Etiket: polikistik over sendromu

  • 9 En İyi PKOS Beslenme Stratejisi

    9 En İyi PKOS Beslenme Stratejisi

    9 En İyi PKOS Beslenme Stratejisi: 1. Taze gıdalar 2. Tam tahıllar 3. Omega-3 balıkları 4. Su 5. Küçük porsiyonlar 6. Sağlıklı yağlar 7. Lifli gıdalar 8. Düşük sodyum 9. Soya proteini. Semptomları hafifletir, genel sağlığı destekler

    Polikistik Over Sendromu (PKOS), doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık onda birini etkileyen bir endokrin bozukluğudur. Genel sağlık, görünüm ve doğurganlık üzerinde etkileri olabilir. PKOS, hormonal dengesizlik nedeniyle yumurtlamayı, adet döngüsünü ve gebe kalma yeteneğini etkiler. Ayrıca, metabolik bozukluklarla ilişkilidir, kilo alımına ve insülin direncine yol açabilir.

    PKOS’un belirtileri genellikle yavaş başlar ve yağlı cilt, kilo artışı, saç incelmesi, düzensiz adet dönemleri ve hatta depresyon içerebilir. Eğer PKOS şüphesi varsa, özellikle hamilelik konusunda sorun yaşanıyorsa, bir doktora danışmak önemlidir.

    PKOS Beslenme Stratejisi

    PKOS tedavisi için düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü temel stratejilerdir. Bu tedaviler sadece semptomları azaltmakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadeli sağlık sorunlarını da önleyebilir. Uzmanlar arasında en uygun diyet konusunda bir görüş birliği olmasa da, genel olarak sağlıklı beslenmenin semptom yönetiminin temel olduğu konusunda bir uzlaşma vardır. İşte PKOS’u beslenme ile tedavi etmek için uygulayabileceğiniz 9 strateji:

    PKOS Beslenme Stratejisi
    PKOS Beslenme Stratejisi

    Taze ve Az İşlenmiş Gıdaları Tercih Edin

    Meyve, sebze, süt ürünleri, fındık ve tohumlar gibi az işlenmiş ve taze gıdalara odaklanın. Renkli, çıtır ve protein açısından zengin güç kaseleri, temiz beslenmenin lezzetli bir yoludur.

    Tam Tahılları Tercih Edin

    Tam buğday ürünleri, bulgur, yulaf ezmesi, kahverengi pirinç gibi tam tahılları tercih edin. Amarant, karabuğday, kinoa gibi daha az bilinen tam tahılları da deneyebilirsiniz.

    Sık Sık Su İçin

    Vücudunuzu iyi nemlendirmek için su içmeye özen gösterin. Limon veya misket limonu ekleyerek suyu daha çekici hale getirebilir veya karbonatlı su seçebilirsiniz. Meyve suları, enerji içecekleri ve soda gibi şekerli içeceklerden kaçının.

    Daha Sık, Daha Küçük Porsiyonlar Tüketin

    Günde üç büyük öğün yerine üç ila beş saat arayla küçük öğünler veya atıştırmalıklar tüketmeyi deneyin. Her öğüne az yağlı protein veya sebze eklemeyi hedefleyin.

    Hidrojene ve Trans Yağlardan Kaçının

    Hidrojene ve trans yağları sınırlayın, çünkü bu yağlar kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Gıda etiketlerini kontrol ederek sağlıklı seçimler yapmaya çalışın.

    Haftada İki Kez Yağlı Balık Tüketin

    Omega-3 yağları açısından zengin somon, sardalye ve ringa balığı gibi yağlı balıkları haftada iki kez tüketmeyi hedefleyin. Alternatif olarak, keten tohumu gibi bitkisel kaynaklardan da omega-3 alabilirsiniz.

    Lif İçeren Gıdalara Odaklanın

    Tam tahıllar, meyve ve sebzelerle günlük en az 25 gram lif tüketmeye çalışın.

    Sodyumu Sınırlayın

    Günde 2.300 miligramdan fazla sodyum tüketmemeye çalışın. İşlenmiş gıdalardan ve restoran yemeklerinden kaçının.

    Soya Proteinini Tercih Edin

    Soya proteini, metabolik ve kardiyovasküler sağlığı iyileştirebileceği için PKOS’lu kişiler için faydalı olabilir. Tofu, tempeh, edamame gibi soya protein kaynaklarını deneyebilirsiniz.

    Bu stratejiler, PKOS semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir ve genel sağlığınızı destekleyebilir. Ancak, bireysel ihtiyaçlarınıza ve sağlık durumunuza uygun bir diyet planı için bir sağlık profesyoneliyle görüşmek önemlidir.

  • PCOS Hastalarına Özel Diyet Rehberi 2024 – Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet

    PCOS Hastalarına Özel Diyet Rehberi 2024 – Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet

    PCOS hastalarına özel diyet rehberi 2024: Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet ile sağlıklı beslenme ve semptom yönetimi. Detaylar burada!

    Eğer PCOS’unuz varsa, 2024 yılında uygulamanız gereken diyetleri keşfetmek isteyebilirsiniz. Aşağıda, 2023 yılında PCOS hastalarına yönelik oldukça araştırılan ve 2024 yılında denenmesi tavsiye edilen diyet trendleri bulunmaktadır.

    PCOS Hastalarına Özel Diyet Rehberi 2024 – Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet

    Günümüzde birçok kadın, Polikistik Over Sendromu’ndan (PCOS) muzdarip olabilmektedir. Bu durum, yumurtalıklarda küçük kistlerin oluşmasına neden olan ve genellikle kadınlarda az miktarda bulunan erkek cinsiyet hormonlarından anormal derecede fazla üretimle karakterizedir.

    PCOS, hormonal dengesizliklere yol açabilir, adet düzenini bozabilir, yüzde istenmeyen tüylerin çıkmasına sebep olabilir ve kilo kontrolünü ve doğurganlığı etkileyebilir.

    Birçok uzman, sağlıklı bir diyet ve uygun yaşam tarzının polikistik over sendromu‘nu yönetmede önemli bir rol oynayabileceğine inanmaktadır.

    2023 yılında PCOS için popüler olan ve 2024 yılında da geçerli olması beklenen diyet trendlerini öğrenmek için aşağıdaki bilgileri inceleyebilirsiniz.

    Hormonal denge ve sağlıklı kilo kontrolü için PCOS hastalarına özel 2024 diyet rehberi. Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet ile tanışın!
    Hormonal denge ve sağlıklı kilo kontrolü için PCOS hastalarına özel diyet rehberi. Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet ile tanışın!

    Düşük Glisemik İndeks (GI) Diyeti

    Düşük Glisemik İndeks (GI) Diyeti PKOS hastaları için önemlidir çünkü kiloyu korumak ve insülin direncini azaltmak bu durumda kritik bir rol oynar. İşte bu diyetle ilgili önemli bilgiler:

    Düşük GI Diyetinin Önemi:

    • PKOS mağdurları için kilo kontrolü ve insülin direncini düşürme önemlidir.
    • Düşük GI diyeti, kan şekerini yönetmeye yardımcı olabilir.

    GI Nedir?:

    • Glisemik İndeks Diyeti, yiyeceklerin kan şekerini yükseltme hızını ölçer.
    • Ekmek, işlenmiş gıdalar ve şeker gibi yüksek GI’ye sahip besinler, kan şekerini hızla artırabilir.

    Düşük GI Diyeti Kuralları:

    • Düşük GI diyeti uygulandığında, yüksek GI’ye sahip besinleri tüketmemek önemlidir.
    • Yumurta, yeşil sebzeler, meyveler ve az süt içeren besinler bu diyette yer almalıdır.

    Glisemik İndeks ve Sindirim:

    • Bir besinin glisemik indeksi ne kadar düşükse, kan şekerine etkisi o kadar az olur.
    • Sindirimi daha uzun süren besinlerin kan şekerine hemen bir etkisi olmaz.

    Diyete Eklenmesi Gerekenler:

    • Yeşil çay, antioksidanlar bakımından zengindir ve düşük kalorili olması nedeniyle kilo kaybını destekleyebilir.
    • Bakliyat, elma, çilek, kayısı ve erik gibi meyveler de düşük GI diyetine dahil edilebilir.

    Bu diyet, temel besin maddelerini vücuda sağlayarak kilo kaybına odaklanır ve PKOS semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir.

    Forum: Polikistik Over Sendromu Ve Diyet Tıklayın!

    Antiinflamatuar Diyet

    Antiinflamatuar Diyet Hakkında Bilgiler:

    Bitki Bazlı Gıdalar:

    • Anti-inflamatuar diyet, özellikle bitki bazlı gıdaları içerir.
    • Bu gıdalar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve iltihaplanmayı azaltabilir.

    Omega-3 ve Protein Kaynakları:

    • Omega-3 açısından zengin gıdalar, kuruyemişler, tohumlar, balık ve yağsız proteinler, anti-inflamatuar diyetin önemli bir parçasıdır.

    Uzak Durulması Gereken Gıdalar:

    • Anti-inflamatuar diyet uygulayanlar, alkolden ve işlenmiş gıdalardan kaçınmalıdır.
    • Beyaz ekmek, işlenmiş yiyecekler ve kızarmış yiyecekler gibi gıdaların tüketimi yasaklanmıştır.

    Obezite ve İltihaplanma:

    • Bu diyet, obeziteyi artırıcı, iltihaplanmayı etkileyici ve PCOS semptomlarını kötüleştirebilecek gıdalardan kaçınmayı içerir.

    Serbest Radikallerle Mücadele:

    • Antiinflamatuar diyet, vücuttaki hücrelere zarar veren serbest radikalleri uzaklaştırmaya yardımcı olur.

    Bu diyet, sağlıklı beslenmeyi vurgular ve özellikle anti-inflamatuar özelliklere sahip gıdaların tüketilmesini önerir. Bu sayede bağışıklık sistemi desteklenir ve vücuttaki iltihaplanma azaltılarak sağlıklı bir yaşam tarzına katkıda bulunabilir.

    2024 Diyet Trendleri: Daha Sağlıklı Bir Yaşam İçin Önerilen Değişiklikler

  • Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir? Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur?

    Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir? Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur?

    Adet gecikmesinin nedenleri nelerdir? Doğum kontrol hapları adet gecikmesine neden olur mu? Adet gecikmesi kaç gün sürer? Erken menopoza giren kadınlarda…

    Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir?

    Adet gecikmesinin nedenleri şunlardır:

    1. Kişinin stres döneminde yaşadığı durumlar beynin hipotalamus bölgesini etkilediği için ve bu bölge aynı zamanda adet dönemini düzenleyen bölge olduğu için; stres yaşayan kişilerde adet düzensizliği meydana gelir.
    2. Kişi kendisi için normal kabul edilen kilonun %10 altında ise bu durum vücudunun çalışma şeklini etkiler ve aynı zamanda yumurtlama dönemi üzerinde de olumsuz etki bırakır. Dolayısı ile düşük vücut ağırlığına sahip olan kişilerde ae meydana gelebilir.
    3. Fazla kilonun hormonal değişikliğe sebep olması sonucu bu kişilerde adet gecikmesi meydana gelebilir.
    4. Yumurtalıkların üzerinde bulunan kistlerin erkeklik hormonlarını daha fazla üretmesi yani kişinin polikistik over sendromu yaşaması sonucu adet düzensizliği meydana gelebilir.
    5. Doğum kontrol haplarının içerisinde östrojen ve progesteron hormonları bulunduğu için adet düzensizliğine neden olabilir.
    6. Kişinin herhangi bir kronik hastalığının olması adet düzensizliğine neden olabilir.
    7. Erken menopoza giren kadınlarda önce adet düzensizliği görülmeye başlar.
    8. Tiroid problemi olan kişilerde adet düzensizliği olabilir.

    Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur?

    Sağlıklı bir insanda normal bir menstrüel döngü; 21 ile 35 gün arasında bir sürede gerçekleşir ve bu kişiden kişiye göre değişebilir. Bu süreden sonra adet olan kişilerde adet gecikmesi olmuş demektir. Bir kadının senede 2-3 kere adet gecikmesi yaşaması durumu normal karşılanabilir. Ancak adet gecikmesi daha fazla yaşanıyor ise kişinin bu konuda yardım alması gereklidir.

    Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir? Adet Gecikmesi Kaç Gün Olur? | 1

    Adet Gecikmesi Durumunun Diğer Nedenleri Nelerdir?

    Adet gecikmesi durumunun diğer nedenleri şunlardır:

    • Cinsel açıdan aktif olan kadınlar, hamile kalmaları durumunda adet görmezler.
    • Doktorların neden olabileceği bazı hastalıklarda rahim ağzının tıkanması sonucu menstrual kan vücuttan dışarıya çıkamayabilir.

    Hızlı Adet Söktürücü Bitkiler Nelerdir? Doğal Adet Söktürücüler Tıklayın !

    Doğal Adet Geciktiriciler Tıklayın !

    Adet Düzenleyici Bitkiler Tıklayın !

    Gebelik (Hamilelik) Testi Tıklayın !

    İlaçsız Adet Geciktirme Bitkisel Yolları Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı?

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı?

    İlk tüp bebek tedavinize başlamaya hazırlanıyorsanız veya başarısız bir tüp bebek uygulamasından sonra yeniden bebek sahibi olmak için aynı yöntemi seçecekseniz, başarı yüzdesini artırmak için yapabileceğiniz birkaç değişiklik ve ipucu olduğunu bilmeniz gerekiyor. Peki sizce gerçekten fark yaratıyor mu? Biraz daha derine inelim ve tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmak için neler yapılmalı bir göz atalım.

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı?

    Sağlıklı Olduğunuzdan Emin Olun

    Genel sağlık durumunuz, başarılı bir embriyo transferi ve sağlıklı bir hamilelik şansını etkiler. Bu yüzden yapabileceğiniz en iyi şey sağlıklı bir yaşam sürdürmektir. Sigarayı bırakın, sağlıklı bir diyet yapın, ılımlı miktarda egzersiz yapın, varsa fazla kilonuzu vermeye çalışın ve daha fazla uyku uyuyun. Alkol almayın. Eğlence amaçlı uyuşturucuları unutun. Bu sıkıcı gelebilir, ancak bir aile kurma hedefiniz varsa, buna ulaşmanıza yardımcı olmak için hepsini yapmak zorundasınız.

    Kahve Tüketim Miktarını Sınırlandırın

    Yeni araştırmalar gösteriyor ki, kadınlar için günde beş fincandan fazla kahve içmek gebe kalma şansını olumsuz etkiliyor. Yani, işyerinde sıkıldıkça kahve içmekten vazgeçin ve her gün ne kadar kahve içtiğinizin farkında olun. Günde bir fincan (330 ml.) kahveden fazlasını tüketmeyin.

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı? | 2

    Yaşınız Bir Faktördür

    Tüp bebek yaptırmak için çok beklemeyin. Tüp bebek başarı oranları 35 yaşını geçtikçe azalır ve 40 yaşın üzerinde keskin bir şekilde düşüşe geçer. Bazı uzmanlar, 35 yaşını geçmiş 3 kadından 1’inin doğurganlık ile ilgili sorun yaşayacağını tahmin etmektedir. Çoğu kadın 40 yaşını doldurduktan sonra gebe kalmaya çalışmaktadır. 40 yaşın üzerindeyken, sağlıklı bir bebek sahibi olma ihtimalini artırmak için donör kullanmak isteyebilirsiniz.

    Akupunktur Yaptırabilirsiniz

    Akupunkturun stresi azalttığı gösterilmiştir. Biri akupunktur alanında ve diğeri de Endokrinolojik İnceleme Dergisi’nde yapılan iki yeni çalışma, tüp bebek yapıldığı gün akupunktur kullanıldığında yarar sağladığını gösterdi. Endokrinolojik İnceleme Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada, polikistik over sendromlu kadınların ve bilinen bir fertilite nedeni olmayan ancak infertilite sorunları yaşayan erkeklerin de akupunkturdan yararlandığı bulunmuştur.

    Sabırlı Olun

    Eğer 30 ya da 35 yaşın altındaysanız, zamanla barışabilirsiniz. Gebe kalmak için iki yıldan daha az bir süredir uğraşan 35 yaşın altındaki çiftlerin yaklaşık yarısı, % 30’un üzerinde gebelik oranına sahiptir. Erkeğin doğurganlık sorunları varsa veya sizi tüp bebek yapmak zorunda bırakan bir sorununuz yoksa, yaşınız sizin lehinize olacaktır. Doğurganlık eğrisinin ortasında olabilirsiniz. Bu yüzden, eğer ilk tüp bebek döngüsü işe yaramazsa pes etmeyin.

    Doğurganlık Tedavisi Hakkında Düşünmek

    Bir tüp bebek uzmanı arıyorsanız veya tüp bebek yöntemiyle ilgili bilgi almak istiyorsanız, internet üzerinden araştırma yapabilirsiniz. Eğer, internet üzerinden yaptığınız araştırmaların sonuçları sizi tatmin etmediyse, tercih ettiğiniz bir tüp bebek uzmanından randevu alarak; prosedür, riskleri ve ücretle ilgili bilgi alabilirsiniz. Sağlıklı bir yaşam sürdürdüğünüz müddetçe tüp bebekte başarı şansı artacaktır.

     

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Arttırıcı Yeni Yöntemler Tıklayın !

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır? Tıklayın !

    Tüp bebekte başarısız olunca ne yapılır? Tıklayın !

  • AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur?

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur?

    Anti-Müllerian Hormonu (AMH) Kadınlar yaşam boyunca yetebilecek, daha başından belirlenmiş yumurta miktarıyla doğarlar ve bu durum, yaşla birlikte hem nitelik hem de nicelik bakımından giderek azalır.

    Anti-Müllerian Hormonu (AMH) gelişmekte olan yumurta keselerinde (foliküller) hücreler tarafından salgılanan bir hormondur. Bir kadının kanındaki AMH düzeyi genellikle yumurtalık rezervinin net bir göstergesidir. AMH, adet döneminiz boyunca değişmez, bu nedenle kan örneği, ayın herhangi bir zamanında alınabilir, oral kontrasepsiyon kullanırken bile.

    AMH testi aşağıdaki durumlarda yararlıdır:

    • Altı aydan fazla süredir gebe kalmaya çalışan ve yumurtalık rezervinin yaşına uygun olup olmadığını kontrol etmek isteyen kişiler
    • Tüp bebek (IVF) ya da diğer doğurganlık tedavilerini düşünüyorsanız, düşük AMH seviyeleri tüp bebek başarısını düşürebilir.
    • Kemoterapi aldıysanız veya yumurtalık ameliyatı geçirdiyseniz ve gelecekteki doğurganlığınızı etkileyip etkilemediğini öğrenmek istiyorsanız
    • Yumurtalık tümörü olduğundan şüpheleniyorsunuz
    • Gelecekte bebek sahibi olmayı düşünüyor ve sadece mevcut durumu anlamak istiyorsunuz

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur? | 3

     

    AMH Seviyesi Düşük İse:

    AMH seviyesi düşükse, yumurta rezervi azalmıştır, doktorunuz sizi daha fazla açıklama yapmak için bir tüp bebek uzmanına yönlendirmeyi düşünebilir.

    AMH testi nedir?

    Yumurtalıklar tarafından üretilen Anti-Müllerian Hormonunu ölçen bir kan testidir. Kadının doğurganlık durumunun bir göstergesidir. AMH testi, doktor tarafında istenir ve bir uzman tarafından kan alınarak yapılır.

    AMH Testi Ne İçin Kullanılır?

    AMH genellikle yumurtalık rezervinin azaldığının en erken göstergesidir ve düşük AMH seviyeleri, diğer biyolojik göstergeler herhangi bir değişiklik göstermeye başlamadan önce bir problemi işaret edebilir. Anti-Müllerian Hormonu yumurtalık rezervine dair net bir görüntü verir ve bu sebeple, AMH testi yumurta dondurma yöntemine başvurmanız gerekip gerekmediğini ve bir kadının doğurganlık tedavilerine nasıl tepki vereceğini belirlemek için kullanılabilir.

    Eğer hormonal kontraseptif kullanıyorsanız AMH testi yaptırabilir misiniz?

    Bazı kontraseptif hormonlar, yumurtalık aktivitesini “kapatmak” için çalışır. AMH testi yapılabilmesine rağmen, sonuçları herhangi bir kesinlik ile yorumlamak zor olacaktır. En iyi tıbbi tavsiye, kontrasepsiyonu kesip, yumurtalıkların AMH testini kullanmadan önce “uyanmasına” izin verene kadar beklemektir.

    Bununla birlikte, farklı kadınlarda yumurtalık uyanmasının farklı zaman dilimlerinde gerçekleşebileceğini bilmelisiniz. Kadın yumurtalıklarının normal işlevine geri dönmesi 1 ila 10 ay arasında bir zaman alabilir. Bundan dolayı, aylardır kontrasepsiyon kullanmadığınız zaman, AMH testi yaptırmak en iyisidir.

    Herhangi bir tıbbi durum AMH seviyelerini etkiler mi?

    Polikistik over sendromlu (PCOS) kadınlarda daha yüksek sayıda folikül (yumurta) bulunur ve bu da daha yüksek bazal AMH seviyeleri ile sonuçlanır. AMH test sonuçlarınız yükselmişse, PCOS hastası olup olmadığınızı değerlendirmek için test yapılır. Bu, PCOS’un mevcut olup olmadığını netleştirmeye yardımcı olabilir. Bu durumda bir sonraki adım, gelecekte doğurganlığınızı en üst düzeye çıkarmaya yönelik tavsiyeler için uzman değerlendirmesi olabilir.

    Amh testi yaptıranlar için Tıklayın !

    Amh değeri düşük olanlar Tıklayın !

    AMH (Anti Mullerian Hormon) Hakkında Bilgisi Olanlar Tıklayın !

  • Maydanoz Suyu İle Polikistik Over Tedavisi

    Maydanoz Suyu İle Polikistik Over Tedavisi

    Polikistik over tedavisi amaçlı  maydanoz kürü ve adaçayı kürü hazırladık. Maydanoz suyu ile polikistik over tedavisi sağlayan kür hazırladık. Bu tarifler uygulanmış ve sonucu hemen hemen herkeste olumlu olmuştur. Yumurtalık kisti sorununuz varsa bu yazıyı mutlaka okuyun. Pcos ile mücadele edin.

    Maydanoz Suyu İle Polikstik Over Tedavisi

    Günümüzde bir çok kadının yaşadığı bir sağlık sorunu olan polikistik over yani çoklu yumurtalık kisti ergenlik yaşlarından itibaren ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır. Peki bu hastalık neden oluşur ve nasıl tedavi edilir.

    Polikistik Over Nedir?

    Santral sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak; üreme çağındaki kadınlarda en sık ortaya çıkan endokrin bozukluktur.

    Polikistik Over Neden oluşur?

    Temeli hormonel dengesizleridir.Büyük oranda genetik faktörlerdir.Polikistik over hastalarının bir çoğunda anne, teyze ve kızkardeşlerinde de aynı duruma rastlanır. Bu rahatsızlığın insülin direnci iile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Düzensiz beslenme de hastalığın ortaya çıkma ihtimalini arttırabilir.

    Polistik Over Belirtileri Nelerdir?

    Yumurtalıklarda küçük kistler,

    Adet düzensizliği,

    Adet görememe nedeniyle hamile kalamama,

    Erkek tipi saç dökülmesi

    Akne oluşumu,

    Aşırı kıllanma,

    Kaygı, depresyon,

    Rahim kanseri ve muhtemel meme kanseri riskinde artış,

    İnsülin artışı mevcut olan kadınlarda şeker hastalığı riskinde artış.

    Polikistik over problemlerinde yaşam tarzınıza oldukça dikkat etmeniz gerekir. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme alışkanlıklarını bırakmanız, kilo kontrolü sağlamanız gerekmektedir. Bu belirtiler varsa hemen bir kadın doğum uzmanına görünmelisiniz.

    Polikistik over tedavilerinde alternatif tıp oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Bu yöntemleren bazıları ise soğan suyu kürü bu küre de göz atmayı unutmayın. Maydanoz suyu ve adaçayı kürü ise diğer alternatiflerdir.

    Maydanoz Suyu İle Polikistik Over Tedavisi
    Maydanoz Suyu İle Polikistik Over Tedavisi

    Polikistik Over Maydanoz Kürü

    Ortalama yarım demet maydanoz,

    Kabuğu soyulmamış yarım limon,

    1 bardak su.

    Maydanuzu sirkeli su ile güzelce yıkayın. Kabuğu soyulmamış olan limonu smoothie makinasında güzelce öğütün. Bu şekilde suyunu içebilirsiniz.

    Evde smoothie makinanız yoksa bu malzemeleri kaynatın. Maydanozları ve limonu çok ince bir şekilde kıymalısınız. Bu sağlık içinde çok yararlı bir karışım olduğundan tansiyon gibi bir rahatsızlığınız yoksa 21 günlük kürden sonra arada tekrar edebilirsiniz.

    Maydanoz Suyu İle Polikistik Over Tedavisi | 4

    Adaçayı Kürü

    1 avuç kadar kimyasal ve koruyucu içermeyen adaçayı,

    1 yada 2 bardak su,

    1çay kaşığı kadar çörek otu.

    Bu malzemeleri bir kapta kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra 1-2 dakika demlenmesini bekleyin. Hergün taze hazırlayın. Bu kürü de 21 gün süreyle uygulayabilirsiniz.

    Alternatif tıptaki doğal çözümler elbette etkilidir. Fakat polikistik over ciddi bir rahatsızlıktır. Bu tariferi Doktorunuza danışarak uygulamanız gerekmektedir.

  • Soğan Suyu Kürü İle Polikistik Over Sendromu Tedavisi

    Soğan Suyu Kürü İle Polikistik Over Sendromu Tedavisi

    Soğan kürü ile polikistik over ! Günümüzde birçok kadının ortak sorunu olan anne olamama korkusu yaşatan yada başka hastalıklara davetiye çıkarabilen yumurtalık kistinin, soğan suyu kürü ile polikistik over sendromu tedavisinin nasıl yapılabileceği üzerine yazı hazırladık.

    Polikistik over sendromu; Üreme çağındaki kadınlarda görülen yumurtalıklarda oluşan çoklu kistlere verilen isimdir. Genellikle genetik olduğu söylenen hastalığın durumunda çevre şartları oldukça etkilidir. Aşırı kilo, stres, sağlıksız beslenme hastalığın ortaya çıkmasında etkilidir. Yazımızda polikistik over sendromu belirtileri ve bitkisel bir çözümü sizle paylaşmak istiyoruz. Konuyla alakalı sizden gelicek doğal çözüm önerileri de bekliyoruz :)

    Polikistik over belirtileri;

    Kısırlık ( Hamile kalmada zorlanma)

    Adet düzensizliği,

    Tüylenme artışı, saç dökülmesi ,akne,

    Rahim ve meme kanseri riskinde artış,

    İnsülin direnci ile şeker hastalığına yatkınlık,

    Soğan Suyu Kürü İle Polikistik Over Sendromu Tedavisi
    Soğan Suyu Kürü İle Polikistik Over Sendromu Tedavisi

    Soğan Suyu Kürü İle Polikistik Over Sendromu Tedavisi

    Bu gibi problemleriniz varsa doktorunuza danışın. Ancak evde kolayca uygulayabilceğiniz bir formül ile yumurtalık kistlerinizden kurtulabilirsniz.

    Size evde hazırlayabileceğiniz soğan küründen bahsetmek istiyoruz. Oldukça etkili olan soğan kürü bir çok kadının memnun kaldığı bir yöntemdir.

    Beyaz soğanı  kabuklarını soyarak 1 su bardağı su ile kaynatınız. Kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika daha devam ediniz. hazırladığınız Kürü ılık olarak tüketebilirsiniz. Soğan suyunun rahatsız edici bir kokusu olmayacaktır yinede rahatsız olduysanız içesine birkaç nane yaprağı ekleyebilirsiniz.

    Soğan kürünü günlük olarak hazırlamanız gerekmektedir. 14 gün boyunca uygulayabilirsiniz. 2 ayda bir tekrar edebileceğiniz bu kür çok işine yarayacaktır.

  • Adet kanamasının rengi nasıl olmalı?

    Adet kanamasının rengi nasıl olmalı?

    Adet kanamanızın rengi sağlığınız hakkında bazı ipuçları veriyor. Peki adet kanaması hangi renk olmalı?

    Pembemsiyse
    Östrojen seviyeniz düşük olabilir. Özellikle her zamankinden daha akışkansa. Östrojen seviyenizin düşük olması aşırı egzersizden kaynaklanıyor olabilir. Aşırı egzersiz yüzünden adet de görmeyebilirsiniz. Kadın atletlerde yumurtlamanın durması da yaygın görülüyor.
    Büyük bir sorun gibi görünmese de düşük östrojen seviyesi müdahale edilmediğinde kemik erimesi riskini arttırabilir. Böyle bu durumda acilen doktora gitmelisiniz.
    Pembemsi kanamanın diğer sebepleri arasında yetersiz beslenme, polikistik over sendromu, perimenopoz yer alıyor.
    Adet kanamasının rengi nasıl olmalı? | 5
    Fazla suluysa
    Beslenme bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir. Beyazımsı ve sulu bir kanama ciddi anemi semptomudur. Bu durum devam ediyorsa acilen doktora görünmelisiniz.
    Aynı şekilde çok fazla kanama olması da demir eksikliği belirtisi olabilir. 1 saat bile sürmeden pediniz dolup taşıyor, geceleri pedinizi değiştirmek için birkaç kez uyanıyorsunuz, yorgun ve sersem hissediyorsanız demir ölçümünüzü ihmal etmeyin.
    Koyu kahverengiyse
    Kanınız rahminizde fazla beklediği için olabilir. Ancak paniklemeyin. Nedeni tam olarak bilinmese de bazen kan bir süre bekledikten sonra yavaş yavaş geliyor. Oksitlemek için fazla zaman olduğundan rengi koyulaşıyor.
    Koyu reçel kıvamında ve büyük kan pıhtıları varsa
    Projesteron seviyeniz düşük, östrojen seviyeniz yüksek olabilir. Kan pıhtısı normaldir ancak büyük pıhtılar varsa ciddi bir hormonal dengesizlikten kaynaklanıyor olabilir. Süt ürünleri, soya ve şeker tüketimini azaltmak faydalı olabilir.

    Başka bir olasılık ise fibroidler. Genellikle iyi huylu olsalar da bazen ağrılıdır.

    Gri ve kırmızı karışımı
    Cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olabilir. Bu durumda kötü ve çürük bir koku hissedersiniz.
    Düşük yapan kadınlarda da bazen karaciğere benzer bir dokuda gri dokular gelebilir. Hamile olma veya düşük yapma ihtimaliniz var. İki durumda da doktora gitmelisiniz.
    Parlak bir kırmızıysa
    Adetiniz gayet düzenli ve sağlıklı. Herkesin normali farklıdır ancak genellikle kızılcığa benzer renkte parlak kırmızı kanama sağlıklıdır.
    Kaynak: Milliyet.com.tr / Pembenar
  • 20-30 yaş arası kadınlar dikkat

    20-30 yaş arası kadınlar dikkat

    Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. İsmet Yıldırım, özellikle 20-30 yaş arası kadınlar risk altında bulunduğu ‘polikistik over sendromu’ hakkında önemli bilgiler verdi…

    Polikistik over sendromunun kadınların yumurtalıklarında meydana gelen hormonal bozukluktan kaynaklanan kist oluşması durumu olduğunu ifade eden Op. Dr. İsmet Yıldırım,

    “Adet döngüsünde yaşanan sorunlarla daha çok ortaya çıkan yumurtlama problemleri ile tanı konulur. Stein-Leventhal sendromu olarak da adlandırılan bu rahatsızlık, kadınların ilk adet görmeleri ile birlikte girdikleri üreme çağında en sık olarak karşılaştıkları hastalıklardan bir tanesidir, hatta belki de en önemlisidir” diye konuştu.

    Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:
    “Polikistik over sendromu, kadınların yumurtalıklarından yumurtlama aşamasında atılamayan yumurtaların bulundukları yerde kalıp ufak kistler şeklinde etraflarında kese oluşturmalarıyla başlar.

    Adet kanaması yeni başlayan genç kızlarda ender olsa da 20 ile 30 yaş arasındaki genç kadınlarda yaygın olarak görülmektedir.”

    Polikistik over sendromunun nedenleri hakkında bilgi veren Yıldırım, “Nedenleri çok net bilinmemekle birlikte direkt olarak genetik olarak gelen bir rahatsızlık olarak suçlanmaktadır.

    Ancak bunun yanı sıra kötü beslenme alışkanlıkları ve egzersiz yapmama ile kilo alımı gibi dış faktörler de tetikleyici durumdadır.

    Kısaca sağlıklı yaşama ve sağlıklı beslenme kurallarına da uyulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

    Polikistik over sendromunu belirtileri nelerdir?
    Polikistik over sendromu belirtilerinin her kadına göre farklı şekillerde ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Yıldırım, bu nedenle kadınların adet görmeme, düzensiz adet döngüsü, adet döneminde az kanama ya da çok fazla miktarda kanama olması, kısırlık sorunu, hormonlarda düzensizlik, metabolik sorunlar (insülin direnci, tiroid bozuklukları), özellikle yüz ve göğüs bölgesinde aşırı tüylenme, kıllanma, ciltte akne ve sivilce sorunları yaşanması gibi belirtilere dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

    Yıldırım, “Polikistik over sendromunun teşhis edilebilmesi için öncelikle bu saydığımız belirtilerden hangisi ya da hangileri ile hastanın doktora başvurduğu önem taşır.

    Doktora başvurulduğu zaman yapılacak görüşmede hastanın tıbbi geçmişi dinlenmeli ve polikistik over sendromu ile ilişkilendirilebilecek durumlar not edilmelidir.

    Daha sonra gerekli kan tahlilleri ve hormonal testler istenecek, genç kızlar için ultrasonografik görüntüleme, evli kadınlar için vajinal ultrasonografik görüntüleme yapılacaktır.

    Teşhis konulması açısından en önemli testler, hormon seviyelerinin incelendiği kan tahlilleridir. Bu kan tahlillerinde hastanın östrojen, testosteron, progesteron hormon seviyeleri ile glikoz (kanda şeker), lipidler, prolaktin ve tiroid hormonlarına bakılır. Bunlar önemli sonuçlardır” dedi.

    Polikistik over sendromu nasıl tedavi edilir?
    Hastalığın tedavi süreci hakkında bilgi veren Yıldırım, “Gerekli testler ve tahliller yapıldıktan sonra eğer polikistik over sendromu teşhisi hastaya net olarak konulmuşsa hiç vakit kaybetmeden hemen en uygun tedaviye başlanması gerekir.

    Polikistik over sendromu tedavisi konusunda genellikle ağız yoluyla alınan haplar tercih edilmektedir.

    Bu haplar adetleri de düzenlemeye yarayan doğum kontrol hapları ve bunların adet düzenleyici olarak kullanılan farklı türevleridir.

    Hastada bulunan androjen üretimi bu ilaçlarla kontrol altına alınıp, adet döngüsünün tekrar düzene oturmasını sağlarlar. Doktorun tavsiye edeceği süre boyunca önerilen ilaçlar, düzenli olarak ve atlama yapılmadan kullanılmalıdır.

    Aynı zamanda bu tedavi sürecinde düzenli ve sağlıklı beslenmeye de dikkat edilmelidir. Egzersiz yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

    “Bazı polikistik over sendromu durumlarında yumurtalıklarda yer eden kistler, düzenli olarak kullanılan etkili ilaçlara rağmen, ortadan kalkmayacak kadar inatçı bir yapıda olabilir.

    Bu tip bir durumda yine doktor onayı ile cerrahi bir operasyon önerilir. Bu cerrahi operasyonda yumurtalıklara yapışmış olan kistler bulundukları yerlerden temizlenir.

    Oldukça basit bir cerrahi operasyondur. Yumurtalıkların kendilerini yenileme durumu söz konusu olduğu için ileride yumurtalık fonksiyonlarda herhangi bir sorun yaşanmaz. Ameliyat sonrasında da ilaçlarla takviye tedaviye devam edilir.”

    “Tedavide çok hızlı hareket edilmelidir”
    Polikistik over sendromunun doktor tarafından teşhis edilmesiyle birlikte hemen uygun ve etkili olacak tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım,

    “Biliyoruz ki hormon dengeleri kadınların vücudunda çok önemli roller üstlenmektedir. Bu hormonal dengelerin bozulması, birçok başka hastalığa neden olabilir.

    Bağışıklık sistemini dengesizleştirebilir. Bu nedenle yapılacak teşhisin ardından çok hızlı hareket edilmesi ve kesin tedavi önerileri ile hemen uygulamaya geçilmesi gerekir.

    Özellikle üreme çağındaki genç kızlar bu hastalığa en yatkın olan kişiler oldukları için bu konuya çok daha fazla özen göstermeliler.

    Adet konusunda yaşayacakları en ufak bozuklukta hemen konusunda uzman olan bir jinekoloğa başvurulmalıdır.

    Daha ileriki yaşlarda da kadınlarda maalesef en belirgin sonucu olan kısırlık ile karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle düzenli doktor kontrolleri ve doktorun tavsiye ve önerileri kesinlikle atlanmadan yerine getirilmelidir” diye konuştu.

    İHA

  • Yumurtalık kistlerine doğal çözüm

    Yumurtalık kistlerine doğal çözüm

    Kadınların korkulu rüyası yumurtalık kistlerine çözüm doğadan geldi. Uzmanlar, kan yapıcı özelliği ile bilinen siyah üzümün aynı zamanda yumurtalık kistlerine de çare olduğunu belirtti.

    Yumurtalık kistlerine doğal çözüm

    Takvim’de yer alan habere göre bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonucunda siyah üzüm tüketmenin; kadınlarda adet düzensizliği, kısırlık, düşük yapma gibi birçok soruna neden olan, yumurtalıklarda oluşan kistleri tedavi edici etkisi olduğu tespit edildi.

    Araştırmanın yürütücülerinden Yrd. Doç. Dr. Oytun Erbaş, Polikistik Over Sendromu‘nun (PKOS) en yaygın kadın hastalığı olduğunu ve yaptıkları araştırmalar sonucunda en fazla siyah üzümde bulunan “resveratrol” adlı bileşiğin bu hastalığı tedavi ettiğini belirtti.

    KİSTLER KAYBOLDU

    PKOS hastalığının kadınlar arasında yüzde 5 ila 10 oranında görüldüğünü vurgulayan Dr. Erbaş, şunları söyledi: “Yapılan deneylerde de resveratrol tedavisi ile yumurtalık kistleri kayboldu. Yumurtlama işlevi tekrar başladı…”