Etiket: partner

  • Burçların Korkuları

    Burçların Korkuları

    Akrep:
    Kin, tutku ve gücün simgesi Akrep burcu insanı, en çok gücünü ve iktidârını kaybetmekten korkuyor.

    Aslan:
    Yaratıcılığı ve etkileyiciliği ile bilinen Aslan burcu, oldukça sahiplenici ve kıskanç karaktere sahip. Bu burcun en büyük korkusu ise, çevresinde hiç kimsenin kalmaması.

    Balık:
    Hayâlci ve duyarlı olan Balık burcu, oldukça duygusal. Burcun en büyük korkusu, duygularını ifâde edememek.

    Başak:
    Çevresinde olup biten her şeyi eleştiren, yargılayan ve her şeyden düzen bekleyen Başak burcunun korkuları arasında hasta olmak, ilk sırada yer alıyor.

    Boğa:
    Amaca bağlılığından ve sadâkatinden ödün vermeyen Boğa burcu insanı, dış sebeplerden dolayı huzurunu kaybetmekten korkuyor.

    İkizler:
    İkizler burcu deyince akla ilk gelen, pratik zeka ve konuşkanlık. Girdiği her ortamda kolayca varlığını hissettiren İkizler’in en büyük korkuları arasında, konuşma yeteneğini ve ellerini kaybetmek yer alıyor.

    Koç:
    Etkinliği, atılganlığı, kendine aşırı güven ve aceleciliği ile bilinen Koç burcunun en büyük korkusu kendine bir hedef bulamamak ve etrafında fikirlerini paylaşacak insanların olmaması.

    Kova:
    Son derece insancıl olan Kova burcu her ne kadar bağımsız gibi görünse de yalnız kalmaktan oldukça fazla korkuyor.

    Oğlak:
    Hesapçılığı ve başkalarının düşüncelerine önem vermesiyle bilinen Oğlak burcunun korkuları arasında “Başkaları ne der!” korkusu ilk sırada…

    Terazi:
    Uyumluk ve dengeli sevgi deyince ilk akla gelen Terazi burcunun en büyük korkusu, yanlış partner seçimi ve özel hayatında mutsuzluk..

    Yay:
    Özgürlüğün savunucuklarından olan araştırmacı Yay burcunun en büyük korkusu, aradığını bulamamak.

    Yengeç:
    Çevresine ve sevdiklerine karşı son derece koruyucu, duygusal, ve evcil olan Yengeç burcu her ne kadar tuttuğunu koparan bir burç olsa da en büyük korkusu, belâya bulaşmak…

  • Orgazm Olamamak Tarihe Karışıyor

    Orgazm Olamamak Tarihe Karışıyor

    Pek çok kadın orgazm olamıyor. Hatta olamamanın sıkıntısını bir kenara bırakın, bir de rol yapmak zorunda kalıyor. Artık bu önemli sorundan kurtulma zamanı..

    Yaşamda kalabilmek yani ölmemek için doğuştan var olan bazı yeteneklerimiz ve hislerimiz vardır, bunlar sonradan öğrenilmez, değiştirilemez şeylerdir. Hayvanlarda bunlara “içgüdü” diyoruz, insanlardakine ise “dürtü” adını veriyoruz. Dürtüler bilinçaltından gelir. Çok kabaca bir örnek verirsek, yeni doğmuş bir bebeğin meme emmeyi bilmesi veya acıkınca ağlaması bir dürtüdür. Ve cinsellik de bir dürtüdür, hayatın ve de neslin devamını sağlamak için var olan bir dürtüdür. Ama cinsellik ikincil bir dürtüdür…

    CİNSELLİK DE İHTİYAÇ

    Birincil dürtüler kişinin o gün için yaşamda kalmasını sağlayan dürtülerdir ki; bunlar yemek, su içmek, uyumak gibi yapılması gereken, yapılmazsa kişinin hayatını kaybetmesine neden olacak dürtülerdir. Canlıların hayatta kalmaktan haz duyduklarını ve her şeyi bunun için yaptıklarını biliyoruz. Gerçek olan bir şey var, o da her canlının sonunda öleceği. Ama biz yaşamaktan, bu dünyada olmaktan mutluyuz ve daha uzun kalmak istiyoruz, bunun için ne yapabiliriz?

    KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİR

    Yapabileceğiniz tek şey ama tek şey bir şeyler üretip sizden sonraya bırakmak. Bunun da en doğru, basit ve de tatminkâr yolu bedeninizden bir parça üretmek ve bunu sizden sonraya bırakmak, yani çocuk sahibi olmaktır.
    Sahip olunan çocukla, canlı bedeninden olan bir parçanın kendinden sonra da dünyada kalacağını bilir, bir huzur, mutluluk duyar ve de dürtülerini tatmin eder. Neden torunların şimdi insanın kendi çocuklarından daha fazla sevildiği hakkında bir fikriniz oluştu mu?

    Çünkü torun o kişinin kendinden sonra dünyada kalacak, ama kendi çocuğundan daha fazla dünyada kalacak parçasıdır, garantisidir. Bu yüzden insanlar kendi çocuklarını kendileri gibi görüp, yapamadıkları şeyleri onların üzerinden yaşamayı isterler ve kendi istediklerinin dışında hareket etmesinden mutlu olmazlar.Kabul edemedikleri şey çocuklarının da bir beyni ve de hisleri olduğudur, sorun da burada yaşanır.

    Cinsellik de dürtüdür, ikincil öneme sahip bir dürtüdür, amacı neslin devamını sağlamaktır. Peki neden cinsellik yaşarız?

    Üremek için,Zevk için,İletişim, paylaşım olduğu için ,Yapılması gerekli olduğuna inandığımız bir şeydir, ne kadar çok sıklıkta yapılırsa o kadar iyi olduğu öğretilir veya öğrenilir. Bazen gelen maillerde veya telefonda sorulur, “Ben haftada şu kadar seks yapıyorum yeterli mi?” diye…

    Neden bana “Günde 3 veya 4 öğün yiyorum, yeterli mi?” diye sormuyorsunuz? Acıkınca yiyorsunuz, seks de acıkınca yapılır, sayısı standardı yoktur, bizse bazı tabularda sıkışıp sekse bazı gereklilikler yüklemişizdir.

    CİNSEL ARZU NEDİR?

    Cinsel arzu kişinin karşı cinsle ilişkiye girme arzusu olup, bedensel (hormonal) problemi olmayan herkeste mevcuttur. Ne zaman cinsel arzu duyarız sorusunu yukarıda anlattığımız konuların ışığında şöyle tanımlayalım isterseniz: Bedensel olarak yeterli olgunluğa erişmiş kadın veya erkek o gününü yaşamsal olarak garantiye aldığında cinsel arzu duyar.
    Cinsel arzu kavramı kişiden kişiye ve toplumdan topluma değişmekle beraber genel anlamda “bir eşle seks ilişkisine girmeyi istemek” olarak açıklanabilir.

    ÇEVRE ETKİLİYOR

    Ne kadar isteğin yeterli olduğu, ne kadarının az olduğu kadından kadına değişir. Bizim toplumumuzda kadınların istek ile ilgili sıkıntılarını çeşitli gruplarda incelemek gerçekçi ve faydalı olacaktır. Erkekler ve kadınlar kabaca aynı ölçüde cinsel istek duyarlar ama yetiştirilme şartları, içinde bulunulan koşullar, aile baskısı, ahlaki ve de dini etkiler kadınların bu isteklerini baskılamalarına, başka kanallara yönlendirmelerine veya gösterememelerine neden olur.

    Bu yüzden bu konuda rahat olan erkekler genelde cinsel ilişki arzusunu kadınlardan daha sık duyarlar. Bir kadın olarak eşinizin seksi sizden daha sık ve de daha fazla arzu etmesi, sizin seks isteği yönünden bir probleminiz olduğu anlamına gelmez.

  • Aynı anda orgazm olmak mümkün mü?

    Aynı anda orgazm olmak mümkün mü?

    Uyumun olmazsa olmazı ulasmak zordur bu amaca ama..

    Sağlıklı bir seksin doruk noktası olan orgazmın seksin kalitesini etkilediğini belirten uzmanlar, orgazm hakkında merak edilenleri cevaplıyor.

    Aynı anda orgazm olma durumu, tamamen cinsel ilişki sırasında çiftin birbirini tanıması ile gelişebilecek bir durum olmasına karşın, aslında büyük oranda tesadüfidir.

    Partnerinizle uzun süreli bir ilişki içerisinde iseniz ve aynı anda orgazm olma fikri sabitiyle kendinizi organize ederseniz eninde sonunda aynı anda orgazmları yakalarsınız. Ama yine de bunun saniye farkıyla olacağını unutmayın.

    Çünkü iki ayrı bedenden, ayrı metabolizmadan söz ediyoruz. Burada önemli olan kimin önce kimin sonra orgazm olması değildir. Birbirinin bedenini iyi tanıyan partnerlerin, sevişmeyi devam ettirebilmesidir. Orgazm kalitesi ya da sevişmenin kalitesi denilen şey, böyle ölçümlenmelidir.

  • Yatakta kendinize güvenin

    Yatakta kendinize güvenin

    Yatağa girdiğinizde sürekli fedakarlık yaptığınızı ya da bencil olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? İkisinin ortasını bulmak istiyorsanız işe kendinize güvenmekle başlayabilirsiniz.

    1 – DİĞERLERİNİ BOŞVERİN
    Herkesin cinsel hayatı kendine özel. Başkalarının haftada kaç defa birlikte olduğuna bakarak kendi ilişkinizi yargılamak yerine kendi ilişkinizin özel olduğunu bilmelisiniz. Arkadaşınız partneriyle birlikte olduğunda birden çok orgazm oluyor diye sizin de aynı oranda olmanız şart değil. Uzmanlar, cinsel ilişki sırasında kaç defa orgazm olacağınızı kafanıza takmak yerine dokunmaya önem vermeniz gerektiğini belirtiyor.

    2 – VÜCUDUNUZU KEŞFEDİN
    Vücudunuzun sevdiğiniz noktalarını partnerinize söylemekten çekinmeyin. Örneğin göğüslerinizi beğeniyorsanız partnerinize göğüslerinize daha fazla ilgi göstermesini söyleyebilirsiniz. Bu dokunuşlar kendinize güveninizi yerine getirecektir.

    3 – STRES YAPMAYIN
    Sağlıklı bir cinsel yaşama zarar veren faktörlerden biri de stres. Stres altında yaşanan cinsel birliktelikler beraberinde mutsuzluk getirebiliyor. Bu nedenle stresi hayatınızdan uzaklaştırmalısınız. Stres dolu bir yaşam cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabiliyor. Uzmanlar, Sibirya ginseng bitkisinin kökünde bulunan ‘Ginsenoit’ olarak adlandırılan etken maddenin, özellikle strese karşı dayanıklılığı artırmaya yardımcı olduğunu belirtiyorlar. Cinsel ilişki öncesinde Ginseng’in kökünü çiğneyebilir ya da çay gibi demleyerek içebilirsiniz.

    4 – DUŞ ALIN
    Yatağa girmeden önce alınan duş hem kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak hem de kan dolaşımını hızlandırarak duyarlılığınızın artmasına da yardımcı olacaktır. Dokunuşlara daha duyarlı hale geleceğiniz için zevk almanız da kolaylaşacak.

    5 – DOKUNUN
    Uzmanlar sadece yataktaki dokunuşların iyi bir cinsel yaşam için yeterli olmadığını belirtiyor. Bu nedenle yatağın dışında da partnerinize dokunmak cinsel hayatınızda birbirinize olan güveni tetikleyecektir. Konuşurken eline dokunmak, ona masaj yapmak ya da saçlarını okşamak yataktaki heyecanı artıracaktır.

    6 – SİGARAYI BIRAKIN
    Sigaranın östrojen seviyenizi düşürdüğünü biliyor musunuz? Bu da libidonuz üzerinde oldukça ciddi sorunlara neden oluyor. Sigarayı bırakmak doğurganlığınızın artması da dahil birçok hastalığın önlenmesini sağlıyor.

    7 – SPOR YAPIN
    Araştırmalar düzenli olarak spor yapan kişilerin cinsel performansının arttığını ortaya koyuyor. Spordan sonra vücutta salgılanan endorfin, yani mutluluk hormonunun seviyesi artıyor, sinirlilik ve gerginlik ortadan kalkıyor. Sporla birlikte vücut sıcaklığı da yükseliyor. Böylece cinselliğe daha kolay hazırlanıyorsunuz.

    8 – OYUN OYNAYIN
    Eğer partnerinize açıkça nelerden hoşlandığınızı söyleyemiyorsanız erotik oyunların yardımına başvurabilirsiniz. Birbirinize dokunma oyunları ya da masum fanteziler sizi heyecanlandıracaktır.

    9 – KONUŞMAKTAN KORKMAYIN
    Kadınlar erkeklerin cinsellikteki tecrübesine güvenerek istediklerini söylemeye utanıyor, erkekler ise ne yapmaları gerektiğini bildiklerini düşünüyorlar. Böyle olunca ortaya mutsuz bir cinsel yaşam çıkıyor. Aslında erkeklerin büyük bir çoğunluğu yatakta konuşmaktan hoşlanıyor. Eğer yatakta mutlu olmak istiyorsanız sevdiğiniz erkekle konuşmaya çekinmeyin. Fakat bunu yaparken cümleleri de doğru kurmalısınız. Örneğin ‘…. yaptığında çok iyi hissediyorum’ ya da ‘…yapman çok hoşuma gitti’ gibi. Partnerinizin de kendine güvenmesini sağlayacak bu cümleler daha iyi bir cinsel birlikteliğe de yardımcı olacak.

    10 – BIRAKIN TERLESİN
    Çiftler her zaman nasıl göründükleri konusunda endişeli oluyor. Oysa cinsellikte kendine güven sadece dış görünüşle olmuyor. Cinsellikte kendine güven koku, tat, hissetmek ve duymak anlamına geliyor. Bu nedenle sevgilinize o gün duş almamasını söyleyebilirsiniz. Yapılan araştırmalar erkek terinde feromonların yani karşı cinsi uyaran salgıların bulunduğunu gösteriyor. Bu salgılar kadınları hem psikolojik hem de fiziksel yönden uyarıcı güce sahip.

    11 – YENİLİKLERDEN KORKMAYIN
    Cinsel hayatta en sık yapılan yanlışlardan biri de çiftlerin ilişkilerini hep aynı şekilde yaşamaları oluyor. Birçok çift her zaman aynı günde ve aynı saatte sevişmeyi tercih ediyor. Fakat bu, çiftlerin birbirlerine karşı duydukları heyecanı öldürüyor. Eğer cinsel yaşamda mutlu olmak istiyorsanız hiç beklenmedik anlarda partnerinize yaklaşın ve onu baştan çıkarın.

    12 – DOKUNMAYI UNUTMAYIN
    Seks sadece cinsel birleşme değildir. Uzmanlar dokunuşların kaliteli bir cinsel yaşam için gerekli olduğunu belirtiyor. Bu nedenle partnerinizin zevk aldığı noktaları belirleyin ve önsevişme sırasında bu bölgelere dokunmaya özen gösterin. Çünkü dokunuşlar isteği artırıyor.

    13 – EN İYİSİNİ DÜŞÜNÜN
    Partnerinizle bugüne kadar yaşadığınız en iyi cinsel deneyiminiz hangisiydi? O anı aklınıza getirdiğinizde hala heyecanlanıyorsanız düşünmekten hiç vazgeçmeyin. Özellikle yatağa girmeden önce bu düşünceyi sürekli tekrarlarsanız hem heyecanınız artacak hem de aynı deneyimi tekrar yaşayabilmek için daha istekli olacaksınız.

    14 – ONA İNANIN
    Kadınların yatakta kendine güvenmemesinin en önemli nedenlerinden biri fiziksel takıntıları oluyor. Fakat bunu bir kenara bırakmanız gerekiyor. Sevdiğiniz adam size ‘Göğüslerin çok güzel’ dediğinde ona inanmalısınız. Bu sözlere inandığınızda kendinize güveniniz de yerine gelir.

    15 – UYKU KALİTENİZİ ARTIRIN
    Yapılan araştırmalar horlamanın çiftlerin seks hayatını ve dolayısıyla da aile ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini ortaya koyuyor. Bin çift üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; eşlerden birinin horlaması ilk önce yatakların ayrılmasına neden oluyor. Bu durumda çiftlerin cinsel hayatları olumsuz etkileniyor.

  • Orgazma Giden Yolda Kadın Cinselliği

    Orgazma Giden Yolda Kadın Cinselliği

    Gerek erkekte, gerekse kadında, erkek ve kadın etkenlerinin karışık şekilde bulunduğu çoğu kez söylenir. Çok doğrudur bu. En erkek insanda bile kadınca nitelikler vardır. Erkekteki kadınsı elemanları, onun idealize ettiği kadın tablosu belirler. Bu kadın, iyi sevişir ve gerektiği zaman iyi bir kızkardeştir.

    O, akıllı ve iyi bir ev kadını olmalı, fakat yatakta bir profesyonel gibi davranmalıdır. Bunun aksi de erkeksi etkenleri olan kadın için söylenebilir: İdeal koca iyi bir sevgili, fakat aynı zamanda iyi bir ağabey veya küçük bir bebek gibi olmalıdır. Ekonomik yetenekleri, toplumda sayılan bir yeri, kurnazlık ile karışık şefkat duyguları olmalıdır. Fakat birçok durumda erkeklerin, erkeklik özellikleri dedikleri şeylerin sadece anne sevgisi olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca özellikle aşırı utanç duyguları olan çok kadınsı kadınlar, zaman zaman cinsel ilişkide yönetici rolü üzerlerine almak için erkeğin yerine geçmeyi ister. Erkeğin yerine geçmeyi isteyen kadınların psikolojisini uzun klinik araştırmalarından sonra analiz ettim ve psiko analizcilerinkinden farklı olabilecek şu sonuca vardım: 1. Kadın, kocasına bir bebekmiş gibi davranmayı ister. Böylece annelik içgüdülerini tatmin etmeyi arzular. Bunu gerçekleştirebilmek için onunla yer değiştirmek zorundadır. Erkek sırtüstü yattığı zaman, kadın genellikle kadının yukarda olduğu pozisyonu yeğ tutar; yan pozisyona yanaşmaz. Eğer sonuncusunu birincisine kocasının üstelenmesi olmadan yeğlerse, bunu o kadının erkeklik elemanına yormalıyız, annelik içgüdüsünün ifadesi şeklinde görmemeliyiz. 2. Kadın, erkeği kadın yapmayı arzulamaz, sadece erkek rolünü ve hareketlerde inisiyatifi üzerine almayı ister. Bazı psikoterapistlerin bunu kadının erkeğe karşı duyduğu nefret, sadizm veya penisi kıskanmak şeklinde açıklamaları pek haklı görülmez. 3. Öte yandan, kadın, sevdiği erkeğe vücudunu göstermekten hoşlanır; özellikle vücudundan gurur duyarsa.

    Böylece erkeğin övgü dolu sözlerini ve onun daha kuvvetlenen sevgisini arar. Kadın, zaman zaman vücudunu yukarı kaldırabilir, fakat bunu, örneğin, daha az estetik görünüşlü, oturma pozisyonunda seve seve yapmaz. Erkekler, kadınların erkeğin yerini alma arzuları hakkında, çoğu kez ön yargılara dayanan bazı düşüncelere sahiptirler. İşte bu düşünceler, erkekleri rahatsız eder. Gerek erkekte, gerekse kadında, erkek ve kadın etkenlerinin karışık şekilde bulunduğu çoğu kez söylenir. Çok doğrudur bu. En erkek insanda bile kadınca nitelikler vardır. Erkekteki kadınsı elemanları, onun idealize ettiği kadın tablosu belirler. Bu kadın, iyi sevişir ve gerektiği zaman iyi bir kızkardeştir.

    O, akıllı ve iyi bir ev kadını olmalı, fakat yatakta bir profesyonel gibi davranmalıdır. Bunun aksi de erkeksi etkenleri olan kadın için söylenebilir:

    İdeal koca iyi bir sevgili, fakat aynı zamanda iyi bir ağabey veya küçük bir bebek gibi olmalıdır. Ekonomik yetenekleri, toplumda sayılan bir yeri, kurnazlık ile karışık şefkat duyguları olmalıdır. Fakat birçok durumda erkeklerin, erkeklik özellikleri dedikleri şeylerin sadece anne sevgisi olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca özellikle aşırı utanç duyguları olan çok kadınsı kadınlar, zaman zaman cinsel ilişkide yönetici rolü üzerlerine almak için erkeğin yerine geçmeyi ister.

    Erkeğin yerine geçmeyi isteyen kadınların psikolojisini uzun klinik araştırmalarından sonra analiz ettim ve psiko analizcilerinkinden farklı olabilecek şu sonuca vardım:
    1. Kadın, kocasına bir bebekmiş gibi davranmayı ister. Böylece annelik içgüdülerini tatmin etmeyi arzular. Bunu gerçekleştirebilmek için onunla yer değiştirmek zorundadır. Erkek sırtüstü yattığı zaman, kadın genellikle kadının yukarda olduğu pozisyonu yeğ tutar; yan pozisyona yanaşmaz. Eğer sonuncusunu birincisine kocasının üstelenmesi olmadan yeğlerse, bunu o kadının erkeklik elemanına yormalıyız, annelik içgüdüsünün ifadesi şeklinde görmemeliyiz.
    2. Kadın, erkeği kadın yapmayı arzulamaz, sadece erkek rolünü ve hareketlerde inisiyatifi üzerine almayı ister. Bazı psikoterapistlerin bunu kadının erkeğe karşı duyduğu nefret, sadizm veya penisi kıskanmak şeklinde açıklamaları pek haklı görülmez.
    3. Öte yandan, kadın, sevdiği erkeğe vücudunu göstermekten hoşlanır; özellikle vücudundan gurur duyarsa. Böylece erkeğin övgü dolu sözlerini ve onun daha kuvvetlenen sevgisini arar. Kadın, zaman zaman vücudunu yukarı kaldırabilir, fakat bunu, örneğin, daha az estetik görünüşlü, oturma pozisyonunda seve seve yapmaz. Erkekler, kadınların erkeğin yerini alma arzuları hakkında, çoğu kez ön yargılara dayanan bazı düşüncelere sahiptirler.

    İşte bu düşünceler, erkekleri rahatsız eder.

  • Kadınların cinsel fantezileri

    Kadınların cinsel fantezileri

    Cinsellik, kadınlar için daha gizli kalması gereken bir konu olduğu için, genel kanı, fantezilerin erkeklere özgü bir şey olduğu yönünde. Oysa şu bir gerçek ki kadınlar da en az erkekler kadar, hatta onlardan daha fazla fanteziye sahipler. Ancak, kadınlar için fantezileri açıklamak sanıldığı kadar kolay bir durum değil.

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, seks fantezilerini daha çok seks sırasında havaya girmek, bir anlamda kendilerini erotize etmek için kullandıklarını itiraf etmişler.

    Fanteziler cinsel hayatı canlandırmak için çok önemli. Her an, her yerde ve her koşulda sevişmeye hazır olmamız mümkün olmadığına göre, işe yaradığı sürece fantezilerimizi devreye sokmamızda bir sakınca yok. En yaygın kadın fantezileri neler mi?

    İdealize karakterle sevişme
    Kadınlar film ya da dizi karakterleri ya da gerçek hayatta uzaktan tanıdıkları ve idealize ettikleri bir erkekle sevişme fantezisi kurarlar. Bu, hayali bir karakter olduğu için, fantezi, hayal gücünün gidebildiği yere kadar gider. Ancak, burada idealize karaktere fazla kapılmamak, gerçekliğine inanma noktasına gelmemek önemli. Bir de gerçek partnerle karşılaştırma ve hayali karakterin sahip olduğu mükemmel özellikleri onda arama seviyesine gelmemeye dikkat etmek gerekiyor.

    Başka birini düşünmek
    Kadınların bir diğer fantezisi, eşleriyle sevişirken bir başkasıyla seviştiğini düşünmektir. Bu, başka biriyle ilişkiye girme isteği anlamına gelmiyor tabii… Sadece heyecan verici bir hayal olarak fanteziler dünyasındaki yerini alıyor.

    Arkadaşla sevişme hayali
    Arkadaş olarak çok sevdiği bir erkekle seviştiğini hayal edebilir kadınlar. Aslında bu beynin küçük bir oyunudur. Çünkü duygusal yakınlık fiziksel temas da gerektirdiğinden, beyin bunu bazen seks olarak algılayabiliyor.

    Kadınla seks yapma
    Kadınların kadınlarla sevişme fantezileri de oldukça yaygın olmasına karşın, çoğu kadının kendine bile itiraf edemediği bir gerçektir. Böyle bir fantezi, kendisinin eşcinsel olabileceği endişesini de getireceğinden, çoğu kadın için korkutucu bir fantezidir. Ama kadınlar da sevişen iki kadının görüntüsünden en az erkekler kadar tahrik olurlar aslında. Dolayısıyla bir kadınla seviştiğini hayal etmek, kadınların isteklerini artırabiliyor.

    Teatral fanteziler
    Kendini eşinin sevgilisi olarak hayal etme, doktor ile hemşirenin sevişmeleri, ofis ortamında sevişme hayalleri gibi fanteziler de var. Ancak bunların ne kadarı doğru, ne kadarı film karelerinden esinlenme, karar vermek güç… “Rol” yaparken seksten daha fazla zevk alabiliyor kadınlar…

    Sado-mazoşist fanteziler
    Fanteziler her zaman bu kadar masum ve zararsız olmayabilir. Bazı fanteziler, sado-mazoşist eğilimler taşıyabilir. Zira seks, aslında tamamıyla duygusal ve romantik bir eylem değil, içinde bazı şiddet eğilimleri de taşır. Sado-mazoşist fanteziler, çoğu insan için anlaşılması güç gibi gözükse de başka bir pencereden bakıldığında, seksteki şiddet eğiliminin daha fazla ve somutlaşmış halidir. Acı çekme ve acı verme fantezisi, seks esnasında adeta bir cinsel organa dönüşen derinin, sert şekilde okşanması isteğinin uzantısıdır.

  • Hangisi normal hangisi anormal?

    Haftada üç defa mı yoksa ayda bir defa mı? 15 dakika mı yoksa 1 saat mi? Bu soruların cevapları uzun zamandır sadece zihninizi değil yatağınızın içini de meşgul ediyorsa cevapları yorganın altından çıkarma vakti geldi demektir.

    ■ Haftada kaç gün seks yapmak normaldir?
    A) Haftada iki
    B) Haftada bir
    C) İki haftada bir

    Cevap: B
    20’li ve 30’lu yaşlardaki birçok kişinin cevabı haftada iki defa olacaktır. Bu sayı iki yıldan fazla süren ilişkilerde genelde ayda altı defa olarak belirtiliyor. Cinsel ilişkiye girme sayısı çoğunlukla ilişkilerin süresiyle ilgili olabiliyor. Evlilik Terapisti ve Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu bu sorunun cevabını şöyle açıklıyor; “Cinsel ilişkiye girmek için standart bir sayı yok. Tamamıyla kişilerin isteklerine, ihtiyaçlarına göre ayarlanabiliyor. Ama yapılan araştırmalar haftada iki defa seksin normal olduğunu ortaya koyuyor. Biz de bu nedenle haftada iki idealdir diyoruz ama isteniyorsa tabii ki daha fazla birlikte olunabilir. Cinsellik sadece cinsel organların ilişkisi değil. Daha çok dokunarak, sevişerek, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek. Kişilerin yoğunlukları, stresleri, ruh durumları, ilişki problemleri cinsel birlikteliği de azaltabiliyor. Cinsel birlikteliğin azalması ise ilişkiyi zedeleyebiliyor” diyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel hayatı renklendirmek için aşk oyunları uzmanların ilk tavsiye ettikleri şeyler arasında geliyor. Çiftler ilk birlikte olmaya başladıklarında, evlenmeden önce birbirlerine nasıl davranıyorlardı, neler paylaşıyorlardı bunları hatırlamalı, daha sonra bunu bir liste haline getirmeli ve bunları evliliklerinde de uygulayıp, hayatlarına renk katmalılar. Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu, “Birbirleriyle tekrar randevulaşabilirler, evde birlikte olmak yerine otelde bir gece geçirebilirler. Bu tür paylaşımlar arttığında cinsel hayatları renklenebilir. Cinsel fanteziler kurabilir, yeni teknikler öğrenebilirler” diyor.

    ■ Çiftler ne sıklıkla cinsel fantezi kuruyor?
    A) Günde 1-2 defa
    B) Haftada 1-2 defa
    C) Ayda 1-2 defa
    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Cised’in 2300 kişi arasında yaptığı anket sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 10’u günde 3-4, yüzde 30’u günde 1-2, yüzde 45’i haftada 1-2, yüzde 10’u ayda 1-2 ve yüzde 5’i de yılda 1-2 defa cinsel fantezi kuruyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel fanteziler çiftlerin seks hayatını renklendirici güce sahip. Fakat her fantezinin gerçekleştirilmesi gibi bir zorunluluk yok. Eğer iki taraf da istiyorsa cinsel fanteziler gerçekleştirilebilir. Ama bu bir taraf için zorlayıcı, aşağılayıcı oluyorsa cinsel fantezilerin seks hayatına yarardan çok zararı olabiliyor.

    Kadınlar arka arkaya boşalırken erkeklerin 45 dakika – 1 saat gibi bir toparlanma süresi oluyor. Kadınlar boşaldıktan 10-15 dakika sonra tekrar boşalma yaşayabiliyor.

    ■ İyi bir seks ne kadar sürmeli?
    A) 45 dakika
    B) 25 dakika
    C) 10 dakika
    Buradaki doğru cevap 45 dakika olmalı. Fakat Amerika’da yapılan ve International Sex Medicine Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmada en ideal cinsel birleşme 7-13 dakika arasında olandır deniliyor. En iyi seksin kısa ama zevk veren olduğu söyleniyor. Fakat uzmanlar 30 dakika da sürse 10 dakika da sürse en iyi seksin her iki taraf için de kaliteli ve tatmin edici olan olduğunu belirtiyorlar.

    Ne yapılmalı?
    Terapist Sezen Salihoğlu ise “Ön sevişme çok önemli. Kesinlikle aceleye getirilen bir şey olmamalı. Çiftlerin birbirlerine dokunmaları gerekiyor. İki taraf da haz almalı. Ön sevişme çiftleri iyi bir cinsel ilişkiye hazırlıyor. Çiftler ön sevişme sayesinde gevşiyor ve uyarılma düzeyleri artıyor. Bu nedenle ön sevişme 20-30 dakika arasında sürmeli ve ön sevişmeden sonraki cinsel birleşme ise 5 dakikanın üzerinde olmalı. Bu da 15 dakika kadar olursa ideal olan toplam 45 dakikadır” diyor.

    “Kadınlar erkeklere anne gibi davranabiliyor. Bu da çiftlerin cinsel yaşamını etkiliyor. Bize gelen hastalarımıza eğer bir erkek kanepede uykuya daldıysa üstünü örtmeyin, bırakın öyle uyusun çünkü siz annesi değilsiniz diyoruz.”

    ■ Seks oyuncaklarını kullanmak yanlış mı?
    A) Evet
    B) Hayır
    C) Hiç düşünmedim
    Cevap ‘hayır’ şıkkı olmalı. Terapist Sezen Salihoğlu, “Seks oyuncakları kişilerin görüşleriyle, inanışlarıyla ilgili oluyor. Ama çiftler eğer seks oyuncaklarını seviyorlarsa tabii ki kullanabilirler” diyor. Fakat bu oyuncakları kullanırken tarafların istekleri dikkate alınmalı. Taraflardan biri istemediğinde kullanmaya zorlanmamalı.

    Ne yapılmalı?
    Eğer kişi sadece bu oyuncaklardan zevk alıyorsa bu durumda kişinin bireysel olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen Salihoğlu, “Eğer eşiyle birlikte olmak yerine sadece bu tür oyuncakları kullanmak istiyorsa bunun altında yatan sebeplere bakmak gerekiyor. Çocukluğa dönülerek kişinin ailesiyle olan yaşantısı, annesi ve babasıyla olan ilişkileri, geçmişteki travmalara bakılabilir; geçmişte yaşanmış tecavüz, taciz olabilir. 3-6 yaş arasında kız çocukların babaya, erkek çocukların da anneye aşık olduğu dönemde eğer taciz, tecavüz gibi travmalar, boşanma ya da babanın evi terk etmesi gibi olaylar yaşanırsa ileride Oedipus Kompleksi denilen durum ortaya çıkabiliyor. Bu durumu yaşayan kişi sevişme esnasında bir şeyden rahatsız olabiliyor ve partneriyle birlikte olamıyor. Oedipus Kompleksi yaşayan erkekler kadını annesi yerine koyduğu için sertleşme, erken boşalma sorunu yaşayabiliyor. Kadınlarda ise vajinismus görülebiliyor. Bu tür durumlar rahatsızlık veriyorsa cinsel birliktelik yerine seks oyuncakları tercih edilebiliyor” diyor.

  • Bel soğukluğu nedir ?

    Bel soğukluğu nedir ?

    Halk arasında “bel soğukluğu”, tıp dilinde ise “gonore” adıyla bilinen rahatsızlık, cinsel temas yoluyla bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Cinsel temasın doğası gereği kadından erkeğe bulaşma daha az bir olasılıkken, erkekten kadına bulaşma olasılığı daha yüksektir.

    Erkekte Bel Soğukluğu

    Bakteri sıklıkla idrar yoluna yerleşir. Bulaşmayı takiben 2-8 günlük kuluçka süresinin sonrasında hastada belirtiler görülmeye başlar. İdrar yolunda sarı-yeşil renkli, çamaşırı ıslatacak kadar bol miktarda iltihaplı akıntı hastalığın tipik belirtisidir. Beraberinde idrarda yanma, sık idrara çıkma gibi idrar yolu enfeksiyonu bulguları da olabilir.

    Hastalığı kapan erkeklerin %80′inde bulgular görülür ancak %20′lik bir bölüm hastalığa yakalanmasına rağmen hiç belirti vermeyebilir. Bu durum hastalığın yayılması açısından önem taşır çünkü hastalar enfeksiyon geçirdiklerini bilmeden başka insanlara bulaştırabilirler. Hastalık tedavi edilmezse prostat enfeksiyonu, testis enfeksiyonu ve sperm kanalları enfeksiyonuna yol açarak kısırlığa neden olabilir, idrar yolunda darlıklar ortaya çıkabilir.

    Kadında Bel Soğukluğu

    Bel soğukluğu kadında genellikle cinsel organa yerleşir ve ilk bulguları sarı-yeşil kötü kokulu akıntı ve kasık ağrısıdır. Hastalığın vücutta var olduğu halde belirti vermemesi ya da hafif akıntıyla seyretmesi, yani gizli kalması erkeklere göre daha sık görülen bir durum olduğu için kadından erkeğe bulaşması yaygın görülen bir durumdur. Tedavi edilmezse üreme organlarına ve karın içi organlara kadar yayılabilir ve “pelvik enfeksiyon” adı verilen ağrılı, ateşli bir tablo ortaya çıkabilir. Komplikasyon olarak gebelikte düşük veya tüplerin tıkanması sonucu çocuk sahibi olamama sorunları nedeniyle erken tanı ve tedavi önem taşır.

    Hem Kadın Hem de Erkekte Bel Soğukluğu

    Cinsel davranış şekillerinin değişkenliğine bağlı olarak gonore bakterisi tipik olmayan yerleşimler de gösterebilir. Bunlar arasında ağız içi, boğaz ve makat bölgesi sayılabilir. Ayrıca kadın cinsel organının enfekte olması, bakterinin doğum sırasında bebeğe geçmesine ve göz enfeksiyonuna neden olur. Bu durum derhal tedavi edilmezse bebekte körlüğe yol açabilir. Hastalık erken tedavi edilmezse, özellikle vücut direnci düşük insanlarda bakteri kana karışıp eklem veya kalp zarına yerleşebilir ve buralarda enfeksiyon yaratabilir. Bu oldukça tehlikeli ve tedavisi güç bir durumdur.

  • Kadınların zevk noktaları

    Kadınların zevk noktaları

    Sevişmenin başlangıç safhasından, rahatlama safhasına kadar her evre ayrı bir önem taşıyor. Orgazmda kadının sekse bakış açısı ve cinsel iştahı da uyarılmasında etkili faktörlerden oluyor.

    Kadın bedeni cinsel ilişkiye nasıl hazırlanır?

    – Vajinal salgısı artar.
    – Vajina girişindeki Bartholin salgı bezleri faaliyete geçer.
    – Klitoris ve dudaklarda büyüme ve şişme, göğüs bölgesinde ve memelerde kızarma olur.
    – Vajina uzar ve genişler, dış dudaklar birbirinden uzaklaşır, rahim yükselir.
    – Bu evrede kalp atışları hızlanır ve solunum sayısı artar, kan basıncı yükselir.
    – Vücuttaki kas grupları kasılmaya başlar.
    – Memeler ve meme uçları da büyüyerek daha belirgin hale gelir.
    – Bazı kadınlarda yüzde, boyunda ve göğüste kızarmalar meydana gelir.
    – Genital bölgede kan akımı belirgin bir şekilde artar.

    G noktası

    Vajina girişinin ön duvarından yaklaşık 4-5 cm iç tarafta bulunuyor. Konumu tam olarak vajina duvarında değil idrar yolunun arkasında bir yerdedir. Diz dirsek pozisyonu kadınların favori pozisyonları arasındadır. Bu durumda özellikle G noktası daha kolay uyarılır ve çoklu orgazma geçiş daha yüksek ihtimaldir.

    Klitoris

    Kadında idrar yolunun üstünde bulunan klitoris, 0,5-1cm uzunluğundadır. Cinsel uyarı açısından çok hassas bir bölgedir. Özellikle titreşime çok duyarlıdır. Çoğu kadının sadece klitoral uyarıyla orgazm olabildiği bilinir. Vajinal orgazm daha öğrenilmesi, kişinin kendini keşfetmesi gereken bir süreçken, klitoral uyarı ile orgazm daha kolaydır. Ayrıca vajina girişindeki küçük dudaklar ve büyük dudaklar uyarılmaya karşı hayli hassas erotojen bölgelerdir.

    Bacak iç kenarları

    Dokunulmaya karşı hassas bölgelerdir. Özellikle birleşme öncesi hassasiyeti artar.

    Kalçalar

    Memelere göre daha az hassas olmasına rağmen önemli erotojen bölgelerdir. Özellikle birleşme sırasındaki hareketleri psikolojik bir uyarıcı olabilir. Bazı kadınlarda, anüs etrafındaki mukozal doku cinsel olarak hassas olabilir.

    Göğüs ve göğüs uçları

    Dokunulmaya ve öpülmeye hassas bölgelerdir. Uyarılma sırasında meme uçları büyür ve kadın rahminde kasılmalar yaratabilecek oksitosin isimli bir hormonun salgılanmasını sağlar. Vajinal ıslaklığın sağlanmasında önemli bir uyarandır.

    Dudaklar

    Öpüşmek hem fiziksel hem de psikolojik olarak uyarıların harmanlandığı bir süreçtir. Uyarılma sürecinde kişilerin vücutlarından feromen denilen salgılar salınır ve öpüşmek hayli uyarıcı olabilir. Kadında öpüşmeyle kolaylıkla vajinal ıslanma meydana gelebilir.

    Boyun ve kulaklar

    Kulaklar ve boyun alanlarında uyarılmaya karşı hassas bölgeler mevcuttur. Yüz bölgesinde, elmacık kemikleri, saçlı deri, göz kapakları hassas alanlardır, öpülmeye duyarlıdırlar.

    Eller ve ayaklar

    Tüm vücuttaki organlar, onları yöneten beyinde de temsil edilir. Buna göre ince işler yapabilen eller ve koordinasyonu yüksek olması gereken ayaklar gibi organlar kollar ve bacaklara göre daha çok beyinsel alanda yer alır. Ellerin ve ayaklar diğer organlara göre kişiden kişiye daha çok varyasyon gösteren organlar oldukları için karşı partnere olan haz ve sevgi onlar nezdinde kişileştirilebilinir.

  • Genital Bölge Siğilleri

    Genital Bölge Siğilleri

    Kondiloma aküminata olarak da adlandırılan cinsel bölgedeki siğiller Human Papiloma Virüsün (HPV) yaptığı bir enfeksiyondur. Seksenden fazla HPV türü olmasına rağmen bunlardan çok azı (özellikle HPV tip 6 ve 11) genital siğile neden olur. Diğer tipleri el, ayak veya vücudun diğer alanlarında enfeksiyona neden olur. HPV 16 ve 18 dış genital bölgede, makat bölgesinde ve rahim ağzında kanser gelişimine neden olabilir. Bu nedenle hastalığa yakalanan kişilerin bayan partnerleri enfeksiyonun varlığını saptamak üzere bir Kadın Doğum uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Cinsel bölgede enfeksiyona yol açan diğer HPV tipleri kansere nadiren yol açar. Cinsel bölgedeki siğiller cinsel temasla bulaşır, nadiren cinsel bölgede enfeksiyon bulunan anneler normal doğum esnasında enfeksiyonu bebeklerine bulaştırabilir.

    Cinsel bölgedeki siğiller hamile bayanlarda ve bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle ( kanser, AİDS, organ nakli, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımı ) bozulanlarda problem oluşturabilir. HPV enfeksiyonuna yakalananların çok azında cinsel bölgede siğil gelişir. Çoğu kişi taşıyıcı olup, cinsel bölgesinde hiç bir zaman siğil gelişmez, fakat enfeksiyonu cinsel partnerlerine bulaştırabilirler. HPV ile temastan sonra enfeksiyon gelişme süresi birkaç ayı alır, bazı kişilerde ise yıllar sonra enfeksiyon gelişir.

    Cinsel bölgedeki siğiller nasıl görünürler?

    Siğiller tipik olarak deri renginde pürtüklü yüzeye sahiptir. Büyük veya küçük, tek veya gruplar halinde görülebilir. Dış genital bölgede, vajinada ve de makat bölgesinde görülebilir.

    Cinsel bölgedeki siğiller tedavi edilmeli midir?

    İnsanların çoğu siğillerini tedavi ettirmek istemektedir, çünkü hastalar siğillerden hem kozmetik olarak rahatsız olmaktadır, hem de cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırmak istememektedir. Bazen de siğiller kaşınabilir, kanayabilir ve bu bölgenin temizliğini zorlaştırabilir ve bu nedenle tedavisi gerekir.

    Siğillerin tedavi edilmesi enfeksiyonun bulaşmasını engeller mi?

    Başarılı bir tedavi HPV enfeksiyonunun tamamının ortadan kalktığını garanti etmez, tedaviden sonra kişi muhtemelen daha az bulaştırıcıdır.

    Siğiller nasıl tanınır?

    Bir çok siğile muayene ile tanı konulur. Bazı olgularda doktor siğilleri belirginleştirmek amacı ile cinsel bölgeye sulandırılmış sirke sürebilir. Bazı olgularda ise tanı koymak için şüpheli alan cerrahi olarak çıkartılıp patolojik incelemeye yollanır.

    Siğiller nasıl tedavi edilir?

    Siğillerin tedavisi zordur ve bütün tedavi seçeneklerinde tekrarlama olasılığı vardır. Tedavi şekli siğilin sayısına , bulunduğu bölgeye ve diğer faktörler göre değişir. Siğiller cerrahi veya kimyasal yollarla tedavi edilebilir. Cerrahi tedaviler basit cerrahi çıkartma, koter, dondurma tedavisi velaser tedavisi şeklinde yapılabilir. Bu tedaviler ağrılı olabilir, az miktarda kanamaya neden olabilir ve iyileşme esnasında bakteri enfeksiyonları gelişebilir. Kimyasal tedavide asitler, ( bikloroasetik asit ve triklorasetik asit) 5-fluorourasil krem (kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç) ve podofilin kullanılabilir. Bu kimyasalların tahriş edici özellikleri vardır ve normal deride yanıklara yol açabilirler. Tüm bu kimyasal ve cerrahi yöntemler HPV ye etkili olmadığından hastalık tekrar edebilir.

    Virüse etki eden bir ilaç interferon alfadır. Bu ilacın kullanımı yan etkilerinden (baş ağrısı, halsizlik ve ateş) ve enjeksiyon yoluyla uygulanmasından dolayı yaygın değildir.

    Son zamanlarda hastaların kendi kendilerine uygulayabileceği tedaviler (Podofilox gel ve imiquimod krem) geliştirilmiştir. Podofilox siğil hücresinin gelişimini durdururken, imiquimod HPV ye karşı bağışıklık sistemini lokal olarak uyarır. Her iki tedavide virüsü tedavi eder, fakat lokal tahrişe neden olabilir. Ama sistemik yan etkileri yoktur. Podofiloksun antiviral etkisi veya bağışıklık sistemin güçlendirici etkisi olmadığından tedaviden sonraki üç ayda hastaların üçte birinde tekrarlama görülür. Imiquimod ise bağışıklık sistemini harekete geçirerek etkili olduğundan, tedavi sonrası takip edilen hastaların sekizde birinde tekrarlama görülür.

    Araştırılan yeni tedavi yöntemleri var mıdır?

    Yeni tedaviler üzerinde çalışılmaktadır. En önemli çalışmalardan birisi HPV aşısıdır. Aşı hem tedavi de, hem de siğil ve kanserden korunmada kullanılabilecektir. HPV aşısı, bazı ülkelerde kız çocuklarını ilerde rahim ağzı kanserine karşı korumak için koruyucu aşı takvimine alınmıştır. Aşı Mart 2007 itibari ile Türkiye’de de piyasada bulunmaktadır.

    Siğil çok eşlilerde sık görülür

    Siğilin çok seksüel partnerli durumlarda olma ihtimali yüksektir. Tek eşlilikte olma ihtimali çok nadirdir. Kişi bu lezyonun başlamasıyla bir problem olduğunu düşünüp hekime müracaat eder. Yoksa tek başına bu yara veya siğil dediğimiz doku hiçbir zaman bir problem yaratmaz.

    Temelde sayısı çok arttığı zaman estetik bir problem yaratır. Yıkanırken, genital temizlik yaparken kanamasıyla kendini gösterir. Tek başına ağrı, sızı yaratan bir problem değildir.

    Hastalıktan nasıl korunulabilir?

    Doktorlar kondom kullanımı ve HPV enfeksiyonlu hastaların tedavi edilmesi ile hastalığın azaltılabileceğini düşünmektedir. Bununla birlikte hiçbir metot hastalığı kesin olarak engelleyemez. Kondom kullanılsa bile, hastalık kondom kullanılan alanların dışında da görülebildiğinden, tam koruma sağlamaz. Tek eşlilik hastalığın geçişini azaltır.

    İlgili Konular ;

    Genital Siğil Hakkında.Genital Siğil Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?
    Hamilelikte Genital Siğil
    Genital Siğil İçin krem kullanma
    Jinekoloji
    Rahim ağzı kanseri