Etiket: meyve

  • Tabak Modeli

    Tabak Modeli

    Tabak Modeli, size öğünlerinizde hangi besinlerden hangi miktarlarda tüketmeniz gerektiğini açıklıyor.

    2012 yılı itibariyle Amerika Diyetisyenler Derneği ‘’Myplate” yani Tabak Modeli’ni, Besin Piramidi Modeli’nin yerine tüm dünya genelinde yeni eğitim modeli olarak kabul etmiştir.

    Günümüzde, beslenmede dengeli öğün dağılımı genellikle başarılamadığından, aşırı veya yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişen sağlık sorunları gün geçtikçe artmaktadır. Gelişmiş ülkelerin yanısıra gelişmekte olan ülkelerde de obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi genetik ve beslenmeye dayalı sağlık sorunları hızla artış göstermektedir. Bu durumun önüne geçebilmek için uygulanabilecek en temel çözüm, beslenme bilincini artırmak olacaktır.

    Tabak Modeli
    Tabak Modeli

    Tabak Modeli’nde besin grupları nelerdir?

    Sebze Grubu

    Tabağın en az ¼’lük kısmı sebzelere ayrılmalıdır. Bazı vitaminlerin suya geçme özelliği olduğundan sebzeler az suda pişirilerek besin ögelerinin korunmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca kızartma, bol yağda kavurma gibi kanserojenik risk oluşturan ve trans yağ miktarını arttıran pişirme yöntemlerinden kaçınılmalıdır. Sebzeler, ayrıca çiğ olarak salata şeklinde de tüketilebilir. Öte yandan patates, bezelye ve havuç gibi glisemik indeksi yüksek olan sebzeler, kan şekerini hızla yükselttiği için tüketim miktarlarına (glisemik yük) dikkat edilmelidir.

    Meyve Grubu

    Farklı meyveler, farklı besin ögelerini (vitamin ve mineralleri) barındırır. Hergün çeşitli renklerde meyve, iyice yıkandıktan sonra yenilebilen kabukları ile tüketilmelidir. Meyve ve sebzeler, mevsimine, yani bol ve ucuz olduğu dönemlere göre tercih edilmelidir.

    Tahıl Grubu

    Tabağın en az ¼’lük bölümü tahıllara ayrılmalıdır. Karbonhidratlar, birincil enerji kaynağımızdır. Beyaz ekmek, beyaz pirinç ve beyaz un ile hazırlanan rafine gıdalar yerine; tam tahıllı ekmekler, bulgur, tam buğday unu kullanılarak hazırlanmış ürünler, kepekli pirinç ve tam tahıllı kahvaltı gevrekleri tercih edilmelidir.

    Protein Grubu

    Kırmızı et, tavuk, balık, yumurta ve kuru baklagilleri içerir. Tüketilecek tüm etlerin görünen yağları ve kümes hayvanlarının derileri ayrılarak tüketilmesi tercih edilmelidir. Özellikle kırmızı etin ve işlenmiş et türevlerinin (şarküteri) doymuş yağ içeriğinin yüksek olduğu ve kardiyovasküler hastalıklar için risk oluşturduğu unutulmamalı, tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir.

    Süt Grubu

    Tabağın yanında ayrı bir yere konumlandırılmış olması; beslenmedeki önemini vurgulamaktadır. Ana öğünlerde süt grubunun mutlaka bir temsilcisi bulundurulmalıdır. Kalsiyum mineralinin temel kaynağı olan bu grupta, yağı azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.

    Unutulmaması gereken diğer noktalar

    Her ne kadar yağlar besin gruplarının içinde sayılmasa da, vücutta düzenleyici görevleri olan, elzem besin ögelerindendir. Öğünlerde omega-3, omega-6 ve omega-9 içeren sağlıklı yağlar (zeytinyağı, fındık yağı, balık, yağlı tohumlar (ceviz, badem, fındık gibi)) tercih edilmeli, trans yağlar ve katı yağlardan kaçınılmalıdır.

    Su, yaşam için oksijenden sonra gelen en önemli öğedir. İnsan yemek yemeden günlerce yaşayabilirken, susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Sıvı gereksinimi bireye göre değişmekle beraber, günlük ortalama 12- 15 bardak su tüketilmesi önerilmektedir.

    Tüm bunlara ek olarak, düzenli fiziksel aktivitenin sağlıklı kilo kontrolü, dayanıklılık, güç ve esnekliğin artmasında oynadığı rolün yanı sıra, kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığı bilinmektedir.

  • Diş ve diş eti sağlığı için çilek yiyin

    Diş ve diş eti sağlığı için çilek yiyin

    Central Hospital’dan Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Gökçe Çetin, renkli meyve ve sebze tüketimiyle diş ve diş eti sağlığını korumanın mümkün olduğunu belirtiyor.

    Günümüzde özellikle beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte dişler sağlamlığını yitirip, daha kolay çürüyor. Meyve ve sebze tüketiminden kaçınıp, şekerli yiyecek ve içeceklere yönelmek, kahve ve sigara gibi alışkanlıklardan vazgeçmemek, ağız sağlığını kötü etkilediği gibi kalp- damar hastalıklarına, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına kadar pek çok zarara yol açabiliyor. Meyve ve sebzelerde bulunan vitaminler diş ve dişetleri için çok önemli olduğundan, renkli meyve ve sebzelerin tüketimini arttırarak, dişlerin doğal yoldan güçlenmesi ve temizlenmesi sağlanabilir.

    Karbonhidrattan uzak durulmalı

    Vitaminler ve proteinler diş dostu olarak kabul edilen gıda maddelerinin en başında gelir. Bu maddeler vücudun temel yapı taşını oluşturduklarından, dişlerin gelişim süresince ve devamında, diş sağlığının korunması için mutlaka tüketilmesi gerekir. Özellikle C vitamini tüketimi, ağız içi yumuşak dokularımızın sağlığı açısından oldukça önemlidir ve vücuttaki kollajen yapımında büyük rol oynamaktadır. Kollajen, vücutta bulunan bir yapı proteini olduğundan; dişetlerinin dişlere daha sıkı tutunmasına, ağız içi yumuşak dokuların daha sert kıvamda olmasına ve ağız içi bakterileriyle mücadelesine destek olmaktadır. Doğal dişleri uzun yıllar muhafaza etmek ve korumak için, doğru beslenme ve iyi bir ağız bakımı gerekir. Karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme şekli diş sağlığı açısından risk yaratır.

    Diş taşlarını önlemek için renkli renkli meyve ve sebze tüketin

    Meyvelerden özellikle çilek ve ananas, diş ve diş etlerine iyi gelmektedir. İçinde bulunan çeşitli asitler, mekanik temizleme sağlayarak plak oluşumunu azaltır. C vitamini eksikliği dişetlerini dirençsizleştirir ve periodontal rahatsızlık oluşmasına yol açar. Diğer meyvelere nazaran daha fazla C vitamini içeren kiviyi tüketmek, bu sorunu engellemede yardımcı olur. Orman meyvelerinin yanı sıra, portakal, kavun dahil olmak üzere pek çok meyve ve kırmızıbiber, brokoli, ıspanak benzeri tüm yeşil ve renkli sebzeler mükemmel birer C vitamini kaynağıdır. (Milliyet)

  • İlaçla birlikte alınan besinlere dikkat

    İlaçla birlikte alınan besinlere dikkat

    İlaçla birlikte alınan besinlerin, ilaçların etkisini azaltıcı veya artırıcı etkileri bulunabiliyor. İlaçtan fayda beklerken hatalı beslenme sonucu ciddi yan etkilerle karşı karşıya kalınabiliyor.

    Çok dikkat edilmesi gereken bu durum, ilaç kullanımı kesildikten sonra birkaç hatta bile sürebiliyor. Başlıca dikkat edilmesi gereken durumlar şu şekilde sıralanıyor:

    C Vitamini
    C vitamini demir emilimini kolaylaştırıyor. Ancak C vitamini ile kalsiyumca zengin süt ve süt ürünlerinin alınması, C vitamini emilimini bozucu etkisi yapıyor.

    Potasyum tutucu bazı tansiyon ilaçları ile idrar sökücü ilaç kullanan hastaların; patates, muz, kayısı, portakal suyu gibi potasyumdan zengin gıdaların hatalı kullanması ölümcül kalp aritmilerinin görülmesine neden olabiliyor.

    Greyfurt suyu
    Günde 1 litre ve üzerinde greyfurt suyunun tüketilmesi, özellikle ‘statin’ grubu bazı kolesterol ilaçlarının bağırsakta parçalanmasını geciktirerek kan seviyelerini yavaşlamaya da yol açabiliyor.

    Kafein
    Kahve, çay, kola ve enerji içecekleri; bazı soğuk algınlığı ilaçlarıyla beraber alındığında sinirlilik, uykusuzluk, çarpıntı, kalp ritim bozukluğu, tansiyon yüksekliği, kabızlık ve idrar miktarında artışın görülmesine neden olabiliyor.

    Süt ve süt ürünleri
    ‘Florokinolon ve tetrasiklin’ grubu veya ‘sefuroksim’ içeren antibiyotükler, ‘bifosfonat’ grubundaki kemik erimesi ilaçları ve ‘metotreksat’lı romatizma ilaçlarının; kalsiyum içeren gıdaların 2 saat önce veya 6 saat sonra alınması gerekiyor.

  • Günde 1 elma kalp krizini önler

    Günde 1 elma kalp krizini önler

    Oxford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, günde 1 elma yemenin 50 yaş üstü kişilerde kalp krizi ve felci önlediğini ortaya çıkardı.

    Elmanın kalp damar rahatsızlığına karşı kullanılan ilaçlar kadar etkili olduğu ve bu ilaçların aksine hiçbir yan etkisinin bulunmadığı ortaya konuldu. İngiltere’de gerçekleştirilen araştırma, yüz binlerce hasta üzerinde yapılan tıbbi deney ve gözlemlere dayanıyor. ABD’deki Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bir ekibin yaptığı araştırmaya göre ise stres geninin değişikliğe uğramış biçimine sahip kalp hastalarının, kalp krizi geçirme veya ölme olasılıklarının yüzde 38 oranında daha fazla olduğu belirtildi.

  • Meyve diyeti zararlı mı ?

    Meyve diyeti zararlı mı ?

    ‘Jobs’ adlı filmde pankreas kanserinden ölen Steve Jobs’u oynayan Asthon Kutcher’ın; Jobs’un da uyguladığı meyve diyetini yaptığı için pankreasının zarar gördüğü iddia edildi. Peki, meyve diyeti gerçekten kanser yapıyor mu?

    Apple’ın, pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybeden dahisi Steve Jobs’un uyguladığı meyve diyetini, ‘Jobs’ adlı filmde onun hayatını canlandıran Ashton Kutcher da uygulamış. Ancak bu diyetin ardından ünlü oyuncunun pankreasının alarm vermeye başladığı iddia ediliyor. İç Hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya; meyve diyeti ile ilgili bilgi verdi:

    Sadece meyve yiyerek beslenmek kesinlikle hiç sağlıklı değildir. Hiç yağ tüketilmediğinde; meyvelerin içindeki yağda eriyen vitaminler vücut tarafından kullanılamaz. Bu durum; görme bozuklukları, kemik erimesi, ciltte incelme ve saç dökülmesine neden olabilir. Protein tüketilmediğinde ise; kaslarda zayıflama, B 12 ve demir eksikliğine bağlı hafıza kusurları, unutkanlık ve kansızlık görülebilir.

    YAĞ DEĞİL, KAS KAYBI YAŞANIR
    Sadece meyve yiyerek zayıflamak mümkün olmayabilir. Meyve düşük kalorili olsa da; şeker içerir ve sınırsız tüketilirse, kilo artışına neden olabilir. Miktarı az tutulursa; vücut ağırlığı azalır ama kayıplar yağdan değil kastan olur. Normal beslenmeye geçildiğinde; kas kitlesi azaldığı için metabolizma hızı Steve Jobs yavaşlar ve iki kat daha fazla kilo alınır.
    Pankreas, vücutta protein ve yağların sindirimi için gerekli olan enzimleri salgılar. Kan şekerini dengeleyen hormonların da yapım yeridir. Pankreası sağlam olanlarda, bir müddet sadece meyve yemek bir harabiyet yaratmaz. Ama öncesinde çok alkol ve sigara kullanmış, çok yağlı ve şekerli beslenmiş, ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan bir insanda tek yönlü beslenme, pankreası zorlayabilir ve bu durumda problemler ortaya çıkabilir. Ashton Kutcher’ın sadece meyve yediği için enzimlerinin yükseldiğine inanmıyorum. Kutcher, diğer risk faktörleri açısından da değerlendirilmeli.

    EN SAĞLIKLI MEYVE MOR ERİK

    Meyvelere rengini veren pigmentler, bağışıklık sistemimizi koruyan maddeler içerirler. Beş farklı renk grubundan (kırmızı, sarı, beyaz, yeşil ve mor) en fazla antioksidan içereni mor renktir. Ekşi meyvelerin de kan şekerini daha ılımlı yükselttiğini biliyoruz. Bu gözle baktığımızda; mor eriğin sağlık açısından değeri su götürmez bir gerçek. Bu meyve özellikle lif açısından da çok zengin olduğu için bağırsak dostudur. Mor erik çok sağlıklı bir meyve olsa da, yine de porsiyon kontrolü yapmak çok önemlidir.

    MEYVEYİ PROTEİNLE BİRLİKTE TÜKETİN

    Meyve şekerini dengelemek için; meyveyi mutlaka yanında protein değeri yüksek olan bir besinle birlikte yemek gerekiyor. Örneğin; meyveleri yoğurtla tüketmek iyi bir alternatif olabilir. Meyve ile birlikte 10 tane badem veya fındık da tüketilebilir.
    Ana öğününüzde doymadığınızda, ikinci tabak yerine bir tane meyve yemek; hem daha az kalori almanızı sağlar, hem de meyveyi yemekle birlikte yediğiniz için kan şekerinizi hızlı yükseltmez ve sizi daha uzun süre tok tutar. Aynı zamanda da tatlı ihtiyacınızı karşılar.

    ŞEKERİ DÜŞÜK LİF ORANI YÜKSEK OLMALI

    Şeker değeri yüksek meyveleri (kavun, karpuz, dut, incir, üzüm), çabuk acıktırdığı için tavsiye etmem. Çünkü bü meyvelerin içindeki şeker; kan şekerini çok hızlı yükseltir. Hızlı yükselen şeker, çabuk düşer. Bu durumda kişi daha çabuk acıkır ve daha çok yeme isteği duyar.
    Şeker oranı düşük, lif oranı daha yüksek olan meyveler; kişiyi daha uzun süre tok tutttuğu için, diyetlerde daha çok tercih edilmelidir. Rejim yaparken özellikle ayva, kivi, portakal, yeşil elma ve erik yiyebilirsiniz.

    TEK TİP GIDA DİYETLERİ ANİ ÖLÜM SEBEBİ

    İster meyve, ister protein, ister sebze diyeti olsun; tek tip gıda diyetleri, sağlık üzerinde geri dönüşü olmayan sorunlara sebep olabilir. Temel besin maddelerinin eksikliğine ve sıvıelektrolit kaybına bağlı olarak ani ölümler bile ortaya çıkabilir.

    Kısa sürede çok kilo vermek doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü fazla kilolu olmak; bir günde ortaya çıkmaz, o nedenle de bir günde verilmez. Günümüzde ayda ortalama 2.5-3 kilo vermek, sağlıklı olarak kabul edilmektedir. Bu aralıkta kilo verilebilmesi için; tüm besin gruplarının, miktarı azaltılmış olarak vücuda alınması gerekir.

    Bununla birlikte hareketliliğin de artırılması ve kas kütlesinin korunması gerekiyor. Yani sadece rejim yaparak zayıflanmaz, hatta zayıflansa bile rejim bittiğinde kişi tekrar kilo artışı yaşar. O nedenle her türlü metabolik ve hormonal dengenin oturması için; beslenme şeklinin alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor. Kalıcı kilo kaybı için; kısa süreli rejimlerden ziyade kişinin yaşam tarzını değiştirmesi gerekiyor.

  • Bu meyveler yağ yakıyor

    Bu meyveler yağ yakıyor

    Meyveler her ne kadar çok sağlıklı olsalar da içlerinde çok fazla doğal şeker bulunduran ve bunların fazla tüketildiği takdirde vücutta yağ depolamasına sebep olurlar. Bazı meyveler ise tam tersi etkiye sahip olup yağ yakıcı özelliği vardır.

    İşte o onlar…

    Avokado: Omega 9 yağ asitleri açısından zengin olan avokado, metabolizmayı hızlandırır ve yağların enerjiye dönüştürülmesini destekler.

    Hindistancevizi: İçinde bol miktarda bulunan zincir trigliseritler, karaciğerin metabolizma hızını %30 arttırır. Ayrıca tok kalmanızı sağlar.

    Limon: Karaciğeri temizleyen limon vücudu alkalize etmede de etkilidir. Karaciğer sağlığına iyi gelmesi sebebiyle vücudun yağları sindirme ve yakma hızını destekler.

    Greyfurt: Bir çok araştırmada görüldüğü üzere greyfurt yağların yok edilmesinde muazzam etki yaratır. Johns Hopkins Üniversitesi’nden uzmanlara göre günde 1 adet greyfurt yiyen kadınlar, hayatlarında başka hiç bir değişik yapmadan 13 hafta sonunda 1 kilo vermiştir.

    Domates : C vitamini deposu olan domates, amino asit üretimini destekler. Araştırmalar bu aminoasitlerden bazılarının yağ yakma kapasitesini arttırdığını göstermektedir.

  • İdeal kiloya ulaşmanın yolu

    İdeal kiloya ulaşmanın yolu

    İdeal kiloya ulaşmak, birçok insan için hiç de kolay değil. Kilo verme süreci zaman zaman kâbusa dönüşebilir, haftalarca süren diyetler sonucunda hedeflenen kiloya ulaşamamak ise beraberinde depresyonu getirebilir.

    Uzman Diyetisyen İpek Ağaca Özger, kâbus yaşamadan 10 adımda ideal kiloya ulaşmanın yollarını anlattı:

    Yavaş ve iyi çiğneyin: Tokluk hissi, yemek yendikten 20 dakika sonra hissedilmeye başlanır. Yavaş yemek yemeye özen gösterin. Yemek esnasında lokmalar arasında çatalınızı, kaşığınızı, bıçağınızı masaya bırakın, yemeğinize sık sık ara verin.

    Pilav-makarna tabağınızı küçültün: Tabağınıza koyduğunuz pilav, makarna, börek gibi yiyeceklerin miktarını uygun şekilde ayarlayın. Büyük bir tabağın içinde küçük bir porsiyon olmasındansa; küçük bir tabaktaki pilav vb. yiyeceğin porsiyonu sizin gözünüzü doyuracaktır.

    Su içmeyi asla ihmal etmeyin: Günlük ortalama 2-3 Litre su içilmelidir. Fazladan abur cubur tüketmek yerine acıktığınız zamanlarda su için. Böylece hem su tüketimini arttırmış olursunuz, hem de suyun bir miktar tok tutma özelliğinden faydalanırsınız.

    Yemek yerine spor: Öfke, depresyon, sıkıntı, anksiyete ve yalnızlık gibi negatif duygu durumlarında fazla yeme davranışının ortaya çıktığı yapılan pek çok bilimsel araştırmada da görülmüştür. Böyle durumlarda yemek yerine yürüyüş yaparak veya dans ederek stresinizi atabilirsiniz.

    Posalı besinlerin tüketimini arttırın: Yeterli posa tüketimini sağlamak için öğünlerinizde mutlaka sebze yemeği ve salata tüketmeye çalışmalısınız. Ekmeğinizi tam buğdaylı/çavdar gibi posa değeri yüksek olanlardan tercih edin, gün içerisinde 3-5 porsiyon meyve tüketin, haftada mutlaka 1-3 kez kurubaklagil (kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya gibi) yemekleri tercih edin.

    Yağ kullanımına dikkat: Yemekleri pişirirken özellikle hayvansal kökenli doymuş yağlar (tereyağı, sadeyağ, iç yağı vb.) mutfağımızda mümkün olduğunca yer almamalıdır. Bu besinler, kandaki kolesterol düzeyini ve buna bağlı yüksek tansiyon riskini de arttırabilmektedir. Zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir.

    Soğuk kahve tercih edin: Fazla içilen şekerli ve kalori içeriği yüksek içecekler, kilo almamıza davetiye çıkartır. Şunu unutmamalıyız ki; en güzel içecek sudur. Su dışındaki içecek tercihinizi ev yapımı limonata, buzlu yeşil çay veya ev yapımı soğuk kahveden yana kullanabilirsiniz.

    Tatlı yerine meyve ikram edin: Ailenize, misafirlerinize karpuz, kavun, elma dilimleri, armut dilimleri, erik, incir ve şeftali gibi mevsim meyvelerinden oluşan meyve tabağı hazırlayabilirsiniz. Ağır, şerbetli tatlıları tüketmek yerine hafif ve keyifli taze meyveleri tüketmek sevdiklerinizi de mutlu edecektir.

    Kahvaltı etmeden güne başlamayın: Ortalama 8-9 saatlik açlık sonrası vücut, beslenmeye en çok sabah ihtiyaç duyar. Bu yüzden de en önemli öğün kahvaltıdır. Yapılan çalışmalarda düzenli kahvaltı yapmayan veya kahvaltıda yeterli miktarda ve doğru besinleri tüketmeyen kişilerin daha fazla obez olduğu görülmüştür.

    Öğün atlamayın: Günde 6-8 öğün beslenmelisiniz. 3 ana öğün, diğerleri ise ara öğünler olarak planlanmalıdır. Atladığınız öğün, kan şekeri regülasyonunuzda düzensizliğe ve çabuk acıkmanıza neden olur. Bunun sonucunda ise bir sonraki öğünde farkında olmadan daha çok besin tüketir, böylece gereğinden fazla miktarda enerji almış olursunuz. Bu durum, kilo alımlarını beraberinde getirmektedir.

  • Diyetinizi kendiniz tasarlayın !

    Diyetinizi kendiniz tasarlayın !

    Sürekli seyahatte olmak, tatlıya hayır diyememek, sık sık davetlere katılmak sağlıklı beslenmenin ve kilo vermenin önünde engel değil… Bu bahaneleri bir kenara bırakın, yazıdaki ipuçlarını izleyin ve kendi diyetinizi formüle edin.

    Hem beden sağlığımızı sürdürmek hem de formda kalmak için dengeli beslenmemiz, doğal besinler tüketmemiz, azar azar sık sık yememiz, yatmaya yakın buzdolabından uzak durmamız gerektiğini ve daha birçok şeyi artık çok iyi biliyoruz. Ancak önümüzde iki büyük engel var; motive olmak ve günlük hayatımıza uygun bir program oluşturmak… Medical Park Göztepe Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran ile bu engelleri aşmanın yolları, kışın şifalı besinleri ve bitkilerin gücü üzerine bir sohbet gerçekleştirdik; herkesin ‘kişiye özel diyet’ini oluşturabilmesi için formülleri sorduk.

    Bitkilerde dozu aşmayın

    Beslenme ve Diyet Uzmanlığı eğitiminin ardından fitoterapi (bitki bilimi) yüksek lisansı yapan ve halen doktorasına devam eden Gizem Keservuran, bitkisel ürünlerle zayıflamak isteyenleri bilinçli davranmaları konusunda uyarıyor. Tüm ilaçların hammaddesinin bitkilerden oluştuğunu ve bitki kullanırken dozu ayarlamanın çok önemli olduğunu belirten Keservuran, “Bir bitkinin dozu çok az artırılınca dahi yarardan çok zarar görülebiliyor. Ya da bir bitkinin sadece tek bir türü fayda sağlarken kişiler hiçbir etkisi olmayan bir başka türünü satın alıp kullanabiliyor. Bitkisel gıda takviyelerinde bulunan ve metabolizmayı bir miktar hızlandıran sibutramin adlı madde uzun dönemde vücuttaki dengeleri bozup ölümlere dahi neden olabiliyor. Bu nedenle bitkisel yöntemlerden yararlanırken hastaların hekimlerine ve fitoterapi uzmanlarına danışmaları hayati önem taşıyor” diyor.

    Önce motivasyon

    Sağlıklı beslenmeyi; rafine olmayan ve katkı maddesi içermeyen gıdalardan oluşan, protein, karbonhidrat ve yağ ihtiyacını karşılayan, vitamin ile mineralden zengin ve kişiye özgün bir program olarak tanımlayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, kilo vermede uzman desteğinin de çok önemli olduğunu vurguluyor. Kilo verme sürecinde başarının yüzde 50’sini motivasyonun oluşturduğunu belirten Diyetisyen Keservuran, “Bu motivasyonun sağlanması için hasta ile hekimin uyumu gerekli çünkü bir süre sonra aile gibi oluyorsunuz. Diyetisyeniniz sizin aile sofranızda nelerin bulunduğunu, kaçta yatıp kaçta kalktığınızı hatta bazen özel hayatınızla ilgili sorular soruyor. Burada doğru frekansı yakalamak bu nedenle önem taşıyor. Çünkü herkesin yaşam tarzı farklı. Diyetisyen kişinin hayatını tamamen özümseyip bir kılavuz hazırlıyor. Yasaklar koyan taraf olmuyor ancak kişi üzerinde bir kontrol mekanizması oluşturarak başarıyı kolaylaştırıyor. Yeri geldiğinde kek de börek de kızartma da yiyebilen hastasına bunları sonraki öğünlerde nasıl telafi edeceğini öğretiyor. Yani bizler bir anlamda hastalara yemek yemeyi öğretmek için danışmanlık yapıyoruz” diyor.

    Bitki çaylarını tüketirken dikkat!

    Özellikle kış aylarında çalışırken ya da akşam televizyon karşısında keyif yaparken sıcak bir fincan insanın içini ısıtıyor. Birçoğumuz bu keyif için kafein içeriği yerine bitkisel içerikleri tercih etmeyi öğrendik. Ancak hala bilmediğimiz bazı gerçekler var. Bitki çaylarının tüketiminde de miktar büyük önem taşıyor. İçeriğindeki kateşinler sayesinde yağ yakımını hızlandıran yeşil çayın günde 3-5 fincan tüketilebileceğini ancak çarpıntı, uyku kaçması gibi sorunlar yaşayanların doktorlarına danışmaları gerektiğini belirten Diyetisyen Keservuran, mate çayı ile ilgili olarak da şunları söylüyor; “Mate çayının metabolizmayı tetiklediği biliniyor ancak kalp rahatsızlığı ve tansiyon şikayeti olanların mate kullanımını mutlaka doktorlarına danışmasını öneriyoruz.” Mısır püskülünün ise ödem atıcı etkisi bulunduğunu ve yine aşırıya kaçmadan kullanılabileceğini belirten Keservuran, bitki çayı seçimi yaparken ürün kalitesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor. Açıkta satılan bitkilerin nerede toplandığı, nasıl sulandığı, hasadının ne zaman yapıldığı, etken maddesini halen koruyup korumadığını bilmenin çok zor olduğunu belirten Keservuran, ürün seçimi yapılırken bu kriterlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor.

    BUNLARI SEPETE ATIN

    ANANAS

    Ödem atıcı ve yağ yakımını hızlandırıcı etkisi olan ananasın ortasındaki odunsu yapıda bulunan bromelain enzimi proteinlerin sindirimini hızlandırıyor. Günde başparmağınız kalınlığında bir dilim ananas tüketebilirsiniz.

    BEYAZ LAHANA

    Yağ yakımını hızlandırdığı kanıtlanmış olan lahanayı çiğ olarak değil, buharda haşlanmış ya da yemek olarak yarı pişirilmiş halde tüketebilirsiniz. Etlikıymalı bir kapuska ya da limonluzeytinyağlı bir salata tercih edebilirsiniz. Öte yandan aynı aileden olan brokoli, karnabahar, brüksel lahanası gibi sebzeleri de kış menülerinize eklemeyi unutmayın. Çünkü kış sebzeleri tıpkı bir elektrik süpürgesi gibi çalışıyor ve antioksidan etkileri sayesinde vücuttaki toksinleri söküp atıyor.

    KİVİ

    Bir portakal yerine 1-2 kivi yiyerek hem günlük C vitamini ihtiyacınızı karşılamış olursunuz hem de bir yerine iki meyve yediğiniz için psikolojik olarak daha iyi hissedebilirsiniz. Glisemik indeksi düşük olan kivi kan şekerinizin daha yavaş yükselip daha yavaş düşmesini sağlıyor, tokluğunuz daha uzun sürüyor.

    PIRASA VE KURU SOĞAN

    Soğangiller ailesinden olan ve kansere karşı koruyucu özellikleri kanıtlanmış olan pırasa ve kuru soğanı kış aylarında bolca tüketebilirsiniz.

    Salataları çeşitlendirin

    Kışın kendinizi sadece marul, havuç, maydanoz üçlüsünden oluşan salatalara mahkum etmeyin. Kırmızı biber, dere otu, reyhan, çeşitli Akdeniz yeşillikleri, turp ve lahana türlerinden yararlanarak salatanızın hem rengini hem lezzetini artırın.

    1. İDEAL BESLENME PROGRAMINA GÖZ ATIN!

    ideal beslenme proğramı
    ideal beslenme proğramı

    2. ŞİMDİ KENDİ FORMÜLÜNÜZÜ YARATIN

    KAHVALTI

    1- Ofiste veya seyahatteyseniz

    Önceki akşamdan evde hazırlanmış, 2 dilim çavdar veya çok tahıllı ekmek arasına sevdiğiniz beyaz peynir çeşidi ile mevsim yeşillikleri + yağsız sütle filtre kahve veya tarçın ve karanfil aromalı yeşil çay.

    2- Evden hızlı çıkmanız gerekiyorsa

    4 yemek kaşığı meyveli light müsli+200 ml yağsız süt + 1 çay kaşığı toz tarçın + yağsız süt ile filtre kahve veya 1 bardak süt + 1 adet muz.

    3- Kahvaltıda tatlıya hayır diyemiyorsanız

    1 dilim çavdar ekmeği + 2 tatlı kaşığı bal, reçel veya marmelat + 2 dilim sevdiğiniz beyaz peynir + şekersiz yeşil çay.

    4- Simit çok seviyorum diyorsanız

    1 adet çok tahıllı simit + 2 dilim sevdiğiniz beyaz peynir (kaşar peyniri – tulum peyniri hariç ) + 1 fincan tarçın ve karanfil aromalı yeşil çay + 1 tutam dereotu + 3 yaprak taze nane + 1/2 demet maydanoz üzerine 1/4 limon suyu.

    5- Kahvaltıda zeytinsiz yapamam diyorsanız

    2 dilim çavdar ekmeği + 1 dilim az yağlı beyaz peynir + 5-6 adet yeşil veya 4 adet siyah zeytin + kırmızı biber / paprika + bol yeşillik.

    6- Ceviz-badem yemek istiyorum diyorsanız

    2 dilim az yağlı beyaz peynir + 1 dilim tam buğday ekmeği + 1 tam ceviz içi veya 5-6 adet tuzsuz badem + 3 adet kara erik kurusu + 3 adet kara kayısı kurusu + 1 fincan tarçın-karanfil aromalı yeşil çay.

    7- Omletçiyseniz

    1 tam yumurta + 2 yumurta beyazı + 1 dilim peynir ile bol sebzeli, renkli biberler, mantar ve maydanozlu omlet + 1 dilim çavdar ekmeği.

    8- Metabolizmanız yavaşsa

    4-5 yemek kaşığı light yoğurt + 1 orta dilim doğranmış taze ananas + 2 yemek kaşığı sade yulaf ezmesi + 1 tatlı kaşığı silme toz tarçın + 1 avuç yaban mersinini kaseye ekleyin, ardından bir fincan mate çayı için. veya 1/3 demet dereotu + 1/3 demet maydanozu ince ince doğrayın + 2 dilim az yağlı beyaz peynir ile harmanlayın + 1 dilim tam buğday ekmeği + 5-6 adet tuzsuz badem + 1 fincan mate çayı.

    9- Kahvaltıya davetliyseniz

    › Esmer ekmek çeşitlerini tercih edin, 2 dilimi geçmeyin, simit yiyecekseniz çok tahıllı olanı tercih edin, yoksa 1/2 simitten fazlasını yemeyin. › Beyaz peynir, dil peyniri, hellim peyniri, sepet, örgü peynirlerini tercih edin; kaşar peyniri ve tulum peynirinden uzak durun. › Tabağınıza 3 zeytinden fazlasını almayın çünkü zaten peynir çeşitleriniz çok. Susamlı simit yiyorsanız tabağınızdan zeytini çıkarın. › 2-3 tatlı kaşığı bal, reçel, marmelat yiyecekseniz ekmeğinizi 1 dilim azaltın. › Tabağının yarısını yeşilliklerle donatın.

    10- Sabah sabah yiyemiyorum diyorsanız

    Peynir ekmek ile kahvaltı yapmak istemiyorsanız mutlaka 1 orta dilim taze ananas veya 1 adet kivi veya 2 adet kara kayısı kurusu + 3 adet tuzsuz badem yiyin ki metabolizmanız uyansın, güne başlasın.

    11- Peynir yiyemiyorsanız

    2-3 adet yumurtanın beyazı ile bol biberli maydanozlu omlet yapın ki kalsiyum minerali açısından zengin gıdayı tüketmiş olun. veya kahvaltınıza 1 kase yoğurt/1 bardak süt ekleyin Örneğin 1 dilim çavdar ekmeği + 2 tatlı kaşığı tahin pekmez + 1 bardak süt

    ÖĞLE YEMEĞİ

    12- Akşam yemeğine davetliyseniz ve mönüyü bilmiyorsanız öğlen risk almayın

    1 kase sebze çorba için + 1 kase yoğurt yiyin.

    13- Dışarıda yiyecekseniz

    Izgara seçeneklerini tercih edin; mümkünse somon ızgara + buharda sebze garnitür ile + 1 dilim esmer ekmek.

    14- Et sevmiyorsanız

    2 yumurta ile menemen + 1 dilim ekmek tercih edebilirsiniz, böylece kırmızı etten alacağınız vitamin ve mineralleri karşılayabilirsiniz.

    15- Pizza yiyecekseniz

    2-3 dilim ince hamurlu sebzeli pizza + bol salata.

    16- Balığa davetliyseniz

    Izgara/fırın/buğulama balık – dilediğiniz kadar yiyin + bol salata + mezelerden közlenmiş patlıcan, biber salata, haydari, yoğurtlu semizotunu tercih edin.

    17- Alkol alacaksanız

    Izgara et yanında (balık eti, beyaz et, bonfile, biftek) kırmızı şarap tercih edin çünkü antioksidan içeriği zengin. Şarap içtiğiniz öğünde ekmek tüketmeyin.

    18- Makarnadan vazgeçemiyorsanız

    Öğle öğününde tercih edin. 1 tabak napolitene – bolognese ( kıymalı-domates soslu makarna), sebzeli makarna + yanında bir kase yoğurt ile. Makarnanın az pişmiş olmasına özen gösterin. Öğle öğününde makarna yediğiniz gün akşam yemeğinde sebze yemeği + yoğurt yiyin. Ekmek veya tahıl grubu besin tüketmeyin.

    19- Seyahatteyseniz

    2 dilim esmer ekmek ile beyaz peynirli sandviçi yolculuğa çıkmadan önce hazırlayıp yanınıza alın, molada sandviçin yanına ayran ekleyin.

    20- Ana öğünde yoğurt tüketemiyorsanız

    Yoğurtlu sebze salatalarını tercih edebilirsiniz.

    21- Metabolizmam yavaş diyorsanız

    Öğle–akşam ‘Yaşam Çorbanız’ı ana yemeğinizin yanına mutlaka 1 kase ekleyin.

    ARA ÖĞÜN (genelde 16.00-17.00 saatleri arası)

    22- Araba kullanıyorsanız

    4 adet kara kayısı kurusu + kayısı sevmiyorsanız erik kurusu veya tuzsuz, tercihen beyaz leblebiyi arabanızda bulundurun.

    23- Kuruyemişe hayır diyemiyorsanız

    1 avuç beyaz leblebi + 1 avuç çekirdekli siyah üzüm veya 5-6 adet tuzsuz badem + 5-6 adet fındık + 2 avuç yaban mersini kurusu.

    24- Toplantıdaysanız

    Sadece sütlü kahve için.

    25- Midem kazınıyor diyorsanız

    2-3 adet etimek + 1 dilim peynir + 1 fincan yeşil çay veya mate çayı.

    26- Simit istiyorum diyorsanız

    1/3 susamlı simit + 1 büyük bardak ayran (300 ml).

    27- Tatlı istiyorum diyorsanız

    1 kase keşkül, tiramisu, 1 porsiyon kabak tatlısı ya da 2 top sade dondurma üzerine 2 yemek kaşığı marmelat.

    28- Çikolata istiyorum diyorsanız

    20-30 g (2-3 madlen) en az % 70 kakaolu bitter çikolata (çünkü gerçek çikolata budur ) + Türk kahvesi, bir fincan sütlü kahve veya latte ile için.

    29- 17.00 çayına davetliyseniz

    Tuzlu kurabiyeler yerine çayınızın yanında 1 ince dilim kek tercih edin.

    AKŞAM YEMEĞİ

    30- 1. seçenek

    Sebze yemeği – limitsiz- kıymalı/etli/zeytinyağlı olabilir. 1 kg sebze yemeğini 2 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. (Bezelye – barbunya- patates sebze yemeği değildir) + 4-5 yemek kaşığı yoğurt-cacık-ayran (mümkünse light) + Bol yeşillikli salata; yağsız, bol limon, sirkeli, nar ekşisi olabilir.

    31- 2. seçenek

    200–250 g kadar (yani elimiz büyüklüğünde) ızgara, fırın, buğulama, haşlama veya sote bonfile, biftek, antrikot, köfte, hindi eti, somon, balık eti (Balıkta gramaj önemli değil, doyana kadar yiyebilirsiniz) + bol yeşillikli salata (yağsız, bol limon, sirkeli, nar ekşili) + zeytinyağlı sebze yemeği (varsa yenebilir fakat zorunluluk yok)

    32- 3. seçenek (Pratik olsun diyorsanız)

    Bol yeşillikli salatanızı hazırlayıp ton balığı ekleyerek veya beyaz peynir rendeleyerek tüketebilirsiniz.

    Asıl mesele: Tatlı krizlerini aşmak

    Sabah kahvaltı yapmamak, öğle yemeğini atlamak ya da yetersiz yemek akşama doğru gelen tatlı krizlerini tetikliyor. Vücudun “Bana karbonhidrat gönder” diye bağırmaya başladığı bu saatlerde yanlış seçimler yapmak da daha mümkün oluyor. Bunu aşmanın yolu da düzenli aralıklarla beslenmekten geçiyor. Böyle durumlarda kakao oranı yüzde 70’in üzerinde olan birkaç parça çikolata, tercihen pekmezle yapılmış bir porsiyon kabak tatlısı, sade bir dondurma gibi daha masum seçeneklerin tercih edilmesi gerekiyor.

    Meyve tüketiminin püf noktaları

    Kış gecelerinde yemekten sonra televizyon karşısında bir tabak dolusu meyve yemek çok kolay. Peki “Bol bol meyve yedim, çok sağlıklıyım” demek mümkün mü? Diyetisyen Gizem Keservuran, çok sağlıklı bir besin grubu olan meyvelerin cinsinin ve miktarının iyi ayarlanması gerektiğini vurguluyor. Akşamları şeker oranı düşük meyveler tüketmek gerektiğini belirten Keservuran, kadınların kara erik kurusunu tercih edebileceklerini belirterek, “Kalsiyum ve D vitamininden zengin olan bu besin kemik sağlığının korunmasını sağlıyor” diyor.

    AKŞAM YEMEĞİNİ ERKEN YEDİYSENİZ, GECE ATIŞTIRMA ALIŞKANLIĞINIZ VARSA, ÇAYIN YANINDA BİR ŞEYLER ARIYORSANIZ DİKKAT!

    ● Meyvelerden; ananas, kivi veya elma tercih edin.

    ● Atıştırmalık istiyorsanız; yaban mersini kurusu yiyin.

    ● Yatmadan 2.5-3 saat önce yemek yeme işlemini bitirin.

    TARİFLER

    Yaşam Çorbanız

    ● 1 adet kereviz (saplarıyla)

    ● 3 adet havuç

    ● 5-6 adet paprika

    ● 3 dal pırasa veya 2 adet kuru soğan

    ● 3 çiçek brokoli veya 3 çiçek karnabahar

    ● 1 demet dereotu

    ● 1 demet maydanoz

    ● 6-7 yaprak nane

    ● Bol kimyon, sumak, isot, pul biber, karabiber

    ● 1/4 küçük boy beyaz lahana

    ● 1 adet limon (kabukları soyulmuş)

    HAZIRLANIŞI: Sebzeleri büyük bir tencerede kıvamı istediğiniz gibi olacak şekilde su ekleyerek haşlayın, blenderdan geçirin ve baharat ekleyin. Yağ kullanmayın.

    Kabak Tatlınız

    ● Balkabağı (dilediğiniz kadar)

    ● Pekmez

    ● Kabuk tarçın

    ● Tane karanfil

    ● Toz tarçın

    ● Tuzsuz badem

    ● Ceviz

    HAZIRLANIŞI: Balkabağını şekersiz olarak yağlı kağıtta, fırında veya tencerede pişirin. (Su eklemeyin, balkabağı zaten suyunu bırakacaktır.) Pişirmeden önce fırın tepsisine veya tencereye 1/2 kabuk tarçını küçük küçük kırın + 2-3 tane karanfil ekleyin, piştikten sonra kabuk tarçın ve karanfilleri ayırın, üzerine toz tarçın ekleyin ve soğumaya bırakın. Servis edeceğiniz kadar kabağı tabağına koyun, üzerine 1-2 yemek kaşığı pekmez, badem, ceviz rendesi ekleyerek ikram edebilirsin. İsteğe göre yanında 1 top sade dondurma veya 1 bardak sütlü kahve ikramı tercih edebilirsiniz.

    Formsanté Dergisi

  • Steve Jobs diyeti kanser yapar mı?

    Steve Jobs diyeti kanser yapar mı?

    ‘Jobs’ adlı filmde pankreas kanserinden ölen Steve Jobs’u oynayan Asthon Kutcher’ın; Jobs’un da uyguladığı meyve diyetini yaptığı için pankreasının zarar gördüğü iddia edildi. Peki, meyve diyeti gerçekten kanser yapıyor mu?

    Apple’ın, pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybeden dahisi Steve Jobs’un uyguladığı meyve diyetini, ‘Jobs’ adlı filmde onun hayatını canlandıran Ashton Kutcher da uygulamış. Ancak bu diyetin ardından ünlü oyuncunun pankreasının alarm vermeye başladığı iddia ediliyor. İç Hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya; meyve diyeti ile ilgili bilgi verdi:

    Sadece meyve yiyerek beslenmek kesinlikle hiç sağlıklı değildir. Hiç yağ tüketilmediğinde; meyvelerin içindeki yağda eriyen vitaminler vücut tarafından kullanılamaz. Bu durum; görme bozuklukları, kemik erimesi, ciltte incelme ve saç dökülmesine neden olabilir. Protein tüketilmediğinde ise; kaslarda zayıflama, B 12 ve demir eksikliğine bağlı hafıza kusurları, unutkanlık ve kansızlık görülebilir.

    YAĞ DEĞİL, KAS KAYBI YAŞANIR
    Sadece meyve yiyerek zayıflamak mümkün olmayabilir. Meyve düşük kalorili olsa da; şeker içerir ve sınırsız tüketilirse, kilo artışına neden olabilir. Miktarı az tutulursa; vücut ağırlığı azalır ama kayıplar yağdan değil kastan olur. Normal beslenmeye geçildiğinde; kas kitlesi azaldığı için metabolizma hızı Steve Jobs yavaşlar ve iki kat daha fazla kilo alınır.
    Pankreas, vücutta protein ve yağların sindirimi için gerekli olan enzimleri salgılar. Kan şekerini dengeleyen hormonların da yapım yeridir. Pankreası sağlam olanlarda, bir müddet sadece meyve yemek bir harabiyet yaratmaz. Ama öncesinde çok alkol ve sigara kullanmış, çok yağlı ve şekerli beslenmiş, ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan bir insanda tek yönlü beslenme, pankreası zorlayabilir ve bu durumda problemler ortaya çıkabilir. Ashton Kutcher’ın sadece meyve yediği için enzimlerinin yükseldiğine inanmıyorum. Kutcher, diğer risk faktörleri açısından da değerlendirilmeli.

    EN SAĞLIKLI MEYVE MOR ERİK

    Meyvelere rengini veren pigmentler, bağışıklık sistemimizi koruyan maddeler içerirler. Beş farklı renk grubundan (kırmızı, sarı, beyaz, yeşil ve mor) en fazla antioksidan içereni mor renktir. Ekşi meyvelerin de kan şekerini daha ılımlı yükselttiğini biliyoruz. Bu gözle baktığımızda; mor eriğin sağlık açısından değeri su götürmez bir gerçek. Bu meyve özellikle lif açısından da çok zengin olduğu için bağırsak dostudur. Mor erik çok sağlıklı bir meyve olsa da, yine de porsiyon kontrolü yapmak çok önemlidir.

    MEYVEYİ PROTEİNLE BİRLİKTE TÜKETİN

    Meyve şekerini dengelemek için; meyveyi mutlaka yanında protein değeri yüksek olan bir besinle birlikte yemek gerekiyor. Örneğin; meyveleri yoğurtla tüketmek iyi bir alternatif olabilir. Meyve ile birlikte 10 tane badem veya fındık da tüketilebilir.
    Ana öğününüzde doymadığınızda, ikinci tabak yerine bir tane meyve yemek; hem daha az kalori almanızı sağlar, hem de meyveyi yemekle birlikte yediğiniz için kan şekerinizi hızlı yükseltmez ve sizi daha uzun süre tok tutar. Aynı zamanda da tatlı ihtiyacınızı karşılar.

    ŞEKERİ DÜŞÜK LİF ORANI YÜKSEK OLMALI

    Şeker değeri yüksek meyveleri (kavun, karpuz, dut, incir, üzüm), çabuk acıktırdığı için tavsiye etmem. Çünkü bü meyvelerin içindeki şeker; kan şekerini çok hızlı yükseltir. Hızlı yükselen şeker, çabuk düşer. Bu durumda kişi daha çabuk acıkır ve daha çok yeme isteği duyar.
    Şeker oranı düşük, lif oranı daha yüksek olan meyveler; kişiyi daha uzun süre tok tutttuğu için, diyetlerde daha çok tercih edilmelidir. Rejim yaparken özellikle ayva, kivi, portakal, yeşil elma ve erik yiyebilirsiniz.

    TEK TİP GIDA DİYETLERİ ANİ ÖLÜM SEBEBİ

    İster meyve, ister protein, ister sebze diyeti olsun; tek tip gıda diyetleri, sağlık üzerinde geri dönüşü olmayan sorunlara sebep olabilir. Temel besin maddelerinin eksikliğine ve sıvıelektrolit kaybına bağlı olarak ani ölümler bile ortaya çıkabilir.

    Kısa sürede çok kilo vermek doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü fazla kilolu olmak; bir günde ortaya çıkmaz, o nedenle de bir günde verilmez. Günümüzde ayda ortalama 2.5-3 kilo vermek, sağlıklı olarak kabul edilmektedir. Bu aralıkta kilo verilebilmesi için; tüm besin gruplarının, miktarı azaltılmış olarak vücuda alınması gerekir.

    Bununla birlikte hareketliliğin de artırılması ve kas kütlesinin korunması gerekiyor. Yani sadece rejim yaparak zayıflanmaz, hatta zayıflansa bile rejim bittiğinde kişi tekrar kilo artışı yaşar. O nedenle her türlü metabolik ve hormonal dengenin oturması için; beslenme şeklinin alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor. Kalıcı kilo kaybı için; kısa süreli rejimlerden ziyade kişinin yaşam tarzını değiştirmesi gerekiyor.

  • Fazla meyve kilo aldırıyor

    Fazla meyve kilo aldırıyor

    Yaz mevsiminde vücudun su ihtiyacını karşılaması ve şeker dengesini düzenlemesi için meyveyi tavsiye ettiklerini ancak aşırı tüketimin kiloya neden olduğunu ifade eden Kütük, şöyle devam etti:

    MEYVEYİ YEMEKTEN SONRA YİYİN

    “Yazın öğünlerin sadece meyve ile geçiştirilmesi oldukça yanlıştır. Meyvenin ana yemek yerine, yemekten sonra yenmesi gerekir. Mesela sadece karpuz ile öğün geçiştirmek yanlıştır, fazla meyve yemek kilo artışına neden olmaktadır.

    Karbonhidrat ve şeker açısından zengin olan meyveler hareketsiz kalınması sonrasında vücutta yağa dönüşmektedir. Bu da aşırı kiloları beraberinde getiriyor. Aynı şekilde yazın geç saatlerde yemek yenmesi de kilo alınmasını etkiliyor. Yatmadan en az iki saat önce kalorisi düşük gıdalar tüketilmeli. Yemek sonrasında çay içilecekse beraberinde herhangi bir gıda tüketilmemelidir.”

    Hava sıcaklığının artmasıyla bol sıvı alınmasına da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Kütük, sıvı alınan kaynakların önemli olduğunu ifade etti. Sıcaklarda terlemeyle sıvı ihtiyacının arttığına dikkati çeken Kütük, “Sıvı aldığımız ana kaynak çözücü, saf, doğal ve katkısız su olmalıdır. Günlük 2,5 litre su tüketilmesi gerekiyor. Bunun yanında ayran, kefir, taze sıkılmış meyve suları gibi sağlıklı tercihler yapmamız gerekir. Yaz aylarında artan meyve ve sebze seçenekleri de sıvı ihtiyacını sağlamaya yardımcı olur” diye konuştu.

    SÜTLÜ VE MEYVELİ TATLILAR ÖNERİLİYOR

    Kütük, enerjisinin yüksek olması sebebiyle kızartılmış şerbetli tatlılardan uzak durulması uyarısında bulunarak, sütlü tatlılarla hem kan şekerinin daha rahat kontrol altında tutulmasının sağlanacağını hem de yüksek enerji alınmasının önüne geçileceğini belirtti.

    Yazın mümkün olduğu kadar tatlı tüketimini en aza indirmek gerektiğini ifade eden Kütük, “Yenildiği taktirde tüketim sıklığına ve miktarına dikkat etmek, lokma ve tulumba gibi ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmek daha sağlıklı olacaktır” dedi.