Etiket: mutlu evlilik

  • Mükemmel Evliliğin 5 Sırrı

    Mükemmel Evliliğin 5 Sırrı

    Mutlu evliliğin sırrı Evliliğinizin ilk zamanları ve hep güzel, mutlu mu geçsin istiyorsunuz? Evlilikte mükemmelliği yakalamak için bu bilgilere bir göz atın..

    Evlilik öyle dışarıdan görüldüğü kadar kolay yürütülen bir iş değildir. Mutlu ettiği kadar mutsuz da olabilirsiniz. Ancak bazı formülleri vardır bunları uygularsanız mutlu olmayı uzun dönemli sağlayabilirsiniz. Evliliğiniz hep ilk günkü sıcaklığıyla sürsün istiyorsanız bu yöntemleri uygulamanız gerekmektedir.

    Mükemmel Evliliğin 5 Sırrı

    Baş başa vakit geçirin

    Evli çiftlerin zamanla ortaya çıkan en büyük sıkıntılarından biri birlikte vakit geçirememek. Yoğun iş temposu ardından ortaya çıkan zamansızlık çiftleri huzursuz ediyor ve tartışmalara neden oluyor. Mükemmel bir evliliğiniz olsun istiyorsanız birlikte olabileceğiniz aktiviteler düzenleyin.

    Beklentilerinizi paylaşın

    Mutlu ve mükemmel bir evliliğin temelinde beklentiler yatar. Zamanla o beklentiler gerçekleşmez ve buda ilişkiyi zedeler. Bu nedenle beklentilerinizi tazeleyin ve birbirinizle paylaşın.

    mutlu evliliğin sırrı
    mutlu evliliğin sırrı

    İlk günkü cinsel heyecanı yaşayın

    Evliliklerin en temel problemlerinden biri de cinsel isteksizliğin artmasıdır. İlk günkü cinsel heyecan için küçük kaçamaklar yapın. Bunun için ufak tatil organizasyonları düzenleyin. Günlük hayatın stresini yoğunluğunu kısa sürede de olsa üzerinizden atın.

    Parasal konularda net olun

    Evliliklerde en çok tartışılan konulardan biri de parasal mevzulardır. Bu konularda birbirinizi kırmamak ve yanlış anlamalara sebebiyet vermemek için birbirinize net olun. Evde parasal konularda huzursuzluk varsa hemen çözmeye çalışın çünkü bu konular zamanlar büyümeye çok müsaittir. Bu konularda en küçük endişeye bile yer vermeyin.

    Ailenize eşinizi şikayet etmeyin

    Bir erkek için gurur kırıcı bir davranıştır. Bu nedenle eşinizi ailenize şikayet etmekten vazgeçin. Eğer eşinizi sürekli ailenize karşı şikayet ederseniz aileniz zamanla eşinizden soğuyacaktır. Bu da zamanla sizin de aranızı bozacaktır.

    İlgili Konular;

  • Mutlu Evlilik İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

    Mutlu Evlilik İçin Nelere Dikkat Edilmeli?

    Evliliğinizin mutlu bir şekilde devam etmesi için hem erkek hem kadın her iki tarafında dikkat etmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Evlilikte erkek nasıl olmalı sorusunun cevabı aranmaya çalışılırken kadının nasıl bir yapıda olması gerektiği de araştırılmakta ve mutlu ve başarılı evliliklere insanları ulaştıran sebepler tartışılmaktadır. Her şeyden önce evlilik eşlerin birbirine üstünlük kurma alanı değil ortak paylaşım ve birlikte hareket etme bilinciyle bir araya geldikleri bir ortamdır. Bu temelde ortaya çıkmayan ve karşılıklı sevgi ve anlayıştan yoksun bir yuva üzülerek belirtmek gerekir ki mutsuzluğa ve sorunlara yol açmaktadır.

    Mutlu Evlilik İçin Nelere Dikkat Edilmeli? | 1

    Mutlu Bir Evlilik İçin Kadınların Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir?

    Eşler arasında meydana gelecek sorun ve problemler hiçbir zaman çözümsüz görülmemelidir. Güven problemi dışında birçok tartışmanın ve çözümsüz görülen durumun evlilikte baş edilebilir bir çözümü vardır. Erkekler evlilikte genellikle flört aşamasında sağladığı ilgiyi göstermediği için eşleri tarafından eleştirilmektedir. Özellikle kadınları değiştirmeye çalışmak ve karşı tarafa üstünlük kurman en çok tekrar eden ve evliliğin sorunlarla karşılaşmasına neden olan erkek davranışlarındandır. Erkeklerin eşlerine sevgi kadar saygıyı olması ve iyi bir arkadaş olabilmek ve empati kurmak erkeklerin dikkat etmesi gereken en temel davranışlardandır.

    Evlilikte kadının dikkat etmesi gerekenler ise şunlardır:

    • Eşinize karşı sürekli ben merkezci olmak ve inatlaşmak zamanla aranızdaki bağın kopmasına sebep olacağından tehlikelidir. Haklı olmak karşınızdaki kişinin mutlu olmasının önüne geçmemelidir.
    • İyi bir cinsel yaşantı ve eşlerin birbirlerinin isteklerini karşılaması aile hayatını düzene sokan ve sorunlara çözümler sunan tercihler arasındadır.
    • Eşlerin birbiriyle iletişim kurmaması nedeniyle özellikle evliliğin ilk yıllarında meydana gelen anlaşmazlıklar konuşarak ve sorunlar öfkelenmeden masaya yatırılarak çözüme kavuşturulmaya çalışılmalıdır.
    • Çok çabuk vazgeçmek ve ayrılık konusunun sürekli açılması da mutlu evlilikleri etkileyen olumsuz durumlardandır. Kısa süreli uzaklaşarak nefes almak ve çiftlerin birbirine zaman ayırdığı kadar kendisine de zaman ayırmasını sağlamak evlilik hayatına canlılık kazandırmaktadır.

    Mutlu Evlilik İçin Nelere Dikkat Edilmeli? | 2

    Ömür Boyu Sizi Mutlu Yapacak Evlilik Sırları

    Sizleri huzur bulacağınız bir yuvaya kavuşturacak mutlu evlilik için öneriler ömür boyu eşinizle aynı yastığa baş koymanıza ve sorunlarına kalıcı çözümler bulmaya yardımcı olacaktır. Evliliğinize huzur katacak evlilik sırları şunlardır:

    1. Eşler arasında minikte olsa yalan söylemek ve güven duygusunu zedeleyici davranışlarda bulunmamaya özen göstermek,
    2. Küçük sürprizler ve fedakarlık timsali ufak hediyeler ile kırgınlıkları gidermek ve sorun ve tartışmalarda hep unutkan olmak,
    3. Karşı tarafın kişilik ve ailesine yönelik tartışmalara girmek ve eşlerin birbirlerinde davranış değişikliğini zorlaması yerine farklılıkları zenginlik kabul etmek ve birbirini suçlayıcı ifadelerden kaçınmak,
    4. Telafisi imkansız kavgalara girmek yerine konuşmak ve iletişim kurmak özellikle aile ve arkadaş ortamlarında kavgadan kaçınmak,
    5. Sorunları depresyon derecesinde takıntı haline getirmek yerine evlilik danışmanlarından eşinizle birlikte yardım almak
    6. Eşlerinin birbirini takip ettiği gerek sosyal medya olsun gerekse günlük ilişkilerde olsun yaşanılan sık boğazlık izlenimi eşlerin birbirinden sıkılmasına ve gizli saklı ilişkiler kurmasına netice vereceğinden karşı tarafı rahat bırakmak ve ilişkilerde şeffaf olmak

    Aile hayatınızda aradığınız huzura kavuşmanıza ve mutlu ve başarılı bir evlilik yapmanıza katkı sağlayacak püf noktalardandır.

    Mutlu Evliliğin Sırları Tıklayın !

    Mutlu evlilik ve kuralları Tıklayın !

    Evlenicem mutlu evlilik için öneriler nelerdir? Tıklayın !

  • Hangi Erkekler ile Evlenilir? Doğru Erkeği Nasıl Bulurum?

    Hangi Erkekler ile Evlenilir? Doğru Erkeği Nasıl Bulurum?

    Evlilik kararı alamayan ve kafasında sürekli soru işareti olan kızlar hangi erkekler ile evlenir diye merak eder. Hangi tür erkekle evlenilmez noktasından hareket edilerek evlenilecek erkek tipini kategorize etmemiz daha doğru olacaktır.

    1- Dırdırcı Erkekler 

    Erkekler en çok kadınların dırdır etmesinden şikayet etse de bunu yapan erkeklerin sayısı oldukça fazladır. Her yaptığınız hatayı yüzünüze vuran, eskileri unutmayan erkeklerden uzak durun. Bu erkekler eşimle sürekli kavga ediyoruz diye zamanla yakınmaya başlar.Suç her zaman üzerinizde kalır.

    2- Yalancı ve Samimiyetsiz 

    Kadınlar sanıldığının aksine erkeklerden çok daha zekidir. Yalanları yakalar ama hemen yüzüne vurmaz. Yeri geldiğinde ortaya çıkarır.  Eğer evlenmeyi düşündüğünüz kişi bu şekilde yalan söylüyor ise hiç beklemeden oradan derhal uzaklaşın.

    Hangi Erkekler ile Evlenilir? Doğru Erkeği Nasıl Bulurum? | 3

    Hangi Erkekler İle Evlenilir? 

    Dürüst ve her zaman samimi davranan erkeklerden hiçbir zarar gelmez. Evleneceğiniz kişinin aynı zamanda sorumluluklarının farkına varması da gerekiyor. Doğru erkeği nasıl bulurum diyorsanız yapmanız gereken oldukça basit. Hayatınızdaki kişinin özelliklerini kıyaslamaya başlayın. Size nasıl davranıyor, hiç yalan söyledi mi, hayatınızda bulunan arkadaşlarınıza ya da ailenize karşı tavırları nasıl. Hepsine olumlu yanıt verebiliyorsanız doğru erkek ile berabersiniz demektir.

    Evliliği kurtarmanın yolları nelerdir konusunda ise karşılıklı iyi niyet ve etkili iletişimden geçiyor. Mutlu bir evliliğin tek sırrı biz dili ile konuşabilmek. Sizin ne istediğinizin yanı sıra eşinizin beklentilerini de göz ardı etmeden hareket etmelisiniz.

    Evliliği Kurtarmanın Etkili Yolları Tıklayın !

    Doğru erkeği seçme kılavuzu için Tıklayın !

    Eşim Beni Seviyor Mu? Tıklayın !

  • Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir?

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir?

    Evliliğin tutku dolu o ilk zamanları cicim ayı olarak adlandırılır. Cicim ayı geçtiğinde mutlu çiftlerin gözlerindeki aşk perdesi kalkar ve gerçekler ile yüzleşilir. Mutlu bir evliliğin sırları ve evliliği kurtarmanın yolları nelerdir diye merak edenler buraya!

    Güçlü Bir İletişim Her Şeyi Çözer!

    Günlük hayatın koşturmasına kapılıp sevdiğiniz kişileri ihmal ediyor ya da doğru bir şekilde iletişim kuramıyor olabilirsiniz.  Evliliğinizde çatırdılar olduğunda bunu biz dili kullanarak yüz yüze konuşmanızda fayda var.

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 4

    Küçük Sürprizler Yapın! 

    Monoton bir hayat hem evliliği hem de uzun süren ilişkileri yokuşa doğru çeker.  Tırmanabilmenin yolu ise küçük sürprizlerden geçiyor. Ona beklemediği bir anda hediye alabilir ya da ufak bir tatil kaçamağı ayarlayabilirsiniz. Bu sayede ilişkinize de heyecan katmış olacaksınız. 

    Bir derdim var : ( Diyorsanız Tıklayın !

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 5

    Kavgaları Uzatmayın! 

    Öncelikle geçmişe sünger çekmeyi öğrenemeyen çiftler hiçbir zaman huzurlu olamaz ve sürekli kavga eder. Eşimle sürekli kavga ediyoruz diyorsanız ters giden bir şeyler var demektir. İnsanlar farklı fikirlere sahip olsa da karşısında olan kişinin düşüncelerine saygı duymalı. Yapılan kavgalar asla uzatılmamalı ve tekrar açılmamak üzere çözüme kavuşturulmalıdır. Aksi durumda her iki tarafta zarar görür ve yıpranır.

    Karımla sürekli kavga ediyoruz diyorsanız sabırlı bir şekilde ona ne istediğini sorun ve buna uygun bir şekilde hareket edin.

    Her şeyden önce hangi tür erkekle evlenilmez ya da hangi kadınla bir yuva kurulmaz konusunda bilgi sahibi olunmalıdır. Evlilik hayatta attığınız en büyük adımdır. 

     Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 6

    Evliliği Kurtarmanın Etkili Yolları Tıklayın !

    Sonsuza kadar devam edecek evlilik için 9 sır Tıklayın !

    İlişkim Kötüye Gidiyor Ne Yapmalıyım? Tıklayın !

    Erkekler Hangi Kadınlardan Hoşlanır? Nasıl Erkekler İle Evlenilir? Tıklayın !

    Nasıl Bir Erkekle Evlenmeli? Tıklayın !

  • Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır?

    Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır?

    Evlilik iki kişinin bir ömür birlikte yaşaması için hayatlarını birleştirmeleridir. Her ne kadar hayat boyu bir birliktelik planlanmış olsa da evliliklerde bir çok sorun yaşanabilir ve bu sorunların çözümlenememesinden dolayı evlilikler kesintisiz birliktelikle sonuçlanmayabilir. Yapılan araştırmalara göre de ülkemizde geçmiş yıllara nazaran boşanmaların arttığı gözlenmektedir.

    Evliliklerde birçok sorun yaşanmasının ve evliliklerin boşanmayla sonuçlanmasına neden olan başlıca sorunları şöyle sıralayabiliriz;

    – Ekonomik nedenler

    – Kültür farklılıkları

    – Ailelerin evlilik anlayışları

    – Eşlerin birbirine olan saygısızlığı ve ön yargılar

    – İletişim problemleri

    – Cinsel problemler

    – İkili ilişkilerde çitflerin tecrubesi

    Evliliklerin sağlıklı olabilmesi için sağlam temellere oturtulması gerekmekdir. Bu temellerin oluşmasındaki ilk kural kişi önce kendine yapılmasını istemediği birşeyi karşısındakine yapmamalıdır yani saygılı olmalıdır. İkinci kural güven ve üçünsü ise sevgidir. Kişiler birbirlerine saygılı değillerse her türlü sorunla karşılaşmak mümkündür. Saygı yoksa güvende oluşmaz, güven oluşmadığı gibi tek başına sevgi de bir ilişkinin devamlılığı için yeterli değildir. Sağlıklı bir evlilik kurmak için yukarıda belirttiğim gibi sağlam bir temele oturtulmalı sorun yaşadığında profesyonel destek alınmalıdır.

    Psk. Semih DEMİRCİ

  • Başarılı bir evlilik için 6 bilimsel tavsiye!

    Başarılı bir evlilik için 6 bilimsel tavsiye!

    Evli çiftler yıllar geçtikçe, birbirinden uzaklaşıyor ve git gide oldukları kişilikten çok daha farklı bireyler olmaya başlıyor. Haliyle bu durum da evliliklerin uzun sürmesine engel oluyor. Peki, gerçekten mutlu evlilik diye bir şey var mı? Varsa bunun sırrı ne? İşte bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre huzurlu ve başarılı evliliğin ipuçları:

    SÖZ KONUSU PARA İSE…

    Cimrilik ya da tutumluluk artık ona siz karar verin. Birçok evliliğin hasar gördüğü konulardan biridir. Michigan Üniversitesi’nden Scott Rick’in meslektaşları, 1000’den fazla evli ve bekar yetişkinlerle yaptıkları anketler sonucunda insanların birbirinin tam tersi karakterdeki insanlara aşık olduğunu belirledi. Aynı çalışma, ekonomik anlamda zıt karakterli olanların söz konusu para olunca ciddi uyuşmazlıklar yaşadıklarını ve benzer tüketim alışkanlıkları olan çiftelere nazaran evliliklerinden daha az hoşnut olduklarını ortaya koydu.

    CİNSELLİK…

    Uzmanlara göre hızlıca alt üst olan, sık sık değişen ve sürekli endişeli olan bir kişilerle tanışma ihtimaliniz çok yüksek. Bu tip karakterler ilişkilerde pek de iyi değillerdir ve evlilikleri dışarıdan gelen olumsuz etkilere bağlı olarak şekilleneceğinden ciddi sorunlar yaşayabilirler. Tennessee Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre sık sık seks yapmak bu ilişkilerin ilacı olabiliyor. Başka bir çalışma, zamanla daha iyi olabileceğini ortaya koydu. 50’li yaşlardaki erkekler, 30-40 yaşlarındaki erkeklere oranla seks yaşamında daha fazla tatmin oluyorlar. Ve bu erkekler benzer oranda tatmini 20-30 yaşlarındayken de duyduklarını belirtiyorlar.

    TEŞEKKÜR ETMEKTEN VAZGEÇMEYİN!

    İki kelime evliliğinizin uzun süre devam etmesini sağlayabilir: “Teşekkür ederim” Arizona Devlet Üniversitesi, evli çiftlere ve aynı evde yaşayanlara günlük ev işlerini yapan tarafın emeğini takdir edip etmediklerini sordu. Büyük oranda şükran duyduklarını söylese de bu işler büyük oranda ortaklaşa yapılmıyordu. Partnerinizi mutlu edecek diğer basit sözcük ise ‘Biz’. Yapılan araştırmalar gösterdi ki, anlaşmazlık üzerine konuşurken çift odaklı ‘biz’, ‘bizim’, ‘bize’ gibi sözcükler kullanmak davranışlara da yansıyordu. Bu çiftlerin anlaşmazlıkları süresince daha az stres altında oldukları, daha az negatif etki sergiledikleri görüldü. ‘Ben’, ‘sen’, ‘bana’ gibi tekil kalıpların ise evlilikleri çıkmaza sürüklemeye katkısı oldukça fazla.

    HIZLI OLUN!

    Eğer eşiniz sizi şimdiden kızdırmaya başladıysa gelecek net bir şekilde görünüyor demektir. Yapılan araştırmalar, çiftler arasındaki olumsuz hislerin artarak devam ettiğini ortaya çıkardı. 800 kişiye eşleri/partnerleri, çocukları ve arkadaşlarına karşı hissettikleri negatif duyguların ölçüsü soruldu. En rahatsız edici davranışların eşler/partnerler grubunda olduğu tespit edildi. Ve negatif bakış açısı zaman içinde artarak devam ediyordu. Aslında gittikçe olumsuz duygular hissetmek ilişkinin normal bir parçası da sayılabilir. Nerdeyse araştırmaya katılan herkeste benzer bir sonuç gözlemlendiğinden sıra dışı bir şey olmadığını söylemek mümkün.

    ALTTAN ALIN!

    Araştırmalar evliliklerin aslında negatif davranışlarla geliştiğini gösteriyor. Ciddi sorunları olan bazı çiftler için daha iyi bir evliliğe giden yol birbirini suçlamak yerine, değişmeleri gerektiğini söylemek ve daha az affedici olmaktan geçiyor. Evlilik danışmanlarının çiftlerin bu yönde cesaretlendirmesinin oldukça önemli olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca, mutlu çiftlerin mutlu olmak için değil de keyiflerini etkileyecek davranışlar sergilediğini görüyoruz. Benzer olumlu düşünceleri ve davranışları mutsuz çiftlerde de görüyoruz ama bu onların ilişkilerinin zaman içinde daha kötü olmasına yol açıyor.

    ASLA VAZGEÇMEYİN1

    Eğer onu ince ince işlerseniz romantik bir aşk zamana meydan okur. Araştırmacılar 6000 kişiye uyguladıkları ankette son 20 yıl içindeki ilişkilerini ve evliliklerini sordular. Şaşırtıcı bir şekilde araştırmacılar romantik bir aşkla artık alışkanlık haline gelmiş aşk arasında ayrım yapmış olmasına rağmen çok sayıda uzun dönemli ilişki yaşayan kişinin hala partnerine oldukça aşık olduklarını ortaya koydular. Özetle, bilim de duygularımız da aynı sonucu ortaya koyuyor: Aşkı uzun süre koruyabilmenin tek yolu, emek vermek.

  • Mutlu evlilik kuralları

    Mutlu evlilik kuralları

    Mutlu evlilik kimine göre bir hayal,kimine göre gerçek… Evliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Sorunsuz ilişki olmaz ama kronikleşirse korkulan son kaçınılmaz olabilir. Oysa uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve etkili kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir.
    Mutlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün.
    İnsan doğuştan yarım ve yalnızdır. Evlilik aslında kişinin kayıp olan yarısını bulma arayışıdır. Evlilik tamamlanmak, bütünleşmek ve bütünlenmek demektir. Evlilik kurumunu kişilerin kendini güvende hissetmek amacıyla oluşturduğu bir olgudur. Bu kurumun amacı bütünleşme arzusudur. Çünkü insanoğlu annesi ile bir bütün olarak ana rahminde gelişir. Bu bütünlük duygusu anneyle bir olma isteğidir. Anne rahminde kişi kendini güvende ve cenneteymiş gibi hisseder. Fakat annenin rahminden çıktığında insan o duyguya yeniden kavuşmak ister. İşte sağlıklı ve mutlu bir evlilik, bu bütünlük duygusunu verdiği için kişiye güveni hissettirir. Ama güven yoksa bu takdirde hırçın ve çaresiz hissettirir. Bu yüzden evlilikler çoğu zaman insanı ya hırçın ve çaresiz ya da huzurlu ve mutlu kılar.
    Peki evlilik nasıl çatışmaya dönüşüyor?
    Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sözlere ve yaptıklarına kafalarını çok takarlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar. Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek… Eğer evlilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu nedenle kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.
    Evliliğin yolunda gitmemesinin en önemli nedenleri; birbirini suçlayıcı tavır alma, küçümseme, saygısızlık, sürekli kendini savunma, iletişimsizlik ve saldırganlıktır.

    mutlu_evlilik
    mutlu evlilik kuralları

    Peki mutlu evlilik kuralları nedir?

    1- Bankada bir hesap açtığınızı düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz de o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız hesabınızı mutlulukla doldurmak olmalı.
    2- Birbirinize olan ilgisizliğinizin nedenini bulun. Kıskançlıklar, hep bir arada olma, ilginin çocuklara kayması, maddi sorunlar, evlilik sorumluluklarının ağır gelmesi ve gerçekçi olmayan beklentiler çiftin birbirlerine olan ilgisini azaltabilir.
    3- Aklınızda bir anahtarlık hayal edin. Anahtarlığınıza koşulsuz sevme, anlayış, hoşgörü, arkadaş olabilme, samimiyet, şefkat, emek, sabır ve fedakarlık anahtarlarını takın. Anahtarlığa takılan tüm bu olgular mutlu evliliğin kapılarının altın anahtarlığını barındırır.
    4- Sevgiliyken yaptıklarınızı tekrarlayın. Çiftler her nedense evlenince, toplumun onlara yüklediği roller doğrultusunda evlilik sürecine sevgililiği birbirlerine yakıştıramazlar. Böylece kısa süre önce sevgiliyken yaşadıkları güzel paylaşımları evliliklerine taşıyamazlar. Hatta flörtü evliliğin doğal süreci olarak görmeme eğilimi hâkim olur. Oysaki insanları değiştiren evlilik değil evliliğe bakış şekilleridir. Evlilikle birlikte sevgiliyken yaptıkları davranımlardan uzak duran çiftler zaman içerisinde hayatın onlara sunduğu monotonluğu yaşar ve sevgilerini, paylaşımlarını sorgulamaya başlarlar. Halbuki sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmesi ilişkiyi ateşler. Kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesi ve tutkularının devam ettiğini görmek kişileri birbirine bağlar. Eski tutku ve sevgilerinin devam ettiğini görmek ayrıca yeni paylaşımların artmasına da neden olur.
    5- Eşinizin bir konu hakkındaki fikirlerine ya da hayallerine değer verin. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin.
    6- Evliliğinizi monotonluktan kurtarmak için yenilikler yapın. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Ona beklenmedik küçük sürprizler yapın. Özel bir gün olmasa dahi ona küçük bir hediye alın. Birlikte vakit geçirmek için fırsat kollayın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın.
    7- İlgi çekmek için ilişkinize gizem katın.
    8- Narsisistik gereksinimlerinizi karşılayın. Kendinizi sevin ve beğenin.
    9- Eşinizi fark edin. Onun saçını boyadığını, zayıfladığını, sizin için yaptığı küçücük de olsa özel bir şeyi görün ve takdir edin.
    10- Öfkelendiğinizde asla şiddete başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın ve uyuyun. Müzik dinleyin. Kavganızın dozajının yükseldiği anda nefes alıp vererek gevşeyin. Çatışmalarınızı yıkıcı değil yapıcı olarak ele alın. Kişisel eleştiri değil davranışsal eleştiri yapın. Kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın.

  • Mutlu Bir Evliliğin Küçük Sırları

    Mutlu Bir Evliliğin Küçük Sırları

    Evlilik seçtiğimiz kişiyle sonsuzluğa uzanan bir yolculuktur. Mutlu evliliğin müthiş sırları makalemiz size mutlu evliliğin formüllerini bildiriyor.
    mutlu_evliligin_sirlari (1)
    Net Olun
    Düşüncelerinizi açık açık dile getirin, sevdiğiniz sevmediğiniz hoşlandığınız hoşlanmadığınız şeyleri karşınızdaki bilsin.
    Belirsizlik, kalpte nifak tohumları eker, suizana yol açar.

    mutlu_evliligin_sirlari (4)
    Saygılı Olun
    Ne kadar sinirlenseniz de canınız ne kadar yansa da asla aranızdaki saygı sınırlarını aşmayın.
    Unutmayın saygı evlilikleri ayakta tutan en önemli etmenlerdendir, saygı bitince o evlilikten hayır gelmez.
    Yataklar Bir Olsun
    Evliliğinde seneleri devirmiş çiftlerin en önemli uzun evlilik sırlarından biri de yatakların ayrılmamasıdır.
    O gün kavga etmiş olabilirsiniz, küsebilirsiniz de fakat eşten ayrı yerde yatmak demek, boşanmaya giden yolda bir adım atmak demektir.

    mutlu_evliligin_sirlari (3)
    Kinci Olmayın
    Kin öyle bir duygudur ki sahibini yer bitirir!
    Eşinizin size söylediği, yaptığı ve sizin çok kırıldığınız şeyleri unutmamak, her kavgada ısıtıp ısıtıp servis yapmak
    evliliğinize koyabileceğiniz büyük dinamitlerdendir. Kendi iyiliğinizi istiyorsanız, kötü anıları unutun.

    mutlu_evliligin_sirlari (5)
    Övün
    Yerilmekten, tenkitten kimse hoşlanmaz, övülmek herkesin hoşuna gider.
    Eşinizde görüpte beğendiğiniz güzel huyları övün ve onun gibi değerli bir eşe sahip
    olma mutluluğunuzu eşinizle de paylaşın.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Mutlu ve mutsuz evliliğin sebepleri

    Mutlu ve mutsuz evliliğin sebepleri

    Hepimiz mutlu olmak için evleniriz. Düğün arabamızın arkasında “Evleniyoruz, Mutluyuz” yazar. Daha da ötesi evlenirken hep böyle mutlu kalacağımıza inanarak evleniriz. Bu sonu belli hikayenin başı da bellidir. Herkes mutlu olcağına inanarak evlenir ve sonunda herkes….Keşke mutlu kalmanın bir yolu olsa, ya da bir bilen varsa bize söylese. Amerikalı ünlü bir çift terapisti olan John Gotman bildiğini söylüyor.

    Bakalım mutsuz evliliğin sebepleri ve mutlu evliliğin sırları nelermiş. Gotman öncelikle mutsuz evliliğin, hatta boşanmaya doğru gitmenin işaretlerini anlamanın önemli olduğunu düşünüyor. Neyi yapmamamız gerektiğini bilmenin önemine inanıyor.

    Mutsuz Evliliğin Altı Sebebi – Gotman’a göre tartışmanın varlığı değil, tartışmanın niteliği boşanmaları belirlemede önemlidir.
    Bu nedenle tartışmalar sırasında dikkat edilmesi gereken 6 işaret vardır.

    A)- Birinci işaret tartışmalara sert ifadelerle başlanmasıdır. Mesela 15 dakikalık bir tartışmanın ilk üç dakikasını dinlediğinizde sonunun nasıl biteceğini %96 doğruluk oranıyla bilebiliriz.
    B)- İkinci işaret tartışmanın içinde “Mahşerin Dört Atlısı”nın ne kadar fazla olduğudur.

    1.Eleştiri
    2.Küçümseme
    3.Savunmaya Geçme
    4.Duvar Örme Eleştirme: Eleştirme şikayetten farklı bir durumdur. Şikayet, belli bir durumdan rahatsızlığı dile getirirken eleştiri daha genellenmiştir ve eşin kişiliği ile ilgili negatif sözler içerir. Örneğin; “Eve geldiğimde bana günümün nasıl geçtiğini sormadığında kendimi önemsenmemiş hissediyorum” demekle “Bir kere de eve geldiğinde bana nasılsın diye sorsan, çocuk bile nasılsın diye sormayı bilir, sende insanlık da ölmüş.” demek farklı etki yaratacaktır. Ama biz ikinci örnekteki gibi konuşmaları daha çok severiz, çünkü daha etkili olcağını düşünürüz değil mi? Halbuki bu tarz konuşmalar karşı tarafta savunma mekanizmalarını harekete geçireceği için genellikle işe yaramaz, boşuna konuşuruz. Sonra da rahatsızlığımı dile getiriyorum ama hiç anlamıyor diye yine karşımızdakini suçlarız. Küçümseme: Eleştirinin bir adım daha ileri gitmesidir, karşımızdaki kişiye ad takma, göz devirme, alay etme, iğneleme ve saldırganca espirirler yapmayı içerir. Bu dört atlı içinde en zararlı olanıdır. Çünkü tiksinmeyi içerir ve çözüm yerine daha çok çatışma getirir. Hatta yapılan bir araştırmada küçümsemeye maruz kalan eşlerin diğerlerine oranla daha çok nezle ve soğuk algınlığına yakalandığı görülmüştür. Savunmaya geçme: Küçümsemeye karşılık savunmaya geçmek doğal bir tepkidir, fakat yine de karşı tarafa “sorun bende değil, sende” mesajını verdiği için çözüm getiren bir yaklaşım değildir. Duvar Örme: İlk üç atlı devreye girdikten bir süre sonra eşlerden biri (genellikle erkekler) kendini geri çeker. Başka yöne bakar ama dinlediğine dair baş sallar, göz temasından kaçınır, gazateyi veya kumandayı eline alır. Kısaca sessiz kalır ve duyduklarını umursamıyormuş gibi davranır.

    C)- Üçüncü işaret Taşma’dır. Tıpkı sel baskını gibidir. Çünkü tartışma sırasında sürekli eleştirilen kişi kapana kısılmış gibi hissetmekten kendisini korumak için sıkça duvar örmeyi kullanmıştır, fakat artık örülen duvarlar biriken suları tutamaz ve taşma meydana gelir. Mutsuz evliliklerde bu üç prensip genellikle birarada görülürler.

    D)- Dördüncü işaret Beden Dili’dir. Taşma’nın yol açtığı fizyolojik değişimler bu gerilimin oldukça zor bir durum olduğunu göstermektedir. Kalp atışı dakikada 100-165 arasına çıkar, terleme olur, yoğun adrenalin salgılanır ve tansiyon yükselir. Taşma olunca bilgi işleme becerisi azalır, kısaca eşin ne dediğini anlamak güçleşir, savaş ya da kaç tepkisi oluşur. Problem çözme becerisi ortadan kalkar, kişinin tek yapabileceği ya savaşmak ya da kaçmak olacaktır.

    E)- Beşinci işaret başarısız onarma çabalarıdır. Gerilimi azaltmak ve taşmayı engellemek için eşlerden birisinin çabalamasıdır. Örneğin; “Bekle biraz sakinleşeyim” veya “Ara verelim” gibi sözler işe yarayabilir. Genellikle ilişkideki pozitif taraf ağır basıyorsa bu çabalar başarılı olabilir. Fakat eğer ilişkide olumsuz başlangıç, mahşerin dört atlısı ve taşma sıkça yaşanıyorsa genellikle bu çabalar fark edilmez ve başarısız olur.

    F)- Altıncı işaret kötü anıları fazla hatırlamak, yeniden kaleme almaktır. İyi anılar, ilişkinin başlangıcında yaşanan güzel ve yoğun duygular ise genellikle önemsizleştikleri için veya artık acı verdiği için unutulurlar.

    Mutlu Evliliğin Yedi Prensibi

    •Birinci prensip aşk haritalarınızı genişletmektir. Aşk haritası, eşinizle ilgili bildiğiniz bilgilerdir. Mutlu çiftlerin birbirleriyle ilgili bildikleri bilgiler geniştir. Çiftlerin birbirlerinin hayatındaki önemli olayları bilmeleri, birbirlerinin en büyük korkularını, hayallerini, umutlarını bilmeleri zor dönemlerde çiftlerin bağını güçlü kılarak bir arada kalmalarını kolaylaştırmaktadır.

    •İkincil prensip eşlerin birbirlerinden hoşlanmaları ve birbirlerine saygı duymalarıdır. Mutlu çiftler olumsuzluklara rağman birbirlerinin iyi ve güzel yönlerini görür ve hatırlarlar. Eğer iyi şeyler hatırlanmıyorsa evlilik tehlikededir. Taktir ve beğeninin olduğu ilişkilerde anlaşmazlıklar olsa da dört atlının olması güçleşir.

    •Eşlerin birbirleriyle bağlantıda kalmalarına yardımcı olan şey gün içindeki kısa sohbet anlarıdır. Soruya karşılık verme, espiriye gülme, yemek yerken bir iki cümle konuşma, zor bir gün geçirdiğini bildiğiniz eşinize kısa bir destekleyici mesaj atma vs. Bu küçük davranışlar adeta çiftlerin “duygusal banka hesabı”na para yatırmaya benzer. Zor zamanlarda bu banka hesabından para çekilir ve ilikiyi iflas etmekten kurtarır. Eğer banka hesabı boşsa, en küçük bir negatiflikte ilişki iflas etmeye mahkumdur. Duygusal banka hesabına yatırdığımız paralar bazen önemsiz görülebilir ve zaten olması gereken şeyler gibi görünebilir, fakat bu çabalar fark edilmelidir. Ne kadar çok dolu bir banka hesabınız varsa ilikiniz o kadar sağlam ve zorluklara dayanıklı olacaktır.

    •Eşinizin sizi etkilemesine izin vermek önemlidir. Bu eşinizin fikirlerine ve duygularına önem verdiğiniz ve alacağınız kararlarda söz sahibi olmasına izin verdiğiniz anlamına gelir. Bu sayede güç paylaşımı olur ve uzlaşma yetisi artar.

    •İlişkilerde çözülebilir problemlerle çözülemeyecek problemleri ayırt etmek de önemli bir beceridir. Çözülebilecek türden problemlerinizi konuşurken bir kaç şeye dikkat edilmesi tavsiye edilir: Yumuşak başlangıçlar yapın. Onarmayı ve onarılmaya izin vermeyi öğrenin. Kendinizi ve birbirinizi sakinleştirin. Uzlaşma becerilerinizi artırın. Birbirinizin hatalarına karşı toleranslı olun.

    •Kilitlenmelerin üstesinden gelin. Bazı sorunlar vardır hiç çözülemeyecekmiş gibi gelir. Örneğin, siz çocuk istiyorsunuzdur, eşiniz istemiyordur, siz çocuklarınıza ibadet etmeyi öğretmek istiyorsunuzdur, eşiniz ise ateisttir, siz evde oturmayı çok seviyorsunuzdur, eşiniz ise her gece dışarı çıkmak istiyordur, vs. gibi. Umutsuz gibi görünen bu gibi çatışmalarda yapmanız gereken bu sorunu çözmeye çalışmak değil, eşinizle bu konuda konuşabilir hale gelmektir. Bu problemle ilgili konuşurken birbirinizi kırmadan konuşmayı ve bu problemle yaşamayı öğrenebilirsiniz. Konu çocuğunuza hangi dini görüşleri öğreteceğiniz de olsa, peçeteleri nasıl katlayacağınız gibi küçük bir mesele de olsa, eğer eşiniz sizin hayallerinize saygı göstermiyorsa ve onları dikkate almıyorsa kilitlenme yaşamanız muhtemeldir. Çünkü hayellerimiz hayatımıza anlam ve amaç katar, kimliğimizin bir parçası haline gelirler.

    •Eğer ilişkiniz bu altı prensibe uygunsa zaten mutlu olma ihtimaliniz oldukça yüksektir. Yine de daha neye ihtiyaç var derseniz, ortak anlam ve değerler yaratmak diyebiliriz. Bu aslında her ailenin kendi kültürünü yaratmasıyla ilgili bir şeydir. Her ailenin çeşitli ritüelleri, gelenekleri vs. vardır. Mesela doğumgünlerini kutlamak, bebeğin doğumundan sonra mevlüt okutmak, pazar akşamları dışarda yemek yemek vs. Kültür yaratmak için çiftlerin aynı fikirde olmasına gerek yoktur, birbirlerinin hayallerine saygı duymayı öğrenen çiftler bunu ortak kültür yaratmanın bir yolunu bulurlar. Bu kültür iki tarafın da hayallerini barındırır ve zamanla şartlara göre değişebilecek kadar da esnektir. Böylece hayalleriniz farklı olsa da evliliğiniz yürüyebilir ve kilitlenme yaşama olsılığınız çok azalır.

    Hayat hakkındaki temel konulardaki düşünceleriniz ne kadar birbirine yakın olursa hayat o kadar daha zengin ve kolay olacaktır. Bunun olması için her ne kadar kendinizi zorlayamasanız da, herkesin kendi duygu ve düşüncelerini dürüstçe ve rahatça paylaşabileceği bir ortam yaratarak bu anlamların birbirine kaynaştığı bir evlilik yaratma ihtimalinizi artırabilirsiniz. Bu da arkadaşlığınızı güçlendirir ve çatışmalarla daha kolay başa çıkmanıza yardımcı olur. Gotman çalışmalarına katılan çiftlerle ilerki zamanlarda tekrar bağlantı kurduğunda iyileşme göstermeye devam eden çiftlerin haftada beş ekstra saat ile bu farkı yarattıklarını görmüş.

    Siz de bu sırdan yararlanmak istiyorsanız haftada beş saatinizi şunlara ayırın:
    •Sabah ayrılma (Eşinizin o gün ne yapacağını bilin.) Günde 2×5=10 dk.
    •Akşam gününüzün nasıl geçtiği ile ilgili sohbet edin.. Günde 20×5 =1 saat 40 dk.
    •Beğeni ve taktir cümlelerini kullanın. (5×7 =35 dk.)
    •Yakınlık kurun. (Mesela uykuya dalmadan önce eşinizi öpün.) (5×7 =35 dk.)
    •Haftalık buluşma gerçekleştirin, birlikte bir faaliyet yapın. (Aşk haritanızı genişletin.) Haftada bir kez 2 saat.

    Uzm. Psk. Bilge ÇAPOĞLU

  • Mutlu evliliğin püf noktaları

    Mutlu evliliğin püf noktaları

    Modası hiç geçmeyen kurum; evlilik… Ancak aynı zamanda sorunları hiç bitmeyen de o…. Bekarlar evlenmek, evlenenler de boşanmak istiyor. Peki yanlışlık nerede? Her şeyin suçlusu evlilik mi yoksa bir yerlerde hata yapan biz miyiz?

    Mutlu evliliğin püf noktaları

    1. Acele etmeyin: Özellikle aile büyüklerinin “Yaşın kaç oldu, yaşıtların hep evlendi, ben de torun istiyorum” türünden dayatmalarına kulaklarınızı tıkayın. Çünkü acele ile yapılan evliliklerde ilişkinin bedeni ve ruhu oturmuyor. Tek başına aşk da, tek başına para da bir evliliğin uzun ömürlü olmasına yetmiyor.

    2. Kendinizi iyi tanıyın: Kendi ruhunuzu ve düşünce yapınızı iyi tanıyın. Bu özelliklerinize göre bir arayış içine girin. Kendinizi tanımadan karşı tarafı sırf güzel, yakışıklı ya da zengin olduğu için seçmeyin. Özellikle üçüncü kişilerin tavsiyeleri ile başlayan evlilikler kaybetmeye baştan mahkum oluyor.

    3. Gerçekçi olun: “Nikahta keramet vardır, evlendikten sonra düzelir” şeklindeki sözlere inanmayın. Gerçek düşüncelerinizi evlenmeden önce ortaya koyun. Karşı taraftan da aynısını bekleyin. Örneğin çocuk sahibi olmak istemeyen nişanlınızın, evlendikten sonra fikrini değiştireceği hayaline tutunmayın. Ya da evlendikten sonra başka bir şehirde oturmak istemiyorsanız ancak böyle bir ihtimal varsa tavrınızı baştan konuşun.

    Aşkı yaşatmanın 11 yolu

    1. Ona saygı duyun.

    2. Onu dinliyor gözükmeyin, gerçekten dinleyin.

    3. Onu olduğu gibi kabul edin, eleştirmeyin.

    4. Doğru tartışmayı öğrenin.

    5. Ona zaman ayırın.

    6. Onu düşünün ve düşündüğünüzü, onu mutlu edeceğini bildiğiniz şeyleri yaparak gösterin.

    7. Ona sizin için farklı olduğunu hissettirin.

    8. Maddi boyutunu esas almadan, onu mutlu edecek ufak sürprizler hazırlayın, özel zamanlar yaratın.

    9. Karşı taraftan beklemeyin, önce siz yapın ki karşılığını alın.

    10. İlişkiyi güncelleyin; eski günlerde gittiğiniz yerlere ziyaretler yapın, ilk günlerinizi hatırlayın.

    11. İşinize mesai harcamazsanız iflas edeceğini bildiğiniz gibi, evliliğinize mesai harcamazsanız onu kaybedebileceğinizi unutmayın.

    Uzman Psikolog Bülent Budak, evliliği tanımlamasını istediğimizde, “İnsanların birbirine hissettiği cinsel isteklerin, sevgi, şefkat ve ilgi ihtiyacının giderilmesinin yanı sıra daha düzenli, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam için asırlar önce oluşturulmuş bir düzenden bahsediyoruz “diyor. Bu sosyal yapılanmanın doğada var olmadığını belirten Budak, “İnsanların yerleşik yaşama geçmeye ve sosyal hayata başlamalarıyla birlikte, farklı örf ve adetler içerisinde böyle bir kurum yapılandırıldı. İnsanlar kendilerini yaşadıkları toplumun örf ve adetlerine uymak zorunda hissettikleri için evlenmek istiyorlar. Bir de çocuk faktörü var. Çünkü insan, en temel korkularından biri olan ölüm korkusunu rahatlatabilmek için ardında bir eser bırakmak istiyor ve çocuk sahibi oluyor. Evlilik dışı bir çocuğun dışlanması ihtimali insanları evlenmeye yönlendiriyor. Son yıllarda bilimsel değil ama sosyal olarak 30 yaşını geçen kadınlarda evlenme sendromu oluştu” diyor.

    Yıldönümlerinden korkmayın

    Uzman Psikolog Bülent Budak, evliliğin belli yıllarının daha zorlu geçtiği şeklindeki söylemlerin bilimsel temeli olmadığını belirtiyor. Bazı kişilerin adeta “kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi” inandıkları bu durumun zararlarını yaşadıklarını, sorun yaşama beklentisi nedeniyle 1., 3. ya da 7. yıllarda sorunlar yaşadığını da ekliyor. Oysa doğru olan evliliği yıllara değil, dönemlere ayırmak. Çünkü her dönem evliliğin taraflarına ve çevresel faktörlere göre uzayıp kısalabiliyor.

    Sanal dönem

    İnsanların kendilerini gizledikleri, sorunları görmezden geldikleri, her şeye evet dedikleri ve kendi gerçeklerini göstermedikleri bir dönemden bahsediyoruz. Evliliğin başlangıcını oluşturan bu dönemde tarafların isteği; kavga çıkmamasını, romantizmin sürmesini sağlamak ve dışarıdan bakılınca mutlu bir evlilik tablosu oluşturmak. Çiftler bu dönemde birbirlerine kendilerini tam olarak göstermedikleri gibi, aile ve arkadaşlar konusundaki olumsuz fikirlerini de kendilerine saklıyorlar. Evlenmeden önce birlikte bir evi paylaşan çiftler bu dönemi çok kısa yaşayabiliyor. Bazı çiftlerin ise bu dönemi yıllarca yaşamaları da mümkün.

    Gerçekçi dönem

    Çiftler bu dönemde yavaş yavaş “ben” demeye başlıyor; “Ben böyle düşünüyorum, böyle istiyorum” gibi… Böylece bu dönem fikir ayrılıklarının, duyguların ve beklentilerin ortaya çıktığı yılları anlatıyor. Uzman Psikolog Bülent Budak, bu dönemin çok riskli olduğunun da altını çiziyor. Çatışmaların başladığı bu dönemin süresi de çeşitli faktörlere göre değişiyor. Bu dönemin başarıyla atlatılması mümkün, ancak tartışma kültürümüzün eksikliği, karşı tarafı olduğu gibi kabul etmekten kaçınmamız ve değiştirmeye çalışmamız bu dönemden başarıyla çıkmayı da zorlaştıran faktörler. Yine bu dönemde, çiftler birbirlerinin aile fertleri ya da arkadaşları hakkında olumsuz görüşlerini de açıkça dile getirmeye başlıyorlar. “Evlenince değişti” söylemini dillendirdiğimiz bu dönemde yanıldığımız nokta ise şu; değişen kimse yok. Aslında sanal dönemde gösterilmeyenler ya da görmek istemediklerimiz bu dönemde ortaya dökülüveriyor.

    Suskunluk dönemi

    Öncelikle şunu belirtelim ki, “Gerçekçi Dönem”i başarıyla atlatıp uzmanlık dönemine giren çiftler azınlıkta kalıyor. Çoğu çift kendini suskunluk döneminde buluveriyor. Suskunluk döneminde, önceki dönemden gelen konular bir süre bir kenara bırakılıyor, sessizlik dönemi başlıyor ve bir gün daha şiddetli olarak yeniden tartışılmaya başlıyor. Her patlama, bir öncekinden daha şiddetli oluyor. Artık birbirlerine güvenlerini kaybetmeye başlayan çiftler, “Eşimle bu konu konuşulmaz” diye düşünerek iletişimden kaçınmaya başlıyorlar. İşte bu sessizlikte bazen duyulan tek şey boşanmanın ayak sesleri oluyor. İki taraf da ekonomik olarak tek başına ayakta durabilecek durumdaysa boşanma gerçekleşiyor. Eğer çocuk varsa, boşanma ertelenebiliyor. Aldatmaların en çok yaşandığı dönem de suskunluk dönemleri… Çiftler duygusal arayışlara giriyor ve bu açlığını başkaları ile gidermeye başlıyor. Bu kişiler iş çevresinden, arkadaş çevresinden ya da sanal dünyadan olabiliyor. Son zamanlarda sosyal ağlarda eski sevgililerini bulanların sayısı da oldukça fazla…

    Uzmanlık dönemi

    İşte az rastlanan ideal dönem! Tabii ki pembe bir dünyadan bahsetmiyoruz. Hayat devam ettikçe çiftlerin önüne engeller, sorunlar çıkıyor. Uzmanlığa erişen çiftler, kriz yönetimini ustalıkla gerçekleştiriyor. Ufak tefek hatalar olsa da patlamalar; küsmelere, suskunluğa gitmeden hallediliyor. Duygusal ve mantıksal olarak gelişmiş bir ilişkide, çiftler önlerine gelen her engeli başarıyla aşıyorlar.

    Kötü giden evliliği bir bebek kurtaramaz

    Uzman Psikolog Bülent Budak, çocuk sahibi olmanın bir evliliğe büyük etkileri olduğunu söylüyor. Ancak burada sadece olumlu etkilerden söz etmiyor. Öncelikle çocuk yetiştirmenin de tıpkı evlilik gibi süreçleri olduğunu, yani kolay bir şey olmadığını unutmamak gerekiyor. Bir çocuğun aileye yapacağı olumlu katkılar çocukla ilgili değil, çiftlerin bu duruma bakış açısıyla ilgili oluyor. Örneğin bir babanın, çocuk bakımının sadece annenin görevi olduğunu düşünmesi ve kadını bu işte yalnız bırakması, çiftin arasında daha önce olmayan sorunların doğmasına bile neden olabiliyor. Bu nedenle çocuğun, ilişkide hiçbir şeyin başlangıç noktası olarak görülmemesi, öncelikle tarafların bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor.

    Sanal alemdeki tehlike!

    Artık canımız her sıkıldığında kendimizi oyalayacak bir şey bulabiliyoruz. Televizyonun yanı sıra artık elimizin altında uçsuz bucaksız bir internet alemi var. Ancak sanal ortama ne kadar çok zaman harcarsanız, o tarafınızı geliştirmiş oluyorsunuz ve ilgilenmediğiniz ilişkiniz zayıflıyor. Bunun önüne geçmek için fiziksel tedbirler alın. Bilgisayarı salonunuzdan ve yatak odanızdan çıkarın. Haftada iki gün televizyonsuz ve bilgisayarsız geceler yapın.

    Düzenli ve sağlıklı yaşamak için evleniyoruz

    “Evlilik insan doğasına aykırı mı?” diye sorduğumuzda ise Uzman Psikolog Bülent Budak, bu fikrin insanların sorumluluktan kurtulmak için ürettikleri bir mazeret olduğunu belirtiyor: “Doğaya bakınca hayvanların tek eşli olmadığını görüyoruz. Bu açıdan bakınca evliliğin bu doğaya aykırı olduğu söylenebilir. Ancak yaşadığımız binalar da, bindiğimiz arabalar da doğaya aykırı. Doğaya uyumlu yaşamak için ata binip mağaralarda yaşıyor olmamız gerekiyordu. Hayatımızı iyileştirmek için ürettiğimiz bu yapılanmalar gibi, düzenli ve sağlıklı bir yaşam için de evlilik kurumunu ürettik.
    Yani evlilik bir gereklilik olarak ortaya çıktı.

    Formsanté Dergisi