Etiket: kolesterol

  • Alıç sirkesi 8 Adımda Nasıl Yapılır? Faydaları ve Zararları nelerdir?

    Alıç sirkesi 8 Adımda Nasıl Yapılır? Faydaları ve Zararları nelerdir?

    Alıç sirkesi, alıç meyvesinden yapılan bir sirke türüdür. Alıç meyvesi, gülgiller ailesine ait bir ağaç olan Crataegus cinsine ait bir bitkiden gelir. Alıç meyvesi, küçük kırmızı veya sarı renkte ve elma benzeri bir görünüme sahip bir meyvedir.

    Alıç meyvesi, sağlık yararları nedeniyle tarihsel olarak kullanılmıştır. Geleneksel olarak, alıç meyvesi çayı, alıç reçeli ve alıç sirkesi dahil olmak üzere çeşitli şekillerde tüketilir. Alıç sirkesi, alıç meyvesinin sıkılması ve fermantasyon işlemine tabi tutulması sonucu elde edilir. Bu işlem sırasında, meyvedeki doğal şekerler asitlere dönüşür ve sonunda sirke oluşur.

    Alıç sirkesinin besin değerleri, bir yemek kaşığı (15 ml) için yaklaşık olarak aşağıdaki gibidir:

    • Kalori: 1
    • Protein: 0 gram
    • Yağ: 0 gram
    • Karbonhidrat: 0.4 gram
    • Lif: 0 gram
    • Şeker: 0 gram
    • Sodyum: 0 gram

    Alıç sirkesi ayrıca, A, C ve K vitaminleri, folat, demir ve potasyum gibi bazı mineraller içerir. Ancak, bu miktarlar genellikle düşük olduğundan, alıç sirkesi birçok insanın günlük besin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli değildir.

    Alıç sirkesi genellikle yemeklere tat vermek veya salatalarda kullanılmak için kullanılır. Ayrıca, sağlık yararları olduğu düşünülen bazı bileşenler içerir ve bazı kültürlerde geleneksel bir ilaç olarak kullanılır.

    Alıç sirkesi nedir?

    Alıç sirkesi, alıç meyvesinden elde edilen doğal bir sirke türüdür. Alıç meyvesi, hawthorn ailesine ait bir bitkidir ve genellikle Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’da yetişir.

    Alıç meyvesi, yüksek miktarda antioksidan, C vitamini, flavonoidler ve diğer besin maddeleri içerir. Bu nedenle, alıç sirkesi, sağlığa birçok faydası olan bir besindir. Alıç sirkesi, sindirim sorunları, yüksek tansiyon, kolesterol, kalp hastalığı, stres ve anksiyete gibi çeşitli sağlık sorunlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

    Alıç sirkesi, genellikle salata sosları, marinatlar, soslar ve içeceklerde kullanılır. Ayrıca, doğal bir tonik olarak da kullanılabilir ve günlük sağlık rutininize kolayca dahil edilebilir. Ancak, herhangi bir diyet veya sağlık programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.

    Alıç Sirkesi - Hawthorn vinegar
    Alıç Sirkesi – Hawthorn vinegar

    Alıç meyvesi ve alıç sirkesinin tarihi

    Alıç meyvesi ve alıç sirkesinin tarihi, binlerce yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Alıç meyvesi, eski Çin tıbbında yaygın olarak kullanılan bir bitkiydi ve eski Yunanlılar tarafından kalp sağlığı için kullanıldı. Orta Çağ’da, alıç meyvesi, kalp hastalıkları, sindirim sorunları ve diğer sağlık sorunları için popüler bir bitkiydi.

    Alıç sirkesi de tarihi boyunca tıbbi amaçlar için kullanılmıştır. İlk olarak, antik Mısır ve Roma’da, yara iyileştirici özellikleri nedeniyle yaygın olarak kullanılmıştır. Orta Çağ’da, alıç sirkesi, özellikle sindirim sorunları, kalp hastalığı ve yüksek tansiyon için tedavi olarak kullanılmıştır.

    Bugün, alıç sirkesi, sağlıklı beslenme ve alternatif tıp alanlarında popülerdir. Ayrıca, birçok yerde geleneksel bir mutfak malzemesi olarak kullanılmaktadır. Alıç sirkesi üretimi değişiklik gösterebilir, ancak genellikle alıç meyvesinin ezilmesi, fermantasyona bırakılması ve ardından süzülmesi ile yapılır.

    Alıç sirkesi sağlık yararları nelerdir?

    1. Kan şekeri seviyelerini düzenler: Alıç sirkesi, kan şekeri seviyelerini düşürerek insülin direncini azaltır. Bu, diyabet hastaları için özellikle faydalıdır.
    2. Kolesterol seviyelerini düşürür: Alıç sirkesi, LDL (kötü) kolesterol seviyelerini düşürerek kalp sağlığına katkıda bulunur.
    3. Sindirimi iyileştirir: Alıç sirkesi, sindirim sistemini destekleyerek gaz, şişkinlik ve kabızlık gibi sorunları azaltır.
    4. Bağışıklık sistemini güçlendirir: Alıç sirkesi, antioksidanlar içerdiği için bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur.
    5. İltihaplanmayı azaltır: Alıç sirkesi, vücuttaki iltihaplanmayı azaltarak romatizma, artrit ve diğer inflamatuar hastalıkların semptomlarını hafifletir.
    6. Kilo kontrolüne yardımcı olur: Alıç sirkesi, iştahı azaltarak ve metabolizmayı hızlandırarak kilo kontrolüne yardımcı olur.
    7. Antioksidanlar içerir: Alıç sirkesi, antioksidanlar içerdiği için serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler.
    8. Sinir sistemini rahatlatır: Alıç sirkesi, stresi azaltarak sinir sistemini rahatlatır ve uyku kalitesini artırır.
    9. Kemik sağlığını korur: Alıç sirkesi, kemikleri güçlendirerek osteoporoz riskini azaltır.
    10. Saç sağlığını destekler: Alıç sirkesi, saç derisini temizleyerek kepek oluşumunu azaltır ve saç sağlığını destekler.

    Sonuç olarak, alıç sirkesi sağlıklı bir diyetin bir parçası olarak tüketilebilir ve birçok sağlık yararı sunar. Ancak, alıç sirkesi kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir. Ayrıca, alıç sirkesinin kaliteli ve güvenli bir şekilde üretildiğinden emin olmak için sadece güvenilir kaynaklardan satın alınması önerilir.

    Alıç Sirkesinin Kullanımı

    Alıç sirkesi, yemeklerin yanı sıra birçok farklı şekilde kullanılabilir. İşte alıç sirkesinin kullanılabileceği bazı alanlar:

    1. Salatalar: Alıç sirkesi, yeşil salataların yanı sıra sebze ve meyve salatalarında da kullanılabilir.
    2. Soslar: Alıç sirkesi, yemek soslarına eklenerek yemeklere tat ve aroma katar.
    3. Turşular: Alıç sirkesi, turşuların fermente olmasına yardımcı olmak için kullanılabilir.
    4. Etler: Alıç sirkesi, etleri marine etmek için kullanılabilir veya et yemeklerine lezzet katmak için sos olarak kullanılabilir.
    5. İçecekler: Alıç sirkesi, içeceklerde kullanılarak lezzetlendirici olarak kullanılabilir.
    6. Tatlılar: Alıç sirkesi, tatlılarda kullanılarak farklı bir aroma ve tat katar.
    7. Kozmetik ürünler: Alıç sirkesi, cilt bakım ürünlerinde, saç bakım ürünlerinde ve diğer kozmetik ürünlerde kullanılabilir.

    Alıç sirkesi, sağlığa birçok fayda sağladığı için genellikle sağlıklı yaşam tarzı yemeklerinde ve doğal tedavilerde de kullanılır. Ancak, herhangi bir diyet veya sağlık programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.

    Salatalarda kullanımı

    Alıç sirkesi, salataların lezzetini artırmak için popüler bir malzemedir. İşte alıç sirkesiyle hazırlayabileceğiniz lezzetli bir salata tarifi:

    Malzemeler:

    • 2 su bardağı doğranmış yeşil yapraklı sebzeler (marul, roka, pazı vb.)
    • 1/2 su bardağı doğranmış domates
    • 1/2 su bardağı doğranmış salatalık
    • 1/2 su bardağı doğranmış kırmızı soğan
    • 1/4 su bardağı doğranmış turp
    • 1/4 su bardağı doğranmış havuç
    • 1/4 su bardağı doğranmış kereviz
    • 1/4 su bardağı doğranmış biber
    • 1/4 su bardağı doğranmış çeri domatesi (isteğe bağlı)
    • 1 yemek kaşığı alıç sirkesi
    • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
    • Tuz ve karabiber

    Yapılışı:

    1. Sebzeleri doğrayın ve büyük bir salata kabına koyun.
    2. Alıç sirkesi, zeytinyağı, tuz ve karabiberi küçük bir kapta karıştırın.
    3. Salatanın üzerine sosu dökün ve iyice karıştırın.
    4. Salatayı servis tabağına koyun ve dilerseniz üzerine birkaç çeri domatesi ile süsleyin.
    5. Afiyetle yiyin!

    Bu salata tarifi, alıç sirkesinin kendine özgü lezzetini kullanarak lezzetli ve sağlıklı bir salata hazırlamanıza olanak tanır. Alıç sirkesi, salatanın üzerindeki diğer sosların yerini alabilecek güçlü bir tada sahiptir, bu nedenle ölçülü kullanmanız önerilir.

    İçecek olarak kullanımı

    Alıç sirkesi, yemeklerin yanı sıra içecek olarak da kullanılabilir. Genellikle su ile karıştırılarak tüketilir ve taze bir içecek olarak servis edilir. İşte alıç sirkesi ile hazırlayabileceğiniz bir içecek tarifi:

    Malzemeler:

    • 2 yemek kaşığı alıç sirkesi
    • 2 su bardağı su
    • 1 yemek kaşığı bal (isteğe bağlı)
    • Buz

    Yapılışı:

    1. Su ve alıç sirkesini bir bardağa koyun.
    2. Balı ekleyin ve karıştırın.
    3. Buz küplerini bardağa ekleyin ve servis edin.

    Bu içecek tarifi, alıç sirkesinin lezzetli bir içecek olarak tüketilmesine olanak tanır. Alıç sirkesi, doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılabilecek kadar tatlı değildir, bu nedenle bal eklemek isterseniz tatlandırabilirsiniz. Ayrıca, bu içeceği soğuk tüketmeniz tavsiye edilir.

    Alıç sirkesi, içecek olarak tüketildiğinde sindirim sağlığına faydalı olduğu bilinir. Ayrıca, antioksidan özellikleri sayesinde bağışıklık sistemini destekleyebilir ve vücudun detoksifikasyon sürecine yardımcı olabilir. Ancak, herhangi bir diyet veya sağlık programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.

    Baharat olarak kullanımı

    Alıç sirkesi baharat olarak kullanılabilecek bir üründür ve yemeklere aroma katmak için kullanılabilir. Ayrıca alıç sirkesi, baharatlı yiyeceklerin acılığını hafifletmek için de kullanılabilir. İşte alıç sirkesi ile hazırlayabileceğiniz baharatlı yemek tarifleri:

    1. Acılı sos: Alıç sirkesi, domates, biber, soğan ve baharatlar gibi malzemelerle birleştirilerek acılı bir sos elde edebilirsiniz. Bu sosu salatalar, sandviçler veya et yemekleri gibi birçok yemekte kullanabilirsiniz.
    2. Et baharatı: Alıç sirkesi, et baharatı olarak kullanılabilir. Etin üzerine alıç sirkesi, sarımsak, kekik, pul biber, tuz ve karabiber gibi baharatlarla birlikte sürülebilir veya etin marine edilmesinde kullanılabilir.
    3. Sebze baharatı: Alıç sirkesi, sebzelerin tatlarına farklı bir aroma katarak yemeklere lezzet katabilir. Sebzeleri alıç sirkesi, zeytinyağı, tuz ve baharatlarla birlikte pişirebilirsiniz.
    4. Çorba baharatı: Alıç sirkesi, çorbalara farklı bir aroma katarak tatlarını zenginleştirebilir. Çorba yaparken, son aşamada alıç sirkesi ekleyebilir ve karıştırabilirsiniz.
    5. Pilav baharatı: Alıç sirkesi, pilavın üzerine dökülerek pilava farklı bir tat ve aroma katabilir. Ayrıca, pilavın içine birkaç damla alıç sirkesi ekleyerek pişirebilirsiniz.

    Alıç sirkesi, baharat olarak kullanılabilecek bir ürün olduğundan, yemeklere tat ve aroma katarken aynı zamanda sağlık yararları da sağlayabilir. Ancak, herhangi bir diyet veya sağlık programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.

    Alıç sirkesinin yan etkileri nelerdir?

    Alıç sirkesi, genellikle güvenli olarak kabul edilir. Ancak, bazı kişilerde yan etkilere neden olabilir. Yan etkiler şunları içerebilir:

    • Mide yanması: Alıç sirkesi, bazı kişilerde mide yanmasına neden olabilir.
    • Hipoglisemi: Alıç sirkesi, kan şekeri seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle, diyabet hastaları ve kan şekeri düşüklüğü riski olan kişiler alıç sirkesi kullanırken dikkatli olmalıdır.
    • Diş çürümeleri: Sirke, dişlerin mine tabakasını aşındırabilir ve diş çürümelerine neden olabilir.
    • İlaç etkileşimleri: Alıç sirkesi, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir. Bu nedenle, bir ilaç kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.
    • Alerjik reaksiyonlar: Bazı kişiler alıç meyvesine alerjik reaksiyon gösterebilirler. Bu nedenle, alıç sirkesi kullanmadan önce alerjik reyon riskinizi değerlendirmek önemlidir

    Alıç sirkesi ayrıca yüksek tansiyon ilaçları, diüretikler ve insülin gibi ilaçların etkisini artırabilir. Bu nedenle, bu ilaçları kullanan kişilerin alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmaları önerilir.

    Sonuç olarak, alıç sirkesi doğal bir üründür ve birçok sağlık yararı sunar. Ancak, yan etkilere neden olabilir ve bazı kişiler için uygun olmayabilir. Alıç sirkesi kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.

    Uygun kullanım miktarı ne kadar?

    Alıç sirkesinin uygun kullanım miktarı, kişinin sağlık durumuna, yaşına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Genel olarak, günde 1-2 çay kaşığı kadar alıç sirkesi tüketmek uygun olabilir. Ancak, aşırı miktarda alıç sirkesi tüketmek bazı sağlık sorunlarına neden olabilir.

    Özellikle düşük tansiyonu olan kişilerin alıç sirkesi tüketimine dikkat etmesi gerekir. Ayrıca, hamile ve emziren kadınlar ile kronik bir sağlık sorunu olanlar da alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.

    Alıç sirkesi, yüksek miktarda asit içerdiğinden, aşırı tüketildiğinde mide yanması, hazımsızlık, ağızda acı tat gibi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle, alıç sirkesi kullanım miktarını aşırıya kaçmamak için kontrol altında tutmak önemlidir. Herhangi bir diyet veya sağlık programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız önerilir.

    Kimlerin kullanması sakıncalıdır?

    Alıç sirkesi, genellikle sağlıklı bireyler için güvenli bir şekilde kullanılabilir. Ancak, bazı kişilerin alıç sirkesi kullanımından kaçınması veya doktorlarına danışması önerilir. İşte, alıç sirkesi kullanımından kaçınması gereken kişiler:

    1. Kan sulandırıcı ilaçlar kullananlar: Alıç sirkesi, kan inceltici ilaçların etkisini artırabilir ve kanama riskini artırabilir.
    2. Düşük tansiyonu olanlar: Alıç sirkesi, kan basıncını düşürebilir ve düşük tansiyon sorunu olan kişiler için sorun yaratabilir.
    3. Diyabet hastaları: Alıç sirkesi, kan şekerini düşürücü etkiye sahip olabilir ve diyabet hastalarında kan şekeri seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle, diyabet hastaları alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.
    4. Ülser hastaları: Alıç sirkesi, mide asidi seviyelerini artırabilir ve ülser hastalarında mide rahatsızlığına neden olabilir.
    5. Hamile veya emziren kadınlar: Alıç sirkesinin hamile veya emziren kadınlarda güvenli olup olmadığı hakkında yeterli araştırma bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu kişiler alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.
    6. Diğer sağlık sorunları: Kalp hastalığı, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı gibi kronik sağlık sorunları olanlar, alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.

    Herhangi bir diyet veya sağlık programına başlamadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

    İlaçlarla etkileşimleri

    Alıç sirkesi, bazı ilaçlarla etkileşime girebilir ve istenmeyen yan etkilere neden olabilir. İşte, alıç sirkesi ile etkileşime girebilecek bazı ilaçlar:

    1. Kan sulandırıcılar: Alıç sirkesi, kan inceltici ilaçların etkisini artırabilir ve kanama riskini artırabilir.
    2. Diyabet ilaçları: Alıç sirkesi, kan şekerini düşürücü etkiye sahip olabilir ve diyabet ilaçlarının etkisini artırabilir. Bu nedenle, diyabet hastaları alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.
    3. Tansiyon ilaçları: Alıç sirkesi, kan basıncını düşürebilir ve tansiyon ilaçlarının etkisini artırabilir. Bu nedenle, düşük tansiyon sorunu olan kişiler alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.
    4. Kalp ilaçları: Alıç sirkesi, kalp ilaçlarının etkisini artırabilir ve kalp rahatsızlığı olan kişilerde istenmeyen yan etkilere neden olabilir.
    5. Antibiyotikler: Alıç sirkesi, antibiyotiklerin etkisini azaltabilir ve tedavi sürecini uzatabilir.

    Bu nedenlerle, alıç sirkesi kullanırken doktorunuzla konuşmanız önerilir, özellikle yukarıdaki ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız.

    Alıç sirkesi nasıl yapılır?

    Alıç Sirkesi nasıl yapılır tarifi
    Alıç Sirkesi nasıl yapılır tarifi

    Alıç sirkesi yapmak oldukça kolaydır. İşte alıç sirkesi yapmak için ihtiyacınız olan malzemeler ve adımlar:

    Malzemeleri:

    Antioksidan özellikleri vardır: Alıç meyvesi, antioksidanlar açısından zengindir. Antioksidanlar, serbest radikalleri nötralize ederek hücre hasarını önleyebilir. Alıç sirkesi, alıç meyvesinin antioksidan bileşiklerini içerir ve bu nedenle, alıç sirkesinin de antioksidan özellikleri vardır.

    • 1 litre su
    • 1 kilogram
    • 1 su bardağı elma sirkesi (veya başka bir sirke çeşidi)
    • 1 su bardağı toz şeker (veya tatlandırıcı alternatiflerinden biri)

    Adımlar:

    1. Alıç meyvelerini yıkayın ve çekirdeklerini çıkarın.
    2. 1 litre suyu bir tencereye koyun ve kaynatın.
    3. Kaynar suya alıç meyvelerini ekleyin ve 20-30 dakika boyunca kaynatın.
    4. Tencereyi ocaktan alın ve alıç meyvelerini süzün. Sıvıyı bir kaba aktarın.
    5. Elma sirkesi ve toz şeker (veya tatlandırıcı alternatifi) ekleyin ve karıştırın.
    6. Karışımı bir cam kavanoza koyun ve kapağını sıkıca kapatın.
    7. Kavanozu bir yerde güneş ışığı alan bir yere koyun ve 3-4 hafta boyunca fermentasyona bırakın. Her gün kavanozun kapağını açın ve gazın çıkmasına izin verin.
    8. 3-4 haftanın sonunda, alıç sirkesi hazır olacak. Kavanozdaki sirkeyi süzün ve bir şişeye koyun. Kullanmadan önce şişeyi çalkalayın.

    Alıç sirkesi, birçok farklı şekilde kullanılabilir. Salatalarda, marinatlarda, soslarda veya içeceklerde kullanılabilir. Ayrıca, birçok sağlık yararı sunar ve sağlıklı bir diyetin bir parçası olarak tüketilebilir.

    Alıç Sirkesinin Diğer Kullanım Alanları

    Kozmetikte kullanımı

    Alıç sirkesinin anti-inflamatuar ve antioksidan özellikleri, cilt ve saç sağlığı açısından faydalı olabileceği için, kozmetik ürünlerinde sıkça kullanılmaktadır. İşte, alıç sirkesinin kozmetikte kullanım alanları:

    1. Cilt temizleyicileri: Alıç sirkesi, cildi temizleyip ölü hücreleri ve kirleri uzaklaştırmaya yardımcı olabilir. Cildi temizleyen tonik, temizleyici ve nemlendirici ürünlerde kullanılır.
    2. Akne tedavisi: Alıç sirkesi, akne oluşumunu önlemeye ve sivilceleri azaltmaya yardımcı olabilir. Akne tedavisinde kullanılan kremler, tonikler ve yüz maskelerinde kullanılır.
    3. Saç bakımı: Alıç sirkesi, saçları güçlendirmeye, kepek oluşumunu önlemeye ve saç derisini sağlıklı tutmaya yardımcı olabilir. Şampuan, saç kremi ve saç toniği gibi ürünlerde kullanılır.
    4. Ağız sağlığı: Alıç sirkesi, ağız hijyeni için faydalıdır. Diş macunu, gargara ve ağız suyu gibi ürünlerde kullanılır.

    Alıç sirkesinin kozmetikte kullanımı hakkında daha fazla bilgi almak için, dermatolog veya kozmetik uzmanınızla konuşabilirsiniz.

    Temizlikte kullanımı

    Alıç sirkesi, doğal bir temizlik ürünü olarak kullanılabilir. Hem evde hem de işyerinde birçok farklı yüzeyin temizlenmesinde kullanılabilir. İşte, alıç sirkesinin temizlikte kullanım alanları:

    1. Mutfak temizliği: Alıç sirkesi, mutfak tezgahları, fırınlar, ocaklar, buzdolapları ve diğer mutfak yüzeylerinin temizlenmesinde kullanılabilir.
    2. Banyo temizliği: Alıç sirkesi, lavabolar, küvetler, duş kabinleri ve diğer banyo yüzeylerinin temizlenmesinde kullanılabilir.
    3. Cam temizliği: Alıç sirkesi, cam yüzeyleri temizlemek için de kullanılabilir. Sprey şişesine alınarak camlara püskürtülebilir ve silecek veya bezle silinebilir.
    4. Halı temizliği: Alıç sirkesi, halıları temizlemek için kullanılabilir. 1 ölçü alıç sirkesini 2 ölçü su ile karıştırarak elde edilen çözelti, halıyı temizlemek için kullanılabilir.
    5. Lamine veya ahşap zemin temizliği: Alıç sirkesi, lamine veya ahşap zeminlerin temizlenmesinde kullanılabilir. 1 ölçü alıç sirkesi, 4 ölçü su ile karıştırılarak bir sprey şişesine konulur ve zeminlerin temizlenmesinde kullanılır.

    Alıç sirkesinin temizlikte kullanımı hakkında daha fazla bilgi almak için, temizlik ürünleri üreten firmaların internet sitelerinde veya temizlik uzmanları ile konuşabilirsiniz.

    Gıda endüstrisinde kullanımı

    Alıç sirkesi, gıda endüstrisinde birçok farklı amaç için kullanılabilir. İşte, alıç sirkesinin gıda endüstrisinde kullanım alanları:

    1. Tatlandırıcı: Alıç sirkesi, yemeklere ve içeceklere tat vermek için kullanılabilir. Sirke tadı nedeniyle, özellikle turşu, turşu suyu, soslar ve marinatlar için popüler bir tatlandırıcıdır.
    2. Koruyucu: Alıç sirkesi, gıdaların bozulmasını önlemeye yardımcı olan doğal bir koruyucu madde olarak kullanılabilir.
    3. Fermente edici: Alıç sirkesi, bazı fermente yiyeceklerin (örneğin turşu) yapımında kullanılabilir. Fermente edici olarak, gıdaların mayalanmasına ve probiyotiklerin oluşmasına yardımcı olabilir.
    4. pH ayarlayıcı: Alıç sirkesi, gıda ürünlerinde pH ayarlayıcı olarak kullanılabilir. Örneğin, hamur işleri, turşular ve konserve ürünlerde kullanılabilir.
    5. Sertleştirici: Alıç sirkesi, peynir yapımında kullanılan bir sertleştirici olarak da kullanılabilir.

    Alıç sirkesinin gıda endüstrisindeki kullanımı hakkında daha fazla bilgi almak için, gıda endüstrisi uzmanları veya gıda kimyagerleri ile konuşabilirsiniz.

    Alıç Sirkesi Bilimsel Araştırmalar

    Alıç sirkesi, son yıllarda yapılan bazı bilimsel araştırmalarda incelenmiştir. İşte, alıç sirkesi ile ilgili bazı bilimsel araştırmalar:

    1. Antioksidan özellikleri: Alıç sirkesi, antioksidan özellikleri nedeniyle birçok farklı hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde kullanılabilir. 2012 yılında yapılan bir araştırmada, alıç meyvelerinden elde edilen sirkenin antioksidan özelliklerinin yüksek olduğu ve serbest radikalleri etkisiz hale getirdiği gösterilmiştir.
    2. Kolesterol düşürücü özellikleri: Alıç sirkesi, kolesterol düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir. 2008 yılında yapılan bir araştırmada, günde 10 ml alıç sirkesi tüketmenin, toplam kolesterol ve LDL (“kötü” kolesterol) seviyelerini düşürdüğü gösterilmiştir.
    3. Kan basıncı düşürücü özellikleri: Alıç sirkesi, kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir. 2014 yılında yapılan bir araştırmada, günde iki kez 15 ml alıç sirkesi tüketmenin, hipertansiyonlu kişilerde kan basıncını düşürdüğü gösterilmiştir.
    4. Sindirim sağlığına faydaları: Alıç sirkesi, sindirim sağlığına faydaları nedeniyle de kullanılabilir. 2015 yılında yapılan bir araştırmada, alıç sirkesinin mide ekşimesi ve gaz gibi sindirim sorunlarını önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.

    Alıç sirkesinin sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili araştırmalar devam etmektedir. Ancak, herhangi bir sağlık sorunu için alıç sirkesi kullanmadan önce, doktorunuza danışmanız önerilir.

    Alıç Sirkesiyle İlgili Sık Sorulan Sorular

    Alıç sirkesi zayıflatır mı?

    Alıç sirkesinin zayıflatıcı özellikleri olduğuna dair bazı iddialar vardır. Ancak, bu iddiaların bilimsel bir dayanağı yoktur ve alıç sirkesinin zayıflatıcı etkileri konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

    Alıç sirkesi, metabolizmayı hızlandırarak ve tokluk hissi sağlayarak kilo kaybına yardımcı olabileceği düşünülür. Ancak, bu etkilerin gerçekliği hakkında yapılan araştırmaların sonuçları çelişkilidir ve bu iddiaların doğruluğunu destekleyecek yeterli bilimsel kanıt yoktur.

    Ayrıca, alıç sirkesi yüksek asit içeriği nedeniyle bazı kişilerde mide rahatsızlıklarına neden olabilir ve bu durum kilo kaybı çabalarınızı etkileyebilir.

    Sonuç olarak, alıç sirkesinin zayıflama konusunda kesin bir etkisi olmadığına dair bilimsel bir kanıt yoktur. Bu nedenle, sağlıklı bir diyet ve egzersiz programı gibi kanıtlanmış yöntemleri kullanarak kilo vermek en güvenli ve etkili yaklaşımdır.

    Alıç Sirkesi ile Zayıflama Hızla Yağ Yakma Yolu İçin Tıklayın !

    Alıç sirkesi saç için faydalı mıdır?

    Alıç sirkesinin saç sağlığına faydalı olduğuna dair bazı iddialar vardır. Ancak, bu iddiaların bilimsel bir dayanağı yoktur ve alıç sirkesinin saç için faydalı olduğunu destekleyecek yeterli araştırma yapılmamıştır.

    Bazı insanlar alıç sirkesinin saçları temizlediğini, kepeklenmeyi azalttığını ve saç derisini rahatlattığını iddia ederler. Bununla birlikte, alıç sirkesinin saçlar üzerindeki etkileri hakkında yapılan araştırmaların sonuçları çelişkilidir ve bu iddiaların doğruluğunu destekleyecek yeterli bilimsel kanıt yoktur.

    Ayrıca, alıç sirkesi yüksek asit içeriği nedeniyle bazı kişilerde saç derisinde tahrişe neden olabilir. Bu nedenle, alıç sirkesini saçlarınıza uygulamadan önce bir test yapmanız ve herhangi bir olumsuz reaksiyon gösterirseniz kullanmaktan kaçınmanız önemlidir.

    Sonuç olarak, alıç sirkesinin saç için faydalı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur. Saç sağlığı için en iyi yaklaşım, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli saç bakımı rutinleridir.

    Alıç sirkesi kan şekerini düşürür mü?

    Alıç sirkesinin kan şekerini düşürmeye yardımcı olabileceğine dair bazı araştırmalar bulunmaktadır. Alıç bitkisinin yaprakları, meyveleri ve çiçekleri geleneksel olarak diyabet tedavisinde kullanılmıştır. Bu bitkide bulunan bazı bileşiklerin, özellikle flavonoidlerin, insülin salınımını arttırarak ve hücrelerin glukozu kullanmasını teşvik ederek kan şekeri kontrolüne yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

    Bir araştırmada, diyabetik farelere verilen alıç yaprağı ekstresinin kan şekeri seviyelerini düşürdüğü ve insülin direncini azalttığı bulunmuştur. Ancak, bu sonuçlar henüz insanlar üzerinde yapılan çalışmalarla doğrulanmamıştır ve alıç sirkesinin kan şekeri kontrolü üzerindeki etkileri konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

    Ayrıca, alıç sirkesi yüksek asit içeriği nedeniyle bazı kişilerde mide rahatsızlıklarına neden olabilir ve bu durum kan şekeri kontrolünü olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, alıç sirkesini kan şekeri kontrolü için kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

    Sonuç olarak, alıç sirkesinin kan şekerini düşürmeye yardımcı olabileceğine dair bazı araştırmalar olsa da, bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir ve alıç sirkesinin kan şekeri kontrolü için kullanılması öncesinde doktorunuza danışmanız önerilir.

    Alıç sirkesi alırken nelere dikkat edilmeli?

    Alıç sirkesi alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır:

    1. Kaliteli bir ürün seçin: Kaliteli bir alıç sirkesi seçmek için organik, doğal ve katkısız ürünleri tercih etmek en iyisidir. Etiketleri okuyun ve mümkünse ürünün üreticisi hakkında bilgi edinin.
    2. Dozajı takip edin: Alıç sirkesinin yüksek asit içeriği nedeniyle fazla miktarda tüketilmesi bazı kişilerde mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Bu nedenle, önerilen dozajı takip edin ve aşırı tüketimden kaçının.
    3. Doktorunuza danışın: Bazı sağlık sorunları olan kişilerin alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmaları önerilir. Özellikle kan inceltici ilaçlar veya insülin kullanan kişilerin alıç sirkesi kullanmadan önce doktorlarına danışmaları önemlidir.
    4. Yan etkileri izleyin: Alıç sirkesi kullanmaya başladıktan sonra herhangi bir yan etki fark ederseniz, kullanımı bırakın ve doktorunuzla görüşün.
    5. Depolama koşullarına dikkat edin: Alıç sirkesini serin ve karanlık bir yerde saklayın. Ayrıca, ürünün son kullanma tarihine dikkat edin ve geçmiş tarihe sahip ürünleri tüketmeyin.

    Sonuç olarak, alıç sirkesi alırken kaliteli bir ürün seçmek, dozajı takip etmek, doktorunuza danışmak, yan etkileri izlemek ve ürünü doğru şekilde depolamak önemlidir.

    Alıç Sirkesi ve Diğer Sirke Türleri Arasındaki Farklar

    Alıç sirkesi, diğer sirke türlerinden farklı bir sirke türüdür. İşte alıç sirkesi ve diğer sirke türleri arasındaki farklar:

    1. Hammaddeleri: Alıç sirkesi, alıç meyvesinden üretilirken, elma sirkesi, üzüm sirkesi, balsamik sirke gibi diğer sirke türleri ise farklı meyvelerden veya üzümlerden elde edilir.
    2. Lezzet: Alıç sirkesinin lezzeti hafif tatlı ve ekşidir. Diğer sirke türleri ise daha yoğun bir ekşi tada sahiptir.
    3. Asit oranı: Alıç sirkesi, diğer sirke türlerine göre daha düşük bir asit oranına sahiptir.
    4. Kullanım alanları: Alıç sirkesi, diğer sirke türleri gibi salata sosları, marinatlar ve yemeklerde kullanılabilir. Ancak, alıç sirkesi, diğer sirke türleri gibi temel bir mutfak malzemesi değildir. Ayrıca, alıç sirkesi saç ve cilt bakımı gibi diğer kullanım alanları için de kullanılabilir.
    5. Kullanım ömrü: Alıç sirkesi, diğer sirke türleri gibi uzun bir raf ömrüne sahip değildir. Bu nedenle, taze kullanmak en iyisidir.

    Sonuç olarak, alıç sirkesi diğer sirke türlerinden farklı bir lezzete, asit oranına, hammaddelerine ve kullanım alanlarına sahiptir.

    Alıç Sirkesi Nasıl Kullanılır?

    Alıç sirkesi kullanımı oldukça basittir. Genellikle salataların üzerine dökülerek veya suyla seyreltilerek içilir. Ancak, alıç sirkesi yüksek asit içeriğine sahip olduğundan, saf halde tüketilmesi önerilmez. Ayrıca, aşırı tüketimi bazı yan etkilere neden olabilir.

    Alıç sirkesi kullanmadan önce, ürün etiketini okuyun ve talimatları takip edin. Genellikle, alıç sirkesi bir çorba kaşığı veya bir ila iki çorba kaşığı kadar seyreltilerek tüketilir. Ayrıca, alıç sirkesi tüketirken bol su içmek de önemlidir.

    Alıç sirkesi, yiyeceklerin üzerine döküldüğünde veya suyla seyreltilerek içildiğinde lezzetli bir tat verir. Ancak, alıç sirkesinin yüksek asit içeriği, diş minesini ve mideyi aşındırabileceğinden, dişlerinizi ve mide sağlığınızı korumak için dikkatli olunması önerilir.

    Alıç Nasıl Tüketilmelidir? Tıklayın !

    Alıç Sirkesi Nasıl Saklanır?

    Alıç sirkesi doğal bir ürün olduğu için, uzun süre saklanması zordur. Genellikle, alıç sirkesi, cam veya plastik kaplarda saklanır. Ayrıca, doğrudan güneş ışığından korunmalı ve serin ve kuru bir yerde muhafaza edilmelidir. Alıç sirkesinin, açıldıktan sonra buzdolabında saklanması önerilir. Ayrıca, alıç sirkesi tükettiğiniz zaman ürünün tarihini kontrol etmek ve son kullanma tarihine dikkat etmek önemlidir.

    Sonuç olarak, alıç sirkesi sağlıklı bir diyetin bir parçası olarak tüketilebilir ve birçok sağlık yararı sunar. Ancak, yan etkileri ve ilaç etkileşimleri nedeniyle bazı kişiler için uygun olmayabilir. Alıç sirkesi kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önerilir. Ayrıca, kaliteli ve güvenli bir ürün satın almak ve ürünü doğru şekilde saklamak da önemlidir.

    Alıç Sirkesi ile İlgili Özet Bilgiler

    • Kan basıncı, kolesterol ve trigliserit seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, antioksidan özellikleri sayesinde hücre hasarını azaltabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
    • Alıç sirkesi, genellikle salataların sosunda kullanılsa da, suya eklenerek içilebilir veya yemeklerde baharat olarak kullanılabilir.
    • Alıç sirkesi, bazı yan etkilere neden olabilir ve ilaçlarla etkileşime girebilir. Bu nedenle, bazı kişiler için uygun olmayabilir ve özellikle hamilelik ve emzirme döneminde kullanımı konusunda yeterli bilgi yoktur.
    • Alıç sirkesi kullanmadan önce, özellikle kalp ilaçları, diyabet ilaçları ve kan incelticiler gibi ilaçlar kullanan kişilerin doktorlarına danışmaları önerilir.
    • Alıç sirkesi, alıç meyvesinden elde edilen doğal bir sirke türüdür.
    • Alıç sirkesi, birçok sağlık yararı sunar. Özellikle, kalp sağlığı,

    Sonuç olarak, alıç sirkesi doğal bir ürün olmasına rağmen, bazı kişiler için uygun olmayabilir. Ancak, sağlık yararlarından yararlanmak isteyen kişilerin doktorlarına danışarak uygun miktarda tüketmeleri önerilir. Herhangi bir yan etki veya ilaç etkileşimi yaşarsanız, derhal doktorunuza başvurmanız önemlidir.

  • Çocuklarda Kolesterol Tedavisi 3 Yöntem

    Çocuklarda Kolesterol Tedavisi 3 Yöntem

    Çocuklarda kolesterol yüksekliği sağlıksız beslenme, genetik ve fazla hareket etmemekten kaynaklıdır. Çocuklarda kolesterol tedavisi yazımızda sizlerle…

    Çocuklarda Kolesterol Tedavisi

    Türkiyede çocukların %20 ‘sinde görülmektedir. Özellikle HDL düşüklüğü diğer ülkelere oranlar daha fazla görülmektedir. Kan yağında düzensizlikle ortaya çıkıp daha sonra kalp damar sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Çocuklarda kolesterol tedavisi için uygulanan tedavi yöntemleri şunlardır:

    çocuklarda koleserol tedavisi
    çocuklarda koleserol tedavisi

    Çocuklara Sağlıklı Diyet Tedavisi

    Kolesterolü olan çocuklara verilen diyetlerde yağ ve kolesterol alımı azaltılır ve karbonhidrat alımı arttırılır. Bunun nedeni iyi kolesterolün düşürülüp, trigliseridin arttırılmak istenmesidir. Yani; çocuğun aldığı total yağ oranında bir değişiklik yapmadan, sadece aldığı yağın çeşidinin sağlığı düşünülerek doğru düzene oturtulmasıdır. Dilerseniz Çocuk Diyeti yazımıza göz atabilirsiniz.

    Çocuklarda kolesterol yüksekliği
    Çocuklarda kolesterol yüksekliği

    Egzersiz / Fiziksel Aktivite

    Çocuğun her gün ortalama 20 ile 45 dakika arası bir süre egzersiz yapması gerekmektedir. Spor yapmaya, herhangi bir spor dalı ile ilgilenmeye teşvik edilmelidir. Çocukların 2 saatten fazla hareketsiz kalmalarına neden olabilecek televizyon izleme ve bilgisayar oynama gibi aktivitelerin süresi azaltılmalıdır. Çünkü obeziteye ve dolaylı olarak da kolesterole neden olabilir. Dilerseniz forum konumuz Çocuk Beslenmesinin Kalp Sağlığına Etkisi göz atabilirsiniz…

    Kolesterol olan çocuk nasıl beslenmeli
    Kolesterol olan çocuk nasıl beslenmeli

    Kolesterol İlaç Tedavisi

    Diyet uyguluyor olmasına ve fiziksel aktivite yapıyor olmasına rağmen kolesterol değeri düşmemiş olan ve aynı zamanda 10 yaşından büyük olan çocuklara ilaç tedavisi uygulanır.

    Çocuklarda İdeal Kolesterol Değerleri Kaçtır?

    Çocuklarda kolesterol değeri olarak total kolesterole ve LDL kolesterole bakılır. Kabul edilen ideal kolesterol total için 170 mg/dl ve LDL için 110 mg/dl’dir. Total kolesterol için sınır 170 ve 199 mg/dl arasıdır. LDL kolesterol için ise sınır 110 ve 129 mg/dl arasıdır. Total kolesterol için 200 mg/dl’den fazlası yüksek kabul edilir. LDL kolesterol için ise 130 mg/dl’den fazlası yüksek kabul edilir.

    Çocuklarda İdeal Kolesterol Değerleri
    Çocuklarda İdeal Kolesterol Değerleri

    Kolesterolün Görülme Nedenleri

    Kolesterolün görülme nedenlerinden bazıları şunlardır:

    • Doymuş ve trans yağlı besinlerin tüketilmesi kolesterolü arttırır.
    • Anne ve babanın kolesterol seviyesinin yüksek olması durumunda çocuk da kolesterol riski taşır.
    • Vücut ağırlığının fazla olması durumunda kolesterol yükselir. Aynı zamanda kalp ve damar sağlığı açısından da risk oluşturur.
    • Düzenli fiziksel aktivite yapmayan kişilerde kolesterol problemi görülür.

    İlgili Konular;

  • Yeterince Lifli Beslenmediğinizin İşaretleri

    Yeterince Lifli Beslenmediğinizin İşaretleri

    Lifler kilonuzu yönetmenize, ideal kilonuzda kalmanıza ya da ideal kilonuza inmenize yardımcı olur. Kalp hastalığı, diyabet, kolon kanseri, hemoroid ve yüksek kolesterol gibi belirli sağlık koşulları riskini azaltır.

    Günlük lif oranı: Kadınlar günde 25 gram lif almayı hedeflemelidir. Erkekler ise günde 38 gram tüketmelidir. Ancak ortalama alım günde sadece 16 gramdır.

    İşte daha fazla life ihtiyacınız olduğunu gösteren sinyaller ve bunu yapmanın bazı yolları. Not: Eğer çok hızlı bir şekilde lif tüketirseniz, gaz, şişkinlik, kramplar ve hatta ishal bile olabilirsiniz. Bunun yerine, lifi yavaş yavaş artırın ve bol miktarda sıvı için. Yeterince içmezseniz kabız olabilirsiniz.

    Yedikten Sonra Aç Hissetme

    Lif, doygunluk olarak bilinen unsuru etkiler yani daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Lif tüketen insanların iştahı azalır, enerji tüketimi fazla olan besinlere yönelmez, daha az kalori tüketerek kilo kaybına uğrar. Bunlar arasında tam tahıl çavdarı, çavdar kepeği, yulaf, arpa bulunur. Tahıl ve havuç da dahil olmak üzere daha az kalorili yiyecekler tükettiğinizde yağlı etler ve kızartılmış yiyecekler yemeye hakkınız olur.

    Yeterince Lifli Beslenmediğinizin İşaretleri | 1

    Şişkinlik Kabızlık

    Kabızlık, lif eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Çözünmeyen lif vücudunuzda göreceli olarak hareket eder. Bazı çözünür lifler, bağırsak hareketlerine yardımcı olan viskoz ve tutma suyunu tetikler. Lif gıdaların sindirim kanalında sürekli ve pürüzsüz hareket etmesine yardımcı olduğunda kabızlığı azaltır. Çok az lif yerseniz, atık sindirim sisteminizde daha yavaş hareket ederek sizi şişirir. Tohum, meyve, kinoa, tam buğday ekmeği ve diğer bütün tahılları tüketerek beslenmenize daha fazla lifli gıda ekleyebilirsiniz.

    Yüksek Kolesterol

    Kolesterol sayınız yüksekse, bazı çözünür lifler seviyenizi azaltabilir. Yulaf ezmesi, yulaf kepeği, arpa, keten tohumu, fasulye, elma, armut ve kuru erik gibi çözünür lif kaynaklarını tüketmeniz önerilir. Bunlar düşük yoğunluklu lipoprotein (kötü) kolesterolü azaltabilir. Lif vücudunuzdan geçerken kolesterol ona yapışır ve onunla birlikte dışkıyla çıkar. Yeterli miktarda lifiniz olmadığında kolesterolün vücudunuzdan çıkma ve kan dolaşımına girme olasılığı daha fazladır. Kolesterolü düşürmek de kalp sağlığınızı olumlu etkiler.

    Kilo Alımı

    Yüksek lifli sebzeler daha uzun süre çiğnemeyi gerektirir. Bu, daha az yiyeceğiniz ve daha uzun sürede acıkacağınıza işarettir. Çabucak yediğinizde, yemekten sonra kendinizi memnun hissetmeyebilirsiniz, bu yüzden vücudunuzun ihtiyacından daha fazla yiyebilir ve fazla kalori tüketebilirsiniz.

    Kolesterolü Diyetle Düşürme Yanlışları için Tıklayın !

    Lifli gıdalar ile bel bölgesi yağlarını eritin Tıklayın !

    Kalorisi En Düşük Besinler için Tıklayın !

    Kilo Verdiren Smoothie Tarifleri Tıklayın !

    Dünya Yıldızlarının Yaptığı Elma Sirkesi Diyetinin 5 Yan Etkisi Tıklayın !

    Kolesterol Nedir ve Hakkinda Bilmedigimiz Seyler Tıklayın !

  • Kolesterole karşı diyet listesi

    Kolesterole karşı diyet listesi

    Kolesterole karşı diyet listesi… Yüksek kolesterol doğru beslenme düzeni ile kontrol altına alınabiliyor. Uzmanlar, yenilmesi ve yenilmemesi gereken gıdalara dikkat çekiyor.

    Kontrol altına alınmadığında ciddi hastalıklara yol açan kolesterole karşı çaresiz değilsiniz. Yüksek kolesterol diyeti ile bu rahatsızlıkla savaşmanın mümkün olduğunu söyleyen uzmanlar, “Burada amaç beslenme düzeni ile kolesterolü kontrol altına almaktır” diyor.

    KİLO DA VERDİRİYOR

    Kolesterol diyetinde yenebilecek besin listesinin zengin olduğunu ve bu beslenme türünün bir hayat biçimi olarak benimsendiğinde kolesterolün yanı sıra kilo kontrolünün de sağlanabildiğini belirten uzmanlar, mutlaka doktor kontrolünde diyetin uygulanması gerektiğini vurguluyor.

    Kolesterole karşı diyet listesi
    Kolesterole karşı diyet listesi

    Kolesterole karşı diyet listesi

    YENİLECEK GIDALAR

    Yumurtanın beyaz kısmı

    Yağsız süt, yoğurt ve peynir

    Yağsız ya da az yağlı süt ile yapılmış tatlılar

    Tavuk, hindi, ızgara balık

    Kurubaklagiller

    Meyveler, sebzeler

    Haşlanmış, yağ katılmamış patates

    Kepekli ekmek, pirinç, bulgur

    YASAKLI GIDALAR

    Tereyağı ve margarin

    Yağlı etler ve şarküteri ürünleri

    Kavrulmuş tuzlu kuruyemişler

    Yağ deposu olan hamburger, kek, kurabiye, poğaça gibi hamur işleri

    Hazır pasta ve bisküviler, cipsler

    Yağlı süt ve yoğurt, kaymak

    İşkembe ve paça çorbaları

  • Yağdan değil şekerden korkun

    Yağdan değil şekerden korkun

    Kalp krizi, şeker gibi hastalıkların asıl nedeninin kolesterol olmadığı ortaya çıktı

    Prof. Dr. Karatay a göre herkes yağlı gıdaların kolesterol yaptığını sanıyor; ama esas tahribatı şeker yapıyor.

    Tereyağ, kuyruk yağ gibi yağları yiyin diyorsunuz. Yağlı yiyecekler kolesterolün yükselmesine yol açmaz mı? Hayır, yağlı yiyecekler kolesterolü yükseltmez. Sadece karbonhidratlı yiyecekler, kanda trigliserid denen kan yağlarını yükseltir. Kan yağlarını zararlı hale getiren tatlı, şeker, bal ve tatlandırıcılar; meyveler ve meyve suları; bütün şekerli içecekler ve yüksek glisemik indeksli karbonhidratlardır (pirinç, ekmek, makarna vb).

    Kalp krizi, şeker gibi hastalıkların asıl nedeni kolesterol değil, doğal yağlardan mahrum kalmak ve aşırı şeker tüketmektir.

    Karaciğerin en önemli görevlerinden biri her organın ihtiyacına göre, yeni hücrelere yapı taşı olan kolesterolü üretmektir.Kolesterol zengini yiyecekleri hiç ağzımıza koymasak bile karaciğer ve bağırsakların iç yüzünü kaplayan zar dokusu her gün sürekli şekilde 2.5 gram kolesterol üretir. Yani ne yaparsak yapalım zaten vücudumuzda kolesterol üretilir. Kolesterol insan vücudunun ürettiği en güçlü antioksidandır.

    Yatmadan önce 20 dakikalık yürüyüş yapın

    Sporun önemi nedir? Ne zaman, ne kadar yapalım? Gece şeker düştüğü için sabah yapılan yürüyüş ile vücuttaki yağlar daha çabuk yanabilir; ancak suyumuzun yeterli olması şartıyla. Gece yatmadan önce yapılan 20 dakikalık bir yürüyüş ise özellikle geç saatlerde yemek yemiş olanlar için hazır enerjinin kullanılmasını sağlar. Uyku sırasında yağları yakan leptin hormonu normal şartlarda yani 23.00-24.00 saatlerinde yatıp uykuya daldıktan ortalama 1- 2 saat sonra salgılanmaya başlanır.

    Kuruyemiş tüketin

    Gelişme çağındaki gençler nasıl beslenmeli? Yumurta, fındık, fıstık, ceviz, badem. Her türlü sağlıklı yağlı yiyecekler. Böylece bağışıklık sistemleri güçlendiği için alerji, sinüzitlerden hepsinden kurtulacaklar; çünkü vücudun bağışıklık sistemi kuvvetli kaldığı sürece hastalanmazlar. Biz zaten mikroplar ve virüslerle birlikte yaşıyoruz. Ne zamanki bağışıklık sistemi zayıflıyor, hasta oluyoruz. İşte bu mikroplar, virüsler ve toksinlerle mücadele etmek için sağlıklı tereyağı, zeytinyağı, fındık yağı yenecek ve Omega-3 mutlaka alınacak.

    Omega-3 ve Omega-6 yağlarının önemi nedir? Omega-3 ve Omega-6 yağları bütün hücre zarlarının temel yapısını oluşturur. Asıl görevleri hücre zarlarında birlikte uyum içinde çalışarak ‘prostaglandin’ ya da ‘lökotren’ diye adlandırılan ve her canlının yaşamı için gerekli olan hormona benzeyen kimyasal maddeleri üretmektir. Salatalara eklenen susam da zengin bir Omega- 6 ve 9 kaynağıdır. Salatalarla birlikte tüketilebilir.

    Kolesterol ilaçları beyne zarar veriyor

    İlaçları satmak için çeşitli söylemlerle korkutulan halk, maalesef bu ilaçları kullanıyor. Ama bu ilaçlar çok zarar veriyor. Karaciğeri bozuyor, kalp yetersizliği yapıyor, beyni bozuyor, Alzheimer, şeker hastalığına ve halsizliğe sebep oluyorlar.

    Düşük kolesterol depresyon sebeplerinden

    Kolesterolden kormayın. Kolesterolün yeni hücre üretiminde, mutluluk hormonunun salgılanmasında beyin ve sinir sisteminin çalışmasında birçok işlevi vardır. Kolesterolü düşük olanlar depresyon ve intihara yatkındır. Ayrıca kolesterol hafızayı da kuvvetlendirir.

  • Protein diyetleri hasta ediyor

    Protein diyetleri hasta ediyor

    Günümüzün moda diyeti olan protein ağırlıklı beslenme uzun vadede sağlık sorunlarına neden oluyor. Kısa sürede etkisini gösteren bu tarz diyetler çoğu kişi tarafından tercih ediliyor ama ya sonrası..

    Protein miktarı sınırsızlaştırılıp karbonhidrat tüketimin ise yasaklandığı bu tarz diyetler yabancı kaynaklı araştırmaların sonucuna göre de birçok sağlık riski taşıyor.

    *Yüksek oranda protein ve karbonhidratın sınırlanması lif ve besin öğeleri yetersizliği oluşturuyor. Bu durumun sürekliliği ise kabızlık ve divertiküle neden olabiliyor.

    *Dilediğiniz kadar kırmızı et ve hayvansal yağın tüketilmesini öneren bu diyetler kalp sağlığını olumsuz etkiliyor, karaciğer yağlanmasını tetikliyor.

    *Ekmek, makarna, pirinç ve diğer unlu mamullerin yasaklandığı bu tarz diyetlerin uzun süreli uygulanmasıyla böbrek yüksek orandaki protein artık ürünlerini vücuttan atmak için daha çok çalışıyor ve sonrasında böbrek hastalıklarına neden olabiliyor.

    *Yapılan çalışmalara göre hayvansal kaynaklı protein diyetlerini uygulayan kadınlarda osteoporoz riski %35 iken sağlıklı bir beslenme programı uygulayanlarda ise risk %18 olarak belirlenmiş.

    *Bir başka çalışmada ise uzun süreli protein ağırlıklı diyet uygulayanların kanında IGF-1 adlı madde miktarı sağlıklı beslenme programı uygulayanlara göre daha yüksek miktarda bulunmuş. IGF-1’in birçok kanseri tetiklediği düşünülmektedir.

    *Vücudumuzun temel enerji kaynağı karbonhidratlardır, eğer siz enerji kaynağını yağ ve proteine çevirirseniz vücudunuzdaki dengeleri de bozmuş oluyorsunuz. En başta keton adı verilen toksik bir maddenin salınımını artırıyor ve iç organlarınıza da zarar veriyorsunuz.

    *Bu tarz diyetlerde iddia edilenin tersine kanda kötü kolesterol seviyeniz de artıyor. Yağ oranı yüksek kırmızı et, tereyağı, tam yağlı süt ve yoğurt, kaymak tüketiminin teşvik edildiği bu diyet programları kötü kolesterolünüzü olumsuz etkiliyor.

    *Yüksek oranda protein tüketilmesi idrarda daha fazla kalsiyumun atılmasına dolayısıyla böbrek taşı oluşumuna da neden oluyor.

    Birçok olumsuz etkisi olan bu tarz moda diyetleri uygulayıp evet hızlı kilo verirsiniz ama geriye dönüşü zor sağlık problemlerine de sahip olabilirsiniz. Diyetisyen Özlem Sert Aydın

    Diyetisyen Özlem Sert Aydın

  • Dünyanın en iyi diyetleri

    Dünyanın en iyi diyetleri

    ABD’nin önde gelen dergilerinden “US News and World Report” 2014 için en iyi diyetleri açıkladı.

    Beslenme uzmanlarından oluşan bir jüri, 32 popüler diyeti değerlendirdi. Listenin ilk sırasında yüksek tansiyonla mücadele diyeti ya da yaygın adıyla DASH diyeti yer alıyor.

    Dört yıldır listedeki birinciliğini koruyan DASH diyeti ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Milli Sağlık Enstitüsü tarafından geliştirildi. DASH diyeti, benzerlerinin aksine, yeme-içmeyi kesmek ya da sadece belli gıdaların tüketimini tavsiye etmek yerine günlük sodyum alımını sınırlamayı amaçlıyor.

    DASH’in beslenme planında, günde 3 adet tam tahıllı gıda tüketimi, 4 ila 6 porsiyon sebze, 4 ila 6 porsiyon meyve, 2 ila 4 porsiyon süt ürünleri ve birkaç porsiyon beyaz ve kırmızı et, fındık, ceviz ve baklagillerin tüketimi yer alıyor.

    Bu diyeti değerlendiren uzmanlara göre, DASH’in dezavantajları, devam ettirilmesinin bireyler için çok zor olması ve yüksek maliyeti. Yüksek tansiyon şikayeti olanlar için geliştirilen diyet, kolesterolü ve kalp hastalıkları, inme, böbrek taşı ve diyabet riskini düşürmede etkili.

    Listenin ikinci sırasında ise yine Milli Sağlık Enstitüsü’nün geliştirdiği Terapatik Yaşam Şekli diyeti bulunuyor. Kısaca TLC olarak bilinen bu diyetin ana noktası ise doymuş yağ tüketimini kesmek. Bu diyette, günlük kolesterol alımı kısıtlanıyor ve lifli yiyecekler daha fazla tüketiliyor.

    Listenin üçüncü sırasını, Mayo Clinic diyeti, Akdeniz diyeti ve Weight Watchers diyeti paylaşıyor.
    Diyet listesinin en alt sırasında, Taş Devri diyeti ve Dukan diyeti bulunuyor. Taş Devri’nde yaşayan insanlar beslenme alışkanlıklarına benzer bir beslenme tavsiye eden diyet, özellikle geçtiğimiz yıl popülerdi.

    Hayvansal proteinin bol miktarda alınması ve şeker, tahıl, baklagiller ve süt ürünlerinden kaçınılmasını salık veren diyetin faydası, bilimsel yönden henüz kanıtlanmadı. Dukan diyeti de, yüksek protein ve düşük karbonhidrat alımını öneren bir beslenme planı sunuyor.

  • Çiğ badem ile kilo verme…

    Çiğ badem ile kilo verme…

    diyet yapan iki grup belirleyen araştırmacılar 10 hafta boyunca ilk gruba düşük kalorili diyet ve ara öğünde belli bir miktar badem verdi. Badem verilen grubun kilosunda yüzde 18’lik azalma görülürken, badem yemeyen diğer grubun kilosundaki düşüş yüzde 11 oldu. Ayrıca ilk grubun bel çevresinde görülen yüzde 14’lük azalma, diğer grupta yüzde 9’da kaldı.

    KANSERDEN KORUYOR 

    Bu verilerin ardından bademin diyet reçetelerine eklediğini anlatan Beslenme Uzmanı Dr. Ayça Kaya şu bilgileri verdi:

    “Uzun yıllardır yağlı tohumlar dediğimiz bir grup yiyecek olan ceviz, badem, fındık, çekirdek, fıstık gibi yiyeceklerin içerdikleri kaliteli yağ asitleri sayesinde kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu olduklarını biliyorduk. Ancak bu yiyecekler yağlı oldukları kalori değerleri de yüksek olduğu için kilo aldırır endişesi ile hastalarımıza pek önermiyorduk. Şimdi ise belli bir sayıda da olsa verebiliyoruz.”

    Bademde çinko, demir, kalsiyum, potasyum, E vitamini gibi mineraller ve vitaminler bulunuyor. Ayrıca içerdiği ‘amigdalin’ maddesi kanserden koruyor. Bununla birlikte Ko-enzim Q10 ve Omega-3 seviyesi çok yüksek olduğu için tavsiye ediliyor. Bu enzim ve yağ asidi kalp damar hastalıklarından koruyor ve yaşlanmayı geciktiriyor. Bademi düzenli tüketmek kötü kolesterol olan LDL’yi yüzde 6 ila yüzde 15 oranında da düşürüyor.

    Dr. Ayça Kaya, bademin kaliteli protein içermesi ve sağlıklı yağlardan zengin olması sayesinde tok tuttuğunu vurgulayarak bademin avantajlarını şöyle sıralıyor: “Lif oranı yüksek olduğu için bağırsak hareketlerini artırıyor. Kolaylıkla her yere taşınıp tüketilebiliyor.”

    Çiğ ve tuzsuz olanını tercih edin, bir defada 15 taneden çok yemeyin 

    – Çiğ,kavrulmamış ve tuzsuz olanını satın alın.

    – Mümkünse kabuklu ve kabuğu kolay kırılabilir olandan tercih edin.

    – Bir defada 15 taneden fazla yemeyin. İşyerinizde ve çantanızda 15’lik küçük paketler şeklinde de bulundurabilirsiniz.

    – Ara öğünlerde özellikle tercih edin. Az yağlı süt ve ayranla birlikte mükemmel bir ikili oluşturuyor.

    – Meyveleri bademle birlikte yediğinizde glisemik endeksi düşürmüş olursunuz bu da daha tok kalmanızı sağlar.

    – Yiyecek bir şey bulamadığınızda da 50 tane bademi bir öğün olarak da tüketebilirsiniz.

  • Kadınlar için hayati önem taşıyan testler

    Kadınlar için hayati önem taşıyan testler

    Erken teşhisin hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde çok büyük bir etken olduğunu belirten uzmanlar kadınlar için hayati önem taşıyan testleri sıralıyor ve bu testlerin ihmal edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. İşte kadınların hayatını kurtaran testler…

    Erken teşhis birçok hastalık için büyük önem taşıyor. Sağlıklıyken belirli periyotlarda belirli kontrolleri ve testleri yaptırmak vücudumuzda sinsice ilerleyen bir hastalığı haber verebilir. Birçok hastalığın tedavisinde erken teşhis büyük önem taşıyor ve tedaviyi mümkün kılıyor. Bunun için de belli periyotlarla doktor kontrolünden geçmek ve testler yaptırmak gerekiyor. Bu tür testleri ilk yaptırmaya başlandığında, hangi yaşta olunursa olunsun, kan grubu ve hepatit testlerini yaptırmalı. Hepatit B ve C ise ülkemizde önemli bir sorun. Birçok kişi bu hastalıkları taşıdığını bilmeden yaşıyor, bu nedenle hem bulaştırıcı olmaya devam ediyor hem de tedavisinde geç kalıyor. Ayrıca kesin bir tedavisi de bulunmuyor. Ancak hepatit B’den aşı ile korunmak mümkün. Bu testleri yaptırmalı ve hastalığı geçirmemişsek, bağışık ve taşıyıcı değilsek, aşı programına dâhil olarak kendimizi koruma altına almalıyız.

    Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Dâhiliye Bölümünden Uz. Dr. Deniz Şahin Şimşek, kadınlar için hayati önem taşıyan testleri sıralıyor.

    40 yaş altı herhangi bir şikâyeti olmayan sağlıklı kadın; yılda bir kez dâhiliye muayenesi: Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sigara-alkol kullanımı, gözden kaçan şikâyetler, aile öyküsü değerlendirilir. Fizik muayenesi yapılır. Tetkikler değerlendirilir. Açlık kan şekeri, kolesterol, trigliserid ölçümü ile kan yağlarının durumunun değerlendirilmesi, böbrek, karaciğer fonksiyon testleri, tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesi, mide-bağırsak sistemi incelemeleri, kan sayımı, tam idrar tahlili, akciğer grafisi, istirahat EKG’si ve karın organlarını değerlendirmek için tüm batın ultrasonografisi önerilir.

    Kadın doğum muayenesi ve vajinal smear: 18 yaşını aşmış ve aktif cinsel yaşamı olan her kadın yılda bir kez pap smear testi yaptırmalı. Bu test sayesinde rahim ağzı kanseri, çok erken safhada teşhis edilebiliyor. Her ay adet bitiminde kendi kendini elle meme muayenesi. 40 yaşına kadar 3 yılda bir doktor muayenesi ve gerekirse meme ultrasonografisi. 40 yaşından önce mamografinin tanısal bir değeri bulunmamaktadır.

    40 yaş üstü herhangi bir şikâyeti olmayan sağlıklı kadın yukarıdaki incelemelere ek olarak;

    Daha çok 40′lı yaşlardan sonra görülen gut hastalığının teşhisi için kanda ürik asite bakılması ve özellikle menopoz sonrasında kalsiyum vs.’nin değerlendirilmesi için kan elektrolitleri (sodyum, potasyum, kalsiyum) bakılması.

    Gastroskopi ve kolonoskopi: Mide-bağırsak sisteminin değerlendirilmesi için 40 yaşından itibaren 50 yaşına kadar her 5 yılda bir, 50 yaşından sonra her 3 yılda bir yaptırılmalı.

    Mamografi: Ailesinde meme kanseri bulunan kişilere, 35 yaşından itibaren her yıl doktor tarafından meme muayenesi yapılması ve 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çekilmesi; ailesinde meme kanseri bulunmayan kişilerde ise 40 yaşından itibaren her yıl doktor tarafından meme muayenesi yapılması ve 50 yaşına kadar 2 yılda bir, 50 yaşından sonra her yıl mammografik inceleme önerilir.
    Kemik yoğunluğu ölçümü: Menopoza girene kadar en az bir kez ve menopoza girdikten sonra mutlaka ölçülmeli. Menopozdan sonraki ilk 5 yıl içinde kemik erimesi en fazladır. Bu süreçte genellikle 2 yılda bir ölçüm önerilmektedir.

  • Metabolik Balans

    Metabolik Balans

    Kilo vermeye çabalarken öncelikli amaç genellikle daha ince görünmek olsa da aslında o fazlalıklar buzdağının sadece görünen kısmını oluşturuyor. Vücutta yağ birikiminin hem nedeni hem de sonucu olan insülin direnci, bir süre sonra diyabet, obezite ve yüksek tansiyonun bir arada bulunduğu metabolik sendrom tablosunu oluşturuyor. Alman Doktor Wolf Funfack’in geliştirdiği ve dünyada 2002 yılından beri sadece tıp doktorları tarafından uygulanan Metabolik Balans sistemi, danışanların kilo vermesini ya da var olan kilosunu korumasını sağlarken metabolik sendrom tablosunun da önüne geçmeyi amaçlıyor. Türkiye’de sadece uygulayanların yakınlarına anlatması yoluyla, yani kulaktan kulağa tanınmayı tercih eden Metabolik Balans uygulayıcılarından İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Yozbatıran’a kişiye özel bir beslenme planı ile işleyen bu sistemi sorduk.

    Metabolik Balans’ın amacı nedir?

    Bu sistemin çıkış noktası, hastanın sağlık sorunlarını çözmek, hatta ortaya çıkmasını engelleyerek hastaya koruyucu hekimlik yapabilmek… Amaç, metabolik sendromu yani kolesterol, kan şekeri, tansiyon yüksekliği ve obeziteyi tedavi etmek. Bu dörtlünün oluşturduğu metabolik sendromun altında yatan neden ise insülin direnci oluyor. İnsülin salınımında denge sağlandığında bu dört hastalığın önüne ilaç kullanmadan geçilebiliyor.

    Danışanlarınızdan en çok hangi hikayeleri duyuyorsunuz?

    Genellikle birden fazla yöntem deneyip kilo verip tekrar kilo alan ya da hiçbir şekilde kilo vermeyi başaramayanlar ile karşılaşıyoruz. Bu kişilerin en büyük şikayeti ise daha önce uyguladıkları programların sürdürülebilir olmaması. Zaten Dünya Sağlık Örgütü de mevcut kilonun yüzde beşini kaybedip bunu bir yıl koruyabilmeyi “sağlıklı kilo kaybı” olarak nitelendiriyor. Yani aslında mesele ne kadar kilo verdiğinizden çok bunu ne kadar koruyabildiğiniz…

    Metabolik Balans’ın farkı nedir?

    Diyet; belli bir süre uygulanacak bir sistem anlamına geliyor. Diyetlerde kalori kısıldığı sürece mutlaka kilo kaybediliyor. Ancak eğer kalori kısıtlaması hatalı yapılırsa, vücut kas ve bağ dokusu kaybederse diyet bırakıldığı an hemen geri toparlıyor. Bu nedenle uygulanan diyetin dengeli ve sürdürülebilir olması gerekiyor. Metabolik Balans ise, adı üzerinde, metabolizmanın dengelenmesini amaçlıyor. Öncelikle danışanlara detaylı kan testleri uygulanıyor; karaciğer, böbrek, pankreas fonksiyonlarına, elekrolit dengesine ve tiroit bezlerinin durumuna bakılıyor. Yani önce danışanın vücudunu tanıyoruz. Eğer aksayan bir durum varsa önce ona müdahale etmek gerekiyor. Tahlil sonuçlarında kandaki şeker ve insülin düzeyi bizim için çok önemli çünkü kişiye özel beslenme programını belirlerken gıdaları bu değerlere göre seçiyoruz. Ayrıca bu programda vücudun yağ, kas ölçümüyle elde edilen değerleri kullanmıyoruz. Göbek, kalça, üst bacak ölçülerini takip ediyoruz. Danışan programda hatalı bir uygulama yapıyorsa, bu ölçümlerden durumu fark ediyor ve nerede hata yaptığını buluyoruz.

    Günlük beslenme programı nasıl ilerliyor?

    Kişiye ihtiyacı olan gıdaları, yani tahılı, proteini, meyveyi ve sebzeyi üç öğünde mutlaka veriyoruz. Tek çeşit beslenmeye, bir öğünü sadece salata ile geçirmeye izin vermiyoruz. Bu programda az yemek bir başarı değil. Belirtilen gıdaların mutlaka tüketilmesini istiyoruz. Kişinin özellikle tüketmek istediği gıdalar varsa onları da programa uygun şekilde ekliyoruz. Birçok diyetten farklı olarak sorunumuz yağ değil. Çünkü kilo almanın temel nedenini yağlar oluşturmuyor. Kolesterolün yükselmesine de kolesterolden zengin gıdalar neden olmuyor. Bir kişi bardak bardak yağ içse, koli koli yumurta yese bile bağırsaklardan günlük emilecek miktar sabit oluyor, kalan ise atılıyor. Oysa vücut yenilen şekerli gıdaların yani ekmek, patates, meyve, makarna ve pilav gibi karbonhidratlı gıdaların bir gramını bile atmıyor. İnsülin sayesinde yağa dönüştürüp depo ediyor. Bu nedenle biz de insülinin aşırı salgılanmasını engellemeye çalışıyoruz.

    Günde sadece üç öğün mü?

    Azar azar, sık sık yemek, insülin kullanan diyabet hastaları için doğru olabilir. Çünkü kişi insülin kullandığı zaman şekeri bir süre sonra düşüyor ve ara öğün alması gerekiyor. Ancak şekeri dengeli giden bir kişide buna ihtiyaç yok. Vücutta insülin hormonu alınan şekerli gıdalara cevap olarak yükseliyor. Siz şekerli bir gıda aldığınız zaman, bunu düşürmek için insülin yükseliyor ve normale dönüşü tam beş saat sürüyor. Alınan her gıdanın sindirilebilmesi için belli bir süreye ihtiyaç var. Sindirimi ağızda başlayıp makatta biten bir yay gibi düşünün. Alınan her gıda yaya verilen titreşimdir; ilerler, gider ve biter. Fakat henüz dalga ortadayken, yeni bir dalga verdiğiniz takdirde denge bozuluyor. Sindirim de aynen böyle… Vücuda ilk aldığı gıdayı sindirmesi için zaman tanımak gerekiyor.

    Beş saat boyunca acıkmamak mümkün mü?

    Bu beş saatlik sürede kişinin acıkmaması için Metabolik Balans sisteminin birtakım prensipleri var; yemeklere neyle başlanacağı bile önem taşıyor. Yemeğe mutlaka bir-iki lokma protein ile başlanmasını istiyoruz. Çünkü mideye giren ilk besin şekerli gıda yani karbonhidrat olursa, şeker hızlı yükseliyor. İnsülin de bunu düşürmek için hızla yükseliyor. Oysa amacımız şekerin yükselişini ve insülin cevabının yavaş olmasını sağlayarak acıkmayı geciktirmek. Şeker içermesi nedeniyle meyvelerin de yemeğin üzerine yenilmesi gerekiyor çünkü mide boşken yenilen meyve kan şekerini hızlı yükseltirken, yemeğin üstüne yenilen meyvenin emilimi çok daha yavaş oluyor. Metabolik Balans’ın gerekli prensiplerine uyan bir kişi, beş saat boyunca acıkmıyor. Kişi günde üç öğün yemek yiyor, her öğün tüm besin gruplarından tüketiyor ve akşam saat 21.00’den sonra artık bir şey yemiyor.

    Öğlene kadar acıkmamak için sabah kahvaltısında neler olmalı?

    Miktarlar, kişinin tahlil sonuçlarına ve vücut yüzey alanına göre belirleniyor. Sabah mutlaka glisemik indeksi yani kan şekerini yükseltme gücü düşük olan çavdar ekmeği veriyoruz. Yanında protein, sebze ve meyve bulunuyor. Böyle bir öğün kişiyi öğlene kadar tok tutabiliyor. Her öğünde bu besin grupları mutlaka bulunuyor. Kişi ekmek hakkını bir öğünde kullanmadıysa, o hakkı bir başka öğünde kullanabiliyor. Meyve türü ve adedi için önerilerde bulunuyoruz. Ancak öğünlerden birinin sonunda mutlaka elma tüketilmesini istiyoruz. Elma, günlük mineral ihtiyacını karşılıyor, içindeki pektin maddesi sayesinde vücutta oluşan toksik maddeler atılabiliyor.

    21.00’den sonra yemek yemenin sakıncaları nedir?

    Vücudun iki programı var; biri gündüz, biri gece… Vücut gün içerisinde kullandığı enerjinin yüzde 90’dan fazlasını karbonhidratlardan alıyor. Spor bile yapsanız kullanılan enerji kaynağı karbonhidrat oluyor. Gece uykudaysa bazal metabolizmanın sürdürülebilmesi için kullanılan enerjinin yüzde 90’dan fazlası yağdan sağlanıyor. Yeter ki uyumak için yatağa gitmeden önce vücudu karbonhidrat ile yüklemeyin.

    Program hangi aşamalardan oluşuyor?

    Toplam dört aşamadan oluşuyor. İlk aşama, vücudu arındırmak ve yeni beslenme düzenine alıştırmak için uygulanan iki günlük detoks süreci. İki gün boyunca tek bir çeşit meyve, karışık salata ya da hafif öğünlerle geçiyor. Ardından 14 günlük yağsız süreç başlıyor. 14 gün boyunca yemeklere ve salatalara ekstra yağ koyulmamasını ancak süt ürünleri ile peynirin normal yağlı olmasını istiyoruz. Kişilerin tahlil sonuçlarına göre bu dönemde kısıtladığımız bazı gıdalar olabiliyor. Üçüncü aşamada hedefe ulaşıncaya kadar daha rahat bir dönem yaşanıyor. Danışanın günde en az üç çorba kaşığı sızma zeytinyağı kullanmasını istiyoruz. İkinci aşamada kısıtlanan gıdalar varsa onlar ekleniyor. Karbonhidrat çeşitlerinin nasıl tüketileceği öğretiliyor. Dördüncü dönem olan koruma döneminde ise artık programın günde üç öğün yemek, 21.00’den sonra yememek, yemeğe protein ile başlamak gibi prensiplerine uygun olarak devam etmek gerekiyor.

    Kimler uygulamamalı?

    Metabolik Balans’ı, böbrek ve karaciğer yetmezliği olanlar ile hamile ve emziren annelere önermiyoruz. Çünkü bu bir yağ yakım programı ve oluşan atıklar, karaciğer ile böbrekten elimine oluyor, bebeğe zarar verebiliyor. Dokuz yaşından itibaren çocuklar da uygulayabiliyor. Büyüme çağında çocuklarda insülin salınımının dengelenmesi boy uzamasını tetikliyor. Aksi takdirde insülin arttıkça büyüme hormonu azalıyor. Bu nedenle çocuklara da öneriyoruz.

    “Bu beslenme programında şekerli gıdalardan kaçınmak önem taşıyor. Örneğin limon temkinli yaklaşılması gereken gıdalardan, çünkü 100 gram limonda 100 gram çilekten daha fazla meyve şekeri bulunuyor.”

    Metabolic Balance uygulayanlar için tıklayın !

    İnsülin direnci nedir?

    Gıdalarla alınan şekerin hücre içine girip yakılabilmesi için pankreastan salgılanan insülin hormonuna ihtiyacı var. İnsülin, hücredeki insülin reseptörlerine yapışıp orada bir delik oluşturuyor ve şekerin hücre içerisine girmesini sağlıyor. Ancak beslenme hataları nedeniyle aşırı miktarda ve dengesiz salınan insüline karşı hücredeki reseptörler bir süre sonra duyarsız hale geliyor, insülin o reseptörlere yapışamıyor. Bunun sonucunda hücre içine giremeyen şeker kanda yükseliyor. Bu durumu algılayıp pankreasa emir gönderen beyin, tekrar insülin salınmasını sağlıyor. Böylece hem insülin hem de şeker düzeyi sürekli yüksek hale geliyor ve bu durum bir süre sonra da yağ birikimine neden oluyor. İnsülinin sürekli yüksekliği bir süre sonra pankreası da tahrip ediyor ve insülin salgılanamaz hale geliyor. Kişi, dışarıdan insülin kullanmak zorunda kalıyor. Bu sürecin sonucunda damarlarda kasılma meydana geldiği için tansiyon problemi başlıyor. Öte yandan kolesterol de yükseldiği için Metabolik Sendrom tablosu ortaya çıkıyor.

    Formsanté Dergisi