Akrilik kumaş nedir? sorusunun yanıtı; sentetik polimer olan ve akrilik liflerden üretilen kumaş türüdür. Akrilik elyaf, yapay elyaf çeşitleri arasında yüne en çok benzeyen kumaş türlerinden biridir.
Dünyada artan tekstil ihtiyacı sonrasında yüne duyulan talepler üzerine ve yünün özelliklerine sahip yapay lif araştırmaları sonucunda akrilik kumaş bulunmuştur. Ayrıca yapısı itibariyle pamuklu kumaşa da çok benzemektedir. Kırışıklıklara ve lekelere karşı dayanıklı bir yapıya sahiptir. Her türlü rengi çok iyi tutar ve güneşte solmaya, renk değişimine karşı oldukça dayanıklıdır.
Günlük hayata kullanılan giysilerden, nevresim takımlarına kadar sürekli temas halinde bulunulan kumaşlar gün geçtikçe daha ucuz ve daha uzun ömürlü olması adına bir takım kimyasal değişikliklere uğramıştır.
Kimyasal olarak işlenen sentetik kumaşlar insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Her ne kadar yeni teknoloji kumaşlar olarak vitrinlerdeki yerlerini alıyor olsalar da akrilik kumaşlar, polyester kumaşlardan sonra gelen en zararlı kumaş türüdür.
Akrilik Kumaşın Zararları
Akrilik kumaş yazın giyilir mi, sıcak tutar mı gibi sorular oldukça fazla sorulmakta ve sağlığa olan zararları merak edilmektedir. Polyester, naylon ve akrilik kumaş zararları, sağlık açısından oldukça fazladır.
Giyimde, ev tekstilinde ve mobilyalarda bu tarz kumaşlardan üretilen ürünlerden uzak durulması oldukça önemlidir. Kimyasal özellik taşıyan ve nefes almayan bu kumaşlar kalıcı sağlık sorunlarına zemin hazırlamaktadır. Her ne kadar bu kumaş türleri dayanıklılığı, leke tutmaması, buruşmaması gibi özellikleriyle tercih ediliyor olsa da farklı alanlarda kullanımı daha faydalıdır.
Akrilik ipeklerden yapılmış kumaşlar, özellikle çocuklar açısından teri emmedikleri için vücut ısısını bozarak gribal enfeksiyonlara yol açabilir. Çocuk kıyafetlerinde çok fazla tercih edilmemelidir. Çünkü polimer plastiğin hammaddesi olduğundan kanserojendir. Hava almayan ve teri kurutmayan bir yapıya sahip olduğu için akrilik kumaşları kıyafet olarak alırken dikkat edilmesi gerekiyor.
Lif yapımı çok eski zamanlara dayanan bir örgü çeşitidir. Tığ işi lif 2015 modası resim galerimizde birbirinden şık ve kolay lif örneklerine yer verdik.
Banyo lifleri 2015 modelleri içinde beğendiklerinizi ister kendiniz yapabilir isterseniz de birisine yaptırabilirsiniz.
Hatta zamanla lif yapımında profesyonelleşip bu işten para bile kazanabilirsiniz.
Yapabileceğiniz değişik banyo lifi modelleri arıyorsanız çeyizlik lif modelleri 2015 modası resim galerimizi incelemenizi tavsiye ederiz. Lif örmekte zamanla ustalaşarak bu işi gelir kapısı haline getirebilirsiniz.
Yapmanız gereken şey yalnızca sabırla, fırsat buldukça lif örmektir.
Zamanla eliniz hızlanacak ve birbirinden güzel lif örnekleri yapabileceksiniz.
Banyolarımızın vazgeçilmezi olan liflerinde estetik olmasını, göze hitap etmesini isteriz. Banyo lifi 2015 modelleri o kadar güzel liflerden oluşuyor ki, ya bunu örmeliyim veya hazır almalıyım diye bakanın içinden geçiyor.
Bano lifi 2015 modellerini şiş veya tığ yardımıyla yapabilir, bu örneklerden yola çıkarak kendi modelinizi kendiniz oluşturabilirsiniz.
Banyo Lifi 2015 modellerinden çok kısa bir sürede yapabileceğiniz lif modellerine örnek vermek gerekirse, bebek yeleği şeklindeki lifler, yonca, kalp, yuvarlak ve beşgen şekillere sahip olan lifler, kalp şeklindeki lifler, üzerinde isim yazılı olan lifler, üzerinde farklı geometrik desenlerin bulunduğu lifler ve çocukların banyo zamanlarını daha eğlenceli geçirebilmeleri adına kedi, köpek, tavşan ve kaplumbağa gibi figürlerin bulunduğu lifler farklı şekillere sahip olan liflere örnek olarak verilebilir.
Benim zamanım yok, el yeteneğim yok diyenlere ise önerimiz banyo lifi 2015 modellerinden seçtiğiniz beğendiğiniz örneği lif yapan bir yere götürüp yaptırabilirsiniz.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, 2015 Lif Örnekleri galerimizi sizler için hazırladık, sürekli aynı modelleri yapmaktan sıkılan kadınlara 2015 lif örnekleri modelleri ilaç gibi gelecek, hatta bazı modeller vazgeçilmeziniz olacak.
Hobi edinmek, zevk aldığımız birşeylerle uğraşmak stresimizi alır, götürür, Hobilerimizle uğraştığımız zamanlarda yaptığımız işe konsantre olarak gündelik sorunları, üzüntülerimizi, canımızı sıkan şeyleri unutur, o işe konsantre oluruz.
Ve beden endorfin hormonu salgılar.
Bunun sonunda mutlu,stresten arınmış, yüzü gülen bireyler oluruz.
Örgü işleriyle uğraşmakta bu hobilerden biridir, örgü sayesinde hem rahatlar, hem de aile bütçemize katkıda bulanabiliriz.
Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, 2015 Lif Örnekleri galerimizi sizler için hazırladık, sürekli aynı modelleri yapmaktan sıkılan kadınlara 2015 lif örnekleri modelleri ilaç gibi gelecek, hatta bazı modeller vazgeçilmeziniz olacak.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Lifler banyomuzun olmazsa olmazlarındandır. Onlar sayesinde güzelce ovalanıp, kirden arınıyoruz. Fakat herşeyde olduğu gibi banyo liflerininde göze hitap etmesini isteriz, bu nedenle lif modelleri 2015 resimli makalemiz en güzel banyo liflerinin derlenmesinden hazırlanmıştır, bu birbirinden güzel liflerle banyo yapmak keyfinize artıracak, size huzur vercektir.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
Yaşam kalitenizi azaltan, sizi halsiz hissettiren hatta depresyona neden olan sorunlardan çoğunun nedeni; bedeninizdeki toksin birikimidir.Günümüz hayat koşulları, çevre kirliliği, hormonlu gıdalar, stres gibi pek çok etken hücre, doku ve organlarınızı paslandırıp, hastalıklara yol açıyor. Bütün bunlar temizlenmeye, arınmaya, hafiflemeye kısacası detokslanmaya ihtiyacınız olduğu anlamına geliyor. Doğal detoks etkisi yapan, yani sizi içten dışa temizleyip, canlandıran yaşam enerjisi veren yiyeceklerin listesini diyetisyenler şu şekilde sıralıyor. Vücudumuz toksinleri dört yoldan atar,bu yollar karaciğerden safra kesesi yoluyla bağırsaklar, idrar yolu ile, balgamla ve derimizden yoluyla.Vücudumuzun toksinleri temizlemekte kullandığı en önemli yollardan biri karaciğerdir.Karaciğer yoluyla atılan toksik maddeler safra aracılığıyla atılır.Detoks yapan maddeler kullanırken zehirli maddeler safra aracılığıyla bağırsaklara bol miktarda dökülür ,ve vücudumuz temizlenir.
Bu bildireceğimiz, yiyecekleri diyet listenize ekleyin ve 1, 2 hafta boyunca mümkün mertebe, bu listedeki yiyecekleri yemeğe devam edin. 5 gün içinde karaciğerinizde, iç organlarınızda temizlenme başlayacak, sağlıklı bir bedene kavuşacaksınız.
Detoks için en iyi 10 gıda
Detoks için en iyi 10 gıda
Elma Elma detoks etkisi yapan muhteşem bir gıdadır.Lif dolu yapısıyla, peklik çekmenizi önleyerek, bağırsaklarınızı toksinlerden temizler.
Elma, içeriğinde taşıdığı bikarbonat iyonları sayesinde, sindirimi kolaylaştıran tek meyvedir.Yemekten önce yenen bir elma, bağırsakta bakterilerin çoğalıp azalmasını ayarlama da rol oynar ve bu sayede kabızlığı önler.
Bağışıklık için elmadaki C vitamini vücudun savunma sistemini kuvvetlendirir. Bunun sonucu olarak soğuk algınlığı virüsleri vücuda giremezler.
Detoks için en iyi 10 gıda
Zerdeçal
Yapılan son araştırmalarda, geleneksel Hint ve Çin yemek kültüründe de özel bir yeri olan hintsafranı yani zerdeçalın, içinde barındığı bol miktarda ansioksidan yardımıyla
vücutttan toksinlerin atılması, karaciğerin sağlıklı çalışması, sindirim sisteminin düzenli işleyişi gibi sağlık konusunda büyük görevler üstlendiği tespit edilmiştir. Antioksidanlar yaşla birlikte hasar gören hücrelerin tamiratıyla görevlidirler. Bir detoks programının amacı bedenimizi antioksidan içeren gıdalarla besleyip, vücudumuz için
zararlı olan serbest radikallerle mücadele etmektir.Her gün 1 tatlı kaşığı toz zerdeçal almalıdır, zerdeçal karaciğerin kendini daha iyi detoks etmesini sağlar.
Detoks için
Kuşkonmaz
Bu sebzeyi vitamin ve mineral dolu, serbest radikallerle savaşan, karaciğeri koruyan vitamin haplarının doğal şekli olarak düşünebiliriz.
Vücutta birikmiş ödemi sökerek, onu içten temizler.Yarım bardak kuşkonmaz pişirip yemek sağlığınız için birebirdir.
Yaban Mersini
Elajik asit, antosiyadin, resveratrol gibi çok önemli üç antioksidanı da içeren yaban mersini detoks programında tercih edilecek besinlerin başında gelir. İçeriğindeki elajik asit sayesinde kanseri önler. İçecek listenize bu gıdayı eklemek hem zayıflamanıza yardımcı olur, hem de sizi kanserden korur.
Detoks için
Brokoli
Turpgillerden olan brokoli beslenme uzmanları tarafında, tüketilmesi gereken en sağlıklı bitkiler arasında gösterilir. Brokoli karaciğeri çalıştırarak detoks etkisi yapar, cildin kendini yenileme sürecini hızlandırır.Kabızlığı önler, kolon kanseri riskini azaltır.
Detoks için besinler
Kişniş Otu
Toğum otu olarakta bilinen kişniş otu bitkisinin tohumu sindirim sistemine, kolestrolün normal seviyede seyretmesini sağlarken, taze yaprakları ise vücudumuzda biriken civa, kurşun gibi ağır metallerden arınmaya yardımcı olur.Bu gıdayı salatalara, mezelere garnitür olarak ekleyebiliriz, hücre içi cıvayı birçok detoks yapan madde temizlemekte zorlanıyor ancak “kişniş” hücre içinde mitokondrilere,tübüllere,lipozomlara,hücre çekirdeğine vb. tutunmuş cıvayı detoks edebiliyor.
Detoks için
Keten Tohumu
Bedeninizi içeriden temizleyecek pekçok besin maddesi vardır, bol miktarda lif içeren bu gıda pekçok hastalıktan kurtulmak ve hastalıkları önlemek için muhteşem bir gıdadır.
Keten tohumu bağırsakların sağlıklı birşekilde çalışmasını kolon kolestrol emilimini engeller. Sabahları, yediğiniz yoğurta veya yulaf ezmesine bir tatlı kaşığı keten tohumu
ekleyerek vücudunuza detoks etkisi yapımını hemd de hastalıklarınızdan şifa bulmayı sağlayabilirsiniz.
Detoks için
LİMON
Diyetisyenler limonun sağlıklı bir sindirim sistemi ve vücuttan toksinlerin atılması konusunda oynadığı rol hususunda hemfikirler.Yine diyetisyenler, limonun safrayı artırma
ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasına etki etmesinin nedenini limonun ekşimsi tadı olduğunu vurguluyorlar. Uzmanlar, Limon ve ıhlamur ikilisini, detoks etkisinde big bang
yani en büyük en yararlı besin olarak tanımlıyorlar. Bu etkili detoks küründen yararlanmanın en kolay, içtiğimiz suya azda olsa limon sıkarak içmek. Öncelikle tadı garip
gelebilir:),fakat sonra alışırsınız, fakat alışamam diyorsanız, size önerimiz limon suyunu, günlük salatanıza ekleyin
Detoks için en iyi
Turp
Turp, safra akışını artırarak, sağlıklı bir safra kesesine sahip olmanıza, karaciğerinizi korumaya, sindirim sisteminizin düzenli çalışmasına sebep olur.Ayrıca, turp, tok tutan bir sebzedir, midenizi doldurur ve size yüksek kalori vermeden açlığınızı giderir. İçerdiği yüksek lif ve su miktarından dolayı kilo vermek isteyenler için vazgeçilmez bir besindir. Turbu nasıl yiyebileceğinizi düşünüyorsanız, rendeleyip salatanıza eklemek fikri size yardımcı olucaktır.
Detoks için en iyi besinler
Lahana Turşusu
Bu mayalanmış lahana, probiyotik denilen yüksek miktarda faydalı bakteri içeriyor. Probiyotikler sağlıklı bir sindirim sistemi için çok önemlidir. Bağırsaklarımızda, sindirim
sistemimizin düzenli işlemesi ve bağışıklığımızın desteklemesi için trilyonlarca bakteri vardır. Bu yararlı bakteriler azaldığında, şişkinlik, kabızlık gibi sindirim sistemi
sorunlarıyla karşılaşırız. Kabızlık ise toksinlerin bağırsaklarda birikmesine neden olarak kanser riskini artırır. Günlük diyet listemize yalnızca yarım bardak ölçüsünde
lahana turşusu eklemek, bağırsaklardaki probiyotik oranını artırarak, düzenli bir sindirim sistemine kavuşmamızı sağlar
Çiğ beslenme, son dönemde sıkça gündeme geliyor. Bu beslenme türü özellikle sebzelerin besin değerlerinin kaybolmadan tüketilmesine olanak sağladığı için önem taşıyor. Ancak bazı kişilerde sindirim sistemi rahatsızlıklarına da yol açabiliyor. Bu kadar farklı etken varken, sağlığımız için beslenmemizin ne kadarını çiğ, ne kadarını pişmiş sebzelerle karşılamamız gerekiyor? Cevabı, Beslenme ve diyet Uzmanı Gizem Şeber’den öğrendik.
Çiğ mi?
Günlük beslenme düzeninde ortalama üç-beş porsiyon sebze tüketilmesi gerekiyor. Bunun yüzde 50-75’lik kısmının ise çiğ sebzelerden karşılanması öneriliyor. Çiğ tüketilen sebzelerin çözünmez lif içerikleri, pişen sebzelere oranla daha yüksek oluyor. Bu sayede başta kabızlık gibi birçok sindirim sistemi rahatsızlığına karşı koruyucu etki gösteriyor. Öte yandan sebzeler çiğ tüketildiğinde antioksidan içerikleri daha da artıyor. Böylece vücudu zararlı maddelerden arındıran ve yaşlanmayı geciktiren fitobesinlerden daha çok yararlanılıyor.
Çiğ beslenme kişide bağırsak gazı oluşturarak, kimi zaman şişkinlik sorunlarına da yol açabiliyor. Bu nedenle özellikle karnabahar, brokoli, pırasa gibi sebzelerin çiğ tüketilmemesi önem taşıyor. Lif içeriği daha yüksek olduğu için diyabet ve kolesterol hastalarına çoğunlukla çiğ sebze tüketmesi öneriliyor. Soğan ve sarımsak gibi sebzeler pişirildiklerinde kükürtlü yapılarında kayıp oluştuğu için faydalarını kaybediyor. Bu nedenle gastrit, ülser, reflü gibi sindirim sistemi sorunları olmayan kişilerin sebzeleri çiğ tüketmesi gerekiyor. Patates ise kabuğa yakın kısımlarında oluşabilecek küflerin karsinojenik etki gösterebilmesi nedeniyle çiğ tüketilmemesi gereken sebzelerin içinde yer alıyor.
Pişmiş mi?
Günlük sebze tüketiminin en az yüzde 25’inin pişmiş sebzelerden karşılanması gerekiyor. Bu da ortalama bir tabak sebze yemeğine denk geliyor. Sebzeleri pişirirken haşlama, ızgara, tencere yemeği, buharda pişirme gibi yöntemler tercih edilebiliyor. Fakat kızartma yapılırsa hem sebzeler yüksek miktarda yağ çekip, kalori değerleri yükseliyor hem de içerdikleri besin değerleri büyük oranda kayboluyor. Haşlama yöntemi ile pişirilen sebzelerde de bazı vitamin ve mineral kayıpları olabiliyor. Bu nedenle pişirme sırasında uzun süre haşlanmaması, mümkün olduğu kadar diri bırakılması gerekiyor. Eğer tencere yemeği yapılıyorsa sebzelerin çiğden konması ve kavrulmaması önem taşıyor. Öte yandan yemeklerin kısık ateşte pişirilmesi öneriliyor. Buharda pişirme yöntemi ise en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu yöntemde vitamin, mineral ve antioksidan kaybı en az seviyede görülüyor.
Pişmiş sebzeler, çiğ sebzelere göre daha kolay sindiriliyor. Bu nedenle hazımsızlık, şişkinlik, gastrit ve ülser şikayeti olan kişilerin sebzeleri pişmiş tüketmesi tavsiye ediliyor. Domates, havuç gibi bazı sebzelerde bulunan ve özellikle prostat kanserine karşı koruyuculuk sağlayan likopenin yararları pişirildiğinde daha da artıyor. Mümkün olan en yüksek faydanın sağlanması için bu tür besinlerin sadece salatada değil, yemeklerde de kullanılması gerekiyor.
Sonuç
Birçok sebzenin besin değerlerinden mümkün olan en yüksek faydayı sağlamak için çiğ olarak tüketilmesi gerekiyor. Ancak brokoli, karnabahar gibi sebzeler çiğ yenildiğinde kişide şişkinlik ve bağırsak gazı görülebiliyor. Domates, havuç gibi sebzeler ise pişirildiğinde besin değerleri artıyor. Öte yandan günlük beslenme düzeninde alınacak üç-beş porsiyon sebzenin en az birinin pişmiş, diğerlerinin de çiğ olarak tüketilmesi öneriliyor. Bu şekilde çiğ ve pişmiş sebzelerin dengeli biçimde alınması sağlanıyor.
Dünyanın ve Türkiye’nin 1 Numaralı Sıkılaştırıcı uzmanı * L’OREAL PARIS, REVITALIFT markasının en yeni buluşuyla cilt sıkılaştırmasında devrim yaratmayı sürdürüyor! L’Oréal labarotuarlarının en son buluşu Yeni Revitalift Yüz, Hatlar & Boyun ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan yüz hatlarındaki dolgunluk kaybı ve boyunda oluşan sarkmaya çözüm buluyor.
Komple Sıkılaştırıcı Etki
Yüz, hatlar ve boyunda bile!
SIKILIK KAYBININ EN BELİRGİN GÖRÜLDÜĞÜ 3 NOKTA: YÜZ, HATLAR VE BOYUN
Yaş ilerledikçe ciltte lif üretimi azalır. Bununla beraber alt göz kapakları gevşemeye başlar, bu gevşeme dalgalar halinde yayılarak zamanla önce elmacık kemiği daha sonra yanak ve en sonunda boyuna iner.
Bunun sonucunda:
– Yüz hatları dolgunluğunu kaybeder ve kırışıklar belirginleşir.
– Boyun bölgesinde sarkmalar görünür hale gelir.
– Cilt sıkılığını kaybeder ve süzülür.
SIKILAŞTIRMADA DÜNYANIN 1 NUMARALI TERCİHİ
L’Oréal laboratuarları ciltteki sıkılık kaybının önüne geçmek için sizlere özel eşsiz bir formül geliştirerek ilk onarıcı Yüz, Hatlar ve Boyun için Bakım Kremini yarattı. Formülünde:
– Elastin: Cildin yapısında bulunan, cildin sıkılığını ve elastikiyetini korumasını sağlayan doğal bir proteindir. Üstelik içeriğinde Revitalift Gündüz Bakım Kremi’nin içeriğine göre 2 Katı daha fazla Elastin bulunur.
– Pro-Retinol A: Kırışık karşıtı güçlü aktiftir. Kırışıkların azalmasına yardımcı olur.
SONUÇ:
Revitalift Yüz, Hatlar ve Boyun uygulandıktan sonra,
-Cilde, uzun süre nemlendirme ve rahatlama hissi verir.
-Cilt günden güne sıkılaşır, boyun bölgesindeki en derin kırışıkların bile görünümü azalır.
-4 hafta içinde yüz, hatlar ve boyun bölgesi yeniden şekillenir.
KANITLANMIŞ SONUÇLAR:
Yüz hatları daha net: 85%**
Pürüzsüzleşen boyun: 88%***
Daha sıkı bir cilt 88%****
1985 yılından beri L’Oréal Paris’ in güzellik elçisi, Andie MacDowell; Dünyanın 1 numaralı Kırışık Karşıtı ve Sıkılaştırıcı Bakım Kremi’ ni kullanıyor ve öneriyor:
“Mükemmel bir boyun ve belirgin yüz hatları, benim yaşımda fark yaratan işte bu!”
Andie MacDowell
* Nielsen 2008 verilerine göre
** 51 kadın üzerinde yapılan test çalışması sonucundaki kişisel değerlendirmeler, T8 hafta.
*** 51 kadın üzerinde yapılan test çalışması sonucundaki kişisel değerlendirmeler, T2 hafta.
**** 51 kadın üzerinde yapılan tet çalışması sonucundaki kişisel değerlendirmeler, T8 hafta. Önerilen Tüketici Fiyatı: 39.99 TL