Etiket: otizm

  • Bebek Ağlarken Sırtını Bükerse Ne Anlama Gelir?

    Bebek Ağlarken Sırtını Bükerse Ne Anlama Gelir?

    Bebek ağlarken sırtını bükerse, eğerse veya kamburlaştırırsa bu durum genellikle rahatsızlık veya acı işaretidir. Reflü, gaz, kolik veya diş çıkarma gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Bebeğinizin ihtiyaçlarını anlamak için dikkatli olun.

    Yeni anne veya baba olmak, heyecan verici ve bazen de karmaşık bir deneyim olabilir. Bebeğinizin her bir ağlamasını, her bir hareketini anlamaya çalışırken, bazı davranışların ne anlama geldiğini ve normal olup olmadığını anlamak önemlidir. Bebeğinizin sırtını kamburlaştırması gibi davranışlar, ebeveynlerin endişelenmesine neden olabilir. Ancak, bu davranışlar genellikle tamamen normaldir ve bebeğin gelişiminin bir parçasıdır. Bu yazıda, bebeğinizin neden sırtını büktüğünü, ağlarken neden sırtını kamburlaştırdığını ve bazı durumlarda bu davranışların kırmızı bayrak olabileceğini keşfedeceğiz. Bebeğinizin sağlığı ve refahı hakkında bilgi edinirken, bu bilgilerin size rehberlik etmesini umuyoruz.

    Bebek Ağlarken Sırtını Bükerse Ne Anlama Gelir?

    Yeni doğan bir bebeğin hayatında, bir ebeveyn olarak dikkat etmeniz gereken birçok şey vardır. Bebeğinizin farklı davranışlarını anlamak ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için bilgi sahibi olmak önemlidir. Bebeğinizin sırtını kamburlaştırmasının nedenleri ve bu davranışın normal olup olmadığı konusunda merak ediyorsanız, işte bilmeniz gerekenler:

    Bebek Ağlarken Sırtını Bükerse Ne Anlama Gelir?
    Bebek Ağlarken Sırtını Bükerse Ne Anlama Gelir?

    1. Bebekler Neden Sırtlarını Büker?

    Bebeğinizin sırtını bükerken farklı nedenleri olabilir. Genellikle, bu davranış, vücutlarının yeni becerilerini keşfetmeye çalıştıkları bir dönemde ortaya çıkar. Bebekler, dönmeye, etraflarına bakmaya çalışırken veya sadece daha rahat bir pozisyona geçmek için sırtlarını bükebilirler.

    2. Bebeğiniz Ağlarken Neden Sırtını Kamburlaştırıyor?

    Ağlarken sırtını kamburlaştırma, bebeğinizin bir tür rahatsızlık veya acı içinde olduğunu işaret edebilir. Bu durumların bazıları şunları içerebilir:

    • Reflü veya gaz
    • Kolik
    • Diş çıkarma
    • Yorgunluk veya aşırı uyarılma
    • Moro refleksi

    3. Neden Sırtını Büken Bir Bebek Bazı Durumlarda Kırmızı Bayrak Olabilir?

    Bazı durumlarda, bebeğinizin sırtını eğmesi daha ciddi bir durumun habercisi olabilir. Özellikle, bebeğinizin açık bir neden olmadan sırtını kamburlaştırması veya bu davranışın uyku sırasında gerçekleşmesi durumunda dikkat etmek önemlidir. Bu durumlar arasında serebral palsi ve otizm gibi durumlar yer alabilir.

    Sonuç Bebeğinizin davranışlarını anlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için dikkatli olmak önemlidir. Eğer bebeğinizin sırtını bükmeye devam ediyor ve endişeleriniz varsa, bir çocuk doktoruna danışmak en doğrusu olacaktır. Erken teşhis ve müdahale, bebeğinizin sağlığı ve gelişimi için önemlidir.

    Bebeğinizin ihtiyaçlarını karşılamak ve onunla güçlü bir bağ kurmak için, sırtını kamburlaştırma dahil olmak üzere farklı davranışlarını dikkatle gözlemlemek önemlidir.

  • Anne ve Baba Yaşı Otizm Riskini Gerçekten Artırıyor mu?

    Anne ve Baba Yaşı Otizm Riskini Gerçekten Artırıyor mu?

    Anne ve baba yaşı otizm riskini nasıl etkilediğini öğrenin. Yeni araştırma, 35 yaşın üzerindeki ebeveynlerin otizm olasılığını artırdığını gösteriyor. Detaylar içeriğimizde!

    Otizm, son yıllarda artan bir sıklıkla teşhis edilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu karmaşık durumun birçok farklı nedeni olabilir ve ebeveynlerin yaşı da önemli bir risk faktörü olarak öne çıkmaktadır. Mart ayında Annals of Epidemiology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Danimarka’da 1.3 milyon çocuğun tıbbi kayıtlarını inceleyerek anne ve baba yaşının otizm riskini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde analiz ediyor. Bu çalışmada elde edilen çarpıcı bulgular, otizm tanısı alan çocukların sayısındaki artışı ve ebeveynlerin yaşı arasındaki ilişkiyi aydınlatıyor.

    Bu yazıda, sizlere bu araştırmanın öne çıkan bulgularını ve otizm riskiyle ilgili bilinmesi gerekenleri sunuyoruz.

    Anne ve Baba Yaşı Otizm Riskini Gerçekten Artırıyor mu?

    Mart ayında yayımlanan Annals of Epidemiology dergisindeki son araştırmalar, otizm riski ile ebeveynlerin yaşları arasındaki karmaşık ilişkiyi aydınlatıyor. Özellikle, araştırma Danimarka’da 1980 ile 2003 yılları arasında doğan 1.3 milyon çocuğun tıbbi kayıtlarını inceleyerek elde edilen çarpıcı bulgulara odaklanıyor.

    Anne ve Baba Yaşı Otizm Riski
    Anne ve Baba Yaşı Otizm Riski

    Ebeveyn Yaşının Rolü:

    Araştırmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri, her iki ebeveynin de 35 yaşın üzerinde olmasının otizmli çocuk sahibi olma olasılığını artırdığını gösteriyor. Ancak, ilginç bir şekilde, her iki ebeveynin 35 yaşın üzerinde olması durumunda bu riskin daha da artmadığı ortaya çıkıyor.

    Detaylı İnceleme:

    Araştırmacılar, 9.556 otizmli çocuk üzerinde yaptıkları incelemede, özellikle anne ve baba yaşı otizm riskini nasıl etkilediğini derinlemesine incelediler. Bulgular, anne ya da baba yaşıyla otizm arasında belirgin bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

    Cinsiyet ve Yaşın Rolü:

    Araştırma, anne ve baba yaşının yanı sıra cinsiyetin de önemli bir faktör olduğunu gösteriyor. Özellikle, 35 yaşın altındaki erkeklerde ve kadınlarda otizm riskinin farklı şekillerde arttığına dair dikkat çekici bulgular mevcut.

    Klasik Otizm ve Ebeveyn Yaşı:

    Çalışma aynı zamanda klasik otizm tanısı alan çocuklarda ebeveyn yaşının etkilerini de ele alıyor. Sonuçlar, klasik otizm vakalarında riskin daha belirgin olduğunu ortaya koyuyor.

    Forum: Otizimli Çocuğu Olan Anneler Tıklayın!

    Genetik ve Çevresel Faktörlerin Rolü:

    Araştırmacılar, ebeveynlik yaşı ve otizm riski üzerindeki etkisinin sadece genetik faktörlerle açıklanamayacağını, çevresel etkenlerin de bu kompleks denklemde rol oynadığını belirtiyor. Sperm ve yumurtalarda meydana gelen spontan mutasyonların yanı sıra, çeşitli genetik faktörlerin ve çevresel etkenlerin bir araya gelerek riski artırdığına dair teoriler üzerinde duruyorlar.

    Sonuç:

    Bu araştırma, ebeveynlerin yaşının otizm riski üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamıza katkı sağlayarak, bu karmaşık konuda farkındalığı artırıyor. Ancak, daha fazla araştırma yapılması ve geniş kapsamlı analizlerle desteklenmesi, bu konudaki bilgi düzeyimizi daha da zenginleştirebilir.

    Referanslar: 1: Parner ET ve ark. Ann. Salgın. 22 , 143-150 (2012) PubMed

  • Ebeveynlik Yaşı ve Otizm: Derinlemesine Bir İnceleme

    Ebeveynlik Yaşı ve Otizm: Derinlemesine Bir İnceleme

    Yaşlı ebeveynlerin otizmli çocuk sahibi olma olasılığı neden daha yüksektir? Bu yazıda, ebeveynlik yaşı ve otizm riskini nasıl etkilediğini ve diğer risk faktörlerini inceleyeceğiz.

    Otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal etkileşim ve iletişimde zorluklar, tekrarlayan davranışlar ve sınırlı ilgi alanları ile karakterize bir nörolojik bozukluktur. OSB’nin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. Son zamanlardaki araştırmalar, ebeveynlerin yaşı ile otizm riski arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Özellikle yaşlı babaların otizmli çocuk sahibi olma olasılığının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.

    Bu makalede, ebeveynlik yaşı ve otizm arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz. Aşağıdaki konuları ele alacağız:

    • Babaların yaşı ve otizm riski
    • Annelerin yaşı ve otizm riski
    • Genç anneler ve de novo mutasyonlar
    • Otoimmün durumlar ve diğer faktörler
    • Ebeveynlik yaşı ve otizm epidemiyolojisi

    Bu bilgiler, aile planlaması yaparken otizm riskini nasıl minimize edebileceğinizi anlamanıza yardımcı olacaktır.

    Ebeveynlik Yaşı ve Otizm: Derinlemesine Bir İnceleme

    Otizm, karmaşık ve çok yönlü bir spektrum bozukluğu olup, etkileyen faktörler arasında ebeveynlerin yaşları da önemli bir rol oynayabilir. Son on yılda yapılan araştırmalar, özellikle yaşlı ebeveynlerin otizmli çocuk sahibi olma olasılığının genç ebeveynlere kıyasla daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, ebeveynlik yaşı ile otizm arasındaki karmaşık ilişkiyi anlamak için bir dizi faktörü göz önünde bulundurmak önemlidir.

    Ebeveynlik Yaşı ve Otizm
    Ebeveynlik Yaşı ve Otizm

    1. Babaların Yaşı ve Otizm Riski

    Özellikle yaşlı erkeklerin otizmli çocuk sahibi olma olasılığı üzerine yapılan çalışmalar, dikkat çekici sonuçlar ortaya koymaktadır. İsrail’de yapılan bir çalışma, 30’lu yaşlardaki erkeklerin otizmli bir çocuğa sahip olma olasılığının genç ebeveynlere göre daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum, yaşlı erkeklerin spermlerinde biriken spontan mutasyonların etkisiyle açıklanabilir.

    2. Anne Yaşı ve Otizm İlişkisi: Karmaşıklığın Anahtarı

    Anne yaşı ile otizm arasındaki ilişki daha karmaşıktır. Bazı araştırmalara göre, kadınların hem çok gençken hem de çok yaşlıyken otizmli bir çocuğa sahip olma olasılıkları daha yüksek görünmektedir. Ancak bu konudaki net anlayış henüz oluşmamıştır, çünkü farklı çalışmalar çeşitli sonuçlar ortaya koymaktadır.

    Forum: Otizimli Çocuğu Olan Anneler Tıklayın!

    3. Genç Anneler ve De Novo Mutasyonlar

    Genç annelerin otizmli bir çocuğa sahip olma olasılığının arttığına dair bazı bulgular vardır. Bu durum, yumurta hücrelerindeki de novo mutasyonların yaşla birlikte artmasından kaynaklanabilir. Bu mutasyonlar, çocuğun genetik yapısını etkileyerek otizm riskini artırabilir.

    Ebeveynlik Yaşı ve Otizm
    Ebeveynlik Yaşı ve Otizm

    4. Otoimmün Durumlar ve Diğer Faktörler

    Araştırmalar, yaşlı ebeveynlerde otoimmün durumların daha sık görülmesinin otizm olasılığını etkileyebileceğini göstermektedir. Bu, otizmin sadece genetik faktörlere değil, aynı zamanda çevresel etmenlere de bağlı olduğunu düşündürmektedir.

    5. Ebeveynlik Yaşı ve Otizm Epidemiyolojisi

    Ebeveynlik yaşı ve otizm arasındaki ilişki, otizm epidemiyolojisinin sadece küçük bir yüzdesini oluşturabilir. Ancak bu konudaki araştırmalar, otizmin altında yatan biyolojik mekanizmalar hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır.

    Sonuç olarak, ebeveynlik yaşı ve otizm arasındaki ilişki karmaşık ve çok yönlüdür. Genç ve yaşlı ebeveynlerin otizm riski üzerindeki etkilerini anlamak, hem bilimsel hem de sosyal açıdan önemli bir konudur. Bu alandaki ileri araştırmaların, otizmin kökenleri ve önlenmesi üzerindeki potansiyel etkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacağı umulmaktadır.

     

    Not: Bu yazı sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi bir sorunuz veya endişeniz varsa lütfen bir doktora danışınız.

  • Otistik Çocuklar İçin 5 En İyi Otizm Takviyeleri

    Otistik Çocuklar İçin 5 En İyi Otizm Takviyeleri

    Otistik çocuklar için en iyi takviyeler arasında omega-3 yağ asitleri, probiyotikler, magnezyum, çinko ve B6 vitamini yer alıyor. Bu doğal takviyeler, otistik çocukların davranışlarını, iletişimlerini ve odaklanmalarını desteklemeye yardımcı olabilir. Semptomları hafifletmek için doğal bir yöntem arayanlar için, otistik çocuklar için en iyi takviyeler hakkında okumaya devam edin.

    Otistik Çocuklar İçin 5 En İyi Otizm Takviyeleri

    Otistik çocuklar için en iyi takviye, çocuğun ihtiyaçlarına ve semptomlarına bağlı olarak değişebilir. Bununla birlikte, en iyi otizm takviyeleri çocukların davranışlarını, iletişimlerini ve odaklanmalarını desteklemeye yardımcı olabilir.

    en iyi otizm takviyeleri
    en iyi otizm takviyeleri

    İşte otistik çocuklar için önerilen bazı takviyeler:

    Omega-3 yağ asitleri

    Omega-3 yağ asitleri, beyin sağlığı için önemli bir bileşen olan EPA ve DHA’yı içerir. Bazı çalışmalar, otistik çocuklarda omega-3 eksikliği olabileceğini ve takviyenin semptomları hafiflettiğini göstermiştir.

    Omega 3 otizme iyi gelir mi?

    Omega-3 yağ asitleri, beyin sağlığı için önemli bir bileşen olan EPA ve DHA’yı içerir. Bazı çalışmalar, omega-3 eksikliğinin otizm semptomlarına neden olabileceğini ve takviyenin semptomları hafiflettiğini göstermektedir.

    Otizm, sosyal etkileşim, dil ve davranış gibi alanlarda zorluklar yaşayan bir nörolojik bozukluktur. Otistik çocuklarda omega-3 eksikliği olabileceği düşünülmektedir. Bu eksiklik, beyindeki bağlantıları ve sinir hücrelerinin işlevlerini etkileyebilir. Omega-3 yağ asitleri, bu bağlantıların ve işlevlerin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, omega-3 takviyelerinin otistik çocuklar için yararlı olabileceği düşünülmektedir.

    Birçok araştırmacı, omega-3 takviyelerinin otizm semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabileceği görüşünde birleşmektedir. Bununla birlikte, bu takviyelerin otizm için kesin bir tedavi olmadığı unutulmamalıdır. Omega-3 takviyelerinin yan etkileri de olabilir ve bu takviyelerin dozajı ve kullanımı mutlaka bir doktor tarafından takip edilmelidir.

    Ayrıca, omega-3 takviyeleri sadece otistik çocuklar için değil, herkes için sağlıklı bir beslenme planının bir parçası olabilir. Özellikle somut düşünme, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi diğer nörolojik bozuklukları olan çocuklar için de yararlı olabilir.

    Omega-3 yağ asitleri, balık yağı ve keten tohumu yağı gibi besinlerde doğal olarak bulunur. Ancak, bunların yanı sıra omega-3 takviyeleri de mevcuttur.

    Probiyotikler

    Probiyotikler, bağırsak sağlığı için faydalı bakterileri içerir. Bağırsak sağlığı, otistik çocuklarda yaygın bir sorundur ve bazı çalışmalar, probiyotik takviyesinin semptomları iyileştirdiğini göstermektedir.

    Probiyotikler otizme iyi gelir mi?

    Otizm, sosyal etkileşim, dil ve davranışsal sorunlar gibi çeşitli semptomlara neden olan bir nörolojik bozukluktur. Otizm için herhangi bir tedavi olmamasına rağmen, bazı takviyeler semptomların yönetilmesine yardımcı olabilir. Probiyotikler, son zamanlarda otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde bağırsak sağlığının önemini vurgulayan bir takviye olarak öne çıkmaktadır. Peki, probiyotikler otizme iyi gelir mi?

    Probiyotikler, bağırsaklarımızdaki faydalı bakterileri içeren takviyelerdir. Araştırmalar, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde bağırsak florasında değişiklikler olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, probiyotikler otizm semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

    Bazı araştırmalar, probiyotik takviyelerinin otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda bağırsak sağlığı sorunlarını hafiflettiğini ve bu sorunların neden olduğu semptomları azalttığını göstermektedir. Örneğin, bir çalışmada, probiyotik takviyesi alan çocuklarda sosyal etkileşim ve dil becerilerinde iyileşme görülmüştür.

    Ancak, bu sonuçlar henüz kesin değildir ve daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

    Magnezyum

    Magnezyum, stresi azaltmaya, uyku kalitesini artırmaya ve odaklanmayı geliştirmeye yardımcı olabilir. Otistik çocuklarda magnezyum eksikliği olabileceği düşünülmektedir.

    Magnezyum otizme iyi gelir mi?

    Otizm, çocukluk çağı nörolojik bozuklukları arasında en yaygın olanıdır. Bu bozukluk, sosyal etkileşim, dil ve davranışta belirgin zorluklar yaşayan çocuklarda ortaya çıkar. Otizm için herhangi bir tedavi yoktur, ancak semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilecek takviyeler vardır. Magnezyum, otizm semptomlarının hafifletilmesi için önerilen takviyeler arasındadır. Bu yazıda, magnezyumun otizm için yararlı olup olmadığını açıklıyoruz.

    Magnezyum, vücudumuzdaki birçok biyokimyasal reaksiyonda rol oynayan önemli bir mineraldir. Magnezyum eksikliği, sinir sistemi ve kas fonksiyonları dahil olmak üzere birçok vücut fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, magnezyum eksikliği, otizm semptomlarına benzer belirtilere neden olabilir. Bu nedenle, magnezyum takviyesi, otizm semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.

    Araştırmalar, magnezyum takviyesinin otizm semptomlarının hafifletilmesinde etkili olabileceğini göstermektedir. Magnezyum takviyesi alan çocuklar, sosyal etkileşim becerilerinde ve davranış sorunlarında iyileşme göstermiştir. Ayrıca, magnezyum takviyesi, otizmli çocukların uyku kalitesini de artırabilir.

    Magnezyum takviyesi alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak, magnezyum takviyesi almadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Magnezyum, yüksek dozlarda alındığında ishal, mide bulantısı, kusma ve baş dönmesi gibi yan etkilere neden olabilir. Ayrıca, magnezyum takviyesi, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir, bu nedenle doktorunuzla konuşmadan önce magnezyum takviyesi almamalısınız.

    Sonuç olarak, magnezyum, otizm semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilecek doğal bir takviyedir. Ancak, magnezyum takviyesi almadan önce doktorunuza danışmalı ve doğru dozajı takip etmelisiniz.

    Çinko

    Çinko, bağışıklık sistemi için önemlidir ve otistik çocuklarda bağışıklık sistemi sorunları sıkça görülür. Bazı çalışmalar, çinko takviyesinin semptomları hafiflettiğini göstermektedir.

    Çinko otizme iyi gelir mi?

    Otizm, sosyal etkileşim, dil ve davranış gibi alanlarda zorluklar yaşayan bir nörolojik bozukluktur. Otizm için henüz bir tedavi bulunmamaktadır, ancak semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilecek takviyeler bulunmaktadır. Bu takviyeler arasında çinko da yer alır. Bu yazıda, çinkonun otizm için yararlı olup olmadığına dair detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

    Çinko, vücudun doğal olarak bulunan bir mineraldir ve birçok metabolik işlevde rol oynar. Ayrıca bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışması için gereklidir. Bazı çalışmalar, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda çinko eksikliğinin sık görüldüğünü göstermektedir. Bu nedenle, çinko takviyeleri otizm semptomlarını hafifletmek için kullanılabilecek bir seçenek olabilir.

    Bir araştırmada, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklara çinko takviyesi verilmesinin, davranış sorunları, sosyal etkileşim ve dil becerileri üzerinde olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. Ancak, diğer araştırmalar da çinko takviyelerinin otizm semptomlarını iyileştirmede etkisiz olduğunu öne sürmektedir.

    Öte yandan, çinko takviyelerinin yan etkileri de olabilir. Çinko takviyeleri aşırı dozlarda alındığında mide bulantısı, kusma, ishal, baş ağrısı ve halsizlik gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle, çinko takviyesi almadan önce doktorunuzla konuşun.

    B6 vitamini

    B6 vitamini, serotonin üretiminde rol oynar ve otistik çocuklarda serotonin eksikliği olabileceği düşünülmektedir. Bazı çalışmalar, B6 vitamini takviyesinin semptomları hafiflettiğini göstermektedir.

    B6 vitamini otizme iyi gelir mi?

    Otizm, nörolojik bir bozukluktur ve belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Sosyal etkileşim, dil ve davranışta zorluklar yaşayan otistik bireyler için takviyeler, semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Bu yazıda, B6 vitamini takviyelerinin otizm için yararlı olup olmadığına dair bilgilere ulaşabilirsiniz.

    B6 vitamini, vücudun doğal olarak üretmediği bir vitamindir ve çeşitli gıdalarda bulunur. Bu vitamini takviye olarak almak, otistik bireylerdeki bazı semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.

    B6 vitamini, beynin serotonin ve dopamin gibi önemli nörotransmitterlerini üretmek için gereklidir. Serotonin, mutluluk ve zihinsel durumla ilgili bir nörotransmitterdir ve dopamin, öğrenme, hareket ve motivasyonla ilgilidir. Otistik bireylerde bu nörotransmitterlerin düzeylerinde değişiklikler görülebilir.

    B6 vitamini, bağışıklık sistemi fonksiyonları ve kan şekeri düzeylerini de düzenleyebilir. Aynı zamanda, beynin glutamat düzeylerini kontrol ederek, otistik bireylerdeki irritasyon ve aşırı uyarılmaya da yardımcı olabilir.

    Bazı araştırmalar, B6 vitamini takviyelerinin otistik bireylerdeki belirtileri hafifletmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir. Özellikle, yüksek doz B6 vitamini takviyelerinin, dil becerileri, sosyal etkileşim ve davranışta gözle görülür bir iyileşme sağladığı düşünülmektedir. Ancak, bu araştırmaların sonuçları hala tartışmalıdır ve B6 vitamini takviyelerinin otizm için etkili bir tedavi olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur.

    B6 vitamini takviyeleri, yan etkileri de içerebilen yüksek dozlarda alındığında toksik olabilir. Bu nedenle, herhangi bir takviye programına başlamadan önce mutlaka bir doktorla görüşmek önemlidir. Doktor, otistik bireyin semptomlarına, sağlık durumuna ve beslenme düzenine göre en uygun dozu önerir.

    Bu takviyelerin kullanımı öncesinde mutlaka bir doktora danışmak önemlidir. Ayrıca, takviyelerin çocuğun semptomlarını hafifleteceği konusunda kesin bir garanti yoktur. Ancak, bu takviyelerin otistik çocukların sağlığına fayda sağlayabileceği düşünülmektedir.

    oku: Otizimli Çocuğu Olan Anneler Tıklayın!

  • Otistik Çocuk Belirtileri Ve Otizm Tedavisi

    Otistik Çocuk Belirtileri Ve Otizm Tedavisi

    Otizm genellikle yaşamın ilk üç yılında görünen bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Çocuklarda otizm nedir, belirtileri nelerdir? makalemizde otistik çocuk teşhisi ve tedavisi ile ilgili bilgiler verdik.

    Otistik çocuğun özellikleri
    Asosyallik.
    İnsanlarla iletişimde zorlanma.
    Jestlerin ve mimiklerin devamlı olması.

    Çocuklarda otizme neden olur?
    Nedeni tam bilinmemekle birlikte bu hastalıkta genetiğin ve çevresel faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülüyor.

    Yapılan bilimsel çalışmalarda otizm ile ilgili olan belli genler keşfedilmiştir. Buna ek olarak, çalışmalar otizmli insanların beyinlerinin çeşitli bölgelerinde düzensizlikler olduğu görülmüştür.

    Yaygınlık
    Bu rahatsızlığa her ırk, kültür ve farklı sosyoekonomik düzeye sahip kişilerde rastlanabilir. Fakat kız çocuklarında otizm, erkek çocuklara nazaran dört kat daha yaygındır.

    Dünyada ise her 10.000’de 5’i klasik otizm belirtilerine sahiptir. Hafif şiddette otizm ise
    10.000’de 21’dir.

    Otistik Çocuğun Özellikleri Nelerdir?
    Erken belirtiler;
    12 ay boyunca hiç bir belirti görülmeyebilir.
    İsmine cevap vermemesi.
    16 aylık olana kadar hiç konuşmaması, 2 yaşına gelene kadar ise iki üç kelimeli cümle kuramaması.
    Göz kontağından kaçması.
    Oyuncaklarını ve diğer nesneleri hizalamaktaki takıntısı.
    Gülümseme gibi herhangi bir sosyal tepki göstermemesiotistik_cocuk (1)

    Daha ileri zamanda görülen belirtiler;
    *Arkadaş edinmek istememesi, belirgin görülen asosyallik
    *Konuşmada, derdini anlatmakta veya konuşmanın devamını getirmekte zorlanması
    *Oyun oynarken diğer çocuklardan daha üretken eserler ortaya çıkarması.
    *Anlattığı şeyi devamlı tekrarlaması.
    *Kolay kaygıya kapılabilmesi.
    *Belli nesnelere aşırı tepki göstermesi.

    Çocuklarda otizm teşhisi
    Doktorunuz, çocuğunuzun davranış ve gelişim aşamaları ile ilgili tüm bilgileri sizden isteyip, sizle anket düzenleyecektir.
    Şayet çocukta otizm şüphesi varsa, çocuk eğitimi konusunda uzman bir psikolog, nörolog, psikiyatrist, bir konuşma terapisti ve diğer uzmanlar ile çocuğunuzun otizm olup olmadığını teşhis etmek için geniş kapsamlı bir değerlendirme yapılacaktır.
    Otizmde erken teşhis önemlidir, 24 aydan önce hastalık teşhis edilebilir.otistik_cocuk (2)

    Çocuklarda otizm tedavisi
    Erken müdahale, uygun bir terapi ile durum iyileştirilebilir.
    Günümüzde otistik çocuğu tedavi amaçlı farklı eğitim ve davranışsal programlar vardır. Mesela atla terapi, yunus balığı ile terapi bunlardan bazılarıdır.

    Davranış terapisi
    Bu terapi istenilen davranışları pekiştirmeye, istenmeyenleri sınırlamaya yöneliktir.
    Çocuğa davranış terapisi uygulanmadan önce aile ve öğretmen eğitiminden geçmeli ve çocuğun tedavisi öyle gerçekleştirilmelidir.

    Özel eğitim programı
    Özel eğitim programı çocuğun sosyalleşmesini, insanlarla iletişime girmesini kolaylaştırmayı amaçlar.

    Farmakoterapi: Çocuk, diğer tedavilere yanıt vermezse, çocuğu ilaçla iyileştirme yoluna gidilebilir.

    İlgili konular;

    Otistik Çocuğa Nasıl Davranmalı? tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Otistik Çocuğa Nasıl Davranmalı?

    Otistik Çocuğa Nasıl Davranmalı?

    Otizm bebeklerde 3 yaşından önce başlayan sosyal iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir hastalıktır.
    Otistik çocuğa nasıl davranmalı? makalemiz otizmli çocuğu olan annelere yardımcı olmak için hazırlanmıştır.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (1)
    Otistik çocuklar özel yaratılmıştır. Hayatı anlamakta biraz zorlanabilirler.
    Bu nedenle onun hayatını düzenlemek, kaos yaşamasını önlemek için bir çizelge oluşturun ve buna uymasını sağlayın.
    Mesela
    Uyanma saati
    Banyo yapma
    Ellerini Yıkama
    Yüzünü yıkama
    Sandalyeye oturma
    Kahvaltı etme
    Eğitici programlar izleme vb bir program hazırlayın.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (2)
    Bu çocuklar evde değişiklik yapılmasından pek hoşlanmazlar.
    Alıştığı sistemi daim odalarında görmek isterler. Odada değişik görüntüler kaygı sorunları yaşamalarına neden olabilir.
    Otistik bir evladınız varsa mümkün mertebe odanın eşyalarında değişiklik yapmayın.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (3)
    Otizmli çocuklarda sık görülen bir davranışta stimlerdir.Stimler, bazı duyuları uyarmak için tekrarlayıcı olarak yapılan davranışlardır. Çok görülen stim davranışları; dönen çamaşır makinesine bakmak, el çırpmak, vücudu sallamak ya da dönmek, oyuncaklarıyada eşyaları arka arkaya dizmek ya da çevirmek, ekolali,inatçılık ve belli cümle kalıplarını tekrarlamaktır. Çocuğun vücut kimsayasındaki düzensizlikler nedeni ile oluşur ve önlem alınmazsa devam eder. Bir doktora başvurup bu stimlerin biyolik mi yoksa psikolojik kaynaklı mı olduğunu tespit edin.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (4)
    Çocuğunuzla sık sık konuşun ve cevap vermesi için onu zorlamayın.
    Onu sıkmadan günlük olaylar, hayat, yapması gerekenler hakkında tatlı tatlı konuşun.
    Anlattıklarınızın bir kısmını anlamayabilir, bu konu canınızı sıkmasyın, otistik çocuklarda doğal bir durumdur.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (5)
    Otistik çocuklar floresan ışıkları genelde rahatsız edici bulurlar.
    Çocuğunuzla zaman geçirdiğiniz alanın doğal yönden aydınlık olmasına dikkat edin.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (6)
    Otistik çocuklar sese karşı çok duyarlıdırlar, gürültü onları aşırı rahatsız eder ve yorar.
    Yaşadığınız ortamda bunu göz önünde bulundurmalı, sakin mekanları tercih etmelisiniz.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (7)
    Otistik çocuklar çevrelerini öğrenme konusunda meraklıdırlar.
    Bu durumda evdeki güvenlik önlemlerini almak hususunda size büyük görev düşüyor.
    Çocuğunuzu düzenli olarak sağlık kontrolünden geçirin.
    Otizmli çocuklar kendilerini ifade etmekte zorlanabilirler, bu durumda hastalıkları tespit etmeyi güçleştirir,
    yapmanız gereken çocuğunuzu ara ara doktora götürüp check up yaptırmaktır.

    otistik_cocuga_nasil_davranilir (9)
    Çocuğunuzu sevin, sevginizi davranışlarınızla sözlerinle gösterin ve onu olduğu gibi kabul edin.
    Evet otizmli çocuklu yaşamak çok zordur, fakat onu yaradanın size
    bir hediyesi, emaneti görüp en iyi şekilde yetiştirmek, yaşadığınız
    çetin imtihanı başarıyla geçmek olur.
    Şunu asla unutmayın! sevgi en iyi ilaçlardandır…

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Sen de bir milyon kişiden biri olmak istemez misin ?

    Sen de bir milyon kişiden biri olmak istemez misin ?

    birmilyon_bileklik Biz Özürlüler Vakfı olarak özürlülüğün; bu sorunla yaşayan bireylerin ya da ailelerinin karşı karşıya kaldıkları bir sağlık sorunu değil, sosyal boyutlarıyla toplumu yakından ilgilendiren ve tüm bireylerin ortak çabasını gerektiren bir insan hakları sorunu olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.

    Devlet ve toplum olarak temel sorumluluğumuz, nüfusun azımsanamayacak bir bölümünü oluşturan özürlü bireylerin sorunlarına sahip çıkarak, sağlıklı politikalar ve kalıcı çözümler üreterek, onların yaşama sevincini yitirmeden, mutlu bir yaşam sürebilmeleri için çaba sarf etmek olmalıdır.

    Özürlüler Vakfı; özürlülük hakkında ihmal edilen konularda, kamuoyunu harekete geçirmek üzere planlı bir şekilde çalışarak, çeşitli etkinlikler yapmaktadır.

    2009 yılında “Haydi Gülümse” isimli bir proje ile 0-15 yaş arasındaki özürlü çocukların (aciliyet sıralarına göre) ameliyatlarını duyarlı kişi ve kurumların katkılarıyla gerçekleştirebildik.

    2013 itibariyle de daha büyük ve kapsamlı bir projeyle yolumuza devam ediyoruz. Sırada ameliyat olmayı bekleyen daha çok çocuğumuz var, onların da yarınlara umutla, sağlıkla bakabilmeleri için duyarlı kişi ya da kurumların destekleri gerekli.

    Şık bileklikler tasarladık. Gelirleri 0-15 yaş arasındaki özürlü çocuklarımızın ameliyat ve tedavilerinde kullanılacak. Proje ile ilgili detaylı bilgi www.birmilyonbileklik.com sitemizde mevcuttur, dilersiniz ziyaret edebilirsiniz.

    Şimdi harekete geçme zamanı!

    Proje ile ilgili ayrıntılı bilgi için www.ozurlulervakfi.org.tr web sitesi ziyaret edilebilir ya da 0212 635 78 42-45 nolu telefonlardan iletişime geçilebilir.

    Birmilyonbileklik Projesi

    Birmilyonbileklik.com, Özürlüler Vakfı tarafından yürütülen projelere ve özellikle özürlü çocukların ameliyat ve tedavilerinin gerçekleştirildiği “Haydi Gülümse” projesine destek sağlamak amacı oluşturulmuş bir yardım ve farkındalık oluşturma sitesidir.

    Bu site üzerinden oluşturulacak bağış havuzundan ameliyat ve tedavi olmayı bekleyen çocukların ihtiyaçları karşılanacak, özürlülerin yaşam standardını geliştirecek projelere destek sağlanacaktır.

    Bir milyon kişiden destek almayı hedeflerken, aynı zamanda “engele karşı” olan bir milyon kişide özürlülük alanında farkındalık oluşturmak da hedeflenmiştir.

    Özürlüler Vakfı’nı destekleyen kişiler için de bileklik bir sembol haline getirilmiştir.

    Sitemiz üzerinden görsellerine ulaşabileceğiniz bileklikler, yapılacak 10TL değerindeki bağış karşılığında size hediye edilmektedir.

  • Haydi Gülümset

    Haydi Gülümset

    Haydi Gülümse Dayanışmanın, sevginin ve paylaşmanın en güzel halidir Ramazan ayı. Özürlüler Vakfı olarak manevi değerlerimizin yüksek olduğu bu ayda sizi de yardımseverliğe davet ediyoruz.

    Haydi Gülümse Projesi, 0-15 yaş arası özürlü ve engelli çocuklarımızın acil durum sırasına göre ameliyatlarını gerçekleştirmektedir. Beş yıldır devam bu proje ile yaklaşık 400 çocuğumuzun yüzü siz değerli destekçilerimiz sayesinde gülümsedi. Yürüyemeyen çocuklarımız yürüdü, duymayan çocuklarımız duydu…

    Aynı zamanda gerçekçiyiz ve bu koşulların yaratılması için öncelikle kamuoyu bilinci ve toplumsal işbirliği oluşturulması gerektiğini biliyoruz. Bunun için bu ramazanda, sizden destek istiyoruz. Bunun için yapmanız gereken tek şey “DESTEK” yazarak 5787’ye mesaj göndermek. (Tüm operatörler için her kısa mesaj 5 TL olup, yalnızca faturalı hatlar için geçerlidir)

    Ramazan için erzak, kumanya ve evinizde kullanmadığınız eşyalarınızı bağışlamak için 0 212 635 7842 numaralı telefon ile iletişime geçebilirsiniz.

    Desteğinizle gülümseyen çocuklarımızı gördüğünüzde sizde gülümseyeceksiniz.

    Haydi Gülümset

    Bizi takip etmek ve diğer bağış kanallarımızı görmek için ozurlulervakfi.org.tr ve facebook.com/OzurlulerVakfi sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz.

  • 7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan

    7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan | 1Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan hastalıklara karşı korunma kalkanı!

    7’den 70’e
    Taş devri diyeti

    Dünyada hiçbir gerçek saklı kalmaz. Üstü ne kadar örtülürse örtülsün, halkın kolayca ulaşabileceği, ucuz ve basit tedavilerin kimi zaman servet harcanan pahalı ve karmaşık tedavilerden etkili olabildiği gerçeği gibi…
    Hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde besin unsurlarını kullandığım Taş Devri Diyeti kitabımın gördüğü büyük ilgi artık “statükocu tıp masalları” yerine gerçekleri duymak istediğimizin ispatı. Ne de olsa Taş Devri Diyeti’ni tabiat ana yazmış, diyet diktatörleri değil!

    Ben akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabilmek için bilgimle ve vicdanımla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeni konu başlıklarıyla genişleterek yeniden kaleme aldığım 7’den 70’e Taş Devri Diyeti kitabının tıp öğrencilerinden diyetisyenlere, hastalardan hekimlere birçok insanın başvuru kaynağı olmasını umuyorum.

    Böyle diyor Ahmet Aydın, sağlıklı beslenmenin başucu kitabında.

    7’den 70’e Taş Devri Diyeti, Aydın’ın 30 yılı aşan hekimlik hayatının bir meyvesi, beslenmeyle ilgili tartışmalara koyulan bir ‘son nokta’ aslında. Kitap, doğru ve sağlıklı beslenerek hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu, yüzlerce bilimsel araştırma ekseninde gözler önüne seriyor. Türk halkının en çok muzdarip olduğu hastalıklara tek tek değiniyor, reklâmlarla pompalanan birçok yararsız hatta zararlı yiyeceği mercek altına alıyor. Bu janjanlı gıdaların bizleri nasıl hasta ettiğini cesurca belgeliyor. Beslenme-hastalık ilişkisini 67 farklı başlıkta inceleyen 504 sayfalık bu dev kitap, bu kapsam ve bütüncüllüğüyle Türkiye ve dünyada da bir ilki temsil ediyor.

    Hamileler, bebek büyütenler, sporcular… Şişmanlar ve depresyondakiler… Kanser, kısırlık, astım, reflü, hipertansiyon, Alzheimer gibi onlarca hastalıktan kurtulmak isteyenler… Özetle yaşlı genç herkes… 7’den 70’e Taş Devri Diyeti hepimiz için en güvenilir başvuru kaynağı!

    KİTABIN İÇİNDE NE VAR ?

    1. Tarih içinde besinlerimizin değişimi ve kronik hastalıklar
    2. Şekerin tarihi
    3. Mısır şurubu, tatlandırıcılar
    4. Gazlı içecekler, enerji içecekleri, kutu meyve suları
    5. Ekmek
    6. Yağların insan sağlığındaki önemi
    7. Sıvı yağlar
    8. Zeytinyağı
    9. Kanola yağı
    10. Kızartma yağları
    11. Tağşiş yağ
    12. Margarin
    13. Balıkyağı
    14. Süt, yoğurt
    15. Yoğurttaki süt proteini yüzdesinin azaltılması
    16. Yoğurtlar niye ekşimiyor?
    17. Süt tozu
    18. Süt, enfeksiyon, kaymaklı yoğurt
    19. Meyveli yoğurtlar
    20. Soya
    21. Et, vejetaryen beslenme
    22. Tavuk
    23. Probiyotikler
    24. Su
    25. Tuz
    26. Beslenme ve fiziksel özellikler
    27. Uyku
    28. Nefes almak
    29. Isıtma kapları, pişirme şekilleri
    30. Tarım ilaçları, Yeşil Devrim
    31. Genleriyle oynanmış tohumlar
    32. Doğal gıda ve organik gıda
    33. Mono sodyum glutamat (MSG)
    34. Beslenme faciası, reklâmlar
    35. Hamilelik öncesi ve hamilelikte beslenme
    36. Süt çocuğu beslenmesi I: 0–6 ay arasındaki beslenme
    37. Süt çocuğu beslenmesi II: Ek gıdalar
    38. Sporcu beslenmesi
    39. Şişmanlık, metabolik sendrom (insülin direnci)
    40. Gut
    41. Kolesterol, kalp-damar hastalıkları
    42. Hipertansiyon
    43. Kanserden korunma
    44. Reflü (göğüs yanması)
    45. Çölyak hastalığı
    46. Sivilceler
    47. Menopoz
    48. Kısırlık
    49. Prostat hastalıkları
    50. Böbrek taşı
    51. Osteoporoz (kemik erimesi)
    52. Romatizmal ve diğer iltihabi (enflamatuar) hastalıklar
    53. Diş sağlığı
    54. Enfeksiyon hastalıkları ve beslenme
    55. Alerjik hastalıklar
    56. Astım
    57. Kistik fibroz
    58. Depresyon
    59. Hiperaktivite, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm
    60. Mültipl skleroz
    61. Unutkanlık, bunama, Alzheimer
    62. Baş ağrısı
    63. Doğumsal metabolizma hastalıkları
    64. Ne yapmalı?

    Ek I: Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri (Modifiye Taş Devri Diyeti)
    Ek II: Taş Devri Diyeti’ne yapılan eleştiriler, çok sorulan sorular
    Ek III: Temel beslenme bilgileri

    PROF. DR. AHMET AYDIN KİMDİR?

    1953 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Hobyarlı Ahmet Paşa İlkokulu, Samsun Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi mezunu.
    1977 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1982 yılında aynı Fakülte’nin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nde uzmanlığını tamamladı. 1982-1986 yılları arasında Çorlu’da askerlik ve Eskişehir’de zorunlu hizmet görevini yerine getirdi. Tekrar döndüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 1988 yılında doçent, 1993 yılında Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı başkanı ve 1994 yılında da profesör oldu.
    Son yıllarını beslenme ile kronik hastalıklar arasındaki ilişkiye yoğunlaştıran Aydın’ın bu konuda halka bilgi veren www.beslenmebulteni.com isimli bir sitesi var.
    Evli ve bir çocuk sahibi olan Aydın’ın çeşitli konularda yazdığı 10 kitabı ve yerli ve yabancı çok sayıda makalesi mevcut.