Etiket: kızlık zarı

  • Her On Kadından Biri Evli ve Bakire

    Her On Kadından Biri Evli ve Bakire

    Türkiye’de kadınlar cinsellikten çok korkuyor… Türkiye’deki her 10 kadından biri için, evlendiği gece hayatının en kötü gecesi oluyor. Çünkü kadınlar eşleriyle seks yapmaktan korkuyor. İstese de, sevse de cinselliği yaşayamıyor. Vajinismus adı verilen bu durum aylarca hatta yıllarca sürebiliyor. Bazı evliliklerde seks hiç yaşanmıyor…

    Vajinismus nedir?

    Vajinismus tıpkı deprem gibidir. Kişi umutsuz olduğuna yürekten inanır, ‘Ya canım acırsa’ diye cinsellikten korkar ve vajina kasları öyle bir kasılır ki, asla ilişkiye giremez. Bu, en önemli cinsel fobilerden biridir. Vajinismusun en temel belirtisi o an geldiğinde kişinin panik atak benzeri bir durum yaşamasıdır. Yani kişi eşini iter, kasılır, endişe, korku ve kaygı duyar. O kadar açık bir kaygı duyar ki, bilinci açık olsa bile kontrolünü yitirir. Bundan utanır, suçluluk duyar, kendinden nefret eder, hayal kırıklığına uğrar. Zamanla cinsel isteksizlik ve çocuk sahibi olamama kaygıları buna eklenir. Bu, kadın için de erkek için de zor bir durumdur. Bazı evlilikler buna sadece 5–10 yıl dayanır. Ancak bu korkular 30 yıl bile devam edebilir.

    ANİDEN ORTAYA ÇIKABİLİR!
    Tedavi edildikten sonra vajinismus tekrarlar mı?

    Vajinismusun tipleri vardır. Genelde ilk gece ortaya çıkar ve doğru tedaviden sonra geçer. Bazen cinsel hayatı olan kişilerde birden ortaya çıkar. Doğum yırtıkları, düşükler, kürtaj, kötü ve sert yapılan bir cinsel muayene bile buna neden olabilir. Bu kadınlar fiziksel problemler ortadan kalksa bile cinsel birleşme yaşayamaz. Daha önce tedavi olmuş kişilerde bu hastalık tekrarlayabilir.

    Kolay tedavi edilebilir mi?

    Geçmişte yaşanan bir cinsel travma yoksa ya da muayene edilebiliyorsa, bu basit vajinismustur. Nispeten tedavisi kolaydır. Bazılarında geçmişte yaşanmış cinsel bir travma öyküsü vardır ve derinlerde bastırılmıştır. Bu, ağır vajinismustur. Tedavisi zor ama mümkündür. Bazı kadınlar ise partneri ile olan diğer problemleri nedeniyle istemli olarak ağrı, yanma, acı ve kanama olacağından korkarak cinsel birleşme sırasında kendilerini kasarlar ve cinsel ilişkiye izin vermezler. Buna da durumsal vajinismus denir.

    Vajinismus, anne-baba olmaya engel teşkil eder mi?

    Hayır, vajinismus yalnızca sağlıklı ve mutlu bir cinsel birleşmeye engeldir. Normale göre gebelik şansının az olmasına rağmen, vajenden kayan spermler nedeniyle gebelik oluşabilir. Son yıllarda tüp bebek yöntemiyle anne-baba olan birçok çift var. Sorunlarını çözmek yerine aşılama yöntemi ile anne-baba oluyorlar. Halbuki bu durumda tüp bebek ve aşılama gibi yöntemler sadece zaman ve para kaybıdır. Normal doğumdan sonra bu sorundan kurtulacaklarını düşünenler yanılırlar. Bazı jinekologlar bile doğum sırasında bu konunun kendiliğinden çözülebileceğini düşünür. Ama genellikle sorun devam eder. Zaten bu çiftler genellikle sezaryeni tercih ederler.

    Eşi vajinismus olan erkekler ne yapıyor?

    Bu önemli bir boşanma sebebi mi? Sanılanın aksine vajinismusun yol açtığı boşanma oranları düşüktür. Çünkü cinsel korkular çifti birbirine yakınlaştırır. Devamlı reddedilme ve tatminkar olmayan bir ilişki nedeniyle erkekler pasifize olur. Vajinismuslu kadınlar eğer görücü usulüyle evlendirilmemişlerse, eş veya sevgililerini otoriter ve baskıcı babalarının aksi özellikteki erkeklerden seçerler. Evlilik öncesi başka kadınlarla yaşadıkları cinsel deneyimleri sınırlı olan eşleri, çoğunlukla aşırı nazik, pasif, girişken olmayan ve edilgin erkeklerdir. Tencere ve kapak misali karı-koca birbirlerini kırmaktan aşırı derecede korkar. Vajinismuslu kadınlar nasıl birer ‘iyi kız’ ise, eşleri de aynı şekilde ‘iyi çocuk’lardır.

    Vajinismus deneyimleri için tıklayın !

    ISRAR SORUNU BÜYÜTÜR!
    Vajinismusu olan bir kadına kocasının cinsel ilişki için ısrar etmesi normal midir?

    Eğer erkek kadının korkusunu anlamaya çalışıp ona destek olmak yerine, bir an önce cinsel ilişkiyi gerçekleştirip hem kendisine, hem eşine, hem de ailesine erkekliğini ispatlama gayreti içinde hareket ederse sorun daha da büyür. Maalesef genellikle süreç bu şekilde işler. İlk geceden sonra aile büyüklerine hesap veren çiftler, sorunun büyümesine neden olur. Vajinismuslu kadınların eşleri istenmedikleri, reddedildikleri, yeteri kadar sevilmedikleri korkusuna kapılabilirler. Ne yapacaklarını bilemezler, ki bu çok normaldir. Hayatlarının cinsel ilişkiye girmeden geçeceğini düşünerek, bu sorundan kurtulmak için kendilerini tamamen işlerine adamayı denerler.

  • Beyinismus

    Beyinismus

    Vajinismus ülkemizde diğer Avrupa ülkelerine oranla çok daha yaygın bir şekilde görülmekte. Ülkemizde 10 kadından birinde görülen bir sorun olan ve çiftlerin cinsel hayatlarını kâbusa çeviren vajinismus, yıllardan beri “cinsel birleşme sırasında vajina kaslarının kasılması ve cinsel ilişkiyi engellemesi” olarak tanımlanmakta. Aslında vajina kaslarının kasılmasına neden olan beyindir, bu nedenle de bu hastalığa vajinismus yerine “beyinismus” denmesi daha doğru olur. Peki, vajina kasları kendiliğinden mi kasılmakta?

    Vajinismus aslında kadının kendini korumasıdır, savunmasıdır
    Ülkemizde çiftlerin cinsel terapiye başvurma nedenlerinde vajinismus ilk sıralarda yer alır. Diğer ülkelerde bizdeki kadar yaygın olmayan vajinismus ülkemizde cinsel hayatı aktif olan her 10 kadından birinde görülmektedir. Bunun temel nedeni de kadına çocukluğundan itibaren aşılanan cinsellikle ve özellikle kızlık zarıyla ilgili olumsuz telkinlerdir. “İlk gecenin çok acılı, ağrılı olacağı, oluk oluk kanlar akacağı, canının çok yanacağı ama dişini sıkması gerektiği, içinde bombalar patlayacağı, cinsel ilişkinin tıpkı iğnenin deliğinden limonu geçirmeye benzediği, deliğin küçük ve dar olduğu, kızlık zarının yırtılacağı, delineceği, patlayacağı, çok kanama olursa hastaneye kaldırılabileceği, ilk gece kadın ve erkeğin birbirine kilitli kalabilecekleri” gibi olumsuz telkinler çocukluktan itibaren kadının kafasına yerleşir ve cinsel ilişkiyi gözünde fazlaca büyütmesine neden olabilir. Bunları duyarak büyüyen bir genç kızın ileride cinsel hayatında sorun yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü vajinismus aslında kadının kendini korumasıdır, savunmasıdır. Yani vajinismus bir savunma mekanizmasıdır.

    Beyinismus nedir?
    Vajinismus yıllardan beri vajinanın ilk 1/3’lük kısmındaki kasların cinsel birleşmeyi engelleyecek şekilde istem dışı kasılması olarak tanımlanıyor. Vajinismus dendiğinde sadece vajina kaslarının kasılması akla gelse de aslında cinsel birleşme sırasında her kadında farklı tepkiler olabilir. Sadece vajina kasları değil, kadının tüm vücudu kasılabilir, bacaklarını kapatabilir, eşini elleriyle itebilir, hatta panik atak benzeri bir durum yaşanabilir. Peki, başta vajina kasları olmak üzere vücuttaki kasların istem dışı kasılması neden olur? Vajina durup dururken kendi kendine kasılmaz, vajinanın kasılmasına neden olan beyindeki cinselliğe dair olumsuz duygu ve düşüncelerdir. Aslında vajinismusa neden olan genellikle vajina değildir, beyindir. Bu nedenle de vajinismus yerine beyinismus demek daha doğru olacaktır.

    Vajinismus deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim tıklayın !

    Penis ve vajina figürandır, başrol oyuncusu beyindir
    Cinsellik tamamen beyinle ilgili bir süreçtir. Cinsel organlar denildiğinde akla penis ve vajina gelir ve toplumda cinselliğin penis-vajina birleşmesinden ibaret olduğuna dair yaygın bir yanlış inanış vardır. Oysaki en büyük cinsel organımız beyindir, çünkü cinsellikten alınan haz tamamen duygularımız ve düşüncelerimizle bağlantılıdır. Eğer kişinin cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri varsa, cinsel ilişkiden haz alması da zordur. Sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için kişinin konsantre olması ve kafasının başka şeylerle meşgul olmaması gerekir. Penis ve vajina figürandır, başrol oyuncusu beyindir.

    Cinsel işlev bozukluklarının temelinde cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceler yatar
    Sadece vajinismusun değil neredeyse tüm cinsel işlev bozukluklarının temelinde kişinin kendisiyle, kendi bedeniyle, partneriyle ya da cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri yer alabilir. Genellikle vajinismusta neden cinsel birleşme ile ilgili çocukluktan itibaren duyulan yanlış bilgilerken, erken boşalmada her ilişkiye başlarken erkeğin kafasında var olan “ya erken boşalırsam” düşüncesidir. Şimdiye kadar toplum tarafından erkeğin kafasına yerleştirilmiş erkeklik ve cinsel güçle ilgili “penisin her zaman sert olması gerektiği, penisin sertliğinin erkekliğin simgesi olduğu, erkeğin her zaman cinsel ilişkiye hazır olması gerektiği” gibi olumsuz telkinler sertleşme sorununa neden olurken, yine kadının kendisi ve kendi bedeniyle ilgili olumsuz düşünceleri ve ilişki sırasında kendini rahat bırakamaması de orgazm olamamaya yol açabilir. Görüldüğü gibi aslında çoğu cinsel sorunun nedeni de yine beyindeki olumsuz düşüncelerdir.

    Cinsel mitler olumsuz etkiliyor
    Cinsel mitlerin yani toplumda yüzyıllardan beri var olan cinsellikle ilgili yanlış, abartılı ve gerçekdışı inanışların cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında büyük etkisi vardır. Cinsel mitler sadece ülkemizde değil, tm dünyada mevcuttur ve bu yanlış bilgilere inanıldığında çiftlerin cinsel hayatları da olumsuz etkilenmektedir. Ülkemizde cinsel eğitim olmaması büyük bir eksikliktir. Cinsel bilgi edinilecek doğru ve güvenilir kaynaklar az olduğu için, kişiler bilgisizlikten dolayı cinsel sorunlar yaşamaktadırlar. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) doğru bilgi edinmek için güvenilir bir adrestir. Unutmayın cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…

  • Her 10 kadından biri vajinismus

    Her 10 kadından biri vajinismus

    2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde her 10 kadından birisinde vajinismus görülüyor. Pekçok çift daha önce böyle bir rahatsızlığın var olduğundan bile habersiz! Sorun kendi başlarına geldiğinde araştırdıklarında vajinismus ismini ilk defa duyduklarını söylüyorlar.

    Vajinismus, cinsel ilişki sırasında kadının kendisini ve vajina kaslarını kasması sonucunda cinsel ilişkinin gerçekleşememesi durumu olarak biliniyor. Bir başka tanıma göre de vajinismus “tamamlanmamış evlilik” veya “tamamlanmamış birliktelik” olarak geçiyor.

    Uzmanlar cinsel ilişkide kasılma sorunu yaşayanların mutlaka zaman kaybetmeden cinsel tedaviler konusunda deneyimli bir merkeze başvurmalarını öneriyor. Çünkü çözümlenmeyen cinsel problemler zamanla aldatmalara, boşanmalara kadar giden evlilik problemlerine dönüşebiliyor.

    Jinekolog ve cinsel terapist Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus hastalarında görülen cinsel ilişki sırasındaki kasılmaların kontrol dışı yani refleks olarak gerçekleştiğini söylüyor ve ekliyor; “Vajinismus hastası olan kadınlarda eşleriyle ilk zamanlarda rahatlatıcı ve ön sevişme sonrası birleşme anı geldiğinde kendilerinde “panik atak benzeri bir durum” ortaya çıkar. ”

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

    Bu durumda aniden heyecanlanıp vücutlarını bir korku ile kasarlar, kalp atışları hızlanır, nefes alış verişleri artar ve kendilerini geri çekerek bacaklarını kapatıp eşlerini iterek ilişkiye son verirler. İlişki sırasında ağrı, acı gibi durumlar da ortaya çıkabilir. Kasılmalar hastalığın derecesi ile orantılı şekilde karın, kalça, sırt, hatta çene ve ayak parmaklarına kadar yaygın şekilde vücudun başka diğer kaslarında da izlenebilmekte.

    Bazı vajinismus hastalarında cinsel beraberlik yalnızca bir kez gerçekleşebilir, sonrasında ise korku iyice bilinçaltına yerleşmekte ve kişi, eşini kendisine yaklaştırmayı dahi reddetmektedir.

    Vajinismus belirtileri nedir?

    Vajinismus aslında bir hastalık değil bir belirtidir. İçsel bir takım sıkıntıların dışsal yansıması olarak yorumlanabilir. Aslında vajinismus problemine sahipkadınların pek çoğunda başka korkular da (fobiler) olabiliyor.

    Bunlar; kan aldırmak, muayene olmak, diş tedavisi almak, iğne, yükseklik, karanlık, yalnızlık, hastalık, ölüm, kedi, köpek vb. korkuları olabilir.

    Vajinismus problemine kadınlarda görülen belirtiler:

    -Partneri ile cinsel ilişkiden korkma ve hiçbir birleşmeyi dahi deneyememe
    -Cinsel birleşmenin ağrılı ve zor gerçekleşmesi
    -Cinsel ilişkinin yarım olarak gerçekleşmesi
    -Vajina içerisine ped veya tampon yerleştirememe
    -Vajina içine parmak sokamama
    -Vajinal ultrasona girememe
    -Jinekolojik muayenelerden korkma ve çekinme, masaya çıkamama
    -Vajina içine tedavi amaçlı fitil türü ilaçlar sokamama.

    Vajinismus hastalarının bir kısmı cinsel ilişkide acı hissederler. Ancak çoğu hasta acıdan çok, acı olacakmış gibi bir korku içerisinde kendilerini kasar, bacaklarını kapatır, eşlerini iter ve cinsel ilişkiyi sonlandırırlar. Ön sevişme kısmında haz ile ilgili bir sorun olmadığı halde cinsel ilişkide birleşme anı gelince korku ile birlikte haz da biter.

    Dr. Süleyman Eserdağ, bazı hastalarının ise cinsel ilişki sırasında korkma ve eşini itme gibi durumlar olmasa da kendilerini kontrol dışı kasmalarıyla birlikte penisin vajina içine girişini engellediklerini ifade ettiklerini söylüyor.

    VAJİNİSMUS NEDEN OLUR?

    Vajinismusun belirtileri; yüzde 90 psikolojik, yüzde 10 yapısal nedenlerden kaynaklanıyor.

    PSİKOLOJİK NEDENLER

    Çocukluk veya ergenlik dönemlerinde gerek anne babadan gerekse çevreden alınan yanlış, eksik, abartılı cinsel mesajların verilmesi sonucunda vajinismus oluşabilmekte ve farkına varılmaz ise ömür boyu kalıcı etkiler bırakabilmektedir.

    Geleneksel aile düzeni, katı ahlaki tabular, cinsellikle ilgili şehir efsaneleri, en büyük neden olan kızlık zarının korunması ile ilgili kız çocuklarının aşırı korkutulması, cinselliğin ayıp, günah, suçluluk ile özleştirilmesi, korumacı aile düzeni içinde iç disiplinin fazlaca gelişmesi önemli psikolojik faktörlerdir.

    Diğer taraftan ilk gece ile ilgili abartılı bilgiler, ilk gecede ağrı, çok kanama, acı hissedileceğine dair önyargılar, hamile kalma korkusu, çocukluk döneminde taciz, tecavüze maruz kalma, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumu sonucu yaşanılan kötü tecrübe ve anılar da sayılabilir.

    YAPISAL NEDENLER

    Yapısal nedenler sonradan oluşmakta veya doğuştan gelmektedir.

    Sonradan oluşan nedenler:
    -Kızlık zarı kenarlarında yer alan bölgedeki aşırı hassasiyet (Vulvar Vestibulit Sendrom)
    -Üst genital sistemin yani rahim, tüpler, yumurtalıklar ve bunların etrafındaki karın zarında oluşan enfeksiyonlar
    -Vajina girişinde bulunan Bartholin bezlerindeki kist ve abseler
    -Vajinal enfeksiyonlar
    Doğuştan gelen nedenler:
    -Kısa ve kör vagina
    -Vajina duvarındaki perdeler
    -Kalın veya yüksek kenarlı kızlık zarı anormallikleri bulunmaktadır.

    Cinsel ilişkiye giremeyen kadınların öncelikle bir jinekolog muayenesinden geçmeleri ve kesin tanının konması şarttır.

    CİNSEL İLİŞKİDE ACI

    Vajinismus rahatsızlığı cinsel ilişki sırasında kasılmaya bağlı olarak acıya neden olabilir. Öncelikle “disparoni” adı verilen cinsel ilişkide acı – ağrı hissinde jinekolojik bir değerlendirme yapılmalıdır.

    Vajinismus tedavisine başlamadan önce hastaların gerçekten bir cinsel ilişki acısı mı, yoksa acıya bağlı bir kaygı mı yaşadıklarının net olarak ayırt edilmesi gereklidir.

    Vajinismus sorunu genelde psikolojik kökenlidir ve hastaların pek çoğunda gerçek bir acıdan çok, “acı olacakmış” kaygısına bağlı gelişen bir durum söz konusudur. Cinsel ilişkide ağrı sorunu veya vajinismus çözümlenmediği zaman cinsel ilişkiden uzaklaşmaya ve cinsel isteksizliğe neden olabilir.

    Vulvar Vestibulit Sendrom

    Vajina girişinde ağrı ve hassasiyet nedeni ile cinsel ilişkiye girememe veya daha sıklıkla cinsel ilişkide acı sorununa neden olan bir cinsel sorundur. Hastalar cinsel ilişkide yaşadıkları bu keskin acıdan bahsederken “sanki o bölgenin bıçakla kesilmesine” veya “açık yaraya tuz basılmasına “ benzetirler. Acı vajinanın hemen giriş kısmındadır. Kesin tanı jinekolog tarafından konulur.

    Cinsel ilişki sırasında ağrı veya acı yakınması olan kadınların öncelikle bir jinekolojik muayeneden geçmeleri şarttır. Jinekolojik muayene sırasında bu alana temas ile kadınlarda aşırı derecede hassasiyet, acı şikâyetleri olur. Bu tanıyı belirlemek son derece basit olmasına rağmen pek çok jinekolog doktor tarafından atlanabilmektedir. Kesin tanısı yalnızca jinekolojik muayene ile mümkündür. Muayene eden jinekolog doktorun cinsel sorunlar ve cinsel terapiler konusunda deneyimli olması şarttır.

    Bu problemine sahip pek çok kadın gereksiz yere yıllarca cinsel ilişkiden acı çekmeye devam etmektedir. Bu şekilde problemlerini adeta kaderiymiş gibi kabul edenler olduğu gibi zamanla cinsel ilişki sıklığı azalanlar, cinsel ilişkiden tamamen uzaklaşanlar da bulunmaktadır.

    Vulvar Vestibulit Nedeni
    Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, o bölgedeki sinir uçlarının yoğunluğundan ve ağrıyı tetklediğinden şüphenilmektedir. HPV enfeksiyonu ile bağlantısı ise net olarak gösterilememiştir.

    Vulvar Vestibulit Sendrom (VVS) Tedavisi
    Vulvar Vestibulit Sendromunda göre cerrahi yaklaşımlar tek ve en değerli yaklaşımlardır. Sorunun kaynağı net olarak bilinmediği için gereksiz yere aylarca, hatta yıllarca psikoterapi alan kadınlar mevcuttur. Psikoterapi olmayan kadınlarda da gidilen her jinekolog tarafından verilen farklı farklı kremler, fitiller, kayganlaştırıcı jeller de hiçbir işe yaramamaktadır. Ağrı sürekli olarak kalmakta ve geçmemektedir.

    Tedavi Nasıl Olmalıdır?
    Vajina girişinde yer alan vestibulumun kısmi olarak çıkarılması tam olarak tedavi edicidir. Operasyon yaklaşık 15-20 dakika sürer, lokal anestezi ile (o bölgenin uyuşturulmasıyla) yapılır ve hemen hemen hiçbir riski de bulunmamaktadır. Ameliyatta yapılan işlemde, vajina girişindeki ağrıyan alanın (cildin) yüzeysel şekilde çıkarılmakta ve vajinal giriş rahatlatılmaktadır. Bu basit cerrahi işlemin hiçbir riski bulunmamaktadır ve aynı gün hastalar günlük yaşantısına dönebilmektedir. Ameliyattan bir ay sonrasında verilen bir cinsel eğitim ve vajinal kasları yönetme egzersizleri de psikolojik korkuların giderilmesini sağlamaktadır. Böylece olayın hem fiziksel hem de zamanla gelişen psikolojik boyutu çözümlenmiş olur.

    EĞİTİMLİ KİŞİLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

    Vajinismus sorunu daha çok eğitimli ve sosyokültürel düzeyi yüksek kesimde daha sık görülüyor. 2003’ten bu yana vajinismus başta olmak üzere cinsel sorunlar konularında hizmet veren kliniklerinde 2500’den fazla vajinismus hastasının tedavi gördüğünü belirten Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus tedavisi gören hastaların yüzde 80’inden fazlasının en az lise mezunu olduğunu, içlerinde doktor, hemşire, mühendis, öğretmen, akademisyen gibi mesleklere sahip pek çok kişiler bulunduğunu belirtti.

    ÖNERİLMEYEN YÖNTEMLER

    Vajinismus tedavisi için önerilmeyen, fakat pek çok hasta tarafından gereksiz yere denenen daha pek çok yöntem vardır.

    Vajinismusta kesinlikle önerilmeyen diğer uygulama yolları:
    – NEDENSİZ yere kızlık zarının ameliyatla çıkartılması
    – Belden uyuşturarak veya genel anestezi altında ilişki denemeleri
    – İlişki öncesi alkol, uyuşturucu, kas gevşetici veya kayganlaştırıcı jellerin kullanımı
    – Sıcak su içine oturma banyoları gibi uygulamaların hiç bir faydası yoktur.

    Vajinismus sorunu yaşayanlar pek çok değişik tedavi yöntemlerini deneyebilmektedirler. İnternetten, arkadaşlarından, şarlatan hocalardan her duyduğunu yapan ve bir türlü sonuca ulaşamayan çiftlerde derin maddi manevi kayıplar oluşur.

    Vajinismus için mucizevi bir rahatlatıcı, ilaç, hap, derman, fitil, jel, krem yoktur; kesin çözüm yalnız ve yalnız bilimsel cinsel terapi yöntemlerinden geçer. Kas gevşeticilerin ve uyku haplarının da yararı olmamaktadır. Diğer taraftan ilişki öncesinde alkol alımı da hiçbir fayda sağlamamaktadır. Çünkü sorunun kaynağı vajina değil, beyindeki aşırı korku ve kaygılardır.

    Vajinismusun üstesinden gelmek için tek çözüm modern cinsel terapi yöntemlerinden geçer

  • İlk Gece Fiyaskosu

    İlk Gece Fiyaskosu

    Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni birbirine armağan olarak sunma ve paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalıp rahatlayabilme bilim ve sanatıdır… Ancak bu sanatı ilk gece uygulamak zorunda hisseden genç ve tecrübesiz çiftler, aşırı beklentiler ve baskılar nedeniyle hayatlarının kâbusuyla karşılaşabiliyorlar. Gerdek gecesi sertleşme sorunu ile karşılaşan erkeklerin sayısı her geçen gün artıyor. Çünkü toplumda hala ilk gece ve o gece yapılması gerekenlerle ilgili abartılı ve yanlış beklentiler var. Bu beklentiler sadece gelin ve damatı değil onların ailelerini de kapsıyor. Ailelerin en büyük beklentisi gelinin bakire çıkması ve damadın kendisine yüklenen performansı göstermesi. Ailelerin beklentilerinin gerçekleştiğine dair kanıt bekliyor olması işi içinden çıkılmaz bir duruma sokabiliyor.

    PENİS VE VAJİNA FİGÜRANDIR…

    Cinsel organlar denildiğinde akla penis ve vajina gelir ve toplumda cinselliğin penis-vajina birleşmesinden ibaret olduğuna dair yaygın bir yanlış inanış var. Oysaki en büyük cinsel organ beyindir, çünkü cinsellikten alınan haz tamamen duygular ve düşüncelere bağlantılıdır. Eğer kişinin cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri varsa, cinsel ilişkiden haz alması da zor. Sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için kişinin konsantre olması ve kafasının başka şeylerle meşgul olmaması gerekiyor. Penis ve vajina figürandır, başrol oyuncusu beyindir. Cinsel işlev bozukluklarının temelinde çoğu kez cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceler yatıyor. Sadece ilk gece fiyaskosunun değil neredeyse tüm cinsel işlev bozukluklarının temelinde kişinin kendisiyle, kendi bedeniyle, partneriyle ya da cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri yer alıyor. Genellikle ilk geceye dair çocukluktan itibaren duyulan yanlış bilgiler, ilişkiye başlarken erkeğin kafasında var olan “Ya penisim sertleşmezse!”düşüncesi, erkeklik ve cinsel güçle ilgili “penisin her zaman sert olması gerektiği, penisin sertliğinin erkekliğin simgesi olduğu, erkeğin her zaman cinsel ilişkiye hazır olması gerektiği” gibi olumsuz telkinler ilk gece sertleşme sorunlarına neden olabiliyor.

    BALAYINA ÖZEL İKTİDARSIZLIK…

    Gerdek gecesi ile ilgili kaygılar sanıldığı gibi sadece kızlara özgü değil, erkeklerde de görülebiliyor. İlk kez cinsel ilişki yaşanacağı varsayımıyla toplumumuzda “gerdek gecesi” olarak isimlendirilen ilk gece hem evlenen kadın ve erkek için hem de onların aileleri için değişik beklentilerin söz konusu olduğu bir olaydır. Bu beklentilerin en büyüğü gelinin bakire çıkması,damadın ise bekâreti ortadan kaldıracak bir cinsel performans göstermesidir. Erkekler, özellikle ilk cinsel ilişkilerini gerdek gecesi yaşayacaklarsa, tıpkı kızların yaşadığı gibi, bir başarılı olup olmama kaygısı taşıyabiliyorlar. Bu kaygı “Ya penisim kalmazsa!”, “Ya vajinaya girmeden penisim inerse!” veya “Ya erken boşalırsam ve eşimi tatmin edemezsem!” şeklinde değişik şekillerde karşımıza çıkabiliyor ve o güne kadar hiçbir sertleşme sorunu olmayan bir erkeğin ilk kez gerdek gecesinde sertleşme zorluğu yaşamasına neden olabiliyor. Biz bu duruma “balayına özel iktidarsızlık”, “balayı empotansı” veya “ilk gece fiyaskosu” adını veriyoruz.

    İLK GECE FİYASKOSU GERÇEK BİR İKTİDARSIZLIK OLARAK GÖRÜLMEMELİ…

    İlk gece fiyaskosu “erektil disfonksiyon” adını verdiğimiz ve halk arasında “iktidarsızlık” olarak bilinen sertleşme bozukluğundan farklı bir durumdur. İktidarsızlık; erkekte cinsel istek olduğu halde üç ay boyunca ereksiyonun sağlanmasında veya sağlanan ereksiyonunun cinsel ilişki boyunca sürdürülmesinde problem yaşanması anlamına gelmektedir. İlk gece fiyaskosunda da aynı belirtiler var, ancak bu iki sorunu birbirinden ayıran en önemli şey, ilk gece fiyaskosunun sadece psikolojik faktörlere dayanmasıdır. İlk gece fiyaskosunun bir kez yaşanması bile sonraki cinsel ilişkilerin stresli bir hale gelmesine neden olabiliyor. Gerdek gecesinde kendisinden beklenenleri yerine getiremediği duygusuna kapılan bir erkek, eşinin ya da bu durumundan haberdar olan yakın çevresinin olumsuz tutumlarının da etkisiyle cinsel özgüvenini yitirebiliyor. Yitirilen özgüven her başarısız denemede biraz daha pekişiyor ve kısa sürede negatif bir kısır döngü ortaya çıkıyor. Bu kısır döngü, erkeğin aylar boyu sertleşme sağlayamamasına sebep olabiliyor. Erkeklerin yaşadığı ilk gece korkusunda kadınların da rolü bulunuyor. Kadının ilk gece hakkındaki kanama, ağrı ve acı korkusu gibi abartılı ve yanlış düşünceleri erkekte bu korkuların oluşmasına yol açabiliyor. Yani “ilk gecenin çok acılı, ağrılı olacağı, oluk oluk kanlar akacağı, canın çok yanacağı ama dişin sıkılması gerektiği, içinde bombalar patlayacağı, cinsel ilişkinin tıpkı iğnenin deliğinden limonu geçirmeye benzediği, deliğin küçük ve dar olduğu, kızlık zarının yırtılacağı, delineceği, patlayacağı, çok kanama olursa hastaneye kaldırılabileceği, ilk gece kadın ve erkeğin birbirine kilitli kalabilecekleri’’ gibi olumsuz telkinler çocukluktan itibaren çiftin kafasına yerleşir ve cinsel ilişkiyi gözlerinde fazlaca büyütmelerine neden olabilir. Bazı kadınların eşlerinden aşırı performans beklediklerini farkında olmadan da olsa belli etmeleri de olumsuz bir faktör. Ereksiyon istek ve uyarılmanın ardından oluştuğundan, bu dönemde oluşacak herhangi bir negatif durum kişide dikkat dağınıklığı ve sertleşme kaybına yol açabiliyor. Daha sonraki denemelerde ise kişi “Ereksiyonum oluşacak mı?” beklentisi içinde ilişkiyi tekrar denediğinde, istekli olmasına ve ön sevişmede sertleşme olmasına rağmen sertliğinin aniden kaybolduğunu görebiliyor. Psikolojik faktörler böylelikle kişinin hayatını olumsuz yönde etkiliyor ve erkek bir süre sonra ön sevişmeden kaçar hale gelebiliyor.

    ACELE ETMEYİN, AŞK OYUNLARI OYNAYIN…

    Kısır bir döngü halini almış ilk gece fiyaskosu evliliğin gidişatını olumsuz etkileyebiliyor. İlk cinsel ilişkinin sorunsuz geçmesi gerektiğine dair yaygın inanışlar birtakım olumsuz duyguları belirgin bir şekilde arttırabiliyor. Oysa cinsellik sevgi dolu bir paylaşımdır, bir sınav ya da yarışma değildir. Cinsellikte “başarısız olmak” diye bir kavram olmamalıdır, önemli olan birlikte geçirilen zamandan olabildiğince haz alabilmektir. Cinsellik sevgiyle, şefkatle, saygıyla, aşk oyunlarıyla süslenip, zenginleştirilerek sağlıklı, mutlu ve doyurucu bir cinsel yaşam sağlanabiliyor. Tam da bu sebeplerden dolayı ihtiyacı olan çiftlere evlenmeden önce mutlaka cinsel bilgi düzeylerini artırıcı cinsel danışmanlık ve rehberlik hizmetleri almalarını öneriyoruz. Alınan cinsel danışmanlık, onların cinsellikle ilgili kaygı ve endişelerini giderebiliyor, yanlış inanışlarını ortadan kaldırabiliyor, bedenlerinin ve haz noktalarının keşfedilmesini sağlayabiliyor ve çiftin sağlıklı süreçlerle cinsel yaşamlarına başlamalarına yardımcı olabiliyor. İlk gece fiyaskosunun tedavisinde çiftlere aşk oyunları oynamalarını veya yeniden flört etmeye devam etmelerini öneriyoruz. Böylece yeni evli çiftler cinsel ilişki olmaksızın sadece birbirlerine yakınlaşmayı başarabiliyorlar ve perfomans anksiyetesi adını verdiğimiz başaramama korkusunun üstesinden gelebiliyorlar. Zamanla birbirlerinin bedenini keşfeden çiftler ön sevişmeyi öğrenip ve baskılardan arınmış olarak sevişmenin hazzına ulaşarak birlikte olabiliyorlar.

  • Vajinismus tedavisi bireye özgü olmalı

    Vajinismus tedavisi bireye özgü olmalı

    Cinsel ilişki sırasında vajinal kasların refleksif yani istem dışı kasılması ile cinsel birleşmenin olamaması veya çok zor olması olarak tanımlanan vajinismus tedavisi, problemin nedenine göre bireyselleştirilmelidir.

    Hera Klinik’ten Jinekolog ve Cinsel Terapist Dr. Süleyman Eserdağ; cinsel ilişki fobisi olarak da bilinen vajinismusun bir hastalık olmadığını, aslında ‘semptom’ (yani belirti) olduğunu söyleyerek, problemin insan yapısının çok derinlerinde yattığını belirtti. Eserdağ’ a göre bu nedenler; %90 psikolojik, %10 yapısal kökenli. Kesin tedavi için de öncelikle doğru tanının konulması ve nedene göre tedavi uygulaması şart!

    Ülkemizde yaklaşık her 10 kadından birisinde görülen vajinismus; cinsel ilişki sırasında vajinal kasların refleksif yani istem dışı kasılması ile cinsel birleşmenin olamaması veya çok zor olması durumudur. Aslında cinsel ilişki sırasındaki bu kasılmalar problemin derecesine göre kalça, bacaklar, karın, sırt, çene kasları gibi vücudun pek çok değişik bölgelerinde de görülebilir. Vajinismus hastalarında ağrılı-acılı gerçekleşen veya hiç gerçekleşemeyen cinsel ilişki sorunu olmakla birlikte jinekolojik muayene olamama, vajinal tampon kullanamama, vajina içine fitil yerleştirememe, vajina içine parmak sokamama, ayna ile genital bölgeye bakamama gibi problemler de sıkça izlenmektedir.

    Kesin tanı için jinekolojik muayene şart!

    Jinekolog ve Cinsel Terapist Dr. Süleyman ESERDAĞ; vajinismus nedenlerinin bireyden bireye değiştiğini, doğru teşhis ve tedavi yöntemi için öncelikle bir jinekolojik muayenenin çok önemli olduğunu vurguluyor. Sorunun ortaya çıkma sebebi, oluş nedenleri, bireyin içinde bulunduğu ailesel – toplumsal faktörlerden doğumsal faktörlere kadar değişkenlik gösterdiğinden öncelikle doğru teşhisin şart olduğunu ve vajinismus tedavisinin bireyin problemine özgü olacak şekilde (bireyselleştirilerek) yapılması gerektiğini belirtiyor.

    Vajinismusun nedeni yüksek bir oranla psikolojik…

    Cinsel kimliğin en hızlı oluştuğu 3-8 yaş arası dönem ‘Ödipal Dönem’ olarak bilinir. Bu dönemde gerek anne babadan gerekse çevreden alınan yanlış, eksik, abartılı cinsel mesajların öğrenilmesi sonucunda vajinismus oluşabilmekte ve farkına varılmaz ise ömür boyu kalıcı etkiler bırakabilmektedir.

    Geleneksel aile düzeni, katı ahlaki tabular, cinsellikle ilgili şehir efsaneleri, kızlık zarının korunması ile ilgili kız çocuklarının aşırı korkutulması, cinselliğin ayıp, günah, suçluluk ile özleştirilmesi, korumacı aile düzeni içinde iç disiplinin fazlaca gelişmesi en önemli nedenleri oluşturuyor. Diğer taraftan ilk gece ile ilgili abartılı bilgiler, ilk gecede ağrı, çok kanama, acı hissedileceğine dair önyargılar, hamile kalma korkusu, çocukluk döneminde taciz, tecavüze maruz kalma, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumu sonucu yaşanılan kötü tecrübe ve anılar da vajinismusun diğer psikolojik nedenleri arasında yer alıyor. Yapısal nedenler ise; kızlık zarının kalın, yüksek kenarlı, ara bölmeli, sert, elek şeklinde olması, kısa ve kör vajina gibi anatomik engeller, vajina içindeki ara bölmeler, vajinal girişte dokunmayla ağrı ve hassasiyet ile kendini gösteren “vulvar vestibulit sendrom”, leğen kemiği içindeki organların enfeksiyonları, vajinal girişteki bartholin bezlerinin kistleşmesi veya abseleşmesi ile vajinal enfeksiyonlar sayılabilir. Yapısal bir sorun cinsel ilişki problemine neden oluyorsa gerekli ilaç tedavileri veya basit cerrahi müdahaleler ile psikolojik tedavilere gerek kalmaksızın sorun giderilebilmektedir.

    Vajinismus Tedavisi için tekdüze bir tedavi programı yoktur

    Hera Klinik’ten Jinekolog ve Cinsel Terapist Dr. Süleyman ESERDAĞ; her vajinismus çifti için standart, tekdüze tedavi programının olamayacağının altını çizmektedir. Günümüzde en sık tercih edilen yöntemler arasında Bilişsel – Davranışsal Cinsel Terapiler ve hipnoz tedavileri gelmektedir. Çocukluk çağlarından itibaren süregelen yanlış bilgilerin yarattığı korkuları ortadan kaldırmak ve yerine doğru duyguların geliştirilmesi “Bilişsel Cinsel Terapi” ile sağlanmaktadır; bu, çiftlere ilk uygulanması gereken tedavi biçimidir. “Davranışsal Cinsel Terapi” ile ise kişilerin bireysel ve çift olarak kendilerini, cinselliklerini keşfetmeleri sağlanır. Davranışsal terapi kişinin kendi kendisi veya eşi ile yaptığı bir takım egzersizleri içerir. Bu egzersizlerin bazıları ayna egzersizi, masaj egzersizi, kegel egzersizi, nefes egzersizi ve dilatasyon egzersizleridir. Son yıllarda uygulanan hipnoz tedavileri de vajinismusta bilinçaltı korkuları yenmek, yüzleşmesinin sağlanması, iç görü kazandırılması, farkındalığın ve özgüvenin arttırılması ile rahatlamanın sağlanması amaçlanmaktadır. Uygulanan bireye ve çifte özgü doğru tedavi teknikleri ile çok kısa bir süre içinde, kalıcı bir sonuca ulaşabilmektedir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim yorumlar için tıklayın !

  • Vajinismus psikolojik

    Vajinismus psikolojik

    Uzm. Psk. Vildan Çelik, vajinismusa sebep olan etkenler arasında, geçmişte yaşanan cinsel travmalar olabileceğini belirterek, çocukluk çağı cinsel veya fiziksel istismarının yanında duygusal istismar da bu rahatsızlığa sebep olan dinamikler arasında olduğunu söyledi.

    Çelik, vajinada oluşan kasılmaların şiddetinin kişiden kişiye değiştiğini kaydederek, “Vajinismus vajina kaslarında cinsel birleşmeyi engelleyecek, tekrarlayıcı biçimde ve istemdışı spazmın olması” olarak tanımlanmıştır. Başka bir ifadeyle vajina kaslarının cinsel ilişki sırasında istemsiz olarak kasıldığı ve cinsel birleşmeye izin vermediği durumdur. Vajinada oluşan kasılmanın şiddeti kişiye göre değişmektedir ve ağrı ile birlikte olabilmektedir. Mahremiyet kaygısı nedeniyle pek çok çiftin bunu gizlediği ve yıllarca bu şekilde evliliklerini sürdürdükleri bilinmektedir” dedi.

    Yıllarca vajinismus nedeniyle sağlıklı bir cinse birleşme sağlayamamış çiftlerde anlaşmazlıklar olduğunu ifade eden Çelik, “Vajinismusa sebep olan etkenler arasında, geçmişte yaşanan cinsel travmalar, beden algısı ile ilgili olumsuz değerlendirmeler, ilk gece hikayeleri, eşe güvenmeme, istenmeyen bir evliliğe zorlanma, cinsel yakınlaşmadan hoşlanmama, temizlik konusundaki hassasiyetler, erkeğin cinsel yaklaşımından rahatsız olma, kişilik patolojileri, eşin tepkilerinden rahatsız olma, cinsel bilgi ve inançlar, stres kaynakları, sağlık durumu, aile geçmişi, erken çocukluk yaşantıları, gibi nedenler yer almaktadır. Çocukluk çağı cinsel veya fiziksel istismarının yanında duygusal istismar da bu rahatsızlığa sebep olan dinamikler arasındadır. Tedavide öncelikle derin bir bilgi alma aşaması geçirilir. Sonrasında ilk hedef çift arasında uzlaşmanın sağlanmasıdır. Yıllarca vajinismus nedeniyle sağlıklı bir cinsel birleşme sağlayamamış çiftlerde anlaşmazlıklar olabilmektedir. Beraberliğin ne durumda olduğu, iletişim ve duygusal ilişkinin nasıl olduğu belirlenir ve güçlükler var ise çözüme kavuşturulmaya çalışılır” şeklinde konuştu.

    Travmatik anıların etkisi ortadan kaldırıldığında, cinsel birleşmeye dair olumsuz inançlar da değişebildiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

    “Özellikle kadınlarda cinsel birleşmeye dair yanlış inançlar (toplumsal mitler) ve atıflar söz konusu olabilmektedir. Tüm tedavi boyunca partnerin desteği çok önemlidir. Mutlu sona ulaşabilmek için eşin sabrı ve desteği gerekmektedir. Vajinismus tedavisinde en etkili yöntem Bilişsel Davranışçı Terapidir. Bu tedavi biçiminde aşamalı ödevlerle süreç işler. Genel olarak tedavi, duyumlara odaklanma, vücut egzersizleri, parmak egzersizleri (sistematik duyarsızlaştırma) ve koitus aşamalarını içermektedir. Travmatik anıların etkisi ortadan kaldırıldığında, cinsel birleşmeye dair olumsuz inançlar da değişebilmektedir. Bu değişim vajinismus tedavisinde olumlu ve hızlı sonuçlar vermektedir.”

    İHA

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

     

  • Kadın Cinsel Sorunlarının Psikolojik Nedenleri

    Kadın Cinsel Sorunlarının Psikolojik Nedenleri

    1.Yetiştirilme ve geleneksel kadın cinsel rolü:

    Toplumumuzda kız çocukları yetiştirilirken cinsellikle ilgilenmemeleri öğretilir. Cinsel ilgi ve aktiviteler kınanır ve kısıtlanır. Mesela mastürbasyon yapmaları istenmez ve hoş karşılanmaz. Kadınlardan beklenen sadece eşine yanıt verebilir olmalarıdır. Birçok araştırmada kadınların önemli bir bölümünün ön sevişme sırasında eşlerine çok az katıldıkları ya da hiç katılmadıkları, birleşme sırasında ise çoğunlukla hareketsiz kaldıkları gösterilmiştir. Kadınlar erkeklere neyi cinsel olarak uyarıcı bulduklarını söylemekten kaçınırlar, yeteri kadar uyarılmadıklarında cinsel birleşmeyi reddetmezler, hazlarını artıracak daha aktif tutumlar almaktan kaçınırlar. Duygusal yakınlık daha önemli olduğu için yakınlık, yumuşaklık hissetmediklerinde ya da kırgınlıkları olduğunda, incindiklerinde cinsel işlevleri daha çabuk olumsuz olarak etkilenir.

    2.Geleneksel kadın cinsel rolünün dışına çıkamamak:

    Geleneksel kadın cinsel rolünü benimsemiş olanlar için “iyi kız” sendromu, edilgenlik, boyun eğme, yumuşak başlılık, incelikli olmakla birliktedir.

    Geleneksel kadın rolünün orgazm olamama (anorgazmi) ile ilgili mesajları şunlardır:

    a – Cinsellikle ilgili her türlü duygu ve davranışlarını kontrol etmelidirler.

    b – Cinselliklerini sadece eşlerine yanıt vermekle sınırlamalıdırlar.

    c – Orgazm olup olmamaları, hatta cinsellikten haz almaları önemli ve beklenen bir şey değildir.

    3.Negatif beden imajı ve düşük benlik saygısı:

    Orgazm bozukluğu olan kadınlarda kendilerine duydukları saygının azlığı, yetersizlik duyguları ve olumsuz beden imgesi daha sık görülmektedir. Bu kadınlar kendi cinselliklerinden, ilişkilerinden ve cinsel aktivitelerinin tipinden ve düzeyinden daha az memnundurlar.

    4.Edilgenlik, çekingenlik:

    Edilgen, bağımlı ve çekingen kadınlar, aktif, bağımsız ve girişken kadınlara göre daha çok cinsel işlev bozukluğu gösterirler. Evlenmemiş kadınlar cinsel ilgi ve isteklerini reddetmeyi, bekarete değer vermeyi ve meşru bir evlilik ilişkisinde bütün bu engellenmelerin ortadan kalkmasını beklemeyi öğrenmektedirler. Ancak yıllarca cinsel duygularına ilgisiz kaldıktan ve onları bastırdıktan sonra meşru bir erişkin cinsel ilişkisinde yanıt verici olmakta zorlanmaları şaşırtıcı değildir. Cinsel ilişki sırasında edilgen ve hareketsiz kalan kadınlar daha çok cinsel sorun yaşarlar. Hareketsiz kalma ve insiyatif almama cinsel ilişkinin ritmini ve cinsel girişimin zamanlamasını tamamen erkeğe bırakmak anlamına da geldiğinden kadının cinsel yanıtlarıyla bağlantısız olmasına da neden olmaktadır. Erkeğin başlatıcı ve ilişkiyi yönetici bir rolde olması kendi uyarılma düzeyine göre ilişkiyi yönlendirmesine ve eşinin uyarılmasına dikkat etmemesine neden olmaktadır. Yeterli hazırlık ve cinsel uyarma olmadan tekrarlanan cinsel ilişkilerin, cinsel istek ve haz üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bazı erkekler eşleri cinsel olarak ilgili, yanıt verici olduğunda oldukça rahatsız olur. Bizim kültürümüzde kadınların cinsellikle ilgili aktif tutum almaları ve kendi cinselliklerine sahip çıkmaları çok uygun karşılanmaz. Ayrıca kadının, daha çok eşine uyum göstermesi, onun beklentilerine göre hareket etmesi beklenir. Saygı, özen ve incelik beklentisi içindeki kadın bunları alamadıkça cinsel isteğini yitirebilir.

    5.Katı dini ve ahlaki inançlar:

    Bazı insanlar cinselliğin günah ve ayıp olduğu yönünde katı mesajlarla büyütülürler. Erişkin olduktan sonra da doğal olarak hissedecekleri cinsel arzularını bastırırlar. Vajinismuslu kadınların bir kısmında dinsel şartlanma görülür. Bu hastaların büyüdüğü ailelerde ebeveynler normalden daha çok dini kurallara uymalarını isterler. Cinsel ilişkilerde sorumluluğun gelişmesine izin vermezler ve cinsellikle ilgilenmemeyi yüceltirler. Bu tür evlerde cinsellik bir sıkıntı kaynağıdır. Dinsel ve ahlaki değerler cinsel ilgi ve ilişkilerin hepsinde suçluluk ve utanç ortaya çıkarıcıdır. Bu ailelerde genellikle cinsel ahlak saplantısı olan babalar vardır. Eşinin ve kızlarının cinsellikle ilgilenmemesini ve yüksek ahlaki bir düzey tutturmasını ister. Bu istekleri yerine getiren ve kızlarını da buna uymaya zorlayan ise genellikle annedir.

    6.Baba-kız ilişkisinden kaynaklanan nedenler:

    Çocukluk döneminde babaya duyulan çocuksu aşkın çözülmemiş olması bu bilinçdışı arzuların ve çatışmaların neden olacağı kaygıyı engellemek amacıyla bir savunma tepkisi olarak cinsel istek, uyarılma ve orgazm engellenebilir.Bazı vajinismuslu kadınların da babalarıyla yakın ve duygusal ilişki kurma olanaklarının az olduğunu bildiren araştırmalar vardır.

    7.Baskıcı, otoriter baba:

    Vajinismuslu kadınların tipik özelliklerinden birinin otoriter bir babaya sahip olmak olduğunu belirtmiştir. Bu kadınların babanın otorite figürü olduğu bir evde büyüdüklerini ve sürekli fiziksel ve/veya sözel şiddet gördükleri belirtilmiştir. Vajinismuslu kadınların babalarında otorite saplantısı, baskın olmak için ceza uygulama, alkolizm, psikopati saptanmıştır. Antisosyal ve obsesif-kompulsif kişilikli babaların da vajinismus etyolojisinde önemli olduğu bildirilmiştir.

    8.Zayıf, güçsüz anne:

    Şiddet uygulayan babaları olan vajinismuslu kadınlarda, dayak yiyen ya da kızını baba dayağından koruyamayan annelerin zayıf bir kadın modeli oluşturdukları söylenebilir. Dayak atan baba ile dayak yiyen anneden oluşan aile modelleri aynı zamanda erkek ve kadın rollerini katı bir biçimde ayırdığından ve erkeklerin şiddet uygulayan kişiler olarak algılanmasını sağladığından da vajinismus etyolojisinde önemli olabilir.

    9.Cinselliği değersizleştiren/aşağılayan aile:

    Vajinismusu olan kadınların annelerinin sıklıkla cinselliği değersizleştirdikleri gözlenmektedir. Muhtemelen kendi cinsel yaşamlarının tatmin edici olmamasına bağlı olarak bazen kibar, iyi örtülmüş, ilişkilere ve bakış açılarına yansımış bir şekilde bazen de açıkça, cinsellik hem aşağılanmakta hem de kontrol edilmektedir. Bu annelerin kadın ve erkek rollerini kesin olarak ayırdıkları, cinselliği sadece erkeklerin istediği bir şey olarak gördükleri söylenebilir. Bu anneler kızlarına da cinselliği ve cinsel organları kirli olarak yansıtırlar.

    10.Kişilik sorunları:

    Ağır kişilik bozukluklarına sıklıkla cinsel işlev bozuklukları eşlik eder. Şizoidlerde cinsel ilişki isteği azdır. Borderline kişilik yapılanması düzeyindeki kişilik bozukluklarında yüksek oranda çok çeşitli cinsel sorunlar bulunur. Histrionik ve Borderline kişilik bozukluklarında rastgele cinsel ilişki sık görülmesine karşın, bir çoğunda uyarılma ve orgazm bozukluğu vardır. Depresif, distimik kişilikli kimseler genel olarak haz almaktan, mutlu ve keyifli olmaktan kaçınırlar. Kendilerini acılarla dolu, talihsiz bir kurban olarak hissederler. Bu kişiler keyifli olan ve zevk veren birçok şeyden olduğu gibi cinsel haz almaktan da kaçınırlar. Sürekli bir şeylerden şikayet etme, memnun olmama halindedirler. Adeta mutlu olabilmeyi kendilerine yasaklamışlardır. Bu kişilerde cinsel isteksizlik çoğunlukla ergenliğin başından beri vardır.

    11.Cinsel kimlik veya yönelim sorunları:

    Cinsel ilgileri kendi cinsine yönelik olarak gelişen bazı kadınlar bu arzularını bastırırlar veya gizlerler. Bazen kişi cinsel ilgisinin kendi cinsine yönelik olduğunun farkındadır ancak bu durumun başkaları tarafından fark edilmesini istemediğinden karşı cinsle ilişki kurabilir hatta evlenebilir. Ancak karşı cinsle ilişkide istek, uyarılma ve orgazm zorlukları yaşar. Bazen de kişi eşcinsel arzularını bastırır ve kendisi de farkında olmaz. Karşı cinsle ilişkide nedenini bilmediği bir isteksizlik ve zevk alamama yaşar. Cinsel yönelimi aslında kendi cinsine yönelik olan bu kadınlarda karşı cinse yönelik cinsel isteksizlik, cinsel istek bozukluğu olarak yorumlanabilir. Bu kadınların karşı cinse yönelik cinsel istek duymalarını sağlamaya çalışmak yararsız olduğu gibi uygun bir yaklaşım da değildir.Açık olarak eşcinsel olanlar ile eşcinsel arzularını bastırıp bir erkekle birlikte olmaya çalışan kadınlarda da uyarılma ve orgazm sorunları ortaya çıkar. Çünkü kişinin arzu duyduğu şey ile yaşadığı şey arasında bir uyumsuzluk vardır.

    12.Cinsel taciz ve travmalar:

    Özellikle cinsel tiksinti bozukluğunda ve başta vajinismus olmak üzere bazı cinsel işlev bozukluklarında cinsel şiddete maruz kalma öyküsüne sık rastlanır. Cinsel travmalar tacizcinin yakınlık derecesi, olayın rıza ya da şiddet kullanılarak gerçekleşmesi, tekrarlama sıklığı gibi etkenlere bağlı olarak cinsel yaşamı önemli oranda bozabileceği gibi diğer ruhsal sorunlara ve kişilik gelişiminde bozukluklara yol açabilmektedir. Bazı cinsel travma maruz kalmış kişiler ise kendine zarar verici rastgele uygunsuz cinsel yakınlıklar kurma gibi bir durum ortaya çıkabilmektedir.

    13.Cinsel fobiler veya kaçınmalar:

    Bazı kadınların cinsel isteksizlikleri cinsel ilişkinin bazı yönlerine ilişkin kaçınmalara veya korkulara bağlı olabilir. Mesela meninin kokusundan veya üzerine bulaşmasından tiksinen bir kadın cinsel ilişki istemeyebilir. Bu kadınlar dikkatlice dinlenirlerse, cinsel ilişkiden ya da kimi yönlerinden rahatsızlık duymalarına karşın, bunların dışarıda bırakılacağı cinsel yakınlaşmalara karşı isteksizlikleri olmadığı görülür. Cinsellik konusundaki korkuların özellikle cinsel istek ve uyarılma üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Cinsel korkuya bağlı orgazm olamama (anorgazmi) çoğunlukla istek azlığı ve uyarılma sorunlarına ikincil olarak ortaya çıkar.

    14.Maskelenmiş parafililer (cinsel sapkınlıklar):

    Bazı kişilerin teşhircilik, röntgencilik, fetişizm, cinsel sadizm, cinsel mazohizm vb gibi eğilimleri olmasına karşın bunları bastırmış olabilirler. Bazı kimselerde ise bu tür eğilimler cinsel ilişkiye izin vermeyecek kadar güçlü olmadığı halde kişi bu tür arzularını kendisine yakıştıramadığı için şiddetle bastırmış olabilir. Cinsel arzuların kabul edilemediği için bastırılması cinsel isteksizlik yaratabilir. Bu tür sorunu olan kişilerde kişinin cinsel arzularını fark etmesini ve cinsel yaşamına dahil etmesini sağlayacak tedavi yaklaşımları yararlı olacaktır.

    15.Evlilik çatışmaları:

    İnsanlar evlenirlerken nasıl bir evlilikleri olacağına ilişkin belli tasarıları ve hayalleri vardır. Bu hayal ve tasarılar iş bölümü, roller, yaşama tarzı, nelerin yapılıp yapılmayacağına ilişkin çeşitli ayrıntıları içerir. Mesela bir kadın evlenirken, kocasının kendisine karşı anlayışlı, ilgili ve özenli olacağını, ev işlerinde kendisine yardım edeceğini, her ikisinin de çalışacağını varsaymış olurken, belki eşi de karısının evde oturup ev işlerinin sorumluluğunu üstleneceğini, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacağını varsaymış olabilir. Evlendikleri zaman ikisi de birbirinde aradığını bulamamın hayal kırıklığı içinde kızgınlıklar ve kırgınlıklar gösterebilirler. Böyle bir çift çevre ve aile baskısı ya da yetişme döneminde aldıkları kültüre göre ayrılmak istemeyebilirler. Ancak yaşadıkları çatışma cinsel yaşamlarına yansıyarak cinsel isteklerini ya da haz almalarını bozabilir. Ciddi evlilik uyuşmazlıkları olan çiftlerde, cinsel terapi yerine evlilik sorunlarının çözülmesini sağlayacak evlilik terapileri daha önceliklidir.

    16.Eşe ilgi kaybı:

    Birçok çift birlikteliklerinin ilerleyen dönemlerinde birbirlerine eskisi kadar cinsel ilgi duymamaya başlarlar. Birbirinde aradığını bulamamak, eşiyle mutlu olamamak, kızgınlıklar, hayal kırıklıkları gibi genel ilişkideki sorunlar yanında çiftlerin eşlerini ebeveyn gibi algılamalarının da çok önemli bir rolü vardır.

    17.Yakınlık sorunları:

    Cinsel ilişki iki kişi arasındaki en yakın ve mahrem ilişki biçimlerinden biridir. Cinsel yakınlık sırasında hem ruhsal hem de bedensel anlamda iki kişi arasındaki sınırlar iç içe geçer. Yakınlaşma ve sınır sorunu olan kişilerde bu yakınlığı tolere edememek cinsel ilişkilerden kaçınmaya neden olabilir. Ancak yakınlık sorunları isteksizlik yaratabilirse de daha çok uyarılma ve orgazm bozukluğuna neden olabilir.

    18.Eşin cinsel beceri eksikliği:

    Fazla cinsel tecrübesi ve bilgisi olmaksızın evlenen ve daha sonra da sınırlı ve kısıtlı bir cinsel yaşamı olan çiftlerde kocanın cinsel ilişki sırasında uygun olmayan tutumları, kadının uyarılmasını ve haz almasını engelleyebilir. Önce uyarılma ve orgazm bozukluğu olarak başlayan cinsel sorun uzadığında ise cinsel isteksizliğe neden olabilir. Böyle çiftlerde cinsel danışmanlık ve cinsel yaşamlarını renklendirecek alıştırmalar yararlı olabilir.

    19.Pasif, bağımlı eş:

    Vajinismuslu eşlerinin, pasif, bağımlı, aşırı düşünceli ve eşleriyle bilinçdışı bir anlaşma içinde, cinsel birleşmeden kaçınan kişiler olduğu birçok araştırmacı tarafından belirtilmektedir. Vajinismuslu bir kadını seçen erkekle, pasif, bağımlı bir eş seçen kadının oluşturduğu ikilide eşlerin her biri diğerinin öfkesinden (agresyondan) korkar ve cinsel birleşme sürekli ertelenir. Kocalar genellikle sevişme sırasında eşleri korktuğunda eşlerini uyarmaya devam etmek, cinsel ilişkiye hazırlamaya çalışmak yerine engellenmekte ve ilişkiyi sürdürememektedirler. Evlendikten sonra da cinsel ilişkiden kaçınma tam bir anlaşma içinde sürdürülür. Cinsel birleşme girişimleri ahlaki ussallaştırmalarla mümkün olduğunca geciktirilir. İlk başarısızlıktan sonra bir dönem cinsel birleşme denemeleri devam etse de genellikle 6-12 ay sonunda denemeler bırakılır. Tedavi uzun zaman sonra, örneğin çocuk sahibi olma isteği büyük boyutlara ulaşılınca ciddi olarak düşünülür.

    20.Eşte cinsel işlev bozukluğunun bulunması:

    Eşlerden birindeki bir cinsel sorun diğer kişide de cinsel sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Örneğin erken boşalması olan bir erkeğin eşinde orgazm sorunu görülmesi doğaldır. Hatta tekrarlayan hayal kırıklıkları zamanla her ikisinde de uyarılmayı ve cinsel isteği de bozabilir.

    21.Duygu ve davranışlar üzerindeki kontrolünü yitirme korkusu:

    Duygu ve davranışları üzerinde her zaman egemenliklerini sürdürmek isteyen herhangi bir duygunun ya da biyolojik uyaranın kontrollerini aşmasına izin vermeyen kişiler, cinsel ilişkisi sırasında da cinsel uyaranın belli bir düzeyin üzerine çıkmasını engellerler ve dolayısıyla orgazm olamazlar.

    22.Gebelik korkusu:

    Kendini genç bir kız olarak algılamaktan vazgeçmek istememek, anneliğin getireceği sorumlulukları üstlenmeye hazır olamamak ya da doğum yapmaktan korkmak gibi nedenlerle gebe kalmak istemeyen bir kadın cinsel ilişkiden kaçınmak için cinsel isteğini engelleyebilir. Bu durumda bu endişelerin ortaya çıkarılıp çözümlenmesi başka bir tedavi gerektirmeksizin cinsel isteğin oluşması için yeterli olacaktır.

    23.Psikiyatrik rahatsızlıklar:

    Depresyon başta olmak üzere birçok psikiyatrik rahatsızlık cinsel isteği azaltır ya da geçici bir süre ortadan kaldırır. Cinsel isteği olumuz etkileyebilecek diğer psikiyatrik rahatsızlıklar şunlardır: yaygın anksiyete bozukluğu, özellikle cinsellikle ilgili olmak üzere obsesif-kompülsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, özellikle kaygının (anksiyetenin) yoğun olduğu dönemlerde şizofreni gibi psikotik bozukluklar. Cinsel istek azlığı psikiyatrik bir hastalığa ya da onun tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı ise, öncelikle hastalığın cinsel isteği etkilemeyen bir ilaçla tedavisi gerekir. Psikiyatrik rahatsızlık düzelme gösterdiği halde cinsel isteksizlik devam ediyorsa cinsel terapi ya da soruna yönelik özel yaklaşımlar gerekebilir.

    24.Stres ve üzüntü kaynağı olan yaşam olayları:

    Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kişide sıkıntı ve üzüntü yaratan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteği azaltabilirler.

    25.Yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler:

    Bireyin yaşlanmaya tepkisi cinsel yaşamının nasıl olacağının ana belirleyicilerinden biridir. Belli yaş dönemlerinde cinsel yaşamlarının biteceğine ilişkin yanlış düşünceleri olan ya da yaşın getirdiği değişikliklerden utanan bir kadın cinsel isteğini göz ardı etmeye çalışabilir. Ayrıca, kilo alımı ve yaşla birlikte gelen diğer bedensel değişiklikler, ilgi çekiciliğin kaybı veya bireyin cazibesini yitirdiği ile ilgili düşüncelere neden olarak sekse ilgiyi azaltabilir.

    26.Eşe veya erkeğe yönelik olumsuz duygular:

    Eşleriyle aralarında güç çatışması olan kadınlarda cinsel sorunlara daha çok rastlandığına ilişkin bulgular vardır. Daha adil ve eşit ilişkisi olan çiftlere göre erkeğin baskın olduğu ve gizli ya da açık gç çatışmalarının yaşandığı evliliklerde cinsel sorunlara daha sık rastlanmaktadır.

    27.Gerçek dışı beklentiler:

    Bazı kadınların hayal kırıklıkları beklentilerinin yüksek olmasına bağlıdır. Gerçek dışı ve yüksek beklentiler erkekler arasında daha sık görülmesine karşın, kadınlardan özellikle medyadan etkilenip mesela orgazmın zevkten çıldırmak gibi bir şey olduğunu ama kendilerinin bunu yaşayamadığını düşünüp hayal kırıklıklarına bağlı küskünlükler gösterebilir ve cinsel ilişkiden zamanla kaçınmaya başlayabilirler.

    28.Performans anksiyetesi:

    Cinsel işlev bozukluğu olan çoğu çiftin cinsel deneyim sonucunda hoşnutsuz bir yaşantı beklentisi vardır. Bir olumsuz deneyim diğerini takip eder ve sonuçta çift sürekli olarak yeni olumsuz deneyimleri bekler duruma gelir. Bu kısır döngü kalıcı probleme ya da cinsel ilginin kaybına neden olabilir.

    29.Hamilelik, doğum:

    Hamilelikte cinsel ilişkinin zararlı olabileceğine ilişkin inançlar cinsel kaçınmalara ve zamanla istek ve uyarılma sorunlarına neden olabilir. Doğumdan sonra da kadınlar en çok yeni rollerine uyum sorunu yaşadıklarından ve sorumlulukları arttığından cinsel istekleri azalabilir. Özellikle çocuk sayısı arttıkça artan sorumlulukları ve iş yüklerinin ağırlığı daha da ağırlaşmakta ve cinsel isteksizlik yaratabilmektedir.

    30.Aldatılma veya eşin sadakatinden kuşkulanma:

    Aldatılmaya ya da aldatılma kuşkusuna bağlı gelişen kızgınlık, cinsel hazzı ve uyarılmayı ciddi şekilde bozar. Ayrıca, kadınların kendilerini cinsel hazza, uyarılmaya, ve orgazma bırakabilmeleri için erkeklere göre daha fazla güvenlik duygusuna gereksinimleri olmaktadır. Gerçek ya da muhtemel bir aldatma kuşkusu kadının güvenini zedelediğinden cinsel hazzını, uyarılmasını ve orgazm olmasını engelleyebilir. Cinsel hazzın azalmasına bağlı tekrarlayan cinsel deneyimlerin yarattığı hayal kırıklığı da zamanla cinsel isteği azaltabilir yada ortadan kaldırabilir.

    31.Cinsel organlardan iğrenme veya hoşlanmama:

    Vajinismuslu kadınlar genellikle kendi cinsel organlarıyla ilgili utanç, iğrenme ve hoşlanmama duyguları taşırlar. Bu duygular ve yanlış bilgiler genellikle kendisinde cinsel organlarından hoşlanmayan, seksten zevk almayan ve bazı durumlarda vajinismusu olabilen annelerden öğrenilmiştir.

    32.Kızlık zarını yitirme korkusu:

    Kızlık zarının kutsallığı ve korunmasına önem verilmesi gibi kültürel faktörler de vajinismus gelişiminde etkilidir. Kızlık zarının önemli olduğu topluluklarda vajinismusun daha sık görülmesinin önemli nedenlerinden biri budur. Çocukluğundan itibaren kızlık zarını özenle koruması öğretilmiş bir kadın evlendiği zaman bile sahip olduğu bu değerli şeyi kaybetmek istemeyebilmektedir.

    33.Organik hastalıklara reaksiyon:

    Birçok hastalık ya da hastalığın yarattığı durum veya tedavi biçimlerine karşı gelişen psikolojik reaksiyonlar cinsel işlev bozukluğuna neden olabilmektedir. Bunların başında kanserler, üreme sistemi ve idrar yolları hastalıkları ve ameliyatlarla diğer ciddi hastalıklar gelir. Kanser; işlev kaybı, çaresizlik, ümitsizlik, suçluluk, ölüm korkusu, ağrı endişesi ve bağımlılık korkuları uyandırır. AIDS’le ilgili inanışlar HIV pozitif kişilerde suçluluk duygularının daha da fazla olmasına ve cinsel yaşamdan daha fazla kaçınmaya neden olur. Öte yandan kronik hastalıkların yol açtığı yorgunluk ve halsizlik cinsel isteksizliğe neden olabilmektedir. Yaşamı tehdit eden hastalıklarda ölüm kaygısı cinsel ilgiyi ortadan kaldırabilmektedir.

    34.Eşler arasındaki zayıf iletişim:

    Cinsel işlev bozukluğu gelişen birçok çift cinsel ilişkilerini konuşamamaktadır. Bu nedenle partnerler hem cinsel ihtiyaçlarını ve kaygılarını ifade edemezler hem de her biri karşısındakinin düşünce ve duygusunu tahmin etmeye çalışır. Bu tür tahminler ciddi yanlış anlamalara yol açabilir ve cinsel zorlukları daha da arttırabilir.

    35.Suçluluk duyguları:

    Çeşitli kaynaklı suçluluk duyguları cinsel işlevleri etkileyebilir. Ensestiyöz suçluluk duyguları olabileceği gibi, başka biriyle gizli bir ilişkiden, başka birine ilgi duymaktan kaynaklanan veya eşe karşı ilgisizlik, ihmal gibi nedenlerle de olabilir. Erotik hazzı yaşamak bu nedenle imkansız olabilir. Suçluluk cinsel işlev bozukluğunun partner üzerinde algılanan etkileri nedeniyle de hissedilebilir.

    36.Kısıtlı ön sevişme:

    Cinsel isteksizliği ve uyarılma zorluğu olan kadınlar eşleri istediği için cinsel ilişkiyi kabul ederler ama haz almadıkları için bir an önce bitmesini isterler bu da cinsel haz alma olanaklarını ortadan kaldırarak durumun kronikleşmesine neden olur.

    37.Tecrübesizlik:

    Kadınların önemli bir bölümü evlilik öncesi cinsel deneyimleri çok sınırlı ve az olduğu için evlendiklerinde cinsel deneyim açısından tecrübesizdirler. Birçok kadın cinsel yaşama ilişkin ilk tecrübelerini evlendikleri zaman edinirler. Nasıl cinsel haz alacaklarını, nelerden hoşlanıp hoşlanmayacaklarını bilmediklerinden ve cinsel ilişkide kontrolü eşlerine bıraktıklarından kendi cinsel özelliklerini öğrenmeleri de oldukça uzun sürer.

    38.Eşini memnun edememe endişesi:

    Kadınlar çocukluklarından itibaren babalarına, ağabeylerine hizmet ederek yetişirler ve onların rahatını sağlamakla görevlendirilirler. Evlendiklerinde de aynı şeyi eşlerine yapar, onun hizmetlerini yerine getirirler. Cinsel ilişkide de bu ilişki kalıbı geçerlidir. Eşinin memnuniyeti ile aşırı ilgilenmesi, kadının kendi bedenini ve hazzını ihmal etmesine dolayısıyla da cinsel özelliklerini anlamasını ve buna uygun davranmasını zorlaştırarak uyarılma ve orgazm olmasını güçleştirir.

  • Vajinismusa Tedavi

    Vajinismusa Tedavi

    Evli kadınların kabusu haline gelen vajinismus sorununun çözümü için hazırlanan cinsel terapi kitabı, evliliklerinde sorun yaşayan çiftlerin de biliçlenmesini sağlayacak.

    Türkiye’de cinsel hayatı olan her on kadından birinin kabusu haline gelen vajinismus sorunu tarihe karışacak. Halk arasında “Evli Bakirler” olarak da bilinen vajinismuslu kadınlar ve eşleri için yeni bir vajinismus tedavi kitabı çıktı. Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabı olan Mühürlü Beden, Türkiye’nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem Keçe ve Jinekolog Dr. Yasemin Yıldız tarafından kaleme alındı. Cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olan Mühürlü Beden’i kamuoyuna tanıtan ve tavsiye eden Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (PSİKODER) terapistleri, vajinismus ve evli bakirelerle ilgili çiftlerin cinsel bilinçlenmesi ve farkındalığı için yararlanabilecekleri bilgileri gözden geçirdi.

    Bedeninizdeki mührü söküp atın!

    Vajinismus tedavilerindeki bilimsel ve farklı yaklaşımların önemine değinen PSİKODER Yönetim Kurulu Üyesi Psikoterapist Serap Güngör, “Evli olmanıza rağmen hala bakire misiniz? Evli ve mühürlü bir bedene mi sahipsiniz? Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismusla ilgili doğru bilinen yanlışları merak mı ediyorsunuz? Cinsellikle ilgili uydurmalar hayatınızı mı karartıyor? Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız, partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. Çünkü evli bakire olmak artık kader değil” dedi.

    Cinsel bilgilendirme ve kendi kendine yardım kitabı niteliğinde

    Kamuoyunu bilgilendirmek için daha çok vajinismus tedavi kitabının yazılmasının önemine değinen PSİKODER Genel Sekreteri Psikoterapist Kemal Özcan ise, “Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran kitap, vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor” değerlendirmesini yaptı.

     

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim

     

  • İyi bir cinsellik için vajina estetiği

    İyi bir cinsellik için vajina estetiği

    Çoğu kadın cinsel organının zamanla deforme olmasından dolayı cinsel hazzı yaşayamıyor. Oysa yeni tıbbi uygulamalarla kadın cinsel organının şekli düzeltiliyor, küçültülüyor, vajina yolu daraltılıyor hatta yeni bir vajina bile yaratılıyor!

    Sevişmekten kaçınan veya cinsel ilişkiden yeterince haz alamadığından yakınan kadınların sorunlarının altında yatan en önemli nedenlerden biri, cinsel organlarıyla ilgili estetik kaygıların olması.

    Özellikle doğum sonrası genişleyen vajina, hem kadınların hem de partnerlerinin cinsel ilişki sırasında yeterince haz almalarını engelliyor. Üstelik sorun sadece bununla da kalmıyor; kadınlar, genişleyen vajinaları yüzünden idrar kaçırma gibi sağlık problemleriyle de karşı karşıya kalabiliyor. Kadınların cinsel organlarıyla ilgili en çok yakındıkları bir başka sorun ise iç dudakların sarkık ve büyük olması. Bu görüntüyü estetik bulmayan kadınlar bikini veya dar pantolon giymekten kaçındıkları gibi partnerlerine de çıplak görünmek istemiyor. Hal böyle olunca da zamanla cinsel ilişkiden soğuma, hatta takıntı veya anksiyete gibi ciddi sorunlar da ortaya çıkmaya başlıyor. Oysa sağlıklı ve mutlu bir birlikteliğin yolu, öncelikle insanın kendine duyduğu özgüvenden geçiyor. Partneri tarafından beğenildiğini hissetmek de cinsel yaşamda önemi bir rol oynuyor. İşte tüm bu nedenlerden dolayı günümüzün modern kadını artık cinsel yaşamda aktif bir rol almak için utansa da sıkılsa da hekimlerden yardım alacak kadar kararlı görünüyor. Son sürat gelişen estetik cerrahi de yeni uygulamalarla daha estetik bir görüntüye kavuşmak isteyen kadınların yüzünü güldürüyor! Biz de Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Kuran ile Marmara Üniversitesi’nden Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Tezel’e günümüzde kadınlara özel uygulanan tüm yöntemleri tek tek sorduk. Operasyonların ücretleri konusunda bilgi almayı da ihmal etmedik!

    Geniş vajina

    Vajina bölgesinin geniş olması kadının yapısından kaynaklanabildiği gibi ilerleyen yaş ve normal doğuma bağlı olarak da gelişebiliyor. Vajina kaslarının gevşemesi, cinsel ilişki sırasında önemli bir sorun haline gelebiliyor. Özellikle doğumdan sonra düzgün onarılmayan yırtıklar nedeniyle genişleyen vajina, kadın ile partnerinin cinsel ilişkiden haz almasını engelliyor. Bunun sonucunda kadın zamanla özgüvenini yitirebiliyor ve cinsel yaşamdan uzaklaşabiliyor. Oysa günümüzde vajina daraltmaya yönelik operasyonlar sayesinde kadının cinsel ilişkiden yeniden haz alması sağlanabiliyor. Ayrıca operasyon sonrasında yaşla birlikte daha sık rastlanan bir şikayet haline gelen idrar kaçırma sorunu da ortadan kalkabiliyor. Bunun yanı sıra epizyotomi, yani doğum sırasında rastgele yırtılmayı engellemek için cerrahi olarak yapılan kesi işleminden sonra kabarık ya da kötü görünümlü izler oluşabiliyor. Günümüzde bu izlerin düzeltilmesi için yararlanılan çeşitli tekniklerden oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor.

    Ne yapılıyor? Basit bir cerrahi girişim olduğu için genel veya lokal anestezi ile sedasyon adı verilen iki uygulamanın bir arada kullanılmasıyla gerçekleştiriliyor. Ameliyatla vajinal kanalın daraltılması ve vajinanın gevşemesi sonucu oluşan (estetik) görünümün düzeltilmesi hedefleniyor. Yaklaşık bir saat süren operasyonda vajinanın arka duvarına sıkılaştırıcı işlem yapılıyor. Operasyon sonrasında dikişlerin alınmasına gerek duyulmuyor.

    Nelere dikkat etmeli? Vajinanın tam anlamıyla iyileşmesi iki-üç haftayı buluyor. Bu süreç içerisinde enfeksiyon gelişmemesi için kadının hijyen kurallarına özen göstermesi, yani tuvalet sonrası temizliğini vajinadan anüse doğru yapması ve cinsel ilişkiden kaçınması yeterli oluyor.

    Büyük dudaklar

    İç dudaklar (labia minör), klitorisin üst kısmından vajina girişinin altına kadar uzanan kıvrımlı yapıları oluşturuyor. Bazı kadınlarda iç dudakların dış dudaklardan biraz taşması doğal olarak kabul ediliyor. Ancak dış dudaklardan sarkacak şekilde uzun olması tıbben önemli bir sorun yaratmasa da estetik görüntüyü bozarak kadını çözüm arayışına itiyor. Doğuştan var olan ya da doğum sonrasında gelişen bu şekil bozukluğu, kadının cinsel hayatını adeta kabusa dönüştürebiliyor. Vajinasını estetik bulmayan kadın özgüvenini yitirerek partnerine çıplak görünmek istemeyebiliyor. İç dudaklar aşırı sarkık olduklarında cinsel ilişki sırasında araya girerek kadının acı duymasına da neden olabiliyor. Ayrıca vulvada, yani kadının cinsel organında terleme sonucunda oluşan salgıların bu bölgede birikmesi sonucu kötü kokulu mantar enfeksiyonları da gelişebiliyor. Tüm bu sorunlar da kadının zamanla özgüvenini yitirmesine, cinsel yaşamdan soğumasına, hatta orgazm güçlüğü çekmesine yol açabiliyor.

    Ne yapılıyor? Lokal anestezi altında uygulanan basit bir operasyonla iç dudakların kesilerek dış dudakların içinde kalması sağlanabiliyor. Yaklaşık 30 – 40 dakika süren işlemde eriyen dikişler kullanıldığı için dikiş alma sorunu da yaşanmıyor. Kadın operasyondan sonra aynı gün normal yaşantısına dönebiliyor, bir hafta sonra da cinsel ilişkiye girebiliyor.

    Nelere dikkat etmeli? İşlem sonrasındaki ilk iki gün iç dudakların olduğu bölümde şişlik oluşabiliyor. Bu nedenle antibakteriyel pomatla günlük pansuman gerekebiliyor. Kadının hijyen kurallarına özen göstermesi yeterli oluyor.

     

    Ameliyatsız vajinal gençleştirme

    Vajinal Operasyonlar Nelerdir?

  • Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    CİSED GENEL SEKRETERİ PSİKOLOG SERAP GÜNGÖR: “EVLİ BAKİRE OLMAK ARTIK KADER DEĞİL!”

     Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismus, ülkemizde cinsel hayatı olan her on kadından birinin kabusu haline geldi. Halk arasında “Evli Bakirler” olarak da bilinen vajinismuslu kadınlar ve eşleri için yeni bir vajinismus tedavi kitabı çıktı: “Mühürlü Beden” Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabıolan Mühürlü Beden; Türkiye’nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem KEÇE ve Jinekolog Dr. Yasemin YILDIZ tarafından, dostça ve yalın bir üslupla kaleme alındı. Cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olanMühürlü Beden‘i kamuoyuna tanıtan ve tavsiye eden Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri,vajinismus ve evli bakirelerle ilgili çiftlerin cinsel bilinçlenmesi ve farkındalığı için yararlanabilecekleri bilgileri gözden geçirdi…

    BEDENİNİZDEKİ MÜHRÜ SÖKÜP ATACAKSINIZ!

    Vajinismus tedavilerindeki bilimsel ve farklı yaklaşımların önemine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Evli olmanıza rağmen hala bakire misiniz? Evli ve mühürlü bir bedene mi sahipsiniz? Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismusla ilgili doğru bilinen yanlışları merak mı ediyorsunuz? İlk gece ve kızlık zarına dair hurafeler veya cinsellikle ilgili uydurmalar hayatınızı mı karartıyor? Evlilik veya çift ilişkilerinizde sağlıklı ve mutlu bir şekilde seks yapabilmek ve korkmadan cinselliği arzulamak mı istiyorsunuz? Ağrı ve acı duymadan seks yapabilmek için neler mi vermezdiniz?Cinsel hayatınız kıpırtısını mı kaybetti? ‘Mühürlü Beden‘ adlı bu kitap sizin için yazıldı. Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız, seksten, ilişkilerinizden ve partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. Çünkü evli bakire olmak artık kader değil!” dedi.

    CİNSEL BİLGİLENME VE KENDİ KENDİNE YARDIM KİTABI: “MÜHÜRLÜ BEDEN”

    Kamuoyunu bilgilendirmek için daha çok vajinismus tedavi kitabının yazılmasının önemine değinen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran Mühürlü Beden,vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor. Vajinismusla ilgili yaygın yanlış bilgileri düzeltmeyi, ilk gece ve kızlık zarı kanaması gibi sorunları kolayca aşmak için destek olmayı, korkmadan seks yapabilmek için en yeni cinsel terapi yöntemlerini anlatmayı amaçlayanMühürlü Beden kitabını, cinsellik ve ilişkiler konusunda kendini yeterli, iyi veya normal kabul edenler de dâhil olmak üzere herkese tavsiye ediyoruz. Çünkü bu kitaptan öğreneceğiniz çok şey var. Okuyunca bu tavsiyeye hak vereceksiniz.” dedi.