Etiket: öğünler

  • Mutlu diyet ile mutlu son

    Mutlu diyet ile mutlu son

    Diyet yapmayı belli bir süre ile sınırlı, bir işkence dönemi olarak görmemelisiniz. Hayat boyu süren hem sağlıklı hem de fit olduğunuz için sizi mutlu eden bir yaşam tarzı haline geldiğinde mutlu sona ulaştınız demektir…

    Bir derdiniz olduğunda onu paylaşmayı en çok isteyeceğiniz kişi aynı sıkıntıyı yaşamış olan bir yakınınızdır… Eğer bu sıkıntınız “kilolu olmak ve bundan bir türlü kurtulamamak” ise profesyonel destek alacağınız kişinin aynı yollardan geçmiş olması da hedeflerinize ulaşabileceğiniz yönünde size büyük umutlar ve başarı hırsı kazandırabilir. Bu ay dergimizin diyet dosyası için işte böyle bir uzmanla sohbet ettik. Lise yıllarını aşırı kilolu geçiren, kilo vermek için kulaktan dolma hatalı bilgilerle defalarca harekete geçip umutsuzca mucizeler bekleyen ve sonunda çok kararlı bir şekilde doğru bilgilerle ideal kilosuna kavuşan ve ardından da diyetisyenlik mesleğini seçen Çağatay Demir… Anadolu Sağlık Merkezi Mutlu Diyet Kliniği’nde çalışmalarını sürdüren Dyt. Demir ile kendi deneyiminden yola çıkarak diyet yapma kavramını, diyetin doğrularını ve mutlu sona ulaşmanın yollarını konuştuk.

    Diyetisyen Çağatay Demir ile “Mutlu Diyet” adlı kitabının indeksine göz attığınızda ilk başlık şöyle: “Obeziteyi Nasıl Yendim?” Dyt. Demir kitapta aşırı kilolu olduğu çocukluk fotoğraflarını paylaşmıyor ancak anlattıklarını okuduğunuzda gerçek bir deneyimden bahsettiğini anlamak zor değil. Çocukluk yıllarında çok önemsemese de yaşı büyüdükçe kilosunun normal olmadığını fark etmeye başladığını, birçok defa büyük heveslerle kilo verme denemeleri yaptığını, kahvaltı öğününü atlamak, aç kalmak, günde üç dakikada kilo verdiren mucize aletler satın almak gibi çeşitli girişimlerden sonra ise pes ettiğini anlatıyor. Çok tanıdık değil mi? Aslında birçoğumuzun kilo verme macerasının en başından itibaren başvurduğu yöntemler…

    Sonunda bir gün, bir 19 Mayıs töreninde giydiği gösteri kıyafeti ile aynaya baktığında kilo vermek için gerçekten çok kararlı olduğunu fark ediyor. Ve ondan sonra konuyla ilgili piyasadaki tüm kitapları yutarcasına okuması, ardından başarılı bir zayıflama dönemi, nasıl zayıfladığının formülünü soran arkadaşlar ve Diyetisyen Çağatay Demir’i kendi deyimi ile “obeziteyi yenmiş biri olarak insanlara kilo vermeleri konusunda yardım etmek ve hayata bambaşka bakmalarını sağlamak” için Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne giriş… Dyt. Demir, zayıflama başarısının azim, sabır ve iradeye sahip olması olduğunu ancak bunların yanı sıra doğru bilgilerle hareket etmenin önemini de vurguluyor.

    Kilo vermenin doğruları

    Kilo vermek için bir çabaya girdiyseniz ya da girecekseniz önce neden kilo aldığınızı bilmeniz gerekiyor. Diyetisyen Çağatay Demir, ilk sırada son yıllarda daha fazla yemek yiyor oluşumuzun geldiğini belirterek ekliyor: “Besin sanayisinin gelişmesi ile markete gittiğimizde can alıcı ambalajlarda satılan, çok lezzetli, çok uygun fiyatlı kalori bombaları ile karşılaşıyoruz. Reklamların da etkisi ile adeta robotlar gibi gidip o ürünleri alıyoruz. Porsiyonlar gittikçe büyüyor, çoklu paketler gittikçe daha ucuza satılıyor. Tüm bunlar bize kilo olarak geri dönüyor.”

    Ev dışında daha sık yemek yemeye başlamak da kilo almanın nedenlerinden biri… Bir yandan hafif, sağlıklı beslenmek isterken diğer yandan mönüdeki birbirinden çekici seçenekleri görmezden gelmek mümkün olmuyor. Daha büyük porsiyonlar, daha fazla çeşit ve daha fazla lezzet bizi baştan çıkarıyor. Bunun sonucunda kilo almamak ise mümkün olmuyor.

    Bize sunulan yiyeceklerin besin değeri düşüp kalorisi artarken, hayatımıza giren teknolojik gelişmeler de hareket imkanlarımızı kısıtlıyor. Her yere otomobil ile gitmek, market alışverişini dahi online yapmak, televizyon ve bilgisayar karşısında uzun saatler geçirmek harcanan enerjinin düşük kalmasına neden oluyor. Harcanan enerjiyi belirleyen faktörlerden biri de bazal metabolizma hızı… “Kilo veremiyorum çünkü metabolizmam yavaş” cümlesini çok sık duymuş hatta bu cümleyi kendiniz de sık sık kurmuş olabilirsiniz. Dyt. Demir bizi bir gerçekle yüzleştirerek şunları söylüyor: “Haklılık payı olsa da aslında bu bir mazeret… Metabolizmanız ne kadar yavaş olursa olsun gereğinden fazla kalori almazsanız kilo da almazsınız. Bazal metabolizmanızı hızlandırmak içinse daha çok spor ve haftada üç gün kas kütlesini artıracak egzersizler yapabilir, azar azar sık sık beslenebilir ve yeterli uyuyabilirsiniz.”

    Çok yiyip az hareket etmenin yanı sıra yeterli uyku uyumamak da kilo almayı tetikliyor. Yetersiz uyuyan kişilerde doyma sinyalini gönderen leptin hormonu seviyesi düşüyor. Bunun sonucunda vücudun ihtiyacı olmadığı durumlarda bile beyne yemek yeme sinyali gidiyor. Ayrıca iştahı artıran ghrelin hormonunun seviyesi yükseliyor ve daha iştahlı olmaya neden oluyor.

    Gün boyunca bulunulan ortamların çok soğutulması ya da çok ısıtılması da vücudun dış ortam sıcaklığına adapte olmak için fazla çaba harcamamasına ve daha az enerji harcamasına neden oluyor. Kilo alımına neden olan bir diğer sebebin de antidepresan ve kortizon içeren ilaçların daha sık kullanılması olduğu biliniyor.

    Gerçekten hazır mısınız?

    “Diyet söz konusu olduğunda en sık yapılan hatalardan birinin, bunun hayatın bir bölümünde yapılıp bırakılacak bir beslenme tarzı olduğunu düşünmek” diyen Dyt. Demir şöyle devam ediyor: “Kilo vermek için bir yola çıkıp bu yolu en kısa sürede tamamlamanız gerektiğini düşünmeyin. Bu sağlıklı yaşam tarzını hayat boyu uygulamanız gerektiğinin bilincinde olun.”

    Böyle bir yaşam tarzına başlamak için önce hazır olmak, kendini hazır hissetmek ve hazır olduğunuzu hissettiğiniz anda harekete geçmeniz gerekiyor. Dyt. Çağatay Demir, hedefin çok kilo vermek değil, küçük beden giymek olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Protein ve karbonhidratın ayrı ayrı tüketildiği diyetleri yaparak ömür boyu mantı, peynirli börek ya da etli dolma yememeyi göze alabiliyor musunuz? Ya da tonlarca para verip gittiğiniz detoks kampının ardından kendinizi bir kebapçıya atmayacağınızdan emin misiniz? Hedefiniz sürekli uygulanabilir bir beslenme programı olmadığı sürece uygulanabilir olmayan bir diyet düzeninde kilo vermeye çalışmayın.”

    Aynı anahtar her kilidi açmaz

    Diyet yapmaya karar verenlere, arkadaşlarının listelerine başvurmamalarını öneren Dyt. Çağatay Demir, “Hipoglisemisi olan bir bireyle ürik asidi yüksek olan bireyin diyeti tamamen farklıdır. Standart bir diyet listesi uyguladığınıza ise sonuç hüsranla bitecektir” diyor.

    Adım adım Mutlu Diyet

    * Kilo vermeye başlamadan önce mutlaka bir sağlık kontrolünden geçin, kilo almanıza neden olan ya da vermenizi engelleyen hastalıklarınız olup olmadığını öğrenin.

    * Sağlığınızdan olmamak için birlikte çalışacağınız uzmanı iyi seçin, gerekli soruları sorun ve eğitimini öğrenin.

    * Kalıcı olarak kilo vermek için yeme davranışlarınızı değiştirmeye başlayın ancak bunu stresli bir döneminizde yapmayın.

    * Gerçekçi hedefler belirleyin; ilk etapta kilonuzun yüzde 10-15’ini kaybetmeye odaklanın. Haftada yarım ya da 1 kilodan fazla vermeyi hedeflemeyin.

    * Yeme davranışlarınızı değiştirmek için ailenizden ve arkadaşlarınızdan birlikte sağlıklı beslenmek veya egzersiz yapmak için destek isteyin.

    * Ana öğünlerde çok yememek için günde üç ara öğünü ihmal etmeyin.

    * Yavaş yemek yiyebilmek için her lokmadan sonra çatal bıçağınızı bırakarak lokmanızı çiğneyin.

    * Egzersiz yapmaya vakit bulamadığınız mazeretinden vazgeçin ve keyif aldığınız egzersizleri hayatınızın bir parçası haline getirin.

    * Bazı günler sevdiğiniz yiyecekleri yiyin ve sonrasında kendinizi mutsuz hissetmeyin. Ancak planınıza geri dönmek için de çok geç kalmayın.

    Düzenli öğünler kiloların düşmanı

    Dyt. Çağatay Demir üç ana üç ara öğün düzeninin sağlıklı kilo vermek ve metabolizmayı hızlandırmak açısından çok önemli olduğunu vurguluyor ve birçok kişinin aslında öğün düzensizliği nedeniyle kilo aldığını belirtiyor. Sadece öğün düzeni sağlayarak, diyet yapmadan, aç kalmadan kilo verilebileceğini söyleyen Dyt. Demir, kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunun da altını bir kez daha çiziyor. Özellikle öğle ve akşam yemekleri arasında ara öğün yapılmadığında akşam yemeğinin fazla miktar yenildiğini ve daha fazla yağ depolandığını belirten Dyt. Demir, “İkindide yiyeceğiniz bir ara öğün fazladan alınmış kalori gibi görünse de aslında metabolizmanızı hızlandıracak ve akşam yemeğinde daha kontrollü olmanızı sağlayacaktır. Bu ara öğünde protein ve karbonhidratı beraber tüketmeye dikkat edin. Örneğin 200 ml kutu süt ile birkaç kepekli grisini ya da şekersiz çay ile esmer ekmeğe hazırlanmış bir tost tüketebilirsiniz” diyor.

    Öğünlerinizi planlamak için şu önerilere göz atın:

    * Sabah kahvaltınızı kalktıktan en geç bir saat sonra yapın.

    * Öğün aralarınız 2,5-3 saat olsun, dört saati kesinlikle geçmesin.

    * Yatmadan iki saat önce yemek yemeyi bırakın.

    Azar azar, sık sık beslenmenin avantajları

    * Metabolizmanız günlük harcadığınız enerjinizin yüzde 70’ini oluşturuyor ve sık sık yemek metabolizmayı çalıştırarak daha fazla kalori yakmanızı sağlıyor.

    * Sık sık yediğinizde fazla acıkmaz ve fazla kalori de almazsınız.

    * Uzun açlıklardan sonra vücut daha fazla yağ depoluyor, sık yediğinizde ise bu gerçekleşmiyor.

    * Kan şekeriniz düşmez, daha az sinirlenir, daha iyi iletişim kurarsınız.

    * Sindirim sistemi sorunları yaşamazsınız.

    Açlıkla mücadele etmek için

    * Yiyeceklerinizi bir anda azaltmayın, günlük 3000 kaloriden aniden 1200 kaloriye düşmeyin.

    * Ara öğünleri atlamayın. Meyve ve sebze gibi az yağlı ve düşük kalorili yiyecekleri tercih edin.

    * Öğünlerinize çorba ile başlayın. Öğünlerinizden salatayı eksik etmeyin.

    * Elinizin altında düşük kalorili ve yüksek lifli seçenekler her zaman bulunsun.

    * Bir şey yemeden önce gerçekten aç olup olmadığınızdan emin olun. Duygusal durumunuzdan dolayı yemeye yöneldiyseniz kendinizi hemen dışarı atın kısa bir yürüyüş yapın.

    Keyif almayı unutmayın

    Yaşamın en büyük keyiflerinden birinin yemek yemek olduğuna inanan ve bu nedenle sağlıklı beslenmenin ömür boyu salata ve haşlama yemek olarak düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Dyt. Çağatay Demir, “Zaman zaman yemekten çok zevk aldığınız yiyecekleri doğru şekilde tüketmenizde hiçbir sakınca yok. Önemli olan yediklerinizi dengelemeyi başarmak. Yani fazla kaçan bir yemeği takip eden öğünde veya fazla kaçırdığınız bir öğünden önceki öğünde gerekli önlemleri alın. Akşam yemeğinde mantı yiyecekseniz öğle yemeğinde karbonhidrat tüketmeyin. Ya da öğlen kebapçıya gittiyseniz akşam et yemeyin” diyor.

    Pratik ara öğünler

    * Kuru meyveler: Enerjik ve zinde olmanızı sağlarlar.

    * Elma: Kabuğu ile tüketirseniz lif alımınız artmış olur.

    * Mandalina: Soyması zahmetsiz bir vitamin deposu.

    * Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar: Küçük bir avucu geçmediği sürece yüksek lif, magnezyum ve E vitamini içeriği ile diyetinizi destekler.

    * Diyet bisküviler: Miktarı abartmadığınız sürece saklanması ve tüketilmesi kolay bir alternatif.

    Hiç aklınıza gelir miydi?

    Meyve sebze yetiştiriciliğinde böcek ve diğer zararlılardan korunmak için kullanılan pestisit ve diğer kimyasal maddelerin hormonal aktiviteyi artırarak kilo artışına neden olduğunu biliyor muydunuz? Uluslararası standartlarda kabul görmüş miktarlardan fazla kullanıldığında bu maddeler kilo almanın yanı sıra diğer birçok hastalığa da davetiye çıkarıyor. Diyetisyen Çağatay Demir, “Meyve-sebze tüketmekten vazgeçemeyeceğimize göre meyve-sebze tüketme sanatını öğreneceğiz” diyor ve ekliyor: “En kolayı meyve-sebzelerin kabuğunu soymak gibi gözükse de lif ve vitamin kaybı olacağı için bunu önermiyoruz. Bunun yerine yapraklı sebzeleri kısa süre sirkeli suda bekletip tek tek akan su altında yıkayın. Kabuğu ile yenilebilen meyve-sebzeleri ise su dolu kapta beklettikten sonra akan suyun altında fırçalayarak yıkayın. Meyve-sebze yıkamak için tasarlanmış solüsyonlardan da yararlanabilirsiniz.”

    Azı karar çoğu zarar: Yağlar

    Yağlar konusunda bilgilerimiz son yıllarda hızla artıyor. Bir zamanlar obezitenin tek sorumlusu olarak ilan edilen yağların artık vücutta önemli fonksiyonları olduğunu, doğru miktarda mutlaka alınmaları gerektiğini biliyoruz. Hayati fonksiyonları olan yağları doğru tüketmek için Dyt. Çağatay Demir’in şu önerilerine kulak verin:

    * Günlük yağ tüketiminiz toplam kalori alımınızın yüzde 30’unu geçmesin.

    * Bütün yağların kalorisi aynı ve bu nedenle sıvı yağları daha fazla kullanmak gibi bir alternatif yok.

    * Etli sebze yemeklerine ayrıca yağ eklemeyin.

    * Etsiz sebze yemeklerinin bir kilosuna iki çorba kaşığı yağ koyun.

    * Kahvaltıda ekmek üzerine yağ sürmeyin.

    * Süt ve süt ürünlerinin yağsız olanlarını tercih edin.

    * Etlerin görünen yağlarını tüketmeyin.

    * Yağlı tohumların tüketiminde bir küçük avucu geçmeyin.

    * Yağlı hamur işlerinden kaçının.

    * Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini tercih etmeyin.

    * Yağı azaltılmış ürünleri daha fazla tüketme hatasına düşmeyin, aldığınız fazla kalorinin yine de yağ olarak depolanacağını unutmayın.

    * Tereyağı, margarin gibi doymuş yağlar yerine oda sıcaklığında sıvı halde bulunan doymamış yağları tercih edin.

    Mutlu tarifler

    Toyga çorbası

    Malzemeler

    * 3/4 su bardağı nohut

    * 3/4 su bardağı iri bulgur

    * 200 g ince kıyılmış tavuk göğsü

    * 2 su bardağı light yoğurt

    * 2 çorba kaşığı tam buğday unu

    * 1 yumurta sarısı

    * 8 su bardağı su

    * 1/2 çay kaşığı kuru nane

    * 3 kaşık sıvı yağ

    Yapılışı

    Tencereye bir gece önceden ıslatılmış nohut, yıkanmış süzülmüş bulgur, tavuk ve su koyarak yumuşayıncaya kadar pişirin. Yoğurt, un, yumurta sarısını pürüzsüz bir bulamaç olana kadar çırpın. Kaynayan çorbanın suyundan birkaç kaşık su alarak bulamaca katın. Daha sonra bulamacı çorbaya yavaşça, sürekli karıştırarak ekleyin. Tuzu ekleyip birkaç dakika daha kaynatın. Yağı hafifçe kızdırın, kırmızı pul biber ve kuru naneyi yağın içine atın ve yanmadan ateşten indirin. Yağı da çorbanın içine ekleyerek sıcak servis yapın.

    Çiporta

    Malzemeler

    * 1/2 kg semizotu

    * 250 g ebegümeci

    * 2 yeşil kabak

    * 2 avuç taze fasulye

    * 3 orta boy domates

    * 3 orta boy soğan

    * 1 demet maydanoz

    * 2 kaşık zeytinyağı

    * Sodyumu azaltılmış tuz

    Yapılışı

    Soğanları iri iri, küp küp doğrayın ve yağda pembeleştirin. İki adet doğranmış domatesi katın. 3 cm boyunda doğranmış taze fasulyeleri domateslerin üzerine koyun. 3 cm boyunda doğranmış semizotlarını ekleyin. İri şekilde doğranmış kabak ve ebegümeciyi katın. Sebzelerin suyu ile 10 dakika kısık ateşte pişirin. Halka kesilmiş domates, karabiber, tuz ekleyip az sıcak su ilavesi ile pişirin.

    Soslu elma tatlısı

    Malzemeler

    * 4 elma

    * 2 yemek kaşığı diyet marmelat

    * 125 ml light süt

    * 3 yemek kaşığı tatlandırıcı

    * 1 paket vanilya

    * 1 yemek kaşığı nişasta

    Yapılışı

    Elmaları bütün olarak soyun, orta kısımlarını çıkarın. Tencerenin içine çok az su, bir kaşık tatlandırıcı koyup kısık ateşte pişirin. Servis tabağına çıkarttığınız elmaların ortalarına soğuduktan sonra marmelat koyun. Süt, nişasta ve kalan tatlandırıcıyı karıştırarak kısık ateşte pişirin. Kaynamaya başladıktan birkaç dakika sonra kapatın. Karıştırarak soğutun. Ilınınca elmaların üzerine dökerek servis yapın.

    Otlu sufle

    Malzemeler

    * 1/2 demet kadar maydanoz, dereotu, nane karışımı

    * 2 yumurta (sarıları ayrılmış)

    * 2 yemek kaşığı tam buğday unu

    * ½ su bardağı light krem peynir

    * ½ su bardağı yağsız lor

    * Tuz, karabiber

    * ½ kg domates

    * 1 kırmızı soğan

    * 2 yemek kaşığı zeytinyağı

    * Limon

    * Kapları yağlamak için tereyağı, galeta unu

    Yapılışı

    Otları kaynatıp süzün, ince ince kıyın. Yumurta aklarını bir fiske tuz ile kar haline gelecek şekilde çırpın. Geniş bir kaba çırpılmış yumurta sarısı, kıyılmış otlar, tuz, karabiber, elenmiş un ve peyniri koyun. Kar halindeki yumurtayı malzemelerin içine üç seferde çok dikkatlice kesme hareketi ile karıştırın. Bu arada 4 küçük sufle kabını katı tereyağı sürerek yağlayın. İçlerine galeta unu koyup her yeri kaplaması için sallayın. Hamuru kalıplara paylaştırın. 200 derece ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin. Pişme sırasında fırın kapağını açmayın. Bu arada domatesleri ince ince dilimleyip servis tabaklarına paylaştırın. Kırmızı soğanları da küp küp doğrayıp domateslerin üzerine serpin. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve limon sıkın. Sufleleri domateslerin yanına çıkarıp servis yapın.

    Bir haftalık örnek diyet listesi

    1. GÜN

    Kahvaltı:

    1 su bardağı süt

    3 yemek kaşığı müsli

    3 yemek kaşığı tahıllı gevrek

    Kuşluk:

    1 adet kuru incir

    1 adet kuru kayısı

    1 adet ceviz içi

    Öğle yemeği:

    100 g ızgara et, tavuk ya da balık

    Domates, salatalık

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    1 kase probiyotik yoğurt

    Akşam yemeği:

    1 adet zeytinyağlı enginar ve garnitür

    Ya da 1 kase zeytinyağlı yemek

    1 dilim ekmek

    Mevsim salata

    Gece:

    1 porsiyon elma

    2. GÜN

    Kahvaltı:

    1 dilim peynir

    1 dilim ekmek

    3 adet zeytin

    Tatlı kırmızıbiber, sivri biber, maydanoz

    Yeşil çay

    Kuşluk:

    10 adet fındık

    Öğle yemeği:

    Akdeniz salatası

    1 dilim ekmek

    İkindi:

    1 porsiyon elma

    Akşam yemeği:

    1 dilim ızgara somon

    Salata

    1 ince dilim ekmek

    Gece:

    1 su bardağı süt

    1 porsiyon meyve

    3. GÜN

    Kahvaltı:

    1 adet yumurta

    1 üçgen peynir

    1 dilim ekmek

    Tatlı kırmızıbiber

    Kuşluk:

    3 adet tüm ceviz

    Öğle yemeği:

    4 yemek kaşığı zeytinyağlı kurubaklagil yemeği

    1 dilim ekmek

    Az yağlı salata

    İkindi:

    1 bardak kefir

    3 adet taze kayısı

    Akşam yemeği:

    Küçük porsiyon ızgara tavukgöğsü

    Salata

    Gece:

    1 su bardağı taze domates suyu ya da sebze suyu

    4. GÜN

    Kahvaltı:

    1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu

    1 ince dilim peynir

    1 dilim çavdar ekmeği

    Bol taze nane

    Taze maydanoz

    Kuşluk:

    1 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu

    Öğle yemeği:

    1 kase zeytinyağlı sebze yemeği

    1 dilim çavdar ekmeği

    3 kaşık yoğurt

    İkindi:

    1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu

    Akşam yemeği:

    1 kase sebze çorbası

    5 kaşık zeytinyağlı börülce

    1 bardak ayran

    Gece:

    1 adet meyve

    5. GÜN

    Kahvaltı:

    1 bardak süt

    6 yemek kaşığı müsli

    Kuşluk:

    3 adet grisini

    Rezene çayı

    Öğle yemeği:

    150 g ızgara hindi veya tavuk ya da balık

    Mevsim yeşillikleri ile salata

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    Akşam yemeği:

    Sebzeli bulgur pilavı

    Cacık

    Roka salatası

    Gece:

    3 adet erik (1 porsiyon meyve)

    6. GÜN

    Kahvaltı:

    2 dilim taze kaşar peyniri

    2 dilim kepek ekmeği

    Kuşluk:

    1 orta boy meyve

    Öğle yemeği:

    Yarım tavukgöğsü ile haşlanmış sebzeler

    Mevsim salata

    İkindi:

    2 kuru incir, 10 adet fındık

    Akşam yemeği:

    6 kaşık buharda pişmiş mevsim sebzeleri

    1 kase yoğurt

    Domates salatalık salatası

    1 dilim ekmek

    Gece:

    1 orta boy meyve

    7. GÜN

    Kahvaltı:

    1 yumurtalı menemen

    1 dilim peynir

    5 adet zeytin

    1 dilim çok tahıllı ekmek

    Domates, salatalık

    Kuşluk:

    3 adet kuru kayısı

    2 adet ceviz içi

    Öğle yemeği:

    1 tabak domates soslu makarna

    1/2 kase probiyotik yoğurt

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    Akşam yemeği:

    1 dilim ızgara biftek

    6 kaşık haşlanmış veya ızgarada pişmiş sebze

    Mevsim yeşillikleri ile salata

    Gece:

    1 su bardağı süt, 1 adet muz

    Formsanté Dergisi

  • Kilo problemi olanlara tavsiyeler

    Kilo problemi olanlara tavsiyeler

    Diyetisyen Elanur Yılmaz, kilo problemi olanlara altın niteliği taşıyan önerilerde bulundu.Kiloların yol açtığı hastalıkların saymakla bitmediğini dile getiren Büyük Anadolu Meydan Hastanesi doktorlarından Diyetisyen Elanur Yılmaz, “Bu kilolar yaşam kalitesini de düşürüyor.

    Kendi imkanıyla diyet yapan, zayıflamaya çalışan fakat uzmanlardan yardım almadığı için kilolarından kurtulamayan insanlar, ben nasıl zayıflayacağım diye kara kara da düşünürler.

    Kulaktan dolma bilgilerle yapılan her diyet herkese uygun değildir. Kilolarınızdan bıktıysanız, bir an önce kilo vermek istiyorsanız bu önerilerimizi dikkate alabilirsiniz” dedi.

    Diyetisyen Elanur Yılmaz’ın altın değerindeki önerileri şöyle:“İş hayatınızın yoğunluğu ya da çocuklarınızın bakımı sırasında atladığınız öğünlerin sizin kilo verememenizde en büyük etken olduğunu biliyor muydunuz? Atladığınız öğünleri ‘Aslında az yiyorum, mesela öğle yemeği yemiyorum az kalori alıyorum, kardayım’ mantığıyla bakmaktan vazgeçin. Çünkü saati geldiğinde yemediğiniz her öğün karşılığında metabolizmanızı yavaşlatıyor ve bir sonraki öğünün yağ olarak depolanmasını o kadar kolaylaştırmış oluyorsunuz. Ummadığınız besinler yüksek enerjiye sahip olabilir bu nedenle porsiyon kontrolünü iyi bilmek önemlidir. Örneğin iki yemek kaşığı pilavın bir dilim ekmeğe eşit olduğunu bilirseniz bir tabak dolusu pilav yediğinizde yaklaşık yarım ekmek tükettiğinizi bilir, bunun yerine pilavı diğer yemeklerin yanında garnitür olarak tercih edersiniz.”
    YETERSİZ EGZERSİZ VE AZ UYKU-ÇOK UYKU
    “Artık sizin için rutinleşmiş hareketler (örneğin bakkala yürüyerek gitmek, asansör kullanmamak vb.) spor sayılmaz. Kilo vermek, daha doğrusu iyi bir yağ yakımı sağlamak istiyorsanız yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi bir sporu düzenli bir şekilde hayatınıza dahil etmelisiniz. Eğer normalde de aktif bir spor hayatı olan biriyseniz yaptığınız sporun cinsi ve sıklığı önemlidir. Çünkü her sporun harcattığı enerji farklı olduğundan yapılması gereken süre de kişiye göre değişmektedir. Eğer spor yaptığınız halde zayıflayamıyorsanız belki yaptığınız spor çeşidi doğrudur ama tam yağ yakımı başladığı sırada siz sporunuzu sonlandırıyorsunuzdur. Daha az ya da fazla uyuyan insanların gün içinde daha fazla kalori aldıkları bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda doktorlar; uyku eksikliğinin ve fazlalığının hormonların düzgün salgılanmasını etkileyebileceğinin öngörmüşlerdir.”

    AŞIRI STRES VE DİYETİ HATALI UYGULAMA
    “Mutluluk verici besin olarak bilinen çikolata stresli zamanlarda en çok tercih edilen yiyeceklerden biridir. Vücutta mutluluk hormonu olarak bilinen ‘seratonin’in salgılanmasına yardımcı olan çikolata aynı zamanda enerjisi yüksek olduğundan kilo alımına da neden olabilir. Stres gerek hormonal düzen üzerindeki etkisiyle, gerek kişiyi kalorili besinlere yöneltmesi ( özellikle karbonhidrat içeriği yüksek besinler ) sebebiyle kilo verememenizin altındaki nedenlerden biri olabilir. ‘Nasılsa enerjisini harcadım’ düşüncesi ile spordan sonra oturup diyetinizde olmayan bir yiyeceği yemek, masum olduğunu düşündüğünüz salataları kattığınız soslarla kalori bombası haline getirmek, meyveyi ara öğünde değil yemeğin üzerine yemek gibi hatalı hareketler kilo verme konusunda bütün emeklerinizi boşa çıkarabilir.”

    METABOLİK SORUNLAR VE İDEAL KİLODA OLMA
    Diyet ve egzersiz hayatınızın bir parçası olduğu halde hala kilo veremiyorsanız altında yatan nedenlere bakmak lazım. Steroidler, bazı psikiyatrik ilaçlar, insülin ve bazı beta blokerler gibi ilaçlar kilo kontrolünü sağlamak konusunda zorluklara yol açar ve genelde bu sorunlar kilo alınarak son bulur. Bunun yanı sıra farkında olmadığınız tiroitle ilgili bir rahatsızlığınız veya insülin direnciniz de olabilir ki böyle bir durumda tedavi doktor ve diyetisyen işbirliğiyle olmalıdır. Bedeniniz size artık verilecek daha fazla kilo olmadığını söylüyor olabilir. Bu mesaja kulak verin çünkü aksi takdirde kaybettiğiniz kilolar kastan olmaya başlayacak. Vücut yağı belli bir düzeye indiğinde vücut kendini korumaya alır ve daha fazla enerji harcaması olduğunda kaslardan harcamaya başlar. Bu nedenle ideal kiloda olup olmadığınızı anlamak amacıyla bir diyetisyene başvurun.”

    Güncel Diyet Haberleri için tıklayın !

  • 3 Öğün Mü, 6 Öğün Mü?

    3 Öğün Mü, 6 Öğün Mü?

    Genel olarak biz diyetisyenler, her zaman az ve sık yeme prensibinin, bireyin açlık hissi yaşamadan, kilosunu ve kan şekerini kontrol edebildiğini savunuruz.

    Ve programlarımızı kişiye özel olacak şekilde; yaşam tarzı,
    Sevdiği besinler, çalışma hayatı ve seyahat planlarını dikkate alarak 5-6 öğün şeklinde düzenlemesini öneririz. Alınması gereken toplam kalorinin gün içine dağıtılmasının pek çok avantajı var.

    Sıklık eşittir kalite mi?
    Öğün sıklığı ve diyetin kalitesi arasındaki ilişkiye yönelik 20 yaşın üzerindeki 11 bin bireyle yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre; ara öğünlerin sayısının artmasıyla vücuda A, C, E, D vitaminleri, kalsiyum, potasyum, demir ve magnezyum alımı artıyor. Ara öğünleri düzenli tüketmek aynı zamanda bireye enerji sağlıyor. 65 yaş üzeri kişilerdeyse ara öğünlerde tüketilen içeceklerle yeterli sıvı alımı daha rahat sağlanıyor.

    Genelde meyveler, yağlı tohumlar, tam tahıllılar, süt ve süt ürünleri sıklıkla ara öğün olarak tercih ediliyor. Hem pratik olan hem de kolay bulunabilen bu besinler, doğru miktarda tüketildiğinde kaliteli beslenmenin önemli parçası haline geliyor. Çalışmanın genel sonuçları değerlendirildiğinde de öğün sıklığındaki artışın diyet kalitesini olumlu yönde etkilediği görülüyor.

    İnce bel için ara öğün yapın
    Genç kızlar üzerinde yapılan bir diğer çalışmada daha sık ara öğün yapanların bel çevreleri daha ince ölçüldü. Az ve sık yemek yiyenlere göre, diğer gruptakilerin 3.6 kg. daha fazla kilo aldığı görüldü. Araştırmacılar; sık aralıklarla öğün alımının bireyin daha uzun süre tok hissetmesini sağlayarak, fazla kilo alımını engellediği görüşünde. Daha önceki çalışmalarda da, sık besin tüketiminin daha düşük kiloyla bağlantılı olduğu ortaya konmuştu. Ancak ara öğünde tüketilen besinin çesit ve miktarı doğru seçilmeli.

    ZiHNi AKTiF HALE GETiRiYOR
    Beynimiz enerji için glikozu kullanır. Bu nedenle özellikle iş ve okul hayatındakiler için kan şekerinin dengede olması, odaklanmak ve beyne yeterli besin gönderilmesi bakımından glikoz önemli.

    DÜZENLİ BESLENME PROGRAMI
    Kahvaltı: 07.00-09.00
    Ara öğün: 10.00-11.00
    Öğle: 12.00-13.00
    Ara öğün: 16.00-17.00
    Akşam: 19.00-20.00
    Gece ara öğünü: 21.00-21.30

    Öğle yemeğiyle akşam yemeği arasında uzun bir süre olduğu için mutlaka 16.00-17.00 saatlerinde bir ara öğün yapılmalı. İkindi ara öğününü, tıpkı kahvaltı gibi günün en önemli öğünü olarak kabul edebiliriz çünkü bu ara öğün atlandığında akşam yemeğinde açlığı kontrol etmek zor olur. Akşam saatlerinde metabolizma hızımız azalmaya başlar, bu nedenle saat 20.00’den sonra kalori yoğunluğu yüksek öğünler tüketmek yerine aşağıdaki minik ara öğünleri deneyebilirsiniz.

    GECE AÇLIĞINI BASTIRAN ARA ÖĞÜNLER
    * 1 porsiyon meyve, yağsız yoğurt, tarçın.
    * Düşük kalorili sosa (yoğurt, nane, hardal karışımı) batırılmış çiğ sebzeler (salatalık, kırmızı biber, domates gibi).
    * 1-2 grissini, Etimek ve 1 dilim yağsız peynir.
    * 2 yemek kaşığı müsli ve yağsız süt.
    * 1 avuç beyaz leblebiyle 1 yemek kaşığı kuru siyah üzüm.