Etiket: Ramazan ayı

  • Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme İçin 10 Öneri

    Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme İçin 10 Öneri

    Ramazan Ayında sağlıklı beslenme diyet ipuçları: Sahurda protein ve lif içeren besinleri tercih edin, iftarı hafif başlatın, su tüketimine özen gösterin. Detaylar için okuyun!

    Ramazan ayı, manevi atmosferinin yanı sıra, beslenme alışkanlıklarımızı da gözden geçirmemiz için ideal bir zaman. Oruç tutmak, vücudumuzun ritmini değiştirir ve sağlıklı beslenme ihtiyacını daha da önemli hale getirir. Bu yazıda, Ramazan ayını hem manevi doygunluk hem de sağlıklı bir şekilde geçirmenize yardımcı olacak beslenme önerilerini sizlerle paylaşacağız.

    Sağlıklı bir Ramazan geçirmek için sahurda dengeli bir kahvaltı yapmak, iftar sofrasını çeşitli ve dengeli besinlerle donatmak, ara öğünleri ihmal etmemek ve bol su içmek gibi temel prensiplere dikkat etmeniz önemlidir. Yazımızda bu prensipleri detaylı bir şekilde ele alacak ve her öğünde neleri tercih etmeniz gerektiği konusunda size rehberlik edeceğiz.

    Ayrıca, Ramazan ayında sıklıkla karşılaşılan bazı beslenme problemlerine ve bu problemlerin çözümlerine de değineceğiz. Lifli gıdaların önemi, farklı pişirme yöntemleri ve uzman tavsiyeleri gibi konularda da bilgi alacaksınız.

    Sağlıklı bir Ramazan geçirmek için bu yazıdaki önerileri takip ederek manevi ve bedensel olarak tazelenmiş bir şekilde bayrama ulaşabilirsiniz.

    Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme İçin 10 Öneri

    Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme
    Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme

    Ramazan ayı boyunca sağlıklı beslenme, vücudumuzun enerji ihtiyacını karşılamak ve sağlığımızı korumak adına büyük önem taşır. Bu ayın manevi atmosferinde sağlığımızı olumsuz etkilememek için dikkat etmemiz gereken bazı beslenme önerilerini sizinle paylaşmak istiyorum.

    1. Sahurda Dengeli Bir Kahvaltı Yapın:
      • Sahur, gün boyunca enerji sağlamak için önemlidir. Yumurta, tam buğday ekmeği, süt veya yoğurt gibi protein ve lif içeren besinleri tercih ederek uzun süre tok kalabilirsiniz.
    2. Sahurda Su Tüketimine Özen Gösterin:
      • Sahurda en az 3 bardak su içmek, gün içindeki susuzluğunuzu azaltmaya yardımcı olur. Ancak suyu oda sıcaklığında tercih etmek, vücuda daha iyi emilmesine yardımcı olacaktır.
    3. İftarı Hafif Başlatın:
      • İftarı hurma, zeytin, peynir gibi hafif kahvaltılıklarla başlatmak, sindirim sistemine yavaşça alışmasına yardımcı olur.
    4. İftarda Çeşitli ve Dengeli Yemekler Tüketin:
      • İftar ana yemeği olarak etli veya tavuklu sebzeli yemekleri tercih edebilirsiniz. Yanında bol yeşillikli salata ve tam tahıllı bulgur veya makarna gibi karbonhidrat kaynaklarıyla beslenme dengenizi sağlayabilirsiniz.
    5. Şekerli Tatlılar Yerine Sütlü Tatlıları Tercih Edin:
      • İftar sonrası sütlü tatlılar, şekerin ani yükselmesini engelleyerek enerji seviyenizi daha stabil tutmanıza yardımcı olacaktır.
    6. Ara Öğünleri Unutmayın:
      • İftar ile sahur arasında ve sahur ile iftar arasında yapacağınız hafif ara öğünler, kan şekerinizi dengede tutarak gün boyunca enerji seviyenizi korumanıza yardımcı olacaktır.
    7. Yemekleri Yavaş ve İyi Çiğneyerek Tüketin:
      • Yemekleri hızlı tüketmekten kaçının. Yavaş ve iyi çiğneyerek yemek, sindirim sisteminizin işleyişine yardımcı olacaktır.
    8. Farklı Pişirme Yöntemlerini Deneyin:
      • Ramazan ayında yemeklerinizi ızgara, haşlama veya fırında pişirmek, daha hafif ve sindirilebilir öğünler elde etmenize yardımcı olacaktır.
    9. Sıvı İhtiyacınızı Karşılayın:
      • Günde ortalama 2-2.5 litre su içmeye özen gösterin. Ayran, taze sıkılmış meyve suları ve bitki çayları da sıvı ihtiyacınızı karşılamak için iyi seçeneklerdir.
    10. Lifli Gıdaları Tercih Edin:
      • Kabak, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllı ekmekler, kuru meyveler gibi lifli gıdalar, sindirim sisteminizin düzenli çalışmasına yardımcı olacaktır.

    Bu önerilere dikkat ederek, Ramazan ayını hem manevi duygularla yaşayabilir hem de sağlığınızı koruyabilirsiniz. Unutmayın, herkesin vücut yapısı farklıdır, bu nedenle bireysel ihtiyaçlarınıza uygun bir beslenme planı oluşturmak için bir uzmandan destek alabilirsiniz.

    Dilerseniz Ramazanda İftar ve Sahur Menülerimiz İçin Tıklayın!​

    Oruç diyet midir? Ramazanda diyet olur mu? 

  • Ramazan Ayında Ağız Kokusu Nasıl Engellenir

    Ramazan Ayında Ağız Kokusu Nasıl Engellenir

    Oruç tutarken uzun saatleri açlığın etkisi ile oluşan ramazan ayında ağız kokusu nasıl engellenir? Ağız kokusunu yok etmek için neler yapılmalıdır?

    Ramazan Ayında Ağız Kokusu Nasıl Engellenir

    Ramazan ayı sürecinde oruç tutarken hem kendimizi hemde yakınımızdaki etkileyen kötü ağız kokusunun engellemenin püf noktaları nedir? Oruçluyken ağıza su yada herhangi gıda girmediği için ağızda bakteri oluşumu artar. Temizlenmeyen bakteriler ise kötü kokuya neden olur. Diğer neden ise uzun saatler aç kalan midedeki enzimlerin ortaya çıkardığı kötü kokulardır.

    Ramazan Ayında Ağız Kokusu Nasıl Engellenir | 1

    Ağız Kokusunu Engellemek İçin 6 Öneri

    1. Dişlerinizi özellikle sahurdan sonra mutlaka fırçlayın. Yemek kalıntıları bakterilerin kolay üremesini neden olabilir.
    2. Dişlerinizi fırçaladıktan sonra diş ipi kullanabilirsiniz.
    3. Sahurda bol bol yoğurt ve süt tüketin.
    4. Ağız kokusunu bastırmaya yönelik nane, maydonoz gibi bitkileri sahurda bol bol tüketin.
    5. Kokudan çok rahatız olduysanız yutmadan dikkatli bir şekilde gün içerisinde ağızını su ile çalkalayabilirsiniz.
    6. İftarda ve sahurda ağır yağlı kızartmalar ve et yemeklerinin ağız kokusuna neden olabileceğini unutmayın.

    İlgili Konular;

    Ramazanda Ağız Kokusu İçin Doğal Formüller

    Ağız Kokusunu Gideren İçecek Tarifi

    Oruç tutarken ağız kokusunu önleyin

    Ağız Kokusunu Geçiren Doğal Gargara Tıklayınız

  • Oruç tutarken susamamak için tüketilmesi gereken gıdalar

    Oruç tutarken susamamak için tüketilmesi gereken gıdalar

    Ramazan yaz aylarına denk gelmesi ile oruçta en zorlanılan konu susuzluk oluyor. Oruç tutarken susamamak için tüketilmesi gereken gıdalar nelerdir? Sahur ve iftarda neler tüketilmesi gerekiyor?

    Oruç tutarken susamamak için tüketilmesi gereken gıdalar

    Ramazan ayında oruç tutarken zorlanmamanız için iftar ve sahurda midenizi yormayacak ve uzun süre tok kalmanızı sağlayacak besinler tüketmeniz gerekiyor. Yaz ramazanlarının ise en çok zorladığı konu uzun saatler susuz kalmak oluyor. Doğru gıdalar ile susuzluğu daha az hissedebilirsiniz.

    Oruç tutarken susamamak için tüketilmesi gereken gıdalar | 2

    Ramazan Ayında Daha Az Susamak İçin

    Toplum olarak çok sevdiğimiz ve iftardan sonra hemen tüketilen syah çayın yerine bitki çayları tüketebilirsiniz. Siyah çay daha fazla susamanıza neden olacaktır.

    Bol bol az yağlı salata tüketin. Salata içerisindeki maydonoz, dereotu, salatalık gibi sebzeler su deposudur. Bol bol tüketildiğinde gün içerisinde daha az susamanızı sağlar.

    Maden suyu tüketmek gün içerisinde kaybettiğiniz mineral ihtiyacınızın karşılanmasına yardımcı olur.

    Şekersiz yada az şeker ile yapılmış kompostolar susuzluğunuzun giderilmesine yardımcı olur.

    Yoğurt hem içerisindeki protein hemde su oranı ile acıkmanızı geciktireceği gibi susuzluk hissinizide azaltabilir.

  • Ramazanda sigara nasıl bırakılır?

    Ramazanda sigara nasıl bırakılır?

    Sigarayı bırakmak isteyenler, ramazan ayını iyi değerlendirmeli! Ramazan, sigarayı bırakmak için doğru zaman olabilir! 

    Ramazan ayında oruç tutan sigara bağımlıları günün büyük bir bölümünde sigaradan uzak kalarak, sigarayı bırakmak için büyük bir fırsat yakalıyor. Ancak araştırmalara göre, sigarayı bırakmak isteyenlerin yalnızca %15’i bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvuruyor. Bilimsel olmayan yöntemler nedeniyle sigara bırakma girişimi başarısız olan kişiler ise, sigarayı bırakmak konusunda umutsuzluğa kapılıyor. Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigara bağımlılığının bir hastalık gibi değerlendirilmesi ve kesinlikle sağlık profesyonellerinden destek alınması gerektiğini belirtiyor.                                                                                                             

    Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç “Dünya genelinde tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 6 milyon kişi hayatını kaybediyor ve ülkemizdeki tüm ölümlerin %23’ü tütüne bağlı hastalıklar sebebiyle oluyor. Türkiye’deki 15 milyon bağımlıdan, 2,2 milyonunun geçtiğimiz senelerde çeşitli desteklerle sigarayı bıraktığını söyleyebiliriz ama gençler arasında da önüne geçilemeyen bir artış söz konusu. Tütün kullanımı bu şekilde devam ederse, 2030 yılında tütün kullanımı nedeniyle ölenlerin sayısının 8 milyonu aşması bekleniyor.” dedi. Prof. Oğuz Kılınç, ramazan ayının bu ölümcül bağımlılıktan kurtulmak için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı.

     

    Prof. Dr. Oğuz Kılınç, Ramazan ayı nedeniyle gün boyunca herhangi bir maddenin tüketilemediği bir sürece girildiğini ve bu süreçte bağımlıların sigaradan uzaklaşabileceklerini belirtti ve içicilerin bu dönemde bağımlılıklarını kontrol altına alabileceklerini, dolayısıyla bunun bir fırsat olabileceğini ifade etti. Kılınç’a göre bağımlılar tedavilerini ramazan ayı süresince planladıkları, sigara bırakma poliklinikleri ve hekimlerden yardım aldıkları takdirde bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerle sigarayı bırakmaları kolaylaşabilir. Bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvurmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Kılınç, şunları söyledi: “Ülkemizde 2009 yılında kabul edilen 4207 sayılı tütün kontrol yasası ile birlikte sigara bağımlılığı daha iyi tanınmaya başlandı ve tedavi yöntemleri hakkında da detaylı bilgiye ve eğitime ulaşma şansı yakalandı. Ancak hastalar tarafından bilimselliği kanıtlanmış sigara bırakma yöntemleri hala yaygın olarak kullanılmıyor. Sigarayı bırakmak isteyenlerin sadece %15’i bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvuruyor. Bilimselliği kanıtlanmamış yöntemler etkili yöntemler olmadığı için, bunları deneyenler genelde sigarayı bırakamıyor. Bırakamayınca da bu durum bir umutsuzluk olarak etki gösteriyor.

    razamanda_Sigara

    Sigarayı tek başına bırakmak kolay değil

    Sigara içenlerin %70’i bırakmak istediğini ve sadece %30’unun 2-3 yıl içinde bırakma girişiminde bulunduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Kılınç, “Sigarayı bırakmak için istek çok önemli bir kriter olsa da, destek almadan sigara bırakma girişimlerinin çok büyük kısmı sigaraya tekrar başlamakla sonlanıyor” dedi. “Kişi sigarayı asla bırakamayacağını düşünüyor. Maalesef sigara basit bir alışkanlık, tiryakilik gibi düşünüldüğü için bilimsel yöntemlere başvurmaya gerek duyulmuyor. Kendi başına sigarayı bırakmaya çalışanlar arasında, bir yıl boyunca sigara içmeme oranı ancak %3-5 civarında ve bu girişimlerin %80’i ilk bir ay içinde tekrar sigaraya başlamakla sonuçlanıyor. Uzman desteğine başvuranların oranı ise %13 ila %15 arasında. Sigarayı bırakmak için hekimlerden, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurumlar ve üniversiteler bünyesinde yer alan sigara bırakma polikliniklerinden destek alınması çok önemli. Diğer yöntemleri hiçbir şekilde önermiyoruz.”

     

    Sigarayı bırakmak isteyenler Alo 171’i arayabilir

    Sağlık Bakanlığı web sitesinde ismi bulunan ya da Alo 171 de kaydı bulunan sigara bırakma polikliniklerinin, sigarayı bırakmak isteyenler için en doğru adres olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Kılınç, şu bilgileri verdi: “Alo 171 sigara bırakma hattı hizmeti ve Sağlık Bakanlığı’nın sigarayı bırakmak isteyenlere yönelik ücretsiz ilaç projesi ilaçlar azalmasına rağmen devam ediyor. Sigaradan kurtulmak isteyenler, Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen sigara bırakma polikliniklerine başvururlarsa bu tedavilere ücretsiz olarak kavuşabilirler. Sigara bağımlılığının fiziksel kısmının nedeni nikotindir ve nikotin alınmadığında huzursuzluk, konsantrasyon güçlüğü, gerginlik, sinirlilik depresyona eğilim, iştah artışı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu semptomlar zamanla azalarak kaybolsa da sigara bırakma sürecinin ilk haftalarında en yoğun seviyededir. Sigara bırakma girişimlerinde başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri yoksunluk semptomlarıdır. Bırakanların davranışsal ve bilişsel destek ve farmakolojik tedavi ile desteklenmesi bırakma başarısını artırır. Fiziksel bağımlılık ne kadar yüksekse farmakoterapi ihtiyacı o kadar fazladır. Hekimlerin hastalarının bağımlılık düzeylerini değerlendirmeleri ve sigara bırakmak isteyen hastalarına davranışsal ve bilişsel destek ve uygun medikal tedavi seçeneklerini sunmaları önemlidir.”

    Prof. Dr. Kılınç ramazanda sigarayı bırakıp tekrar başlamak istemeyenler için de şunları öneriyor: “Sigara bağımlılarının beyinlerinde bunu geçici bir süreç olarak kodlamamaları gerekiyor. Bunun sadece ramazanda değil, yaşam boyu kurtulmaları gereken bir davranış olduğunu idrak etmeleri lazım. Böyle düşünürlerse, sadece ramazan ayında değil bütün ömür boyu sigarayı bırakacağım derlerse ve yola bu şekilde çıkarlarsa ramazan ayı sigarayı bırakmak için gerçekten bir vesile olabilir.”

    Gün boyu sigarasız kalıp sahurda veya iftarda üst üste sigara içen bağımlılara da Prof. Dr. Kılınç’ın bazı uyarıları var: “Sigara 4.000’den fazla kimyasal madde içeriyor ve bunların yaklaşık 90’ı kanserojen. Sigaradan çekilen her nefeste sıkıntılı, öldürücü ya da sakat bırakıcı bir hastalığın başlama riski %50’dir. Günde sadece 1 sigara içilse bile, sigaranın ilk temas ettiği organlar olan akciğer ve kalpte ciddi riskler oluşuyor. Sigaranın her dozu ve her şekli zararlıdır ama sahurda ve iftarda üst üste içilmesi yüksek konsantrasyonda nikotin ve diğer zehirli maddelerin kana karışmasına yol açar. Bu da altta yatan ya da tanısı konmamış hastalıkların ciddi boyutlara ulaşmasına neden olabilir. Hatta ani kalp krizleri ve beyin kanamaları gelişebilir.”

    Prof. Dr. Oğuz Kılınç sigarayı bırakanlardaki iyileşme sürecini ise aşama aşama şöyle özetledi:

     

    • Sigarayı bırakanların kalp atış hızı ilk 20 dakikadan itibaren düşüyor
    • 12 saatte kandaki karbonmonoksit seviyesi normale dönüyor
    • 2 hafta ila 3 aylık bir süreden sonra kalp krizi riski azalmaya, akciğer fonksiyonları düzelmeye başlıyor
    • 1 ila 9 aydan sonra öksürme ve nefes darlığı azalıyor
    • 1 yılda koroner kalp rahatsızlığı riski, sigara içen birinin yarısı seviyesine geriliyor
    • 10 yılda akciğer kanseri riski sigara içenlerin taşıdığı riskin yarısı seviyesine gerilerken ağız, gırtlak, yemek borusu, böbrek, mesane ve pankreas kanseri riskleri de azalıyor
    • 15 yılda, koroner kalp hastalığı riski, sigara içmeyenlerin taşıdığı riskle aynı seviyeye geriliyor.
  • Bosch ve Ümit Yüksel’in mönü önerileri ile daha leziz ve daha zahmetsiz bir Ramazan

    Bosch Ev Aletleri, Ramazan ayı boyunca ev kadınlarının “bu akşam ne pişireceğim” derdine son veriyor. Türkiye Aşçılar Milli Takımı Kaptanı Ümit Yüksel’in hazırladığı ve dört çeşit yemekten oluşan günlük mönülere, Bosch Ev Aletleri’nin Web sitesinden ulaşılabiliyor.

    “Yaşam için teknoloji” sloganı ile insanlara her zaman güvenebilecekleri çözümler ve hayatı kolaylaştıran ürünler sunan Bosch Ev Aletleri, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli ve en başarılı aşçılardan olan Ümit Yüksel’in hazırladığı mönüler ve Ramazan ayının en leziz, en zahmetsiz önerilerini Bosch Web sitesi üzerinden herkesin kullanımına sunuyor. Türkiye Aşçılar Milli Takımı Kaptanı Ümit Yüksel’in hazırladığı iftar ve sahura uygun mönüler, besin değeri yüksek seçenekleri ile hem ev kadınlarının işini kolaylaştırıyor hem de Ramazan ayının çok daha sağlıklı ve leziz geçmesini sağlıyor.

    Bosch Ev Aletleri’nin Web sitesinden (www.bosch-home.com) görülebilecek mönüler, dört çeşit yemekten oluşuyor ve Ramazan ayı boyunca tam ve sağlıklı beslenmeyi garanti ediyor. Hem en sağlıklı hem de en leziz seçenekleri içeren mönüler aynı zamanda ev kadınlarının mümkün olan en az zamanı harcayarak hazırlayabilecekleri şekilde oluşturuldu.

    UmitYukselÜmit Yüksel kimdir ?

    Ümit Yüksel, Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde meslek hayatına başladı. Çalışırken öğrenim hayatını lise ile sınırlamayıp otelcilik ve turizm meslek yüksek okulunu bitirdi. 1997 yılında Türkiye çapında yapılan yarışmada Türkiye birincisi olup Türk Aşçı Milli Takımına seçildi. Yurt dışı ve yurt içinde yapılan yarışmalarda 9 altın, 7 klasman birinciliği, 23 gümüş, 28 bronz ve çeşitli sertifikaları kazandı.

    Akdeniz’in bir çok tatil köyünde staj yaptıktan sonra İstanbul Grand Hotel Tarabya’da çalışmaya başladı. Daha sonra Kiriş World (Antalya), Çeşme Altınyunus Tatil Köyü(İzmir), Aden Hotel (İstanbul), Robert Koleji (İstanbul), THY, Holiday Inn, Crowne Plaza ve İstanbul RadissonSAS Hotelleri’nde çalıştı. Ümit Yüksel, şu anda Sheraton İstanbul Maslak Hotel’de Executive Chef olarak yeni lezzetler yaratmaya devam ediyor.

    Türkiye Aşçılar Milli Takım Kaptanı olan şefimiz, İtalyan, Lübnan, Alman ve Yunan mutfağı üzerine özel eğitimler aldı ve Turizm Tanıtma Müdürlüğü ve Turizm Bakanlığı destekli tanıtımlar için resmi olarak tanınan Mutfak Profesyonelleri Derneği üyeliğine seçildi. Ümit Yüksel ayrıca Avrasya Aşçılar Derneği yönetim kurulu başkanı, Tüm Aşçılar Federasyonu genel sekreteri ve Türkiye Aşçılar Milli Takım Kaptanıdır. Genç Türk Mutfağı Şefleri Platformu üyesi de olan Ümit Yüksel yaratıcı Türk mutfağı adı altında Türk mutfağını geliştirmek ve yeni bir çehre vermek üzere sürekli araştırmalar yapmakta ve bununla ilgili faaliyetlere katılmaktadır.