Etiket: rahim alınması

  • Laparoskopi nedir? Nasıl Uygulanır?

    Laparoskopi nedir? Nasıl Uygulanır?

    1 ) Laparoskopi Nedir?

    Kadınlarda endoskopik uygulamalar laparoskopi ve histeroskopi olmak üzere 2 gruba ayrılır. Laparoskopi, karın içinin bir video kamera yardımı ile gözlenmesi olarak ifade edilir. Laparoskopi, eskiden yalnızca tanısal bir araç olarak kullanılır iken, bugün hemen hemen jinekolojik operasyonların tamamı laparoskopi ile yapılmaktadır. Histeroskopi ise, rahim iç boşluğunun endoskopik olarak incelenmesi olarak ifade edilmektedir.

    2 ) Laparoskopi Kimler için uygundur?

    Genel durumu operasyona için uygun olan bütün insanlara endoskopi yapılabilir. Ağır solunum veya kalp sorunu bulunan kişilere, işlem esnasında baş aşağı posizyon kullanıldığı için, endoskopi tercih edilmeyebilir. Çok büyük ve çok sayıda miyomu bulunan kadınlar, yumurtalık kanseri olan kadınlarda açık ameliyatın yapılması önerilmektedir. Rahim ağzı ve endometrium kanseri olan kadınlarda ise, kanser endoskopisi yapan deneyimli bir cerrah olmadığı müddetçe, açık ameliyat tercih edilmelidir.

    3 ) Laparoskopi işlemi ne kadar sürer?
    Laparoskopi, tanısal amaçlı olarak yapılacak ise, oldukça kısa bir süre içerisinde, ortalama 20 ile 25 dakikada civarında sonuçlanır. Ancak hastanın operasyon için hazırlanması, uyutulup, uyandırılması da işin içine girerse, yaklaşık 30 ile 35 dakikalık bir süreyi bulur. Tedavi edici bir işlemin uygulanması halinde ise, tedavinin şekline göre, saatlerce süren laparoskopiler de bulunmaktadır.
    Örneğin laparoskopi ile miyom çıkarılması operasyonu ortalama 45 dakika civarında sürmesine karşın, rahim alınması operasyonu, ameliyatı gerçekleştiren doktorun tecrübesine bağlı olarak yaklaşık 1 saat ile 2,5 saat civarında sürebilir.

     

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    4 ) Avantajları nedir?

    Laparoskopi ile artık karın açılarak yapılan ameliyatların büyük bir kısmı yapılabilmektedir. Endoskopinin avantajları cilt üzerinde yer alan kesik izlerinin çok daha küçük olmasından kaynaklanır. İçeride gerçekleştirilen ameliyatın boyutu, açık cerrahi ile aynıdır. Operasyonu geçiren hasta daha az ağrı hisseder, hastanede daha az kalır ve günlük yaşantısına daha erken sürede döner.

    5 ) Laparoskopinin Üstünlükleri Nelerdir?

    * Laparoskopi ile yapılan ameliyatlar dokulara ve organlara çok az zarar verir. Yani koruyucu bir cerrahi yöntemidir.
    * Karın açılmadığı için iltihaplanma riski ve ameliyat sonu yapışıklık ihtimali daha azdır.
    * Karın içi organları büyütülerek gözlemlendiği için cerrahi hakimiyeti daha iyidir.
    * Karın duvarı kesilmediği için ameliyat sonrası ağrı çok azdır.
    * Ameliyat sonu hastanede kalış süresi çok kısadır. Hasta aynı gün veya bir gün sonra taburcu olur.
    * Hasta çok kısa sürede normal yaşamına döner. Ortalama işe dönüş 1 ile 2 hafta arasındadır. Bu sayede yaşanan iş kaybı çok azdır.
    * Karın duvarı kesilmediği için ameliyat izi kalmaz, karın fıtıkları olmaz ve estetik korunur.

    6 ) Laparoskopi Komplikasyonları Nedir?

    Laparoskopi ameliyatı için teleskopun ve trokarların karın içine sokulması esnasında, büyük damar ve daha önce karın bölgesinden ameliyat geçirmiş olan kadınların bağırsaklarında yaralanmalar ile karşılaşılabilir. Bu tarz yaşanan komplikasyonların tedavisi sırasında, bazen karını açarak müdahale etmek gerekebilir. Laparoskopi de görülen komplikasyonların bir başkası ise, planlanan ameliyatın teknik olanaksızlıklar sebebinden dolayı gerçekleştirilememesi ve açık ameliyata dönülmesidir.

    Kaynak: Laparoskopi

  • Kadın hastalıklarına ‘kapalı’ yöntem!

    Kadın hastalıklarına ‘kapalı’ yöntem!

    Kadınların korkulu rüyası olan jinekolojik cerrahiler artık ‘kapalı’ ameliyat yöntemi ile çok daha kolay hale geldi. Hem estetik hem de konfor açısından büyük kolaylıklar sağlayan kapalı ameliyat yöntemi, bütün kadın hastalıklarında uygulanabiliyor.

    Halk arasında ‘kansız’ ya da ‘kapalı’ ameliyat olarak bilinen modern cerrahi yöntemi Laparoskopi; sıklıkla, yumurtalık kistleri, çikolata kistleri, miyom ve yumurtalık kanallarıyla ilgili operasyonlarda kullanılıyor.

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Berker, günümüzde artık pek çok ameliyatın kapalı yapıldığını belirterek, “Kalp ve katarakt ameliyatı gibi kadın doğumda da aynı şekilde bütün ameliyatların kapalı yapılması mümkün” dedi.

    YARA İZİ BIRAKMAYAN AMELİYAT

    Kapalı ameliyat yöntemini anlatan Prof. Dr. Berker, “Karnı kesmeden içerisine çok ince kalem tarzında borular yerleştirerek, içerisine ileri teknoloji kamera gönderip, aldığımız görüntüyü ekrana yansıtıp, büyütmeler elde ederek çeşitli kadın hastalıklarının, karnın açılmadan düzeltilmesine kapalı ameliyat diyoruz. Sadece göbek deliğinden giriyoruz ve göbek deliği doğal açıklık olduğu için dışarıdan hiçbir şey görünmüyor. Bir santimlik en fazla kesi sağlıyoruz. Hastanın yıllarca saklamak zorunda olduğu bir yara izi yok” ifadesini kullandı.

    BÜTÜN KADIN HASTALIKLARINA ‘KAPALI’ YÖNTEM

    Bütün kadın hastalıklarının kapalı ameliyat yöntemi ile tedavi edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Berker, “Örneğin rahim alınması, rahim korunması, yumurtalık ve çikolata kistlerinin tedavisi, tüplerin bağlanması, tüplerin yeniden alınması ve kısırlık nedeniyle çocuk sahibi olamayan hastalarda karnın içerisinin araştırılması gibi bütün bu hastalıklarda kapalı cerrahi yöntemini kullanabiliyoruz” dedi.

    Her tedavi yöntemi gibi ‘kapalı’ ameliyatta da risk gruplarının bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Berker, “Açık ameliyat olamayacak derecede, kalp hastalıkları, göğüs hastalıkları olan kişilerde zaten cerrahi yapılamıyorsa kapalı ameliyatı yapamıyoruz. Ameliyat olabilecek her hastada kapalı ameliyat yapılabilir” açıklamasında bulundu. Ameliyat sırasında büyük oranda genel anestezi yönteminin kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Berker, nadiren de olsa belden anestezi uygulanarak ameliyatın gerçekleştirildiğini kaydetti.

    Kapalı ameliyatın avantajının hasta için en yüksek konforu sağlaması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Berker, Türkiye’de 1990’lı yılların sonlarından itibaren kapalı ameliyat yapıldığını belirterek, yöntemin 2000’li yılların ortalarına doğru yaygınlaşmaya başladığı vurguladı. Kapalı ameliyatın hastalar açısından ekstra ücrete tabi olmadığını da bildiren Prof. Dr. Berker, “Bu konuda yetişmiş hekimlerimiz arttıkça kapalı ameliyat yöntemi de yaygınlaşacaktır” diye konuştu.

    KİLOLU HASTALARDA KAPALI AMELİYAT

    Kilolu hastalarda açık ameliyatta yara yeri akması, yara yeri enfeksiyonu gibi olumsuz durumların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Berker, kapalı ameliyatların kilolu hastalar için çok uygun olduğuna dikkati çekerek, “Çünkü, neredeyse kesi yok, kansız ameliyatlar, hasta birkaç saat sonra ayağa kalkabildiği için damarında pıhtılaşma, yara yerinde enfeksiyon, akse, mikrop kapma gibi bir sorun yok. Hasta yatağa bağlı kalmıyor, aynı gün taburcu olabiliyor, maddi manevi pek çok kazancı oluyor. Karnın içinde çok büyük ameliyat yapıyoruz ama bunu ekran vasıtası ile yapıyoruz. Dolayısıyla gözümüzün gördüğünün çok ötesinde bir yöntemle yapıyoruz” dedi.

    Hastaların henüz kapalı ameliyat konusunda bilgi sahibi olmadığını dile getiren Prof. Dr. Berker, ameliyat sonrası hastaların tedaviden oldukça memnun kaldıklarını belirtti.

    İHA