Etiket: portakal

  • Portakal ve Biberiye Yağı Peeling Nasıl Yapılır? Cilde 8 Faydası

    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling Nasıl Yapılır? Cilde 8 Faydası

    Portakal ve biberiye yağı peeling cilt bakım kremi tarifi. Doğal malzemelerle etkili cilt bakımı nasıl yapılır ve cilde faydalarını öğrenin.

    Cilt sağlığına önem verenler için doğal ve etkili bir seçenek arıyorsanız, portakal ve biberiye yağlı peeling etkili cilt bakım kremi tam da ihtiyacınız olan ürün olabilir. Bu özgün tarife sahip krem, cildi derinlemesine temizlerken aynı zamanda besler ve yeniler. Doğal içeriklerle hazırlanan bu kremi evinizde kolayca yapabilir ve cildinizin ihtiyacı olan bakımı sağlayabilirsiniz. İşte, portakal ve biberiye yağı peeling cilt bakım kremi tarifinin adımları ve malzemeleri…

    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling Cilt Bakım Kremi Nasıl Yapılır?

    Cilt bakımı, güzellik rutinimizin vazgeçilmez bir parçasıdır. Doğal ve etkili bir cilt bakım ürünü arıyorsanız, portakal ve biberiye yağlı peeling cilt bakım kremi tam da aradığınız şey olabilir. Bu doğal krem, cildinizi derinlemesine temizler, besler ve yeniler. Bu makalede, kendi evinizde kolayca hazırlayabileceğiniz bu etkili cilt bakım kremi tarifini bulacaksınız.

    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling
    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling

    Malzemeler:

    • 1 adet taze portakal kabuğu rendesi
    • 2 yemek kaşığı doğal biberiye yağı
    • 3 yemek kaşığı hindistancevizi yağı
    • 1 yemek kaşığı bal
    • 1 çay bardağı toz şeker

    Yapılışı:

    1. Portakal Kabuğu Hazırlığı: İlk olarak, bir portakalın kabuğunu rendeleyin. Rendelenmiş kabuğu bir kaseye alın.
    2. Yağ Karışımı Hazırlığı: Bir başka kasede, biberiye yağı ve hindistancevizi yağını karıştırın. Bu karışıma rendelenmiş portakal kabuğunu ekleyin ve iyice karıştırın.
    3. Bal ve Şeker Eklemek: Karışıma balı ve toz şekeri ekleyin. Malzemelerin homojen bir şekilde karışması için iyice karıştırın.
    4. Kavanoza Dökme: Hazırladığınız karışımı bir cam kavanoza dökün. Kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
    5. Kullanım: Bu doğal cilt bakım kremi, temiz cilde uygulanmalıdır. Parmak uçlarınızla nazikçe masaj yaparak cilde uygulayın. Yaklaşık 5 dakika boyunca ciltte dairesel hareketlerle masaj yapın.
    6. Yıkama: Peeling işlemi tamamlandığında ılık suyla yüzünüzü yıkayın. Cildinizi nazikçe kurulayın.

    Bu portakal ve biberiye yağı peeling etkili cilt bakım kremi, cildinizi derinlemesine temizlerken aynı zamanda besler. Düzenli kullanımda cildinizin daha canlı, pürüzsüz ve sağlıklı görünmesine yardımcı olacaktır.

    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling Cilde Faydaları Nelerdir?

    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling Cilde Faydaları
    Portakal ve Biberiye Yağı Peeling Cilde Faydaları

    Portakal ve biberiye yağı peeling, cilde bir dizi fayda sunar. İşte bu doğal peelingin cilde sağladığı bazı önemli faydalar:

    1. Ölü Deri Hücrelerini Temizler: Portakal ve biberiye yağlı peeling, cilt yüzeyinde biriken ölü deri hücrelerini nazikçe temizler. Bu sayede cilt daha canlı ve parlak bir görünüm kazanır.
    2. Cildi Besler: Peeling içinde bulunan doğal yağlar cildi besler ve yumuşatır. Biberiye yağı, antioksidan özellikleri ile cildin serbest radikallerden korunmasına yardımcı olur.
    3. Cilt Tonunu Dengeler: Portakal ve biberiye yağları, cilt tonunu dengeleyerek mat ve cansız bir görünümden kurtulmanıza yardımcı olur.
    4. Kılcal Damarları Güçlendirir: Portakal kabuğu, ciltteki kılcal damarları güçlendirebilir, böylece ciltteki kızarıklıkları azaltabilir.
    5. Yağ Dengelemesi Sağlar: Bu peeling, ciltteki aşırı yağı dengelemeye yardımcı olabilir. Yağlı cilde sahip olanlar için de etkili bir bakım seçeneğidir.
    6. Stresten Arındırır: Portakalın ferahlatıcı kokusu, stresi azaltıcı etki yapabilir ve ruhsal dengeyi sağlamaya yardımcı olabilir.
    7. Akne ve Sivilceyi Azaltabilir: Biberiye yağı, antibakteriyel özelliklere sahiptir ve ciltteki bakterileri öldürebilir. Bu, akne ve sivilce oluşumunu azaltabilir.
    8. Anti-aging Etki Sunar: Cildi besleyip yenileyen bu peeling, yaşlanma belirtilerini azaltabilir ve cildin genç görünmesine yardımcı olabilir.

    Not: Herhangi bir alerjiniz veya hassasiyetiniz varsa, bu malzemeleri kullanmadan önce bir uzmana danışmanız önemlidir.

    Doğal cilt bakımının en etkili yollarından biri olan bu kremi evinizde kolayca hazırlayabilirsiniz. Cildiniz için en iyi sonuçları almak için düzenli olarak kullanmayı unutmayın. Sağlıklı ve parlak bir cilt için doğal ürünler her zaman en iyisidir.

    Biberiye Yağının Cilde Faydaları ve 4 Adımda Nasıl Kullanılır?

  • Hamilelikte Portakal Yemek Faydalı Mı? Zararlı Mı?

    Hamilelikte Portakal Yemek Faydalı Mı? Zararlı Mı?

    Hamilelikte portakal yemek güvenli mi, gebelikte portakal yemek zararlı mı, portakalın hamilelere ve bebeğe faydaları nelerdir diye merak ediyorsanız aradığınız makale burada…

    Hamile Kadın Portakal Yiyebilir Mi?

    Portakal kesinlikle hamilelik diyetinize dahil edilecek en iyi meyvelerden biridir. Maksimum faydayı elde etmek için meyvenin tamamını yemelisiniz.

    Çiğ portakal yemeyi sevmiyorsanız taze sıkılmış portakal suyu da içebilirsiniz. Ancak, hazır portakal sularından veya sokakta satılan portakal sularını içmemelisiniz. Maksimum fayda sağlamak için meyvenin tamamını yiyin veya evde hazırlanmış portakal suyunu için.

    hamilelikte portakal yemek
    hamilelikte portakal yemek

    Hamilelikte Portakal Yemek Faydaları

    Portakal C vitamini , demir, çinko ve folik asit bakımından zengindir. Hamilelik sırasında portakal yemek bağışıklık fonksiyonunuzu iyileştirebilir, beyin gelişimini güçlendirebilir ve ayrıca cilt tonuna fayda sağlayabilir.

    Gebeliğin ilk üç ayında portakal tüketimi, fetüsün beyninin gelişimine yardımcı olduğu için şiddetle tavsiye edilir. Hamilelikte portakal yemenin sağlığa faydalarından bazıları şunlardır;

    Bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.

    Portakal, kadının ve bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirebilen C vitamini bakımından zengindir. Portakal ayrıca bağışıklık sistemi için hayati önem taşıyan demir ve çinko salgılar. Portakal yemek, hamileyken alerji riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca bebeklerde kıkırdak, doku, kan damarları ve kemiklerin gelişimini destekleyebilir.

    Bebeğin beyninin gelişmesine yardımcı olabilir.

    Portakal, iyi bir B6 vitamini ve folik asit kaynağıdır. Hamileyken portakal yemek, bebeğinizin beynini geliştirmeye yardımcı olur ve bir bebekte beyin ve omurilik anormalliklerine neden olduğu bilinen nöral tüp kusurlarını önler.

    Portakaldaki folat içeriği, kan hücrelerinin oluşumuna, yeni dokuların büyümesine ve sağlıklı bir plasentanın gelişmesine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, fazla folat alımı bir bebekte yüksek doğum ağırlığına neden olabilir.

    Kan basıncı seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olabilir.

    Portakaldaki yüksek potasyum içeriği, hamile kadınlarda kan basıncı seviyelerini düzenlemeye ve hipertansiyondan kurtulmaya yardımcı olabilir.

    Günlük sıvı alımını dengeler.

    Portakal, günlük sıvı alımına katkıda bulunmanın yanı sıra vücuttaki sıvı seviyelerinin dengesini korumak için sodyum ve potasyum sağlar. Portakal %88 su içeriği ile vücuttaki su dengesine ve hidrasyona yardımcı olur.

    Cildinize fayda sağlar.

    Portakallar güçlü antioksidanlardır; Onları yemek, cildi gergin ve sıkı tutan ve sivilceyi önlemek için yeterli nem sağlayan yatıştırıcı bir etkiye sahip olabilir.

    Hamileyken Kaç Portakal Yiyebilirsiniz?

    Hamile kadınlar için günlük 85 miligram C Vitamini dozu önerilir. Bu gereksinim, günde üç portakal veya C Vitamini açısından zengin diğer yiyecekler tüketilerek karşılanabilir. Ancak, diğer yiyeceklerle birlikte portakal yerseniz, gün içinde tükettiğiniz diğer yiyeceklerde bulunan C vitamini miktarını da göz önünde bulundurduğunuzdan emin olun. Portakal asiditeye neden olabileceğinden günlük alımınızın önerilen miktarı aşmaması gerektiğini unutmayın.

    C Vitamini açısından zengin diğer yiyecekleri yerseniz, portakalları az miktarlarda tükettiğinizden emin olun. Diyetinize dahil edilecek portakal sayısı konusunda doktorunuza danışın.

    Gebelikte Portakal Tüketmek İçin En İyi Zaman Nedir?

    Portakal, günün her saati aç karnına bile tüketilebilir. Bunları diyetinize ne zaman ve nasıl dahil edeceğiniz konusunda herhangi bir kısıtlama yoktur. Hamilelik diyetinizde zamanlamayı ve günde kaç tane tüketmeniz gerektiğini mutlaka doktorunuza danışın.

    hamilelikte portakal suyu içmek
    hamilelikte portakal suyu içmek

    Hamilelikte Portakal Suyu İçmenin Faydaları

    Herhangi bir katkı maddesi ve koruyucu içermeyen pastörize portakal suyu, günlük hamilelik diyetine dahil etmek için harika bir seçenektir. Günde en fazla iki bardak portakal suyu içebilirsiniz.

    Portakal suyu A, B, C, D ve E vitaminleri içeren harika bir potasyum kaynağıdır. Zengin bir kalsiyum kaynağı olan pastörize portakal suyu kemiklerinizi güçlendirmeye yardımcı olabilir.

    Portakal suyu kalorisi 100 gramda 60 kcal’dir. Orta boy 2-3 portakaldan 1 su bardağı portakal çıkar. Ortalama 120 kalori içermektedir.

    Laktoz intoleransınız varsa, süt için iyi bir alternatif olduğu ve sabah bulantılarının iyileşmesine yardımcı olabileceği için hamilelikte portakal suyu içebilirsiniz. Ayrıca taze portakalların suyunu sıkıp taze bir içeceğin tadını çıkarabilirsiniz. Ancak glikoz seviyenizi artırabileceğinden çok fazla şeker eklememeye çalışın.

    gebelikte portakal yemenin zararları
    hamilelikte portakal yemenin zararları

    Gebelikte Portakal Yemenin Yan Etkileri Var mı?

    Portakalların tadı lezzetlidir ve hamilelik sırasında birçok fayda sağlayabilir, ancak aşırı tüketildiğinde bazı istenmeyen komplikasyonlara yol açabilir. Hamilelikte portakal yemenin zararları şunlardır;

    • Yüksek sitrik asit içeriği boğaz ağrısına neden olabilir ve ayrıca diş minesini aşındırabilir.
    • Lif içeriği fazla tüketilirse karın kramplarına ve hareket kaybına neden olabilir .
    • Portakal doğası gereği asidik olduğundan, onları aşırı yemek, gastroözofageal reflü hastalığından (GERD) muzdarip hamile bir kadında mide ekşimesine neden olabilir.
    • Vücutta fazla C vitamini bulunması erken doğuma neden olabilir.

    Hamilelikte Ne Yenir Ne Yenmez İle İlgili Konular

    Hamilelikte Elma Yemenin Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Hamilelikte Greyfurt Yemenin Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Hamilelikte dondurma yemek zararlı mı? Tıklayın !

    Gebelikte Sirkeli Su İçilir Mi? Tıklayın !


    Hamilelikte Bebeği Güzelleştiren Yiyecekler Tıklayın !

  • Resimli Evde Mum Yapımı Tarifi

    Resimli Evde Mum Yapımı Tarifi

    Mumlar romantik akşamların vazgeçilmezidir. Peki doğal mum yapmak ister misiniz?
    Evde portakallı mum nasıl yapılır? tarifimiz bu konuda size yardımcı olacaktır. Portakallı muma bayılacaksınız!
    Dilerseniz bu doğal mum yapımı işini iyi öğrenip, satışa da geçebilirsiniz.

    evde_mum_yapimi (1)Benmari usülü parafini eritin.

    evde_mum_yapimi (2)

    evde_mum_yapimi (3)Portakal, lavanta gibi güzel kokulu esansiyel yağlardan biraz ekleyin ve bir tahta kaşık kullanarak erimiş parafinin içine karıştırın.

    evde_mum_yapimi (4)Düz bir yüzeye kalıbı koyun.

    evde_mum_yapimi (5)Dikkatlice erittiğiniz parafini içine dökün. Hava kabarcıklarının oluşmasını mumda kötü bir görüntü oluşturmasını önlemek için yavaş dökmek önemlidir.

    evde_mum_yapimi (6)Bir köşeye bırakın, hafif yumuşadıklarında içine fitilleri yerleştirin.
    Sertleştiğinde kalıplardan çıkarıp dekoratif süs olarak kullanın.

    evde_mum_yapimi (7)

    İşte hepsi bu kadar!

    portakalli_mumPortakallı mum tarifi için ise
    Portakalı 2’ye kesin.
    İçin kaşık yardımıyla oyun, yalnızca içinde beyaz kısmı kalsın, o fitilimiz olacak.
    Daha sonra portakalın için evde kullandığımız zeytinyağı, sıvıyağ gibi yağı döküyoruz. Veya evde bulunan mumu benmari ısıtıp içine döküyoruz
    Fitili yakıyoruz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

     

  • Portakal Jöleli Tatlı Tarifi

    Portakal Jöleli Tatlı Tarifi

    Kış aylarında portakal bol ve ucuzdur. Portakal jöleli tatlı tarifini deneyebilirsiniz.

    Malzemeler
    2 paket portakallı jelatin
    2 bardak kaynar su
    Yarım bardak soğuk su
    2 su bardağı krem şanti
    1 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi

    Yapılışı
    Bir kasede kaynar suyla jelatini karıştırın.
    2 dakika çözülene kadar karıştırın.
    İçine soğuk su ekleyin.
    Tüm malzemeyi içine folya sardığınız kare kek kalıbına koyun.
    Üzerine krem şantiyi de katıp, buzdolabına kaldırın.

    portakal_joleli_tatli_tarifi (1) portakal_joleli_tatli_tarifi (2) portakal_joleli_tatli_tarifi (3)YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Kış Meyveleri Ve Müthiş Faydaları

    Kış Meyveleri Ve Müthiş Faydaları

    Kış meyveleri Kasım ayından Şubat ayına kadar ağaçlarda biten meyvelerdir.  Kış meyvelerinin müthiş faydaları makalemiz sağlığınızı korumak için muhakkak tüketmeniz gereken meyvelerin özellikleri hakkında size bilgiler veriyor.

    portakal
    portakal

    Portakal
    Portakal ve limon soğuk ayların, sık tükettiğimiz vazgeçilmez meyveleri arasında yer almalıdır.
    Bu meyveler zengin C vitamini içerikleri ile hastalıklarla savaşır, sık hastalanmanızı önlerler.
    Özellikle kan portakalı tercih edilen meyvelerden olmalıdır.
    Portakal ve limonun faydaları saymakla bitmez, içerisindeki
    zengin antioksidan özleriyle yaşlanmayla mücadele ediyor, yüksek vitamin oranıyla
    dinç ve zinde olmasını sağlıyorlar.

    nar
    nar

    Nar
    Narın kabuğunu soymak tanelerini çıkarıp yemek biraz zahmetlidir.
    Fakat nar o kadar faydalı bir meyvedir ki tanelerini ayıklamaya uğraşmanıza değiyor!
    Yüksek demir içeriği ile kan yapıyor, böbrek ve karaciğeri temizliyor,
    kanserle savaşıyor ve daha pek çok özellik…

    Nar Ve Nar Suyunun Müthiş Faydaları İçin Tıklayınız

     

    hurma
    hurma

    Hurma
    Turuncu olan ve hafif ekşimsi bir tadı olan bu meyve tam bir vitamin deposudur.
    Diş etlerini güçlendirir, kalp hastalıklarını önler, ishali kesmeye yardımcı olur,
    ağız içi yaraları iyileştirir, bağışıklık sistemini güçlendirir.

    mandalina
    mandalina

    Mandalina
    A, B, B1, B2, B3 ve B6 vitaminleri içeren mandalina bağışıklığa dost meyvelerdendir.
    Kanı temizler, kötü koletrolü düşürmeye yardımcı olur,
    sinirleri yatıştırır, grip nezle gibi üst solunum yolu hastalıklarına şifadır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Tatilcileri bekleyen gizli tehlike: Havuz sistiti

    Tatilcileri bekleyen gizli tehlike: Havuz sistiti

    Sağlık için gerekli şartlara sahip olmayan havuzlar ve kimi zaman da deniz suyu idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Havuz enfeksiyonları arasında en sık rastlanan şikâyet ise ‘havuz sistiti’ olarak gösteriliyor.

    Medicana Samsun Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Gençbay tatilcilere önemli uyarılarda bulundu.

    Sistit nedir?
    Sistit; mesanenin (idrar kesesi) iltihaplanmasıdır. Anatomik olarak erkeklerden farklı olmalarından dolayı kadınlarda daha sık görülen sistit, ihmal edildiği takdirde kronikleşebilir ve üriner sistemde (mesane ve böbreklerde) kalıcı hasara neden olabilir.

    Bakteriyel sistitler genellikle 20-40 yaşları arasındaki genç kadınlarda daha sık görülür. Her 5 kadından biri, yaşamının herhangi bir döneminde en az bir kez sistit geçirmektedir. Kadınlarda sistitin daha fazla görülmesinin en sık sebebi üretranın daha kısa olmasıdır. Sistitin en sık görülen etkeni, vakaların yüzde 85’inden sorumlu olan Koli basilidir. Normalde bu bakteriler kalın bağırsakta bol miktarda bulunurlar. Bazı risk faktörlerinin varlığında bu bakteriler mesaneye ulaşarak sistite neden olurlar.

    Sistite neden olan risk faktörleri nelerdir?
    Kötü genital temizlik
    İdrar akımının engellendiği durumlar (üriner sistemde taş, tümör veya sonda gibi yabancı cisim bulunması)
    Nörolojik olarak mesanenin boşalamaması
    Şeker hastalığı
    Hamilelik
    Yaşlılık
    Düzensiz cinsel ilişki ( sistit yeni evlilerde daha sık görülür ki, buna ‘balayı sistiti’ denir )
    Menopoz dönemi
    Erkeklerde prostat ve üretra hastalıkları

    Sistitin belirtileri nelerdir?
    Dizüri (idrar yaparken yanma, sızı, ağrı)
    Pollaküri (sık idrara çıkma) ve az idrar yapma
    Acil idrar yapma hissi
    Tam boşalamama hissi
    Kötü kokulu ve bulanık idrar
    Disparoni (cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması)
    Kasıklarda ve göbek altında ağrı olması
    Hematüri (idrarda kan olması)

    Sistitin tanısı nasıl konur?
    Sistitin tanısında en önemli bulgu anamnezdir. Hastaların çoğunda yukarıda bahsedilen şikayetlerden birçoğu vardır. Bu şikayetlerle gelen bir hastaya ilk yapılacak tetkik, idrarın mikroskobik incelenmesidir. Sistitli bir hastanın idrarında alyuvarlar, akyuvarlar ve bakteriler görülmelidir. Enfeksiyona neden olan bakteriyi tanımlayabilmek için de idrar kültürü gerekebilir. Sistite sebep olan birincil bir hastalık düşünülüyorsa hastaya üriner ultrason, İVP (ilaçlı böbrek filmi) ve sistiskopi (ışıklı bir aletle mesaneye bakma işlemi) de yapılabilir. Sistit ve altta yatan neden tedavi edilmezse, kronikleşebilir ve hastayı zayıf ve bitkin bırakabilir.

    Sistit nasıl tedavi edilmelidir?
    Bakteriyel bir hastalık olduğundan dolayı tedavide antibiyotikler kullanılmalıdır. Kültür sonuçları çıkana kadar tedaviye gram negatif basillere etkili ilaçlarla başlanmalıdır. Daha sonra tedavi kültüre göre düzenlenmelidir.

    Sistitten korunmak için neler yapılmalıdır?
    Günlük su alımı en az 2 litre olmalıdır. Su, bakterilerin mesaneye tutunmasını engeller ve dışarı atılmasını sağlar.

    Kahve, koyu çay, alkol gibi içecekler ve acılı baharatlı yiyecekler en aza indirilmelidir. Bunların mesane üzerinde uyarıcı etkileri vardır.

    Mümkün olabildiği kadar sık idrara çıkılmalıdır. İdrarı tutmak mesanedeki bakterilerin mesane duvarına yapışmasını ve enfeksiyon oluşmasını kolaylaştırır.

    Tuvaletten sonraki temizlik doğru olmalıdır. Temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Böylece bakterileri idrar kanalına doğru taşımamış olursunuz. Sadece kağıtla silinmek yeterli değildir. Anal bölge mutlaka bol suyla yıkanmalıdır. Ancak aşırı hijyen takıntısı normal vajinal florayı bozabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

    Vajinal deodorant, parfümlü sabun, pudra kullanımı idrar kanalını tahriş edebileceğinden bu tür ürünler kullanılmamalıdır.

    İç çamaşırı tercihi doğru yapılmalıdır. Sıkı, dar pantolonlar ve naylonlu iç çamaşırları giymeyin. Bahsedilen giysiler genital bölgenin nemlilik oranını artırarak bakterilerin üremesini kolaylaştırır.

    Pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli ve her gün değiştirilmelidir.

    Cinsel ilişkiden sonraki erken dönemde idrara çıkılmalıdır. Bu durum bakterilerin yayılmasını önlemektedir.

    Menopoz sonrası dönemde östrojen kremleri kullanılmalıdır.

    Özellikle yaz aylarında havuz sistitine dikkat edilmelidir. Kalabalık ve kirli havuzlara girmekten kaçınılmalıdır.

  • Cilt Kuruluklarından Korunma Yolları

    Cilt Kuruluklarından Korunma Yolları

    Yaşa bağlı olmaksızın meydana gelen cilt kurulukları birçok nedenden dolayı oluşabilir. Ciltteki pullanma ve sıkıntı verici bir gerginlik hissine neden olan kuru ciltlerden kurtulmanın yollarını merak ediyorsanız işte aradığınız cevaplar…

    Kuru cilt; tüm vücudumuzu bir film tabakası şeklinde örten hücrelerden oluşan stratum korneum denilen tabakadaki suyun kaybı sonucu oluşur. Bu tabaka suyunu kaybedince esnekliğini kaybeder, çatlar ve pullanır.

    Stratum korneum su tutan maddeler içerir ve cildin daha cildin alt kısımlarından suyun sızmasını engeller. Hücreler ve yağdan oluşan bir film tabakası içeren stratum korneum tarafından su tutulur ve ciltten buharlaşması engellenir.

    Kuru, pullu cildi tetikleyen faktörler nelerdir?

    Kuru cilt herhangi bir yaşta ve bir çok nedenden dolayı oluşur. Kuru cilde neden olan koşullar:

    – Kuru hava, özellikle kış aylarındaki düşük nem,

    – Düşük nem bulunan yerler, özellikle merkezi ısıtmanın olduğu kapalı alanlar, ateşe veya ısıtıcı fanlara yakın oturma,

    – Rüzgara maruz kalma,

    – Sık yıkanma, duş alma ve yüzme, özellikle bol klorlu aşırı sıcak ve soğuk suda yüzme,

    – İdrar söktürücü ilaçlar,

    – Kalıtsal faktörler ve artan yaş ile sebum (yağ) gibi doğal nemlendiricilerin azalması,

    – Atopik egzama, sedef ve ihtiyosis gibi cilt hastalıkları,

    – Metabolik faktörler, tiroid bezinin yeterince çalışmaması veya aşırı kilo kaybı

    – Sabun, deterjan ve çözücülere maruz kalma.

    Ciltten su kaybı en sık hangi durumlarda olur?

    Ciltten su kaybını arttıran diğer önemli bir faktör, ciltten banyo esnasında kaybedilen sıvıdır. Sıcak su ile yıkanma ve sabunlar, ciltteki koruyucu yağ tabakasını azaltırlar. Banyoda azalan yağ eğer dışardan uygulanan bir nemlendirici ve yağ ile dengelenmezse; ciltten su kaybı artar ve banyodan sonraki bir saat içinde, cilt normalde olduğundan daha kuru bir hal alır. Deterjanlar ve çözücüler de benzer şekilde, cildin yağ tabakasını kaldırarak cildi kuruturlar.

    Cilt pullanması nasıl oluşur?

    Cilt pullanması stratum korneum dediğimiz cilt yüzeyinden hücrelerin gözle görülebilir şekilde ayrışması ile oluşur. Normal ciltte bu süreç gözle görülmez, çünkü hücreler tek tek dökülür. Pullu ciltte cilt hücreleri birbirlerinden ayrılamazlar ve bu da gözle görülebilen kepeklenmeye neden olur. Bu durum kuru ciltte herhangi bir nedenle gelişebilir; ayrıca seboreik egzama, sedef ve ihtiyosis hastalığında cilt hücrelerinin yapısı bozuktur ve birbirlerinden kolay kolay ayrılamazlar.

    Kuru ciltten korunmanın yolları nelerdir?

    Herhangi bir nedenle kuruluğa eğilim gösteren cildin, sabun ve su ile teması azaltılmalı ve nemlendiriciler kullanılmalıdır.

    Sıcak sudan ve aşırı su temasından kaçının. Sıcak su cildin doğal yağlarını ortadan kaldırır ve cildi kurutur.

    Banyo sıklığını azaltın. İki günde bir veya daha seyrek banyo yapın ve yıkanma sıklığınızı azaltmak için kirlenmemeye dikkat edin.

    Banyo ve duş süresini kısa tutun. Kısa bir duş ve banyo cildi nemlendirir, fakat cildi havlu ile ovuşturmak veya ciltten suyun buharlaşması deriyi kurutur. Bu nedenle banyo ve duş süresi uzatılmamalı ve ılık su ile yıkanılmalıdır.

    Duştan sonra cildinizi havlu ile ovuşturmayın. Bunun yerine cilde havlu ile hafifçe dokunarak kurulanılmalıdır.

    Hafif sabunlar kullanın. Sabunlar cildi kurutur. Hafif, fakat fazla yağ içeren sabunlar veya sabunsuz temizleyiciler (pH seviyesi cildinizin pH seviyesine uygun (5.5) dermokozmetikler) kullanılmalıdır. Bu arada sabun kullanımını da minimale indirilmelidir.

    Banyodan sonra cildiniz hemen nemlendirin. Banyodan sonra cilt halen nemli iken, nemlendirici losyon ve kremleri uygulayınız. Banyo sonrasında cildinizi tamamen kurularsanız, cildin doğal nemi de buharlaşarak deriden uzaklaşır. Nemlendirici losyon ve kremler, gün içinde ihtiyaç olduğunda kullanılmalıdır. Çok şiddetli kuruluk olduğunda laktik asit veya üreli nemlendiriciler kullanılmalıdır.

    Cilt kuruluğu cilt hastalıklarına neden olabilir mi?

    Bazı kişilerde cilt kuruluğu, dermatit (egzama) denen cilt hastalığına neden olabilir. Dermatit cildin inflamasyonuna verilen addır. Bu durum alt bacaklarda egzema craquele; gövde, kollar ve bacaklarda ise numular dermatite neden olur. Bazen de ciltten herhangi bir döküntü olmadan kaşıntı görülebilir. Bu duruma yaşlılığa bağlı kaşıntı veya kış kaşıntısı denir. Dermatit geliştiğinde dermatoloji uzmanları kortizon içeren kremleri reçete ederler. Kortizonlu kremler dermatit bulunan alanlara uygulanır. Dermatit iyileştiğinde uygulamaya son verilmeli, daha sonra dermatitin yenilenmesini engellemek amacıyla nemlendiriciler kullanılmalıdır.

    Cildin iyi nemlendirilmesi cilt kuruluğunu düzeltir, eğer cildiniz tüm kurallara uyulmasına rağmen iyileşmiyorsa dermatoloji uzmanına başvurunuz.

  • Selülitten kurtulmak için portakal ve balık yiyin

    Selülitten kurtulmak için portakal ve balık yiyin

    Kadınların kabusu portakal kabuğu, yani selüliti doğru beslenmeyle durdurabilirsiniz! İşe; diyetinize maydanoz, soğan, sarımsak, brokoli ve portakal gibi rahatça bulabileceğiniz besinleri ekleyerek başlayabilirsiniz

    Selülit nedenlerinden ilki hormonal durumdur. Kadınlarda yumurtalardan salgılanan folikül hormonun artışı ve bu hormonun dokularda su tutma özelliği selülite zemin hazırlar.

    ANNENİZDE VARSA KORKUN

    Diğer bir neden genetiktir, yani annesi selülitli olan bir kadının selülitli olması olağandır. Bir başka neden, dolaşım bozukluğudur. Selülit ve damar yetmezliği birbirine paralel gider. Yani selülit, damar yollarında oluşur ve damarları sarar, sıkar. Böylece kan dolaşımı zayıflar ve varisler meydana gelir. Ayrıca kabızlık, hipotiroid, doğum kontrol hapı kullanımı ve sinirsel gerginlikler de selülite yol açabilir.
    Daha çok kadınlarda uyluk, kalçalar, karın derisi yüzeyinde görülür. Sadece diyet tedavisi ya da sadece egzersizle çözülecek bir problem değildir, özel bir tedavi gerektirir.

    TEDAVİDE DİYET ÇOK ÖNEMLİ

    Selülit tedavisinde uygulanacak diyet tedavisi ile selülitleriniz azalmaz ancak selülit oluşumuna ve ilerlemesine karşı önlem ve destek olunabilir. Diyet tedavisi, selüliti yok etmek için uygulanacak özel tedavinin bir parçasıdır.

    Çok küçük ve uygulanması kolay olan önerilerle beslenme düzeninizde birkaç değişiklik yaparak selülitle savaşabilirsiniz. Örneğin; diyetinize maydanoz, soğan, sarımsak, brokoli ve portakal gibi rahatça bulabileceğiniz besinleri ekleyerek selülitle mücadele edebilirsiniz.

    Selülit diyetinde yağ depolarını boşaltan, zararlı toksinlerin vücuttan atılmasını sağlayan bir beslenme programı esas alınır. Ancak diyet ve egzersizin bir bütün olduğu unutulmamalıdır.

    UZAK DURULMASI GEREKEN GIDALAR

    Tuz: Vücutta su tutulmasına neden olur ve zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılmasını engeller.
    Alkol: Alkol vücutta direkt yağ olarak depolanır ve su kaybına neden olur.
    Rafine şeker: Cildi sıkılaştıran kolajen dokuyu yıkarak cildin sarkmasına neden olur.

    SAVAŞINIZA YARDIMCI OLACAK ETKİLİ BESİNLER

    Su: Bol su içmek, kan dolaşımının düzenlenmesini sağlar ve vücutta ödem oluşmasını engeller.
    Keten tohumu: İçerdiği östrojen ve omega 3 yağ asitleri nedeniyle selülit tedavisinde kullanılır. İçinde bulunan fitoöstrojenler; östrojen gibi davranır ancak östrojenin reseptörlerine bağlanmaz. Bu nedenle kolajen dokunun yıkılmasını önler. Omega 3 yağ asidi içeriğinden dolayı ise kan dolaşımını rahatlatır.

    İlgili konular ;
    Anti Selülit Diyeti
    Selülit diyeti
    Selülit’ten Kurtulma Yolları

  • Stresi hayatınızdan söküp atın: Stress Relief Treatment Oil

    Stresi hayatınızdan söküp atın: Stress Relief Treatment Oil | 1Dermalogica’nın cilt nemlendirici aromatik vücut bakım yağı Stress Relief Treatment Oil özel formülüyle stresi azaltmaya yardımcı oluyor ve vücudunuzu şımartıyor.

    Stress Relief Treatment Oil masaj yağı olarak, banyo suyuna ya da günlük vücut nemlendiricisinin içine katılarak kullanılabiliyor.

    Günlük hayatın yoğunluğu ve koşturması içinde kendinize nefes alabileceğiniz anlar yaratın.

    Aromatik vücut bakım yağı Stress Relief Treatment Oil bedeni ve ruhu rahatlatmaya yardımcı etkisi kanıtlanmış Patchouli, Sandalağacı, Misk Adaçayı, Lavanta ve Ylang–Ylang içerikleri ile stresi ve yorgunluğu vücudunuzdan söküp atıyor.

    Stress Relief Treatment Oil tüm diğer Dermalogica ürünleri gibi parfüm içermiyor. Stres giderici özel kokusu tümüyle aromatik içeriklerinden kaynaklanıyor.

    Suda çözülebilen Stress Relief Treatment Oil bakım yağı, organik silikonlar, sandal ağacı, lavanta, portakal ve adaçayı kombinasyonu ile cildi yumuşatıyor ve rahatlatıyor.

    Aromaterapi vücut bakım kremi olarak tüm vücuda uygulanabilen Stress Relief Treatment Oil, kişiselleştirilmiş rahatlatıcı etki için arzu edildiğinde banyo suyuna ya da vücut bakım kremine katılarak da kullanılabiliyor.

    KDV Dahil Fiyatı: 80,00 TL

  • Kızılcık C vitamini deposu

    Kızılcıktaki C vitamininin portakalın iki katı olduğu ve bu nedenle kızılcığın hücreleri kansere karşı koruduğu tespit edildi.

    Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli, yaptığı açıklamada, kızılcıkla ilgili Çukurova Üniversitesi, Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ve Atatürk Üniversitesinin ortak bir araştırma yürüttüğünü, bu çalışma sonunda kızılcık meyvesinin antioksidan özelliğinin çok yüksek olduğunun tespit edildiğini söyledi.

    Ercişli, şöyle konuştu:
    Kansere karşı antioksidan özelliği, koruyucu özellik demek. Hücreleri kansere karşı koruyor. Bizim çalışmamız bunu kanıtladı. Yalnız kızılcık tipleri arasında bariz fark çıktı. Çok koyu renkte olan kızılcıkların antioksidan içeriği daha yüksek olarak tespit edildi. Kızılcığın ortalama C vitamini 100-120 miligram civarında. Bu portakalın ortalama iki katı olarak kabul ediliyor. Portakalda biz bunu ortalama 50-60 miligram olarak tespit ediyoruz. C vitamini yönünden oldukça yüksek. Antioksidan özelliği de C vitamininden kaynaklanıyor.

    Araştırmanın, Avrupa’da prestijli gıda dergilerinden birinde yayımlandığını anlatan Ercişli, ”Kızılcıkta Türkiye, özel bir konuma sahip. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki gibi geniş bir kızılcık popülasyonu yok” dedi.

    ”GENETİK KAYNAKLARI MALATYA’DA”

    Kızılcık genetik kaynaklarının da Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsünde bulunduğuna dikkati çeken Ercişli, şunları kaydetti:

    Dünyada ikinci kızılcık genetik kaynakları bir tek Ukrayna Yalta’da var. Başka yerde yok. Ukrayna’daki türler de açık renkli kalıyor. Diğer ülkelerde kızılcık türü yok. Malatya’da 60’ın üzerinde tip var. Çeşit demiyoruz. Daha tescil edilmedi. Biz, çalışmamızda 30 tanesini kullandık.

    NtvmsnbcLogoSmall