Etiket: meme sağlığı

  • Sütyen göğüslere zararlı mı?

    Sütyen göğüslere zararlı mı?

    Son günlerde ünlü kadınlar arasında sütyen giymeme modasının başlaması, bazı kadınların ise gece gündüz sütyen takma alışkanlığı akıllara bu soruyu getiriyor.

    Son günlerde kamuoyunda tartışılan kadın iç giyiminin nadide bir parçası sütyeni, bazı kadınlar yararlı, bazı kadınlar ise zararlı olduğunu savunuyor. Acaba sütyen takmak göğüs sağlığı ve estetiği açısından zararlı mı yoksa yararlı mı? Bu konudaki sorularımızın cevaplarını Uluslararası Estetik ve Plastik Cerrahi Derneği (ISAPS) üyesi Estetik Cerrah Op. Dr. Metin Kerem yanıtlıyor.

    Op. Dr. Metin Kerem: “Sütyen kullanmanın meme sağlığına kesinlikle bir zararı yoktur. Aksine normal boyutlarda ve üzerinde göğüslere sahip olan her kadın sütyen kullanmalıdır. Düzenli sütyen kullanımı göğüs sarkmasını geciktiren bir faktördür.”diyor. Sütyen gerekliliğinin göğüs boyutu ile bire bir ilişkili olduğunu söyleyen Dr. Metin Kerem, küçük göğüslü kadınların bu anlamda daha rahat olabileceğini söylüyor: “Küçük göğüsler daha hafif olduğundan yer çekiminden daha az etkileniyor ve kolay kolay bozulmuyorlar. Bu anlamda küçük göğüslü kadınlar aslında çok daha şanslı. Çünkü gebelik ve emzirme dönemlerinden sonra dahi bu tip göğüsler daha çabuk toparlanıyor. Bir problem olsa dahi bunu basitçe bir meme protezi yerleştirerek çözebiliyoruz, oysa ki iri göğüslü kadınlar özellikle doğum sonrası küçültme veya dikleştirme gibi daha detaylı operasyonlara ihtiyaç duyabiliyorlar” diyor

    Göğüs Sağlığı ve Bakımı İçin Tıklayınız!

    Peki ya sütyen kullanılmazsa ne olur?

    Dr. Metin Kerem, sütyen kullanmılmazsa göğüslerin yer çekimine yenik düşeceğini belirtiyor. Sütyen kullanımının amaca göre değişeceğini söylüyor ve ekliyor: “Günümüzde pek çok kadın sütyeni göğüslerini dik ve dolgun göstermek için kullanıyor ki bu da çoğu zaman anlaşılıyor. Özellikle gece elbisesi, gelinlik gibi özel kıyafetlerde sütyen dolguları çok itici durabiliyor. Bu tür elbiseleri taşımanın en güzel yolu sütyensiz olmak, ancak bunun için genelde bizim yardımımız gerekiyor. Meme protezi operasyonu yaptıran kadınların ilk yaptığı şey bu sütyenlerle vedalaşmak oluyor.

    Doğal göğüs boyutu iri olan kadınlar ise bunu saklamak için sütyen kamuflajına başvurabiliyorlar.” Dr. Kerem, sütyen seçiminin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, sütyenin göğüslerin en iyi dostu olduğunu sözlerine ekliyor. Sütyensiz giyimin moda olsa bile devamlı olarak sütyensiz olmanın doğru olmadığını belirtiyor. Yerçekimine karşı koymanın ise en etkili yolunun ise düzenli sütyen kullanmak olduğunu vurguluyor.

  • Meme kanserinde tedavi nasıl planlanıyor?

    Meme kanserinde tedavi nasıl planlanıyor?

    Meme kanserinin tedavisi tümörün boyutu, yayılımı, hastanın ameliyata uygun olup olmadığı gibi etkenlere göre farklılık gösteriyor. Hastaya özel planlanan ve farklı branşlardaki doktorların bir arada yürüttüğü tedavi başarıyı da beraberinde getiriyor…

    Meme kanseri tanısı alan bir hastanın değerlendirilmesi ameliyata uygun olup olmadığı ile başlıyor. Tümörün boyutu, koltukaltı lenf bezlerinin tutulumu ve hastalığın başka organlara yayılımının araştırılması ile hastalık evrelendiriliyor. Meme kanserinin erken evrelerinde asıl tedavi cerrahi iken, ileri evre hastalıkta diğer tedavi türleri ön plana çıkıyor. Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü, Meme Sağlığı ve Hastalıkları Ünitesi’nden Doç. Dr. Ece Dilege, meme kanseri tedavisinin nasıl planlandığını anlattı.

    Meme kanserinde tedaviye nasıl karar veriliyor?
    Tanı anında uzak metastaz varlığı geleneksel olarak ilk tedavinin ameliyat olmamasını gerektiriyor. Ayrıca tümörün göğüs duvarını tuttuğu durumlarda, meme cildinde yara ya da küçük tümör nodülleri varsa, hasta enflamatuar meme kanseri ise veya koltukaltında büyümüş ve birbirine yapışık, klinik olarak hastalıklı görünen lenf bezleri varsa ilk basamak tedavi kemoterapi (ilaç tedavisi) oluyor. Konsept olarak meme kanseri tedavisi lokal hastalığın cerrahi olarak tedavisi, radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi, endokrin tedavi (hormon tedavisi), biyolojik tedavi veya bunların kombinasyonlarını içeriyor. Cerrahi tedaviyi takiben multidisipliner olarak hastanın takiben alacağı tedavi (adjuvan tedavi) planlanıyor.

    Koruyucu cerrahi hangi hastalara uygulanıyor?

    Meme kanseri ameliyatları iki bölümden oluşuyor. Hasta ameliyata alındığında meme ve koltukaltına iki farklı cerrahi uygulanıyor. Memeye yönelik yapılan iki temel ameliyat yönteminden biri meme koruyucu cerrahi de denilen, yalnız kanserli bölgenin çıkartılması, diğeri ise mastektomi yani memenin tamamının alınması oluyor.

    Meme koruyucu cerrahide tümör, etrafındaki bir miktar sağlam sınırlı meme dokusuyla beraber çıkartılıyor. Meme koruyucu cerrahide amacımız tümörün tamamını çıkartırken, geride estetik olarak kabul edilebilir bir meme bırakmak oluyor. Dolayısıyla tümör çapı ve meme volümü oranı önemli bir kriter olduğu için küçük meme ve büyük tümörlerde tercih edilmiyor. Memede farklı kadranlarda iki ve daha fazla tümör olduğunda ve yaygın kanser görünümlü mikrokalsifikasyon (kireçlenme) varlığında meme koruyucu cerrahi uygun olmuyor. Meme koruyucu cerrahinin en önemli şartı, ameliyat sonrasında kalan memeye radyoterapi yapılması… Radyoterapi hastalığın memede nüks etmemesi için yapılıyor. Eğer kişi sağlık durumu ya da sosyal durumu nedeniyle radyoterapi alamayacaksa meme koruyucu cerrahi yapılmıyor.

    Meme kanserinde kimlere cerrahi tedavi uygulanıyor?
    Hastalığın memede sınırlı olduğu hastalarda (evre 1, 2 ve bazı evre 3a’lar) ilk tedavi cerrahidir. Genel olarak meme kanserinde kesin tedavi ancak bu grupta mümkün oluyor.

    Tüm meme alındığında nasıl çözümler üretiliyor?
    Meme koruyucu cerrahiye uygun olmayan hastalarda mastektomi yapılıyor yani meme dokusunun tamamı alınıyor. Meme alındıktan sonra istenilirse rekonstrüktif cerrahi (plastik cerrahi) ile yerine ameliyat sırasında ya da ameliyat sonrası ek tedavilerin bitmesinin ardından yeniden meme yapılabiliyor. Uygun şartlarda yapıldığında mastektomi ve meme koruyucu cerrahi arasında yaşam süresi açısından bir fark bulunmuyor.

    Koltukaltı lenf bezleri de önemli
    Meme kanseri ameliyatının çok önemli bir kısmını da koltukaltı lenf bezlerinin değerlendirilmesi oluşturuyor. Memeden çıkan lenf sıvısının büyük kısmı ilk olarak koltukaltındaki lenf bezlerine gidiyor. Memedeki tümörden kopan hücreler de lenf sıvısıyla, lenf bezlerine gidebiliyor. Koltukaltı lenf bezlerinde metastaz olup olmaması hastalığın gidişatının tahmininde ve ameliyat sonrası yapılacak tedaviyi belirlemede büyük rol oynuyor. Koltukaltına yapılacak ameliyata karar verilirken, meme kanserinin tipine ve ameliyattan önce lenf bezi tutulumu bulgusu olup olmadığına bakılıyor. Günümüzde klinik olarak koltukaltı lenf bezi tutulumu olmayan hastalarda sentinel lenf bezi biyopsisi uygulanıyor. Yani cerrah memeden koltukaltına giden lenf sıvısını toplayan ilk lenf bezi/bezlerini bulup çıkartıyor. Bu lenf bezlerinde kanser yoksa, yapılan araştırmalar çok yüksek olasılıkla geride kalan lenf bezlerinde de kanser olmadığını ve daha fazla cerrahiye gerek kalmadığını gösteriyor. Kanser görüldüğünde ise cerrah koltukaltındaki diğer lenf bezlerini de çıkartıyor. Buna karar verirken, planlanan meme cerrahisinin türüne (meme koruyucu cerrahi/ mastektomi), hastalığın evresine ve sentinel noddaki bulunan kanser hücrelerinin miktarına bakılıyor.

    Tedavide multidisipliner yaklaşım
    Meme kanseri tedavisinin bir ekip işi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ece Dilege, “Multidisipliner meme ekibinde genel cerrahi uzmanı, medikal onkolog, radyasyon onkolojisi uzmanı, radyolog, patolog, psikolog, diyetisyen, plastik cerrahi uzmanı ve gereğinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı yer alıyor. Meme kanseri tedavisinin en önemli özelliklerinden biri hastaya özel tedavi yapılabilmesi. Hastanın tedavisine karar verirken hastalığın evresi ve tümörün biyolojik özelliklerinin yanında, hastanın mevcut ek hastalıkları, yaşı, menapoz durumu, sosyal durumu ve kişisel tercihleri de göz önünde bulunduruluyor” diyor.

    NE ZAMAN RADYOTERAPİ?

    Amerikan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Bölükbaşı, meme koruyucu cerrahi uygulandığında mutlaka meme radyoterapisi önerildiğini belirterek şunları söylüyor: “Eğer memenizin hepsinin alındığı mastektomi ameliyatı geçirdiyseniz, çıkartılmış olan hastalığınızın detayları incelenerek hastalığınızın aynı yerde geri gelme ihtimali değerlendirilerek, göğüs duvarınıza ve gerekirse koltukaltınıza radyoterapi uygulanması önerilebilir. Hastalığınızın boyutunun büyüklüğü, derecesinin yüksekliği, lenf nodu tutulumu yineleme riskini azaltmak için radyoterapi önermemizi gerektirebilir. Ameliyat sırasında koltukaltınızdan çıkarılan hastalık tutulumu gösteren lenf nodları tedavi planını ve uygulama şeklini belirlemede bizlere yol gösterici oluyor.”

    NE ZAMAN UYGULANIYOR?
    Genellikle cerrahi sonrası önce kemoterapi uygulanıyor ve kemoterapinin ardından üç-dört hafta içinde radyoterapi tedavisi başlıyor. Kemoterapi uygulanmadığı durumlarda radyoterapi cerrahiden sonraki üç-dört hafta içinde uygulanmaya başlıyor. Eğer kısmi meme ışınlaması yapılacak ise cerrahiden sonraki hafta ya da üç hafta içinde uygulanıyor.

    KİMLERE UYGULANMAZ?
    * Bölgeye daha önceden radyoterapi uygulanmış ise;
    * Skleroderma, vaskulit gibi sizi radyoterapiye aşırı duyarlılaştıran bir hastalığınız varsa;
    * Hamile iseniz radyoterapi size uygulanmıyor.

  • Bazı yiyecekler göğüsleri büyütüyor

    Bazı yiyecekler göğüsleri büyütüyor

    Göğüslerinizden memnun değilseniz; çevrenizde yeterli ve düzgün görünümlü göğüslere sahip olan kadınlar hemen dikkatinizi çekiyorsa daha dolgun göğüslere kavuşmak için harekete geçme zamanınız gelmiş olabilir.
    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Özdemir ile daha dolgun göğüslere nasıl sahip olunabileceğini konuştuk.

    Gelişmemiş, yeterli büyüklüğe ulaşmamış meme dokusunun, çeşitli hormonal düzensizliklerle ‘içi boşalmış’, sarkmış meme görünümü ya da asimetrilerin kadınlarda şikayete neden olarak özgüven kaybı yarattığını belirten Op. Dr. Özdemir; ‘Bu problemleri olan kadınlar çeşitli yiyeceklerle kendilerine terapi uygulayarak, egzersiz ve masaj ile göğüs dokularını büyüterek güzelleştirebilirler. Kadınlık hormonu olan östrojenler meme büyümesine yardımcı olurlar.

    Ergenlik çağında ve hamilelik sırasında olan meme büyümesi ve gelişiminin önemli bir kısmı bu hormonlar sayesinde gerçekleşir. Bu nedenle östrojen hormonlarının vücutta artmasını sağlayan yiyecekler, meme büyümesinde de ekili olur. Bitkilerde bulunan fitoöstrojen adı verilen maddeler vücudumuzdaki doğal östrojen benzeri moleküllerdir. Teorik olarak bunları içeren yiyeceklerin tüketilmesi meme gelişmesine katkıda bulunur.’ diye konuştu.

    BÜYÜK GÖĞÜSLER İSTİYORSANIZ BU BESİNLERİ TÜKETİN!
    Günümüzdeki bilim ve teknolojinin sağladığı imkanlar doğrultusunda en kesin ve kalıcı meme büyütme yöntemi estetik cerrahidir.

    Özellikle meme dokusu vücuduyla orantısız şekilde çok küçük, hamilelik ve doğum sonrası ‘memelerin içinin boşalması’ ve sarkma şikayeti olanlarda silikon meme protezleriyle meme büyütme ameliyatı kaçınılmaz cerrahi seçenek olarak önümüze çıkar.

    Meme dokusunun şekli ve büyüklüğü genetik olarak ve çeşitli hormonların etkisiyle belirlenir. Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış, sadece meme dokusuna etkisi olan ve meme büyümesi ile şekil güzelliği sağlayan bir yiyecek bulunmasa da bazı yiyecekler kilo aldırması sayesinde meme dokusunun da yağlanmasını sağlar. Sağlıklı bir yaşam için her besini içeren dengeli beslenme şarttır.

    Süt ürünleri ve soya daha büyük göğüsler için etkilidir. Bir gün soya sütü, diğer gün soya peyniri kullanın.

    Tavuk bageti tüketilmesi meme büyümesini artırır.

    Keten tohumu, akdarı ve arpa meme büyümesini; ayçiçeği, kabak ve anason tohumları memelerdeki gelişmeyi uyarır.

    Barbunya, karnabahar, brokoli, pancar, salatalık, havuç, domates, mantar, Brüksel lahanası, mercimek, kereviz, yeşil fasulye, soğan, börülce, nohut, bezelye tüketimi vücut kıvrımlarının gelişmesi için etkilidir.

    Daha dolgun göğüsler için elma, kiraz, şeftali, üzüm, kavun, armut gibi meyveler tüketin.

    Tam buğday, kahverengi pirinç, buğday tohumu, fasulye filizi, zeytin, kuru erik, yulaf ezmesi meme sağlığı için yararlıdır.

    Çemen otu, rezene, çavdar, karanfil, zencefil, hintsafranı karışımının az miktarlarda kullanılması meme boyutunu artırmaya yardımcı olur.

    HT

    Doğal Göğüs Büyütme Yöntemleri