Etiket: nedene yönelik tedavi

  • Titreyen Eller Hastalık Habercisi

    Titreyen Eller Hastalık Habercisi

    Titreme (tremor) vücudun bir kısmındaki kasların istemsiz olarak ritmik bir şekilde kasılması ve gevşemesi sonucu ortaya çıkan hareketlerdir. En sık ellerde görülen titreme sağlıklı diyebileceğimiz normal kişilerde görülebilir ve belirginleşmediği sürece fark edilmez. Kişinin ellerdeki titremesi farkedilir düzeye gelince normal olmaktan çıkar. Stres, yoğun çay ve kahve içmek, açlık, yorgunluk, ani sinirlenme gibi bazı durumlar titremeyi fark edilir hale getirebilir. Bu faktör ortadan kalkınca kişi eski haline dönebilmektedir.

    İlaç yan etkisine bağlı titreme oluşabilir

    Ellerde titremenin duruş ve harekete göre değişik tipleri vardır. Titreme istirahatte, hareket sırasında, yer çekimine karşı duruşta (eller öne uzatılmış halde) veya bir olaya özel olarak (örneğin; yazı yazma) ortaya çıkabilir. Ellerde titremenin şiddeti hafif olabileceği gibi yeme, içme, kişisel ihtiyaçlarını gidermede güçlük yapabilecek düzeyde çok şiddetli olabilir. Ellerde titreme sağlıklı kişilerde olabileceği gibi, nörolojik hastalıklara veya sistemik hastalıklarda (örn: guatr, diyabet vs.) ilaç yan etkisine bağlı da oluşabilir.

    İyi huylu el titremeleri

    Ellerde titreme ile başvuran hastaların büyük çoğunluğunda “esansiyel tremor” olarak adlandırdığımız iyi huylu bir durum saptanmaktadır. Sebebi bilinmemekle birlikte sıklıkla ailesel geçişlidir. Altta yatan ciddi bir hastalık yoktur. Genellikle 20’li yaşlarda belirginleşir ya da başlar; ama her yaşta da görülebilir. Yorgunluk, stres, kafein bu titremeyi arttırırken, alkol alımı azalttığı görülebilir. Yaş ilerledikçe genellikle artış gösterir ve eller dışında kafada, dilde, bacaklarda da görülmeye başlayabilir. Sıklıklar kişinin yaşamını kısıtlayıcı ağırlıkta olmaz; ancak ince el becerisi gerektiren işlerde çalışırken zorluk çekebilirler.

    En bilinen hastalık Parkinson

    Ellerde titreme yapan nörolojik hastalıkların içerisinde en çok bilineni “Parkinson” hastalığıdır. Parkinson hastalığı genellikle ileri yaşta ellerde titreme ile başlayan ve beyin hasarı yol açan ilerleyici bir hastalıktır. Parkinson hastalığında başlangıçta tek bir elde titreme vardır. İstirahat halinde “para sayma” hareketi şeklinde kaba ve yavaş bir titremedir. Hastalığın başlangıcında hareket ile titreme kaybolur. İlerleyen dönemlerde titreme daha bariz bir hal alır ve diğer elde, vücudun diğer kısımlarında da görülebilir. Bu hareket sırasında da olabilir. Bu dönemde hareket kısıtlığı, düşmeler, maske yüz gibi parkinson hastalığının diğer belirtileri de eşlik edebilmektedir.

    Titremeye yol açan hastalıklar

    Ellerde titreme yapabilen diğer nörolojik hastalıklar; multiple skleroz (MS), inme, travmatik beyin hasarı, beyincik ve beynin yıkımı ile giden ilerleyici hastalıklardır. Ayrıca vücuda dağılan sinir liflerinin hasarlandığı durumlarda, bazı omurilik hastalıklarında da ellerde titreme olabilir. Astım ilaçları, amfetamin gibi uyarıcılar, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da ya etki olarak ellerde titremeye yol açabilir.

    Titremenin asıl nedeni saptanır

    Titremenin tipi, karakteri, şiddeti ve dağılımı belirlendikten sonra sebebe yönelik araştırma planlanarak tedavi sağlanabilir. Kan tahlilleri, beyin, omurilik ve sinir sitemine yönelik tetkikler yapılabilir. Elektromiyografi aleti ile yapılan özel yöntemlerle titreme analizleri yapılabilir. Altta yatan sebep saptandıktan sonra buna yönelik ilaç ve tedaviler seçilmektedir.

    Titreme tipine bağlı olarak ilaç ile tedavi mümkün

    Titreme altta yatan sebebe bağlı olarak geçici veya kalıcı olabilmektedir. Örneğin; “esansiyel tremor” genellikle kalıcı bir titremedir. Guatr veya ilaç yan etkisine bağlı bir titreme nedene yönelik yaklaşımla geçici olabilir; yani düzelebilir. Kalıcı el titremelerinde titremenin şiddetine ve yaşamını etkilemesine göre tedavi düzenlenmektedir. Şiddetli ve yaşamını etkileyen tipteki titremelerde kişiye sürekli kullanacağı ilaçlar verilir.

    Eller strese bağlı olarak da titreyebilir

    Stres, yorgunluk, özel bir gün gibi bazı durumlarda titremeleri belirginleşen kişilerde belirli zamanlarda kullanacakları ilaçlar verilmektedir. İlaç seçiminde en az dozda ve en az yan etkisi olabilecek tek bir tip formüldür. Gerekirse doz artırımı, ilaç değişimi veya eklenmesi yapılabilir. El titremesinin ilaç tedavisinde “beta bloker” dediğimiz kalp ritim düzenleyiciler başta olmak üzere sara ilaçları ve son zamanlarda da botulinum toksini uygulaması kullanılmaktadır. Parkinson hastalarında titremenin tedavisinde hastalığa özgü ömür boyu kullanılmak üzere olan ilaçlar verilmektedir. İlaç ile tedavi edilemeyen hastalarda cerrahi ve beyin pili takılması gibi yöntemler kullanılmaktadır.

  • Horlama Tedavisi

    Horlama Tedavisi

    Eğer horlama gibi bir sorunuz var ise daha fazla kendinize ve başkalarına eziyet etmeyin. Biran önce tedaviye başlayın.

    Horlama uykuda solunum esnasında ortaya çıkan gürültülü ve rahatsız edici sestir. Horlamanın birçok nedeni vardır. Temel anlamda solunum esnasında ağızdan başlayıp, akciğere kadar olan bütün yol boyunca ki darlıklar, şişlikler ve anatomik bozukluklar horlamaya neden olabilir. Ayrıca horlamaya burun ve boğazda soluk alma esnasında ki daralmalar da asıl sebep olarak belirtilmektedir. Burada daralmalarda ki titreşimler horlamanın şiddetini artırır. Özellikle çok kilolu insanlarda ağız içi yapısında da şişme olduğu için horlama artar. Burunda ki kemik eğriliği, sinüzitler, polipler, burun etinin şişliği horlamayı arttırabildiği gibi, horlamada boğazda ki problemler daha ön planda rol oynar.

    Yumuşak damağın büyük ve sarkık olması, küçük dilin bir cm den daha büyük olması, çok iri bademcikler, büyük geniz eti özellikle çocuklarda horlamaya bunların yanı sıra apre dediğimiz nefes durmasına neden olur. Horlama toplumda çok yaygın bir hastalıktır. İnsanların yaklaşık yüzde kırk beşi arada bir, yüzde yirmi beşi sıklıkla horlar. Erkekler de kadınlara oranla daha fazla görülür, bunda ki en büyük faktör hormon al faktördür. Kadınlarda da menopoz döneminden sonra horlama sıklığı artmaktadır. Horlama tedavisi temel olarak nedene eğilmelik yapılmalıdır. Yani burun kemik eğriliği varsa bu düzeltilmeli, burun etinde şişlik giderilmeli, kronik sinüzit ortadan kaldırılmalı polipler varsa temizlenmelidir. Aynı şekilde ağız içinde dil kökü küçültülmeli, eğer küçük dil büyükse kısaltılmalı, geniz eti ve büyük bademcikler ortadan kaldırılmalıdır. Ama yapılan bu tevdilerden sonra bazı hastalarda horlama tamamen sıfırlanmayabilir. Horlama tedavisinde altın standart uyku testidir. Ciddi hastalarda mutlaka ameliyat öncesinde bu test yapılmalı ve ona göre tedavi planlanmalıdır. Son yıllarda buna eklenen yeni bir yaklaşım vardır. Hasta ameliyat öncesi hafif uyutulur, horlamanın yeri saptanır ve horlama yerine yönelik cerrahi uygulanır. Bu başarı oranını yüzde doksanlara kadar yükseltmiştir. Horlama sorunu yaşayanların daima akşam yemeğini erken yemeleri ve yemekten üç, dört saat sonra uyumaları gerekmektedir. Birde alkol alımı horlamayı tetiklediği için azaltmaları tedavide etkilidir.

    İlgili konular ;

    – Horlama sorunu yaşayanların uyku düzeni nasıl olmalı?
    – Horlamanın nedenleri nelerdir?
    – Boğaz yapısındaki hangi sorunlar horlamaya neden olabilir?
    – Horlama başka sağlık problemlerine yol açar mı?
    – Horlamanın nedeni psikolojik olabilir mi?
    – Yataktaki pozisyonumuz horlamayı tetikler mi?
    – Yemek yeme ile horlama arasında ilişki var mı?
    – Hamilelik döneminde horlama artar mı?
    – Şişmanlar daha çok mu horlar?