişi sonucu hareketliliğinde azalma meydana gelir. Hatta bu tahriş sonucu yemek borusu kısalabilir ve alt ucu daralabilir. Böylece katı besinlerin yutulması güçleşir. Günümüzde uygulanan antireflü ameliyatları bunun gibi geç kalınmış durumlarda uygulanamaz.

    REFLÜ HASTALARININ YAPMASI GEREKENLER

    Asitli içeceklerden, alkol, kahve, baharatlı yiyecekler, çikolata, soğan, sarımsak gibi besinlerden uzak durmak gerekir. Bunlar mide asidini arttırıcı yiyecek ve içeceklerdir.
    Aspirin ya da ağrı kesici ilaçların mümkün olduğunca az kullanılması gerekir.
    Yemek yedikten hemen sonra yatmayın. Çünkü mide asit miktarı yatarken çoktur. Yattığınızda ise baş-boyun bölgenizi yukarıya koyun.
    Sigara ve alkol asit dengesini bozacağından mutlaka bırakmalısınız.
    Az ama sık yemek yemek, her öğün çok fazla yemekten daha iyidir.
    İdeal kilonuzda olmanız gereklidir. Bunun için doktor kontrolünde zayıflamanızda fayda vardır.
    Kemeri çok fazla sıkmayın, dar giysilerden kaçının.
    Çok fazla güç gerektirecek işlerden uzak durun.

    Bacak reflüsü duydunuz ‘mu ?

    İSTANBUL – Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Barlas, özellikle hareketsiz, sürekli oturarak ya da uzun sürekli ayakta çalışmayı gerektiren çalışma koşullarının, çalışan kadınların büyük bir bölümünü venöz reflü hastalığı açısından riskli gruba soktuğunu dile getirerek, hastalığın en belirgin belirtilerinin de bacaklarda yorgunluk, ağrı ve şişme olduğunu ifade etti.

    Bacaklarda çok sayıda ven (toplardamar) bulunduğunu ve sağlıklı bacak venlerinin içinde tek yönlü çalışan kapakçıkların açılıp kapanarak, kirli kanın ayaklardan kalbe geri taşınmasını sağladığını anlatan Barlas, ven kapakçıkları bozulduklarında, aşağıdan-yukarıya doğru olması gereken bu yolculuğun yön değiştirdiğini ve yukardan-aşağıya, ayaklara doğru bir geri-kaçırma başladığını, buna venöz reflü denildiğini belirtti.

    ”60 yaşına gelen kadınların yüzde 75’inde, erkeklerin yüzde 45’inde venöz reflü görülüyor” diyen Barlas, venöz reflünün ilk belirtisinin diz altında ve bileklerde görülen ve gün içinde artan ödem (şişlik) olduğunu kaydetti.

    Hastalık ilerledikçe bacaklarda damarların görülmeye başladığını, önce 1-3 milimetre çapında, örümcek ayağı veya ağaç kökü manzarasında mavi, yeşil, kırmızı kılcal damarların belirdiğini anlatan Barlas, tedavi edilmeden geçen sürenin, bu kılcal damarların çaplarını ve sayılarını artırırken, renklerini koyulaştırdığını ifade etti.

    Cilt altında büyük ”venöz pake” denilen ve spagetti makarnaya benzeyen damarların da zaman içinde ortaya çıktığını kaydeden Barlas, ”Hastalığın son aşamalarında ciltte renk değişiklikleri ve bilek düzeyinde gelişip aylarca iyileşmeyen yaralar belirir” ifadesine yer verdi.

    Hastalarda, sabahtan akşama doğru artan karakterde, ayak tabanından dize doğru, adeta bir çizme tarzında, yanma, yorgunluk ve ağrı hissi, diz altında, bacağın iç yanında, kaşıntı, hareketsiz kalındığında ayaklarda veya parmaklarda kramplar, akşamları uykuya dalınmadan önce geçen sürede, ayakları yorgandan dışarı uzatıp serinletme veya germe ya da altına yastık koyma arzusunun var olduğunu da kaydeden Barlas, şunları kaydetti:

    AKCİĞER DAMARLARINDA TIKANIKLIĞA NEDEN OLABİLİR
    ”Venöz reflü gelişirken, bacaklardaki toplar damarların içindeki kapakçıkların geriye kaçırması yüzünden artan basınç, bu damarları kıvrıntılı bir yapıya dönüştürür. Kıvrımlı bir damarda, kanın akışkanlığı da yavaşlar. Uzun yolculuklar, bacağa gelen darbeler, vücudun susuz kalması gibi durumlarda, toplardamar içindeki zaten yavaş olan kan akımı tamamen durur ve pıhtı oluşur. Bu pıhtı, tedavi edilmediğinde akciğer içindeki bir damarın tıkanmasına yol açabilir.”

    Hastalığın tanısının kalp damar cerrahı tarafından muayene ile konulacağını da dile getiren Barlas, 1-5 milimetre çapında gözle görünen kılcal damarların tedavisinde, çok ince iğnelerle bu damarların içine, karbondioksit ve oksijenle karıştırılıp köpüklü bir hale getirilen ilaç enjekte edildiğini, bu yöntemle damarın büzüştürülerek vücut tarafından tamamen emilip yok edilmesinin sağlandığını anlattı.

    5 milimetreden büyük olarak görünen damarların tedavisinin de lokal anestezi altında, damarın görüldüğü hat boyunca, belli aralıklarla 1 milimetre çapında yapılan minik kesiler içinden uzatılan bir alet ile venöz pake denen damarların vücuttan uzaklaştırıldığını belirten Barlas, bacağın derinlerinde yer alan ve gözle görünmeyen toplardamarların reflüsüne ilişkin tedavilerin de var olduğunu vurguladı.

    Barlas, ”Kadınların en büyük sorularından biri olan venöz reflü, tedavi edilmezse ciddi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Venöz reflü ve bunun sonucunda ortaya çıkan varis, kozmetik değil, bir dolaşım hastalığıdır. Bu nedenle de tedavi, kalp damar cerrahisi uzmanlık alanına giriyor” ifadesini kullandı.

    [youtube id=”0-seSNwiKZw” width=”600″ height=”350″]

  • Reflü Hastalığı

    Reflü Hastalığı

    Reflü gastro osefageal reflu: Normalde yediğimiz yiyecekler yutkunma fonksiyonuyla yemek borusunda (osefagus) ilerler ve mideye geçerler. Midenin yemek borusuyla birleştiği noktada bulunan kaslar kasılarak diyaframın da yardımıyla kapak görevi görürler. Bu kapak görevi yapan oluşuma sfinkter adı verilir. Çeşitli nedenlerden dolayı kapak sisteminin yetersiz çalışması sonucu mideye giren yiyecekler tekrar yemek borusuna kaçar. Mide içeriği midede eklenen enzimlerle asidik bir yapı gösterir. Mide içeriğinin PH ı oldukça düşüktür. PH nın düşük olması asitlik derecesinin yüksek olması anlamına gelir. Reflüde sfinkter yeterince kasılmadığı için midenin asidik içeriğinin bir kısmı ösefagusa geri döner. Uzun süre bu içerikle temas eden ösefagusta buna bağlı olarak tahribatlar oluşur. Ayrıca ince bağırsaktan mideye safra sızıyorsa içeriğe safra da eklenerek tahribatın artmasına neden olur.

    Reflünün oluşumunda birkaç etken rol oynamaktadır.

    – Kapak sisteminin yetersiz çalışması
    – Mide fıtığı
    – Mide boşalım süresinin uzaması
    – Beslenmede ve davranışlarda yapılan hatalar.

    Reflü çeşitli belirtilerle kendisini gösterse de bazı vakalarda hiç belirti de göstermeyebilir. Genel reflü belirtileri ;

    – Midede yanma hissi
    – Göğüs boşluğunun orta kısmında ağrı, yanma, sıkışma ve çarpıntı hissi
    – Boğaz ağrısı, ses kısıklığı, öksürük (mide içeriğinin yemek borusundan boğaza kadar gelmesiyle boğaz ve ses tellerinde tahriş , gıcıklık , ses kısıklığı ve öksürük oluşabilir.)
    – Ağızda oluşan acı veya ekşimsi tat
    – Şişkinlik hissidir.

    Bu belirtiler kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir.
    Reflünün tanısı endoskopik görüntüleme ve pH değerinin ölçülmesiyle konur.

    Reflünün tedavisi birkaç şekilde olur;

    – İlaç tedavisi
    – Cerrahi yöntemler
    – Davranış ve beslenme şekillerinin düzenlenmesi

    İlgili Konular ;

    – Reflünün belirtileri nelerdir?
    – Mide yanması ve mide ekşimesi şikayetim var, reflü hastası olabilir miyim?
    – Reflü hastaları nelere dikkat etmeli?
    – Reflü nedir?
    – Reflü hastalığının tanısı nasıl konulur?
    – Reflü hastalığı tedavi edilmezse tehlikeli olabilir mi?
    – Reflü hastalığının tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?
    – Reflü hastalığının tedavisinde hangi cerrahi yöntemler kullanılır?
    – Reflü ameliyatının başarı oranı nedir?
    – Reflü ameliyatından sonra iyileşme süreci nasıl olur?