Etiket: psikolog

  • Kadınlarda ağrılı cinsel ilişki

    Kadınlarda ağrılı cinsel ilişki

    Cinsel ilişki sırasında genital bölgede devamlı ve yineleyici ağrı olmasıdır. Kadınların önemli bir kısmı hayatlarının bir döneminde bu ağrıyı geçirir.

    Ağrılı cinsel ilişkide ağrı yüzeysel ve derin olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Yüzeysel ağrılar vajinal enfeksiyonlar, jinekolojik ameliyatlar, doğum lezyonları, ilişki öncesi yeterli uyarı ve dolayısıyla ıslanma olmadan girilen cinsel ilişki vb. nedenlerden kaynaklanabilir. Klinikte sık rastlanan durum vajinal kuruluktur.
    Derin ağrılı cinsel ilişki vajinadaki doğuştan anormallikler, sistit, üretra iltihapları, kronik enfeksiyonlar, perliste kitleler, bağırsak hastalığı ve genital organlarda sarkmalar neden olabilir.

    Cinsellikle ilgili kaygılar, olumsuz düşünce ve önyargılar, suçluluk duyguları, cinsel istismar öyküsü, evlilik ve ilişki sorunları, ağrı beklentisi, anksiyete, korku, öfke, eş reddi ve doğum ve gebelik korkusu diğer önemli nedenler arasındadır.

    Tedavide nedene ve danışanın durumuna uygun cinsel terapi uygulanır. Cinsel terapi, tıbbi nedenler, dışlandıktan sonra uygulanmalıdır. Eğer bir tıbbi neden düşünülüyorsa danışan uygun uzmana yönlendirilmelidir. Varsa ilişki problemleri ve evlilik problemleri halledilmelidir. Cinsel terapi ile çiftin cinsel aktivite etkileşimleri yeniden inşa edilerek kişinin yeterli cinsel uyarımı alması ve vajinal ıslanma sağlamaya yönelik etkileşime doğru çift yavaş yavaş yönlendirilmelidir. Psikodinamik nedenler söz konusu ise dinamik yönelimli cinsel terapi uygulanmalıdır.

    Ağrılı Cinselliğin Sebepleri için tıklayın !

  • Evlilik öncesi stres

    Evlilik öncesi stres

    Evlilik öncesi strese neden olan konular

    Evlilik kararı ve evlenme zamanına kadar geçecek olan süre ve yapılacak hazırlıklar strese sebep olur. Klinik Psikolog Sevil Usanmaz, “Her yeni durum ve karşılaşacağımız sorunlar ve uyaranlar stres nedenidir ve bir tepkiyle yanıtlanır” diyor. Stres karşısında göstereceğimiz tepki aslında değişime uyum sağlamaya yöneliktir. Hazırlıklar esnasında stresle baş etme yöntemlerini kullanabilirsek sorunların üstesinden daha kolay gelebiliriz.

    İdeal evlilik nedir?

    Evliliğe giden yolda çiftler zaman zaman ara yollara saparak amaçlarından uzaklaşabiliyorlar. En ufak bir problem ortalığı savaş alanına çevirebiliyor. Satın alınacak kanepenin rengi aslında yaşamınızı temelden etkilemeyecek bir konu olduğu halde her nasılsa bu dönemde kendinizi müstakbel kocanızla ilgili korkunç planlar yaparken bulmanıza neden olabiliyor. Unutmayın, siz evleniyorsunuz ve aslında ikiniz de aynı tarafta duruyorsunuz. Hiç de hayati olmayan bir konuyla ilgili alınacak bir kararda bile soğukkanlılığınızı kaybedecek noktaya gelmeniz, anlaşamadığınızı değil, üzerinizdeki yoğun baskılardan kaynaklanıyor. Gelinlik seçimi, evin dekorasyonu, davetli listesi, nikah şekeri gibi evlilik öncesi dönemde önem kazanan işlerin aslında birbirinizi kırmaya değecek şeyler olmadığını geriye dönüp baktıktan sonra fark ediyorsunuz. Aslında ne gelinliğinizin modelini ne de nikah şekerinizi davetlilerden hiçbiri bir süre sonra hatırlamayacaktır. Ama bir ömrü birlikte geçireceğiniz insanın kırılan kalbini onarmanız çok daha zor olacaktır.

    Stres ve gerginlik bazen öyle noktalara gelir ki, hayatınızın en güzel hatırası olması gereken düğününüzü bir kabus gibi yaşar ve tadına varamazsınız. Şunu unutmamak gerekiyor ki mükemmel ilişki yoktur. Herkes kendi kişilik sınırları içinde ve kendi doğrularıyla yaşar, ilişkilerini de bunlara göre seçer. Bir ömrü birlikte geçirmek için çiftlerin karbon kopya olması gerekmez.

    Evlilik kararını aldıktan sonra neler değişiyor?

    Evlilik; eğitimleri, öğrenimleri, kültürleri, örf ve adetleri farklı ailelerde yetişmiş, geçmiş hayat deneyimleri, zevk ve hoşlanımları farklı olan iki kişinin hayatlarının geri kalan bölümünü birlikte yaşamaya karar vermesidir. Böylece iki kişi birlikte bir aile kurarken birbirlerinin ailesini de kabul eder ve hatta iki aileyi birleştirir, buluşturur.

    Anadolu Sağlık Merkezi’nden Klinik Psikolog Sevil Usanmaz, evlilikte yetişkin iki insanın hem birbirlerinin ruhsal, psikolojik, sosyal ve fiziksel gereksinimlerini karşılamalarının, hem de ekonomik bir denge kurmalarının beklendiğini söylüyor. Hiç şüphesiz sadece bununla kalmayıp arkadaş, iş çevresi ve dostları paylaşmak, çocuk yetiştirmek gibi bir çok konuda uzlaşmak durumunda kalacaklardır.

    Evlilik, tarihsel süreç içinde bakıldığında 4000 yıllık bir toplumsal kurumdur. İnsanların toplumsal hayata geçişleri ile başlayan, insanın oluşturduğu bir kültür kurumudur. Evliliğe hazırlık aşamaları soyal ve kültürel nedenlerle farklılıklar gösterir. Ancak bütün farklılıklara rağmen yaşanan stres ve sorunların benzer olduğu görülüyor.

    Bir kişi evliliğe hazır olup olmadığını nasıl anlayabilir?

    Evlilik için gerçekten hazır mısınız ? Evlilik için yeterli fiziksel, zihinsel, sosyal olgunluğa, yetişkinlik yaşına ulaşmış olmak gerekiyor. Dünya sağlık örgütü WHO yetişkinliğe geçiş yaşını 25 olarak kabul ediyor. Kişiliğin olgunlaşması ve evlilikle ilgili sorumlulukların üstlenilmesi için ergenlik döneminin son bulması, hayata bakışın, beklentilerin neler olduğu ve tercihler konusunda fikirlerimizin netlik kazanması gerekiyor.

    Kendinizin evliliğe hazır olup olmadığınızı anlamak için Evliliğe hazır mısınız? yazımızı okuyabilirsiniz… Eğer partnerinizin evliliğe hazır olup olmadığını anlamak istiyorsanız da Sevgiliniz evliliğe hazır mı? yazımızı okuyun.

    Evlilik öncesi stresle nasıl mücadele edilir?

    Klinik Psikolog Sevil Usanmaz evlilik öncesi stresle baş etmenin yöntemlerini üçe ayırarak anlatıyor.

    Zihinsel mücadele yöntemleri
    Mükemmeliyetçi düşünce biçiminden -ya hep ya hiç –vazgeçmek
    Genellemelerden – ona olan bana da olur – vazgeçmek
    Olumluya odaklanmak, olumsuzdan vazgeçmek
    Hemen sonuca varmaktan – küçük olaylardan büyük sonuçlara varmaktan vazgeçmek

    Davranışsal mücadele yöntemleri
    Yapılacak işle ilgili önceden plan yapmak, işi ve zamanı programlamak
    Sorunu çözmek için bilgimizin yeterli olup olmadığını gözden geçirmek
    İşin bitirilmesi ile ilgili yardım istemek, dost yardımı veya profesyonel yardım almak
    Stresi artıran durumdan kaçınmak ya da stres yaratan kişi ile konuşmak
    Ulaşım için trafiğin yoğun olmadığı saatleri seçmek
    Dinlenmeye özen göstermek
    Gevşeme egzersizleri yapmak
    İletişimi artırmak, önce karşımızdakinin söylediğini iyi dinlemek

    Duygusal yöntemler
    Kendine ve insanlara güvenmek
    Ne istediğinden emin olmak, sık sık fikir değiştirmemek
    Beklentileri gözden geçirmek, mümkün olamayanlardan vazgeçmek
    Haklı mı? Mutlu mu? olmak istediğimize karar vermek
    Ev hazırlığı, düğün hazırlığı, nikah, davetiye, gelinlik vb konuları son hafta ya da son günlere bırakmamak
    Düğün günü bazen küçük ayrıntılar büyük streslere neden olabilir, bunları önceden gözden geçirmek
    Balayı ya da ilk gece ile ilgili bilgi almak

    Unutmayın; aileler ve evlenecek çiftler birbirlerine sevgi, anlayış ve hoşgörü ile yaklaşır ve birbirlerini dikkatli ve iyi dinlerlerse olumsuz yaşantılar ve yükler olmaz…

  • Ağrılı cinsel ilişki

    Ağrılı cinsel ilişki

    Ağrılı Cinsel İlişki veya Disparoni, cinsel birliktelik sırasında kadının yüzeyel olarak vajina girişi veya daha derin kasık bölgesinde ağrı, acı, batma veya yanma hissetmesidir.

    İlk cinsel birliktelik den itibaren Disparoni gelişebileceği gibi, cinsel birliktelikden yıllar sonra da ağrılı cinsel ilişki oluşabilir.

    Toplumumuzda cinselliği çoğunlukla bir görev olarak gören kadınlarımız, disparoni şikayeti olsa da bu nedenle doktora başvurmayı pek gerek görmezler. Bu yüzden disparoninin hangi sıklıkda görüldüğüne dair elimizde net bir bilgi yoktur. Ancak son yıllarda cinselliğe bakış açısının yavaş yavaş değişmesi ile birlikte kliniklere ağrılı cinsel ilişki şikayeti ile gelen hasta sayısında da bir artış izlenmektedir.

    Ağrılı cinsel ilişkisi olan bir kadın öncelikle jinekolojik muayene ile değerlendirilmelidir. Cinsel birliktelik sırasında oluşan ağrı, penisin vajinaya giriş bölgesinde ise Yüzeyel Disparoni olarak değerlendirilir. Derin Disparoni ise penis vajinanın daha ilerisindeyken, daha çok kasık bölgesinde hissedilir. Bu hastalarda genital bölgenin anatomik bozukluk veya enfeksiyonları öncelikle araştırılmalıdır. Karşılaşılan en sık Disparoni nedenleri şunlardır:

    • Vajina veya vulvar bölge enfeksiyonları, Bartholin absesi, genital uçuk veya siğiller.

    • Kızlık zarı veya vajina giriş bölümünde doğumsal anatomik darlıklar: Kalın kenarlı veya septalı kızlık zarı veya vajinanın normalden kısa olması.

    • Vulvar vestibulit sendromu.

    • Menopoz döneminde östrojen hormon eksikliğine bağlı vajinal sekresyonların azalması, vajinal kuruluk ve doku harabiyeti.

    • Rahim sarkması, mesane sarkması (sistosel) veya vajina arka duvarının sarkması (rektosel).

    • Cinsel ilişki sırasında kullanılan prezervatife karşı gelişen alerjik reaksiyon.

    • Endometriozis hastalığına veya pelvik bölgede daha önceden geçirilen operasyonlara bağlı gelişen yapışıklıklar.

    • Doğum sonrası veya vajinal yoldan geçirilen bir cerrahi operasyona ait dokuların kötü iyleşmesi.

    • Vajina, vulva veya diğer pelvik organlara ait tümöral yapılar.

    • Cinsel birlikteliğe tam hazır olmadan ilişkiye girmek: Ön sevişmenin uzun tutulduğu cinsel birlikteliklerde vajinal sekresyonlar daha fazla olacağı için vajinal kuruluk ve iritasyon daha az olacaktır.

    • Anüs, rektum bölgesine ait kronikleşmiş hastalıklar: Anal fissür, fistül, hemoroid, kronik inflamatuar barsak hastalıkları veya kabızlık.

    • Psikolojik sorunlar, cinselliğe ait kötü tecrübeler, cinsel yaşamla ilgili mitler, vajinismus.

    Ağrılı cinsel ilişki şikâyeti olanlarda tedavide esas olan ağrının nedenini ortaya koyabilmektir. Daha sonrasında alt da yatan nedene yönelik uygun tedaviler, cerrahi, medikal veya cinsel terapiler planlanabilir.

    Cinsel ilişki sırasında ağrı, kadında cinsel doyumda azalma ve cinsel ilişki sıklığında azalmaya zemin hazırlar ve zaman içinde cinsel isteksizlik gelişir. Bu durum giderek cinsel birliktelik de çiftlerin her ikisi için de sorun olmaya başlar.

    Bu yüzden eğer sizin de cinsel ilişki sırasında ağrınız varsa artık daha fazla ertelemeyin, hemen doktorunuzla görüşün!

  • Disparöni nedir ? Disparöni ve vajinismus arasındaki bağlantı nedir ?

    Disparöni nedir ? Disparöni ve vajinismus arasındaki bağlantı nedir ?

    Genel seks acısı olan disparöni, vajinanın istemsiz sıkılığından kaynaklanan seks acısı ve giriş sorunu olan vajinismusu tetikleyebilir.

    Disparöni
    Disparöni basitçe ‘acılı cinsel birleşme’ anlamına gelen tıbbi bir terimdir. Her türlü cinsel acıyı tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Giriş sırasında, cinsel birleşme sırasında ve/veya cinsel birleşme sonrasında cinsel acı hissedilebilir. Klitoris, labia ya da vajina vb. gibi kadının cinsel organının herhangi bir yerinde acı hissedilebilir. Hissedilen acı, keskin, batan, yanan, vuran, kramplar şeklinde ya da başka şekillerde tanımlanabilir.

    Disparöni ve vajinismus arasındaki bağlantı
    Cinsel acının (disparöni) birçok nedeni vardır ve vajinismus da bunlardan biridir. Vajinismus özel olarak, vajinanın pubococcygeus (PC) kaslarından ötürü istemsiz sıkılığı olarak nitelendirilir. Cinsel birleşme çabalarında, vajinal sıkılık cinsel rahatsızlığa, yanma, sıkılık, acı ya da giriş yapamamak gibi rahatsızlıklara neden olabilir.

    Vajinismus disparöninin bütün diğer formlarıyla da yakından bağlantılıdır çünkü herhangi bir genel seks acısı vajinismusu tetikleyebilir. Bu durumlarda vajinismus özgün acı sorununa ek olarak komplikasyon yaratan bir rahatsızlık ve acı durumu haline gelir ve özgün sorun çözümlense ya da kontrol altına alınsa da tipik olarak devam eder. Hatta bir kadın, özgün sorunun hâlâ çözülmediğine inanarak vajinismusun devam eden sorununu özgün acı sorunuyla karıştırabilir.

    “Vajinismus devam eden ve hiçbir fiziksel nedeni yok gibi gözüken her türlü cinsel acının var olduğu durumda buna katkıda bulunması mümkün olan sorun ya da belki de bunun ana nedeni olarak düşünülmelidir.”

    Vajinismustan ötürü örtüşen komplikasyonlar olduğunda cinsel acıyı teşhis ve tedavi etmek epey zor olabilir. Bu durum hem doktorları, hem de hastaları sıkıntıya düşürebilir. Örneğin, geçici bir enfeksiyonun (bir disparöni biçimi) vajinismusu tetiklediği bir kadını düşünelim. Belki de kadın doktora gittiğinde enfeksiyon yok olmuştu ama vajinismus devam ediyordu. Hasta artık özgün enfeksiyondan değil, vajinismustan ötürü acı duymaya devam ettiğinden, doktor acının nedenini keşfetmeye çalıştığında, görünürde hiçbir fiziksel neden olmayabilir. Ayrıca aslında farklı zamanlarda iki tane acıya neden olan sorun olduğundan kadının acıyı tanımlaması kafa karıştırıcı gözükebilir.

    Aynı zamanda iki değişik cinsel acı var olduğunda ve ikincisi de vajinismus olduğunda, uzmanların çoğu özgün tıbbi sorunun çözülmesini ve ondan sonra da vajinismusu tedavi etmek için gerekli adımların atılmasını önerir.

    Dikkat: Aslında durum hiçbir invasif prosedür olmadan çözümlenecek basit bir vajinismus durumu olduğu halde, doktorlar ve hastaları ameliyatlar ve tıbbi prosedürlerin gerekli olduğunu düşünmüşlerdir. Özellikle de, invasif ameliyat bir tedavi seçeneği olarak sunulduğunda hastaların kadınların cinsel acı rahatsızlıklarını tedavi etmekte deneyimli doktorlardan ikinci bir görüş almaları gerekir. Vajinismus tedavisi normalde ameliyat içermez.

    Acı veren seksin olası nedenleri (disparöni)
    Seksin acı vermesinin birçok nedeni vardır:

    – Vulvodini/Vestubulodini (Vulvar Vestibulitis ya da Vestibulitis)
    – Pelvik Enflamasyon Hastalığı (PID)
    – Jenital ya da Pelvik Tümörler
    – Yumurtalık Kistleri
    – İdrar yolu iltihabı
    – İdrar Yolu Enfeksiyonu
    – İnterstisyel Sistit
    – Vajinal Atrofi (atrofik vaginit)
    – Vajinal Kuruluk
    – Yetersiz vajinal kayganlaştırıcı
    – Doğum Travması (doğumdan sonra)
    – Vulva Kanseri
    – Radyasyon Terapisi
    – Vajinal Enfeksiyonlar/Tahriş ediciler Maya ya da bakteriyel, bazı cinsel yolla bulaşan hastalıklar, vb.
    – Cilt Hastalıkları – Liken Skleroz, Liken Planus, Egzama, Psoriyaz
    – Bazı ilaçların yan etkisi
    – Pelvik/Jenital bölgede zedelenme
    – Menopoz ve/veya yaşlanmayla bağlantılı olan yaşla ilgili belirtiler
    – Giysiler, kondomlar, doğum kontrolü köpükleri ve/veya sperm öldüren ilaçlara alerjik tepkiler
    – Acı veren pelvik muayeneler
    – Cinsel saldırıdan ötürü yaşanan travma
    – Kadın Sünneti (FGM)
    – Bartholin Kisti
    – Endometriyoz
    – Vajinismusun yukarıdaki durumlarla birlikte var olabileceğine ve bunlar çözümlendikten ya da kontrol altına – alındıktan sonra da varlığını sürdürebileceğine dikkat etmek önemlidir.

  • Alternatif Depresyon Tedavisi

    Alternatif Depresyon Tedavisi

    Depresyon; sizi hedeflerinizi gerçekleştirmekten uzaklaştıran, duygu durumunuzu olumsuz yönde etkileyen ve motivasyonunuzu düşüren bir ruhsal bozukluktur. Farklı şekillerde ortaya çıkan hastalık hayatınızda önemli bir rol oynayabilir. Günümüzde depresyon tedavisinde terapi ve ilaçlar bir arada kullanılmaktadır ve tedavisi mümkündür. Alternatif depresyon tedavisi yöntemleri arıyorsanız beslenme ve düzenli egzersizlerle bu profesyonel tedavi sürecine katkıda bulunabilirsiniz.

    Kaçınılması Gereken Gıdalar
    Beslenme programınıza özen göstererek depresyonun bazı belirtilerini azaltmanız mümkün. Uzak durulması gereken ilk şey alkol. Alkol başlangıçta belki ruh halinizi üst seviyelere çıkarıp olumsuz düşüncelerden kurtulmanıza yardımcı olabilir ancak gerçekte bir depresandır ve bir süre sonra duygu durumunuzu daha da kötü yapar. Depresyon döneminde alkol tüketimi cazip gelebilir ancak bunun sonunun alkol bağımlılığı olabileceğini unutmayın.

    Rafine karbonhidratlar ve şeker bakımından zengin gıdalar depresyon semptomlarını arttırabilir. Bu tip gıdalar kan şekerini aniden yükseltir ve aynı şekilde hızla düşmesine neden olur. Kan şekerinin bu kadar hızlı değişmesi yorgunluğa ve sinirlilik haline yol açabilir.

    Tüketilmesi Gereken Gıdalar
    Omega 3 yağ asidi bakımından zengin gıdaları arttırın ve en az haftada 3 kez bu esansiyel yağ asidini içeren gıdalar tüketin. Omega 3 tek başına ruh halini geliştirmenize yardımcı olabilir. Depresyondayken ceviz, keten tohumu, zeytinyağı ve yağlı balık gibi gıdalar tüketebilirsiniz.

    Kan şekerinizi belirli bir seviyede tutmak için yavaş sindirilen gıdalar tüketebilirsiniz. Kahverengi pirinç, tam tahıllı makarna, kepekli tahıllar bu dönemde gıdalar nedeniyle oluşan yorgunlukla baş etmenizde yardımcı olacaktır.

    Folik asit ve B-12 vitamini eksikliği depresyon belirtilerinin artmasına ve şiddetlenmesine neden olabilir. Turunçgiller, baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler ve yumurta gibi gıdalar yiyerek B vitamini tüketimini arttırabilirsiniz. Sağlık marketlerde B vitamini desteklerini bulabilirsiniz ancak bunların olası yan etkileri hakkında bilgi almak ve sizin için uygun olup olmadığını öğrenmek için doktorunuza danışmalısınız.

    Alternatif Depresyon Tedavisinde Egzersizin Rolü
    Depresyondaki birinin fiziksel olarak aktif olması zor olabilir ancak yapılacak düzenli egzersizler ruh halini kesinlikle yukarı taşıyacaktır. Bazı insanlar için egzersiz antidepresan ilaçlar kadar etki sağlayabilir. Düzenli egzersiz kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlayan endorfin salgılatır ve nörotransmitterleri artırarak stresi hafifletir.

    Egzersizin depresyon üzerinde olumlu etkilerini görmek için düzenli egzersizi bir alışkanlık haline getirin. Örneğin haftada 5 gün günde 35 dakika yapılan tempolu yürüyüşler faydalı olabilir.

  • Ağrılı Cinsel İlişki neden olur ve nasıl tedavi edilir

    Ağrılı Cinsel İlişki neden olur ve nasıl tedavi edilir

    Ağrılı Cinsel İlişki
    Ağrılı Cinsel İlişki neden olur
    Ağrılı Cinsel İlişki nasıl tedavi edilir…

    Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması disparoni adını alır. Ağrının nedeni organik bir rahatsızlık olabileceği gibi, psikolojik de olabilir. Bunun ayrımı ise komple bir jinekolojikmuayene ile yapılır.

    Disparoni eğer ilk cinsel ilişki deneyiminden beri varsa birincil, sonradan ortaya çıkmışsa ikincil adını alır. Bu ayrım muhtemel nedenlerin ortaya konması açısından önemlidir.

    Yüzeyel disparoni vajina girişinde, derin disparoni ise penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ağrıdır ve bu ayrım da tanıaçısından önemlidir. Derin disparonide ağrı alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilir.

    Kadınların yaklaşık %15?i hayatlarının bir döneminde böyle bir ağrıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak %1-2?sinde ise ağrı tedavi gerektirecek kadar şiddetlidir. Bazı kadınlar bu ağrıyı daha çok genital bölgede basınç, yırtılma veya yanma hissi olarak tarif ederler.

    Neden olur?

    Disparoni nedenleri incelenirken aşağıdan yukarı doğru (vajina girişinden iç genital organlara doğru) bir ayrım yapmak konunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.

    Vajina girişine bağlı nedenler: yüzeyel disparoni nedenidirler.

    Kızlık zarıyla ilgili sorunlar: Kızlık zarının yapısal olarak sert olması

    Menopoza bağlı atrofi: Menopoz döneminde dokular esnekliklerini yitirdiklerinden cinsel ilişki tahrişe ve ağrıya neden olabilir.

    Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş

    Epizyotomi nedbeleri: özellikle zor doğumlardan sonra fazla sayıda dikiş gerektiğinde ve/veya epizyotomi iyileşmesi esnasında enfeksiyon meydana geldiğinde dikiş yerleri sıklıkla nedbe bırakarak iyileşir ve bu nedbeler ilişkide ağrı duyulmasına neden olur.

    Enfeksiyonlar: Herpes Simpleks enfeksiyonları (genital uçuk) hem ilişkide hem de ilişki olmayan döneminde ağrı yapar.

    Vajinaya bağlı nedenler:

    Enfeksiyonlar: vajinit bazı durumlarda ağrıya neden olabilir.

    Kitle ve tümörler: vajinada kitle nadir görülür. Büyük kitleler ağrı ve beraberinde kanamaya neden olabilirler.

    Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş

    Rektosel (vajina arka duvarı sarkması), uterus sarkması ve sistosel (vajina ön duvarı sarkması): gerilmeye bağlı ağrı nedeni olabilirler.

    Yabancı cisimlere karşı gelişen allerjik cevap

    Vajina kubbesinde cerrahi veya radyoterapiye bağlı değişiklikler

    Doğumsal anomaliler: nadir görülürler

    Pelvik yapılara ait nedenler

    (iç genital organlara bağlı nedenler): Bu durumlarda derin disparoni ortaya çıkar.

    (iç genital organlara bağlı nedenler): Bu durumlarda derin disparoni ortaya çıkar.

    Pelvik iltihabi durumlar: pelvik enfeksiyonlar hem akut dönemde hem de iyileştikten sonraki dönemde ilişkide ağrı nedeni olabilirler.

    Endometriozis: endometriozis genital bölgedeki organlarda yapışıklıklara neden olan bir durumdur. Bu yapışıklıklar ilişki esnasında gerilmeye ve ağrıya neden olabilirler.

    Uterus habis veya selim tümörleri

    Pelviste enfeksiyonlara, ameliyatlara veya endometriozise bağlı gelişen yapışıklıklar

    Geçirilmiş pelvis kırıkları

    Sindirim sistemi hastalıkları: nadiren disparoni nedenidirler.

    Enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn hastalığı-Divertikülit)

    Kabızlık

    Hemoroid, fistül ve fissür gibi anüs ve rektum bölgesi hastalıkları: dışkılama esnasında ve sonrasında ağrıya neden olabilecekleri gibi

    yakın komşuluk nedeniyle disparoni nedeni de olabilirler.

    İdrar yolu hastalıkları: Üretra veya mesaneye ait lezyonlar

    Psikolojik bozukluklar: Korku, kaygı, fobik reaksiyonlar, konversiyon reaksiyonları, partnerle uyumsuzluk,

    İlk ilişkinin yarattığı psikolojik travma gibi psikolojik durumlar da en önemli disparoni nedenleri arasında üst sıralarda yer alırlar.

    Disparoninin (Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması) vajinismustan (vajina girişi kaslarının ilişki esnasında kasılması) ayırıcı tanısı mutlaka yapılmış olmalıdır.

    Tedavi öncesi incelemeler

    Öncelikle enfeksiyon, kitle, kanser veya kanser öncüsü lezyon açısından muayene, ultrason, vajinal kültür, papsmear, idrar kültürü gibi incelemeler yapılır.

    Şüpheli durumlarda vulva ve/veya vajinaya kolposkopik inceleme yapılır ve gerekirse biyopsi alınır.

    Derin disparonide laparoskopik inceleme sıklıkla gereklidir.

    Tedavi

    Tedavide ilk adım hastanın ve eşinin hastalığın tabiatı konusunda bilgi sahibi olmasıdır.

    Organik nedenler usulüne uygun olarak ilaç ve/veya cerrahi yolla tedavi edilir.

    Hastalığın psikolojik komponenti varsa bireysel ve/veya eşle beraber psikopterapi çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir.

  • Anoreksiya Nervoza Hastalığı Nedir

    Anoreksiya Nervoza Hastalığı Nedir

    Anoreksiya Nervoza bir psikolojik hastalıktır. Genelde genç yaştaki ve zayıflama tutkunu bayanlardan görülen Anoreksiya Nervoza hastalığı tedavi edilmemesi durumunda ölümle sonuçlanabilir. Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalananlar yemek yemezler, uyku sorunları vardır ve bunlara rağmen sürekli enerjik dururlar. Bu durum metabolizmanın çalışmasını tamamıyla etkileyen bir durumdur. Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalanan bir kaşı istediği kadar zayıf ve ideal kiloda olsun mevcut kilosunu asla kabul etmez ve sürekli zayıflamak ister. Bir deri bir kemik dahi kalsa bu kilosunun hala çok olduğunu düşünür ve bu duruma kendini inandırır. Eğer sizlerinde bu tarz sorunlarınız varsa hiç vakit kaybetmeden uzman bir doktorla görüşünüz. Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz.

    Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir

    Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalananlarda görülen başlıca belirtileri siz değerli takipçilerimizle paylaşmak istiyoruz. Bu belirtileri kendinizde de gözlemliyorsanız en kısa zaman içerisinde uzman bir doktora görününüz.

    Anoreksiya Nervoza Hastalık Belirtileri ;

    – Aşırı derecede ve fiziki olarak da kendisini gösteren kilo kayıpları yaşanır.
    – Kişi içine kapanık hale gelir ve sosyal çevresinden kopar.
    – Kendisini spora verir ve hiç yorulmuyormuş gibi egzersiz yapar.
    – Şişmanlamaktan korkar ve bu bir psikolojik sorun haline gelir.
    – Kişi aşırı derecede yorgunluk çeker ama bunu belli etmemeye çalışır.
    – Kişi sürekli üşür
    – Kendisini herkül gibi güçlü zanneder fakat kaslarda güçsüzlük görülür.
    – Yemek yememek için sürekli bahane bulur ve bu bahanelere kendisini inandırır.
    – Kişi çok zayıftır fakat sürekli çok şişmanladım der.
    – Başkaları için yemek pişirir ama kendisi asla yemez.
    – Kişi yemek yediği için utanır ve kendisini suçlu hisseder.
    – Bu hastalığa yakalanan kişi bayansa düzensiz adet görür.
    – Ten rengi beyazlaşır ve soluk bir hal alır.
    Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz. Bu belirtiler sizde varsa en kısa zaman içerisinde uzman bir doktora görününüz.

    “Eğer hastalık tedavi edilmezse kansızlık, vücut sıvı ve elektrolit dengesizlikleri, saç dökülmesi, kemik erimesi, bağırsak tıkanması, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği ve sonuçta ölüm görülebilir. Unutmayalım ki A.N. psikiyatrinin tek ölümcül hastalığıdır. Bu hastalığa tutulan her 100 hastadan 5’i ne yazık ki kaybedilmektedir.”

  • Burçların Kimlik Belgesi

    Burçların Kimlik Belgesi

    Her burcun kendi özelliklerine ait şanslı günler, en ateşli sevgililer, astrolojik tavsiyelerle dolu bir bölüm…

    KOÇ (21 Mart-19 Nisan)

    – Pozitif- Ateş grubu -Erkek – Yakıcı
    – Anahtar kelimeler: Israr, acele.
    – Yöneticisi: Cazibe, savaş ve seks
    – Temsilcisi: Mars
    – Uğurlu Sayısı: 9
    – Uğurlu Günü: Salı
    – Uğurlu taşları: Pırlanta, beyaz necef
    – Uğurlu Renkleri: Kırmızının bütün tonları, nar çiçeği rengi
    – Uğurlu çiçekleri: Lale, gelincik, papatya, nar çiçeği, ateş çiçeği
    – Uğurlu koku: Manolya, Sardunya
    – Madeni: Demir
    – İdeal Meslekleri: Psikiyatrist, psikolog, mühendis, makinist, silah imalatçısı, diş doktoru, profesyonel, itfaiyeci, kasap, yeni birşeyleri bulan.
    – Sağlık: Koç burcu baş bölgesini yönetir. Saçlar, safra kesesi, tırnaklar ve keskin dişler bu burcun yönetimi altındadır. Bu bakmdan Koç burçlular genellikle baş ağrısı çekerler. Yüzleri ve başları çogunlukla bazı zararlar görebilir. Bu burcun mensuplarında en çok dikkati çeken rahatsızlıklar migren ve yüksek ateştir.
    – Olumlu Özellikleri: Öncülük ve macera ruhu. Girişkenlik. Adam yönlendirme. Hedef belirleme özelliği. Yüksek Enerji. Engelleri aşabilme yetişi. Sınırlamalardan nefret. Liderlik. Dürüstlük. Hazır cevaplık. Canlılık.
    – Olumsuz Özellikleri: Egoizm. Kararları yıkmak. Kendini öne sürmek, ileriye çıkartmak. Alaycı, isyankar. Sabırsız. Saldırgan. Hiddetli. Ani çıkışlar.

    BOĞA (20 Nisan-19 Mayıs)

    – Negatif- Toprak grubu, sabit, dişi.
    – Anahtar Kelimeler: Sahiplik, süreklilik.
    – Yöneticisi: Sevgi, güzellik ve güzel sanatlar
    – Temsilcisi: Venüs yıldızı
    – Uğurlu Sayısı: 6
    – Uğurlu Günü: Cuma
    – Uğurlu Taşları: Zümrüt, Necef
    – Uğurlu Renkleri: Bej, kayısı rengi, açık mavi, yeşil
    – Uğurlu Çiçekleri: Afrika menekşesi, pembe karanfil, şebboy, sümbül
    – Uğurlu Kokuları: Karanfil, ıtır
    – Madeni: Bakır
    – İdeal Meslekleri: İş adamı, mimar, kapitalist, emlakçı, heykeltraş, şarkıcı, kuyumcu, model, reklamcı, ressam.
    – Sağlık: Boğa burcu bogaz ve ense bölgesini yönetir. Gırtlak, ses telleri ve yemek borusu da bu burcun denetimi altındadır. Boğalar aşırı tiroid salgılarlar. Bu yüzden kilo almaya müsait tiplerdir. Bronşit, astim, ses kısıklığı, anjin ve soguk algınlığı bu burcun en sık rastlanan rahatsızlıklarıdır.
    – Sevgi ve Aşk İlişkileri: Sevgi yaşamında pek zorlukları olan tipler değillerdir. Bu burcun mensuplariyla genellikle iyi geçinilir. Ancak cinsel dürtüleri çok gelişmiştir. Muhtemel bir evlilikte Boğa burcu mensubu için cinsellik başta gelir. Aşkta idealist değil, cinsel içgüdülerine göre hareket eden kişilerdir.
    – Olumlu Özellikleri: Pratik, güvenilir. Uyumlu, tahammüllü, güçlü değer yargıları var. Kararlı. Sanata ve güzelliğe düşkün. Güçlü istekleri var. Sıcak kanlı. Para sahibi olur. Duygulara önem verir.
    – Olumsuz Özellikleri: Tembel. Kendine düşkün. Statik. Sıkıcı. Yeterince esnek değil. Orjinalite eksikliği, inatçı. Alıngan.

    İKİZLER (20 Mayıs-20 Haziran)

    – Pozitif, Hava grubu, Değişken, Erkek,
    – Anahtar Kelimeler: Düşünüyorum
    – Yöneticisi: Zeka, hareket ve dil
    – Temsilcisi: Merkür
    – Uğurlu Sayısı: 9 ve 5
    – Uğurlu Günü: Çarşamba
    – Uğurlu Taşları: Füme, altın, gümüş, topaz, koyu kuvars
    – Uğurlu Renkleri: Sarı, portakal rengi
    – Uğurlu Çiçekleri: Koyu kırmızı lale, kırmızı begonya, kırmızı karanfil
    – Uğurlu Kokuları: Zambak, okaliptüs, manolya
    – Madeni: Civa
    – İdeal Meslekleri: Gazetecilik, yazarlık
    – Sevgi ve Aşk İliskileri: Evlilik ilişkisi pek İkizler burcuna göre değildir. İkizler burçlular macerasever ve kısıtlamalardan hoşlanmayan kişilerdir. Her türlü sevgi onlar için çekicidir. Değisik kişilerle aşk maceraları yaşayabilirler.
    – Olumlu Özellikleri: Uyumlu, entelektüel, çabuk kavrayan, mantıklı, konuşkan, canlı, sempatik, yeniliklere açık. Aynı anda bir kaç işi birden yapabilen.
    – Olumsuz Özellikleri: Değişken, güvenilmez, iki yüzlü, kararsız, yüzeysel, dedikoducu, huzursuz, havai.

    YENGEÇ BURCU (21 Haziran-21 Temmuz)

    Negatif. Su grubu. Öncü. Dişi

    – Anahtar Kelimeler: Hassasiyet. Muhafaza eden.
    Yöneticisi: Duyguların, sezginin ve bilinçaltının temsilcisi Ay.
    – Uğurlu Sayısı: 5
    – Uğurlu Günü: Pazartesi
    – Uğurlu Taşları: Yakut, ay taşı, kristal ve pembe kuvars.
    – Uğurlu Renkleri: Beyaz, fildişi, krem, eflatun, menekşe rengi
    – Uğurlu Çiçekleri: Beyaz gül, yasemin, zambak, hanımeli, nilüfer
    – Uğurlu Kokuları: Leylak, menekşe
    – Madeni: Gümüş
    – İdeal Meslekleri: Ev işleri ve eve ait tüm meslekler uzmanı, otelci, ev kadını, denizci, ana okulu öğretmeni, tarihçi, antikacı, müze müdürü, balıkçı, hemşire.
    – Sağlık: Yengeç burcu vücutta herseyden önce mideyi yönetir. Süt bezleri de bu burcun yönetimi altındadır. Bunlardan başka lenf bezleri, rahim, vücut salgıları ve beynin sağ tarafı da Yengeç burcu tarafından idare edilir.
    – Sevgi ve Aşk İliskileri: Cinselliği yerinde olmakla beraber Yengeç burcu mensupları daha çok duygusaldırlar. Yengeç romantik ve idealisttir. Platonik sevgi onda cinsellikten önce gelir. Karşı cinsten gereğinden fazla sevgi talep ederler. Sevgi onun için çok önemlidir ve kabuğuna çekilmiş gibi görünen Yengeç sevgi sözkonusu olunca birdenbire değişiverir.
    – Olumlu Özellikleri: Nazik. Hassas. Sempatik. Merhametli. Düş gücü yüksek. Analık ve babalık duygulan güçlü. Vatansever. Yuva sevgisi. Israrlı. Becerikli. İyi eş. Tutumlu.
    – Olumsuz Özellikleri: Aşın duygusal. Züppe. Dağınık. Kuşkucu. Değişken. Kıskanç. Zayıf karakterli. Kendine acıma meyilli. Sabit olamamak. Değişken duygular.

    ASLAN (22 Temmuz-22 Ağustos)

    – Pozitif. Ateş grubu. Sabit. Sıcak. Erkek.

    – Anahtar Kelimeler: Yüce gönüllü. Gurur.
    – Yöneticisi: Güneş
    – Uğurlu Sayısı: 1 ve 4
    – Uğurlu Günü: Pazar
    – Uğurlu Taşları: Pırlanta, zafir, necef
    – Uğurlu Renkleri: Sarı, turuncu, kehribar rengi
    – Uğurlu çiçekleri: Orkide, san gül, krizantem
    – Uğurlu Kokuları: Portakal çiçeği, misk, san yasemin, zenen
    – Madeni: Altın
    – İdeal Meslekleri: Artist veya aktör. Idareci, ögretmen, profesyonel sporcu, astrolog, kuyumcu, komisyoncu.
    – Sevgi ve Aşk İlişkileri: Aslan burcu askta ve sevgide çok sey bekledigi gibi ayni zamanda da alicenaptir. Kendisi de kendinden bu konuda pek çok sey verir. Adeta verdiklerinden gurur da duyar. Aslan burçlularin cinsellikleri güçlüdür. Atesli bir sevgili olduklari söylenebilir. Sevdiginde bütün benligiyle sever. Aslanla geçinmek pek zor degildir.
    – Olumlu Özellikleri: Yüce gönüllülük. Cömertlik. Yaratıcılık. Babalık. Fedakarlık. Üstünlük. Yaratıcılık. Neşe. İyi organizasyon. Açık zihin. Teatral.
    – Olumsuz Özellikleri: Otorite. Diktatörlük. Zorbalık. Tantana. Züppelik. Tolerans göstermemek. Sabit fikirlilik. Kuvvet deliliği. Kendini beğenmişlik.

    BAŞAK (23 Ağustos-21 Eylül)

    Negatif. Toprak grubu, dişi, soğuk

    – Anahtar Kelimeler: Tenkitçi. Analizci.
    – Yöneticisi: Zeka, hareket ve dil
    – Temsilcisi: Merkür yıldızı
    – Uğurlu Sayısı: 5
    – Uğurlu Günü: Çarşamba
    – Uğurlu Taşları: Mavi safir, koyu necef, zebercet
    – Uğurlu Renkleri: Açık san, açık mavi
    – Uğurlu Çiçekleri: Lavanta, sarı menekşe, peygamber çiçeği, açelya, gündüz sefası
    – Uğurlu Kokuları: Leylak, lavanta, limon çiçeği
    – Madeni: Cıva
    – İdeal Meslekleri: İstatistikçilik, muhasebecilik, sekreterlik, ögretmenlik, müfettislik, sağlık kurumlarinda herhangi bir görev, ustalik.
    – Sağlık: Basak burcu kalin ve ince bağırsakları yönetir. Ayrıca sinir sistemi ve midede de söz sahibidir. sağlığına son derece meraklıdır. Başak burcuna mensup kişiler tam birer hastalık hastasıdır. Hiçbir rahatsızlıkları olmadığına inandırılmaları güçtür.
    – Sevgi ve Aşk İlişkileri: Genellikle evlilik Başak burcundan olanlar için dünden hevesli oldukları bir kavram değildir. İlişkilerinde duygusal değil, mantıkçıdırlar. Cinsellige önem vermez ve istek duymazlar. Bu konuda utangaç davranırlar.
    – Olumlu Özellikleri: Analizcilik. Dostluk. Dikkat. Ustalık. Canayakınlık. Temizlik. Titizlik. Alçak gönüllülük. Giyim merakı. Hesap kafası. Esprili konuşma. İyilik isteği.
    – Olumsuz Özellikleri: Hastalık hastası. İşgüzar. Aceleci. Aşın tenkitçi. Aşm titiz. Kolay beğenmez. Geleneklere sıkı bağlı. Aşın meraklı.

    TERAZİ (22 Eylül-22 Ekim)

    Pozitif. Hava Grubu. Öncü. Erkek. Sıcak

    – Anahtar Kelimeler: Uyumluluk. Beraberlik.
    – Yöneticisi: Sevgi, güzellik ve güzel sanatlar
    – Temsilcisi: Venüs
    – Uğurlu Sayısı: 6
    – Uğurlu Günü: Cuma Uğurlu taşları: Opal, pembe topaz, pembe kuvars.
    – Uğurlu Renkleri: Mavi, yeşil ve pembenin açık tonları
    – Uğurlu Çiçekleri: Pembe gül, krizantem, gardenya
    – Uğurlu Kokuları: Yasemin, Orkide, fulya, gardenya
    – Madeni: Bakır
    – İdeal Meslekleri: Modacı, desinatör, saç modacısı, resepsiyonist, hokkabaz, diplomat, güzellik uzmanı, dekoratör, balerin, sanat eleştirmeni, hukukçu.
    – Sağlık: Terazi burcu vücutta böbrekleri yönetir. Ayrıca bel ve omurga bölgesi bu burcun yönetimi altındadır. Soğuk algınlıkları, romatizma, siyatik gibi rahatsızlıklara bu burç mensuplarında sıkça rastlanır. Bu kişiler bulaşıcı hastalıklara karşı da oldukça dayanıksızdırlar. Sırtlarından da her zaman şikayetçilerdir.
    – Sevgi ve Aşk İliskileri: Terazi burçlular aşk hayatında hem kafa uyuşmasına hem de duyguların uyumuna büyük önem verirler. Belirli bir kişiye aşık olmak yerine genellikle aşka aşık olma eğilimindedirler. Platonik aşkın yanında cinsellik onun için daima ikinci planda gelir. Herşeye rağmen flörtçü bir mizaca sahiptir.
    – Olumlu Özellikleri: Güzellik, güzel sanatlara yetenekli. Sevimlilik. Uyumluluk. Zerafet. Romantik. Diplomatik. İncelik. Çekicilik. İdealist. Tarafsız. İyi niyetli. İyi ortak. İyi siyasetçi. Kreatif ve alımlı. Akıllı.
    – Olumsuz Özellikleri: Kararsız. Alıngan. Hafiflik. Değişkenlik. Flörtçü. Dengesizlik. Aldatabilir oluşu. Tembellik. Çabuk fikir değiştirme. Tesir altında kalmak.

    AKREP (23 Ekim-21 Kasım)

    Negatif, Su grubu, Sabit, Dişi

    – Anahtar Kelimeler: Sezgi. Kıskançlık.
    – Yöneticisi: Yeni şartlar temsilcisi Pluto ve ananevi olarak cazibe, savaş, seks
    – Temsilcisi: Mars
    – Uğurlu Sayısı: 9 ve 13
    – Uğurlu Günü: Salı
    – Uğurlu Taşları: Füme, altın, gümüş, topaz, koyu kuvars
    – Uğurlu Renkleri: Koyu kırmızı, bordo, siyah, kızıl kahve
    – Uğurlu çiçekleri: Koyu kırmızı lale, kırmızı begonya, kırmızı karanfil
    – Uğurlu Kokuları: Zambak, okaliptüs, manolya
    – Madeni: Plütonyum
    – Olumlu Özellikleri: Sırdaş. Duygularım belli etmez. Gerçek dost. Cazibeli. Güçlü. Seks sembolü. Çalışkan. Kararlı. Unutmaz. Güçlü sezgiler. Güçlü duygular. Yüksek imajinasyon. Anlayışlı. Dikkatli. Yüksek analiz gücüne sahip. Sevgi. Pişmanlık.
    – Olumsuz Özellikleri: Kindar. Kuşkucu. Kıskanç. alıngan. Dikkafalı. Suskun. Akrep gibi, zehirleyici. Alaycı. Ben merkezci. İhtiraslı.

    YAY (22 Kasım-20 Aralık)

    Pozitif. Ateş Grubu. Erkek

    – Anahtar Kelimeler: Genişlik. Serbestlik. Araştırıcılık.
    – Yöneticisi: Neşe, bolluk, zenginlik temsilcisi Jüpiter
    – Uğurlu Sayısı: 3
    – Uğurlu Günü: Perşembe
    – Uğurlu Taşları: Lazuli, turkuaz, lapis
    – Uğurlu Renkleri: Mor, menekşe, mavi, leylak, erguvan
    – Uğurlu çiçekleri: Süsen, leylak, benekli zambak, mor salkım, pembe karanfil, ortanca
    – Uğurlu Kokuları: Şebboy, menekşe, nergiz, turunç, tarçın
    – Madeni: Teneke
    – İdeal Meslekleri: Filozof, hakim, avukat, profesör, yabancı diller uzmanı, yayıncı, konuşmacı, seyahat acentası elemanı, kütüphaneci, kitap pazarlamacısı, çevirmen.
    – Sağlık: Yay burcu karaciğeri yönetir. Ayrıca uyluklar ve dişler de bu burcun yönetimi altındadır. Üst bacaklar da bu burçtan etkilenir. Sinir sistemleri biraz zayıftır. Sabırsızları bazı kazalara neden olur. Soğuk algınlığı ve romatizmaya sıkça rastlanır. Sinirsel hastalıklara da yatkındırlar. Karaciğerle ilgili rahatsızlıklara yakalanmaları olasıdır.
    – Sevgi ve Aşk İliskileri: Evlilik ilişkisi pek Yay burcuna göre değildir. Yay burçlular macerasever ve kısıtlamalardan hoşlanmayan kişilerdir. Her türlü sevgi onlar için çekicidir. Değişik kişilerle aşk maceraları yaşayabilirler.
    – Olumlu Özellikleri: Keyifli. Neşeli, iş bilir. Açık zihinli. Adapte olur. İyi yargılar, Felsefik. Özgürlüğüne düşkün. Dışa dönük. Dindar. Eğitimli. Olgun. İyi niyetli. Sportmen. Yüksek hayal gücü. Şanslı. Neşeli.
    – Olumsuz Özellikleri: Aşırı iyimser. Gürültücü. Sorumsuz. Kaprisli. Ani ilgi. Çabuk bıkmak. Sabırsızlık.

    OĞLAK (22 Aralık-21 Ocak)

    Negatif. Toprak grubu. Dişi. Soğuk. Baş.

    – Anahtar Kelimeler: İthtiyatlılık. Hesaplılık. İhtiras.
    – Yöneticisi: Disiplin
    – Temsilcisi: Satürn
    – Uğurlu Sayısı: 8
    – Uğurlu Günü: Cumartesi
    – Uğurlu Taşları: Kırmızı kuvars, lal, kara kehribar
    – Uğurlu Renkleri: Duman rengi, kurşuni, koyu kahve, koyu nefti, koyu lacivert
    – Uğurlu Çiçekleri: Siyah gül, gece sefası, kadife çiçeği, pembe kamelya
    – Uğurlu Kokuları: Çam, fesleğen, ful, kamelya
    – Madeni: Kurşun
    – İdeal Meslekleri: Matematikçi, politikacı, bilim adamı, öğretmen, makinist, çiftçi, müzisyen, mimar, insaatçı, diş doktoru.
    – Sağlık: Oğlak burcu geleneksel olarak kemikleri yönetir. Bunun yanısıra dişler, deri ve dizler de bu burcun yönetimi altındadır. Disiplinli bir burç olan Oğlağın genellikle sağlığı yerindedir. Ancak kötü açılarla kemik kırılmaları, diş problemleri ve romatizma bu burçta en sık rastlanan rahatsızlıklardır.
    – Sevgi ve Aşk İliskileri: Oğlak burcu mensupları genel olarak sevgilerini belli etmemeye çalisirlar. Onlar için bu tip iliskiler adeta bir telepatik alisveris halindedir. Oglak çogunlukla cinsel açidan çok güçlü sayilmaz. Kadin oglaklar için frijit denilir. Ancak bu yanlis bir yargidir. Oglak kadini sadece güven duymak ister.
    – Olumlu Özellikleri: Çalışkan. Güvenilir. Kararlı. İstekli. Sabırlı. Azimli. İhtiyatlı. Disiplinli. Plancı. Espri gücü. Düzenli. Sebatkar. Azla yetinir. Zengin olur. Dayanma gücü yüksek. Sorumlu. İyi eş, iyi anne baba. Mülkiyetçi.
    – Olumlu Özellikleri: Eğilmez. Dik başlı. İhtiraslı. Kötümser. Kuşkucu. Kindar. Sert. Karamsar. Yalnızlık meraklısı.

    KOVA (20 Ocak-17 Şubat)

    – Pozitif. Hava grubu. Sabit. Sıcak. Erkek.
    – Anahtar Kelimeler: Orjinalite. Bağımsızlık.
    – Yöneticisi: Değişiklikler, ani başlangıçlar ve sonlar
    – Temsilcisi: Satürn
    – Uğurlu Sayısı: 4
    – Uğurlu Günü: Cumartesi
    – Uğurlu Taşları: Yeşim, ametist
    – Uğurlu Renkleri: Gece mavisi, çivit, fıstıkî ve yosun yeşili.
    – Uğurlu Çiçekleri: Sümbül, menekşe, portakal çiçeği, kar topu
    – Uğurlu Kokuları: Zencefil, viyolet, sümbül, yasemin
    – Madeni: Uranyum
    – İdeal Meslekleri: Bilim adamı, astrolog, astronom, telsizci, havacılıkla ilgili bir meslek, sosyolog, yazar, röntgen uzmanı, arkelolog, mucit, nörolog, bilgisayarcı.
    – Sağlık: Kova burcu dolaşım sistemini ve baldırları yönetir. Ayrıca üreme organları da onun yönetimi altındadır. Kova
    genel olarak sağlıklı bir burç sayılır. Ancak yönettiği organlara göre bazı hastalıklar bu burç mensuplarında sıkça
    görülen rahatsızlıklardır.
    – Sevgi ve Ask Iliskileri: Genellikle Kova burcu mensuplarının ilişkileri arkadaslarından kaynaklanır. Çünkü o sevgilisinin aynı zamanda arkadaşı da olmasını ister. Belirli birine uzun süre aşık kalmak Kova burcu insanını sıkabilir. Cinselliğe fazla önem vermez. Sevgi ise onun için bencil bir duygu değildir. Bu konuda da her konuda oldugu gibi insancıl düsünür.
    – Olumlu Özellikleri: Hümanist. Bağımsız. Dost. Mucit. Orijinalist. Reformist. Sadık. Vefalı. İdealist. Entelektüel. Yeniliğe meraklı. Değişikliği sever. Geçmişe bağlı.
    – Olumsuz Özellikleri: Umulmadık gariplikler. İsyankarlık. Muhalif. Sabit fikirli. Gelenekleri zorlayıcı. Çılgın, tartışmaya meraklı. Dikkati çekmek ister. Çılgın. Kendini beğenmiş. Olmayacak hayaller…

    BALIK (20 Şubat – 20 Mart)

    Negatif. Su grubu. Değişken.

    – Anahtar Kelimeler: Etkili. Bulanıklık.
    – Yöneticisi: Hayaller temsilcisi Neptün ve ananevi olarak, neşe, bolluk, zenginlik
    – Temsilcisi: Jüpiter
    – Uğurlu Sayısı: 3 ve 7
    – Uğurlu Günü: Perşembe
    – Uğurlu Taşları: Kan taşı, akuamarin
    – Uğurlu Renkleri: Deniz yeşili, açık gri, gümüş, leylak, morumsu mavi
    – Uğurlu çiçekleri: Nilüfer, yasemin, beyaz gül, inci çiçeği, beyaz zambak
    – Uğurlu Kokuları: Manolya, leylak, zambak, turunç
    – Madeni: İyot
    – İdeal Meslekleri: Denizcilik, şair, kimyager, uyusturucularla ilgili tüm uğraşlar, psikiyatrist, psikolog, cankurtaran, balıkçı, eczacı.
    – Sağlık: Balık burcu vücutta ayakları yönetir. Ayrıca sinir sistemi üzerinde de sözsahibidir. Balık burcu mensuplarında en çok rastlanan rahatsızlıklar alkol veya uyusturucu maddelerden gelen rahatsızlıklardır. Bu raharsızlıklara sıkça rastlanır. Ayrıca ayaklarını üşütmekten dolayı da çokça soğukalgınlığı başlarına iş açar. İlaçlara karşı da çok duyarlıdırlar.
    – Sevgi ve Aşk İlişkileri: Sevgi ve aşk ilişkilerinde Balığın oldukça mistik yaklaşımları vardır. O sevgiyi bir bütünle birleşmek gibi addeder. Ancak biraz ürkek olduğu için o aşktan bu aşka kaçıp gider. İkili ilişkilerinde aşırı duygusal, kolayca incinen hassas bir yapıya sahiptir. Balıkların çok azı sıradan cinsel ilişkilere girmeye eğilimlidir. Sonuçta iyi bir sevgilidir.
    – Olumlu Özellikleri: Alçak gönüllü. Şefkatli. Sempatik. Hassas. Adapte olabilir. Etkili. Anlayışlı. Nazik. Sezgili. Renkli hayaller. Derin duygular. Sevgiye düşkünlük. Merhametli. Güzel sanatlarda başarılı. İyi niyetli. Yardımsever.
    – Olumsuz Özellikleri: Belirsizlik. İhmalcilik. Gizlilik. Kolay dağılmak. Zayıf arzular. Kararsızlık. Mücadeleci değil. Karamsar. Çekingen. Alıngan.

    İlgili Konular ;
    Burcunuza Göre Hayat Tavsiyeleri
    Burcunuz Sizi Şık Mı? Rüküş Mü Yapıyor?
    Burçların Yaşam Parolaları
    Dogum Tarihinize Göre Hangi Agaçsınız ?

  • Öfke nedir ? ve Nasıl baş edilir ?

    angerÖfke aslında sağlıklı, çoğu zaman hayvanların ve insanların yaşadığı doğal ve yapıcı bir duygudur. Ancak bireyler bazen öfkelerini farklı şekillerde ortaya koyup etrafa zarar verme şeklinde yıkıcı ve sanki kontrol edemiyormuşcasına yaşarlar. Bu durum ise kişilerin gündelik hayatlarını sekteye uğratır.. Kişi ailesiyle, çocuklarıyla, kız veya erkek arkadaşıyla problemler yaşar ve belki bazen iş yerinden çıkarılma, işe gidememe gibi uyum bozuklukları da yaşarlar. Kısaca bu tür öfke deneyimleri yaşayan kişiler hem çevreyle uyum bozuklukları yaşarlar hem de kendilerine zaman zaman zarar verirler.

    Öfkelenmemize neden olan çeşitli faktörler vardır. Bunları düşünsel süreçler, fizyolojik süreçler ve kültürel etkiler olarak öne sürebiliriz. Yıkıcı öfke dediğimiz duygu, bu faktörlerin bir ürünüdür.


    Düşünsel süreçler :
    •    “Beni adam yerine koymuyorlar”
    •    “Hakkımı yediler ve yemeye devam ediyorlar” vb.

    Aynı zamanda; karşı tarafı saldırı halinde algıladığımızda, kışkırtıldığımızı düşündüğümüzde, zaman zaman hayal kırıklıkları yaşadığımızda, stres altındayken, kendimizi ifade edemediğimiz zamanlarda öfke ortaya çıkar.

    Fizyolojik nedenlere gelince, hormonlarımızın bize oynadığı bir oyun olarak karşımıza çıkabilir ya da öfke bazı rahatsızlıkların yan kolu olarak ta ortaya çıkabilir. Buna örnek vermek gerekirse; depresyon, bipolar bozukluk vb.

    Kültürün etkisi ise şöyledir; özellikle ataerkil toplumlarda erkeklerin halk diliyle maço olması, zaman zaman öfkeli davranışlarda bulunması, normal görülen bir davranış türüdür.

    42-20138082Ancak neden herkes aynı olay olsa dahi; aynı ayarda öfkeli davranışlarda bulunmuyor. Olay aynı olsa da kişilerin verdiği öfke tepkileri birbirinden çok farklı olabiliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri; her kişinin olaylara bakış açısının farklı olmasıdır. Eğer bakış açımızı değiştirirsek davranışlarımızı da değiştirebiliriz.

    Kimi zaman bakış açımızı değiştirmek kolay olmaz çünkü yerleşmiş inançlarımız ve vardır ve bunların farkında bile değilizdir. Uzman psikologlar ve psikiyatristler bu noktada devreye girer. Psikiyatristler normal olarak nitelendirmediğimiz öfke davranışının fizyolojik boyutunu ele alırken, psikologlar ise, terapi boyutunu ele alırlar yani, nelerin bizi öfkelendirdiğini ve bunlarla nasıl baş edeceğimizi ele alırlar.


    Baş etme yolları ise çeşitlidir.
    1. Düşünsel boyutu inceleme ve olaylara bakış açımızı değiştirmek için alternatif yollar arama
    2. Relaksasyon dediğimiz gevşeme teknikleri bize bu konuda yardımcı olur
    3. İletişim kurma becerilerini geliştirme ve bu konu üzerinde deneyim kazanma
    4. Her ne kadar olaylardan uzak duramasak ta ve hoşumuza gitmeyen olaylarla karşılaşsakta; yine de kontrol gücümüzün bizde olduğunu fark etme ve öfkelenmemize vesile olan olaylardan uzak durma
    5. Öfkelenmemize vesile olan bir problem varsa; buna yönelik mantıksal çözümler üretmek

    İlk başta da belirttiğim gibi; öfke, normal, zaman zaman güvenliğimizi sağlayan bir duygudur ama hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor ve bizi çevremizden işimizden hayatımızdan alıkoyuyorsa bir uzmana gitmekte fayda var.

    Ne demişler; “keskin sirke küpüne zarardır

    Kendinizi öfkeli hissettiğinizde aşağıdaki fiziksel belirtileri hissedersiniz.
    •    kas gerginliği
    •    hızlanmış kalp atışı
    •    midenizde değişik hisler
    •    nefes alıp vermede hızlanma
    •    titreme

    42-18621640Kalp atışınızı hızlandıran, sesinizin daha yüksek çıkmasına neden olan, adrenalinizi kontrol alma yolları için bazı ipuçları sunuyorum:
    •    Derin, uzxun ve yavaş burundan alınan nefes ve nefese konsantre olma
    •    Kendinizi mutlu ve huzurlu hissedeceğiniz bir yerde hayal etme
    •    Daha önce öfkenizi dindirmeye yaramış teknikleri uygulayabilirsiniz

    Kendi kendinize:
    •    “Sakin ol”
    •    “Kendimi ispat etmeme gerek yok”

    Durun ve yapacağınız davranışlarınızın sonuçlarını düşünün. Davranmadan önce düşünün. Sizi tahrik eden biri var ise; kendi kendinize positif düşünceler üretmeye çalışın. Problemi mantıklı yollarla çözmeye yönelik adımlar atın. Diğer insana karşı öfkeli adımlar atmak işinize yaramayacaktır.

    Size nelerin sinirlenmenize vesile olduğunu düşünün ve bunları not edin.Kontrolü kaybetmeden önce kendinize düşünme fırsatı yaratın. İnan ki; kendi kendinize saldırgan davranışlarınızı kontrol edebilirsiniz. Öfkenin sizi yönetmesine izin vermeyin.

    Huzurlu günler

    Referans: apahelpcenter.org

    Çeviren: Uzman Klinik Psikolog Merve Mamacı

  • 1 Haftada 5 kilo “NASIL” verilir ?

    Çok basit: VERİLEMEZ !

    Öte yandan her gün kitle iletişim araçlarında onlarca “mucize diyet” ile karşılaşılmakta. “İsveç Diyeti, Ayırma Diyeti, Hollywood Diyeti, Manken Diyeti, Lahana Çorbası Diyeti, Burçlara Göre Diyet, Uzman Diyeti, Kan Grubu Diyeti, Renk Diyeti, Amerikan Kalp Vakfı Diyeti, Atkins Diyeti, Son Şans Diyeti” ve daha yüzlerce değişik isimli veya isimsiz diyet. Peki bu kadar çok diyet listesi ortalarda dolaşırken neden hala insanların kilo problemi var ? Çünkü bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Bu tip diyetler sağlığa zarar vermenin ve metabolizmanın bozulmasını sağlayarak ömrü kısaltmanın yanı sıra, kişinin “ben bu işi başaramıyorum” diyerek umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır. Zaten yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir.
    diyet_tarti
    Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kitlesinin azalması ile mümkündür. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir, hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir.

    Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka “kişiye özel” olarak hazırlanmalıdır. Çünkü herkesin metabolizması birbirinden farklılık gösterir, tıpkı parmak izi gibi. Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Günümüzde birçok kronik hastalığın temel nedenini oluşturan şişmanlığın tedavisinde diyetisyen en yetkili ve etkin meslek mensubudur. Sağlık ekibinin temel direği olan hekim hastanın gerekli muayenesini yapar, tahlillerini yaptırır ve diyetisyen, kişinin özelliklerine uygun beslenme modelleriyle normal ağırlığa iniş sürecini başlatır. Diyetisyenler aldıkları eğitimin gereği olarak beslenme programını kişiye göre ayarlayabilen, aynı zamanda zayıflama diyetlerini yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı sağlayabilecek şekilde düzenleyebilen kişilerdir.

    Zayıflama programlarının, kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğesi içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilmesi ve yavaş (0,5 – 1 kg / hafta) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Sabırlı olmak şart. Kişi, seneler içerisinde aldığı kiloları birkaç haftada vermeye çalışmamalı. Bu uğurda aç karına greyfurt veya limon suyu içmenin, kabak çekirdeği yemenin, sürekli maden suyu içmenin, yosun tabletlerinden, kekik sularından ve form çaylarından medet ummanın hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi; faydadan çok zarar verdiği aşikardır.
    diyet_her_kadin_guzeldir
    Ağırlık kaybının geçmişine bakıldığında; midede hacim oluşturan posa tabletlerinin sindirim sisteminde tıkanmalara, kafein ve amfetaminlerin bağımlılığa, çok düşük kalorili diyetlerin ve sindirim sistemine yapılan cerrahi müdahalelerin besin öğesi yetersizliklerine, protein diyetlerinin böbrek ve kalp problemlerine, kalp yetmezliği sonucu ölümlere neden olduğu görülmektedir.

    Dünya Sağlık Örgütü aylık ağırlık kaybını 2 – 4 kg arasında olması gerektiğini vurgulamaktadır. Kişi çok şişmansa ve ameliyata hazırlanacaksa, anestezi riskini azaltmak için doktor ve diyetisyen gözetiminde ayda 6 kg verdirilebilir. Yoksa kimse 20 senede aldığı kiloları 20 günde vermeye kalkışmamalı, sabırla tedavinin üzerine gitmelidir. Zayıflamanın temelinde eğitim yer almaktadır. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog kontrolünde yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme tedavisine alınmalıdır. Egzersiz ve davranış değişikliği tedavisinin yerleştirilmesi ile hedefe ulaşılmalı ve kişi koruma programına alınmalıdır. 3 ay süresinde diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.

    Sonuç olarak; zayıflama programı kişiye özel, bireyin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek özellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir.

    Uzman Diyetisyen
    M. Turgay KÖSE

    1977 İstanbul doğumlu Köse, ilk ve ortaöğrenimini aynı şehirde tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden 2001 yılında derece ile mezun oldu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay Diyetisyen olarak askerlik görevini tamamladı. Sonrasında Florence Nightingale Hastanesi Diyabet, Obezite ve Metabolizma Hastalıkları Merkezi bünyesinde Diyetisyen olarak çalıştı. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans programını tamamlayarak “Toplu Beslenme Sistemleri Bilim Uzmanlığı” aldı.

    Türkiye Diyetisyenler Derneği, Obezite Derneği ile Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği ve Yeni Çınar Lions Kulübü’ne üye olan Köse, hem bireysel hem de kurumsal anlamda beslenme danışmanlığı ve eğitimi çalışmalarını 2004’ten beri kurucusu olduğu Etik Diyet Danışmanlık’ta sürdürmektedir. Uzman Diyetisyen Turgay Köse fuar, kongre, seminer, internet TV, radyo ve televizyon programlarında konuşmacı; çeşitli gazete, dergi ve web sayfalarında köşe yazarı olarak yer almaktadır. Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse’nin beslenme alanındaki ilk kitabı “Beslenme ve Diyetetik” Ekim – 2007’de piyasaya çıkmıştır.