Etiket: kıskanç erkek

  • Kıskançlığa son

    Kıskançlığa son

    Kadınların hemcinslerine karşı duyduğu aşırı kıskançlık erkekler tarafından sevilmeyen huyların başında geliyor. Etrafınızdaki kişilerin evine, işine, fiziğine, kocasına, sevgilisine, çocuğuna, hayat tarzına imreniyor olabilirsiniz. Kimi zaman girdiğiniz bir ortamda bakışların onun üzerinde olmasını kıskanabilirsiniz. Ancak herşeyin olduğu gibi kıskançlığın da sağlıklı bir dozu var.

    Kendi huzurunuz adına sağlıklı düşünün ve kem gözlerinizi sakının. Kıskançlık yapmaya başladığınız anda ortama ister istemez negatif elektrik saçıyorsunuz, farkında değilsiniz. Bu şekilde size yaklaşmak isteyen insanları da etrafınızdan kaçırıyorsunuz.

    İmalı sözler ile karşınızdakini iğnelemekten vazgeçin. Böylesi bir tutumla onu kendinizden daha üstün olarak gördüğünüzü ve rakibinizi yıpratmak istediğinizi açıkça belli ediyorsunuz. Kendinizi küçük düşürmeyin.

    Kendinizi sevin ve özel olduğunuzu hatırlayın. Kendinizi başkaları ile kıyaslamanız sizi sıradanlaştırır. Ortada kazanan ve kaybedenlerin olduğu bir yarışma yok. Kıyaslamaya son verdiğiniz an özgüveniniz yükselecektir.

    Davranışları ve sözleri ile sizi üzen, kötü hissettiren kişilerin yanında vakit geçirmek zorunda değilsiniz. Patavatsız, kaba, görgüsüz insanları etrafınızdan uzaklaştırın.

    Etrafınızdaki olumlu gelişmelerden beslenin, sadece bana hep bana yaklaşımı sağlıklı değil. Çevrenizdeki kişilerin hayatındaki pozitif gelişmeler size de umut ışığı vermeli ve hayatta güzel şeyler de oluyor, benim için de her an iyi gelişmeler olabilir mesajını alın.

  • Kıskanç erkeklerle baş etmenin yolları

    Kıskanç erkeklerle baş etmenin yolları

    Aşkın, önemli işaretlerinden biri kabul edilen kıskançlık, abartıldığı takdirde hayatı her iki tarafa da zehir edebilir. İşte yedi farklı kıskanç erkek profili ve bu rahatsız kişiliklerle baş etmenin yolları…

    “Sana açık kucaklar bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun…” Hepimizin bildiği bu şarkının sözleri gerçekten de çok ilginç. Düşünün öyle bir kıskançlık hali ki, sevgiliyi sevenlerin ölümünü istiyor. Masum bir sevgi gösterisi ya da sevginin kanıtı zannedilen kıskançlık, bir gün korkunç bir canavara dönüşebiliyor. Eh, bu noktada da kaçmak ve o hastalıklı ilişkiden çıkmak lazım çünkü kendinden kıskanmanın sonu yok.

    Uzmanlara göre kıskançlık duygusunun temelinde kaybetme korkusu, özgüven eksikliği ve sevgilisini insan değil, kendine ait bir çeşit eşya olarak görme fikri yatıyor. Ancak bunu biliyor olmak kıskançlık duymanızı engelleyemiyorsa, hayatınızı ne kendinize ne de karşınızdaki kişiye zehir etmeden önce biraz durup düşünmenizi öneriyoruz…

    Kıskanç insan tiplerini kategorilere böldük, tanıdık gelenlere dikkatle bakın; partneriniz ya da siz oralarda bir yerde olabilirsiniz. Kıskanç bir tipte diğerinin özellikleri de olabilir tabii, ya da burada yazılı olmayan başka kıskançlık modelleri de bulunabilir. Biz sadece yedi tanesine odaklandık.

    Lütfen unutmayın “Yaşasın beni kıskanıyor” cümlesini kurduğunuz an, her şey yeni başlıyor demektir. Kıskançlık, vahşi bir at gibi şaha kalkıp sizi üzerinden atabilir. Ya da usta bir biniciyseniz, uyum sağlayıp, usul usul ilerleyebilir. Onu kontrol etmek sizin elinizde kısacası, tabii gücünüzün yettiği yere kadar…

    1) ORTAM KISKANCI

    Kıskançlığın bu zararsız gibi görünen biçiminde, en çok dikkat çeken özellik, bulunduğunuz ortamların kıskanılmasıdır. Bu tip, yanınızda olmadığı anlarda hissettiği gereksiz şüphe yüzünden sürekli gerginlik yaşar. Çalıştığınız işyerinde kaç erkeğin bulunduğu, okul arkadaşlarınız, bir toplantıda yeni biriyle tanışıp tanışmadığınız, kız arkadaşlarınıza onu nasıl anlattığınız, dahası onların yorumları… Gördüğünüz gibi bu tiplerin bitmek bilmeyen bir merak listesi vardır. Bu konular hakkında sık sık dolaylı ya da direkt sorular sorarlar. Hatta bazen okulunuza ya da işyerinize aniden çıkıp gelirler. Bunların arasında en az ilgilendiği bölüm ise kız arkadaşlarınızla ilişkinizdir. Yabancı olduğu bir alandır bu çünkü. Ayrıca kızların özel romantik anları paylaştıklarını ve yorum yapılması gereken detaylara indirgediklerini bilir. Kızların yapacağı tek kelimelik bir yorumun bile ilişkileri bitme noktasına sürükleme gücü olduğunun da farkındadır. Bu nedenle kız arkadaşlar mevzusunun en tehlikeli alan olduğunu kısa sürede kavrayan kıskanç erkek modeli, başka konulara yönelir. Çeşitli sebeplerle kendisinin giremediği her ortamı, her anınızı kıskanır. Onun hakimiyet ve görüş alanı dışındasınızdır çünkü ve bu da onun için tehlike oluşturabilir.

    Peki, ne yapmalı? Eğer ona olan sevginizi kanıtlamak ve güven vermek istiyorsanız, o daha sormadan, bir olay anlatıyormuş gibi yaparak bulunduğunuz ortamla ve kişilerle ilgili küçük ayrıntılar verebilirsiniz. Böylece korkacak bir durum olmadığına ikna olabilir. Kıskançlığın panzehiri, güvendir.

    2) HEMCİNS KISKANCI

    Aslında diğer erkekleri kıskanma hali, geniş bir alanı kapsar. En belirgin tezleri “Ben erkekleri tanıyorum, akıllarından geçenleri biliyorum”dur. Bu nedenle sizi şeytani hemcinslerinden korumak için, çevrenizde kocaman bir duvar örerler. Elbette ki sizi korumak istemesi oldukça doğaldır ancak “Ona mı baktın, o kim, neden bu kadar sık görüşüyorsunuz, neden o kadar güzel gülümsedin ona?” kadar bıktırıcı sorular yaratması da çok mümkündür. Masada onun değil de bir başka erkeğin esprilerine daha yüksek sesle mi güldünüz yoksa? Eyvah, onu çoktan aldattınız!

    Ne yapmalı? Bu tip bir durumda, önce derin bir nefes alıp, kıskanmak ya da daha doğru deyimle işkillenmek için haklı sebepleri var mı tekrar bir düşünün. Belki de sevgilinizin kıskandığı erkeğe gerçekten fazla umut verici davrandınız. Belki ilgisi hoşunuza gitti. Bu, suç değil ki. Küçük ve zararsız flörtleşmeler her iki cinsin de ağzını tatlandırır. Tabii sakın bu cümleyi kıskançlıktan gözünü kan bürümüş partnerinize söylemeyin. Nabzını yoklayarak adım adım ilerleyin. Hazır olduğunda ise, onun erkekleri tanıdığı kadar sizin de kadınlık içgüdüsüne ve enerjisine sahip olduğunuzu söyleyin. Karşınızdaki erkeğin size gösterdiği ilginin derecesini ayırt edebildiğinizi sevgilinize anlatmaya çalışabilirsiniz. Tabii ikna olursa… Ancak bu cümleler, kendi yolunuza gitmek istediğiniz ayrılma süreçlerinde ve başka birisine gerçekten ilgi duymaya başladığınızda aleyhinize delil olarak kullanılabilir, bunu da unutmayın. En iyisi, bırakın kıskansın, hareket alanınızı çok kısıtlamadığı sürece idare edip alttan alabilirsiniz. Kıskançlığın panzehirlerinden biri de zekice idare etmektir. İdare edilen bunun farkına bile varmadan…

    3) KIYAFET KISKANCI

    Dekolte, mini etek, makyaj ve en sevdiğiniz dar elbiseniz… Bunlar, sevgilinizin kalp atışlarını mı hızlandırıyor? Size olan aşkından ve heyecanından değil tabii. Bu süsler ve kıyafetler panik -kontrol etme isteği- öfke ve kıskançlık krizi şeklinde yükselen bir eğri mi yaratıyor? O halde kolay gelsin, çünkü işiniz cidden zor. Önce, kendi kendinize durumu değerlendirin; dekolteyi çok mu abartıyorsunuz, yerine ve duruma göre kuralını çok mu bozuyorsunuz? Buna, kendi kendinize karar verin, etrafın ilgisi hoşunuza mı gidiyor yoksa sokakta yürürken bakışlardan rahatsız olup başka bir şey giymiş olmayı mı diliyorsunuz? Kendi kendinize sorduğunuz tüm bu sorulardan sonra ne istediğinizden eminseniz, geldik en zorlu kısma. Yani onu ikna etme aşamasına.

    Bu noktada, sevgilinizi, kendinizi birilerine beğendirme zaafı ile giyinmediğinize ikna etmelisiniz. Onun bakış açısında bunun kaba tabiri “aranan kadın”dır çünkü. Bu, ne yazık ki çoğu erkeğin beyninde yer etmiş bir önyargıdır. Ne derseniz deyin, seçimlerinizi dişiliğinizi, hatta cinselliğinizi ortaya çıkarma isteği olarak algılar. Denediniz, anlattınız ama baktınız olmuyor ve ne yardan ne serden geçebiliyorsunuz, o halde biraz geri adım atmakta ya da orta yolu bulmakta bir salonca yok. İlişkiler böyle değil midir? Her iki taraf da inat edip burnunun dikine giderse ve kendi doğrularına bir de karşısındaki kişi açısından bakmazsa ilişkiyi yürütmek hayli zor olacaktır.

    4) HAVADAN NEM KAPAN KISKANÇ

    Bu tiplere özetle paranoyak diyebiliriz. Gerçekten aklınızı, mantığınızı kullanarak kıskandığı şeyi anlamanız mümkün değildir. Kafasında kurar, kurar, sonra sanki siz kafasında kurduğu tüm hikayeyi biliyormuşsunuz gibi öyle bir cümle sarf eder ki, şaşkınlıktan donar kalırsınız. Deli ile deli olmamak lazım. Kimbilir geçmişinde ne korkunç aldatılma vakaları yaşadı ki bu hale düştü diye düşünüp anlayış göstermeli belki de. Ama herkesin de bir sabrı var değil mi? Geçmişinin ya da kuruntulu yapısının faturası niye size çıkıyor canım? Siz, verebileceğiniz kadar güven verin, huysuzluğunu her şekilde teskin edin. Baktınız, ağzınız ile kuş tutsanız dahi “O kuş erkek miydi, dişi miydi?” diye soruyor hiç durmayın. Artık güle güle mi dersiniz, yoksa “Değişir nasılsa” diye ümit ederek evlenir ve bir ömrü böyle tüketmeyi göze mi alırsınız, bilemeyiz, tabii karar sizin.

    5) TAM ARIZA KISKANÇ

    Bu erkek tipi, “havadan nem kapan kıskancın” biraz daha uzmanlaşmış bir versiyonu olup, daha da zararlıdır. Geçmişinizdeki tüm ayrıntıları siz nasıl olduğunu anlamadan, anlattıklarınız arasındaki boşlukları tamamlayarak öğrenir. Telefon defterinizdeki tüm isimlere hakimdir. Hatta listeye yeni birini eklediğinizi anında fark eder. E-posta şifrenizi bir kere öğrendi mi, her yazışmanız okunabilir. Bunları yapması için haklı bir sebebi de yoktur çoğu zaman. Doğuştan böyledir. Aşırı kontrolcü ve aşırı güvensiz. O kadar şüphecidir ki vazoda solmakta olan çiçeği kendisinin gönderdiğini unutup, ciddi bir yaygara koparabilir. (Hatta bu sonuncu örnek tecrübeyle sabittir!) Yolda eski bir sevgiliniz ya da çocukluk aşkınızla mı karşılaştınız, her üç kişinin de sağlığı için onları görmezden gelmenizde fayda var. Aksi takdirde, -hele de eski sevgilinin eli yüzü, itibarı ve parası ondan daha iyiyse- sonraki günleriniz tam bir kabusa dönüşebilir. Sizi günde üç kere sırf özlediği için mi arıyor sanıyorsunuz, bir daha düşünün. Sizden başka kimseyi bu kadar kıskanmadığını ve kıskanmayacağını, onun bu kıskançlıklarını sizin yarattığınızı, bunda sizin de suçunuz olduğuna inanıyorsanız tekrar düşünün. Arıza kıskançlar, bunu öyle ustalıkla yaparlar, kendilerinden bile bunu öyle iyi saklarlar ki, yıllar, “Aşkımız çok tutkuluydu, kimseyle, hiçbir şeyle paylaşamıyordum onu” sayıklamalarıyla geçer gider. Bu ilişki için çok da zaman harcamamanızı öneririz.

    6) KISKANDIRTMAYAN KISKANÇ

    Evet, kıskanmak, ilişkinin canlılığını koruması için yaratılmış ve her iki tarafın da kurallarını kabul ettiği eğlenceli bir oyun olarak görülebilir. Hafif flörtleşmelerin ardından ara sıra gelen minik hesap sormalar hoşa gider. Buraya kadar her şey tamam, yolunda ve dengeli. Ancak sorun, her iki tarafın da kuralları biliyor olmasına rağmen, oyunu sadece bir tarafın oynaması, öbürünün ise tribüne ya da yedekler kulübesine gönderilmesidir. Yani, o sizi kıskanır, sorularıyla gülümsetir ama sıra size geldiğinde garip bakışlarla karşılaşır ve çoğu zaman sorularınıza yanıt alamazsınız. Hatta oyuna katıldığınız için kendinizden utanmanıza bile neden olur karşınızdaki kişi. Aynı şeyi kendisinin de yaptığını söylediğinizde ise, kadın ve erkek arasındaki farkı gayet net ve soğuk bir tavırla açıklar. Kısacası “Bana kendi silahlarımla saldırma” der.

    Bu durumda yapılacak en iyi şey onunla oynamayı kesip ona “Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkalarına yapma” sözünü zevkle hatırlatmak olacaktır.

    7) ZORAKİ KISKANÇ

    Bu versiyonda asıl kıskanç olan taraf kadındır. Şimdiye kadar, kıskançlık erkeğin tekelindeymiş gibi anlattık ama yukarıdaki tüm maddeler kadınlar için de geçerli olabilir tabii. Diyelim asıl kıskanç taraf sizsiniz; zaten erkeklere sorsanız, onlar asla kıskanmazlar, yalan söylemezler ve dırdır etmezler. Tüm bunlar doğuştan kadınlara aittir. O kadar kıskançsınız ki onun kıskanmamasını bile kıskanıyorsunuz. Çiftler uzun süre beraber yaşadıktan sonra birbirlerine benzemeye başlarmış, üzüm üzüme bak baka kararır misali… İşte siz de onu kendinize benzetmek yolunda ilerliyorsunuz. Aman dikkat, oyunu fazla abartmayın ters tepebilir. Hiç kıskanmaz sandığınız erkeğiniz, yaptığınız türlü türlü numarayı, attığınız artistik taklaları fark etmiş ama fark etmemiş gibi davranıyor olabilir.

    Gül gibi kıskanmayan bir partneriniz varken değerini bilin. Çok kısa sürede başlangıç seviyesindeki kıskançtan, arıza kıskanca kadar yol alabilir ve o zaman mutsuzluğunuzun tek suçlusu siz olabilirsiniz. Sakın içindeki canavarı uyandırmayın ve üzerine fazla gitmeyin. Aşkınızı tazelemek ya da sevginizi kanıtlamak için daha zararsız binlerce yol olduğunu unutmayın.

  • Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu bir ilişki ve evliliğiniz olmasını istiyorsanız dikkat! Eşinize karşı sergilediğiniz ve hemen terk etmeniz gereken 7 davranış biçimi.

    1. Ailesini eleştirmek

    Eşinizin ailesi hakkında belki iyi belki biraz kötü hisleriniz olabilir. Ama siz siz olun, eşinize karşı ailesi hakkında eleştiri yapmaktan kaçının. Hiç kimse, arasında kan bağı olan yakınları hakkında sert sözler duymaktan hoşlanmaz. Dolayısıyla konu bir şekilde onun ailesine geliyorsa, dilinizi tutmanızda yarar var.

    2. Ajanlık yapmak

    Eşinizin nerede olduğunu, ne düşündüğünü ve diğer önemsiz ayrıntıları, Facebook’undan ya da Twitter’ından sürekli takip ederek, kendiniz için iyi bir şey yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Belki bu sayede onun, ilişkinizi ilgilendiren farklı alışkanlıklarından haberdar olabilirsiniz. Ama bu, ilişkinize yarar getirmekten daha çok zarar verebilir.

    3. Toplum içinde kavga etmek

    Çiftlerin ara sıra tartışmaları doğal bir şeydir. Ancak, bu tartışmanın kavgaya dönüşmesi, sık aralıklarla tekrarlanması ve özellikle başkalarının da olduğu ortamlarda herkesin ilgisini çekebilecek kadar kontrolden çıkması, sizin açınızdan utanç verici olduğu kadar ilişkiyi zedeleyici bir probleme de dönüşebilir.

    4. Kendinizi bırakmak

    Kendinize bakmayı bırakmak, kilonuza ve görünümünüze dikkat etmemek, sadece sizin sağlığınıza zarar vermekle kalmaz, ilişkinizde de karşı tarafa kötü bir mesaj verir. Kendinize bakmayı bıraktığınızda, eşiniz, ona bakmaktan da vazgeçtiğinizi, ilişkinizi önemsemediğinizi düşünecektir.

    5. Onu değiştirmeye çalışmak

    Çoğu kadının düştüğü bir hata bu! Kadınlar sürekli birlikte yaşadıkları erkeği geliştirmek için çabalarlar. Her ne kadar bu, ilişkiyi zora soksa, yeni problemler yaratsa da… Sürekli onu eleştirmek, yanlışlarını göstermek, bazı alışkanlıklarını değiştirmesi için uyarmak, kalp kırıcı olabilir. Bu da erkek açısından ilişkiyi tatsız hale getirir.

    6. Problemleri kafanıza takmak

    Herkes mükemmel bir ilişkiye sahip olduğunu düşünmek ister. İşte bu uğurda didinmek, sürekli ilişkinize ait problemlere kafa yormak, sizi üzer. Ama bu sorunları dile getirmeden, sürekli kendi içinizde onlarla boğuşursanız, kendinizi olduğu kadar eşinizi de incitebilirsiniz. İyi iletişim, mutlu olmanın ve uzun süreli bir ilişkinin köşe taşıdır.

    7. Yalan söylemek

    Birlikte güzel bir gelecek hayali kuruyorsanız, eşinize yalan söylemenin hiçbir gerekçesi olmamalı. Yani ‘beyaz yalanlar’ deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayın!

  • Kıskanç Erkekle Nasıl Baş Edilir?

    Kıskanç Erkekle Nasıl Baş Edilir?

    Kıskanç erkekle nasıl baş edilir?

    Ah şu kıskanç erkekler…

    Kıskanç sevgili ile berabersiniz yada kıskanç erkekler hep karşınıza çıkıyor yada kıskanç bir eşiniz var. Kıskanç erkeğe nasıl davranılır ve kıskanç erkek ile nasıl baş edilir buyurun yazımızı okuyun…

    Kıskanç erkek ve sevgilisi arasında geçen diyaloglar genelde şu şekilde olur:

    – Canım neredesin?
    – Kızlarla dışarıdayım.
    – Erkek sesi geliyor. Kim var yanında?
    – Yan masadan geliyor sesler.
    – Bu kadar yakından nasıl geliyor? Sana inanmıyorum…

    Ya da bir başka örnek:

    – Hayatım, bu etek biraz fazla kısa değil mi?
    – Ne var canım, alt tarafı diz üstü etek. Hem herkes giyiyor.
    – Beni herkes ilgilendirmiyor, sen ilgilendiriyorsun. Herkes sana bakacak.
    – Bana güvenmiyor musun?
    – Ben sana değil, insanlara güvenmiyorum. Arlısı var arsızı var…
    – Bırak bu kıskançlıkları artık lütfen.
    – Seven erkek kıskanır.

    İşte tam da erkeğin ağzından dökülen bu son cümle, bütün kıskanç erkeklerin ardına sığındığı yegane klişe. Kadın ne zaman dışarı çıksa, defalarca telefon açarak, “neredesin?”, “ne zaman geleceksin?” diye soran, eve geldiğinde de mutlaka kavga çıkaran ‘seven’ erkeklerin sevgi gösterisi kıskançlık halleri. Peki, erkeğinizin kıskançlık krizlerine sık maruz kalıyorsanız nasıl baş etmelisiniz?

    Güven verin

    Kıskançlığın itiraf edilmese de en önemli nedeni güven sorunudur erkek açısından. Size güvense de çevrenizdeki erkeklere güvenmediğini hissederek, sizi bir şekilde elinden alabileceklerine inanır. Ya da düşüncelerini bu kadar ileriye götürmeye bile tahammül edemez ve bir başkasının size bakmasını bile istemez.

    Bu durumda yapmanız gereken, giyim tarzınızdan, arkadaş ilişkilerinizde ödün vermek olmamalı. Aksi takdirde size istediğini yaptırabildiğini fark ettiği anda, başka isteklerini de peş peşe sıralamaktan geri durmayacaktır. Onu sevdiğinizi, gözünüzün ondan başkasını görmediğini, başkaları sizinle ilgilense de bundan etkilenmediğinizi anlatın. Kıskançlık biraz da onun özgüven sorunundan kaynaklandığına göre onu ne kadar yakışıklı bulduğunuzu her fırsatta dile getirerek kendine güvenmesini sağlayın.

    Kıskançlık yapmasına fırsat vermeden, sormak isteyeceği soruların yanıtlarını normal konuşmanızın içinde vererek, bulunduğunuz ortam, yanınızdaki insanlarla ilgili küçük ayrıntılardan söz ederek, korkulacak bir şey olmadığı hissini yaşatmak da güven vermek için iyi bir yol.

    Başka erkeklerin bakışları

    Yolda yürüyorsunuz ve başka erkekler size baktığında sevgiliniz deliye dönüyor. Buna itiraz ettiğinizdeyse, “Başka kadınlar bana baksa sen n’aparsın?” diyor. Bunun üstesinden gelmenin en güzel yolu şu cümleleri kurmak: “Bana bakmaları beni güzel bulmalarından. Ben de kadınların sana baktığını gördüğümde, senin yakışıklılığınla övünüyorum, gurur duyuyorum.”

    Kadınlık içgüdüsü

    Sizi diğer erkeklerden kıskandığında, hemen savunmaya geçip kavga çıkarmak yerine durup şöyle bir düşünün. Belki de gerçekten kıskanmasına neden olacak samimiyette davrandınız o erkeğe. Biraz sinirlerinin yatışmasını bekleyin ve yavaş yavaş, kadınlık içgüdünüz sayesinde karşınızdaki erkeğin size gösterdiği ilginin derecesini ayırt edebileceğinizi anlatın ona. Tanıdığınız, konuştuğunuz hiçbir erkeğe karşı, ona hissettiğiniz duyguları hissetmediğinizi vurgulayın. Sizin gözünüzde sevgiliniz dışında tüm erkeklerin kız arkadaşlarınızdan farksız olduğunu söyleyin.

    Erkek arkadaşlarınızla tanıştırın

    Sadece kız arkadaşlarınızla görüşecek değilsiniz ya, sevgiliz var diye! “Şimdi erkek arkadaşlarımla görüştüğümü söylersem benimki arıza çıkarır” diye düşünüp arkadaşlıklarınızı bozmaya değmez. Siz iyisi mi, sevgilinizi erkek arkadaşlarınızla tanıştırın. Birlikte iyi zaman geçirebileceğiniz aktiviteler organize çalışın. Arkadaşlarınızdan size zarar gelmeyeceğine inandığında, kıskanması için bir sebep kalmayacak ortada ve siz o olmadığı zamanlarda da rahatlıkla erkek arkadaşlarınızla görüşebileceksiniz.

    Alttan almak yetmiyorsa…

    Bazen hafif kıskançlık belirtileri hoşunuza gidebilir. Sizi sevdiğini ve bu nedenle sahiplendiğini hissedebilirsiniz. Hem kıskançlığın temelinde kaybetme korkusu da bulunuyor. Sizi kaybetmekten korkması da hoşlanabileceğiniz bir şey. Bu durumda alttan almak sorun çıkmamasını sağlar. Ama kıskançlığın aşırıya kaçtığı, artık ilişkinizi tehdit eder boyuta vardığı durumlarda, bunu ona açıkça belirtmeli, “Böyle devam edersen bu ilişkiyi sürdüremeyiz” cümlesini kurmalısınız. Kıskançlık, onun da engel olmak istediği ama bir türlü halledemediği bir konuysa, bir psikoloğa görünmesini tavsiye edebilirsiniz.

  • Kıskançlığı Dizginlemenin Yolları

    Kıskançlığı Dizginlemenin Yolları

    Seven kıskanır mı, yoksa kıskançlık bir tür delilik mi? Kökeni her neyse bizi raydan çıkaran bir ruh hali olduğu kesin. Kıskançlığı kontrol altına almayı öğrenirsek hem bize hem kıskandığımıza hayat cennet olabilir. Peki nasıl? Darwin’e göre, rekabeti önlemek ve çocuklarımızı korumak vücudun çabasıydı. Psikologlar bunu genellikle deliliğin yakın kuzeni diye adlandırıyor. Kökeni ne olursa olsun, romantik kıskançlık genellikle gerçek temellere dayanmaz ve bizi tamamen kaybetmişiz gibi hissetmemize sebep olur. Eğlenceli değil! Muhakeme yeteneğimiz olması sevindirici…

    İşte içinizdeki kıskançlık canavarını kontrol altında tutabilmeniz için düşünmeniz gerekenler:

    Pozitif düşüncenin gücü:

    Bir kıskançlık krizini kontrol edemeyebilirsiniz, ama biraz da yoğunlaşma ile düşüncelerinizi daha mutlu bir yere götürebilirsiniz.

    Psikolog Ayala Pines, Romantic Jealousy’nin yazarı, eski mutlu zamanlara konsantre olmayı öneriyor “Sevgilinizin en son yaptığı güzel şey ya da kendinizi harika hissetmenize sebep olan güzel bir şey” gibi. Kalıcı bir çözüm değil ama elinizdeki kadehin içindekini diğer kadının suratına fırlatmamanıza yarayabilir.

    İkinci bir fikir sorun:

    Kıskançlık krizinizi sevgilinizin gözleri önüne sermeden önce mutlaka ikinci bir fikir edinin; bu en yakın arkadaşınız olabilir. Sizin göremediğiniz ayrıntıları fark eder ve tarafsız davranmanıza yardımcı olur.

    Kendi kıskançlık ucubenizi sahiplenin:

    Kıskanç bir insan değilmişsiniz gibi davranmaktan vazgeçin çünkü kabarıp kabarıp daha yıkıcı bir patlama ile bitmesi muhtemeldir. Bunun yerine kıskançlığınızı tetikleyen insan/durumla ilgili sorular sormaya başlayın.

    Neye benziyor, ondan etkilendi mi, ne hakkında konuştular? Zamanla, bu soruları suçlayıcı bir tavırla değil, doğal bir tavırla soracak kıvama geleceksiniz. Bebek adımları…

     Rakibinizi tanıyın:

    Partnerimizin bir başkası ile birlikte kaçtığını düşündüğümüzde, bize tercih edilenin Tanrının yarattığı en mükemmel canlılardan biri olduğunu düşünmemiz komik.

    Halbuki bu kuruntulardan kurtulmanın çok basit bir yolu var: diğer insanla tanışın. Tabi eğer karşılaşacağınız insan gerçekten çekici ve seksi ise defolarını bulmak için hevesli olacaksınızdır.

    Bu arada, Pines, ilişkilerdeki en sık kıskançlıkların iş/ofis bağlantılı ilişkilerden kaynaklandığını belirtiyor.

    Kusurlarını bulun:

    En öğretici tavsiyelerden birisi olmasa da kıskançlık atağını bastırmak için sebep olan insanı sessizce ve özel olarak incelemekten geçiyor.

    Bir açığını bulanan kadar! Bulduktan sonra bunu kullanmak değil elbette, her şey kendi içinizi rahatlatmak için…

    Bir hayat edinin:

    Partnerinizden ayrılana kadar ne kadar az hobiniz ve arkadaşınız kaldığını fark etmezsiniz. Ama bunu görebildiğiniz an da ayrılık, psikolojik sağlığınız için daha tehdit edici bir hal olacaktır.

    Oysa tekrar sosyalleşerek, yeni insanlar tanıyarak ve zamanınızı keyifli geçirerek kıskançlık nöbetlerinden kendinizi uzaklaştırabilirsiniz.

    Çocukluk bagajını boşaltın:

    Babanız çok mu çapkındı? Anneniz hep resmin dışında mıydı? Pinbes’a göre bu sürekli tehlikeli insanlarla çıkmayı tercih etmenizin sebebi olabilir: “Ebeveynlerinin ilişkisine dair kendisini güvende hissetmeyen ya da gençken birbirlerini aldatmalarına şahit olan birisinin kıskançlığa eğilimi daha çok olabilir. Yani kıskançlığı tetikleyen konular üzerinde kontrol sahibi olmak için çocukluk sorunlarının farkında olunmalıdır.