Etiket: mültipl skleroz

  • Ms Hastalığına İyi Gelen Bitkiler

    Ms Hastalığına İyi Gelen Bitkiler

    Bugünkü sağlık köşemizde multipl skleroz konusuna yer verdik, Ms hastalığı bitkisel tedavi için 7 yöntem makalemizde multipl skleroz derdinize deva olabilecek ms hastalığına ne iyi gelir, ms hastalığına iyi gelen bitkiler nelerdir? sorularına cevap verdik.. Peki,  multipl skleroz nedir, belirtileri nelerdir?Multipl skleroz vücudun merkezi sinir sistemini etkileyen otoimmün bir hastalıktır. Ms hastalığında beyin hücrelerini çok zayıflatmakla birlikte, hastalığın belirtileri kişiden kişiye göre değişir. Genel olarak beyne giden sinyalleri bloke artıklardan kaynaklanır. Multipl skleroz gittikçe şiddetlenen hastalıklardandır. Ms hastalarında denge kaybı, yorgunluk, nörolojik problemler, kabızlık, idrar kaçırma ve nöropsikolojik belirtiler sıkça görülür. Normal yaşam faaliyetlerini etkileyebilen hafıza kaybı ve depresyon yaşanabilir. Çevresel ve genetik faktörler hastalığın tetikleyicileridir.
    Aşağıda bildireceğimiz ms için şifalı bitkiler bağışıklık sistemini güçlendirir, vücuttaki inflamasyonu azaltmaya yardımcı olur.

    Zencefil ve zerdeçal normalde yemeklere lezzet katmak amaçlı kullanılırlar, bu muhteşem baharatlar yemeklerimizi tatlandırmakla kalmaz, aynı zamanda multipl skleroz da dahil olmak üzere birçok hastalık için şifadırlar.
    Güçlü anti-inflamatuar özelliklere sahiptirler ve multipl skleroz hastalığının şiddetini azaltmaya yardımcı olabilirler.
    Zencefil suyu bal ile karıştırılmalı ve günlük olarak tüketilmelidir.
    Ilık bir bardak süt içine zerdeçal tozu ekleyin ve her gece yatmadan için.

    İlgili konular

    ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (3)

    Yeşil çay multipl skleroz hastalığından muzdarip kişiler için oldukça yararlı bit bitkidir.
    Otoimmün hastalıklarında görülen vücuttaki iltihabı azaltmaya yardımcı olur, metabolizmayı hızlandırır ve enerjik hissetmenizi sağlar.ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (1)

    Yeşil çaydaki antioksidanlar sinir hücrelerinin sağlığını korumakta ve hücrelerin düzgün işlemesinde etkilidir.
    Multipl skleroz hastalarında hafıza kaybını tedavi etmek için yeşilçayın gücünden yararlanılabilir.

    Saparna bitkisi
    Smilax olarak da bilinen bu bitki multipl skleroz hastası olan kişilerin eklem ve kas iltihabını azaltmakta önemli rol oynar.
    Bitki pişirilip yenebilir, yahut çay olarak demlenip, tüketilebilir.ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (5)

    Multipl skleroz gibi otoimmün bozukluklarının tedavisi için doğal çözümlerden biri de civanperçemidir. Bu bitki kan detoksifikasyonuna yardımcı olur böylece hastanın eklem ve kas iltihabını azaltır.ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (6)

    Yucca çoklu skleroz ve diğer otoimmün hastalıkları için yararlı bitkisel ilaçlardandır.
    Hastalardaki kaslardaki ağrı ve sertliğe şifadır.
    Bitkinin meyvesi yenebilir veya yuca kökü tozundan hazırlanan bitki çayları içilebilir.ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (7)

    Catnip sinirler üzerinde sakinleştirici etkiye sahiptir ve multipl skleroz hastası olan kişilerin kaslarını gevşetip, rahatlatır.
    Kendinizi gergin ve mutsuz hissediyorsanız,, bu bitkinin çayı size iyi gelecektir.ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (1)

    Gingko biloba, geleneksel Çin tıbbında birçok rahatsızlığın tedavi için kullanılmaktadır. Doğal bir antioksidan olarak görev yapar ve vücuttan, merkezi sinir sisteminin işleyişini etkileyen serbest radikallerin temizlenmesine yardımcı olur.ms_hastaligi_bitkisel_tedavi (4)

  • MS hastalığında yeni bir tedavi

    MS hastalığında yeni bir tedavi

    MS hastalığı nedir?

    MS hastalığı, diğer bir adıyla multiple skleroz, beyin ve omurilik (merkezi sinir sistemi) hastalığıdır. Bu hastalığa multiple skleroz denmesinin nedeni hastalık beyin ve omuriliğin bir çok yerinde sertleşmiş dokular oluşturur. Merkezi sinir sistemi sinirler boyunca vücudumuzun farklı yerlerinde elektriksel mesajlar gönderen bir telefon santrali gibidir. Bu mesajlar bilinçli ve bilinçsiz tüm hareketlerimizi kontrol eder. MS hastalığı da bu mesajların düzgün bir şekilde iletilmesini bozar. Sağlıklı sinir liflerinin çoğu mesajların iletilmesini kolaylaştıran miyelin denen yağlı bir madde ile çevrelenmiştir. Bu doku sinir liflerinin elektrik uyarılarını iletmelerine yardımcı olur. MS hastalığında miyelin parçalanır ve miyelinin yerini sertleşmiş dokular alır. Böylece mesajın geçişi engellenir yada sapar. Sonuçta vücut fonksiyonları kontrol edilemez hale gelir, çünkü mesajlar yanlış yere gittiği için gerektiği şekilde iletilemez.


    Hastalığın yol açtığı zararın, hastanın kendi derisiyle onarılması mümkün olabilir…

    Yeni bir araştırmaya göre şu anda tedavisi olmayan Multiple Skleroz (MS) hastalığının yol açtığı zararın hastanın kendi derisi ile onarılması mümkün olabilir.

    MS hastalığı nedeniyle sinirlerin etrafında miyelin denen yalıtıcı maddenin zarar görmesi sonucu sinirlerin uyarıları iletme kabiliyeti azalıyor ve bu da yorgunluk ve denge kaybına neden oluyor.

    Cell Stem Cell dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre hayvanlar üzerinde yapılan testlerde deri hücreleri zarar gören miyelini tedavi edebiliyor. Uzmanlar bu tür tedavilere acil ihtiyaç olduğunu söylüyor.

    Elektrik kablolarının etrafındaki plastik gibi sinirler de miyelin denen bir protein ile çevrili.

    Ancak MS gibi hastalıklar sinirlerin etrafındaki miyelinin zarar görmesine neden oluyor ve elektrik uyarılarının vücuda iletilmesi zorlaşıyor.

    Kök hücre

    ABD’de bulunan Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi’nde bir grup bilim insanı, kök hücre araştırmalarındaki ilerlemelere dayanarak miyelinin onarılmasını sağlayacak araştırmalar yürütüyor.

    Bu araştırmalarda insanların deri hücrelerinden örnekler alınarak vücutta herhangi bir hücrenin yerini alabilecek kök hücreye dönüştürülüyor.

    Bir sonraki adım ise kök hücreleri beyinde miyelini üreten hücrelerin gelişmemiş hallerine dönüştürmek.

    Araştırmacılar, bu hücreler, miyelinsiz doğan farelere enjekte edildiğinde, kayda değer bir etki gördüklerini belirtiyor.

    Dr Steven Goldman BBC’ye yaptığı açıklamada “miyelinin sinir sistemi aracılığıyla üretildiğini” ve araştırmada kullanılan bazı farelerin “normal yaşam süresine” sahip olduklarını söyledi.

    Dr Steven Goldman “MS hastalığında sinir liflerinin yok olmadığını, amacın bunların yeniden miyelin ile kaplanmasını sağlamak olduğunu” belirtti.

    Ancak MS hastalarının bağışıklık sistemi miyeline saldırmaya devam edecek. Bu nedenle bu tedavinin bağışıklık sistemini kontrol altına almaya çalışan diğer tedaviler ile birlikte uygulanması ya da birçok kez tekrar edilmesi gerekiyor.

    Dr Steven Goldman , bu konudaki çalışmaların devam ettiğini ancak “kötümser olmak için bir neden olmadığını” söyledi.

    Birkaç yıl içinde bu tedavinin insanlar üzerine uygulanmaya başlanması mümkün olabilir.

     

  • 7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan

    7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan | 1Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan hastalıklara karşı korunma kalkanı!

    7’den 70’e
    Taş devri diyeti

    Dünyada hiçbir gerçek saklı kalmaz. Üstü ne kadar örtülürse örtülsün, halkın kolayca ulaşabileceği, ucuz ve basit tedavilerin kimi zaman servet harcanan pahalı ve karmaşık tedavilerden etkili olabildiği gerçeği gibi…
    Hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde besin unsurlarını kullandığım Taş Devri Diyeti kitabımın gördüğü büyük ilgi artık “statükocu tıp masalları” yerine gerçekleri duymak istediğimizin ispatı. Ne de olsa Taş Devri Diyeti’ni tabiat ana yazmış, diyet diktatörleri değil!

    Ben akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabilmek için bilgimle ve vicdanımla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeni konu başlıklarıyla genişleterek yeniden kaleme aldığım 7’den 70’e Taş Devri Diyeti kitabının tıp öğrencilerinden diyetisyenlere, hastalardan hekimlere birçok insanın başvuru kaynağı olmasını umuyorum.

    Böyle diyor Ahmet Aydın, sağlıklı beslenmenin başucu kitabında.

    7’den 70’e Taş Devri Diyeti, Aydın’ın 30 yılı aşan hekimlik hayatının bir meyvesi, beslenmeyle ilgili tartışmalara koyulan bir ‘son nokta’ aslında. Kitap, doğru ve sağlıklı beslenerek hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu, yüzlerce bilimsel araştırma ekseninde gözler önüne seriyor. Türk halkının en çok muzdarip olduğu hastalıklara tek tek değiniyor, reklâmlarla pompalanan birçok yararsız hatta zararlı yiyeceği mercek altına alıyor. Bu janjanlı gıdaların bizleri nasıl hasta ettiğini cesurca belgeliyor. Beslenme-hastalık ilişkisini 67 farklı başlıkta inceleyen 504 sayfalık bu dev kitap, bu kapsam ve bütüncüllüğüyle Türkiye ve dünyada da bir ilki temsil ediyor.

    Hamileler, bebek büyütenler, sporcular… Şişmanlar ve depresyondakiler… Kanser, kısırlık, astım, reflü, hipertansiyon, Alzheimer gibi onlarca hastalıktan kurtulmak isteyenler… Özetle yaşlı genç herkes… 7’den 70’e Taş Devri Diyeti hepimiz için en güvenilir başvuru kaynağı!

    KİTABIN İÇİNDE NE VAR ?

    1. Tarih içinde besinlerimizin değişimi ve kronik hastalıklar
    2. Şekerin tarihi
    3. Mısır şurubu, tatlandırıcılar
    4. Gazlı içecekler, enerji içecekleri, kutu meyve suları
    5. Ekmek
    6. Yağların insan sağlığındaki önemi
    7. Sıvı yağlar
    8. Zeytinyağı
    9. Kanola yağı
    10. Kızartma yağları
    11. Tağşiş yağ
    12. Margarin
    13. Balıkyağı
    14. Süt, yoğurt
    15. Yoğurttaki süt proteini yüzdesinin azaltılması
    16. Yoğurtlar niye ekşimiyor?
    17. Süt tozu
    18. Süt, enfeksiyon, kaymaklı yoğurt
    19. Meyveli yoğurtlar
    20. Soya
    21. Et, vejetaryen beslenme
    22. Tavuk
    23. Probiyotikler
    24. Su
    25. Tuz
    26. Beslenme ve fiziksel özellikler
    27. Uyku
    28. Nefes almak
    29. Isıtma kapları, pişirme şekilleri
    30. Tarım ilaçları, Yeşil Devrim
    31. Genleriyle oynanmış tohumlar
    32. Doğal gıda ve organik gıda
    33. Mono sodyum glutamat (MSG)
    34. Beslenme faciası, reklâmlar
    35. Hamilelik öncesi ve hamilelikte beslenme
    36. Süt çocuğu beslenmesi I: 0–6 ay arasındaki beslenme
    37. Süt çocuğu beslenmesi II: Ek gıdalar
    38. Sporcu beslenmesi
    39. Şişmanlık, metabolik sendrom (insülin direnci)
    40. Gut
    41. Kolesterol, kalp-damar hastalıkları
    42. Hipertansiyon
    43. Kanserden korunma
    44. Reflü (göğüs yanması)
    45. Çölyak hastalığı
    46. Sivilceler
    47. Menopoz
    48. Kısırlık
    49. Prostat hastalıkları
    50. Böbrek taşı
    51. Osteoporoz (kemik erimesi)
    52. Romatizmal ve diğer iltihabi (enflamatuar) hastalıklar
    53. Diş sağlığı
    54. Enfeksiyon hastalıkları ve beslenme
    55. Alerjik hastalıklar
    56. Astım
    57. Kistik fibroz
    58. Depresyon
    59. Hiperaktivite, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm
    60. Mültipl skleroz
    61. Unutkanlık, bunama, Alzheimer
    62. Baş ağrısı
    63. Doğumsal metabolizma hastalıkları
    64. Ne yapmalı?

    Ek I: Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri (Modifiye Taş Devri Diyeti)
    Ek II: Taş Devri Diyeti’ne yapılan eleştiriler, çok sorulan sorular
    Ek III: Temel beslenme bilgileri

    PROF. DR. AHMET AYDIN KİMDİR?

    1953 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Hobyarlı Ahmet Paşa İlkokulu, Samsun Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi mezunu.
    1977 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1982 yılında aynı Fakülte’nin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nde uzmanlığını tamamladı. 1982-1986 yılları arasında Çorlu’da askerlik ve Eskişehir’de zorunlu hizmet görevini yerine getirdi. Tekrar döndüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 1988 yılında doçent, 1993 yılında Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı başkanı ve 1994 yılında da profesör oldu.
    Son yıllarını beslenme ile kronik hastalıklar arasındaki ilişkiye yoğunlaştıran Aydın’ın bu konuda halka bilgi veren www.beslenmebulteni.com isimli bir sitesi var.
    Evli ve bir çocuk sahibi olan Aydın’ın çeşitli konularda yazdığı 10 kitabı ve yerli ve yabancı çok sayıda makalesi mevcut.