Etiket: menopoz

  • Neovadiol Contours GF

    Neovadiol Contours GF | 1Vichy’de ilk defa dudak ve göz çevresi bakımında,
    Özel formlu ergonomik soğutucu başlıklı,
    doku yapılandırıcı* teknoloji kullanıldı!

    Hormonal yavaşlama ile cildin yoğunluk kaybına, yağ dokusunun eksilmesi de eklenir. Özellikle ince olan göz ve dudak çevresindeki cilt gevşer ve buruşur.

    Yeni nesil formülü cildin dokusunu 10 günde ** yeniden yapılandırmak için patentli bileşenler PRO-XYLANE ve PROTEIC-Gf ile zenginleştirilmiştir. 220 kadın üzerinde menopozun görünür işaretlerinin düzelmeleri klinik olarak kanıtlanmıştır***.

    Neovadiol Gf Contours Göz ve Dudak Çevresi Bakımı kullanan 50-60 yaş arası kadınların %74’ü, kullanımdan hemen sonra elde edilen pürüzsüzlük etkisinin tüm gün devam ettiğini belirtmektedirler****.

    Neovadiol Gf kullanımda yoğun ve zengin içeriktedir. Masajın etkisi ile ferah bir jele dönüşüp, ciltte yağ etkisi bırakmadan besleyici aktiflerini cilde salar. Kadınların %88’i daha rahat bir cilde sahip olmuşlardır*****.

    ÖZEL SOĞUTUCU ERGONOMİK BAŞLIK

    Özel ergonomik soğutucu başlık, göz ve dudak çevresinin anatomisine en uygun şekilde uygulama yapmayı sağlamaktadır.

    Çinko, alüminyum ve magnezyum kaplamalı başlık, daha iyi hissetmek ve anında pürüzsüz bir etki için, ferahlatıcı etki sağlamaktadır.

    Kadınların %90’ı soğutucu başlığın ferahlığını beğenmişlerdir*****.

    GÜÇLENDİRİCİ VE YATIŞTIRICI VİCHY TERMAL SUYU İÇERİR
    DERMATOLOJİK VE OFTAMOLOJİK KONTROLLER ALTINDA TEST EDİLMİŞTİR
    HİPO-ALERJENİKTİR
    PARFÜM İÇERMEZ
    Tavsiye edilen tüketici satış fiyatı: 64,9 TL

    * Proteic Gf +Pro-Xylane birleşimi, in-vitro test
    ** In-vitro test.
    *** Yüz konturu ve boyun
    **** 62 Neovadiol kullanıcısı kadının kişisel değerlendirmesi.
    ***** 51 menopozlu kadının kişisel değerlendirmesi.

  • 7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan

    7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan | 2Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan hastalıklara karşı korunma kalkanı!

    7’den 70’e
    Taş devri diyeti

    Dünyada hiçbir gerçek saklı kalmaz. Üstü ne kadar örtülürse örtülsün, halkın kolayca ulaşabileceği, ucuz ve basit tedavilerin kimi zaman servet harcanan pahalı ve karmaşık tedavilerden etkili olabildiği gerçeği gibi…
    Hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde besin unsurlarını kullandığım Taş Devri Diyeti kitabımın gördüğü büyük ilgi artık “statükocu tıp masalları” yerine gerçekleri duymak istediğimizin ispatı. Ne de olsa Taş Devri Diyeti’ni tabiat ana yazmış, diyet diktatörleri değil!

    Ben akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabilmek için bilgimle ve vicdanımla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeni konu başlıklarıyla genişleterek yeniden kaleme aldığım 7’den 70’e Taş Devri Diyeti kitabının tıp öğrencilerinden diyetisyenlere, hastalardan hekimlere birçok insanın başvuru kaynağı olmasını umuyorum.

    Böyle diyor Ahmet Aydın, sağlıklı beslenmenin başucu kitabında.

    7’den 70’e Taş Devri Diyeti, Aydın’ın 30 yılı aşan hekimlik hayatının bir meyvesi, beslenmeyle ilgili tartışmalara koyulan bir ‘son nokta’ aslında. Kitap, doğru ve sağlıklı beslenerek hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu, yüzlerce bilimsel araştırma ekseninde gözler önüne seriyor. Türk halkının en çok muzdarip olduğu hastalıklara tek tek değiniyor, reklâmlarla pompalanan birçok yararsız hatta zararlı yiyeceği mercek altına alıyor. Bu janjanlı gıdaların bizleri nasıl hasta ettiğini cesurca belgeliyor. Beslenme-hastalık ilişkisini 67 farklı başlıkta inceleyen 504 sayfalık bu dev kitap, bu kapsam ve bütüncüllüğüyle Türkiye ve dünyada da bir ilki temsil ediyor.

    Hamileler, bebek büyütenler, sporcular… Şişmanlar ve depresyondakiler… Kanser, kısırlık, astım, reflü, hipertansiyon, Alzheimer gibi onlarca hastalıktan kurtulmak isteyenler… Özetle yaşlı genç herkes… 7’den 70’e Taş Devri Diyeti hepimiz için en güvenilir başvuru kaynağı!

    KİTABIN İÇİNDE NE VAR ?

    1. Tarih içinde besinlerimizin değişimi ve kronik hastalıklar
    2. Şekerin tarihi
    3. Mısır şurubu, tatlandırıcılar
    4. Gazlı içecekler, enerji içecekleri, kutu meyve suları
    5. Ekmek
    6. Yağların insan sağlığındaki önemi
    7. Sıvı yağlar
    8. Zeytinyağı
    9. Kanola yağı
    10. Kızartma yağları
    11. Tağşiş yağ
    12. Margarin
    13. Balıkyağı
    14. Süt, yoğurt
    15. Yoğurttaki süt proteini yüzdesinin azaltılması
    16. Yoğurtlar niye ekşimiyor?
    17. Süt tozu
    18. Süt, enfeksiyon, kaymaklı yoğurt
    19. Meyveli yoğurtlar
    20. Soya
    21. Et, vejetaryen beslenme
    22. Tavuk
    23. Probiyotikler
    24. Su
    25. Tuz
    26. Beslenme ve fiziksel özellikler
    27. Uyku
    28. Nefes almak
    29. Isıtma kapları, pişirme şekilleri
    30. Tarım ilaçları, Yeşil Devrim
    31. Genleriyle oynanmış tohumlar
    32. Doğal gıda ve organik gıda
    33. Mono sodyum glutamat (MSG)
    34. Beslenme faciası, reklâmlar
    35. Hamilelik öncesi ve hamilelikte beslenme
    36. Süt çocuğu beslenmesi I: 0–6 ay arasındaki beslenme
    37. Süt çocuğu beslenmesi II: Ek gıdalar
    38. Sporcu beslenmesi
    39. Şişmanlık, metabolik sendrom (insülin direnci)
    40. Gut
    41. Kolesterol, kalp-damar hastalıkları
    42. Hipertansiyon
    43. Kanserden korunma
    44. Reflü (göğüs yanması)
    45. Çölyak hastalığı
    46. Sivilceler
    47. Menopoz
    48. Kısırlık
    49. Prostat hastalıkları
    50. Böbrek taşı
    51. Osteoporoz (kemik erimesi)
    52. Romatizmal ve diğer iltihabi (enflamatuar) hastalıklar
    53. Diş sağlığı
    54. Enfeksiyon hastalıkları ve beslenme
    55. Alerjik hastalıklar
    56. Astım
    57. Kistik fibroz
    58. Depresyon
    59. Hiperaktivite, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm
    60. Mültipl skleroz
    61. Unutkanlık, bunama, Alzheimer
    62. Baş ağrısı
    63. Doğumsal metabolizma hastalıkları
    64. Ne yapmalı?

    Ek I: Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri (Modifiye Taş Devri Diyeti)
    Ek II: Taş Devri Diyeti’ne yapılan eleştiriler, çok sorulan sorular
    Ek III: Temel beslenme bilgileri

    PROF. DR. AHMET AYDIN KİMDİR?

    1953 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Hobyarlı Ahmet Paşa İlkokulu, Samsun Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi mezunu.
    1977 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1982 yılında aynı Fakülte’nin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nde uzmanlığını tamamladı. 1982-1986 yılları arasında Çorlu’da askerlik ve Eskişehir’de zorunlu hizmet görevini yerine getirdi. Tekrar döndüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 1988 yılında doçent, 1993 yılında Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı başkanı ve 1994 yılında da profesör oldu.
    Son yıllarını beslenme ile kronik hastalıklar arasındaki ilişkiye yoğunlaştıran Aydın’ın bu konuda halka bilgi veren www.beslenmebulteni.com isimli bir sitesi var.
    Evli ve bir çocuk sahibi olan Aydın’ın çeşitli konularda yazdığı 10 kitabı ve yerli ve yabancı çok sayıda makalesi mevcut.

  • Menopoz ne kadınlığın sonu, ne de yaşlılığın başlangıcı! Menopoz; kadın için doğal bir süreç!

    Menopoz, ortalama 45-55 yaşları arasında, düzensiz adet kanamaları ile başlayan ve adetin tamamen kesilmesiyle sona eren; kadının hayatındaki en doğal dönemdir. Günümüzde, gelişen tıp dünyasının insan hayatı üzerine olumlu etkileri ile kadın ömrü 80’li yaşlara yaklaşıyor. Dolayısıyla kadın, yaşamının yaklaşık üçte birini postmenopoz (menopoz sonrası; adetsiz dönem)’da geçiriyor. Menopoz dönemi, adet bozuklukları ve sonunda adetin tamamen kesilmesi dışında, başka bir belirti ve rahatsızlık hissetmeden geçirilebiliyor. Ancak bu kadınların oranı tüm menopozdaki kadınların sayısı ile karşılaştırıldığında, yalnızca % 24 olarak belirlenmiş. Uygun bir tedaviyle, eksik olan hormonlar yerine konduğunda görülen belirti ve hastalıkların birçoğunun vereceği rahatsızlık da en aza indirilebiliyor.

    Günümüzde menopozu; adetten kesilen kadının eskiden olduğu gibi bir takım şikayetlerine alışmakla geçirdiği dönem olarak algılamamak gerektiğini söyleyen Bahçeci Umut Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun, menopozun yaşlılığın başlangıcı ya da hayatın sonbaharı olmadığını da vurguluyor.

    Menopoz neden önemlidir?

    Kadınlar hayatlarının 3’te 1’lik bölümünü menopozda geçiriyor. Yaşam süresi uzadı artık . Kadınların hastalık riskini (kemik kaybı, kroner kalp hastalıkları, kanser…) etkileyen menopoz sonrası bir çok fiziksel değişiklikler tespit edilmiştir. Bu nedenle menopoz önemlidir.

    Hormon replasman tedavisi nedir ?

    Hormon replasman tedavisi (HRT) menopoza girmiş kadınların vücudunda üretimi bitmiş olan hormonların dışarıdan yerine konmasıdır. Yaşamda bir değişiklik olarak da görülen menopoz kadının yumurtalıklarında ostrojen ve progesteron hormonlarının üretiminin son bulması ile oluşur. Menopoz ile birlikte regl dönemleri ve doğurganlık dönemi son bulur. Ortalama menopoza girme yaşı 50’dir. Menopoz yumurtalıkların ameliyat ile alınması sonucunda da oluşabilir. Cerrahi bir girişime bağlı olduğu için buna cerrahi menopoz denir.

    HRT’nin faydaları nelerdir ?

    Menopozla birlikte ortaya çıkan rahatsız edici şikayetlerin (sıcak basması, gece terlemeleri, ağrılı cinsel ilişki…) ortadan kalkması, HRT’nin hemen görülen faydalarıdır. Hormonlar, idrar problemleri, gerginlik ve depresyon gibi diğer problemlerin ortadan kalkmasına yardımcı olur. Tedavinin bir diğer yararı kemik kaybının (osteoporoz) önlenmesidir. Kemik kaybı vücutta ostrojen üretiminin durması ile artar. Çok basit travmalarla kemik kırılmaları görülebilir.

    HRT’nin başka faydası var mıdır ?

    Koroner kalp hastalığı, menopozun rahatsız edici semptomlarını ve osteoporozun engellenmesine ek olarak, hormonlar kadınların kalp krizi, ciddi koroner kalp hastalığı riskini azaltıyor. Menopoz sonrası kadınların kalp krizi riski artıyor çünkü ve erkeklerde görülen kalp krizi riskine yaklaşıyor. Ancak ilk kalp krizinde ölüm riski erkeklere oranla daha fazladır. Östrojen kullanan kadınlarda koroner kalp hastalığına bağlı ölüm riski, kullanmayanlara göre yüzde 50 daha azdır. Östrojen ve progesteron kullanan kadınlarda bu faydanın ne kadar olacağı çok açık değildir. İki hormonun birlikte kullanılması riski azaltır, ancak bu oranın yüzde 50’den de fazla bir koruma sağlayacağı kesin değildir.

    Riskler nelerdir ?

    Riskler; hormonların ne kadar uzun süre kullanılacağına, rahmin olup olmadığına bağlı olarak tedavi biçimine göre değişir. 5 yıldan daha az, kısa süreli tedavilerde, tedavinin riski çok azdır.

    Eğer rahmi olan kadınlarda sadece östrojen ile tedavi uygulanırsa endometrial kanser riski artar. Progesteron hormonunun tedaviye eklenmesi artmış riski ortadan kaldırır. Bu nedenle rahmi olan kadınlarda her iki hormon birlikte kullanılmalıdır. Endometrium kanseri hakkındaki gerçek şudur ki; erken teşhis edilebildiği için tedavi edilebilir ve çok nadir ölümle sonuçlanır. Endometrium kanserinin en erken bulgusu vajinal kanama olduğu için normal olmayan kanamalar hekiminiz tarafından yakından izlenmelidir.

    Menopoz sonrası kadınlarda kullanılan hormonların meme kanseri yapıp yapmadığına dair bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda ortak bir sonuç çıkmamıştır. Bazı çalışmalarda artmış risk bulunmamasına rağmen bazı çalışmalarda ise uzun süreli 10-15 yıl düzenli ilaç kullanımına bağlı minimal artmış risk bulunmuştur. 5 yıldan az süreli tedavilerde artmış meme kanseri riski görülmemiştir.

    HRT’nin farklı çeşitleri var mıdır ?

    Evet. Bazen östrojen tek başına, bazen de progesteron eklenerek kullanılabilir. Genellikle rahmi alınmış kadınlarda sadece östrojen, rahmi olan kadınlarda ise östrojen ve progesteron birlikte kullanılır. Hormonlar tablet, vajinal krem veya cilde yapıştırılan bantlar şeklinde kullanılabilir.

    Yan etkileri nelerdir ?

    Meme hassasiyeti, ödem, bulantı, baş ağrısı, çekilme kanaması östrojenin yan etkileridir. Progesteronun ise vücutta tutulması, sivilce, adet öncesi semptomlar, depresyon, gerginlik, heyecan gibi yan etkileri görülebilir. Bunlar tıbben ciddi yan etkiler değildir. Rahatsız edici olsa da bu yan etkiler ilaç dozunun veya ilacın değiştirilmesi ile ortadan kaldırılabilir.

    Hasta, HRT’nin kendisi için uygun olup olmadığına nasıl karar verir ?

    Kuşku yoktur ki kısa süreli tedavi menopoza bağlı şikayetlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır. Hastalıklardan korunmak, yaşam süresini uzatmak için kullanılan hormonlarda fayda görüp görmemek kişinin risk faktör profiline bağlıdır. Hasta tedavinin kendisi için risk ve faydalarını tedavi öncesi hekimiyle mutlaka konuşmalıdır. Örneğin; koroner kalp hastalığı veya osteoporoz riski yüksek olan bir kadın uzun süreli bir tedavinin riski yüksek olmayan kadına göre daha fazla fayda görebilir.

    Not : Bahçeci Umut Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun sorularinizi http://www.kadinlarkulubu.com/tup-bebek-amp-infertilite-f964/ adresinde cevaplamaktadir…

  • Sigara menopoza da olumsuz etkiliyor


    Sigara içen kadınlarda erken menopoz daha sık görülmekte…

    İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, sigaranın yumurtalıklar üzerindeki olumsuz etkisinin kanıtlanmış bir faktör olduğunu belirterek, ”Sigara içen kadınlarda erken menopoz daha sık görülmektedir” ifadesine yer verdi.

    Yumurtalık kapasitesinin doğuştan oluştuğunu ve ailesinde erken menopoz olan kadınların, sigara da içiyorsa kesin olarak risk altında bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Buyru, yumurtalık kapasitesini azaltan faktörleri; ”ailede erken menopoz olması”, ”sigara”, ”yumurtalıkla ilgili ameliyat geçirmiş olmak” ve ”bazı hormonal ve bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar” olarak sıraladı.

    Yumurta kalitesinin yaşla birlikte bozulduğunun altını çizen Prof. Dr. Buyru, 37 yaşından itibaren kadının doğurganlığının gözle görülür şekilde azaldığına dikkati çekti.

    Prof. Dr. Faruk Buyru, yumurtalık kapasitesi azalan kadınlarda tüp bebek tedavisinin de olumsuz etkilendiğini belirterek, doğurganlığın mümkün olduğunca ertelenmemesi gerektiğini bildirdi.

    Prof. Dr. Buyru, yumurtalık kapasitesinin azaldığını gösteren en önemli işaretin de adet aralarının kısalması olduğunu kaydetti.

    Kadının yumurtalık kapasitesini arttırabilecek bir tedavinin olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Buyru, uygulanan tedavilerin ancak mevcut yumurta taslaklarının uyarılmasını sağlayacağını bildirdi.

    Menopoza yakın dönemde verilecek tedavilerin de ancak kadının düzenli adet görmesini sağladığını vurgulayan Buyru, gebelik açısından bu tedavilerin bir yararı olmadığını belirtti.

  • Doğurganlığın korunmasında yeni dönem


    Çinli bilim adamlarının fareler üzerinde kök hücreden yeni yumurta yapımıyla ilgili çalışmasının bugüne kadar bilinenin aksine erişkin kadınlarda yumurta rezervinin tekrar artırılabileceği yolunda ışık yaktığı, menopozu tersine çeviren bu yaklaşımın tıpta mucize olduğu bildirildi.

    İngiltere’nin saygın bilim dergilerinden Nature Cell Biology’de yayınlanan Kang Zou ve arkadaşlarının çalışmasının, kadınların sahip olduğu yumurtalarla doğduğu, daha sonra yeni yumurta hücresi katılımı olmadığı yolundaki görüşü değiştirerek, ergen kadınlarda yumurta rezervinin tekrar artırılabileceği umudunu getirdiği belirtildi.

    Dünyada yumurtalık nakli çalışmalarıyla tanınan New York Medical College Westchester Medical Center Üreme Sağlığı Departmanı Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, bunun tıpta yeni bir mucize, devrim olduğunu, bugüne kadar taşlaşmış görüşleri yıktığını kaydetti.

    Çalışmanın insanda aynı kök hücreler alınıp yumurtalığına enjekte edilmesi halinde menopozu tersine çevirebilecek bir gelişme olduğunu ifade eden Prof. Dr. Oktay, şöyle konuştu:

    “Klinisyen bir bilim adamı olarak zaten uzun süredir klinik senaryoların yaygın olan inanışa uymadığını gözlemliyordum. Aynı yaklaşım insan yumurtalığı için de söz konusu olursa bunun başarıya ulaşması çok zaman almayacaktır. Biz de bu anlamda çalışmalara başladık. Bir anlamda bu, yumurtalık transplantasyonu çerçevesinde zaten klinik olarak kullanılmaktaydı. Kanser tedavileri nedeniyle menopoza giren veya genç yaşlarda yumurtalık bozukluklarını yaşamış çok sayıda kadın, bu yumurtalık transplantasyonun ardından menopoza girmelerinden çok uzun süre sonra çocuk sahibi olabildiler. Bugüne kadar bilinenin aksine erişkin kadınlarda yumurta rezervinin tekrar artırılabileceği yolunda fikir veren çalışma tıpta mucizedir.”

    ”SON 50 YILIN EN ÖNEMLİ BULGULARI”

    Bu çalışmaların doğurganlığın korunması anlamında yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Oktay, elde edilen bulguların bu anlamda üreme biyolojisi alanında son 50 yılın en önemli bulguları olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Oktay, ABD’de 2002 yılında hodgkin lenfoma tanısı konulan Ann Dauer’in, kemik iliği nakli için uygulanacak kemoterapi öncesinde dondurduğu yumurtalık dokusunu 2,5 yıllık menopoz döneminin ardından geliştirdiği yöntemle karın cilt altına uygulayarak mucizevi şekilde doğal yolla anne olduğunu hatırlatarak, Dauer’in yine mucize eseri ikinci bebeğini dünyaya getirdiğini belirtti.


    Oktay, yeni çalışmanın açıklanamayan bu duruma da ışık yaktığını, karın altındaki yumurtanın periferdeki kök hücreleri uyarıp menopozdaki yumurtalara yardım ettiğini düşündüklerini bildirdi.

    Ufuk Üniversitesi Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Volkan Baltacı da bu çalışmaların yumurta hücre rezervi kalmamış, kısırlık sorunu bulunan, erken menopoz sorunu yaşayan, hatta kanser tedavisi alacak hastalar için yeni ufuklar açabileceğini, benzeri tedavilere örnek teşkil edebileceğini söyledi.

    Kang Zou ve arkadaşları, erişkin fareden elde ettikleri yumurta kök hücrelerini dış ortamda kültüre ederek uzun süre canlı kalmalarını ve farklılaşmalarını sağlamış, ayrıca içlerine viral bir DNA ekleyerek bu yumurta hücrelerini genetik olarak işaretlemişti. Daha sonra bu yumurta serisi hücreleri kısır bir fareye transfer edilerek bu farede yeniden fonksiyon kazandıkları ve virüs DNA’sı ile işaretli olgun yumurtaların geliştiğini, bu yumurtalardan işaretli DNA’yı taşıyan yavru farelerin doğduğunu kanıtlamıştı.

  • Tüp Bebek Tedavisinde % 50 İndirim Fırsatı!

    42-19504024Tüp Bebek Tedavisinde % 50 İndirim Fırsatı!

    Maya Tüp Bebek Merkezi, engelleri aşıp biran önce anne olmayı hayal edenler için önemli bir ayrıcalık başlatıyor.
    www.mayatupbebek.com.tr adresinden Maya Fırsatlar bölümüne tıklayarak üye olan çiftlere, raporlu hastalara uygulanan bedel olan 2.142 TL (Sağlık Uygulama Tebliği tüp bebek tedavisi bedeli ve devlet tarafından belirlenen katkı ve katılım payları) üzerinden tüp bebek tedavisi uyguluyor. Böylece çiftler, güncel tedavi fiyatları ile kıyaslandığında ortalama % 50 oranında bir avantaj sağlamış oluyor.

    sc-049-0149Bu uygulama 2009 yılı içindeki Anneler Günü ve Babalar Günü’nü kapsayacak şekilde, 16 Mart – 30 Haziran 2009 tarihleri arasında tedaviye girecek çiftler için geçerli olacak.

    İleri yardımcı üreme teknikleri konusunda dünya lideri olan Cleveland Clinic Üreme Sağlığı Merkezi ile bilimsel işbirliği anlaşması bulunan Maya Tüp Bebek Merkezi, üreme konusunda problem yaşayan anne baba adayları için soruna yönelik tedaviler uyguluyor ve alternatif öneriler sunuyor.

    Kampanyaya başvurmak için tıklayın.

    Maya Tüp Bebek Merkezi
    Bilgi için : 0 800 314 1 314


  • Menopoz döneminde göz kuruluğu


    Menopoz dönemindeki kadınlar göz kuruluğu ve katarakt riski altında…

    Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Doç. Dr. Tomris Şengör, gözyaşı yapımından sorumlu olan ana gözyaşı bezleri ile gözyaşına koruyucu destek sağlayan ve göz kapağı kenarında yer alan yağ bezlerinin büyük oranda cinsiyet hormonlarının etkisi altında olduğunu belirtti.

    Menopoz döneminde östrojen hormonunun yapımının düşük seviyelere inmesi,androjen hormonunun desteğinin azalması sonucu hem gözyaşı yapımının azaldığını hem de gözyaşı buharlaşmasının arttığını ifade eden Şengör, ayrıca menopoz döneminde verilen hormon destek tedavisinin de sanıldığının aksine göz kuruluğuna neden olabildiğini vurguladı.

    Bunun nedeninin azalan androjen seviyelerine rağmen östrojenin artış göstermesi yani göreceli olarak dengenin androjen aleyhine bozulması olduğunun düşünüldüğünü belirten Şengör, şu bilgileri verdi:

    “Menopoz dönemindeki kadınlar, yüzde 29-69 oranında göz kuruluğu riski altındadır. Menopozdan sonra gözlerde yanma, batma, kızarma gibi şikayetlerle ortaya çıkan bu göz kuruluğunun tedavisinde yapay gözyaşı damlaları ve gözyaşı salgısını artırıcı damlalar yanında destekleyici tedaviler de uygulanmaktadır. Diğer taraftan gözyaşı yapımını azaltan ve menopoz döneminde kullanımında artış görülen antidepresan ve antialerjik ilaçların kullanımının azaltılması da önem taşımaktadır.


    Katarakt, menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülmektedir. Menopozdan sonra kadınlarda katarakt gelişim riski aynı yaştaki erkeklere göre daha fazladır. Menopoz sonrası östrojen kullanımı, katarakt riskini azaltıyor. Menopoz öncesi dönemde ise östrojen, lensin iyonik yapısını ve su dengesini korumasını sağlamaktadır. Adet döngüsüne göre kadınlarda kornea (gözün saydam tabakası) kalınlığı değişmektedir. Adet döneminin 15 ve 16. günlerinde kornea kalınlığı yüzde 5,6 oranında artmaktadır. Hamilelikte de her 3 aylık dönemde korneada yüzde 3’lük bir kalınlık artışı oluşmaktadır. Kornea adet döngüsü boyunca şekil olarak da değişmekte ve adet döngüsünün başında daha dik olan kornea, yumurtlamadan sonra daha düz bir şekil almaktadır.”

    Kaynak : ntvmsnbc.com

  • Anne Adaylarına Anneliği Armağan Ediyoruz…

    42-19938972Maya Tüp Bebek Merkezi’nden Kadınlar Kulübü Üyelerine Özel Ücretsiz Tüp Bebek ve Bütünleşik Tedavi Planı.

    Maya Tüp Bebek Merkezi, anneliği yaşamak isteyen anne adaylarına çok özel bir fırsat sunuyor. Anketi dolduran 750. kişiye ücretsiz tüp bebek tedavisi armağan ediyoruz. Anketimizi dolduran tüm üyeler ise “Bütünleşik Tedavi Planı”ndan yararlanma hakkı kazanacak.

    Çekilişimize katılan 750. üye, 1800 Euro değerindeki jinekolojik muayene, sperm tahlili ve geri kalan tüm tedaviyi kapsayan, ücretsiz tüp bebek tedavisi ve Maya Konukevi’nde konaklama hakkı kazanacaktır. (İlaç masrafları, ilave olarak çıkabilecek ek tedavi giderleri çifte aittir.)

    Kampanya kapsamında, anketi dolduran herkese ise “Maya Bütünleşik Tedavi Planı” hediye ediyoruz. Böylece siz de uluslararası standartlarda hazırlanmış başarılı bir tedavi planı ile bebeğinize kavuşma fırsatı yakalayacaksınız.

    42-17762207Tüm bu fırsatlardan yaralanmak için öncelikle Kadınlar Kulübü üyesi olmanız ve anketimizi doldurmanız yeterlidir.

    Ankara’da bulunan tüp bebek merkezinin çekilişi her üyemiz için geçerlidir!

    Çekilişe son katılım tarihi : 15 Mart 2009

    Tedaviyi kazanan şanslı çiftimizi 16 Mart 2009 tarihinde açıklayacağız.

    Önemli Uyarı

    * Başvuru yapabilmek için Kadınlar Kulübü üyesi olmanız gerekmektedir. Kadınlar Kulübü üyeliği sırasında verdiğiniz e-mail esas kabul edilecektir. Lütfen üye değilseniz öncelikle üye olunuz. (üye olmak istiyorum)

    * Tekrar kayıtlar kesinlikle kabul edilmeyecek ve silinecektir. Anketimizi kendi adınıza ya da başkası adına sadece bir kez doldurabilirsiniz.

    * Uyarıları dikkate aldığınız için teşekkür ederiz.

    II. Kampanya tamamlanmıştır.

    Bu konuda özverili bir araştırma yapan ve sonuçlandıran sevgili Barçman’a çok teşekkür ederiz.