Etiket: Mezoterapi

  • Mezoterapi Nedir Faydaları ve Zararları Nelerdir?

    Mezoterapi Nedir Faydaları ve Zararları Nelerdir?

    Mezoterapi yaptırmak, vücuda mineral, vitamin ve ilaç enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen bir işlemdir. Özellikle cilt problemlerine sağladığı hızlı çözümlerle tercih edilen mezoterapi, günümüzde hem iğneli hem de iğnesiz tedavi olarak uygulanmaktadır. Mezoterapi uygulanan durumlar şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Yüz gençleştirme
    • Saç dökülmesi
    • Selülit
    • Bölgesel yağlanma
    • Skar revizyonu
    • Ağrılar

    Tedavinin uygulandığı hastalığa göre iyileşme süreci değişmektedir. Fakat genel olarak oldukça hızlı sonuçlar elde edilebilmektedir. Maliyet kısmında yine hastalığın durumu, gerekecek olan seans sayısı ve kullanılacak ilaçların çeşitliliği gibi faktörlerle değişiklik gösterebilmektedir.

    Mezoterapi Nedir Faydaları ve Zararları Nelerdir? | 1

    Mezoterapinin Zararları Nelerdir?

    Mezoterapi zararları ve yan etkileri konusunda şu ana dek büyük tehlike oluşturacak durumlar yaşanmamıştır. Tabi ki her tedavi yönteminde olduğu gibi, mezoterapide de kişiden kişiye değişkenlik gösterebilecek yan etkiler ve zararlar gözlemlenebilmektedir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Geçici uyuşukluk hissi
    • Morarma ve şişme
    • Mezoterapi sonrası acı ve yanma hissi

    Mezoterapi Nedir Faydaları ve Zararları Nelerdir? | 2

    Mezoterapi Faydaları Nelerdir?

    Mezoterapi uygulamasının uzman bir hekim tarafından yapılması önemlidir. İlaçların dozunun ayarlanması, uygulanacak teknik gibi ayrıntıların iyi ayarlanması gerekmektedir. Doğru yapılan bir mezoterapi yararları ve avantajları şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Mezoterapide yaş sınır yoktu. Her yaşta uygulanabilen bir yöntemdir.
    • Mezoterapi oldukça basit bir uygulamadır. Ağrı için yapılan seanslar 1 ya da 2 seansta sonuç vermektedir. Selüloitlerle ilgili olan seanslar 15 dakika sürmektedir.
    • Mezoterapi sonrası alınması gereken önlemler ya da tedavi sonrası zorlu bir süreç bulunmamaktadır.
    • Mezoterapi yapılmasını engelleyecek herhangi bir durum ya da hastalık yoktur.
    • Normal ilaç uygulamalarında görülebilecek yan etkiler ve zararlar mezoterapide görülmemektedir. Çünkü yöntemde oldukça az miktarda ilaç kullanılarak büyük etki alınması sağlanmaktadır.
    • Mezoterapi etkili olduğu rahatsızlıkların kısa sürede geçmesini sağlayan bir yöntemdir.

    Saç Dökülmesine mezoterapili çözüm Tıklayın !

    Saç Mezoterapisi Nedir? Tıklayın !

    Boyun kırışıklığından kurtulmanın 10 yolu Tıklayın !

  • Saç gürleştirme için mezoterapi

    Saç gürleştirme için mezoterapi

    Saçları parlatmak ve saç gürleştirme için mezoterapi yöntemini kullanabilirsiniz. Saç dökülmesi tedavisi olarak kullanılan bu yöntem yani mezoterapi nedir?

    Saç gürleştirme için mezoterapi

    Saçlarda loğusalık, kullanılan ilaçlar, mevsim geçişleri, strese bağlı nedenler ile oluşan saç dökülmelerinde işe yarayan bir tedavide mezoterapidir.

    Saç gürleştirme için mezoterapi | 3

    Mezoterapi Nedir?

    Saç derilerine ihtiyaç duyulan mineraller, amino asitler ve diğer bileşikler enjtekte edilir. Bu şekilde saç derisinde eksik olan besinler sağlanmış olur. Aynı zamanda kan dolaşımıda hızlanmış olur. Kullanılan çok ince uçlu iğneler ile dolaşımda tıkanıklık olan bölgeler tespit edilir ve açılır. Bu yöntem ile nerdeyse ölü haldeki saç telleri canlandırılır ve saçlardaki eksik besinler tamamlandığı için yeni saç çıkarmaya yardımcı olur.

    Saçlarına ailesinde genetik olarak saç dökülmesi bulunan kişiler erken saç dökülmesi evresinde bu uygulamayı yaptırabilirler.

    Kişinin saç tipi ve sağlığına göre belirli aralıklarla seanslar uygulanır. Mezoterapi saç ekimi yaptırmış kişiler içinde faydalıdır. Yeni çıkan saçların sağlıklı kalmasını çabuk uzamasını sağlar.

    Mezoterapinin sonuçları kalıcıdır. Devamlı yüksek etki görebilmek için aralıklarla uygulatmanız ve saç derinizde azalan besinleri tekrar almanız saç sağlığınız açısından daha yararlı olacaktır. Ortamama olarak 10 seans devam eden bu terapi yöntemi 15 günde bir uygulanarak devam eder.

    Mezoterapiyi alanında uzmanlaşmış kişilerin yapması en sağlıklısıdır. Bir çok insanın sağlık problemi yaşamadan uygulatabileceği bir yöntemdir.

    Mezoterapinin en büyük avantajı ise diğer saç uygulamalarından çok daha uzun süre etkisini göstermesidir.

    Gerekli durumlarda mezoterapi ile birlikte farkılı saç bakım işlemleride görmeniz gerekebilir.

  • Boyun kırışıklığından kurtulmanın 10 yolu

    Boyun kırışıklığından kurtulmanın 10 yolu

    Birçok insan akıp giden yıllara rağmen fiziksel güzelliğini korumak için çeşitli yollara başvursa da, birtakım deformelerin önüne geçmek sanıldığı kadar kolay olmuyor. Bu deformeler arasında boyun kırışıklığı ve cilt sarkması da ilk sırada yer alıyor.

    Ciltteki bazı bölgeler daha erken deforme olarak yaşlılığı iyice ortaya çıkartıyor. Özellikle boyun bölgesi, göz kapağından sonra en ince deriye sahip bölge olması nedeniyle daha erken deforme oluyor. Buna karşın aynı oranda da ihmal edilen bölge yine boyun.

    Gıdının belirginleşmesi, deride ince kırışıklıklar, tavuk derisi görünümü, sağa sola dönerken abartılı kırışık görüntü, yatay çizgilerin derinleşmesi, hatta çift çene sorunu cilt ile ilgili en sık karşılaşılan şikayetleri oluşturuyor. Bu şikayetlerden kurtulmak için doğru zamanda tedaviye başlayarak düzenli aralıklarla tekrar etmek gerekiyor. Teknolojik gelişmelere paralel olarak bu tür sorunlardan kurtulmanın artık daha kolay olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Sağlam, boyun kırışıklığı ve sarkmasına karşı yapılacak uygulamaları şöyle aktarıyor:

    Botoks: Acısız ve basit bir yöntem olan botoks; kaş arası, göz çevresi ve alın çizgilerinin ortadan kaldırılmasında etkili oluyor. Botoks ile boyun yatay çizgilerine 2 cm ara ile enjeksiyonlar yapılarak kırışıklıklar azaltılabiliyor. Uygulama, 10 dakika yapılabiliyor. Aynı işlemin 4-6 ayda bir tekrarlanması daha etkili sonuçlar alınmasını sağlıyor.

    Mezoterapi: Boyun ve dekolte bölgesine yapılan mezoterapi, cildin kırışıklıklarının azaltılması, nem kazandırma ve lifting (yüz ve boyun kaldırma) amacıyla uygulanıyor. Mezoterapi, içeriğinde hyalüronik asit, vitamin ve proteinler barındırıyor. İnce iğne ile deri içine verilerek uygulanan mezoterapinin, haftada 1 kez ortalama 6 seans yapılması öneriliyor.

    Fraksiyonel lazer uygulaması: Fraksiyonel lazer uygulaması deri altındaki hücrelerin yenilenmesini sağlayarak, daha gergin ve kırışıksız bir cilde kavuşturuyor. Fraksiyonel lazer ile deriye kaybettiği elastikiyet geri kazandırılabiliyor. Aynı zamanda boyundaki kahverengi, kırmızımsı lekeler azaltılabiliyor. Ablatif (soyucu) uygulamalarla boyundaki et benleri de iz kalmayacak şekilde tedavi edilebiliyor.

    İğneli radyofrekans: İğneli radyofrekans, derinin üst tabakasında hasar oluşturmadan, dermis tabakasında kolajen ve elastik dokunun artışını sağlıyor. Böylece kırışıklıklar ve mevcut izler azalıyor, cilt uzun süreli sıkılaşıyor. İğnelerin uzunluğu, istenen derinliğe göre ayarlanabiliyor. Uygulama genellikle bir ay aralıklar ile 2-4 seans yapılıyor.

    Cilt bakımı ve kimyasal peelingler: Cilt bakımı ve kimyasal peelinglerin genellikle ayda bir sıklıkta yapılması öneriliyor. Ancak kullanılan ürünlerin güvenilir olmasına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde fayda yerine kalıcı zararlar yaşanabiliyor. Bu uygulamalar yüz bölgesine yapılırken boyun bölgesinin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Meyve asitleri kullanılarak yapılan kimyasal peelingler ile ölü hücreler atılarak cildin yenilenmesi ve lekelerden kurtarılması mümkün olabiliyor.

    PRP uygulaması: RP uygulaması, kişinin kendi kanından elde edilen plazmanın problemli alana enjeksiyonu ile yapılıyor. Yüz, boyun ve saç bölgelerine uygulanan PRP yöntemi, fraksiyonel lazer veya dermapen ile birlikte kullanılabiliyor. Uygulamanın genellikle ayda bir olmak üzere 3-4 seans yapılması yeterli görülüyor.

    Lipoliz: Lipoliz, yağın parçalanmasını sağlayan maddenin yağ içerisine enjeksiyonu ile uygulanıyor. Çene altındaki yağlanmanın azaltılabildiği lipoliz uygulaması, üç hafta aralıklarla 4 seans yapılıyor.

    Örümcek ağı ve iple asma: Çok sayıda ince ipin ağ gibi cilt altına yerleştirilmesi olarak bilinen ”örümcek ağı” yöntemi ile cildin gerilmesi ve kırışıklıkların giderilmesi sağlanabiliyor. İpler vücutta yaklaşık 240-300 gün içinde eriyor, olumlu etkileri 2 yıla kadar sürüyor. Yüz ve boyun için yaklaşık 20 dakikalık sürede kırışıklıkları açmak, sarkmaları düzeltmek mümkün olabiliyor.

    Odaklı ultrason (Ameliyatsız yüz germe): Odaklı ultrason ile odaklanmış ses dalgaları kullanılarak cildin alt katmanlarındaki taşıyıcı dokularda kolajen üretimi uyarılıyor, böylelikle ciltte sıkılaşma ve gerginlik sağlanıyor. Ameliyatsız bir cilt sıkılaştırma yöntemi olan odaklanmış ultrason ile gevşeme ve sarkmalar, 30-60 dakikalık tek bir seans ardından elde edilen cilt altı bağ dokusu yenilenmesi ve güçlenmesi ile tedavi ediliyor. Yılda 1 kez öneriliyor.

    Dolgu uygulaması: Yüzde ve boyunda yatay derin çizgilerin altına yapılan hyalüronik asit molekülü olan dolgu uygulaması ile uygulama yapılan bölgede dolgunluk sağlanıyor, cilt nemleniyor, sıkılaşıyor. Burun kenarından aşağıya inen çizgilerin, dudak üzeri çizgilerin ve dudağın dolgunlaştırılmasında, göz çevresi ile alın çizgileri ile gözaltı çukurlarının düzeltilmesinde kullanılan uygulamanın yılda bir kez tekrarlanması öneriliyor.

    BOYUN KIRIŞIKLIĞINI ÖNLEMENİN İPUÇLARI

    • Sırt üstü ve kabarık olmayan bir yastıkla yatmak boyun kırışıklığının oluşumunu azaltmada etkili oluyor.
    • Otururken veya hareket halindeyken boynun dik tutulması gerekiyor.
    • Egzersiz olarak gün içerisinde boynunuzu mümkün olduğunca geriye alıp 5 saniye bekleyin, dik pozisyona alıp birkaç saniye dinlenin. Bu çalışmayı 10 kez tekrarlayın. Bu egzersizin yanı sıra göğüs kaslarını kuvvetlendiren hareketler de boyna iyi geliyor.
    • Boyun kasları için en etkili spor yüzme. Yüzme, hem sağlığa hem de gençleşmeye yarıyor.

    • Masajın toparlayıcı etkisi var. Sert bir lifle banyoda boyun derisi pembeleşinceye kadar ovalama yaptıktan sonra besleyici bir yağ ile masaj yapın. Yukarı doğru ve enseye doğru hareketler önem taşıyor. Sağ elle boyun sol tarafı, sol elle de sağ tarafından enseye doğru çekilmeli. Baş ve orta parmaklar arasında boyun derisini hafif kaldırıp bırakın. Elinizin tersi ile hafifçe vurarak çene altında masajı tamamlayın.
    • Yüzünüzle birlikte mutlaka boynunuzu da günlük temizleyici jel veya sütlerle temizleyin. Boynunuzu aşağıdan yukarı doğru masaj uygulayarak nemlendirin. Güneşe çıkarken güneş koruyucuyu ihmal etmeyin.

  • Mezoterapi uygulamasının ayrıntıları

    Mezoterapi uygulamasının ayrıntıları

    Yaz mevsimi öncesi başlayacağınız mezoterapi seanslarıyla en başta selülit, bölgesel yağlanma, sarkma ve gevşeme sorunlarını çözümleyebilirsiniz.

    Mezoterapi uygulamasının ayrıntıları ve kimlere fayda sağladığı konusunda Estetik International Sağlık Grubu medikal doktorları açıklamalarda bulundu:

    Mezoterapiyi kimler tercih etmeli?

    Aşırı kilolu değilseniz ama vücudunuzda tüm uğraşlarınıza rağmen inceltmeyi başaramadığınız bölümler varsa mezoterapi ile zayıflamayı deneyebilirsiniz. Özellikle dirençli göbek yağlarınız, basen ve kalçada birikmiş bölgesel yağlanma sorunlarınız, selülitli doku veya sallanan kol içleriniz varsa ve bununla beraber spor yapmaya ayıracak vaktiniz ve isteğiniz de yoksa kesinlikle sizin için en uygun yöntem mezoterapidir. Selülit tedavisi için mezoterapi en fazla tatbik ettiğimiz ve tercih ettiğimiz uygulamalar arasında yer alıyor. Ayrıca birçok incelme terapisinden sonra, düzenli bir egzersiz programı uygulamak gerekirken mezoterapide böyle bir şart yoktur.

    Mezoterapi 1952 yılından beri var

    Mezoterapi bir çeşit orta deri tedavisidir. Ortalama 8 -10 seansta olumlu sonuçlar verir. Ülkemizde ismi son yıllarda duyulmuş olsa da aslında temeli 1952 yılına dayanan eski bir sistemdir. Sistem cilt altına çok ince uçlu mezoterapi iğnesi ile özel bir karışımın zikredilmesi şeklinde işler. Bu karışımın içinde ödem çözücü, dolaşımı hızlandıran ve yağ birikimini engelleyen bazı ilaçlarla, vitamin ve mineraller bulunmaktadır.

    Mezoterapi Sırasında Ağrı Hissedilir mi?

    Bu aslında sizin ağrı eşiğinize bağlıdır. Hastaların büyük bir çoğunluğu herhangi bir acı hissetmezler. Arzu eden hastalara işlemden yaklaşık 25 – 30 dakika evvel lokal anestezi etkisi gösteren, acıyı hafifleten kremler uygularız. Hamile değilseniz, bebeğinizi emzirmiyorsanız, kalp, böbrek ve diyabet rahatsızlıklarınız yoksa gönül rahatlığıyla mezoterapiye başlayabilirsiniz. Uzman hekimler tarafından uygulandığı takdirde ciddi veya kalıcı bir yan etkisi kesinlikle olmaz. İğne yerleri ve çevresinde hafif derecede kızarıklık, şişlik veya morarma meydana gelse dahi bunlar kısa sürede düzelmektedir.”

    cosmopolitanturkiye.com

  • Sağlıklı Saçların Kolay Formülleri

    Sağlıklı Saçların Kolay Formülleri

    Başımızın tacı saçlar, yanlış bakım uygulamaları ve doğru seçilmeyen kozmetik ürünler nedeniyle çoğu zaman canlılığını ve parlaklığını kaybedebiliyor. ‘Ah nerede o eski güzel saçlarım’ dememek için şimdiden önlem almanızda fayda var! Üstelik işe, saçınızı çok sık yıkamayarak ve doğru saç bakım ürünleri alarak başlayabilirsiniz.

    Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan; sağlıklı saçlar için alınması gereken önlemlerle ve saç dökülmesinin çözüm yollarıyla ilgili şu bilgileri verdi: Saçlar; güzelliğimizin tamamlayıcısıdır, insanın dış görünümünü etkiler. Saçın yapısını oluşturan ana elementler keratin, su, pigment, yağlar ve eser elementlerdir. Sağlıklı saçlar; parlak, görünümü düzgün ve kolay taranabilir özellikleri taşır. Saçın bu özellikleri, sistemik hastalıklar ve çevresel etmenlerin etkisiyle bozularak; saçlarda kırılma, mat, sağlıksız görüntü ve dökülme şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Dermatoloji hekimlerine bu sebeple çok sayıda hasta başvurmaktadır.

    İşte sağlıklı saçların kolay formülleri…

    Aşırı yıkamak kurutur

    Saçları aşırı yıkamak kurumasına, elektriklenmesine ve parlaklığını kaybetmesine neden olur. Kuru saç; yapısal olabileceği gibi, saçların gereğinden fazla yıkanması, kuru çevrede bulunulması, saçların sık kurutulması ve bazı sistemik hastalıkların sonucunda da gelişir.

    Saç yıkama sıklığı kişiye göre değişkenlik gösterir. Saç günde en fazla bir, en az haftada bir defa yıkanmalıdır. Saçlar yıkanırken kişinin saç tipine uygun şampuanı tercih etmesi önemlidir.

    Düzleştirme saçı zayıflatır

    Saçları güzelleştirmek amacıyla uygulanan kozmetik ürünler; saçların görünümünü değiştirmenin yanında saçlara zarar verebilmekte, saçlarda kırılma ve dökülmelere neden olabilmektedir. Saça uygulanan ürünler; sabitleştirici, renklendirici, renk açıcı ve düzleştirici olarak sınıflandırılabilir. Saç şekillendiriciler, saç temizliğinin ardından saça son şeklini vermek için kullanılırlar. Amaçları kuruma esnasında saçın herhangi bir kısmını belli bir yerde tutmak ve saça hacim kazandırmaktır. Saç jöleleri, saç spreyleri ve saç köpükleri bu işlevi görmektedir.

    Saç düzleştirme daha çok kıvırcık saçlarda başvurulan bir yöntemdir. Saçta bulunan disülfit bağlarının kırılıp saçın denatüre olmasına neden olur. Bu şekilde saçlar düz bir görünüm kazanıp yeni bağlar oluşur. İnce ve hasarlı saçlarda bu uygulamada dikkatli olunmazsa saçlar çabuk kırılgan olur, saçı zayıflatır. Bu saç yapısına sahip kişiler saç düzleştirme işlemine mümkün olduğu kadar az başvurmalıdırlar.

    Bitkisel boya tercih edin

    Saç boyaları doğal ve sentetik olmak üzere iki çeşittir. Kına en iyi bilinen doğal boya çeşididir. Sentetik boyalar; geçici ve kalıcı özellik taşıyanlar olmak üzere iki çeşittir. Piyasada satılan boyaların çoğunluğu kalıcı özelliktedir. Saç boyalarının içeriğinde bulunan bazı maddeler alerjik bünyeye sahip kişilerde kontakt dermatit (alerjik egzama) bulgularına neden olabilir. Alerjik egzama saçlı deride kaşıntı, sulantı ve yaralarla kendini belli eder. Boyalarda bulunan en sık alerjiye neden olan madde parafenilendimandir. Alerjik bünyeli kişilerde, bitkisel saç boyaları tercih edilmelidir. Sık saç boyanması, saç yapısının incelmesine, kıl şaftının delikli bir hal almasına neden olur. Saçlar çok sık boyatılmamalı, sık saç rengi değiştirilmemeli ve kaliteli boya kullanılmalıdır.

    Kaşıntı varsa egzama olabilir

    Saçta sık görülen hastalıklar kepeklenme, egzama ve saç dökülmesidir. Kepeklenme en sık görülen saç sorunudur. Saçta küçük beyaz renkli döküntülerle kendini belli ederler. En sık ve şiddetlisi 20 yaş civarında görülür. Derinin çeşitli uyarılara karşı verdiği bir cevaptır. Medikal şampuanlarla kontrol altına alınır. Başlangıçta sadece medikal şampuanlarla yıkanılmalı, sonrası medikal şampuan sıklığı azaltılmalıdır. Saç spreylerinin aşırı kullanılması, saç boyalarının uygunsuz kullanımı, soğuk hava, kuru ısıtıcılar, stres ve gerginlik kepeklenmenin artmasına neden olur.

    Sinirsel egzama ya da bilimsel adıyla nörodermit, sık görülen bir cilt sorunudur. Boyun, ense, saçlı deri, omuzlar ve topuk bölgelerinde sürekli kaşıntı ve bunun sonucunda deride kızarıklık görünür. Hastalığın oluşmasında stres en önemli etmendir. Tedavisinde steroidli kremler, antihistaminik ilaçlar ve nemlendiriciler kullanılır. Ciddi vakalarda hastalar psikiyatri uzmanları ile birlikte takip edilir.

    Dökülen saçlara mezoterapi

    Saç dökülmesi sık karşılaşılan bir diğer saç hastalığıdır. Tedavide amaç dökülmeyi durdurmaktır, öncelikle saç dökülmesi durumunun nedeni araştırılır. Gerekli laboratuar testleri yapılır ve hastanın tedavisi düzenlenir. Tedavinin uzun süreli olacağı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Neden bulunamadığı zaman saçı güçlendirici ürünlere ve tedavilere başvurulur.

    Dökülmeyi iyileştirmek ve kontrol altına almak için uygulanan en etkili yöntem olan saç mezoterapisi; saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların direkt saç diplerine enjekte edilmesi prensibine dayanır. Kullanılan ilaçlar güvenilirdir. Anestezi gerektirmeden uygulama yapılır. Belirli aralıklarla yapılan bir uygulamadır. Emin ellerde yapılması gerekir. Tedavi tamamlandığında dökülmede azalma, saçlarda dolgunluk elde edilmiş olur.

    İyi şampuanın özellikleri

    Bir şampuanda aranılan özellik, saçtaki yağı dengeye sokmak, saçın parlak ve hacimli görünmesini sağlamaktır. Şampuan seçimi, kişinin saç yapısına göre yapılmalıdır. Saça ve göze zarar vermemelidir. Yağlı, kuru,normal ve hasarlı saçlara özel şampuanların yanı sıra, bebekler için ve medikal özellik taşıyan şampuan çeşitleri de bulunmaktadır.

    Sağlıklı Saç ve Saç Derisi için tıklayın!

  • Diyet yaparken saçlarınız dökülüyor mu?

    Diyet yaparken saçlarınız dökülüyor mu?

    Sağlıklı saçlara sahip olmak kadınların ve erkeklerin dış görünüşleriyle ilgili en önemli öncelikleri arasında yer alıyor. Bu nedenle de dermatoloji kliniklerine en sık başvuru nedenlerinin başında saç sorunları geliyor.

    Op. Dr. Çağatay Sezgin, günde 100 teli aşan bir saç kaybı varsa mutlaka değerlendirme yapılmasını gerektiğine dikkat çekerek, kişinin saç sağlığını etkileyen fiziksel faktörleri, stres, diyet, kaza, ameliyat öyküsü olarak sıraladı….

    Op. Dr. Sezgin, saçla ilgili en fazla doktora başvurmaya neden olan sorunlarının; saç dökülmeleri ya da bölgesel saç seyrelmeleri, saçlarda çabuk yağlanma, kepeklenme, kaşıntı, para şeklinde saç kayıpları (saç kıran), saçlı deride mantar hastalıkları, kalıcı saç kayıpları ile giden hastalıklar ve saçlı derinin kendisini ilgilendiren kaşıntı ve yaralar şeklinde karakterize saçlı deri egzamaları olduğuna dikkat çekti.

    DÖKÜLEN SAÇ SAYISI ÇOK ÖNEMLİ

    Normalde başımızdaki saçların belli bir döngüsü vardır ve genetik kod gereği uzama evresi, geçiş evresi ve dinlenme evresi zincirini takip eder. Başımızdaki saçların yaklaşık yüzde 80’i uzama evresindedir ve bu süre ortalama 2-6 yıl arasındadır. Bu süreyi tamamlayan saçlar kısa bir geçiş aşamasından sonra dinlenme fazına geçer ki bu oran yüzde 19 civarındadır.

    Dinlenme aşamasında saçlar, 3-4 ay kadar kalır ve ardından saç dökülmesi başlar, bir yandan da yeni saç çıkışı başlamış olur. Saçların bu düzenini etkileyen herhangi bir olay saç dökülmesi ile sonuçlanabilir. Dökülme şikayeti olan hastaya mutlaka dökülen saç sayısı sorulmalıdır. Günde 100 teli aşan bir saç kaybı varsa mutlaka değerlendirme yapılmasını gerektiriyor demektir.

    SAÇ DÖKÜLMESİ HEM ERKEKTE DE KADINDA DA GÖRÜLÜR

    Saç dökülmeleri kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen eşit oranda görüldüğünü aktaran Sezgin, genetik faktörler, mevsim değişiklikleri, hormonlar, stres faktörleri, beslenme ve diyet, geçirilen ameliyatlar, çeşitli nedenlerle kullanılan ilaç tedavilerinin saç dökülmelerinin nedenleri arasında yer aldığını ifade etti.

    Dr. Sezgin, özellikle kadınlarda mevsim değişiklikleri, gebelik sonrası emzirme dönemi, sıkı yapılan diyetler neticesinde gelişen yoğun kalori ve protein kaybı, kansızlık (demir eksikliği), çinko eksikliği, biotin (Vitamin H) eksikliğinin sebep olarak daha çok karşılaşıldığını aktardı.

    YAŞ KAÇ OLURSA OLSUN ‘STRES’ SAÇ DÖKÜYOR

    Erkeklerde genetiğe bağlı saç dökülmeleri aslında puberte veya ergenlikle beraber başladığını vurgulayan Op. Dr. Sezgin şöyle devam etti:

    “Klinik olarak gözle görülebilir saç kaybı ancak 20’li yaşlardan itibaren farkedilebiliyor; Bu konuda kadınlar biraz daha şanslı, kadınlarda saç dökülmeleri genellikle, eğer kronik bir hastalık veya devamlı ilaç kullanımı öyküsü yok ise, gebelik sonrası emzirme dönemine kadar şikayet sebebi olmuyor. Gebelikte yükselen hormon düzeyleri saçların aktif uzama fazında takılmasına yol açıyor ve dinlenme evresine geçişini durduruyor. Doğumdan sonra tekrar hormonların eski seviyelerine gerilemeye başlamasıyla beraber, yaklaşık doğumdan 2-4 ay sonra, yoğun bir saç kaybı dönemi başlıyor ve ortalama 4 ay devam edip kendiliğinden durabiliyor. Genetik sebepli saç kayıpları bayanlarda 30’lu yaşlarla birlikte başlayıp, klinik olarak ancak 60’lı yaşlardan sonra aşikar hale geliyor. Stres faktörleri her iki cinste de, yaş kaç olursa olsun, stresli dönemin başlamasından yaklaşık 3-4 ay sonra ortaya çıkan, günde 100 teli aşan saç kaybı şeklinde kendini gösteriyor. ”

    Saç Dökülmesi Neden ve Çözümleri için tıklayın !

    SAÇLI DERİYE MEZOTERAPİ UYGULANABİLİR

    Saç dökülmelerinin tedavileri nedene yönelik olarak yapıldığını dile getiren Sezgin, ilaçlara demir, çinko, biotin eksiklikleri giderilerek saç dökülmesin durdurulabileceğine işaret etti. Hormon tetkiklerinde bir anormallik varsa endokrinolojik veya jinekolojik yönden değerlendirilmesi için ilgili hekimlere (iç hastalıkları endokrinoloji bölümü ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanı) müracaat edilmesi gerektiğini belirten Sezgin, “Hormonlarla ilgili asıl tedaviye ek olarak saçlı derinin beslenmesini artıran, saçlı derinin kan dolaşımını hızlandıran harici uygulanabilen ilaçlarla desteklenebilir.

    Saç dökülme hızını kesmek, cansız görünümü engellemek ve beslenmesini arttırmak amacıyla saçlı deriye mezoterapi uygulaması yapılabilir. Günümüzde en popüler saç mezoterapi yöntemi ise PRP mezoterapi yöntemidir; bu yöntemde kişiden 8-10 cc kan alınır, bu kan örneği özel bir işlemden geçirilerek içinde bulunan büyüme faktörleri ayrıştırlır ve elde edilen bu hücreler saç dökülmesi olan bölgelere mikro enjeksiyon ile enjekte edilirler.

    Bu tedavinin süresi ve sıklığı ihtiyacınıza gore hekiminiz tarafından ayarlanacaktır. Ancak şu da unutulmamalıdır ki tamamen çıplak, hiç saç içermeyen kel bölgelerden saç ekimi haricinde hiç bir tıbbi tedavi yöntemi ile saç çıkmaz.” ifadelerini kullandı.

    CİHAN

  • Cildinizin ışıldaması için 10 altın kural

    Cildinizin ışıldaması için 10 altın kural

    Cildinizin ışıldaması için 10 altın kural Baharda insanlar genellikle beynen, ruhen ve bedenen yenilenme ihtiyacı hisseder. Özellikle kışın solmuş ciltlerin yeniden parlaması, kuruluğa bağlı olarak artan çizgilerin tedavi edilmesi, göz altı morluklarından kurtulmak ve uzayan tüylere çare bulmak için pek çok yöntem bulunmaktadır. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal, bahar mevsiminde cilt sağlığı için alınacak önlemleri şöyle sıraladı:

    1. Deri, vücudun en büyük organıdır. Cilt üzerindeki bozukluklar, estetik kaygı uyandıracak durumlar ve doğru bakımla giderilebilecek tüm sorunların tedavisi mutlaka uzman ellerde yapılmalıdır. Yani tüm cilt problemleri için dermatoloğa başvurulmalıdır.

    2. Temizlik, cilt bakımı için vazgeçilmez önemi olan ve doğru yapılması gereken bir işlemdir. Cilt temizliği için doğru ürün, kişiden kişiye değişir. Bazı ciltler yağlıdır ve daha fazla yıkanmalıdır, kuru ciltler ise az yağlı ürünlerle temizlenmelidir. Düzenli temizlenen cilt parlar, siyah nokta gelişimi önlenir ve yaşlanmanın etkileri giderilmiş olur.

    3. Tonik uygulaması, bilindiğinin aksine gerekliliği çok az olan bir bakım yöntemidir. Eğer cilt çok yağlı gözenekli ve de parlaksa kullanılabilir. Ancak kuru ve hassas ciltlerde tonik uygulaması zararlı olabilir. Yüksek fiyatlı tonikler yerine; demlenmiş çaylar, gül suyu ya da soda kullanılabilir.

    4. Kışın kuruyan ciltler için yeterli bir nemlendirme yapılmamışsa, çizgiler daha belirgin hale gelir. Bunun için çok yağlı olmayan, nemlendirici ve onarıcı gece kremi kullanılmalıdır. Doğru ürünü seçerken dermokozmetik özellikte olmasına, çok pahalı olmamasına ve cilt tipine uygunluğuna dikkat edilmesi gerekir. Yine kişiye özel seçilecek ürünler doktor tarafından önerilmelidir.

    5. Göz etrafı bakımı için özel ürün kullanmak her zaman gerekli değildir. Eğer cilt yapısı çok hassas değilse, yüze sürülen kremler göz etrafına da uygulanabilir. Bu da kişinin bakım için daha fazla ürün almasını engelleyecektir. Çok hassas cilde sahip olanlar, özel bir göz çevresi ürünü kullanmalıdır.

    6. Uykusuzluk cilde yorgun, mat ve şiş bir görüntü verir. Bu yüzden düzenli uyku, genç kalmak ve daha iyi görünmek için bakım kadar gereklidir.

    7. Baharla gelen güneş ışınlarına maruz kalmak insanı mutlu etse bile, güneş yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli faktördür. Kullanılması gereken güneş filtrelerini en aza indirmek için daha çeşitli önlemler almak isabetli olacaktır. Çünkü güneş koruyucuları da hem içerdikleri kimyasal maddeler hem de sıcakta deriyi kaplaması ve gözenekleri tıkaması açısından risk oluşturabilir. Bu nedenle şapka ve gözlük kullanmak, gölgede durmak, solaryuma girmemek gibi önlemler bu ürünlere olan ihtiyacı azaltır.

    8. Bol sıvı tüketimi, sebze ve meyveden zengin beslenmek, ara öğünlerde tuzsuz ve kavrulmamış yemişler tüketmek, cilt sağlığına önemli katkılarda bulunur. Özellikle tuz, un, şeker ve yağın derinin hızla yaşlanmasına neden olduğu unutulmamalıdır.

    9. Cilt sağlığı ile ilgili tüm önlemleri alınmasına rağmen cilt için profesyonel yardım alınması da gerekebilir. Yüzde mimik çizgileri, sarkma, lekelenme, damar genişlikleri oluşmuşsa, kişi halen mat bir cilde sahipse mutlaka dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Kişiye özel tedavi protokolleriyle daha genç ve de güzel görünmek mümkün olabilir. Yapılacak botoks, mezoterapi, mezolifting, kimyasal peeling ve lazer tedavileri mutlaka işe yarayacaktır.

    10. İstenmeyen tüylerden de lazerle kolaylıkla kurtulmak mümkündür. Ancak uzman ellerde uygulama yapılması çok önemlidir. Her kıl lazere yanıt vermemektedir. Kişi lazer için uygun kıl yapısına sahip olmadığı takdirde, hem maddi hem de manevi zarara uğramaktadır. Bu ayırımı, kuaförler ya da güzellik salonlarında estetisyenler değil ancak dermatoloji uzmanı yapabilir.

  • Zenginleştirilmiş Platelet Plazma Uygulaması

    Zenginleştirilmiş Platelet Plazma Uygulaması

    PRP Nedir ?

    PRP, “Platelet Rich Plasma– platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması” adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidir. Bu uygulama bir kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrfüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma”nın (PRP), yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır.

    (PRP) uygulamasında amaç nedir?
    Plateletler – veya diğer adıyla trombositler—vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini” yapısında barındıran kan bileşenleridir. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır, PRP uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti verebilmektir, böylece hasarlı dokunun onarımı da bu kadar hızla ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır, çünkü PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 2 ila 4 kat fazladır.

    PRP’nin hedefi yara iyileşmesini sağlamak mıdır? Derinin gençleşmesi ile yara iyileşmesi arasındaki ilişki nedir?
    Derimizin yaşlanması aynı yaralanma sürecinde olduğu gibi bazı fiziksel özelliklerini kaybetmesinden kaynaklanır. Bu nedenle derimizi gençleştirmeye yönelik uygulamalarda aslında vücudumuzun bir yarayı iyileştirirken yaptıklarını çeşitli yöntemlerle taklit ederiz. Örneğin lazer, peeling gibi yöntemlerle derimize limitleri belli, hafif bir hasar verir ve bu hasarı derimizi hızla iyileştirmek için tetikleyici bir güç olarak kullanırız, bu hasar sonrasında büyüme faktörleri salınır ve iyileşme süreci başlar. Dermokozmetik ürünler de benzer şekilde derimizi yeniden yapılandıran maddelerin veya sentetik olarak elde edilmiş büyüme faktörlerinin bir iyileşme süreci başlatmasını sağlarlar.

    Derideki bir hasarı en etkili, en hızlı ve en doğal biçimde onarabilecek olan yapı, yine derinin ait olduğu bütünün bir parçasıdır, bu nedenle plazma uygulaması damarlarımızda dolaşan bu sihirli gücü harekete geçiren bir yöntem olarak gelişmiştir.

    Yeni bir yöntem midir? Hangi alanlarda uygulanmaktadır?
    PRP uygulaması hücresel tedavinin uygulama alanlarından yalnızca biridir. Yeni bir yöntem değildir; dental (diş) implantlarla başlayan uygulama alanları estetik tıp, ortopedi, iyileşmeyen yara tedavisi gibi alanlarda hızla yayılmaktadırir. Yakın bir gelecekte kronik ağrı tedavisinde, tendon hasarlarında, romatizmal yakınmalarda PRP kullanımına ait çok sayıda bilimsel çalışmanın yayınlanması beklenmektedir.

    Uygulama hangi yollarla yapılmaktadır?
    PRP uygulamalarının birçoğu RegenLab adıyla bilinen biyoteknoloji firması tarafından üretilmiş uygulama kitleri aracılığıyla hekimler tarafından yapılmaktadır. Uygulamalarda PRP ile hazırlanan maskeler kullanılabildiği gibi mezoterapi ve volüm artırıcı tedavilerde de PRP kullanılabilmektedir. En genel tanımla estetik tıpta PRP yüz, boyun, dekolte bölgesi, eller, bacak içleri, kollar gibi vücut bölümlerinde;

    Ø Lazer / peeling gibi uygulamalardan hemen sonra, derinin hızla yapılanmasını sağlamak,
    Ø Deride yılların ve UV ışınlarına maruz kalmanın sonuçlarını geriye döndürecek biçimde kırışıklıkların düzelmesini, çöküntülerin giderilmesini, esneklik ve parlaklığının yeniden kazandırılmasını sağlamak,
    Ø İyileşmesi uzun süren yara, çatlak ve deri niteliğinin zarar gördüğü durumların kontrolünü sağlamak,
    Ø Saç dökülmesinde tek başına kullanmak veya diğer tedavi seçeneklerinin etkisini güçlendirmek…
    ..gibi amaçlarla ve yukarıda belirtilen alanlar dışında pek çok alanda başarıyla uygulanmaktadır.
    RegenLab PRP uygulamasınıntedavi öncesi ve 3 uygulama sonrası etkisi

    PRP uygulaması bir tür kök hücre tedavisi midir?
    Kök hücre tedavisi veya hücresel tedavi bir yaralanma veya hastalığı tedavi etmek amacıyla hasar görmüş olan bir organa yeni hücrelerin tanıtılması anlamına gelmektedir. PRP uygulamasında ise hasarlı dokunun onarımı için onarımı başlatan ve uyaran bir faktör olarak plateletlerden yararlanılmaktadır, iki uygulama bu anlamda birbirinden farklıdır.

    Hastanın kendi kanının işlemden geçirilip hastaya tekrar verilmesi güvenilir bir uygulama mıdır?
    PRP uygulaması “otolog” dur, yani kullanılan plateletler hastadan kendisinden alınanlardır, ayrıca kanın alınması, plateletlerin ayrıştırılması gibi işlemler steril ve kapalı bir kit yardımıyla yapılmaktadır, yani dışarıdan da bir bulaşma riski yoktur. Bunların dışında, verilen plateletlere eklenen hiçbir şey mevcut değildir. Bu nedenlerle bu uygulama güvenilir olarak değerlendirilebilir.

    Pratikte PRP uygulaması nasıl yapılır?
    Uygulamanın yapılacağı kişiden 2 veya 3 tüp ( 16-23 ml) kan alınır, santrfüj cihazında plateletleri ayrıştırılır. Ayrıştırılan plateletler kitteki tüpün içersinde yoğunlaşıp birikir ve PRP denilen bir kan ürünü ortaya çıkar. Bu ürün (PRP) dolgu veya mezoterapi gibi yollarla deriye uygulanır, deriyi gençleştirici etkisi uygulamanın hemen sonrasında parlak ve canlı bir görünümle belirgin hale gelir.

    Bu tedavinin uygulanması ne kadar sürüyor? Özel bir koşul gerekiyor mu?
    Toplamda yaklaşık 30 dakikalık bir uygulamadır. Kolayca, acısız biçimde uygulanır.

    Kanın alınması, plateletlerin ayrıştırılması gibi işlemler bir laboratuarda yapılabilir mi?
    PRP uygulamasında kan alınmasından dolgu veya mezoterapi ya da maske uygulamasına kadar olan tüm işlemlerin teknik ve hijyenik nedenlerle aynı yerde yapılması gerekir.

    Plateletler bizim kanımızda serbest halde dolaştığına göre neden yaşlanan dokuya kendiliklerinden gidip bu süreci başlatmıyorlar?
    Aslında kan dolaşımı ile dokulara ulaşan plateletler bunu belirli ölçüde yaparlar ancak genel olarak yaşlanmakta olan bir bedende bu tetikleme yeterli değildir. Bu nedenle plateletler yoğunlaştırılıp PRP haline getirilir ve hedeflenen dokulara; yüze, boyuna, ellere ve diğer alanlara uygulanır.

    Plateletleri yoğunlaştırarak PRP elde etmek için tek bir yöntem mi var?
    Plateletlerin yoğunlaştırılarak PRP elde edilmesi teknik olanaklarla ilgilidir. Öncelikle plateletlerin bu zenginleştirme işlemi sırasında herhangi bir hasar görmemesi gerekir. Ayrıca zenginleştirme belli ölçülerde olmak zorundadır. Örneğin aşırı zenginleştirilmiş bir PRP işe yaramayacaktır. Bundan başka, bir hastadan elde edilen kan ürününü aynı hastaya geri vermek için etkinlik ve güvenilirliği onaylanmış ürün ve yöntemler kullanılmalıdır. RegenLab ürünleri bu alanda etkinlik ve güvenilirlik testleri yapılmış, Avrupa Birliği ülkelerinde medikal gereç olarak onaylanmış, CE damgası taşıyan, tüm dünyada kullanılmakta olan ürünlerdir.

    PRP’nin mutlaka enjekte edilmesi mi gerekir?
    PRP mezoterapi veya dolgu yöntemiyle deriye verilebildiği gibi bir maske yardımıyla da uygulanabilir, ayrıca, PRP’yi özel bir kremin içine karıştırıp uygulamak da mümkündür.

    Maske de mezoterapi yöntemi kadar gençleştirici bir etki sağlıyor mu?
    Sağlar. Çünkü dolgu veya mezoterapi yoluyla uygulanan PRP kolaylık sağlamak açısından kağıt bir maskeye emdirilerek uygulanmaktadır, deriye ne yolla verilirse verilsin etkisini gösterecektir. Ayrıca PRP sadece gençleştirmede değil iyileşmeyen yaralarda, açık yaralarda, çene implantlarında ve benzer birçok alanda da kullanılabilir.

    Uygulanacak PRP’nin belli bir dozu var mıdır? Ne kadarına ihtiyaç duyulur? Ne kadarı uygulanır?
    Burada doz aşımı gibi bir problem yoktur. Elde edilen PRP’nin tamamı kullanılabilir. Genelde bir mezoterapi kiti ile toplam 8 mililitre PRP elde edilebilir. Bu da yüz, boyun, dekolte bölgesi, kolların dışı, bacakların iç kısmı gibi alanların tamamında tedavi uygulamak için yeterlidir.

    PRP uygulamasında olumlu etki ne zaman görülür?
    Uygulamadan hemen sonra ciltte sağlıklı bir parlaklık ortaya çıkar. Daha sonra bu parlak görünümde biraz gerileme olur, ancak 3 veya 4 uygulamadan sonra (yani 1 kür uygulandıktan sonra) kalıcı bir etki belirgin hale gelir.

    Etkinin tam olarak sağlanması için kaç uygulama yapmak gerekir?
    Tam etki toplam 3 veya 4 uygulamadan, yani bir kür tamamlandıktan sonra kalıcı bir ışıltı, bir toparlanma şeklinde ortaya çıkacaktır.

    Bir kür ile elde edilen olumlu sonuçlar sonradan tamamen kaybolur mu?
    Kaybolmaz, ancak 3 veya 4 uygulamadan oluşan kürleri her 10-12 ayda bir tekrarlamak gerekir. Bu durumda uygulanan kürlerin etkisi kalıcı bir gençleştirici etkiye eşdeğerdir. Yani her 15 günde bir yapılacak 3 veya 4 uygulamadan oluşacak bir kür ortalama olarak her yıl tekrarlanmalıdır.

    PRP uygulamasının en önemli avantajı nedir?
    Sağlanan gençleştirici etkinin dolgu ve benzer uygulamalarda elde edilen etkiler gibi sadece belirli alanlara yoğunlaşmış olmaması, derinin daha büyük bir bölümüne yayılması ve daha kalıcı olmasıdır. Diğer yöntemlerle sağlanan olumlu sonuçlar belli bir süre devam eder, ancak PRP’nin olumlu sonuçları tamamen uygulanan kişiye aittir. Kaybolup gitmez.

    Bu uygulamada istenmeyen etkiler söz konusu mudur?
    Hastaya kendi kanından üretilen bir materyal (PRP) verilmektedir. Yapılan işlem basitçe yara iyileşmesi sürecini başlatmak ve hızlandırmaktır. İstenmeyen bir etki ile karşılaşma olasılığı oldukça düşüktür.

    PRP uygulaması acı verir mi?
    PRP uygulaması maske dışında enjeksiyonla yapılır. Kan alınması esnasında duyulan rahatsızlıktan daha büyük boyutta bir acı hissi beklenmez. PRP ile mezoterapi uygulaması çoğunlukla derinin 1,5 mm altına yapılır, deriye hacim kazandırmak içinse daha derin uygulama yapmak gerekir, ancak bu uygulamalarda dışarıdan sürülen anestezik kremler acı hissini engeller.

    PRP uygulamasının yapılmasında sakınca olan kişiler var mı?
    Platelet sayısı yetersiz olan hastalarda, kanser hastalarında bu uygulama yapılamamaktadır.

    PRP uygulamasından beklentiler neler olmalıdır?
    Kozmetik amaçlı PRP uygulaması birçok beklentiyi karşılayacak üstün özelliklere sahiptir. Çünkü;

    Ø Uzun etkilidir,
    Ø Deriyi en doğal biçimde yeniden canlandırır, yapılandırır.
    Ø Kolay ve güvenli biçimde uygulanır.
    Ø Sadece yeni kolajen oluşumunu değil, derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekler.
    Ø Kırışıklıkları ve çizgilleri deriyi “doldurarak” değil “gençleştirerek” giderir.
    Ø İlk uygulamadan sonrası sağlanan parlak sağlıklı görünüm bir süre sonra hafifçe gerileyebilir, bunun için ardışık uygulamalar yapılmalı ve genleştirici etkinin yığılmasını sağlamalıdır.
    Ø 3 veya 4 uygulamadan oluşan kürler her 10-12 ayda bir kez tekrarlandığında kalıcı sayılabilecek kadar uzun etkili bir gençleştirici etkisi sağlanmış olacaktır.

  • Selülit Yakma Yöntemleri

    Selülit Yakma Yöntemleri

    Uzman Dr. Nihat Dik, kadınların özellikle yaz aylarında korkulu rüyası olan selülitten kurtulmanın, yaz ayına girmeden alınacak küçük önlemlerle mümkün olduğunu belirterek, selülitleri önlemek için 37 altın öneriyi şöyle sıraladı:

    1. Sabah kalkar kalkmaz ve akşam yatmadan önce ılık su içine limon sıkıp için.

    2. Televizyon karşısında ya da kitap okurken atıştırmayın.

    3. Azar azar ve sık sık yemeyi tercih edin, asla aç kalmayın. Dengeli ve düzenli beslenmeyin, tek tip gıda tüketiminden vazgeçin.

    4. Asla çok düşük kalorili ve şok diyetler uygulamayın.

    5. Kahvaltınızı kuvvetli akşam yemeğinizi çok hafif yemeyi tercih edin.

    6. Soya lesitini (PPC) içeren kremler kullanın.

    7. Bol su için. Öğünlerden 30 dakika önce 1-2 bardak su için. Yemek sırasında ise su içmeyin.

    8. Tuz tüketimini azaltın.

    9. Kese yapın, sıcak ve soğuk duş alın.

    10. Çay, kahve, kola, soda, meşrubat ve alkol tüketimini azaltın.

    11. Taze sıkılmış meyve suları ve bitki çaylarını tercih edin.

    12. Haftada 4- 5 gün 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş yapın.

    13. Yüksek topuklu ayakkabılar ve dar giysileri tercih etmeyin.

    14. Meyvenizi yemek aralarında yemeyi tercih edin.

    15. Porsiyonlarınızı azaltın.

    16. Yemekten hemen sonra dişlerinizi fırçalayın.

    17. Sakız çiğnemeyin, çok çabuk acıktırır.

    18. Kullanmak istediğiniz cihazların hangi tip selülit için olduğunu ve selüliti giderme yöntemini mutlaka öğrenin.

    19. Elma, armut ve bunun gibi meyveleri lifli oldukları için kabukları ile yiyin.

    20. Beyaz ekmek yerine, kepek ekmeği tercih edin.

    21. Süt, peynir, yoğurt gibi ürünlerin light olanını tercih edin.

    22. Doğal şeker yerine, tatlandırıcılar kullanın.

    23. Sofranızdan yeşil sebze ve meyveyi eksik etmeyin.

    24. Kırmızı et yerine beyaz eti tercih edin.

    25. Katı yağlar yerine, zeytinyağı kullanın.

    26. Kızartma yerine ızgara buğulama, haşlama ya da fırında pişirme gibi yöntemler uygulayın.

    27. Yağlı şekerli ve unlu pastane ve bakkaliye ürünlerinden kaçının.

    28. Kuruyemiş sakatat şarküteri ürünleri sos ve kremalardan uzak durun.

    29. Dolaşımı engellediği ve oksijen oranını azalttığı için sigara
    içmeyin.

    30. Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.

    31. İdeal kiloda olduğunuz günlerinizdeki bir resminizi buzdolabına
    yapıştırın.

    32. Akşam yemeğini çok geç saatlerde yemeyin.

    33. Selülitli bölgeye mutlaka masaj yapın.

    34. Çok hızlı yemeyin.

    35. Yediklerinizi mutlaka not edin.

    36. Haftada bir gün tartılın.

    37. Kendinizi çok sevin ve asla umutsuzluğa kapılmayın…

  • Saç Mezoterapisi Nedir?

    Saç Mezoterapisi Nedir?

    Saç dökülmesine önlemek ve kontrol altında almak, saçta hacim ve canlandırma kazandırmak için saçlı deri bölgesine uygulanan tedavi şekline saç mezoterapisi denilir.

    Saç dökülmesi, saçların zayıflaması ve cansızlaşması gibi durumlarda uygulanabilen bir yöntem. Bu yöntemde çok ince uçlu bir iğne ile saçlı deri kıl köklerine besleyen, ilaçlar, vitamin ve mineraller direkt kıl köklerin olduğu bölgeye enjekte edilir, saçlı deride kan dolaşımını artması nedeni ile saçların dökülmesini azaltır, saçlar parlaklık ve canlılık kazanır, seans sayısı problemin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte ortalama 5-10 dur, haftada bir şeklinde uygulanır ve ortalama 15 dakika sürer, iğneler son derce ince üçlü olduğundan kesinlikle ağrı, acı yapmaz.

    Saç mezoterapisi nasıl uygulanır? Kaç seanstır?

    Saç mezoterapisinde çok ince uçlu bir iğne ile küçük mikroenjeksiyonlar halinde saçlı deri bölgesine ilaç enjekte ediliyor, bu karışımlar kişiye özel olarak hazırlanır ve bölgesel olarak tatbik edilir. Problemin yoğunluğuna göre haftada bir ortalama 5-10 kez ve sonraki seanslar 15 günde bir ve ayda bir uygulanır. Saçta toparlama ve hacım görmek için en az 2-3 ay sabır göstermek ve tedaviye devam etmek gerekir.

    Alopesi ne anlamında geliyor?

    Normal bir erişkinde tahminen toplam saç sayısı 150000-170000 arasıdır. Günde 50-100 tane saç telinin dökülmesi normal sayılır, aslında saç döküldüğünde sadece gövdeden kopma olur, saç kökü yani follikul yerinde kalır, bu süre ortalama 6-8 sene sürer. İnsan hayatı süresince ortalama 12 kez saç kökünden yeni saç çıkar. Androgenetik tıp saç kayıplarında ise follikül sayısında azalmasından ziyade kıl kökünde bir küçülme ve kıl dökülme sıklusunda bir hızlanma meydana geliyor.