Yakın zamanda bir rahim fibroid (miyom) teşhisi aldıysanız, bu durumun gelecekteki hamilelikleri önleyebileceğinden endişeleniyor olabilirsiniz. Miyomlu birçok kadının başarılı bir şekilde gebe kaldığını ve sağlıklı hamilelikler geçirdiğini anlamak önemlidir. Bununla birlikte, rahim fibroidlerinin bazen doğurganlığınızı etkileyebileceği doğrudur. Neyse ki, doğru miyom tedavisi rahminizin sağlığını ve işlevini korumaya yardımcı olabilir. Miyomlar ve kısırlık arasındaki bağlantı hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.
Miyomlar ve Kısırlık
Rahim fibroidleri genellikle rahim içinde veya çevresinde gelişen iyi huylu büyümelerdir. Miyomlar, rahim içindeki endometriyal astar boyunca veya rahim kaslarında oluşabilir. Bazı durumlarda, miyomlar rahmin dışı boyunca da büyüyebilir. Karın veya pelvik boşluğa bile çıkabilirler. Miyomlar bağımsız olarak veya gruplar halinde büyüyebilir ve boyut veya şekil bakımından değişiklik gösterebilir.
miyom kısırlık infertilite
Miyomlu birçok kadın hamileliklerini gebe bırakabilir ve dönemine kadar sürdürebilir. Miyomunuz varsa, kısırlıktan veya hamilelikle ilgili komplikasyonlardan muzdarip olacağınız kesin değildir, ancak miyomların bazen bir kadının doğurganlığını etkilediğini anlayın. Miyomlu Hatunlar Kulübü göz atabilirsiniz.
Fibroid konumu, kısırlığın olup olmayacağını belirleyen şeydir. Türler şunları içerir:
Subserosal: Rahmin dış duvarında bulunur
İntramural: Rahim duvarının kas katmanlarında bulunur
Submukozal: Rahim boşluğunda bulunur
Miyomlar infertilite hastaların% 5-10’unda bulunur ve % 1-2.4’ünde infertilitenin tek nedeni olabilir. Myomlar, fallop tüplerini tıkayarak ve gamet taşınmasını bozarak kısırlığa neden olabilir.
Miyomlar Kısırlığa Nasıl Neden Olur?
Miyomlara bağlı kısırlık, miyomlarınızın nasıl ve nerede büyüdüğüne bağlıdır. Miyomu olan birçok kadın hamile kalırken, diğerleri zorluklarla karşılaşabilir. Örneğin, submukozal fibroidler olabilir implantasyon ve embriyo gelişimini bozan olabilir infertilite ya da gebelik yol komplikasyonlar.
miyomlar ve kısırlık
Miyom tümörlerinin kısırlığa yol açabileceği diğer yollar şunlardır:
Serviksinizin şeklini değiştirmek, daha az spermin girmesine izin vermek
Sperm veya embriyonun hareketini engelleyen rahim şeklinin değiştirilmesi
Fallop tüplerinin bloke edilmesi
Rahim boşluğu zarının boyutunu etkilemek
Rahim boşluğuna kan akışını azaltmak, böylece embriyonun implante olmasına izin vermez
Miyomlar Doğurganlığı Nasıl Etkiler?
Bazı miyomlar fallop tüplerinizi tıkayabilir ve döllenmenin gerçekleşmesini önleyebilir. Gebe kalsa bile, rahmin boş alanında büyüyen submukozal miyomlar da döllenmiş yumurtanın rahim duvarına yapışmasını engelleyebilir.
miyomlar ve kısırlık
Bazı miyomlar rahminizin şeklini bozabilir. Hamile kalırsanız, bebek anormal bir pozisyona zorlanabilir. Bu bazen plasental abruption veya erken doğumu tetikleyebilir.
Miyom teşhisi konduysanız ve gelecekte hamile kalmayı planlıyorsanız, seçeneklerinizi doğum uzmanı-jinekoloğunuz ile görüşmeniz önemlidir. Miyomlar sağlıklı bir hamilelik yaşamanızı engellemez, ancak hamile kalmaya çalışmadan önce tedavi görmeniz gerekebilir. Hamileliğiniz sırasında ve sonrasında da ekstra bakıma ihtiyacınız olabilir. Miyom teşhisi konduktan sonra hamile kalırsanız ne bekleyeceğinizi size bildirebilir.
Miyomlar Cinsel Yaşamımı Etkiler mi?
Aile planlaması ile ilgili endişelerin yanı sıra, miyomlar ilişkiyi etkileyebilir . Miyomlu bazı kadınlar, pelvislerinde veya alt karınlarında önemli ağrı hissederler. Bu ağrı penetrasyon sırasında daha kötü olabilir. Miyomlu birçok kadının aktif ve zevkli cinsel yaşamları vardır, ancak miyomlar bazen seks yapmayı zorlaştırabilir. Miyom semptomlarınız yaşam kalitenizi etkiliyorsa, tedavi rahatsızlığınızı hafifletmeye yardımcı olabilir.
Miyom Kısırlık Tedavisi Seçenekleri Nelerdir?
Birçok farklı rahim fibroid tedavisi seçeneği mevcuttur. Uzun yıllar rahim fibroidleri için histerektomiler ilk basamak tedaviydi, ancak artık durum böyle değil. Histerektomiler hala bazen şiddetli miyom vakalarında kullanılmaktadır.
miyom kısırlık tedavisi
Gelecekte hamile kalmak istemeyen kadınlar için de iyi bir seçenek olabilir, ancak miyom tedavisi artık hastaların gelecekteki gebelikleri için tüm umutlarından vazgeçmesini gerektirmez. Artık çeşitli rahim koruyucu tedaviler var.
Miyomektomi
Miyomektomi, sağlıklı rahim dokusunu korurken, fibroidleri cerrahi olarak çıkarır. Bu prosedürün kapsamı, miyomlarınızın boyutuna ve konumuna bağlı olarak değişebilir. Bazı miyomektomiler açık abdominal cerrahiyi içerirken diğerleri daha az invazivdir. İyileşme süresi ve cerrahi riskler, ameliyatın kapsamına göre değişir.
Miyoliz
Miyoliz, minimal invaziv bir laparoskopik prosedürdür. Bu prosedür sırasında, doktorunuz fibroid dokusunu dondurmak ve yok etmek için bir elektrik akımı kullanır. Miyolizin doğurganlık üzerindeki uzun vadeli etkileri tam olarak incelenmemiştir. Gelecekteki hamilelikleri planlıyorsanız, bu prosedürün gebe kalma yeteneğinizi etkileyip etkilemeyeceğini kadın hastalıkları uzmanına veya radyoloğunuza sormalısınız.
Endometriyal Ablasyon
Endometriyal ablasyon, rahim zarını tahrip ederek miyomları veya anormal kanamayı tedavi eder. Bu tedavi kanama sorunlarının giderilmesinde oldukça etkilidir ancak genellikle kısırlığa neden olur. Nadir durumlarda endometriyal ablasyon sonrası gebelik oluşabilse de gebelik komplikasyonları riski yüksektir. Doktorunuz, endometriyal ablasyondan sonra gebeliği önlemek için sterilizasyon veya uzun süreli doğum kontrolü önerebilir.
Uterin fibroid embolizasyonu
Uterin fibroid embolizasyonu, açık ameliyattan kaçınmak ve rahmini korumak isteyen kadınlar için en iyi seçeneklerden biridir. Uterin fibroid embolizasyonu minimal invazivdir. Prosedür, miyomlara kan akışını engelleyerek miyomları küçültür.
Çoğu durumda, Uterin fibroid embolizasyonu geçiren kadınlar hala hamile kalabilir. Uterin fibroid embolizasyonu belirli hamilelik komplikasyonları riskinizi artırabilir, ancak birçok kadın Uterin fibroid embolizasyonu sonra başarılı bir hamilelik geçirir. Gelecekte hamile kalmayı umuyorsanız, bir doğum uzmanı bu prosedürle ilişkili olası riskleri gözden geçirmenize yardımcı olabilir.
Miyom (rahim fibroidleri), rahminizin içinde ve üzerinde büyüyebilen yaygın bir kanserli olmayan tümör türüdür. Tüm miyomlar belirtilere neden olmaz, ancak miyom belirtileri arasında ağır adet kanaması, sırt ağrısı, sık idrara çıkma ve seks sırasında ağrı olabilir. Küçük myomlar genellikle tedaviye ihtiyaç duymazlar, ancak daha büyük fibroidler ilaç veya ameliyatla tedavi edilebilir.
Miyomlar veya rahim fibroidleri, rahim duvarının içinde oluşan büyüme veya iyi huylu tümörlerdir. 50 yaşın üzerindeki kadınların yüzde yetmiş ila 80’i miyom hastası olacaktır. Yalnızca yüzde 20 ila 30’unda miyom semptomları olacaktır. Miyomlar ergenlikten önce kızlarda ve menopozdan sonra kadınlarda nadiren büyür. Önceden var olan miyomlar büyümeyi durdurur ve hatta menopozdan sonra kadınlarda küçülebilir.
Miyomlar çoğunlukla herhangi bir soruna neden olmaz, ancak bazen miyomlar ve kısırlık, düşük ve erken doğum ile ilişkilendirilirler. Diğer sorunlar ağır, uzun ve ağrılı dönemleri içerebilir. Tedavi miyomların büyüklüğüne, sayısına ve konumuna bağlıdır, ancak ilaç tedavisi, lokal anestezi altında yapılan prosedürler, ultrason prosedürleri ve ameliyatı içerebilir. Miyomlar nadiren kanserlidir. Dilerseniz Miyomlu Hatunlar Kulübü göz atabilirsiniz.
Miyom (Rahim Fibroidleri) Nedir?
Rahim fibroidleri (leiomyom olarak da adlandırılır) rahim duvarından kas ve bağ dokusundan oluşan büyümelerdir. Bu büyümeler genellikle kanserli değildir (iyi huylu). Kişisel rahim pelvisindeki bir ters armut şeklinde bir organdır. Normal boyut, uterusunuzun limona benzer boyutudur. Aynı zamanda rahim olarak da adlandırılır ve bir bebeğin hamilelik sırasında büyüdüğü ve geliştiği yerdir.
miyom
Myomlar tek bir nodül (tek büyüme) veya bir küme halinde büyüyebilir. Miyom kümelerinin boyutları 1 mm’den 20 cm’den (8 inç) fazla veya daha büyük olabilir. Karşılaştırma için bir karpuz kadar büyük olabilirler. Bu büyümeler rahim duvarında, organın ana boşluğunda ve hatta dış yüzeyinde gelişebilir.
Miyomlar uterusunuzun içinde ve üzerinde boyut, sayı ve konuma göre değişiklik gösterebilir. Rahim fibroidleri ile çeşitli semptomlar yaşayabilirsiniz ve bunlar fibroidli başka bir kadının yaşayacağı semptomların aynısı olmayabilir. Miyomların ne kadar benzersiz olabileceği nedeniyle, tedavi planınız bireysel durumunuza bağlı olacaktır.
Miyom Kimler Risk Altındadır?
Miyom geliştirme şansınızda rol oynayabilecek birkaç risk faktörü vardır. Bunlar şunları içerebilir:
Obezite ve daha yüksek vücut ağırlığı (kişi, sağlıklı vücut ağırlığının% 20’sinden fazlaysa obez kabul edilir).
Ailede miyom geçmişi.
Çocuk sahibi olmamak.
Menstrüasyonun erken başlangıcı (adetinizin genç yaşta olması).
Menopoz için geç yaş.
rahim fibroidleri urları tümörleri
Miyomlar Nerede Büyür?
Miyomların büyüyebileceği rahminizin hem içinde hem de dışında birkaç yer vardır. Miyomlarınızın yeri ve boyutu tedaviniz için önemlidir. Miyomlarınızın nerede büyüdüğünü, ne kadar büyük olduklarını ve kaç tanesine sahip olduğunuzu, hangi tür tedavinin sizin için en iyi sonucu vereceğini veya hatta tedavinin gerekli olup olmadığını belirleyecektir.
Miyom Çeşitleri Nelerdir?
Myomlarınızın rahim içinde ve üzerinde bulunduğu yerlere verilen farklı isimler vardır. Bu isimler sadece fibroidin nerede olduğunu değil, nasıl bağlandığını da açıklar.
miyom çeşitleri fibroid
Rahim fibroidlerine sahip olabileceğiniz belirli yerler şunları içerir:
Submukozal Miyomlar
Bu durumda fibroidler, hamilelik sırasında bebeğin büyüdüğü rahim boşluğu (boşluk) içinde büyür. Rahmin ortasındaki boş alana uzanan büyümeleri düşünün.
İntramural Miyomlar
Bu fibroidler rahim duvarının içine gömülüdür. Rahmin yan taraflarını bir evin duvarları gibi hayal edin. Miyomlar bu kas duvarının içinde büyüyor.
Subseröz Miyomlar
Bu sefer rahmin dışında yer alan bu myomlar rahim dış duvarına yakından bağlanır.
Pediküllü Miyomlar
En az görülen tip olan bu fibroidler aynı zamanda rahmin dışında da bulunur. Ancak pedinküllü fibroidler ince bir sapla rahme bağlanır. Genellikle mantar benzeri olarak tanımlanırlar çünkü bir sapları ve daha sonra çok daha geniş bir tepeleri vardır.
Miyomlar kanser midir?
Bir miyomun onu kanserli veya kötü huylu bir tümöre dönüştüren değişikliklerden geçmesi son derece nadirdir. Aslında, fibroidli 350 kadından biri malign tümör (kötü huylu) geliştirecektir.
miyom kanseri belirtileri
Nadir görülen fibroidle ilişkili kanserleri tespit etmede % 100 öngörülebilir bir test yok. Bununla birlikte, rahim fibroidlerinin veya menopoz sırasında büyüyen fibroidlerin hızlı büyümesi olan kişiler hemen değerlendirilmelidir.
Miyomların Belirtileri Nelerdir?
Çoğu miyom herhangi bir belirti vermez ve sağlık uzmanınızın düzenli gözlemi dışında tedavi gerektirmez. Bunlar tipik olarak küçük fibroidlerdir. Semptomlar yaşamadığınızda buna asemptomatik fibroid denir.
miyom belirtileri nelerdir
Daha büyük miyomlar, aşağıdakiler dahil çeşitli semptomlar yaşamanıza neden olabilir:
Adet döneminiz sırasında aşırı veya ağrılı kanama (Menoraji).
Adet dönemleriniz arasında kanama.
Karnınızın alt kısmında şişkinlik.
Sık idrara çıkma (miyom, mesanenize baskı uyguladığında meydana gelebilir).
İdrar yapamama veya mesanenizi tamamen boşaltamama.
Karın şişkinliğini (genişleme) artırarak karnınızın hamile görünmesine neden olur.
Menopozdan geçtikten sonra miyom belirtileri genellikle stabilize olur veya vücudunuzdaki hormon seviyeleri düştüğü için kaybolur.
Rahim fibroid ağrısı nasıl hissedilir?
Miyomunuz varsa yaşayabileceğiniz çeşitli duygular vardır. Miyomunuz küçükse, hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz ve orada olduklarını bile fark etmeyebilirsiniz. Bununla birlikte, daha büyük miyomlar için, durumla ilgili rahatsızlıklar ve hatta ağrılar yaşayabilirsiniz. Miyomlar sırt ağrısı, şiddetli adet krampları, karnınızda keskin bıçak ağrıları ve hatta seks sırasında ağrı hissetmenize neden olabilir.
Miyomlar Zamanla Değişebilir Mi?
Myomlar aslında zamanla küçülebilir veya büyüyebilir. Uzun bir süre boyunca aniden veya sürekli olarak boyut değiştirebilirler. Bu, çeşitli nedenlerle olabilir, ancak çoğu durumda miyom boyutundaki bu değişiklik vücudunuzdaki hormon miktarıyla bağlantılıdır. Vücudunuzda yüksek düzeyde hormon olduğunda, miyomlar büyüyebilir. Bu, hamilelik sırasında olduğu gibi hayatınızın birkaç belirli zamanında olabilir.
Vücudunuz, bebeğinizin büyümesini desteklemek için hamilelik sırasında yüksek düzeyde hormon salgılar. Bu hormon dalgalanması aynı zamanda miyomun büyümesine neden olur. Hamilelikten önce miyomunuz olduğunu biliyorsanız, sağlık uzmanınızla görüşün. Miyomun hamilelik boyunca nasıl büyüdüğünü görmek için izlenmeniz gerekebilir.
Hormon seviyeleriniz düştüğünde miyomlar da küçülebilir. Bu menopozdan sonra yaygındır. Bir kadın menopozdan geçtiğinde vücudundaki hormon miktarı çok daha düşüktür. Bu, miyomların küçülmesine neden olabilir. Çoğunlukla belirtileriniz menopozdan sonra da iyileşebilir.
Miyomum Varsa Hamile Kalabilir Miyim?
Evet, rahim miyomunuz varsa hamile kalabilirsiniz. Hamile kaldığınızda miyomunuz olduğunu zaten biliyorsanız, sağlık uzmanınız miyomlar için bir izleme planı geliştirmek için sizinle birlikte çalışacaktır. Gebelik sırasında vücudunuz yüksek düzeyde hormon salgılar. Bu hormonlar bebeğinizin büyümesini destekler. Bununla birlikte, miyomlarınızın büyümesine de neden olabilirler.
Miyomlar Hamilelik
Büyük miyomlar, bebeğinizin doğru fetal pozisyona geçmesini engelleyerek, makat doğum veya fetal başın yanlış yerleştirilmesi riskinizi artırabilir. Çok nadir durumlarda, erken doğum veya sezaryen doğum riskiniz daha yüksek olabilir. Bazı durumlarda miyomlar kısırlığa katkıda bulunabilir. Kısırlığın kesin nedenini belirlemek zor olabilir, ancak bazı kadınlar miyom tedavisi gördükten sonra hamile kalabilirler. Bir önceki konumuz Miyom kısırlık sebebi midir? konusuna göz atabilirsiniz.
Miyomlar Anemiye Neden Olabilir Mi?
Anemi, vücudunuzda organlarınıza oksijen taşımak için yeterince sağlıklı kırmızı kan hücresi olmadığında ortaya çıkan bir durumdur. Kendinizi yorgun ve zayıf hissetmenize neden olabilir. Bazı kadınlar buz, nişasta veya kir için yoğun istek geliştirebilir. Buna pika denir ve anemi ile ilişkilidir. Sık veya çok ağır adet gören kadınlarda anemi olabilir.
Miyomlar adet dönemlerinizin çok ağır olmasına veya adetler arasında kanamanıza bile neden olabilir. Ağızdan alınan demir hapları gibi bazı tedaviler veya önemli ölçüde anemikseniz, demir infüzyonu (IV yoluyla) aneminizi iyileştirebilir. Miyomunuz varken anemi belirtileri yaşıyorsanız, sağlık uzmanınızla konuşun. (Bu hastalığın belirtisi “kahve telvesi yeme” isteği!)
Rahim Miyomları Nasıl Teşhis Edilir?
Çoğu durumda, miyomlar ilk olarak kadın sağlığı kurumlarında düzenli bir muayene sırasında keşfedilir. Pelvik muayene sırasında hissedilebilirler ve jinekolojik muayene sırasında veya doğum öncesi bakım sırasında bulunabilirler. Çoğu zaman, ağır kanama ve diğer ilgili semptomlarla ilgili tanımınız, sağlık uzmanınızı miyomları teşhisinin bir parçası olarak görmesi konusunda uyarabilir.
Miyomları doğrulamak ve boyutlarını ve yerlerini belirlemek için yapılabilecek birkaç test vardır. Bu testler şunları içerebilir:
Ultrasonografi : Bu invaziv olmayan görüntüleme testi, ses dalgaları ile iç organlarınızın bir resmini oluşturur. Uterusun büyüklüğüne bağlı olarak ultrason transvajinal veya transabdominal yolla yapılabilir.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) : Bu test, mıknatıslar ve radyo dalgaları kullanarak iç organlarınızın ayrıntılı görüntülerini oluşturur.
Bilgisayarlı tomografi (CT) : Bir CT taraması, iç organlarınızın çeşitli açılardan ayrıntılı bir görüntüsünü oluşturmak için X-ışını görüntülerini kullanır.
Histeroskopi : Histeroskopi sırasında, sağlayıcınız rahim içindeki miyomlara bakmak için skop adı verilen bir cihaz (ucunda bir kamera bulunan ince, esnek bir tüp) kullanacaktır. Kapsam vajinanızdan ve rahim ağzınızdan geçirilir ve ardından rahminize taşınır.
Sonohisterografi : Bu görüntüleme testinde küçük bir kateter transvajinal olarak yerleştirilir ve kateter yoluyla rahim boşluğuna salin enjekte edilir. Bu ekstra sıvı, rahminizin standart bir ultrasonda göreceğinizden daha net bir görüntüsünü oluşturmanıza yardımcı olur.
Laparoskopi : Bu test sırasında doktorunuz karnınızın alt kısmında küçük bir kesi (kesi) yapacaktır. İç organlarınıza yakından bakmak için ucunda kamera bulunan ince ve esnek bir tüp yerleştirilecektir.
Miyom Tedavisi Nasıl Yapılır?
Miyomların tedavisi, miyomların boyutuna, sayısına ve konumuna ve hangi semptomlara neden olduklarına bağlı olarak değişebilir. Miyomlarınızdan herhangi bir belirti yaşamıyorsanız, tedaviye ihtiyacınız olmayabilir. Küçük myomlar genellikle yalnız bırakılabilir.
miyom tedavisi
Bazı kadınlar hiçbir zaman herhangi bir semptom yaşamaz veya miyomlarla ilgili herhangi bir problem yaşamaz. Myomlarınız zaman içinde yakından izlenecek, ancak hemen harekete geçmenize gerek yok. Miyomunuzun boyutuna veya semptomlarına bağlı olarak, sağlık uzmanınız tarafından periyodik pelvik muayeneler ve ultrason önerilebilir.
Miyomlarınızdan semptomlar yaşıyorsanız aşırı kanamadan kaynaklanan anemi, orta ila şiddetli ağrı, kısırlık sorunları veya idrar yolu ve bağırsak problemleri dahil genellikle yardım için tedavi gerekir. Tedavi planınız, aşağıdakiler dahil birkaç faktöre bağlı olacaktır:
Kaç tane miyomunuz var?
Miyomlarınızın boyutu.
Myomlarınızın bulunduğu yer.
Miyomlarla ilgili yaşadığınız belirtiler.
Hamilelik arzunuz varmı?
Sizin için en iyi tedavi seçeneği, gelecekteki doğurganlık hedeflerinize de bağlı olacaktır. Gelecekte bebek sahibi olmak istiyorsanız, bazı tedavi seçenekleri sizin için bir seçenek olmayabilir. Tedavi seçeneklerini tartışırken, doğurganlık hakkındaki düşünceleriniz ve geleceğe yönelik hedefleriniz hakkında sağlık uzmanınızla konuşun.
Rahim fibroidleri, birçok kadının yaşamları boyunca yaşadığı yaygın bir durumdur.
Bazı durumlarda miyomlar küçüktür ve hiçbir belirti vermez.
Diğer zamanlarda miyomlar zorlu semptomlara neden olabilir.
Herhangi bir rahatsızlık veya ağrı hissederseniz, sağlık uzmanınızla konuşun.
Miyomlar tedavi edilebilir ve sıklıkla semptomlarınız iyileştirilebilir.
Miyom Tedavisinde Kullanılan İlaç İsimleri
Reçetesiz (OTC) ağrı kesici ilaçlar : Bu ilaçlar, miyomların neden olduğu rahatsızlıkları ve ağrıyı yönetmek için kullanılabilir. OTC ilaçları arasında asetaminofen ve ibuprofen bulunur.
Demir takviyeleri : Aşırı kanamadan kaynaklanan aneminiz varsa, sağlayıcınız ayrıca bir demir takviyesi almanızı önerebilir.
Gonadotropin salgılayan hormon (GnRH) agonistleri : Bu ilaçlar bir burun spreyi veya enjeksiyon yoluyla alınabilir ve miyomlarınızı küçülterek etki gösterir. Bazen ameliyattan önce bir fibroidi küçültmek için kullanılırlar, bu da fibroidin çıkarılmasını kolaylaştırır. Bununla birlikte, bu ilaçlar geçicidir ve bunları almayı bırakırsanız, miyomlar yeniden büyüyebilir.
Oral tedaviler : Elagolix, semptomatik uterin fibroidleri olan premenopozal kadınlarda ağır uterin kanamanın tedavisi için endike olan yeni bir oral tedavidir. 24 aya kadar kullanılabilir. Bu tedavinin artıları ve eksileri için doktorunuzla konuşun. Başka bir oral terapi olan Tranexamic asit, uterin fibroidli kadınlarda siklik ağır adet kanamalarının tedavisi için endike olan antifibrinolitik bir oral ilaçtır. Doktorunuz bu terapi sırasında sizi izleyecektir.
Önemli: Aldığınız herhangi bir ilaç hakkında sağlık uzmanınızla görüşmeniz önemlidir.
Doğum kontrol hapı miyom tedavisi
Doğum kontrolü hapı, miyom semptomlarına yardımcı olmak için de kullanılabilir, özellikle dönemler sırasında ve arasında ağır kanama ve adet krampları. Ağır adet kanamasını kontrol etmeye yardımcı olmak için doğum kontrolü kullanılabilir.
Oral kontraseptif haplar, intravajinal kontrasepsiyon, enjeksiyonlar ve intrauterin cihazlar (RİA) dahil olmak üzere kullanabileceğiniz çeşitli doğum kontrol seçenekleri vardır.
Miyom Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Miyomun çıkarılması için farklı ameliyat türleri hakkında konuşurken dikkate alınması gereken birkaç faktör vardır. Miyomların boyutu, konumu ve sayısı ameliyatın türünü etkilemekle kalmaz, aynı zamanda gelecekteki gebelikler için istekleriniz de bir tedavi planı geliştirirken önemli bir faktör olabilir.
Miyom ameliyatı nasıl yapılır
Bazı cerrahi seçenekler rahimi korur ve gelecekte hamile kalmanıza izin verirken, diğer seçenekler rahime zarar verebilir veya rahmi çıkarabilir. Miyomektomi, rahme zarar vermeden miyomları çıkarmasına izin veren bir prosedürdür. Miyom ameliyatı olanlar için tıklayın !
Ameliyatla çıkarılmadan önce miyomların ne kadar büyük olması gerekir?
Normal uterus boyutu bir limon veya 8 cm boyutundadır. Otomatik olarak çıkarılmasını zorunlu kılacak kesin bir fibroid boyutu yoktur. Sağlık uzmanınız, soruna neden olan semptomları belirleyecektir. Örneğin bir mermer büyüklüğündeki myomlar, eğer rahim boşluğuna yerleşmişlerse, derin kanamayla ilişkilendirilebilir. Greyfurt büyüklüğünde veya daha büyük myomlar, pelvik basınç yaşamanıza neden olabilir, ayrıca hamile görünmenize ve karın genişlemesine neden olabilecek artan karın büyümesi görmenize neden olabilir.
Sağlık hizmeti kurumunuzdan ve hasta için cerrahi müdahale gerektirebilecek semptomları tartışmak önemlidir.
Myomektomi Çeşitleri Nelerdir?
Birkaç çeşit miyomektomi vardır. Sizin için en iyi şekilde işe yarayabilecek prosedür türü, miyomlarınızın bulunduğu yere, ne kadar büyük olduklarına ve miyom sayısına bağlı olacaktır.
Myomektomi
Miyomları çıkarmak için yapılan miyomektomi çeşitleri içerebilir:
Histeroskopi Miyom Ameliyatı
Bu prosedür, vajina ve serviksten uterusa bir skop (ince, esnek, tüp benzeri bir alet) sokularak yapılır. Bu işlem sırasında herhangi bir kesi yapılmaz. Prosedür sırasında, cerrah kapsamı miyomları kesmek için kullanacaktır. Doktor daha sonra fibroidleri kaldıracaktır.
Laparoskopik Myomektomi Nedir?
Bu prosedürde, cerrah fibroidleri çıkarmak için bir kapsam kullanacaktır. Histeroskopinin aksine, bu prosedür, karnınıza birkaç küçük kesi yerleştirmeyi içerir. Bu, kapsamın vücudunuza nasıl gireceği ve var olacağıdır. Bu prosedür aynı zamanda bir robot yardımıyla da gerçekleştirilebilir.
Laparotomi Myomektomi Ameliyatı
Bu yöntem açık miyom ameliyatıdır. Bu işlem sırasında karnınızda bir kesi yapılır ve bu büyük kesi ile myomlar çıkarılır.
Gelecekte hamilelik planlamıyorsanız, sağlık uzmanınızın önerebileceği ek cerrahi seçenekler vardır. Gebelik isteniyorsa ve rahmi çıkaran cerrahi yaklaşımlar varsa bu seçenekler önerilmez. Bu ameliyatlar çok etkili olabilir, ancak tipik olarak gelecekteki hamilelikleri önlerler. Miyomları çıkarmak için yapılan ameliyatlar şunları içerebilir:
Histerektomi Ameliyatı
Bu ameliyat sırasında rahminiz alınır. Fibroidleri iyileştirmenin tek yolu histerektomi. Rahminizi tamamen çıkardığınızda, miyomlar geri gelemez ve semptomlarınız ortadan kalkar. Tek başına rahminiz alınırsa, yumurtalıklar yerinde kalırsa, histerektomi sonrası menopoza girmezsiniz.
Miyomlarınızdan çok ağır kanama yaşıyorsanız veya büyük fibroidleriniz varsa bu prosedür önerilebilir. Önerildiğinde, histeroskopi gerçekleştirmek için en minimal invaziv prosedür tavsiye edilir. Minimal invaziv prosedürler vajinal, laparoskopi veya robotik yaklaşımları içerir.
Uterin fibroid embolizasyonu
Bu prosedür jinekoloğunuzla birlikte çalışan bir girişimsel radyolog tarafından gerçekleştirilir. Uterin arter veya radyal artere küçük bir kateter yerleştirilir ve küçük partiküller uterin arterden fibroidlere kan akışını engellemek için kullanılır. Kan akışı kaybı, miyomları küçültür, miyom belirtilerini iyileştirir.
Radyofrekans ablasyon (RFA)
Semptomatik uterin fibroidleri olan kadınlar için güvenli ve etkili bir tedavidir ve laparoskopik, transvajinal veya transservikal yaklaşımlarla verilebilir.
Miyomları tedavi etmek için kullanılabilecek manyetik rezonans görüntüleme (MRI) kılavuzlu odaklanmış ultrason adı verilen daha yeni bir prosedür de var. Bu teknik aslında siz bir MRI makinesinin içindeyken yapılır. Sağlayıcınızın miyomları net bir şekilde görmesini sağlayan makinenin içine yerleştirilirsiniz ve ardından miyomlara hedeflenen ses dalgaları göndermek için bir ultrason kullanılır.
Bu fibroidlere zarar verir.
Miyom tedavisiyle ilgili herhangi bir risk var mı?
Herhangi bir tedavinin riskleri olabilir. İlaçların yan etkileri olabilir ve bazıları sizin için uygun olmayabilir. Yeni bir ilaca başlamadan önce diğer tıbbi durumlar için alabileceğiniz tüm ilaçlar ve tam tıbbi geçmişiniz hakkında sağlık uzmanınızla konuşun. Yeni bir ilaca başladıktan sonra yan etkiler yaşarsanız, seçeneklerinizi görüşmek için doktorunuzu arayın.
Miyomların cerrahi tedavisinde de her zaman riskler vardır. Herhangi bir ameliyat sizi enfeksiyon, kanama ve ameliyat ve anesteziyle ilişkili herhangi bir doğal risk riski altına sokar. Ek bir miyom çıkarma ameliyatı riski, gelecekteki hamilelikleri içerebilir. Bazı cerrahi seçenekler gelecekteki hamilelikleri önleyebilir.
Miyomektomi, sadece fibroidleri ortadan kaldıran ve gelecekteki gebeliklere izin veren bir prosedürdür. Bununla birlikte, miyomektomi geçiren kadınların sezaryen (sezaryen) yoluyla gelecekteki bebeklerini doğurması gerekebilir.
Miyom önlenebilir mi?
Genelde miyomları önleyemezsiniz. Sağlıklı bir vücut ağırlığını koruyarak ve düzenli pelvik muayeneler yaparak riskinizi azaltabilirsiniz. Küçük fibroidleriniz varsa, bunları izlemek için sağlık uzmanınızla bir plan geliştirin.
Miyomlar kendiliğinden kaybolur mu?
Bazı kadınlarda menopozdan sonra miyom küçülebilir. Bu, hormonlardaki azalma nedeniyle olur. Miyomlar küçüldüğünde semptomlarınız kaybolabilir. Küçük myomlar herhangi bir semptoma neden olmazlarsa tedaviye ihtiyaç duymayabilir.
Myomlar tedavi edilmezse ne olur? Ne gibi hastalıkar ortaya çıkar? Kısırlık ve myom ilişkisi nasıldır? Bu konuda bilgi alabilmek için okumaya devam edin.
Myonlar rahimin düz kaslarına yerleşmiş olan iyi huylu tümörler olarak düşünülmelidir. Myomların başlıca belirtileri arasında aşırı yada anormal seviyedeki adet kanamaları, şiddetli adet ağrılardır. Eğer bu gibi durumlar ile karşı karşıyaysanız bir jinekolog ile görüşün.
Myomlar Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Myomlarınız varsa altı aylık aralıklar ile doktora görünmelisiniz. Myomlar genellikle iyi huylu olsa dahi aşırı büyümesi durumlarında kanser habercisi olabilir. Gerek görülürse rahimden biopsi yapılarak en doğru sonuca ulaşılır.
Myomlar Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Myomların Neden Olduğu Hastalıklar
Myomlar ve kısırlık ilişkisi en merak edilen konudur. Myonlar embriyoların rahimde tutunmasını engelleyebilir. Bu durum kısırlara yada erken gebelik dönemi düşüklerine neden olabilir.
Yumurtalık tüplerine baskı yaparak döllenmeyi engelleyebilir.
Rahim duvarlarındaki myomlar hamilelik döneminde fetüse baskı yaparak erken dğum riskini arttırabilir.
Rahim kaslarına baskı oluşturduğu çin vajinal doğumu zorlaştırabilir.
Myomların boyutu son derece önemlidir. Aşırı boyuta gelmiş olan myomlar mesaneyi rahatısız edebilir. İdrar kaçırma gibi sorunlara neden olabilir.
Miyomlar kadınlarda sık görülen sağlık sorunlarındandır.Pek miyom nedir? miyom kadınların rahminde görülen, 1-15 cm arası değişen genelde iyi olup istisnai olarak kötü huylu olarak değişen tümörlerdir.
Miyomun bitkisel tedavisi makalemizde miyom tedavisinde şifalı bitkiler kullanarak miyomdan kurtulmanıza yardımcı olacak yönteme yer verdik.
Miyom 35 yaş üstü her 4 kadından birinde görülebiliyor. Miyom; gebelikte, bebekte gelişim geriliği, bebekte ters gelme, doğum sonrası aşırı kanama gibi riskler oluşturabilir. Miyom için doğal yöntemlerden biri de soğan kürüdür. Aşağıda bu tarifi bulabilirsiniz.
Miyom belirtileri
Mide rahatsızlıkları
Sırt ağrısı
Sık idrarar çıkma
Şu durumlarda ağrı yaşanır;
Hayz döngüsünde
Büyük abdest bozarken
Cinsel ilişki yaşarken
Miyomun nedenleri
şişmanlık
genetik yatkınlık
östrojen ve progesteron gibi hormonların seviyesinde artış
Miyom için bitkisel çözüm
Malzemeler
Süt
Zerdeçal
Kişniş
Triphala
Yapılışı
1 bardak süte 1 tatlı kaşığı toz zerdeçal, 1 tatlı kaşığı kişniş tozu, 1 tatlı kaşı triphala tozu ekleyip iyice karıştırın günde 2 kez bunu için.
Her dört kadından biri hayatının bir döneminde miyom şikayeti ile karşı karşıya kalabiliyor. Miyomun kısırlık riski yarattığını vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, bu riskin oluşmasında miyomun çapı ve sayısının etkili olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Buyru, “Bazı miyomlar gebe kalmayı zorlaştırabileceği gibi, düşük ve erken doğum riskini de artırabiliyor. Özellikle rahim içinde ve rahim duvarında yer alan miyomlar, kanamayla kısırlığa yol açabilir. Miyom çapı büyüdükçe ve sayıları arttıkça kısırlığa yol açma riski de artıyor. Rahim içinde yer alan miyomlar küçük bile olsa daha fazla sorun yaratıyor. Miyomların yol açtığı en büyük problemler; kanama, gebe kalamama, çevre dokulara baskı ve yoğun kanama sonucu ortaya çıkan kansızlık olarak sıralanıyor” diyor.
Dikkat alerji kapıda
Bahar ayları alerji ataklarının en fazla olduğu aylar. Bulunduğunuz bölgenin bitki örtüsünü gezen arılar, size alerji yapan polen ve bitki tozlarına karşı koruyucu maddeler içeren bal üretiyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Dr. Özgür Şamilgil bahar alerjilerinden korunmak için önerilerini sıraladı: “Polen ve bitki tozları sabah-öğle arası havaya daha fazla yayılıyor. Bu yüzden dışarıda spor yapacaksanız en uygun zaman öğleden sonrası. Evinizde mutlaka bahar temizliği yapın. Unutmayın, yastık ve yorganınızın beş yıl kullanımdan sonra, ağırlığının beşte biri akar, mayt, toz vb alerjenlerden oluşuyor. Bu da bahar temizliğinin önemini ispat ediyor.”
Aktif cinsel yaşam için proteinden kaçmayın
Protein ağırlıklı beslenmek libido seviyesini yükseltiyor. Günlük aldığınız kalorinin en az yüzde 25’inin proteinden sağlanması gerekiyor. Bu da günde en az 100 gram et, tavuk veya balık ile bir-iki bardak süt tüketerek sağlanabiliyor. Yani libidonuzu artırmak istiyorsanız günde en az üç köfte kadar et, tavuk veya balık ile 400 gram kadar süt, yoğurt veya ayran tüketmeniz gerekiyor.
PÜF NOKTASI!
Her gün düzenli olarak bir kase yoğurt yemek, Tip 2 diyabete yakalanma riskini yüzde 24 azaltıyor.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, “Özellikle rahim içinde ve rahim duvarında yer alan miyomlar, kanamayla kısırlığa da yol açabilir. Miyom çapı büyüdükçe ve sayıları arttıkça kısırlığa yol açma riski de artar” dedi.
Buyru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, miyomların (Rahim tümörü) östrojen hormonuna bağımlı olarak geliştiğini belirterek, menopozdan sonra östrojen hormonunun etkinliğinin azalmasıyla mevcut miyomların çoğunlukla küçüldüğünü söyledi.
Miyom gelişiminin ailevi eğilim gösterdiğini ifade eden Buyru, anne veya ablasında miyom saptanan kadınlarda miyom görülme riskinin daha yüksek olduğunu kaydetti.
Buyru, doğum yapmamış kadınlarda da miyom gelişimine sık rastladıklarını dile getirerek, “Miyomların belirtileri, bulundukları yer ve büyüklüklerine göre değişiklik gösterir. Rahim içine yakın ve büyük olan miyomlar daha fazla şikayete neden olur. Küçük olsa bile rahim içine yakın miyomlar adet esnasında kanama miktarının artmasına, kanama süresinin uzamasına yol açar. Tam tersine rahim dışına doğru olan miyomlar ise daha az şikayete neden olur. Bu tür miyomlar büyüdükleri takdirde idrar kesesi, barsak gibi komşu organlara bası yapıp, sık idrar yapma ve dışkılama güçlükleri şeklinde belirti verebilir” diye konuştu.
“Miyom çapı büyüdükçe kısırlığa yol açma riski de artar”
Prof. Dr. Buyru, miyomların büyüklüklerinin çok değişken olduğunu kaydederek, birkaç milimetreden, 20-30 santimetreye kadar büyük miyomlara rastlayabildiklerini ifade etti.
Şikayet ve belirtilerin miyomların yerleşim yerini yakından ilgilendirdiğini anlatan Buyru, “Bazı miyomlar gebe kalmayı zorlaştırabileceği gibi, düşük ve erken doğum riskini de arttırabiliyor. Özellikle rahim içinde ve rahim duvarında yer alan miyomlar, kanamayla kısırlığa da yol açabilir. Miyom çapı büyüdükçe ve sayıları arttıkça kısırlığa yol açma riski de artar. Rahim içinde yer alan miyomlar küçük bile olsa daha fazla sorun yaratır. Miyomların yol açtığı en büyük problemler, kanama, gebe kalamama, çevre dokulara bası ve yoğun kanama sonucu ortaya çıkan kansızlıktır” ifadesini kullandı.
Buyru, miyomların kötü huylu olma olasılığının binde 5 olduğunu ifade ederek, hızlı büyüyen, kan akımında farklılıklar olan miyomların kötü huylu olabileceğini dile getirdi.
Doğurganlığını tamamlamış kadınlarda çok sayıda miyom olduğunu, bunların teker teker çıkarılmasının kanama riski taşıdığına vurgu yapan Buyru, bu tür ameliyatların kadının yaşamı açısından risk oluşturması halinde rahim alınmasını da gerektirebildiğini kaydetti.
“Her miyomun alınması gerekmez”
Prof. Dr. Faruk Buyru, görülen her miyomun alınmasını şart olmadığına dikkati çekerek, bunların ilaçla tedavisinin olmadığını, bazen kanamaların azaltılması için geçici olarak ilaçlar kullanıldığını söyledi.
Miyomda kesin çözümün ameliyat olduğunu ifade eden Buyru, “Ancak pek çok kadın, ameliyata gerek olmadan miyomlarıyla sorunsuz yaşamlarını sürdürebilir. Kanama, gebe kalamama gibi şikayeti olanlarda ameliyat gerekebilir. Rahim içindeki miyomlar küçük olsa bile hem gebe kalamama, hem de yoğun kanamaya neden olmaları nedeniyle ameliyat gerektirir. Rahim duvarındaki miyomlar, 5 santimetreden büyükse veya çok sayıda olduğunda ameliyat düşünülebilir. Rahim dışında yer alan miyomlar, çok büyüdüğünde veya çevreye bası yaptığında ameliyat düşünülmelidir” şeklinde konuştu.
Buyru, miyomun kanlanmasını sağlayan damarın tıkanması gibi yeni tedavi seçeneklerinin ortaya çıktığını dile getirerek, bu yolun ameliyat olmak istemeyen veya operasyonu sorunlu olabilecek hastalarda düşünülmesi gerektiğini vurguladı
Cinsel ilişki sırasında genital bölgede devamlı ve yineleyici ağrı olmasıdır. Kadınların önemli bir kısmı hayatlarının bir döneminde bu ağrıyı geçirir.
Ağrılı cinsel ilişkide ağrı yüzeysel ve derin olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Yüzeysel ağrılar vajinal enfeksiyonlar, jinekolojik ameliyatlar, doğum lezyonları, ilişki öncesi yeterli uyarı ve dolayısıyla ıslanma olmadan girilen cinsel ilişki vb. nedenlerden kaynaklanabilir. Klinikte sık rastlanan durum vajinal kuruluktur.
Derin ağrılı cinsel ilişki vajinadaki doğuştan anormallikler, sistit, üretra iltihapları, kronik enfeksiyonlar, perliste kitleler, bağırsak hastalığı ve genital organlarda sarkmalar neden olabilir.
Cinsellikle ilgili kaygılar, olumsuz düşünce ve önyargılar, suçluluk duyguları, cinsel istismar öyküsü, evlilik ve ilişki sorunları, ağrı beklentisi, anksiyete, korku, öfke, eş reddi ve doğum ve gebelik korkusu diğer önemli nedenler arasındadır.
Tedavide nedene ve danışanın durumuna uygun cinsel terapi uygulanır. Cinsel terapi, tıbbi nedenler, dışlandıktan sonra uygulanmalıdır. Eğer bir tıbbi neden düşünülüyorsa danışan uygun uzmana yönlendirilmelidir. Varsa ilişki problemleri ve evlilik problemleri halledilmelidir. Cinsel terapi ile çiftin cinsel aktivite etkileşimleri yeniden inşa edilerek kişinin yeterli cinsel uyarımı alması ve vajinal ıslanma sağlamaya yönelik etkileşime doğru çift yavaş yavaş yönlendirilmelidir. Psikodinamik nedenler söz konusu ise dinamik yönelimli cinsel terapi uygulanmalıdır.
Çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftlerin büyük bir kısmı en kısa sürede tedavi olup bebeklerine kavuşmak isterler. Hatta bazıları neden çocuk sahibi olamadıklarını öğrenmeden hemen tüp bebek yaptırmaya çalışırlar. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Ulun Uluğ tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenleri açıkladı.
Maalesef toplumdaki genel kanı; tüp bebek tedavisinin %100 başarılı olduğu yönündedir. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Ulun Uluğ tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenleri ve başarı oranlarını açıkladı…
Defalarca tüp bebek tedavisi deneyip kendiliğinden gebe kalan birçok kişiye tanık olunur. En son teknolojik gelişmeleri kullanılsa bile tüp bebek kesin bir yöntem değildir.
Amerikan Üremeye Yardımcı Tedavi Edenler Derneği’ne göre tüp bebek de başarı oranı %40 ancak ulaşmaktadır.
Tüp Bebek Tedavisinden Önce
Tüp bebek tedavisine başlamadan veya karar vermeden önce daha basit yöntemler ile gebe kalınıp kalınmayacağı araştırılmalıdır. Ciddi erkeğe bağlı sperm problemi yoksa yumurtlama fonksiyonları normal olan genç çiftlerde denemeye gerek yoktur. Yumurtlamayı artırıcı yöntemler veya aşılama tedavisi ile daha basit daha hesaplı bir şekilde netice alınabilir.
Yumurtlamayı artırıcı tedavi kadınlarda normalde 1 tane gelişen yumurta sayısını daha fazlalaştırmaktır. Bunun için hap benzer bazen de iğne benzeri ilaçlar kullanılır ve daha fazla sayıda yumurta büyümesi sağlanır.
Doktorunuzun belirleyeceği bir zamanda da eşinizle beraber olarak doğal yollardan hamile kalma şansı artırılmış olur. Aşılama dediğimiz ‘İntrauterin inseminasyon‘da ise eşden alınan spermler laboratuar koşullarında daha yoğun ve daha hareketli hale getirilerek kadının rahminin içine enjekte edilir. Burada hem zamanlama hem de rahmin içersine daha fazla sayıda sperm bırakıldığı için gebelik şansı artmaktadır. Aynı zamanda yumurtlamayı artırıcı tedavi de uygulandığı için başarı şansı daha fazlada artmaktadır. Tüp bebek tedavilerine göre daha zahmetsiz ve basit tedaviler olduğu için öncelik tanımak gerekir. Sayılara yani başarı oranlarına gelecek olursak yumurtlama tedavisinde her bir seferinde % 6 iken aşılamada bu oran%18’dir. Bu oranlara bakarak biraz umutsuzluğa kapılabilir ancak basit yöntemler olduğu için ve her koşulda rahatlıkla uygulanabildiğini düşündüğümüzde tedavi algoritmasında ilk planda olmaları gerekir. Yukarıdaki bahsettiğim yöntemlerde başarının en önemli kuralı sabırlı olmaktır. Unutulmaması gereken nokta; bazı hastalarda tüp bebek tedavisine gerek kalmadan birçok çiftin bu yöntemlerle bebek sahibi olduğudur.
Ağrılı Cinsel İlişki veya Disparoni, cinsel birliktelik sırasında kadının yüzeyel olarak vajina girişi veya daha derin kasık bölgesinde ağrı, acı, batma veya yanma hissetmesidir.
İlk cinsel birliktelik den itibaren Disparoni gelişebileceği gibi, cinsel birliktelikden yıllar sonra da ağrılı cinsel ilişki oluşabilir.
Toplumumuzda cinselliği çoğunlukla bir görev olarak gören kadınlarımız, disparoni şikayeti olsa da bu nedenle doktora başvurmayı pek gerek görmezler. Bu yüzden disparoninin hangi sıklıkda görüldüğüne dair elimizde net bir bilgi yoktur. Ancak son yıllarda cinselliğe bakış açısının yavaş yavaş değişmesi ile birlikte kliniklere ağrılı cinsel ilişki şikayeti ile gelen hasta sayısında da bir artış izlenmektedir.
Ağrılı cinsel ilişkisi olan bir kadın öncelikle jinekolojik muayene ile değerlendirilmelidir. Cinsel birliktelik sırasında oluşan ağrı, penisin vajinaya giriş bölgesinde ise Yüzeyel Disparoni olarak değerlendirilir. Derin Disparoni ise penis vajinanın daha ilerisindeyken, daha çok kasık bölgesinde hissedilir. Bu hastalarda genital bölgenin anatomik bozukluk veya enfeksiyonları öncelikle araştırılmalıdır. Karşılaşılan en sık Disparoni nedenleri şunlardır:
• Vajina veya vulvar bölge enfeksiyonları, Bartholin absesi, genital uçuk veya siğiller.
• Kızlık zarı veya vajina giriş bölümünde doğumsal anatomik darlıklar: Kalın kenarlı veya septalı kızlık zarı veya vajinanın normalden kısa olması.
• Vulvar vestibulit sendromu.
• Menopoz döneminde östrojen hormon eksikliğine bağlı vajinal sekresyonların azalması, vajinal kuruluk ve doku harabiyeti.
• Rahim sarkması, mesane sarkması (sistosel) veya vajina arka duvarının sarkması (rektosel).
• Cinsel ilişki sırasında kullanılan prezervatife karşı gelişen alerjik reaksiyon.
• Endometriozis hastalığına veya pelvik bölgede daha önceden geçirilen operasyonlara bağlı gelişen yapışıklıklar.
• Doğum sonrası veya vajinal yoldan geçirilen bir cerrahi operasyona ait dokuların kötü iyleşmesi.
• Vajina, vulva veya diğer pelvik organlara ait tümöral yapılar.
• Cinsel birlikteliğe tam hazır olmadan ilişkiye girmek: Ön sevişmenin uzun tutulduğu cinsel birlikteliklerde vajinal sekresyonlar daha fazla olacağı için vajinal kuruluk ve iritasyon daha az olacaktır.
• Anüs, rektum bölgesine ait kronikleşmiş hastalıklar: Anal fissür, fistül, hemoroid, kronik inflamatuar barsak hastalıkları veya kabızlık.
• Psikolojik sorunlar, cinselliğe ait kötü tecrübeler, cinsel yaşamla ilgili mitler, vajinismus.
Ağrılı cinsel ilişki şikâyeti olanlarda tedavide esas olan ağrının nedenini ortaya koyabilmektir. Daha sonrasında alt da yatan nedene yönelik uygun tedaviler, cerrahi, medikal veya cinsel terapiler planlanabilir.
Cinsel ilişki sırasında ağrı, kadında cinsel doyumda azalma ve cinsel ilişki sıklığında azalmaya zemin hazırlar ve zaman içinde cinsel isteksizlik gelişir. Bu durum giderek cinsel birliktelik de çiftlerin her ikisi için de sorun olmaya başlar.
Bu yüzden eğer sizin de cinsel ilişki sırasında ağrınız varsa artık daha fazla ertelemeyin, hemen doktorunuzla görüşün!
Kadınların korkulu rüyası olan jinekolojik cerrahiler artık ‘kapalı’ ameliyat yöntemi ile çok daha kolay hale geldi. Hem estetik hem de konfor açısından büyük kolaylıklar sağlayan kapalı ameliyat yöntemi, bütün kadın hastalıklarında uygulanabiliyor.
Halk arasında ‘kansız’ ya da ‘kapalı’ ameliyat olarak bilinen modern cerrahi yöntemi Laparoskopi; sıklıkla, yumurtalık kistleri, çikolata kistleri, miyom ve yumurtalık kanallarıyla ilgili operasyonlarda kullanılıyor.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Bülent Berker, günümüzde artık pek çok ameliyatın kapalı yapıldığını belirterek, “Kalp ve katarakt ameliyatı gibi kadın doğumda da aynı şekilde bütün ameliyatların kapalı yapılması mümkün” dedi.
YARA İZİ BIRAKMAYAN AMELİYAT
Kapalı ameliyat yöntemini anlatan Prof. Dr. Berker, “Karnı kesmeden içerisine çok ince kalem tarzında borular yerleştirerek, içerisine ileri teknoloji kamera gönderip, aldığımız görüntüyü ekrana yansıtıp, büyütmeler elde ederek çeşitli kadın hastalıklarının, karnın açılmadan düzeltilmesine kapalı ameliyat diyoruz. Sadece göbek deliğinden giriyoruz ve göbek deliği doğal açıklık olduğu için dışarıdan hiçbir şey görünmüyor. Bir santimlik en fazla kesi sağlıyoruz. Hastanın yıllarca saklamak zorunda olduğu bir yara izi yok” ifadesini kullandı.
BÜTÜN KADIN HASTALIKLARINA ‘KAPALI’ YÖNTEM
Bütün kadın hastalıklarının kapalı ameliyat yöntemi ile tedavi edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Berker, “Örneğin rahim alınması, rahim korunması, yumurtalık ve çikolata kistlerinin tedavisi, tüplerin bağlanması, tüplerin yeniden alınması ve kısırlık nedeniyle çocuk sahibi olamayan hastalarda karnın içerisinin araştırılması gibi bütün bu hastalıklarda kapalı cerrahi yöntemini kullanabiliyoruz” dedi.
Her tedavi yöntemi gibi ‘kapalı’ ameliyatta da risk gruplarının bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Berker, “Açık ameliyat olamayacak derecede, kalp hastalıkları, göğüs hastalıkları olan kişilerde zaten cerrahi yapılamıyorsa kapalı ameliyatı yapamıyoruz. Ameliyat olabilecek her hastada kapalı ameliyat yapılabilir” açıklamasında bulundu. Ameliyat sırasında büyük oranda genel anestezi yönteminin kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Berker, nadiren de olsa belden anestezi uygulanarak ameliyatın gerçekleştirildiğini kaydetti.
Kapalı ameliyatın avantajının hasta için en yüksek konforu sağlaması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Berker, Türkiye’de 1990’lı yılların sonlarından itibaren kapalı ameliyat yapıldığını belirterek, yöntemin 2000’li yılların ortalarına doğru yaygınlaşmaya başladığı vurguladı. Kapalı ameliyatın hastalar açısından ekstra ücrete tabi olmadığını da bildiren Prof. Dr. Berker, “Bu konuda yetişmiş hekimlerimiz arttıkça kapalı ameliyat yöntemi de yaygınlaşacaktır” diye konuştu.
KİLOLU HASTALARDA KAPALI AMELİYAT
Kilolu hastalarda açık ameliyatta yara yeri akması, yara yeri enfeksiyonu gibi olumsuz durumların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Berker, kapalı ameliyatların kilolu hastalar için çok uygun olduğuna dikkati çekerek, “Çünkü, neredeyse kesi yok, kansız ameliyatlar, hasta birkaç saat sonra ayağa kalkabildiği için damarında pıhtılaşma, yara yerinde enfeksiyon, akse, mikrop kapma gibi bir sorun yok. Hasta yatağa bağlı kalmıyor, aynı gün taburcu olabiliyor, maddi manevi pek çok kazancı oluyor. Karnın içinde çok büyük ameliyat yapıyoruz ama bunu ekran vasıtası ile yapıyoruz. Dolayısıyla gözümüzün gördüğünün çok ötesinde bir yöntemle yapıyoruz” dedi.
Hastaların henüz kapalı ameliyat konusunda bilgi sahibi olmadığını dile getiren Prof. Dr. Berker, ameliyat sonrası hastaların tedaviden oldukça memnun kaldıklarını belirtti.