Etiket: osteoporoz

  • En İyi 6 Kemik Güçlendirici Gıda

    En İyi 6 Kemik Güçlendirici Gıda

    Bu makalemizde sizlere kemik güçlendirici gıdalar, besinler ve içeceklerden bahsedeceğiz. Kemik yapıcı gıdalar listemiz ile daha sağlıklı kemiklere kavuşacaksınız ve osteoporozu önleyeceksiniz. Maalesef 40 yaşına gelindiğinde, vücut eski kemiği değiştirmeyi bıraktıkça bu önemli yapılar kütle kaybetmeye başlıyor. Bu kademeli kayıp, kendi gücünüz altında hareket etme yeteneğinizi etkileyebilir ve kemik erimelerinizi azaltmak için gereken besinleri depolamadığınız sürece, osteoporoz gibi zayıflatıcı bir durum geliştirme riskinizi artırır. Yediğimiz şeyler ve yıllar boyunca yaptığımız faaliyetler kemik sağlığı üzerinde bir etkiye sahiptir.

    Kemik Güçlendirici Gıdalar

    Kötü kemik sağlığı, raşitizm ve osteoporoz gibi durumlara neden olabilir ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde düşme sonucu kemiğin kırılma riskini artırabilir.

    Sağlıklı ve dengeli bir diyet, erken yaşlardan itibaren sağlıklı kemikler oluşturmanıza ve bunları yaşamınız boyunca korumanıza yardımcı olacaktır. Sağlıklı kemikler oluşturmak ve korumak için yiyecekleri diyetinize dahil ettiğinizden emin olun. Konu diyet ve kemik sağlığı olduğunda çeşitliliğin önemli bir faktördür. Bu nedenle, her öğüne iyi bir yiyecek karışımı dahil ettiğinizden emin olun. Kemikleriniz size teşekkür edecek.

    Oku: Kemik Erimesine Ne İyi Gelir?

    Süt, Kemik Oluşturan Kalsiyum için Mükemmel Bir Kaynak Olabilir

    Kemik Güçlendirici Gıda
    Kemik Güçlendirici Gıda

    Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerinin her zaman kemik sağlığıyla ilgili konuşmalarda gündeme gelmesinin bir nedeni var: Kemik gücüne ve yapısına katkıda bulunan ana besin olan kalsiyumdur.

    Tam veya yağsız süt ürünlerini seçip seçmemeniz kişisel tercihinize bağlı olacaktır. Kilo vermeye çalışıyorsa, daha az yağlı ürünler kullanabilir. Mükemmel kalsiyum kaynaklarıdır. Yağı çıkardığınızda, aynı zamanda yağda çözünen vitaminleri de çıkarırsınız. Güçlü kemikler oluşturmak için yağda çözünen vitaminler, takviye edilmiş gıdalar tercih edin.

    Kuruyemiş, Kemikleri Güçlendirmeye Yardımcı Olmak İçin Magnezyum ve Fosfor Sağlar

    Kemik Güçlendirici Gıdalar
    Kemik Güçlendirici Gıdalar

    Kuruyemişler bir miktar kalsiyum içerir, ancak aynı zamanda kemik sağlığı için gerekli olan iki besin daha sunar: magnezyum ve fosfor. Magnezyumun kemiklerdeki kalsiyumu emmenize ve tutmanıza yardımcı olur. Fosfor kemiklerin önemli bir bileşenidir.

    Oku: Kadın sağlığı için magnezyum almak için 5 neden

    Tohumlar, Kuruyemişlere Benzer Kemik Destekleyici Besin Profiline Sahiptir

    kemik güçlendiren gıdalar
    kemik güçlendiren gıdalar

    Chia tohumları, keten tohumu (öğütülmüş olarak yiyin), kabak çekirdeği ve susam tohumları, diyetinize eklemek için sadece birkaç harika tohum çeşididir. Susam kalsiyum, magnezyum ve fosfor mükemmel bir kaynaktır. Diyetinize daha fazla tohum eklemek için, en sevdiğiniz salataya susam tohumları serpmeyi veya bir sonraki pişirme projenize chia tohumlarını eklemeyi deneyin.

    Sebzeler Kemikleri Güçlendirmeye Yardımcı Olan Bir Bol Besin Sağlar

    Kemik Güçlendirici Yiyecekler
    Kemik Güçlendirici Yiyecekler

    Yeşilliklerinizi yemek için başka bir nedene ihtiyacınız varmış gibi ! Turpgillerden sebzeler olarak adlandırılan yapraklı yeşil sebzeler, K vitamini ve kalsiyum gibi kemik sağlığını destekleyen çeşitli besinler sağlar ve belirtildiği gibi, bu besinler kemik sağlığını güçlendirmede rol oynar. K vitamini, sağlıklı kemikler oluşturmaya yardımcı olmak için kalsiyum ile birlikte çalışır. K vitamini eksikliği osteoporoz ve kırıklarla ilişkilendirilmiştir.

    Turpgillerden sebzeler arasında ıspanak, lahana ve brokoli bulunur. Pişmiş lahana K vitamini açısından mükemmel bir kalsiyum kaynağıdır. Çorbalara, salatalara ve daha fazlasına atabileceğiniz bu çok yönlü yapraklı yeşil, aynı zamanda iyi bir kemik dostu A vitamini kaynağıdır. Lahana size göre değilse, brokoliyi tercih edin. Bu sebzeler kemik güçlendirici kalsiyum ve magnezyum sunuyor.

    Ispanak çok miktarda kalsiyum içeriyor gibi görünse de, aynı zamanda kalsiyum emilimini azaltan oksalik asit içerir ve bu nedenle iyi bir kalsiyum kaynağı değildir.

    Fasulye, Kemik Dostu Besinlerle Yüklü Bir Santral Bitkisi Gıdasıdır

    kemik yapıcı gıdalar
    kemik yapıcı gıdalar

    Bir çok fasulye türü vardır. Her türlü fasulye çeşidi magnezyum, kalsiyum ve fosfor gibi kemik yapıcı bir besin içten dozu vermektedir. Buna ek olarak fasulye tipik olarak lif ve protein bakımından yüksektir ve bu da bitki bazlı bir diyet uygulayanlar için özellikle yararlı olabilir. Geçmişte yapılan araştırmalara göre, bitki temelli bir beslenme planı olan vegan bir diyet, yeterince kalsiyum yerseniz kemik kırılması riskinin artmasıyla ilişkili değildir.

    Cinsiyetinize ve yaşam evrenize bağlı olarak yetişkinlerin günde 1.000 ila 1.300 miligram (mg) kalsiyum almasını önermektedir. Fasulye gibi bitki besinleri, bu kalsiyum hedefine ulaşmanıza ve ek besinler sağlamanıza yardımcı olabilir.

    Yağlı Balıklar Sağlıklı Kemikler İçin Besin Maddesi Olan D Vitamini Sağlar

    kemik güçlendirici takviyeler
    kemik güçlendirici takviyeler

    Tek başına diyetin size yeterli D vitamini sağlamamasına rağmen, somon, ton balığı ve alabalık gibi yağlı balıkların güneş ışığı vitamininin bir kısmını sağlamaktadır. D vitamini yağda çözünebilir ve kemik büyümesi ve yeniden yapılandırılmasında önemli bir rol oynar. Spesifik olarak, yetişkinler günde 20 mcg veya 800 IU D vitamini hedeflemelidir. Yağlı balıklar, D vitamini için en iyi besin kaynakları arasındadır.

    Oku: Kalsiyum Ve D Vitamini İçin En İyi Yiyecekler

    K vitamini iki şekilde bulunur: K1 vitamini (filikinon) ve K2 vitamini (menakinon). K2 vitamini, kardiyovasküler sistemi destekler. Ayrıca kemik metabolizmasında gerekli proteinler için bir koenzim görevi görür.

    Bu bulgular, K2 vitamini takviyelerinin menopoz sonrası kadınlarda kemik sağlığını destekler.
  • Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz diyeti aslında kemik erimesi için beslenme olarak da tanımlanabilir. 30’lu yaşlardan itibaren görülmeye başlanan bu rahatsızlık için osteoporoz diyeti nasıl yapılır yazısını oluşturduk. Kemik erimesi diyeti tüm ayrıntılarıyla yazımızda.

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz, vücudumuzdaki kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması sonucunda daha zayıf ve kırılabilir hale gelmeleri ile ortaya çıkan ve tüm iskeletimizi etkileyen ve 30’lu yaşlardan itibaren özellikle kadınlarda menapoz döneminden sonra artan kemik erimesi hastalığıdır. Vücudun yükünü taşıyan sırt ve bel kemikleri zamanla aşınabilir ve hasar görmeye daha yatkın olabilir.

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?
    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz hastası olan kişilerde vücutta çatlak, kırık ve kaburgada eğrileşme görülebilir.

    Osteoporoz hastaları beslenme tüketimlerinde D vitamini ve kalsiyum gibi kemik sağlığı açısından önemli gıdaları eksik etmemelidirler.

    Bu rahatsızlıkla başa çıkabilmeniz için tüketmeniz gereken belirli bir beslenme programı ve düzenli olarak yapılan egzersizler oldukça işinize yarayacaktır.

    Osteoporoz hastaları için hazırlanmış alternatif bir diyeti sizle paylaşmak istiyoruz. Bu diyeti doktorunuzla konuştuktan sonra uygulayabilirsiniz.

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?
    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Sabah uyandığınızda

    1 su bardağı ılık su, 1 çorba kaşığı bal

    Kahvaltı

    Haşlanmış yumurta ve kızarmış ekmek ( seçenek1)

    Kalsiyum katkılı protein tozu ve süt (seçenek2)

    Öğle yemeği

    Ispanak, incir ve peynir salatası

    Fırında balık ve  yeşillik salatası

    Öğle yemeğinden sonra

    1 kase yoğurt (ev yapımı olması daha sağlıklı olacaktır. Dışarıdan hazır olarak aldığımız bir çok yoğurtta süt tozu yada koruyucu madde kullanılır.)

    Ara öğün

    4 badem ve portakal suyu

    Akşam yemeği

    Brokoli Çorbası

    Izgara sardalye ve ya sebzeli sardalya

    Pancar, havuç, bezelye ve süzme peynir ile oluşturulmuş salata

    2 dilim tam buğday ekmeği yada tahıllı ekmek

    Yatmadan önce

    1 bardak sıcak süt

     

  • Her 3 saniyede bir kemik kırılıyor

    Her 3 saniyede bir kemik kırılıyor

    Osteoporoz, yani kemik erimesi, kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması sonucunda daha zayıf ve kırılabilir hale gelmeleriyle ortaya çıkan ve tüm iskeleti etkileyen sistemik bir hastalık.

    Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Dilek Yavuz, 45 yaş üzeri kadınlarda, osteoporoz (kemik erimesi) nedeniyle kırılmalardan hastanede yatarak geçen gün sayısının diyabet, kalp krizi ve meme kanseri de dahil olmak üzere diğer birçok hastalıktan daha fazla olduğunu bildirdi.

    KEMİKLER 30 YAŞINDAN SONRA YIKIM SÜRECİNE GİRİYOR

    Osteoporozla mücadele eden kişilerin günlük faaliyetler sırasında hafif bir çarpma veya kendi yüksekliğinden düşme durumunda dahi kırık sorunu yaşayabileceğini dile getiren Yavuz, pek çok insanda kemik yapımının yaklaşık 30 yaşında ulaşabileceği maksimum seviyeye geldiğini ancak bundan sonra yapım-yıkım dengesinin yıkım lehine değişmeye başladığını söyledi.

    SESSİZ HASTALIK: OSTEOPOROZ

    Prof. Dr. Dilek Yavuz, kemik erimesinin, kırık oluşana kadar belirti veya bulgu göstermediğini, bu nedenle de “sessiz hastalık” olarak adlandırıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Osteoporoz nedeniyle kırılmalar çoğunlukla, bilek, üst kol, kalça ve omurgada olur. Üç santimetreden fazla boy kısalmasıkemik erimesine bağlı omurga kırıklarının göstergesidir. Bel ağrısı omurga kırığına bağlı olabilir. Dünya üzerinde her 3 saniyede bir kemik erimesine bağlı kırık oluştuğu tahmin ediliyor. 50 yaşından sonra her 3 kadından ve her 5 erkekten birinde, hayatlarının geri kalanında osteoporoz nedeniyle kırık oluşuyor. 45 yaş üzeri kadınlarda, osteoporoz nedeniyle kırılmalardan hastanede yatarak geçen gün sayısı diyabet, kalp krizi ve meme kanseri de dahil olmak üzere, diğer birçok hastalıktan daha çoktur. 50 yaş üzerinde bir kadında kemik erimesine bağlı kalça kırığı gelişme riski, meme, yumurtalık ve rahim kanserlerinin toplamına yakalanma riskinden fazladır.”

    MENOPOZ DÖNEMİNDE RİSK ARTIYOR

    Prof. Dr. Dilek Yavuz, menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda, bu dönemden sonra oluşan hızlı kemik kaybı nedeniyle hastalığın gelişmesiyle kırık yaşama riskinin yüksek olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

    “Kemik kütlesi 20’lerin ortalarında en yüksek değerlerine ulaşır. Östrojen kemik üretimini ve döngüsünü düzenlemede ömür boyu hayati rol oynar. Her gün iskeletlerimiz oluşum ve yıkılma geçirir. Ancak adet kesildiğinde, kadınlar östrojensiz kaldığında kemik yıkılması, kemik oluşumunu geçer. Östrojen eksikliğine ek olarak, bağırsakta kalsiyum absorpsiyonu azalması, idrarda kalsiyum kayıpları artışı ve kemik koruyucu hormon kaybı da kemik sağlığı üzerinde olumsuz etki eder. Menopozla tetiklenen kemik kaybı, yumurtalıkları cerrahi olarak çıkarılan kadınlarda veya aromataz inhibitör tedavisi alan kanser hastalarında en şiddetlidir.”

    OSTEOPOROZ ERKEKLERDE DE GÖRÜLÜYOR 

    Osteoporozun daha çok kadınları ilgilendiren bir sorun olarak algılandığını ancak erkeklerde de bu nedenle oluşan kırıkların ileri yaşlarda sıklıkla görülebildiğini dile getiren Yavuz, “Bu yanlış algı, erkeklerde bu konuda korunma, taranma ve tedavi açısından eksiklik oluşturmaktadır. dedi.

    Yavuz, tüm dünyadaki kalça kırıklarının üçte birinin erkeklerde görüldüğünü ve erkeklerde kalça kırığı sonrası ölümün, kadınlara göre 2 kat fazla olduğunu ifade ederek, bu nedenle hem sağlık ekibinin hem de toplumun, bu yanlış algıyı düzeltmek üzere bilinçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

    Kalsiyumun gıda kaynaklarından alınmasını daha çok tercih ettiklerini ancak diyet yoluyla yeterli alamayanlar için yapılacak takviyelerin genel sağlık ve kırık riskini azaltmada faydalı olabileceğini anlatan Yavuz, ancak kalsiyum desteklerinin günde 500-600 miligram ile sınırlı olması gerektiğine işaret etti.

    kemik_erimesi

    GÜNDE 3 PORSİYON SÜT VE SÜT ÜRÜNÜ TÜKETİLMELİ

    Prof. Dr. Dilek Yavuz, günde 3 porsiyon süt veya süt ürünü tüketilmesinin günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

    “Çoğunlukla ek kalsiyum tableti almaya gerek kalmayabilir. Güneşe maruz kalındığında deride üretilen D vitamini kemik ve kas gelişiminde önemli rol oynar. Vücudun kalsiyumu emmesini destekler, paratiroid hormon seviyelerini düzenler, kemiklerin doğru şekilde yenilenmesini ve mineralizasyonunu sağlar, kas kuvveti ve dengesini iyileştirir, böylece de risk azalır. Ayrıca düşmeler, özellikle düşük kemik yoğunluğu olan kadınlarda, sıklıkla kırık nedenidir. Görme ve kas gücüyle, denge zayıfsa ya da dengeyi etkileyen ilaçlar kullanılıyorsa özel tedbirler alınmalı. Evde düşmeye neden olacak şeyler olmamasına özen gösterilmeli ve risk azaltılmalıdır.”

    SİGARA, KEMİKLERİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR

    Yavuz, sigara içenlerin ve daha önce tütün ürünü kullananların içmeyenlere kıyasla daha yüksek kırık riski taşıdığına dikkati çekerek, yüksek riskli hastalarda, riski etkili şekilde azaltmada ilaç tedavilerine ihtiyaç duyulduğunu ve çeşitli tedavi seçeneklerinin bulunduğunu kaydetti.

     

    Kaynak: ntv.com.tr

  • Kemik Erimesi Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

    Kemik Erimesi Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

    Osteoporoz özellikle kadınlarda çok rastlanılan bir kemik hastalığıdır. Kemik erimesi hakkında her şey makalemiz kemik erimesi için şifalı bitkilerden, kemik erimesi tedavisi için doğal yöntemlerden oluşuyor.

    • Osteoporoz kemik yoğunluğunu azaltan bir rahatsızlıktır
    • Bu durum ince ve zayıf kemikler ile sonuçlar.
    • Genellikle kalça, omurga ve el bileği etrafında görülür ve bu bölgedeki kemikler kolayca kırılabilir.

    Kemik Erimesi Belirtileri
    • Sırtta ve eklemlerde ağrı
    • Kamburlaşma
    • Boy kısalması
    • Sınırlı hareketlilik

    Kemik Erimesini Önleyen Yiyecekler İçin Tıklayınız

    1. Kür
    1 Bardak sütün içine bir avuç kavurduğunuz ardından da ezerek tozu hale getirdiğiniz susamı katın.
    İyice karıştırın.
    Günde 3 kez için

    2. Kür
    7 tane bademi geceden suya koyun.
    Sabah olunca sudan alıp rendeleyin.
    Sütle karıştırıp bunu hergün tüketin.

    Kemik Erimesini Önlemek İçin Tavsiyeler

    • Brokoli zengin bir kalsiyum kaynağıdır, bu sebzeden muhakkak bolca tüketin.
      Yemeğini sevmiyorsanız, çorba yapıp içebilirsiniz.
    • Ananas, armut ve elma tüketin
    • Kasları güçlendiren egzersizler yapın.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • 11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası

    11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası

    Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği değerin yaklaşık üç katı kadar olduğu gösterilmiştir. Sağlıklı yetişkinler için önerilen ortalama günlük tuz miktarı yaklaşık 5 gram (yaklaşık 1 çay kaşığı) iken, Türkiye’deki günlük tuz alımı ortalaması kişi başı yaklaşık 18 gramdır. Fazla tuz tüketimi yüksek kan basıncına neden olmaktadır. Yüksek kan basıncı ise ülkemizde ölümlerin ve hastalık yükünün en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının önde gelen risk faktörüdür.

    Hiç tuz ilave etmeden besinlerin içindeki tuzlardan dahi bu miktarı karşılamak mümkündür. Aşırı tuz tüketimi değiştirilebilir bir sağlıksız beslenme uygulamasıdır ve birçok kronik hastalığın temelinde yer almaktadır.

    Ayrıca aşırı tuz tüketiminin sadece yüksek kan basıncı nedeni olmakla kalmayarak günümüzde önemli birer sağlık sorunu haline gelen mide kanseri, osteoporoz, böbrek hastalıklarının gelişimiyle de yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir.

    Fazla tuz tüketimi, idrarda kalsiyum atılımını da artırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur. Kemiklerden kalsiyum kaybının artışı ise kemik erimesini (osteoporoz) ve kemiklerin kırılma riskini artırır.

    • Tuzu gereğinden çok aldığımızda, kandaki tuz miktarı artar ve susarız. Sonuçta su içme gereği duyarız.

    • İçilen su ile birlikte fazla tuz, idrarla, terle dışarı atılır. Ancak böbreklerde, karaciğerde bozukluk olursa, tuz dışarı atılamaz. Kanda miktarı artar ve suyu da çekerek vücudun belirli yerlerinde “ödem” denilen şişkinlikler oluşturur.

    • Aşırı terleyenlerde, ishalde ve günde 4 litreden fazla idrar çıkaranlarda tuz alımı artırılmalıdır.

    Tuzlu tatlara bağımlılık çocukluk çağlarından itibaren yavaş yavaş kazanılır. Bebeklerde ek gıdaya geçiş dönemi olan 6. Aydan itibaren verilen besinlere 1 yaşına kadar kesinlikle tuz ilave edilmemeli, 1 yaş sonrasında ise minimum düzeyde kullanılmalıdır.

    TUZ TÜKETİMİNİ AZALTMANIN YOLLARI

    Tuzu azaltmaya önce masaya tuzluk koymaktan vazgeçerek başlayabilirsiniz. Sofrada tuzluk kullanmamakla tuz alımı % 15 azaltılabilir.

    · Yemeklerin tadına bakmadan tuz kullanma alışkanlığından vazgeçiniz.
    · Tuzu kademeli olarak azaltınız.
    · Baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcıları tuz yerine tercih ediniz.
    · Eğer hipertansiyon gibi sağlık probleminiz varsa, mutlaka satın aldığınız hazır ürünlerin etiketlerini okuyunuz. “Tuzsuz” ya da “tuzu azaltılmış” besinleri tercih ediniz.
    · Turşu, ketçap, hardal, zeytin, soya sosu, çeşni, salata sosları vb. yiyeceklerin tuz içeriği yüksektir. Bu besinlerden uzak durunuz ya da çok nadir tüketiniz.
    · Tuz tüketimini azaltmak için işlenmiş gıdalar yerine, daha çok taze gıdalar, özellikle sebze ve meyve tüketiniz.
    · Daha az tuzlu olan ürünleri tercih edin. Mümkünse tuzu yemek tariflerinizden çıkarın.
    · Et, balık, tavuk, kuru baklagiller, süt, yoğurt, yumurta ve pirinç, makarna, yulaf ezmesi gibi daha az sodyum içeren ürünler tercih edebilirsiniz.
    · Maden suları kaynağına göre farklı miktarlarda çözünmüş halde yapısında; sodyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyum olmak üzere çok sayıda mineral ve doğal gaz içermektedir. Bu nedenle satın aldığınız maden sularının sodyum içeriğini etiketinden kontrol ediniz.

    11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası
    11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası

  • Fazla Kilolar Kemik Erimesine Neden Oluyor!

    Fazla Kilolar Kemik Erimesine Neden Oluyor!

    Vücutta pek çok sistemi olumsuz etkileyen obezite, kemiklerde de önemli hasarlara neden olabiliyor.

    Aşırı kilolu insanların kemiklerinde yağ hücreleri oluşuyor ve bu durum kemikleri daha kırılgan hale getiriyor. Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Arda Çınar, obezite ve kemik sağlığı ilişkisi hakkında bilgi verdi.

    ŞİŞMAN İNSANLARDA KEMİK KIRIĞI RİSKİ ARTIYOR

    Obezite ve osteoporoz (kemik erimesi) günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite, genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının istenilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

    Osteoporoz ise kemik kütlesinde azalma ve kemik dokunun mikro-mimarisinde bozulma sonucu kemik kırılganlığının ve kırık riskinin artması ile karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır. Birkaç sene öncesine kadar obezitenin kemik mineral yoğunluğu üzerinde olumlu bir etki oluşturduğu kabul edilse de, yapılan son araştırmalarla bunun doğru olmadığı görülmektedir.

    KEMİKLERİN İÇİNE YAĞ GİZLENİYOR

    Obezitenin iskelet yapısı üzerindeki olumsuz etkisi kemik oluşumundan sorumlu olan kemik iliği hücrelerinin yerini yağ hücreleri geçmesi ve kemiğin gücünü kaybetmesi olarak özetlenebilir. Aşırı kilolu ve osteoporozu olan kişilerde kemik iliği yağ oranı normalin çok üzerinde çıkması bu durumla açıklanmaktadır. Bu durum kalça kemiği ve omurga kemiklerinde yapılan radyolojik taramalarda kemik yoğunluk değerlerinin düşmesi ile sonuçlanmaktadır. Bu da kemikte güç kaybına, kırık oluşma riskinin artmasına yol açmaktadır.

    Kemik erimesini önleyen besinler

    KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

    Menopozdan sonra görülebilen postmenopozal kemik erimesinde, obezitenin kemik mineral yoğunluğuna etkisi araştırılmaktadır. Ancak günümüzde yapılan bilimsel çalışmalarda aşırı kilolu kişilerde yüksek oranda yaşa göre kemik yoğunluğu azalması olduğu görülmektedir.

    Ayrıca hareketsiz yaşam şekli bulunan kadınlarda kemik mineral yoğunluğu kayıpları için risk taşımaktadır. Özellikle aşırı kilolu olanlarda fiziksel aktivenin azlığı kemikler üzerinde büyüme hormon düzeyinde azalışa neden olarak kemik mineral yoğunluğunun devamını engellemektedir.

    Bununla birlikte obezite, oluşan yeni kemiklerin dokusunda daha fazla yağ hücrelerinin bulunmasına ve daha kırılgan bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır. Bu şaşırtıcı sonuç için çesitli mekanizmalar suçlanmaktaysa da sonuç olarak kemiğin osteoklastik ( kemiği eriten) aktivitenin artışı oluşan yağ dokusunun kemik iliğinde daha fazla yer aldığı hipotezini ortaya koymuştur.

    TEDAVİ İÇİN ÖNCELİKLE OBEZİTE KONTROL ALTINA ALINMALIDIR

    Dünya Sağlık Örgütü tarafından osteoporoz için altın standart olarak kabul edilen yöntem DEXA (kemik ölçümü) ve kırık varlığı/yokluğunun birlikte değerlendirilmesidir. DEXA ile kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçülür. Bu sayede osteoporozun tanısal kriterleri sağlanır.

    Obezite tanısı, kabaca vücut kitle indeksi denilen ve kişinin kilosu ile boyunun ölçümü ile yapılan değerlendirme sonrası konulmaktadır. Tedavide öncelikle obezitenin kontrolü gerekmektedir. Sonrasında da kemik ölçümü değerleri tedavi sınırının altında ise ilaç tedavisi uygulanır. 40 yaş üzeri sırt kaslarını değerlendirme ve sırt kaslarını güçlendirici egzersizler, dik duruş egzersizleri ve bel kemiği ile ilgili destek kullanımı yararlı olabilmektedir.

  • Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesi; kemik doku yoğunluğunun azalması, dayanıklığının azalması yani kemik kalitesinin bozulmasıdır. Kemik erimesi arttıkça, kemiklerin kırılganlığı da artar. Kemik Erimesi (Osteoporoz) tedavisinde amaç mevcut kemik kitlesinin korunması veya artırılması, kırıkların önlenmesidir.

    Kemek erimesi belirtileri ? Kemik erimesinin yani osteoporoz belirtileri nelerdir ?

    Kemik Erimesi
    – Kemik erimesinin belirtileri nelerdir?
    – Kemik erimesi neden olur?
    – Kemik erimesi nedir?
    – Kimlerde kemik erimesi riski daha fazla?
    – Kemik erimesi günlük yaşamı nasıl etkiler?
    – Kemik erimesi hangi sıklıkta görülür?

    Öncelikle belirtmek gerekir ki kemik erimesi çoğunlukla hiçbir belirti ve şikayete neden olmaz, yani hasta çoğunlukla kendisinde kemik erimesi başladığını ve ilerlediğini farketmez. Bu yüzden kemik erimesine “sinsi hırsız” denmiştir, sinsi ve sessiz bir şekilde kemik dokusunu çalar anlamında. Belirti olmayan bu kadınlar çoğunlukla doktora başvurduklarında yapılan tetkikler neticesinde tesadüfen teşhis alırlar. Menopoza girdiği için hastaneye başvuran her hastaya kemik erimesini araştırmak için kemik mineral yoğunluğu bakılır ve kemik erimesi varsa bu esnada farkedilir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmayan ve iskelet olarak kendisini çok sağlam hisseden bir kadında da kemik erimesi olabilir, bu yüzden menopoza giren her kadına kemik erimesi açısından da muayene ve tetkik yapılması gerekir. Daha sonra bir kaç yıl aralarla kemik mineral yoğunluğu ölçümü tekrar edilir.
    Kemik erimesi yeni başlamış veya çok hafif olan bir hastada mevcut olan bel ağrısı, diz ağrısı gibi şikayetler kemik erimesi ile ilgili değildir mutlaka başka nedenlerin araştırılması gerekir.

    Kemik erimesi genellikle çok ileri aşamalara geldiğinde ve yaş çok ilerlediğinde bazı belirtiler verir.

    İleri derecede kemik erimesi durumunda görülebilen şikayet ve belirtiler:
    – Sırt ağrısı (Omurga kemiklerinde kemik erimesinin ilerlemesi nedeniyle gelişir.)
    – Bel ağrısı
    – Boyun ağrısı
    – Boy kısalması
    – Öne eğik ve kambur vücut şekli
    – El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar. Çok ileri derecede kemik erimesi varlığında umulmadık basit travmalarla bile kırıkların meydana geldiği görülür.
    – Çok ilerlemiş osteoporoz hastalarında kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet meydana gelebilir.
    – Omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları meydana gelebilir.
    – Ağrı ve kırıklardan dolayı hasta giderek hareketsizleşir.

    Kemik erimesi belirtileri tedavi ile kaybolur mu? Şikayetler tamamen geçer mi ?
    Yukarıda sıralanan belirtilerin tamamınn tedavi ile yok olması beklenemez. Kamburluk ve vücut şekil bozuklukları yok olmasa da en azından ilerlemesinin durdurulması tedavi ile mümkündür. Ağrı şikayetleri çoğunlukla tedavi ile hafifler veya geçer. Kemik erimesi tedavisinde amaç herşeyi tamamen normale döndürmek değildir, kemik erimesinin ilerlemesini durdurmak bile büyük bir kazançtır çünkü tedavi edilmediği taktirde sürekli ilerleyen bir hastalıktır. Tedavi ile en önemli amaçlardan birisi de kırık riskini azaltmaktır.

    Kemik erimesini önlemek için bu yiyecekleri tüketin, işte kemik erimesini karşı yenecek 10 besinler ;

    Kayısı

    Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir.

    Süt

    Kalsiyum, protein, B2-A-E-D vitaminleri, folik asit, fosfor ve demir kaynağıdır. Kalsiyum, D vitamini ve fosfor ile birlikte kemikleri ve dişleri güçlendirmek için çalışır. Bunların eksikliği kemikleri eritir.

    Soğan

    Sarımsakla birlikte enfeksiyonlarla mücadele eder. Kükürt bileşimleri atardamarların zarar görmesini önler. Soğan kemik erimesini de önlüyor.

    Marul

    Sütten bile daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor.

    Brokoli

    Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, adeta bir vitamin deposu. A, E ve C vitaminleri bakımından zengin olduğu ve çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Demir, selen, bakır ve potasyum kaynağı olan brokoli içerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemini güçlendiren bir özelliğe sahip. Antibiyotik özelliğe de sahip olan brokoli bu yönüyle prostat enfeksiyonuna karşı çok etkin.

    Kuru Erik

    Fenolik bileşikler ve bor elementi bakımından zengindir. Bor elementi kemik sağlığını koruyan, kemik erimesine karşı koruyucu özelliktedir. Günlük 100 gram kuru erik tüketiminin, günlük bor gereksinimini karşılayabileceği belirtiliyor.

    Üzüm Çekirdeği Özütü

    Flavonoit tipi bileşenler açısından zengin olup oksidatif hasarı önleyici özelliğinin yanında, kemik erimesine neden olan proteolitik enzimleri de azaltıcı etkisi vardır.

    Nar Özütü

    İçeriğindeki flavonoit yapısında bileşenler nedeniyle üzüm çekirdeği gibi etki gösterir.

    Portakal gibi Narenciye Meyveleri

    C vitamini ve flavonoit yapısındaki bileşenler sebebiyle kemik sağlığı açısından önemlidir

    Elma

    Kemik erimesini azaltıcı etkisi vardır.

    Kemik erimesine karşı doğal bir çözüm ; Yoğurt Nane

    Naneli YoğurtYıllarca yoğun kemik erimesi tedavisi görürken, devlet bunun ilaçlarını vermeme kararı aldı biz emeklilere.

    Bu arada ben yoğurdu çok çok sevdiğim için ve rejim olsun diye her akşam yemek yerine bir kase yoğurt yemeye başladım.

    Ancak öylece yemek değil; içine bir avuçta çok sevdiğim naneden ve biraz da z.yağı ile pul biber koyarak ve içine bir de peksimet doğrayarak.

    Geçen sene kemik ölçümü için verilen tarihte dispansere gidip tahlil ve mr’ larımın çekiminden sonra doktor, kemik erimesinin sızıntıya dönüştüğü yani hızlı erimenin neredeyse durur gibi olduğunu söyledi ve bana ne kullandığımı sordu, ben de hiçbir şey sadece bol naneyle karışık yoğurtyediğimi söyledim;

    Doktor:” – Nane ile yoğurdun birleşmesiyle doping yapmışsınız…” dedi.

    Şimdiyse, her kadın hastaya “Kür olarak haftanın her günü böyle yoğurt yiyeceksiniz ilaç gibi…” diye tembih ediyormuş.

    Benden söylemesi. Denemekten zarar gelmez. Ancak unutmamalı ki yoğurdun içinde mutlaka bolca kuru nane olacak…

    Sağlıklı bir yaşam dileklerimle.

  • Erken menopoz

    Erken menopoz

    Erken menopoz nedenleri , Erken Menopozun Zararları Nelerdir? , Erken menopozun tedavisi , Erken Menopoz Tedavisi, Erken menopoza girmenin zararları ,

    Ülkemizde ve diğer ülkelerde kadınların normal şartlarda 51 yaşına kadar adet olması normal olduğundan, bu yaştan önce adetten kesilen kadınlar erken menopoza girmektedir. Tıpta “prematür menopoz” olarak tanımlanan erken menopoz, 40 yaşın altında ki kadınların adetten kesilmesi olayına denmektedir. Günümüzde 100 kadından 3′ü henüz 40′ına bile basmadan erken menopoza girmektedir. Peki erken menopoznedenleri nelerdir? Kadınlar neden erken menopoza girer? İşte cevapları hanımlar:

    Erken menopoz nedenleri

    Yumurta ve östrojen hormonu üretmekle görevli olan yumurtalıklardan östrojen hormonunun artık üretilmemesi ile menopozbaşlar. Östrojen hormonunun artık üretilmemesi kadınlarda bir takım şikayetlere sebep olur. aniden ateş basmalar, üşümeler, sıkıntı ve strese girme, al ayak terlemesi gibi belirtileri bulunan menopoz, genetik etkenlerden dolayı da erken yaşta ortaya çıkabilir. Bir kadının annesi, teyzesi ve halası gibi yakın derece akrabaları erken menopoza girmiş ise, bu kadının da erken menopoza girme riski bulunur.

    Erken menopoz nedenlerinden biri de, kadınlarda normalde iki tane bulunan X kromozomunun birinin eksik olması ya da ikinci kromozomun yarısının bulunmamasıdır. Genellikle 30 yaşından önce menopoza girmiş olan kadınların sorunu kromozom eksikliğinden kaynaklanır. Kesin tanı için kromozom analizi gerekir.

    Erken Menopozun Zararları Nelerdir?

    Ateş basması, aniden üşüme, el ve ayaklarda terleme, ruhsal sıkıntı, sinirlilik ve stres gibi semptomları bulunan menopoz, erken dönemde husule geldiği zaman bu şikayetlerin yanı sıra kadınların sağlığında birçok olumsuzluklara zemin hazırlamaktadır. Normalde menopoz yaşı 50 yaş civarında olmasına rağmen günümüzde kadınlar 50′li yaşlarına varamadan bazen 40 bazen de 30′lu yaşlarda adetten kesilerek erken menopoza giriyorlar. Erken menopoza girmede genetik faktörler, kromozom eksikliği ya da yaşamsal şartlar rol oynamaktadır…

    Erken menopoza girmenin zararları

    Menopoz, zamanında da görülse, erken dönemde de görülse kadınlarda bir takım sorunlara yol açabiliyor. Ancak erken menopoza girmek çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayarak kadınların genel sağlığını bozuyor.Erken menopozun zararları ise vücuda oldukça fazladır.

    Erken menopozun zararları arasında ise; kalp damar hastalıklar, cildin erkenden yaşlanması, kemik erimesi, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik ve cinsellik anında ağrı gibi şikayetler ve sağlık problemleri ortaya çıkar. Ayrıca östrojen hormonunun eksikliğinden dolayı üro genital sistemde yaşlanma da husule gelir.

    Erken Menopoz Tedavisi

    Kadınlarda bulunan yumurtalıklar, yumurta üretimi ve östrojen hormonu salgılama ile görevli olmakta ve genellikle 50′li yaşlarda östrojen hormonu ve yumurta üretimi durarak kadınlar menopoz denilen döneme girmektedir. Ancak bir takım sebeplerden dolayı menopoz 30′lu ve 40′lı yaşlarda erken husule geldiği için erken menopoz başlamış olur. Erken menopoz tedavi edilmez ise kadınların genel sağlığında çok ciddi bozulmalar yaşanır. Ancak erken menopoz tedavisi için erken evrelerde tedaviye başlamak çok önemlidir.

    Erken menopozun tedavisi

    Öncelikle erken menopozun tedavisinde amaç nedir, bundan bahsedelim sizlere hanımlar. Erken menopoz tedavisinde uzmanların amacı menopozun normal sayıldığı yaşa kadar gerçekleşmemesini sağlamak için kadının ihtiyaç duyduğu hormonları kazandırmaktır. Bunun için erken menopoz yaşayan kadınlara bir takım ilaçlar verilir. Erken menopoza giren kadına 50 yaşına kadar düzenli hormon tedavisi uygulanır. Kadın normal menopoz yaşına geldikten sonra tedavi durdurulur. Ancak istenirse tedavi 5 yıla kadar da uzatılabilir.

  • Erken Menopoz Neden Olur?

    Erken Menopoz Neden Olur?

    Ülkemizde ve diğer ülkelerde kadınların normal şartlarda 51 yaşına kadar adet olması normal olduğundan, bu yaştan önce adetten kesilen kadınlar erken menopoza girmektedir. Tıpta “prematür menopoz” olarak tanımlanan erken menopoz, 40 yaşın altında ki kadınların adetten kesilmesi olayına denmektedir. Günümüzde 100 kadından 3′ü henüz 40′ına bile basmadan erken menopoza girmektedir. Peki erken menopoz nedenleri nelerdir? Kadınlar neden erken menopoza girer? İşte cevapları hanımlar:

    Erken menopoz nedenleri

    Yumurta ve östrojen hormonu üretmekle görevli olan yumurtalıklardan östrojen hormonunun artık üretilmemesi ile menopoz başlar. Östrojen hormonunun artık üretilmemesi kadınlarda bir takım şikayetlere sebep olur. aniden ateş basmalar, üşümeler, sıkıntı ve strese girme, al ayak terlemesi gibi belirtileri bulunan menopoz, genetik etkenlerden dolayı da erken yaşta ortaya çıkabilir. Bir kadının annesi, teyzesi ve halası gibi yakın derece akrabaları erken menopoza girmiş ise, bu kadının da erken menopoza girme riski bulunur.

    Erken menopoz nedenlerinden biri de, kadınlarda normalde iki tane bulunan X kromozomunun birinin eksik olması ya da ikinci kromozomun yarısının bulunmamasıdır. Genellikle 30 yaşından önce menopoza girmiş olan kadınların sorunu kromozom eksikliğinden kaynaklanır. Kesin tanı için kromozom analizi gerekir.

    Erken Menopozun Zararları Nelerdir?

    Ateş basması, aniden üşüme, el ve ayaklarda terleme, ruhsal sıkıntı, sinirlilik ve stres gibi semptomları bulunan menopoz, erken dönemde husule geldiği zaman bu şikayetlerin yanı sıra kadınların sağlığında birçok olumsuzluklara zemin hazırlamaktadır. Normalde menopoz yaşı 50 yaş civarında olmasına rağmen günümüzde kadınlar 50′li yaşlarına varamadan bazen 40 bazen de 30′lu yaşlarda adetten kesilerek erken menopoza giriyorlar. Erken menopoza girmede genetik faktörler, kromozom eksikliği ya da yaşamsal şartlar rol oynamaktadır…

    Erken menopoza girmenin zararları

    Menopoz, zamanında da görülse, erken dönemde de görülse kadınlarda bir takım sorunlara yol açabiliyor. Ancak erken menopoza girmek çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayarak kadınların genel sağlığını bozuyor.Erken menopozun zararları ise vücuda oldukça fazladır.

    Erken menopozun zararları arasında ise; kalp damar hastalıklar, cildin erkenden yaşlanması, kemik erimesi, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik ve cinsellik anında ağrı gibi şikayetler ve sağlık problemleri ortaya çıkar. Ayrıca östrojen hormonunun eksikliğinden dolayı üro genital sistemde yaşlanma da husule gelir.

    Erken Menopoz Tedavisi

    Kadınlarda bulunan yumurtalıklar, yumurta üretimi ve östrojen hormonu salgılama ile görevli olmakta ve genellikle 50′li yaşlarda östrojen hormonu ve yumurta üretimi durarak kadınlar menopoz denilen döneme girmektedir. Ancak bir takım sebeplerden dolayı menopoz 30′lu ve 40′lı yaşlarda erken husule geldiği için erken menopoz başlamış olur. Erken menopoz tedavi edilmez ise kadınların genel sağlığında çok ciddi bozulmalar yaşanır. Ancak erken menopoz tedavisi için erken evrelerde tedaviye başlamak çok önemlidir.

    Erken menopozun tedavisi

    Öncelikle erken menopozun tedavisinde amaç nedir, bundan bahsedelim sizlere hanımlar. Erken menopoz tedavisinde uzmanların amacı menopozun normal sayıldığı yaşa kadar gerçekleşmemesini sağlamak için kadının ihtiyaç duyduğu hormonları kazandırmaktır. Bunun için erken menopoz yaşayan kadınlara bir takım ilaçlar verilir. Erken menopoza giren kadına 50 yaşına kadar düzenli hormon tedavisi uygulanır. Kadın normal menopoz yaşına geldikten sonra tedavi durdurulur. Ancak istenirse tedavi 5 yıla kadar da uzatılabilir.

    Menopozu Geciktirmenin Doğal Yolları için tıklayınız!

  • Kola İçince Vücudumuzda Neler Oluyor?

    Kola İçince Vücudumuzda Neler Oluyor?

    Kolayı çoğumuz düşünmeden tüketiyoruz. Peki, kola içtikten sonra vücudumuzda ne gibi değişiklikler olur…

    İşte bir bardak kolanın dakika dakika zararları.

    İLK 10 DAKİKA:

    * 10 çay kaşığı şeker vücudunuza girer. (Günlük almanız gereken şeker miktarının tamamı kadar)
    * Fosforik asit tat alma duyunuzu keser.

    20 DAKİKA:

    * Kan şekerinizde ani bir yükselme olur.
    * Yüksek miktarda insulin patlamasına neden olur.
    * Karaciğeriniz vücudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna bir yanıt verir.
    * Bu sadece bir kaç dakika içinde olur.

    40 DAKİKA:

    * Kafein emilimi tamamlanır.
    * Kan basıncınız yükselir.
    * Karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamaya başlar.
    * Beyninizdeki adenozin reseptörleri rehaveti önlemek için bloke olur.

    45 DAKİKA:

    * Beyninizde dopamin salgısı artar.
    * Bu tıpkı eroinin vücuta yaptığı tepkimelere benzer.
    * Bu da vücutta depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinko’nun da beraberce dışarı atılması demek.

    BİR SÜRE SONRA…

    * Şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız.
    * Kendinizi halsiz ve bitkin hissedeceksiniz.
    * Vücudunuzda kola ile aldığınız bütün su tekrar dışarı atıldığı için susuzluğunuzu tekrar hissedeceksiniz.
    * Şeker ihtiyacını takiben, kafein isteği de başlayacak (sigaradaki gibi)…