Etiket: Lazer

  • Selülit’ten Kurtulma Yolları

    Selülit’ten Kurtulma Yolları

    Selülit neredeyse bütün kadınların kabusu. Yazın gelmesiyle birlikte mayolar,bikiniler,kısa elbise ve eteklerde ortaya çıktı. Sizde bu yaz güzel bacaklara sahip olmak istiyorsanız işte size öneriler.

    Selülite karşı savaş açın;

    •Tuz ve tuzlu gıdaları kısıtlayın. Günlük 0,5 gramdan daha fazla tuz almayın, diyet tuzunu tercih edin. Yiyeceklerinizde tuz yerine baharat, limonla tatlandırmalısınız.

    •Doymuş yağ ve karbonhidrat alımını en aza indirin. Su açısından zengin, tuz açısından zayıf beslenin. Protein zengini gıdalar (balık, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanı ve yumurta) ödemi önler.

    •Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek yiyin.

    •Alkol ve nikotinden kesinlikle uzak durmalısınız.

    •Günde en az iki litre su içmelisiniz. Sabah kahvaltıdan önce, gece yatarken iki bardak su için.

    •Sıvı ihtiyacınızı kahve, çay, kola gibi selülit yapan içeceklerle karşılamak yerine su ya da ayran için.

    •Vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir.

    •Yapay tatlandırıcılardan, renklendiricilerden ve besin desteklerinden uzak durun.

    •Bol bol sebze ve meyve yiyin. Özellikle koyu renkli olanlarını tüketin. Koyu kırmızı (karpuz, domates, elma ve kırmızı greyfurt-portakal, siyah üzüm), koyu yeşil (elma, ıspanak, brokoli, biber), koyu sarı (mango) sebze ve meyvelere öncelik verin. Meyveleri yemekten en az iki saat sonra tüketin.

    •Şekeri kesin. Şekerlemelerden, tatlılardan uzak durun.

    •Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızıturp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav yiyin.

    •Patates, pirinç, elma, havuç su tutucu gıdalardır. Bunlardan tüketmemeye gayret edin.

    •Günlük gıdanın yüzde 75′ini sebze, meyve, baklagillerden, geri kalanını ise hayvansal gıdalardan olacak şekilde düzenleyin.

    •Dil peyniri hariç diğer peynirleri suda bekleterek yiyin.

    •Rezene, elma kabukları ve yeşil çayı karıştırarak hazırladığınız bitki çayını günde en az dört kere içemeye çalışın.

    •Haftada iki kez balık tüketmeye çalışın çünkü balıkta bulunan fosforun dokuları kuvvetlendirici etkisi vardır.

    •Mümkünse her gün bir demet maydanoz, kereviz, lahana ve enginar yiyin.

    •Yemeklerde kızartma yerine haşlama ya da buğulamayı tercih edin.

    •Birçok antiselülit kremleri deriye hemen girmeyi ve doğrudan doğruya yağ hücrelerini etkilemeyi amaçlıyor. Selülit tamamen kaybolmasa da bu ürünlerden bazıları sayesinde azalabiliyor.

    •Selülitin yok edilmesi için masaj en etkili yöntemlerden biridir. Evde kendi kendinize masaj yapabilirsiniz. Antiselülit kremlerinin dokulara etkisi, daha önce masaj yapıldığı takdirde iki kat daha fazla olur. Nedeni, lenf ve kanın harekete geçmesidir.

    •Sürekli yüksek topuklu ayakkabılar giyinmek, yanlış şekilde yürümek ya da kambur şekilde oturmak da selülitin oluşma nedenleri arasındadır. Çünkü bunlar toplardamarlarda ve lenf damarlarında kanın geriye doğru akışını olumsuz yönde etkilerler.

    •Fazla güneşte kalmak selüliti artırıyor bu nedenle çok fazla güneşe maruz kalmamalı ve güneş koruyucu kremlerde yüksek faktörlüleri tercih etmelisiniz.

    •Selüliti azaltabilecek en iyi yol egzersiz yapmaktır. Özellikle haftada en az 3 kez 35 dakika sürecek aerobik aktivite yapın. Yürüyün, bisiklete binin, yüzün, dans edin.

    İlgili Konular ;

    9 Dakikada Selülite Son!
    Selülit; nedenleri ve çözümleri
    At Kılı Fırçası İle Selülite Elveda

  • SlimLipo

    SlimLipo

    SlimLipo, saç telinden biraz daha kalın bir kanülle uygulanıyor. Kanülden çıkan lazer ışığı sadece yağ hücrelerini hedef alıyor ve başka hiçbir dokuya zarar vermiyor. Ardından, lazer başlığı değiştirilerek deri altı müdahale ile cilt yüzeyin kalıcı olarak toparlanıp sıkılaşması sağlanıyor. Yani, uygulama yapılan alanın sönmüş bir balon gibi durması riski yok. Sadece lokal anastezi ile gerçekleştirilen SlimLipo uygulamasında kanama, iz, sarkma yok, iyileşme süresi ise çok kısa.

    Liposuction’a üstünlük sağlayan özelliği ne?

    FDA onaylı SlimLipo, özellikle ABD’de yaygın olarak kullanılan ve başarılı sonuçları nedeniyle sıkça tercih edilen bir yöntem. Türkiye’de ise sınırlı sayıda merkezde uygulama gerçekleştiriliyor. İşlemin liposuction’a karşı üstünlük sağlayan en önemli özelliği, uygulamasının oldukça basit olması ve cerrahi işlem sınıfına girmemesi. SlimLipo aynı zamanda cildi geren ayrı bir lazer başlığına sahip. Cilt bu lazerle gerektiğinde geriliyor. Kısacası, SlimLipo bölgesel yağları gidermenin yanı sıra, uygulandığı bölgede sıkılaşma da sağlıyor.

    Kanama, iz, sarkma yok, iyileşme süresi çok kısa

    SlimLipo’nun uygulama yapılan bölgede bir diğer etkisi de ciltte belirgin bir toparlanma ve sıkılaşma sağlaması. Bu yüzden bu işlemle yüz bölgesinde bile çok iyi sonuçlar alınıyor. Yağ alma işleminin hemen ardından, lazer başlığı değiştirilerek deri altı müdahale ile cilt yüzeyin kalıcı olarak toparlanıp sıkılaşması sağlanıyor. Böylece uygulama yapılan alanın sönmüş bir balon gibi durması riski ortadan kaldırılıyor.

    Toplam işlem süresi uygulama yapılan bölgenin çokluğuna göre 1 saat ile 3 saat arasında değişebiliyor. Hasta işlem sonrası hemen eve dönebiliyor. Klasik liposuction’ın aksine uzun süre korse kullanımı gerektirmiyor. Sadece 4-5 gün korse kullanması yeterli oluyor. Hasta, 2 gün sonra normal iş ve sosyal hayatına devam edebiliyor. İşlem ameliyat olarak kabul edilmediği için ameliyat risklerini de taşımıyor. Lokal anestezi altında gerçekleştiriliyor.

    Bölgesel fazlalıklar için ideal

    SlimLipo uygulaması, özellikle birkaç bölgesinde az veya ortalama düzeyde yağ birikimi olanlar için ideal. Karın, üst karın bölgesi, kalça gibi geniş alanların yanı sıra yüz, gıdı, kol içleri, boyun, sırt, ayak bilekleri gibi bölgelere de uygulanabiliyor.

    Tüm vücutta ve ileri derecede yağ birikim olan hastalarda ise liposuction ile birlikte kullanıldığında, uygulama sonrasında görülebilecek sarkma ve düzensizlikleri azaltarak sonucun daha başarılı olmasını sağlıyor.

    Ya yine kilo alırsam?

    Yapılan işlemle yağ hücreleri yok edildiği için aynı fazlalıkların geri gelmesi gibi bir durum söz konusu değil. Yani eğer vücudunun üst bölgesi ince ancak basenleri geniş bir kişiyseniz ve basenleriniz işlem sonrası küçüldüyse, tekrar geniş basenli bir kişi olma ihtimaliniz düşük. Kilo almanız durumunda bile yeni aldığınız kiloların dağılımı büyük ihtimalle çok daha orantılı olacak. Bu bir kilo verdirme değil, şekillendirme yöntemi.

    İlgili Konu :
    Smart,lazer,slim lipo

  • Selülite karşı bitkisel çözüm

    Selülite karşı bitkisel çözüm

    Eğer selülitiniz varsa ve her hangi bir ilaç yada kimyasal içerikli kremleri kullanmak istemiyorsanız Selülite karşı bitkisel çözüm size göre…

    Selülitin tedaviye gerek olmadan iyileşmesi eğer Evre 1 selülitse mümkün. Bu Evre 1 selülitte egzersizlerle, bol bol su içerek, şekerli ve unlu gıdalardan kaçınarak bol sebze, toksinlerden arındırıcı detoks diyetleri yaparak, vücut toksin atılımını hızlandırarak Evre 1’deki selülitleri tedavi etmek mümkün. Ama eğer Evre 2 veya 3’e gelmişse mutlaka eksternal tedavi yöntemlerine başvurmak gerekiyor. Selülit oluştuktan sonra selüliti ne kadar egzersiz yaparsak yapalım, ne kadar diyetimize dikkat edersek edelim vücudumuzdan uzaklaştırmamız mümkün değil.

    Mutlaka eksternal bir tedavi gereksinimi var. Çünkü egzersiz ve diyetin en büyük etkisi kalori yakmak ve bölgesel yağlardan kurtulmak, zayıflamak yönünde. Ama selülit cilt altı dokusu içerisine yerleşmiş bir yağ dokusu olduğu için onu oradan tekrar almak ve uzaklaştırmak, diyetle veya egzersizle maalesef mümkün olmamakta.
    En önemli şey hamama gidip kese olmak. Kese, kan dolaşımını önemli derecede etkiliyor. Dolayısıyla ondan sonra yapacağımız selülitin en büyük çözücü etkeni eşit miktarda susam yağı, limon suyu, 10 adet dövülmüş aspirin ve bir tatlı kaşığı okaliptus yağını karıştırıyorsunuz, dairesel şekilde yukarı doğru masaj yapıyorsunuz. Bol su içiyorsunuz, yağlı gıdalardan, şarküteriden uzak duruyorsunuz. Bu da selülitin geçmesine neden oluyor. Bir kilo şeftaliyi soyun, robottan geçirin. Bir demet maydanozu 3 dakika haşlayın. Yeşil çay ve 4 limon sıkıp bunu güzel bir kavanoza koyup her gün bir su bardağı içiyorsunuz.

    Taze naneyle tatlandırıp içtiğiniz zaman çok faydasını görürsünüz. Başka bir yolu da bir sürahiye su koyduktan sonra içine elma ve limon dilimledikten sonra bunu geceden sabaha kadar bekletiyorsunuz. tadını veriyor. Gün içerisinde birer su bardağı içiyorsunuz. Hem ferahlık veriyor hem de yağların yakılmasını sağlıyor.

  • Dişhekimliğinde Lazer Kullanımı ve Dişeti Hastalıkları

    Dişhekimliğinde Lazer Kullanımı ve Dişeti Hastalıkları

    Lazer, hayatımızın birçok alanında kullanıldığı gibi, diş hekimliğinde de tedavinin bir parçası olarak kullanılmaktadır.

    Diş Eti Çekilmesi

    – Diş eti çekilmesi nasıl tedavi edilir ?
    – Diş eti çekilmesini nasıl önleyebiliriz ?
    – Diş eti çekilmesi nedir ?
    – Diş eti neden çekilir ?
    – Diş eti çekilmesi tedavi edilmezse ne olur ?
    – Diş etleri çekilen kişi dişlerini nasıl fırçalamalı ?
    – Çekilen diş etinin nasıl bir görüntüsü olur ?

    Lazer ile dişe ve dişetlerine temas etmeden çalışmak mümkün olabildiği için titreşim ve sürtünmeye bağlı ağrı ve hassasiyet oluşmaz. Bu nedenle lazer uygulamaları, diş hekimi korkusu olan hastalarda dişhekimlerinin de tercih ettiği en güncel tedavi türüdür.

    Lazer; Diş çürüklerinin temizlenmesi, dişetlerinin simetri ve seviyelerinin düzeltilmesi, küçük cerrahi tedaviler, uçuk ve aft tedavisi, hassas dişlerin tedavisi, kanal tedavilerinde dezenfeksiyon işlemleri, dişlerin beyazlatılması ve estetik diş hekimliği uygulamaları gibi pek çok tedavi alanında kullanmaktadır.Diş taşı temizliği sonrası yapılan lazer uygulamaları sayesinde oluşan dezenfeksiyon ile hızlı bir doku iyileşimi ve sağlıklı dişetlerinin devamlılığı sağlanabiliyor.Lazer destekli başlagıç dişeti tedavileri daha ileri tedavi yöntemlerinden koruyor.

    Lazer, hastaların acısını azalttığı gibi, tedavi süresini de kısaltarak zamandan tasarruf etmeyi sağlıyor. Üstelik, artık diş hekimi korkusu olan hastalarıda dişhekimi koltuğunda daha rahat oturuyor.Ancak,lazer ile diş tedavisinde dişhekiminin lazer eğitimi almış olması ve lazeri etkili ve komplikasyonsuz olarak kullanım tecrübesine sahip olması na dikkat etmek gerekir.

    Gingivitis, dişetinin iltihabi hastalığıdır. Bu aşamada iltihap sadece dişetini etkiler ve henüz alttaki kemik dokusunda kayıplar yoktur. Bu nedenle röntgen filmlerinde herhangi bir belirti göstermez. Gingivitisin daha ileri bir dişeti rahatsızlığına dönüşmemesi için, 6 ayda bir yapılacak diştaşı temizliği ve lazer uygulamaları gerekir. Diştaşı temizliğini takiben lazerli dezenfeksiyonların gingivitis tedavisini önemli oranda desteklediği bilinmektedir. Gingivitis bu sayede daha ileri bir dişeti ameliyatı gerektiren hastalığa dönüşmez.

    Periodontitis ise, (halk arasında “piyore” diye de bilinen ) dişi çevreleyen kemikte erimelere neden olan bir dişeti hastalığıdır. Bu hastalık, dişlerin etrafında abseler oluşmasına, dişlerin sallanmasına, dişlerin yer değiştirmeye başlamasıyla dişler arasının yelpaze gibi açılarak birbirinden uzaklaşmasına ve en sonunda dişlerin kaybına neden olur. Dokulardaki bu yapısal değişiklik “periodontal cep” diye adlandırılır. Periodontitisin tedavisinde dişeti ameliyatı ve lazer ile hastalıklı dokuların temizlenmesi gerekir.

    Periodontitis, bazı ender formları dışında, çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Uzun yıllar sinsice varlığını sürdürebilir. Tüm bu zaman içinde, lenf ve kan yoluyla yayılarak, tüm vücudu ve önemli organları etkileyen bir enfeksiyon odağı olma özelliği taşır.

    Eğer, ailede erken yaşta diş kayıpları, dişeti çekilmeleri, dişlerin sallanması, dişlerin uzaması ve dişeti hastalığı söz konusuysa kişilerin lazer tedavisini dişhekimlerinden talep etmeleri gerekmektedir. Yapılan dişeti tedavileri sonrasında iyi bir ağız hijyeni devamı ve hastalığın tekrarlamamsı için döner başlıklı diş fırçası kullanmak şarttır.

    Dr. Okan Acar
    Dişeti Hastalıkları Uzmanı

    İlginizi Çekebilir;

    Lazer ile Diş Tedavisi
    – Lazer ile diş beyazlatma nasıl yapılır ?
    – Lazer ile ne tür diş sorunlarından kurtulabiliriz ?
    – Lazer ile diş tedavisi kimlerde kullanılabilir ?
    – Diş tedavilerinde lazer nasıl kullanılır ?
    – Lazer ile diş tedavisinin klasik yöntemlere göre avantajları nelerdir ?

    Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!

    Dişlerinizin renginden, şeklinden ve boyutundan memnun musunuz ?

  • Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!

    Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!

    Günümüzde diş aşınmalarının artışı ile birlikte dişlerin fırçalama tekniği ve asitli gıdaların ne şekilde tüketilmesi gerektiği ile ilgili bilinçlendirme, yeni yeni gündeme gelmektedir.

    Çoğumuz, dişlerimizi genellikle yatay ve sert bir şekilde fırçalıyoruz. Oysa bu, dişleri en çok aşındıran fırçalama yöntemidir. Tavsiye edilen yöntem ise, bir fırçaboyundaki alanda 5’er-6’şar dairesel hareketten sonra, dişetinden dişe doğru bir süpürme hareketinin yapılmasıdır. Bunu takiben bir fırçaboyu öne veya arkaya kayılmalıdır. Birey üst veya alt çenesini dişlerinin ön, arka ve çiğnediği alanları fırçalamalıdır. Ayrıca, dişlerin fırçalaması alt ve üst çenede ayrı ayrı olarak gerçekleştirilmesi önerilir. Diş fırçası, dişin dişeti ile birleştiği boyun bölgesine yerleştirilip, dişetine de masaj yapılmalıdır. Bu sayede, dişlerin tüm yüzeyleri ve dişetleri masaj etkisiyle temizlenebilir.Diş fırçalarının orta-sert yapıda, yukarıda tarif edilen yöntemle kullanılması, aşınmayı ve asit erozyonunu azaltacak önemli bir ayrıntıdır. Bu yöntemle, gerçekleştirilen fırçalama süresi 1-2 dakikamızı almaktadır. Eskiden, ‘Dişlerinizi 3 dakika fırçalayın’ diye önerirken; günümüzde ‘2-3 diş yüzeylerini 5’er-6’şar dairesel hareket ile temizleyin’ni öğretiyoruz.

    Aşırı uzun süreli dişlerin fırçalanması, fırçanın sert yapıda olması ve asitli gıdaların fazla miktarda tüketilmesi diş aşınmasına neden olabilir. Asitli gıda ve içecekler tüketilmesini takip eden ilk 2-3 saat süresinde dişler fırçalanmamalıdır. Asitli içecek dişin yüzeyini yumuşatarak aşınmaya uygun bir zemin yaratır. Dişler, asit tüketimi sonrasında hemen fırçalandığında, mikron düzeyinde aşınmalar gerçekleşir. Bu alışkanlık, 1-2 yıl içersinde dişlerde gözle görülen aşınmalara neden olur. Başlangıçta, portakal kabuğu görüntüsü veren mine kaybı ve hafif hassasiyet şikayeti görülür.

    İlerleyen dönemde, daha büyük aşınma alanları ve minenin ortadan kalkmasıyla daha sarı renkteki dentinin ortaya çıktığını görüyoruz. Bireyler, genellikle minenin ortadan kalktığını farketmediği için dişlerindeki sararmadan kurtulmak için daha da sert ve daha da üzun süreli fırçalayabilir. Bunun sonucunda, daha geniş alanlı aşınma ve estetik problemler görülür.

    Neden sert fırçalıyoruz ?

    Hastanın dişlerini sert fırçalamasının altında hijyen kaygısının yanı sıra diş rengini beğenmemesinden kaynaklanan bir başka kaygı da olabiliyor. Bu aslında şimdiye kadar hiçbir bilimsel makalede yer almamıştı.

    Diş aşınması olan hastalarımızın yüzde 85-90’ında dişlerin koyu renkte olduğunu gözlemledik. Bir anket hazırladık ve bu ankette hastalara “Diş renginizden memnun musunuz?” ve kullanılan ağız bakım ürünlerini sorguladık. Ankete cevap veren diş aşınması olan hastaların yüzde 85’inin diş rengini beğenmediği ortaya çıktı. Biz bu araştırmadan sonra, hastaların aşınan dişlerine sadece dolgu yapmak yerine dişleri de beyazlatmaya başladık. Hastaların, aşınma alanlarını dolguyla kaplayıp beyazlatma yaptıktan sonra eskisi kadar sert fırçalamaktan vazgeçtiklerini gördük. Diş renginden memnun olmayan ve dişlerine beyazlatma talep eden hastaların diş aşınması ile ilgili bir geri dönüş almadık. Oysa beyazlatma yapmadığımız, eskiden sadece asit erozyonunu önlemekle ilgili bilgileri paylaştığımız kişiler, bir iki yıl sonra aşınma şikayetiyle tekrar bize başvuruyordu. Beyazlatma tedavisi kozmetik bir yaklaşım iken, diş aşınması olan hastalarda tedavinin önemli bir parçası oldu, çünkü dişlerini beyazlatmaya çalışan aşınma hastalarında bu faktörü elimine etmiş olduk.

    Doç.Dr.Arzu AYKOR
    Estetik Dişhekimi

  • Lazer Epilasyon tecrübelerim

    Lazer Epilasyon tecrübelerim

    Lazer Epilasyon tecrübelerim | 1Size bu konuyla ilgili çok uzun mazisi olan biri olarak diyebilirim ki ;

    1- Alexandrite veya Diode lazer yaptırın çünkü bunlar hakkında bir çok literatür okudum. Okuduklarım hastane araştırmalarıydı ve en etkili yöntemlerin bunların olduğu tespit edilmiştir. İngilizceniz yeterliyse internette bununla ilgili tezler arayın.

    2- Melanin hem cilde hemde kıla rengini veren maddenin adıdır. Melanin lazerin ısı enerjisini kıl köküne ulaştırır. Yani kıl ne kadar koyu ve kalın ise o derece iyi sonuç alabileceksiniz. Bu yüzden lazerin ince tüylerde ya tedavisi çok uzun sürecektir ya da hiç etkisi olmayacaktır.

    3- Ten renginiz ne kadar açıksa yani melanin ne kadar az ise lazer kılları o kadar iyi görecektir. Çünkü lazer ışınları cildi ve kılları birbirine karıştırmayacaktır. Açık tenlerde bu yüzden yanık oluşma ihtimali daha düşüktür.

    4- Seans aralıkları çok önemli yüzde ki kıllarda 4 hafta gibi. Vücutta ki kıllarda 6-8 hafta arası. Çünkü bu bahsettiğim haftalarda kıllar yeni çıkmaya başlıyor. O anı kaçırdınız mı lazer o kökleri yaksa ve o kıllar dökülse bile etkisi olmayacaktır.

    Benim bacaklarda 1. ve 2. seans arası 10 hafta 2. ve 3. arası 12 hafta , 3. ve 4. arası. 14 hafta, 4. ve 5. arası 15 hafta olmuştur. Seans aralıkları uzatılır çünkü kılın uzama kabiliyeti gittikçe azalır.

    Vücut bölgesinde her 4 haftaya lazer yapan birileri varsa emin olun ki para tuzağıdır…

    5- Hormonal bozukluğunuz varsa boşuna ümitlenmeyin :(

    6- Hamilelikte veya daha sonrasında hormonal değişikten dolayı azar azar yeniden çıkabilir ama asla hepsi çıkmayacaktır. Buna da razı olun artık.

    7- Yüze sakın jilet vurup ince tüyleri beslemeyin! Bir bitkiyi ne kadar yolarsan o kadar dağılır o toprakta. Çok göze batanları tek tek makasla kırpın.

    8- Yanık oluşursa anında Aloe Veralı jel veya cilt yatıştırıcı bir krem sürün.

    9- Vücut; her hücresiyle her zaman yenilenen-yenilenebilen birşeydir. Kılların zaman içerisinde çıkma ihtimali var. Aşırı hormonel bozukluğunuz yoksa asla ve asla hepsi çıkmayacaktır.

    Bana gelince..

    Koltukaltı son seansımı en son tam 2 sene önce yaptırmıştım. Bugün… sadece 3-5 kıl var. Zaman zaman jiletledim de ağda makinayla aldım da o minik kılları ama hiçbir şey olmadı… Asla çoğalmadı. Çok mutluyum. Merak edenler varsa Light Sheer Diode lazer yaptırmıştım…

    Bacaklarım çok kıllıydı erkek kardeşimle yan yana tutunca bacaklarımızı gülüşüyorduk :) Şimdi çok azaldı inceldiler incecikler ama çıkıyorlar. Tahminimce 8 seansta biterler ama bir kıl kökünden 3-4 kılın birden çıktığını düşünürsek normal bir seans sayısı! Diode lazer yaptırıyorum iki hafta önce 5 seansımı yaptırdım 50kJ ile çok yüksek bir dozaj biraz düşük olabilir aslında bazı yanıklarım oluyr… Asla 30kJ den düşük yaptırmayın bacaklarınızı Light Sheer Diode lazer ile!!!

    Genital bölgeme gelince.. Her tarafını yaptırıyorum.. Ön arka alt üst :) Çok memnunum nihayet kıl batmalarından kurtuldum çıkan tüyler yumuşacık. 3. Seansımı yaptırdım bir kaç gün önce. Kaç seans giderim tahminim yok gerçekten. Alexandrite ile yaptırıyorum bunu. İki lazer kıyas edebilmek adına..

    Şunu diyebilirim ki alexandrite in tene temas etmemesi çok güzel bir olay… Dalga uzunluğu daha yüksek olan Diode in de jel ile kullanmasını tavsiye ederim çünki hem daha az yanık oluşuyor kıllar tene yapışmıyor hemde seans daha hızlı bitiyor..

    Bu arada ufak tefek kabuklanmalar iz bırakmadığı sürece normaldir.

    Yaptırmak isteyen veya yaptırıp da umudu tükenmiş olan arkadaşlara belirttiğim noktaları dikkate almalarını rica ederim. Kesinlikle ve kesinlikle kendinizi bu işin ehline bırakın. Size sorularınızı cevaplayamayan veya mantıksız gelen birine güvenmeyin ve en önemlisi araştırın. Araştırırken güvenilir kaynakları seçin. Mutlaka hijyenik ve doktor kontrolünde yaptırın. Elinde cihaz olan her merkez ve herkes bu konuda ehil değildir unutmayın.

    Asla vazgeçmeyin, kadını kadın yapan bakımdır.

    Özgün içeriktir, kaynak gösterilmeden paylaşılamaz ! Pomelo’ye desteğinden dolayi teşekkür ederiz !

    Konu : Lazer Epilasyon, İğneli Epilasyon

    Kadınlar Kulübü Lazer Epilasyon kullanıcı yorumları için tıklayınız

    Lazer Epilasyon Hakkinda Önerileriniz,Sorulariniz ,Sorunlariniz

  • Kavitasyon ve Quantum kombinasyonuyla 10 seansta en az 2 beden incelmek mümkün

    Özel Sculpture Poliklinikleri’nde doktor ve beslenme uzmanı eşliğinde; bölgesel yağ birikimlerinizi Kavitasyon uygulaması denilen düşük frekanslı ultrason ses dalgaları ile parçalayıp, işlevsel hale getirip, tek seansta bile gözle görülür fark yaratmak bazen mümkün olabiliyor.

    Kavitasyon ve Quantum kombinasyonuyla 10 seansta en az 2 beden incelmek mümkün | 2

    Kavitasyon uygulaması sonucunda katı ve yerleşmiş olan yağlar sıvılaşmış ve atılımı çok kolaylaşmış bir hale gelebilmektedir. Kavitasyon çıkışında aynı seansta uygulanan Quantum elektro situmilasyon yöntemi ile kasları çalıştırarak sıvılaştırılmış yağların yakılması ve atılımı desteklenmektedir.

    Karın, basen, popo ve baldırlardaki yağları 40 dakika içinde parçalayabilen Kavitasyon uygulaması doğru bir diyet programı ve Quantum ile birleştiğinde 6-10 seansta 2 beden incelme ve aynı zamanda sıkılaşma sağlanabiliyor.

    Kavitasyon, oluşturduğu düşük frekanslı ultrason ses dalgaları ile yağ hücre zarlarını parçalamakta ve açığa çıkan yağ da vücuttan atılmak üzere kan ve lenf yoluyla bölgeden uzaklaştırılmaktadır.
    Quantum ile elektrikli pedler yardımıyla çalışmayan adaleler çalıştırılır. Bu sayede söz konusu bölgede kısa sürede kas yapısında ve cilt yapısında gözle görülür bir toparlanma gerçekleşebilmektedir.