Etiket: kozmetik

  • Evde el bakımı

    Evde el bakımı

    Eller herkes tarafından ilk temas kurulan ve göze çarpan bir parçamızdır.Kadınlar için el bakımı önemlidir.

    Manikürden 1 hafta sonra elleriniz tekrar kötü görünmeye başlayabilir fakat haftada bir manikür sağlıklı değildir. O nedenle manikür sürenizi uzatmak aynı zamanda da ellerinizi hala bakımlı göstermek için evde maksimum 10 dk ayırmanız ve aşağıdakileri yapmanız yeterlidir.

    Önce ojelerinizi çıkarın, ardından sıkılmış limon kabuğu ile tırnaklarınızı 3 dk ovun, ardından ellerinizi durulayın ve kurulayın. 1 – 2 dk bekledikten sonra sağ ve sol avuç içlerinize 1’er çay kaşığı gerçek zeytinyağı damlatın ve tırnaklarınızı avuç içinde yarım daire çizecek şekilde ovun. Her iki elinizi de aynı şekilde tekrarlayın…

    Ardından tüm ellerinizi elinizin içinde kalan gerçek zeytinyağı kalıntısı ile ovarak 3 dk süren bir masaj uygulayın.

    Hepsi bu kadar böylece manikürünüz bu işlemden sonra 5 ila 7 gün daha sizi idare edecek güzellikte olacaktır.

  • 2013 Günlük Makyaj Nasıl Yapılır?

    2013 Günlük Makyaj Nasıl Yapılır?

    Günlük Makyaj Nasıl Yapılır? , günlük makyaj yapımı , günlük makyaj örnekleri , 2013 günlük makyaj nasıl yapılır videolu…

    Günlük makyajınıza önce cilt tipinize uygun bir nemlendirici sürerek başlayın. Nemlendiricinizi minik minik noktalar halinde yüzünüze bırakın ve parmak uçlarınızla dairesel hareketlerle iyice yedirin. Gözaltlarınıza süreceğiniz kapatıcı hem gözlerinize ışıltı verir, hemde olası gözaltı morluklarınızı perdeler.

    Kapatıcınızın üzerine yine cilt tipinize ve rengine uygun süreceğiniz bir fondöten ile makyajınızın en önemli kısımlarını bitirdiniz bile. Fondöteninizi sürdükten sonra fazlalık olan kısımları bastırmadan, silmeden bir parça pamuk yâda kâğıt peçete yardımı ile yumuşak dokunuşlar yaparak alın. Üzerine şeffaf toz pudranızı sürerek fondöteninizi sabitledikten sonra göz makyajınıza geçebilirsiniz. Kaş altına kirli beyaz veya kemik rengi farınızı veya açık renk kapatıcınızı sürün. Bu size hem kaşlarınızın şeklini daha belirgin hale getirecektir, hemde gözlerinizde beyaz bölümü daha ön plana çıkaracaktır. Göz kapaklarınıza süreceğiniz mat renkli farınızı, rimel ile bütünleştirerek göz makyajınızı da tamamlamış oluyorsunuz.

    Elmacık kemiklerinizi ön plana çıkarmak için şeftali tonlarında bir allık size büyük fayda sağlayacağından allığınızı elmacık kemiklerinizin üst kısmına sürebilirsiniz. Son olarak da dudaklarınıza önce toz pudra ardından, rujunuz ardından dudak parlatıcınızı sürerek kısa sürede günlük makyajınızı tamamlamış oluyorsunuz

    Makyaj hakkında bilgiler ve sorularınız için tıklayın !

    2013 Günlük Makyaj Nasıl Yapılır?

    [youtube id=”_xienlwQR-4″ width=”600″ height=”350″]

     

     

  • Cilt Lekelerini Makyajla Kapatın

    Cilt Lekelerini Makyajla Kapatın

    Cilt Lekelerini Makyajla Kapatın…

    • Yeşil renkte kapatıcı kalemler: Yüzünüzdeki kızarık bölgeleri daha az belirgin hale getiren renktir.

    • Mor, eflatun renklerinde kapatıcılar: Mor ve tonları, yüzdeki sarı renkte lekelenmeleri kapatır.

    • Beyaz, sarı ve tonları ile pembe ve tonları kapatıcılar: Melazma ve kahverengi lekelenmeleri kapatmak için kullanılır.

    FONDÖTEN KULLANMAYI UNUTMAYIN

    İlk önce yukarda belirlenen kapatıcı uygulandıktan sonra, bunun üzerine normal renginize uygun kapatıcıyı (fondöten veya pudranız) kullanmalısınız. Dermatoloğunuz tarafından verilen medikal tedavi, en önemli ve zorunlu yöntemlerdir. Ancak bu tedaviyle birlikte cilt bakımınızda kullanacağınız bu tip ürünler, özellikle lekeye meyilli ciltler için kurtarıcı olacaktır!

    Makyaj Temizleme Teknikleri için tıklayın !

  • Kusurları Kapatan Makyaj Hileleri

    Kusurları Kapatan Makyaj Hileleri

    Canlı gözler
    Gözleriniz çok çukur görünüyorsa, doğru makyajla bu durumu düzeltebilirsiniz. Yorgun görüntünüzden kurtulmak için pırıltılı bir göz fan kullanmalısınız. Daha sonra göz kapağınızın üzerine bir eyeliner çekin.

    Gözleriniz birbirinize çok yalan duruyorsa, açık tonda bir göz farını gözün iç kösesinden ortasına kadar sürün. Ortadan dış köşeye kadarsa koyu tonda bir far sürün. Göz çevrenizde çok fazla çizgi varsa kapatıcınızı bir fırçanın üzerine boşaltın ve çizgilerin üzerinden geçin. Fondöteninizin kapatıcınızdan daha açık tonda olmasına dikkat edin.

    Yuvarlak yüz
    Yuvarlak bir yüze sahipseniz, elmacık kemiklerinizi biraz geri plana itmekte yarar var demektir. Bunun için şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla abımızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın.

    İnce dudaklar
    İlk kuralı unutmamanız gerekiyor. Eğer dudaklarınız inceyse, dudak çevresini kalemle çizmek sadece dudaklarınızı büyütmeye çalıştığınızı gösterir.

    Dudaklarınızı kalın göstermek için açık tonda bir dudak kalemi alın ve doğal dudak çizginizi belli olmayacak şekilde çizin. Daha sonra dudağınızın içini de o kalemle boyayın ya da kalemle aynı tonda bir ruj sürün.

    Düşük kaşlar
    Kaşlarınız bir türlü söz dinlemiyorsa ve sürekli şekilsiz duruyor, aşağıya doğru düşüyorsa üzülmeyin; çünkü bunun da çaresi var. Yapmanız gereken yeni bir diş fırçasını elinize alıp, kaşlarınızı yukan doğru fırçalamak. Sert bir şekilde kaşlarınızı fırçaladıktan sonra elinize biraz jöle alın ve kaşlarınızın üzerine iyice bastırın. Sonra kaşlarınızı tekrar fırçalayarak jöle kalıntılarım alın.

    Kısa boyun
    Boynunuzun kısa olduğunu düşünüyorsanız yapmanız gereken şey aslında çok basit; küpe takmak. Bu dikkati omuzlarınızdan yüzünüze doğru çekmenizi sağlayacaktır.

    Çıkık çene
    Eğer çenenizin çıkık olduğundan şikâyetçiyseniz, daha güzel görünmesi için yapmanız gereken, bütün yüzünüze uyguladığınız pudra ya da fondötenden iki ton daha koyusunu çenenize ve boynunuza uygulamak.

    Boynunuza da uygulamanızın nedeni aradaki farkın dikkat çekmemesi için… Bu makyajı uyguladığınızda gözlerinizi de biraz daha fazla öne çıkartmalısınız. Bunun için kirpiklerinizi kıvırın ve maskara sürün. Ayrıca, dudaklarınızı öne çıkaracak canlı renkte rujlar tercih edin; böylece çeneniz belirginliğini yitirecektir.

    Hokka burun
    Herkesin hokka gibi bir burnu olmayabilir. Eğer burnunuzdan şikâyetiniz varsa dikkati başka yerlere çekmeniz gerekir. Bunun için gözlerinizi, dudaklarınızı ve elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaran bir makyaj yapabilirsiniz. Dudaklarınıza koyu renkli bir ruj sürerseniz, dikkat yüzünüzün tam ortasına çekilecektir; bu nedenle dudağınıza açık tonda bir ruj sürmelisiniz.

    Gözlerinizin altı mor olursa, bu durumda burnunuz daha sivri görünecektir. Eğer böyle bir sorununuz varsa kapatıcınızı mümkün olduğu kadar çok sürmeli ve morlukları kapatmalısınız. Göz makyajınızı maskara ve farla dikkat çekici hale getirdikten sonra, elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaracak teninize uygun bir allık sürmeyi de unutmamalısınız.

  • Bronz görünmenin yolları

    Bronz görünmenin yolları

    Lekeleri durdurun: Ayaklarınız ve parmaklarınızdaki otobronzan fazlalılıkları temizlemek için ıslak bir bez kullanın.

    Cildinizi nemlendirin: Bronz rengi korumak için her gün nemlendirici kullanın.
    Vücudunuzu lifleyin: Bronzlaştırıcı ürün kullanmadan lekelenmeleri önlemek için cildinizi bir fırça yardımıyla ovalayın.

    Kremin içeri işlemesine izin verin: Bunu yapmazsanız, nemlendiriciniz kremin etkisini hafifletecektir.

    Bronzlaştırıcınızı karıştırın: Ürünü derinlemesine masaj yaparak yedirin.

    Cilt tipinizi tanıyor musunuz 

    Yanlış bakımlar cilde zarar verebilir. Bu yüzden herhangi bir bakım uygulamadan önce cildinizi yeterince tanıyor olmanız önem taşır. Cilt tipinizi tespit etmenin oldukça basit bir yöntemi var.

    Yüzünüzü 10 kez ılık suyla yıkayın. Daha sonra yüzünüzü hafifçe kurulayın ve böyle 30 dakika kadar bekleyin. Eğer cildiniz gerginleşiyorsa, kurudur. Kızarıyorsa, hassastır. Her iki seçenek de görülmüyorsa, bir kağıt mendili yüzünüze bastırın. Yağ kalıntıları görüyorsanız o zaman yağlı bir cildiniz var demektir. Yağ  sadece alın ve burunda belirginse, bu karma bir cilde sahip olduğunuzu gösterir.

    Mükemmel ciltler 

    Parıldayan bir cilt için sadece kremlerin mucizeleri yeterli değil. Vücudunuzun doğal ritmine ayak uydurmanız, onun güzel görünmesine yardımcı olacaktır. Işıltılı bir cilde sahip olmak için uzmanların tavsiyelerine uymanız yeterli.

    Erken uyuyun: Boşuna “güzellik uykusu” denmiyor. Eğer cildiniz günün stresinden sonra kendine gelemezse, kırışıklıklara karşı cilt bakımınıza ne kadar harcadığınızın önemini yitirdiği amansız bir savaşa girdiniz demektir. Hasarı düzeltmek için altı ila sekiz saat arasında bir zamana ihtiyacınız var.

    Sakin olun: Stresin yaşlanma üzerinde büyük etkisi var. Stresin en büyük düşmanlarından biri ise yoga… Günlük birkaç basit hareket bile sirkülasyonu ve oksijen alışverişini düzenler, stresi azaltır.

    Yo-yo diyeti yapmayın: 30’larınızda kilo verin ve yanaklarınızdan geri almayın. Çukur yanaklar yaşın göstergesidir, bu yüzden şiddetli kilo kayıplarından sakının.

    Çok sıcak ya da çok soğuk ortama girmeyin: Cilt ekstrem şeyleri sevmez. Soğuktan sıcak bir eve girmek ya da klimalı bir ofisten öğle güneşine çıkmak cildinizi büyük bir strese sokar. Her çevre değişiminde cildiniz kendini yeni yere adapte etmek için büyük enerji harcar. l Tatlı isteğinize hakim olun: Aşırı çikolata yemek kırışıklık tehlikesini beraberinde getirir. Şeker, kalçamıza nasıl etki ediyorsa cildimize de aynı şekilde davranır. Yüksek şeker tarafından hasara uğratılan kolajenin vücuttan atılması 15 yıl sürer, o yüzden bugün şekeri keserseniz gelecekte genç bir cildiniz olur.

    Cildinizi nemlendirin: Nem, cildi sulu ve dolgun tutmaya yarar. Yatak odanıza bir nemlendirici ya da geceleri radyatörünüzün üzerine ıslak bir havlu koyun.

    Kırışıklıkları masajla yok edin: Lenf sirkülasyonunu harekete geçirmek ve cilt saflığınızı artırmak için cildinize masaj yapın.

    Bitkiler, kirlenmeye karşı cildi korur: Bir NASA çalışması gösteriyor ki, 15 ev bitkisine sahip ortalama bir evde bitkiler hava kalitesini yükseltiyor.

    Yürüyün, koşmayın: Yüksek etkili egzersizler sadece vücut için değil, aynı zamanda cilt için de streslidir. Bu yüzden yürüyüş ve oval hareketler daha yararlıdır.

  • Köpükle varis tedavisi

    Köpükle varis tedavisi

    Varis hastaları hem fonksiyonel hem de kozmetik açıdan büyük sıkıntılar yaşıyor. Üstelik bu sorun 50 yaş üstü kişilerde yüzde 50 gibi yüksek bir oranda görülüyor. Sorunun çözümünde uygulanan yöntemler ise yüz güldüren sonuçlar veriyor. Yeter ki geç kalmayın…

    Varis, insanlık kadar eski bir hastalık olmasına karşın her dönem ihmal edilen bir sağlık sorunu. Günümüzde toplumda artan oranda gözleniyor ve yaşamı hemen her anlamda olumsuz etkiliyor.

    Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu, varisin, günümüzde toplumları maddi ve manevi olarak etkileyen uzun dönemli (kronik) hastalıklar arasında en üst sıralarda yer aldığını söylüyor. 50 yaş üzerinde, yüzde 50 gibi yüksek oranlarda gözlenen bu sorunun kronik olması ve ileri yaşta daha sık gözlenmesi tedavi giderleri açısından hemen her toplumda oldukça yüksek bir maliyete sahip olmasına neden oluyor. Bu durum, hemen her hastalıkta olduğu gibi erken teşhis ve tedavinin önemi artıyor.

    HEM FONKSİYONEL HEM DE KOZMETİK ETKİ

    Varis gündelik hayatı birbirinden farklı iki şekilde etkilliyor.Bunlardan birincisinin fonksiyonel, diğerinin ise kozmetik etkilenme olduğu belirtiliyor. Çoğu zaman hastalar, doktora; her iki durumda n duydukları rahatsızlık nedeniyle başvuruyor. Fonksiyonel etkilenmede en sık karşılaşılan durumun, hastalığa bağlı iş gücü kaybı olduğu belirtiliyor. Bu durum hastalığın şiddetiyle doğru orantılı olup, venöz yetmezlik, toplardamar iltihabı ve toplardamarda pıhtılaşma gibi durumları da kapsıyor. Kozmetik etkilenme durumunda ise hastalar çoğunlukla mevcut kılcal damarların estetik bir sorun yaratmasından yakınıyor. Her iki durum da bu sorunu yaşayan kişileri hem fiziksel hem de ruhsal anlamda ciddi şekilde etkiliyor.

    VARİS DEDEKTİFİ DOPPLER

    Günümüzde varis tedavisinin geciktiği durumlarda ortaya daha ciddi sağlık ve maliyetli sağlık sorunları çıkıyor. Varisin teşhis edilmesinden sonra konunun uzmanı bir doktor tarafından değerlendirilip tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Aksi durumlarda; derin damarlarda pıhtılaşma, akciğer embolisi, yüzeysel damar iltihabı, ayak bileğinde ülser gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor.

    Varis hastalığının teşhisi; hastanın öyküsünün alınması ve fizik muayenesinin ardından ” Venöz doppler ultrasonografi ” yöntemi ile yapılıyor. Günümüzde kullanılan en önemli teşhis ve görüntüleme yönteminin, venöz doppler ultrasonografisi olduğu belirtiliyor. Bu yöntemle; toplardamar içerisinde bulunan kan akımının yönü, kapakçıkların durumu, toplardamarların belirli bölgelerdeki çapları etkili ve doğru bir şekilde değerlendiriliyor. Bu sayede, sonraki aşamada gerçekleşecek olan tedavi seçeneklerinin uygulanabilirliği sağlanıyor. Venöz doppler ultrasonografi; invaziv olmayan bir teşhis yöntemi olup, bir cihaz tarafından oluşturulan ses dalgalarının görüntü oluşturma prensibine dayanıyor. Varisler, uygulanan tedavi yöntemine bağlı olarak tekrarlayabiliyor. Tedavi yöntemleri içerisinde en başarılı olanların endovenöz lazer ablasyonu ve radyofrekansablasyonu olduğu belirtiliyor. Bu yöntemlerin toplam başarı oranlarının yüzde 95 – 98 civarında olduğuna dikkat çekiliyor. En yükseği skleroterapi yöntemi olmak üzere ciltte uygulama bölgesinde iz kalma riski bulunuyor.

    ADIM ADIM VARİS TEDAVİSİ

    * Varis tedavisinde birinci aşamada; hastanın öyküsünün dikkatle dinlenmesi, kullandığı ilaçlar, ailede varis öyküsünün olup olmadığı, geçirmiş olduğu hastalıklar (özellikle kanama ve pıhtılaşma bozukluğu ile bağlantılı olanlar) ile geçirilmiş olan yüzeysel damar iltihapları, alışkanlıklar (sigara) yaşam biçimi ve mesleğinin detaylı sorgulanması gerekiyor.

    * İkinci aşamada; hastanın fizik muayenesinin yapılması gerekiyor. Sadece vasküler sisteme yönelik bir muayene yapılmaması ve bacaklarda ödeme yol açan pek çok neden bulunduğunun unutulmamasına dikkat çekiliyor. Bu noktada hastanın periferik damar hastalıkları yönünden dikkatlice değerlendirilmesi de büyük önem taşıyor.

    * Üçüncü aşamada; tanıya yönelik detaylı venöz doppler ultrasonografi gerekiyor. Eğer doppler ultrasonografi, teknik olarak yeterli olmuyor veya yeterli bilgi sağlamıyorsa, bu durumda MR venografiden yararlanılması öneriliyor. Az bir kontrast ile toplardamar sisteminin detaylı görüntüsü elde edilebiliyor.

    * Son aşamada ise mevcut tedavi yöntemlerinin hastayla birlikte irdelenmesi hedefleniyor. Hastanın önerilen tedavi yöntemlerinden hangisine maksimum uyum sağlayabileceği belirleniyor ve belli aralıklara kontrollere çağrılıyor.

    TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELER?

    * Günlük yaşam şeklinde değişiklikler; Cilt bakımı, kilo verme, yürüyüş vb

    * Çorap tedavisi; Özellikle ağrılı venlerin ve huzursuz bacakların olduğu durumlarda kullanılıyor.

    * Skleroterapi; 1930’lardan bu yana uygulanan bu yöntem basit kullanımı ve ucuzluğu nedeniyle genellikle spider ve retikülervenlerin tedavisinde tercih ediliyor.

    * Endovenöz lazer ablasyonu; Büyük çaplı varislerin tedavisinde kullanılıyor. Toplardamar içerisine yerleştirilen ince, fiberoptik bir kateter yardımıyla lazer enerjisinin ven duvarında yarattığı tahribata bağlı olarak gelişiyor.

    * Endovenöz radyofrekans ablasyonu; Teknik olarak endovenöz lazer ablasyonuna benziyor. Ancak, tedavide enerji kaynağı olarak radyofrekans dalgalar kullanılıyor.

    *Cerrahi; Venöz yetmezlikli toplardamarın bağlanması ve/veya strippingi ile gerçekleştiriliyor.

    VARİSLER KÖPÜKLE KURUYOR

    Varis tedavisinde kullanılan skleroterapi yöntemi; toplardamar duvarında hasar yaratma potansiyeli olan kimyasal maddenin (çoğunlukla deterjan yapısında) ince bir iğne yardımı ile sıvı veya son yıllarda olduğu gibi köpük şeklinde verilmesi şeklinde gerçekleştiriliyor. Her iki yöntemde de, toplardamar iç duvarında bir hasar oluşuyor, toplardamar büzüşmesi ve kapanması sağlanıyor.

    KILCAL VARİSLE LAZER TEDAVİSİ

    Lazer, varislerin tedavisinde iki farklı şekilde kullanılıyor:

    * Trunkal veya büyük varislerde damar içerisine (endovenöz) fiberoptik bir kateter (borucuk) yerleştirilmesi ile damarın tamamen tahrip edilmesi sağlanıyor.

    * Kılcal, spidervenlerde deriden (dışarıdan) verilerek, yüzeysel damarlar yakılıyor.

    Gebelikte Varis Oluşumu için tıklayın !

  • Rimel Sürmenin Püf Noktaları Nelerdir?

    Rimel Sürmenin Püf Noktaları Nelerdir?

    Makyajın özellikle göz makyajnın olmazsa olmazlarından biri de rimeldir. Rimel göz makyajınızı tamamlar. Bu yazımızda sizlere rimel sürmenin teknikleri hakkında bilgi vereceğiz…

    Kirpiklerin uzun ve dolgun görünmesini istiyorsanız rimeli kirpiklerinizin dibinden başlayarak uca doğru sürün.

    Alt kirpiklerinize de rimel uygulayın. Eğer kirpiklerinizin ışıltılı olmasını istiyorsanız mor ve kahverengi rimel tercih edebilirsiniz.

    Seçilen rimelin fırçalı da çok önemli. Yarım ay biçimli fırçalar kirpiklerin daha kıvrık, düz fırçalar ise daha gür görünmesini sağlar.

    [youtube id=”uzaaByaa7BQ” width=”600″ height=”350″]

     

    En “Göz Alıcı” Maskaralar
    Hangi rimel?
    Göz Makyajı (rimel, kapatıcı, far, göz kalemleri) için tıklayın !

  • Ofis Makyajı Nasıl Yapılır?

    Ofis Makyajı Nasıl Yapılır?

    Makyaj artistleri ne kullandığınızdan çok nasıl uyguladığınızın önemli olduğunu belirtiyor. Günümüzde kadınların makyajı iş yerlerinde de oldukça önemli.. Palyaço gibi değil profesyonel anlamda makyaj yapmak en dikkat edilmesi gereken nokta.. Ofiste hangi ürünleri nasıl uygulamalısınız?

    Pürüzsüz görünün

    Fondöten, primer, kapatıcı ve pudra ofis makyajının vazgeçilmezleri..

    Eğer gözenekleri cildiniz varsa fondöten uygulamadan önce bir primer ya da kapatıcı ile gözenekleri kapatmalısınız. Kapatma işlemi fondötenin cildinizde daha uzun süre kalmasını sağlar.

    Yağlı bir cilde sahipseniz yağsız fondöten kullanın. Diğer ürünlerinde yağsız olmasına özen gösterin.

    Yağlı ciltler daha çok özen ister. İçerisinde su yosunu gibi içerikler yağ dengeleyiciler bulunan temizleyiciyle cildinizi silin ve ardından matlaştırıcı bir ürün kullandığınızda cildiniz makyaja hazır olur.

    Kuru cildiniz varsa cildinizin nemlenmesi için aşırı yağlı ürünleri seçmeyin. Bunun yerine içinde pırıltı bulunan primer kullanarak cildinizin ışıldamasını sağlayabilirsiniz. Nemlendiriciniz ise yağsız olmalı.

    Unutmayın, fondöten kapatıcı değildir.. Önce kapatıcı sonra fondöten uygulamalısınız. Kuru ciltler için parıltılı fondöten, gözenekli cildiniz varsa likit fondöten kullanmalısınız. Uygularken fırsa, sünger ya da parmaklarınızı kullanabilirsiniz. Sonrasında rahatlıkla pudra ponponuyla, şeffaf pudra uygulayabilirsiniz. Yanaklar, alın ve burun bölgesine ağırlıklı olarak uygulanabilir.

    Rahatlatıcı bakın

    Gri ve boz kahverengi gibi göz farları ideal.. Göz kapaklarınızı alkolsüz tonik ile temizleyin, kuruduktan sonra farı uygulayın. Farın gün boyu aynı etkiyi göstermesi için şeffaf pudra uygulayın. Siyah veya kahverengi maskara ile de kirpiklerinizi daha belirginleştirebilirsiniz.

    Yumuşak dudaklar

    Dudak makyajı öncesinde dudaklarınızı nemlendirin. İnce fırça ile ruju uygulayın. Doğal dudaklar için açık renkleri tercih edebilirsiniz. Rujdan sonra iki dudağınızın arasına peçete koyarak fazlalıkları alın. Sonrasında şeffaf pudrayı dudaklarınıza uygulayın

  • Göz kalemi ve eyeliner kullanımı

    Göz kalemi ve eyeliner kullanımı

    Göz kalemi ve eyeliner kullanımı
    Eyeliner ve göz kalemi kullanmadan önce bilmeniz gereken en önemli şey, her iki malzemenin de mümkün olduğunca ince çizgilerle çizilmesinin gözü daha güzel göstereceğidir.

    Siyah göz kalemi, siyah saçlı, esm
    er tenli bayanlar için çok uygundur. Esmerler dışındaki bayanlarda bu renkte bir göz kalemi ve eyeliner çok koyu sayılabilir.

    Beyaz tenli kadınlar yumuşak kahverengi ya da gri tonlarını tercih etmelidirler. Gece ise, göze sürülen fara uyan renkli bir kalem tercih edilmelidir.

    Eyeliner’ı çok ince uçlu bir fırçayla sürmek güzel bir görüntü oluşturacaktır. Eğer eyeliner sürmeyi bir türlü beceremiyorsanız işte size bir öneri.

    Mümkün olduğunca aşağıya doğru bakın ve elinizle gerdiğiniz üst gözkapağınızdaki kirpiklerin dibine mümkün olduğunca yakın bir çizgi çekin.

    Bu çizgi göz kuyruğunda sona ermeli, dışa doğru uzamamalıdır. Alt gözkapağına kesin bir çizgi çizmek istemiyorsanız, buraya eyeliner’la yanyana noktalar yapın veya eğrilemesine kısa kısa çizgiler çizin.

    Bazen gözün üst kapağındaki kirpiklerin altına çizgi çizilmesi de hoş bir görünüm kazandırır. Bunun da yine ince ve düzgün olmasına dikkat edin

  • Kozmetiklerin de bir ömrü var!

    Kozmetiklerin de bir ömrü var!

    Kozmetiklerin de bir ömrü var!

    Kozmetiklerinizi atmaya kıyamıyor olabilirsiniz ama ne yazık ki her şeyin olduğu gibi kozmetiklerin de bir ömrü var. Kullanma sürelerini aştıkları her fazladan saniye bakteri üretmeye başlıyorlar. İyisimi siz kozmetiklerinizle vakitlice vedalaşın!

    Makyaj çantamızda ne zaman aldığımızı unuttuğumuz, ama bir türlü atmaya da kıyamadığımız bir sürü kozmetik ürünü var. Maalesef, her şey gibi kozmetik ürünlerinin de bir ömrü var! Biliyoruz, atmaya kıyamıyorsunuz ama çantamızda durdukları her fazladan saniye bozulup bakteri saçmaya başlayacaklar! Peki, o sürmeye kıyamadığımız ama yıllardır makyaj çantanızdan çıkarmadığımız rujumuzla ne zaman vedalaşmak gerek? Fondötenimizin bozulduğunu nasıl anlarız? İşte yanıtlar!

    Maskara
    Maalesef ömrü 3 ay! Maskaralar en az tüketim süresine sahip olan ürünler. Çünkü fırçayı her çıkardığınızda içine bakteri taşır. Bu nedenle 3 ayda bir yenilemekte fayda var.

    Fondöten
    Kaşıntı yapıyorsa hemen kurtulun! Fondöteni doğru saklamak koşuluyla bir buçuk yıl kullanabilirsiniz. Fondöteniniz güneş veya sıcak bir ortama maruz kalıyorsa bu süre 6 aya kadar iner. Çünkü sıcak fondötenin bozulmasına ve içindeki yağla suyun ayrışmasına neden olarak ömrünün azalmasına neden olur. Bozulup bozulmadığını anlamak için bir miktar bileğinize sürün; eğer bir saat içinde kaşıntı yapmazsa sorun yok demektir. Bir diğer yöntem de kokusunun değişip değişmediğidir. Garip kokmaya başlamışsa ve kıvamında bir değişiklik varsa, hemen kurtulun.

    Pudra
    Süngerler bakteri üretiyor… Pudralar, doğru ve temiz kullanıldıkları takdirde iki yıla kadar dayanır. Fakat kullandığınız sünger ve fırçalar, bakteri oluşumuna neden olduğundan ister istemez pudranızın ömrü de kısalıyor. Altı ayda bir yenilemek en sağlıklısı.

    Ruj
    Güzel saklarsanız dayanır… Rujlar normalde iki yıla kadar bozulmazlar, fakat saklama koşullarına göre sıcak ve nemli bir ortamdaysa bu süre bir yıla kadar iner. Rujları direkt güneş ışığından ve sıcak ortamlardan uzak tutmaya dikkat edin.

    Far
    En uzun farlar dayanıyor. Farlar diğerlerine göre daha dayanıklıdır; üç seneye kadar bozulmadan kalabilirler.

    Parfüm
    Işık, notaları bozuyor! Parfüm kokusu, açıldıktan sonra yalnızca bir sene aynı kalır. Parfümünüzün daha uzun ömürlü olmasını istiyorsanız şişeyi serin ve karanlık bir yerde tutun, çünkü ışık kokunun notalarını bozarak değişmesine neden olur. Özellikle yaz aylarında mutlaka buzdolabında saklayın.