Etiket: nikah

  • Duvak seçerken nelere dikkat etmeli?

    Duvak seçerken nelere dikkat etmeli?

    Kadınların gelinliklerinden sonra karar vermekte en çok zorlandıkları bir diğer konu duvak seçimi. Duvak seçerken nelere dikkat etmeli?

    Duvak düğünlerin olmazsa olmazlarından. Pek çok da duvak modeli var. Uzun duvak, dirsek hizasında duvak, kısa duvak, kafes duvak, katlı duvak… En uygun duvağı nasıl seçmeniz gerektiğini biliyor musunuz? İşte en gizemli düğün aksesuarınızı doğru seçmenizi sağlayacak altın ipuçları…

    Duvaklar gelinliğin en önemli parçası… Bir gelinliğin tarzını belirleyen modeliyse, o tarzı tamamlayarak hazır hale getiren duvaktır. Bu sebepten duvak seçimi gelinlik seçimi kadar önemli. İşte duvak seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç madde…

    Duvağınızı seçerken gelinliğinizin tarzıyla uyumlu olmasına dikkat edin, mümkünse gelinlik ve duvağınızı takım olarak tercih edin.

    Detaylara dikkat edin!
    Dantel gibi detaylara dikkat edin dümdüz saten bir gelinliği hareketlensin diye dantelli bir duvakla kullanmayın. Gelinliğinizle bütünlük yaratmaya çalışın.

    Takma şekline dikkat edin!
    Saçınız topuz ise duvağınızı topuzun altından takarak daha şık görünün. Saçlarınızı salık bırakıyorsanız duvağınızı tepeden takarak sıradan bir saç imajından kurtulun. Eğer taç kullanıyorsanız duvağınızı mümkün olduğunca sade bir model seçerek alttan takın.

    Mekâna dikkat edin!
    Düğününüzün gerçekleşeceği mekâna göre bir duvak seçin. Özellikle havuzlu ya da dans alanının dar olduğu bir yer ise yerlerde sürünen upuzun duvaklardan tercih etmeyin.

    Yedek duvak yaptırın!
    Duvağınız uzunsa, kısa bir yedek duvak yaptırın ve gecenin ilerleyen saatlerinde daha rahat hareket etmek için duvağınızı kısa olanla değiştirin.

    Renk uyumuna dikkat edin!
    Gelinliğinizin tonu beyaz ya da kırık beyaz olabilir, duvağınızı da aynı tonda seçmeye özen gösterin. Beyaz renklerin hepsi aynı gibi görünse de ara tonları arasında ciddi fark olur.

    Boyuna dikkat edin!
    Duvağınızın boyunu gelinliğinizin modeline göre belirleyin. Kısa ya da deniz kızı modelleri için kısa, uzun ve kabarık modeller için de uzun duvak tercih edin.

    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak 2014 Modelleri
    Duvak Modelleri 2014
    Duvak Modelleri 2014
    Duvak Modelleri 2014
    Duvak Modelleri 2014
    Duvak Modelleri 2014
    Duvak Modelleri 2014
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri
    2014 Duvak Modelleri

  • Kadınlarda ve erkeklerde ideal evlenme yaşı

    Kadınlarda ve erkeklerde ideal evlenme yaşı

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre evlilik için ideal yaşın kadınlarda 18-24, erkeklerde 25-29 yaş olduğu ortaya çıktı.

    Kadınların 18-24, erkeklerin 25-29 yaş aralığında nikah masasına oturması ideal olarak değerlendiriliyor. Kadınların evlenmesi için 30-34 yaş aralığının uygun olduğunu düşünenler ve 18 yaşından önce evlenmenin uygun olduğunu belirtenlerin oranı ise çok düşük.

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadın ve erkek için en uygun ilk evlenme yaşının kaç olduğunu, 10 bin 307’si kadın olmak üzere 20 bin 730 kişiye sordu.

    Kadın için en uygun ilk evlenme yaşı ne olmalıdır” sorusuna ankete katılanların yüzde 66,3’ü “18-24 yaş” cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 29,9’u kadınların 25-29 yaş aralığında evlenmesini uygun bulurken, 30-34 yaş aralığının uygun olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 2,4’te kaldı. Evliliğin 18 yaşından önce olması gerektiğini dile getirenlerin oranı da yüzde 1,2 oldu.

    Erkekler için uygun evlilik yaşına ilişkin soruya yanıt verenlerden yüzde 49,4’ü 25-29 yaş arasını erkek için ideal olarak niteledi. Katılımcıların yüzde 30,6’sı 18-24 yaş aralığını erkeklerin evlenme dönemi olarak belirtirken, yüzde 17,9’u ise 35-44 yaş aralığında evlenmek gerektiğini söyledi.

    Evlenecek kişiler kararı alıyor, aileler destekliyor

    Araştırmaya katılanlara, yaptıkları ilk evliliklerinde eşleriyle nasıl tanıştıkları da soruldu. Katılımcıların yüzde 41’i ilk eşleriyle aile ve akraba çevresinde tanıştığını, yüzde 39,6’sı komşularından veya mahalledekilerden biriyle evlendiklerini söyledi.

    Ankete katılanların yüzde 7,4’ü eşiyle arkadaş ortamında tanıştığını, yüzde 3,5’i okul ve dershane arkadaşlarıyla nikah masasına oturduğunu ifade etti. Katılımcıların sadece binde biri eşiyle internet üzerinden tanıştıklarını kaydetti.

    Araştırmada, evlilik kararının nasıl alındığı da incelendi. Buna göre evliliklerin büyük çoğunluğunun, evlenecek kişinin kararı, ailenin desteği ve onayıyla kurulduğu belirlendi. Evlilik kararının aile içinde ortaklaşa alındığını ortaya koyan araştırmayla, evliliklerin yüzde 82,9’unun evlenecek kişinin kararı ve ailenin rızasıyla gerçekleştiği tespit edildi. Evlenecek kişinin rızası olmadan aile kararıyla yapılan evliliklerin oranı ise yüzde 9,4 oldu.

  • Cinsel uyum testi

    Cinsel uyum testi

    Cinsel uyum, mümkün olduğunca sık seks yapmak anlamına gelmiyor. Komple bir cinsel ve duygusal mutluluk için birbirinizin ihtiyaçları ve arzularını yerine getirme konusunda sorumluluk almanızı gerektiriyor cinsel uyum. Bu, tabii söylendiği kadar kolay değil.

    Şimdi hazırsanız cinsel uyum testini çözün.

    Kendinize karşı dürüst olun ve soruları öyle yanıtlayın.

    Cinsel uyumunuzun “düşük”, “ortalama” ya da “mükemmel” sıfatlarından hangisini hak ettiğini bulun.

    Onun vücudunda çirkin ya da sevimsiz bulduğunuz belli bölümler var mı?
    a. Evet, vücudunda çirkin bulduğum belli bölümler var.
    b. Vücudunun hangi bölgesi olduğuna bağlı.
    c. Hayır, tüm vücudunu çekici buluyorum.

    Zevkten inlendiğinde bu sizi rahatsız ediyor mu?
    a. Evet, beni rahatsız ediyor.
    b. Bazen biraz daha ağırbaşlı olmalı.
    c. Hayır, bunu kendim için daha da tahrik edici buluyorum.

    Topluluk içinde sizi öpmesinden ve size sarılmasından hoşlanıyor musunuz?
    a. Hayır, bunun uygunsuz olduğunu düşünüyorum.
    b. Evet, fakat nerede ve kimlerin arasında olduğumuza bağlı.
    c. Evet, bunu seviyorum. Bana dünyanın en mükemmel kadını olduğumu hissettiriyor.

    Onun her önerisine evet yanıtını vermek zorunda olmadığınız için kendinizi rahat hissediyor musunuz?
    a. Hayır, çünkü o benden her şeye evet dememi bekliyor.
    b. Bu erkeğine bağlı.
    c. Evet, ben özgür bir kadınım!

    Hoşlandığınız şeyleri ondan isteme konusunda kendinizi rahat hissediyor musunuz?
    a. Hayır, buna cesaret edemiyorum.
    b. Evet, ama fantezilerimi hiçbir zaman davranış olarak gerçekleştirmiyoruz.
    c. Evet, karşılıklı olarak isteklerimizi birbirimizden rahatlıkla talep edebiliyoruz.

    Seks hayatınızla ilgili bir sorun olduğunu düşündüğünüzde bunu onunla rahatlıkla tartışabiliyor musunuz?
    a. Hayır, çok utanıyorum.
    b. Evet, ama bunun için bütün cesaretimi toplamam gerekiyor ve kendimi tedirgin hissediyorum.
    c. Evet, bu konuda hiç sorunumuz yok, birbirimize karşı açığız.

    Seks modunda olduğunuzu hissettiğinizde daima bunu partnerinize söylüyor musunuz?
    a. Hayır, seksi onun başlatmasını bekliyorum.
    b. Her zaman değil. Benim bir nemfomanyak olduğumu düşünmesini istemiyorum.
    c. Evet, derhal söylüyorum.

    Vücudunuzun çekici ve güzel olduğunu düşünüyor musunuz?
    a. Hayır, bu seks yaparken beni gerçekten çok rahatsız ediyor.
    b. Vücudumun hangi bölgesi olduğuna bağlı.
    c. Tabii ki, ben seksi bir kadınım.

    Orgazma ulaştığınızda bunu onun anlamasını sağlıyor musunuz?
    a. Hayır, asla sesimi çıkarmıyorum.
    b. Her zaman değil, bunu kendime saklıyorum.
    c. Tabii ki, ona da başardığını göstermek istiyorum.

    Fantezilerden hoşlanıyor musunuz?
    a. Hayır, hiçbir zaman fantezi geliştirmiyorum.
    b. Bazen zevk alıyorum ama bunun asla çıldırtıcı bir şey olduğunu düşünmüyorum.
    c. Evet, fantezileri seviyorum, cinsel isteğimi fazlasıyla uyandırıyor.

    A’lar çoğunluktaysa / Cinsel uyumunuz: düşük

    Sekste kendinizi müthiş konforlu hissetmiyorsunuz. Bu, firijit olduğunuz anlamına gelmiyor, takıntı haline getirmeyin. Seksle ilgili daha keşfedeceğiniz çok şey var, o nedenle biraz maceraya açık olun.

    Çift olarak birbirinize karşı pek açık değilsiniz. Peki ama neden? Belki hala çok genç ve deneyimsizsiniz. Zaman içinde sekste daha rahat hale gelebilirsiniz. Ama süreci hızlandırmak için yatakta kendinizi ifade edin!

    Belki de vücudunuzla ilgili bir sorununuz var. Vücudunuzu sevmeyi öğrenmelisiniz. Sürekli kendinizi saklamaya çalışmanız hiç de seksi bir şey değil bir erkek için. Vücudunuzun ne kadar seksi ve etkileyici olduğunu düşünün.

    Belki de sorun sizin değil, onun vücudu? Eğer vücudunu korkutucu buluyorsanız onu yavaş yavaş keşfetmeye çalışın. Bunun için sizi yönlendirmesini sağlayın. Neleri sevdiğini öğrenin ve yeni şeyler deneyin, ama asla kendinizi rahat hissetmediğiniz bir şeyi yapmayın.

    Hiçbir zaman kendinizi rahat hissetmediğiniz bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Sadece kendinize biraz daha fazla güvenmeniz gerekiyor. Cinsel uyum zamanla kendi kendine gelecektir!

    B’ler çoğunluktaysa / Cinsel uyumunuz: ortalama

    Seks, ilişkinizin önemli bir parçası, ama hala keşfetmediğiniz yönleri var. Bu nedenle henüz tam bir cinsel uyumunuz olduğunu söyleyemesek de bu uyumun derecesini artırmak sizin elinizde.

    Cinsel uyumu yakalama yolunda iyi bir noktadasınız. Güçlü ve zayıf yanlarınızı ele alın. Saplantılarınızı def etmek ve performansınızı geliştirmek için kendinize şu soruları sorun: Vücudunuz hakkında gerçekten ne düşünüyorsunuz? Onu sevgiliniz için bir hediye olarak mı görüyorsunuz? Partnerinize daima ne istediğinizi, nelerin sizi tahrik ettiğini anlatıyor musunuz? Onun vücuduna karşı kendinizi rahat hissediyor musunuz? Erotik fantezileriniz var mı?

    Bu soruları sadece kendinize sormakla kalmayın, partnerinizle de paylaşın. Böylece sizin zayıf ve güçlü taraflarınızdan haberdar olmasını sağlayın. Sonra da zayıf taraflarınızı birlikte nasıl geliştirebileceğinizi tartışın.

    C’ler çoğunluktaysa / Cinsel uyumunuz: Mükemmel

    Çok etkileyici! Cinsel uyumunuz süper! Yani hiçbir saplantınız yok ve seks esnasında tamamıyla kendinizi rahat hissediyorsunuz. Her ikiniz de nelerin sizi tahrik ettiğini, birbirinizden ne istediğinizi iyi biliyorsunuz.

    Seks sizin için tamamen doğal bir şey. Vücudunuzla barışık, seks konusunda rahatsınız ve birbirinizle nasıl iletişim kurulacağını iyi biliyorsunuz. Cinsel fantezilerden de zevk alıyorsunuz. Bunlar kesinlikle ilişkinize negatif etki bırakmıyor.

    Uyumlu bir seks hayatından fazlasına sahipsiniz ve bu, birlikte bir gelecek için iyi bir işaret. Seks yapmak sizin için neredeyse bir sanat! Seks hayatınızı her zaman geliştirebilirsiniz, çünkü siz olabildiğiniz kadar mutlu olduğunuz sürece, ilişkiniz daha iyi bir noktaya gelecektir.

  • Cinsel Uyumu Yakalamanın Yolları

    Cinsel Uyumu Yakalamanın Yolları

    Cinsel uyumu yakalamak için neler yapılmalı? Cinsel uyum için neler yapılmalı ? Sağlıklı bir seks hayatı için birkaç püf noktası…

    Uzman Psikolojik Danışman Hülya Topal anlatıyor: “Cinsel ilişkide sadece kendinizi ya da eşinizi düşünerek hareket ediyorsanız, bu her şekilde eksik bir ilişki yaratacaktır. Cinsel birleşme, her iki taraf için de zevk alınacak, uyum içerisinde ortak duyguların ve sonuçların elde edildiği bir süreç olmalıdır. Aksi takdirde bir tarafa zevk verirken, bir taraf acı çekebilir veya hiçbir şey hissetmeyebilir. Buna bağlı olarak duygu durumunda farklılaşma görülebilir. Mutsuzluk, hayal kırıklığı, öfke, karamsarlık, başka arayışlar vb. duygular cinsel ilişkinize gölge düşürebilir.”

    Doğru bir uyum için neler yapılmalı?
    Uyum; birlikte daha güçlü olmak ve daha iyi sonuçlar alma çabasıdır. Uyum yaşamanın her aşamasında önemliyken, cinsellikte çarpıcı bir öneme sahiptir.

    Hem kendinizi hem de eşinizi tanıyın: Öncellikle kendinizin ve eşinizin bedenini tanıyın. Kendinizle barışık olun. Kendini tanımayan ve kendi ile ilgili olumlu ve olumsuz düşüncelerin farkında olmayan biri, cinsellikte de rahat olmaz.

    İletişim kurun: Karşılıklı konuşarak cinsellikle ilgili kafanızdaki kaygılarınızı, korkularınızı, üzüntülerinizi, geçmiş sıkıntılarınızı, cinsellikle ilgili beklentilerinizi ve hayallerinizi paylaşmalı ve bunları uygun bir dille iletebilmelisiniz. Kendinizin ve eşinizin algı sistemlerini (görsel, işitsel, dokunsal gibi) fark edebilmeniz ve ona bağlı iletişim kanallarını aralamalısınız.

    Kendinizi sevin ve güvenin: Kendinizi sevmezseniz, başkasının da sizi seveceğine inanmanız zorlaşır. Kendinizi güvende hissedin ki, partneriniz de güvenli olarak, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik yaşasın.

    Partnerinize karşı sevgi ve saygı besleyin: Eşlerin birbirlerine karşı saygı ve sevgileri olmadığı takdirde, mutsuz sağlıksız bir cinsel hayatları olur. Gün içinde güzel jest ve mimikler kullanmak, güzel ve anlamlı bir bakış, bir çiçek vermek ya da telefonla hal hatırı güzel aşk sözcükleri ile ifade etmek, sevgi ve ilgiyi ifade eden yollardan bazılarıdır.

    Birbirinize zaman ayırın: Bir şeye biçtiğiniz değer, ona ayırdığınız zamanla ilintilidir. Eşinizle yeni tanıştığınızda birbirinize ayırdığınız zaman belki daha çokken; sonraları çocuk, iş, arkadaşlar, günlük sorunlara odaklanıp birlikte daha az vakit geçirmeye başlamış olabilirsiniz. Eşinizle birbirinize ayırdığınız zaman ilk günkü gibi olmalıdır.

    Tartışmaktan çekinmeyin: Çiftler arasındaki farklılıklar kaçınılmazdır ve tartışma ilişkinin doğal parçasıdır. Eşinizle, her zaman aynı fikirde olmasanız bile, sağlıklı bir şekilde tartışmalı ve duygularınızı paylaşmalısınız. Bu, aranızdaki bağı güçlendirir.

    Sık sık dokunun: Dokunmak insan doğasında var olan bir duygudur ve birey için bir ihtiyaçtır. Dokunmanın vermiş olduğu rahatlık, karşınızdakine güven, destek, koruma, şefkat ve tabii ki heyecan verir.

    Esnek ve değişime açık olun: İnsanlar, fizyolojik ve psikolojik değişimlere bağlı olarak sancılı veya sancısız değişim ve gelişim geçirebilirler. Partnerinizin geçirdiği değişime uyum sağlamanız ya da birlikte değişebilmeniz, size başarılı bir ilişki sürdürebilmeniz için fayda sağlar.

    Spor yapın ve iyi beslenin: Alkol ve kafein tarzı içeceklerden sakınmalısınız, çünkü bunlar cinsel hayatınızı olumsuz etkiler. Ayrıca, düzgün ve esnek bir vücuda sahip olmak için spor yapmalısınız. Örneğin, eşinizle birlikte yaptığınız sabah yürüyüşleri, genel anlamda sağlığınız ve cinsel yaşamınız için son derece önemlidir. Çünkü sinir sisteminiz, salgı bezleriniz ve iç organlarınız arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Cinsel ilişkinizde bu küçük ayrıntılara dikkat ettiğinizde aranızdaki uyumun arttığını fark edeceksiniz.

  • Küçük Evlilik Büyük Sorun

    Küçük Evlilik Büyük Sorun

    Uzmanlar uyarıyor: “Erken yaşta evlilik kesinlikle ağır travmalara ve kalıcı psikolojik rahatsızlıklara neden olur”

    Türk toplumunun kanayan yaralarından biri de erken yaşta yapılan evliliklerdir. Son günlerde kamuoyunda büyük yankı alan bu olgu üzerine, konunun önde gelen uzmanları çok dikkat çekici uyarılarda bulunuyorlar.

    Uzmanlar, toplum tarafından önemli bir sorun olarak görülmeyen erken yaşta evliliklerin, hem çiftleri, hem ailelerini hem de toplumu, hem kısa vadede hem de uzun vadede büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacağının altını çizdiler. Uzmanlara göre erken yaşta evlilik Türk toplumunun aile yapısını tehdit ediyor.

    Konuyla ilgili çok çarpıcı tespitlede bulunan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe,Türkiye’de yapılan her 4 evlilikten birinin küçük yaşlarda olduğuna dikkat çekerek, artık normalleşen meşrulaşanbu olgunun derhal ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.

    Dr. Keçe şunları kaydetti:

    “ERKEN EVLİLİK HAYATTAN ÇALMADIR”

    “Ataerkil ve geleneksel toplum yapısı, erken yaşta evlilikleri normalleştirmiş ve meşrulaştırmıştır. Oysa erken yaşta yapılan evlilikler özellikle kız çocuklarının toplumdaki eşitsiz konumunu pekiştirmekte ve hayat tercihlerini azaltmaktadır. Ruhsal ve bedensel gelişimini henüz tamamlamamış, kendi yaşamının iplerini eline henüz alamamış, haklarını bilmeyen yüzlerce genç kız, ya kendi istekleri ile ya da ailelerinin zorlaması ile evlenmektedir. Toplumun erken yaştaki evlilikler için nedenleri veya mazeretleri her zaman mevcuttur. Bazen yoksulluktan kurtulma isteği, bazen yalnızca bir aidiyet arayışı, bazen mevcut durumda kurtulup daha iyi görülene koşma, bazen köle gibi satılma, bazen “Evde kalırsın, yaşın geçerse kimse seni almaz” gibi yüz yıl öncesinden getirilip halen terk edilemeyen baskılar, bazen bir aşk, bazen de kendini ifade etme isteği, küçük yaşta evliliklerin nedenleriarasındadır.”

    “ERGENLİĞİNİ AŞAMAYAN EVLİLER, SORUNLARLA BOĞUŞUYORLAR”

    “Ülkemizde evlilikler genellikle bir maharet, bir başarı veya bir yetişkinlik hareketi gibi algılanır ve çiftler kararlarını özgürce verirler. Ancak bazen bunun olmadığı evliliklerde olur. Bazen 13–15 yaş arasındaki genç kızlar aileleri tarafından zorla evlendirilmeye çalışılır, bazen de özentiyle genç kızlar evlenmek isterler ve aileleri evliliklerine onay vermediği için evden kaçarlar ve evlendirilmek zorunda kalırlar. Her ne sebeple olursa olsun, erken yaşta yapılan evlilikler yanlıştır. Çünkü halen genç kız olan bu bireyler biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimlerini tamamlamamıştır. Bununla birlikte erken yaşta yaşanan evliliklerde erken hamilelikler sıktır, daha kadın olmadan anne olan bireyler yaşam evrelerini sağlıklı geçirip, sağlıklı bir kişilik yapısı geliştiremezler ve evlilik ilişkilerinde çözümleyici yaklaşımlar gösteremezler. Kendi ergenlik sorunlarını halletmeden önce ebeveyn olan bu tip ailelerin çocukları da sorunlu kişilik yapısına sahip olabilmektedir.”

    “ERKEN EVLİLİK SAĞLIKLI TOPLUM İÇİN TEHDİTTİR”

    “Toplum olarak ilerlemiş bir ülke, iyi koşullarda yaşamını sürdüren insanlar ve mutlu çocuklar beklentimiz var, ancak erken yaşta yaşanan evlilikler bizi bu beklentilerden uzaklaştırmaktadır. Bu noktada hem devletimize hem medyamıza hem ruh sağlığı profesyonellere hem de ailelere çok fazla iş düşmektedir. Evliliğin nasıl bir düzen olduğuna, aile ortamının ne tür şartlara sahip olması gerektiğine ve diğer benzer durumlara açıklık getirilmesi gerekmektedir.

    “18 YAŞ ALTI EVLİLİK YASAKLANMALI”

    Ebeveynlerin çeşitli eğitimlerle görsel ve işitsel medya kullanılarak erken yaşta evlilik, kadın hakları, çocuk hakları, aile içi şiddet gibi önemli konularda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Aile planlaması hizmetlerinin yaygınlaştırılması, aile planlaması olgusunun topluma daha açıklayıcı bir şekilde yansıtılması, din görevlilerinin günümüz koşullarında erken evliliğin sakıncalarını gerekli yerlerde gündeme getirerek vurgulaması önemli hususlardandır. 18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dâhil edilmesi, kadınların ekonomik anlamda özgürlüğünün sağlanması, kadınların iş kurma ve meslek edinmelerinin sağlanması, cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında toplumun bilinçlendirilmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekmektedir.”

    “EVLİLİK ÖNCESİ EĞİTİM ŞART”

    Evlenmeyi düşünen bireylerin ani kararlar almadan önce uzun bir süre birbirlerini tanımamaları gerekir. Unutulmamalıdır ki erken evlilikler o kişilerin çocukluğundan, gençliğinden ve yaşamından çalınan bir takım özgürlükleri akla getirir. Evlilik öncesi fiziksel tahlilleri zorunlu tutan devlet, evlilik öncesi eğitimi şart koşmalıdır. Evlenmeden önce anne-baba ve eş eğitimleriyle çiftlere sertifika verilmeli ve ancak bu sertifikaya sahip çiftler evlenebilmelidir. Annelik, babalık, karılık veya kocalık bir meslektir ve dünyanın en ucuz mesleği gibi eğitimsiz yapılmamalıdır. Ayrıca hem devletimiz, hem medyamız hem de ruh sağlığı profesyonelleri ilk üç yıl çocuk yapılmaması için kamuoyunda ortak bir bilinç yaratmalı ve çiftlerin birbirlerine alışmaları için zaman tanımalıdırlar. Aslında ne koşulda olursa olsun erken yaşta yapılan evliliklerin sonucu baştan bellidir. Bu evlilikler yeni neslin sağlıksız ve yetersiz bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır.”

    “KÜÇÜK YAŞTA EVLİLİK TRAVMADIR”

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ise küçük yaşta evliliğin çiftler için travmadan başka bir anlamı olmadığına dikkat çekti. Henüz gelişimini tamamlamamış gençlerin evliliğin getirdiği ağır sorumlulukları yüklenmesinin psikolojik travmaların ortaya çıkmasına neden olabileceğini belirten Güngör, çiftler için evlilikten önce yaşanması ve deneyimler kazanılması gereken birçok olgu olduğunu kaydetti.

    Psikolog Güngör şunları kaydetti:

    “Erken yaşta yapılan evliliklerde pişmanlık, öfke, özlem, hayal kırıklığı gibi duygular yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Erken evliliklerde ortaya çıkan sorunlar arasında en çok depresyon, kaygı bozuklukları, fobik problemler, güven problemleri, sağlık ile ilgili problemler ve intihar girişimleri bulunmaktadır. Erken yaş evlilikler erken gebelik ve doğumlara yol açabilmektedir. Fiziksel gelişimini ve ruhsal olgunlaşmasını tamamlayamamış gençler erkenden evlendiklerinde, gebelik ve doğumlarda anne veya çocuğun ölümüne, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlayamamalarına neden olabilmektedirler. Ayrıca, erken yaş evliliklerinde aile içi sorunlar daha fazla görülmekte, çocuk bakımı ve çocuğu büyütme noktasında çift yeterli bir olgunlukta olamadığından ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Aile içi şiddet ve evlilikten mutlu olamamaları, kadında ve erkekte psikolojik sorunların görülmesine yol açabilmektedir. Bu tür evlilikler kadın için katlanılması gereken bir durum, erkek içinse mutluluğu dışarıda aramak için bir bahane olabilmektedir. Genç karı koca arasındaki sorunlar ailelerini de etkilemekte, aile ve eşler arasında kavgalara, kıskançlıklara, şiddete neden olmaktadır. Bu durum yıpranmış ailelere, mutsuz çiftlere, ortada kalmış ve psikolojik sorunlarla büyüyen çocuklara yol açmaktadır.”

  • Evlilik Fobisi

    Evlilik Fobisi

    Evlilik korkusu nedir?
    Evlilik korkusu, kişinin çevresinde ve ailesinde yaşadığı olumsuz evlilik örneklerinden edindiği bilgiler doğrultusunda yaşadığı psikolojik bir bağlanma korkusudur.

    Farklı kültür ve farklı ailelerde yetişen kişiler karşı tarafa bağlanarak kendilerini bu zorlu kurumun içine sürüklemek istemezler. Evlilikte çoğul düşünerek bu doğrultuda kararlar alması gereken bireyin yaşadığı olumsuz duygu evlilik korkusunu oluşturur.

    Evlilik korkusunun nedenleri
    Evlilik korkusunun en büyük nedeni çevresel ve ailesel faktörlerdir. Kişinin ailesinde anne babanın mutsuz ve sürekli tartışıyor olması bu korkuyu doğurabilir. Ayrıca kişinin çevresinde yaşayan evli çiftlerin kavgalarına ya da tartışmalarına şahit olması da bu korkunun artmasına sebep olabilir.

    Kişi çelişkiler yaşar, kendisinin de mutsuz bir birlikteliğinin olacağına inanır. Evlenmekten vazgeçer ve evlilik kurumuna olan ilgisi de zamanla yok olur.

    Ayrıca uzun süre yalnız yaşayan bir insan başka biriyle birlikte yaşamayı kabul etmekte zorlanabilir ve evlilikten kaçabilir. Fakat bu durum mutlu bir ailede yaşamış çocuklarda da görülebilir. Bunun nedeni ise mutlu bir ailede büyüyen çocuğun mükemmeliyetçi bir ruh halinde olması ve karşı taraftan da bunu beklemesidir. Kısacası, mükemmeliyetçi olmak da bu korkunun oluşmasına sebep olabilir.

    Boşanma fikri evlilikten soğutuyor
    Ülkemizde ailevi ve çevresel baskılar nedeniyle boşanmanın zor olması da evliliği engelleyebiliyor. Evlenen çiftlerin ne olursa olsun boşanamayacağını düşünmesi ve düğün, nişan gibi geleneksel uygulamaların getirdiği stres de insanları evlilikten uzaklaştırırabilir.

    Daha iyi eş bulma düşüncesi de evliliği zorlaştıran nedenlerden biridir. Adayları, ekonomik, kültürel ve eğitim alanında sürekli başkalarıyla kıyaslamak bir süre sonra kişiyi kronik bekarlığa götürebilir.

    Evlenince ev işlerine katkı sağlamak, anne ve baba olmak, ileride çocuğa iyi bir yaşam sunmak ve özgürlüğün kısıtlanması (halı saha maçları, eğlence mekanları vs.) ihtimali de kişileri evlilikten uzaklaştırabilir. Bu kişiler evlilik sürecinde hayatlarının giderek monotonlaşacağını düşünerek evlilikten uzak durur.

    Evlilikten korkan insanlar daha çok bekar ve yalnız yaşayan insanlarla görüşmek ister. Fazla mükemmeliyetçi düşünürler ve evlilikle ilgili sorulara çelişkili cevaplar verirler.

    Bu karakterdeki insanların evlenmesi riskli
    Narsist ve egoist kişilik bozukluğu olanlar evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabilir. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu onların evlilikleri eğer eşlerden biri fedakar değilse genellikle boşanma ile sonuçlanır. Aileler kişilik bozukluğu olan çocuklarını, evlenince normale döneceği düşüncesinden kurtularak evlilikten uzak tutmalıdır.

    Beynin accumbens bölgesindeki D1, D2, D3 reseptörlerinden D1’in yetersiz kaldığı ya da D2’nin aşırı etkin olduğu bireyler de evliliğe yatkın değildir. Bu kişilerde hastalık derecesinde çapkınlık söz konusudur. Maalesef D1 ve D2’nin çalışma fonksiyonlarını gösteren pratik bir test henüz mevcut değildir.

    Evlilik korkusunu yenmek için…
    Evlilik korkusunu yenmek için kişinin özgüveni kadar başkalarına da güvenmesi gerekir. Bu korkuyu yaşayanların, paylaşmayı öğrenmeleri ve önyargısız olmaları gerekir.

    Evlilik korkusu yaşayanlar doğru bir ilişkiden neler beklediklerini tam anlamıyla düşünmelidirler. Düzgün, düzenli ve disiplinli yaşamak, kişisel başarının anahtarlarından biridir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı ailelerden oluşur.

    Sağlıklı evlilikler bir toplumun en sağlam dinamikleridir. Bu nedenle düzenli, başarılı bir yaşam ve sağlıklı, uzun ilişkiler yaşayabilmek için gerekirse psikolojik destek alınmalıdır.

    Evlilik korkusu

    Evlilik Hazırlığı

  • Evlenmeden önce sormanız gereken 41 soru :)

    Evlenmeden önce sormanız gereken 41 soru :)

    1. Sence mutlu bir evlilik nasıl olmalıdır?
    2. Evlilikle ilgili en büyük korkun ne?
    3. Anne-babanda olan hangi özelliklerin eşinde de olmasını istersin?
    4. Sen evlendikten sonra ailen ilişkinde nasıl bir yerde olacak?
    5. Stres ve hayal kırıklıkları ile nasıl başa çıkıyorsun? Sende en çok ne stres oluşturur? Hayattaki en büyük hayal kırıklığın neydi? Bu hayal kırıklığı ile ilgili bugün duyguların ne?
    6. Özel günleri kutlama alışkanlığın var mıdır? Özel günlerde hediye almak, kutlama yapmak senin ve ailen için önemli midir?
    7. Benimle ilgili ne tür endişelerin var? Kafanı neler meşgul ediyor?
    8. Bu cümleleri nasıl tamamlarsın?

    *Bir evlilikte, kadın ….. olmalı/yapmalı.

    *Bir evlilikte , erkek ……olmalı/yapmalı.

    Unutmayın, ilişkinizin geleceği ancak bugününü doğru tanımlamanızla mümkündür.

    Alacağınız tüm cevapların sizi mutlu etmesi dileğiyle;

    Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI

    Konu hakkında detaylı bilgiö kalan soruları öğrenmek için meltemkavcarsirmali.com adresini tıklayın.

  • Evlilik öncesi hangi estetikler tercih ediliyor?

    Evlilik öncesi hangi estetikler tercih ediliyor?

    Evlilik heyecanını yaşayan gelin ve damat adayları, hayatlarının en özel gününde en güzel olmayı hayal eder.

    Gelin adayları evlilik öncesi en çok hangi operasyonları tercih ediyor?

    Burnun yüzün ortasında ve yüze bakıldığında ilk göze çarpan organ olması nedeni ile gelin adaylarımız için en fazla tercih edilen operasyonların başında burun ameliyatı geliyor. Bunun yanı sıra gelinlerin saçlarını çoğunlukla topuz yapmaları, kepçe kulak problemini de gündeme getirebiliyor. Böylesi durumlarda kulak estetiği operasyonlarında da artış oluyor. Yüze yağ enjeksiyonları, dolgular ve botoks uygulamaları da yine gelin adaylarının en fazla tercih ettiği işlemlerin başında geliyor.

    Gelin adaylarında yüz estetiği dışında tercih edilen bölgeler var mı?

    İstenilen gelinliği rahatça taşıyabilmek için meme estetiğine çok önem veriliyor. Özellikle meme hacmi yeterli olmayanlarda meme protezleri ile memeler büyütülüyor. Sarkık olması durumunda ise dikleştirme ve toparlama operasyonları yapılıyor.

    Bu ameliyatların süresi nedir?

    Operasyonların biçimine ve kişiye göre bu süre değişiyor. Örneğin, burun ameliyatları iki ila üç saat sürer. Kulak estetiğinde süre bir buçuk saattir ve hasta aynı gün taburcu edilebilir. Ancak yedi güne kadar kulakta şişmeler olabilir. Bu süre zarfında hastanın istirahat etmesi gerekmektedir. Meme estetiğinde ise süre bir ila üç saat arasında değişir ve genellikle hastanın hastanede kalması gerekmez.

    Evlilik öncesi cerrahi işlemler ne zaman başlamalı?

    Yapılacak cerrahi işlemlerin düğün tarihinden en geç iki ay, daha küçük işlemlerin ise bir ay önce tamamlanmış olması önemlidir.

    Damat adayları evlilik öncesi en çok hangi operasyonları tercih ediyorlar?

    Genellikle tıp dilinde “jinekomasti” adı verilen, erkek memesinin normalden fazla hatta aşırı derecede büyüyerek kadınsı bir vücut görünümüne neden olması durumu için evlilik öncesi bu operasyonu geçirebiliyorlar. Erkeklerde de göğüs estetiği en sık tercih edilen operasyonlardandır. Bunun dışında estetik burun ameliyatları da talep edilebiliyor.

    Hem gelin hem damat adaylarının ortak yaptırdıkları operasyonlar nelerdir?

    Özellikle bölgesel yağlanma şikâyeti olan kişilerin operasyon listesinde en hızlı ve net sonuç için liposuction görülüyor. Genç bayanlarda düğün öncesi en çok tercih edilen operasyonlardan biri de genital estetik. Bunun yanı sıra yüzdeki kırışıklara botox uygulamasının düğün tarihinden 10 gün önce yapılması uygun oluyor. Botoksun kırışıklık tedavisindeki kullanımı dışında alın, koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanındaki aşırı terlemeye engel olması da gelin ve damat adaylarında en fazla tercih edilen cerrahi işlemler arasında.

  • Kadınların aldatma nedenleri

    Kadınların aldatma nedenleri

    Kadınların aldatma nedenlerinden başlıcaları eşinden veya sevgilisinden beklemediklerini görmesidir.

    Kadının aldatmasının asıl sebebi eşidir yada sevgilisidir. Kadın sex arayışı içerisinde değildir. Kadın sevgi, şefkat ve aşk arayışı içerisindedir. Bunları kimde bulursa onunla birlikte olur. Eşinden görmediği sevgi, şefkat ve aşk başkasından gelirse mutlaka ona meyil eder. Kadın için aldatma sadece seksüel bir birliktelik değildir. Kadın zihnine yada kalbine birini yerleştirdiği andan itibaren kendisini, eşini yada sevgilisini aldatıyor konumuna sokar ve ona göre davranmaya başlar. Çünkü kadın için birinin koynundayken bir başkasını düşünmek bile aldatma olarak görülür.

    Kadının aldatması için mutlaka ama mutlaka karşıdaki erkeğin bir hata yapmış olması gerekiyor. Elbetteki patolojik vakaları ayrı koyuyoruz. Yani çift kişiliklilik, şizofreni, manik depresif gibi psikolojik rahatsızlığı olan hastalar hiçbir sebep olmadan aldatabilirler. Onlar bu kapsamın dışındadırlar. Normal ruh sağlığı yerine olan bir kadının eşini aldatabilmesi için mutlaka ama mutlaka sevgi aşk yada şefkat eksikliği olması gerekiyor. Sadece seks için aldatan kadın sayısı istatistiklere girmeyecek kadar azdır.

    İlgili Konular ;

    – Evlilikte hangi dönemlerde aldatma daha sık yaşanıyor?
    – Aldatma yaşanmış bir evlilik kurtarılabilir mi?
    – Her erkek eşini aldatır mı?
    – Evli erkekler eşlerini hangi nedenlerle aldatıyor?
    – Evli kadınlar eşlerini hangi nedenlerle aldatıyor?
    – Aldatan kişinin evliliğinde mutlaka sorun mu vardır?
    – Aldatılan kişi nasıl bir psikolojik destek alabilir?
    – Sevgilim beni aldattı, yine de onunla evleneyim mi?
    – Aldatmadan sonra çift nasıl bir psikolojik destek alabilir?
    – Aldatan kişi psikolojik destek almalı mı?

  • Pronovias 2012 Gelinlik Modelleri

    Pronovias 2012 Gelinlik Modelleri

    Gelinlik Seçimi

    1.Kısa boylular nasıl bir gelinlik giymeli ?
    2.Kilolu gelinler nasıl gelinlik modellerini tercih etmeli ?
    3.Kır düğünleri için hangi gelinlik modelleri uygun olur ?
    4.Uzun boylular hangi gelinlik modellerini tercih etmeli ?
    5.Orta yaşlılar için uygun gelinlik modelleri hangileri ?
    6.Otelde yapılacak düğünler için hangi gelinlik modelleri tercih edilebilir ?

    Gelinliğinizi Bilerek Seçin

    1.Gelinlik seçimi yaparken vücut şekli açısından nelere dikkat etmeli?
    2.Gelinliklerde ne tür modeller var?
    3.Gelinlik provasına nasıl gidilmeli?
    4.Gelinlik seçimi yaparken en önemli unsurlar nelerdir?
    5.Gelinliklerde ne tür kumaş seçenekleri var?
    6.Gelinliği satın almak ile kiralamak arasında fark var mı?
    7.Gelinliği hazır almak ile diktirmek arasında ne fark var?
    8.Gelinlik seçerken düğünün yapılacağı yerin önemi var mı?
    9.Gelinliğin dikilme süreci nasıldır?